Yuvanızda daha evvelinde beraber yaşadığınız bir evcil hayvana sahipseniz, sizi güzel bir haber bekliyor! Ulusal Sağlık Enstitüleri, Ulusal Biyoteknoloji ve Jama Pediatri Bilgi Merkezi’nden ulaşılan en güncel veriler, evcil hayvanlara spesifik anlamda 12 aydan evvel maruz kalmalarının, çocuğunuzun yedi yaşından evvel astım gelişim oranını düşüreceğini düşündürmektedir. Bahsedilen bu araştırmalar, evcil hayvan kepeğine daha erken maruz kalınması halinde egzamayı ve saman nezlesini gözle görünür düzeyde azaltabileceğini ve bunun yanı sıra çocuklar odağından solunum yolu enfeksiyonlarının oranını düşürebileceğini gözler önüne sürmektedir.
Dünyaya gözlerini açtıktan itibaren hayatlarının ilk senelerinde çocuklar, evcil hayvanlar ile aynı yaşam sahasında bulundukları durumlarda yine de hastalanmayı sürdürebilecek olsalar dahi evcil hayvanlarla erken yaşlarda yaşama imkanına sahip olan çocuklar (görece kedilerde daha düşük) daha düşük oranda kulak ve üst solunum yolu enfeksiyonu yaşamasının yanında daha az antibiyotik ihtiyacına sahiptirler. Tüm bunların yanı sıra, ne yazık ki yaşları daha. Büyük olan çocuklar hali hazırda duyarlı olsalar dahi evcil hayvanlara karşı alerjik reaksiyonlar geliştirebilmektedirler ve bu sebeple evcil hayvanları açık havada beslemek ve yatak odalarından uzak tutmak yararlı olacaktır.
EVCİL HAYVANLAR PARAZİT ve MİKROP BARINDIRIR MI?
Evcil hayvanların her daim temiz alışkanlıklara sahip olmadığı ve yaşam alanına parazitler ya bakteriler getirebileceği yanlış olmayan bir önerme olsada, duyarlı bir temizlik rutini mikropları yok etme noktasında yardımcı olabilmektedir. Evcil hayvanlarla (spesifik olarak Salmonella tarzındaki bakterileri barındırabilen sürüngenlerle) temastan sonra sık sık elleri dezenfekte etmek çok önemlidir. Enfeksiyon riskini ise düşürmek adına evcil hayvanlarınıza düzenli parazit tedavisi, sağlık ve veteriner bakımı sağlamak elzemdir. Evcil dostunuza parazitik ya da bakteriyel bir enfeksiyon saptaması yapılması halinde, semptomları gözlemleyebilmeniz ve gerekli olduğu durumlarda çocuğunuz adına ne çeşit bir tedavi yolunun izlenebileceğini bilebilmeniz adına karşılaştığınız durumu çocuk doktorunuza bildirin.
EVCİL DOSTUNUZ YENİ BEBEK İÇİN NE HİSSEDECEK?
Hali hazırda sizinle yaşayan evcil dostlarınızın, aileye yeni dahil olan bir bebeğin hissiyatını, kokusunu ve sesini içselleştirebilmesi birkaç gün alabilir. Evcil hayvanınız ve bebeğinizi bir araya getirmeden evvel bebeğin kokusunun sindiği bir eşyayı koklatmak kolaylık sağlayabilir. Hastaneden sonra eve ilk adımınızı attığınızda, evcil hayvanınıza selam verdiğinizden ve ona ayırdığınız özel bir vakitte onunla ilgilenip, tüm ilgiyi onda topladığınızdan emin olmalısınız. Birkaç gün süren oryantasyondan sonra evcil hayvanınızın ailenizin yeni üyesi olan bebeğiniz ile tanışmasını sağlayabilirsiniz. Söylemekte yarar vardır ki evcil hayvanlar öngörülemez olabilirler ve aileye katılan yeni bir bebeğin varlığı stresli bir ortamın oluşmasına zemin hazırlayabilir, bu sebeple evcil hayvanınız ve bebeğiniz bir aradayken sürekli gözlem altında olmanız ve onları yalnız bırakmamanız çok daha sağlıklı olacaktır.
PEKİ YA EVCİL HAYVANIMIZ HAYATA GÖZLERİNİ YUMDUĞUNDA NE OLUR?
Bir evcil hayvanın vefat etmesi, çoğu zaman bir çocuğun yas ve kayıp ile alakalı ilk tecrübesidir. Çocuğunuzun gelişim basamaklarına ve yaşına bağlı olarak ölüm olgusunun kalıcı olduğunu açıklamak oldukça zor bir görevdir, bu sebeple yapmış olduğunuz açıklamayı bazen tekrar tekrar yapmanız gerekebilir. Güvensizlik ve kafa karışıklığının önüne geçmek adına yaptığınız açıklamayı doğru, dürüst ve basit bir söylem dili ile gerçekleştirmeniz gerekmektedir. Bu tarz bir olay örgüsü ışığında, çocuğunuz birtakım karışık duygular yaşayacak ve muhtemel anlamda birçok soru soracaktır. Bu sebeple bir evcil hayvanın kaybı konusu merceğinden enformasyonel analiz yapmak, konu odağındaki kitaplardan yararlanmak doğru bir yoldur. Bir evcil hayvanın hayatını kaybetmesi, travmatik bir tecrübe olsa dahi ölüm olgusunun hayatımızda görmezden gelinemez ve kaçınılmaz konumundan kaynaklı olarak, çocuklar üzerinde gelecekte olası bir ölüm ve yas durumunun yaşanması halinde onlara bir deneyim oluşturma konusunda yardımcı olabilmektedir.
ALERJİ AŞILARI (ALERJEN SPESİFİK İMMÜNOTERAPİ)
Alerjen immünoterapisi, kuvvetli alerjenlerden uzun vadede rahatlama getirmeyi hedefleyen birçok tedavi içermektedir. Üç başlık altında tanımlandığında şu şekildedir:
· Alerji İmmünoterapisi
· Alerji Aşıları
· Deri Altı İmmünoterapi
Yakın çevrenizde bir değişiklik içerisine girdiğinizde dahi gündelik yaşantınıza nüfuz edebilecek son derece kuvvetli alerji reaksiyonlarına sahipseniz, alerji aşılarını gözden geçirebilirsiniz. Alerji aşısı adı verilen tedavi yöntemi temelde;
· Tüyler
· Polen
· Sokan Böcekler
· Toz Akarları
· Bir köpek ya da kediden kaynaklı evcil hayvan kepeği
· Küf Mantar Sporları
Alerji aşıları tavsiye edilen sıralama ile uygulandığı takdirde, hissedilir derecede rahatlama sağlayabilir ve bunun yanı sıra alerji aşısı opsiyonu, etkin bir biçimde faaliyet gösterebilmek adına uzun vakit alan bir taahhütü gerekli kılmaktadır.
ALERJİ AŞISI YAPTIRMAK İÇİN KİMLER İYİ BİR ADAYDIR?
Aşı tedavisi, uygulayan doktorun ofisinde sıklıkla enjeksiyonlarla uygunlanır, bu sebeple aşı tedavi yöntemine vakit ayırabilmeniz gerekmektedir. Alerji aşıları;
· Alerjik Astım
· Göz Alerjileri ya da alerjik konjonktivit
· Alerjik Rinit
· Böcekler (Spesifik olarak arı ve diğer ısıran böcekler)
Alerji aşıları, solunan alerjenler ve böcek zehirlerine karşın duyarlı olanlarda en iyi sonucu sağlama eğilimindedir. Bunun yanı sıra tüm sene boyunca alerjik reaksiyonlarla mücadele ediyorsanız ve uzun vadeli ilaç kullanmayı tercih etmiyorsanız alerji aşısı için iyi bir aday konumunda olabilirsiniz.
KİMLER ALERJİ AŞISI YAPTIRMAMALIDIR?
Alerji aşı tedavisi yalnızca en az beş yaşında olan bireylerde uygulanır. Bunun sebebi, henüz beş yaşına gelmemiş çocukların, tedavinin sonlandırılmasına neden olacak muhtemel rahatsızlıklar ve yan etkiler odağından tam anlamda iletişim sağlayamamalarıdır.
Alerji Aşıları;
· Hamilelik
· Şiddetli Astım
· Kalp Hastalıkları’nın yaşandığı durumlarda önerilmemektedir.
ALERJİ AŞILARI NASIL ETKİLER?
Alerji aşıları, daha evvelinde saptanan alerjen kaynaklı semptomları en az düzeye indirgeyerek çalışmaktadır. Her bir enjeksiyonun içerisinde eser miktarda alerjen barındırır, bu sayede vücudunuz zaman içerisinde saptanan alerji semptomlarına karşı bağışıklık kazanır. Süreç, bağışıklığınızın istilacı maddelerle savaşabilmek adına yeni antikorlar üretebildiği bir aşı yaptırması örneğine oldukça benzerdir. Alerji aşıları, bağışıklık sistemi içerisinde barınan diğer maddelerin ve hücrelerin alerjenlere karşı tepki olarak çalışma biçimini de optimize etmektedir. Sonuç olarak, başarılı immünoterapi tedavisi, vücudun alerjenlerle savaşmasına ve olumsuz semptomları azaltmasına fayda sağlar. Alerji aşıları, zaman içerisinde genel alerji semptomlarını en az düzeye indirgemeyi hedefler. Alerjik astımın varlığı durumunda ise azaltılmış astım semptomlarını da görmek mümkündür.
ALERJİ AŞISI NASIL UYGULANIR?
Alerji aşılarına başlamadan evvel ilk aşamada kapsamlı bir değerlendirmeye ihtiyacınız olacaktır. Doktorunuz, aşılarda tam anlamıyla hangi maddeleri kullanacağını kesinleştirmek adına alerjinizi test etmelidir. Örneğin, polen mevsiminde alerjik reaksiyonlarınız ortaya çıkıyorsa, spesifik olarak hangi polen türlerinin semptomlara yol açtığını test ederler. Çimenler, yakupotu ve farklı ağaç polenleri en yaygın alerjen tetikleyicileridir.
Alerji testi genel anlamda deri iğnelemesinden oluşur. Deri altına bakma esnasında doktorunuz, hangi maddelerin hangi ölçüde reaksiyonlara neden olacağını saptamak adına çeşitli alerjen türlerini önkolunuzdaki ya da sırtınızdaki deriye enjekte edecektir. İmmünolog ya da alerji uzmanı, alerji aşılarıyla tüm tedavi sürecini ve testleri yürütecektir.
Herhangi bir uyarana karşı reaksiyonunuz olduğunu düşünüyorsanız İstanbul Alerji’de 0850 433 93 93 numaralı telefonumuzdan bizlere ulaşarak kendinize en uygun tedavi yöntemini uzman doktorlar eşliğinde planlayabilirsiniz.