Ürtiker Teşhisi Nasıl Konulmaktadır?

Ürtiker teşhisi ve tanısı anamnez ve fizik muayene ile konulur. Laboratuvar bulgularından önce hastanın dikkatli bir hikayesinin alınması gerekir ve sonrasında muayenesi yapılır.

Ürtikerin altında yatan nedenlerden bazılarının ilaç ve gıda alerjilerinin olabileceği unutulmamalıdır. Hastalar özellikle gıdalarla ilgili şikayeti varsa gıda deri testlerinin mutlaka yapılması gerekir. Gıdalar şikayetlerini artırıyorsa diyetten çıkarılıp tekrar eklendiğinde artıp artmadığı önemli olabilmektedir.

İlaçlar özellikle NSAİ ilaç grubundaki ilaçların ürtiker ataklarını artırdığı ve bununla ilgili önlemlerin alınması gerektiği anlatılmalıdır.

Ürtikerli hastalarda hastanın hikayesine göre tanı koymak için yardımcı olabilecek kan tetkikleri istenir. Bunlar da tam kan sayımındaki ve eritrosit sedimantasyon hızındaki anomaliler olabilir. Ürtikerli vakalarda eozinofili parazitik enfeksiyon veya atopik durumun saptanması için yol gösterici olabilmektedir.

Ürtiker nedenleri içinde alerji dışında birçok hastalık olabileceği için bu nedenleri ortaya koymak gerekir. Alerji dışında nedeni belirlenememiş ürtikerde, ANA, tiroid peroksidaz antikorları, kompleman profilleri, hepatit markerleri ve serum protein elektroforezi çalışılmalıdır.

Bazı özel hastalıklar sadece anjiyoödem ile ortaya çıkabilir. Herediter anjioödem olarak adlandırdığımız hastalıkta C4 düzeyi düşüktür. Hastanın C4 seviyesine bakmak gerekirse C1 inhibitör seviyesinin ve fonksiyonunun ölçülmesi faydalı olacaktır.

Ürtiker Teşhisi İçin Alerji Deri Testi Gerekli Mi?

Ürtiker nedenlerinin çok fazla olmasına rağmen alerjik hastalıklar ürtiker nedenleri için son derece önemli bir yer tutar. Özellikle gıda, ilaç ve solunum yolları alerjenlerinin ürtikere yol açabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

Alerji uzmanları tarafından ürtiker düşünülen hastalarda nedenini tespit etmek için deriden alerji testi, ve/veya kandan alerji testi yapılması gerekebilir. Ürtiker nedenleri arasında gıda alerjisi düşünülüyorsa deri prick testi ile alerjik besin tespit edilebilir. Gıda alerjinin tespit edilmesine göre bir tedavi yolu izlenir.

Besinin tespit edilmesinden sonra, besini ve o besini içeren tüm yiyecekleri diyet listesinden çıkarmanız tavsiye edilmektedir.

Ürtiker bazen polen mevsimlerinde çoğalabilir. Özellikle polen alerjisi olanlarda bazen meyve ve sebzelerle polenler arasında çapraz reaksiyon olduğu için hastalar meyve veya sebze yediğinde ürtikeryal döküntüler olur. Oral alerji sendromu dediğimiz bu tabloda asıl neden polen alerjisi olmasına rağmen çapraz reaksiyon veren meyve ile şikayetleri ortaya çıkar. Bu yüzden ürtikerli hastalarda polen alerjisi olup olmadığı anlamak için deri testleri yapmak gereklidir.

Hastaların deri testleri yapılamıyorsa bazen kandan bakılabilecek testlerle alerjisi olduğu gıda veya diğer alerjenler bulunabilir. Ama kan tetkikleri deri testlerine göre daha az duyarlıdır.

Alerjik rinit ve astımı olan hastalarda ürtiker şikayetlerinin sonradan gelişebileceği için hastaların solunum alerjenlerinin tespit edilmesi hem alerjik rinit ve astım için hem de ürtiker için önemlidir.

Ürtiker Tedavisi Nasıl Yapılmalıdır?

Ürtiker teşhisi ve tanısı konulduktan sonra akut ürtiker mi kronik ürtiker mi ayırımı önemlidir. Akut veya kronik ürtiker nedenleri saptanabilirse tedavinin düzenlenmesi daha kolay olmaktadır.

Akut ürtikerde bazen şikayetler bir kez şiddetli bir şekilde olup sonrasında tekrarlamayabilir. Hastaların ilaç kullanma ihtiyacı olmayabilir. Özellikle 6 haftadan fazla devam eden kronik ürtikerde şikayetlerin yoğunluğuna bağlı olarak ilaç tedavisi gerekmektedir.
Ürtiker tedavisi; tedavide önce zeminde yatan bir hastalık varsa o tedavi edilmelidir. Alerjik ürtiker anjioödem alerjen ile temas kesilebilirse kısa sürede tamamen düzelmektedir.

Ürtiker teşhisi için yapılan tetkikler neticesinde nedenini bulabilirsek alerjik olan gıda veya alerjenden kaçınmak çok önemlidir. Kronik ürtikerde veya akut ürtikerde neden saptamak için yapılan testlerin sonuçları çıkıncaya kadar hastanın şikayetleri için ilaç tedavisi önerilebilmektedir. Ürtiker nedenini saptayamazsak yani idiopatik ürtikerse ilaç tedavisi gereklidir.

Ürtiker tedavisinde ilk kullanılan ilaçlar antihistaminik ilaçlardır.

Antihistaminik ilaçların normal dozları genellikle yeterli olmayacaktır. Bu nedenle hastanın şikayetlerini baskılayabilen daha yüksek dozlarda antihistaminik ilaçlar verilebilmektedir veya kombinasyonları kullanılabilmektedir. Antihistaminik ilaçlar ile ilgili en önemli sorun maalesef uyku hali, dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon bozukluğu ve iştah artışı gibi yan etkiler oluştururlar. Diğer bir sorun da bir süre sonra yeterli etkinliği kaybolmakta ve etkisiz hale gelmektedir. Bu yüzden hastalar, ilaçları uzun süre kullansa da aynı etkiyi göremezler.

Kortikosteroidler ürtiker tedavisinde etkili olan diğer ilaçlardır. Ancak ne yazık ki uzun süre kullanılması ciddi yan etkilerinin ortaya çıkmasına neden olur. Kortikosteroidler özellikle akut ürtikerde yakınmaların kontrol altına alınmasında yeterli olmaktadır. Yoğun ürtiker şikayetleri olan hastalarda kısa süreli olarak kortizon tedavisi uygulanabilmektedir. Uzun süreli kortizon tedavisi yan etkileri de beraberinde getireceği için kullanılması önerilmez.

Hayatı tehdit eden anjiyoödem veya anaflaksi atağı geçiren hastalar adrenaline yanıt verirler.

Kronik ürtikerin tedavisi için birçok ilaç kullanılmıştır bunlardan bir kısmı immün sistemi baskılayıcı özelliğe sahiptir. Siklosproin gibi immün sistemi baskılayıcı ilaçlar tedavide etkili sonuçlar ortaya koymuştur. Fakat immün sistemi baskıladığımızda oluşacak sorunlar nedeniyle çok dikkatli kullanmak gerekir.

Ürtikerli hastalarda diğer yardımcı ilaçlar da histamin reseptörlerini baskılayan mide ilacı olarak kullanılan H2 reseptör antagonistleridir. Hastanın antihistaminiklerle birlikte ranitidin, famotidin gibi ilaçları kullanması ürtiker şikayetlerini de azaltabilmektedir.

Ürtiker Tedavisinde Yeni İlaçlar Var Mı?

Akut ürtiker alerji ilaçlarına yanıtı gayet iyidir hatta ihtiyaç bile olmadan kaybolabilmektedir. Kronik ürtiker hastaların hayat konforunu çok fazla etkilediği için çeşitli ilaçlar ile tekli veya birlikte uygulanmaktadır.

Kronik ürtiker, hastalar için çok ciddi sorunlar oluşturmaktadır. Hastaların bir kısmında ciddi depresyona yol açacak kadar can sıkıcı sorunlar oluşturabilmektedir. Ürtiker tedavisinde yeni geliştirilen ilaçlar bu sorunların giderilmesinde son derece etkili olmuştur.
Oma ise son zamanlarda kullanılmaya başlanılan yeni bir ilaç tedavisidir Anti-IgE tedavisi ile kronik ürtiker hastalarının büyük bir çoğunluğunda hastalık belirtileri tamamen düzeltir. Alerjik hastalıların oluşumunda rol oynayan IgE antikorunun etkisini önleyen bir ilaçtır. Halen antihistaminik veya kortikosteroid almasına rağmen semptomları bu ilaçlarla yeterli düzeyde kontrol edilemeyen 12 yaş ve üzeri kronik idiyopatik ürtiker tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. 4 haftada bir cilt altı enjeksiyon şeklinde kullanılmaktadır. Alerji uzmanlarının kontrolünde uygulanmaktadır.

Tedavi süresi değişken olmakla birlikte özellikle kronik ürtikerde süre 3 aydır. İhtiyaç durumunda hastanın şikayetlerini kontrol altına almasına bağlı olarak daha uzun süreler güvenle kullanılabilmektedir.
Oma ile birlikte artık ürtiker daha kolay tedavi edilmektedir. Hastaların ayda bir kez enjeksiyon olarak aldığı tedavi ile yaşam kalitesi son derece artmaktadır.

Oma tedavisi sonrasında antihistaminik veya diğer ilaç kullanımı gerekmemektedir

Bu şekilde diğer ilaçların göstermiş olduğu yan etkiler olmadan hasta için hayat kalitesi artmaktadır.
Basınç, sıcak, soğuk, güneş ışığı gibi fiziksel uyarılarla ortaya çıkan ürtikerde oma etkinliğini gösteren birçok çalışma vardır. Kronik uyarılabilen ürtikerdeki etkinliği ile şikayetleri olmadan rahat yaşamayı sağlamaktadır.
Yakın gelecekte hastalar anti-inflamatuar ve immün modülatör ajanlarla daha hızlı tedavi edilecektir. Alerjik hastalıkların tedavisi için üretilen 5-Lipooksijenaz inhibitörleri, PG-D reseptör antagonistleri, kronik ürtikerde etkili olması beklenmektedir.
Ürtiker teşhisi ve tanısında her geçen gün yenilikler bulunmakta ve tedavisi için yeni umutlar oluşmaktadır. Ürtiker nedenleri alerji uzmanları tarafından araştırıldıktan sonra tedavisi yapılabilmektedir.

Sonuç olarak :

Ürtiker deride kabarık kaşıntılı etrafı kırmızı basmakla solan; genellikle 24-48 saat içinde cilt üzerinde iz bırakmadan kaybolan en sık görülen cilt reaksiyonudur.
Ürtikere bağlı deri döküntüleri 6 haftadan kısa sürüyorsa akut ürtiker olarak tanımlanmaktadır. Bu ürtikeryal deri döküntüleri 6 haftadan daha uzun sürüyorsa, kronik ürtiker olarak tanımlanmaktadır.
Akut gelişen ürtikerdeki en önemli nedenler; ilaçlar, gıdalar ve enfeksiyonlardır.
Kronik ürtiker nedenlerinin bulunması daha zor olabilmektedir.

Kronik ürtikerde akut ürtiker nedenleri dışında birçok alerjik olmayan hastalıkta ürtikeryal döküntülerin oluşmasına zemin hazırlayabilmektedir.
Ürtiker nedenlerini araştırırken hastaların kendi gözlemleri ve hikayesi son derece önemli olabilmektedir.
Ürtiker altında yatan nedenlerden bazılarının ilaç ve gıda alerjilerinin olabileceği unutulmamalıdır. Hastalar özellikle gıdalarla ilgili şikayeti varsa gıda deri testlerinin mutlaka yapılması gerekir.
Ürtiker tedavisinde önce zeminde yatan bir hastalık varsa o tedavi edilmektedir. Ürtiker tedavisinde gerekli ilaçlar alerji uzmanları tarafından düzenlenmelidir.
Oma ise son zamanlarda kullanılmaya başlanılan yeni bir ilaç tedavisidir. Anti-IgE tedavisi ile kronik ürtiker hastalarının büyük bir çoğunluğunda hastalık belirtileri tamamen düzeltir.

Önemli Bilgi

Alerji Uzmanları ise (yeni adıyla İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı) 18 yaşından büyüklerde görülen astım ve alerjik hastalıklar konusunda özel eğitim alarak İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı diploması alan ve aynı zamanda da İç Hastalıkları veya Göğüs Hastalıkları veya Dermatoloji Uzmanı olan doktorlardır.