Her ebeveyn çocuğunun güçlü bir bağışıklık sistemi olmasını ister. Bebekler tecrübesiz bir bağışıklık sistemi ile dünyaya gelirler ve yavaş yavaş pek çok virüs, bakteri ile savaşarak bağışıklıklarını hazırlarlar. Bu nedenle çocukların yılda birkaç kere soğuk algınlığı yaşaması normal olarak kabul edilir. Çocuklarda bağışıklığı güçlendirmek için bazı adımlar atabilirsiniz.  

Daha fazla meyve ve sebze verin

Çocuğunuza meyve ve sebze yeme alışkanlığı kazandırmanız yararlı olacaktır. Havuç, yeşil fasulye, portakal, çilek gibi besinlerde bağışıklığı güçlendiren bitkisel besinler olan karotenoidler vardır. Bitkisel besinler vücudun enfeksiyonla savaşan beyaz kan hücreleri ve hücre yüzeylerini kaplayan ve virüsleri engelleyen bir antikor olan interferon üretimini artırabilir. Araştırmalar, bitkisel besinler açısından zengin bir diyetin yetişkinlikte kanser ve kalp hastalığı gibi kronik hastalıklara karşı da koruma sağlayabileceğini göstermektedir. Çocuğunuza günde beş porsiyon meyve ve sebze yedirmeye çalışın. Bir porsiyon, küçük çocuklar için yaklaşık iki yemek kaşığıdır.

Uyku süresini artırın

Yetişkinler üzerinde yapılan araştırmalar, uyku yoksunluğunun doğal öldürücü hücreleri, mikroplara ve kanser hücrelerine saldıran bağışıklık sistemi silahlarını azaltarak sizi hastalığa daha duyarlı hale getirebileceğini gösteriyor. Aynı şey çocuklar için de geçerli olabilir. Kreşteki çocuklar özellikle uyku yoksunluğu riski altındadır çünkü tüm aktiviteler onların kestirmesini zorlaştırabilir. Bir bebeğin günde 16 saate kadar, yeni yürümeye başlayan çocukların 11 ila 14 saate ve okul öncesi çocukların 10 ila 13 saate kadar uyku ihtiyacı olabilir. Çocuğunuz gün içinde şekerleme yapamıyor veya yapamıyorsa, onu daha erken yatırmaya çalışın.

Bebeğinizi emzirin

Anne sütü, turbo şarjlı bağışıklığı artıran antikorlar ve beyaz kan hücreleri içerir. Kulak enfeksiyonları, alerjiler, ishal, zatürre, menenjit, idrar yolu enfeksiyonları ve ani bebek ölümü sendromuna (SIDS) karşı koruma sağlar. Araştırmalar, anne sütünün bebeğinizin beyin gücünü artırabileceğini ve onu insüline bağımlı diyabet, Crohn hastalığı, kolit ve yaşamın sonraki dönemlerinde belirli kanser türlerine karşı korumaya yardımcı olabileceğini gösteriyor. Uzmanlar, doğumdan sonraki ilk birkaç gün boyunca göğüslerden akan ince sarı “presüt” olan kolostrumun özellikle hastalıklarla savaşan antikorlar açısından zengin olduğunu belirtmektedir. 

Ailece egzersiz yapın

Araştırmalar egzersizin yetişkinlerde doğal öldürücü hücrelerin sayısını artırdığını ve düzenli aktivitenin çocuklara aynı şekilde fayda sağlayabileceğini söylüyor. Çocuklarınıza yaşam boyu spor yapma alışkanlığı kazandırmak için iyi bir rol model olun. Çocuklarınızı dışarı çıkıp oynamaya teşvik etmek yerine onlarla birlikte egzersiz yapın. Eğlenceli aile aktiviteleri arasında bisiklete binme, yürüyüş, tek sıra tekerlekli paten, basketbol ve tenis sayılabilir.

Mikrop yayılmasına karşı koruyun

Mikroplarla savaşmak teknik olarak bağışıklığı artırmaz, ancak çocuğunuzun bağışıklık sistemi üzerindeki stresi azaltmanın harika bir yoludur. Çocuklarınızın ellerini sık sık ve sabunla yıkadığından emin olun. Her yemekten önce ve sonra ve dışarıda oynadıktan, evcil hayvanlara dokunduktan, burunlarını sildikten sonra, tuvaleti kullandıktan ve kreşten eve geldikten sonra hijyenlerine özellikle dikkat etmelisiniz. Dışarı çıktığınızda, hızlı temizlik için yanınızda tek kullanımlık mendiller taşıyın. Çocukların evde el yıkama alışkanlığı kazanmalarına yardımcı olmak için, eğlenceli şekillerde, renklerde ve kokularda kendi parlak renkli el havlularını ve sabunlarını seçmelerine izin verin.

Pasif içiciliği yasaklayın

Siz veya eşiniz sigara içiyorsanız bırakın. Sigara dumanında birçoğu vücuttaki hücreleri tahriş edebilen veya öldürebilen 7.000’den fazla zararlı kimyasal içermektedir. Çocuklar, daha hızlı nefes aldıkları için pasif içiciliğin zararlı etkilerine yetişkinlerden daha duyarlıdır; bir çocuğun doğal detoksifikasyon sistemi de daha az gelişmiştir. Pasif içicilik çocuğun ABÖS, bronşit, kulak enfeksiyonları ve astım riskini artırır. Zeka ve nörolojik gelişimi de etkileyebilir.