Alerjik kaşıntı kaşınma arzusunu uyaran nahoş bir histir. Cildimiz bizi dış ortamdan koruyan bir kılıf gibidir. Bu amaçla ciltte zengin bir sinir ağı ve bağışık sistemi hücreleri bulunur. Kaşıntı hissi deride bulunan bazı özelleşmiş sinir uçları aracılığıyla önce omuriliğe, buradan da beyne ulaşır. Kaşıntı dış ve iç uyaranlar tarafından tetiklenebilir, bu uyarı lokalize veya sistemik olabilir. Bu süreçte cildimizdeki hücreler tarafından salınan histamin ve diğer birçok madde kaşıntıya neden olabilir. Uyuz, kurdeşen, böcek ısırığı gibi birçok cilt rahatsızlığı; karaciğer hastalığı, böbrek yetmezliği, demir eksikliği, tiroid bezi hastalığı, kanser gibi birçok dahili hastalık; multipl skleroz, diyabet, zona gibi sinir sistemini etkileyen hastalıklar kaşıntıya neden olabilir. Kaşıntı sadece gebeliğe bağlı olarak da yaşanabilir. Temas alerjileri, ev tozu alerjileri, cilde yerleşen bakteri ve mantarlar gibi dış faktörler de kaşıntıya neden olur.
Kaşıntıyı artıran faktörler nelerdir?
Kaşıntıyı artıran en önemli faktörlerden biri kaşıma eylemidir. Cildinizi kaşırsanız daha çok kaşınmak isteyecektir. Atopik dermatit hastalarımıza önerdiğimiz genel yaklaşımlar arasında kaşınma eylemlerinin engellenmesi için davranış kontrolü, tırnakların uzatılmaması ve hatta küçük çocuklarda yatarken eldiven takılması bulunur.
Kaşıntıyı kötüleştiren bir diğer önemli neden de cilt kuruluğudur. Kuru ve soğuk havalar, sık yıkanma, yaşlılık cilt kuruluğunu artırır. Atopik dermatitte olduğu gibi kuruluğa yatkın ciltlerde deriden su kaybı normal ciltlere göre daha fazladır, cilt suyu iyi tutamaz. Ciltteki nem oranının belli bir düzeyin altına inmesi kaşıntıyı tetikler. Cilt bariyerinin bozulması da tahriş edici ve kaşındırıcı maddelerin cilde daha kolay nüfuz etmesine neden olur. Kaşıntı ile ilişkili bir başka faktör de terlemedir. Atopik dermatit hastalarında terleme yanıtının daha yoğun olduğu ve kaşıntıyı tetiklediği gösterilmiştir. Sıcaklık, acılı-baharatlı yiyecekler ve alkol de kaşıntıları tetikleyebilir.
Kaşıntı durumlarında her zaman akılda tutulması gereken bir başka faktör de strestir. Hem akut hem de kronik duygusal stres durumları kaşıntıyı tetikleyebilir veya artırabilir. Atopik dermatit hastalarının yaklaşık %80’i kaşıntılarının duygusal stresle çoğaldığını bildirmiştir. Muhtelif rahatlama ve stresle mücadele yöntemleri kaşıntıların azaltılmasında yardımcı olmaktadır.
Kaşıntıya eğilimli hastalarda yün ile doğrudan temas edildiğinde yakınmanın artması sık bildirilir. Bunun nedeni yün liflerinin dikensi yapısıdır.
Alerjik kaşıntı tedavisi nasıl yapılır?
Kaşıntı ile mücadelenin ilk adımı tetikleyici faktörlerin belirlenmesi ve uzaklaştırılması olmalıdır. Hastaların fark etmeden ciltlerine zarar verdiği alkollü solüsyonlar, sıcak banyolar gibi yaklaşımlar sonlandırılmalıdır. Cildi nemlendiren losyonlar, kremler ve banyo yağları kullanılır. Bu tarz losyonların içine eklenen üre, mentol, kâfur gibi maddeler cildi rahatlatır.
Sürekli kaşınmak cilde zarar verip kanama, kabuklanma ve yara oluşumuna neden olur; bunlar da mikrop kapabilir. Dezenfektan ve antibiyotiklerin kullanılması gerekebilir. Kaşıntı-kaşınma-kaşıntı kısır döngüsünü kırmak için davranışsal tedaviler önerilir.
Kaşıntıyı baskılamak için ilaç tedavileri kullanılır. Kurdeşen tarzı geçici kızarıklık ve kabarıklıkların eşlik ettiği durumlar histamin aracılığına işaret ettiğinden antihistamin ilaçlar semptomatik tedavinin temelidir. Atopik dermatitte ise kaşıntıya neden olan farklı mekanizmalar olduğundan genellikle antihistaminler yetersizdir. Cilt üzerine uygulanan doksepin içerikli kremler kaşıntının kısa süreli baskılanmasına yardımcı olur; ancak vücutta yaygın kullanımı uyuşukluğa, uzun süreli kullanımı zehirlenmeye ve temas alerjisine neden olabilir. Atopik dermatitte cilt üzerine uygulanan immünomodülatör (bağışıklık sistemi yanıtını düzenleyici) ilaçlar daha başarılıdır. Bu amaçla kortikosteroid veya kalsinörin inhibitörü gruplarından ilaçlar kullanılır.