Yetişkinlerde astım hastalığı ile ilgili dünyanın değişik bölgelerinde astım sıklığını araştıran çalışmalarda, özellikle çalışma tasarımları ve astım kriterleri standart olmadığında, çok farklı sonuçların bildirildiği görülür. Bu çalışmalarda bildirilen astım sıklığı oranları %1 ila 18 arasında değişmektedir. Genele bakıldığında, astım hastalığının dünyada yaklaşık 300 milyon insanı etkilediği tahmin edilmektedir. Dünyada gerçekleşen her 250 ölümden birinin de astıma bağlı olduğu düşünülmektedir. Yaşam tarzı ve çevresel faktörlerle ilişkili olarak, diğer alerjik hastalıklar gibi astımın da sıklığında bir artış gözlenmekte ve beklenmektedir. Ülkemizde yetişkinlerde astım sıklığını araştıran çalışmalarda değişik bölgelerden %2 ile %17 arasında farklı sonuçlar bildirilmiştir. Astım hastalığının ülkemizde kıyı kesimleri ve büyük şehirlerde daha sık görüldüğü, yetişkin yaş grubunda astımın kadınlarda daha yaygın olduğu gösterilmiştir.

Bazen astım atakları hastada sadece belirli bir alerjene (ör. kedi) maruz kaldığında veya iş ortamında veya nefes darlığından ziyade öksürük şeklinde görülebilir. Bazı hastalarda ise astım ileri yaşta ortaya çıkabilir. Bu tür durumlarda astım tanısını koymak zorlaşabilir veya gecikebilir. Bu hastalar da düşünüldüğünde astım sıklığı sanıldığından daha yüksek olabilir.

Yetişkinlerde Astım Önlenebilir Mi?

Yetişkinlerde astım hastalığı ortaya çıkmasında bazı risk faktörleri tespit edilmiştir. Bunların başında genetik ve cinsiyet gibi elimizde olmayan kişisel faktörler gelir. Obezite de tek başına astım için bir risk faktörüdür. Vücut kitle indeksi 30’un üzerine olanlarda astım daha sık görülür ve daha zor kontrol edilir.

Genetik olarak astıma yatkın olanlarda astım gelişimine yol açan çevresel faktörler arasında alerjenler (ör. ev tozu akarları, küf, hamam böceği), mesleki duyarlılaştırıcılar (ör. dezenfektanlar, odun tozları), sigara, hava kirliliği ve beslenme alışkanlıkları sayılmaktadır.

Alerjik duyarlanmanın önlenmesi ve duyarlanmış kişide astımın oluşmasının engellenmesi için yapılan çalışmalara primer korunma denir. Primer korunma stratejilerinin temel hedefi ise doğum öncesinden itibaren yaşamın ilk yıllarıdır. Dolayısıyla, yetişkin dönemde alınabilecek önlemler sınırlıdır. Yine de, oluşabilecek astımın kontrolünü bozacak obezite, sigara, hava kirliliği gibi risk faktörlerinden kaçınılmalı, solunumsal rahatsızlıklara neden olan ürünlerin kullanıldığı çalışma ortamlarının sağlıklı havalanması sağlanmalı ve gerekiyorsa maske kullanılmalı, Akdeniz tipi ve meyve tüketiminin ihmal edilmediği bir beslenme alışkanlığının takip edilmesi uygundur.

Daha çok alerji aşısı olarak bilinen alerjen immünoterapisinin çocuklarda astım gelişimi riskini azalttığı bilinmekle birlikte, yetişkinlerde bu etkiyi sağladığı gösterilememiştir.

Alerjik Astım Neden Oluşur?

Astım, hava yollarının yangısal bir hastalığıdır; hava yollarında yer alan birçok iltihabi hücre ve maddenin etkileri sonucu hava yolu aşırı duyarlılığı ve astımla ilişkili şikayetler (öksürük, nefes darlığı gibi) oluşur. Astım şikayetleri alerjik veya alerjiden bağımsız olarak gelişebilir. Alerjiden bağımsız olarak sigara dumanı, hava kirliliği, soğuk hava, ağır kokular, yoğun duygular (ör. ağlama, gülme) gibi farklı etmenler astım şikayetlerini tetikleyebilir.
Bağışıklık sisteminin normalde zararsız bir maddeyi (ör. polen) tehdit olarak algılayıp tepki göstermesine alerji denir. Bağışıklık sistemi vücudu korumak için bu maddelere (alerjenlere) tutunan antikorlar (IgE) üretir. Alerjiye bağlı olarak göz, burun, akciğer, cilt ve bağırsak gibi farklı organlarda reaksiyonlar olabilir. Kişi duyarlı olduğu bir alerjene maruz kalınca öksürük, nefes darlığı, göğüste sıkışma gibi akciğer yakınmaları oluşuyorsa buna alerjik astım denir. Alerjik astıma en çok neden olan alerjenler ev tozu akarları, polenler, küfler, hayvan epitelleri ve hamam böceğidir.

Yetişkinlerde Alerjik Astım Şikayetleri Nedir?

Yetişkin hastalarda alerjik astıma bağlı olarak en sık görülen şikayetler nefes darlığı, hırıltı (nefes verirken ötme benzeri bir ses çıkması), öksürük ve göğüste sıkışma hissidir. Öksürük özellikle geceleri ve belirli tetikleyicilere maruz kalındığında daha yoğundur. Astım hastaları üst solunum yolu enfeksiyonlarının hemen göğüslerine indiğinden ve uzun süre kendilerini rahatsız ettiğinden yakınırlar.
Alerjik astımı olan insanlarda alerjik rinit, atopik dermatit (egzama), alerjik konjunktivit (göz nezlesi) gibi eşlik eden rahatsızlıklara ait yakınmalar da olabilir. Alerjik rinitte burun akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı, burunda kaşıntı sık görülür. Alerjik konjunktivittte gözlerde yaşarma, kaşıntı, kızarıklık olur. Atopik dermatitte ciltte kaşıntı, kuruluk, kızarıklık ve çatlamalar görülür.

Astım Belirtisi Sadece Öksürük Olabilir Mi?

Bir grup astım hastasında temel şikayet nefes darlığı ve hırıltı değil öksürüktür. Öksürük varyant astım olarak adlandırılan bu tabloda hastanın öksürüğü alerjenler, soğuk hava, egzersiz, bazı ilaçlar gibi tetikleyicilerle kolayca ortaya çıkar. Bu hastaların öksürük yanıtı eşiği diğer insanlara göre daha düşüktür. Hastaların hava yollarındaki doku değişiklikleri ise klasik astım hastalarındakine benzer.
Hastaların fiziki muayeneleri ve solunum fonksiyon testleri tamamen normal olabilir. Astım tanısı ancak hava yolunu daraltan maddelerin kullanıldığı özel solunum testlerinin yardımıyla veya doğrudan deneme astım tedavilerine iyi yanıt alınmasıyla konabilir.