Alerjik hastalıklar sadece bir organ sisteminin rahatsızlığı değildir. Çocuklarda alerjik hastalıklar bir bütün içerisinde değerlendirilmeli, tedavi planlanması sadece günü kurtarıcı değil uzun vadeli olarak yapılmalıdır.

Alerjik şikâyetleri bulunan alerjik çocukların mutlaka bir çocuk alerji uzmanı tarafından değerlendirilmesi, takip ve tedavi edilmesi çocuklarda alerjik hastalıklar seyrini ileriki yıllarda etkilemektedir. Hastanın değerlendirilmesi sonrasında tanıya yönelik olarak laboratuvar testleri ya da alerji deri testleri uygulanmakta ve alerjik hastalıklara neden olan sorumlu alerjen tespit edilerek uygun öneriler yapılmaktadır.

Alerjik Hastalıklar Nelerdir?

– Alerjik Astım:

Astım küçük hava yollarının (bronşların) kızarık, şiş ve hassas olduğu bir hastalıktır. Tüm yaşları etkilemekle birlikte daha çok çocukluk döneminde yakınmalar başlar. Astımda hassas bronşlar ev tozu, hayvan tüyü, polenler, sigara, egzersiz ve soğuk havaya maruz kaldığında bronş içlerinde balgam (mukus ) üretiminde artış, bronş içinde kızarıklık ve şişlik ve bronş etrafını saran kaslarda kasılma ortaya çıkar. Tüm bunların sonucunda çocukta öksürük, nefes darlığı, hırıltılı solunum görülür. Tedavide neden olan alerjenin ve durumların ortadan kaldırılması hedeflenir, bronşlardaki hassasiyeti azaltan ilaçlar uygulanır.

– Alerjik Rinit (Alerjik nezle):

Alerjik rinit (ya da alerjik nezle) en sık polenlerle olmak üzere ev tozu, hayvan tüyü, rutubet gibi alerjenlerle hapşırık, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, burun kaşıntısı, geniz kaşıntısı, gözlerde kaşıntı ve sulanma, göz  altlarında morarma yakınmalarının ortaya çıkmasıdır. Tedavide neden olan alerjenden korunma, mevcut alerjik yakınmaları ortadan kaldıran ilaçlar ve gerektiğinde alerji aşısı olarak adlandırılan alerjen immünoterapi uygulanır.

– Egzama (Atopik dermatit):

Atopik dermatit  çocuklarda daha sık görülen, uzun süreli, deride kaşıntı, kuruluk, kızarıklık, yanma ve çatlaklara neden olur. Vücudun herhangi bir yerini etkileyebileceği gibi daha çok ellerde, diz arkası ve dirsek içlerinde, yüzde ve kafa derisinde görülür. Besin alerjenleri, deterjanlar, sabunlar, hava değişiklikleri bu lezyonların daha da belirginleşmesine neden olur. Tedavide özellikle 1 yaş altı bebeklerde egzamayı arttıran besin alerjeni ortaya çıkartılmalı ve bu besinden diyetle tam olarak kaçınılması sağlanmalı, deriye uygulanacak tedaviler ve nemlendiriciler ile bu lezyonlar ortadan kaldırılmalıdır.

– Besin alerjisi:

Besin alerjisi bağışıklık sisteminin normalde zararsız olan besin proteinlerini tehdit olarak algılaması ile ortaya çıkar. Bunun sonucunda başta ‘histamin’ olmak üzere çeşitli kimyasallar salgılanarak besin alımı sonrası alerjik reaksiyonlar ortaya çıkar. Çocuklarda en sık alerjik reaksiyona yol açan besinler süt, yumurta, yer fıstığı, kabuklu ağaç yemişleri, balık ve kabuklu deniz ürünleridir. Besin alımından sonra ağızda kaşıntı, kurdeşen (ürtiker), yüz, ağız, boğazda şişlik, yutma güçlüğü, hışıltı veya nefes darlığı, baş dönmesi, mide bulantısı veya kusma, karın ağrısı veya ishal, ani başlayan hapşırık, burun akıntısı, burun kaşıntısı görülebilir. Bazı bulgular ise besin alımından sonra günler içerisinde ortaya çıkabilir. Besin alımından sonra günler içinde deride kuruluk  ve kızarıklıkla ortaya çıkan egzama lezyonları, mukuslu ve kanlı gaita yapma, konstipasyon, bebeklerde durdurulamayan aşırı ağlama ve büyüme gelişme geriliği besin alerjisinin diğer bulgularını oluşturur. Bu yakınmalara neden olan besinin bulunarak tam olarak o besinden kaçınılmasını sağlamak tedavinin temelini oluşturur.

– İlaç alerjisi:

En sık beta laktam antibiyotiklere karşı ortaya çıkabileceği gibi ağrı kesici, ateş düşürücü (parasetamoli ibuprufen), ya da lokal anesteziklerin kullanımı sonrası vücutta kurdeşen (ürtiker) şeklinde döküntü, kaşıntı, dudak ve gözde şişlik, ani başlayan hapşırık, burun akıntısı, ses kısıklığı, nefes darlığı, ani başlayan halsizlik ve baş dönmesi, kusma, ishal görülebilir. Çocuk alerji hekimi tarafından değerlendirilerek alerjik reaksiyona neden olduğu düşünülen ilacın ortaya çıkarılması ve güvenle kullanılabilecek alternatif ilacın belirlenmesi gerekir.

– Kurdeşen (Ürtiker):

Kurdeşen (ürtiker) ciltte soluk pembe renkli, deride kabarık, kaşıntılı plakların görülmesidir. Vücudun her yerinde çıkabilir. Bir vücut alanında geçerken diğerinde başlar. Çocuklarda en sık enfeksiyonlar sırasında görülürken, besin alerjenleri, arı sokması, katkı gıda maddeleri de bu döküntülere neden olabilir. Tedavide nedenin ortaya çıkarılması ve döküntülerin ilaçlarla ortadan kaldırılması önemlidir.

– Temas Alerjileri:

Temas alerjisi ya da dermatit derinin irritan (deterjan, sabun) ya da alerjene maruz kalmasından sonra ortaya çıkan kızarıklık, sulanma, kuruma ya da çatlamasıdır. Vücudun herhangi bir yerini etkilemekle birlikte en sık el ve yüzde görülür. Neden olan etkinin ortadan kaldırılması ve mevcut lezyonun tedavi edilmesi gereklidir.

– Metal alerjileri:

Metal alerjisi toplumun %10-15’ini etkileyen bir bağışıklık alerji hastalığıdır. Kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür. En sık nikel olmak üzere çeşitli metallerle (kobalt, bakır, kromyum) temas sonrası deride kızarıklık, şişlik, ağrı ortaya çıkmasıdır. Genellikle yama testi ile tanı konularak, bu döküntülere neden olan metalden kaçınılması sağlanmalıdır.

– Arı alerjisi:

Eşek ya da bal arısı ile sokulma sonrasında ani şiddetli bir ağrı ve ardından birkaç saat içinde ortaya çıkan ağrılı ve kaşıntılı şişlik görülür. Bazen sokulan deri alanında daha geniş bir yerde kızarıklık ve kaşıntı 1 haftaya kadar devam eder. Bunlar endişelenmeye gerek olmayan hafif alerjik reaksiyonlardır. Ancak bazen arı sokması sonrası dakikalar içerisinde nefes darlığı, boğazda takılma hissi, vücutta kurdeşen, baş dönmesi, bayılma, kusma ve ishal gibi bulgularla ortaya çıkan (anafilaksi) ya da ağır alerjik reaksiyon görülebilir. Bu durumda çocuk alerji uzmanı tarafından hangi tip arıyla alerji geliştiği testlerle bulunmalı ve gerektiğinde alerji aşısı olarak adlandırılan alerjen immünoterapisi başlanmalıdır.

– Göz alerjileri:

Göz alerjisi gözlerde yanma ve batma, kaşıntı, gözlerde ve göz kapaklarında kızarıklık ve nadiren bulanık görmenin eşlik ettiği yakınmalarla ortaya çıkar. En sık polenler olmak üzere, ev tozları, rutubet, kedi ve köpek tüyü gibi alerjenlere maruz kalmak yakınmaları başlatır ya da artırır. Tedavide alerjenin belirlenerek mümkün olduğunca sakınılmasının sağlanması, yakınmalarının ilaçlarla azaltılması yada düzeltilmesi önemlidir. Gerektiğinde alerji aşıları ile tedavi gerekebilir.

– Herediter anjioödem:

Sıklıkla kalıtımsal olarak aileden geçen bir  hastalıktır. Vücutta C1 esteraz inhibitörü olarak adlandırılan proteindeki bozukluktan kaynaklanır. Hastalara göre değişmekle birlikte genelde vücutta şişliklerle kendini gösteren, bazen solunum yollarında şişliğe neden olan yakınmaların da ortaya çıkabileceği anjiyoödem atakları görülür. Bu hastalarda alerjiye yönelik tedavi değil proteindeki bozukluğa yönelik tedavi verilmelidir.

– Mastositoz:

Mast hücreleri kemik iliğinde yapılır ve vücutta alerjenle karşılaşıldığında histamin ve diğer maddelerin kana karışmasını sağlayarak alerjik reaksiyonlar sırasında görülen kurdeşen gibi yakınmaların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Çocukluk döneminde özellikle bu hücreler deride yoğun olarak toplanabilir ve deride kırmızı-kahve renkli döküntüler görülür. Mast hücreleri bazen iç organlarda da toplanabilir. Hekim tarafından mastositozun tipi belirlenmeli ve mast hücrelerinden salınan kimyasalların artmasına neden olacak tetikleyici faktörler konusunda aileler bilgilendirilmelidir.

Alerjik Hastalıklarda Tanı ve Tedavi

Olası alerjileri tespit etmenin en önemli yolu çocuğunuzun yiyeceklere ve farklı çevresel ortamlara verdiği tepkiyi izlemektir, ancak bazı alerjilerin tanımlanması daha az belirgin olabilir. Burun tıkanıklığı ve hapşırma gibi alerjik hastalıklar soğuk algınlığı veya sinüs enfeksiyonuna benzer. Alerjisi olan çocuklar birden fazla kulak enfeksiyonu veya burun ve boğaz enfeksiyonu geçirmeye daha yatkın olabilir. Alerjilerin kontrolüne yardımcı olmak çoğu zaman daha az enfeksiyon ve hastalığın ortaya çıkmasını sağlayabilir.

Alerji tanısı koyabilmek için doktor hastaya semptomların, ne zaman ortaya çıktıkları, ne sıklıkta ortaya çıktıkları  ve ne gibi göründüğü hakkında sorular soracaktır. Ayrıca aileye alerji öyküsü olup olmadığını ve diğer ev üyelerinin alerjisi olup olmadığını belirtileri olan kişiye soracaklardır.

Alerji uzmanı, hangi alerjenin semptomlara neden olduğunu bulmak için bazı testler önerebilir.

Alerjinin Tespiti İçin Yapılan Testler

Aşağıda bazı alerji testi örnekleri verilmiştir:

  • Kan testi: Bu, bağışıklık sistemi tarafından salınan IgE antikorlarının seviyesini ölçer. Bu test bazen radyallerororbent testi (RAST) olarak adlandırılır.
  • Deri prick testi: Bu, delinme testi veya prick testi olarak da bilinir. Deri, az miktarda olası bir alerjenle delinir. Cilt reaksiyona girip, kaşıntılı, kırmızı ve şişkin hale gelirse, alerji olduğu anlamına gelebilir.
  • Yama testi: Bir yama testi egzamayı tanımlayabilir. Çok az miktarda şüpheli alerjeni olan özel metal diskler, bireyin sırtına yapıştırılır. Doktor, yama yapıştırıldıktan 48 saat ve birkaç gün sonra bir cilt reaksiyonu olup olmadığını tekrar kontrol eder.

Deri Prick Testi Nedir?

Alerji cilt testleri sırasında, cildiniz şüpheli alerjiye neden olan maddelere (alerjenler) maruz bırakılır ve daha sonra alerjik reaksiyon belirtileri için gözlenir. Tıbbi geçmişinizle birlikte, alerji testleri dokunduğunuz, soluduğunuz veya yediğiniz belirli bir maddenin semptomlara yol açıp açmadığını doğrulayabilir.

Ne zaman kullanılır?

Genel olarak, alerji cilt testleri en çok polen, evcil hayvan kepeği ve toz akarları gibi havadan kaynaklanan maddelere karşı alerji tanısı için güvenilirdir. Deri testi gıda alerjilerinin teşhisine yardımcı olabilir. Ancak, gıda alerjileri karmaşık olabileceğinden, ek testlere veya prosedürlere ihtiyaç duyulabilir.

Kimlere uygulanır?

Deri testleri genellikle bebekler de dahil olmak üzere her yaştan çocuklar ve yetişkinler için güvenlidir. Bazı durumlarda, yine de, cilt testleri önerilmemektedir. Aşağıdaki durumlarda doktorunuz cilt testi önermeyebilir:

  • Daha önce ciddi bir alerjik reaksiyon geçirdiyseniz. Bazı maddelere karşı o kadar hassas olabilirsiniz ki, cilt testlerinde kullanılan küçük miktarlar bile hayati tehlike oluşturan bir reaksiyonu (anafilaksi) tetikleyebilir.
  • Test sonuçlarına müdahale edebilecek ilaçlar aldıysanız. Bunlara antihistaminikler, birçok antidepresan ve bazı mide ilaçları dahildir. Doktorunuz, bu ilaçları kullanmaya devam etmenin, cilt testine hazırlanma da geçici olarak kesilmesinin daha iyi olduğunu belirleyebilir.
  • Bazı cilt koşullarına sahipseniz. Şiddetli egzama veya sedef hastalığı kollarınızdaki ve sırtınızdaki geniş cilt alanlarını etkilerse – olağan test bölgeleri – etkin bir test yapmak için yeterince açık, çözülmemiş cilt olmayabilir. Dermatografi gibi diğer cilt hastalıkları güvenilir olmayan test sonuçlarına neden olabilir.

Nasıl uygulanır?

Yetişkinlerde, test genellikle önkol üzerinde yapılır. Çocuklarda sırt yüzeyine uygulanabilir. Alerji cilt testleri ağrılı değildir. Bu tip testlerde cilt yüzeyine zar zor giren iğneler (lansetler) kullanılır. Kanama olmaz veya hafif, anlık rahatsızlıktan daha fazlasını hissetmezsiniz.

Test bölgesini alkolle temizledikten sonra hemşire cildinize küçük izler çizer ve her izin yanına bir damla alerjen ekstresi uygular. Daha sonra ekstraktları deri altına teması için lanset kullanır.

Cildinizin normal tepki gösterip göstermediğini görmek için, cildinizin yüzeyine iki ek madde çizilir:

  • Histamin: Çoğu insanda, bu madde cilt yanıtına neden olur. Histamine tepki göstermezseniz, alerji cilt testiniz, olsa bile alerjinizi ortaya çıkarmayabilir.
  • Gliserin veya salin: Çoğu insanda, bu maddeler herhangi bir reaksiyona neden olmaz. Gliserin veya tuzlu suya tepki verirseniz, hassas cildiniz olabilir. Yanlış bir alerji teşhisini önlemek için test sonuçlarının dikkatli bir şekilde yorumlanması gerekecektir.

Nasıl okunur?

Cilt delinmesinden yaklaşık 15 dakika sonra hemşire, cildinizi alerjik hastalıklar belirtileri açısından gözlemler. Test edilen maddelerden birine alerjiniz varsa, sivrisinek ısırığına benzeyen kırmızı, kaşıntılı bir kabarıklık geliştirirsiniz. Bir hemşire tarafından daha sonra kabarıklık boyutu ölçülecektir.