Yetişkinlerde besin alerjisi tanısı ayrıntılı öykü ve testlerle konulmaktadır.  Besinlere şikayet bildiren tüm hastalar klinik olarak besin alerjisi değildir. Besin alerjisi her yaşta başlayabilir ve birçok yetişkin besin alerjisi geliştirir. Bu nedenle, ayrıntılı bir yönlendirme öyküsü tanı için temel bir anahtardır. Besin maruziyeti ile ilgili semptomların geçici olarak ilişkilendirilmesi, reaksiyonun tipi ve şiddeti, tedaviye yanıt ve reaksiyonun tekrarlanabilirliğinin saptanması teşhiste önemlidir. Tanı, deri prick testi veya kanda sIgE’yi ölçen serolojik test ile suçluya duyarlılık kanıtı ile doğrulanır.

Yetişkinlerde Besin Alerjisi

IgE aracılı besin alerjisi, belirtilerin hemen başlaması ile karakterize edilir (çoğunlukla 2 saat içinde). Yutulduktan sonraki gecikmiş reaksiyonlar, gıda intoleranslarına veya gıda proteinine bağlı enterokolit gibi gecikmiş anafilaksi veya kurdeşenlere, galaktoz-a-1,3-galaktoz (a-gal) alerjisine sekonder memeli etlerine bağlı olabilir. Bu nedenle, belirli bir yiyeceğe tutarlı, gecikmeli bir reaksiyon bildiren hastaların bile değerlendirme için bir alerji uzmanına yönlendirilmesi gerekir. Alerji uzmanınız yetişkinlerde besin alerjisi tanısı için gerekli değerlendirmeleri yapacaktır.

Besin Alerjisi Belirtileri Nelerdir?

IgE aracılı bir besin alerjisi gösteren tipik besin alerjisi belirtileri hızlı başlangıcıyla (3 saat içinde) karakterize edilir. Belirtiler; ürtiker, anjiyoödem, bronkospazm, bulantı, kusma, bazen ishal ve ciddi vakalarda  hipotansiyon, bilinç kaybı ve şoka (anafilaktik şok) bağlı baş dönmesidir.

Muhtemel besin alerjisi için değerlendirme için başvuran birçok yetişkin şişkinlik, bağırsak hareketlerindeki değişiklikler, kronik karın ağrısı veya yorgunluk gibi spesifik olmayan belirtilerden şikayetçidir. Bu spesifik olmayan belirtiler IgE aracılı bir besin alerjisinin göstergesi değildir ve çoğunlukla diğer besin intoleransı türlerini düşündürür. Besinlere bağlı enterokolit sendromundaki gibi gıda ile ilgili diğer bazı reaksiyonlar, gecikmiş karın ağrısına ve şiddetli yorgunluk ve hatta uyuşukluk noktasına kadar kusmaya neden olabilir. Bu hastalarda, cilt veya solunum yolu belirtileri gibi diğer klasik besin alerjisi semptomları yoktur. Besinlere bağlı enterokolit sendromu aslında bir pediatrik hastalık olduğu düşünülmesine rağmen, şimdi yetişkinlerde, özellikle kabuklulara daha yaygın olarak bildirilmektedir. Bu durum, gecikmiş mide bağırsak belirtileri, özellikle deniz ürünleri ile başvuran hastalar bulunur ve değerlendirme için bir alerji uzmanına yönlendirilmelidir. Besinlere bağlı enterokolit IgE aracılı olmadığından besinlere serolojik testler negatiftir.

Besin Alerjisi Tedavisine Yanıt

Antihistaminikler gibi tedavilerle semptomların çözülüp çözülmediğini veya düzelip düzelmediğini ve epinefrin gerekip gerekmediğini/verildiğini bilmek önemlidir. Reaksiyon ne kadar şiddetliydi? Acil serviste tedavi gerektirdi mi ve eğer öyleyse ne verildi? Tedavi sonrası semptomların ne kadar sürdüğünü bilmek de önemlidir. Şiddetli solunum semptomları ve anafilaksi gelişen hastalar tekrar şiddetli reaksiyon gelişimi için daha yüksek risk altındadır.

Alerjik Besine Tekrar Maruz Kalma Öyküsü

Besin alerjisi belirtileri tekrarlanabilir. Alerji endişesi varsa, yiyecekleri tekrar yemeyi denemeniz tavsiye edilmez. Ancak çoğu zaman hastalar reaksiyondan bu yana yiyecekleri yemiş ve değerlendirme için gelmeden önce tolere etmişlerdir.

Hastalar, herhangi bir belirti geliştirmeden reaksiyonlarından bu yana aynı yiyeceği/yiyecekleri tüketmişlerse, klasik IgE aracılı besin alerjisine sahip değildirler. Bunun birkaç istisnası vardır. Örneğin, bazı yiyecekler yüksek ısıya maruz kaldıktan sonra tolere edilir. Bu en yaygın olarak yumurta ve süte alerjisi olan ancak pişmiş ürünlerdeki yumurta ve sütü tolere edebilen kişilerde görülür. Bu besin alerjisi olan hastalar, süt veya yumurtadaki fırınlama ile parçalanan ve sadece çiğ ve / veya hafif pişmiş ürünlere tepki gösteren ısıya duyarlı bir proteine duyarlıdır. Polen oral alerji sendromunda hastalar sadece çiğ meyve veya sebzelere tepki gösterir ve bu yiyecekleri pişmiş veya konserve formlarda tolere eder. Ayrıca, bazı balık alerjik hastalar konserve ton balığı gibi konserve balığı tolere edebilir.

Diğer bazı besin duyarlılığı türleri, tüketilen besin miktarına bağlı olabilir veya besine bağımlı, egzersize bağlı anafilaksi durumunda egzersiz gibi diğer faktörlerin birlikte ortaya çıkmasına bağlı olabilir. Bu durumun, tek başına tolere edilen gıdaya, genellikle buğdayın IgE’ye duyarlılığından kaynaklandığı düşünülmektedir. Ancak egzersizle veya bazı durumlarda steroid olmayan antienflamatuar ilaçlar veya aspirin ile birleştirildiğinde anafilaksiye neden olur.

Besin Alerjisi Teşhisinde Alerji Testleri

Besin alerjisi tanısının, deri prick test veya seruma özgü IgE’yi ölçen serolojik test ile suçlu besine duyarlılık kanıtı ile doğrulanması gerekir. Destekleyici klinik öyküsü olmadan bu testler yararlı değildir ve besin alerjisi teşhisi için kullanılmamalıdır. Tek başına pozitif bir alerji testi (deri prick test veya seruma özgü IgE) alerjiyi değil, sadece duyarlılığı gösterir. Başka bir deyişle, hasta antikor geliştirmiştir, ancak reaksiyon göstermez. Daha büyük deri prick testi sonucu veya daha yüksek sIgE düzeyleri konsantrasyonu, IgE aracılı alerjiye bağlı olarak daha yüksek klinik reaksiyon olasılığı ile ilişkilidir. Bununla birlikte, bu belirteçlerin hiçbiri besine bağlı alerjik reaksiyonların şiddeti ile ilişkili değildir.

IgE aracılı olmayan besin alerjisinin tanısında deri prick testi veya gıdaya özgü IgE seviyeleri için herhangi bir rolü yoktur. Teşhis belirsizliği durumunda, besin/besinlere oral provokasyon gerekir. Bu provokasyonun kontrollü bir ortamda, genellikle açık besin provokasyon olarak yapılması gerekir.

Besin Alerjisi Tanısında Moleküler Alerji Testinin Önemi

Bileşen çözümlü tanı testi gibi (moleküler alerji testi) diğer laboratuvar testleri karar vermede yardımcı olabilir ve tanı doğruluğunu artırabilir. Bileşenle çözülmüş tanı testi, standart alerji testi için kullanılan tam alerjenlerden ziyade spesifik besin proteinlerine reaktiviteyi tanımlamak için bir besin içindeki bireysel alerjenik proteinleri kullanır. Bazı besinler için spesifik besin proteinleri anafilaksi ile, diğerleri ise polen alerji sendromu ile ilişkilidir. Bu modalitenin adjuvan kullanımı, besin alerjisi teşhisinde ve maruz kalma risklerinde daha doğru bir değerlendirme sağlayabilir. Örneğin, fıstık, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaygın bir besin alerjeni olup, genellikle hayatı tehdit eden anafilaksiye neden olur. Bununla birlikte, fıstık alerjisi polen oral alerji sendromunda da görülür. Çünkü fıstıktaki bazı proteinler huş ağacına alerjiyle çapraz reaksiyona girer. Hastanın öyküsü/besin reaksiyonu bakımından besinlerin bileşenine karşı alerji testleri, besin proteinine bağlı enterokolit sendromunu anafilaksiye neden olan ve hayatı tehdit edebilen IgE’ye bağlı fıstık alerjisinden ayırmaya yardımcı olabilir. İlkinde polen alerjisine bağlı Ara H 8, hastaların duyarlı hale getirildiği proteindir, anafilaksi Ara H2’ye duyarlılık ile ilişkilidir. Serolojik IgE testi her iki durumda da pozitif olabilir ve buna dayanarak teşhis, gereksiz gıda kaçınmasına ve bununla ilişkili duygusal yüklere neden olabilir (gıda korkusu, yemek yeme korkusu ve SIE taşıması gerekir).

Besin alerjisini belirtileri olan kişiler için uygulanacak ciltten gıda alerji testi, kandan gıda alerji testi, alerjen besinlerin alımına ara verilmesi ve besin yükleme testleri gibi testler sadece alerji uzmanları tarafından yapılmalıdır.

Sonuç olarak

-Yetişkinlerde besin alerjisi teşhisi için besin alerjisi belirtilerinin varlığı açısından ayrıntılı öykü önemlidir.

-Besin alerjisinden şüphelenildiğinde gerekli testlerin yapılması gereklidir

-Çoklu gıda alerjileri varsa veya oral alerji sendromu gibi bir durum varsa moleküler alerji testleri yapılması faydalı olacaktır

-Besin alerjisi teşhisinin bu konuda eğitim almış alerji uzmanları tarafından yapılması çok önemlidir.