Sonbahar ayları ile birlikte alerjik hastalıklarda artış görülmektedir. İlkbahar ve yaz aylarının bitmesine rağmen, özellikle geçmeyen öksürük, geniz akıntısı ve burun tıkanıklığı gibi şikayetlerin devam ettiği hatta şiddetlendiği görülür. Sonbaharda alerji nedeni olarak, sonbahar aylarında artış gösteren küfler, ev tozları veya ragweed gibi yabani ot polenlerinin artması gösterilebilir.

İlkbaharda polenlerin yapmış olduğu rahatsız edici alerjik şikayetlerini, sonbaharda küf mantarları üstlenmiştir. Tabii ki sadece küf mantarları değil, ev tozu ve ragweed gibi yabani otların yol açtığı polenler de alerjik şikayetlerin artışına neden olmaktadır.

Sonbaharın gelmesi ile birlikte burun kaşıntısı, burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve hapşırma şikayetleri ile kendine gösteren alerjik rinit, havaların soğuması ile grip salgınlarının da artmasıyla oluşan mevsimsel grip ile karıştırılabilir. Mevsimsel grip, alerjik rinit şikayetlerini kötüleştirebildiği gibi ciddi astım ataklarına da yol açabilir.

Sonbaharda, kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirmek, kaldığımız ortamda çamaşırların kurutulması ve neme yol açabilecek olan nem yapan cihazların kullanılması da alerjik rinit şikayetlerinin artmasına yol açabilir.

Sonbaharda alerjinin nedenleri nelerdir?

Sonbahar aylarının gelmesi ile birlikte yağmurun yağması ve yaprakların dökülmesi çok romantiktir. Ancak bu aylar, küf mantarlarının da artığı bir dönemdir. Alerjik rinit ve astımlı hastalarda, sonbahar ayları burun akıntısı, hapşırmalar, gözlerde kızarıklıklar ve kaşıntılar, nefes darlığı, öksürük, uykusuz geceler ve sonrasında da gün içinde devam eden yorgunluk anlamına gelebilir. Yağmurlarla birlikte bitkilerin çürümesi ve sonrasında küflerin havaya yayılması sonbaharda alerjik şikayetlerin artışının en önemli nedenidir.

İlkbahar aylarında ot ve ağaç polenlerine bağlı olarak oluşan şikayetler, sonbaharda özellikle Eylül ve Ekim aylarında polen vermeye başlayan ragweed gibi yabani ot polenlerinin artışına bağlı olarak kendini gösterir. Yabani ot polenleri, alerjik rinit ve astım şikayetlerinin artışına yol açabilir. Ayrıca, özellikle polen alerjisi olanlarda muz, kavun ve kabak gibi gıdalara karşı hassasiyet, ağız içinde kaşıntı, vücutta kızarıklık ve kabarıklık gibi şikayetler olabilir.

Sonbahar ve ilkbahar aylarının geçiş dönemlerinde ev tozlarına bağlı şikayetlerin arttığını biliyoruz. Ev tozu alerjisinin sonbahar aylarında şikayetlerde artışa yol açabileceğini unutmamak gerekir. Havadaki nemin artmasıyla birlikte ev tozlarının çoğalmasıyla da şikayetlerde artış görülebilir. Bu aylarda, ev tozu alerjisi olanların daha düzenli ilaç kullanması ve önlemlerini artırması gereklidir.

Sonbahar alerjisinin belirtileri nelerdir?

Yaz aylarının bitmesi ile birlikte evde daha fazla zaman geçirmeye başladığımız sonbahar aylarında, özellikle okullarında açılması ile birlikte çocuklarda küf ve ev tozu alerjilerine bağlı şikayetlerin ortaya çıktığını görüyoruz.

  • Burun akıntısı,
  • Sulu ve kaşıntılı kırmızı gözler,
  • Hapşırma,
  • Öksürme,
  • Kaşıntılı ve şiş burun,
  • Gözlerin altında koyu halkalar,

alerjik şikayetlerin başladığını gösterir.

Öksürük, sonbahar aylarında kendini gösteren alerjinin ilk belirtisi olabilir. Bu yüzden, hastaların geçmeyen öksürükleri varsa ve bu öksürükler her ilkbahar ve sonbahar aylarında ortaya çıkıyorsa, alerji ihtimalini düşünmek gerekmektedir. Bunun dışında, sonbahar aylarında ortaya çıkan mevsimsel grip salgınları da alerjik şikayetlerin alevlenmesine yol açabilmektedir. Mevsimsel grip salgınları, öksürük şikayetlerine, astım ataklarına ve buna bağlı hastane yatışlarına yol açabilmektedir. Koku kaybı varsa, sarı yeşil akıntı oluyorsa, tek taraflı burun tıkanıklığı varsa, ciddi bir yüksek ateşe yol açıyorsa, enfeksiyon aklımıza gelmelidir.

Sonbahar alerjilerinin tanısı nasıl konulur?

Sonbahar ayları ile birlikte ortaya çıkan burun akıntısı, kaşıntı, tıkanıklık, hapşırık, gözlerde sulanma, öksürük ve nefes darlığı gibi şikayetler alerjik rinit ve astım belirtileridir.

Alerjik rinit, kişilerin hem sağlık hem de sosyal yaşantısını etkileyip, hayat kalitesini bozan ciddi bir sağlık sorunudur. Alerjik rinit sadece burun akıntısı, burun kaşıntısı, tıkanıklık ve hapşırma olarak kalmaz. Ne yazık ki ilerleyen yıllarda diğer sağlık sorunlarını da beraberinde getirir. Alerjik rinit belirtileri olan yetişkinlerde, alerjik rinit teşhisi konulması için iyi bir hikaye alınması ve alerji testlerinin yapılması gerekir.

Sonbaharda görülen alerjik rinit teşhisi için öncelikle detaylı bir hikaye alınmalıdır. Yetişkin hastalarda, sonbahar alerjilerinin hikayeleri genellikle alerjik rinit ile başlayıp ve alerjik astım ile sonlanmaktadır. Burun akıntısı, tıkanıklık, kaşıntı ve sık hapşırma şikayetleri başladıktan sonra, genellikle ilerleyen dönemde burun tıkanıklığı daha belirgin hale gelmektedir ve ağızdan nefes almaya başlanır. Çocuklarda, ağızdan nefes almaya bağlı olarak geniz eti büyümesi görülmektedir. Ağızdan nefes almanın başlaması ile birlikte ileride hem yetişkinlerde hem de çocuklarda sinüzit, farenjit, kulak iltihabı ve kulakta dolgunluk hissi gibi şikayetler eklenmektedir. Zamanla geçmeyen bir geniz akıntısı ile birlikte öksürük şikayetleri başlar. Alerjik rinit tedavi edilmezse, bundan sonra artık nefes darlığı, hırıltı ve öksürük şikayetleri ile birlikte astım oluşmaya başlayacaktır. Erken dönemde alerjik rinit tanısı koymak çok önemlidir. Genellikle sonbahar aylarında başlayan şikayetler yıl boyu devam edebilmektedir.

Sonbahar aylarında başlayan şikayetlerin tanısını koymak için alerji uzmanları tarafından alerji testleri yapılması gereklidir.

Teşhiste hangi testler yapılmaktadır?

Sonbaharda ortaya çıkan alerjik rinitin teşhisi için bazı testler yapılmaktadır. Bu testler içinde en önemlisi alerji deri testleridir. Alerji testleri her yaşta yapılabilmekle birlikte, alerjik rinit teşhisi genellikle 2-3 yaşından sonra yapılabilmektedir. Alerji testi için en çok deri prick testi dediğimiz ciltten yapılan testler tercih edilmektedir. Bazen deri testi yapılamayan hastalarda kandan da alerji testleri yapılabilmektedir. Ancak, ciltten yapılan testler daha doğru sonuç vermektedir. Alerji testi dışında alerjik astım şüphesinde, solunum fonksiyon testleri gerekebilmektedir.

Tedavisi nasıldır?

Sonbaharda görülen alerjilerin tedavisinde de tüm alerjik hastalıklarda geçerli olan; alerjenden korunma ve önlem, ilaç tedavisi, alerji aşısı ve tamamlayıcı tedavi basamakları geçerlidir.

Sonbaharda, özellikle küf ve ev tozlarının artışına bağlı olarak; küf mantarlarından ve ev tozlarından korunma önemlidir.

Ev tozu ve küf için alınması gereken önlemler aşağıdaki gibidir;

Havalandırma; içerideki küf gelişimini önlemeye yardımcı olur. Ancak dışardan içeriye girebilen olan küf ve polenler açısından çok rüzgarlı zamanlarda havalandırmamak gereklidir. Evde, küf ve toz partiküllerini tutabilen hava filtresi kullanılabilmektedir.

Kiler, yaprak yığınları, ormanlık alanlar gibi küfün yoğun olduğu yerlerden uzak durmaya çalışmak, sonbahar aylarında uygun olur.

Küfün yoğun bulunduğu ortamlardan kaçınılması mümkün olmadığında, bir yüz maskesi yardımcı olabilmektedir.

Mutfak ve banyo temizliği, küf mantarlarını azaltmaya yardımcı olur.

Kıyafetleri iç mekanlarda kurutmamak önemlidir.

Dolaplardaki giysilerin arasında biraz boşluk bırakılması ve havalandırma için kapıları hafifçe açık bırakılması uygun olur.

Banyolar, duşlar ve pişirme buharının diğer alanlardan uzak tutmak için iç kapıların kapatılması uygun olur.

Depolama alanındaki gıdaların çürümemesine dikkat edilmesi gereklidir.

Bitki varsa küflerin büyümesini önlemek için toprağın değiştirilmesi uygun olur.

Evde hava nemlendirici cihaz bulundurulmamalıdır. Ancak gerekliyse de nem oranının mümkün olduğunca düşük tutulması; evde nem ve ısı ölçer kullanılması önemlidir.

Bu tür önlemler sonbaharda alerjilerimizin alevlenmesini azaltabilmektedir.

Alerjik şikayetlerin daha kötü seyretmesine yol açan; mevsimsel grip için önlem alınması ve zamanı geldiğinde grip aşısının yapılması iyi olur. Özellikle, alerjik astım şikayetleri olan hastaların grip aşısı yaptırması daha önemlidir.

Alerjik şikayetleri kontrol altına almak için gerekli olan antihistaminikler; nasal steroidler veya inhaler steroidler gibi ilaçlarlar düzenli kullanılmalıdır. Bu sayede, astım ve alerjik rinit şikayetlerinin oluşması engellenebilmektedir.

Alerjik hastalıkların tedavisinde; en önemli basamağı oluşturan alerji aşıları da (immünoterapi) alerjik şikayetlerin ortaya çıkmasını engelleyebilmektedir. Alerji uzmanları tarafından uygun şekilde yapılan alerji aşıları ile alerjik hastaların tedavisi mümkün olabilmektedir.

Sonuç olarak:

Sonbahar aylarında küflerin, ev tozlarının ve polenlerin artışına bağlı olarak; burun akıntısı, tıkanıklık kaşıntı, hapşırma, öksürük ve nefes darlığında artış görülebilmektedir.
Alerjik yapıya sahip kişilerin, sonbahar aylarında şikayetlerinin artmaması için; önlemler alması, alerjenlerden korunması, alerji ilaçlarını düzenli kullanması ve mevsimsel gribe yakalanmamak için; grip aşılarını yaptırması önemlidir.

İnatçı öksürük, geniz akıntısı ve rinit şikayetleri olan hastaların her sonbaharda şikayetleri artıyorsa; sonrasında alerji uzmanları tarafından alerji testlerinin yapılması gereklidir.

Sonbaharda alerjisi olan hastalar, alerji testleri ile tanısı konulduktan sonra; uygun tedavi ile astım olmadan tedavi edilebilmektedir.