Alerjiler hem yaygındır hem de yanlış anlaşılır. Kısaca, alerji, belirli bir madde tarafından tetiklenen alışılmadık veya abartılı bir bağışıklık tepkisidir. Semptomlar genellikle kaşıntılı gözler, hırıltılı solunum ve hapşırmayı içerir. Çoğu insan için alerjik reaksiyonlar rahatsız edicidir, ancak bazı insanlar için hayati tehlike oluşturabilir. Dünya Sağlık Örgütü, dünya çapındaki insanların yaklaşık %20’sinin alerjik bir duruma sahip olduğunu tahmin ediyor. Yaygınlıklarını göz önünde bulundurmak, alerjilerle ilgili mitleri anlamak ve göz ardı etmemek gerekir. Bu yazımızda alerjilerle hakkında yanlış bilinen 11 bilgiyi ele aldık.

  1. Alerjiler sadece çocuklarda gelişir

Kalıcı bir efsane, yetişkinliğe ulaştığınızda artık alerji geliştirmemenizdir. Bu doğru değil. Çocukluk çağında herhangi bir alerjiniz olmasa bile yetişkinlik döneminde alerji geliştirebilirsiniz.

  1. Alerjiler için tedavi yoktur

Alerjiler hakkında yanlış bilinen şeylerden biri de tedavisinin olmadığıdır. Genel olarak, alerjik reaksiyonları en aza indirmenin en iyi yolu, ister belirli bir yiyecek ister bir hayvan türü olsun, tetikleyicilerden kaçınmanızdır. Ancak alerjilerin tedavisi yoktur söylemi yanlıştır. Bazı tedaviler belirtileri etkili bir şekilde azaltabilir. Örneğin, dekonjestanlar, alerjilerin nazal belirtilerini hafifletebilirken, antihistaminikler ve nazal steroid spreyler de etkili olabilir. Ek olarak, alerji immünoterapisi, alerjileri azaltmaya yardımcı olabilir. İmmünoterapi, kişinin alerjisi olduğu maddeden veya alerjenden kişiye kademeli olarak artan dozların verilmesini içerir. Alerjenin artan artışları, bağışıklık sisteminin maddeye karşı daha az duyarlı hale gelmesine neden olur, bu da muhtemelen ‘bloke edici’ bir antikor üretimine neden olur ve bu da, gelecekte maddeyle karşılaştığınızda alerji semptomlarını azaltır.

  1. Gıda alerjileri ve gıda intoleransları aynıdır

Bu doğru bir bilgi değildir; gıda alerjileri ve gıda intoleransları farklıdır. Bir kişi bir gıda alerjisi yaşadığında, genellikle immünoglobulin E’nin (IgE) etkisiyle ilişkili olan bağışıklık sistemi tarafından yönlendirilir. IgE aracılı bir bağışıklık tepkisi sırasında, IgE, mast hücreleri ve bazofiller dahil olmak üzere spesifik hücreler üzerindeki reseptörlere bağlanır. Bu hücreler daha sonra histamin ve diğer bileşikleri üreterek semptomların çok hızlı ortaya çıkmasına neden olur. Öte yandan, tahammülsüzlükler bağışıklık sistemini içermez ve belirtilerin ortaya çıkması daha uzun sürer.

  1. Alerjiler yaşam boyu devam eder

Bazı alerjiler yaşam boyu devam etse de, bazı alerjiler yaşla birlikte kaybolabilir. Alerjinin zamanla azalması, alerjene bağlı olabilir. Örneğin süt alerjileri yaşla birlikte düzelme eğilimi gösterirken kabuklu deniz ürünleri alerjileri devam etme eğilimi gösterir. Tüm alerjilerin ömür boyu devam ettiği düşüncesi yanlıştır.

  1. Yer fıstığı alerjileri en ciddi alerjidir

Fıstık alerjileri yaygındır ve kesinlikle tehlikeli olabilir, ancak alerjinin şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bazı bireyler yer fıstığına sadece hafif bir tepki gösterebilir, ancak diğerleri için anafilaksiyi tetikleyebilir. Ağaç yemişleri, kabuklu deniz ürünleri ve yumurta gibi belirli yiyecekler çoğu alerjiyi oluştursa da, hemen hemen her yiyecek bir reaksiyonu tetikleyebilir. Reaksiyonun şiddeti, bir bireyin bağışıklık sistemine bağlıdır.

  1. Soğuk algınlığı ve alerjiler aynıdır

Soğuk algınlığı ve alerjiler, burun tıkanıklığı ve göz akıntısı gibi belirli semptomları paylaşabilse de, bunlar farklıdır. Soğuk algınlığı semptomlarına virüslere karşı bağışıklık tepkisi neden olurken, alerjiler bir alerjene karşı bağışıklık tepkisidir. Bir diğer önemli fark, soğuk algınlığının yaklaşık 1-2 hafta sürmesi, buna karşın alerjilerin bazı durumlarda ömür boyu sürebilmesidir.

  1. Kısa tüylü kediler ve köpekler alerjiye neden olmaz

Bu doğru değil. Bazı insanlar için, belirli ırkların alerjiyi tetikleme olasılığı daha düşük olabilir, ancak katı ve hızlı kurallar yoktur. Alerjiler bir hayvanın tüyü tarafından tetiklenmez; ölü deri hücreleri (tüyler), tükürük ve idrarla tetiklenir.

  1. Hipoalerjenik hayvanlar

Pek çok insan, belirli kedi ve köpek türlerinin “hipoalerjenik” olduğuna, yani alerjileri tetiklemediklerine inanır. Ancak bu bir efsanedir. Popüler görüşün aksine, gerçek anlamda hipoalerjenik köpek veya kedi cinsi yoktur. Kedilerde ve köpeklerde alerjik tüylenme tüy veya kürk uzunluğundan veya dökülme miktarından etkilenmez.

  1. Hayvanlara sürekli maruz kalmak alerjileri azaltır

Yaygın bir teori var ki, hayvan alerjisi olan biri bu tür bir hayvanla zaman geçirirse, alerji yavaş yavaş iyileşir. Ancak durum bu değil. Aslında, bazı evcil hayvan sahipleri zamanla evcil hayvanlarına alerjik hale gelebilir.

  1. Alerjiler ciddi değildir

Neyse ki, birçok insan için alerjiler rahatsız edici ve zahmetlidir ancak tehlikeli değildir. Bununla birlikte, bazı kişiler için alerjik bir reaksiyon, anafilaksi ile sonuçlanabilir. Anafilaksi şiddetli ve bazı durumlarda yaşamı tehdit eden bir alerjik reaksiyondur. Bu olay sırasında vücuda büyük miktarda histamin salınır ve iltihaplı bir tepkiye neden olur. Belirtiler arasında nefes almada güçlük, hırıltılı solunum, mide ağrısı ve krampları, ishal, anksiyete, ayaklarda, ellerde, dudaklarda, gözlerde ve bazen cinsel organlarda şişme ve bilinç kaybı yer alabilir. Mevsimsel alerjiler gibi nispeten küçük kabul edilebilecek alerjiler bile önemli sorunlara neden olabilir. Saman nezlesi, düşük kaliteli uykuya ve dolayısıyla gündüz uykululuğuna neden olabilir.

  1. Çiçekler saman nezlesine neden olur

Saman nezlesi veya alerjik rinit, havadaki polenden kaynaklanır. Çiçekler, havada kolayca uçmayan büyük, yapışkan polen üretme eğilimindedir; çiçekler, havaya salmak yerine böcekleri çekmek ve poleni vücutlarına tutturmak için tasarlanmıştır. Saman nezlesinin başlıca nedenleri çimen ve ağaçlardan gelen hafif polenlerdir.

Randevu ve Bilgi Formu