# LLMs.txt - Sitemap for AI content discovery # İstanbul Alerji > --- ## Sayfalar - [Yenidünya (Malta Eriği) Alerjisi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidunya-malta-erigi-alerjisi-nedir): Yenidünya alerjisi, nadir ancak alerji öyküsü olan bireylerde ve özellikle çapraz reaksiyon riski taşıyan kişilerde ortaya çıkabilir. - [Ayva Alerjisi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ayva-alerjisi-nedir): Ayva alerjisi, yaşam kalitesini etkileyebilecek bir durumdur ancak doğru tanı, tedavi ve korunma yöntemleriyle yönetilebilir. - [Kestane Alerjisi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/beslenme-ve-diyet/kestane-alerjisi-nedir): Kestane alerjisi, yaşam kalitesini etkileyebilecek ciddi bir durumdur ancak doğru tanı, tedavi ve korunma yöntemleriyle yönetilebilir. - [Ter Testi Nedir? Nasıl Yapılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ter-testi-nedir-nasil-yapilir): Ter testi, kistik fibrozis teşhisinde kullanılan basit, güvenilir ve invaziv olmayan bir yöntemdir. Özellikle kronik solunum ve sindirim - [Besin İntolerans Testi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/besin-intolerans-testi-nedir): Besin intolerans testi, çok sayıda gıda özütü ve moleküler besin antijenine spesifik IgG (sIgG) ölçümüne izin veren ELİSA tabanlı bir - [Kefir Alerjisi: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/beslenme-ve-diyet/kefir-alerjisi-nedenleri-belirtileri-ve-tedavi-yontemleri): Kefir alerjisi, bağışıklık sisteminin süt proteinleri veya fermantasyon sırasında oluşan maddelere karşı aşırı tepki vermesiyle ortaya - [Vişne Alerjisi: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/beslenme-ve-diyet/visne-alerjisi-nedenleri-belirtileri-ve-tedavi-yontemleri): Vişne alerjisi, bağışıklık sisteminin vişne proteinlerine aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan bir durumdur. - [Kırmızı Meyve Alerjileri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/beslenme-ve-diyet/kirmizi-meyve-alerjileri-nedenleri-belirtileri-ve-tedavi-yontemleri): Kırmızı meyve alerjileri, bağışıklık sisteminin kırmızı meyve proteinlerine aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. - [Böğürtlen Alerjisi: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/beslenme-ve-diyet/bogurtlen-alerjisi-nedenleri-belirtileri-ve-tedavi-yontemleri): Böğürtlen alerjisi, bağışıklık sisteminin böğürtlende bulunan proteinlere karşı bir tehdit algılaması ve bu proteine karşı antikor - [Patlıcan Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/beslenme-ve-diyet/patlican-alerjisi-nedir-belirtileri-nedenleri-ve-tedavi-yontemleri): Patlıcan alerjisi, patlıcan tüketildiğinde veya patlıcanla temas edildiğinde bağışıklık sisteminin verdiği aşırı tepki ile ortaya çıkan bir - [Biber Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/biber-alerjisi-nedir-belirtileri-teshis-ve-tedavi-yontemleri): Biber alerjisi, biber tüketildiğinde veya biberle temas edildiğinde bağışıklık sisteminin verdiği aşırı tepki ile ortaya çıkan bir alerjik - [Polen Alerjisi: Nedenleri, Belirtileri, Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/polen-alerjisi): Polen alerjisi, yaygın alerjik rahatsızlıklardan biridir ve özellikle bahar aylarında birçok insanın yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler. - [Kontakt Dermatit](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kontakt-dermatit-nedir): Kontakt dermatit derinin bazı maddeler ile temas etmesi sonucu oluşan bir tür cilt reaksiyonudur. Bu cilt reaksiyonu hastanın günlük - [Ürtiker (Kurdeşen) Nedir? Ürtiker Nasıl Tedavi Edilir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/urtiker-kurdesen-nedir-urtiker-nasil-tedavi-edilir): Ürtiker, halk arasında bilinen adıyla kurdeşen, ciltte aniden ortaya çıkan, kaşıntılı, kızarık ve kabarık döküntülerle karakterize bir cilt - [Astım Nedir? Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim): Astım, solunum yollarında daralma ve iltihaplanma ile karakterize, kronik bir solunum yolu hastalığıdır. Solunum yollarındaki bu daralma, - [Göğüs Hastalıkları Nedir? Hangi Hastalıkları Kapsar?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gogus-hastaliklari): Göğüs hastalıkları, solunum sistemi ve akciğerlerle ilgili sağlık sorunlarını kapsayan bir tıp alanıdır. Bu branş, akciğerlerde, solunum - [Arı Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ari-alerjisi-nedir): Arı alerjisi arı sokması sonucunda oluşan alerjik bir reaksiyondur. Arılarda bulunan venom proteini, insan vücudunda bulunan - [Alerji Nedir? Belirtileri ve Çeşitleri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-nedir-belirtileri-nelerdir): Alerji, bağışıklık sisteminin normalde zararsız olan maddelere karşı gösterdiği aşırı duyarlılık reaksiyonudur. Bağışıklık sistemi, bakteri - [Alerji Testi Nedir? Nasıl Yapılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-testi-2): Alerji testi bağışıklık sisteminin alerjen olarak bilinen maddelere karşı verdiği tepkiyi anlayarak, tepkiye neden olan alerjiyi tespit etmek - [Çocuk İmmünoloji ve Alerji Doktoru (Uzmanı)](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuk-immunoloji-ve-alerji-doktoru-uzmani): Çocuk immünoloji ve alerji doktoru çocukluk döneminde görülen alerji hastalıkları ve bağışıklık sistemi hastalıkları ile ilgilenen - [Alerjik Rinit (Alerjik Nezle) Nedir? Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-rinit-alerjik-nezle): Çocuklarda alerjik Rinit (Alerjik Nezle) Alerjik rinit diğer adıyla alerjik nezle birçok çocuk ve yetişkinde görülebilen alerjik bir - [Alerjik Astım Balgam Yapar mı? Nedenleri ve Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-astim): Alerjik astım balgam yapar mı? Alerjik astımın neden balgam oluşturduğu, bu balgamın nasıl yönetilebileceği - [Alerjik Astımda Bitkisel ve Alternatif Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-astimda-bitkisel-ve-alternatif-tedavi): Bu makalede, alerjik astımda bitkisel ve alternatif tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz. - [İletişim](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/istanbul-alerji-iletisim): İstanbul Alerji İletişim , Nişantaşı Şubesi ve Ataşehir Şubesine ait konum bilgisi ve telefon bilgisine bu bölümden ulaşabilirsiniz. - [Yetişkinlerde İlaç Alerjisi Belirtileri ve Nedenleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-ilac-alerjisi): Yetişkinlerde ilaç alerjisi, özellikle antibiyotikler, ağrı kesiciler ve anestezik maddeler gibi yaygın olarak kullanılan ilaçlarda ortaya - [Nikel Alerjisi Nedenleri ve Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/nikel-alerjisi): Nikel alerjisi, en yaygın temas alerjilerinden biridir ve nikel içeren nesnelere temas sonrasında ciltte alerjik reaksiyonlarla kendini - [Mevsimsel Alerji Belirtileri ve Nedenleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/mevsimsel-alerji-neden-olur): Mevsimsel alerji, yılın belirli zamanlarında alerjenlerle temas sonucunda gelişen alerjik reaksiyonlardır. Halk arasında "saman nezlesi" - [Ter Alerjisi (Kolinerjik Ürtiker) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ter-alerjisi-kolinerjik-urtiker): Ter alerjisi, tıbbi adıyla kolinerjik ürtiker, terleme ile tetiklenen bir cilt alerjisi türüdür. Terleme sonucu ortaya - [Yulaf Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yulaf-alerjisi): Yulaf alerjisi belirtileri hafiften orta dereceye kadar değişebilir, cildi, bağırsakları ve solunum yollarını etkileyebilir. - [Haşhaş Tohumu Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hashas-tohumu-alerjisi): Haşhaş tohumu alerjisi, bebekler ve yetişkinler arasında görülen tohum alerjilerinden biridir. Bu gıda alerjisinden kaçınmak zordur çünkü - [Çocuklarda Doğru Beslenme Nasıl Olmalıdır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-dogru-beslenme-nasil-olmalidir): Çocuklarda doğru beslenme, sağlıklı büyüme, zihinsel gelişim ve güçlü bir bağışıklık sistemi için kritik öneme sahiptir. - [Egzamada (Atopik Dermatit) Dupilumab Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzamada-atopik-dermatit-dupilumab-tedavisi): Dupilumab IL-4 ve IL-13 resöptörlerinde ortak bir yapı olarak bulunan IL4 resöptörü alfa subünitesine bağlanarak bloke eden insan kaynaklı - [Egzersiz Provokasyon Testi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzersiz-provokasyon-testi-nedir): Egzersiz provokasyon testi, çocuğunuzun egzersize bağlı hava yolu daralması olup olmadığını belirler. Bu test; - [Parfüm Alerjisi Belirtileri ve Nedenleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/parfum-alerjisi): Parfüm alerjisi, parfümler ve diğer kokulu ürünlerde bulunan kimyasal maddelere karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesiyle - [Soya Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/soya-alerjisi): Nadiren, soya alerjisi, anafilaksiye neden olur , bu potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir reaksiyondur ve nefes almayı olumsuz - [Zeytin Ve Zeytinyağı Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/zeytin-ve-zeytinyagi-alerjisi): Zeytin ve zeytinyağı alerjisi nadir olarak ortaya çıkabilir. Besin alerjileri son on yılda artmıştır ve besin alerjisi olan çocukların astım - [Gebelikte Astım: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gebelikte-astim-tedavisi): Gebelikte astım, hamilelik sürecinde kadınları etkileyebilen önemli bir solunum yolu hastalığıdır. Astım, hava yollarının daralması ve - [Egzama Bulaşıcı Mıdır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-bulasici-midir): Bu yazıda, egzamanın ne olduğunu, egzama bulaşıcı mı olup olmadığını, nedenlerini ve tedavi yöntemlerini ele alacağız. - [Badem Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/badem-alerjisi-nedir-belirtileri-nelerdir): Badem alerjisi, ağaç yemişleri grubuna dahil olan bademin tüketilmesi veya bademle temas edilmesi durumunda bağışıklık - [Klima Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-astim/klima-alerjisi): Klima alerjisi, klimanın ortamda yarattığı değişikliklerin tetiklediği alerjik reaksiyonları ifade eder. Klima, havayı soğuturken aynı - [Kuruyemiş Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kuruyemis-alerjisi-kabuklu-agac-yemisi-alerjileri): Kuruyemiş alerjisi, bağışıklık sisteminin fındık, ceviz, badem, kaju, Antep fıstığı gibi kuruyemişlerde bulunan proteinlere karşı aşırı tepki - [Keçi Sütü Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/keci-sutu-alerjisi): Keçi sütü alerjisi, keçi sütünü tüketen bireylerde anormal bir bağışıklık reaksiyonu / tepkisi olarak ortaya çıkan yaygın bir durumdur. - [Hamilelikte Alerjik Rinit Nedir, Belirtileri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hamilelikte-alerjik-nezle-rinit-tedavi): Hamilelikte alerjik rinit, kadınların hamilelik sürecinde yaşadığı yaygın bir durumdur. Alerjik rinit, bağışıklık sisteminin normalde - [Moleküler Alerji Testi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/molekuler-alerji-testi): Moleküler Alerji Testi kandan alerjiye neden olan besin, polen, ev tozu mite, arı gibi çeşitli alerjenlere karşı spesifik IgE - [Şeftali̇ Alerjisi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/seftali-alerjisi-nedir): Şeftali alerjisi Avrupa'daki ergenler ve yetişkinler arasında yaygındır. Kadınlar erkeklere göre şeftali alerjisine daha yatkındır. - [Kafein Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kafein-alerjisi): Kahvede bulunan doğal bir uyuşturucu olan kafein, merkezi sinir sistemini uyarır. Fakat bir kişinin kafein alerjisi varsa, kafeinin - [Karabuğday Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/karabugday-alerjisi): Karabuğday Alerjisi Nedir? Küçük miktarlarda karabuğdayın solunması veya yutulması alerjik reaksiyona neden olabilir. Karabuğday, - [Yetişkinlerde Lateks Alerjisi Belirtileri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/lateks-alerjisi): Lateks alerjisi, kauçuk ağaçlarının özsuyundan elde edilen doğal latekse karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan - [Çocuklara Süt Ne Zaman Verilir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/1-yasindan-kucuk-cocuklara-inek-sutu-verilebilir-mi): Bebek ve çocuklara süt ne zaman verilmeli, hangi yaşta hangi süt türleri tercih edilmeli gibi sorulara kapsamlı bir cevap bulabilirsiniz. - [Tarçın Alerjisi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/tarcin-alerjisi-nedir): Tarçın alerjisi, bazı bireylerin tarçın tükettiğinde ya da tarçınla temas ettiğinde bağışıklık sistemlerinin aşırı tepki vermesi sonucu - [Bebek ve Çocuklarda Alerji Belirtileri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-alerji): Yetişkinlerde olduğu gibi, bebeklerde ve çocuklarda alerji olabilir. Yedikleri yiyeceklere, dokundukları şeylere ve evde veya dışarıda - [Pirinç Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/pirinc-alerjisi): Pirinç alerjisi, temel olarak vücudun bağışıklık sisteminin pirinçte bulunan proteinlere verdiği anormal bir tepkidir. Nispeten nadir - [Yetişkinlerde Kontakt Dermatit Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-temas-alerjisi-alerjik-kontakt-dermatit-nedir): Yetişkinlerde Temas Alerjisi ( Alerjik Kontakt Dermatit) Nedir? Hayatımız boyunca cildimiz iş hayatında (özellikle suyla temasın - [Yer Fıstığı Alerjisinde Beslenme](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yer-fistigi-alerjisine-dikkat-edin): Yer fıstığı alerjisi; bağışıklık sisteminin yer fıstığı proteinlerini bir tehdit olarak algılayıp anormal reaksiyon gösterdiği - [Kivi Alerjisi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kivi-alerjisi-nedir): Kivi alerjisi, bağışıklık sisteminin kivide bulunan belirli proteinlere karşı aşırı tepki göstermesiyle ortaya çıkan bir gıda alerjisidir. - [Antibiyotik Alerjisi Nedenleri ve Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/antibiyotik-alerjisi): Antibiyotik alerjisi, bağışıklık sisteminin antibiyotiklerin içindeki maddelere karşı aşırı duyarlılık geliştirmesi sonucu ortaya çıkar. - [Hardal Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hardal-alerjisi): Hardal alerjisi olan kişiler, hardal/ kanola küspesi, proteini veya bileşen olarak soğuk preslenmiş kanola / kolza tohumu yağı içeren hiçbir - [Yetişkinlerde Alerji Belirtileri Nedenleri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-alerji-hastaliklari): Bu makalede, yetişkinlerde alerjinin nedenleri, belirtileri, tanısı ve tedavi yöntemlerini ayrıntılı bir şekilde ele alacağız. - [Kuruyemiş Alerjisinde Beslenme](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kuruyemis-alerjisi-hakkinda-onemli-bilgiler): Kuruyemiş alerjisi; bağışıklık sisteminin kuruyemiş proteinlerini bir tehdit olarak algılayıp anormal reaksiyon gösterdiği - [Balık Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/balik-alerjisi-nedir): Balık alerjisi, balık yiyenlerde ve balıklarla yakın temasta bulunan kişilerde yaygın olarak bulunan bir alerjidir. Balık alerjisinden - [Alerji Çeşitleri (Alerji Türleri)](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-cesitleri-alerji-turleri): Alerji çeşitleri nelerdir? Alerjik reaksiyona neden olarak tepki verir. Alerjik reaksiyonlara neden olan maddeler alerjenlerdir. - [Kinoa Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kinoa-alerjisi): Kinoa alerjisi belirtileri, Kinoa alerjiniz varsa aşağıdaki belirtilerden bir veya birkaçını yaşayabilirsiniz; hırıltılı solunum - [Yetişkinlerde Ürtiker (Kurdeşen) Belirtileri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/urtiker-kurdesen): Ürtiker (kurdeşen), halk arasında bilinen adıyla kurdeşen, ciltte kızarıklık, şişlik ve kaşıntıyla kendini gösteren bir alerjik reaksiyondur. - [Balık Alerjisinde Beslenme](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/balik-alerjisi-hakkinda-onemli-bilgilendirmeler): Balık alerjisi bağışıklık sisteminin balıkların alerjik proteinleri zararlı olarak algılayıp reaksiyon gösterdiği bir alerji türüdür. - [Yumurta Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yumurta-alerjisi-nedir): Yumurta alerjisi, özellikle bebekler ve küçük çocuklar arasında yaygın olarak görülen bir gıda alerjisi türüdür. - [Çilek Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cilek-alerjisi): Çilek alerjisi, bağışıklık sisteminin çilekte bulunan belirli proteinleri "tehdit" olarak algılaması sonucunda ortaya çıkar. Çilek - [Nohut Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/nohut-alerjisi): Nohut alerjisi, dünyanın diğer bölgelerine göre nohut tüketiminin çok daha yüksek olduğu iki bölge olan Hindistan ve Akdeniz'de yaygındır. - [Sağlık Rehberi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/saglik-rehberi): Sağlık rehberi üzerinden tüm hastalıkları ve tedavi yöntemleriyle alakalı tüm bilgilere ulaşabilirsiniz. Detaylı bilgi için sağlık - [Soya Alerjisinde Beslenme](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/soya-alerjisi-nedir): Soya alerjisi; bağışıklık sisteminin soya proteinlerini bir tehdit olarak algılayıp anormal reaksiyon gösterdiği alerji türüdür. - [Buğday Alerjisi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bugday-alerjisi-nedir): Buğday alerjisi, buğdayda bulunan proteinlere karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir alerjik hastalıktır. - [Bal Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bal-alerjisi): Bal alerjisi, bal tüketildiğinde veya bal ile temas edildiğinde bağışıklık sisteminin aşırı tepki göstermesi ile ortaya çıkan nadir - [Elma Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/elma-alerjisi): Elma alerjisi olan kişiler, elma yedikten veya elmayla temas ettikten kısa bir süre sonra bir dizi belirti yaşayabilir. Elma alerjisinin - [İstanbul Barosu](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/13214-2): https://seopod. net/wp-content/uploads/2021/10/baro_banner_uzun-scaled. jpg - [Bebek Beslenmesinde Kullanılan Formüller Ve Mama Çeşitleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebek-beslenmesinde-kullanilan-formuller-ve-mama-cesitleri): Bebek Beslenmesinde mama ve formüller bazı durumlarda gereklidir. Bebeğinize uygun olan mamayı doktorunuz tavsiye edecektir. - [Patates Alerjisi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/patates-alerjisi-nedir): Patates alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin patateste bulunan belirli proteinlere karşı aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir - [Acı Bakla - Lupin Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/aci-bakla-lupin-alerjisi): Lupin alerjisi ise , farklı coğrafi bölgelerde, değişken yaygınlık oranları ile ortaya çıkan bir gıda alerjisi çeşididir. - [Susam Alerjisi Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/susam-alerjisi): Susam alerjisi, bağışıklık sisteminin susam tohumlarına veya susam ürünlerine (susam yağı gibi) karşı anormal bir tepki vermesiyle - [İstanbul Alerji](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/): İstanbul Alerji, alerji sağlık hizmetleri reklam ve bilgisayar limitet şirketinin patentli markasıdır. Detaylı bilgi için tıklayınız. - [Bebek ve Çocuklarda Egzama Belirtileri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-nedir-atopik-dermatit): Bu yazıda, bebek ve çocuklarda egzama belirtilerini, nedenlerini, teşhis ve tedavi yöntemlerini ele alacağız. - [Bebeklerde İlk Ay Beslenme Ve Emzirme](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ilk-ay-beslenme-ve-emzirme): Bebeklerde beslenme, son derece önemlidir. Bebekler besin değerlerini ilk 6 ay anne sütünden alabilirler. Sonra ek gıdaya geçilir. - [Turunçgil Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/turuncgil-alerjisi): Turunçgil (Portakal - Limon - Greyfurt) Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Turunçgil alerjisi olan çoğu insan, yemek yedikten sonra veya çiğ - [Muz Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/muz-alerjisi): Muz alerjisi, vücudun muzda bulunan proteinlere karşı verdiği aşırı bağışıklık tepkisi sonucu ortaya çıkan bir gıda alerjisidir. Muz, - [Kaju Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kaju-alerjisi): Kaju alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin kajuya karşı aşırı hassasiyet göstermesiyle ortaya çıkar. Fındık ve kuruyemiş alerjilerinin bir - [Blog](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/blog): İstanbul Alerji, Blog sayfasında güncel olarak alerji ve çocuk hastaları hakkında bilgiler paylaşılmaktadır. Blogumuzu takip edin. - [Besin Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/besin-alerjisi-nedir-belirtileri-nelerdir): Besin alerjisi, bağışıklık sisteminin belirli gıdalara karşı aşırı tepki göstermesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Genellikle çocukluk - [Buğday Alerjisinde Beslenme](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bugday-alerjisinde-beslenme): Buğday Alerjisinde Beslenme, Buğday alerjisi bağışıklık sisteminin buğdayın içinde bulunan proteinleri bir tehdit olarak yanlış - [Çikolata Alerjisi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cikolata-alerjisi-nedir): Çikolata alerjisi, bağışıklık sisteminin çikolataya verdiği aşırı tepkiyle ilgilidir, ancak bazı kişiler çikolataya karşı alerjiden ziyade - [Çemen Otu Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cemen-otu-alerjisi): Çemen otu alerjisi tüketiminden veya temasından sonra, vücudun herhangi bir yerinde ürtiker veya ağızda karıncalanma ortaya çıkabilir. - [Soğan Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sogan-alerjisi): Soğan alerjisi, bağışıklık sisteminin soğandaki belirli proteinleri zararlı olarak algılayıp aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkar. - [İlaç Alerjisi: Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-ilac-alerjisi): İlaç alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin bir ilacı tehlikeli olarak algılayarak aşırı tepki vermesi sonucunda gelişen bir reaksiyondur. - [Bahar Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-bahar-alerjisi): Bahar alerjisi, mevsimsel alerji olarak bilinen ve bahar aylarında polenlerin yayılmasıyla ortaya çıkan alerjik bir durumdur. - [Yumurta Alerjisinde Beslenme](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yumurta-alerjisinde-beslenme): Yumurta alerjisinde beslenme, yumurta alerjisi bağışıklık sisteminin yumurta içerisindeki proteinleri vücuda zararlı olarak algılayarak aşırı - [Güneş Alerjisi (Polimorf Işık Erüpsiyonu) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gunes-alerjisi): Güneş alerjisi, tıbbi adıyla polimorf ışık erüpsiyonu, güneş ışığına maruz kalındığında ciltte kızarıklık, kaşıntı ve döküntü oluşmasıyla - [Mercimek Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/mercimek-alerjisi): Mercimek alerjisi olan hastaların yaklaşık % 20'si şiddetli ve sistemik belirtilerle kendini gösterir, ancak en yaygın olanı deri - [İncir Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/incir-alerjisi): İncir alerjisi, vücudun incirdeki bazı proteinlere karşı bağışıklık sistemi tepkisiyle ortaya çıkan bir gıda alerjisidir. - [Domuz Gribi (H1N1): Nedir, Belirtileri, ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/domuz-gribi): Domuz gribi, influenza A virüsünün bir alt türü olan H1N1 virüsünün neden olduğu bir solunum yolu enfeksiyonudur. Adını, ilk olarak - [Evcil Hayvan Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/evcil-hayvan-alerjisi): Evcil hayvan alerjisi, bir kişinin bağışıklık sisteminin hayvanlardan gelen alerjenlere aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan bir durumdur. - [Çölyak Hastalığında Beslenme Tedavisi Nasıl Yapılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/colyak-hastaligi-ve-beslenme-tedavisi): Çölyak hastalığı, vücudun gluten adlı proteine karşı aşırı duyarlılık gösterdiği otoimmün bir hastalıktır. Gluten içeren yiyeceklerin - [Alerjik Bronşit Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-bronsite-dikkat): Alerjik bronşit, bronşlarda yani akciğerlere hava taşıyan solunum yollarında alerjenlere bağlı olarak gelişen bir iltihaplanma türüdür. - [Kakao Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kakao-alerjisi): Bir kişinin kakao alerjisi varsa, bağışıklık sistemi alerjen vücuda girdiğinde tepki verir. Alerjisi olan kişilerin verdiği tepkilerden - [Kavun Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kavun-alerjisi): Kavun alerjisi olan kişiler de anafilaksi olarak bilinen şiddetli bir reaksiyon yaşayabilir. Belirtilerden bazıları şunlardır; - [Bebeklerde Böcek Isırığı Alerjisi Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-bocek-alerjisi): Bebeklerde böcek ısırığı alerjisi, genellikle böcek ısırması veya sokması sonucu ortaya çıkan cilt reaksiyonlarıyla kendini gösterir. - [Ev Tozu Akarları](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ev-tozu-akarlari): Ev tozu akarları, milimetrenin sadece dörtte biri ile üçte biri kadar bir boyuttadır. Gözle görülemeyecek kadar küçük olan bu - [Yer Fıstığı Alerjisi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yer-fistigi-alerjisi-nedir): Yer fıstığı alerjisi belirtileri; hafiften şiddetliye kadar değişebilir. Hafif bir reaksiyonunuz varsa, karın ağrısı, burun akıntısı - [Soğuk Alerjisi (Soğuk Ürtikeri) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/soguk-alerjisi-soguk-urtikeri): Soğuk alerjisi, cildin düşük sıcaklıklara karşı aşırı hassasiyet göstermesi sonucu ortaya çıkan bir tür ürtiker (kurdeşen) türüdür. - [Bakliyat Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bakliyat-alerjisi): Bakliyat alerjisi nedir? Bakliyat ismi verilen besinlerde bulunan proteinlere karşı bağışıklık sitemi ile ilgili mekanizmalarla oluşan - [Mango Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/mango-alerjisi): Bazen bir mango alerjisi yüzeysel bir kızarıklıktan fazlasını tetikleyebilir ve boğaz ağrısı, şişme, kan basıncında değişiklikler ve nefes - [Yetişkin Alerji Doktoru: Uzmanlık Alanı ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskin-alerji-uzmani): Yetişkin alerji doktoru, polen, toz, evcil hayvan tüyü, besinler, ilaçlar ve böcek sokmaları gibi çeşitli alerjenlere karşı gelişen alerjik - [Metal Alerjisi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/metal-alerjisi-nedir): Metal Alerjisi Nedir? Metal alerjisi bağışıklık sisteminin metal gibi kimyasal maddelere vermiş olduğu geç tip alerjik reaksiyondur.  - [Fındık Alerjisi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/findik-alerjisi-nedir): Fındık alerjisi, vücudun fındıkta bulunan bazı proteinlere karşı gösterdiği bağışıklık sistemi tepkisidir. Oldukça yaygın olan bu alerji - [Astım Bronşit Belirtileri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-bronsit-belirtileri-ve-tedavisi): Astım bronşit, astımlı bir kişide akut bronşit oluşunu ifade eder. Akut bronşit, havanın akciğerlere girip çıkmasını sağlayan geçiş - [Fasulye Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/fasulye-alerjisi): Fasulye Alerjisi Belirtileri Gıda alerjisi belirtilerinin şiddeti kişiden kişiye ve alerjenik gıdaların ne kadarının yutulduğuna - [Yaban Mersini Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yaban-mersini-alerjisi): Yaban mersini alerjisi teşhisi konulursa yaban mersini ile temastan kaçınmanız gerekir. Salisilat duyarlılığınız varsa, etiketleri dikkatle - [Grip Aşısı: Nedir, Kimler Yaptırmalı, Ne Zaman Yaptırılmalı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/grip-asisi): Grip aşısı, her yıl grip virüsüne karşı vücudu korumak için uygulanan önemli bir bağışıklık artırıcı tedbirdir. Özellikle kış aylarında sıkça - [Kabak Çekirdeği Alerjisi Belirtileri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kabak-cekirdegi-alerjisi-belirtileri-ve-tedavisi): Kabak Çekirdeği Alerjisi Belirtileri ve Tedavisi, Kabak çekirdeği günümüzde popüler bir yere sahip olup, salatalarda, mezelerde - [Somon Balığı Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/somon-baligi-alerjisi): IgE aracılı somon balığı alerjisi teşhisi, deri prick testinden ve serum IgE testinden elde edilebilir. Serumda pozitif bir sonuç veya balık - [Maya Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/maya-alerjisi): Alerjilerin yalnızca küçük bir kısmı gıda alerjisidir ve maya alerjisi, gıda alerjilerinin yalnızca küçük bir bölümünü oluşturur. Bir maya - [Hipofiz Bezi Hastalıkları Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hipofiz-bezi-hastaliklari): Hipofiz bezi hastalıklarının belirtileri, hormonların fazla veya az salgılanmasına bağlı olarak değişir. Genel belirtiler şunları içerebilir: - [Bebek ve Çocuklarda Vücutta Kızarıklık](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-besin-alerjisi-belirtileri-nelerdir): Çocuklarda Besin Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Besin alerjisi belirtileri besin alımından sonra dudak etrafında hafifi kızarıklık - [Mısır Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/misir-alerjisi): Mısır alerjisi, bağışıklık sistemi mısır veya mısır ürünüyle karıştırdığında ortaya çıkar. Yanıt olarak, alerjeni nötralize etmeye çalışmak - [İstiridye Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/istiridye-alerjisi): İstiridye alerjisi tehlikeli olabileceğinden, belirtilerini ve varsa ne yapmanız gerektiğini bilmek, sorunları önlemede büyük fark - [Kişniş Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kisnis-alerjisi): Kişniş alerjisi nadir olsa da görülebilir. Kişniş alerjisinin belirtileri diğer gıda alerjilerinin belirtilerine benzer. Çocukların % 4 ile - [Bebek ve Çocuklarda Tiroid Hastalıkları](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/tiroid-hastaliklari): Tiroid hastalıkları, genellikle yetişkinlerde görülse de, bebek ve çocuklarda da tiroid sorunları ortaya çıkabilir. - [Beslenme Ve Diyet](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/beslenme-ve-diyet): Beslenme Ve Diyet, İlk altı ay önerilen tek şey anne sütüdür. Anne sütü kadar kaliteli, ekonomik ve pratik başka bir besin daha yoktur. - [Balık Yağı Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/balik-yagi-alerjisi): Balık yağı alerjisi veya duyarlılığınız olduğunu keşfederseniz, bazı gıdalardan kaçınmanız gerekebilir. Bazı yiyeceklere balık yağı - [Midye Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/midye-alerjisi): Midye alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin bu hayvanlarda bulunan proteinlere tepki göstermesiyle ortaya çıkar. Alerjisi olan biri​​ - [Ananas Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ananas-alerjisi): Ananas alerjisi, ananas tüketildiğinde veya ananas ile temas edildiğinde bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi sonucu - [Yama Testi (Patch Testi)](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yama-testi-patch-testi): Yama testi, alerjik kontakt dermatitte (AKB) neden olan alerjenleri tanımlamak veya bazı durumlarda AKB tanısını koymak için - [Alerjik Bebeklerde Ek Gıdaya Geçiş Süreci](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/besin-alerjisinde-ek-gidalar-nasil-baslanmali): Alerjik bebeklerde ek gıdaya geçiş, özenle ve doktor gözetiminde yapılması gereken bir süreçtir. Bebeklerin ilk altı ay yalnızca anne - [Kereviz Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kereviz-alerjisi): Kereviz alerjisi de dahil olmak üzere besin alerjilerinin belirtileri hızla ortaya çıkabilir. Kereviz alerjisinin en yaygın belirtileri - [Kalamar Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kalamar-alerjisi): Kalamar, kafadanbacaklı adı verilen bir yumuşakça türüdür ve bu nedenle kalamar alerjisi, mürekkep balığı veya ahtapot gibi - [Sirke Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sirke-alerjisi): Sirke alerjisi, gıda alerjileriyle aynı bağışıklık sistemi tepkisine neden olmaz. Bu nedenle insanlar bazen buna yalancı alerji de diyebilir. - [Deri Prick Testi: Nedir, Nasıl Yapılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/deri-prick-testi): Deri prick testi, alerji tanısında kullanılan hızlı ve güvenilir bir yöntemdir. Çeşitli alerjenlere karşı cilt reaksiyonlarını inceleyerek - [Yetişkinlerde Alerjik Rinit Belirtileri ve Nedenleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-alerjik-rinit-saman-nezlesi): Bu yazıda, yetişkinlerde alerjik rinit nedenlerini, belirtilerini, tanısını ve tedavi yöntemlerini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. - [Havuç Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/havuc-alerjisi): Havuç alerjisi belirtileri çoğunlukla oral alerji sendromu ile ilişkilidir. Belirtiler tipik olarak çiğ havuç tüketildiğinde ortaya çıkar.  - [Karides Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/karides-alerjisi): Karides alerjisi, çoğunlukla bağışıklık sisteminin , kabuklu deniz ürünleri kaslarında bulunan tropomiyosin adı verilen bir proteine ​ - [Kedi Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/evcil-hayvan-alerjisi/alerji-yapmayan-kediler-hangileridir-kedi-alerjisi): Kedi alerjisi, kediyle temas ettikten birtakım semptomlar yaşamanız ile kendini gösterir. Kediyi sevdiğinizde, okşadığında, hapşırma, burun - [Kandan Alerji Testi Nedir? Nasıl Yapılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kandan-alerji-testi): Kandan alerji testi; alerjene özgü spesifik IgE testleri ve kanda total IgE testi olmak üzere iki grupta incelenebilir.  - [Yetişkinlerde Besin Alerjisi Belirtileri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-besin-alerjisi): Yetişkinlerde Besin Alerjisi, besinlerin alımından sonra bağışıklık sisteminin vermiş olduğu aşırı yanıta bağlı olarak ortaya çıkar. - [Avokado Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/avokado-alerjisi): Avokado alerjisi, avokadonun tüketilmesi veya avokado ile temas edilmesi durumunda bağışıklık sisteminin aşırı tepki - [Antep Fıstığı Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/antep-fistigi-alerjisi): Antep fıstığı alerjisi, Antep fıstığının tüketilmesi veya temas edilmesi durumunda bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi - [Zencefil Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/zencefil-alerjisi): Zencefil alerjisi, bir kişinin zencefil veya çok az miktarda zencefil içeren bir besin tüketirken hafiften şiddetliye kadar metabolik - [Dental Yama Testi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dental-yama-testi): Dental eşyalarla temasa bakıldığında dental yama testi pozitif semptomlar gözlemlenirse sorunun kaynağı olan dental materyaller ve metallerin - [Lokal Anestezik Alerjisi Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/lokal-anestezik-alerjisi): Bu makalede, lokal anestezik alerjisi nedenlerini, belirtilerini, tanı ve tedavi yöntemlerini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. - [Baharat Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/baharat-alerjisi): Baharat alerjisi, çeşitli baharatlar tüketildiğinde veya bu baharatlarla temas edildiğinde bağışıklık sisteminin aşırı - [Çekirdek Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/aycicegi-tohumu-alerjisi): Çekirdek alerjisi, çekirdeklerin tüketilmesi veya çekirdeklerle temas edilmesi durumunda bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi - [Aylara Göre Bebek Beslenmesi: 0-12 Ay Arası Beslenme Rehberi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/aylara-gore-bebek-beslenmesi): Bebek beslenmesi, ilk 12 ayda bebeğin gelişimi ve sağlığı için son derece önemlidir. Bu dönemde bebeklerin ihtiyaç duyduğu - [Kapsamlı Alerji Testleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kapsamli-alerji-testleri): Kapsamlı alerji testleri, Son günlerde çok fazla insanın şikâyet ettiği alerji; bağışıklık sisteminin herhangi bir maddeye göstermiş olduğu - [Böcek Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bocek-alerjisi): Böcek alerjisi, böceklerin sokması veya ısırması sonucu vücutta alerjik bir reaksiyon meydana gelmesidir. Bu durum, bağışıklık sisteminin - [Üzüm Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/uzum-alerjisi): Üzüm alerjisi, diğer alerjenlere benzer belirtilere neden olabilir. Üzüm alerjisinden bildirilen belirtiler arasında kurdeşen, öksürük, - [Kayısı Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kayisi-alerjisi): Kayısıya gıda intoleransı, kayısı alerjisi farklıdır. Gaz, ishal, bulantı, kusma, tıkanma ve mide rahatsızlığı gibi belirtiler kayısıya - [Büyüme Gerilikleri Nedenleri ve Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/buyume-gerilikleri): Büyüme gerilikleri, çocukların yaşlarına ve cinsiyetlerine göre beklenen büyüme hızına ulaşamaması durumudur. Normal büyüme, - [Gıda Alerji Testi (Besin Alerjisi Testi) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gida-alerji-testi): Gıda alerji testi, belirli gıdalara karşı vücudun geliştirdiği bağışıklık tepkilerini belirlemek amacıyla yapılan testlerdir. - [Kabuklu Deniz Ürünleri Alerjisinde Beslenme](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kabuklu-deniz-urunleri-alerjisi): Deniz ürünleri alerjisi bağışıklık sisteminin kabuklu deniz ürünleri ve yumuşakça ürünlerindeki alerjik proteinleri zararlı olarak algılayıp - [Kiraz Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kiraz-alerjisi): Birincil kiraz alerjisi, meyvenin kendisine karşı olan alerjidir. Bu, aynı ailedeki polenlere alerjiniz olduğunu gösteren ikincil - [Enginar Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/enginar-alerjisi): Enginar Alerjisi Belirtileri, Cilt üzerinde; Ürtiker, anjiyoödem, Kaşıntı, Kızarıklık, Atopik dermatit, Sindirim sisteminde; - [Çocuklarda Hipoglisemi (Kan Şekeri Düşüklüğü)](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-hipoglisemi-kan-sekeri-dusuklugu): Hipoglisemi, kanda normalin altında glikoz (şeker) bulunması durumudur. Çocuklarda hipoglisemi, çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilen - [Solunum Fonksiyonu Testi (SFT): Nedir ve Nasıl Yapılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/solunum-fonksiyonu-alerji-testi-sft): Solunum fonksiyonu testi (SFT), akciğerlerin kapasitesini, işlevini ve hava akışını değerlendirmek için yapılan bir dizi testtir. - [Kurumsal](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hakkimizda): Hakkımızda, İstanbul Alerji, Türkiye de Alerji hastalıkları tedavisin de lider olmak için yola çıkmış bir merkezdir. - [Astım Hastaları İçin Klima Zararlı Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/klima-astim-hastalarina-zararli-mi): Bu makalede, astım hastaları için klima kullanımı zararlı mı, klimanın etkileri, dikkat edilmesi gerekenler ve astım dostu klima kullanım - [Armut Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/armut-alerjisi): Şiddetli armut alerjisi olan kişilerde anafilaksi olarak bilinen ve yaşamı tehdit edebilen bir reaksiyon olabilir. Anafilaksi durumunda - [Karnabahar Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/karnabahar-alerjisi): Karnabahar alerjisi, aşırı duyarlı kişilerin bağışıklık sisteminin karnabahardaki proteinlere karşı tepki vermesiyle tetiklenen bir - [Çocuklarda Obezite Nedenleri ve Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-obezite): Çocuklarda obezite gelişiminin çeşitli nedenleri olabilir. Genetik faktörler, çevresel etkenler, yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları - [El Egzaması Nedir? Teşhisi ve Tedavisi Nasıl Yapılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/el-egzamasi-nedir-teshisi-ve-tedavisi-nasil-yapilir): El egzaması, ellerde ve el bileğinde olan ve sıklıkla ayaklardaki egzama ile de ilişkili olabilen, uzun süreli bir hastalıktır. - [Çocuk Göğüs Hastalıkları: Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuk-gogus-hastaliklari): Çocuk göğüs hastalıkları, solunum sistemi ile ilgili bozuklukları kapsayan bir tıbbi alandır. Çocuklarda görülen göğüs hastalıkları, nefes - [Ceviz Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ceviz-alerjisi-nedir-belirtileri-nelerdir): Ceviz alerjisi, kabuklu yemişler grubuna dahil olan cevizin tüketilmesi veya deriyle teması sonucunda bağışıklık sisteminin - [Hurma Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hurma-alerjisi): Hurma alerjisi, vücudun hurmada bulunan bazı proteinlere karşı aşırı duyarlılık gösterdiği nadir bir alerjik durumdur. - [Brokoli Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/brokoli-alerjisi): Brokoli alerjisi belirtileri genellikle, brokoli gibi bitkilerde bulunabilen doğal bir kimyasal olan salisilatlara duyarlı olduğunuz anlamına - [Bebeklerde ve Çocuklarda Şeker Hastalığı (Diyabet)](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-seker-hastaligi): Diyabet veya şeker hastalığı, vücudun bir enerji kaynağı olarak glikozu uygun şekilde kullanamadığı bir hastalıktır. Tip 1 diyabette vücut - [Alerjik Astım Tedavisi Nasıl Yapılmalıdır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-astim-tedavisi-nasil-yapilmalidir): Alerjik Astım Tedavisi Nasıl Yapılmalıdır? Alerjik astım, çocuklarda sık görülen uzun süreli bir hastalıktır. Başlıca belirtileri sık öksürük, nefes - [Su Alerjisi (Aquagenik Ürtiker) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/su-alerjisi-su-urtikeri-nedir): Su alerjisi, tıbbi adıyla aquagenik ürtiker, su ile temas sonrası ciltte kaşıntı, kızarıklık ve kabarcıkların oluşmasına neden olan nadir bir - [Tavuk Eti Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/tavuk-alerjisi): Tavuk alerjisi, vücudun tavuk etinde bulunan proteinlere karşı verdiği aşırı tepki sonucu ortaya çıkan bir gıda alerjisi türüdür. - [Çay Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cay-alerjisi): Çay alerjisi çok sık duyulmamış olsa da nadirdir. Daha yaygın olarak, insanlar çaya karşı bir hassasiyet veya intoleransı yaşarlar. - [Böbrek Üstü Bezi Hastalıkları Nedenleri ve Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bobrek-ustu-bezi-hastaliklari): Böbrek üstü bezi (adrenal bezler), böbreklerin hemen üzerinde bulunan ve hayati öneme sahip hormonları üreten küçük bezlerdir. - [Bebek ve Çocuklarda Kulak Arkası Egzama Nedenleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-egzama-atopik-dermatit): Bu yazıda, bebek ve çocuklarda kulak arkası egzamanın nedenleri, belirtileri, teşhis ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgiler - [Domates Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/domates-alerjisi): Domates alerjisi, vücudun domateste bulunan bazı proteinlere karşı aşırı duyarlılık göstermesi sonucu ortaya çıkan bir gıda alerjisidir. - [Kırmızı Biber Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kirmizi-biber-alerjisi): Kırmızı Biber Alerjisi Belirtileri; Hapşırma, öksürük, karın ağrısı, kusma ve ishal gibi belirtiler görülebilir. Deri üzerindeki alerjik - [Lahana Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/lahana-alerjisi): Çoğu insan için lahana güvenli ve sağlıklı bir gıda seçimidir. Bununla birlikte, nadir durumlarda lahana alerjisi reaksiyonuna neden - [Çocuklarda Aşırı Tüylenme (Hirsutizm) Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-asiri-tuylenme-hirsutizm): Hirsutizm, vücutta, genellikle erkek tipi kıllanmanın olduğu bölgelerde (yüz, göğüs, sırt ve karın gibi) aşırı tüylenme ile karakterize - [Eklem Yerlerinde Kaşıntı (Egzama) Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-atopik-dermatit): Egzama, ciltte kızarıklık, kuruluk ve kaşıntı ile kendini gösteren kronik bir cilt hastalığıdır. Egzamanın en yaygın görüldüğü bölgelerden - [Deterjan Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/deterjan-alerjisi): Deterjan alerjisi, deterjan ve diğer temizlik ürünlerindeki kimyasal maddelere karşı vücudun gösterdiği aşırı duyarlılık reaksiyonudur. - [Kimyon Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kimyon-alerjisi): Kimyon alerjisi yaygın olmasa da kimyondaki proteinlere aşırı duyarlı olan kişiler vardır. Profilin , kimyon tohumlarında bulunan ve ters - [Nane Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/nane-alerjisi): Nane alerjisi yaygın değildir. Ortaya çıktığında ise, alerjik reaksiyon hafiften şiddetliye kadar değişebilir ve yaşamı tehdit edebilir. - [Raşitizm (Rickets) Belirtileri ve Nedenleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-d-vitaminiyle-ilgili-hastaliklar): Raşitizm, çocuklarda görülen ve kemiklerin yeterince sertleşememesi ile karakterize edilen bir kemik hastalığıdır. - [Egzama (Atopik dermatit) İçin Bitkisel Tedaviler Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-atopik-dermatit-icin-bitkisel-tedaviler-nelerdir): Egzama tedavisinde kullanılan birçok bitkisel tedaviler mevcuttur. Aşağıda, bu tedavilerin en popüler olanlarından bazılarını bulabilirsiniz: - [Hamilelikte Alerji](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hamilelikte-alerji): Hamilelikte alerji, hamilelik sırasında ilaç ihtiyacını azaltmaya yardımcı olmak için tetikleyicilerden kaçının. Kontrolsüz astım - [Et Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/et-alerjisi): Et alerjisi, vücudun kırmızı et veya kümes hayvanları gibi bazı et türlerine karşı gösterdiği bağışıklık sistemi tepkisidir. - [Hindistan Cevizi Yağı Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hindistan-cevizi-yagi-alerjisi): Hindistan cevizi yağı alerjisi, diğer alerji türleri kadar yaygın değildir, ancak nadir de olsa ortaya çıkabilir. - [Erken Ergenlik Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/erken-ergenlik): Erken ergenlik, kız çocuklarında 8 yaşından önce, erkek çocuklarında ise 9 yaşından önce cinsel olgunlaşmanın belirtilerinin başlaması - [Grip (Influenza) Nedenleri Belirtileri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/grip): Grip, influenza virüsünün neden olduğu oldukça bulaşıcı bir solunum yolu enfeksiyonudur. Özellikle kış aylarında sıkça görülen bu - [Bezelye Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bezelye-alerjisi): Bezelye alerjisi sıklığının, farklı popülasyonlar arasında değişiklik gösterir. Baklagiller arasında çapraz reaksiyon yaygındır. - [Ton Balığı Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ton-baligi-alerjisi): Çiğ ton balığını yediğinizde, temas ettiğinizde veya ton balığını pişirirken oluşan buharı içinize çektiğinizde ton balığı alerjisi - [Hindistan Cevizi Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hindistan-cevizi-alerjisi): Hindistan cevizi alerjisi nadir olmakla birlikte, alerjisi olanlarda hindistan cevizi ile yapılan yiyecekleri içtikten veya yedikten sonra - [Gecikmiş Ergenlik Belirtileri ve Nedenleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gecikmis-ergenlik): Gecikmiş ergenlik, çocukların yaşına uygun cinsel gelişim belirtilerini göstermemesi durumudur. Erkeklerde 14 yaşına kadar testis - [Deve Sütü Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/deve-sutu-alerjisi): Nadiren de olsa, deve sütü alerjisi olan bir çocuğun anafilaktik şok olarak bilinen ciddi bir reaksiyonu olması mümkündür. Anafilaktik şok - [Domates Salçası Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/domates-salcasi-alerjisi): Domates salçası alerjisi tepkileri genellikle hafiftir, ancak bazı durumlarda reaksiyon daha şiddetli ve hatta tehlikeli belirtilere yol  - [Mayonez Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/mayonez-alerjisi): Mayonez alerjisi mayonez ve mayonez içeren tüm yiyeceklerden kaçınmanız gerekir. Tükettiğiniz tüm yiyeceklerin etiketlerini okuyun. - [Kahve Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kahve-alerjisi): Kahve alerjisi, vücudun kahvede bulunan bazı maddelere karşı gösterdiği aşırı hassasiyetle ortaya çıkan bir alerjik reaksiyondur. - [Yenilebilir Kuş Yuvası Alerjisi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenilebilir-kus-yuvasi-alerjisi-nedir): Yenilebilir kuş yuvası 4 tür kuş çeşidinden elde edilir ve yüzyıllardır insan tüketimi için hasat edilmiştir. - [Karpuz Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/karpuz-alerjisi): Karpuz alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin karpuzda bulunan proteinlere karşı aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir gıda - [Çocuk Endokrinoloji Nedir? Neden Önemlidir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuk-endokrinolojisi): Çocuk endokrinoloji, çocuklarda hormonal bozuklukları teşhis ve tedavi eden bir tıp dalıdır. Vücuttaki hormonlar, büyüme ve gelişme - [Bazofil Aktivasyon Testi (BAT) Nedir, Nasıl Yapılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bazofil-aktivasyon-testi): Bazofil Aktivasyon Testi (BAT), alerji tanısında kullanılan ileri düzey bir testtir ve bağışıklık sisteminin belirli alerjenlere karşı - [Erik Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/erik-alerjisi): Erik alerjisi belirtileri genellikle ağız içinde, dudakta ve boğazda olur. En yaygın belirtiler, kaşıntı, karıncalanma, hafif kızarıklık ve - [Alerjik Rinit İçin Alternatif Tedaviler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-rinit-icin-alternatif-tedaviler): Alerjik rinit, hayat kalitesini düşüren kronik bir durumdur, ancak doğal ve destekleyici alternatif tedaviler belirtileri hafifletilebilir. - [Çocuklarda Kurdeşen (Ürtiker) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-kurdesen-urtiker): Çocuklarda kurdeşen, tıbbi adıyla ürtiker, ciltte aniden ortaya çıkan, kaşıntılı, kırmızı veya beyaz kabarcıklarla kendini gösteren bir cilt - [Yetişkinlerde Astım Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-astim): Yetişkinlerde astım belirtileri, genellikle mevsimsel ya da belirli tetikleyicilere maruz kalma durumunda artabilir. Semptomlar hafif - [Anafilaksi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/anafilaksi): Anafilaksi, acil tıbbi müdahale gerektiren, hayatı tehdit edebilecek ciddi bir alerjik reaksiyondur. Vücutta ani ve şiddetli bir bağışıklık - [Göz Alerjisi (Alerjik Konjonktivit) Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/goz-alerjisi): Göz alerjisi, tıbbi olarak alerjik konjonktivit olarak adlandırılan, gözlerin dış tabakasında alerjenlere karşı gelişen aşırı hassasiyet - [Sarımsak Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sarimsak-alerjisi): Sarımsak alerjisi, vücudun sarımsakta bulunan belirli proteinlere karşı aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan nadir bir gıda alerjisidir. - [Manda Sütü Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/manda-sutu-alerjisi): Manda Sütü Alerjisi, Manda sütü, inek sütünden % 100 daha fazla yağ içeriğine sahiptir, bu da onu daha kremalı ve daha yoğun yapar. ## Yazılar - [7 Etkili Yöntemle Enerjinizi Artırın](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/7-etkili-yontemle-enerjinizi-artirin): Gün içinde enerjinizi artırmak için ne iyi gelir? sorusuna cevap olarak, sağlıklı uyku düzeni, dengeli beslenme, düzenli egzersiz, - [Cilt Lekelerine Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cilt-lekelerine-ne-iyi-gelir): Cilt lekelerine ne iyi gelir? sorusunun cevabı, düzenli bakım, sağlıklı beslenme ve doğru ürünleri kullanmaktan geçiyor. - [Hafıza Güçlendirmek İçin 9 Etkili Yöntem](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hafiza-guclendirmek-icin-9-etkili-yontem): Hafıza, doğru alışkanlıklarla güçlendirilebilen bir yetenektir. Dengeli beslenme, düzenli egzersiz, zihinsel aktiviteler ve sağlıklı - [Spor Sonrası Ağrılara Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/spor-sonrasi-agrilara-ne-iyi-gelir): Spor sonrası ağrılara ne iyi gelir sorusunun cevabı, doğru teknikleri ve yöntemleri uygulamaktan geçiyor. Isınma ve soğuma - [Sindirime Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sindirime-ne-iyi-gelir): Sindirime iyi gelen doğal yöntemleri hayatınıza dahil etmek, hem bağırsak sağlığınızı korumanıza hem de genel sağlığınızı iyileştirmenize - [Tırnak Kırılmasına Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/tirnak-kirilmasina-ne-iyi-gelir): Tırnak kırılması, hem estetik açıdan can sıkıcı hem de sağlık açısından bir sorunun habercisi olabilir. Neyse ki, evde uygulayabileceğiniz - [Baş Dönmesine Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bas-donmesine-ne-iyi-gelir): Baş dönmesi, birçok farklı nedenden kaynaklanabilen bir durumdur ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. - [Uykusuzluğa Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/uykusuzluga-ne-iyi-gelir): Uykusuzluk, günlük yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ciddi bir sorundur. Uyku düzeninizi iyileştirmek için doğru alışkanlıkları - [Kas Kramplarına Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kas-kramplarina-ne-iyi-gelir): Kas krampları genellikle bacaklar, ayaklar, eller veya sırt gibi vücudun farklı bölgelerinde hissedilir. Kasların istemsiz şekilde - [Kalp Çarpıntısına Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kalp-carpintisina-ne-iyi-gelir): Kalp çarpıntısına, günlük yaşamda birçok kişinin zaman zaman yaşadığı bir durumdur. Stres, yorgunluk, kafein tüketimi veya altta yatan sağlık - [Ses Kısıklığına Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ses-kisikligina-ne-iyi-gelir): Bu yazıda, ses kısıklığına iyi gelen doğal çözümleri, tıbbi yaklaşımları ve korunma yöntemlerini detaylı şekilde inceleyeceğiz. - [Kuru Öksürüğe Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kuru-oksuruge-ne-iyi-gelir): Eğer kuru öksürük uzun süre devam ediyorsa ve doğal yöntemlerle geçmiyorsa, bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir. - [Diyabet Hastalarına Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/diyabet-hastalarina-ne-iyi-gelir): Diyabet hastalarına ne iyi gelir? sorusuna birçok farklı açıdan yaklaşarak sağlıklı yaşam önerilerini ele aldık. - [Hızlı Kilo Verme Yöntemleri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hizli-kilo-verme-yontemleri-nelerdir): Sonuç olarak, hızlı kilo vermek için beslenme düzeni, egzersiz, uyku ve su tüketimi gibi faktörlere dikkat etmek gerekir. - [Regl Sancısına Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/regl-sancisina-ne-iyi-gelir): Regl sancısı, birçok kadının yaşadığı yaygın bir durumdur. Ancak, doğru beslenme, düzenli egzersiz ve bazı doğal yöntemlerle bu - [Şişkinliğe Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/siskinlige-ne-iyi-gelir): Şişkinlik, beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı değişiklikleri ile kolayca kontrol altına alınabilir. Bol su içmek, probiyotik - [Yüksek Tansiyona Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yuksek-tansiyona-ne-iyi-gelir): Yüksek tansiyon, yaşam tarzı değişiklikleriyle büyük ölçüde kontrol altına alınabilir. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, stres - [Düşük Tansiyona Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dusuk-tansiyona-ne-iyi-gelir): Düşük tansiyon, doğru beslenme, sıvı tüketimi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile kontrol altına alınabilir. - [Romatizmaya Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/romatizmaya-ne-iyi-gelir): Romatizmaya iyi gelen yöntemler, doğru beslenme, egzersiz, bitkisel destekler ve stres yönetimiyle etkili bir şekilde uygulanabilir. - [Bel Ağrısına Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bel-agrisina-ne-iyi-gelir): Bel ağrısı, yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Ancak düzenli egzersiz, doğru duruş, sağlıklı beslenme ve uygun tedavi - [Kas Ağrısına Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kas-agrisina-ne-iyi-gelir): Kas ağrısı, günlük aktivitelerimizi ve spor performansımızı olumsuz etkileyebilir. Ancak, yukarıda paylaşılan yöntemleri uygulayarak kas - [Çatlak Dudaklara Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/catlak-dudaklara-ne-iyi-gelir): Çatlak dudaklardan kurtulmak için düzenli bakım ve doğru ürünleri kullanmak oldukça önemlidir. Günlük bakım rutininize - [Depresyona Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/depresyona-ne-iyi-gelir): Depresyon, ciddi ancak yönetilebilir bir durumdur. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, stres yönetimi ve sosyal destek, ruh hâlini - [Sinüzite Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sinuzite-ne-iyi-gelir): Sinüzite ne iyi gelir? sorusuna yanıt olarak doğal ve tıbbi çözümleri detaylandırdık. Buhar terapisi, tuzlu su ile burun temizliği, bitkisel - [Burun Tıkanıklığına Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/burun-tikanikligina-ne-iyi-gelir): Burun tıkanıklığı, yaşam kalitesini düşüren ancak doğru yöntemlerle hafifletilebilen bir sorundur. Yukarıda paylaşılan doğal çözümler - [Yüksek Ateşe Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yuksek-atese-ne-iyi-gelir): Yüksek ateş, genellikle vücudun enfeksiyonlara karşı verdiği doğal bir yanıttır. Ancak, özellikle bebekler, yaşlılar ve bağışıklık sistemi - [Kaşıntıya Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kasintiya-ne-iyi-gelir): Kaşıntıya ne iyi gelir? sorusunun cevabı, kaşıntının nedenine bağlı olarak değişiklik gösterir. Cilt kuruluğunu önlemek, nemlendirici - [Ağız Kokusuna Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/agiz-kokusuna-ne-iyi-gelir): Ağız kokusuna ne iyi gelir sorusunun birçok cevabı vardır. Ağız hijyenine özen göstermek, doğru besinleri tüketmek ve yeterli - [Ayak Kokusuna Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ayak-kokusuna-ne-iyi-gelir): Ayak kokusuna ne iyi gelir? sorusunun yanıtı, doğru hijyen, ayakkabı seçimi ve doğal çözümleri uygulamaktan geçiyor. - [Güneş Yanığına Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gunes-yanigina-ne-iyi-gelir): Güneş yanığı, cildi doğrudan etkileyen ve zaman zaman ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir durumdur. Yanık oluştuktan sonra - [Cilt Kuruluğuna Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cilt-kuruluguna-ne-iyi-gelir): Herkesin cilt tipi farklıdır ve bazı cilt tipleri cilt kuruluğuna daha yatkındır. Cilt tipinizi tanımak, doğru bakım ürünlerini seçmenize - [Karın Ağrısına Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/karin-agrisina-ne-iyi-gelir): Karın ağrısına ne iyi gelir? sorusunun yanıtı, ağrının nedenine ve şiddetine bağlı olarak değişir. Evde uygulanabilecek basit - [Gaz Sancısına Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gaz-sancisina-ne-iyi-gelir): SonuçGaz sancısına ne iyi gelir? sorusunun cevabı, hem yaşam tarzı değişikliklerinde hem de doğal çözümlerde yatıyor. - [Mide Yanmasına Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/mide-yanmasina-ne-iyi-gelir): Mide yanması, göğüste ve mide bölgesinde hissedilen rahatsız edici bir yanma hissidir. Genellikle asit reflüden kaynaklanır ve - [Yorgunluğa Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yorgunluga-ne-iyi-gelir): Gün içinde kendinizi yorgun ve halsiz mi hissediyorsunuz? İş, stres, düzensiz uyku ve yanlış beslenme gibi pek çok sebep enerji - [Göz Altı Morluklarına Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/goz-alti-morluklarina-ne-iyi-gelir): Göz altı morluklarına ne iyi gelir? sorusuna yanıt olarak, yukarıda paylaşılan doğal, medikal ve yaşam tarzına bağlı çözümleri - [Saç Dökülmesine Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sac-dokulmesine-ne-iyi-gelir): Saç dökülmesine ne iyi gelir? sorusunun cevabı, kişinin saç dökülme nedenine bağlı olarak değişir. Doğru beslenme - [Halsizliğe Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/halsizlige-ne-iyi-gelir): Sürekli halsiz ve yorgun hissetmek, günlük yaşam kalitenizi olumsuz etkileyebilir. Beslenme, uyku, egzersiz, stres - [Strese Karşı Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/strese-karsi-ne-iyi-gelir): Strese karşı etkili yöntemleri hayatınıza dahil etmek, genel sağlığınızı korumanın önemli bir parçasıdır. Egzersiz yapmak - [Uykuya Dalmak İçin Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/uykuya-dalmak-icin-ne-iyi-gelir): Uykuya dalmak için ne iyi gelir? sorusuna yanıt olarak, geleneksel yöntemlerin yanı sıra alternatif teknikler de oldukça etkili - [Sivilceye Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sivilceye-ne-iyi-gelir): Stres seviyesinin yüksek olması kortizol hormonunu artırarak ciltte yağ üretimini tetikler ve sivilceye neden olabilir. - [İshale Karşı Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ishale-karsi-ne-iyi-gelir): İshale iyi gelen doğal ve bilimsel çözümleri uygulayarak, bağırsaklarınızı dengeleyebilir ve sağlığınızı koruyabilirsiniz. - [Kabızlığa Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kabizliga-ne-iyi-gelir): Kabızlığa ne iyi gelir? sorusuna yanıt olarak sunduğumuz bu 7 etkili yöntemi hayatınıza dahil ederek bağırsaklarınızı daha - [Diş Ağrısına Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dis-agrisina-ne-iyi-gelir): Diş ağrısına ne iyi gelir? sorusuna yanıt olarak birçok etkili yöntem sıraladık. Soğuk kompres, tuzlu su, doğal yağlar - [Boğaz Ağrısına Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bogaz-agrisina-ne-iyi-gelir): Boğaz ağrısı, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen yaygın bir rahatsızlıktır. Bol sıvı tüketmek, doğal antibiyotiklerden faydalanmak, - [Öksürüğe Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/oksuruge-ne-iyi-gelir): Öksürüğe ne iyi gelir? sorusuna yanıt olarak, hem doğal hem de tıbbi çözümleri ele aldık. Eğer öksürüğünüz uzun süre - [Mide Bulantısına Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/mide-bulantisina-ne-iyi-gelir): Mide bulantısına bazen basit nedenlerden kaynaklanırken bazen de altta yatan ciddi bir sağlık sorununun habercisi olabilir. - [Baş Ağrısına Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bas-agrisina-ne-iyi-gelir): Baş ağrısına ne iyi gelir sorusuna yanıt olarak birçok doğal ve tıbbi çözüm bulunmaktadır. Su tüketimi, bitki çayları, - [Sağlıklı Yaşam İçin Besleyici Tarifler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/saglikli-yasam-icin-besleyici-tarifler): Sağlıklı yaşam için doğru besinleri tüketmek, hem bedeninizin hem de zihninizin güçlenmesine yardımcı olur. - [Kilo Vermeye Yardımcı Sağlıklı Tarifler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kilo-vermeye-yardimci-saglikli-tarifler): Kilo vermek, sağlıklı yaşam hedefleri arasında en çok üzerinde durulan konulardan biridir. Sağlıklı bir diyet, yalnızca - [Diyet Yapanlar İçin Sağlıklı Tarifler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/diyet-yapanlar-icin-saglikli-tarifler): Sağlıklı beslenme, kilo verme veya dengeli bir yaşam tarzı benimsemek isteyenler için yemeklerin içeriği büyük önem taşır. - [Sebzeli Sağlıklı Yemek Tarifleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sebzeli-saglikli-yemek-tarifleri): Sebzeler, sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzeninin vazgeçilmez bir parçasıdır. Hem vücuda enerji verirler hem de vitamin ve mineral - [Hafif ve Lezzetli Akşam Yemeği Tarifleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hafif-ve-lezzetli-aksam-yemegi-tarifleri): Hafif ve lezzetli akşam yemeği tarifleri, hem sağlığınızı destekler hem de günün son öğününü keyifli bir hale getirir. - [Sağlıklı Beslenme İçin Kolay Tarifler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/saglikli-beslenme-icin-kolay-tarifler): Sağlıklı beslenme için kolay tarifler, hızlı hazırlanabilirliği ve besleyici özellikleriyle herkes için uygun bir seçenektir. - [Yüksek Proteinli Makarna Tarifleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yuksek-proteinli-makarna-tarifleri): Yüksek proteinli makarna tarifleri, hem sağlıklı hem de doyurucu öğünler hazırlamak isteyenler için mükemmel bir seçenektir. - [Rafine Şekersiz Tatlı Tarifleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/rafine-sekersiz-tatli-tarifleri): Rafine şekersiz tatlı tarifleri, sağlıklı bir yaşam tarzını destekleyen, doğal ve lezzetli alternatifler sunar. Tatlı krizlerinizi bu - [Düşük Karbonhidratlı Sağlıklı Tarifler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dusuk-karbonhidratli-saglikli-tarifler): Düşük karbonhidratlı tarifler, hem lezzetli hem de sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturmanıza yardımcı olur. Bu tariflerle kan şekeri - [Vegan ve Sağlıklı Yemek Tarifleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/vegan-ve-saglikli-yemek-tarifleri): Vegan ve sağlıklı yemek tarifleri, lezzetli ve besleyici bir beslenme düzeni oluşturmanıza yardımcı olur. Hem çevre dostu hem de sağlık - [Glutensiz Sağlıklı Yemek Tarifleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/glutensiz-saglikli-yemek-tarifleri): Glutensiz sağlıklı tarifler, yalnızca çölyak hastaları için değil, sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemek isteyen herkes - [Fit Tarifler Bol Proteinli ve Sağlıklı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/fit-tarifler-bol-proteinli-ve-saglikli): Bol proteinli ve sağlıklı tarifler, hem kas gelişimini destekler hem de günlük enerji ihtiyacınızı karşılar. - [Sağlıklı ve Lezzetli Atıştırmalıklar](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/saglikli-ve-lezzetli-atistirmaliklar): Sağlıklı ve lezzetli atıştırmalıklar, gün boyu enerjinizi korumanıza ve açlık krizlerini kontrol altına almanıza yardımcı olur. - [Evde Yapılabilecek Sağlıklı Tarifler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/evde-yapilabilecek-saglikli-tarifler): Evde yapılabilecek sağlıklı tarifler, bütçe dostu ve kolay hazırlanabilir olmasıyla öne çıkar. Bu tarifler, besin değeri - [Az Kalorili Sağlıklı Yemek Tarifleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/az-kalorili-saglikli-yemek-tarifleri): Az kalorili sağlıklı yemek tarifleri, hafif ama doyurucu alternatifler sunar. Beslenme programınıza bu tarifleri - [Diyet Dostu Lezzetli Yemekler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/diyet-dostu-lezzetli-yemekler): Diyet dostu lezzetli yemekler, sağlıklı ve dengeli beslenmeyi destekleyen, aynı zamanda lezzetli alternatifler sunar. - [Kolay ve Hızlı Sağlıklı Tarifler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kolay-ve-hizli-saglikli-tarifler): Kolay ve hızlı sağlıklı tarifler, günlük hayatınızın temposuna uyum sağlayarak dengeli beslenmenizi destekler. - [Pratik ve Sağlıklı Yemek Tarifleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/pratik-ve-saglikli-yemek-tarifleri): Pratik ve sağlıklı yemek tarifleri, yoğun bir yaşam temposunda bile sağlıklı beslenme hedefinizi destekler. Az malzemeyle - [Eriğin Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/erigin-faydalari-nelerdir): Eriğin faydaları, sindirim sistemi üzerinde güçlü etkiler sunmasının yanı sıra cilt sağlığından bağışıklığı desteklemeye - [Propolisin ve Arı Sütünün Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/propolisin-ve-ari-sutunun-faydalari-nelerdir): Propolis ve arı sütünün faydaları, içeriklerindeki zengin biyoaktif bileşenlerle vücudu hastalıklara karşı korur, enerji sağlar ve - [Çam Balının Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cam-balinin-faydalari-nelerdir): Çam balının faydaları, sağlığa katkı sağlayan doğal bileşenlerle doludur. Özellikle bağışıklık sistemini destekleme, enfeksiyonlarla - [Keten Tohumunun Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/keten-tohumunun-faydalari-nelerdir): Keten tohumunun faydaları, zengin lif içeriği ve omega-3 yağ asitleriyle genel sağlığı destekleyen bir besindir. Sindirimi kolaylaştırıcı, - [Fesleğenin Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/feslegenin-faydalari-nelerdir): Fesleğenin faydaları, hem zihin hem de beden sağlığına olumlu etkiler sağlayan mucizevi bir bitkidir. Sinir sistemini - [Çörek Otunun Faydaları Sağlık ve Şifa Kaynağı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/corek-otunun-faydalari-saglik-ve-sifa-kaynagi): Çörek otunun faydaları, zengin besin içeriği ve aktif bileşenleriyle sağlığa pek çok fayda sunar. Özellikle bağışıklık sistemini destekleyici - [Tarçının Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/tarcinin-faydalari-kan-sekerini-dengeleyici-etkileri): Tarçının faydaları, içerdiği aktif bileşenler sayesinde kan şekerini dengelemeden bağışıklığı güçlendirmeye kadar pek çok fayda sunar. - [Zencefilin Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/zencefilin-faydalari-bagisiklik-ve-sindirime-mucizevi-etkiler): Zencefilin faydaları, içerdiği biyoaktif bileşenler, vitaminler ve mineraller sayesinde genel sağlığı destekleyen güçlü bir bitkidir. - [Nanenin Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/nanenin-faydalari-sindirim-ve-solunum-sistemi-etkileri): Nanenin faydaları, antioksidan ve uçucu yağlar açısından zengin yapısıyla birçok sağlık faydası sunar. Özellikle sindirim sistemi ve solunum - [Ispanağın Faydaları Demir Deposu ve Sağlık Gücü](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ispanagin-faydalari-demir-deposu-ve-saglik-gucu): Ispanağın faydaları, vitamin, mineral ve antioksidan zengini yapısıyla genel sağlığı koruyucu özelliklere sahiptir. İçeriğindeki demir, - [Pancarın Faydaları Kan Dolaşımını Destekleyen Özelliklerİ](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/pancarin-faydalari-kan-dolasimini-destekleyen-ozellikler): Pancarın faydaları, kan dolaşımını destekleyen özellikleri, güçlü antioksidan yapısı ve zengin besin içeriği ile sağlıklı - [Kabak Çekirdeğinin Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kabak-cekirdeginin-faydalari-vitamin-ve-mineral-deposu): Kabak çekirdeğinin faydaları, vitamin ve mineral zenginliği ile sağlıklı bir atıştırmalık olarak öne çıkar. Bağışıklık sistemini - [Patlıcanın Faydaları: Düşük Kalorili ve Kalp Dostu Özellikler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/patlicanin-faydalari-dusuk-kalorili-ve-kalp-dostu-ozellikler): Patlıcan faydaları, düşük kalorili yapısı, yüksek lif içeriği ve antioksidan özellikleri ile sağlıklı bir yaşam için ideal bir sebzedir. - [Maydanozun Faydaları ve Besin Değeri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/maydanozun-faydalari-ve-besin-degeri): Maydanozun faydaları içerdiği yüksek vitamin ve mineral oranı sayesinde hem sağlık hem de güzellik açısından birçok fayda sunar. Antioksidan - [Karadutun Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/karadutun-faydalari-bagisiklik-guclendiren-meyve): Bu yazıda, karadutun faydaları, besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin faydalarını detaylı bir şekilde - [Yaban Mersininin Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yaban-mersininin-faydalari-goz-ve-hafiza-icin-guclu-etkiler): Bu yazıda, yaban mersininin faydaları, besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin faydalarını detaylı bir şekilde - [Çileğin Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cilegin-faydalari-antioksidan-ve-cilt-sagligi-etkileri): Bu yazıda, çileğin faydaları, besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin faydalarını detaylı bir şekilde ele - [Kivinin Faydaları Bağışıklık Güçlendiren Meyve](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kivinin-faydalari-bagisiklik-guclendiren-meyve): Bu yazıda, kivinin faydaları, besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin faydalarını detaylı bir şekilde ele - [Karpuzun Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/karpuzun-faydalari-su-dengesi-ve-cilt-canlandirici-etkiler): Bu yazıda, karpuzun faydaları, besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin faydalarını detaylı bir şekilde ele - [Kavunun Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kavunun-faydalari-yazin-besleyici-ve-serinletici-etkileri): Bu yazıda, kavunun faydaları, besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin sağladığı faydaları detaylı bir şekilde - [Kekiğin Faydaları Şifalı Bitkinin Sağlık Gücü](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kekigin-faydalari-sifali-bitkinin-saglik-gucu): Bu yazıda, kekiğin faydaları, kekik bitkisinin sağlık üzerindeki faydalarını, kullanım alanlarını ve düzenli tüketiminin sağlayacağı etkileri - [Bal Kabağının Faydaları: Sağlık Üzerindeki Mucizevi Etkileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bal-kabaginin-faydalari-saglik-uzerindeki-mucizevi-etkileri): Bu yazıda, bal kabağının faydaları, besin değerleri, sağlık üzerindeki etkileri ve düzenli tüketiminin sağlayacağı faydaları detaylı bir - [Elmanın Faydaları: Sağlık İçin Günlük Doz](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/elmanin-faydalari-saglik-icin-gunluk-doz): Bu yazıda, elmanın faydaları, besin değeri, sağlık üzerindeki etkileri, düzenli tüketiminin faydaları ve pratik kullanım önerilerini detaylı - [Portakalın Faydaları C Vitamini Deposu](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/portakalin-faydalari-c-vitamini-deposu): Bu yazıda, portakalın faydaları besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin faydalarını detaylı bir şekilde - [Sirkenin Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sirkenin-faydalari-dogal-temizlik-ve-saglik-destegi): Bu yazıda, sirkenin faydaları sağlık üzerindeki etkileri, kullanım alanları ve düzenli tüketiminin faydaları detaylı bir şekilde ele - [Zeytinin Faydaları Cilt ve Sağlık İçin Etkileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/zeytinin-faydalari-cilt-ve-saglik-icin-etkileri): Bu yazıda, zeytinin faydaları sağlık üzerindeki etkilerini, cilt sağlığına katkılarını ve düzenli tüketiminin nasıl bir etki sağlayacağını - [Bebeklerde Kakada Kan Nedenleri, Teşhisi ve Çözümleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-kakada-kan-nedenleri-teshisi-ve-cozumleri): Bebeklerde kakada kan, genellikle zararsız nedenlerden kaynaklanırken, bazı durumlarda ciddi bir sağlık sorununun belirtisi olabilir. - [Sümüklü Kaka Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sumuklu-kaka-nedir): Sümüklü kaka, genellikle bağırsakların mukus üretimini artırdığı durumlarda ortaya çıkar ve genellikle geçici bir sorundur. - [Gürültülü Kaka Nedir? Nedenleri ve Çözümleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gurultulu-kaka-nedir-nedenleri-ve-cozumleri): Gürültülü kaka, bebeklerde ve çocuklarda sık karşılaşılan bir durumdur ve genellikle geçicidir. Sindirim sistemi gelişimiyle - [Alerjik Çocuklar Kreşe Ne Zaman Başlamalı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-cocuklar-krese-ne-zaman-baslamali): Alerjik çocuklar için kreşe başlama süreci, dikkatli bir planlama ve hazırlık gerektirir. Çocuğun alerjisinin türü, şiddeti ve genel sağlık - [Moleküler Bağışıklık Testi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/molekuler-bagisiklik-testi-nedir): Moleküler bağışıklık testi, alerji teşhisinde devrim niteliğinde bir yöntemdir. Bu test, hastaların alerjik reaksiyonlarına neden olan - [Besin Alerjisinde Aşı Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/besin-alerjisinde-asi-tedavisi): Besin alerjisinde aşı tedavisi, alerjik reaksiyonların şiddetini azaltan ve hastaların yaşam kalitesini artıran etkili bir yöntemdir. - [Kortizonlu Kremler Gerçekten Zararlı Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kortizonlu-kremler-gercekten-zararli-mi): Kortizonlu kremler, cilt hastalıklarının tedavisinde etkili ve yaygın bir seçenektir. Ancak, bu ilaçların doğru kullanımı büyük önem taşır. - [Dil Altı Sprey Alerji Aşısı Nedir ve Nasıl Kullanılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dil-alti-sprey-alerji-asisi-nedir-ve-nasil-kullanilir): Dil altı sprey alerji aşısı, alerjik hastalıkların tedavisinde konforlu, etkili ve güvenli bir seçenektir. Geleneksel deri altı - [Deri Altı Alerji Aşısı Nasıl Uygulanır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/deri-alti-alerji-asisi-nasil-uygulanir): Deri altı alerji aşısı, alerjik hastalıkların tedavisinde uzun vadeli etkili bir yöntemdir. Alerjenlere karşı bağışıklık sisteminin - [İnce Bağırsakta Aşırı Bakteri Üremesi (SIBO) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ince-bagirsakta-asiri-bakteri-uremesi-sibo-nedir): SIBO, sindirim sisteminin işleyişini etkileyen karmaşık bir durumdur. İnce bağırsakta aşırı bakteri üremesi, şişkinlik, gaz, sindirim - [Yumurta Alerjisi Olan Bebeklerde Anne Beslenmesi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yumurta-alerjisi-olan-bebeklerde-anne-beslenmesi): Yumurta alerjisi olan bebeklerde annenin beslenmesi, hem bebeğin sağlığı hem de annenin besin gereksinimlerinin karşılanması açısından - [Süt ve Süt Ürünleri Alerjisi Olan Bebeklerde Anne Beslenmesi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sut-ve-sut-urunleri-alerjisi-olan-bebeklerde-anne-beslenmesi): Süt ve süt ürünleri alerjisi olan bir bebeği emziren annenin beslenmesi, hem bebeğin hem de annenin sağlığı için kritik bir öneme sahiptir. - [Peynir Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/peynir-alerjisi-nedir-belirtileri-ve-tedavisi): Peynir alerjisi, süt proteinlerine karşı bağışıklık sisteminin verdiği anormal bir reaksiyon sonucu ortaya çıkar. - [Kronik Otoimmün Ürtiker Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kronik-otoimmun-urtiker-nedir): Kronik otoimmün ürtiker, bağışıklık sisteminin kendi dokularına karşı yanlış bir yanıt geliştirdiği karmaşık bir hastalıktır. - [Ürtiker Teşhisinde Hangi Testler Yapılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/urtiker-teshisinde-hangi-testler-yapilir): Ürtiker teşhisi, semptomların dikkatlice değerlendirilmesini ve altta yatan nedenlerin belirlenmesini gerektirir. - [Kronik Ürtiker (Geçmeyen Ürtiker) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kronik-urtiker-gecmeyen-urtiker-nedir): Kronik ürtiker, yönetimi zorlayıcı olabilen bir durumdur ancak doğru teşhis, tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile semptomlar büyük - [Gecikmiş Basınç Ürtikeri Nedir, Belirtileri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gecikmis-basinc-urtikeri-nedir-nedenleri-belirtileri-ve-tedavisi): Gecikmiş basınç ürtikeri, cilde uzun süreli mekanik basınç uygulanmasından saatler sonra ortaya çıkan, yaşam kalitesini etkileyen bir - [Omalizumab Nedir? Kullanım Alanları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/omalizumab-nedir-kullanim-alanlari-etkileri-ve-yan-etkileri): Omalizumab, alerjik hastalıkların tedavisinde çığır açan bir biyolojik ilaçtır. Özellikle alerjik astım ve kronik ürtiker gibi zorlu - [Masaj Aleti Neden Kaşındırır? Sebeplerİ ve Çözüm Yolları](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/masaj-aleti-neden-kasindirir-sebepler-ve-cozum-yollari): Masaj aleti kaşıntıya neden olması, genellikle cildin veya sinir sisteminin doğal bir tepkisidir ve basit yöntemlerle yönetilebilir. - [Ürtiker İçin Hangi Bölüme ve Hangi Doktora Gidilir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/urtiker-icin-hangi-bolume-ve-hangi-doktora-gidilir): Alerji uzmanları, ürtikerin nedenlerini belirlemek, uygun tedavi planını oluşturmak ve semptomları yönetmek konusunda uzmanlaşmıştır. - [Gebelik Ürtikeri (Gebelikte Kurdeşen) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gebelik-urtikeri-gebelikte-kurdesen-nedir): Gebelik ürtikeri, genellikle doğumdan sonra kendiliğinden geçer ve kalıcı bir hasara neden olmaz. Ancak, anne adaylarının yaşam kalitesini - [Sıcak Alerjisi (Sıcağa Bağlı Ürtiker) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sicak-alerjisi-sicaga-bagli-urtiker-nedir): Sıcak alerjisi, yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilen, ancak uygun önlemlerle yönetilebilen bir durumdur. Tetikleyicileri belirlemek - [Yürüyüş Yaparken Bacaklar Neden Kaşınır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yuruyus-yaparken-bacaklar-neden-kasinir): Yürüyüş sırasında bacaklarda kaşıntı, genellikle cilt ve sinir sisteminin egzersize verdiği normal bir tepkidir. Ancak bazen bu durumun - [Egzersize Bağlı Ürtiker (Egzersiz Anjiyoödemi) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzersize-bagli-urtiker-egzersiz-anjiyoodemi-nedir): Egzersize bağlı ürtiker, ciltte kızarıklık, kaşıntı ve kabarcıklar gibi belirtilerle kendini gösteren, nadir ancak yönetilebilir bir - [Dermografizm Nedir? Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dermografizm-nedir-nedenleri-belirtileri-ve-tedavi-yontemleri): Dermografizm genellikle yaşamı tehdit eden bir durum değildir, ancak şiddetli semptomlar bireylerin yaşam kalitesini etkileyebilir. - [Kurdeşen Tedavisinde Kullanılan İlaçlar (Kurdeşen İlacı İsimleri)](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kurdesen-tedavisinde-kullanilan-ilaclar-kurdesen-ilaci-isimleri): Kurdeşen tedavisinde kullanılan ilaçlar, semptomların şiddetine ve hastanın sağlık durumuna göre değişiklik gösterebilir. Hafif vakalarda - [Bebeklerde Büyüme Atakları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-buyume-ataklari-nedir-belirtileri-nelerdir): Bebeklerde büyüme atakları, hızlı fiziksel ve zihinsel gelişim dönemleri olarak tanımlanır. Bu dönemler, bebeklerin büyüme ve gelişim - [Çocuklarda Bağışıklık Sistemi Güçlendirmek İçin Ozon Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-bagisiklik-sistemi-guclendirmek-icin-ozon-tedavisi): Çocuklarda bağışıklık sistemini güçlendirmek için ozon terapisi çeşitli yöntemlerle uygulanabilir. Bu yöntemler, çocuğun yaşına, sağlık - [Besin Alerjisinde Ozon Kullanımı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/besin-alerjisinde-ozon-kullanimi): Besin alerjileri, bağışıklık sisteminin belirli gıda proteinlerine karşı aşırı tepkisi sonucu ortaya çıkar. Ozon terapisi, bu hastalığın - [Egzamada Ozonlanmış Zeytinyağı Pomadın Kullanımı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzamada-ozonlanmis-zeytinyagi-pomadin-kullanimi): Ozonlanmış zeytinyağı, zeytinyağının ozon gazı ile doygun hale getirilmesi sonucu elde edilen bir üründür. Ozon, zeytinyağının içindeki - [Atopik Dermatit Tedavisinde Ozonun Kullanımı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/atopik-dermatit-tedavisinde-ozonun-kullanimi): Atopik dermatit, cilt bariyerinin bozulması ve bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi sonucu ortaya çıkar. Ozon terapisi, bu hastalığın - [Alerjik Rinit Tedavisinde Ozon Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-rinit-tedavisinde-ozon-tedavisi): Alerjik rinit, burun mukozasında inflamasyon ve aşırı mukus üretimi ile karakterizedir. Ozon terapisi, bu semptomları hafifletmek ve - [Astımda Zeytinyağı ile Ozon İnhalasyonun Kullanımı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astimda-zeytinyagi-ile-ozon-inhalasyonun-kullanimi): Astım gibi kronik solunum yolu hastalıklarında ozon terapisi, özellikle zeytinyağı ile birlikte kullanıldığında, hastaların semptomlarını - [Astım Hastalığında Ozon Tedavisinin Kullanımı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-hastaliginda-ozon-tedavisinin-kullanimi): Astım, hava yollarının daralması ve kronik inflamasyon ile karakterize edilen bir hastalıktır. Ozon terapisi, bu hastalığın semptomlarını - [Çocuk Alerjik Hastalıklarında Ozon Kullanımı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuk-alerjik-hastaliklarinda-ozon-kullanimi): Alerjik hastalıklar, çocuklar arasında oldukça yaygın olup, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Çocuklarda sıkça görülen alerjik - [Ozon Tedavisinin Alerjik Hastalıklarda Kullanımı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozon-tedavisinin-alerjik-hastaliklarda-kullanimi): Ozon tedavisinin alerjik hastalıklarda etkinliğini değerlendiren birçok klinik çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalar, ozon terapisinin - [Çocuklarda Ozon Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-ozon-tedavisi): Ozon terapisi, çocuklarda bazı durumlarda uygulanabilmektedir, ancak bu uygulama yetişkinlerde olduğundan daha dikkatli ve özel - [Subkutan ve Intrakutan Ozon Tedavisi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/subkutan-ve-intrakutan-ozon-tedavisi-yontemleri-kullanim-alanlari): Subkutan ozon uygulaması, ozon gazının deri altındaki bağ dokusu ve yağ dokusuna enjekte edilmesiyle yapılan bir tedavi yöntemidir. - [Rektal Ozon Uygulaması Nasıl Yapılır ve Kullanım Alanları](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/rektal-ozon-uygulamasi-nasil-yapilir-dozlar-ve-kullanim-alanlari): Rektal ozon uygulaması, ozon gazının rektum yoluyla vücuda verilmesiyle yapılan bir tedavi yöntemidir ve özellikle bağırsak - [Ozon Torbalama (Bagging) Yöntemi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozon-torbalama-bagging-yontemi-nedir): Ozon torbalama, bir vücut bölümünün ozon gazı ile dolu bir torba içinde kaplanarak ozonun deri ve yaralara doğrudan - [Ozonlu Yağ Nedir? Uygulama Yöntemleri ve Kullanım Alanları](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozonlu-yag-nedir-uygulama-yontemleri-ve-kullanim-alanlari): Ozonlu yağ, ozon gazının doğal bitkisel yağlar (özellikle zeytinyağı) ile işlenmesi sonucu elde edilen, terapötik özellikleri - [Ozonlanmış Zeytinyağı ile İnhalasyon Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozonlanmis-zeytinyagi-ile-inhalasyon-tedavisi): Ozon tedavisinin bir alt dalı olan ozonlanmış zeytinyağı ile inhalasyon tedavisi, özellikle solunum yolları hastalıkları, kronik - [Ozonlu Serum Fizyolojik Uygulaması ve Dozajları](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozonlu-serum-fizyolojik-uygulamasi-ve-dozajlari): Bu makalede, ozonlu serum fizyolojik uygulamasının nasıl yapılacağı ve dozajlarının nasıl olması gerektiği ayrıntılı olarak - [Ozonlanmış Minör Otohemoterapi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozonlanmis-minor-otohemoterapi): Ozonlanmış minör otohemoterapi (MOHT), özellikle immün sistemin düzenlenmesi, kronik enfeksiyonlar ve otoimmün - [Ozonlanmış Otohemoterapi (Major Otohemoterapi)](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozonlanmis-otohemoterapi-major-otohemoterapi): Ozonlanmış otohemoterapi (OHT), tıbbi ozon gazının terapötik amaçlarla kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. - [Ozon Tedavisi Uygulama Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozon-tedavisi-uygulama-yontemleri): Bu makalede, ozon tedavisi uygulama yöntemleri ve bu yöntemlerin klinik kullanımı ayrıntılı olarak ele alınacaktır. - [Ozon Gazının Etkisi Nasıl Oluşuyor?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozon-gazinin-etkisi-nasil-olusuyor): Ozon gazı (O3), vücuda uygulandığında hızla çözünerek reaktif oksijen türleri (ROS) ve ozonoidler adı verilen bileşikler oluşturur. - [Ozonun Etki Mekanizması](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozonun-etki-mekanizmasi): Bu makalede, ozonun etki mekanizması, sağlık üzerindeki faydaları, doğru dozaj ve uygulama yöntemleri detaylı olarak ele alınacaktır. - [Alerjik Rinit Hastaları İçin Vitaminler ve Takviyeler: Faydalar, Dozajlar ve Yan Etkiler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-rinit-hastalari-icin-vitaminler-ve-takviyeler-faydalar-dozajlar-ve-yan-etkiler): Alerjik rinit, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hapşırma ve kaşıntı gibi semptomlarla kendini gösteren bir alerjik - [Egzama Hastaları İçin Vitaminler ve Takviyeler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-hastalari-icin-vitaminler-ve-takviyeler-faydalar-dozajlar-ve-yan-etkiler): Egzama, cildin kuru, kaşıntılı ve iltihaplı olmasına neden olan kronik bir dermatolojik durumdur. Beslenme ve doğru - [Astım Hastaları İçin Vitaminler ve Takviyeler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-hastalari-icin-vitaminler-ve-takviyeler-faydalar-dozajlar-ve-yan-etkiler): Astım, hava yollarında inflamasyon ve daralma ile karakterize kronik bir solunum yolu hastalığıdır. Astımın yönetiminde ilaç - [Ekinazya Faydaları ve Kullanım Alanları](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ekinazya-faydalari-kullanim-alanlari-dozaj-ve-yan-etkiler): Ekinazya, bağışıklık sistemini destekleyen ve soğuk algınlığı, grip gibi enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olan popüler bir - [Beta Glukan Faydaları ve Kullanım Alanları](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/beta-glukan-faydalari-kullanim-alanlari-dozaj-ve-yan-etkiler): Beta glukan, bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkileri olan doğal bir polisakkarittir ve yulaf, arpa, maya ve bazı - [Humoral Bağışıklık Sistemi İçin Vitamin ve Takviyeler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/humoral-bagisiklik-sistemini-desteklemek-icin-vitaminler-ve-takviyeler): Humoral bağışıklık sistemi, vücudun sıvı ortamında bulunan antikorlar aracılığıyla enfeksiyonlarla savaşan bir bağışıklık - [Hücresel Bağışıklık Sistemi İçin Vitaminler ve Takviyeler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hucresel-bagisiklik-sistemini-desteklemek-icin-vitaminler-ve-takviyeler): Bu makalede, hücresel bağışıklık sistemini desteklemek için vitaminler, mineraller, probiyotikler, amino asitler ve bitkisel - [Bağışıklık Sistemini Desteklemek İçin Vitaminler ve Takviyeler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bagisiklik-sistemini-desteklemek-icin-vitaminler-ve-takviyeler): Bağışıklık sistemi, vücudu enfeksiyonlardan koruyan ve hastalıklarla savaşan karmaşık bir sistemdir. Güçlü bir bağışıklık - [Fosfatidilserin Nedir? Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/fosfatidilserin-nedir-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmalidir): Fosfatidilserin, hücre zarlarının önemli bir bileşeni olup özellikle beyin hücrelerinin fonksiyonlarının düzenlenmesinde ve - [N-Asetil Sistein (NAC) Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/n-asetil-sistein-nac-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanabilir): N-Asetil Sistein (NAC), glutatyon üretiminin öncüsü olarak vücutta antioksidan savunmayı güçlendiren ve birçok klinik - [Alzheimer Hastalığında Vitamin ve Takviyelerin Önemi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alzheimer-hastaliginda-vitamin-ve-takviyelerin-onemi): Alzheimer hastalığı, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve bilişsel fonksiyonlarda ilerleyici bir bozulmaya yol açan - [B12 Vitamini Yüksekliği Neden Olur?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/b12-vitamini-yuksekligi-neden-olur): B12 vitamini, kırmızı kan hücrelerinin üretimi, sinir fonksiyonlarının sürdürülmesi ve DNA sentezi gibi birçok önemli biyolojik süreçte - [Serotonin Faydaları Nelerdir? ve Kimler Kullanmalıdır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/serotonin-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmalidir): Serotonin, vücutta birçok fizyolojik süreçte rol oynayan ve ruh hali, uyku, iştah ve sindirim gibi fonksiyonları düzenleyen - [Medotilin-Kolin Nedir ve Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/medotilin-kolin-nedir-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmalidir): Medotilin (CDP-Kolin) ve Kolin, beyinde hücresel işlevlerin düzenlenmesine katkıda bulunan ve nörolojik sağlığı destekleyen bileşenlerdir. - [Flor (Fluor) Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/flor-fluor-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmalidir): Flor, diş sağlığı başta olmak üzere kemik sağlığını koruyan önemli bir mineraldir. Diş çürümelerini önlemek ve diş minesini - [İyot Faydaları Nelerdir ve Kimler Kullanmalıdır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/iyot-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmalidir): İyot, vücutta tiroid hormonlarının sentezi için gerekli olan önemli bir mineraldir. Bu hormonlar, metabolizmanın - [Demirin Faydaları Nelerdir? ve Kimler Kullanmalıdır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/demir-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmalidir): Demir, vücutta oksijen taşınması, hücresel enerji üretimi ve bağışıklık fonksiyonları gibi birçok önemli biyolojik süreçte yer - [Fosfor Faydaları Nelerdir? ve Kimler Kullanmalıdır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/fosfor-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmalidir): Fosfor, vücutta kemik sağlığı, hücresel enerji üretimi ve hücre yapısının korunması gibi birçok önemli biyolojik süreçte rol - [Sodyum Faydaları Nelerdir? ve Kimler Kullanmalıdır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sodyum-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmalidir): Sodyum, vücutta sıvı dengesi, sinir iletimi ve kas fonksiyonları gibi birçok biyolojik süreçte önemli rol oynayan bir mineraldir. - [Potasyum Faydaları Nelerdir? ve Kimler Kullanmalıdır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/potasyum-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmalidir): Potasyum, vücutta hücrelerin elektriksel işlevlerini düzenleyen önemli bir mineraldir ve sinir iletimi, kas fonksiyonları ve - [Folik Asit Faydaları Nelerdir? ve Kimler Kullanmalıdır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/folik-asit-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmalidir): Folik Asit, B9 vitamininin sentetik formudur ve DNA sentezi, hücre bölünmesi ve büyümesi gibi önemli biyolojik süreçlerde kritik rol oynar. - [K Vitamini Ne İşe Yarar? Kimler Kullanmalıdır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/k-vitamini-ne-ise-yarar-kimler-kullanmalidir): K Vitamini, kan pıhtılaşması, kemik sağlığı ve damar sağlığı için önemli bir vitamindir. Yağda çözünen bu vitamin, vücutta - [Kalsiyumun Faydaları Nelerdir? Kimler Kullanmalı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kalsiyumun-faydalari-nelerdir-kimler-kullanmali): Kalsiyum, vücutta en bol bulunan minerallerden biridir ve kemik sağlığı, kas fonksiyonları, sinir iletimi ve kan pıhtılaşması gibi birçok - [A Vitamini Nedir? ve Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/a-vitamini-nedir-ve-faydalari-nelerdir): A Vitamini, vücutta görme, bağışıklık fonksiyonları, üreme sağlığı ve hücre büyümesi gibi birçok biyolojik süreçte önemli bir rol - [Magnezyumun Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/magnezyumun-faydalari-nelerdir): Magnezyum, vücutta birçok önemli biyokimyasal reaksiyonun gerçekleşmesinde rol oynayan bir mineraldir. Kas fonksiyonları - [D Vitamininin Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/d-vitamininin-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmasi-gerekiyor): D Vitamini, kemik sağlığı, bağışıklık fonksiyonu ve genel vücut sağlığı için önemli bir vitamindir. Vücutta kalsiyum ve fosforun emilimini - [Quercetin Nedir? Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/quercetin-nedir-faydalari-ve-kimler-kullanmalidir): Quercetin, birçok bitki ve gıdada bulunan doğal bir flavonoid olup, güçlü antioksidan, antiinflamatuar ve antihistaminik özellikleri ile - [Anti-Aging Repair Collagen Booster Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/anti-aging-repair-collagen-booster-nedir-faydalari-nelerdir): Anti-Aging Repair Collagen Booster, cilt sağlığını desteklemek, yaşlanma belirtilerini azaltmak ve kolajen üretimini artırmak amacıyla - [Resveratrol Nedir ve Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/resveratrol-nedir-ve-faydalari-nelerdir): Resveratrol, doğal olarak bazı bitkilerde bulunan bir polifenoldür ve güçlü antioksidan özelliklere sahiptir. Üzüm kabuğu, kırmızı şarap - [Methylcobalamin Nedir Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/methylcobalamin-nedir-faydalari-nelerdir): Methylcobalamin, B12 vitamininin biyolojik olarak aktif formudur ve vücuttaki birçok önemli fonksiyonda rol oynar. - [Methyl Plus Nedir ve Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/methyl-plus-nedir-ve-faydalari-nelerdir): Methyl Plus, hücre metabolizması, DNA sentezi, sinir sistemi sağlığı ve genel sağlık desteği için geliştirilmiş bir kombinasyon takviyesidir. - [Biotin Faydaları Nelerdir? ve Kimler Kullanabilir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/biotin-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanabilir): Biotin, B grubu vitaminlerinden biri olan B7 vitamini veya H vitamini olarak da bilinir. Vücudun enerji metabolizmasında, hücre - [Mood & Sleep Cocktail Nedir? ve Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/mood-sleep-cocktail-nedir-ve-faydalari-nelerdir): Mood & Sleep Cocktail, uyku kalitesini artırmak ve ruh halini dengelemek amacıyla geliştirilmiş bir kombinasyon takviyesidir. - [B Complex Vitamin Nedir? ve Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/b-complex-vitamin-nedir-ve-faydalari-nelerdir): B Complex Vitamin, enerji metabolizmasını, sinir sistemi fonksiyonlarını ve genel sağlığı desteklemek için formüle edilmiş bir kombinasyon - [Fat Burning Slim Boost (Yağ Yakıcı Kokteyl) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/fat-burning-slim-boost-yag-yakici-kokteyl-nedir-faydalari-nelerdir): Fat Burning Slim Boost, vücut yağını azaltmak, metabolizmayı hızlandırmak ve genel kilo yönetimini desteklemek amacıyla formüle edilmiş - [Beauty Cocktail (Güzellik Kokteyli) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/beauty-cocktail-guzellik-kokteyli-nedir-ve-faydalari-nelerdir): Beauty Cocktail, cilt sağlığı ve güzelliğini desteklemek için formüle edilmiş bir kombinasyon takviyesidir. Methionine, - [Hair and Nail Cocktail Nedir ve Kimler için Faydalıdır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hair-and-nail-cocktail-nedir-ve-kimler-icin-faydalidir): Hair and Nail Cocktail, saç ve tırnak sağlığını desteklemek amacıyla formüle edilmiş bir kombinasyon takviyesidir. - [Sitikolin (Citicoline) Nedir ve Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sitikolin-citicoline-nedir-faydalari-ve-kimler-kullanabilir): Sitikolin (Citicoline), beyindeki fosfolipitlerin üretimini artıran ve nörolojik fonksiyonları destekleyen bir nootropiktir. - [INFINITY COCKTAIL Nedir? ve Kimlerde Faydalı Olur?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/infinity-cocktail-nedir-ve-kimlerde-faydali-olur): INFINITY COCKTAIL, vücudun enerji üretimini, antioksidan savunmasını ve hücresel sağlığı destekleyen bir kombinasyon takviyesidir. - [E Vitamini Faydaları Nelerdir? ve Kimler Kullanmalı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/e-vitamini-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmali): E vitamini, yağda çözünen, güçlü bir antioksidan etkiye sahip olan ve vücudun birçok biyolojik fonksiyonunda önemli rol oynayan bir - [Koenzim Q10 Nedir, Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/koenzim-q10-nedir-faydalari-nelerdir): Koenzim Q10 (CoQ10), hücresel enerji üretimi ve antioksidan savunmada önemli bir rol oynayan, yağda çözünen bir vitamindir. - [Selenyum Nedir, Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/selenyum-nedir-faydalari-nelerdir): Selenyum, insan sağlığı için kritik öneme sahip bir eser mineraldir. Antioksidan savunmadan bağışıklık sistemine, endokrin fonksiyonlardan - [Çinko Nedir, Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cinko-nedir-faydalari-nelerdir): Çinko, bağışıklık sistemi fonksiyonları, hücre bölünmesi, yara iyileşmesi, protein ve DNA sentezi gibi birçok biyolojik süreçte yer alan bir - [İmmun Plus Kokteyli](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/immun-plus-kokteyli): İmmun Plus kokteyli, bağışıklık sistemini desteklemek ve hastalıklara karşı koruma sağlamak amacıyla geliştirilmiş bir takviye ürünüdür. - [Power Fitness Sport Kokteyli Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/power-fitness-sport-kokteyli-nedir-faydalari-ve-kullanim-dozlari): Power Fitness Sport kokteyli, yoğun egzersiz ve spor performansını desteklemek, enerji seviyelerini artırmak ve sporcuların ihtiyaçlarını - [Myers Kokteyli Nedir? Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/myers-kokteyli-nedir-faydalari-kullanim-dozlari-ve-sureleri): Myers kokteyli, Dr. John Myers tarafından geliştirilen ve intravenöz (IV) yolla uygulanan bir vitamin, mineral ve besin karışımıdır. - [NAD Nedir? Faydaları, Kullanım Dozları ve Süreleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/nad-nedir-faydalari-kullanim-dozlari-ve-sureleri): NAD (Nikotinamid Adenin Dinükleotit), vücutta enerji üretimi ve hücresel fonksiyonların sürdürülmesi için kritik öneme sahip bir koenzimdir. - [Kurkumin (Curcumin) Nedir? Faydaları ve Kullanım Dozları](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kurkumin-curcumin-nedir-faydalari-ve-kullanim-dozlari): Kurkumin, zerdeçalın (Curcuma longa) aktif bileşeni olan doğal bir bileşiktir. Bu parlak sarı pigment, birçok sağlık yararına - [C Vitamini (Askorbik Asit) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/c-vitamini-askorbik-asit-nedir-faydalari-eksiklik-belirtileri): C vitamini, diğer adıyla askorbik asit, insan vücudu için kritik bir öneme sahip suda çözünen bir vitamindir. - [Alfa Lipoik Asit (ALA) Nedir? Faydaları ve Kullanım Süreleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alfa-lipoik-asit-ala-nedir-faydalari-dozlari-ve-kullanim-sureleri): Alfa lipoik asit (ALA), hem vücutta doğal olarak üretilen hem de besinlerden alınabilen güçlü bir antioksidandır. ALA, enerji - [Glutatyon Nedir? Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/glutatyon-nedir-faydalari-ve-bagisiklik-sistemine-etkileri): Glutatyon, vücudun kendi kendine ürettiği güçlü bir antioksidandır ve sağlıklı bir yaşam için kritik öneme sahiptir. - [Gıda İntoleransı Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gida-intoleransi-nedir): Gıda intoleransı vücudun belirli yiyecekleri sindirmekte zorlanması veya sindirememesi durumudur. Sıklıkla besin alerjisi ile karıştırılsa - [Süt Alerjisi Diyeti Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-inek-sutu-alerjisi-nedir-belirtileri-nelerdir-2): Süt alerjisi diyeti, bu tür alerjisi olan bireylerin sağlıklı beslenme düzeni oluşturmalarını ve eksiksiz bir diyetle ihtiyaç duydukları - [Alerjiye Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjiye-ne-iyi-gelir): Alerjiye Ne İyi Gelir? Alerji tedavisinde kullanılan yöntemler, semptomların hafifletilmesini ve alerjenlere maruz kalmanın azaltılmasını - [Sinüzit Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sinuzit-nedir): Sinüzit yüz kemiklerinde ve burunda bulunan sinüslerin iltihaplanması durumudur. Genel olarak alerjik etkenler sebebiyle ya da - [Anne Sütünün ve Emzirmenin Faydaları](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/anne-sutunun-faydalari-nelerdir): Anne sütü, bebeklerin sağlıklı büyüme ve gelişimlerini destekleyen en doğal ve en besleyici gıdadır. Doğal antikorlar - [2 Yaş Sendromu Belirtileri ve Baş Etme Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/2-yas-sendromu-nedir): 2 yaş sendromu, çocuk gelişiminde ebeveynler için zorlu bir dönemi ifade eder. Bu dönemde çocuklar, bağımsızlıklarını - [Cilt Alerjisi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cilt-alerjisi-nedir): Cilt alerjisi cildin bir veya birden çok etkene karşı tetiklenmesi durumunda ortaya çıkan bir reaksiyondur. - [Ozon Tedavisi Nedir? Kimlere Uygulanır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozon-tedavisi-nedir-kimlere-uygulanir): Ozon tedavisi, çeşitli hastalıklarda tedavi olarak kullanılan alternatif tıp uygulamalarından biridir. Tıp alanında kullanımı yaygın - [Glutatyon Nedir? Tedavisi Nasıl Yapılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/glutatyon-nedir-tedavisi-nasil-yapilir-ve-faydalari-nelerdir): Glutatyon, vücutta doğal olarak bulunan antioksidan bir maddedir. Karaciğer tarafından üretilir ve üç aminoasitten oluşur. - [Çocuklarda Nebulizatör Kullanımı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-nebulizator-kullanma-teknigi): Çocuklarda nebulizatör, astım, bronşit, KOAH veya diğer solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir cihazdır. - [Çocuklarda Maskeli Hazne Kullanımı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-maskeli-hazne-kullanimi): Çocuklarda maskeli hazne (spacer with mask), özellikle küçük çocukların inhaler kullanmakta zorlanabileceği durumlarda etkili bir - [Çocuklarda Ağızlıklı Hazne Kullanımı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-agizlikli-hazne-nasil-kullanilir): Çocuklarda ağızlıklı hazne (spacer), özellikle astım veya solunum yolu hastalıklarında kullanılan inhaler cihazının daha etkili olmasını - [Sakral Gamze Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sakral-gamze-nedir): Sakral gamze, bazı bebeklerde doğumda mevcut olan sırtın alt kısmındaki deride bir girinti veya çukurdur. Genellikle kalçanın hemen - [Bebeklerde Kalça Çıkığı Nedenleri ve Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dogumsal-kalca-cikikligi-nedir): Bebeklerde kalça çıkığı, doğuştan gelen bir durum olup tıbbi literatürde Gelişimsel Kalça Displazisi (GKD) olarak adlandırılır. - [Çocuklarda Geçmeyen Öksürük: Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-gecmeyen-oksuruk): Çocuklarda geçmeyen öksürük, ebeveynleri endişelendiren yaygın bir sağlık sorunudur. Genellikle soğuk algınlığı veya solunum yolu - [Çocuklarda Duygusal Zeka](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-duygusal-zeka): Duygusal zeka, esasen kişinin başkalarıyla net, değerli yollarla bağlantı kurmak ve iletişim kurmak için duyguları ayırt etme, deşifre etme, - [Bebeklerde Çölyak Hastalığı Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-colyak-hastaligi): Çölyak hastalığı, buğday, arpa ve çavdarda bulunan bir protein olan gluteni tolere edememenize neden olan otoimmün bir hastalıktır ve - [Bebeklerde Burun Temizliği Zararlı Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-burun-temizligi-zararli-mi): Ebeveynlerin bebeklerin burun temizliği konusunda hem bilgili hem de dikkatli olması gerekir. Bebeğinizin burnunu temizlemek, özellikle - [Anne Sütü Sarılığı Nedenleri ve Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/anne-sutu-sariligi-nedir): Anne sütü sarılığı, doğumdan sonraki ilk günlerde bebekte görülen ve emzirme süreci ile ilişkilendirilen bir sarılık türüdür. - [Bebeklere Kuruyemiş Ne Zaman Verilir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklere-kuruyemis-ne-zaman-verilir): Kuruyemiş alerjileri çok sayıda kişide görülebilir ve etkileri ciddi olabilir. Bu nedenle ebeveynler bebeklerine ne zaman kuruyemiş - [Bebeklerde Otizm Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-otizm-belirtileri): Otizm belirtileri gözlemlendiğinde uzman bir çocuk doktoru veya gelişimsel pediatrist tarafından değerlendirme yapılmalıdır. - [Bebeklerde El, Ayak ve Ağız Hastalığı Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-el-ayak-ve-agiz-hastaligi-nedir): El, ayak ve ağız hastalığı, bir virüsün neden olduğu çok bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalık adını çocuğunuzun ellerinde ve ayaklarında - [Bebeklerde Beslenme Aralıkları Ne Kadar Olmalı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-beslenme-araliklari-ne-kadar-olmali): Bebeğini yeterince anne sütü, mama veya katı gıda ile besleyip beslemediğinizi merak etmek, yaygın bir ebeveyn endişesidir. - [Bebeklerde Ağız Kokusu Nedenleri ve Çözüm Önerileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-agiz-kokusu-neden-olur): Bakteriler, yetişkinlerde olduğu gibi bebeklerde de ağız kokusu yapabilir. Bebeklerdeki ağız kokusunun yaygın nedenleri şunlardır: - [Egzamayı Ne Tetikler?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzamayi-ne-tetikler): Alerjenler, stres ve soğuk hava gibi çeşitli faktörler egzamayı tetikleyerek egzama alevlenmesine neden olabilir. Potansiyel tetikleyicileri - [Çoklu Besin Alerjisi Diyeti](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/coklu-besin-alerjisi-diyeti): Çoklu besin alerjisi olan bireyler, alerjenlerden uzak durmak için dikkatli bir çoklu besin alerjisi diyeti uygulamalı - [Besin Alerjisi Yapan Yiyecekler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/besin-alerjisi-yapan-yiyecekler): Besin alerjileri son derece yaygındır. Herhangi bir besinin alerjiye neden olması mümkün olsa da çoğu gıda alerjisine sadece sekiz gıda neden - [Besin Alerjisi Ne Zaman Geçer?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/besin-alerjisi-ne-zaman-gecer): Besin alerjisi ne zaman geçer? Bu durumun ne zaman sona ereceği veya tamamen geçip geçmeyeceği, alerjinin türüne, kişinin bağışıklık - [Besin Alerjisinde Diyet Açma](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/besin-alerjisi-diyet-acma): Besin alerjisinde diyet açma, belirli bir süre alerjen gıdalardan uzak durduktan sonra yavaş yavaş bu gıdaları tekrar diyetin bir parçası - [Alerji Öksürük Yapar Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-oksuruk-yapar-mi): Evet, alerji öksürük yapabilie. Alerjik reaksiyonlar, bağışıklık sisteminin bazı maddelere karşı aşırı duyarlılık göstermesi sonucu ortaya - [Alerji Ne Zaman Geçer?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-ne-zaman-gecer): Alerji belirtileri, bir kişinin günlük yaşamını etkileyebilir ve yaşam kalitesini düşürebilir. Bu yazımızda alerjilerin geçip geçmeyeceğini - [Alerji İlacı Uyku Yapar Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-ilaci-uyku-yapar-mi): Alerji ilacı aldıktan sonra kendinizi uykulu ve uyuşuk hissedebilirsiniz ve böyle hisseden sadece siz değilsiniz. - [Alerji Burun Tıkanıklığı Yapar Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-burun-tikanikligi-yapar-mi): Burun tıkanıklığı da alerjik hastalıkların yaygın belirtilerinden biridir. Birkaç günden daha uzun süredir burun tıkanıklığınız varsa, bunun - [Alerji Sivilce Yapar Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-sivilce-yapar-mi): Alerji sivilce yapar mı sorusu da çoğu kişinin merak ettiği bir sorudur. Bu yazımızda alerjilerin belirtilerini ve sivilce yapıp - [Alerji Sinüzit Yapar Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-sinuzit-yapar-mi): Sinüzit, sinüslerinizin iltihaplandığı anlamına gelir. Bakteriyel bir enfeksiyon olmadıkça antibiyotikler yardımcı olmaz. Hem sinüzit hem de - [Alerji Kızarıklık Yapar Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-kizariklik-yapar-mi): Alerjik reaksiyonlar sıklıkla döküntülere ve kızarıklıklara neden olur. Kızarıklık, nedenine bağlı olarak boyut ve şiddet olarak değişiklik - [Alerji Kaşıntı Yapar Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-kasinti-yapar-mi): Kaşıntılı cilt kadar rahatsız edici çok az şey vardır. Kaşıntı ne yazık ki, alerjisi olan birçok kişinin yaşadığı bir sorundur. - [Alerji Ateş Yapar Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-ates-yapar-mi): Alerjik rinit dahil olmak üzere alerjiler ateşe neden olmaz. Alerjilerin yaygın belirtileri arasında burun akıntısı, hapşırma ve gözlerde - [Alerjik Rinit ile Grip Arasındaki Fark Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-rinit-mi-grip-mi): Alerjik rinit ve grip, her ikisi de üst solunum yolunu etkileyen ancak farklı nedenlerden kaynaklanan iki yaygın sağlık problemidir. - [Yetişkinlerde Egzama (Atopik Dermatit) Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-egzama): Yetişkinlerde egzama yaşam kalitesini önemli ölçüde bozabilen bir cilt rahatsızlığıdır. Yetişkin yaş grubunda egzamaya dair bazı önemli - [Astım Hastaları Grip Aşısı Olabilir Mi?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/grip-mevsimi-yaklasiyor-astimli-hastalar-grip-asisi-yaptirmali-mi): Astım hastaları grip aşısı olabilir ve hatta grip aşısı, astım hastaları için özellikle önerilir. Grip aşısı, influenza virüsüne karşı - [Herediter Anjioödem Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/herediter-anjioodem): Herediter Anjioödem (HAÖ), cilt, solunum yolları ve sindirim sistemi gibi çeşitli organlarda ani gelişen şişlik atakları ile kendini gösteren - [Alerji Halsizlik Yapar Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-ve-kronik-yorgunluk): Alerjiler, sadece burun akıntısı veya kaşıntı gibi fiziksel semptomlarla sınırlı kalmaz; aynı zamanda vücutta genel bir yorgunluk - [Oral Alerji Sendromu (Ağız Alerji Sendromu)](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/oral-alerji-sendromu-agiz-alerji-sendromu): Oral Alerji Sendromu (Ağız Alerji Sendromu) besin alerjisinin özellikle yetişkinlerde kısmen sık görülen formlarından birisidir. - [Sonbahar Alerjisi Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sonbaharda-alerjileriniz-ne-durumda): Sonbahar alerjisi nedeni olarak, sonbahar aylarında artış gösteren küfler, ev tozları veya ragweed gibi yabani ot polenlerinin artması - [Sivrisinek Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Korunma Yolları](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sivrisinek-alerjisi): Sivrisinek alerjisi, sivrisineğin ısırdığı kişiye enjekte ettiği proteinlere karşı bağışıklık sisteminin tepki göstermesi sonucu oluşur. - [Yetişkin Alerji Uzmanı Hangi Doktorlardır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskin-alerji-uzmani-hangi-doktorlardir): Yetişkin Alerji Uzmanları Hangi Doktorlardır. Alerjik hastalıklar günümüzde çevresel koşullarında değişmesi ile birlikte giderek artış - [Mastositoz Nedir? Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/mastositoz-nedir): Mastositoz Nedir? Mastositoz, vücutta çeşitli yerlerde mast hücrelerinin aşırı birikimi ile karakterize bir grup hastalıktır. - [İnek Sütü Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-inek-sutu-alerjisi-nedir-belirtileri-nelerdir): İnek Sütü Alerjisi Hakkında bilmeniz gereken her şey. İnek sütü alerjisi teşhisi sonrasında süt içeren gıdalara karşı diyet yapılması çok - [Alerjik Konjonktivit Nedir? Belirtileri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-konjonktivit-nedir): Alerjik Konjonktivit Nedir? alerjik mekanizmalarla ortaya çıkan ve oldukça sık görülen bir hastalıktır. Başta burun alerjisi olmak üzere - [Alerjik Kaşıntı Nedir ve Nasıl Oluşur?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kasinti-icin-hangi-tedaviler-yapilabilir): Alerjik kaşıntı İçin Hangi Tedaviler Yapılabilir? Kaşıntı bir çok hastalık için önemli uyarı sistemi olabilir. Kaşıntı sadece deri - [Yetişkinlerde Nefes Darlığı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-nefes-darligi): Yetişkinlerde Nefes Darlığı, ani başlangıçlı veya kronik olabilen bir rahatsızlıktır. Birçok farklı nedeni olabilir. Nefes darlığı - [Alerjik Egzama Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-egzama-nedir): Alerjik Egzama Nedir? Alerjik egzama (Atopik Dermatit), genellikle bebeklik döneminde ortaya çıkan, kaşıntılı, düzelme ve alevlenmelerle seyreden - [Yetişkinlerde Kronik Alerjik Öksürük](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-kronik-oksuruk): Yetişkinlerde Kronik Alerjik Öksürük, Solunum yollarını temizlemeyi sağlayan, ve çeşitli tıbbi durumların tetikleyebildiği öksürükler - [Ev Tozu Akarı Nasıl Temizlenir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ev-tozu-akarindan-nasil-korunalim): Ev tozu akarlarını tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmasa da düzenli temizlik ve önlemlerle yoğunluklarını önemli ölçüde azaltabilirsiniz. - [Astım Hastaları Nasıl Beslenmeli?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astimda-beslenme-astim-dostu-mutfak): Astımda beslenme düzeninde aşağıdaki besin gruplarına yer vermesi, astım semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir: - [Evcil Hayvan (Kedi – Köpek) Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/evcil-hayvan-kedi-kopek-alerjisi): Evcil Hayvan (Kedi – Köpek) Alerjisi Evcil hayvanlar çok sevilmesine karşın alerjik şikayetleri yol açabileceği unutulmamalıdır. - [Kefir Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kefir-ve-alerjik-hastaliklar): Kefir alerjisi, bağışıklık sisteminin kefirdeki belirli proteinlere veya bileşenlere karşı aşırı tepki göstermesiyle ortaya çıkar. - [Alerji Aşıları (İmmünoterapi) Tedavisi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-asilari-immunoterapi): Alerji Aşıları (İmmünoterapi) Alerji aşıları alerjik rinit (saman nezlesi), astım, arı alerjisi ve son yıllarda bazı besin alerjilerinde - [Alerjik Hastalıklar İçin Hangi Probiyotik Kullanılmalı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-hastaliklarin-tedavisinde-probiyotik-ve-probiyotiklerin-yeri-var-mi): Son yıllarda yapılan araştırmalar, probiyotiklerin alerjik hastalıkların yönetiminde etkili bir rol oynayabileceğini göstermektedir. - [Sezaryen Doğum Bebeklerde Alerji Riskini Artırır Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sezaryen-dogum-alerjik-hastaliklara-yakalanmayi-artiriyor): Sezaryen doğumun bebeklerin bağışıklık sistemi gelişimi ve alerji riski üzerindeki etkileri uzun süredir araştırma konusu olmuştur.  - [Polen Alerjisi (Mevsimsel Alerji) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/polen-alerjisi-mevsimsel-alerji-nedir): Polen Alerjisi (Mevsimsel Alerji) Nedir? Polen alerjisi ülkemizde olduğu gibi dünyada da birçok kişiyi etkilemektedir. Bazı ülkelerde 5 - [İnatçı (Kurdeşen)’de Bitkisel Tedavi Seçeneği Var Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/inatci-urtiker-kurdesende-bitkisel-tedavi-secenegi-var-mi): İnatçı Ürtiker (Kurdeşen)’de Bitkisel Tedavi Seçeneği Var Mı? İnatçı ürtiker ile ilgili olarak bitkisel tedavi üzerine en çok Çin ve Doğu - [Astımlı Çocuklar Kışın Nasıl Giyinmelidir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astimli-cocuklar-kisin-nasil-giyinmelidir): Astımlı Çocuklar Kışın Nasıl Giyinmelidir? Kış ayının gelmesiyle birlikte havalar soğudu. Havanın soğumasıyla birlikte özellikle astımlı - [Alerjik Rinit Uyku Apnesi Yapar mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-rinit-ve-uyku-bozukluklari): Alerjik rinit ve uyku apnesi, birbirinden farklı hastalıklar olsa da, üst solunum yollarını etkileyen mekanizmalar nedeniyle birbiriyle - [Evde Alerji Yapan Çiçekler - Hangi Çiçekler Alerji Yapar?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-hastaligi-olanlar-evde-bitki-yetistirebilirler-mi): Hangi çiçeklerin alerji yapma ihtimalinin yüksek olduğunu, neden alerjik reaksiyonlara yol açtıklarını ve bu durumdan korunmak için - [Obezite Astıma Neden Oluyor](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/obezite-astima-neden-oluyor): Obezite Astıma Neden Oluyor. Obezite ve astım çocukluk çağının en sık görülen iki önemli hastalığıdır. Obezitenin Astıma Etkileri Nelerdir? - [Yetişkinlerde Alerjik Rinit Nedir? Nasıl Gelişir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-alerjik-rinit-nedir-nasil-gelisir): Yetişkinlerde Alerjik Rinit Hakkında Bilmedikleriniz. Alerjik rinit (saman nezlesi), en sık görülen Alerjik solunum yolu hastalığı olarak - [Alerji Durumunda Ne Yapılmalı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-aninda-ne-yapilmali): Alerji durumunda yapılması gerekenler, alerji türüne ve semptomların şiddetine bağlıdır. Hafif reaksiyonlarda alerjenlerden uzak durmak ve - [Astımda Antibiyotik Kullanımı ve Dikkat Edilmesi Gerekenler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gereksiz-antibiyotik-kullanimi-astim-gelisme-riskini-artiriyor): Astımda antibiyotik kullanımı dikkat gerektiren bir konudur, çünkü antibiyotikler her astım hastası için uygun değildir ve gereksiz - [Çocuklarda Alerjik Rinit (Alerjik Nezle) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-rinit-alerjik-nezle-yazi): Alerjik Rinit (Alerjik Nezle) veya saman nezlesi olarak da adlandırılan çocuklarda sık görülen alerjik hastalıklardan birisidir.   - [Ürtikerde Anti-IgE Tedavisi Nasıl Yapılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/anti-ige-tedavi-urtikerde-yuz-gulduruyor): Anti-IgE tedavisi, özellikle antihistaminik tedavisine yanıt vermeyen kronik ürtiker hastalarında etkili bir yöntem olarak öne çıkar.  - [Yaz Alerjisi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yaz-tatilinde-alerji-icin-dikkat-edilmesi-gerekenler-nelerdir): Yaz alerjisi, yaz mevsiminde sıkça karşılaşılan çevresel faktörlere karşı bağışıklık sisteminin verdiği aşırı tepkilerle ortaya çıkar. - [İnek Sütü Protein Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sut-proteini-alerjisi-nedir-teshis-nasil-koyulur): İnek sütü protein alerjisi, vücudun inek sütündeki proteinleri yabancı bir madde olarak algılayarak aşırı tepki göstermesi sonucu - [Bebeklerde Mukuslu Kaka Nedir? Nedenleri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/besin-alerjisi-belirtileri-nelerdir): Bebeklerde mukuslu kaka, birkaç farklı nedene bağlı olarak gelişebilir. Bu nedenler arasında sindirim sistemi sorunları, enfeksiyonlar - [Gluten İntoleransı (Gluten Alerjisi) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gluten-intoleransi-gluten-alerjisi): Gluten intoleransı, buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi tahıllarda bulunan gluten proteininin sindirilememesi durumudur. - [Maske Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/maske-alerjisi): Geleneksel cerrahi yüz maskeleri, N95 maskeleri ve yeniden kullanılabilir kumaş maskeleri içeren yüz maskeleri, maske alerjisi - [Propolis Nedir? Alerji Yapar Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/propolis-nedir-alerji-yapar-mi): Propolis son günlerde sıklıkla kullanıldığını görmekteyiz. Propolisin  immun sistemini kuvvetlendirmesi nedeniyle COVİD döneminde birçok - [Gastroözofageal Reflü Hastalığı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gastroozofageal-reflu-hastaligi): Gastroözofageal reflü hastalığı (GERD), mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıyla oluşan ve kronik bir durum olan sindirim - [Alkol Alerjisi Nedir? Kaşıntı Yapar Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-kasinti): Alkol alerjisi, kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilen bir durumdur. Kaşıntı, alkol alerjisinin yaygın belirtilerinden biridir - [Kabızlık (Konstipasyon)](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kabizlik-konstipasyon): Kabızlık, bir kişinin rahatsız edici veya seyrek bağırsak hareketlerine sahip olduğu bir durumdur. Genel olarak, bağırsak hareketleri - [Çocuklarda Alerji Testleri Nasıl Yapılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-uygulanan-alerji-testleri-nelerdir): Çocuklarda alerji testleri, hangi alerjenlerin reaksiyona neden olduğunu belirlemek ve bu doğrultuda bir tedavi planı oluşturmak için yapılır. - [Bebeklerde Alerji Yapan Yiyecekler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-alerji-yapan-yiyecekler): Bebeklerde gıda alerjisi, bağışıklık sisteminin bazı yiyeceklerdeki proteinlere aşırı tepki göstermesi ile ortaya çıkar. Bebeklerin sindirim - [Yetişkinlerde Alerji Testleri Nasıl Yapılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-alerji-testleri-nelerdir): Yetişkinlerde alerji testleri, alerji belirtilerinin nedenini anlamak ve alerjiyi tetikleyen maddeleri belirlemek için yapılır. - [Çoklu Besin Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/coklu-gida-alerjisi): Çoklu besin alerjisi sahip olan bebeklerde beslenme son derece önemli ve kritik olmaktadır. Ebeveynlerin bu konuda bir uzman tavsiyesi - [Kuş Alerjisi Belirtileri Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-kus-alerjisi): Kuş alerjisi, birçok insanın yaşadığı ancak sıklıkla farkında olunmayan bir alerji türüdür. Kuşların tüyleri, deri döküntüleri (dander), - [Eldiven ve Lateks Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/eldiven-ve-lateks-alerjisi): Eldiven ve Lateks Alerjisi, COVID-19 salgını nedeniyle çoğumuz eldiven kullanıyoruz. Özellikle COVID-19 pozitif olanların bakımı için - [Üst Solunum Yolu Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjinin-neden-oldugu-solunum-sistemi-hastaliklari): Üst solunum yolu alerjisi, burun, sinüsler ve boğaz gibi üst solunum yollarını etkileyen, bağışıklık sisteminin alerjenlere karşı aşırı tepki - [Bebeklerde Alerji Neden Olur? Ay Ay Bebek Alerji Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-alerji-neden-olur): Bebeklerde alerji, bağışıklık sisteminin bazı maddelere karşı aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkar. Gıdalar, polenler, ev tozu akarları, - [Bebeklerde ve Çocuklarda Egzamaya Ne İyi Gelir? Nasıl Geçer?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-atopik-dermatit-alerjik-egzama-tedavisi-nasil-yapilir): Bebeklerde ve çocuklarda egzama, yaşam kalitesini etkileyebilen ancak doğru yöntemlerle kontrol altına alınabilen bir cilt rahatsızlığıdır. - [Yenidoğan Döneminde Besin Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-doneminde-besin-alerjisi): Besin alerjisi çocuklarda %2 ile % 8 arasında olabilen alerjidir. Bazen çok erken de besin alerjisi olabilmektedir. Doğumdan sonra ilk 1 ay - [Yetişkinlerde Alerjik Egzama ( Atopik Dermatit )](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-alerjik-egzama-atopik-dermatit): Yetişkinlerde Alerjik Egzama ( Atopik Dermatit ), Yetişkinlerde alerjik egzama veya diğer adıyla atopik dermatit alerjik yapıya sahip - [Alerji Genetik Bir Hastalık Mıdır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-genetik-bir-hastalik-midir): Genetik yatkınlık, alerjiye olan duyarlılığı artırsa da, çevresel faktörler bu yatkınlığın ortaya çıkmasında belirleyici bir rol oynar. - [Küf Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kuf-alerjisi): Küf alerjiniz varsa, küf sporlarının nefesinizle aldığınızda bağışıklık sisteminiz aşırı tepki verir. Küf alerjisi sizi öksürtebilir - [Bebeklerde ve Çocuklarda Zatürre Nedenleri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/zaturre-nedir): Zatürre, çocukların ve özellikle bebeklerin hassas bağışıklık sistemine sahip olduğu bir dönemde karşılaşabileceği ciddi bir akciğer - [Histamin İntoleransı Belirtileri Teşhisi ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/histamin-intoleransinin-belirtileri-teshis-ve-tedavisi): Histamin intoleransı gerçek bir alerjik reaksiyon değildir . Bunun yerine, bazı insanların yüksek düzeyde doğal olarak oluşan histamin - [Alerji Nefes Darlığı Yapar Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-nefes-darligi-yapar-mi): Bu yazımızda, alerji nefes darlığı yapar mı? Alerjinin yol açabileceğini, alerjilere neyin yol açtığını, alerji belirtilerinin farkına - [Hiper IgE Sendromu (Job Sendromu) Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hiper-ige-sendromu-job-sendromu-belirtileri): Job Sendromu olarak da bilinen Hiper-IgE sendromu, atopik dermatit, tekrarlayan cilt stafilokok enfeksiyonları ve tekrarlayan pulmoner - [Sedef Hastalığı İle Hakkında Bilinmesi Gerekenler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sedef-hastaligi-ile-hakkinda-bilinmesi-gerekenler): Sedef hastalığı ile yaşamak, fiziksel, zihinsel ve sosyal sağlığı etkileyebileceğinden, birçok zorluğu içerebilir. Ancak, insanlar - [Müsilajlı Denizde Yüzmek Alerji Yapar Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/musilajli-denizde-yuzmek-alerji-yapar-mi): Halk arasında deniz salyası olarak bilinen ve denizlerimizdeki yaygınlığı günden güne artan müsilaj endişe verici ve merak uyandıran - [Kızamık](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kizamik): Kızamık çok bulaşıcı bir solunum yolu enfeksiyonudur. Tüm vücutta deri döküntüsü ve grip benzeri semptomlara neden olur. Dünya çapında her - [Yenidoğan Refleksleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-refleksleri): Yenidoğan Refleksleri, Hepimizin refleksleri vardır. Refleks, bir uyarana yanıt olarak ortaya çıkan bir tür istemsiz hareket veya eylemdir. - [Bebeklerde Antibiyotik Kullanımı Nasıl Olmalı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-antibiyotik-kullanimi-nasil-olmali): Bebeklerde antibiyotik kullanımı dikkat ve özen gerektiren bir süreçtir. Antibiyotikler doğru kullanıldığında hayat kurtarıcı olabilirken - [El Egzaması Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/el-egzamasi-belirtileri-nelerdir): El egzaması, en yaygın egzama türlerinden biridir ("dermatit" olarak da adlandırılır). Esas olarak avuç içlerini etkiler ancak elin diğer - [Çocuklarda ve Ergenlerde Sedef Hastalığı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-ve-ergenlerde-sedef-hastaligi): Çocuklarda görülen sedef hastalığı belirtileri, yetişkinlerde görülen belirtiler ile farklılık gösterebilir. Bunun yanı sıra çocuklarda - [Bebeklerde ve Çocuklarda Zatürre (Pnömoni)](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-zaturre): Zatürre, akciğerlerin bir enfeksiyonudur. Akciğerlerdeki hava keseleri (alveoller olarak adlandırılır) irin ve diğer sıvılarla dolar. Bu durum - [Astım Alevlenmesi Hakkında Bilinmesi Gerekenler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-alevlenmeleri-hakkinda-bilinmesi-gerekenler): Astım alevlenmesi, öksürük, nefes darlığı veya hırıltılı solunum gibi astım belirtilerinde ilerleyici artışlardır. Bu artışlar, bireyin - [Kızamıkçık](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kizamikcik): Kızamıkçık çoğunlukla cilt ve lenf düğümlerini etkileyen bir enfeksiyondur. Kızamıkçık virüsünden kaynaklanır (kızamık hastalığına neden - [Yenidoğan Bebeklerde Hıçkırık](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-hickirik): Tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi, yenidoğan bebeklerde hıçkırık, bebeğin küçük ve gelişmekte olan diyaframının, göğüs kafesinin altından - [Bebeklerde B12 Vitamini Eksikliği](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-b12-vitamini-eksikligi): Bebeklerde B12 vitamini eksikliği genellikle kendini gelişimsel gecikmeler, farklı bir büyüme eğrisi, anoreksiya, sinirlilik, nörolojik - [Egzama Herpetikum Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-herpetikum-nedir): Egzaması olan çocuklarda yaygın olarak görülebilen egzama herpetikum, herpes simpleks virüsü ile yaygın bir cilt rahatsızlığıdır. Egzama - [Alerji Yapmayan Köpek Yoktur Alerji Aşısı Vardır](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-yapmayan-kopek-yoktur-alerji-asisi-vardir): Özellikle son zamanlarda alerji yapmayan veya hipoalerjenik evcil hayvanlardan sıklıkla bahsediliyor ve pek çok kişi de alerji yapmayan köpek - [Psoriatik Artrit](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/psoriatik-artrit): Kısaca PsA olarak adlandırılan psoriatik artrit, çok sayıda kişiyi etkileyen romatolojik bir hastalıktır. Sedef hastalığı olan kişilerin - [Bebeklerde ve Çocuklarda Sinüzit](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-sinuzit): Sinüzit, burun yakınındaki sinüslerin enfeksiyonudur. Bu enfeksiyonlar genellikle soğuk algınlığından sonra veya alerjik bir iltihaptan - [Dishidrotik Egzama Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dishidrotik-egzama-nedir): Dishidrotik egzama, avuç içlerinizde ve parmaklarınızın kenarlarında küçük, kaşıntılı kabarcıkların aniden ortaya çıkmasıdır. Bu cilt durumu, - [Kabakulak](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kabakulak): Kabakulak belirtileri tipik olarak yüzün şişmesi ile kendini gösterir. Kabakulak, bir virüsün neden olduğu bir enfeksiyondur. - [Yenidoğan Bebeklerde Göbek Fıtığı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-gobek-fitigi): Yenidoğan bebeklerde göbek fıtığı, bir çocuğun bağırsaklarının bir kısmı göbek deliğinin içindeki karın duvarından dışarı çıktığında meydana - [Yenidoğan Bebeklerde K Vitamini Eksikliği](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-k-vitamini-eksikligi): K vitamini eksikliği kanaması veya VKDB, kanlarında pıhtı oluşturmak için yeterli K vitamini bulunmadığından bebekler kanamayı - [Bebek ve Çocuklarda Egzama Neden Olur?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebek-ve-cocuklarda-egzama): Bebek ve çocuklarda egzama, yaygın olarak görülen ve genellikle ciltte kaşıntı, kızarıklık, kuruluk ve döküntülerle kendini gösteren - [Kedi Döküntüsü ve IgE Antikoru Seviyesi Kaç Olmalı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kedi-kopek-ve-at-alerjisinin-teshisinde-molekuler-alerji-testi): mmunoglobulin E (IgE), vücudun alerjenlere karşı bağışıklık tepkisini düzenleyen bir antikordur. Normalde düşük seviyelerde bulunur, - [Egzama Lekeleri Nasıl Geçer?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-izleri-hakkinda-bilinmesi-gerekenler): Egzama lekeleri genellikle zamanla kendiliğinden hafifler. Ancak bu süreç, lekelerin derinliğine, cilt tipine ve cildin yenilenme hızına - [Bebeklerde ve Çocuklarda Orta Kulak İltihabı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-orta-kulak-iltihabi): Orta kulak iltihabı, ağrılı bir kulak enfeksiyonu türüdür. Orta kulak olarak adlandırılan kulak zarının arkasındaki alan iltihaplandığında - [Kulaktaki Egzama İle İlgili Bilinmesi Gerekenler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kulaktaki-egzama-ile-ilgili-bilinmesi-gerekenler): Kulaktaki egzama, birkaç benzersiz belirti ve komplikasyonun yanı sıra bazı zorluklar da sunabilir. Bu yazımızda, kulakta görülen egzamanın - [Bebeklerde ve Çocuklarda Üst solunum Yolu Enfeksiyonu](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-ust-solunum-yolu-enfeksiyonu): Üst solunum yolu enfeksiyonu, burnu, boğazı ve sinüsleri etkileyebilen viral bir enfeksiyondur. Son derece yaygındır ve bu duruma - [Yenidoğan Bebeklerde Gaz Çıkarma Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-gaz-cikarma-yontemleri): Gaz, bebekler için normal bir durumdur. Genellikle geğirme, karın şişliği, kramplar ve ağlama ile kendini gösterir; genel olarak önemli bir - [Yenidoğan Bebeklerde Kilo Kaybı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-kilo-kaybi): Bu yazımızda bebeklerde büyüme ve kilo kaybı ile ilgili detayları sizler için yazdık. Dünya Sağlık Örgütü büyüme standartları, sağlıklı anne - [PEG (Polietilen Glikoller) Alerjisi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/peg-polietilen-glikoller-alerjisi-nedir): PEG (Polietilen Glikoller) Alerjisi, yani polietilen glikole karşı bazı kişilerde alerjik reaksiyon görülmektedir. PEG maddesine alerjik - [Köpek Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kopek-alerjisi-belirtileri-teshisi-ve-kopege-karsi-alerji-asisi): Köpek alerjisi, hapşırma, burun akıntısı, kaşıntı, gözlerde sulanma, nefes darlığı, hırıltılı solunum gibi belirtilerle kendini gösteren ve - [Gül Hastalığı (Rosacea) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gul-hastaligi-rosacea-nedir): Gül hastalığı olarak da bilinen rosacea, kronik ancak tedavi edilebilir bir durumdur ve esas olarak yüzü etkiler ve genellikle alevlenmeler - [Bebeklerde ve Çocuklarda İdrar Yolu Enfeksiyonu](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-idrar-yolu-enfeksiyonu): İdrar yolu enfeksiyonu (İYE) en sık görülen pediatrik enfeksiyonlardan biridir. Çocukları rahtasız eder ve kalıcı böbrek hasarına neden - [Havuz Suyu Alerji Yapar Mı? Klor Alerjisi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/havuz-suyu-klor-alerji-yapar-mi): Klor alerjisi, aslında klorun doğrudan bir alerji yapması değil, klorun cilt ve solunum yollarında yarattığı tahriş sonucu gelişen bir - [Bebeklerde ve Çocuklarda Suçiçeği](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-sucicegi): Suçiçeği, varicella zoster adlı bir virüsün neden olduğu oldukça bulaşıcı bir hastalıktır. Suçiçeğine karşı koruyucu aşı 1995 yılında - [Yenidoğan Bebeklerde Ateş](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-ates): Bebeğiniz mikroplarla savaşmak için ateş çıkarır. Bağışıklık sistemi, çocuğunuza zarar vermeden mikroplardan kurtulmanıza yardımcı olmak - [Alerji Migreni Tetikler Mi?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-migreni-tetikler-mi): Alerji Migreni Tetikler Mi? Migren atağı için birçok olası tetikleyici vardır. Migren baş ağrılarının yaygın tetikleyicilerinden bazıları; - [Sedef Hastalığı Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sedef-hastaligi-nedir): Sedef hastalığının, açıkça tanımlanmış, kırmızı ve pullu plaklarla (kalınlaşmış cilt) karakterize, kronik inflamatuar bir cilt hastalığıdır. - [Egzama Alevlenmeleri Neden Olur?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-alevlenmeleri-neden-olur): Egzama alevlenmeleri, cilt bariyerinin zayıflaması, bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi ve çevresel faktörler nedeniyle ortaya çıkar. - [Bebeklerde ve Çocuklarda Bronşit](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-bronsit): Bronşit, büyük solunum tüplerinin astarının iltihaplanmasıdır, bu bölgeler şişer ve kızarır. Bronş tüpleri adı verilen bu hava yolları, nefes - [Biontech Covid-19 Aşısı Kalp İltihabı (Miyokardit) Yapar Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/biontech-covid-19-asisi-kalp-iltihabi-miyokardit-yapar-mi): Son günlerde mRNA aşılarının özellikle genç yaştaki erkeklerde kalp iltihabı yani miyokardit ve perikardit yaptığına yönelik haberlerin - [Bebeklerde ve Çocuklarda Konjonktivit (Pembe Göz)](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-konjonktivit-pembe-goz): Genellikle pembe göz olarak adlandırılan göz enfeksiyonu (konjonktivit) küçük çocuklarda yaygındır ve genellikle bulaşıcıdır. Pembe göz, - [Yenidoğan Banyosu Nasıl Yaptırılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-banyosu-nasil-yaptirilir): Bazı çocuk doktorları, yenidoğan banyosu için birkaç günlük olana kadar ertelemeyi önerir. Bunun nedeni, doğumdan sonra bebeğinizin cildinde - [Alerjik Hastalıklar İşitme Kaybına Neden Olabilir](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-hastaliklar-isitme-kaybina-neden-olabilir): Alerjik Hastalıklar İşitme Kaybına Neden Olabilir. Alerjik hastalıkların gittikçe yaygınlık göstermesi ve bazı alerjilerim uzun yıllar - [Ellerde Sedef Hastalığı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ellerde-sedef-hastaligi): Ellerde sedef hastalığı çatlaklara, kanamalara ve ağrılı cilde yol açabilir. Bu durum kişinin ellerini rahatça kullanmasını engelleyebilir. - [Çocukluk Çağı Astımı Hakkında Bilinmesi Gerekenler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocukluk-cagi-astimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler): Çocukluk çağı astımı, çocuklarda sık görülen kronik bir akciğer rahatsızlığıdır. Astım her yaşta gelişebilir, ancak çoğu zaman çocuklukta - [Bebeklerde ve Çocuklarda Ateş ve Soğuk Algınlığı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-ates-ve-soguk-alginligi): Soğuk algınlığı, bebeğinizin veya çocuğunuzun, burun ve boğazının viral bir enfeksiyondur. Soğuk algınlığının ana göstergeleri - [Biontech Covid-19 Aşısı Pıhtıya Neden Olur Mu?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/biontech-covid-19-asisi-pihtiya-neden-olur-mu): Biontech Covid-19 aşısı sonrası kanamaya neden olduğu veya pıhtı yaptığına yönelik endişelerdir. Sizler için bu konuyu detaylı bir şekilde - [Bebeklerde ve Çocuklarda Farenjit ve Tonsilit](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-faranjit-ve-tonsilit): Farenjit, boğazda (yutak) kızarıklık, ağrı ve şişliktir. Tonsillit, bademciklerin iltihaplanmasıdır. Bademcikler, boğazın arkasının her iki - [Verniks Kazeoza Nedir? Bebeğe Faydaları Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/verniks-kazeoza-nedir-bebege-faydalari-nelerdir): Verniks kazeoza, bebeğinizin cildinde koruyucu bir tabakadır. Beyaz, peynir benzeri bir madde olarak görünür. Bu kaplama, anne karnındayken - [Alerjik Kaşıntıya İyi Gelen Kremler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-kasintiya-iyi-gelen-kremler): Alerjik kaşıntıya iyi gelen kremler, kaşıntının nedenine ve şiddetine göre değişir. Kortikosteroid, antihistaminik, nemlendirici ve doğal - [Sedef Hastalığı ve Egzama Arasındaki Fark Nasıl Anlaşılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sedef-hastaligi-ve-egzama-arasindaki-fark-nasil-anlasilir): Birçok kişi sedef hastalığı ve egzama (atopik dermatit) birbirine karıştırıyor ve aradaki farkları tam anlamıyla bilmiyor. İltihaplı, - [İklim Değişikliği Alerjik Hastalıkları Ve Astımı Artırabilir](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/iklim-degisikligi-alerjik-hastaliklari-ve-astimi-artirabilir): İklim değişikliği bir çevresel sorun ve halk sağlığımız için ciddi bir sorundur. İklim değişikliği sağlık için büyük bir tehdittir ve - [Bebeklerde ve Çocuklarda Sarılık](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-sarilik): Yeni doğan bebeklerde sarılık çok sık görülen bir durumdur. Genellikle yaşamın ilk birkaç günü veya haftasında ortaya çıkar. Çoğu sarılık - [Güneş Kremi Alerjisi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gunes-kremi-alerji-yapar-mi): Güneş kremi alerjisi, bazı insanların güneş kremindeki kimyasal bileşenlere veya koruyucu maddelere karşı alerjik reaksiyon göstermesi - [Bebeklerde ve Çocuklarda Boğmaca](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-bogmaca): Boğmaca, Bordetella pertussis (veya B. pertussis) bakterisinin neden olduğu solunum sistemi enfeksiyonudur. Esas olarak, henüz aşılarla - [Nöral Tüp Defekti Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/noral-tup-defekti-nedir): Nöral tüp kusurları (NTD'ler olarak da adlandırılır), beyin ve omuriliğin doğum kusurlarıdır. Doğum kusurları, doğumda mevcut olan sağlık - [Alerji İlaçları Nelerdir? Nasıl Kullanılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-ilaclari): Alerjilerin, hızlı bir şekilde artış göstermesi ve artmaya da devam etmesi tedavi yöntemleri ve alerji ilaçları ile ilgili pek çok soruyu da - [Yüzük Döküntüsü (Halka Döküntüsü)](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yuzuk-dokuntusu-halka-dokuntusu): Genel olarak, yüzük döküntüsü genellikle yeni yüzüklerle değil, kişinin birkaç yıldır taktığı yüzüklerle ilişkilidir. Ek olarak, bu durumun - [Alerjiler Baş Ağrısı Yapar Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjiler-bas-agrisi-yapar-mi): Alerjiye bağlı baş ağrısı, sinüslerde basınç artışı veya bağışıklık sisteminin aşırı aktivasyonu nedeniyle oluşabilir.  - [Bebeklerde ve Çocuklarda Pişik](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-pisik): Bebeklerde ve küçük çocuklarda pişik sık görülen bir durumdur. Sebebe ve nasıl yönetildiğine bağlı olarak çok hafif veya oldukça şiddetli - [Sıcak Havalar Kurdeşene Neden Olur Mu?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sicak-havalar-kurdesene-neden-olur-mu): Kurdeşen, yanabilen veya batabilen kaşıntılı, kırmızı şişliklere neden olan bir cilt reaksiyonudur. Sıcak havalar kurdeşene neden olur mu - [Galaktozemi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/galaktozemi-nedir): Yenidoğan bebeğinizde klasik galaktozemi varsa, doğumda normal görünürler. Semptomlar, anne sütü veya galaktoz içeren süt şekeri olan - [Göbek Bağı Bakımı Nasıl Yapılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gobek-bagi-bakimi-nasil-yapilir): Göbek bağı bakımı, yenidoğan bebeğin sağlıklı bir başlangıç yapması için oldukça önemlidir. Temiz, kuru ve hijyenik bir bakım süreci, - [Çocuklarda Alerji Nasıl Geçer?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-alerji-nasil-gecer): Çocuklarda alerjik reaksiyonlar yaygın bir şekilde görülmektedir ve bu yaygınlık giderek artış göstermektedir. - [Yoğurt Alerjisi: Belirtileri, Nedenleri ve Yönetim Önerileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yogurt-alerjisi): Yoğurt alerjisi, vücudun yoğurt içinde bulunan süt proteinlerine karşı aşırı tepki göstermesiyle oluşan bir besin alerjisidir. - [Alerjiler ve Sinüs Enfeksiyonunun Farkları](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjiler-ve-sinus-enfeksiyonun-farklari): Hem alerji hem de sinüs enfeksiyonları benzer belirtileri paylaşabilir. Ancak alerjiler ve sinüs enfeksiyonunun farkları vardır. - [Bebeklerde ve Çocuklarda Pamukçuk](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-pamukcuk): Pamukçuk, bebeklerde çok yaygın bir maya enfeksiyonudur. Bebeğin ağzında ve ağız çevresinde tahrişe neden olur. Pamukçuk, Candida adı - [Sıcak Hava Astımı Tetikler Mi?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sicak-havalar-astimi-tetikleyebilir): Astımı olanlar genelde yaz aylarını rahat geçirirler. Gerek alerjenlerin azalması gerekse gribal enfeksiyonların az olması nedeniyle daha - [Yenidoğan Bebeklerde İshal](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-ishal): İshal, vücudun çok fazla su ve elektrolit adı verilen mineralleri kaybetmesine neden olur. Bu dehidrasyona yol açar. Bebekler çok çabuk - [Bebeklerde Nötrofil Düşüklüğü Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-notrofil-dusuklugu-nedir): Nötropeni, kanda yeterli miktarda beyaz kan hücresi olmadığı zamandır. Nötrofil adı verilen bu hücreler bakterilerle savaşır. Bakteriler - [Saçta Egzama Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sacta-egzama-tedavisi): Saçta egzama, tıbbi adıyla seboreik dermatit, saç derisinde ve bazen de yüz, kulaklar ve boyun gibi diğer bölgelere yayılan kronik, - [Laktoz İntoleransı ve Laktoz Alerjisi Farkları](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/laktoz-intoleransi): Laktoz intoleransı ve laktoz alerjisi, süt ürünleri tüketimi sonrasında ortaya çıkan sağlık sorunlarıdır. Ancak bu iki durumun kökeni, - [İyot İntoleransı Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/iyot-intoleransi-nedir): İyot, bazı dezenfektanlarda ve X ışını işlemlerinde kullanılan bazı kimyasallarda kullanılan kimyasal bir bileşiktir. İyot intoleransı bazı - [Bebeklerde ve Çocuklarda Kulak Ağrısı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-kulak-agrisi): Kulak ağrısı (otalji), çocukların doktora gitmesinin yaygın bir nedeni olabilir. Diş çıkarma, boğaz ağrısı, kulak enfeksiyonu veya tıkalı - [İsilik (Ter döküntüsü) Belirtileri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/isilik-ter-dokuntusu-belirtileri-ve-tedavisi): Ter döküntüsü olarak da bilinen isilik, tıkalı ter bezleri ve kanalları tarafından tetiklenen, sık görülen bir cilt rahatsızlığıdır. En çok - [Yenidoğan Bebekte Solunum Sıkıntısı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebekte-solunum-sikintisi): Solunum sıkıntısı sendromu, akciğerleri tam olarak gelişmemiş prematüre bebeklerde görülür. Bebek ne kadar erken doğarsa, bebeğin - [Yenidoğan Bebeklerde Yeşil Kaka](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-yesil-kaka): Yeşil kaka vakalarının çoğu, çocuğunuzun yediği bir şeyden, aldığı bir vitamin veya ilaçtan veya ishale neden olan bir karın rahatsızlığından - [Alerji Kronik Hastalık Mıdır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-kronik-hastalik-midir): Alerji kronik midir sorusunun cevabı her zaman basit değildir. Kişiden kişiye ve durumdan duruma değişiklik gösterir. Çoğu zaman çocuklar - [Sulu - Islak Egzama](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sulu-islak-egzama): Islak egzama, spesifik bir egzama şekli değildir. Daha ziyade ciltte gelişen ve içi sıvı dolu kabarcıklarla karakterize bir enfeksiyona bağlı - [Alerji Kulak Ağrısı Yapar Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjiler-kulak-agrisina-neden-olabilir-mi): Alerjiler, burun ve sinüslerde neden olduğu tıkanıklık ve inflamasyon nedeniyle kulak ağrısı yapabilir. Bu durum genellikle östaki tüplerinin - [Bebeklerde ve Çocuklarda Kabızlık](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-kabizlik): Çocuklarda ve bebeklerde kabızlık yaygın bir sorundur. Kabız olan bir çocuğun seyrek bağırsak hareketleri veya sert, kuru dışkıları vardır. - [BioNTech Aşısının Yan Etkileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/biontech-asisinin-yan-etkileri-nelerdir): Biontech aşısının yan etkileri bazen hafif ila orta derecede yan etkilere neden olabilir; bu yan etkiler aşılamadan - [Apgar Skoru Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/apgar-skoru-nedir): Apgar skoru, yeni doğan bebeklerin sağlık durumunu hızla değerlendirmek için kullanılan basit, güvenilir ve etkili bir yöntemdir. - [Yenidoğan Bebeklerde Kabızlık: Nedenleri ve Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-kabizlik): Yenidoğan bebeklerde kabızlık, ebeveynlerin sıkça karşılaştığı ve endişe duyduğu bir durumdur. Bebeklerin sindirim sistemi henüz tam - [Burun Kenarında Egzama](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/burun-kenarinda-egzama): Yüzde ve özellikle burun kenarında egzama görülmesi en muhtemel egzama türleri şunları içerir: Atopik dermatit: Genel olarak en - [Şiddetli Astım İçin 6 Nefes Egzersizi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/siddetli-astim-icin-6-nefes-egzersizi): Nefes almak, çoğu kişinin hafife aldığı bir şeydir ancak şiddetli astımı olan kişiler durum o kadar da kolay olmayabilir. Nefes egzersizi - [Penisilin Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/penisilin-alerjisi): Penisilin alerjisi belirtileri genellikle ilacı aldıktan sonra bir saat içinde ortaya çıkar. Bazı durumlarda reaksiyonlar, saatler, günler - [Bebeklerde ve Çocuklarda İshal](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-ishal): İshal, sık görülen yumuşak veya gevşek bağırsak hareketleridir (kaka). Çoğu çocuk zaman zaman ishal olur. Genellikle uzun - [Güneş Kremi Nasıl Kullanılır? Güneş Kremi Nasıl Seçilir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gunes-kremi-nasil-kullanilir-gunes-koruyucu-krem-nasil-secilir): Güneş kremi kullanımı ve seçimi, cilt sağlığını korumak için oldukça önemli bir adımdır. Doğru güneş kremini seçmek, doğru şekilde - [Hemanjiom Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hemanjiom-nedir): Hemanjiom, kan damarlarının anormal büyümesinin neden olduğu kanserli olmayan (iyi huylu) bir tümördür. Hemanjiyomlar vücudun herhangi - [Yenidoğan Bebeklerde Hapşırma](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-hapsirma): Yenidoğan bebeklerde hapşırma bir şeylerin yolunda gitmediğini düşünüp endişelenebilirsiniz. Ya da bebeğiniz gün içinde çok hapşırıyorsa - [Uyuzla İlgili Sık Sorulan Sorular](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/uyuzla-ilgili-sik-sorulan-sorular): Uyuzla ilgili sorular sık sorulan sorulardandır. Uyuz, insan kaşıntı akarı ( Sarcoptes scabiei var. Hominis ) tarafından derinin istilasıdır. - [Bebeklerde ve Çocuklarda Pişik Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-pisik-belirtileri): Pişik genel olarak, bebeğinizin alt kısmında parlak kırmızı bir deri parçası olarak görünen yaygın bir iltihaplı deri (dermatit) biçimidir. - [Tahtakurusu Alerjisi Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/tahtakurusu-alerjisi-belirtileri): Tahtakurusu, insanlardan veya hayvanlardan kanla beslenen küçük böceklerdir. Bu böcekler evimizi istila ettiğinde hayatımız - [Bebeklerde ve Çocuklarda İç Kulak İltihabı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-ic-kulak-iltihabi): Bebeklerde ve küçük çocuklarda kulak iltihabı son derece yaygındır. Kulak enfeksiyonları, orta kulakta iltihaplanma olduğunda meydana gelir, - [Bebekler ve Çocuklar Hangi Güneş Koruyucu Kremi Kullanmalı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebekler-ve-cocuklar-hangi-gunes-koruyucu-kremi-kullanmali): Güneş koruyucu kremler güneş yanığını önlemek, cilt kanserine yakalanma riskini azaltmak ve cilt yaşlanmasının erken belirtilerini önlemeye - [Pilor Stenozu Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/pilor-stenozu-nedir): Pilor stenozu belirtileri arasında şiddetli kusma, dehidrasyon ve kilo kaybı da bulunabilir.  Pilor stenozu nedenleri bilinmemektedir, - [Bebeklerde Pamukçuk Nedir? Nasıl Geçer?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-pamukcuk): Bebeklerde pamukçuk, özellikle yenidoğan ve bebeklerde sık görülen bir ağız enfeksiyonudur. Tıp dilinde oral kandidiyazis olarak - [Korona COVID-19 Aşısı Öldürür Mü?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/covid-19-asilari-ile-olum-oranlari-arasindaki-iddialar): COVID-19 aşılarının güvenliği, etkinliği, yan etkileri ve ölüm riski ile ilgili bilimsel verileri detaylı bir şekilde ele alacağız. - [Astım Hastaları Oruç Tutabilir Mi?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-hastalari-oruc-tutabilir-mi): Ramazan ayının gelmesiyle birlikte alerjisi ve astımı olan çok sayıda kişinin merak ettiği bazı sorular da oluşmaya başladı. Astım hastaları - [Gece Astımı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gece-astimi): Gece astımı olan kişiler, geceleri uykularını bozabilecek astım semptomları yaşarlar. Bazı rakamlar, sürekli astımı olan kişilerin yaklaşık - [Bebeklerde ve Çocuklarda Burun Tıkanıklığı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-burun-tikanikligi): Bebeklerde ve çocuklarda burun tıkanıklığı yaygın görülen bir durumdur. Bu durum genellikle zararsızdır ancak bazen rahatsız edici olabilir - [Bebeklerde Ve Çocuklarda Sıcak Çarpması Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-sicak-carpmasi-belirtileri-ve-tedavisi): Sıcak çarpması için özellikle çocuklar daha fazla risk altındadır. Sizler için çocuklarda sıcak çarpması belirtileri ve tedavisini ayrıntılı - [Doğumsal Hipotiroidi Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dogumsal-hipotiroidi-nedir): Doğumsal Hipotiroidi Belirtileri, Yenidoğanda kretinizm veya doğumsal hipotiroidizm belirtileri şunları içerir: Kilo alma eksikliği, - [Yenidoğan Bebeklerde Kusma Nedenleri ve Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-kusma): Yenidoğan bebeklerde kusma, çoğu ebeveyn için endişe verici bir durumdur. Bebeklerin sindirim sistemi henüz tam - [Netherton Sendromu](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/netherton-sendromu): Netherton sendromu doğumda veya yaşamın ilk haftalarında ortaya çıkabilir. Vücutta yaygın kızarıklık (eritrodermi) vardır ve cilt kuru ince - [Mevsimsel Astım Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/mevsimsel-astim-belirtileri-baslayabilir): Mevsimsel astım genellikle alerjik astım olarak adlandırılır ve mevsimsel alerjenler, bu durumun oluşmasında önemli bir rol oynar. - [Alerjiler Hakkında Yanlış Bilinen 11 Şey](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjiler-hakkinda-yanlis-bilinen-11-sey): Alerjiler hem yaygındır hem de yanlış anlaşılır. Alerjiler hakkında yanlış bilinen çok sayıda şey vardır. Bunlardan bazıları - [Bebeklerde ve Çocuklarda Akut Solunum Yolu Enfeksiyonları](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-akut-solunum-yolu-enfeksiyonlari): Çocuklarda solunum yolu enfeksiyonları çok yaygındır. Krup, kulak enfeksiyonları ve pembe göz gibi diğer hastalıklar gibi solunum yolu - [Yağ Yakan Besinler Hangileridir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yag-yakan-besinler-hangileridir): Yağ yakan besinlerin etkisinden maksimum fayda sağlamak için günlük alışkanlıklarınıza bazı küçük değişiklikler ekleyebilirsiniz: - [Kolik Bebek Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kolik-bebek-nedir): Kolik bebek, hasta veya aç olmayan bir bebeğin 3 haftadan fazla, haftada 3 günden fazla, günde 3 saatten fazla ağlamasıdır. Bu durum, - [Yenidoğanlarda Kansızlık Neden Olur? Nasıl Geçer?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidoganlarda-kansizlik-neden-olur-nasil-gecer): Yenidoğanlarda kansızlık, bebeğin vücudunun normalden daha düşük kırmızı kan hücresi sayısına sahip olduğu bir durumdur. Bu, bebeğin - [Yetişkinlerde Nebulizatör Kullanma Yöntemi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-nebulizator-kullanma-yontemi): Yetişkinlerde nebulizatör cihazı kullanımı oldukça basittir ve genellikle solunum yolu rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılır. İşte adım - [Bebeklerin Bağışıklık Sistemi Nasıl Güçlendirilir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-bagisiklik-sistemi-nasil-gelisir-ve-guclenir): Bebeklerin bağışıklık sistemi, doğumdan itibaren hızla gelişir. Ancak bu süreçte dış etkenlere karşı hassas bir yapıda olduğundan, - [Bebeklerde Kulak Akıntısı Neden Olur?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-burun-ve-kulak-akintisi): Bebeklerde burun ve kulak akıntısı kulak enfeksiyonun belirtisi olabilir. Bebeklerde ve küçük çocuklarda kulak enfeksiyonları son derece - [Hangi Ayda Hangi Balık Yenir? Mevsimlere Göre Balık Tüketimi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hangi-balik-hangi-ayda-yenmeli): Türkiye’nin dört bir yanında bulunan balık türlerinin hangi aylarda en lezzetli ve taze olduğunu öğrenebilir - [Yün Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yun-alerjisi): Yün alerjisi veya hassasiyetiniz olup olmadığını bilmek zor olabilir. Alerji genetik bir durum olsa da, duyarlılık daha gevşek bir şekilde - [Çocuklarda Miyop](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-miyop): Çocuklarda miyop genellikle okul çağında fark edilir, çünkü bu dönemde çocuklar uzaktaki yazıları görmede zorlanabilirler. - [Bebeklerde İsilik Nedenleri ve Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-isilik): Bebeklerde isilik hakkında detaylı bilgi edinebilir, nedenleri, belirtileri, tedavi yöntemleri ve önleme yollarını öğrenebilirsiniz. - [Diş Tedavisinde Alerjik Reaksiyonlar Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dis-tedavisinde-kullanilan-malzemelere-karsi-alerjik-reaksiyonlar): Diş tedavisinde kullanılan materyallerin kullanımı alerjik reaksiyonlara neden olma riski taşımamaktadır. Tedavide kullanılan metaller, - [Bebeklerde Basur (Hemoroid)](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-basur-hemoroid): Bebeklerde basur (hemoroid) nadirdir ve bebekler vücutlarında neler olup bittiğini iletemeyecekleri için bunu belirlemek biraz zor olabilir. - [Çocuklarda Siğil Neden Olur, Nasıl Geçer?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-sigil-neden-olur-nasil-gecer): Çocuklarda çok fazla siğil olabilir; çocukların ila 'sinde yaygın cilt siğilleri görülür. Kızlarda, erkeklerden daha - [Yetişkinlerde Ağızlıklı Hazne Kullanma Yöntemi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-agizlikli-hazne-kullanma-yontemi): Ağızlıklı hazne (spacer), aerosol inhaler cihazları ile birlikte kullanıldığında ilacın daha etkili bir şekilde akciğerlere ulaşmasını sağlar. - [Bebeklerde Tırnak Batması Sorunu](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-tirnak-batmasi-sorunu): Bebeklerde Tırnak Batması Belirtileri Nelerdir? Bazı belirtiler bebeğinizin yaşına bağlı olacaktır, ancak tedavi gerektiren batık bir ayak - [Bebeklerde Topuk Kanı Ne Zaman Alınır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-topuk-kani-ne-zaman-alinir): Topuk kanı testi, yenidoğan bebeklerde bazı genetik ve metabolik hastalıkların erken teşhisini sağlamak için yapılan önemli bir tarama - [Kabız Çocuklar İçin Yiyecek Önerileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kabiz-cocuklar-icin-yiyecekler-onerileri): Kabızlık her yaştan kişiyi etkileyebilecek bir durumdur. Bu durumun çocuğunuzda olması can sıkıcı olabilir. Kabız olan çocuklar - [Kalsiyum Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kalsiyum-alerjisi): Kalsiyum vücudunuzun birçok işlevi için gereklidir, bu nedenle kalsiyum alerjisi pek olası değildir. Bununla birlikte, kalsiyum - [Çocuklarda Öz Bakım Becerileri Gelişimi ve Önemi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-oz-bakim-becerileri): Çocuklarda öz bakım becerileri, bireyin kendine yetebilmesi için gerekli olan temel yaşam becerileridir. Bu beceriler, bir çocuğun bağımsızlık - [Bebekler Ne Zaman Emekler ve Oturur?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebekler-ne-zaman-emekler-ve-oturur): Bebekler ne zaman oturacağı ve emekleyeceği konusunda genel bir zaman aralığı olsa da, her bebeğin bireysel farklılık gösterebileceğini - [Meyve Alerjisi Nasıl Anlaşılır ve Tedavisi Var Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/meyve-alerjisi-nasil-anlasilir-ve-tedavisi-var-mi): Meyve alımından sonra dudakta şişme, ağız içinde kaşınma, boğazda kaşınma gibi hafif meyve alerjisi belirtileri yanında bazen de ölümcül - [Bebeklerde Katılma Nöbeti (Nefes Tutma)](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-katilma-nobeti-nefes-tutma): Katılma nöbeti olarak da bilinen nefes tutma nöbetleri, bir çocuğun nefesini tutmasını, yüzünün kızarmasını, solmasını veya bilincini - [Balon Çocuk Hastalığı (Ağır Kombine İmmun Yetmezlik) nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/balon-cocuk-hastaligi-agir-kombine-immun-yetmezlik-nedir): ‘Balon çocuk’ hastalığı adı ise, ABD’nin Teksas eyaletinde 1970’lerde bağışıklık sistemi yetersiz halde dünyaya gelen David Vetter’ın - [Yetişkinlerde Qhaler Kullanma Yöntemi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-qhaler-kullanma-yontemi): Qhaler, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarında kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Kullanımı oldukça basit olan bu - [Bebeklerde Burun Temizliği Nasıl Yapılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-burun-temizligi-nasil-yapilir): Bebeklerin burun temizliği, hem solunumlarını kolaylaştırmak hem de sağlıklı bir şekilde büyümelerini desteklemek için oldukça önemlidir. - [Egzama ve Steroid Kremler Hakkında Bilinmesi Gerekenler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-ve-steroid-kremler-hakkinda-bilinmesi-gerekenler): Steroid kremler nelerdir? Topikal steroidler, egzama ile ilişkili cilt iltihabını ve tahrişi azaltabilir. Bu ilaçlar için başka bir isimle - [Mevsimine Göre Meyve ve Sebzeler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/mevsimine-gore-meyve-ve-sebzeler): Mevsimine göre meyve sebzeler tüketmek önemlidir. bu nedenle meyve ve sebzelerin zamanını bilmek yararlı olacaktır. - [Altın Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/altin-alerjisi): Altın alerjisi belirtileri diğer alerjilerin neden olduğu belirtilere benzer. Vücut alerjenlere farklı tepki verir, ancak tipik semptomlar - [Çocuklarda Kulak Enfeksiyonu](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-kulak-enfeksiyonu): Çocuklarda kulak enfeksiyonu, özellikle orta kulak bölgesinde gelişen bir sağlık problemidir. Tıbbi adıyla otitis media, genellikle - [Bebeklerde Reflü Belirtileri ve Önleme Yolları](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-reflu): Bebeklerde reflü, anne babaların en sık karşılaştığı sağlık sorunlarından biridir. Özellikle ilk aylarda bebeklerin mide içeriğinin yemek - [Atopik Dermatitte Probiyotikler ve Probiyotiklerin Faydası](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/atopik-dermatitte-probiyotikler-ve-prebiyotiklerin-faydasi-var-mi): Probiyotikler, gastrointestinal mikrobiyomu güçlendirerek ve Th1 ve Th2 bağışıklık sistemi yanıtını düzenleyerek olumlu sağlık yararları - [Avokadonun Bebeklere Faydaları](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/avokadonun-bebeklere-faydalari): Bu yazımızda avokadonun bebeklere faydaları ve bebeklerde avokado tüketimi ile ilgili merak edilenleri sizler için yazdık.  - [Yetişkinlerde Jet İnhaler Kullanma Yöntemi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-jet-inhaler-kullanma-yontemi): Yetişkinlerde Jet İnhaler Kullanma Yöntemi. Cihazı 30 saniye aşağı yukarı sallayınız. Cihazın kahverengi kapağını açınız. Cihazı dikey bir - [Bebeklerde Ses Kısıklığı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ses-kisikligi): Bebeğiniz aşırı ağladığında sesi kısılabilir. Bebeklerde çok yaygın olmasa da, bebeğin ses kısıklığı ağlamasından kaynaklanabilir. - [Göz Kapaklarında Egzama](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/goz-kapaklarinda-egzama): Çeşitli dermatit türleri, göz çevresinde ve göz kapaklarında egzama üretebilir. Bu durum, renk değişikliği, kaşıntı ve şişmeye neden olur. - [Okul Öncesi (Anasınıfı) Sağlıklı Beslenme Listesi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/okul-oncesi-cocuklarda-saglikli-beslenme): Okul öncesi dönemde çocukların sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmaları, büyüme ve gelişim süreçlerinde kritik bir rol oynar. - [Şeker Alerjisi (Glikoz Alerjisi) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/seker-alerjisi): Şeker alerjisi, bağışıklık sisteminin glikoza karşı geliştirdiği anormal bir tepki sonucu ortaya çıkar. Vücut glikozu zararlı bir madde - [Çocuklarda Sık Görülen Hastalıkların Belirtileri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-yaygin-gorulen-hastaliklar): Bu makalede, çocuklarda en sık görülen 12 hastalık, nedenleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri ile birlikte detaylı bir şekilde ele - [Kış Aylarında Bebekler Nasıl Giydirilmeli?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebegimi-soguk-havalardan-nasil-korurum): Bebeğinizi giydirirken dikkat etmeniz gereken temel prensip, kat kat giydirme yöntemini (layering) kullanmaktır. Bu yöntem, bebeğinizin - [Astım Hastaları Evde Hayvan Besleyebilir mi?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/evcil-hayvanlar-astim-ve-alerji-olusumuna-sebebiyet-verir-mi): Astım hastaları evde hayvan besleyebilir mi? Hangi tür hayvanlar daha uygun olabilir ve alınabilecek önlemler nelerdir - [Bebek ve Çocuklarda Yüksek Ateş Nasıl Düşürülür?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ates-nasil-dusurulur): Bebeklerde ve çocuklarda yüksek ateş, sıkça karşılaşılan bir durum olup ebeveynlerde endişe yaratabilir. Ateş, genellikle vücudun - [Yetişkinlerde Neohaler Kullanma Yöntemi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-neohaler-kullanma-yontemi): Neohaler, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir kapsüllü kuru toz inhaler cihazıdır. - [Yenidoğan Tarama Testleri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-tarama-testleri-nelerdir): Yenidoğan tarama testleri, bebeklerin yaşamlarının ilk günlerinde uygulanan ve çeşitli sağlık sorunlarını erken dönemde tespit etmeye yönelik - [Ellerin Soyulmasının Nedenleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ellerin-soyulmasinin-nedenleri): Ellerin soyulması avuç içi ve parmaklarda daha belirgin olabilir ve bu durumun altında yatan nedenlerin anlaşılması - [Zayıf Çocuk Nasıl Kilo Alır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/zayif-cocuk-nasil-kilo-alir): Çocuğunuzun yaşına göre zayıf olduğunu fark edebilirsiniz ve bu durum sizi biraz üzebilir. Zayıf çocuk nasıl kilo alır - [Nemin Astım Üzerindeki Etkileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/nem-ve-astim): Nem, solunum sistemi sağlığını doğrudan etkileyebilen bir faktördür. Astım hastaları için özellikle yüksek nem oranı, nefes almayı - [SMA (Spinal Musküler Atrofi) Hastalığı Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sma-hastaligi-nedir): SMA (Spinal Musküler Atrofi), genetik bir nöromüsküler hastalık olup vücuttaki kasları kontrol eden sinir hücrelerini etkiler. - [Bebeklerde Diş Temizliği Neden Önemlidir ve Nasıl Yapılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerin-disleri-nasil-temizlenir): Diş temizliği, erken yaşlardan itibaren sağlıklı bir ağız hijyenine temel oluşturur ve diş çürüklerini önlemede kritik bir rol oynar. - [COVID-19 Kaşıntı Yapar mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/vucutta-urtiker-olusumu-bir-covid-19-belirtisi-midir): Kaşıntı, COVID-19 enfeksiyonu sırasında veya sonrasında sıkça görülen bir semptomdur ve genellikle cilt döküntüleri, bağışıklık yanıtı veya - [Bebeklerde Demir Eksikliği Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-demir-eksikligi-belirtileri): Bebeklerde demir eksikliği bazı belirgin belirtileri vardır. Aslında aneminin en tipik belirtileri soluk cilt ve yorgunluktur. - [Yetişkinlerde Handihaler Kullanma Yöntemi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-handihaler-kullanma-yontemi): Handihaler, KOAH gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Kullanımı oldukça basittir ve - [Yenidoğan Bebekler Neden Korkar](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebekler-neden-korkar): Yenidoğan bebeklerde korku yaygındır. Bebekler yaşamlarının ilk birkaç ayı da dahil olmak üzere çok küçük yaşlardan - [Kükürt Egzamaya İyi Gelir Mi?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kukurt-egzamaya-iyi-gelir-mi): Kükürt, genellikle volkanik menfezlerin yakınında oluşan, yerkabuğunda bulunan bir mineraldir. Kükürt egzamaya iyi gelir mi sorusu - [Yetişkinlerde Turbuhaler Kullanma Yöntemi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-turbuhaler-kullanma-yontemi): Turbuhaler, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarında sıkça kullanılan, kuru toz içeren bir inhalasyon cihazıdır. - [Astım Krizi Geçirdiğimi Nasıl Anlarım? Ne Yapmalıyım?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-krizi-gecirdigimi-nasil-anlarim-ne-yapmaliyim): Astım krizi; hırıltı, öksürük, nefes almada zorluk ve göğüste sıkışmaya neden olabilir. Astımı olanlar, inhaler gibi astım ilaçları ile hafif - [Çocuklarda Epilepsi Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-epilepsi): Çocuklarda epilepsi, genetik yatkınlık, doğumsal nedenler veya beyin hasarları gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak gelişebilir. - [Bebeklerde ve Çocuklarda Soğuk Algınlığı Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-soguk-alginligi): Soğuk algınlığı, bebeklerde ve çocuklarda en sık görülen üst solunum yolu enfeksiyonlarından biridir. Özellikle bağışıklık sistemleri tam - [Küresel Panik: Maymun Çiçeği Virüsü](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kuresel-panik-maymun-cicegi-virusu): Virütik hastalık türleri içerisinde yer alan Maymun Çiçeği virüsü; Avrupa ülkelerinden sonra Avustralya, İtalya, ABD ve Kanada’da görülmüş - [Bebeklerde Göz Kapağı Düşüklüğü](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-goz-kapagi-dusuklugu): Bebeklerde göz kapağı düşüklüğü ya da diğer adıyla pitoz, üst göz kapağının sarkmasını içeren bir göz rahatsızlığıdır. - [Yetişkinlerde Aerolizer Kullanma Yöntemi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-aerolizer-kullanma-yontemi): Aerolizer, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir kuru toz inhalasyon cihazıdır. Cihazın doğru - [Bıngıldak Nedir? Ne Zaman Kapanır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bingildak-ne-zaman-kapanir): Bıngıldak, bebeğin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için önemli bir yapıdır. Genellikle kendi kendine kapanan bu alanlar, beyin gelişimi - [UV Işık Tedavisi ve Atopik Dermatit](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/uv-isik-tedavisi-ve-atopik-dermatit-hakkinda-bilinmesi-gerekenler): Atopik dermatit, cildi kırmızı, kuru ve çok kaşıntılı hale getirebilen kalıcı bir cilt rahatsızlığıdır. Egzamada UV ışık tedavisi - [Çocuklarda Adrenalin Oto-Enjektör Kullanımı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-adrenalin-oto-enjektor-kullanimii): Çocuklarda adrenalin oto-enjektör, özellikle ciddi alerjik reaksiyonlar (anafilaksi) sırasında hayati önem taşıyan bir tedavi aracıdır. - [Hava Temizleme Cihazı Astıma İyi Gelir mi?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-ve-hava-temizleyicileri): Hava temizleme cihazı, özellikle astım ve alerji hastalarının yaşam kalitesini artırmak için önerilen cihazlar arasında yer alır. - [Bebek ve Çocuklarda El Ayak Deri Soyulması Neden Olur?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-kawasaki-hastaligi): Bebek ve çocuklarda el ve ayak derisinin soyulması, ebeveynler için kaygı verici bir durum olabilir. Çoğunlukla zararsız nedenlere - [Bebek Davranışlarının: Anlamları, Gelişim Süreci ve Öneriler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebek-davranisini-ve-farkindaligini-anlama): Bu yazıda, bebek davranışlarının nedenleri, farklı yaş dönemlerinde görülen davranışlar ve ebeveynlerin bu davranışları yönetme yolları - [Besin Alerjisi Pişik Yapar Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/besin-alerjisi-pisik-yapar-mi): Bebeklerde pişik oldukça sık görülen problemlerin başındadır. Bu hususta bebeklerde oluşan pişik nedeninin besin alerjisine bağlı olup - [Bebeklerde Salya Akması](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-salya-akmasi): Tükürük, bir kişinin ağzından istemeden dışarı aktığında, salya akması olarak bilinir. Tükürük üreten altı tane tükürük - [Yetişkinlerde Ellipta Kullanma Yöntemi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-ellipta-kullanma-yontemi): Ellipta, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarında kullanılan, kuru toz içeren bir inhaler cihazdır. Kullanımı oldukça basittir ve - [Bebeklerde Ağız Köpürmesi ve Tükürük Neden Olur?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerin-agzi-neden-kopurur): Bebeklerde ağız köpürmesi ve tükürük genellikle normal bir gelişimsel süreçtir ve endişe edilmesi gerekmez. Ancak, bu durumun sürekli - [Çocuklar İçin Vitamin Takviyeleri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuk-beslenmesinde-vitaminlerin-onemi): Çocuklara vitamin takviyesi verirken dikkatli olmak, doğru dozu uygulamak ve doktor önerisi almak önemlidir. - [Astım Yorgunluğa Neden Olur Mu?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-yorgunluga-neden-olur-mu): Yorgunluk genellikle astımın bir belirtisi olmasa da astıma sahip olmak yorgunluğa neden olabilir. Astım yorgunluğa neden olabilir mi - [Akut Astım Hakkında Bilinmesi Gerekenler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/akut-astim-hakkinda-bilinmesi-gerekenler): Akut astım olan kişiler, akciğerleri tahriş eden bir şeye maruz kaldıktan sonra nefes almada zorluk yaşarlar. Bu tahriş edici maddeler - [Çocuklarda Tonsilit](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-tonsilit): Tonsillit bademciklerin bir enfeksiyonudur. Bademcikler, boğazın arkasının her iki tarafında bulunan ve bağışıklık sisteminin vücudu - [Bebeklerde Diş Çıkarma Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebek-disleri-hakkinda-merak-edilenler): Bebeklerde diş çıkarma, büyüme ve gelişim sürecinin doğal bir parçasıdır. Bu süreç genellikle bebeğin 4-7 aylıkken başlamasıyla ilk - [Yazın Solar Ürtiker Tehlikesi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yazin-solar-urtiker-tehlikesi): Güneş ışınlarının yol açabileceği sağlık problemlerinden bir tanesi de Solar Ürtiker (Güneşe bağlı ürtiker) olarak adlandırılan - [Bebeklerde Tiroid Yüksekliği (Hipertiroidi)](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-tiroid-yuksekligi-hipertiroidi): Bebeklerde tiroid yüksekliği diğer adıyla hipertiroidizm, bir çocuğun tiroid bezi ihtiyaç duyduğundan daha fazla tiroid - [Yetişkinlerde Sanohaler Kullanma Yöntemi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-sanohaler-kullanma-yontemi): Sanohaler, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Kullanımı basit olup, - [Bebeklerde Sivilce Neden Olur?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-sivilce-neden-olur): Bebeklerde sivilce, tıbbi adıyla yenidoğan aknesi, doğumdan sonra ilk birkaç hafta içinde ortaya çıkan ve genellikle birkaç ay içinde - [Çocuklar İçin Sağlıklı Atıştırmalıklar: Besleyici ve Lezzetli Öneriler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklar-icin-saglikli-atistirmaliklar): Ara öğünlerde sağlıklı atıştırmalıklar, çocukların beslenme düzenini dengelemek ve enerji seviyelerini korumak için önemlidir. - [Egzama Cilt Rengi Değişikliği Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-cilt-rengi-degisikligi-nedir): Egzama, kaşıntılı, kuru ve tahriş olmuş lezyonlara neden olan yaygın bir cilt rahatsızlığıdır. Bazı durumlarda cilt rengi değişikliği - [Bebeklerde Astım Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-astim): Bebeklerde astım, solunum yollarının kronik bir iltihaplanması sonucu gelişen ve solunum zorluğu, öksürük, hırıltı gibi belirtilerle - [Çocuklarda Kistik Fibrozis](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-kistik-fibrozis): Kistik fibrozis (KF), dünya genelinde sık rastlanan genetik hastalıklardan biridir ve vücudun mukus, ter ve sindirim sıvıları gibi - [Çocukluk Çağı Hastalıkları Belirtileri ve Korunma Yolları](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ciddi-cocukluk-hastaliklari): Çocukluk çağı hastalıkları, çocukların bağışıklık sistemi gelişmekte olduğu için daha sık karşılaşılan sağlık sorunlarıdır. - [Nipah Virüsü Alarmı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/nipah-virusu-alarmi): Koronavirüs salgınının etkisi dünya üzerinde hala devam ederken Hindistan’da 10 yaşlarında bir bireyin Nipah Virüsü sebebiyle hayatını - [Bebeklerde Uyku Apnesi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-uyku-apnesi): Uyku apnesi, kişinin uyku sırasında nefes almayı bırakmasıdır. Genellikle bir şey üst solunum yolunu tıkadığı veya bloke - [Yetişkinlerde Diskus Kullanma Yöntemi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-diskus-kullanma-yontemi): Diskus, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir kuru toz inhalasyon cihazıdır. Kullanımı oldukça - [Bebeklerde Laktoz İntoleransı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-laktoz-intoleransi): Bebeklerde laktoz intoleransı, genellikle yönetilebilir bir durumdur ve doğru yaklaşımla bebeğinizin konforu sağlanabilir. - [Çocuklara Balık Yağı Ne Zaman Verilir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklara-ne-zaman-balik-yagi-verilir-faydalari-nelerdir): Omega 3 sağlığa oldukça yararlıdır ve günlük diyete eklenmesi faydalı olacaktır. Çocukların balık yağı ihtiyacı - [Egzama Vücuda Yayılır Mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-nasil-yayilir): Egzama, uygun şekilde yönetilmediğinde vücudun daha geniş bölgelerine yayılabilir. Yayılmanın önlenmesi için cilt bariyerinin - [Egzama Neden Kaşınır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-neden-kasinir): Egzama, çoğu insanın kaşımamakta zorlandığı kaşıntılı, ağrılı lezyonlara neden olan yaygın bir cilt hastalığıdır. Egzamanın etkilediği deriyi - [Menenjit Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/menenjit-nedir): Menenjit Nedir? beyni ve omuriliği kaplayan meninks adı verilen hassas zarları etkileyen nadir bir enfeksiyondur. Menenjitin - [Bebekler Neden Ağlar? Bebek Ağlamasının Nedenleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-aglama-bebekler-neden-aglar): Bebekler Neden Ağlar? Ağlamanın Yaygın Nedenleri Bebeklerin ağlamasının birçok farklı nedeni vardır. En yaygın nedenleri detaylandırıyoruz: - [Gül Hastalığı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gul-hastaligi): Gül hastalığı, kişinin yüzünde kan damarlarının görünmesine ve kızarıklığın oluşmasına sebep olan ender bir deri hastalığıdır. - [Bebeklere Yumurta Ne Zaman Verilir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklere-yumurta-ne-zaman-verilir): Bebeklere yumurta vermek için önerilen zaman genellikle 6-12 ay arasıdır. Ancak, yumurtanın farklı bölümleri (beyaz ve sarısı) - [Yetişkinlerde İnhaler Kullanma Tekniği](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-inhaler-kullanma-teknigi): İnhaler cihazları, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarında yaygın olarak kullanılan bir tedavi yöntemidir. İlaçların doğrudan - [Bebeklerde Aşı Takvimi Hangi Aşı Ne Zaman Yapılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-asi-takvimi): Doğumdan itibaren başlayan aşı takvimi, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen ulusal aşı programına göre - [Bebek ve Çocuklara Şeker Ne Zaman Verilir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklara-seker-ne-zaman-verilmeli): Bebek ve çocuklarda şeker tüketimi, ebeveynlerin dikkat etmesi gereken önemli bir konudur. Şekerin fazlası çocuklarda çeşitli sağlık - [Egzama Genetik Mi? Genetik ve Çevresel Faktörlerle İlişkisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-ve-genetik-hakkinda-bilinmesi-gerekenler): Egzama, cilt tahrişine ve iltihaplanmaya neden olan bir grup durumu ifade eder. Egzama ve genetik arasında bağlantı - [Astım İçin Oksijen Tedavisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-icin-oksijen-tedavisi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler): Astım İçin Oksijen Tedavisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler, Oksijen tedavisi, vücuda ek oksijen sağlayan bir tedavi şeklidir. - [Çocuklarda Kemik İltihabı (Osteomiyelit) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-kemik-iltihabi-osteomiyelit-nedir): Osteomiyelit, bir kemikte iltihaplanma için kullanılan tıbbi terimdir. Genellikle bakteriyel bir enfeksiyondan kaynaklanır. Sıklıkla kolların - [Asperger Sendromu Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/asperger-sendromu-nedir): Asperger Sendromu, Otizm Spektrum Bozukluğu’nun (OSB) hafif formlarından biri olarak kabul edilen nörogelişimsel bir durumdur. - [Zona Hastalığı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/zona-hastaligi): Halk dilinde ‘gece yanığı’ olarak da bilinen zona; genel anlamda ağrı ve ağrıdan birkaç gün sonrasında ortaya çıkan deri döküntüleriyle - [Bulaşıcı Çocuk Hastalıkları](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bulasici-cocuk-hastaliklari): Bu yazımızda bulaşıcı çocuk hastalıkları ile ilgili merak edilen bazı hastalıkları sizler için yazdık. Çocuğunuzun hasta olmasına neden - [Hazne Yıkama Tekniği](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hazne-yikama-teknigi): Çocuklarda kullanılan hazne (spacer) cihazının düzenli olarak temizlenmesi, cihazın hijyenik kalmasını sağlamak ve ilacın etkinliğini - [Bebeklerde Konak Neden Olur ve Nasıl Geçer?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-konak): Bebeklerde konak, genellikle zararsız bir durumdur ve ilk aylarda kendiliğinden geçer. Doğru bakım ve nazik temizlikle, - [Çocuklarda Bağışıklığı Güçlendirmek İçin Öneriler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-bagisikligi-guclendirmek-icin-oneriler): Çocuklarda güçlü bir bağışıklık sistemi, enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı koruma sağlar. Özellikle okul döneminde çocuklar kalabalık - [Strese Bağlı Egzama Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-ve-stres-arasindaki-baglanti-nedir): Strese bağlı egzama, modern yaşamın giderek artan bir sorunu haline gelmiştir. Günlük hayatta karşılaşılan stres - [Astım Krizi Ölümcül Olabilir Mi?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-krizi-olumcul-olabilir-mi): Astım Krizi Ölümcül Olabilir Mi? Astım, hava yollarını etkileyen uzun süreli bir solunum rahatsızlığıdır. Astımı olan kişilerde - [Bebeklerde Bağırsak Düğümlenmesi (İnvajinasyon) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-bagirsak-dugumlenmesi-invajinasyon-nedir): Bebeklerde bağırsak düğümlenmesi, tıp dilinde "invajinasyon" olarak adlandırılan ciddi bir bağırsak rahatsızlığıdır. - [Liken Planus Nedir? Belirtileri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/liken-planus-nedir-belirtileri-ve-tedavisi-nasil-yapilir): Liken planus, cilt ve mukozal yüzeyleri etkileyen kronik, inflamatuar bir deri hastalığıdır. Genellikle kaşıntılı, morumsu renkli, düz - [Strep A Enfeksiyonu Nedir? Belirtileri Nelerdir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/strep-a-enfeksiyonu-nedir-belirtileri-nelerdir): Strep A enfeksiyonu, halk arasında "boğaz enfeksiyonu" olarak bilinen, A grubu streptokok bakterilerinin (Streptococcus pyogenes) neden olduğu - [Çocuklarda Antibiyotik Kullanımı ve Yan Etkileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-antibiyotik-kullanimi): Bu içerikte, çocuklarda antibiyotik kullanımı doğru şekilde yapılması, olası yan etkiler, antibiyotik direnci ve dikkat edilmesi gereken - [Yetişkinlerde Adrenalin Oto-Enjektörü Kullanma Tekniği](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-adrenalin-oto-enjektor-kullanma-teknigi): Adrenalin oto-enjektörü, özellikle ciddi alerjik reaksiyonlarda (anafilaksi) acil tedavi olarak kullanılan bir cihazdır. Yetişkinlerde - [Bebeklerin Elleri Neden Soğuk Olur?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerin-elleri-neden-soguk-olur): Bebeklerin ellerinin soğuk olması genellikle geçici bir durumdur ve bebek büyüdükçe dolaşım sistemi geliştiği için bu durum düzelir. - [Bebek ve Çocuklarda Demir Eksikliğine Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-demir-eksikligine-iyi-gelen-gidalar): Demir eksikliği, özellikle bebeklik ve çocukluk döneminde sık karşılaşılan bir durum olup, dikkat eksikliği - [Astım Hırıltısı Nedir? Hırıltılı Solunum](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-hiriltisi-nedir): Astım hırıltısı, bir kişi akciğerlerdeki daralmış hava yollarından nefes aldığında meydana gelen ıslık sesidir. Hava yolu astarının - [Astım İlaçları Hakkında Bilinmesi Gerekenler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-ilaclari-hakkinda-bilinmesi-gerekenler): Astım ilaçları herkesin vereceği tepki değişebilir. Bu nedenle size en uygun tedaviyi belirlemek için doktorunuzla görüşmeniz gerekir. - [Yenidoğan Bebek Bakımı Nasıl Yapılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebek-bakimi-nasil-yapilir): Yenidoğan bebek bakımı, ebeveynlerin özen ve sabırla yaklaşması gereken bir süreçtir. Bu dönemde bebeğinizin hem fiziksel hem de duygusal - [Bebeklerde Gaz Sancısı Nedir? Nedenleri ve Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-gaz-sancisi): Bebeklerde gaz sancısı, ilk birkaç ay içinde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Yeni doğan bebeklerin sindirim sistemi tam olarak - [Hangi İlaçlar Alerji Yapar?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ilaclar-alerji-mi-yan-etki-mi-yapiyor): İlaç alerjisi, bağışıklık sisteminin bazı ilaçlara karşı aşırı tepki göstermesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. - [Çocuklarda Migren Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-migren-belirtileri): Bu yazımızda çocuklarda migren belirtilerini, nedenlerini tedavilerini sizler için yazdık. Her yaştan insan migren yaşar ve çocuklardaki - [Yetişkinlerde Modulite Kullanma Tekniği](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-modulite-kullanma-teknigi): Modulite, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir aerosol inhaler türüdür. Doğru kullanımı, ilacın - [Çocuklarda Sanohaler Kullanımı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-sanohaler-kullanimi): Sanohaler, astım ve solunum yolu hastalıklarında kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Çocuklar için bu cihazın doğru kullanımı, - [Bebekler Neden Peynir Gibi Kusar?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebekler-neden-peynir-gibi-kusar): Bebeklerde peynir gibi kusmanın nedenlerini, olası sağlık sorunlarını, ne zaman doktora başvurulması gerektiğini ve bu durumla nasıl - [Bebekler ve Çocuklarda İshale Ne İyi Gelir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-ishale-iyi-gelen-yiyecekler): Bebek ve çocukların ishali hafifletmek için bazı hatalı uygulamalar da olabilir. İshale iyi geldiği düşünülen bazı yöntemler - [Dövme Alerjisi: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dovme-alerjisi): Dövme alerjisi, bağışıklık sisteminin dövme mürekkebindeki veya kullanılan diğer maddelerdeki belirli kimyasallara karşı - [Astım Hastası Grip Olursa Ne Yapmalı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/grip-ve-astim-arasindaki-baglanti-nedir): Astım hastaları için grip gibi solunum yolu enfeksiyonları özellikle risklidir. Grip, astım semptomlarını kötüleştirerek daha sık nefes - [Bebekler İçin Hangi Islak Mendil Kullanılmalı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebekler-icin-islak-mendil-secimi): Islak mendil, bebek bakımında en sık kullanılan ürünlerden biridir. Ancak, doğru ıslak mendil seçimi yapılmadığında cilt tahrişi, alerjik - [Çarpık Ayak (Pes Ekinovarus) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/carpik-ayak-sendromu-nedir): Çarpık ayak ya da tıbbi adıyla Pes Ekinovarus, doğuştan gelen bir ayak deformitesidir. Bu durumda ayak içe doğru dönerek adeta bir çarpıklık - [Rota Virüsü Nedir? Rota Virüs Aşısı Ne Zaman Yapılır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/rota-virusu-nedir-rota-virus-asisi-ne-zaman-yapilir): Rota virüsü, 5 yaşın altındaki çocuklarda oldukça sık görülen bir enfeksiyon türüdür. Bu virüs çok bulaşıcı olmakla birlikte sıklıkla küçük - [SMA Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi Nasıldır?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sma-hastaligi-nedir-belirtileri-ve-tedavisi-nasildir): Spinal müsküler atrofi (SMA), kasın zayıflığına ve atrofiye (kaslar küçüldüğünde) neden olan genetik bir durumdur. - [Çocuklarda Diskus Kullanımı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-diskus-nasil-kullanilir): Diskus, astım ve diğer solunum yolu hastalıklarında kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Çocuklar için doğru kullanılması, ilacın - [Çocuklarda Ellipta Kullanımı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-ellipta-kullanimi): Ellipta, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarında kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Çocuklarda doğru şekilde - [Beyaz Gürültü Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/beyaz-gurultu-nedir): Beyaz gürültü, geniş bir frekans aralığındaki seslerin birleşiminden oluşan, sürekli ve sabit bir sesdir. Elektrik süpürgesi, rüzgarın - [Bebek ve Çocuklar İçin Proteinli Besinler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-protein-agirlikli-beslenmeyle-ilgili-bilinmesi-gerekenler): Çocukların enerji seviyelerini korumaları ve sağlıklı bir şekilde büyümeleri için yeterli miktarda protein almaları gerekir. - [Polyester Alerjisi](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/polyester-alerjisi): Polyester alerjisi, tekstil dermatiti olarak da adlandırılan bir tür kumaş alerjisidir. Belirli giysiler veya diğer kumaşlarla temas ettikten - [Çocuklarda Göz Tembelliği](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-goz-tembelligi): Göz tembelliği veya ambliyopi; göz ve beyninin olması gerektiği gibi birlikte çalışmadığı bir durumdur. Buna sahip olan çocuklar, bir gözünde - [En İyi Bebek Şampuanı Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebek-sampuani-secerken-dikkat-edilmesi-gerekenler): Bebek şampuanı seçerken içerik listesini incelemek önemlidir. Şampuanın formülünde yer alan maddeler, bebeğinizin hassas cildine zarar - [Çocuklarda Uyku Düzeni](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-saglikli-uyku-aliskanliklari): Çocuklarda uyku, büyüme ve gelişim sürecinde büyük bir öneme sahiptir. Sağlıklı bir uyku düzeni oluşturarak çocuğun hem fiziksel hem de - [Kemoterapi Alerji Yapar mı?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kemoterapi-terapi-surecinde-ilac-alerjisi): Kemoterapi ilaçları, kanser tedavisinde etkili araçlar olsa da, bazı hastalarda alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Bu reaksiyonlar hafif - [Bebeklerde ve Çocuklarda Dil Bağı Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-dil-bagi-nedir): Ankyloglossia olarak da bilinen dil bağı, bir kişinin dilinin ağzının tabanına yapışık kaldığı bir durumdur. Bu, lingual frenulum - [Çocuklarda Turbuhaler Kullanımı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-turbuhaler-nasil-kullanilir): Turbuhaler, astım ve diğer solunum yolu rahatsızlıklarında kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Çocuklar için doğru bir şekilde - [Çocuklarda Jet İnhaler Kullanımı](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-jet-inhaler-kullanimi): Jet inhaler kullanımı için cihazı 30 saniye aşağı yukarı sallayınız.2. Cihazın kahverengi kapağını açınız.3. Cihazı dikey bir şekilde tutunuz - [Bebeklerde Karın Guruldaması Neden Olur?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-karin-guruldamasi-neden-olur): Yenidoğan bebeklerde görülen karın guruldaması da merak uyandıran konulardan biri. Bebeğinizin karın gurultusu genel olarak sindirim sistemi - [Bebek ve Çocukların Uzak Durması Gereken Gıdalar](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklari-uzak-tutmaniz-gereken-yiyecekler): Bebek ve çocukların sağlıklı gelişimi için beslenme büyük önem taşır. Ancak bazı gıdalar, bebeklerin hassas sindirim sistemine zarar verebilir - [Saç Boyası Alerjisi Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sac-boyasi-alerjisi): aç boyası alerjisi, özellikle PPD gibi kimyasal maddelere karşı hassasiyeti olan bireylerde yaygın görülen bir durumdur. - [Çocuklarda Duruş Bozukluğunu Önlemenin Yolları](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-durus-bozuklugunu-onlemenin-yollari): Çocuklarda duruş bozukluğu, genellikle kötü oturma alışkanlıkları, ağır sırt çantaları veya fiziksel aktivite eksikliği gibi nedenlerle - [Bebeklerde Pnömotoraks](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-pnomotoraks): Pnömotoraks (hava kaçağı), akciğer ve göğüs duvarı arasındaki boşlukta anormal hava toplanmasıdır. Akciğerde küçük bir zayıflık alanı - [Down Sendromu Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/down-sendromu): Down sendromu, bebeklerde görülen en yaygın genetik farklılıklardan biridir ve her 700 doğumdan birinde ortaya çıkar. - [Hidrosefali (Beyinde Sıvı Birikmesi) Nedir?](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hidrosefali-beyinde-sivi-birikmesi-nedir): Beyinde sıvı birikmesi olarak da adlandırılan hidrosefali, beynin boşluklarında (ventriküller) anormal bir BOS (beyin omurilik sıvısı) - [Çocuklarda Skolyoz Belirtileri](https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-skolyoz-belirtileri): Skolyoz genel olarak ağrıya neden olmayan bir hastalıktır. Bu nedenle belirtiler hemen fark edilmeyebilir. --- # # Detailed Content ## Sayfalar ### Yenidünya (Malta Eriği) Alerjisi Nedir? > Yenidünya alerjisi, nadir ancak alerji öyküsü olan bireylerde ve özellikle çapraz reaksiyon riski taşıyan kişilerde ortaya çıkabilir. - Published: 2024-12-24 - Modified: 2024-12-24 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidunya-malta-erigi-alerjisi-nedir Yenidünya (Malta eriği), tatlı ve sulu bir meyve olup bahar aylarında sofralarda yerini alır. Ancak bazı kişilerde yenidünya meyvesi, bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesiyle alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Yenidünya alerjisi, genellikle bağışıklık sisteminin bu meyvede bulunan bazı proteinlere yanlışlıkla tehdit olarak algılaması sonucu oluşur. Bu durum, hafif cilt belirtilerinden ciddi alerjik reaksiyonlara kadar farklı semptomlara neden olabilir. Yenidünya alerjisi, genellikle nadir görülen bir gıda alerjisi türüdür. Ancak, diğer meyve ve polen alerjileriyle çapraz reaktivite gösterebilir ve bu da belirtileri daha karmaşık hale getirebilir. Yenidünya Alerjisinin Nedenleri Yenidünya alerjisi, bağışıklık sisteminin bu meyvede bulunan belirli proteinlere karşı aşırı duyarlılık geliştirmesiyle oluşur. Bu alerji genellikle yenidünya meyvesinin tüketilmesi, kokusunun solunması veya deriyle teması sonrası tetiklenir. Yenidünya Alerjisini Tetikleyen Faktörler Protein Duyarlılığı Yenidünyada bulunan PR-10 (patogeneze direnç) proteinleri ve lipid transfer proteinleri (LTP'ler), alerjik reaksiyonlara neden olabilen başlıca bileşenlerdir. Çapraz Reaktivite Yenidünya, diğer meyveler, kuruyemişler ve polenlerle benzer protein yapılarına sahiptir. Özellikle huş ağacı polenine alerjisi olan bireylerde çapraz reaksiyon riski daha yüksektir. Genetik Faktörler Ailede gıda alerjisi veya polen alerjisi öyküsü olan bireylerde yenidünya alerjisi gelişme riski artar. Bağışıklık Sistemi Hassasiyeti Bağışıklık sistemi yenidünya proteinlerini "tehdit" olarak algıladığında, IgE antikorları üretilir ve histamin salınımını tetikleyerek alerjik reaksiyonlara yol açar. Yenidünya Alerjisinin Belirtileri Yenidünya alerjisinin belirtileri, bağışıklık sisteminin tepkisine bağlı olarak hafif ile şiddetli arasında değişebilir. Belirtiler genellikle yenidünya tükettikten veya bu meyveyle temas ettikten sonraki birkaç dakika ila birkaç saat içinde ortaya çıkar. Yaygın Belirtiler Cilt Belirtileri Kaşıntı Kızarıklık Kurdeşen (ürtiker) Egzama tarzı döküntüler Oral Alerji Sendromu (OAS) Ağız, dudak, dil veya... --- ### Ayva Alerjisi Nedir? > Ayva alerjisi, yaşam kalitesini etkileyebilecek bir durumdur ancak doğru tanı, tedavi ve korunma yöntemleriyle yönetilebilir. - Published: 2024-12-24 - Modified: 2024-12-24 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ayva-alerjisi-nedir Ayva alerjisi, bağışıklık sisteminin ayva meyvesine veya içeriğindeki belirli proteinlere karşı aşırı bir duyarlılık göstermesi sonucu ortaya çıkan bir gıda alerjisidir. Alerjik reaksiyon, ayvanın tüketilmesi, dokunulması veya ayva içeren ürünlerle temas sonrası bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesiyle gelişir. Belirtiler hafif kaşıntıdan, ciddi anafilaksiye kadar değişebilir. Ayva alerjisi, diğer meyve alerjileri gibi bireyden bireye farklılık gösterebilir ve genellikle diğer polen ve meyve alerjileriyle ilişkili olabilir. Ayva Alerjisinin Nedenleri Ayva alerjisinin temel nedeni, bağışıklık sisteminin ayvadaki bazı proteinleri zararlı bir madde olarak algılaması ve bu proteinlere karşı IgE antikorları üretmesidir. Bu antikorlar, histamin gibi kimyasalların salınımını tetikleyerek alerjik belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur. Ayva Alerjisine Yol Açan Faktörler Bağışıklık Sistemi Hassasiyeti Ayvanın içerdiği spesifik proteinler (örneğin PR-10 proteinleri), bağışıklık sistemi tarafından tehdit olarak algılanabilir. Çapraz Reaktivite Ayva alerjisi genellikle diğer meyvelerle veya polen alerjisiyle bağlantılıdır. Özellikle huş ağacı polenine alerjisi olan kişilerde ayva alerjisi daha sık görülür. Genetik Faktörler Ailede gıda alerjisi veya polen alerjisi öyküsü olan kişilerde ayva alerjisi riski daha yüksektir. Oral Alerji Sendromu (OAS) Ayva alerjisi, genellikle oral alerji sendromuyla ilişkilidir. Bu durumda, bağışıklık sistemi ayvadaki proteinleri polen proteinleriyle karıştırır ve ağız ve boğazda kaşıntı veya şişlik gibi belirtilere neden olur. Ayva Alerjisinin Belirtileri Ayva alerjisinin belirtileri, kişinin bağışıklık sisteminin tepkisine bağlı olarak hafif ile şiddetli arasında değişebilir. Belirtiler genellikle ayvanın tüketilmesinden veya temas edilmesinden kısa bir süre sonra ortaya çıkar. Yaygın Belirtiler Cilt Belirtileri Kızarıklık Kurdeşen (ürtiker) Kaşıntı Egzama tarzı döküntüler Sindirim Sistemi Belirtileri Karın ağrısı Bulantı ve kusma İshal Şişkinlik Solunum Sistemi Belirtileri Burun akıntısı veya tıkanıklık... --- ### Kestane Alerjisi Nedir? > Kestane alerjisi, yaşam kalitesini etkileyebilecek ciddi bir durumdur ancak doğru tanı, tedavi ve korunma yöntemleriyle yönetilebilir. - Published: 2024-12-23 - Modified: 2024-12-23 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/beslenme-ve-diyet/kestane-alerjisi-nedir Kestane alerjisi, bağışıklık sisteminin kestanedeki bazı proteinlere karşı aşırı duyarlılık göstermesi sonucu oluşan bir gıda alerjisidir. Kestane, alerjenik potansiyeli olan bir besindir ve bazı bireylerde hafif cilt reaksiyonlarından ciddi alerjik reaksiyonlara (anafilaksi) kadar değişen belirtilere yol açabilir. Özellikle fındık ailesine dahil olan diğer besinlere alerjisi olan kişilerde kestane alerjisi daha sık görülür. Ayrıca, kestane alerjisi genellikle "lateks alerjisi" ile ilişkilidir ve bu durum "lateks-fruit sendromu" olarak bilinir. Kestane Alerjisinin Nedenleri Kestane alerjisinin temel nedeni, bağışıklık sisteminin kestanede bulunan bazı proteinlere aşırı tepki göstermesidir. Normalde zararsız olan bu proteinler, bağışıklık sistemi tarafından "tehdit" olarak algılanır ve IgE (immünoglobulin E) antikorları üretilir. Bu antikorlar, histamin gibi kimyasalların salınımını tetikleyerek alerjik belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur. Kestane Alerjisine Yol Açan Faktörler: Protein Duyarlılığı: Kestanenin içeriğinde bulunan spesifik proteinler, bağışıklık sistemini tetikleyebilir. Bu proteinler, kestanenin çiğ veya pişmiş olmasına göre değişebilir. Lateks Alerjisi ile İlişki: Lateks alerjisi olan bireyler, kestaneye karşı da alerjik reaksiyon geliştirebilir. Bunun nedeni, kestane ve lateksin benzer protein yapılarına sahip olmasıdır. Bu ilişki, "lateks-fruit sendromu" olarak adlandırılır. Çapraz Reaktivite: Kestane, diğer bazı gıdalar ve bitkilerle çapraz reaksiyona girebilir. Örneğin: Fındık, ceviz, badem gibi ağaç yemişleri. Muz, kivi ve avokado gibi meyveler. Genetik Faktörler: Ailede gıda alerjisi öyküsü olan bireylerde kestane alerjisi gelişme riski daha yüksektir. Kestane Alerjisinin Belirtileri Kestane alerjisinin belirtileri, kişinin bağışıklık sisteminin tepkisine bağlı olarak hafif ile şiddetli arasında değişebilir. Belirtiler genellikle kestane tükettikten birkaç dakika ila birkaç saat içinde ortaya çıkar. Yaygın Belirtiler: Cilt Belirtileri: Kaşıntı Kızarıklık Kurdeşen (ürtiker) Egzama alevlenmeleri Sindirim Sistemi Belirtileri: Karın ağrısı Şişkinlik... --- ### Ter Testi Nedir? Nasıl Yapılır? > Ter testi, kistik fibrozis teşhisinde kullanılan basit, güvenilir ve invaziv olmayan bir yöntemdir. Özellikle kronik solunum ve sindirim - Published: 2024-12-23 - Modified: 2024-12-23 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ter-testi-nedir-nasil-yapilir Ter testi, tıbbi bir tanı yöntemi olarak, özellikle kistik fibrozis (CF) teşhisinde kullanılan bir testtir. Bu test, kişinin terinde bulunan tuz (sodyum ve klorür) seviyelerini ölçer. Kistik fibrozis, genetik bir hastalık olup, ter bezleri ve mukus üreten diğer bezleri etkileyerek, vücuttaki tuz ve su dengesini bozar. Bu dengesizlik, terde yüksek düzeyde tuz birikimine yol açar ve bu durum ter testi ile tespit edilebilir. Ter testi, kistik fibrozis için altın standart tanı yöntemi olarak kabul edilir ve genellikle çocuklarda, bebeklerde ve şüpheli genetik risk taşıyan bireylerde uygulanır. Bu test, basit, güvenilir ve invaziv olmayan bir prosedür olması nedeniyle yaygın bir şekilde tercih edilir. Ter Testi Hangi Durumlarda Yapılır? Ter testi, genellikle kistik fibrozis şüphesi bulunan bireylerde uygulanır. Aşağıdaki durumlarda ter testi yapılması gerekebilir: 1. Kistik Fibrozis Belirtileri Kronik akciğer enfeksiyonları Uzun süreli öksürük Sindirim sorunları (yağlı dışkı, bağırsak tıkanıklığı) Zayıf kilo alımı veya büyüme geriliği Tuzlu cilt hissi (bebeklerde öpüldüğünde tuz tadı alınabilir) 2. Yenidoğan Tarama Testlerinde Şüpheli Sonuç Yenidoğanlarda yapılan tarama testlerinde kistik fibrozis riski tespit edildiğinde ter testi yapılır. 3. Ailede Kistik Fibrozis Öyküsü Kistik fibrozis genetik bir hastalık olduğu için, ailede bu hastalık öyküsü olan kişilerde ter testi istenebilir. 4. Kronik Solunum veya Sindirim Sorunları Altta yatan nedeni belirlemek için ter testi talep edilebilir. Ter Testi Nasıl Yapılır? Ter testi, bir laboratuvar veya hastane ortamında yapılır ve genellikle aşağıdaki adımlardan oluşur: 1. Hazırlık Test yapılmadan önce hastadan özel bir hazırlık yapması genellikle istenmez. Bebeklerde ve küçük çocuklarda test yapılacaksa, işlem sırasında rahat bir şekilde durmaları için bir ebeveynin... --- ### Besin İntolerans Testi Nedir? > Besin intolerans testi, çok sayıda gıda özütü ve moleküler besin antijenine spesifik IgG (sIgG) ölçümüne izin veren ELİSA tabanlı bir - Published: 2024-12-23 - Modified: 2024-12-23 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/besin-intolerans-testi-nedir Besin intoleransı, bazı yiyeceklerin sindirimi sırasında vücudun zorlanması veya tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Besin alerjisinden farklı olarak, besin intoleransı bağışıklık sistemi ile değil sindirim sistemi ile ilgilidir. Belirli yiyecekleri tüketen bireylerde mide bulantısı, şişkinlik, gaz, ishal veya baş ağrısı gibi belirtiler oluşabilir. Besin intolerans testi, hangi yiyeceklerin bu tür reaksiyonlara yol açtığını belirlemeye yardımcı olan bir tanı yöntemidir. Bu makalede, besin intolerans testi nedir, nasıl yapılır, hangi durumlarda yapılır ve sonuçlar nasıl değerlendirilir gibi soruların yanıtlarını bulabilirsiniz. Besin İntolerans Testi Nedir? Besin intolerans testi, çok sayıda gıda özütü ve moleküler besin antijenine spesifik IgG (sIgG) ölçümüne izin veren ELİSA tabanlı bir multiplex besin duyarlılık (intolerans) testidir. Süt bileşenleri ve gluten moleküle karşı duyarlılık  da değerlendirilmektedir. Bu test yeni nesil besin duyarlılık (intolerans) testidir.   Kullanım Amacı Nedir? 286 gıda antijenine karşı spesifik immunoglobulin G’nin (IgG) belirlenmesi için yarı kantitatif bir in-vitro tanı testidir.   Besin intolerans testi, diyet açıklamasını desteklemek ve diyete uyumu izlemek için kullanılabilir. Ayrıca, Besin intolerans testi, immünolojik nedenli gıda intoleransı konusunda makul şüphe olması durumunda kullanılabilir.  Besin intolerans testi sonuçlarına göre diyete başlamadan önce sonucları bir doktor veya diyetisyenle tartışmak önemlidir. Besin intolerans testi işlenmesi her zaman profesyonel olarak eğitilmiş personel ve/veya tıp uzmanları tarafından yapılmalıdır. Hangi Durumlarda Uygulanabilir?  Diyet alışkanlıklarının analizi ve izlenmesi  Kronik inflamatuar bağırsak hastalığı  İrritabl (Huzursuz) bağırsak sendromu Depresyon  Migren  Ig G aracılı besin duyarlılığı (besin intoleransı) *Not: Gıda alımında yüksek IgG seviyeleri ile kronik bozukluklar arasındaki bağlantı, hakemli yayınlarda ve vaka incelemelerinde tanımlanmıştır. Bununla birlikte, bu bağlantı bilim camiasında halen tartışılmakta ve henüz bir... --- ### Kefir Alerjisi: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Kefir alerjisi, bağışıklık sisteminin süt proteinleri veya fermantasyon sırasında oluşan maddelere karşı aşırı tepki vermesiyle ortaya - Published: 2024-11-22 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/beslenme-ve-diyet/kefir-alerjisi-nedenleri-belirtileri-ve-tedavi-yontemleri Kefir, fermente bir süt ürünü olarak probiyotik özellikleriyle bilinir ve sindirim sistemine olan faydaları nedeniyle sağlıklı bir içecek olarak sıkça tüketilir. Ancak, bazı bireylerde kefir tüketimi alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Kefir alerjisi genellikle süt proteini veya fermantasyon sırasında oluşan maddelere karşı gelişir. Bu yazıda, kefir alerjisinin nedenlerini, belirtilerini, teşhis yöntemlerini, tedavi yollarını ve önleme stratejilerini detaylı bir şekilde ele alacağız. Kefir Alerjisi Nedir? Kefir alerjisi, bağışıklık sisteminin kefir içerisindeki belirli proteinlere veya fermantasyon sırasında oluşan kimyasallara karşı aşırı tepki göstermesiyle ortaya çıkar. Bu reaksiyon genellikle kefir tükettikten hemen sonra veya birkaç saat içinde meydana gelir ve semptomlar hafif rahatsızlıklardan ciddi anafilaksiye kadar değişebilir. Kefir Alerjisinin Nedenleri 1. Süt Proteini Alerjisi Kefir genellikle inek, keçi veya koyun sütünden yapılır. Bu sütlerde bulunan kazein ve beta-laktoglobulin gibi proteinler, bağışıklık sistemi tarafından alerjen olarak algılanabilir. Süt proteinine alerjisi olan bireylerde kefir tüketimi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. 2. Laktoz İntoleransı ile Karışıklık Laktoz intoleransı, süt şekeri olan laktozun sindirilememesi durumudur ve genellikle kefir alerjisiyle karıştırılabilir. Ancak laktoz intoleransı, bağışıklık sistemiyle ilgili olmayan bir durumdur ve alerji değildir. 3. Fermantasyon Ürünlerine Duyarlılık Kefirin fermente edilmesi sırasında oluşan histamin ve tiramin gibi maddeler, alerjik reaksiyonlara veya intoleransa yol açabilir. 4. Maya ve Bakterilere Karşı Duyarlılık Kefir, faydalı bakteri ve maya içerir. Ancak, bu mikroorganizmalar bağışıklık sistemi tarafından alerjen olarak algılanabilir ve alerjik reaksiyonlara neden olabilir. 5. Katkı Maddeleri Hazır kefirlerde bulunan koruyucu maddeler, aroma vericiler ve diğer katkılar da alerjik reaksiyonları tetikleyebilir. Kefir Alerjisinin Belirtileri Kefir alerjisi belirtileri genellikle kefir tükettikten hemen sonra ortaya çıkar, ancak... --- ### Vişne Alerjisi: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Vişne alerjisi, bağışıklık sisteminin vişne proteinlerine aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan bir durumdur. - Published: 2024-11-22 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/beslenme-ve-diyet/visne-alerjisi-nedenleri-belirtileri-ve-tedavi-yontemleri Vişne, besleyici ve lezzetli bir meyve olmasına rağmen bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Vişne alerjisi, genellikle bağışıklık sisteminin bu meyvede bulunan belirli proteinlere aşırı tepki vermesi sonucu gelişir. Meyve alerjileri arasında nadir olarak görülse de, vişne alerjisi, hafif rahatsızlıklardan ciddi anafilaktik reaksiyonlara kadar değişen belirtiler gösterebilir. Bu yazıda, vişne alerjisinin nedenlerini, belirtilerini, teşhis yöntemlerini, tedavi yollarını ve önleme stratejilerini detaylı bir şekilde ele alacağız. Vişne Alerjisi Nedir? Vişne alerjisi, bağışıklık sisteminin vişnede bulunan belirli proteinleri zararlı olarak algılaması sonucu ortaya çıkar. Bağışıklık sistemi, bu proteinlere karşı antikor (IgE) üreterek histamin ve diğer kimyasalları serbest bırakır. Bu süreç, vücutta çeşitli alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Vişne alerjisi, genellikle polen alerjisiyle bağlantılıdır ve çapraz reaksiyonlar şeklinde ortaya çıkabilir. Vişne Alerjisinin Nedenleri 1. Vişne Proteinleri Vişnede bulunan belirli proteinler bağışıklık sistemi tarafından zararlı olarak algılanabilir. Özellikle profilin adı verilen proteinler alerjik reaksiyonların başlıca nedenidir. Vişnede bulunan bazı proteinler, diğer meyveler ve polenlerle benzerlik gösterebilir, bu da çapraz reaksiyon riskini artırır. 2. Çapraz Reaksiyonlar Vişne alerjisi, diğer meyve, sebze ve polen alerjileriyle bağlantılı olabilir. Örneğin: Polen Alerjisi: Özellikle huş ağacı poleni alerjisi olan bireyler, vişne tükettiğinde ağızda kaşıntı gibi belirtiler yaşayabilir. Diğer Meyve Alerjileri: Şeftali, kiraz, elma ve erik gibi meyvelere karşı alerjisi olan bireyler, vişneye de tepki gösterebilir. 3. İşlenmiş Vişne Ürünleri Vişne suyu, marmelat veya dondurulmuş vişne gibi işlenmiş ürünlerde kullanılan koruyucular ve katkı maddeleri de alerjik reaksiyonları tetikleyebilir. 4. Genetik Yatkınlık Ailede gıda alerjisi öyküsü olan bireylerde vişne alerjisi riski daha yüksektir. Vişne Alerjisinin Belirtileri Vişne alerjisinin belirtileri genellikle vişne tüketiminden... --- ### Kırmızı Meyve Alerjileri: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Kırmızı meyve alerjileri, bağışıklık sisteminin kırmızı meyve proteinlerine aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. - Published: 2024-11-22 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/beslenme-ve-diyet/kirmizi-meyve-alerjileri-nedenleri-belirtileri-ve-tedavi-yontemleri Kırmızı meyveler, vitamin ve mineral bakımından oldukça zengin ve sağlıklı besinlerdir. Ancak bazı bireylerde bu meyveler alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Çilek, böğürtlen, ahududu, kiraz ve kızılcık gibi kırmızı meyveler, içeriklerindeki belirli proteinler nedeniyle bağışıklık sistemi tarafından zararlı olarak algılanabilir ve alerjik belirtiler ortaya çıkabilir. Kırmızı meyve alerjileri nadir olmakla birlikte, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir durumdur. Bu yazıda, kırmızı meyve alerjisinin nedenleri, belirtileri, teşhis yöntemleri, tedavi yolları ve önleme stratejilerini detaylı bir şekilde ele alacağız. Kırmızı Meyve Alerjisi Nedir? Kırmızı meyve alerjisi, bağışıklık sisteminin kırmızı meyvelerde bulunan belirli proteinlere karşı aşırı bir tepki göstermesi sonucu gelişir. Bağışıklık sistemi, bu proteinleri zararlı olarak algılar ve IgE antikorları üreterek histamin gibi kimyasalların salınımını tetikler. Bu kimyasallar, vücutta çeşitli alerjik reaksiyonların oluşmasına neden olur. Kırmızı Meyve Alerjisinin Nedenleri 1. Protein Duyarlılığı Çilek, ahududu, böğürtlen gibi kırmızı meyveler, alerjik reaksiyonlara neden olabilecek proteinler içerir. Örneğin: Çilekte bulunan Fragaria allergen proteini, kaşıntı ve döküntü gibi reaksiyonlara neden olabilir. 2. Çapraz Reaksiyonlar Kırmızı meyve alerjisi genellikle polen alerjisi olan bireylerde görülür. Örneğin: Bahar Poleni Alerjisi: Polen alerjisi olan bireyler, kırmızı meyvelere de çapraz reaksiyon gösterebilir. Lateks Alerjisi: Latekse duyarlılığı olan kişilerde kırmızı meyve alerjisi riski daha yüksektir. 3. Kimyasal Koruyucular İşlenmiş veya dondurulmuş kırmızı meyvelerde kullanılan sülfat ve benzeri koruyucular, alerjik reaksiyonları tetikleyebilir. 4. Genetik Yatkınlık Ailede gıda alerjisi öyküsü olan bireylerde kırmızı meyve alerjisi daha yaygın görülebilir. Kırmızı Meyve Alerjisinin Belirtileri Kırmızı meyve alerjisinin belirtileri, hafif rahatsızlıklardan hayatı tehdit eden ciddi reaksiyonlara kadar değişebilir. Belirtiler genellikle kırmızı meyve tüketiminden kısa bir süre sonra ortaya... --- ### Böğürtlen Alerjisi: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Böğürtlen alerjisi, bağışıklık sisteminin böğürtlende bulunan proteinlere karşı bir tehdit algılaması ve bu proteine karşı antikor - Published: 2024-11-22 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/beslenme-ve-diyet/bogurtlen-alerjisi-nedenleri-belirtileri-ve-tedavi-yontemleri Böğürtlen, sağlıklı ve lezzetli bir meyve olarak bilinir, ancak bazı bireylerde alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Böğürtlen alerjisi, genellikle bağışıklık sisteminin bu meyvede bulunan belirli proteinlere aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkar. Nadir görülen bir alerji türü olsa da, semptomları hafif rahatsızlıklardan ciddi reaksiyonlara kadar değişebilir. Bu yazıda, böğürtlen alerjisinin nedenlerini, belirtilerini, nasıl teşhis edildiğini, tedavi yollarını ve önleme yöntemlerini detaylı bir şekilde ele alacağız. Böğürtlen Alerjisi Nedir? Böğürtlen alerjisi, bağışıklık sisteminin böğürtlende bulunan proteinlere karşı bir tehdit algılaması ve bu proteine karşı antikor (IgE) üretmesiyle ortaya çıkar. Bu süreç, histamin gibi kimyasalların salınmasına neden olarak alerjik semptomları tetikler. Böğürtlen alerjisi genellikle diğer meyve ve bitki alerjileriyle bağlantılıdır ve çapraz reaksiyonlara neden olabilir. Böğürtlen Alerjisinin Nedenleri 1. Böğürtlen Proteinleri Böğürtlende bulunan bazı proteinler, bağışıklık sistemi tarafından yanlışlıkla zararlı olarak algılanabilir. Özellikle profilin adı verilen bir protein, alerjik reaksiyonların başlıca nedenlerinden biridir. 2. Çapraz Reaksiyonlar Böğürtlen alerjisi, diğer meyve, bitki veya polen alerjileriyle ilişkili olabilir. Örneğin: Ağaç Polenleri: Polen alerjisi olan bireyler, böğürtlen gibi meyvelere de alerjik reaksiyon gösterebilir. Diğer Meyveler: Çilek, ahududu ve dut gibi benzer meyveler böğürtlenle benzer proteinlere sahip olduğu için çapraz reaksiyonlara neden olabilir. 3. Böğürtlen İşleme Süreci Taze, dondurulmuş veya işlenmiş böğürtlen ürünlerinde kullanılan kimyasal koruyucular (örneğin sülfatlar) alerjik reaksiyonları tetikleyebilir. 4. Genetik Yatkınlık Alerjilere genetik yatkınlığı olan bireylerde böğürtlen alerjisi riski daha yüksektir. Böğürtlen Alerjisinin Belirtileri Böğürtlen alerjisinin belirtileri kişiden kişiye değişir ve genellikle böğürtlen tükettikten birkaç dakika ila birkaç saat sonra ortaya çıkar. Hafif Belirtiler Ağız ve boğazda kaşıntı Hafif dudak, dil veya boğaz şişmesi... --- ### Patlıcan Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Patlıcan alerjisi, patlıcan tüketildiğinde veya patlıcanla temas edildiğinde bağışıklık sisteminin verdiği aşırı tepki ile ortaya çıkan bir - Published: 2024-10-30 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/beslenme-ve-diyet/patlican-alerjisi-nedir-belirtileri-nedenleri-ve-tedavi-yontemleri Patlıcan alerjisi, patlıcan tüketildiğinde veya patlıcanla temas edildiğinde bağışıklık sisteminin verdiği aşırı tepki ile ortaya çıkan bir gıda alerjisidir. Genellikle nadir görülen bir alerji türü olan patlıcan alerjisi, farklı alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Patlıcan, aynı zamanda "Solanaceae" (patlıcangiller) familyasına ait olup biber, domates ve patates gibi sebzelerle aynı bitki ailesinde yer alır. Bu makalede patlıcan alerjisi hakkında kapsamlı bilgi bulabilirsiniz: belirtileri, nedenleri, teşhis yöntemleri ve tedavi seçenekleri. Patlıcan Alerjisi Belirtileri Patlıcan alerjisinin belirtileri, kişinin bağışıklık sisteminin verdiği tepkiye bağlı olarak hafif veya şiddetli olabilir. Patlıcan tüketimi veya patlıcanla temas sonrası ortaya çıkabilecek başlıca belirtiler şunlardır: Cilt Reaksiyonları: Ciltte kaşıntı, kızarıklık, döküntü, kabarıklık ve egzama benzeri reaksiyonlar ortaya çıkabilir. Sindirim Sistemi Belirtileri: Mide bulantısı, karın ağrısı, ishal ve kusma gibi sindirim sistemi rahatsızlıkları görülebilir. Solunum Yolu Reaksiyonları: Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, boğazda kaşıntı, öksürük ve nefes darlığı gibi solunum yolu belirtileri ortaya çıkabilir. Şiddetli vakalarda astım benzeri belirtiler de tetiklenebilir. Oral Alerji Sendromu (OAS): Ağızda ve boğazda kaşıntı, dudaklarda ve dilde şişlik gibi belirtilerle kendini gösteren bu durum, özellikle çiğ patlıcan tüketiminde daha yaygındır. Anafilaksi: Nadir durumlarda, patlıcan alerjisi ciddi bir alerjik reaksiyon olan anafilaksiye neden olabilir. Anafilaksi; düşük tansiyon, solunum zorluğu, hızlı nabız ve bilinç kaybı gibi hayati tehlike taşıyan belirtilerle kendini gösterir ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Patlıcan Alerjisinin Nedenleri Patlıcan alerjisi, patlıcanda bulunan bazı proteinlerin bağışıklık sistemi tarafından zararlı olarak algılanması ve bu proteinlere karşı aşırı tepki gösterilmesi sonucu gelişir. Patlıcan alerjisinin ortaya çıkmasına neden olan faktörler arasında genetik yatkınlık, çapraz reaktivite ve patlıcanın içerdiği kimyasallar bulunur:... --- ### Biber Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Biber alerjisi, biber tüketildiğinde veya biberle temas edildiğinde bağışıklık sisteminin verdiği aşırı tepki ile ortaya çıkan bir alerjik - Published: 2024-10-30 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/biber-alerjisi-nedir-belirtileri-teshis-ve-tedavi-yontemleri Biber alerjisi, biber tüketildiğinde veya biberle temas edildiğinde bağışıklık sisteminin verdiği aşırı tepki ile ortaya çıkan bir alerjik durumdur. Özellikle kırmızı biber, yeşil biber, jalapeno ve acı biber gibi çeşitler alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Biber alerjisi nadir bir alerji türüdür; ancak belirtileri kişinin yaşam kalitesini ciddi anlamda etkileyebilir. Bu makalede biber alerjisine dair kapsamlı bilgi bulabilirsiniz: belirtileri, nedenleri, teşhis yöntemleri ve tedavi seçenekleri. Biber Alerjisi Belirtileri Biber alerjisinin belirtileri, kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve alerjinin şiddetine göre farklılık gösterebilir. Biber tüketimi veya biberle temas sonrası görülebilecek başlıca belirtiler şunlardır: Cilt Reaksiyonları: Ciltte kaşıntı, kızarıklık, kabarma, döküntü ve bazı durumlarda egzama benzeri reaksiyonlar oluşabilir. Sindirim Sistemi Belirtileri: Mide bulantısı, kusma, ishal, karın ağrısı ve gaz gibi sindirim sorunları alerjik bir reaksiyon olarak gelişebilir. Solunum Yolu Reaksiyonları: Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, öksürük, nefes darlığı ve hırıltılı solunum gibi semptomlar görülebilir. Bazı durumlarda astım benzeri belirtiler de tetiklenebilir. Oral Alerji Sendromu (OAS): Ağızda ve boğazda kaşıntı, dudaklarda ve dilde şişme gibi belirtiler de biber alerjisinde yaygın olarak görülür. Anafilaksi: Nadir vakalarda, biber alerjisi anafilaksiye neden olabilir. Anafilaksi; tansiyon düşüklüğü, nefes almada zorluk, hızlı nabız ve bilinç kaybı gibi ciddi belirtilerle kendini gösterir ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Biber Alerjisi Neden Olur? Biber alerjisi, biberde bulunan bazı proteinlerin bağışıklık sistemi tarafından zararlı olarak algılanması ve aşırı tepki vermesiyle oluşur. Biberde bulunan capsaicin gibi kimyasallar, özellikle acı biberlerde yüksek oranda bulunur ve bağışıklık sistemi tarafından tehdit olarak algılanabilir. Bu alerji türünün ortaya çıkmasında birkaç faktör rol oynayabilir: Genetik Faktörler: Ailede biber veya diğer gıda... --- ### Polen Alerjisi: Nedenleri, Belirtileri, Tedavi Yöntemleri > Polen alerjisi, yaygın alerjik rahatsızlıklardan biridir ve özellikle bahar aylarında birçok insanın yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler. - Published: 2024-09-09 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/polen-alerjisi Polen alerjisi, yaygın alerjik rahatsızlıklardan biridir ve özellikle bahar aylarında birçok insanın yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler. Halk arasında "saman nezlesi" olarak da bilinen polen alerjisi, vücudun çevredeki polenlere karşı aşırı duyarlılık geliştirmesi sonucu ortaya çıkar. Ağaçlar, çimenler ve yabani otlar tarafından üretilen polenler, rüzgar aracılığıyla yayılır ve solunum yoluyla vücuda girerek alerjik reaksiyonlara neden olur. Bu yazıda, polen alerjisinin nedenlerini, belirtilerini, tedavi yöntemlerini ve yaşam kalitenizi artırmaya yönelik önlemleri ayrıntılı bir şekilde inceleyeceğiz. Polen Alerjisi Nedir? Polen alerjisi, bağışıklık sisteminin polenlere karşı verdiği aşırı tepki sonucunda gelişen bir alerji türüdür. Polenler, bitkilerin üreme sürecinin bir parçası olarak ürettikleri mikroskobik tanelerdir. Çoğunlukla rüzgar yoluyla taşınan bu taneler, solunum yollarına girdiğinde bağışıklık sistemi polenleri bir tehdit olarak algılar ve aşırı bir yanıt verir. Bu yanıt, vücutta histamin ve diğer kimyasal maddelerin salınmasına yol açarak alerjik semptomların ortaya çıkmasına neden olur. Polen alerjisi genellikle mevsimsel bir alerjidir, yani polenlerin en yoğun olduğu bahar, yaz ve sonbahar aylarında daha fazla belirti gösterir. Ancak bazı bireylerde yıl boyu süren semptomlar da görülebilir. Polen alerjisi, özellikle alerjik rinit (saman nezlesi) ve alerjik konjunktivit (göz alerjisi) gibi solunum yolu hastalıklarıyla yakından ilişkilidir. Polen Alerjisinin Nedenleri Polen alerjisi, çevredeki bitkiler tarafından üretilen polenlere maruz kalındığında ortaya çıkar. Her bitki polen alerjisine neden olmasa da, bazı bitkilerin polenleri özellikle alerjik reaksiyonları tetikler. Aşağıda, polen alerjisinin başlıca nedenleri açıklanmıştır: 1. Ağaç Polenleri: Ağaç polenleri, özellikle ilkbahar aylarında en yaygın alerji tetikleyicilerindendir. Huş ağacı, meşe, çam ve zeytin ağaçları gibi bitkiler, alerjik reaksiyonlara neden olabilecek polenleri üretir. Bu ağaçların polenleri,... --- ### Kontakt Dermatit > Kontakt dermatit derinin bazı maddeler ile temas etmesi sonucu oluşan bir tür cilt reaksiyonudur. Bu cilt reaksiyonu hastanın günlük - Published: 2024-09-09 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kontakt-dermatit-nedir Kontakt dermatit derinin bazı maddeler ile temas etmesi sonucu oluşan bir tür cilt reaksiyonudur. Bu cilt reaksiyonu hastanın günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir ancak bilgi sahibi olmak ve gerektiğinde uzman desteği alarak başa çıkması daha kolay bir hal almaktadır.  Konkakt dermatitin irritan kontakt dermatit ve alerjik kontakt dermatit olmak üzere iki farklı türü bulunmaktadır. İrritan kontakt dermatit kimyasallar gibi cildin doğrudan tahriş edici maddelerle temas sonucu ortaya çıkar ve en sık rastlanan türüdür. Alerjik kontakt dermatit ise cildin alerjenlere maruz kalmasıyla gelişir ve bağışıklık sisteminin bu maddelere karşı gösterdiği reaksiyondur. Kontakt dermatitciltte kızarıklık, kaşıntı, kabarma gibi semptomlara neden olmaktadır. Bu durum hastanın günlük yaşamını önemli ölçüde etkileyebilir. Bu belirtiler ortaya çıktığında mutlaka uzman desteği alınmalıdır.   Kontakt Dermatit Neden Olur? Kontakt dermatit derinin irritanlara (tahriş edici maddeler) veya alerjenlere (alerjik reaksiyonlara sebep olan maddeler) maruz kalmasıyla tetiklenmektedir. İrritan kontakt dermatit en yaygın türüdür ve cildin deterjanlar veya solventler gibi kimyasallara maruz kalmasıyla oluşur. Alerjik kontakt dermatit ise belirli bir maddeye karşı gelişen alerjik bir reaksiyondur. Bu maddeler arasında nikel veya bazı kozmetik ürünleri bulunmaktadır.  Kontakt Dermatit Çeşitleri Nelerdir? Konkakt dermatitin irritan kontakt dermatit ve alerjik kontakt dermatit olmak üzere iki farklı türü bulunmaktadır. İrritan Kontakt Dermatitİrritan kontakt dermatit derinin çeşitli kimyasallarla doğrudan teması sonucunda meydana gelen en yaygın kontakt dermatit türüdür. Genellikle deterjanlar, asitler, alkoller ve çözücüler gibi maddelerin ciltle temas etmesiyle gelişir. İrritan kontakt dermatitin belirtileri arasında cildin kızarması, ağrı, yanma, kaşıntı, kuruma ve çatlamalar bulunmaktadır.  Alerjik Kontakt Dermatit Alerjik kontakt dermatit belirli maddelere karşı gelişen bir alerjik reaksiyon sonucunda ortaya... --- ### Ürtiker (Kurdeşen) Nedir? Ürtiker Nasıl Tedavi Edilir? > Ürtiker, halk arasında bilinen adıyla kurdeşen, ciltte aniden ortaya çıkan, kaşıntılı, kızarık ve kabarık döküntülerle karakterize bir cilt - Published: 2024-07-24 - Modified: 2025-02-14 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/urtiker-kurdesen-nedir-urtiker-nasil-tedavi-edilir Ürtiker, halk arasında bilinen adıyla kurdeşen, ciltte aniden ortaya çıkan, kaşıntılı, kızarık ve kabarık döküntülerle karakterize bir cilt rahatsızlığıdır. Ciltte kabarcıklar, çoğunlukla birkaç saat ile birkaç gün arasında kaybolur, ancak bazı durumlarda aylarca sürebilir ve tekrarlayıcı hale gelebilir. Ürtiker, hem çocuklarda hem de yetişkinlerde yaygın olarak görülen bir durumdur ve alerjik reaksiyonlardan, enfeksiyonlardan veya çevresel faktörlerden kaynaklanabilir. Bu makalede, ürtiker (kurdeşen) nedir, belirtileri, nedenleri, teşhis ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz. Ürtiker (Kurdeşen) Nedir? Ürtiker, ciltte kaşıntıya, kızarıklığa ve kabarcıklara neden olan bir cilt reaksiyonudur. Ürtikerin en belirgin özelliği, ciltte aniden beliren kabarık döküntülerdir. Bu döküntüler vücudun herhangi bir yerinde oluşabilir ve bir bölgeden diğerine yayılabilir. Ürtiker, ciltteki histamin gibi kimyasalların salınımı ile ortaya çıkar. Bu kimyasallar, kan damarlarının genişlemesine ve ciltte sıvı birikimine yol açarak kabarcıkların oluşmasına neden olur. Ürtiker, akut veya kronik olarak iki ana kategoriye ayrılır. Akut ürtiker, genellikle birkaç saat ile birkaç gün arasında süren bir durumdur ve çoğu zaman alerjik bir reaksiyonla tetiklenir. Kronik ürtiker ise altı haftadan uzun süren ve tekrarlayan ürtiker vakalarını ifade eder. Kronik ürtiker, genellikle alerjik olmayan faktörlerden kaynaklanır ve uzun süreli tedavi gerektirebilir. Ürtiker (Kurdeşen) Belirtileri Nelerdir? Ürtikerin en yaygın belirtisi, ciltte ani olarak ortaya çıkan kaşıntılı, kırmızı veya beyaz kabarık döküntülerdir. Ürtikerin belirtileri kişiden kişiye değişebilir ve belirtilerin şiddeti alerjik reaksiyonun büyüklüğüne bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ürtikerin en yaygın belirtileri şunlardır: Kaşıntılı Kabarıklıklar: Ciltte aniden beliren kaşıntılı kabarcıklar, ürtikerin en belirgin belirtisidir. Bu kabarcıklar farklı büyüklüklerde olabilir ve vücudun çeşitli bölgelerinde ortaya çıkabilir. Kızarıklık ve Şişlik: Ürtiker kabarcıkları... --- ### Astım Nedir? Belirtileri Nelerdir? > Astım, solunum yollarında daralma ve iltihaplanma ile karakterize, kronik bir solunum yolu hastalığıdır. Solunum yollarındaki bu daralma, - Published: 2024-07-17 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim Astım, solunum yollarında daralma ve iltihaplanma ile karakterize, kronik bir solunum yolu hastalığıdır. Solunum yollarındaki bu daralma, hava akışını kısıtlayarak nefes darlığı, hırıltılı solunum, öksürük ve göğüste sıkışma gibi belirtilere yol açar. Hem çocuklarda hem de yetişkinlerde görülebilen astım, yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir ve kontrol edilmediği durumlarda ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu makalede, astımın ne olduğu, belirtileri, nedenleri, türleri, tanı ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz. Astım Nedir? Astım, solunum yollarında iltihaplanma ve aşırı duyarlılık ile seyreden, kronik bir akciğer hastalığıdır. Alerjenler, hava kirliliği, egzersiz veya stres gibi tetikleyicilerle karşılaşıldığında solunum yollarında daralma meydana gelir. Bu daralma, hava akışını kısıtlayarak nefes almayı zorlaştırır. Astım atağı sırasında bronş kasları kasılır, mukus üretimi artar ve solunum yolları daralır, bu da astım belirtilerinin şiddetlenmesine yol açar. Astım hastalığı, hastanın yaşam kalitesini düşüren ve düzenli tedavi gerektiren bir durumdur. Ancak doğru tedavi ve önlemlerle astım semptomları kontrol altına alınabilir ve hastalar normal yaşamlarına devam edebilir. Astım neden olur? Astım hastalığının kesin nedeni bilinmemektedir ancak, çeşitli etkenlerin ve genetik faktörlerin birleşimi sonucunda ortaya çıktığı düşünülmektedir. Buna göre ailesinde astım bulunan bireyler diğerlerine oranla daha çok risk altındadır. Aynı zamanda egzama, alerjik nezle gibi alerji hastalığı bulunan bireylerin astım hastalığına yakalanma riski yükselmektedir. Astıma neden olabilecek çevresel faktörler aşağıdaki gibidir: Sigara dumanı Polen, hayvan kepeği ve küf gibi alerjenler Hava kirliliği Aşırı stres Solunum yolunda oluşan enfeksiyonlar Obezite Astım Belirtileri Nelerdir? Astım belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve genellikle tetikleyicilere maruz kalındığında artar. Astımın en yaygın belirtileri şunlardır: Nefes Darlığı: Astım atağı sırasında bronşların... --- ### Göğüs Hastalıkları Nedir? Hangi Hastalıkları Kapsar? > Göğüs hastalıkları, solunum sistemi ve akciğerlerle ilgili sağlık sorunlarını kapsayan bir tıp alanıdır. Bu branş, akciğerlerde, solunum - Published: 2024-07-16 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gogus-hastaliklari Göğüs hastalıkları, solunum sistemi ve akciğerlerle ilgili sağlık sorunlarını kapsayan bir tıp alanıdır. Bu branş, akciğerlerde, solunum yollarında ve göğüs bölgesindeki diğer yapılarda meydana gelen hastalıkları teşhis eder, tedavi eder ve yönetir. Özellikle akciğer kanseri, astım, KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) ve zatürre gibi yaygın hastalıkların tedavisinde göğüs hastalıkları uzmanları önemli bir rol oynar. Bu makalede, göğüs hastalıkları nedir, hangi hastalıkları kapsar, belirtileri ve tedavi yöntemleri gibi önemli bilgileri bulabilirsiniz. Göğüs Hastalıkları Nedir? Göğüs hastalıkları, akciğerlerin, solunum yollarının, bronşların, alveollerin ve göğüs kafesi bölgesindeki diğer yapıların sağlığı ile ilgilenen tıbbi bir alandır. Bu branş, solunum sistemini etkileyen rahatsızlıkları tanımlamayı, bu hastalıkları teşhis etmeyi, tedavi etmeyi ve önlem almayı amaçlar. Göğüs hastalıkları uzmanları, solunum yolunda meydana gelen tüm hastalıkların yönetimi konusunda eğitim almış uzmanlardır ve çeşitli tanı yöntemleri ile hastalığın kaynağını tespit eder. Göğüs hastalıkları bölümü, solunum sağlığı açısından yaşamsal bir öneme sahiptir. Özellikle KOAH, akciğer kanseri ve astım gibi solunum yoluyla ilgili rahatsızlıkların teşhis ve tedavisinde göğüs hastalıkları alanında uzmanlaşmış doktorlar tarafından yönetilen tedavi süreçleri büyük önem taşır. Göğüs Hastalıkları Hangi Hastalıkları Kapsar? Göğüs hastalıkları, solunum yolları ve akciğerlerde gelişen birçok hastalığı kapsar. Bu hastalıklardan bazıları şunlardır: 1. Astım Astım, solunum yollarının daralmasına ve hava akışının kısıtlanmasına neden olan kronik bir akciğer hastalığıdır. Çoğunlukla çevresel alerjenlere ve genetik faktörlere bağlı olarak gelişir. Astım atağı sırasında solunum yolu kasları sıkışır, mukus üretimi artar ve nefes darlığı, hırıltılı solunum ve öksürük gibi belirtiler görülür. 2. KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) KOAH, bronşit ve amfizem gibi uzun süreli solunum yolu rahatsızlıklarını kapsayan bir... --- ### Arı Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir? > Arı alerjisi arı sokması sonucunda oluşan alerjik bir reaksiyondur. Arılarda bulunan venom proteini, insan vücudunda bulunan - Published: 2024-07-11 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ari-alerjisi-nedir Arı alerjisi arı sokması sonucunda oluşan alerjik bir reaksiyondur. Arılarda bulunan venom proteini, insan vücudunda bulunan histamin adlı maddenin salgılanmasına neden olur. Böylelikle alerjik reaksiyon gelişmektedir. Arı sokması sonucunda bölgede kaşıntı, şişlik, ısı artışı gibi reaksiyonlar gözlemlenebilir. Tüm bu reaksiyonların çok şiddetli olarak gözlemlenmesi arı alerjisi olarak adlandırılmaktadır.  Arı Alerjisi Neden Olur? Arı alerjileri arı sokması sonucunda oluşmaktadır. Arı alerjisine genellikle bal arıları sebep olsa da, yaban arısı, eşek arısı gibi arı türleri de arı alerjisine neden olabilir. Arı alerjisinin temel nedeni bağışıklık sisteminin arılarda bulunan zehire karşı şiddetli reaksiyonlar göstermesidir. Arı sokması sonucunda bölgede görülen kaşıntı, kızarıklık, şişlik gibi semptomlar beklenenden çok daha şiddetli ise arı alerjisinin varlığından söz edilmektedir.  Arı Alerjisi Nasıl Anlaşılır? Arı alerjisinin oluşturduğu reaksiyon şiddeti kişiden kişiye göre değişiklik göstermektedir. Arı alerjisi tanısı koymak için hastanın yaşadığı semptomlar değerlendirilir ve arının soktuğu bölge incelenir. Bu reaksiyonlar arasında arının soktuğu bölgede şişlik, kızarıklık, kurdeşen, baş dönmesi, kusma bulunur. Meydana gelen reaksiyonlar şiddetli ise mutlaka uzman bir hekime başvurmakta fayda vardır. Böylelikle hastanın genel durumu incelenerek en uygun tedavi planlanır.  Arı Alerjisi Belirtileri Arı sokması sonucunda bölgede kızarıklık, şişlik gibi hafif belirtiler gözlemlenebilir. Bunlar beklenen durumlar arasındadır. Ancak reaksiyonlar çok şiddetli ise arı alerjisi olabilir. Arı alerjisi belirtileri iki farklı gruba ayrılmaktadır:Arı alerjisinin hafif belirtileri: Arının soktuğu bölgede şişlik Kızarıklık Kurdeşen (bölgede oluşan kabarcıklar) Hafif baş dönmesi Mide bulantısı Kusma Arı alerjisinin şiddetli belirtileri (Anafilaksi) Nefes darlığı Yutmada güçlük Kalp atışının hızlanması Düşük tansiyon Bilinç kaybı Yüz, dudak, boğaz veya dilde şişme Arı alerjisi tedavisi Arı alerjisi... --- ### Alerji Nedir? Belirtileri ve Çeşitleri Nelerdir? > Alerji, bağışıklık sisteminin normalde zararsız olan maddelere karşı gösterdiği aşırı duyarlılık reaksiyonudur. Bağışıklık sistemi, bakteri - Published: 2024-07-10 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-nedir-belirtileri-nelerdir Alerji, bağışıklık sisteminin normalde zararsız olan maddelere karşı gösterdiği aşırı duyarlılık reaksiyonudur. Bağışıklık sistemi, bakteri ve virüsler gibi zararlı mikroorganizmalarla savaşmak için doğal bir koruma mekanizmasıdır. Ancak bazı insanlarda, vücut çevresel maddelere (alerjenlere) aşırı tepki gösterir. Bu aşırı tepki, histamin gibi kimyasalların salınımına neden olur ve burun tıkanıklığı, hapşırma, kaşıntı gibi semptomlarla kendini gösterir. Alerji Çeşitleri Alerji türleri, alerjenin türüne ve vücudun hangi bölgesinde reaksiyon gösterdiğine göre sınıflandırılır. Mevsimsel Alerjiler: Polen alerjisi olarak da bilinen bu alerji türü, ilkbahar ve yaz aylarında polenlerin artışıyla ortaya çıkar. Özellikle ağaç polenleri, çimen polenleri ve yabani otlar gibi bitkiler bu dönemde yoğun miktarda polen salgılar. Bu alerjiye bağlı belirtiler arasında burun akıntısı, gözlerde kaşıntı, hapşırma ve boğazda kaşıntı yer alır. Gıda Alerjileri: Çocuklarda ve yetişkinlerde yaygın görülen gıda alerjileri, belirli gıdaların tüketilmesi sonucu vücutta oluşan alerjik reaksiyonları kapsar. Yaygın alerjenler arasında süt, yumurta, deniz ürünleri, fındık, yer fıstığı, buğday ve soya bulunur. Bu alerjiler anafilaksi gibi hayatı tehdit edebilecek ciddi reaksiyonlara da neden olabilir. İlaç Alerjileri: İlaçlara karşı alerji, vücutta döküntü, kaşıntı, nefes darlığı gibi reaksiyonlarla kendini gösterir. Özellikle antibiyotikler, ağrı kesiciler ve bazı kanser ilaçları alerjik reaksiyona neden olabilir. İlaç alerjileri aniden gelişebilir ve bu tür durumlarda derhal tıbbi müdahale gerekebilir. Evcil Hayvan Alerjisi: Kedi, köpek gibi evcil hayvanların deri döküntüleri, tüyleri veya idrarları bazı insanlarda alerjik reaksiyonları tetikleyebilir. Bu reaksiyonlar genellikle solunum yolu belirtileri (hapşırma, burun akıntısı) veya cilt belirtileri (kaşıntı, kızarıklık) şeklinde ortaya çıkar. Toz Akarı Alerjisi: Toz akarları evlerde bulunabilen mikroskobik canlılardır. Özellikle yatak, yastık, halı ve kumaş kaplı... --- ### Alerji Testi Nedir? Nasıl Yapılır? > Alerji testi bağışıklık sisteminin alerjen olarak bilinen maddelere karşı verdiği tepkiyi anlayarak, tepkiye neden olan alerjiyi tespit etmek - Published: 2024-06-05 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-testi-2 Alerji testleri, vücudun hangi maddelere karşı alerjik reaksiyon geliştirdiğini anlamak için uygulanan tanı testleridir. Alerjiler, bağışıklık sisteminin bazı maddelere karşı aşırı hassasiyet göstermesi sonucu ortaya çıkar. Bu maddeler genellikle polen, toz akarları, hayvan tüyü, bazı yiyecekler veya kimyasallar gibi alerjenlerdir. Alerji testleri, kişinin hangi alerjenlere karşı duyarlılık geliştirdiğini anlamak için yapılır. Bu makalede, alerji türleri, alerji testi çeşitleri, testlerin nasıl uygulandığı ve sonuçların ne anlama geldiği hakkında kapsamlı bilgi edinebilirsiniz. Alerji Testleri Kaç Yaşından İtibaren Yapılır? Alerji testleri, her yaşta yapılabilir. Ancak burada önemli olan bazı noktalar vardır. Alerji testleri genellikle gıdalara karşı yapılacaksa bir iki aylıktan sonra, astım ve alerjik nezle gibi hastalıklar için yapılacaksa 2-3 yaşından sonra yapılması tercih edilmektedir. Bunun sebebi ise gıda alerjilerinin gebelik sırasında başlaması ve doğum sonrası çok erken belirti vermesidir. Genellikle gıda alerjileri 1 yaşından önce başlar ve besin alerjilerinin çoğu 3 yaşından sonra düzelme eğilimi gösterir. Astım ve alerjik nezle gelişimi ise genellikle 2-3 yaşından sonra belirti göstermektedir. Alerji Testleri Nasıl Yapılır? Alerji testleri, kandan ve deriden yapılabilir. Yapılacak testin çeşidine göre uygulama ve değerlendirme yöntemleri değişiklik gösterebilir. Alerji Testi Çeşitleri Alerji testleri, bireyde alerjiye yol açan alerjenleri tespit etmek için farklı yöntemlerle yapılır. Bu testler arasında deri prick testi, kan testi, yama testi ve provokasyon testi bulunur. Her bir testin farklı uygulama yöntemleri ve kullanım alanları vardır. 1. Deri Prick Testi (Deri Delme Testi) Deri prick testi, solunum yolu ve gıda alerjilerini teşhis etmekte en yaygın kullanılan yöntemlerden biridir. Bu test, polen, hayvan tüyü, toz akarı ve bazı gıdalar gibi yaygın... --- ### Çocuk İmmünoloji ve Alerji Doktoru (Uzmanı) > Çocuk immünoloji ve alerji doktoru çocukluk döneminde görülen alerji hastalıkları ve bağışıklık sistemi hastalıkları ile ilgilenen - Published: 2024-06-05 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuk-immunoloji-ve-alerji-doktoru-uzmani Çocuklar, bağışıklık sistemlerinin henüz tam olarak gelişmemesi nedeniyle alerjik hastalıklara karşı oldukça hassastırlar. Çocuk alerji doktoru, çocuklarda görülen alerjik hastalıkların teşhis ve tedavisinde uzmanlaşmış hekimlerdir. Çocuklarda alerji, doğru teşhis ve tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu yazıda, çocuk alerji doktorlarının kim olduğunu, hangi hastalıklara baktıklarını ve tedavi süreçlerini detaylı bir şekilde ele alacağız. Çocuk Alerji Doktoru Nedir? Çocuk alerji doktoru (Pediatrik alerji ve immünoloji uzmanı), bebekler, çocuklar ve gençlerde görülen alerjik hastalıkları teşhis eden ve tedavi eden tıp uzmanlarıdır. Alerjiler, bağışıklık sisteminin çevresel maddelere (alerjenler) aşırı tepki vermesi sonucunda ortaya çıkar. Çocuklar, yiyecekler, polenler, hayvan tüyleri, toz akarları, böcek sokmaları veya ilaçlar gibi çeşitli alerjenlere karşı reaksiyon gösterebilirler. Çocuk alerji doktorları, bu alerjik reaksiyonları yönetmek ve çocuğun sağlığını korumak için tedavi planları geliştirir. Bu uzmanlar, pediatri alanında temel eğitim aldıktan sonra çocuklarda görülen alerjik hastalıklar üzerine ileri eğitim ve deneyim kazanmışlardır. Hem alerji hem de bağışıklık sistemi hastalıklarıyla ilgili geniş bir bilgi birikimine sahiptirler. Çocuk Alerji Doktoru Hangi Hastalıklara Bakar? Çocuk alerji doktorları, bebekler ve çocuklarda görülen çeşitli alerjik ve immünolojik hastalıkların teşhis ve tedavisini yaparlar. İşte çocuk alerji doktorunun baktığı başlıca hastalıklar: Gıda Alerjisi Gıda alerjisi, çocuklarda yaygın görülen alerjik hastalıklardan biridir. Çocuk alerji doktorları, süt, yumurta, fıstık, buğday, soya ve deniz ürünleri gibi gıdalara karşı gelişen alerjik reaksiyonları teşhis eder ve tedavi planı oluşturur. Gıda alerjileri ciddi anafilaksi riski taşıyabileceği için, doğru teşhis ve tedavi hayati önem taşır. Alerjik Rinit (Saman Nezlesi) Alerjik rinit, burun akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı ve... --- ### Alerjik Rinit (Alerjik Nezle) Nedir? Belirtileri Nelerdir? > Çocuklarda alerjik Rinit (Alerjik Nezle) Alerjik rinit diğer adıyla alerjik nezle birçok çocuk ve yetişkinde görülebilen alerjik bir - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-rinit-alerjik-nezle Alerjik rinit (alerjik nezle) söz konusu olduğunda, bağışıklık sistemimiz tipik olarak zararsız bir maddeye anormal tepki geliştirebilir. Bu maddeye alerjen denir. Bağışıklık sistemi, tipik olarak burun, boğaz, gözler, kulaklar, cilt ve ağız çatısında semptomlara neden olan histamin ve kimyasal aracıları serbest bırakarak alerjene yanıt verir. Alerjik Rinit Belirtileri Nelerdir? Alerjik rinit (Alerjik Nezle) belirtileri şunlardır: Burun, ağzın çatısı, boğaz ve gözlerde kaşıntı, Hapşırma, Burun tıkanıklığı, Burun akması, Göz sulanması, Göz altlarında koyu halkalar. Alerjik Rinit Tipleri Nelerdir? Alerjik rinit iki farklı şekilde ortaya çıkar: Mevsimsel:Mevsimsel alerjik rinit belirtileri ilkbahar, yaz ve erken sonbaharda ortaya çıkabilir. Genellikle havadaki küf sporlarına veya çimlerden, ağaçlardan ve yabani otlardan gelen polenlere karşı alerjik hassasiyete neden olurlar. Çok yıllık:Çok yıllık alerjik rinitli insanlar yıl boyunca semptomlar yaşarlar. Genellikle toz akarları, evcil hayvan tüyü veya kepeği, hamamböceği veya küften kaynaklanır. Altta yatan sebep olarak gizli besin alerjileri nadiren çok yıllık burun semptomlarına neden olur. Bazı insanlar, polen mevsiminde çok yıllık semptomların kötüye gitmesi ile her iki rinit türünü de yaşayabilir. Ayrıca sigara veya diğer duman, tahriş edici ürünler, temizlik ürünleri ve diğer güçlü kokuları içeren tahriş edici maddeleri içeren rinit için alerjik olmayan nedenler de vardır. Alerjik Rinit ve Nezle Arasındaki Fark Nedir? Nezle ve alerji belirtileri benzer olsa da, önemli farklılıklar da vardır. Hastalık geçmişindeki ve semptomların süresindeki değişiklikler sıklıkla hangi durumun mevcut olduğuna dair ipuçları sunar. İnsanlar, nezle veya alerjisi olup olmadığını belirlemeye çalışırken şu farklılıkları göz önünde bulundurmalıdır: Kaşıntılı ve sulu gözler genellikle semptomların alerjiye bağlı olduğunu belirten işaretlerdir. Ateş, özellikle çocuklarda, şiddetli... --- ### Alerjik Astım Balgam Yapar mı? Nedenleri ve Belirtileri > Alerjik astım balgam yapar mı? Alerjik astımın neden balgam oluşturduğu, bu balgamın nasıl yönetilebileceği - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-astim Alerjik astım, solunum yollarında iltihaplanma ve daralmaya yol açan kronik bir solunum yolu hastalığıdır. Alerjenlerle karşılaşıldığında tetiklenen bu durum, öksürük, nefes darlığı, hırıltılı solunum gibi belirtilerin yanı sıra balgam oluşumuna da neden olabilir. Peki, alerjik astım balgam yapar mı? Alerjik astımın neden balgam oluşturduğu, bu balgamın nasıl yönetilebileceği ve balgam miktarını azaltmak için alınabilecek önlemler hakkında detaylı bilgileri bu makalede bulabilirsiniz. Alerjik Astım Balgam Yapar mı? Evet, alerjik astım balgam oluşumuna neden olabilir. Alerjik astım, solunum yollarında hassasiyete yol açarak mukus üretimini artırır. Bu artış, solunum yollarını korumak için üretilen mukus veya balgam şeklinde ortaya çıkar. Alerjenlerle temas eden solunum yolları, kendini koruma amacıyla daha fazla mukus üretir. Bu durum, balgam oluşumuna ve bunun sonucunda öksürük ile mukusun dışarı atılma ihtiyacına yol açar. Alerjik astımda üretilen balgam genellikle şeffaf veya beyaz renktedir, ancak bazı durumlarda solunum yollarında enfeksiyon oluşursa balgam rengi sarı veya yeşilimsi olabilir. Balgam, özellikle astım atağı sırasında artarak nefes almayı zorlaştırabilir ve hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Alerjik Astımda Balgam Neden Oluşur? Alerjik astımda balgam oluşumunun birkaç nedeni vardır: Solunum Yolu İltihaplanması: Alerjenlerin solunum yollarına girmesi, bağışıklık sisteminin devreye girmesine ve iltihaplanmaya yol açar. Bu iltihaplanma, mukus üretimini tetikler ve balgam oluşumuna neden olur. Bronşların Daralması: Alerjik astım sırasında bronşlar daralır ve hava akışı zorlaşır. Bu daralma mukus birikimine yol açar ve balgam oluşumunu artırır. Alerjenlere Karşı Koruma Mekanizması: Solunum yolları, alerjenlere karşı koruma sağlamak amacıyla daha fazla mukus üretir. Bu mukus tabakası, alerjenlerin solunum yoluna daha fazla zarar vermesini önlemeye çalışır. Vücut Sıvı Dengesizliği: Alerjik astımda... --- ### Alerjik Astımda Bitkisel ve Alternatif Tedavi Yöntemleri > Bu makalede, alerjik astımda bitkisel ve alternatif tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-astimda-bitkisel-ve-alternatif-tedavi Alerjik astım, çevresel alerjenlere karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan kronik bir solunum yolu hastalığıdır. Polen, toz, hayvan tüyü ve bazı gıdalar gibi alerjenlerle tetiklenen alerjik astım, solunum yollarında daralma, öksürük, nefes darlığı ve hırıltı gibi semptomlarla kendini gösterir. Alerjik astımı tedavi etmek için genellikle ilaç tedavisi uygulanır; ancak bazı bitkisel ve alternatif tedavi yöntemleri, semptomları hafifletmek ve bağışıklık sistemini desteklemek amacıyla kullanılabilir. Bu makalede, alerjik astım için bitkisel ve alternatif tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz. Alerjik Astımda Bitkisel ve Alternatif Tedavi Mümkün mü? Alerjik astım, tamamen bitkisel veya alternatif yöntemlerle tedavi edilemeyen kronik bir hastalıktır. Ancak bitkisel ve alternatif tedavi yöntemleri, hastalık belirtilerini hafifletmek ve bağışıklık sistemini güçlendirmek için destekleyici bir rol oynayabilir. Bu yöntemler, tıbbi tedaviye alternatif olarak değil, tamamlayıcı tedavi olarak kullanılmalıdır. Bitkisel tedavi veya diğer alternatif yöntemleri denemek isteyen astım hastalarının, bu tür destekleri kullanmadan önce mutlaka doktorlarıyla görüşmeleri önemlidir. Alerjik astımda kullanılan bazı bitkisel ürünler ve alternatif yöntemler, solunum yollarındaki inflamasyonu azaltabilir, bağışıklık sistemini güçlendirebilir ve genel sağlığı destekleyebilir. Ancak bu ürünlerin kullanımı bireysel farklılıklar gösterebilir ve herkes için aynı etkiyi göstermeyebilir. Alerjik Astımda Kullanılan Bitkisel Tedavi Yöntemleri Alerjik astım belirtilerini hafifletmek için bazı bitkisel tedavi yöntemleri denenebilir. İşte alerjik astımda yaygın olarak kullanılan bazı bitkisel çözümler: 1. Zencefil Zencefil, antienflamatuar özellikleriyle bilinen bir bitkidir ve solunum yollarındaki iltihaplanmayı azaltarak astım semptomlarını hafifletebilir. Zencefil, ayrıca solunum yollarını genişletme etkisiyle bronşların rahatlamasına yardımcı olabilir. Nasıl Kullanılır? Zencefil, çay olarak tüketilebilir veya taze zencefil kökü çiğnenerek kullanılabilir. Günde 1-2 fincan zencefil çayı, solunum... --- ### İletişim > İstanbul Alerji İletişim , Nişantaşı Şubesi ve Ataşehir Şubesine ait konum bilgisi ve telefon bilgisine bu bölümden ulaşabilirsiniz. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-14 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/istanbul-alerji-iletisim İletişim Çağrı Merkezi: 0(850) 433 93 93 Whatsapp: +90 532 065 41 75 Tel: 0(216) 709 45 76 e posta: bilgi@istanbulalerji. com. tr Adres: Küçükbakkalköy mah. Merdivenköy Yolu cad. No:12 CZD Plaza 34750 Ataşehir / İSTANBUL PGlmcmFtZSBzcmM9Imh0dHBzOi8vd3d3Lmdvb2dsZS5jb20vbWFwcy9lbWJlZD9wYj0hMW0xNCExbTghMW0zITFkMTIwNDcuOTI4OTI4NTQ5MDghMmQyOS4xMDc0MTA0ITNkNDAuOTgxODY5OSEzbTIhMWkxMDI0ITJpNzY4ITRmMTMuMSEzbTMhMW0yITFzMHgxNGNhYzYzOThmYTBmN2UxJTNBMHg1NDIyNThhYWU3ZTU3MjRlITJzJUM0JUIwc3RhbmJ1bCUyMEFsZXJqaSUyMC0lMjBBdGElQzUlOUZlaGlyITVlMCEzbTIhMXN0ciEyc3RyITR2MTY3Njk2NTU1NDE4NyE1bTIhMXN0ciEyc3RyIiB3aWR0aD0iNjAwIiBoZWlnaHQ9IjQ1MCIgc3R5bGU9ImJvcmRlcjowOyIgYWxsb3dmdWxsc2NyZWVuPSIiIGxvYWRpbmc9ImxhenkiIHJlZmVycmVycG9saWN5PSJuby1yZWZlcnJlci13aGVuLWRvd25ncmFkZSI+PC9pZnJhbWU+ Şirketimizin Bilgileri İsim: Alerji Sağlık Hizmetleri Reklam ve Bilgisayar Limited Şirketi Vergi Dairesi: Kozyatağı Vergi no: 0510238690 Ticaret Sicil No: 892240 MERSİS No: 0051023869000015 Adres: Küçükbakkalköy Mah, Merdivenköy Yolu Caddesi, CZD Plaza, No 12, 34750, Ataşehir İstanbul Tel: 0216 709 45 88 Çağrı Merkezi: 0(850) 433 93 93 Fax: 0216 575 93 66 Email 1: bilgi@istanbulalerji. com. tr Email 2: bilgi@alerjisaglik. com. tr --- ### Sağlık Rehberi > Sağlık rehberi üzerinden tüm hastalıkları ve tedavi yöntemleriyle alakalı tüm bilgilere ulaşabilirsiniz. Detaylı bilgi için sağlık - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/saglik-rehberi Çocuklarda Alerjik Hastalıklar Alerji Alerji Testi Çocuk İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Astım Alerjik Rinit (Alerjik Nezle) Ev Tozu Akarları Göz Alerjisi Besin Alerjisi Egzama (Atopik Dermatit) İlaç Alerjisi Kurdeşen (Ürtiker) Kontakt Dermatit Bahar Alerjisi Polen Alerjisi Anafilaksi Herediter Anjioödem Evcil Hayvan Alerjisi Böcek Alerjisi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Grip Domuz Gribi Çocuklarda Beslenme ve Diyet Çocuk Beslenmesi ve Diyet Yetişkinlerde Alerjik Hastalıklar Yetişkinlerde Alerji Hastalıkları Yetişkin Alerji Uzmanı Yetişkinlerde Astım Yetişkinlerde Alerjik Rinit (Saman Nezlesi) Yetişkinlerde Besin Alerjisi Ürtiker (Kurdeşen) Yetişkinlerde Kontakt Ürtiker Yetişkinlerde Temas Alerjileri Yetişkinlerde İlaç Alerjisi Lokal Anestezik Alerjisi Yetişkinlerde Lateks Alerjisi Yetişkinlerde Metal Alerjisi Arı Alerjisi Yetişkinlerde Göğüs Hastalıkları Yetişkinlerde Göğüs Hastalıkları Yetişkin Göğüs Hastalıkları --- ### Soya Alerjisinde Beslenme > Soya alerjisi; bağışıklık sisteminin soya proteinlerini bir tehdit olarak algılayıp anormal reaksiyon gösterdiği alerji türüdür. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/soya-alerjisi-nedir Soya alerjisi; bağışıklık sisteminin soya proteinlerini bir tehdit olarak algılayıp anormal reaksiyon gösterdiği alerji türüdür. Bütün besin alerjilerinin %90’ından sorumlu olan sekiz ana besinden birisidir. Soya nedir? Soya baklagiller ailesinden, protein açısından zengin olan bir besin maddesidir ve proteinleri alerjiye sebep olur. Soya özellikle hazır yiyeceklerde; soya yağı, unu ve konsantre formunda kıvam vermek amacıyla kullanılır. Besin maddelerinde hayvansal kaynaklı proteinlerin yerine bitkisel kaynaklı protein olarak da tercih edilebilir. Hayvan yem ve gıdalarında sıkça bulunabilir. Bazı kişilerde soya alerjisi görülebilir. Soya İçeren Gıdalardan Korunmak İçin: Eğer çocuğunuza soya alerjisi tanısı konulduysa soya içeren besinlerden kaçınması gerekir. Herhangi bir ürünü satın almadan ve tüketmeden önce tüm ürün etiketini dikkatlice okuyun. Paketlenmiş gıda ürünleri ve içerikleri uyarı olmadan değişebilir. Bu nedenle; açıklama ve içindekiler kısmını ürünleri her alışınızda dikkatli bir şekilde okuyun. Eğer herhangi bir sorunuz olursa üretici firma ile iletişime geçin. Çocuğunuzun soya alerjisi olduğunu başkalarının da bilmesine izin verin. Çocuğunuza ‘ ben soya ve soya içeren besinleri yiyemem, hastalanırım’ demeyi öğretin. Soya alerjisi olduğunu gösteren bileklik veya kolye takılması faydalı olabilir. Çocuğunuza yemek hazırlarken kullandığınız tabak, çatal gibi mutfak gereçlerinin öncesinde soya ile temas etmişse tam olarak temizlendiğinden emin olunuz. Dışarıda yemek yerken restorandaki şef veya yetkili kişiye sipariş verdiğiniz yiyeceklerin soya içerip içermediğini ve soya içeren bir yiyecekle teması olup olmadığını mutlaka sormalısınız. KAÇINILMASI GEREKEN YİYECEKLER VE İÇERİKLER SOYA MADDELERİ Soya proteini, soya protein konsantresi, soya protein izolatı, izoflovanlar, saponinler,   nutraceuticals SOYA ÜRÜNLERİ Soya sütü, soya fıstığı, soya şekeri, soya yağı*, soya peyniri (tofu), soya dondurması, soya yoğurdu, soya... --- ### Buğday Alerjisi Nedir? > Buğday alerjisi, buğdayda bulunan proteinlere karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir alerjik hastalıktır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bugday-alerjisi-nedir Buğday alerjisi, buğdayda bulunan proteinlere karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir alerjik hastalıktır. Genellikle çocukluk döneminde görülen buğday alerjisi, yetişkinlerde de rastlanabilen bir durumdur. Buğday proteini içeren yiyeceklerin tüketilmesi ya da buğdayla temas edilmesi, alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bu makalede, buğday alerjisi hakkında bilinmesi gereken tüm detayları bulabilirsiniz: belirtiler, nedenler, teşhis ve tedavi yöntemleri. Buğday Alerjisi Belirtileri Buğday alerjisi belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve hafiften şiddetliye kadar değişen reaksiyonlar şeklinde ortaya çıkabilir. Buğday tüketimi veya buğdayla temas sonrası oluşabilecek yaygın belirtiler şunlardır: Cilt Reaksiyonları: Kaşıntı, kızarıklık, döküntüler, kurdeşen veya egzama benzeri belirtiler. Sindirim Sistemi Belirtileri: Bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal ve gaz problemleri. Solunum Yolu Reaksiyonları: Hapşırma, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, boğazda kaşıntı, nefes darlığı ve hırıltılı solunum. Anafilaksi: Şiddetli vakalarda anafilaksi olarak bilinen hayatı tehdit eden bir reaksiyon ortaya çıkabilir. Ani tansiyon düşüşü, nefes alma zorluğu, hızlı nabız ve bilinç kaybı gibi ciddi belirtilerle karakterizedir ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Buğday Alerjisinin Nedenleri Buğday alerjisi, vücudun buğdayda bulunan proteinleri yabancı madde olarak algılayıp bağışıklık sistemi üzerinden tepki göstermesiyle gelişir. Buğdayda dört ana alerjen protein bulunur: albumin, globulin, gliadin ve gluten. Bu proteinlerden herhangi birine karşı duyarlılık gelişebilir. Buğday alerjisinin ortaya çıkma nedenleri şu şekildedir: Genetik Faktörler: Ailede alerjik hastalığı olan bireylerin çocuklarında buğday alerjisi gelişme riski daha yüksektir. Alerji genetik yatkınlıkla bağlantılıdır. Bağışıklık Sistemi Tepkisi: Bağışıklık sistemi, buğday proteinlerini zararlı olarak tanımlar ve IgE antikorları üretir. Bu antikorlar, histamin ve diğer kimyasalları salarak alerjik reaksiyona yol açar. Çocukluk Döneminde Başlama Eğilimi: Buğday alerjisi çoğunlukla... --- ### Bal Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Bal alerjisi, bal tüketildiğinde veya bal ile temas edildiğinde bağışıklık sisteminin aşırı tepki göstermesi ile ortaya çıkan nadir - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bal-alerjisi Bal alerjisi, bal tüketildiğinde veya bal ile temas edildiğinde bağışıklık sisteminin aşırı tepki göstermesi ile ortaya çıkan nadir ancak ciddi bir alerji türüdür. Bal alerjisi genellikle çocukluk döneminde ortaya çıkar, ancak her yaşta görülebilir. Balın içerdiği polen, propolis, balmumu ve enzimler, hassas bireylerde alerjik reaksiyonları tetikleyebilir. Bu makalede bal alerjisi hakkında kapsamlı bilgi bulabilirsiniz: belirtileri, nedenleri, teşhis yöntemleri ve tedavi seçenekleri. Bal Alerjisi Belirtileri Bal alerjisinin belirtileri, kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve alerjinin şiddetine göre hafiften şiddetliye kadar değişen reaksiyonlarla ortaya çıkabilir. Bal tüketimi veya bal ile temas sonrası görülebilecek başlıca belirtiler şunlardır: Cilt Reaksiyonları: Kaşıntı, kızarıklık, döküntü ve kabarma gibi cilt belirtileri ortaya çıkabilir. Bazı vakalarda egzama benzeri reaksiyonlar da görülebilir. Sindirim Sistemi Belirtileri: Mide bulantısı, karın ağrısı, kusma ve ishal gibi sindirim sistemi rahatsızlıkları oluşabilir. Solunum Yolu Reaksiyonları: Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, öksürük, nefes darlığı ve hırıltılı solunum gibi solunum yolu belirtileri görülebilir. Oral Alerji Sendromu (OAS): Ağızda, dudaklarda, dilde ve boğazda kaşıntı veya hafif şişlik gibi belirtilerle kendini gösteren bu durum, bal tüketimi sonrasında sıklıkla görülür. Anafilaksi: Nadir vakalarda, bal alerjisi anafilaksiye yol açabilir. Anafilaksi; düşük tansiyon, solunum zorluğu, hızlı nabız ve bilinç kaybı gibi ciddi belirtilerle kendini gösterir ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Bal Alerjisinin Nedenleri Bal alerjisinin ana nedeni, balda bulunan bazı bileşenlerin bağışıklık sistemi tarafından zararlı olarak algılanması ve buna karşı tepki verilmesidir. Bal alerjisinin ortaya çıkmasına neden olan faktörler şunlardır: Polen Duyarlılığı: Balın içerdiği polenler, alerjik reaksiyonları tetikleyebilir. Polen alerjisi olan bireylerde bal alerjisi gelişme riski daha yüksektir. Balmumu, Propolis ve Diğer... --- ### Elma Alerjisi > Elma alerjisi olan kişiler, elma yedikten veya elmayla temas ettikten kısa bir süre sonra bir dizi belirti yaşayabilir. Elma alerjisinin - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/elma-alerjisi Elmalar, çeşitli besin öğeleri ve antioksidanlar içermeleri nedeniyle genellikle meyveler arasında en başta gelmektedir. Bazı serbest radikal hasarlarını bloke edebilen ve bağışıklık sistemini enfeksiyonlara veya hastalıklara karşı güçlendirebilen değerli bir C vitamini kaynağıdırlar. Elma aynı zamanda B vitaminleri, kalsiyum, potasyum ve fosfor içeren iyi bir diyet lifi kaynağıdır. Botanik olarak Malus Domestica olarak bilinen elma, ağaçlarda üretilen tatlı bir meyvedir. Elma çiğ olarak, pişirilerek veya sıkılarak tüketilebilir. Pek çok tarifte, özellikle tatlılarda kullanılan popüler bir yiyecektir. Elmaların ve elma ürünlerinin korunması için  konserve, kurutma veya dondurma yöntemi kullanılabilir. Konserve veya dondurulmuş elmalar genellikle turta veya hamur işleri gibi unlu mamullerde kullanılır.  İki tür yaygın elma alerjisi vardır. Huş ağacı-elma sendromu (veya huş ağacı-elma alerjisi) kuzey Avrupa'da yaygındır. Genellikle huş ağacı polenine alerjisi olan kişilerde bulunur. Alerjik reaksiyonlar, elmadaki huş ağacı polenine benzeyen protein tarafından tetiklenir. Bu elma alerjisinden muzdarip olanlar genellikle diğer meyve ve sebze alerjilerinden de etkilenir. Pişirme işlemi sırasında alerjen nötralize edildiğinden, bu reaksiyon yalnızca meyveyi çiğ tüketirken meydana gelir. Elmanın çeşitliliği, saklama koşulları ve yaş, mevcut alerjen miktarını değiştirebilir. Akdeniz bölgelerindeki popülasyonların şeftalilere benzerliklerinden dolayı elmalara tepki gösterir. Bu tür bir elma alerjisi genellikle kusma, karın ağrısı gibi daha şiddetli belirtiler gösterir ve tehlikeli olabilir. Ayrıca pişirmenin bu reaksiyona neden olan proteini parçalamadığına da dikkat edilmelidir. Taze hasat edilmiş, aşırı olgunlaşmış meyvelerin bu reaksiyona neden olan en yüksek protein seviyelerine sahip olması muhtemeldir. Elma alerjisi belirtileriElma alerjisi olan kişiler, elma yedikten veya elmayla temas ettikten kısa bir süre sonra bir dizi belirti yaşayabilir. Elma alerjisinin belirtileri, kişinin... --- ### İstanbul Barosu - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/13214-2 https://seopod. net/wp-content/uploads/2021/10/baro_banner_uzun-scaled. jpg --- ### Bebek Beslenmesinde Kullanılan Formüller Ve Mama Çeşitleri > Bebek Beslenmesinde mama ve formüller bazı durumlarda gereklidir. Bebeğinize uygun olan mamayı doktorunuz tavsiye edecektir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebek-beslenmesinde-kullanilan-formuller-ve-mama-cesitleri İnek Sütü Bazlı Formüller Bebek beslenmesinde mama ve formüllere bazı durumlarda ihtiyaç duyabilirsiniz. İnek sütü bazlı formüller, Dünya çapında kullanılan formül mamaların yaklaşık %80'ini oluşturmaktadır. İnek sütü bu tür mamaların temelini oluşturmasına rağmen, bebekler için daha güvenli hale getirmek amacıyla önemli ölçüde değiştirilir. Proteini daha sindirilebilir hale getirmek için ısıtma ve diğer yöntemler uygulanır. Konsantrasyonu anne sütüne eşit hale getirmek için daha fazla süt şekeri (laktoz) eklenir ve yağı azaltılır. Yağı yerine bebeklerin daha kolay sindirebileceği, bebek büyümesi için daha iyi olan bitkisel yağlar eklenir. İnek sütü formüllerine ilave demir eklenir. Demirle takviye edilmiş bu formüller son yıllarda bebeklik döneminde demir eksikliği anemisi oranını önemli ölçüde azaltmıştır. Bazı bebeklerin, ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli miktarda doğal demir rezervi yoktur. Bu nedenle demir takviyeli formülün, emzirilmeyen tüm bebekler için doğumdan bir yaşına kadar kullanılması önerilmektedir. Aynı zamanda birçok bebek mamasında, etlerde, yumurta sarısında ve demirle güçlendirilmiş tahıllarda ek demir bulunur. Düşük demirli formüller, bebeğinizin büyümesini ve gelişimini desteklemek için yeterli demir sağlamadığından kullanılmamalıdır. Bazı anneler bebek formülündeki demirin kabızlığa neden olduğunu düşünürler ancak bebek formülündeki demir miktarı bebeklerde kabızlığa neden olmaz. Çoğu formülde, bebeğin beyin ve göz gelişimi için önemli olan yağ asitleri; dokosaheksaenoik asit (DHA) ve araşidonik asit (ARA) bulunur. Bazı formüller ayrıca "yararlı" bakteri türleri olan probiyotiklerle de güçlendirilmiştir.  Diğer formüller ise, sağlıklı bağırsak astarını destekleyen maddelerden olan ve doğal insan sütü oligosakkaritlerini taklit etmek için üretilmiş prebiyotiklerle güçlendirilmiştir. Hidrolize Formüller Başka bir formül mama tipi hidrolize edilmiş formüllerdir.  Genellikle "sindirilmiş" mamalar olarak adlandırılırlar. Protein içerikleri daha kolay sindirilebilen küçük proteinlere... --- ### Patates Alerjisi Nedir? > Patates alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin patateste bulunan belirli proteinlere karşı aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/patates-alerjisi-nedir Patates alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin patateste bulunan belirli proteinlere karşı aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir gıda alerjisidir. Patates, dünya genelinde çok yaygın olarak tüketilen bir gıda olduğu için, bu alerjiye sahip olan bireyler günlük yaşamda dikkatli olmak zorundadır. Patates alerjisi, nadir görülen bir alerji türüdür, ancak belirtiler hafif rahatsızlıklardan hayatı tehdit eden şiddetli reaksiyonlara kadar değişebilir. Patates alerjisi, genellikle çiğ patatese karşı daha yaygın olsa da, bazı bireyler pişmiş patatese karşı da alerjik reaksiyon gösterebilir. Bağışıklık sistemi patateste bulunan proteinleri zararlı bir madde olarak algılar ve IgE antikorları üreterek alerjik reaksiyona neden olur. Patates Alerjisinin Belirtileri Nelerdir? Patates alerjisi olan kişilerde alerjik belirtiler, patates tükettikten kısa bir süre sonra ortaya çıkabilir. Belirtiler hafif olabilirken, bazı durumlarda ciddi reaksiyonlar da görülebilir. Patates alerjisinin belirtileri şunlar olabilir: Hafif Belirtiler: Ağızda ve boğazda kaşıntı: Patates yedikten sonra ağız ve boğazda kaşıntı hissi olabilir. Ciltte kızarıklık ve kaşıntı: Patatese temas eden bölgelerde kaşıntı ve döküntüler görülebilir. Gözlerde sulanma ve kaşıntı: Patates tüketimi veya patates buharına maruz kalma sonucu gözlerde sulanma ve kaşıntı meydana gelebilir. Orta Şiddetli Belirtiler: Karın ağrısı ve ishal: Patates alerjisi olan bireylerde sindirim sistemi sorunları, özellikle karın ağrısı, mide bulantısı, ishal veya kusma görülebilir. Burun akıntısı ve hapşırma: Alerjik reaksiyonlar arasında burun akıntısı, hapşırma ve tıkalı burun yer alabilir. Solunum zorlukları: Patates alerjisi olan kişilerde nefes almada zorluk, hırıltı ya da öksürük ortaya çıkabilir. Şiddetli Belirtiler: Anafilaksi: Nadir durumlarda, patates alerjisi anafilaksiye yol açabilir. Anafilaksi, alerjik reaksiyonların en şiddetli hali olup, acil tıbbi müdahale gerektiren bir durumdur. Anafilaksi belirtileri... --- ### Acı Bakla - Lupin Alerjisi > Lupin alerjisi ise , farklı coğrafi bölgelerde, değişken yaygınlık oranları ile ortaya çıkan bir gıda alerjisi çeşididir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/aci-bakla-lupin-alerjisi Acı bakla, özellikle acı bakla unu şeklinde Akdeniz ülkelerinde sık tüketilen ve kullanılan bir baklagildir. Lupin alerjisi ise, farklı coğrafi bölgelerde, değişken yaygınlık oranları ile ortaya çıkan bir gıda alerjisi çeşididir. Akdeniz ülkelerinde ve Avustralya'da daha yaygındır, Kuzey Amerika ve Kuzey Avrupa'da ise nadir rastlanır. Acı Bakla - Lupin Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Lupin alerjisi reaksiyonları, diğer gıda alerjenlerinde görülen belirtilere benzerdir.          Lupin alerjisi belirtileri; Kurdeşen,  Ağızda kaşıntı,  Yüzde, dil veya boğazda şişme,  Karın ağrısı,  Bulantı,  Kusma,  Burun akıntısı,  Nefes almada güçlük,  Öksürük,  Hırıltı ve  Düşük kan basıncı olabilir. Daha önce 'gizli' acı bakla içeren ticari ürünlerin yutulması sonucu anafilaksi vakalarına rastlanmıştır. Acı bakla yutulması veya solunmasının astım belirtilerini tetikleyebilir. Acı bakla alerjenleri, kaynatma ve mikrodalga ısıtma gibi normal pişirme prosedürlerine dirençlidir. Yer fıstığı ve acı bakla alerjisi arasında bir bağlantı var mıdır? Acı bakla alerjisi, hem yer fıstığı alerjisi olan hem de yer fıstığına alerjisi olmayan hastalarda ortaya çıkabilir. Acı bakla ve yer fıstığı baklagil ailesine ait olduğundan, bilinen çapraz reaksiyon vardır. Deri prick testi oranları ile araştırılan çapraz reaktivite, %44'e varan yüksek oranda rapor edilmiştir. Yapısal olarak benzer olduğu ve çapraz reaktiviteden sorumlu olduğu bulunan spesifik alerjenik proteinler arasında acı bakla b-conglutin ve yer fıstığı Ara h3; acı bakla b-conglutin ve fıstık Arah 1; ve acı bakla PR-10 proteini ve fıstık Arah 8 yer alır. Acı bakla alerjisinde TeşhisHerhangi bir gıda alerjisinde olduğu gibi, acı bakla alerjisinin değerlendirilmesi ve teşhisi, bir alerji uzmanı tarafından yapılmalıdır. Doktor kararıyla deri prick testi veya kandan besine özgü spresifik... --- ### Susam Alerjisi Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Susam alerjisi, bağışıklık sisteminin susam tohumlarına veya susam ürünlerine (susam yağı gibi) karşı anormal bir tepki vermesiyle - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/susam-alerjisi Susam alerjisi, bağışıklık sisteminin susam tohumlarına veya susam ürünlerine (susam yağı gibi) karşı anormal bir tepki vermesiyle ortaya çıkan bir gıda alerjisidir. Vücut, susam proteinlerini zararlı bir madde olarak algılar ve bu proteinlere karşı antikorlar üretir. Bu durum, çeşitli alerjik reaksiyonlara yol açar. Özellikle son yıllarda susam alerjisinde belirgin bir artış gözlemlenmiştir. Bu artış, susamın birçok işlenmiş gıdada yaygın olarak kullanılması ve beslenme alışkanlıklarının değişmesiyle ilişkilendirilmektedir. Susam Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Susam alerjisinin belirtileri, kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve hafif semptomlardan hayatı tehdit edici reaksiyonlara kadar uzanabilir. Susam alerjisi olan bir kişi, susam veya susam içeren bir ürüne maruz kaldığında şu belirtileri gösterebilir: Deri Reaksiyonları: Kaşıntı, kızarıklık, kurdeşen (ürtiker), egzama. Sindirim Sistemi Belirtileri: Mide bulantısı, kusma, ishal, karın ağrısı. Solunum Yolu Belirtileri: Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, hırıltılı solunum, nefes darlığı, öksürük. Anafilaksi: Anafilaksi, ciddi ve hayatı tehdit eden bir alerjik reaksiyondur. Susam alerjisi olan bazı kişilerde anafilaksi gelişebilir ve bu durum acil tıbbi müdahale gerektirir. Anafilaksinin belirtileri arasında hızlı nabız, tansiyon düşüklüğü, bilinç kaybı ve solunum güçlüğü yer alır. Susam Alerjisine Neden Olan Faktörler Susam alerjisinin temel nedeni, bağışıklık sisteminin susam proteinlerini yanlışlıkla bir tehdit olarak algılamasıdır. Bu durumun nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı risk faktörleri alerji geliştirme olasılığını artırabilir: Genetik Yatkınlık: Ailede gıda alerjisi olan bireylerin susam alerjisi geliştirme olasılığı daha yüksektir. Diğer Gıda Alerjileri: Fıstık, ceviz gibi diğer gıda alerjilerine sahip olan kişilerin susam alerjisi geliştirme riski de artabilir. Coğrafi ve Kültürel Faktörler: Susamın yaygın olarak tüketildiği ülkelerde (örneğin, Orta Doğu ve Asya ülkeleri) susam alerjisi daha... --- ### İstanbul Alerji > İstanbul Alerji, alerji sağlık hizmetleri reklam ve bilgisayar limitet şirketinin patentli markasıdır. Detaylı bilgi için tıklayınız. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-01-24 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ Özel SağlıkSigortalarıhttps://istanbulalerjimerkezi. com. tr/wp-content/uploads/2021/11/acibadem. pnghttps://istanbulalerjimerkezi. com. tr/wp-content/uploads/2021/11/allianz. pnghttps://istanbulalerjimerkezi. com. tr/wp-content/uploads/2021/10/Anadolu-Sigorta. pnghttps://istanbulalerjimerkezi. com. tr/wp-content/uploads/2021/10/turkiye-sigorta-1. pnghttps://istanbulalerjimerkezi. com. tr/wp-content/uploads/2021/10/Axa-Sigorta-A. S. pnghttps://istanbulalerjimerkezi. com. tr/wp-content/uploads/2021/10/Mapfre-Genel-Sigorta. png Daha fazla bilgi almak için 0(850) 433 93 93 numarasından ulaşabilirsiniz. BlogdanBaşlıklar Tümünü Göster Astım ve Alerji İlaçlarıNasıl Kullanılır? Çocuklarda Astım Alerji İlaçları Nasıl Kullanılır? Tümünü Göster Yetişkinlerde Astım Alerji İlaçları Nasıl Kullanılır? Tümünü Göster --- ### Bebek ve Çocuklarda Egzama Belirtileri ve Tedavisi > Bu yazıda, bebek ve çocuklarda egzama belirtilerini, nedenlerini, teşhis ve tedavi yöntemlerini ele alacağız. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-14 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-nedir-atopik-dermatit Egzama, bebek ve çocuklarda sıkça görülen kronik bir cilt rahatsızlığıdır. Tıbbi adıyla "atopik dermatit" olarak bilinen bu hastalık, cildin kurumasına, kaşınmasına ve iltihaplanmasına neden olur. Egzama, bebeklerin ve çocukların yaşam kalitesini etkileyebilir ve ebeveynler için endişe kaynağı olabilir. Bu yazıda, bebek ve çocuklarda egzama belirtilerini, nedenlerini, teşhis ve tedavi yöntemlerini ele alacağız. Bebek ve Çocuklarda Egzama Nedir? Egzama, genellikle ciltte kaşıntı, kızarıklık ve kuruluk ile karakterize edilen bir cilt hastalığıdır. Bebeklerde ve küçük çocuklarda egzama, ciltte hassasiyetin artması ve iltihaplanma ile ortaya çıkar. Bebek egzaması genellikle 6. ay civarında başlar ve çocukluk boyunca devam edebilir. Çoğu çocukta egzama ergenlik döneminde hafifleyebilir veya tamamen geçebilir. Egzama, atopik dermatit adı verilen türü ile en yaygın olanıdır. Atopik dermatit, cildin dış etkenlere karşı aşırı tepki göstermesi sonucu ortaya çıkar ve genellikle genetik faktörlerle ilişkilidir. Bebeklerde egzama, cildin ince ve hassas olması nedeniyle daha belirgin hale gelir. Bebek ve Çocuklarda Egzamanın Belirtileri Bebek ve çocuklarda egzama belirtileri, cildin belirli bölgelerinde kuruluk, kaşıntı ve kızarıklık ile kendini gösterir. Belirtiler genellikle cildin hassas olduğu bölgelerde, örneğin yüz, dirsekler, dizler, bilekler, eller ve ayaklarda ortaya çıkar. Bebeklerde egzama belirtileri şunlardır: Kuru ve Pul Pul Cilt: Ciltte kuruma ve dökülme, egzamanın yaygın belirtilerindendir. Cilt kurudukça, kaşıntı ve rahatsızlık artabilir. Kaşıntı: Kaşıntı, egzamanın en yaygın ve rahatsız edici belirtisidir. Bebekler genellikle ciltlerini kaşımaya çalışırken huzursuz olur. Kızarıklık: Ciltte belirgin bir kızarıklık ve iltihaplanma görülebilir. Sıvı Dolan Kabarcıklar: Şiddetli egzama vakalarında ciltte sıvı dolu kabarcıklar oluşabilir. Bu kabarcıklar patladığında, ciltte kabuklanma meydana gelebilir. Kalınlaşmış Cilt: Uzun süreli kaşıma sonucu cilt... --- ### Bebeklerde İlk Ay Beslenme Ve Emzirme > Bebeklerde beslenme, son derece önemlidir. Bebekler besin değerlerini ilk 6 ay anne sütünden alabilirler. Sonra ek gıdaya geçilir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ilk-ay-beslenme-ve-emzirme Bebeklerde beslenme, son derece önemli konulardan biridir. Anne sütü veya mama ilk altı ay boyunca bebeğin tek besin kaynağı, ikinci altı ay boyunca ise beslenmesinde temel kaynak olarak yer almalıdır. Anne sütü şartlar uygun olduğu takdirde 24 ay boyunca bebek beslenmesinde olmalıdır. Bu süre boyunca düzenli kontroller eşliğinde büyümenin izlenmesi en iyi yoldur. Bebeklerde beslenme hakkında bazı önemli noktalar: Düzenli bir beslenme modeli oluşturmak; katı bir zaman çizelgesi, süreli emzirme veya her beslenmede bebeğin tam 120 ml yemesi konusunda ısrarcı olmak anlamına gelmez.  Bebeğinizin sinyallerine dikkat edip, ihtiyaçları doğrultusunda ona yaklaşım göstermek daha önemlidir.  Bebek eğer biberonla besleniyorsa, yeterince doymadığında beslenmesinin sonunda ağlayacaktır.  Öte yandan, ilk on dakika içinde doyduğunda durabilir ve uykuya dalabilir. İlk ay boyunca, emzirilen bebeklerin refleks olarak memeye doğru hareket etmesi veya yumruklarını ağızlarına yerleştirmeleri beslenmeye ilgi duyduklarını gösterir.  Ağlamak açlığın geç bir işaretidir. Bebeğiniz günde iki ile üç saatte bir, ortalama sekiz ile on iki kez beslenmelidir.  İlk ay boyunca bebeğiniz gece ve gündüz beslenmelidir. Genel olarak, bebeğiniz on beş ile yirmi dakika içinde yeterince beslenir. İlk memede iyi beslendikten sonra hala aç davranıyorsa veya bebek bezi değişikliği sırasında uyanıyorsa, emzirme için diğer memeyi sunun. Büyüme atakları, her bebek için farklı zamanlarda ortaya çıkar.  İkinci haftanın başı ve üç-altı hafta arasında bebeğiniz normalden daha fazla büyüme atakları yaşayabilir.  Fiziksel olarak bir büyüme fark etmemiş olsanız bile, bebeğin vücudu önemli şekillerde değişir ve bu zamanlarda ekstra kaloriye ihtiyaç duyabilir. Daha sık emzirme, annenin vücudu tarafından daha fazla süt üretimini de teşvik edecektir. Bebeğinizin beslenme sorunu varsa,... --- ### Turunçgil Alerjisi > Turunçgil (Portakal - Limon - Greyfurt) Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Turunçgil alerjisi olan çoğu insan, yemek yedikten sonra veya çiğ - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/turuncgil-alerjisi Turunçgil alerjisi olan çoğu insan, yemek yedikten sonra veya çiğ turunçgillerden yapılan bir içecekten sonra belirtiler yaşar. Belirtiler genellikle lokalize olur, yani çiğ meyvenin cildinize dokunduğu yerde gözlemlersiniz. Turunçgil Alerjisi Belirtiler Şunları İçerir: Dudak, dil ve boğazda yoğun karıncalanma ve kaşıntı, Dudakların ve diş etlerinin kızarması ve hafif şişmesi. Bunlar oral alerji sendromunun (OAS) belirtileridir. Turunçgillere tepki gösteren OAS'li bireyler genellikle, meyveleri pişirildiklerinde yiyebilirler. Meyveyi yıllardır sorunsuz yiyor olsanız bile belirtiler hayatın ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkabilir. Turunçgil kabuğuna alerjisi olan kişiler, turunçgil kabuğu ile temas ettiklerinde kontakt dermatit belirtileri yaşayabilir. Alerjik kontakt dermatit, cildinizin bir alerjenle temas etmesinden sonra iltihaplı kimyasallar salgılanmasına neden olur.  Portakal ve Limon Alerjisi Belirtiler ise şöyledir; Cilt kızarıklığı, Ciltte yanma, Aşırı kaşıntı, Kuru, pul pul cilt, Şişme, Kabarcıklar. Nadir durumlarda turunçgil alerjisi, anafilaksi olarak da adlandırılan sistemik alerjik reaksiyona neden olabilir. Anafilaksi tıbbi bir acil durumdur ve yaşamı tehdit edebilir. Anafilaksi belirtileri aşağıdaki gibidir: Kurdeşen, Kızarmış cilt, Nefes almayı zorlaştırabilen ağız ve boğazda şişme, Astım, Mide bulantısı, kusma veya ishal, Kan basıncında düşüş.   Anafilaksi belirtilerinden herhangi birini yaşıyorsanız, acil tıbbi yardım almanız gerekir. Turunçgil (Portakal - Limon) Alerjisi Nedenleri Nelerdir? Alerjik reaksiyon, bağışıklık sisteminizin  sizin için bir tehdit oluşturmayan maddelere karşı aşırı savunmasından kaynaklanır. Bu maddeler alerjen olarak bilinir. Bağışıklık sisteminiz bir alerjene tepki verdiğinde belirtiler ortaya çıkar. Çiğ turunçgillere alerjik reaksiyonlar bazen polen alerjisi olan kişilerde çapraz reaksiyon olarak görülür. Bazen de turunçgillerin kabukları ile temas ettikten sonra alerjik reaksiyon yaşanabilir. Ayrıca, anafilaksi olarak bilinen ciddi bir alerjik reaksiyona neden olabilen  bazı turunçgil... --- ### Muz Alerjisi > Muz alerjisi, vücudun muzda bulunan proteinlere karşı verdiği aşırı bağışıklık tepkisi sonucu ortaya çıkan bir gıda alerjisidir. Muz, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/muz-alerjisi Muz alerjisi, vücudun muzda bulunan proteinlere karşı verdiği aşırı bağışıklık tepkisi sonucu ortaya çıkan bir gıda alerjisidir. Muz, genellikle sağlıklı bir meyve olarak tüketilir, ancak bazı bireylerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Muz alerjisi, vücudun muzda bulunan belirli proteinleri zararlı olarak algılayıp, immünoglobulin E (IgE) antikorları üretmesiyle ortaya çıkar. Bu durum, histamin ve diğer kimyasal maddelerin salınımına yol açarak alerjik belirtiler oluşturur. Muz alerjisi, lateks alerjisi olan kişilerde daha yaygındır ve bu durumda "Lateks-Gıda Sendromu" olarak bilinen çapraz reaksiyon görülebilir. Muz alerjisi hafif reaksiyonlardan şiddetli reaksiyonlara kadar değişiklik gösterebilir ve hem çocuklarda hem de yetişkinlerde ortaya çıkabilir. Muz Alerjisinin Belirtileri Nelerdir? Muz alerjisi belirtileri, muz tüketildikten birkaç dakika ila birkaç saat içinde ortaya çıkabilir. Reaksiyonun şiddeti kişiden kişiye değişebilir. Muz alerjisinin yaygın belirtileri şunlardır: Hafif Belirtiler: Ağız ve boğazda kaşıntı: Muz alerjisi olan kişiler, muz tükettikten sonra ağız ve boğazda kaşıntı ve yanma hissi yaşayabilir. Dudaklarda ve dilde şişlik: Dudaklar, dil ve ağız çevresinde şişme, kaşıntı ve karıncalanma meydana gelebilir. Gözlerde kaşıntı ve sulanma: Gözlerde kaşıntı, kızarıklık ve sulanma alerjik bir reaksiyonun belirtisi olabilir. Ciltte kızarıklık ve döküntü: Muz alerjisi olan kişilerde ciltte döküntüler ve kaşıntılar ortaya çıkabilir. Orta Şiddetli Belirtiler: Karın ağrısı ve mide bulantısı: Muz yedikten sonra karın ağrısı, mide bulantısı ve bazen kusma görülebilir. İshal ve gaz: Sindirim sistemi belirtileri arasında ishal, gaz ve şişkinlik olabilir. Burun tıkanıklığı ve hapşırma: Alerjik rinit benzeri belirtiler, muz alerjisinin bir parçası olarak ortaya çıkabilir. Şiddetli Belirtiler: Anafilaksi: Nadir de olsa, muz alerjisi olan bazı kişilerde hayatı tehdit eden bir reaksiyon olan... --- ### Kaju Alerjisi > Kaju alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin kajuya karşı aşırı hassasiyet göstermesiyle ortaya çıkar. Fındık ve kuruyemiş alerjilerinin bir - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kaju-alerjisi Kaju alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin kajuya karşı aşırı hassasiyet göstermesiyle ortaya çıkar. Fındık ve kuruyemiş alerjilerinin bir türü olan kaju alerjisi, genellikle ciddi reaksiyonlara neden olabilir ve çocuklarda ve yetişkinlerde görülme sıklığı giderek artmaktadır. Bu alerji, genellikle ömür boyu sürer ve çeşitli belirtilerle kendini gösterebilir. Kaju Alerjisinin Belirtileri Nelerdir? Kaju alerjisi, hafiften hayati tehlikeye yol açabilecek ciddi reaksiyonlara kadar değişken belirtilerle kendini gösterebilir. Yaygın belirtiler şunlardır: Cilt reaksiyonları: Kızarıklık, kaşıntı, kurdeşen Sindirim sistemi sorunları: Mide bulantısı, kusma, ishal, karın ağrısı Solunum sorunları: Burun akıntısı, hapşırma, öksürük, nefes darlığı Anafilaksi: Ciddi bir alerjik reaksiyon olan anafilaksi, ani kan basıncı düşüşü, solunum zorluğu ve bilinç kaybına yol açabilir ve acil müdahale gerektirir. Kaju Alerjisinin Nedenleri Kaju alerjisinin nedenleri henüz tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı faktörlerin bu alerji riskini artırdığı düşünülmektedir: Genetik yatkınlık: Ailesinde alerjik hastalık öyküsü olan kişilerde kaju alerjisi riski daha yüksektir. Diğer kuruyemiş alerjileri: Fıstık ya da diğer kuruyemişlere alerjisi olan bireylerde kaju alerjisi gelişme olasılığı artabilir. Bağışıklık sistemi: Bağışıklık sisteminin aşırı hassasiyet göstermesiyle tetiklenir ve vücut, kajuda bulunan proteinlere yabancı madde olarak tepki verir. Kaju Alerjisi Tanısı Nasıl Konulur? Kaju alerjisi tanısı için bir alerji uzmanına başvurmak önemlidir. Tanı sürecinde kullanılan yöntemler: Deri prick testi: Deriye uygulanan bir testle, kajuya karşı hassasiyet olup olmadığı kontrol edilir. Kan testleri (spesifik IgE testi): Kaju alerjisi tanısında kan testiyle alerjen spesifik IgE antikorları ölçülür. Gıda yükleme testi: Alerji uzmanı gözetiminde yapılan bu test, vücudun kajuya karşı vereceği reaksiyonun doğrudan gözlemlenmesini sağlar. Kaju Alerjisi Tedavi Yöntemleri Kaju alerjisi tedavisinde ilk ve en önemli... --- ### Blog > İstanbul Alerji, Blog sayfasında güncel olarak alerji ve çocuk hastaları hakkında bilgiler paylaşılmaktadır. Blogumuzu takip edin. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-01-28 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/blog --- ### Besin Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Besin alerjisi, bağışıklık sisteminin belirli gıdalara karşı aşırı tepki göstermesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Genellikle çocukluk - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/besin-alerjisi-nedir-belirtileri-nelerdir Besin alerjisi, bağışıklık sisteminin belirli gıdalara karşı aşırı tepki göstermesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Genellikle çocukluk döneminde ortaya çıkan bu alerji türü, bazı bireylerde ömür boyu devam edebilir. Yaygın besin alerjenleri arasında süt, yumurta, fıstık, ceviz, balık ve kabuklu deniz ürünleri yer alır. Besin alerjileri, hafif cilt reaksiyonlarından hayatı tehdit eden anafilaksiye kadar geniş bir yelpazede semptomlara neden olabilir. Bu makalede, besin alerjisi hakkında kapsamlı bilgi bulabilirsiniz: belirtileri, nedenleri, teşhis yöntemleri ve tedavi seçenekleri. Besin Alerjisi Belirtileri Besin alerjisinin belirtileri, kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve alerjinin şiddetine bağlı olarak farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Besin alerjisi olan bireylerde görülebilecek başlıca belirtiler şunlardır: Cilt Reaksiyonları: Kaşıntı, kızarıklık, döküntüler, kabarma ve ürtiker (kurdeşen) gibi cilt reaksiyonları görülebilir. Sindirim Sistemi Belirtileri: Mide bulantısı, karın ağrısı, kusma ve ishal gibi sindirim sistemi sorunları yaygın belirtiler arasındadır. Solunum Yolu Reaksiyonları: Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, öksürük, nefes darlığı ve hırıltılı solunum gibi solunum yolu semptomları oluşabilir. Oral Alerji Sendromu (OAS): Özellikle meyve ve sebze alerjilerinde ağız, dudak, dil ve boğazda kaşıntı ve hafif şişlik gibi belirtiler gözlenebilir. Anafilaksi: Bazı vakalarda besin alerjisi anafilaksiye yol açabilir. Anafilaksi; düşük tansiyon, solunum zorluğu, hızlı nabız ve bilinç kaybı gibi hayati tehlike taşıyan belirtilerle kendini gösterir ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Besin Alerjisinin Nedenleri Besin alerjisinin ana nedeni, bağışıklık sisteminin belirli gıdalardaki proteinleri zararlı olarak algılayıp bu proteinlere karşı aşırı tepki göstermesidir. Besin alerjisinin ortaya çıkmasına neden olan başlıca faktörler şunlardır: Genetik Yatkınlık: Ailede alerji öyküsü olan bireylerde besin alerjisi gelişme riski daha yüksektir. Bağışıklık Sistemi Tepkisi: Bağışıklık sistemi,... --- ### Buğday Alerjisinde Beslenme > Buğday Alerjisinde Beslenme, Buğday alerjisi bağışıklık sisteminin buğdayın içinde bulunan proteinleri bir tehdit olarak yanlış - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bugday-alerjisinde-beslenme Buğday alerjisinde beslenme, buğday alerjisi bağışıklık sisteminin buğdayın içinde bulunan proteinleri bir tehdit olarak yanlış algıladığında ve ona saldırdığında buğday alerjisi ortaya çıkar. Buğday Alerjisinde Beslenme Nasıl Olmalı Eğer çocuğunuza buğday alerjisi tanısı konuldu ise buğday içeren besinlerden kaçınmanız gerekmektedir. Paketli ürün satın alırken mutlaka etiketini okumalı ve emin olamadığınız durumlarda firmayı arayabilir veya doktorunuza danışabilirsiniz. Dışarıda yemek yerken, restorandaki şef veya yetkili kişiye sipariş verdiğiniz yiyeceklerin buğday içerip içermediğini ve buğday içeren bir yiyecekle teması olup olmadığını mutlaka sorun Eğer çocuğunuzun yaşı uygunsa buğday alerjisi olduğunu ve ‘’Ben buğday yiyemem hastalanırım’’ demeyi öğretmelisiniz. Mümkünse buğday alerjisi ibaresi olan bileklik veya kolye takılması faydalı olabilir Çocuğunuza yemek hazırlarken buğday ile temas etmiş bardak, tabak, çatal gibi mutfak gereçlerini tam olarak temizlendiğinden emin olarak kullanmalısınız. KAÇINILMASI GEREKEN YİYECEKLER VE İÇERİKLER BUĞDAY ÇEŞITLERI Buğday, bulgur, yarma BUĞDAY ÜRÜNLERI Buğday glüteni, buğday nişastası, buğday çimi, tohumu, irmik, kuskus (süt, yumurta ve bulgur içerir), hidrolize buğday proteini MAKARNALAR Buğday ve gluten içeren tüm makarnalar, şehriye UNLU MAMÜLLER, BİSKÜVİLER Ekmek, mayasız ekmek, Unlar (Bütün un çeşitleri, bisküviler, çok amaçlı un , tam buğday unu, kek unu ,kepekli un, makarnalık un, galeta unu), pizza, simit, börek, çörek, gofret, kek, krep, gözleme, pide, lahmacun, hamburger, tostlar, krakerler, sıcak veya soğuk tahıl ürünleri ÇORBALAR Erişte veya makarna içeren çorbalar, şehriye çorbaları, un ilave edilen çorbalar, tarhana çorbası, gluten içeren çorbalar ETLER İşlenmiş etler, köfte, galata ununa veya una batırılarak kızartılmış tavuk, tavuk nugget, balık gibi et ürünleri, sosis TATLILAR Buğday unu veya nişastası içeren pastalar, ve tatlılar, Browni,... --- ### Çikolata Alerjisi Nedir? > Çikolata alerjisi, bağışıklık sisteminin çikolataya verdiği aşırı tepkiyle ilgilidir, ancak bazı kişiler çikolataya karşı alerjiden ziyade - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cikolata-alerjisi-nedir Çikolata, başta kakao çekirdekleri olmak üzere çeşitli bileşenlerin birleşiminden oluşur. Kakao çekirdeklerinin işlenmesiyle elde edilen çikolatanın içeriğinde, alerjik reaksiyonlara neden olabilecek çok sayıda bileşen bulunur. Çikolata alerjisi, çikolatanın içerdiği bileşenlere karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkar. Vücut, bu bileşenleri tehdit olarak algılar ve IgE antikorları üreterek alerjik belirtilerin oluşmasına neden olur. Çikolata alerjisi nadir görülmekle birlikte, kakao veya çikolatanın bileşenlerine karşı duyarlılığı olan bireylerde ciddi sorunlara yol açabilir. Çikolata Alerjisinin Altında Yatan Sebepler Çikolata alerjisine neden olabilecek bazı yaygın alerjenler şunlardır: Kakao Proteinleri: Çikolatanın ana bileşeni olan kakao, belirli proteinler içerir ve bu proteinler bazı bireylerde alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Süt ve Süt Ürünleri: Özellikle sütlü çikolatalarda yer alan süt ve süt ürünleri, laktoza veya süt proteinine karşı hassasiyeti olan kişilerde alerjik belirtilere neden olabilir. Fındık ve Kuruyemişler: Çikolataların çoğunda tat ve doku zenginliği sağlamak amacıyla fındık, fıstık, badem gibi kuruyemişler bulunur. Bu kuruyemişler, yaygın alerjenler arasında yer alır ve çikolata tüketimi sırasında reaksiyon riski taşır. Soya Lesitini: Çikolata üretiminde sıklıkla emülgatör olarak kullanılan soya lesitini de bazı kişilerde alerjiye neden olabilir. Tatlandırıcı ve Katkı Maddeleri: Çikolatalarda kullanılan yapay tatlandırıcılar ve katkı maddeleri, alerjiye yol açabilecek kimyasallar içerebilir. Çikolata Alerjisi ile İntolerans Arasındaki Farklar Çikolata alerjisi, bağışıklık sisteminin çikolataya verdiği aşırı tepkiyle ilgilidir, ancak bazı kişiler çikolataya karşı alerjiden ziyade intolerans geliştirebilir. Çikolata intoleransı olan bireyler, çikolata tüketimi sonrası mide rahatsızlıkları, gaz veya şişkinlik gibi sindirim sorunları yaşarken, alerjide cilt, solunum veya sindirim sistemine etki eden daha ciddi belirtiler ortaya çıkabilir. Alerji ile intoleransı ayırt etmek tedavi... --- ### Çemen Otu Alerjisi > Çemen otu alerjisi tüketiminden veya temasından sonra, vücudun herhangi bir yerinde ürtiker veya ağızda karıncalanma ortaya çıkabilir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cemen-otu-alerjisi Çemen otu alerjisi, çemen tüketiminde veya temasından sonra, vücudun herhangi bir yerinde ürtiker veya ağızda karıncalanma ortaya çıkabilir. Çemen otu alerjisi belirtilerinden bazıları ise şunlar; Yüzde, boğazda ve / veya ağızda şişlik, Nefes almada güçlük, Şiddetli astım, Karın ağrısı, bulantı ve kusma. Aşırı alerjik durumlarda kan basıncında hızlı bir düşüş (anafilaktik şok) olabilir, kişide bilinç kaybı oluşabilir. Nadir durumlarda ise, gıda alerjilerinde ölüm meydana gelebilir. Çemen otuna alerjisi olan kişilerde, yemek yemek, belirtilerin ortaya çıkmasının yalnızca bir nedenidir. Çemen otu tozunun solunmasıyla da alerji belirtileri tetiklenebilir. Aynı zamanda , kepek tedavisi olarak kafa derisine çemen otu macunu uyguladıktan sonra, yüzünde şişlik ve hırıltı gelişen kronik astımlı bir hastada alerjiye rastlanmıştır. Çemen Otu Nerelerde Kullanılır? Bütün ve öğütülmüş çemen otu tohumları, köri tozları, baharat karışımları ve çaylar dahil birçok yiyeceği tatlandırmak için kullanılır. Filizlenen tohumlar salatalara eklenebilir veya pişirilebilir. Çemen otu tohumundan elde edilen uçucu yağlar, taklit akçaağaç şurubu, vanilya bileşimleri, meyan kökü, turşu ve diğer yiyeceklerde gıda aroması olarak kullanılabilir. Kavrulmuş tohum kahve yerine geçer. Çemen otuna alerjisi olan kişilerin gıda etiketlerini dikkatlice okumaları tavsiye edilir. Dışarıda yemek yerken veya paket yemek satın alırken mutlaka yiyeceğin içerik bilgisi sorgulanmalıdır. Çemen Otu Alerjisi ve Yer Fıstığı Yer fıstığı alerjisi olan bazı insanlar çemen otuna da tepki gösterirler (her ikisi de baklagillerdir ve bu nedenle yakından ilişkilidir). Bunun nedeni, iki gıdadaki proteinlerin yapı bakımından benzer olması kaynaklı  çapraz reaksiyondur. Çemen otu alerjisi olan bazı kişiler diğer baklagillere de (nohut, soya, mercimek veya acı bakla gibi) tepki verebilir. Tanı konmuş çemen alerjiniz bulunması... --- ### Soğan Alerjisi > Soğan alerjisi, bağışıklık sisteminin soğandaki belirli proteinleri zararlı olarak algılayıp aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkar. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sogan-alerjisi Soğan alerjisi, bağışıklık sisteminin soğandaki belirli proteinleri zararlı olarak algılayıp aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkar. Genellikle çiğ soğanın tüketimiyle tetiklenen bu alerji, bazı kişilerde pişmiş soğan ya da soğan türevlerine (soğan tozu gibi) karşı da görülebilir. Soğan, günlük hayatta sıkça kullanılan bir sebze olduğundan bu alerjiyle yaşamak bazı zorluklar yaratabilir. Bağışıklık sistemi, soğandaki proteinlere karşı IgE antikorları üretir ve bu da histamin salınımına yol açar. Histamin, alerjik belirtilerin ortaya çıkmasında rol oynayan kimyasal bir bileşiktir. Soğan Alerjisinin Belirtileri Nelerdir? Soğan alerjisi olan kişilerde alerjik belirtiler genellikle soğan tükettikten birkaç dakika ila birkaç saat içinde ortaya çıkabilir. Belirtiler kişiden kişiye farklılık gösterebilir, ancak yaygın olarak şu semptomlar gözlemlenir: Hafif Belirtiler: Ağız ve boğazda kaşıntı: Soğan yedikten hemen sonra ağız ve boğazda rahatsız edici bir kaşıntı hissi olabilir. Gözlerde yaşarma ve kaşıntı: Soğana temas sonrası gözlerde kaşıntı, kızarıklık ve sulanma yaşanabilir. Ciltte kızarıklık ve döküntü: Soğana dokunulduğunda ciltte yer yer kızarıklıklar ve döküntüler oluşabilir. Orta Şiddetli Belirtiler: Mide bulantısı ve kusma: Soğan yedikten sonra mide bulantısı ve kusma ortaya çıkabilir. Karın ağrısı ve ishal: Soğan alerjisi olan bireylerde karın krampları, aşırı gaz ve ishal görülebilir. Solunum güçlüğü: Soğan alerjisi, solunum yollarında daralmaya yol açarak nefes darlığına veya hırıltıya neden olabilir. Şiddetli Belirtiler: Anafilaksi: Soğan alerjisi olan bazı bireylerde nadir de olsa anafilaksi gelişebilir. Anafilaksi, acil tıbbi müdahale gerektiren hayatı tehdit eden bir durumdur. Belirtileri arasında hızlı kalp atışı, şiddetli nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü ve bilinç kaybı bulunur. Soğan Alerjisinin Nedenleri Nelerdir? Soğan alerjisinin temel nedeni, bağışıklık sisteminin soğandaki spesifik proteinleri zararlı olarak... --- ### İlaç Alerjisi: Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri > İlaç alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin bir ilacı tehlikeli olarak algılayarak aşırı tepki vermesi sonucunda gelişen bir reaksiyondur. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-ilac-alerjisi İlaçlar, birçok hastalığın tedavisinde hayati öneme sahip olabilir, ancak bazı kişilerde ilaçlara karşı istenmeyen alerjik reaksiyonlar gelişebilir. İlaç alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin ilaca aşırı tepki vermesiyle oluşan bir durumdur. Bu reaksiyonlar hafif olabileceği gibi, bazen hayatı tehdit edici şiddette de olabilir. İlaç alerjileri, genellikle antibiyotikler, ağrı kesiciler ve bazı aşılarda yaygın olarak görülür. İlaç alerjisi belirtileri, nedenleri, teşhis yöntemleri, tedavi yaklaşımları ve korunma yollarını anlamak, hem hastaların hem de sağlık uzmanlarının bu durumla başa çıkmasında önemli bir rol oynar. Bu yazıda, ilaç alerjisi hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz. İlaç Alerjisi Nedir? İlaç alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin bir ilacı tehlikeli olarak algılayarak aşırı tepki vermesi sonucunda gelişen bir reaksiyondur. Normalde zararsız olan ilaç, vücut tarafından "yabancı bir madde" olarak algılanır ve bağışıklık sistemi bu duruma yanıt olarak antikorlar üretir. Bu durum, ilaçla tekrar karşılaşıldığında alerjik reaksiyonların meydana gelmesine yol açar. Alerjiye neden olan her ilaç, farklı bir reaksiyonun tetikleyicisi olabilir, ancak tüm reaksiyonlar bağışıklık sisteminin aşırı duyarlılığına dayanır. İlaç alerjisi ile ilaç yan etkileri karıştırılmamalıdır. Yan etkiler, ilacın doğrudan vücutta oluşturduğu istenmeyen etkilerken, alerjik reaksiyonlar bağışıklık sistemi aracılığıyla gelişir ve vücut, ilaca karşı bir savunma tepkisi gösterir. İlaç Alerjisinin Nedenleri İlaç alerjisinin gelişiminde birçok faktör rol oynar. Bu alerji genellikle belirli ilaçlara karşı gelişir ve kişinin bağışıklık sisteminin tepkisi ile ilişkilidir. İşte ilaç alerjisinin yaygın nedenleri: 1. Genetik Yatkınlık: Ailede ilaç alerjisi öyküsü olan bireylerde, ilaçlara karşı alerji geliştirme riski daha yüksek olabilir. Genetik yatkınlık, bağışıklık sisteminin belirli ilaçlara karşı daha hassas olmasına neden olabilir. 2. Tekrarlayan İlaç Kullanımı: Bazı ilaçların uzun... --- ### Bahar Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir? > Bahar alerjisi, mevsimsel alerji olarak bilinen ve bahar aylarında polenlerin yayılmasıyla ortaya çıkan alerjik bir durumdur. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-bahar-alerjisi Bahar alerjisi, mevsimsel alerji olarak bilinen ve bahar aylarında polenlerin yayılmasıyla ortaya çıkan alerjik bir durumdur. Baharın gelmesiyle bitkilerin polen yayması, özellikle polenlere hassas bireylerde burun akıntısı, hapşırma, gözlerde sulanma ve kaşıntı gibi belirtilere yol açar. Bahar alerjisi, çocuklardan yetişkinlere kadar her yaş grubunda görülebilir ve günlük yaşamı olumsuz etkileyebilir. Bu makalede, bahar alerjisi hakkında kapsamlı bilgi bulabilirsiniz: belirtileri, nedenleri ve tedavi yöntemleri. Bahar Alerjisi Belirtileri Bahar alerjisi olan bireylerde polenlerin yoğun olduğu dönemlerde bazı tipik alerji belirtileri ortaya çıkar. Bahar alerjisinin yaygın belirtileri şunlardır: Burun Akıntısı ve Hapşırma: Bahar alerjisinin en yaygın belirtilerindendir. Sürekli hapşırma, burun akıntısı ve burun tıkanıklığı gibi belirtiler sıkça görülür. Gözlerde Kaşıntı ve Sulanma: Polenlere karşı hassasiyeti olan bireylerde gözlerde kaşıntı, sulanma, kızarıklık ve yanma hissi yaşanabilir. Bu durum “alerjik konjonktivit” olarak da adlandırılır. Boğaz Kaşıntısı ve Öksürük: Polenlerin solunum yollarına ulaşması sonucu boğazda kaşıntı, kuruluk ve öksürük oluşabilir. Ciltte Kaşıntı ve Kızarıklık: Bazı bireylerde ciltte kaşıntı ve hafif döküntüler meydana gelebilir. Özellikle polenlere temas eden bölgelerde bu tür belirtiler daha sık gözlemlenir. Yorgunluk ve Halsizlik: Bahar alerjisi nedeniyle solunum yollarında yaşanan rahatsızlıklar, genel yorgunluk ve halsizlik hissine neden olabilir. Bahar Alerjisinin Nedenleri Bahar alerjisinin temel nedeni, polenlerdir. Bitkilerin çoğalma sürecinde yaydıkları polenler, bahar aylarında havada yoğun bir şekilde bulunur ve alerjiye yatkın bireylerde alerjik reaksiyonlara yol açar. Bahar alerjisinin nedenleri şunlardır: Polenler: Ağaçlar, çimenler, yabani otlar gibi bitkiler, bahar aylarında polen yayarak alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Polenler, burun ve solunum yollarına temas ettiğinde alerji belirtileri ortaya çıkar. Hava Koşulları: Sıcaklık, rüzgar ve nem gibi... --- ### Yumurta Alerjisinde Beslenme > Yumurta alerjisinde beslenme, yumurta alerjisi bağışıklık sisteminin yumurta içerisindeki proteinleri vücuda zararlı olarak algılayarak aşırı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yumurta-alerjisinde-beslenme Yumurta alerjisinde beslenme son derece dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Yumurta alerjisi bağışıklık sisteminin yumurta içerisindeki proteinleri vücuda zararlı olarak algılayarak aşırı reaksiyon gösterir. Yumurta Alerjisinde Beslenme Nasıl Olmalı? Eğer çocuğunuza yumurta alerjisi tanısı konuldu ise yumurta içeren besinlerden kaçınmanız gerekmektedir. Herhangi bir ürünü satın almadan ve tüketmeden önce tüm ürün etiketini dikkatlice okuyun. Paketlenmiş gıda ürünleri ve özellikleri uyarı olmadan değişebilir, bu sebeple açıklama kısmını bu ürünü her alışınızda dikkatli bir şekilde okuyun. Eğer herhangi bir sorunuz olursa, üretici firma ile iletişime geçin. Çocuğunuzun yumurtaya alerjisi olduğunu başkalarının da bilmesine izin verin. Çocuğunuza ‘’ Ben yumurta yemem,  hastalanırım ‘’ demeyi öğretin. Mümkünse yumurta alerjisi ibaresi olan bileklik veya kolye takması faydalı olabilir Çocuğunuza yemek hazırlarken yumurta ile temas etmiş tabak, çatal gibi mutfak gereçlerini tam olarak temizlendiğinden emin olarak kullanmalısınız. Dışarıda yemek yerken, restorandaki şef veya yetkili kişiye sipariş verdiğiniz yiyeceklerin yumurta içerip içermediğini ve yumurta içeren bir yiyecekle teması olup olmadığını mutlaka sormalısınız.  KAÇINILMASI GEREKEN YİYECEKLER VE İÇERİKLER YUMURTA ÇEŞITLERI Tavuk kuş, kaz yumurtası gibi tüm yumurta çeşitleri YUMURTA ÜRÜNLERİ Omlet, menemen, krep, surimi (beyaz balıkların ezilmesiyle yapılan işlenmiş gıda türü), kurutulmuş yumurta, tam yumurta, yumurta beyazı, yumurta sarısı, güçlendirilmiş yumurta, yumurta katısı YUMURTA BİLEŞENLERİ Yumurta proteini, globulin, albumin (Albumen), silici albüminat, lizozim, livetin, ovo veya ova ile başlayan içerikler (ovalbumin, ovomukoid, ovotransferrin, ovoglobulin, ovovitella, ovomüsin, ovovitellin), simplesse, vitellin MAKARNALAR Bazı makarnalar, yumurtalı erişte, spaghetti ŞEKERLER Krema ile doldurulmuş çikolatalı şekerler, marshmallow (Marşmelov) (Yumuşak şeker), şekerlemeler, yumuşak şekerler, bazı çubuklu şekerler ÇORBALAR Şehriye çorbası, et sulu çorba, UNLU... --- ### Güneş Alerjisi (Polimorf Işık Erüpsiyonu) Nedir? > Güneş alerjisi, tıbbi adıyla polimorf ışık erüpsiyonu, güneş ışığına maruz kalındığında ciltte kızarıklık, kaşıntı ve döküntü oluşmasıyla - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gunes-alerjisi Güneş alerjisi, tıbbi adıyla polimorf ışık erüpsiyonu, güneş ışığına maruz kalındığında ciltte kızarıklık, kaşıntı ve döküntü oluşmasıyla karakterize bir cilt rahatsızlığıdır. Güneş alerjisi olan bireyler, özellikle güneşli havalarda dışarı çıktıklarında ciltlerinde kaşıntı ve kızarıklık gibi alerjik reaksiyonlar yaşar. Bu durum, özellikle ilkbahar ve yaz aylarında daha belirgin hale gelir. Güneş alerjisi günlük yaşamı etkileyebilir ve bireylerin dış mekanda zaman geçirmesini zorlaştırabilir. Bu makalede, güneş alerjisi nedir, belirtileri, nedenleri, teşhis ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Güneş Alerjisi (Polimorf Işık Erüpsiyonu) Nedir? Güneş alerjisi, ultraviyole (UV) ışınlarına karşı cildin aşırı duyarlılık göstermesi sonucu ortaya çıkan bir cilt alerjisi türüdür. Güneşe maruz kalma sonrası ciltte kızarıklık, kaşıntı ve kabarcıklar oluşur. Bu durum, bağışıklık sisteminin UV ışınlarını tehdit olarak algılaması ve buna aşırı tepki vermesi sonucu meydana gelir. Güneş alerjisi, hafif kaşıntılı döküntülerden ciddi cilt tahrişlerine kadar farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Güneş alerjisi, sıklıkla yüz, boyun, kollar ve bacaklar gibi güneşe doğrudan maruz kalan bölgelerde görülür. Polimorf ışık erüpsiyonu (PMLE) olarak da bilinen bu durum, her yaş grubunda ortaya çıkabilir ve özellikle açık tenli bireylerde daha yaygın görülür. Güneş Alerjisi (Polimorf Işık Erüpsiyonu) Belirtileri Nelerdir? Güneş alerjisi belirtileri, güneşe maruz kaldıktan sonra birkaç dakika ile birkaç saat içinde ortaya çıkar. Belirtilerin şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterebilir, ancak güneş alerjisinin en yaygın belirtileri şunlardır: Ciltte Kızarıklık: Güneş ışığına maruz kalan bölgelerde kızarıklık oluşur. Kaşıntı ve Yanma Hissi: Ciltte kaşıntı ve yanma hissi meydana gelir. Bu belirtiler, güneş ışığına maruz kalma süresi arttıkça şiddetlenebilir. Kabarcıklar ve Döküntüler: Güneş alerjisi, ciltte küçük kabarcıklar veya döküntüler... --- ### Mercimek Alerjisi > Mercimek alerjisi olan hastaların yaklaşık % 20'si şiddetli ve sistemik belirtilerle kendini gösterir, ancak en yaygın olanı deri - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/mercimek-alerjisi Mercimek, yer fıstığı, soya fasulyesi ve fasulye gibi yiyeceklerin bulunduğu baklagiller ailesinin bir üyesidir. En sık tüketilen üç ana mercimek türü vardır. Bunlar; kahverengi mercimek, yeşil mercimek ve kırmızı mercimektir. Mercimek, bir bitki tohumudur. Oldukça besleyicidir ve mineral, protein ve lif açısından zengindir. Yüksek protein içeriği nedeniyle, genellikle et yerine kullanılır. Soya fasulyesinden sonra, kalori başına en yüksek protein oranına sahiptir. Düzenli mercimek tüketimi obezite, şeker hastalığı ve kalp problemlerini azaltır. Mercimek genellikle çorbalarda, salatalarda kullanılır ve bebek mamalarını zenginleştirmek için tahıl unu haline getirilebilir. Tohumlar müsilajlı ve müshildir. Çeşitli bağırsak rahatsızlıklarının tedavisinde yardımcı oldukları düşünülmektedir.  Genç tohum kabukları çiğ yenebilir veya yeşil fasulye gibi pişirilebilir. Baklagiller alerjenlerinin çoğunun ortak bir özelliği ısıya, kimyasallara ve bazı proteolitik denatürasyonlara karşı doğal dirençleri olmalarıdır. Mercimek Alerjisi BelirtileriMercimek alerjisi olan hastaların yaklaşık %20'si şiddetli ve sistemik belirtilerle kendini gösterir, ancak en yaygın olanı deri reaksiyonlarıdır. Baklagiller alerjisinin belirtilerinden bazıları şunlardır; Kurdeşen, Kaşıntılı dil , Şişmiş veya uyuşmuş dudaklar, Kaşıntılı boğaz, Burun tıkanıklığı, Hapşırma, Astım, Rinit, Solunum problemi, Oral alerji sendromu, Dil, yüz ve boğazda şişme, Kurdeşen, Deride kızarıklık, kaşıntı ve Anafilaksidir. Mercimek bütün olarak tüketilecekse, yüzeyinde bulunan zararlı toksinleri yok etmek için fazladan 15 dakika kaynatılmalıdır. Kişi, pişirilen mercimek buharını teneffüs etse bile alerjik reaksiyon görülebilir. Mercimek Alerjisinde  Çapraz ReaksiyonKlinik çalışmalar, baklagiller ailesinin üyeleri arasında çok az çapraz reaktivite olduğunu göstermektedir. Mercimeğe alerjik reaksiyon gösteren kişilerde en sık  yer fıstığı,nohut,bezelyeve fasulyeye de alerjik reaksiyona rastlanır. Mercimek Alerjisinde Teşhis ve ÖnlemeMercimek tüketimi veya teması sonrası yukarıda yer alan belirtilerden herhangi birini görürseniz, teşhis için... --- ### İncir Alerjisi > İncir alerjisi, vücudun incirdeki bazı proteinlere karşı bağışıklık sistemi tepkisiyle ortaya çıkan bir gıda alerjisidir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/incir-alerjisi İncir alerjisi, vücudun incirdeki bazı proteinlere karşı bağışıklık sistemi tepkisiyle ortaya çıkan bir gıda alerjisidir. Oldukça nadir görülse de, incir alerjisi hem taze hem de kuru incir tüketimiyle tetiklenebilir. Bu alerji, incirde bulunan proteinlere karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi sonucunda meydana gelir ve ağız, solunum yolları, cilt ve sindirim sisteminde çeşitli belirtilere neden olabilir. İncir Alerjisi Belirtileri Nelerdir? İncir alerjisinin belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve hafiften şiddetliye kadar değişebilir. İncir alerjisi, diğer meyve alerjileri gibi bazı ortak belirtilere sahiptir: Ağız ve Boğazda Kaşıntı veya Şişlik: En yaygın semptomlardan biridir; dudaklarda, dilde ve boğazda kaşıntı hissi meydana gelebilir. Cilt Reaksiyonları: Kurdeşen, kaşıntı, kızarıklık ve döküntü şeklinde ciltte alerjik reaksiyonlar görülebilir. Sindirim Problemleri: Mide bulantısı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi gastrointestinal semptomlar ortaya çıkabilir. Solunum Sorunları: Burun akıntısı, hapşırma, öksürük ve nefes almada güçlük olabilir. Anafilaksi: Nadir fakat ciddi bir durum olan anafilaksi, hayatı tehdit eden bir alerjik reaksiyondur. Ani tansiyon düşüşü, nefes almada zorluk, hızlı nabız ve bilinç kaybı gibi belirtilerle acil müdahale gerektirir. İncir Alerjisinin Nedenleri İncir alerjisi, incirde bulunan belirli proteinlere karşı vücudun aşırı duyarlılık göstermesiyle oluşur. İncir alerjisinin başlıca nedenleri arasında şu faktörler öne çıkar: Profilin Proteinleri: İncirde bulunan profilin proteinleri bazı kişilerde bağışıklık sistemi tarafından yabancı madde olarak algılanarak alerjik reaksiyona neden olabilir. Lateks-İncir Sendromu: Bazı insanlar incir ve lateks arasında çapraz reaksiyon gösterir. Bu durum, hem incir hem de lateks alerjisi olan bireylerde görülebilir. Diğer Meyvelere Alerji: İncir, bazı bireylerde diğer meyve türlerine karşı alerji riskini artırabilir. Özellikle kivi, muz veya avokado gibi... --- ### Domuz Gribi (H1N1): Nedir, Belirtileri, ve Tedavi Yöntemleri > Domuz gribi, influenza A virüsünün bir alt türü olan H1N1 virüsünün neden olduğu bir solunum yolu enfeksiyonudur. Adını, ilk olarak - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-12-24 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/domuz-gribi Domuz gribi, H1N1 virüsünün neden olduğu, insanlarda grip benzeri semptomlara yol açan bir influenza hastalığıdır. İlk olarak 2009 yılında ortaya çıkan bu virüs, dünya çapında büyük bir salgına neden olmuş ve pandemiye yol açmıştır. Domuz gribi, başlangıçta domuzlarda görülen bir hastalık olarak bilinse de, insanlar arasında hızla yayılan ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir enfeksiyon türüdür. Bu yazıda, domuz gribi hakkında merak edilen tüm detayları, belirtilerini, tedavi yöntemlerini ve korunma yollarını kapsamlı şekilde ele alacağız. Domuz Gribi Nedir? Domuz gribi, influenza A virüsünün bir alt türü olan H1N1 virüsünün neden olduğu bir solunum yolu enfeksiyonudur. Adını, ilk olarak domuzlarda görülmesinden almış olsa da, H1N1 virüsü zamanla insanlara bulaşarak büyük bir salgına dönüşmüştür. 2009 yılında H1N1 pandemisi dünya genelinde milyonlarca insanı etkilemiş ve bu virüs, insan sağlığı için önemli bir tehdit haline gelmiştir. Domuz gribi, insanlarda yaygın grip belirtilerine neden olur, ancak virüsün yayılma hızı ve etkileri nedeniyle daha dikkatli olunması gereken bir hastalık olarak kabul edilir. Bu virüs, tıpkı mevsimsel grip gibi hava yoluyla bulaşır ve kişiden kişiye kolaylıkla geçebilir. Domuz Gribi Nasıl Bulaşır? Domuz gribi, diğer grip virüsleri gibi damlacık yoluyla bulaşır. Enfekte bir kişi öksürdüğünde, hapşırdığında veya konuştuğunda, virüs taşıyan küçük damlacıklar havaya yayılır ve sağlıklı kişiler bu damlacıkları soluyarak enfekte olabilirler. Ayrıca, virüs bulaşmış yüzeylere dokunduktan sonra ellerini ağız, burun veya gözlerine temas ettiren kişiler de virüsü kapabilirler. Domuz gribi, enfekte kişilerde belirtiler ortaya çıkmadan 1-2 gün önce bulaşıcı hale gelir ve hastalığın semptomlarının başlamasından sonraki 7 güne kadar bulaşıcı kalabilir. Bu durum, hastalığın hızla yayılmasına... --- ### Evcil Hayvan Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavisi > Evcil hayvan alerjisi, bir kişinin bağışıklık sisteminin hayvanlardan gelen alerjenlere aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan bir durumdur. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/evcil-hayvan-alerjisi Evcil hayvanlar, özellikle kedi ve köpekler, birçok insanın hayatında önemli bir yer tutmaktadır. Ancak bazı bireyler, evcil hayvanlara karşı alerjik reaksiyon gösterebilirler. Bu alerjik reaksiyonlar, hayvanların tüylerine, derilerindeki proteinlere, tükürüklerine veya idrarlarına karşı gelişebilir. Bu yazıda, evcil hayvan alerjisi nedir, nasıl teşhis edilir ve nasıl tedavi edilebilir gibi konuları detaylı bir şekilde ele alacağız. Evcil Hayvan Alerjisi Nedir? Evcil hayvan alerjisi, bir kişinin bağışıklık sisteminin hayvanlardan gelen alerjenlere aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan bir durumdur. Alerjenler, genellikle hayvanların deri döküntüleri (dander), tükürükleri veya idrarlarındaki proteinlerden kaynaklanır. Bu alerjenler havada dolaşır ve solunum yoluyla ya da deri yoluyla vücuda girebilir. Alerjik reaksiyon, bağışıklık sisteminin bu yabancı maddelere karşı savaş açmasıyla ortaya çıkar. Evcil Hayvan Alerjisinin Belirtileri Evcil hayvan alerjisinin belirtileri kişiden kişiye değişebilir. En yaygın belirtiler şunlardır: Hapşırma ve burun akıntısı: Hayvan tüyleri veya deri döküntüleri solunduğunda burun kanallarında tahrişe neden olabilir. Gözlerde kaşıntı, kızarıklık ve sulanma: Alerjenler gözlere temas ettiğinde alerjik konjonktivit gelişebilir. Nefes darlığı, öksürük ve hırıltı: Özellikle astım hastalarında evcil hayvan alerjenleri solunum yollarında daralmaya neden olabilir. Ciltte kızarıklık ve kaşıntı: Alerjenlerle direkt temas eden kişilerde cilt reaksiyonları, egzama veya ürtiker gibi belirtiler gelişebilir. Bu belirtiler, genellikle hayvanlarla direkt temas sonrasında ya da onların bulunduğu ortamda vakit geçirildiğinde ortaya çıkar. Belirtiler hafif olabileceği gibi, şiddetli ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir duruma dönüşebilir. Evcil Hayvan Alerjisine Sebep Olan Alerjenler Birçok kişi, evcil hayvan alerjisinin sadece hayvan tüylerinden kaynaklandığını düşünür. Ancak alerjinin asıl sebebi hayvanların tüyleri değil, deri döküntüleri (dander), tükürük ve idrarlarında bulunan proteinlerdir. Kedi, köpek, kuş ve... --- ### Çölyak Hastalığında Beslenme Tedavisi Nasıl Yapılır? > Çölyak hastalığı, vücudun gluten adlı proteine karşı aşırı duyarlılık gösterdiği otoimmün bir hastalıktır. Gluten içeren yiyeceklerin - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/colyak-hastaligi-ve-beslenme-tedavisi Çölyak hastalığı, vücudun gluten adlı proteine karşı aşırı duyarlılık gösterdiği otoimmün bir hastalıktır. Gluten içeren yiyeceklerin tüketilmesi, çölyak hastalarında ince bağırsakta iltihaplanma ve doku hasarına yol açarak besin emilimini olumsuz etkiler. Çölyak hastalığının bilinen tek tedavisi, ömür boyu sürecek bir glutensiz diyet uygulamaktır. Bu diyetle, bağırsakların iyileşmesi sağlanır ve hastalık belirtileri kontrol altına alınır. Çölyak Hastalığında Beslenme Tedavisi Nasıl Yapılır? Çölyak hastalığında beslenme tedavisi, gluteni tamamen diyetinizden çıkarmak üzerine kuruludur. Glutensiz bir diyet uygulayarak hastalığın belirtilerini hafifletmek ve bağırsak hasarını önlemek mümkündür. Beslenme tedavisinde dikkat edilmesi gereken bazı noktalar şunlardır: Glutensiz Gıdalar Tüketin: Çölyak hastaları, buğday, arpa ve çavdar gibi gluten içeren tahıllardan kaçınmalıdır. Bunun yerine pirinç, mısır, kinoa, karabuğday gibi glutensiz tahıllar tercih edilmelidir. Paketli Ürünlerde Dikkatli Olun: Hazır gıdaların çoğunda gluten bulunabilir. Bu nedenle paketli ürünlerin etiketlerini dikkatlice inceleyerek "gluten içermez" ibaresine sahip ürünleri tercih edin. Çapraz Bulaşmaya Karşı Önlem Alın: Glutensiz yiyeceklerin glutenle temas etmesini önlemek için ayrı pişirme gereçleri ve saklama kapları kullanın. Sağlıklı Yağlar ve Proteinler Ekleyin: Diyetinizi dengeli hale getirmek için sağlıklı yağlar (zeytinyağı, avokado) ve protein kaynakları (et, balık, yumurta, baklagiller) tüketin. Çölyak Hastaları İçin Glutensiz Besinler Çölyak hastalığı olan bireyler, günlük diyetlerinde aşağıdaki besinleri güvenle tüketebilirler: Tahıllar: Pirinç, mısır, kinoa, karabuğday, amaranth, teff Sebzeler ve Meyveler: Tüm taze meyve ve sebzeler Protein Kaynakları: Kırmızı et, tavuk, balık, yumurta ve baklagiller (glutensiz etiketli ürünler) Süt ve Süt Ürünleri: Peynir, yoğurt, süt (eğer laktoz intoleransı yoksa) Yağlar ve Yağlı Tohumlar: Zeytinyağı, hindistancevizi yağı, avokado yağı, fındık ve tohumlar Glutensiz İşlenmiş Ürünler: Glutensiz makarna, ekmek... --- ### Alerjik Bronşit Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Alerjik bronşit, bronşlarda yani akciğerlere hava taşıyan solunum yollarında alerjenlere bağlı olarak gelişen bir iltihaplanma türüdür. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-bronsite-dikkat Alerjik bronşit, bronşlarda yani akciğerlere hava taşıyan solunum yollarında alerjenlere bağlı olarak gelişen bir iltihaplanma türüdür. Çoğunlukla toz, polen, duman, evcil hayvan tüyü ve kimyasal maddeler gibi alerjenlere maruz kalmakla tetiklenir. Alerjik bronşit, astım benzeri semptomlara yol açarak solunum yollarını hassaslaştırır ve nefes almayı zorlaştırır. Bu makalede, alerjik bronşit nedir, belirtileri, nedenleri, tanı ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Alerjik Bronşit Nedir? Alerjik bronşit, bağışıklık sisteminin belirli alerjenlere aşırı tepki vermesi sonucu bronşların iltihaplanması durumudur. Bu hastalık, bronşların daralmasına, mukus üretiminin artmasına ve solunum yollarında tıkanıklığa neden olarak nefes almayı zorlaştırır. Alerjik bronşit genellikle kronik bir seyir izler ve belirli dönemlerde, özellikle bahar aylarında, çevresel alerjenlerin artmasıyla şiddetlenebilir. Bu hastalık çocuklarda ve yetişkinlerde görülebilir ancak çocuklar daha hassas oldukları için daha sık etkilenir. Alerjik bronşit, klasik bronşitten farklı olarak doğrudan bir enfeksiyonla ilişkili değildir; bunun yerine alerjenlerle temas sonucu gelişir. Bu nedenle, alerjik bronşiti yönetmek için hem alerjenlerden korunmak hem de alerji semptomlarını hafifletmek için tedavi uygulamak önemlidir. Alerjik Bronşit Belirtileri Nelerdir? Alerjik bronşit belirtileri, alerjenlerle temas edildiğinde şiddetlenir. Belirtilerin şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterebilir, ancak en yaygın belirtiler şunlardır: Kronik Öksürük: Alerjik bronşitin en yaygın belirtilerinden biridir. Özellikle gece öksürüğü sıklıkla görülür. Hırıltılı Solunum: Hava yollarının daralması sonucu nefes alıp verirken hırıltılı bir ses duyulabilir. Nefes Darlığı: Alerjenlere maruz kalındığında veya efor sarf edildiğinde nefes darlığı yaşanabilir. Göğüste Sıkışma Hissi: Bronşların daralması, göğüste baskı veya sıkışma hissine yol açabilir. Balgamlı Öksürük: Solunum yollarında artan mukus üretimi balgam oluşumuna neden olabilir. Balgam genellikle koyu renkli veya yeşilimsi bir yapıda... --- ### Kakao Alerjisi > Bir kişinin kakao alerjisi varsa, bağışıklık sistemi alerjen vücuda girdiğinde tepki verir. Alerjisi olan kişilerin verdiği tepkilerden - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kakao-alerjisi Kakao, tatlılarda, atıştırmalıklarda ve içeceklerde sık kullanılan, lezzetli ve popüler bir besindir. Ancak bazı kişilerde alerjik reaksiyona neden olabilir.  Kakao, kakao çekirdeğinin işlenmesiyle elde edilen bir besindir. Bu toz daha sonra şeker, yağ ve soya lesitini gibi emülgatörlerle karıştırılarak çikolata elde edilebilir. Kakao Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Bir kişinin kakao alerjisi varsa, bağışıklık sistemi alerjen vücuda girdiğinde tepki verir. Alerjisi olan kişilerin verdiği tepkilerden bazıları şunlardır;  Kurdeşen, Nefes darlığı, Şişmiş dil, dudaklar veya boğaz, Hırıltılı öksürük, Mide bulantısı, Kusma ve Karın krampları. Bu belirtiler hemen tedavi edilmezse yaşamı tehdit edebilen anafilaksi ortaya çıkabilir. Kakaoya Karşı Gelişen Reaksiyondan Nasıl Korunabilirim? Besin alerjisi olan herkes, yediği yiyeceğin içinde ne olduğu konusunda kendisini eğitmek için büyük özen göstermelidir. Mağazalarda içerik etiketlerini mutlaka  okumak gerekir. Restoranlarda, gıda alerjisi olan kişiler yiyeceklerinin potansiyel alerjenleri içermediğinden emin olmalıdırlar. Ayrıca arkadaşlarınızdan ve ailenizden, yanınızda alerjiyi tetikleyen yiyecekler yememelerini istemek de faydalı olacaktır. Kakao alerjisi olan herkes, çikolata içeren şekerlemelerin yanı sıra milkshake veya sıcak kakao gibi içeceklerden kaçınmalıdır. Kakao, kahve, alkolsüz içecekler veya alkol gibi içecekleri tatlandırmak için kullanılabilir, Kakao alerjisi olan kişiler, diyetlerinde kakao bulunmadığından emin olmak için her zaman yiyecek etiketlerini okumalıdır. Kakao alerjisi duyarlılığı nedir? Kakao duyarlılığı, alerjik bir reaksiyondan çok farklıdır. Kakao alerjisi olan bir kişi, kakao yerse veya onunla temas ederse anafilaktik şoka girebilir. Kakaoya duyarlı bir kişi ise, hiçbir belirti göstermeden küçük miktarlarda yiyebilir. Ancak daha büyük miktarlarda yenildiğinde belirtiler sıklıkla ortaya çıkar. Kakao duyarlılığının belirtileri ise şöyle olabilir; Mide bulantısı, Şişkinlik, gaz veya kramplar, Baş ağrısı, Kızarıklık,  Kurdeşen, Sivilce gibi cilt... --- ### Kavun Alerjisi > Kavun alerjisi olan kişiler de anafilaksi olarak bilinen şiddetli bir reaksiyon yaşayabilir. Belirtilerden bazıları şunlardır; - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kavun-alerjisi Kavun alerjisi, bağışıklık sisteminin kavunda bulunan proteinlere karşı aşırı tepki göstermesi sonucu ortaya çıkan bir gıda alerjisidir. Genellikle meyve alerjileri arasında yer alan kavun alerjisi, hafif belirtilerden şiddetli reaksiyonlara kadar geniş bir yelpazede kendini gösterebilir. Kavun alerjisi, özellikle çapraz reaktiviteye bağlı olarak diğer meyve alerjileriyle ilişkili olabilir ve bazı durumlarda anafilaksi gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Kavun alerjisi, bağışıklık sisteminin kavundaki proteinleri zararlı olarak algılayıp IgE antikorları üretmesiyle ortaya çıkar. Bu antikorlar, histamin gibi kimyasal maddelerin salınmasına neden olarak alerjik reaksiyonları tetikler. Kavun alerjisi, lateks alerjisi ya da polen alerjisi gibi diğer alerjilerle bağlantılı olabilir, çünkü bu alerjiler arasında çapraz reaktivite sıkça görülür. Kavun Alerjisinin Belirtileri Nelerdir? Kavun alerjisinin belirtileri genellikle kavunun tüketilmesinden kısa bir süre sonra ortaya çıkar. Alerjik reaksiyonlar kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve hafif belirtilerden yaşamı tehdit eden anafilaksiye kadar uzanabilir. Kavun alerjisinin yaygın belirtileri şunlardır: Hafif Belirtiler: Ağızda ve boğazda kaşıntı: Kavun yedikten sonra ağız ve boğazda kaşıntı ve yanma hissi oluşabilir. Dudaklarda ve dilde şişlik: Ağız çevresinde, dudaklarda ve dilde hafif şişlik ve karıncalanma görülebilir. Ciltte kızarıklık ve döküntü: Kavun alerjisi olan bireylerde ciltte kızarıklık, döküntü ve kaşıntı meydana gelebilir. Orta Şiddetli Belirtiler: Mide bulantısı ve kusma: Kavun tükettikten sonra mide bulantısı, karın ağrısı ve bazen kusma olabilir. İshal ve gaz: Kavun alerjisinin sindirim sistemi üzerindeki etkileri arasında ishal, aşırı gaz ve karında şişlik yer alabilir. Burun tıkanıklığı ve hapşırma: Solunum yollarına etki eden alerjik belirtiler burun tıkanıklığı, burun akıntısı ve hapşırma şeklinde ortaya çıkabilir. Şiddetli Belirtiler: Anafilaksi: Nadir durumlarda kavun alerjisi anafilaksiye yol... --- ### Bebeklerde Böcek Isırığı Alerjisi Belirtileri > Bebeklerde böcek ısırığı alerjisi, genellikle böcek ısırması veya sokması sonucu ortaya çıkan cilt reaksiyonlarıyla kendini gösterir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-bocek-alerjisi Bebeklerde böcek ısırığı alerjisi, genellikle böcek ısırması veya sokması sonucu ortaya çıkan cilt reaksiyonlarıyla kendini gösterir. Bebeklerin hassas ciltleri nedeniyle böcek ısırıklarına karşı daha duyarlı olmaları yaygındır. Özellikle yaz aylarında artan böcek aktivitesi, bebeklerde bu tür alerjik reaksiyonların daha sık görülmesine neden olur. Bu makalede, bebeklerde böcek ısırığı alerjisinin belirtilerini, tedavi yöntemlerini ve korunma önerilerini detaylı bir şekilde bulabilirsiniz. Böcek Isırığı Alerjisi Nedir? Böcek ısırığı alerjisi, böceklerin ısırması veya sokması sonucu vücutta ortaya çıkan aşırı bağışıklık tepkisidir. Bu reaksiyonlar bebeklerde, böceğin vücuda enjekte ettiği toksinlere veya tükürük proteinlerine karşı gelişir. Bebeklerde, özellikle arı, sivrisinek, karınca, kene ve örümcek ısırıkları ciltte şişlik, kızarıklık, kaşıntı veya kabarma gibi alerjik belirtilere yol açabilir. Alerjik reaksiyonlar hafif belirtilerle sınırlı kalabileceği gibi bazı durumlarda ciddi reaksiyonlara (anafilaksi gibi) yol açabilir. Bebeklerin bağışıklık sistemi tam gelişmediğinden, böcek ısırıklarına karşı reaksiyonları daha şiddetli olabilir ve dikkatli bir şekilde izlenmelidir. Bebeklerde Böcek Isırığı Alerjisi Belirtileri Böcek ısırığı alerjisi belirtileri, böceğin türüne ve bebeğin alerjenlere karşı duyarlılığına bağlı olarak değişir. Belirtiler genellikle birkaç dakika veya saat içinde ortaya çıkar ve çeşitli şekillerde kendini gösterebilir: Hafif Reaksiyonlar: Isırık veya sokma bölgesinde kızarıklık, şişlik ve ağrı. Hafif kaşıntı veya yanma hissi. Küçük kabarcıklar veya kabuklanma. Orta Şiddette Reaksiyonlar: Şişlik ve kızarıklığın geniş bir alana yayılması. Şiddetli kaşıntı ve hassasiyet. Hafif ateş veya halsizlik. Ciddi Reaksiyonlar (Anafilaksi): Yüz, dudaklar, dil ve boğazda şişme. Nefes almada zorluk, hırıltılı solunum. Mide bulantısı, kusma, karın ağrısı. Düşük tansiyon ve baş dönmesi. Hızlı nabız veya bayılma. Ciddi alerjik reaksiyonlar (anafilaksi), bebeklerde hayati tehlike oluşturabilir ve acil... --- ### Ev Tozu Akarları > Ev tozu akarları, milimetrenin sadece dörtte biri ile üçte biri kadar bir boyuttadır. Gözle görülemeyecek kadar küçük olan bu - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-10-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ev-tozu-akarlari Ev tozu alerjisi, ev tozu akarları yıl boyunca alerjilerin ve astımın en yaygın tetikleyicisi olabilir. Antartika hariç her kıtada bulunurlar. Evinizi tamamen bu canlıdan kurtarmanız mümkün olmayabilir. Ancak bunlara karşı alerjik reaksiyonlarınızı azaltabileceğiniz yollar vardır. Ev Tozu Akarları (Mite) Nedir?  Bir toz akarı, milimetrenin sadece dörtte biri ile üçte biri kadar bir boyuttadır. Gözle görülemeyecek kadar küçük olan bu canlılar, mikroskop altında incelendiğinde beyaz böceklere benzemektedirler. Sekiz bacağı vardır ve örümcek gibi eklembacaklılardandır. Toz akarları, 20 ila 25 santigrat derece sıcaklıkta büyür. Ayrıca yüzde 70 ila 80 nem seviyesinden de hoşlanırlar. En az 13 tür akar vardır. Hepsi evinizin içindeki çevreye iyi adapte olmuşlardır. Esas olarak, insanlardan her gün dökülen minik deri parçalarıyla beslenirler. Bu deri parçaları mobilyaların, halıların, yatak takımlarının ve hatta doldurulmuş oyuncakların iç katmanlarına kadar uzanır. Bunlar akarların yaşadığı yerlerdir. Ortalama bir yetişkin kişi günde 1. 5 gram deri dökebilir. Bu bir milyon toz akarını beslemek için yeterlidir. Randevu ve Bilgi İçin Sizi Arayalım Bilgi ve Randevu Hattı0850 433 93 93Whatsapp İletişim+90 532 065 41 75Ev Tozu Akarları Belirtisi Nedir? Yaygın ev tozu alerjisi belirtileri şunları içerir: Hapşırma, Burun akıntısı, Kaşıntılı, kızarık veya sulu gözler, Burun tıkanması, Kaşıntılı burun, ağız veya boğaz, Kaşınan cilt, Geniz akıntısı, Öksürük. Ev tozu alerjisi astımı tetiklerse, ayrıca aşağıdakilerle de karşılaşabilirsiniz: Nefes almada zorluk, Göğüs sıkışması veya ağrı, Nefes verirken ıslık sesi veya hışırtı sesi, Nefes darlığı, hırıltı ve öksürüğün neden olduğu uyku sorunları. Ev Tozu Akarları En Çok Nerede Yaşarlar? Ev tozları genel olarak yatak, şilte ve yastıklarda yaşarlar, ancak akarlar... --- ### Yer Fıstığı Alerjisi Nedir? > Yer fıstığı alerjisi belirtileri; hafiften şiddetliye kadar değişebilir. Hafif bir reaksiyonunuz varsa, karın ağrısı, burun akıntısı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yer-fistigi-alerjisi-nedir Yer fıstığı alerjisi, özellikle çocuklar arasında yaygın görülen ve ciddi sonuçlara yol açabilen bir gıda alerjisidir. Bağışıklık sisteminin yer fıstığında bulunan proteinlere karşı aşırı tepki göstermesi sonucu ortaya çıkar. Bu alerji, küçük miktarda fıstık tüketildiğinde bile şiddetli reaksiyonlara neden olabilir ve bazı vakalarda anafilaksi adı verilen hayatı tehdit edici durum gelişebilir. Yer fıstığı aslında bir kuruyemiş değil, baklagil familyasından bir bitkidir. Ancak alerjik tepkimeleri, ağaç yemişleriyle (badem, ceviz gibi) benzerlik gösterir ve genellikle çapraz alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Yer Fıstığı Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Yer fıstığı alerjisi olan bireylerde belirtiler, fıstık tüketiminden birkaç dakika ile birkaç saat sonra ortaya çıkabilir. Belirtiler hafiften şiddetliye kadar değişebilir ve bazı durumlarda ölümcül olabilir. İşte yer fıstığı alerjisinin en yaygın belirtileri: Deri döküntüleri ve kaşıntı: Kurdeşen (ürtiker), egzama veya vücutta kaşıntılı döküntüler oluşabilir. Solunum problemleri: Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, öksürük, hırıltılı solunum ve nefes darlığı görülebilir. Sindirim sorunları: Mide bulantısı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi gastrointestinal belirtiler yaygındır. Yüzde şişme: Dudaklarda, dilde, boğazda veya yüzde şişme olabilir, bu durum anafilaksiye işaret edebilir. Anafilaksi: Nadir ancak ciddi bir alerjik reaksiyondur. Anafilaksi belirtileri arasında solunum zorluğu, tansiyon düşmesi, bayılma ve şiddetli nefes darlığı yer alır. Acil müdahale gerektirir. Yer Fıstığı Alerjisinin Nedenleri Yer fıstığı alerjisi, bağışıklık sisteminin fıstık proteinlerine karşı aşırı duyarlılığı sonucu gelişir. Vücut, bu proteinleri zararlı bir madde gibi algılar ve IgE antikorları üretir. Fıstık tüketildiğinde bu antikorlar histamin ve diğer kimyasalları serbest bırakarak alerjik reaksiyona neden olur. Yer fıstığı alerjisinin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, bazı genetik ve çevresel faktörler bu alerjinin gelişiminde rol... --- ### Soğuk Alerjisi (Soğuk Ürtikeri) Nedir? > Soğuk alerjisi, cildin düşük sıcaklıklara karşı aşırı hassasiyet göstermesi sonucu ortaya çıkan bir tür ürtiker (kurdeşen) türüdür. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/soguk-alerjisi-soguk-urtikeri Soğuk alerjisi, tıbbi adıyla soğuk ürtikeri, soğuk hava, su veya soğuk nesnelerle temas sonrası ciltte kızarıklık, kaşıntı ve kabarcık oluşmasına neden olan bir cilt reaksiyonudur. Soğuk alerjisi olan bireyler, düşük sıcaklıklara maruz kaldıklarında ciltlerinde hızlıca döküntü ve kaşıntı gibi alerjik reaksiyonlar yaşar. Soğuk alerjisi, günlük yaşamı zorlaştırabilir ve özellikle soğuk iklimlerde yaşayan kişiler için ciddi bir sorun olabilir. Bu makalede, soğuk alerjisi nedir, belirtileri, nedenleri, teşhis ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Soğuk Alerjisi (Soğuk Ürtikeri) Nedir? Soğuk ürtikeri, cildin düşük sıcaklıklara karşı aşırı hassasiyet göstermesi sonucu ortaya çıkan bir tür ürtiker (kurdeşen) türüdür. Bu durum, soğuk hava, su, rüzgar veya soğuk nesnelerle temas edildiğinde ciltte kaşıntı, kızarıklık ve kabarıklık gibi belirtilerin oluşmasıyla kendini gösterir. Soğuk alerjisi olan kişiler, soğuk bir ortama girdiklerinde veya yüzme gibi aktiviteler sırasında hızlıca alerjik reaksiyon geliştirebilirler. Soğuk alerjisi, genellikle çocukluk veya gençlik döneminde başlayan bir durumdur, ancak her yaş grubunda ortaya çıkabilir. Bu alerji türü, bazı bireylerde geçici olabilirken, bazılarında ise uzun yıllar devam edebilir. Soğuk ürtikeri, sıcak bir ortama geçildikten sonra genellikle hafifler ve belirtiler kendiliğinden kaybolur. Soğuk Alerjisi (Soğuk Ürtikeri) Belirtileri Nelerdir? Soğuk alerjisinin belirtileri, soğuk bir ortama girildiğinde veya soğuk su, hava veya nesnelerle temas sonrası ortaya çıkar. Belirtilerin şiddeti kişiden kişiye değişebilir, ancak en yaygın belirtiler şunlardır: Ciltte Kızarıklık ve Kaşıntı: Soğukla temas eden bölgelerde kızarıklık ve yoğun kaşıntı görülür. Kabarıklık ve Şişlik: Soğuk ürtikeri, ciltte kabarıklık ve şişlik oluşumuna yol açabilir. Bu şişlikler genellikle küçük kabarcıklar şeklindedir. Yanma ve Karıncalanma Hissi: Soğuk alerjisi, ciltte yanma ve karıncalanma hissine... --- ### Bakliyat Alerjisi > Bakliyat alerjisi nedir? Bakliyat ismi verilen besinlerde bulunan proteinlere karşı bağışıklık sitemi ile ilgili mekanizmalarla oluşan - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bakliyat-alerjisi Bakliyat adı verilen gıdalar lif ve protein yönünden zengin olmaları nedeniyle beslenmemizde önem taşımaktadır. Fakat ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilirler. İnsanlarda alerjiye neden olan sekiz ana besinden ikisi bakliyat grubundandır. Bu yazıda bakliyat alerjisi ile ilgili bilgi vermeyi amaçladık. Bakliyat adı verilen gruba hangi besinler girmektedir? Yer fıstığı, soya fasulyesi, kuru fasulye, yeşil fasulye, nohut, bezelye ve mercimek bakliyat olarak adlandırılan besinlerin başlıcalarıdır. Bakliyat alerjisi nedir? Bakliyat ismi verilen besinlerde bulunan proteinlere karşı bağışıklık sitemi ile ilgili mekanizmalarla oluşan reaksiyonlara denir. Farklı mekanizmalarla ortaya çıkan ve vücudun değişik sistemlerini tutan reaksiyonlar söz konusudur. Bakliyat alerjenleri nelerdir? Bakliyatların içinde çok sayıda alerjen bulunmaktadır. Bunların bir kısmı majör proteinler denen alerjiden esas olarak sorumlu olan alerjenlerdir. Bir kısmı ise polenlerle çapraz ilişki gösteren ve daha hafif bulgulara neden olan alerjenlerdir. Bazı alerjenler de solunum yolu ile alındığında, astım ve alerjik rinit (burun alerjisi) gibi hastalıkları tetikleyen alerjenlerdir. Bakliyat alerjenleri arasında yüksek oranda çapraz ilişki bulunmakta ve bir bakliyata duyarlı olan çocukta başka bir bakliyata da duyarlı olma ihtimali yüksek olmaktadır. Bakliyat grubu içinde en fazla bezelye, nohut ve mercimek arasında çapraz ilişki bulunmaktadır. Yer fıstığı ve soya ile diğer bakliyatlar arasında da çapraz ilişki bulunmaktadır. Rezene, keçi boynuzu, guar sakızı, kitre ve meyankökü de bakliyat grubu içinde olup diğer ana bakliyatlarla çapraz ilişki gösterebilir. Bakliyat alerjisinin sıklığı nedir? Son yıllarda besin alerjisi sıklığı bütün dünyada hızlı bir yükseliş göstermiş ve %6-8’e kadar çıkmıştır. Bakliyat alerjilerinin sıklığı, bakliyat tüketiminin ülkeden ülkeye çok değişmesi nedeniyle çok değişkendir. En sık görülen yerfıstığı alerjisi %6-7 gibi... --- ### Mango Alerjisi > Bazen bir mango alerjisi yüzeysel bir kızarıklıktan fazlasını tetikleyebilir ve boğaz ağrısı, şişme, kan basıncında değişiklikler ve nefes - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/mango-alerjisi Mangolar, son derece nadir olmasına rağmen bazı insanlarda alerjik reaksiyona neden olabilir. Mango alerjisi reaksiyonların çoğu, genellikle kabuğuna dokunmaya tepki olarak gelişen deri döküntüleridir. Mango alerjiniz varsa, genelikle kabuğu ile temas etmezseniz mango yiyebilirsiniz. Bununla birlikte, bazı mango alerjileri o kadar şiddetlidir ki, mangolardan tamamen kaçınmanız gerekir. Mango Alerjisi BelirtileriMangolara karşı iki tür reaksiyon vardır; biri temas eden bölgelerde kızarıklık ve diğeri şiddetli anafilaktik reaksiyondur. Mango Kaynaklı Deri DöküntüsüKontakt dermatit adı verilen mango kaynaklı bir döküntü, mangolara karşı en yaygın alerjik tepkidir. Döküntü genellikle dudakları ve ağız çevresindeki deriyi içerir, ancak parmaklar ve eller de dahil olmak üzere vücudun herhangi bir bölgesini etkileyebilir. Deri döküntüsünün maruziyetten sonraki yedi güne kadar ortaya çıkmayabileceğini unutmamak önemlidir, buna gecikmiş (tip IV) aşırı duyarlılık reaksiyonu denir. Cildiniz mangoya ne kadar çok maruz kalırsa, kızarıklık o kadar hızlı ortaya çıkma eğilimi gösterir ve o kadar şiddetli olur. Mango kaynaklı kontakt dermatitin belirtileri arasında kızarıklık, kaşıntı, şişme ve ciltte pullanma yer alır. Zehirli sarmaşık döküntüsüne benzeyen kabarcıklar da gelişebilir. Tipik olarak bir kızarıklığı tetikleyen, meyvenin aksine mangonun kabuğudur. Aslında, mango yedikten sonra kontakt dermatit gelişen birçok kişi, mangoyu kesip kabuğu derisine değmeden yerse herhangi bir belirti yaşamaz. Mango kaynaklı bir döküntü, bitkinin kendisi tipik olarak kızarıklığı tetikleyen madde olan urushiol içerdiğinden, mango toplama veya bitkinin dalları veya yapraklarıyla temas ettikten sonra daha yaygın olarak tanımlanır. Anafilaktik tepkiBazen bir mango alerjisi yüzeysel bir kızarıklıktan fazlasını tetikleyebilir ve boğaz ağrısı, şişme, kan basıncında değişiklikler ve nefes almada güçlükle karakterize şiddetli bir alerjik reaksiyona neden olabilir. Bazı insanlar mango... --- ### Yetişkin Alerji Doktoru: Uzmanlık Alanı ve Tedavi Yöntemleri > Yetişkin alerji doktoru, polen, toz, evcil hayvan tüyü, besinler, ilaçlar ve böcek sokmaları gibi çeşitli alerjenlere karşı gelişen alerjik - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskin-alerji-uzmani Alerjiler, insanların hayatını ciddi şekilde etkileyebilen yaygın sağlık sorunları arasında yer alır. Alerjik reaksiyonlar, hafif belirtilerden hayatı tehdit eden anafilaksiye kadar değişen şiddetlerde olabilir. Yetişkinlerde alerjik hastalıklar, yaşam kalitesini büyük ölçüde düşürebilir ve bu hastalıkların yönetimi uzmanlık gerektirir. Bu noktada, yetişkin alerji doktoru devreye girer. Alerji doktorları (alerjistler), alerjik hastalıkların teşhisi, tedavisi ve yönetimi konusunda özel eğitim almış uzman hekimlerdir. Bu yazıda, yetişkin alerji doktorlarının uzmanlık alanlarını, hangi durumlarda bir alerji uzmanına başvurmanız gerektiğini ve tedavi süreçlerini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. Yetişkin Alerji Doktoru Nedir? Alerji doktoru, immünoloji ve alerji alanında eğitim almış bir uzmandır. Bu doktorlar, bağışıklık sisteminin aşırı tepkileri sonucu gelişen alerjik reaksiyonları teşhis eder ve tedavi ederler. Yetişkin alerji doktorları, polen, toz, evcil hayvan tüyü, besinler, ilaçlar ve böcek sokmaları gibi çeşitli alerjenlere karşı gelişen alerjik reaksiyonları yönetir. Ayrıca, astım, saman nezlesi, egzama, ürtiker gibi alerjik kökenli hastalıkları tedavi etmekte uzmanlaşmışlardır. Yetişkin alerji doktorlarının başlıca çalışma alanları şunlardır: Alerjik Rinit (Saman Nezlesi): Burun tıkanıklığı, hapşırma, burun akıntısı ve gözlerde kaşıntı gibi belirtilere yol açan bu durum, yaygın olarak polen, ev tozu akarları ve hayvan tüyleri gibi çevresel alerjenler tarafından tetiklenir. Astım: Solunum yollarında daralma ve iltihaplanmaya yol açan bu kronik hastalık, alerjik maddelerle temas sonucu alevlenebilir. Alerji doktorları, alerjik astımın yönetimi konusunda uzmanlaşmıştır. Besin Alerjileri: Fındık, süt, deniz ürünleri ve yumurta gibi yaygın gıdalara karşı alerjik reaksiyonlar, yetişkinlerde ciddi sonuçlara yol açabilir. Alerji doktorları, besin alerjilerini teşhis etmek ve güvenli bir beslenme planı oluşturmak için gerekli testleri uygular. İlaç Alerjileri: Penisilin ve diğer ilaçlara karşı alerjik reaksiyonlar, yaşamı... --- ### Metal Alerjisi Nedir? > Metal Alerjisi Nedir? Metal alerjisi bağışıklık sisteminin metal gibi kimyasal maddelere vermiş olduğu geç tip alerjik reaksiyondur.  - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/metal-alerjisi-nedir Metal alerjisi bağışıklık sisteminin metal gibi kimyasal maddelere vermiş olduğu geç tip alerjik reaksiyondur.   20. yüzyılda, sanayileşme ve modern yaşam,  metallere karşı aşırı bir cilt hassasiyetine ve dolayısıyla metal alerjisinde artışa yol açmıştır. Nikel, kobalt ve krom üzerinde genel bir odaklanma vardır, çünkü bu metaller en yaygın olanıdır. Çevremizde nikel, kobalt ve krom gibi metaller her yerde bulunur. Yüzyılın ilk yarısında, metal ve kaplama endüstrisinde çalışan kişiler arasında nikel alerjisi ve kontakt dermatit daha fazla görülmeye başlamıştır. Bugün metal alerjisi denildiğinde en sık karşımıza çıkan nikel alerjisi, çoğunlukla nikel içeren tüketici ürünlerine maruz kalma ile açıklanmaktadır. Metal alerjisi genel popülasyonda yüksek olduğu kadınların %17'sinde erkeklerin %3’ünde nikel alerjisi olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca %1-3 arasında da kobalt ve krom alerjisi görülebilir. Titanyum gibi yeni metallere de alerjilerin olduğu yakın dönmede gösterilmiştir. Dermatit şikâyeti olan hastalarda bu oran daha yüksek görülmektedir. En Sık Görülen Metal Alerjileri Nelerdir? Günümüzde sanayileşme ile birlikte modern hayatta her geçen gün artış gösteren metal eşyalar ve kimyasal maddeler yeni alerjik reaksiyonların gelişmesine yol açmaktadır. Nikel, kobalt ve krom en yaygın kullanılan metaller oldukları için üzerinde en çok durulan metallerdir. Son yıllarda daha fazla kullanılmaya başlanan titanyum ile ilgili alerjik şikayetler yayınlanmaya başlanmıştır. Özellikle implantlarda titanyum kullanılması ile birlikte titanyum alerjilerinin artacağı görülmektedir. Titanyum Titanyum alerjisi, genelde pek iyi bilinmemekle birlikte, tüm hastaların yaklaşık %4’ünün alerjik olacağını bildirmiştir. Titanyum alerjisi olan kişilerde semptomlar çok farklı ve değişken olabilir. Bunlar basit deri döküntülerinden kontakt dermatite veya kas ağrısından kronik yorgunluğa kadar değişebilir. İmplantlardaki titanyuma (Ti) maruz kalma ve... --- ### Fındık Alerjisi Nedir? > Fındık alerjisi, vücudun fındıkta bulunan bazı proteinlere karşı gösterdiği bağışıklık sistemi tepkisidir. Oldukça yaygın olan bu alerji - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/findik-alerjisi-nedir Fındık alerjisi, vücudun fındıkta bulunan bazı proteinlere karşı gösterdiği bağışıklık sistemi tepkisidir. Oldukça yaygın olan bu alerji, fındık tüketildiğinde ya da fındık içeren ürünlere maruz kalındığında ciddi reaksiyonlara yol açabilir. Çocuklarda ve yetişkinlerde görülebilen fındık alerjisi, hem anafilaksi gibi hayati risk taşıyan durumlara hem de hafif belirtilere neden olabilir. Fındık Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Fındık alerjisi, farklı bireylerde farklı belirtiler gösterebilir ve alerjik reaksiyonun şiddeti tüketilen miktara, kişinin hassasiyet seviyesine ve bağışıklık sistemine göre değişiklik gösterebilir. Fındık alerjisi belirtileri arasında en yaygın olanlar şunlardır: Cilt Reaksiyonları: Kızarıklık, kaşıntı, döküntü ve kurdeşen Sindirim Problemleri: Mide bulantısı, karın ağrısı, kusma ve ishal Solunum Sorunları: Burun akıntısı, öksürük, nefes darlığı ve boğazda şişlik Göz Reaksiyonları: Gözlerde kaşıntı, sulanma ve kızarıklık Anafilaksi: Şiddetli ve hayatı tehdit eden bir reaksiyon olan anafilaksi, kan basıncında düşüş, bilinç kaybı, solunum zorluğu ve hızlı nabız gibi belirtilerle acil müdahale gerektirir. Fındık Alerjisinin Nedenleri Fındık alerjisi, bağışıklık sisteminin fındıkta bulunan belirli proteinleri zararlı olarak algılaması ve bu proteinlere karşı antikor üretmesi sonucu ortaya çıkar. Fındık alerjisinin gelişmesinde etkili olan bazı faktörler şunlardır: Genetik Yatkınlık: Ailesinde alerji öyküsü bulunan bireylerde fındık alerjisi riski daha yüksektir. Bağışıklık Sisteminin Aşırı Tepkisi: Fındığın içerdiği bazı proteinler bağışıklık sistemi tarafından yabancı olarak algılanır ve aşırı duyarlılık geliştirilir. Çapraz Reaksiyon: Badem, ceviz, antep fıstığı gibi diğer ağaç kuruyemişlerine alerjisi olan kişilerde fındık alerjisi görülme olasılığı artabilir. Fındık Alerjisi ile Çapraz Reaktivite Fındık alerjisi olan bireylerde, bazı ağaç kuruyemişleri ve hatta yer fıstığı ile çapraz reaksiyon gözlenebilir. Bu, fındıkta bulunan proteinlerin diğer kuruyemişlerle benzerlik göstermesi nedeniyle oluşur.... --- ### Astım Bronşit Belirtileri ve Tedavisi > Astım bronşit, astımlı bir kişide akut bronşit oluşunu ifade eder. Akut bronşit, havanın akciğerlere girip çıkmasını sağlayan geçiş - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-bronsit-belirtileri-ve-tedavisi Astım bronşit, astımlı bir kişide akut bronşit oluşunu ifade eder. Akut bronşit, havanın akciğerlere girip çıkmasını sağlayan geçiş yolları olan bronşlarda iltihaplanmaya neden olan solunum yolu hastalığıdır. Bu iltihap, solunum tıkanıklığına ve nefes darlığına neden olur. Astım, nefes darlığı, kronik öksürük, göğüste sıkışma ve hırıltıya yol açan solunum yollarında iltihaplanmaya neden olan bir hastalıktır. Akut bronşit, Amerika Birleşik Devletleri'nde yaygın bir solunum hastalığıdır. Bebekler, küçük çocuklar ve yaşlı insanlar akut bronşit gelişme riski en yüksek olan gruptur. Akut bronşit genellikle üst solunum yolu viral enfeksiyonlarından kaynaklanır. Astımınız varsa, solunum yolu tahrişine ve iltihaplanmaya karşı artan duyarlılık nedeniyle akut bronşit riskiniz artar. Sigara içiyorsanız veya hava kirliliğine maruz kalıyorsanız akut bronşit riskiniz de artar. Astım bronşitin semptomları, enfeksiyonun ciddiyetine bağlı olarak kişiden kişiye değişir. Bronşit tedavisi antibiyotikleri, bronkodilatörleri, antienflamatuar ilaçları ve göğüs perküsyonu (solunum terapistinin hastanın göğsüne hafifçe vurduğu tıbbi tedavi) ve postüral drenaj (hastanın balgam atımını teşvik etmek için hafifçe ters çevrilmiş bir pozisyona yerleştirildiği tıbbi tedavi) gibi pulmoner hijyen tekniklerinden oluşur. Astım bronşitin belirtileri nelerdir? Semptomları akciğer hava yollarının iltihaplanması ile ilgilidir ve bireyler arasında yoğunluk olarak farklılık gösterebilir. Astım bronşitin yaygın belirtileriSürekli veya arada bir astım bronşit belirtileri yaşayabilirsiniz. Zaman zaman bu astım belirtilerinden herhangi biri şiddetli olabilir: Göğüs ağrısı veya basıncı, Kuru, balgamsız öksürük (ıslak, balgamlı öksürük enfeksiyonu düşündürür), Yorgunluk, Ateş, Nefes darlığı veya hızlı nefes alma (takipne), Hırıltı (nefesle yapılan ıslık sesi). Hayatı tehdit eden bir durumu gösterebilecek ciddi belirtilerBazı durumlarda bronşit yaşamı tehdit edebilir. Siz veya birlikte olduğunuz biri aşağıdakiler de dahil olmak üzere yaşamı... --- ### Fasulye Alerjisi > Fasulye Alerjisi Belirtileri Gıda alerjisi belirtilerinin şiddeti kişiden kişiye ve alerjenik gıdaların ne kadarının yutulduğuna - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/fasulye-alerjisi Fasulye, en sık rastlanan sekiz gıda alerjenlerinden biri değildir. Fasulye alerjisi görülme sıklığı düşük bir besindir. Fasulye Alerjisi BelirtileriGıda alerjisi belirtilerinin şiddeti kişiden kişiye ve alerjenik gıdaların ne kadarının yutulduğuna bağlı olarak değişir.  Fasulye alerjisinde en sık rastlanan belirtiler;  Ağzınızda kaşıntı veya karıncalanma hissi,  Kurdeşen veya kızarıklık,  Şişme,  Hırıltılı solunum,  Mide ağrısı,  Kramplar, İshal,  Kusma ve  Baş dönmesidir.   Fasulyeye alerjisi olan bazı insanlar için anafilaksi bir risktir ve solunum yollarının şişmesi, nefes darlığı, şok, bilinç kaybı ve ölümle sonuçlanabilir. Bu belirtilerden birkaçını veya hepsini yaşayabilirsiniz. Fasulye Alerjisinde TeşhisFasulye gibi daha az yaygın alerjilerde reaksiyonunuza neden olan yiyecekleri teşhis etmek bazen zordur. Biryemek günlüğütutmak, doktorunuzun alerjiniz olan yiyecekleri belirlemesine yardımcı olur. Ne yediğinizi, belirtilerin yedikten ne kadar süre sonra ortaya çıktığını not alın. Doktorunuz alerjenlere verdiğiniz tepkiyi gözlemlemek için deri testi veya kan testi yapabilir.  Fasulye Alerjisi TedavisiAlerjik reaksiyonu önlemek için kesin tedavi diyetinizden fasulyeyi ve fasulye içeren besinleri çıkarmaktır. Yanlışlıkla tetikleyici bir gıda tüketmediğinizden emin olmak için tükettiğiniz tüm ürünlerin etiketleri okumanız gerekir.  Bir yiyeceğin güvenliğinden emin değilseniz, en iyisi onu yemekten kaçınmaktır. Hafif gıda alerjileri için doktorunuzun önerdiği antihistaminikler kullanılabilir. Ağır gıda alerjisi yaşamış bireyler için yanlarında mutlaka epinefrin enjektörü taşıması önerilir. Kaçınılması gereken yiyeceklerFasulye ve fasulye içeren gıdalardan kaçınmak alerjik reaksiyonu önlemenin en iyi yoludur. Ezilmiş fasulye, bazen humus veya guacamole gibi soslar hazırlamak için kullanılır. Fasulye ezmesi bazı Asya soslarında, turşularında  ve Meksika mutfağında yaygın olarak kullanılır. Bu tarz ürünlerin tüketiminde içerik bilgisine dikkat edilmelidir. FASULYEFasulye, genellikle baklagiller ailesi olarak bilinen Fabaceae familyasına ait tohumlardır. Birçok... --- ### Yaban Mersini Alerjisi > Yaban mersini alerjisi teşhisi konulursa yaban mersini ile temastan kaçınmanız gerekir. Salisilat duyarlılığınız varsa, etiketleri dikkatle - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yaban-mersini-alerjisi Besin alerjileri, bağışıklık sisteminin bazı besinlerdeki proteinleri vücuda zararlı olarak algıladığında ve daha sonra zararlı algıladığı proteinlerle mücadele etmeye çalıştığında ortaya çıkar. Yaban mersinigenellikle çiğ atıştırmalık olarak veya unlu mamüllerde, reçellerde, kreplerde, salatalarda tüketilir. Kurutulup kuş üzümü gibi kullanılabilirler. Taze yaban mersini vücut üzerinde hafif bir müshil etkisine sahipken, kurutulduğunda büzücüdür ve genellikle ishal, sistit ve benzeri rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır. Kurutulmuş meyve aynı zamanda antibakteriyeldir.  Yaban mersininin kabuğu antosiyanin içerir ve hemeralopi (gündüz körlüğü) tedavisinde spesifiktir. Bu meyveler, deneysel olarak kan damarlarını genişletir ve varisli damarlar, hemoroitler ve kılcal kırılganlık için potansiyel olarak değerli bir antosiyanosit kaynağıdır. Yaban mersini veya yaban mersini içeren ürünler yedikten veya dokunduktan sonra aşağıdaki belirtilerden bazılarını yaşıyorsanız yaban mersini alerjisi olabilir: Ağız, dil veya dudaklarda kaşıntı, şişme, Ekstremitelerde veya yüzde egzama, kurdeşen, şişlik ve kızarıklık gibi cilt reaksiyonları, Karın ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi gastrointestinal belirtiler, Burun akıntısı veya tıkanması, öksürme, hapşırma, hırıltılı solunum veya nefes almada güçlük gibi solunum belirtileri, Kan basıncında düşüş, baş dönmesi veya bayılma gibi kardiyovasküler belirtiler. Mide bulantısı, kusma, zayıf veya hızlı nabız, nefes almada güçlük, kafa karışıklığı ve bilinç kaybı gibi anafilaksi belirtileri yaşarsanız, bu ölümcül olabileceğinden derhal tıbbi yardım isteyin. Yukarıdaki belirtilerden herhangi biri, bitkilerde doğal bir koruyucu görevi gören bir kimyasal olan salisilatlara duyarlılığı da gösterebilir. Yaban mersini yanında salisilatlar birçok meyve ve sebzede, ilaçlarda ve güzellik ürünlerinde bulunabilir. Yaban mersini tükettikten veya onunla temas ettikten sonra yukarıdaki belirtilerden herhangi birine sahipseniz, bir alerji uzmanına görünmeli ve yaban mersini alerjiniz veya salisilat duyarlılığınız olup olmadığını öğrenmek... --- ### Yetişkinlerde İlaç Alerjisi Belirtileri ve Nedenleri > Yetişkinlerde ilaç alerjisi, özellikle antibiyotikler, ağrı kesiciler ve anestezik maddeler gibi yaygın olarak kullanılan ilaçlarda ortaya - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-ilac-alerjisi İlaç alerjisi, vücudun belirli bir ilaca karşı anormal bir bağışıklık tepkisi vermesi sonucu oluşan bir durumdur. Bağışıklık sistemi, normalde zararsız olan ilaç bileşenlerini tehdit olarak algılar ve aşırı tepki verir. Bu reaksiyon, vücutta çeşitli belirtilere yol açar ve hafif bir kaşıntıdan hayatı tehdit eden anafilaksiye kadar değişen bir yelpazede kendini gösterebilir. Yetişkinlerde ilaç alerjisi, özellikle antibiyotikler, ağrı kesiciler ve anestezik maddeler gibi yaygın olarak kullanılan ilaçlarda ortaya çıkabilir. İlaç Alerjisi ve Yan Etki Arasındaki Fark İlaç alerjisi ile ilaç yan etkileri sıklıkla karıştırılır, ancak bu iki durum farklıdır. İlaç alerjisi, bağışıklık sisteminin ilaca karşı verdiği aşırı tepki sonucu gelişirken, ilaç yan etkileri ilacın beklenen farmakolojik etkilerinden kaynaklanır ve bağışıklık sistemi ile ilgili değildir. Örneğin, mide bulantısı bir ilaç yan etkisi olabilirken, ciltte kaşıntı ve döküntü ilaç alerjisinin bir belirtisi olabilir. Yetişkinlerde İlaç Alerjisinin Belirtileri İlaç alerjisinin belirtileri, ilaca maruz kaldıktan sonra hızla veya birkaç gün içinde ortaya çıkabilir. Belirtiler, ilacın kullanım şekline ve bireyin bağışıklık tepkisine bağlı olarak değişir. Yetişkinlerde ilaç alerjisinin yaygın belirtileri şunlardır: Cilt Döküntüleri ve Kaşıntı: İlaç alerjisinin en yaygın belirtilerinden biri, ciltte döküntü ve kaşıntıdır. Bu reaksiyon genellikle ilaç kullanımını takip eden birkaç saat ila birkaç gün içinde ortaya çıkar. Ürtiker (Kurdeşen): Cilt üzerinde kabarık, kaşıntılı ve kızarık lekeler oluşabilir. Bu döküntüler genellikle bir bölgeden diğerine yayılabilir. Yüzde ve Dudaklarda Şişme: Alerjik reaksiyonlar bazen dudak, dil, yüz ve boğazda şişmeye neden olabilir. Bu durum özellikle tehlikeli olabilir ve acil müdahale gerektirebilir. Solunum Güçlüğü: Nefes darlığı, hırıltı ve göğüste sıkışma, ciddi alerjik reaksiyonların işaretleri olabilir. Ateş: Bazı... --- ### Nikel Alerjisi Nedenleri ve Belirtileri > Nikel alerjisi, en yaygın temas alerjilerinden biridir ve nikel içeren nesnelere temas sonrasında ciltte alerjik reaksiyonlarla kendini - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/nikel-alerjisi Nikel alerjisi, en yaygın temas alerjilerinden biridir ve nikel içeren nesnelere temas sonrasında ciltte alerjik reaksiyonlarla kendini gösterir. Nikel, günlük hayatta sıkça karşılaşılan bir metaldir ve mücevherlerden cep telefonlarına kadar birçok eşyada bulunur. Nikel alerjisi olan bireyler, bu metalle temas ettiklerinde ciltte kaşıntı, kızarıklık, döküntü ve kabarcıklar gibi semptomlar yaşayabilirler. Nikel alerjisi tedavi edilmediğinde, yaşam kalitesini düşürebilir ve daha ciddi cilt problemlerine yol açabilir. Bu yazıda, nikel alerjisinin nedenleri, belirtileri, tedavi yöntemleri ve alerjiden korunma yolları detaylı olarak ele alınacaktır. Nikel Alerjisi Nedir? Nikel alerjisi, vücudun nikel ile temas ettiği bölgede alerjik bir reaksiyon göstermesi durumudur. Nikel, genellikle paslanmaz çelik ürünlerde, takılarda, saatlerde, kemer tokalarında, fermuarlarda, düğmelerde ve bazı elektronik cihazlarda bulunur. Nikel ile temas sonrasında bağışıklık sistemi, bu metali bir tehdit olarak algılar ve alerjik bir tepki verir. Bu tepki, genellikle temas eden bölgede cilt problemleriyle ortaya çıkar ve dermatit (kontakt dermatit) olarak bilinen bir duruma yol açar. Nikel alerjisi yaşam boyu devam eden bir durumdur ve maalesef tedavi ile tamamen ortadan kaldırılamaz. Ancak, alerjenlerden kaçınarak ve uygun tedavilerle semptomlar yönetilebilir. Nikel Alerjisinin Nedenleri Nikel alerjisi, bağışıklık sisteminin nikel ile temasa karşı aşırı duyarlılık geliştirmesi sonucu ortaya çıkar. Bağışıklık sistemi, normalde zararsız olan nikel gibi maddeleri tehlike olarak algılar ve bir savunma mekanizması başlatarak inflamatuar tepkilere yol açar. Bu durum, ciltte kızarıklık, kaşıntı ve döküntü gibi belirtilerle kendini gösterir. Nikel alerjisi geliştirme riskini artıran faktörler şunlardır: 1. Genetik Yatkınlık: Alerjik hastalıklara yatkınlığı olan aile bireylerinde nikel alerjisi gelişme riski daha yüksektir. Eğer ailede başka bireylerde de nikel alerjisi varsa,... --- ### Mevsimsel Alerji Belirtileri ve Nedenleri > Mevsimsel alerji, yılın belirli zamanlarında alerjenlerle temas sonucunda gelişen alerjik reaksiyonlardır. Halk arasında "saman nezlesi" - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/mevsimsel-alerji-neden-olur Mevsimsel alerji, yılın belirli zamanlarında alerjenlerle temas sonucunda gelişen alerjik reaksiyonlardır. Halk arasında "saman nezlesi" veya "bahar alerjisi" olarak da bilinen mevsimsel alerji, genellikle ilkbahar, yaz ve sonbahar aylarında polenlerin artmasıyla birlikte ortaya çıkar. Çimen, ağaç ve yabani ot polenleri gibi çevresel alerjenler, bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesine neden olarak burun akıntısı, hapşırma, gözlerde sulanma ve kaşıntı gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu yazıda mevsimsel alerjinin nedenlerini, belirtilerini, tedavi yöntemlerini ve korunma yollarını ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. Mevsimsel Alerji Nedir? Mevsimsel alerji, bağışıklık sisteminin havada bulunan polenlere ve diğer alerjenlere karşı aşırı duyarlılık göstermesi sonucu ortaya çıkar. Alerjenler, vücuda girdiklerinde bağışıklık sistemi tarafından zararlı olarak algılanır ve histamin gibi kimyasalların salınmasına yol açar. Bu kimyasal maddeler, alerji belirtilerine neden olur. Mevsimsel alerji, genellikle üç farklı dönemde görülür: İlkbahar Alerjileri: Ağaç polenlerinin havaya salındığı bu dönem, mevsimsel alerjilerin en yaygın görüldüğü zamandır. Yaz Alerjileri: Çimen polenlerinin yoğun olduğu yaz ayları da alerji semptomlarının sıkça görüldüğü bir dönemdir. Sonbahar Alerjileri: Yabani ot polenleri ve küf sporları, özellikle sonbahar aylarında mevsimsel alerjilerin tetikleyicisi olabilir. Mevsimsel Alerjinin Nedenleri Mevsimsel alerjinin temel nedeni, çevrede bulunan alerjenlerin solunum yollarına girmesiyle bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesidir. Bu tepki, hava yoluyla taşınan ve gözle görülmeyen alerjen maddeler nedeniyle ortaya çıkar. İşte mevsimsel alerjiyi tetikleyen başlıca nedenler: 1. Polenler: Polenler, bitkilerin üreme sürecinin bir parçasıdır ve rüzgar aracılığıyla çevreye yayılır. Ağaçlar, çimenler ve yabani otlar tarafından üretilen bu polenler, mevsimsel alerjilerin en yaygın nedenidir. Polenlerin yoğun olduğu mevsimlerde, özellikle sabah saatlerinde hava yoluyla taşınan polenler alerjik reaksiyonları tetikleyebilir. 2. Küf Sporları:... --- ### Ter Alerjisi (Kolinerjik Ürtiker) Nedir? > Ter alerjisi, tıbbi adıyla kolinerjik ürtiker, terleme ile tetiklenen bir cilt alerjisi türüdür. Terleme sonucu ortaya - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ter-alerjisi-kolinerjik-urtiker Ter alerjisi, tıbbi adıyla kolinerjik ürtiker, terleme ile tetiklenen bir cilt alerjisi türüdür. Terleme sonucu ortaya çıkan cilt reaksiyonları, kızarıklık, kaşıntı ve küçük kabarcıklar şeklinde kendini gösterir. Bu durum, vücudun sıcaklık artışı, stres, egzersiz veya baharatlı yiyecekler gibi terlemeyi tetikleyen durumlarla daha belirgin hale gelir. Ter alerjisi, günlük yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir, ancak uygun tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınabilir. Bu makalede, ter alerjisi (kolinerjik ürtiker) nedir, belirtileri, nedenleri, teşhis ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Ter Alerjisi (Kolinerjik Ürtiker) Nedir? Kolinerjik ürtiker, vücudun sıcaklık artışı ve terleme sonucu ciltte meydana gelen kızarıklık, kaşıntı ve kabarcıklarla kendini gösteren bir ürtiker (kurdeşen) türüdür. Ter alerjisi olarak da bilinen bu durum, genellikle kısa süreli, birkaç dakikadan birkaç saate kadar sürebilen döküntülerle seyreder. Kolinerjik ürtiker, daha çok genç yetişkinlerde görülür ve sıcak ortamda kalmak, egzersiz yapmak, sıcak banyo almak veya baharatlı yiyecekler tüketmek gibi terlemeyi artıran durumlarda tetiklenir. Ter alerjisi, vücudun ter bezlerinden salgılanan maddelere karşı bir tür alerjik reaksiyon göstermesiyle ortaya çıkar. Bu reaksiyon, histamin gibi kimyasal maddelerin salınımına neden olarak ciltte kaşıntı ve kızarıklığa yol açar. Kolinerjik ürtiker, her yaş grubunda görülebilse de genellikle genç erişkinlerde daha yaygındır. Ter Alerjisi (Kolinerjik Ürtiker) Belirtileri Nelerdir? Kolinerjik ürtiker belirtileri, terleme ile ortaya çıkar ve semptomlar genellikle terlemeyi takip eden birkaç dakika içinde başlar. Belirtiler, hafif kaşıntıdan şiddetli cilt reaksiyonlarına kadar değişiklik gösterebilir. Ter alerjisinin en yaygın belirtileri şunlardır: Küçük, Kabarcık Benzeri Kırmızı Döküntüler: Özellikle göğüs, sırt, yüz ve boyun gibi ter bezlerinin yoğun olduğu bölgelerde görülür. Kaşıntı: Ter alerjisi ile ortaya çıkan... --- ### Yulaf Alerjisi > Yulaf alerjisi belirtileri hafiften orta dereceye kadar değişebilir, cildi, bağırsakları ve solunum yollarını etkileyebilir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yulaf-alerjisi Yulaf, bazı insanlarda alerjik reaksiyona neden olabilen avenin adlı bir protein içerir. Kişi yulaf tüketiminden sonra bazen kendini kötü hissedebilir ve yulaf alerjisinin belirtilerini yaşayabilir. Yulaf gluten içermemesine rağmen, yulafın gluten içeren yiyeceklerle birlikte işlenmesi çapraz bulaşmaya neden olabilir. Bu da, gluten intoleransı veya çölyak gibi hastalıkları olan kişiler için yanlış tanıya neden olabilir. Yulaf Alerjisinin BelirtileriYulaf alerjisinin belirtileri hafiften orta dereceye kadar değişebilir, cildi, bağırsakları ve solunum yollarını etkileyebilir. Yetişkinlerde, bebeklerde ve çocuklarda yulaf alerjisinin belirtilerinden bazıları şunlardır: Kurdeşen, Kızarmış bir yüz, Vücudun diğer bölgelerine yayılabilen dil, ağız veya göz çevresinde kırmızı, kaşıntılı bir döküntü, Dudakların, gözlerin veya yüzün hafif şişmesi, Kaşıntılı bir boğaz ve ağız, Sulu gözler, Burun akıntısı veya tıkalı burun, Hapşırma, İshal, Kusma, Şişkinlik ve Karın krampları. Çoğu gıda alerjisi belirtisi , alerjeni tükettikten sonraki 2 saat içinde ortaya çıkar . Gecikmiş alerjik reaksiyonBazen bir gıda alerjisinin belirtilerinde geç yanıt olabilir, bu da alerjeni tükettikten hemen sonra  reaksiyonun ortaya çıkmayabileceği anlamına gelir. Reaksiyonlarda 4-6 saatlik bir gecikme olabilir. Bazen daha uzun sürebilir. Bebeklerde ve çocuklarda gecikmiş belirtilerden bazıları şunlardır: Egzama, Yetersiz büyüme ve gelişme, Kabızlık, İshal, Mide ağrısı, Sık ağlama veya huzursuzluk. Gıda proteini kaynaklı enterokolit sendromu, gecikmiş bir gıda alerjisi reaksiyonudur. Alerjeni tükettikten yaklaşık 2-6 saat sonra gelişme eğiliminde olan şiddetli gastrointestinal belirtiler ortaya çıkar. Çoğunlukla belirli yiyecekleri ilk kez tüketen veya sütten kesilen bebekleri etkiler. Belirtiler, ciddi bir viral veya bakteriyel enfeksiyona benzerdir. Bazı belirtiler şöyledir; Sık kusma, Kanlı ishal, Kusma ve ishalin bir sonucu olarak dehidrasyon. Çocuk bu belirtilerden herhangi birine sahipse, acil... --- ### Haşhaş Tohumu Alerjisi > Haşhaş tohumu alerjisi, bebekler ve yetişkinler arasında görülen tohum alerjilerinden biridir. Bu gıda alerjisinden kaçınmak zordur çünkü - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hashas-tohumu-alerjisi Haşhaş, Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya'ya özgü bir kır çiçeğidir, ancak aynı zamanda Asya'da, Orta ve Güney Amerika'da, özellikle tohumları için yaygın olarak yetiştirilmektedir. Tohumlar, gıda katkı maddesi ve tatlandırıcı olarak kullanılmasının yanı sıra, ülkelerin çoğunda kontrollü maddeler olan afyon, morfin ve eroin ilaçlarının birincil kaynağıdır. Bazı kişilerde haşhaş tohumu alerjisi meydana gelebilir.  Haşhaş tohumu alerjisi, bebekler ve yetişkinler arasında görülen tohum alerjilerinden biridir. Bu gıda alerjisinden kaçınmak zordur çünkü çoğu fırın ürünü ve baharatlı yemek haşhaş tohumu proteinleri içerebilir. Haşhaş tohumu proteini vücutla temas ettiğinde reaksiyon tetiklenir. Bağışıklık sisteminiz bu yabancı maddelerle savaşmak için antikorlar ve histaminler salgılar. Haşhaş tohumu proteinleri ile histaminler arasındaki reaksiyon farklı belirtilere neden olur. Kaliforniya haşhaşı, Meksika haşhaşı ve kırlangıçotu da dahil olmak üzere, cins ve familyaya ait farklı türler arasında kapsamlı bir çapraz reaksiyon olabilir. Haşhaş tohumu, bu panallerjenleri içeren diğer bitkilerle çapraz reaktivite olasılığını gösteren Bet v 1 ve profilin homologlarını içerir. Aynı zamanda kuruyemiş alerjisi olan kişiler, kivi, haşhaş tohumu veya susam tohumlarına karşı da alerjik reaksiyon gösterebilirler. Bu besinleri tüketirken dikkatli olmaları önerilir. Haşhaşın birçok sağlık ve cilt faydası vardır. Yemeğinizi lezzetli hale getirir ve sindirimi iyileştirir. Haşhaş tohumu ezmesini cilt üzerine sürdüğünüzde kirleri giderir ve kuru cildi nemlendirir. Haşhaş Tohumu Alerjisi BelirtileriBu alerjinin belirtileri hafiften ağıra kadar değişebilir ve yaşamı tehdit edici olabilir. Besin değeri nedeniyle pek çok yiyecekte bu tohumlar kullanılır. Tohumlardan elde edilen yağlar da, alerjik reaksiyonu tetikleyebilir. Ağır alerji durumlarında haşhaş tohumlarının teneffüs edilmesi bile belirtilerin tetiklenmesine neden olabilir.  Haşhaş alerjisinde ortaya çıkabilecek belirtilerden bazıları şunlardır;... --- ### Çocuklarda Doğru Beslenme Nasıl Olmalıdır? > Çocuklarda doğru beslenme, sağlıklı büyüme, zihinsel gelişim ve güçlü bir bağışıklık sistemi için kritik öneme sahiptir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-dogru-beslenme-nasil-olmalidir Çocuklarda doğru beslenme, sağlıklı büyüme, zihinsel gelişim ve güçlü bir bağışıklık sistemi için kritik öneme sahiptir. Çocukların fiziksel ve zihinsel gelişim süreçleri, günlük olarak aldıkları besinlerden doğrudan etkilenir. Yeterli ve dengeli bir beslenme düzeni, çocukların sağlıklı alışkanlıklar edinmesine katkıda bulunurken, yetersiz beslenme büyüme geriliği, bağışıklık sisteminin zayıflaması ve öğrenme güçlüklerine yol açabilir. Çocuklarda Doğru Beslenme İçin Temel Besin Grupları Çocuklarda doğru beslenmeyi sağlamak için dört ana besin grubundan dengeli bir şekilde yararlanmak gerekir: Karbonhidratlar: Enerji kaynağı olarak çocukların günlük aktivitelerinde önemli rol oynar. Tam tahıllar, esmer pirinç, yulaf gibi kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir. Proteinler: Vücut dokularının onarımı ve kas gelişimi için gereklidir. Et, tavuk, balık, yumurta, süt ürünleri ve baklagiller protein kaynakları olarak öne çıkar. Yağlar: Özellikle beyin gelişimi için faydalıdır. Sağlıklı yağlar için zeytinyağı, avokado, ceviz, fındık gibi gıdalar tüketilmelidir. Vitamin ve Mineraller: Bağışıklık sistemi, kemik gelişimi ve metabolizma için önemlidir. Taze meyve, sebze ve süt ürünleri gibi zengin vitamin ve mineral kaynakları diyetin ayrılmaz bir parçasıdır. Çocuklar İçin Doğru Beslenme Önerileri Çocukların sağlıklı ve dengeli bir beslenme alışkanlığı edinmeleri için ebeveynlerin dikkat etmesi gereken bazı temel öneriler şunlardır: Düzenli Öğünler Oluşturun: Çocukların günde 3 ana öğün ve 2 ara öğün şeklinde beslenmeleri sağlıklı büyümeleri için önemlidir. Düzenli öğünler kan şekeri dengesini korur ve enerji düzeyini yüksek tutar. Çeşitli Gıdalar Sunun: Çocukların farklı besin gruplarını tanımaları ve tüketmeleri için çeşitlilik sağlayın. Tek tip besinlerden uzak durmak, vücudun ihtiyaç duyduğu tüm besin öğelerini almasını sağlar. Sağlıklı Atıştırmalıklar Tercih Edin: İşlenmiş atıştırmalıklar yerine taze meyve, yoğurt, ceviz, badem gibi sağlıklı seçenekler... --- ### Egzamada (Atopik Dermatit) Dupilumab Tedavisi > Dupilumab IL-4 ve IL-13 resöptörlerinde ortak bir yapı olarak bulunan IL4 resöptörü alfa subünitesine bağlanarak bloke eden insan kaynaklı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzamada-atopik-dermatit-dupilumab-tedavisi Dupilumab IL-4 ve IL-13 resöptörlerinde ortak bir yapı olarak bulunan IL4 resöptörü alfa subünitesine bağlanarak bloke eden insan kaynaklı monoclonal bir antikordur. Bu reseptörün bloke edilmesi IL-4 ve IL-13 aracılı sinyalizasyonların ikisinin de bloke edilmesine ve bunun sonucu olarak atopik dermatit patogenezinde önemli yer tutan TH2 influmatuar yanıtının baskılanmasına yol açar. Dupilumab Kimlerde Kullanılır? Atopik dermatit tedavisinde kullanımı Mart 2017 yılında FDA tarafından topikal tedavilerin başarısız olduğu ya da kullanımının önerilmediği orta ve şiddetli erişkin atopik dermatit vakalarında kullanılmak üzere onaylanmıştır. 26 Mayıs 2020 - ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), hastalığı topikal reçete ile yeterince kontrol edilemeyen orta ila şiddetli atopik dermatiti olan 6 ila 11 yaş arası çocuklar için Dupixent ® (dupilumab) onayladı. Dupixent, bu hasta popülasyonu için onaylanmış tek biyolojik ilaçtır. Türkiye'de henüz 12 yaş üstünde onaylıdır. Dupilumab 3 grup hastalıkta etkilidir; -Atopik dermatit, -Astım, -Kronik rinosinüzit ve nazal polip. Baş Bilim Sorumlusu. “Kontrolsüz orta ila şiddetli atopik dermatiti 6 aydan 5 yaşına kadar olan küçük çocuklarda ve kontrolsüz, kalıcı astımı olan çocuklarda Dupixent'i çalışmaya devam ediyoruz. " diye açıklama yapmıştır.   Ayrıca, Dupixent'i eozinofilik özofajit, gıda ve çevresel alerjiler, kronik obstrüktif akciğer hastalığı ve diğer dermatolojik hastalıklar dahil olmak üzere tip 2 inflamasyonun neden olduğu diğer hastalıklarda etkinliği araştırılmaktadır. ” Dupilumab Etkinliği Nasıldır? Dupilumab atopik dermatit tedavisinde etkilidir. Deri bulgularını, belirtilerini, şiddetini ve yaşam kalitesini düzeltir. Kaşıntı şikayetlerinin 12 haftalık tedavi ile %75 oranında düzeldiği bildirilmiştir. Kaşıntının baskılanması yaşam kalitesinin önemli derecede artmasını sağlamaktadır. Kaşıntının baskılanması; aynı zamanda uyku düzeni, depresyon, anksiyete ve yaşam kalitesinde belirgin düzelme... --- ### Egzersiz Provokasyon Testi Nedir? > Egzersiz provokasyon testi, çocuğunuzun egzersize bağlı hava yolu daralması olup olmadığını belirler. Bu test; - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzersiz-provokasyon-testi-nedir Egzersiz provokasyon testi, çocuğunuzun egzersize bağlı hava yolu daralması olup olmadığını belirler. Bu test; egzersize bağlı astım (EIA) veya egzersize bağlı bronkokonstriksiyon (EIB olarak da bilinir) varlığında yapılır. Egzersiz sırasında, hava yollarının daralıp daralmadığını görmek; astımı teşhis etmek ve yönetmekte yardımcı olabilir. Egzersiz Provokasyon Testi Nasıl Yapılır? Egzersiz provokasyon testi sırasında, çocuğunuz yaklaşık 10 dakika egzersiz yapacaktır. Egzersiz yoğunluğu, çocuğunuzun kalp atış hızı tepkisine ve aerobik kapasitesine bağlı olarak artırılacaktır. Egzersiz yapmadan önce, egzersiz sırasında birçok zaman aralıklarında ve egzersiz yaptıktan sonra çocuğunuzdan akciğer kapasitesini ölçen bir alet olan spirometreye, kuvvetli bir şekilde üflemesi istenecektir. Çocuğunuzun burnuna klips takılarak ve egzersiz sırasında kalp atış hızları ve oksijen doygunluğu izlenecektir. Çocuğumu Egzersiz Provokasyon Testine Nasıl Hazırlarım? Çocuğunuz egzersiz için bol, rahat giysiler ve spor ayakkabıları giymelidir. Çocuğunuzun testten en az dört saat önce ağır egzersiz yapmadığından veya testten önce ağır bir yemek yemediğinden emin olun. Egzersiz provokasyonuna başlamadan önce; çocuğunuz bir spirometreye güçlü bir şekilde üfleyerek, solunum fonksiyon testleri yapabilmelidir. Solunum fonksiyon testlerini yeterince gerçekleştiremezlerse, doktorunuz provokasyonu iptal edecektir. İlaçlar Ne zaman bırakılmalı Geleneksel dozlarda inhale beta-agonistler•• Kısa etkili (ör. Ventolin,Proventil, ProAir)•• Uzun etkili (ör. Serevent,Advair, Symbicort, Dulera) Testten 6 saat önceTestten 36 saat önce İnhalan antikolinerjikler•• Kısa etkili (ör. Atrovent)•• Uzun etkili (ör. Spiriva) Testten 12 saat önceTestten 48 saat önce Antihistaminikler•• Kısa etkili (ör. Benadryl)•• Uzun etkili (ör. Claritin,Zyrtec, Allegra) Testten 48 saat önceTestten 3 gün önce Çocuğunuz, solunum yollarının egzersize yanıt verme yeteneğini değiştirebilecek ilaçlar almamalıdır. Yukarıdaki bu tablo, çocuğunuzun egzersiz provokasyon testinden önce bu ilaçları ne zaman... --- ### Parfüm Alerjisi Belirtileri ve Nedenleri > Parfüm alerjisi, parfümler ve diğer kokulu ürünlerde bulunan kimyasal maddelere karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesiyle - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/parfum-alerjisi Parfüm alerjisi, parfümler ve diğer kokulu ürünlerde bulunan kimyasal maddelere karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan bir alerji türüdür. Parfüm alerjisi, sadece parfümlerle sınırlı kalmayıp, kokulu deodorantlar, vücut spreyleri, losyonlar, sabunlar, şampuanlar ve deterjanlar gibi günlük hayatta sıkça kullanılan birçok üründe bulunan kimyasallara karşı gelişebilir. Bu alerji, ciltte, solunum yollarında veya gözlerde rahatsızlıklar yaratabilir. Parfüm alerjisi, modern yaşamda giderek yaygınlaşan bir problem haline gelmiştir. Parfümlü ürünlerin yoğun kullanımı, hassas bireylerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir ve bu durum yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Parfüm Alerjisinin Belirtileri Nelerdir? Parfüm alerjisi, kişiden kişiye farklı şekillerde kendini gösterebilir ve belirtiler genellikle parfüme veya kokulu bir ürüne maruz kaldıktan hemen sonra başlar. İşte parfüm alerjisinin yaygın belirtileri: 1. Cilt Reaksiyonları Parfüm alerjisi, ciltte en sık görülen reaksiyonlardan biridir. Bu reaksiyonlar genellikle parfümün doğrudan temas ettiği bölgelerde ortaya çıkar. Yaygın cilt belirtileri şunlardır: Kızarıklık ve Kaşıntı: Parfümlü ürünlerin cilde uygulanmasından sonra, kızarıklık ve yoğun kaşıntı görülebilir. Kurdeşen (Ürtiker): Parfüm, ciltte kabarıklık ve şişlik şeklinde kendini gösterebilir. Dermatit: Parfüm alerjisi, özellikle temas edilen bölgelerde alerjik kontakt dermatit denilen cilt iltihaplarına neden olabilir. Ciltte kabarcıklar, döküntü ve kuruluk gibi belirtiler ortaya çıkabilir. 2. Solunum Yolu Reaksiyonları Parfüm alerjisinde, solunum yollarında da çeşitli semptomlar görülebilir. Bu belirtiler genellikle kokunun solunmasıyla başlar ve alerjik rinit benzeri reaksiyonlara yol açar: Burun Tıkanıklığı: Parfüm kokusuna maruz kalındığında burun tıkanıklığı ve akıntı olabilir. Hapşırma: Parfüm alerjisi olan kişiler, parfüme maruz kaldıklarında sürekli hapşırma ihtiyacı hissedebilir. Nefes Darlığı ve Hırıltı: Parfüm alerjisi astımı olan kişilerde nefes darlığı, hırıltı ve göğüste sıkışma hissi... --- ### Soya Alerjisi > Nadiren, soya alerjisi, anafilaksiye neden olur , bu potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir reaksiyondur ve nefes almayı olumsuz - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/soya-alerjisi Baklagiller ailesinin bir üyesi olan soya, bebek mamalarında ve diğer birçok işlenmiş gıdada kullanılabilen bir bileşendir. Küçük çocuklarda soya en yaygın gıda alerjenlerinden biridir. Tipik olarak, alerjik reaksiyonlar ilk olarak 3 yaşın altındaki bebeklerde ve küçük çocuklarda ortaya çıkar ve çoğu çocukluk döneminde iyileşir. Soya Alerjisinin Belirtileri Kusma, Karın krampları, Hazımsızlık, İshal, Hırıltı, Nefes darlığı, nefes almada zorluk, Tekrarlayan öksürük, Boğazda gerginlik, ses kısıklığı, Zayıf nabız, Deride soluk veya mavi renk, Kurdeşen, Şişlik, dili ve/veya dudakları etkileyebilir, Baş dönmesi, Bilinç bulanıklığı, konfüzyon. Nadiren, soya alerjisi,anafilaksiyeneden olur , bu potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir reaksiyondur ve nefes almayı olumsuz etkiler, kan basıncında ani bir düşüşe neden olur ve vücudu şoka sokabilir. Anafilakside ilk basamak tedavi adrenalin oto-enjektör uygulamasıdır. Soya Alerjisi TeşhisiBesin alerjilerinde belirtiler kişiden kişiye değişebilir ve tek bir kişi her reaksiyonda her zaman aynı belirtileri yaşamayabilir. Soyaya karşı alerjik reaksiyonlar cildi, solunum yolunu, gastrointestinal sistemi veya kardiyovasküler sistemi etkileyebilir. Bir gıda alerjisinden şüphelenildiğinde, hangitestlerin yapılacağını belirlemek , bir alerji olup olmadığına karar vermek ve belirtileri yönetme konusunda bilgi sahibi olabilmek için bir alerji uzmanına danışmak gerekir. Alerji uzmanları, tanı koymak için alerji belirtileri ve geçmişi hakkında ayrıntılı sorular sorar. Tanıyı netleştirmek amacıyla genellikle, vücudunuzda gıdaya özgü immünoglobulin E (IgE) antikorlarının bulunup bulunmadığını gösteren bir kan testi (ImmunoCAP testi gibi) ve/veya deri prick testleri uygulanabilir. Soya Alerjisi TedavisiDiğer besin alerjilerinde olduğu gibi, soya alerjisini yönetmenin en iyi yolu soya içeren ürünleri tüketmekten kaçınmaktır. Soya veya soya türevleri, bazı bebek mamalarında, konserve et sularında, çorbalarda, konserve ton balıklarında, işlenmiş etlerde ve... --- ### Zeytin Ve Zeytinyağı Alerjisi > Zeytin ve zeytinyağı alerjisi nadir olarak ortaya çıkabilir. Besin alerjileri son on yılda artmıştır ve besin alerjisi olan çocukların astım - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/zeytin-ve-zeytinyagi-alerjisi Zeytin , bir tür ağaç meyvesidir. Mükemmel bir sağlıklı yağ, vitamin, mineral ve antioksidan kaynağıdır. İyi bir A,D,E ve K vitamini kaynağıdırlar. Hem yeşil hem de siyah zeytin bakır ve kalsiyum kaynağıdır. Diğer bazı faydaları ise şöyledir; Kalp sağlığını korumak, İltihapla mücadele, Vücuttaki kötü bakterilerin büyümesini azaltmak, Osteoporoz ve kansere karşı korumak. Çoğu zeytin acılığından dolayı taze yenmez. Genellikle sertleştirilir ve fermente edilir veya sıkıştırılarak zeytinyağı haline getirilirler. Zeytin yağı, yemek pişirmek için mükemmel bir yağ olarak bilinen sızma zeytinyağı yapmak için çıkarılır. Zeytinyağının ayrıca belgelenmiş birçok cilt faydası da vardır . Zeytin ve zeytinyağı alerjisi nadir olarak ortaya çıkabilir. Besin alerjileri son on yılda artmıştır ve besin alerjisi olan çocukların astım, egzama ve diğer alerji türlerine yakalanma olasılığı daha yüksektir. Bir besin alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin bir yiyeceğe karşı olumsuz tepki vermesiyle ortaya çıkar. Vücut, bir yiyeceğe yanıt olarak immunoglobulin E (IgE) antikorunu oluşturur. Alerjik  yiyecekleri tüketirseniz, vücutta histamin gibi kimyasallar salınır ve alerjik bir tepki oluşur. Zeytin alerjisi Zeytin meyvesi alerjisi nadir olarak ortaya çıkar. Zeytin ile ilişkili en yaygın alerji mevsimsel polen alerjisidir. Zeytin ağacı yetiştirilen yerlerde yaşayanlar, zeytin polenine mevsimsel bir solunum alerjisi geliştirebilir. Polen alerjisi en yaygın alerjik yanıt olsa da, kontakt dermatit ve besin alerjileri vakaları da bildirilmiştir . Zeytinyağı daha az protein içerdiğinden, zeytin meyvesinin zeytinyağına göre alerjik bir tepki oluşturma olasılığı daha yüksektir. Bununla birlikte, zeytinyağına karşı alerji de gelişebilir. Zeytinyağı alerjisi belirtileri Yiyeceklere karşı alerjik reaksiyondan kaynaklanabilecek birçok belirti vardır. Besin alerjilerinin çoğu belirtisi yaklaşık bir saat içinde ortaya çıkar. Deri... --- ### Gebelikte Astım: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Gebelikte astım, hamilelik sürecinde kadınları etkileyebilen önemli bir solunum yolu hastalığıdır. Astım, hava yollarının daralması ve - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gebelikte-astim-tedavisi Gebelikte astım, hamilelik sürecinde kadınları etkileyebilen önemli bir solunum yolu hastalığıdır. Astım, hava yollarının daralması ve iltihaplanması sonucu nefes darlığı, öksürük, hırıltı ve göğüste sıkışma gibi belirtilerle kendini gösterir. Gebelik döneminde hormonal değişiklikler ve bağışıklık sistemindeki farklılıklar, astım semptomlarını etkileyebilir ve kontrol edilmesi zorlaşabilir. Bu nedenle, gebelik sırasında astım yönetimi hem anne hem de bebek sağlığı açısından büyük önem taşır. Bu yazıda, gebelikte astımın nedenleri, belirtileri, tedavi yöntemleri ve anne-bebek sağlığına olan etkilerini detaylı şekilde ele alacağız. Gebelikte Astımın Nedenleri Astım, kronik bir solunum yolu hastalığıdır ve gebelik döneminde hem anne adayını hem de bebeği etkileyebilir. Gebelik sırasında meydana gelen hormonal değişiklikler ve bağışıklık sistemindeki farklılıklar, astım semptomlarının şiddetini artırabilir veya azaltabilir. Gebelikte astımın nedenleri şu şekilde sıralanabilir: 1. Hormon Değişiklikleri: Gebelik sırasında östrojen ve progesteron gibi hormonların seviyeleri önemli ölçüde artar. Bu hormonlar solunum sistemini ve bağışıklık sistemini etkileyebilir. Özellikle progesteron, solunum hızını artırarak hava yollarının genişlemesine yardımcı olabilirken, aynı zamanda astım semptomlarının kötüleşmesine de yol açabilir. 2. Bağışıklık Sistemi Değişiklikleri: Gebelik sürecinde bağışıklık sistemi değişime uğrar. Vücudun bebeği yabancı bir madde olarak algılamasını engellemek için bağışıklık sistemi zayıflar. Bu durum, astım gibi bağışıklıkla ilgili hastalıkların şiddetlenmesine yol açabilir. Ayrıca, gebelik sırasında enfeksiyon riskinin artması astım krizlerini tetikleyebilir. 3. Gebelikte Stres: Hamilelik sürecindeki fiziksel ve duygusal stresler de astım semptomlarını kötüleştirebilir. Stres, vücutta inflamasyonu artırabilir ve bu da astımın şiddetlenmesine neden olabilir. 4. Çevresel Faktörler: Gebelikte, alerjenler, sigara dumanı, hava kirliliği ve kimyasallar gibi çevresel faktörler de astım krizlerini tetikleyebilir. Özellikle alerjik astımı olan kadınlarda, bu tür tetikleyicilere karşı... --- ### Egzama Bulaşıcı Mıdır? > Bu yazıda, egzamanın ne olduğunu, egzama bulaşıcı mı olup olmadığını, nedenlerini ve tedavi yöntemlerini ele alacağız. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-bulasici-midir Egzama genetik bir hastalık olup aileden çocuğa genler yoluya geçer Egzama bulaşıcı bir hastalık değildir bulaşmaz Egzamalı cilt mikrop yerleşmesine eğilimlidr ve mikrop kapmış egzamalı bir cilde temasla mikropların bulaşması mümkün olabilir. Egzama, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen kronik bir cilt hastalığıdır. Ciltte kızarıklık, kaşıntı, kabarma ve kuruluk gibi belirtilerle kendini gösterir. Egzama ile ilgili en çok merak edilen konulardan biri, bu hastalığın bulaşıcı olup olmadığıdır. Bu yazıda, egzamanın ne olduğunu, egzama bulaşıcı mı olup olmadığını, nedenlerini ve tedavi yöntemlerini ele alacağız. Egzama Nedir? Egzama (dermatit), cildin tahriş olmasına ve iltihaplanmasına neden olan bir cilt hastalığıdır. Egzama genellikle çocukluk döneminde başlar, ancak her yaşta görülebilir. Bu hastalık, ciltte kaşıntılı, kızarık ve kuru alanlara yol açarak kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. En yaygın görülen egzama türlerinden biri atopik dermatittir. Bunun yanı sıra, kontak dermatit ve seboreik dermatit gibi diğer türleri de vardır. Egzamanın tam olarak neden ortaya çıktığı bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık, bağışıklık sistemi bozuklukları ve çevresel faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Egzama Bulaşıcı mı? Egzamanın bulaşıcı olup olmadığı sorusu, hastalığa sahip olan ve çevresindekiler için endişe verici olabilir. Ancak, egzama bulaşıcı değildir. Egzama, bakteri, virüs ya da mantar gibi bir enfeksiyon nedeniyle oluşmaz; bu yüzden kişiden kişiye geçmez. Egzamalı bir kişinin cildindeki tahriş veya yaralar, çevresindeki insanlara bulaşma riski taşımaz. Egzama, vücudun bağışıklık sistemi ile ilgili bir durum olduğundan, genetik faktörler önemli bir rol oynar. Eğer bir kişinin ailesinde egzama, astım veya alerjik hastalıklar geçmişi varsa, bu kişinin egzama geliştirme olasılığı daha yüksektir. Ancak bu durum, egzamanın başka bir kişiye bulaşabileceği anlamına gelmez. Egzamanın Nedenleri Egzamanın kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu hastalığın gelişiminde etkili olabilir. İşte egzamanın gelişmesine neden olabilecek başlıca faktörler: Genetik yatkınlık: Ailede egzama,... --- ### Badem Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Badem alerjisi, ağaç yemişleri grubuna dahil olan bademin tüketilmesi veya bademle temas edilmesi durumunda bağışıklık - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/badem-alerjisi-nedir-belirtileri-nelerdir Badem alerjisi, ağaç yemişleri grubuna dahil olan bademin tüketilmesi veya bademle temas edilmesi durumunda bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan bir alerjik durumdur. Özellikle çocuklarda ve yetişkinlerde yaygın görülen badem alerjisi, ciddi reaksiyonlara yol açabilir ve dikkatli yönetilmesi gereklidir. Badem, besleyici değeri yüksek bir kuruyemiş olduğu için birçok yiyecek ve atıştırmalıkta yaygın olarak bulunur. Bu makalede badem alerjisi hakkında kapsamlı bilgi bulabilirsiniz: belirtileri, nedenleri, teşhis yöntemleri ve tedavi seçenekleri. Badem Alerjisi Belirtileri Badem alerjisinin belirtileri, hafif reaksiyonlardan hayatı tehdit eden anafilaksiye kadar geniş bir yelpazede ortaya çıkabilir. Badem alerjisi olan bireylerde görülebilecek başlıca belirtiler şunlardır: Cilt Reaksiyonları: Kaşıntı, kızarıklık, döküntü, kabarma ve bazı durumlarda egzama benzeri reaksiyonlar. Sindirim Sistemi Belirtileri: Mide bulantısı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi sindirim sorunları. Solunum Yolu Reaksiyonları: Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, boğazda kaşıntı, öksürük, nefes darlığı ve hırıltılı solunum. Oral Alerji Sendromu (OAS): Bademin ağızla teması sonucu dudaklarda, dilde ve boğazda kaşıntı ve hafif şişlik gibi belirtiler oluşabilir. Anafilaksi: Badem alerjisi, bazı vakalarda anafilaksi olarak bilinen hayatı tehdit eden şiddetli bir alerjik reaksiyona yol açabilir. Anafilaksi, düşük tansiyon, hızlı nabız, solunum zorluğu ve bilinç kaybı gibi belirtilerle kendini gösterir ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Badem Alerjisinin Nedenleri Badem alerjisinin temel nedeni, bağışıklık sisteminin bademde bulunan bazı proteinleri zararlı olarak algılayıp aşırı tepki göstermesidir. Badem alerjisinin ortaya çıkmasına neden olan başlıca faktörler şunlardır: Genetik Yatkınlık: Ailede gıda alerjisi bulunan bireylerin çocuklarında badem alerjisi gelişme riski daha yüksektir. Badem Proteinleri: Badem, bazı bireylerde bağışıklık sistemi tarafından alerjen olarak algılanan proteinler içerir. Bu proteinler, IgE antikorları... --- ### Klima Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Klima alerjisi, klimanın ortamda yarattığı değişikliklerin tetiklediği alerjik reaksiyonları ifade eder. Klima, havayı soğuturken aynı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-astim/klima-alerjisi Klima kullanımı, sıcak yaz aylarında ve soğuk kış günlerinde rahatlık sağlamak amacıyla neredeyse her evde ve işyerinde yaygınlaşmıştır. Ancak, bazı insanlar klima kullanımından sonra burun akıntısı, öksürük, gözlerde sulanma ve cilt tahrişi gibi alerjik belirtiler yaşamaktadır. Bu durum genellikle "klima alerjisi" olarak adlandırılır. Klima alerjisi, klimanın neden olduğu doğrudan bir alerji değildir, ancak klimaların içerdiği veya yaydığı partiküller alerjik reaksiyonları tetikleyebilir. Bu yazıda, klima alerjisinin nedenleri, belirtileri, tanısı ve önleme yöntemleri ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Klima Alerjisi Nedir? Klima alerjisi, klimanın ortamda yarattığı değişikliklerin tetiklediği alerjik reaksiyonları ifade eder. Klima, havayı soğuturken aynı zamanda odadaki nem seviyesini de azaltır ve bu, bazı bireylerde alerji semptomlarına yol açabilir. Alerjik reaksiyonlar genellikle klimanın içinde biriken toz, küf sporları ve diğer alerjenlerin havaya yayılmasıyla meydana gelir. Klima cihazlarının içinde bulunan filtreler zamanla kirlenir ve bu kirler temizlenmediğinde havaya yayılan alerjenlerin miktarı artar. Özellikle klimalar düzenli temizlenmediğinde, bu durum alerji semptomlarının şiddetlenmesine neden olabilir. Klima alerjisi terimi, aslında bu hava yoluyla taşınan partiküllerin ve alerjenlerin bir kombinasyonunun neden olduğu reaksiyonları tanımlar. Klima Alerjisinin Nedenleri Klima alerjisinin başlıca nedeni, klimaların ortamda dolaştırdığı hava içinde bulunan alerjenlerdir. Klimanın kendisi alerjik bir madde üretmese de, hava yoluyla taşınan çeşitli maddelerin birikmesine ve yayılmasına yol açabilir. İşte klima alerjisine neden olabilecek başlıca faktörler: Toz ve Toz Akarları: Klimanın filtresinde biriken toz partikülleri havaya karışarak alerjik reaksiyonları tetikleyebilir. Özellikle ev tozu akarları, alerjik semptomların ana nedenlerinden biridir. Klimanın filtreleri düzenli olarak temizlenmediğinde veya değiştirilmediğinde, bu akarlar ortama geri yayılır ve alerjik reaksiyonlara neden olur. Küf ve Mantar Sporları: Klima... --- ### Kuruyemiş Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir? > Kuruyemiş alerjisi, bağışıklık sisteminin fındık, ceviz, badem, kaju, Antep fıstığı gibi kuruyemişlerde bulunan proteinlere karşı aşırı tepki - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kuruyemis-alerjisi-kabuklu-agac-yemisi-alerjileri Kuruyemiş alerjisi, bağışıklık sisteminin fındık, ceviz, badem, kaju, Antep fıstığı gibi kuruyemişlerde bulunan proteinlere karşı aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan bir gıda alerjisidir. Kuruyemiş alerjisi, özellikle çocuklarda sık görülen alerji türlerinden biridir ve yaşam boyu sürebilir. Bu alerji, genellikle şiddetli reaksiyonlara yol açabilir ve dikkat edilmesi gereken önemli bir sağlık sorunudur. Kuruyemiş alerjileri, bağışıklık sisteminin kuruyemişteki proteinleri zararlı olarak algılaması ve bu proteinlere karşı IgE antikorları üretmesiyle ortaya çıkar. Bu durum, histamin ve diğer kimyasal maddelerin salınmasına neden olarak alerjik belirtileri tetikler. Kuruyemiş alerjisi hafif belirtilerden anafilaksi gibi şiddetli reaksiyonlara kadar geniş bir yelpazede semptomlara yol açabilir. Kuruyemiş Alerjisinin Belirtileri Nelerdir? Kuruyemiş alerjisinin belirtileri, kuruyemiş yedikten birkaç dakika ya da saatler sonra ortaya çıkabilir. Belirtiler kişiden kişiye değişebilir ve alerjinin şiddetine göre farklılık gösterebilir. Yaygın kuruyemiş alerjisi belirtileri şunlardır: Hafif Belirtiler: Ağızda kaşıntı ve karıncalanma: Kuruyemiş yedikten sonra ağız ve boğazda kaşıntı, karıncalanma ya da yanma hissi olabilir. Ciltte kızarıklık ve döküntü: Vücutta kızarıklık, kaşıntı ve kurdeşen gibi cilt reaksiyonları meydana gelebilir. Gözlerde kaşıntı ve sulanma: Kuruyemiş alerjisi olan kişilerde gözlerde sulanma, kaşıntı ve kızarıklık görülebilir. Orta Şiddetli Belirtiler: Karın ağrısı ve mide bulantısı: Kuruyemiş tüketimi sonrası karın ağrısı, mide bulantısı, ishal ya da gaz şikayetleri olabilir. Hapşırma ve burun akıntısı: Solunum yolları ile ilgili semptomlar arasında hapşırma, burun tıkanıklığı ya da burun akıntısı görülebilir. Şiddetli Belirtiler: Anafilaksi: Kuruyemiş alerjisi olan bazı kişilerde anafilaksi adı verilen ve yaşamı tehdit eden şiddetli bir alerjik reaksiyon görülebilir. Anafilaksi belirtileri arasında nefes almada zorluk, boğazda daralma hissi, hızlı kalp atışı, tansiyon düşüklüğü ve... --- ### Keçi Sütü Alerjisi > Keçi sütü alerjisi, keçi sütünü tüketen bireylerde anormal bir bağışıklık reaksiyonu / tepkisi olarak ortaya çıkan yaygın bir durumdur. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/keci-sutu-alerjisi Keçi sütü alerjisi keçi sütünü tüketen bireylerde anormal bir bağışıklık reaksiyonu/tepkisi olarak ortaya çıkan yaygın bir durumdur. Durum çoğunlukla  küçük çocuklarda görülür. Cinsiyete göre farklılık göstermez ve  hem erkekler hem de kadınlar etkilenir. Tüm ırksal ve etnik gruplarda eşit derecede görülebilir. Keçi sütü alerjisi için risk faktörlerinden bazıları şunlardır; Keçi sütü ve keçi sütü ürünlerinin sık tüketilmesi, Ailede besin alerjisi öyküsü, Bebeklik dönemi, Başka bir besin alerjisine daha  sahip olmak. Bir risk faktörüne sahip olmanın, kişinin kesin olarak alerjisi olacağı anlamına gelmez. Ayrıca, bir risk faktörüne sahip olmamak, kişinin alerjisi olmayacağı anlamına da gelmez. Keçi Sütü Alerjisinin Nedenleri Nelerdir?   Keçi sütü alerjisi olan bir kişide alerjik bir reaksiyon meydana gelir, bağışıklık sistemi keçi sütündeki bazı proteinleri tehlikeli ve vücuda zararlı olarak tanır. Keçi sütü alımı, antikorların, özellikle immünoglobulin E (IgE) üretimiyle sonuçlanır. Birey aynı proteine ​​bir dahaki sefer maruz kaldığında, kanda dolaşan antikorlar bir antikor-antijen reaksiyonuna neden olur. Antikor-antijen reaksiyonu, alerjik reaksiyon sırasında görülen belirtilere neden olan histamin ve diğer kimyasal habercilerin üretimiyle sonuçlanır. Küçük çocuklar, çoğunlukla yetersiz gelişmiş bir sindirim sistemi nedeniyle duruma daha yatkındır. Alerjiyi tetikleyen yiyecek miktarı çok fazla olmayabilir. Bazen, küçük miktarlarda alerjen (keçi sütü veya ilgili ürünler) tüketmek, Keçi Sütü Alerjisini tetiklemek için yeterlidir. Keçi sütünde çeşitli proteinler (kazein ve peynir altı suyu gibi), laktoz veya süt şekeri ve yağlı maddeler bulunur. Çocuk keçi sütünün içerdiği proteinlerden herhangi birisine alerjisi olabilir. Keçi Sütü Alerjisinin Belirtileri Nelerdir? Keçi sütü alerjisinin belirtileri, kişi bu ürünü tükettikten sonra birkaç dakika ile birkaç saat içinde ortaya çıkmaya başlayabilir.... --- ### Hamilelikte Alerjik Rinit Nedir, Belirtileri ve Tedavisi > Hamilelikte alerjik rinit, kadınların hamilelik sürecinde yaşadığı yaygın bir durumdur. Alerjik rinit, bağışıklık sisteminin normalde - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hamilelikte-alerjik-nezle-rinit-tedavi Hamilelikte alerjik rinit, kadınların hamilelik sürecinde yaşadığı yaygın bir durumdur. Alerjik rinit, bağışıklık sisteminin normalde zararsız olan maddelere (alerjenlere) karşı aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkar. Hamilelik sırasında meydana gelen hormonal değişiklikler, alerjik rinit belirtilerini şiddetlendirebilir veya bazı durumlarda hafifletebilir. Hamilelikte yaşanan alerjik rinit, annenin yaşam kalitesini etkileyebilir ve doğru tedavi edilmediğinde günlük aktivitelerde zorluklara yol açabilir. Bu yazıda, hamilelikte alerjik rinitin nedenleri, belirtileri, tedavi yöntemleri ve hem anne hem de bebek sağlığı üzerindeki etkilerini ele alacağız. Hamilelikte Alerjik Rinit Nedir? Alerjik rinit, burun mukozasının polen, ev tozu, küf, hayvan tüyü gibi çevresel alerjenlere karşı aşırı duyarlılık geliştirdiği bir durumdur. Hamilelikte alerjik rinit ise, hamilelik sürecindeki hormonal değişiklikler nedeniyle bu alerjik tepkinin şiddetlenmesi veya yeniden ortaya çıkmasıyla karakterizedir. Alerjik rinit genellikle burun akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı ve gözlerde sulanma gibi belirtilerle kendini gösterir. Hamilelik döneminde bağışıklık sisteminin hassaslaşması ve vücutta östrojen ve progesteron gibi hormonların artışı, alerjik rinitin semptomlarını etkileyebilir. Ayrıca, hamilelik sırasında burnun iç kısmındaki kan damarlarının genişlemesi ve mukozanın şişmesi de bu durumu kötüleştirebilir. Hamilelikte Alerjik Rinit Belirtileri Hamilelikte alerjik rinit belirtileri, hamile olmayan kişilerde görülen alerjik rinit belirtilerine benzer, ancak hamilelik sırasında bu semptomların şiddeti değişkenlik gösterebilir. Hamilelik sırasında alerjik rinit yaşayan kadınlarda görülen yaygın belirtiler şunlardır: Sürekli Burun Akıntısı: Alerjenlerle temas edildiğinde burun akıntısı artar. Burun Tıkanıklığı: Hava yollarının daralması sonucu burun tıkanıklığı yaygındır. Bu durum gece uykusunu da etkileyebilir. Hapşırma: Özellikle sabahları sıkça hapşırma görülebilir. Kaşıntılı Burun ve Gözler: Alerjik rinit sırasında burun ve gözlerde kaşıntı yaygın olarak görülür. Gözlerde Sulanma: Gözlerde sulanma, kızarıklık ve... --- ### Moleküler Alerji Testi > Moleküler Alerji Testi kandan alerjiye neden olan besin, polen, ev tozu mite, arı gibi çeşitli alerjenlere karşı spesifik IgE - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/molekuler-alerji-testi Günümüzde yeni geliştirilen alerji testi olan moleküler alerji testi ile artık alerjik hastalıkların teşhisi daha kapsamlı bir şekilde ortaya çıkarılmakta ve alerjik hastalığın tedavisi konusunda çok kapsamlı sonuçlar elde edilebilmektedir. Çok az bir kan ile nano teknoloji kullanılarak yapılan bu testle, kişinin alerjisi varsa, alerji haritasının çıkarılmasını sağlamaktadır. Son teknoloji moleküler alerji testi; 300 adet alerjiye neden olan madde ve alerjik madde bileşenlerine karşı alerjiyi saptamakta ve bunun yanında kişinin alerjik yapısı konusunda bilgi sağlayan Ig E değerini hakkında da bilgi vermektedir. Moleküler Alerji Testi Nedir? Kandan alerjiye neden olan besin, polen, ev tozu mite, arı gibi çeşitli alerjenlere karşı spesifik IgE miktarını ölçerek vücudumuzun alerjisini ve alerji seviyesini saptayabilen, aynı zamanda total IgE dediğimiz vücudun alerjik yapısını gösterebilen yeni nesil bir alerji testidir. Moleküler alerji testi nano teknoloji temelinde yapılan ve bilimsel olarak doğruluğu kanıtlanmış bir alerji testi yöntemidir. Her alerjik maddenin standardizasyonu sağlanmıştır. Moleküler Alerji testi ile Çapraz Reaksiyona neden olan maddeler ortadan kaldırıldığı için daha doğru sonuç vermektedir. Alerjiye neden olan bitkiler, ev tozu mite, evcil hayvanları ve besinlerden içindeki karbonhidrat yapısındaki bileşenler vardır. Bu bileşenler nedeniyle de alerjisi olmamasına rağmen içindeki karbonhidrat yapısındaki bileşenler nedeniyle alerjisi varmış gibi görünmektedir. Yaklaşık %25 civarında çapraz reaksiyon nedeniyle pozitif sonuç çıkmaktadır. Yani bazı maddelere alerjisinden dolayı alerjisi olmayan maddelere de alerjisi varmış gibi sonuç elde edilmektedir. Moleküler alerji testi ile kanda çapraz reaksiyon nedeniyle yalancı olarak pozitif sonuç veren alerjiler engellenmektedir. Mevcut alerji testlerinden ciltten yapılan veya kandan yapılan alerji testlerinde bir maddeye alerji saptanınca yapısındaki benzer maddelerden dolayı... --- ### Şeftali̇ Alerjisi Nedir? > Şeftali alerjisi Avrupa'daki ergenler ve yetişkinler arasında yaygındır. Kadınlar erkeklere göre şeftali alerjisine daha yatkındır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/seftali-alerjisi-nedir Şeftali meyvesine karşı alerji, taze sebze ve meyvelere karşı diğer birçok alerji gibi iki farklı şekilde olabilir. Bazı insanlar şeftaliye karşı gerçek bir alerjiye sahipken, bazılarının huş ağacı polenine alerjisi olabilir. “Pru p 3” şeftaliye duyarlı kişilerde alerjik reaksiyonları tetikleyen başlıca şeftali alerjenidir. Şeftali, "Rosaceae" familyasına ait sert çekirdekli bir meyvedir. Bu meyveye karşı alerji, Avrupa'daki ergenler ve yetişkinler arasında yaygındır. Kadınlar erkeklere göre şeftali alerjisine daha yatkındır. Şeftali Alerjisinin Nedenleri Nelerdir? Huş ağacı poleni alerjisi:Şeftalide bulunan protein, huş ağacı poleni alerjenine benzer olduğu için vücut şeftaliye karşı alerjik reaksiyonlar geliştirebilir. Bu aşamada vücut, şeftaliyi huş ağacı poleni olarak tanıyabilir ve alerjik reaksiyonları tetikleyebilir. “Pru p 3”, şeftaliye duyarlı kişilerde alerjik reaksiyonlara neden olan bir alerjendir. Bu alerjenin kabuktaki konsantrasyonu, meyvenin içindekinden yedi kat daha fazladır. “Pru p 3” şeftaliye alerjisi olan bireylerin bağışıklık sistemleri tarafından tanınmaz. Vücut, IgE antikorları üreterek tepki verir. Ayrıca, olumsuz reaksiyonlara neden olan histamin salınımına da neden olur. Ceviz ve şeftali (ve/veya elma, armut, kiraz, kayısı, erik veya badem gibi diğer Rosaceae) alerjisi Bu hastalar esas olarak, temelde Rosaceae'de (gül) ve aynı zamanda diğer birçok bitki kaynaklı gıdada bulunan LTP (lipit transfer proteini) adlı ısıya dayanıklı bir proteine tepki verir. Çoğu hastada, şeftali alerjisi öyküsü vardır. LTP'ye tepki gösteren hastaların yaklaşık yüzde 50'si, botanik olarak akraba olmayan bitkisel gıdalardan gelen LTP arasındaki çapraz reaktivite nedeniyle cevize (ve diğer ağaç yemişlerine) tepki verir. Kabuklu yemişler (ceviz, fındık) ve yer fıstığı, LTP'ye aşırı duyarlı hastalar için tehlikeli yiyeceklerdendir. Gül dışındaki diğer bitkisel besinlere karşı duyarlı olma olasılığı, IgE'nin... --- ### Kafein Alerjisi > Kahvede bulunan doğal bir uyuşturucu olan kafein, merkezi sinir sistemini uyarır. Fakat bir kişinin kafein alerjisi varsa, kafeinin - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kafein-alerjisi Pek çok insan uyanmalarına yardımcı olmak için sabahları bir fincan kahve içer. Kahvede bulunan doğal bir uyuşturucu olan kafein, merkezi sinir sistemini uyarır. Fakat bir kişinin kafein alerjisi varsa, kafeinin vücut üzerinde bazı rahatsız edici etkileri olabilir. Kafein, kahve çekirdekleri, çay yaprakları ve kakao kabukları gibi çeşitli bitkilerde bulunur. Tüm dünyada kahve, çay ve çikolatada tüketilmektedir. Kafein ve EtkileriKahve ve diğer kafeinli içecekler içmek Amerika Birleşik Devletleri ve diğer birçok ülkede kültürel bir normdur. Kafein, beyni ve merkezi sinir sistemini etkileyen, insanları daha uyanık ve odaklanmış hissettiren doğal bir uyarıcıdır. Birçok insan, daha üretken hale getireceğine inandıkları için çalışma günlerinde kahve içer. Çoğu insan günde 400 miligrama (mg) kadar kafein içebilir, bu da yaklaşık dört fincana eşdeğerdir. Bununla birlikte, bazı insanlar kafeine duyarlıdır ve tükettiklerinde aşağıdakileri yaşarlar: Hızlı kalp atımı, Kaygı, Gerginlik, Baş ağrısı, Uyku problemi, Mide bulantısı. Bu belirtileri yaşayan kişilerde kafeine alerjik olmayan gıda intoleransı olabilir. İntolerans, kafein alerjisine sahip olmaktan farklıdır. Kafein alerjileri nadirdir ve kafein alerjisinin belirtileri, intolerans belirtilerinden daha ciddidir. Kafein alerjisinin belirtileriKafein alerjisinin belirtileri şunlardır: Kurdeşen, birçok kırmızı yumrudan oluşan kaşıntılı bir döküntü, Dudakların ve dilin şişmesi, Kaşıntılı ağız, dudaklar ve dil. Bir kişinin kafein alerjisi varsa, bu belirtiler kafein tükettikten sonraki bir saat içinde ortaya çıkabilir. Bu 2015 çalışmasının bildirdiği gibi, bazı insanlar anafilaktik şok adı verilen kafeine tepki olarak şiddetli bir alerjik reaksiyon yaşayabilir. Bunun çok nadir olduğuna dikkat etmek önemlidir. Anafilaktik şokun belirtileri şunları içerebilir: Gözler, dudaklar, yüz ve dil dahil olmak üzere şiddetli yüz şişmesi, Yüz şişmesi nedeniyle nefes almada... --- ### Karabuğday Alerjisi > Karabuğday Alerjisi Nedir? Küçük miktarlarda karabuğdayın solunması veya yutulması alerjik reaksiyona neden olabilir. Karabuğday, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/karabugday-alerjisi Karabuğday, pirinç, yulaf, arpa ve çavdar yerine kullanılabilen glutensiz bir besindir. Buğdaya alerjisi olan bireyler için harika bir alternatiftir. Karabuğday, Polygonaceae yabani ot grubuna aittir ve mükemmel bir lif, vitamin ve mineral kaynağıdır. Arginin, lizin, glisin, metionin ve triptofanın dahil sekiz temel amino asit içerir. İçerisinde bulunan flavonoid, kan damarlarını genişletme, oksijenli kan dolaşımını iyileştirme, kan kolesterolünü düşürme ve LDL'nin serbest radikaller tarafından oksidasyonunu önleme yeteneği ile kardiyovasküler sağlığı destekler. Aşırı kan pıhtılaşmasını önler ve kan damarlarının geçirgenliğini azaltır. Bu nedenle yüksek tansiyon, varisli damarlar, radyasyon hasarı ve gut tedavisinde kullanılır. Karabuğday Alerjisi Nedir? Küçük miktarlarda karabuğdayın solunması veya yutulması alerjik reaksiyona neden olabilir. Karabuğday, IgE aracılı bir yanıt yoluyla alerjik reaksiyonu tetikleyen oldukça güçlü alerjenler içerir. Karabuğdayda tanımlanan birincil alerjenler arasında Fag e 1, Fag e 10kD, Fag e 16kD, Fag e 19kD ve Fag e TI bulunur. Bağışıklık sistemi, bu amino asit dizilerini yabancı ve tehlikeli olarak tanır ve IgE antikorlarının üretimini başlatır. Başta mast hücreleri ve bazofiller olmak üzere pro-enflamatuar bağışıklık hücreleri, histamin ve diğer bağışıklık aracılarını serbest bırakarak bağışıklık tepkisini sürdürür. Histaminin kan dolaşımına salınması, alerjik reaksiyonla ilişkili belirti ve semptomlarla sonuçlanır. Karabuğday Alerjisinin BelirtileriKarabuğdayın yutulması veya solunması, duyarlı kişilerde ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Karabuğday tüketiminin ardından histamin salınımı ağız, dudak ve yüzde kaşıntıya, şişmeye ve kızarıklığa neden olur. Boğaz ve solunum yollarının şişmesi, karabuğdayın yutulması veya solunmasından kaynaklanabilir. Histaminin kan dolaşımına salınımı, kılcal damarların geçirgenliğini artırarak sıvıların ve toksinlerin cildin üst katmanına sızmasını sağlar. Deride kızarıklık, iltihaplanma ve kaşıntı yaygın olarak görülür. Derinin daha... --- ### Yetişkinlerde Lateks Alerjisi Belirtileri ve Tedavisi > Lateks alerjisi, kauçuk ağaçlarının özsuyundan elde edilen doğal latekse karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/lateks-alerjisi Lateks alerjisi, kauçuk ağaçlarının özsuyundan elde edilen doğal latekse karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan bir alerji türüdür. Bu alerji, lateks içeren ürünlerle temas sonrasında gelişir ve çeşitli belirtilerle kendini gösterir. Lateks, genellikle tıbbi eldivenler, balonlar, kondomlar, lastik bantlar, ayakkabılar, oyuncaklar ve birçok günlük üründe bulunur. Yetişkinlerde lateks alerjisi, özellikle sağlık çalışanları veya lateksle sık temasta bulunan meslek gruplarında daha yaygındır. Lateks Alerjisi Türleri Lateks alerjisi farklı reaksiyon türlerine neden olabilir. Alerjinin tipi, kişinin latekse verdiği tepkinin şiddetine ve maruz kalma şekline bağlı olarak değişebilir: 1. Tip I (Ani Hipersensitivite) Reaksiyonu Bu, latekse karşı en ciddi alerjik reaksiyondur. Vücut, latekse karşı IgE antikorları üretir ve bu, hızlı bir şekilde şiddetli alerjik semptomlara yol açabilir. Bu tür alerjik reaksiyonlar genellikle lateksle doğrudan temas ettikten veya lateks içeren ürünlerin kullanımı sırasında lateks proteinlerini soluduktan kısa bir süre sonra ortaya çıkar. Tip I reaksiyonlar ciddi ve yaşamı tehdit edici olabilir. 2. Tip IV (Gecikmiş Hipersensitivite) Reaksiyonu Tip IV reaksiyonları, ciltte lokalize inflamasyonla kendini gösteren daha hafif bir alerjik reaksiyondur. Bu tür reaksiyon, lateks ürünlere temas ettikten birkaç saat veya gün sonra gelişebilir ve genellikle alerjik kontakt dermatit olarak adlandırılır. Bu durum ciltte kızarıklık, kaşıntı ve kabarma ile kendini gösterir. 3. Tahriş Edici Kontakt Dermatit Tahriş edici kontakt dermatit, bir alerjik reaksiyon olmadan cildin lateksle tahriş olmasından kaynaklanır. Bu durum lateks eldivenler gibi ürünlerin uzun süre kullanılmasıyla ortaya çıkabilir ve ciltte kuruluk, kaşıntı ve çatlaklarla karakterizedir. Lateks Alerjisinin Belirtileri Lateks alerjisinin belirtileri, alerjinin şiddetine ve vücudun lateksle temas etme şekline bağlı olarak... --- ### Çocuklara Süt Ne Zaman Verilir? > Bebek ve çocuklara süt ne zaman verilmeli, hangi yaşta hangi süt türleri tercih edilmeli gibi sorulara kapsamlı bir cevap bulabilirsiniz. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/1-yasindan-kucuk-cocuklara-inek-sutu-verilebilir-mi Süt, çocukların büyüme ve gelişme dönemlerinde önemli bir besin kaynağıdır. Ancak, bebek ve çocuklara süt verilmesi için belirli bir yaş aralığına dikkat edilmelidir. Bebeklerin sindirim sistemleri gelişim aşamasında olduğundan, süt tüketimine erken yaşta başlanması sindirim sorunlarına ve alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Bu makalede, bebek ve çocuklara süt ne zaman verilmeli, hangi yaşta hangi süt türleri tercih edilmeli gibi sorulara kapsamlı bir cevap bulabilirsiniz. Bebeklerde Süt Tüketimi: Hangi Yaşta Hangi Süt Verilmeli? Bebekler, yaşamın ilk altı ayında sadece anne sütü ile beslenmelidir. Anne sütü, bebeğin ihtiyaç duyduğu tüm besin maddelerini içerir ve sindirimi kolaydır. Anne sütünün yetersiz kaldığı durumlarda ise doktor önerisiyle özel bebek formülleri kullanılabilir. İşte bebek ve çocuklarda süt tüketimi için tavsiye edilen yaş aralıkları: 0-6 Ay: Bu dönemde anne sütü veya anne sütünün yetersiz olduğu durumlarda doktorun önerdiği özel bebek formülleri dışında başka süt verilmemelidir. 6-12 Ay: Bebeklerin sindirim sistemi hâlâ inek sütüne uygun olmadığı için bu dönemde de anne sütü veya devam sütü kullanılmalıdır. İnek sütü, bebeklerin bağırsaklarında tahrişe ve alerjik reaksiyonlara neden olabileceği için önerilmez. 1 Yaş ve Sonrası: 12 aydan itibaren bebeklerin sindirim sistemleri inek sütüne daha toleranslı hale gelmiştir. Bu nedenle, tam yağlı pastörize inek sütü verilmeye başlanabilir. Günde 1-2 bardak (200-400 ml) süt yeterlidir, ancak süt tüketimi bebeğin diğer besinlerden alacağı besin maddelerini engellemeyecek şekilde düzenlenmelidir. 1 Yaşından Küçük Bebeklere Neden İnek Sütü Verilmemeli? 1 yaşından küçük bebeklere inek sütü verilmesi önerilmez çünkü: Sindirim Sistemi Olgunlaşmamıştır: Bebeklerin bağırsakları, inek sütündeki proteinleri sindirmek için henüz yeterince gelişmiş değildir. Bu durum bağırsaklarda tahrişe, gaz sorunlarına... --- ### Tarçın Alerjisi Nedir? > Tarçın alerjisi, bazı bireylerin tarçın tükettiğinde ya da tarçınla temas ettiğinde bağışıklık sistemlerinin aşırı tepki vermesi sonucu - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/tarcin-alerjisi-nedir Tarçın alerjisi, bazı bireylerin tarçın tükettiğinde ya da tarçınla temas ettiğinde bağışıklık sistemlerinin aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir gıda alerjisidir. Tarçın, özellikle tatlılarda, içeceklerde ve bazı kozmetik ürünlerinde yaygın olarak kullanılan bir baharattır. Ancak tarçın alerjisi, diğer yaygın gıda alerjilerine göre daha nadir görülür. Bu alerji hem tarçının içeriğindeki kimyasal bileşiklere hem de tarçının kendisine karşı gelişebilir ve farklı semptomlara neden olabilir. Tarçın Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Tarçın alerjisinin belirtileri tarçın ile temasın ardından dakikalar veya saatler içinde ortaya çıkabilir. Belirtiler hafif veya şiddetli olabilir ve bazı durumlarda ciddi alerjik reaksiyonlar meydana gelebilir. Tarçın alerjisinin en yaygın belirtileri şunlardır: Deri döküntüleri ve kaşıntı: Tarçınla temas eden bölgelerde kızarıklık, kaşıntı ve döküntüler oluşabilir. Kurdeşen (ürtiker) de görülebilir. Sindirim sorunları: Mide bulantısı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi gastrointestinal belirtiler tarçın tüketiminden sonra ortaya çıkabilir. Solunum problemleri: Hırıltı, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, öksürük ve nefes darlığı gibi solunum yolu semptomları yaygın olabilir. Ağız ve boğazda şişlik: Tarçın tükettikten sonra dudaklar, dil, boğaz veya ağızda şişlik meydana gelebilir. Anafilaksi: Nadir durumlarda tarçın alerjisi, hayatı tehdit eden ciddi bir reaksiyon olan anafilaksiye neden olabilir. Anafilaksi belirtileri arasında nefes almada zorluk, tansiyon düşüklüğü, hızlı nabız ve bilinç kaybı yer alır. Acil tıbbi müdahale gerektirir. Tarçın Alerjisinin Nedenleri Tarçın alerjisi, bağışıklık sisteminin tarçında bulunan bazı bileşiklere karşı aşırı duyarlılık geliştirmesi sonucu ortaya çıkar. Bağışıklık sistemi tarçını zararlı bir madde olarak algılar ve bu durum alerjik reaksiyonlara neden olur. Tarçın alerjisi, genetik yatkınlık, alerjik geçmiş veya bağışıklık sistemi hassasiyeti gibi faktörlerle tetiklenebilir. Tarçın, birçok kozmetik üründe, içeceklerde... --- ### Bebek ve Çocuklarda Alerji Belirtileri ve Tedavisi > Yetişkinlerde olduğu gibi, bebeklerde ve çocuklarda alerji olabilir. Yedikleri yiyeceklere, dokundukları şeylere ve evde veya dışarıda - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-alerji Bebeklerde ve çocuklarda alerji, bağışıklık sisteminin bazı maddelere karşı aşırı hassasiyet göstermesi sonucunda gelişen bir sağlık sorunudur. Çocukların bağışıklık sistemi, vücuda giren bazı maddeleri (alerjenleri) zararlı olarak algılayıp bunlara karşı aşırı tepki verir. Çeşitli gıda maddeleri, polen, toz akarları, hayvan tüyü, küf ve bazı ilaçlar gibi maddeler çocuklarda alerjik reaksiyona neden olabilir. Bu makalede, bebeklerde ve çocuklarda alerji türleri, belirtileri, nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Bebeklerde ve Çocuklarda Alerji Belirtileri Çocuklarda alerjik reaksiyonlar genellikle hafif semptomlarla başlayabilir, ancak bazı durumlarda ciddi reaksiyonlar da ortaya çıkabilir. Alerjinin türüne göre belirtiler değişiklik gösterir: Ciltte Kaşıntı ve Döküntü: Alerji durumlarında bebeklerin ve çocukların cildinde kızarıklık, kabarcıklar ve kaşıntı görülür. Bu durum, genellikle gıda alerjisi veya temas alerjisi kaynaklıdır. Solunum Yolu Belirtileri: Burun akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı, gözlerde kaşıntı ve sulanma gibi belirtiler, solunum yolu alerjilerinde sıkça görülür. Çocuklarda saman nezlesi veya alerjik rinit olarak bilinen bu durum, polen veya toz akarlarına maruz kalma sonucu ortaya çıkabilir. Sindirim Sorunları: Gıda alerjisi olan çocuklarda karın ağrısı, mide bulantısı, kusma, ishal gibi sindirim sistemi sorunları gözlenebilir. Şişlik ve Anjiyoödem: Özellikle dudak, göz kapakları, dil ve boğazda şişme gibi belirtiler, daha ciddi bir alerjik reaksiyon olan anafilaksi riskini işaret edebilir. Bu durumda acil tıbbi müdahale gerekebilir. Öksürük ve Nefes Darlığı: Astım gibi solunum yolu alerjilerinde hırıltılı solunum, öksürük ve nefes darlığı görülür. Bebeklerde ve Çocuklarda Alerji Türleri Çocuklarda görülen alerjiler, çeşitli nedenlere bağlı olarak farklı kategorilere ayrılır. Alerji türlerini ve her bir türün özelliklerini inceleyelim: 1. Gıda Alerjisi Gıda alerjisi, çocuklarda en sık görülen... --- ### Pirinç Alerjisi > Pirinç alerjisi, temel olarak vücudun bağışıklık sisteminin pirinçte bulunan proteinlere verdiği anormal bir tepkidir. Nispeten nadir - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/pirinc-alerjisi Pirinç, dünyanın çeşitli yerlerinde temel besin olarak kabul edilmektedir. Nadir de olsa bazı insanlar pirince alerji geliştirir. Raporlara göre pirinç, Asya'da %10 nüfusta alerjik reaksiyonlara neden olur. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa da ise insidans grafiği azalmaktadır. Pirinç Alerjisi Nedir? Pirinç alerjisi, temel olarak vücudun bağışıklık sisteminin pirinçte bulunan proteinlere verdiği anormal bir tepkidir. Nispeten nadir görülen bir besin alerjisidir. Pirinç, glutensiz bir alternatiftir; bu nedenle gluten kaynaklarını tüketemeyen kişiler için iyi bir alternatiftir. Pirinç Alerjisi  NedenleriPirinç tanelerinden gelen başlıca alerjen, 14-16 kDa protein ailesidir. Bir başka önemli alerjen, 33 kDa protein olarak tanımlanmıştır. Bazen vücuttaki alerjik reaksiyonu tetiklemekten 60 kDa'lık küçük bir alerjen de sorumludur. Bunlar sindirim alerjenleridir. Pirinçte çim poleni grubu 1 alerjenlerine ait başka bir aeroalerjen (Ory S 1) vardır. Bağışıklık sistemi bu proteinleri zararsız olarak algılayamadığında, onları zararlı patojenler halinde görür. Bunun bir sonucu olarak, immünoglobulin E antikorlarının üretimi tetiklenir. Aynı patojenin ardışık saldırısı sırasında, antikorlar antijenik parçacıkları yutar ve bağışıklık sistemine histaminleri ve diğer zararlı kimyasalları salması için sinyal gönderir. Bu kimyasallar vücutta alerjik reaksiyonlar başlatır. Pirinç Alerjisinin Belirtileri Pirinç alerjisi, hafif ve şiddetli belirtilerle kendini gösterebilir. Hafif belirtilerden bazıları şunlardır; Deri ve mukozayla ilgili belirtiler; Atopik dermatit, Kontakt ürtiker, Egzama, Kurdeşen, Deride şişme, Kaşıntılı döküntüler. Gastrointestinal belirtiler; Laringeal ödem, Mide bulantısı ya da kusma, Karın krampları, İshal. Solunum belirtileri; Astım, Solunum sorunları. Pirinç alerjisi ile ilişkili şiddetli reaksiyonlar arasında anafilaksi ve egzersize bağlı anafilaksi bulunur. Anafilaksi reaksiyonunun belirtilerinden bazıları şunlardır; Nefes almada aşırı zorluk, Boğazdaki şişmeye bağlı yutma problemi, Hava yolu daralması, Kan basıncında... --- ### Yetişkinlerde Kontakt Dermatit Nedir? > Yetişkinlerde Temas Alerjisi ( Alerjik Kontakt Dermatit) Nedir? Hayatımız boyunca cildimiz iş hayatında (özellikle suyla temasın - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-temas-alerjisi-alerjik-kontakt-dermatit-nedir Kontakt dermatit, cildin bir maddeye temas ettikten sonra alerjik ya da tahriş edici bir reaksiyon göstermesiyle ortaya çıkan iltihaplı bir cilt hastalığıdır. Bu durum, ciltte kızarıklık, kaşıntı ve kabarma gibi belirtilerle kendini gösterir. Yetişkinlerde kontakt dermatit oldukça yaygındır ve bazı maddelerle sık temasta bulunan kişilerde daha sık görülür. Cildin tepki verdiği bu maddeler kimyasal ürünler, bitkiler, metaller veya kozmetik ürünler olabilir. Kontakt dermatit, kişilerin yaşam kalitesini etkileyen rahatsız edici bir durum olabilir, ancak genellikle tedavi edilebilir. Kontakt Dermatit Türleri Kontakt dermatitin iki ana türü vardır: 1. Alerjik Kontakt Dermatit Alerjik kontakt dermatit, cildin bir maddeye karşı alerjik reaksiyon göstermesi sonucu gelişir. Bu tür dermatit, vücudun bağışıklık sisteminin maddeye tepki vermesiyle meydana gelir. Genellikle alerjiye neden olan maddeyle tekrar tekrar temas edilmesi durumunda ortaya çıkar. Alerjik kontakt dermatit semptomları, temas ettikten sonra birkaç saat ila birkaç gün içinde gelişebilir. Sık karşılaşılan alerjik kontakt dermatit tetikleyicileri şunlardır: Nikel (takılar, saat kayışları) Lateks (eldivenler, tıbbi malzemeler) Parfümler (kozmetik ürünler, sabunlar) Koruyucu maddeler (kozmetiklerde, temizlik ürünlerinde kullanılan kimyasallar) Boya ve yapıştırıcılar 2. Tahriş Edici Kontakt Dermatit Tahriş edici kontakt dermatit, cildin tahriş edici bir maddeye maruz kalması sonucunda ortaya çıkar. Bu tür kontakt dermatit alerjik bir reaksiyon değildir; tahriş edici maddenin ciltte hasar oluşturmasıyla ortaya çıkar. Bu, kontakt dermatitin en yaygın türüdür ve genellikle kimyasallar, sabunlar, deterjanlar veya sert temizleyicilerle temas sonrası meydana gelir. Sık görülen tahriş edici kontakt dermatit tetikleyicileri şunlardır: Deterjanlar ve temizlik ürünleri Alkol içeren el dezenfektanları Sabunlar ve şampuanlar Boya ve çözücüler Asitler ve bazlar Kontakt Dermatit Belirtileri Yetişkinlerde kontakt... --- ### Yer Fıstığı Alerjisinde Beslenme > Yer fıstığı alerjisi; bağışıklık sisteminin yer fıstığı proteinlerini bir tehdit olarak algılayıp anormal reaksiyon gösterdiği - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yer-fistigi-alerjisine-dikkat-edin Yer fıstığı alerjisi; bağışıklık sisteminin yer fıstığı proteinlerini bir tehdit olarak algılayıp anormal reaksiyon gösterdiği alerji türüdür. Kuruyemiş Nedir? Kuruyemişler yer fıstığı ve kabuklu ağaç yemişleri olarak ikiye ayrılır. Kuruyemişler çiğ, işlenmiş ya da unlu mamullerin içerisinde tüketilir. Yer fıstığı da sık görülen bir alerjen olmakla birlikte toprak altında yetiştiğinden fasulye, soya, bezelye ve mercimeğin de ait olduğu baklagil ailesinden bir alerjendir. Kabuklu ağaç yemişleri ise; ceviz, badem, fındık, kaju, antep fıstığı ve brezilya fındığıdır. Yer fıstığı alerjenlerinden kaçınmada nelere dikkat edilmelidir? Yer fıstığı alerjeniyle olası bir reaksiyonu önlemenin en önemli yolu yer fıstığı ve yer fıstığı ürünlerinden kaçınmaktır. Eğer yer fıstığı alerjiniz varsa %25-40 oranında kabuklu ağaç yemişlerine de alerjiniz olabilir. Yer fıstığı ve kabuklu ağaç yemişlerinin aynı yerde üretildiği ve servis edildiği de akılda tutulmalıdır. Yer fıstığı alerjiniz varsa kabuklu ağaç yemişlerinden kaçınmanızın gerekliliğini doktorunuza danışın. Yer fıstığı alerjisi olan kişiler; bezelye, fasulye, soya fasulyesi, nohut ve mercimek gibi diğer baklagillere de aralarındaki çapraz ilişki nedeniyle tepki gösterebileceği için tüketim kararı mutlaka alerji uzmanına danışarak verilmelidir. Yer fıstığı alerjilerinden korunmak için; Eğer çocuğunuza yer fıstığı alerjisi tanısı konulduysa yer fıstığı içeren besinlerden kaçınması gerekir. Herhangi bir ürünü satın almadan ve tüketmeden önce tüm ürün etiketini dikkatlice okuyun. Paketlenmiş gıda ürünleri ve içerikleri uyarı olmadan değişebilir. Bu nedenle; açıklama ve içindekiler kısmını ürünleri her alışınızda dikkatli bir şekilde okuyun. Eğer herhangi bir sorunuz olursa üretici firma ile iletişime geçin. Çocuğunuzun yer fıstığı alerjisi olduğunu başkalarının da bilmesine izin verin. Çocuğunuza ‘ ben yer fıstığı ve kuruyemiş içeren besinleri yiyemem,... --- ### Kivi Alerjisi Nedir? > Kivi alerjisi, bağışıklık sisteminin kivide bulunan belirli proteinlere karşı aşırı tepki göstermesiyle ortaya çıkan bir gıda alerjisidir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-12-20 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kivi-alerjisi-nedir Kivi alerjisi, bağışıklık sisteminin kivide bulunan belirli proteinlere karşı aşırı tepki göstermesiyle ortaya çıkan bir gıda alerjisidir. Kivi alerjisi, meyve alerjileri arasında yaygın olup hem çocukları hem de yetişkinleri etkileyebilir. Kivi, besin değeri açısından zengin bir meyve olmasına rağmen, bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Kivi alerjisi, vücudun kivideki proteinleri zararlı olarak algılayıp immünoglobulin E (IgE) antikorları üretmesiyle gelişir. Bu antikorlar, histamin ve diğer kimyasal maddelerin salınmasına yol açarak alerjik belirtileri tetikler. Kivi alerjisi olan kişiler, kivi tükettiklerinde hafif semptomlardan ciddi reaksiyonlara kadar geniş bir yelpazede belirtiler yaşayabilir. Kivi Alerjisinin Belirtileri Nelerdir? Kivi alerjisi olan bireylerde alerjik belirtiler genellikle kivinin tüketilmesinden sonra birkaç dakika veya birkaç saat içinde ortaya çıkar. Belirtilerin şiddeti kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Yaygın kivi alerjisi belirtileri şunlardır: Hafif Belirtiler: Ağız ve boğazda kaşıntı: Kivi yedikten sonra ağızda, dudaklarda ve boğazda kaşıntı hissi oluşabilir. Dudaklarda ve dilde şişme: Dudaklar, dil ve ağız çevresinde hafif şişlik ve karıncalanma meydana gelebilir. Ciltte döküntü ve kaşıntı: Kivi alerjisi olan bireylerde ciltte kızarıklık, döküntü ve kaşıntı olabilir. Orta Şiddetli Belirtiler: Mide bulantısı ve kusma: Kivi tükettikten sonra mide bulantısı, karın ağrısı ve bazen kusma görülebilir. İshal: Sindirim sistemine etkileri arasında ishal ve gaz şikayetleri olabilir. Burun tıkanıklığı ve hapşırma: Solunum yollarına etkisiyle burun tıkanıklığı, akıntı ve hapşırma ortaya çıkabilir. Şiddetli Belirtiler: Anafilaksi: Nadir durumlarda, kivi alerjisi olan kişilerde hayatı tehdit eden bir alerjik reaksiyon olan anafilaksi gelişebilir. Anafilaksi, nefes almada zorluk, boğazda daralma hissi, tansiyon düşüklüğü, hızlı kalp atışı ve bilinç kaybı ile karakterizedir. Bu durum acil tıbbi müdahale gerektirir ve... --- ### Antibiyotik Alerjisi Nedenleri ve Belirtileri > Antibiyotik alerjisi, bağışıklık sisteminin antibiyotiklerin içindeki maddelere karşı aşırı duyarlılık geliştirmesi sonucu ortaya çıkar. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/antibiyotik-alerjisi Antibiyotikler, bakteriyel enfeksiyonları tedavi etmek için kullanılan önemli ilaçlardır. Ancak bazı insanlar, antibiyotiklere karşı alerjik reaksiyonlar geliştirebilirler. Antibiyotik alerjisi, bağışıklık sisteminin antibiyotiklere karşı aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkar. Antibiyotik alerjisi, hafif cilt döküntülerinden, nefes darlığı ve anafilaksi gibi ciddi reaksiyonlara kadar değişen semptomlarla kendini gösterebilir. Bu yazıda, antibiyotik alerjisini daha iyi anlamanıza yardımcı olacak nedenler, belirtiler, teşhis yöntemleri ve tedavi seçenekleri detaylı olarak ele alınacaktır. Antibiyotik Alerjisi Nedir? Antibiyotik alerjisi, bağışıklık sisteminin antibiyotiklerin içindeki maddelere karşı aşırı duyarlılık geliştirmesi sonucu ortaya çıkar. Normalde zararsız olan antibiyotik maddeleri, bağışıklık sistemi tarafından tehdit olarak algılanır ve vücut bir savunma mekanizması başlatır. Bu süreçte, histamin ve diğer kimyasalların salınımı, çeşitli alerjik reaksiyonlara yol açar. Antibiyotik alerjisi, en sık penisilin ve sefalosporin gibi ilaç gruplarında görülür. Penisilin alerjisi, en yaygın antibiyotik alerjisi türlerinden biridir ve bu tür ilaçlar, birçok kişi tarafından tolere edilemez. Bununla birlikte, makrolid ve sulfa grubu antibiyotiklere karşı da alerjik reaksiyonlar gelişebilir. Antibiyotik Alerjisinin Nedenleri Antibiyotik alerjisinin kesin nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Ancak bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi sonucu gelişen bu alerjide genetik ve çevresel faktörler önemli rol oynayabilir. Aşağıda, antibiyotik alerjisinin gelişmesine yol açabilecek başlıca faktörler sıralanmıştır: 1. Genetik Yatkınlık: Ailede antibiyotik alerjisi öyküsü olan bireylerde, bu alerji türüne karşı daha fazla risk bulunur. Alerjik hastalıklara yatkınlığı olan kişilerde antibiyotik alerjisi daha yaygın görülebilir. 2. Geçmişte Antibiyotik Reaksiyonları: Daha önce bir antibiyotiğe karşı reaksiyon yaşadıysanız, bu durumu tekrar yaşama olasılığınız artar. Aynı gruptaki diğer antibiyotiklere karşı da duyarlılık geliştirebilirsiniz. 3. Diğer Alerjik Hastalıklar: Astım, egzama, gıda alerjisi gibi alerjik hastalıkları... --- ### Hardal Alerjisi > Hardal alerjisi olan kişiler, hardal/ kanola küspesi, proteini veya bileşen olarak soğuk preslenmiş kanola / kolza tohumu yağı içeren hiçbir - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hardal-alerjisi Hardal demir, çinko, magnezyum, fosfor ve kalsiyum gibi sağlıklı mineralleri içeren bir bitkidir. Aynı zamanda omega-3 yağ asitleri kaynağıdır ve antioksidan özelliklere sahiptir. Hardalın sağlık açısından faydaları olsa da, bazı insanlar hardala karşı alerjik reaksiyon geliştirip ciddi tepkiler verebilir. En yaygın görülen  baharat alerjilerindendir. On kadar farklı türü olmasına karşın üç ana türü geneldebaharatolarak bilinir ve kullanılır. Bunlar: Beyaz, siyah ve kırmızı hardaldır. Kırmızı hardal Hint hardalı olarak da adlandırılır.  Hardal; brokoli, kanola, karnabahar, lahana, Brüksel lahanası ve şalgam içeren Brassicaceae familyasına aittir. Bu bitkiler hardalla yakından ilişkili oldukları için tohumları hardal tohumlarındaki proteinlere çok benzeyen proteinler içerir. Hardal alerjisi olan kişiler, Brassicaceae ailesinin diğer üyelerinin tohumlarını ve filizlenmiş tohumlarını tüketmekten kaçınmalıdır. Kanola yağı, hem kanola tohumu hem de kanola kalitesinde hardal tohumu kullanılarak yapılabilir. Tarihsel olarak, kanolanın gıdalarda yaygın olarak kullanılan tek ürünü, normalde oldukça rafine olan ve kayda değer miktarda protein içermeyen kanola yağıdır. Bu nedenle kanola yağının hardal alerjisi olan kişiler için bir risk oluşturmadığı düşünülmektedir. Yüksek oranda rafine edilmiş kanola yağlarının, hardal alerjisi olan kişiler için bir risk oluşturduğu düşünülmemekle birlikte, soğuk preslenmiş kanola yağı daha az rafine edilmiştir, kalıntı protein içerebilir ve hardal alerjisi olan kişilerce kaçınılmalıdır. Bazı ülkelerde, belirli Brassica napus ve Brassica rapa çeşitlerinin tohumlarından elde edilen yemeklik yağlar kolza tohumu yağı olarak satılabilir. Yüksek oranda rafine edilmiş kolza tohumu yağının kayda değer miktarda protein içermesi beklenmemekle birlikte, soğuk preslenmiş kolza tohumu yağı artık protein içerebilir ve bu nedenle hardal alerjisi olanlar tarafından kaçınılmalıdır. Hardal alerjisi olan kişiler, hardal/ kanola küspesi, proteini veya... --- ### Yetişkinlerde Alerji Belirtileri Nedenleri ve Tedavisi > Bu makalede, yetişkinlerde alerjinin nedenleri, belirtileri, tanısı ve tedavi yöntemlerini ayrıntılı bir şekilde ele alacağız. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-alerji-hastaliklari Alerji, bağışıklık sisteminin çevredeki zararsız maddelere karşı aşırı duyarlılık geliştirdiği bir sağlık sorunudur. Bu maddeler "alerjen" olarak adlandırılır ve genellikle polen, ev tozu akarları, hayvan tüyleri, yiyecekler, ilaçlar ve böcek sokmaları gibi yaygın çevresel faktörlerden kaynaklanır. Yetişkinlerde alerji, çocukluk dönemine kıyasla daha karmaşık olabilir çünkü yaşla birlikte alerjik reaksiyonlar farklılaşabilir veya mevcut alerjilere ek olarak yeni alerjiler gelişebilir. Bu makalede, yetişkinlerde alerjinin nedenleri, belirtileri, tanısı ve tedavi yöntemlerini ayrıntılı bir şekilde ele alacağız. Yetişkinlerde Alerji Nedir? Alerji, bağışıklık sisteminin yabancı bir maddeye (alerjen) karşı normalde vermemesi gereken aşırı tepki vermesi sonucunda gelişir. Normalde zararsız olan bu maddeler, vücut tarafından tehlikeli olarak algılanır ve histamin gibi kimyasalların salınmasına yol açar. Bu durum, çeşitli alerjik semptomlara yol açar. Yetişkinlerde alerji genellikle iki ana kategoriye ayrılır: Mevsimsel Alerjiler (Polen Alerjisi): Ağaç, çimen ve yabani ot polenlerine karşı gelişir ve özellikle ilkbahar ve yaz aylarında belirginleşir. Yıl Boyu Süren Alerjiler: Ev tozu akarları, hayvan tüyleri, küf sporları ve belirli yiyecekler gibi alerjenlere karşı yılın her döneminde görülebilir. Yetişkinlerde Alerjinin Nedenleri Alerjiler, çevresel ve genetik faktörlerin birleşimi sonucunda ortaya çıkar. Bazı insanlar alerjik hastalıklara genetik olarak daha yatkındır, bu da ebeveynlerinde alerji öyküsü olan bireylerde görülme riskini artırır. Ancak, çevresel maruziyetler de alerji gelişiminde büyük rol oynar. Alerjiye neden olabilecek başlıca faktörler şunlardır: Polenler: Ağaç, çimen ve yabani ot polenleri, mevsimsel alerjik reaksiyonların en yaygın nedenlerindendir. Ev Tozu Akarları: Bu mikroskobik canlılar ev tozunda yaşar ve yıl boyunca alerjik semptomlara neden olabilir. Hayvan Tüyleri: Evcil hayvanların deri döküntüleri ve tüyleri alerjik reaksiyonları tetikleyebilir. Küf Sporları:... --- ### Kuruyemiş Alerjisinde Beslenme > Kuruyemiş alerjisi; bağışıklık sisteminin kuruyemiş proteinlerini bir tehdit olarak algılayıp anormal reaksiyon gösterdiği - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kuruyemis-alerjisi-hakkinda-onemli-bilgiler Kuruyemiş alerjisi; bağışıklık sisteminin kuruyemiş proteinlerini bir tehdit olarak algılayıp anormal reaksiyon gösterdiği alerji türüdür. Kuruyemiş Nedir? Kuruyemişler yer fıstığı ve kabuklu ağaç yemişleri olarak ikiye ayrılır. Kuruyemişler çiğ, işlenmiş ya da unlu mamullerin içerisinde tüketilir. Yer fıstığı da sık görülen bir alerjen olmakla birlikte toprak altında yetiştiğinden fasulye, soya, bezelye ve mercimeğin de ait olduğu baklagil ailesinden bir alerjendir. Kabuklu ağaç yemişleri ise; ceviz, badem, fındık, kaju, antep fıstığı ve brezilya fındığıdır. Kuruyemiş alerjilerinden korunmak için; Eğer çocuğunuza kuruyemiş alerjisi tanısı konulduysa kuruyemiş içeren besinlerden kaçınması gerekir. Herhangi bir ürünü satın almadan ve tüketmeden önce tüm ürün etiketini dikkatlice okuyun. Paketlenmiş gıda ürünleri ve içerikleri uyarı olmadan değişebilir. Bu nedenle; açıklama ve içindekiler kısmını ürünleri her alışınızda dikkatli bir şekilde okuyun. Eğer herhangi bir sorunuz olursa üretici firma ile iletişime geçin. Çocuğunuzun kuruyemiş alerjisi olduğunu başkalarının da bilmesine izin verin. Çocuğunuza ‘ ben kuruyemiş ve kuruyemiş içeren besinleri yiyemem, hastalanırım’ demeyi öğretin. Kuruyemiş alerjisi olduğunu gösteren bileklik veya kolye takılması faydalı olabilir. Çocuğunuza yemek hazırlarken kullandığınız tabak, çatal gibi mutfak gereçlerinin öncesinde kuruyemiş ile temas etmişse tam olarak temizlendiğinden emin olunuz. Dışarıda yemek yerken restorandaki şef veya yetkili kişiye sipariş verdiğiniz yiyeceklerin kuruyemiş içerip içermediğini ve kuruyemiş içeren bir yiyecekle teması olup olmadığını mutlaka sormalısınız. Kabuklu ağaç yemişleri alerjenlerinden kaçınmada nelere dikkat edilmelidir? Reaksiyonu önlemek için tüm kabuklu ağaç yemişlerinden ve ürünlerinden kaçınmak gerekir. Eğer bir kabuklu ağaç yemişine alerjiniz varsa diğerlerine de alerjik olma olasılığınız yüksektir. Doktorunuza hangi kabuklu ağaç yemişlerinden kaçınacağınızı sorun. Aynı yerde üretilmeleri ve servis... --- ### Balık Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Balık alerjisi, balık yiyenlerde ve balıklarla yakın temasta bulunan kişilerde yaygın olarak bulunan bir alerjidir. Balık alerjisinden - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/balik-alerjisi-nedir Balık alerjisi, balık tüketildiğinde veya balıkla temas edildiğinde bağışıklık sisteminin verdiği aşırı tepki ile ortaya çıkan bir alerji türüdür. En yaygın gıda alerjilerinden biri olan balık alerjisi, çocukluk döneminden itibaren gelişebilir ve genellikle ömür boyu devam eder. Balık alerjisi olan bireyler, balık proteinlerine karşı duyarlıdır ve bu proteinler, alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Bu makalede balık alerjisi hakkında kapsamlı bilgi bulabilirsiniz: belirtileri, nedenleri, teşhis yöntemleri ve tedavi seçenekleri. Balık Alerjisi Belirtileri Balık alerjisinin belirtileri, kişinin bağışıklık sisteminin verdiği tepkiye bağlı olarak değişiklik gösterebilir ve hafiften şiddetliye kadar değişen reaksiyonlar şeklinde ortaya çıkabilir. Balık tüketimi veya balıkla temas sonrası ortaya çıkabilecek yaygın belirtiler şunlardır: Cilt Reaksiyonları: Kaşıntı, kızarıklık, kurdeşen (ürtiker) ve ciltte kabarma gibi cilt reaksiyonları oluşabilir. Sindirim Sistemi Belirtileri: Mide bulantısı, karın ağrısı, kusma ve ishal gibi sindirim sistemi rahatsızlıkları görülebilir. Solunum Yolu Reaksiyonları: Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, öksürük, nefes darlığı ve hırıltılı solunum gibi solunum yolu belirtileri ortaya çıkabilir. Oral Alerji Sendromu (OAS): Ağızda ve boğazda kaşıntı, dudaklarda ve dilde şişlik gibi belirtilerle kendini gösteren bu durum, bazı balık türlerinin çiğ veya az pişmiş tüketilmesiyle daha belirgin hale gelebilir. Anafilaksi: Balık alerjisi, ciddi bir alerjik reaksiyon olan anafilaksiye yol açabilir. Anafilaksi; düşük tansiyon, solunum zorluğu, hızlı nabız ve bilinç kaybı gibi hayati tehlike taşıyan belirtilerle kendini gösterir ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Balık Alerjisinin Nedenleri Balık alerjisinin ana nedeni, balıkta bulunan bazı proteinlerin bağışıklık sistemi tarafından zararlı olarak algılanması ve aşırı tepki verilmesidir. Balık alerjisine neden olan temel proteinlerden biri parvalbumindir ve bu protein, çoğu balık türünde bulunur. Balık... --- ### Alerji Çeşitleri (Alerji Türleri) > Alerji çeşitleri nelerdir? Alerjik reaksiyona neden olarak tepki verir. Alerjik reaksiyonlara neden olan maddeler alerjenlerdir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-cesitleri-alerji-turleri Vücudunuzun bağışıklık sistemi belirli bir maddeyi zararlı olarak gördüğünde alerji oluşur. Alerji çeşitleri nelerdir? Alerjik reaksiyona neden olarak tepki verir. Alerjik reaksiyonlara neden olan maddeler alerjenlerdir.  Pek çok alerji türü vardır. Bazı alerjiler mevsimseldir ve diğerleri yıl boyu sürer. Bazı alerjiler ömür boyu sürebilir. Alerjinizi yönetmek için bir plan oluşturmak için doktorunuzla birlikte çalışmak önemlidir. Alerjeninizden kaçınmak, alerjik reaksiyonu önlemenin en iyi yoludur. Alerji Çeşitleri Nelerdir? İlaç Alerjisiİlaçlara karşı gerçek alerjiler yalnızca az sayıda insanda görülür. Çoğu ilaç reaksiyonu alerjik değildir, ancak ilacın özelliklerinin yan etkileridir. İlaç reaksiyonunun nedeninin teşhisi genellikle yalnızca hastanın geçmişine ve semptomlarına dayanır. Bazen ilaç alerjisi için deri testi de yapılır. Besin AlerjisiGıdalara karşı farklı alerjik reaksiyon türleri vardır. IgE aracılı alerjiler, IgE aracılı olmayan alerjiler ve gıda intoleransları arasında farklılıklar vardır. Böcek AlerjisiArılar, eşek arıları, yaban arıları, sarı ceketler ve ateş karıncaları, alerjik reaksiyona neden olan en yaygın sokucu böceklerdir. Sokmayan böcekler de alerjik reaksiyonlara neden olabilir. En yaygın olanları hamam böcekleri ve böcek benzeri toz akarlarıdır. Bu iki böceğe karşı alerji, yıl boyunca alerji ve astımın en yaygın nedeni olabilir. Lateks AlerjisiLateks alerjisi, doğal kauçuk latekse karşı alerjik bir reaksiyondur. Doğal kauçuk lateks eldivenler, balonlar, prezervatifler ve diğer doğal kauçuk ürünler lateks içerir. Lateks alerjisi ciddi bir sağlık riski oluşturabilir. Küf AlerjisiKüf bir mantardır. Mantarlar hem içeride hem de dışarıda pek çok yerde büyüdüğünden, yıl boyunca alerjik reaksiyonlar meydana gelebilir. Evcil Hayvan AlerjisiKürklü evcil hayvanlara alerjiler yaygındır. Alerji yapmayan (hipoalerjenik) bir köpek veya kedi cinsinin olmadığını bilmeniz önemlidir. Polen AlerjisiPolen, mevsimsel alerjilerin en yaygın... --- ### Kinoa Alerjisi > Kinoa alerjisi belirtileri, Kinoa alerjiniz varsa aşağıdaki belirtilerden bir veya birkaçını yaşayabilirsiniz; hırıltılı solunum - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kinoa-alerjisi Kinoa, lezzetli ve popüler bir Güney Amerika tohumudur. Aynı zamanda, tahıllara benzer tada ve özelliklere sahip olduğu için bir sahte tahıl olarak da bilinir. Kinoanın lif, protein, su ve karbonhidrat içeriği zengindir. Kinoa, protein bakımından çoğu tahıldan daha yüksektir (yaklaşık %12-15) ve temel amino asitleri de içerir. Bu, onu tam bir protein haline getirir ve diyetlerinde doğru miktarda protein almakla ilgilenen veganlar ve vejetaryenler için güzel bir seçenektir. Aynı zamanda doku büyümesi ve onarımı için gerekli olan lizin içerir.  Yüksek protein içeriğinin yanı sıra, bu süper besin çok iyi bir magnezyum, demir, bakır, fosfor ve iyi bir riboflavin kaynağıdır. Yüksek manganez ve bakır içeriği onu güçlü bir antioksidan yapar. Aynı zamanda lif bakımından zengindir ve onu kalp için sağlıklı bir gıda yapar. Ayrıca glutensizdir, bu da onu çölyak hastalığı, buğday alerjisi  ve intoleransı olan kişiler için buğday, arpa ve çavdara harika bir alternatif haline getirir.  Ancak bazı insanlar kinoa tükettikten sonra mide ağrısı, ciltte kaşıntı, kurdeşen ve diğer besin alerjisi belirtileri yaşayabilirler.  Kinoa alerjisi belirtileriKinoa alerjisi varsa aşağıdaki belirtilerden bir veya birkaçını yaşayabilirsiniz; Hırıltılı solunum,nefes darlığı, öksürük veya göğüste sıkışma, Kaşıntı, Egzama, Kurdeşen, Mide bulantısı, Kusma, İshal ve Karın ağrısı. Şiddetli bir kinoa alerjisi reaksiyon belirtileri ise şunlar olabilir; Yüksek kalp atış hızı, Soluk ten, Düşük kan basıncı, Yüzün şişmesi, Nefes alamama. Saponin alerjisiBazı insanlar bir süre kinoa yedikten sonra kinoaya karşı intolerans veya alerji geliştirdiklerini bildirdiler. Bunun nedeni genellikle kinoa kaplamasında bulunan bir kimyasal olan saponindir. Saponin, kinoa bitkisini mantar ve böcek saldırılarından koruyan acı, sabunlu bir maddedir. Ayrıca... --- ### Yetişkinlerde Ürtiker (Kurdeşen) Belirtileri ve Tedavisi > Ürtiker (kurdeşen), halk arasında bilinen adıyla kurdeşen, ciltte kızarıklık, şişlik ve kaşıntıyla kendini gösteren bir alerjik reaksiyondur. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/urtiker-kurdesen Ürtiker (kurdeşen), halk arasında bilinen adıyla kurdeşen, ciltte kızarıklık, şişlik ve kaşıntıyla kendini gösteren bir alerjik reaksiyondur. Ürtiker, genellikle deri üzerinde belirgin kabarık alanlar şeklinde ortaya çıkar ve bu lezyonlar genellikle birkaç saat içinde kaybolur. Ancak, bazı durumlarda haftalar hatta aylar boyunca sürebilen kronik bir hal alabilir. Yetişkinlerde ürtiker, ani başlayan ve yaşam kalitesini ciddi anlamda etkileyebilen bir rahatsızlıktır. Ürtikerin Belirtileri Nelerdir? Ürtikerin belirtileri arasında şunlar bulunur: Kızarık ve şişmiş cilt döküntüleri: Vücudun herhangi bir bölgesinde ortaya çıkabilen, genellikle kaşıntılı, farklı boyutlarda kabarık döküntüler. Yoğun kaşıntı: Kaşıntı, ürtikerin en sık görülen ve rahatsız edici semptomlarından biridir. Döküntülerin yer değiştirmesi: Ürtiker lezyonları genellikle birkaç saat içinde kaybolur ve farklı bir bölgede tekrar ortaya çıkar. Yanma veya ağrı: Şiddetli vakalarda, kaşıntının yanında yanma veya hafif ağrı da hissedilebilir. Ürtiker (Kurdeşen) Türleri Ürtiker, süresine ve nedenlerine göre farklı türlere ayrılır: Akut Ürtiker: Altı haftadan kısa süren ürtiker vakaları akut olarak sınıflandırılır. Bu tür, genellikle belirli bir tetikleyiciye (gıda, ilaç, böcek ısırığı gibi) bağlıdır. Kronik Ürtiker: Altı haftadan uzun süren vakalar kronik ürtiker olarak bilinir. Nedenleri tam olarak belirlenemeyebilir ve genellikle otoimmün bir duruma bağlıdır. Fiziksel Ürtiker: Soğuk, sıcak, basınç veya güneş ışığı gibi fiziksel uyaranlarla tetiklenen ürtiker türüdür. Ürtikerin Nedenleri Nelerdir? Ürtikerin birçok farklı nedeni olabilir, ancak yetişkinlerde en sık karşılaşılan tetikleyiciler şunlardır: Gıda Alerjileri: Fındık, süt ürünleri, kabuklu deniz ürünleri, yumurta gibi gıdalar ürtikere neden olabilir. İlaçlar: Antibiyotikler, ağrı kesiciler (aspirin, ibuprofen) ve tansiyon ilaçları gibi bazı ilaçlar ürtiker riskini artırabilir. Enfeksiyonlar: Viral, bakteriyel ya da mantar enfeksiyonları, özellikle de solunum yolu... --- ### Balık Alerjisinde Beslenme > Balık alerjisi bağışıklık sisteminin balıkların alerjik proteinleri zararlı olarak algılayıp reaksiyon gösterdiği bir alerji türüdür. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/balik-alerjisi-hakkinda-onemli-bilgilendirmeler Balık alerjisi bağışıklık sisteminin balıkların alerjik proteinleri zararlı olarak algılayıp reaksiyon gösterdiği bir alerji türüdür.  Balık Alerjisinden ve Balık İçeren Gıdalardan Korunmak İçin Eğer çocuğunuza balık alerjisi tanısı konulduysa balık ve balık içeren besinlerden kaçınmanız gerekmektedir. Herhangi bir ürünü satın almadan ve tüketmeden önce tüm ürün etiketini dikkatlice okuyun. Paketlenmiş gıda ürünleri ve özellikleri uyarı olmadan değişebilir. Bu nedenle açıklama kısmını ürünleri her alışınızda dikkatli bir şekilde okuyun. Eğer herhangi bir sorunuz olursa üretici firma ile iletişime geçin. Çocuğunuzun balık alerjisi olduğunu başkalarının da bilmesine izin verin. Çocuğunuza ‘ ben balık ve balık içeren besinleri yemem, hastalanırım’ demeyi öğretin. Balık alerjisi olduğunu gösteren bileklik veya kolye takılması yararlı olabilir. Bir balık türüne alerjisi olan insanların yarısından fazlası diğer balıklara da alerjiktir. Alerji uzmanları genellikle tüm balıklardan kaçınmanızı önerir. Belirli bir balık türüne alerjiniz varsa diğer balıklarla temas etmediğinden emin olunması gerekir. Balık ve deniz ürünleri arasında kısıtlı çapraz reaksiyon görülür Şimdiye kadar çalışmalarda balıklar ve kabuklu deniz hayvanları arasında ve özellikle Tropomiyozinler arasında çapraz hassasiyetin var olup olmadığına henüz karar verilmemiştir. Ancak, balık kurdu alerjisi olanlarda balığa ve deniz ürünlerine karşı alerjik reaksiyon gelişebilir. Balık kurdu olan Anisakis balıklarda ve deniz ürünlerinde bulunabilmektedir. Bu nedenle Anisakise karşı alerji varsa balık kurdu bulunan balık ve deniz ürünü tüketilmesi alerjiye neden olması bakımından çok önemlidir. Balık kurduna karşı alerji olup olmadığı moleküler alerji testi ile teşhis edilmektedir. Balık kurdu alerjisi olmayanlarda balık ve deniz ürünleri birlikte aynı tezgahta bulundurulan ortamlarda veya restoranlarda temasa bağlı reaksiyonlar görülebilir. Gıda çapraz temasının yüksek olduğu deniz... --- ### Yumurta Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir? > Yumurta alerjisi, özellikle bebekler ve küçük çocuklar arasında yaygın olarak görülen bir gıda alerjisi türüdür. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yumurta-alerjisi-nedir Yumurta alerjisi, özellikle bebekler ve küçük çocuklar arasında yaygın olarak görülen bir gıda alerjisi türüdür. Alerji, bağışıklık sisteminin yumurtada bulunan proteinlere aşırı tepki göstermesi sonucu ortaya çıkar. Genellikle çocuklar büyüdükçe bu alerjiyi aşabilir, ancak bazı kişilerde yaşam boyu sürebilir. Hem yumurtanın beyazı hem de sarısı alerjiye neden olabilir, ancak çoğu alerjik tepki yumurtanın beyazında bulunan proteinlere bağlıdır. Yumurta Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Yumurta alerjisinin belirtileri, yumurta veya yumurta içeren gıdalar tüketildikten kısa bir süre sonra ortaya çıkar. Belirtiler hafiften şiddetliye kadar değişiklik gösterebilir. En yaygın belirtiler şunlardır: Deri döküntüleri ve egzama: Ciltte kızarıklık, kaşıntı ve döküntüler görülebilir. Sindirim sorunları: Mide bulantısı, karın ağrısı, kusma ve ishal gibi gastrointestinal belirtiler ortaya çıkabilir. Solunum sorunları: Burun tıkanıklığı, hırıltılı nefes, nefes darlığı ve öksürük gibi semptomlar görülebilir. Anafilaksi: Nadir durumlarda, yumurta alerjisi ciddi bir alerjik reaksiyon olan anafilaksiye yol açabilir. Bu durum, acil tıbbi müdahale gerektiren hayatı tehdit edici bir reaksiyondur. Yumurta Alerjisinin Nedenleri Yumurta alerjisi, bağışıklık sisteminin yumurtada bulunan proteinleri zararlı bir madde olarak algılaması sonucu ortaya çıkar. Vücut, bu proteinlere karşı antikor üretir ve yumurta tüketildiğinde histamin gibi kimyasallar salınır. Bu kimyasallar, alerjik reaksiyon belirtilerine neden olur. Yumurta alerjisine neden olabilecek başlıca proteinler şunlardır: Ovalbumin: Yumurtanın beyazında en bol bulunan protein. Ovotransferrin: Yumurtanın beyazında yer alan bir diğer alerjen protein. Lysozyme: Hem yumurta beyazında hem de sarısında bulunan bir protein. Avidin: Yumurta beyazında bulunan bir protein. Yumurta Alerjisinin Teşhisi Nasıl Konulur? Yumurta alerjisini teşhis etmek için doktorunuz çeşitli testler yapabilir. En yaygın kullanılan testler şunlardır: Cilt Prick Testi: Küçük miktarda yumurta proteini... --- ### Çilek Alerjisi > Çilek alerjisi, bağışıklık sisteminin çilekte bulunan belirli proteinleri "tehdit" olarak algılaması sonucunda ortaya çıkar. Çilek - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cilek-alerjisi Çilek, lezzeti ve sağlık için sunduğu faydalarla bilinen bir meyve olsa da, bazı bireylerde bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesiyle sonuçlanan alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Çilek alerjisi, diğer meyve alerjileri gibi sindirim sorunlarından cilt reaksiyonlarına ve solunum problemlerine kadar çeşitli belirtilerle kendini gösterebilir. Bu yazıda, çilek alerjisinin nedenleri, belirtileri, teşhis yöntemleri ve tedavi seçeneklerini detaylı olarak inceleyeceğiz. Çilek Alerjisi Nedir? Çilek alerjisi, bağışıklık sisteminin çilekte bulunan belirli proteinleri "tehdit" olarak algılaması sonucunda ortaya çıkar. Çilek tüketildiğinde ya da çilek ile temas edildiğinde, bağışıklık sistemi bu proteini zararlı bir madde olarak tanır ve onu vücuttan uzaklaştırmak için IgE antikorları üretir. Bu antikorlar, histamin ve diğer kimyasalların salınımına yol açarak alerjik reaksiyon belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olur. Çilek alerjisi, genellikle ilk çocukluk döneminde kendini gösterir, ancak yetişkinlikte de gelişebilir.  Çilek Alerjisinin Belirtileri Çilek alerjisinin belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve reaksiyonun şiddeti, bireyin bağışıklık sisteminin hassasiyetine bağlıdır. Bazı kişilerde hafif cilt kızarıklığı veya kaşıntı gibi belirtilerle sınırlı kalırken, diğerlerinde daha ciddi sistemik reaksiyonlar meydana gelebilir. Çilek alerjisinin en yaygın belirtileri şunlardır: Çilek yedikten veya çileğe temas ettikten kısa süre sonra, ciltte kızarıklık, döküntü ve kaşıntı ortaya çıkabilir. Bazı durumlarda ise dudaklarda ve dilde şişme de gözlemlenir. Solunum sistemiyle ilgili belirtiler, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, öksürük, boğazda kaşıntı ve nefes darlığı gibi sorunları içerebilir. Sindirim sistemi ise mide bulantısı, karın ağrısı, kusma ve ishal gibi belirtilerle etkilenebilir. Nadir durumlarda çilek alerjisi, hayatı tehdit edebilecek anafilaktik reaksiyonlara yol açabilir. Bu tür reaksiyonlar arasında solunum güçlüğü, tansiyon düşüklüğü, nabızda hızlanma ve bilinç kaybı gibi... --- ### Nohut Alerjisi > Nohut alerjisi, dünyanın diğer bölgelerine göre nohut tüketiminin çok daha yüksek olduğu iki bölge olan Hindistan ve Akdeniz'de yaygındır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/nohut-alerjisi Garbanzo olarak da bilinen nohut, tüm dünya mutfaklarında yaygın olarak kullanılmaktadır. Nohut, lezzetli olmasının yanı sıra bol miktarda lif, vitamin ve protein içermesi bakımından da sağlıklı bir besin olarak kabul edilir. Nohut tüketimi sağlıklı kalp, normal tansiyon seviyesi, kolesterolü düşürme ve kan şekeri seviyelerini düşürme gibi çeşitli sağlık yararları sağlar. Nohut alerjisi, bir baklagiller türü olan nohutlara karşı gelişen bir alerjik reaksiyondur. Tüm besin alerjileri gibi, bu da vücudunuzun yiyecek proteinlerini zararlı olarak gördüğü bir bağışıklık sistemi tepkisidir. Çiğ nohuttaki alerjik reaksiyonlailişkiliglobulin, albümin ve prolamin gibi proteinler, nohut pişirildikten sonra bile alerjenik özelliklerini korunur. Nohut alerjiniz varsa, baklagillerden ve humus gibi nohut içeren besinlerden kaçınmanız gerekir. Baklagiller alerjileri dünyanın her yerinde görülür, ancak bazıları diğerlerinden daha yaygındır. Soya fasulyesi ve yer fıstığı dünya çapında en yaygın baklagiller alerjileridir, diğer baklagiller alerjileri ise daha bölgesel olma eğilimindedir. Nohut alerjisi, dünyanın diğer bölgelerine göre nohut tüketiminin çok daha yüksek olduğu iki bölge olan Hindistan ve Akdeniz'de yaygındır. Özellikle mercimeğe alerjisi olan kişilerin nohut alerjisi olma riski daha yüksektir. Her besin alerjisi mutlaka ebeveynden çocuğa geçmez, ancak ailenizde besin alerjileri varsa, riskiniz daha fazladır. Nohut çoğunlukla pişirildikten sonra yenmesine rağmen, baklagilleri çiğ yemek daha yüksek bir alerjik reaksiyon riski oluşturur. Nohutu pişirmek alerjenlerinden tamamen kurtarmaz, ancak kaynatma gibi bazı yöntemler etkilerini azaltabilir. Nohut Alerjisinin BelirtileriBesin alerjisi belirtileri hem yetişkinlerde hem de çocuklarda benzer şekilde görünür. Besin alerjisinin ciddiyetine bağlı olarak belirtilerde farklılıklar görülebilir. Nohut alerjisi belirtileri en sık ciltte görülür.  Nohut alerjisi en sık rastlanan belirtilerden bazıları şunlardır; Egzama, kurdeşen ve kızarıklık gibi... --- ### Kabuklu Deniz Ürünleri Alerjisinde Beslenme > Deniz ürünleri alerjisi bağışıklık sisteminin kabuklu deniz ürünleri ve yumuşakça ürünlerindeki alerjik proteinleri zararlı olarak algılayıp - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kabuklu-deniz-urunleri-alerjisi Deniz ürünleri alerjisi bağışıklık sisteminin kabuklu deniz ürünleri ve yumuşakça ürünlerindeki alerjik proteinleri zararlı olarak algılayıp reaksiyon gösterdiği bir alerji türüdür. Deniz Ürünleri Alerjisinden Korunmak İçin Eğer çocuğunuza deniz ürünleri alerjisi tanısı konulduysa kabuklu deniz ürünleri  ve bu ürünleri içeren besinlerden kaçınmanız gerekmektedir. Herhangi bir ürünü satın almadan ve tüketmeden önce tüm ürün etiketini dikkatlice okuyun. Paketlenmiş gıda ürünleri ve özellikleri uyarı olmadan değişebilir. Bu nedenle açıklama kısmını, ürünleri her alışınızda dikkatli bir şekilde okuyun. Eğer herhangi bir sorunuz olursa üretici firma ile iletişime geçin. Çocuğunuzun kabuklu deniz ürünleri alerjisi olduğunu başkalarının da bilmesine izin verin. Çocuğunuza ‘kabuklu deniz ürünleri ve bu ürünleri içeren besinleri yemem, hastalanırım’ demeyi öğretin. Kabuklu deniz ürünleri alerjisi olduğunu gösteren bileklik veya kolye takılması yararlı olabilir. Deniz ürünlerinden birine alerjisi olan insanların çoğu diğer kabuklu deniz ürünlerine de alerjiktir. Kabuklu deniz ürünleri alerjisi olanların bir kısmında yumuşakçalara karşı alerji olmayabilir ve bu nedenle doktorunuza danışmanızda fayda vardır. Balık ve deniz ürünleri arasında çapraz reaksiyon nadiren görülür. Şimdiye kadar çalışmalarda balıklar ve kabuklu deniz hayvanları arasında ve özellikle Tropomyozinler arasında çapraz reaktivitenin var olup olmadığına henüz karar verilmemiştir. Ancak, balık kurdu alerjisi olanlarda balığa ve deniz ürünlerine karşı alerjik reaksiyon gelişebilir. Balık kurdu olan Anisakis balıklarda ve deniz ürünlerinde bulunabilmektedir. Bu nedenle Anisakise karşı alerji varsa balık kurdu bulunan balık ve deniz ürünü tüketilmesi alerjiye neden olması bakımından çok önemlidir. Balık kurduna karşı alerji olup olmadığı moleküler alerji testi ile teşhis edilmektedir. Balık kurdu alerjisi olmayanlarda balık ve deniz ürünleri birlikte aynı tezgahta bulundurulan ortamlarda veya... --- ### Kiraz Alerjisi > Birincil kiraz alerjisi, meyvenin kendisine karşı olan alerjidir. Bu, aynı ailedeki polenlere alerjiniz olduğunu gösteren ikincil - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kiraz-alerjisi Kiraz alerjileri birincil veya ikincil reaksiyonlar olarak sınıflandırılabilir. Birincil kiraz alerjisi, meyvenin kendisine karşı olan alerjidir. Bu, aynı ailedeki polenlere alerjiniz olduğunu gösteren ikincil kiraz alerjisinden daha az yaygındır. Kiraz gibi meyvelere karşı alerjiler genellikle oral alerji sendromu (OAS) adı verilen bir durumla ilgilidir. "Polen gıda sendromu" olarak da adlandırılan OAS, çiğ veya taze meyveyi yedikten sonra çoğunlukla ağız çevresinde ve yüz çevresinde hafif belirtilere neden olur. Yaşamın erken dönemlerindepolene alerjinizolabilir ve daha sonraki dönemlere kiraz gibi polenle ilgili bir meyveye ikincil bir alerji geliştirebilirsiniz. Kiraz alerjisinde yaygın bir sebep, kiraz ağaçlarınınkine benzer alerjenik proteinleri paylaşan huş ağacı polenidir. Huş ağacı polenine alerjiniz varsa, kirazlara da alerjiniz olma ihtimaliniz vardır. Bu bazen OAS'ın bir alt tipi olan "huş ağacı-meyve sendromu" olarak bilinir. Tek başına kirazlar yaygın alerjen değildir. OAS'niz varsa, kiraz ile ilişkili olabilecek diğer meyve, sebze ve kuruyemişlere de alerjiniz olabilir. Bu besinlerden bazıları şunlardır; Badem, Elma, Kayısı veya diğer çekirdeksiz meyveler, Havuç, Kereviz, Fındık, Kivi, Armut, Ceviz. Şiddetli, birincil kiraz alerjiniz varsa, meyveyi tükettikten sonra mide ağrısı, kramp ve kusma gibi yoğun gastrointestinal belirtiler yaşayabilirsiniz. Besin alerjileri, alerji ve immünoloji konusunda uzmanlaşmış bir alerji uzmanı tarafından teşhis edilir. Muayene sonrası doktorunuz bir cilt testi, kan testi veya her ikisini de isteyebilir.  Kiraz alerjisi tedavileriKiraz alerjisini etkili bir şekilde "tedavi etmenin" tek yolu, meyveden ve diğer ikincil alerjenlerden kaçınmaktır. Bazı antihistaminiklerin düzenli kullanımı, kurdeşen gibi hafif bir reaksiyonun belirtilerini azaltmaya yardımcı olabilir. OAS tedavisindefarklı antihistaminiklerde işe yarayabilir. Besinden uzak durma, kiraz alerjisi tedavisinde tercih edilen en etkili yöntemdir. Meyvenin... --- ### Enginar Alerjisi > Enginar Alerjisi Belirtileri, Cilt üzerinde; Ürtiker, anjiyoödem, Kaşıntı, Kızarıklık, Atopik dermatit, Sindirim sisteminde; - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/enginar-alerjisi Enginar, Akdeniz bölgesinde ve Orta Doğu'da yaygın olarak yenen sıra dışı görünümlü sebzelerdir. Enginar, Güney Avrupa ve Akdeniz'i çevreleyen bölgelere özgüdür ve yetiştiriciliği binlerce yıl öncesine dayanmaktadır. Enginar, aslında yenilebilir tomurcuklar üreten çeşitli ilgili bitkilerin çiçekleridir.  Enginarı yemek ve sindirmek için yeterince yumuşak hale getirip pişirmek gerekir. Çoğu bitki gibi enginar da hassas kişilerde enginar alerjisi reaksiyonlarını tetikleyebilen bitki bileşikleri içerir.  Enginar Alerjisi BelirtileriCilt üzerinde: Ürtiker, anjiyoödem, kaşıntı, kızarıklık, atopik dermatit,Sindirim sisteminde: Dil dudak ve ağız içinde kaşıntı ve/veya ödem, bulantı, kusma, karın ağrısı, kusma, reflü, ishal, Kardiyovasküler sistemde: Çarpıntı/taşikardi, baş dönmesi, bilinç kaybı / bayılma, hipotansiyon,Solunum sisteminde: Burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hapşırma ve ses kısıklığı, küçük dilde şişlik laringeal ödem gibi üst solunum yoluna ait şikayetler. Gözlerde; kaşıntı, kızarıklık görülebilir. Şiddetli bir alerjik reaksiyon, anafilaksi ve şoka neden olabilir, bu nedenle diğer bitkilere karşı da alerjiniz varsa dikkatli olun. Enginarlara karşı diğer potansiyel olumsuz reaksiyonlar, alerjik olarak kabul edilmese de, bağırsak gazı, karın ağrısı ve artan safra akışı nedeniyle safra taşı belirtilerinin şiddetlenmesine sebep olabilir.  Yakupotu ve ilgili bitkilerekarşı alerji: Enginar , Asteraceae / Compositaefamilyasınaduyarlı kişilerdealerjik reaksiyonaneden olabilir. Bu ailenin üyeleri arasındakanarya otu, krizantemler, kadife çiçeği ve papatyalar bulunur. Bunlara alerjiniz varsa enginarı tüketmeden önce doktorunuza danışın. Enginar  Alerjisi TeşhisiTeşhis için enginar özü ile deri testi yapılabilir. Enginar alerjisi olan hastaların %85 kadarı bu testlerde pozitif sonuçlar gösterir. Teşhis için geçmiş reaksiyonlar ve buna neden olan enginar miktarı önemlidir. Çok az miktarda enginar içeren bir yiyeceğe tepki veriyor olmanız alerjinizin şiddetli olduğunu gösterir. Ayrıca, astım varlığının da önemli bir risk... --- ### Çocuklarda Hipoglisemi (Kan Şekeri Düşüklüğü) > Hipoglisemi, kanda normalin altında glikoz (şeker) bulunması durumudur. Çocuklarda hipoglisemi, çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilen - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-hipoglisemi-kan-sekeri-dusuklugu Hipoglisemi, kanda normalin altında glikoz (şeker) bulunması durumudur. Çocuklarda hipoglisemi, çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilen ve hemen müdahale gerektiren bir sağlık sorunudur. Glikoz, vücudun ana enerji kaynağıdır ve özellikle beyin fonksiyonları için gereklidir. Bu nedenle, kandaki glikoz seviyesinin düşmesi çocuğun genel sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bu makalede, çocuklarda hipogliseminin nedenleri, belirtileri, tanı yöntemleri ve tedavi seçenekleri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Hipoglisemi (Kan Şekeri Düşüklüğü) Nedir? Hipoglisemi, kan şekeri seviyesinin belirli bir sınırın altına düşmesi olarak tanımlanır. Genellikle bu sınır, 70 mg/dL'nin altındadır. Çocuklarda hipoglisemi, beyin gelişimi ve günlük yaşam aktiviteleri için gerekli olan enerjinin sağlanamamasına neden olabilir. Hipoglisemi durumu özellikle diyabetli çocuklarda sık görülse de, diyabeti olmayan çocuklarda da ortaya çıkabilir. Çocuklarda Hipogliseminin (Kan Şekeri Düşüklüğünün) Nedenleri Çocuklarda hipoglisemiye yol açan çeşitli faktörler vardır. Genetik yatkınlık, beslenme alışkanlıkları, hormonal dengesizlikler ve bazı hastalıklar bu durumu tetikleyebilir. İşte çocuklarda hipoglisemiye yol açabilecek başlıca nedenler: 1. Diyabet ve İnsülin Kullanımı Diyabetli çocuklar, insülin kullanımı nedeniyle hipoglisemi riski taşırlar. Fazla miktarda insülin alınması ya da yeterince yemek yememek, kan şekeri seviyesinin düşmesine neden olabilir. İnsülin, vücutta glikozun hücreler tarafından kullanılmasını sağlar, ancak fazla miktarda insülin alındığında kandaki glikoz seviyesi tehlikeli bir şekilde düşebilir. 2. Uzun Süre Aç Kalma Çocuklar uzun süre yemek yemediğinde, vücut enerji üretmek için glikoz depolarını tüketir. Bu durum, özellikle hızlı bir metabolizmaya sahip çocuklarda hipoglisemiye yol açabilir. Yeterli ve dengeli bir şekilde beslenmeyen çocuklar, kan şekerinin düşmesi riski altındadır. 3. Hormon Dengesizlikleri Kortizol, glukagon ve adrenalin gibi hormonlar, kan şekeri seviyesinin düzenlenmesinde önemli rol oynar. Bu hormonların eksikliği veya yetersiz... --- ### Solunum Fonksiyonu Testi (SFT): Nedir ve Nasıl Yapılır? > Solunum fonksiyonu testi (SFT), akciğerlerin kapasitesini, işlevini ve hava akışını değerlendirmek için yapılan bir dizi testtir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/solunum-fonksiyonu-alerji-testi-sft Solunum fonksiyonu testi (SFT), akciğerlerin kapasitesini, işlevini ve hava akışını değerlendirmek için yapılan bir dizi testtir. Solunum yolu hastalıklarının teşhisinde ve takibinde sıkça kullanılan SFT, özellikle astım, KOAH ve diğer solunum rahatsızlıklarında hastalığın ilerlemesini ve tedaviye yanıtını değerlendirmede önemli bir rol oynar. Bu makalede, solunum fonksiyonu testi nedir, nasıl yapılır, test türleri ve sonuçların ne anlama geldiği hakkında kapsamlı bilgi bulabilirsiniz. Solunum Fonksiyonu Testi (SFT) Nedir? Solunum fonksiyonu testi, akciğerlerin solunum kapasitesini, nefes alıp verme fonksiyonlarını ve akciğerlerin havayı ne kadar hızlı bir şekilde boşaltabildiğini ölçer. Solunum sistemi üzerinde yapılan bu testler, akciğer hastalıklarının tanısında önemli bir yer tutar ve hastalığın türüne göre doktorların tedavi planını şekillendirmesine yardımcı olur. SFT, genellikle solunum yolu rahatsızlıkları olan kişilere, nefes darlığı yaşayanlara veya akciğer fonksiyonlarını değerlendirmek isteyen kişilere uygulanır. Solunum fonksiyonu testi, sigara kullanımından çevresel faktörlere kadar pek çok risk faktörünü de göz önünde bulundurarak solunum sağlığını kapsamlı bir şekilde değerlendirir. Solunum Fonksiyonu Testi Neden Yapılır? SFT, birçok farklı amaca hizmet eden bir testtir. İşte solunum fonksiyonu testinin yapılma nedenleri: Akciğer Hastalıklarının Tanısı: Astım, KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı), bronşit gibi solunum yolu hastalıklarının tanısında kullanılır. Hastalıkların İlerlemesini Değerlendirme: Solunum hastalıklarının ilerleme derecesini veya tedaviye yanıtını izlemek için uygulanır. Ameliyat Öncesi Değerlendirme: Bazı cerrahi işlemler öncesinde akciğerlerin fonksiyonel kapasitesini değerlendirmek amacıyla yapılır. Çalışma Ortamı Sağlığı: Özellikle kimyasal maddelere veya tozlara maruz kalan çalışanların akciğer sağlığını değerlendirmek için kullanılır. Sigara İçen Bireylerin Solunum Sağlığını İzleme: Sigara içen kişilerin akciğer kapasitelerini düzenli olarak izlemek, sigara kaynaklı hasarların erken teşhis edilmesine yardımcı olur. Solunum Fonksiyonu Testi... --- ### Kurumsal > Hakkımızda, İstanbul Alerji, Türkiye de Alerji hastalıkları tedavisin de lider olmak için yola çıkmış bir merkezdir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-08-08 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hakkimizda Biz Kimiz İstanbul Alerji, Alerjik hastalıkların Türkiye’de farkındalığının artırılması, alerji alanında gelişmelerin sağlanması ve yurtdışından alerji alanında hizmet almak isteyen çocuk ve yetişkin hastaların Türkiye’de hizmet alabilmesini amaç edinmiş Alerji Sağlık Hizmetleri Reklam ve Bilgisayar Limited Şirketi’nin patentli markasıdır. İstanbul Alerji bir tıp merkezi, poliklinik veya hastane değildir. İstanbul Alerji Kurucuları Prof. Dr. Ahmet Akçay ve Melis Nur Köseoğlu’dur. Prof. Dr. Ahmet Akçay, Çocuk İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı, Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanıdır. Şirket Genel Müdürü Melis Nur Köseoğlu’dur. İstanbul Alerji, Alerji alanında hekim olan çocuk immünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı, İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı olan hekimlere yüksek standartlarda muayenehane kiralama hizmeti vermektedir. İstanbul Alerji, kiraladığı muayenehanelerin sekreterlik hizmetleri, temizlik elemanı sağlanması yanında Sağlık Bakanlığı onaylı Tıbbi Cihaz Şirketi  ile alerji alanında gerekli medikal cihazların ve sarf malzemelerinin temini konusunda alerji uzmanlarına destek sağlamaktadır. Türkiye’de yaşayan ailelerin alerji alanında farkındalığını artırmak için tüm gücüyle çalışmaktadır. İstanbul Alerji, Türkiye’de yapılamayan testlerin Türkiye’de yapılmasını sağlamak için gerekli test ve cihazların ithalatını yapmaktadır.    Türkiye’de alerji alanında gelişmelere katkı sağlayarak yurtdışına test gönderilmesinin önüne geçmek ve yeni testlerin geliştirilmesini sağlayarak diğer ülkelere hizmet vermek hedefleri arasındadır. Yurtdışından hastaların Türkiye’de hizmet alması için Sağlık Turizm Şirketi de Şirket bünyesinde faaliyet göstermektedir. Sağlık Turizmi şirketi ile özellikle alerji alanında yurtdışından hizmet almak isteyenlere aracılık hizmeti sağlayarak Türkiye’ye hasta turizmine katkı sağlamaya çalışmaktadır. İstanbul Alerji ekibi, alerji alanında Türkiye’nin çok daha iyi yerlerde olması için tüm gücüyle çalışmaktadır. Yılmadan tüm zorlukları aşarak alerji alanında uluslararası düzeyde hizmet sunulması için alerji... --- ### Astım Hastaları İçin Klima Zararlı Mı? > Bu makalede, astım hastaları için klima kullanımı zararlı mı, klimanın etkileri, dikkat edilmesi gerekenler ve astım dostu klima kullanım - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/klima-astim-hastalarina-zararli-mi Astım, solunum yollarının daralması ve inflamasyon sonucu gelişen kronik bir akciğer hastalığıdır. Astım hastaları için çevresel faktörler, hastalığın yönetiminde önemli bir rol oynar. Özellikle sıcak havalarda klima kullanımı rahatlama sağlarken, yanlış klima kullanımı astım belirtilerini kötüleştirebilir ve hastalığın şiddetlenmesine yol açabilir. Bu makalede, astım hastaları için klima kullanımı zararlı mı, klimanın etkileri, dikkat edilmesi gerekenler ve astım dostu klima kullanım yöntemleri hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz. Klima Astım Hastaları İçin Zararlı mı? Klima, sıcak havalarda iç ortamı serinletmek için etkili bir araçtır. Ancak astım hastaları için klima kullanımı, bazı riskler ve olumsuz etkiler barındırır. Klimanın soğuk havası, havadaki nem oranını düşürerek kuru hava oluşturabilir. Bu durum, astım hastalarının solunum yollarını kurutabilir ve hastalığın tetiklenmesine neden olabilir. Aynı zamanda klima filtrelerinin düzenli olarak temizlenmemesi, toz, polen, küf ve diğer alerjenlerin birikmesine yol açarak solunan havanın kalitesini düşürür. Astım hastaları için klima kullanımı zararlı olabilir, ancak doğru önlemler alındığında klima kullanımı daha güvenli hale getirilebilir. Klima kullanımının astım üzerindeki etkilerini anlamak ve uygun önlemleri almak, astım belirtilerinin kötüleşmesini önlemede önemlidir. Klimanın Astım Hastaları Üzerindeki Etkileri Astım hastaları için klima kullanımı, aşağıdaki durumlar nedeniyle astım belirtilerini olumsuz etkileyebilir: Kuru Hava ve Nem Dengesizliği: Klima, iç ortamdaki havayı soğuturken nemi azaltır ve ortamı kurutur. Kuruyan hava solunum yollarını tahriş edebilir, astım semptomlarını artırabilir ve öksürük, nefes darlığı gibi belirtilere yol açabilir. Toz ve Alerjen Birikimi: Klima filtreleri düzenli olarak temizlenmediğinde, filtrelerde toz, polen, küf sporları ve diğer alerjenler birikir. Bu alerjenler, klima çalıştığında ortama yayılarak astım hastalarının solunum yollarını tahriş edebilir. Ani Sıcaklık Değişiklikleri: Sıcak... --- ### Armut Alerjisi > Şiddetli armut alerjisi olan kişilerde anafilaksi olarak bilinen ve yaşamı tehdit edebilen bir reaksiyon olabilir. Anafilaksi durumunda - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/armut-alerjisi Armut alerjisi, bağışıklık sisteminiz armut proteinlerini  zararlı olarak algıladığında ortaya çıkar. Bağışıklık sistemi zararlı olarak algıladığı bu maddeyi uzaklaştırmak için histamin ve immünoglobulin E olmak üzere birkaç madde salgılar. Bu duruma alerjik reaksiyon denir. Besin alerjileri bazen besin intoleransları ile karıştırılır. İntolerans çok daha az ciddi bir durumdur ve bağışıklık sisteminizi etkilemez. Belirtiler genellikle sindirim sorunları ile sınırlı olma eğilimindedir. Besin intoleransı ile az miktarda armut tüketmeye devam edebilirsiniz.  Armut alerjisi belirtileri Armut alerjik reaksiyonları, meyvenin çok az miktarda tüketimiyle bile tetiklenebilir. Reaksiyonların şiddeti değişebilir. Belirtilerden bazıları şunlardır; Yüzünüzün,dilinizin,dudaklarınızınveya boğazınızın şişmesi, Kaşıntılı cilt,  Kurdeşen veegzama, Ağzınızda kaşıntı veya karıncalanma, Hırıltılı solunum, sinüs tıkanıklığı veya nefes darlığı, Bulantıveyakusma, İshal. Şiddetli armut alerjisi olankişilerde anafilaksiolarak bilinen ve yaşamı tehdit edebilen bir reaksiyon olabilir. Anafilaksi durumunda yaşanabilecek belirtilerden bazıları da şöyledir; Hava yollarının daralması, Boğazın veya dilin nefes almanın zor olduğu noktaya kadar şişmesi, Zayıf ve hızlı nabız, Kişinin şoka girmesine neden olabilecek kan basıncında şiddetli düşüş, Baş dönmesi veya Bilinç kaybı. Armut alerjisi tedavisi ve önlenmesi Armut alerjisi belirtileri yaşıyorsanız, bunları hafifletmek için atabileceğiniz birkaç adım vardır: Reçete veyareçetesiz antihistaminik ilaçlarhafif reaksiyonları hafifletmeye yardımcı olabilir. Daha şiddetli reaksiyon yaşama riskiniz varsa, yanınızda mutlakaadrenalin oto-enjektörü taşımanız önerilir. Armuta alerjiniz olabileceğini düşünüyorsanız, en iyi tedavi yöntemi armut ve içinde armut olan şeyleri yemekten veya içmekten kaçınmaktır.  Polen gıda sendromu Oral alerji sendromuolarak da bilinen polen-gıda sendromu, polende bulunan alerjenlerin çiğ meyvelerde (armut gibi), sebzelerde veya kuruyemişlerde bulunmasıyla ortaya çıkar. Bağışıklık sisteminiz yemeğinizde potansiyel bir alerjenin varlığını algıladığında, alerjenler bir reaksiyonu tetikler. Polen gıda sendromunun belirtileri ve tedavisiPolen... --- ### Karnabahar Alerjisi > Karnabahar alerjisi, aşırı duyarlı kişilerin bağışıklık sisteminin karnabahardaki proteinlere karşı tepki vermesiyle tetiklenen bir - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/karnabahar-alerjisi Karnabahar adı Latince çiçekli lahana anlamına gelen “caulis” kelimesinden türemiştir. Karnabahar,Brassicaceaefamilyasına ait turpgillerden bir sebzedir, bu aile aynı zamanda lahana, brokoli gibi diğer sebzeleri de içerir. Bu nedenle bu iki sebzeden herhangi birine alerjiniz varsa, o zaman karnabahara da alerjiniz olma ihtimali vardır. Karnabahar K vitamini, B kompleks vitamini, folat ve C Vitamini içerir. Ayrıca fosfor, magnezyum, demir, çinko ve potasyum gibi mineralleri de içerir.  Beyaz karnabaharın yanı sıra farklı renklerde de mevcuttur; Yeşil: Yeşil karnabahar, brokoli çiçeği olarak da bilinir. Aynı zamanda Romanesco brokoli olarak anılan dikenli bir varyantta mevcuttur. Mor: Mor karnabahar, mor renkten sorumlu bir antioksidan olan antosiyaninleri içerir. Turuncu: Oldukça besleyicidir ve beyaz çeşide göre A vitamini ile de doludur. Karnabaharın sağlığa yararları; Karnabahar, oksidatif stresi önlemeye yardımcı olan güçlü antioksidanlar olan C vitamini ve E vitamini içerir. Karnabahar düzenli olarak tüketildiğinde dolaşım sağlığının iyileştirilmesine yardımcı olur, bunun nedeni glukorafaninin olmasıdır. Araştırmalar ayrıca karnabaharın indol-3-karbinol içerdiği için sağlıklı bir kalbi desteklediğini kanıtlamıştır. Karnabahar ayrıca hemoglobin üretimine yardımcı olan vücuttaki demirin emilimine yardımcı olur. Karnabahar alerjisi, aşırı duyarlı kişilerin bağışıklık sisteminin karnabahardaki proteinlere karşı tepki vermesiyle tetiklenen bir besin alerjisi reaksiyonudur. Karnabahar, lahana ailesine aittir, eğer brokoli, lahana veya aynı protein yapısına sahip herhangi bir sebzeye alerjiniz varsa, karnabaharı yedikten sonra da alerjik belirtiler yaşayabilirsiniz. Karnabahar Alerjisi BelirtileriKişiye bağlı olarak alerjik belirtiler, hafif, orta veya şiddetli olabilir. Tüm besin alerjilerinin belirtileri birbirine benzerdir. Çoğu durumda, bağışıklık sistemini yediğiniz besinlerin proteinleri tehdit olarak gören antikorları vücutta salgılar. IgE antikorları, gıda maddelerini tespit eder ve histamin salgılamak için geri... --- ### Çocuklarda Obezite Nedenleri ve Belirtileri > Çocuklarda obezite gelişiminin çeşitli nedenleri olabilir. Genetik faktörler, çevresel etkenler, yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-obezite Çocuklarda obezite, son yıllarda dünya genelinde giderek artan bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Çocuklarda obezite, sadece fiziksel sağlık sorunlarına değil, aynı zamanda duygusal ve sosyal problemlere de yol açabilen ciddi bir durumdur. Bu makalede, çocuklarda obezitenin nedenleri, belirtileri, tedavi yöntemleri ve bu sorunun önlenmesine yönelik stratejiler ele alınacaktır. Çocuklarda Obezite Nedir? Obezite, vücutta aşırı yağ birikimi ile karakterize edilen bir durumdur. Çocuklarda obezite, vücut kitle indeksinin (VKİ) yaşa ve cinsiyete göre belirlenen yüzde 95’in üzerinde olması olarak tanımlanır. Bu durum, hem kısa vadeli hem de uzun vadeli sağlık risklerine yol açabilir. Obezite, diyabet, kalp hastalıkları, uyku apnesi, eklem sorunları ve hatta bazı kanser türleri gibi ciddi hastalıklarla ilişkilidir. Çocuklarda Obezite Nedenleri Çocuklarda obezite gelişiminin çeşitli nedenleri olabilir. Genetik faktörler, çevresel etkenler, yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları obezitenin ortaya çıkmasında önemli bir rol oynar. İşte çocuklarda obeziteye yol açabilecek başlıca nedenler: 1. Genetik Faktörler Ailede obezite öyküsü olan çocukların obez olma riski daha yüksektir. Genetik yapılar, vücutta yağ depolanma şekli, metabolizma hızı ve iştah kontrolünü etkileyebilir. Ancak genetik faktörler tek başına obeziteyi tetikleyici değildir; yaşam tarzı faktörleriyle birleştiğinde risk artar. 2. Beslenme Alışkanlıkları Sağlıksız beslenme alışkanlıkları, özellikle yüksek kalorili ve besin değeri düşük gıdaların aşırı tüketimi, çocuklarda obeziteye yol açabilir. Fast food, abur cubur, şekerli içecekler ve işlenmiş gıdalar, çocukların kilo almasına katkıda bulunur. Ayrıca, düzensiz öğün saatleri ve atıştırma alışkanlıkları da kilo artışına neden olabilir. 3. Fiziksel Aktivite Eksikliği Günümüzde çocuklar, eskisine göre daha az fiziksel aktivite yapmaktadır. Özellikle dijital cihazların yaygın kullanımı, çocukların ekran başında geçirdiği süreyi artırmış ve... --- ### El Egzaması Nedir? Teşhisi ve Tedavisi Nasıl Yapılır? > El egzaması, ellerde ve el bileğinde olan ve sıklıkla ayaklardaki egzama ile de ilişkili olabilen, uzun süreli bir hastalıktır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/el-egzamasi-nedir-teshisi-ve-tedavisi-nasil-yapilir El egzaması (dermatit), ellerde kaşıntılı, kızarık, kuru ve çatlamış cilt görünümü ile kendini gösteren kronik bir cilt rahatsızlığıdır. Genellikle cildin koruyucu bariyerinin zayıflaması sonucu ortaya çıkar ve ellerini sıkça yıkayan, kimyasallara veya tahriş edici maddelere maruz kalan kişilerde daha yaygındır. Bu yazıda, el egzamasının ne olduğu, nedenleri, belirtileri, teşhisi ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgiler bulacaksınız. El Egzaması Nedir? Egzama, ciltte iltihaplanma ile seyreden ve kaşıntıya, kızarıklığa ve kuruluğa neden olan bir cilt rahatsızlığıdır. El egzaması ise bu durumun ellerde meydana gelen bir türüdür ve genellikle cildin koruyucu bariyerinin hasar görmesi veya zayıflamasıyla ilişkilidir. Ellerin sürekli suya, sabuna, temizlik maddelerine ya da kimyasallara maruz kalması, egzamanın ortaya çıkma riskini artırır. El egzaması, farklı formlarda kendini gösterebilir: Tahriş edici kontak dermatit: Ellerin kimyasallara, deterjanlara veya aşırı suya maruz kalması sonucu gelişir. Alerjik kontak dermatit: Ellerin belirli bir maddeye karşı alerjik tepki göstermesi sonucu oluşur. Atopik dermatit: Genellikle genetik yatkınlığı olan kişilerde görülen kronik bir cilt hastalığıdır ve ellerde egzama benzeri belirtilere yol açabilir. El Egzamasının Belirtileri El egzamasının belirtileri genellikle cildin tahriş olmasına ve kurumasına bağlıdır. Semptomlar kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve şunları içerebilir: Kuru ve çatlamış cilt: El egzaması, cildin nemini kaybetmesine neden olarak kuruluğa ve çatlamaya yol açar. Kaşıntı: Yoğun kaşıntı el egzamasının en yaygın belirtilerinden biridir. Kaşıntı, ciltte tahrişe ve kaşıdıkça kötüleşen lezyonlara neden olabilir. Kızarıklık ve şişlik: Egzama, ellerde iltihaplanma sonucunda kızarıklık ve şişme yaratabilir. Kabarcıklar ve sıvı dolu lezyonlar: Bazı egzama türlerinde ciltte küçük kabarcıklar veya sıvı dolu lezyonlar oluşabilir. Pul pul dökülen cilt: Egzama ilerledikçe... --- ### Çocuk Göğüs Hastalıkları: Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Çocuk göğüs hastalıkları, solunum sistemi ile ilgili bozuklukları kapsayan bir tıbbi alandır. Çocuklarda görülen göğüs hastalıkları, nefes - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-12-20 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuk-gogus-hastaliklari Çocuk göğüs hastalıkları, solunum sistemi ile ilgili bozuklukları kapsayan bir tıbbi alandır. Çocuklarda görülen göğüs hastalıkları, nefes darlığı, öksürük, hırıltı ve göğüs ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterir. Çocukların solunum sistemi, yetişkinlere göre daha hassas olduğundan, erken teşhis ve tedavi çok önemlidir. Bu yazıda, çocuklarda görülen yaygın göğüs hastalıkları, belirtileri, nedenleri, teşhis ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgiler bulacaksınız. Çocuk Göğüs Hastalıkları Nelerdir? Çocuk göğüs hastalıkları, solunum yolları, akciğerler ve göğüs boşluğunu etkileyen hastalıkları kapsar. Bu hastalıklar çocukların günlük yaşamını etkileyebileceği gibi, uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Yaygın çocuk göğüs hastalıkları şunlardır: Astım: Çocuklarda en sık görülen kronik solunum yolu hastalığıdır. Solunum yollarının daralması sonucu nefes darlığı, öksürük ve hırıltı ile kendini gösterir. Bronşit: Akciğerlerdeki bronş tüplerinin iltihaplanmasıdır. Akut bronşit, genellikle viral enfeksiyonlardan kaynaklanır ve öksürük, balgam ve ateş gibi belirtilerle ortaya çıkar. Pnömoni (Zatürre): Akciğerlerin iltihaplanmasıdır. Bakteri, virüs veya mantar kaynaklı olabilir. Çocuklarda yüksek ateş, öksürük, göğüs ağrısı ve nefes darlığı belirtileri ile kendini gösterir. Kistik Fibrozis: Genetik bir hastalık olup, solunum yollarında kalın ve yapışkan mukus birikimine neden olur. Bu durum, nefes almayı zorlaştırır ve enfeksiyonlara yol açar. Akut Solunum Yolu Enfeksiyonları: Soğuk algınlığı, grip gibi enfeksiyonlar da çocuklarda sıkça görülür ve geçici göğüs hastalıklarına yol açabilir. Tüberküloz: Nadir görülmekle birlikte, akciğerlerde ciddi hasara yol açabilen bir bakteriyel enfeksiyondur. Çocuk Göğüs Hastalıklarının Belirtileri Nelerdir? Çocuklarda görülen göğüs hastalıklarının belirtileri, hastalığın türüne ve şiddetine bağlı olarak değişebilir. Ancak genel olarak solunum yolu hastalıklarında şu belirtiler görülür: Öksürük: Özellikle geceleri şiddetlenen ve birkaç haftadan uzun süren öksürük, astım veya... --- ### Ceviz Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir? > Ceviz alerjisi, kabuklu yemişler grubuna dahil olan cevizin tüketilmesi veya deriyle teması sonucunda bağışıklık sisteminin - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ceviz-alerjisi-nedir-belirtileri-nelerdir Ceviz alerjisi, kabuklu yemişler grubuna dahil olan cevizin tüketilmesi veya deriyle teması sonucunda bağışıklık sisteminin aşırı reaksiyon göstermesiyle ortaya çıkan bir alerjik durumdur. Özellikle çocuklarda ve yetişkinlerde yaygın görülen ceviz alerjisi, ciddi reaksiyonlara yol açabilir ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Ceviz alerjisi hakkında detaylı bilgi edinmek, belirtileri tanımak, teşhis ve tedavi yöntemlerini öğrenmek, alerjiye sahip bireyler için oldukça önemlidir. Ceviz Alerjisi Belirtileri Ceviz alerjisi belirtileri, hafif reaksiyonlardan hayatı tehdit eden anafilaksiye kadar geniş bir yelpazede görülebilir. Ceviz alerjisi olan bireylerde görülebilecek başlıca belirtiler şunlardır: Cilt reaksiyonları: Ciltte kaşıntı, kızarıklık, kabarma ve kurdeşen benzeri döküntüler. Sindirim sistemi reaksiyonları: Bulantı, kusma, mide ağrısı ve ishal. Solunum yolu belirtileri: Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, boğazda kaşıntı, öksürük, nefes darlığı ve hırıltılı solunum. Anafilaksi: Özellikle ceviz alerjisi olanlarda nadir fakat ciddi bir reaksiyon olarak anafilaksi görülebilir. Anafilaksi, vücudun tamamını etkileyen şiddetli bir alerjik reaksiyondur ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Ani tansiyon düşüşü, nefes almada güçlük, baş dönmesi ve bilinç kaybı gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Ceviz Alerjisi Neden Olur? Ceviz alerjisinin ana nedeni, bağışıklık sisteminin cevizdeki bazı proteinleri zararlı olarak algılayıp, bu proteinlere karşı antikor üretmesidir. Bu durum, bağışıklık sisteminin IgE antikorlarını üretmesine ve histamin gibi kimyasalların salınmasına yol açar. Bu kimyasallar ise alerjik belirtileri tetikler. Alerjinin genetik bir yönü de bulunur; ailede ceviz veya diğer kabuklu yemişlere alerjisi olan bireylerin çocuklarında alerji gelişme riski daha yüksektir. Ceviz Alerjisinin Teşhisi Ceviz alerjisi teşhisi için en yaygın kullanılan yöntemler arasında alerji deri testi (prick test) ve kan testi bulunur: Deri Prick Testi: Küçük bir iğne ile cilt... --- ### Hurma Alerjisi > Hurma alerjisi, vücudun hurmada bulunan bazı proteinlere karşı aşırı duyarlılık gösterdiği nadir bir alerjik durumdur. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hurma-alerjisi Hurma alerjisi, vücudun hurmada bulunan bazı proteinlere karşı aşırı duyarlılık gösterdiği nadir bir alerjik durumdur. Alerjik reaksiyon, genellikle hurmanın içeriğinde bulunan ve bağışıklık sistemi tarafından zararlı olarak algılanan proteinler nedeniyle tetiklenir. Hem taze hem de kuru hurma tüketimiyle bu alerji ortaya çıkabilir ve genellikle solunum, sindirim, cilt gibi vücut sistemlerinde belirtiler oluşturabilir. Hurma Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Hurma alerjisinin belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Hafif reaksiyonlardan şiddetli reaksiyonlara kadar farklı belirtilerle kendini gösteren hurma alerjisinin bazı yaygın belirtileri şunlardır: Cilt Reaksiyonları: Kaşıntı, kızarıklık, döküntü, kurdeşen şeklinde cilt reaksiyonları Solunum Problemleri: Burun akıntısı, hapşırma, öksürük, boğazda kaşıntı ve nefes almada güçlük Sindirim Sorunları: Mide bulantısı, karın ağrısı, ishal ve kusma Göz Reaksiyonları: Gözlerde sulanma, kaşıntı ve kızarıklık Anafilaksi: Nadir ancak ciddi bir reaksiyon olan anafilaksi, tansiyon düşüklüğü, hızlı nabız, solunum zorluğu ve bilinç kaybı gibi belirtilerle hayatı tehdit edebilir ve acil müdahale gerektirir. Hurma Alerjisinin Nedenleri Hurma alerjisi, bağışıklık sisteminin hurmada bulunan bazı proteinleri zararlı olarak tanımlaması sonucu ortaya çıkar. Vücut, bu proteinlere karşı IgE antikorları üreterek aşırı tepki verir. Hurma alerjisinin başlıca nedenleri şunlardır: Profilin Proteinleri: Hurma, bazı kişilerde alerjik reaksiyona neden olan profilin proteinleri içerir. Bu proteinler diğer bazı meyve ve polenlerle de benzerlik gösterebilir. Çapraz Reaksiyon: Polen alerjisi olan kişilerde hurmaya karşı alerjik reaksiyon geliştirme olasılığı daha yüksektir. Bu, hurmadaki proteinlerin bazı polen proteinlerine benzerlik göstermesi nedeniyle oluşur. Bağışıklık Sisteminin Aşırı Hassasiyeti: Vücut hurmanın içerdiği proteinleri zararlı olarak algılayarak, bu proteinlere karşı aşırı duyarlılık geliştirir. Hurma Alerjisi ile Çapraz Reaktivite Hurma alerjisi, bazı meyveler ve polenler ile çapraz reaktivite... --- ### Brokoli Alerjisi > Brokoli alerjisi belirtileri genellikle, brokoli gibi bitkilerde bulunabilen doğal bir kimyasal olan salisilatlara duyarlı olduğunuz anlamına - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/brokoli-alerjisi Brokoli alerjisi belirtileri genellikle, brokoli gibi bitkilerde bulunabilen doğal bir kimyasal olansalisilatlaraduyarlı olduğunuz anlamına gelir. Bazı insanlar küçük miktarlarda salisilatlara bile duyarlı olabilir. Salisilat içeren diğer yiyecekleri yerken de benzer belirtiler ortaya çıkabilir. Salisilat içeren diğer yiyeceklerden bazıları şöyledir: Elma, Avokado, Dolmalık biber, Yaban mersini, Kahve, Salatalık, Zencefil, Fındık, Bamya, Kuru üzüm, Çilek, Çay, Kabak. Aspirin vePepto-Bismolgibiilaçlardada yüksek dozda salisilatlar bulunur . Polen gıda sendromuBazı insanların  polenlerdekilere benzer proteinleri içerdiği için  brokoliye karşı da alerji  belirtisi gösterir. Bu duruma polen-meyve alerji sendromu (veya oral alerji sendromu) denir. Özellikle pelin otu polenine karşı alerji alerji, brokoli ve diğer bitkisel gıdalara da tepki verilmesine neden olabilir. Brokoli alerjisiBrokoli alerjisi, bağışıklık sisteminiz yanlışlıkla yiyeceğin zararlı olduğunu düşündüğünde ortaya çıkar. Çok az miktarda yemek yemek bile bağışıklık tepkisini tetikleyebilir. Bu, bağışıklık sisteminizin yiyeceğe karşı antikorlar (kimyasal haberciler) ürettiği anlamına gelir. Antikorlar, vücudunuza bir dahaki sefere yiyeceğe saldırması için sinyal gönderir. Vücudunuz yiyeceklerle tıpkı bir virüs veya bakteriyel enfeksiyonla savaştığı gibi savaşır. Bu savaş alerjik reaksiyona neden olur. Brokoliye karşı alerjinin belirtileri, diğer gıda alerjileri ile benzerdir. En sık belirtiler şunlardır; Ağızda karıncalanma, Kaşıntı, Öksürme, Hapşırma, Burun akması, Dudak veya yüz şişmesi, Hırıltılı solunum, Mide bulantısı, Kusma, Baş dönmesi, Kurdeşen veya deri döküntüsü. Bazı insanlaranafilaksiadı verilen ciddi bir alerjik reaksiyon yaşayabilir. Bu yaşamı tehdit edici olabilir. Bu durumda ortaya çıkabilecek belirtiler; Nefes almada zorluk, Boğazda sıkışma hissi, Boğaz şişmesi, Baş dönmesi, Düşük kan basıncı, Bayılma olabilir. Birgıda intoleransıile bir gıda alerjisi farklıdır. Gıda intoleransı bağışıklık sisteminizi değil, sindirim sisteminizi etkiler. Salisilatlı brokoli ve diğer yiyeceklere... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Şeker Hastalığı (Diyabet) > Diyabet veya şeker hastalığı, vücudun bir enerji kaynağı olarak glikozu uygun şekilde kullanamadığı bir hastalıktır. Tip 1 diyabette vücut - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-seker-hastaligi Şeker hastalığı, tıbbi adıyla diyabet, kan şekerinin yüksek seviyelerde seyretmesiyle karakterize edilen kronik bir hastalıktır. Diyabet, sadece yetişkinleri değil, bebekler ve çocuklar da dahil olmak üzere her yaş grubunu etkileyebilir. Çocuklarda en yaygın görülen diyabet türü Tip 1 Diyabet iken, artan obezite oranları nedeniyle Tip 2 Diyabet de giderek daha sık görülmektedir. Bu yazıda, bebeklerde ve çocuklarda şeker hastalığı belirtileri, nedenleri, teşhis ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgiler sunacağız. Bebeklerde ve Çocuklarda Şeker Hastalığı Nedir? Diyabet, pankreasın yeterli miktarda insülin üretememesi veya vücudun insülini etkili bir şekilde kullanamaması sonucu ortaya çıkar. İnsülin, kandaki glikozun hücrelere taşınmasını sağlayan bir hormondur. İnsülinin yetersizliği durumunda, glikoz kanda birikir ve kan şekeri seviyesi yükselir. Bebeklerde ve çocuklarda diyabet iki ana kategoriye ayrılır: Tip 1 Diyabet: Çocuklarda en yaygın görülen diyabet türüdür. Bağışıklık sistemi, pankreasın insülin üreten hücrelerine saldırarak bu hücreleri tahrip eder. Sonuç olarak, vücut yeterli miktarda insülin üretemez. Tip 2 Diyabet: Genellikle yetişkinlerde görülse de, çocukluk çağında da ortaya çıkabilir. Tip 2 diyabet, vücudun insüline direnç göstermesi sonucu oluşur. Genellikle obezite ve hareketsiz yaşam tarzı ile ilişkilidir. Bebeklerde ve Çocuklarda Diyabetin Belirtileri Bebeklerde ve çocuklarda diyabet belirtileri, kandaki şeker seviyesinin kontrol edilememesine bağlı olarak ortaya çıkar. Bu belirtiler genellikle aniden gelişir ve çocuğun sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir. En yaygın belirtiler şunlardır: Aşırı Susama (Polidipsi): Çocuklar sürekli susama hissi duyar ve sık sık su içmek isterler. Sık İdrara Çıkma (Poliüri): Çocuklarda sık sık idrara çıkma, özellikle gece idrar kaçırma yaygın bir belirtidir. Açıklanamayan Kilo Kaybı: Diyabetli çocuklar, iştahları iyi olmasına rağmen kilo kaybedebilirler. Aşırı... --- ### Alerjik Astım Tedavisi Nasıl Yapılmalıdır? > Alerjik Astım Tedavisi Nasıl Yapılmalıdır? Alerjik astım, çocuklarda sık görülen uzun süreli bir hastalıktır. Başlıca belirtileri sık öksürük, nefes - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-astim-tedavisi-nasil-yapilmalidir Alerjik astım, çocuklarda sık görülen uzun süreli bir hastalıktır. Başlıca belirtileri sık öksürük, nefes sıkışması, göğüs ağrısıdır. Alerjik astım teşhisi, çocuk alerji uzmanlarınca konulmaktadır. Alerjik astım teşhisi sonrası alerjik astım tedavisi nasıl yapılır sorusu akla gelir. Bu makalemizde alerjik astım tedavisine yer verdik. Alerjik Astım Tedavisinde Doğru Teşhis Önemli Alerjik astım tedavisi için öncelikle, doğru teşhisin konulması gerekiyor. Çünkü, doğru teşhis konulmaz ve yanlışlıkla alerjik astım teşhisi konulursa, boşu boşuna uzun yıllar astım ilaçları kullanılmış olur. Bunun yanında alerjik astım teşhisi atlanırsa, sık sık hastalığın tekrarına ve gereksiz antibiyotik kullanımına neden olacaktır. Bu nedenle, alerjik astımın doğru teşhisi çok önemlidir. Alerjik Astım Tedavisi Beş Basamaklıdır Alerjik astım tedavisi; korunma, ilaç tedavisi, alerji aşısı, tamamlayıcı tedavi ve eğitim olmak üzere beş basamaklıdır. Alerjik Astım Tedavisinde Korunma Tedavisi Alerjik astım tedavisinde korunma aşaması, alerjik astıma neden olan ve tetikleyen faktörlere karşı korunma tedavisidir. Korunma tedavisinde, alerjenlerden korunma, tetikleyicilerden korunma ve alerjik astım gelişimine neden olan durumlardan korunma yöntemleri mevcuttur. Alerjenlerden Korunma Alerjenlerden korunma tedavisi söz konusu olduğunda, çocuğun alerjik astımına neden olan alerjenlerden korunması gündeme gelir. Örneğin; ev tozu mite alerjisi varsa, mite’lardan korunma önlemeleri alınmalıdır. Polenlere alerji varsa, polenlerden korunma önlemleri alınmalıdır. - Tetikleyicilerden Korunma Tetikleyicilerden korunma konusunda en önemli korunma, gribe karşıdır. Gribe karşı korunmada, grip mevsimi öncesi olan eylül ayında, grip aşısı yapılması tavsiye edilebilir. Alerjik astımlı çocuklar, kokulara karşı çok hassastır. Bu nedenle, keskin kokulu parfümlerden kaçınılması, parfümsüz deterjanlarla temizlik yapılması ve temizlik malzemelerinin kokusuz olanlarının tercih edilmesi faydalı olacaktır. Küçük çocuklarda, reflü de tetikleyici bir faktördür ve... --- ### Su Alerjisi (Aquagenik Ürtiker) Nedir? > Su alerjisi, tıbbi adıyla aquagenik ürtiker, su ile temas sonrası ciltte kaşıntı, kızarıklık ve kabarcıkların oluşmasına neden olan nadir bir - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/su-alerjisi-su-urtikeri-nedir Su alerjisi, tıbbi adıyla aquagenik ürtiker, su ile temas sonrası ciltte kaşıntı, kızarıklık ve kabarcıkların oluşmasına neden olan nadir bir alerjik reaksiyon türüdür. Su alerjisi olan bireyler, suyun sıcaklığı veya pH seviyesinden bağımsız olarak, suya maruz kaldıklarında ciltlerinde anında reaksiyon gösterebilirler. Hem içme suyu hem de terleme veya yağmur gibi su kaynakları bu alerjiyi tetikleyebilir. Aquagenik ürtiker, çok nadir görülen bir durumdur ve günlük yaşamı oldukça zorlaştırabilir. Bu makalede, su alerjisi nedir, belirtileri, nedenleri, teşhis ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz. Su Alerjisi (Aquagenik Ürtiker) Nedir? Su alerjisi veya aquagenik ürtiker, suyun ciltle teması sonucunda ciltte kaşıntı, kızarıklık, yanma ve küçük kabarcıkların oluşmasıyla kendini gösteren bir cilt rahatsızlığıdır. Bu durum, cildin suya karşı hassasiyet göstermesi sonucu ortaya çıkar ve suyun sıcaklığı, kaynağı veya saflığı gibi faktörlerden etkilenmez. Aquagenik ürtiker, çok nadir görülen bir durumdur ve dünya genelinde çok az sayıda kişide görülmektedir. Su alerjisi olan bireylerde belirtiler, genellikle suya maruz kaldıktan birkaç dakika sonra ortaya çıkar ve su ile temas kesildikten sonra kendiliğinden kaybolabilir. Ancak bu alerji, kişinin günlük yaşantısını oldukça zorlayabilir; duş almak, yüzmek veya terlemek gibi normal aktiviteler bile cilt reaksiyonlarına neden olabilir. Su Alerjisi (Aquagenik Ürtiker) Belirtileri Nelerdir? Su alerjisinin belirtileri, suya maruz kalındıktan kısa bir süre sonra ortaya çıkar ve reaksiyonun şiddeti kişiden kişiye değişebilir. İşte su alerjisinin en yaygın belirtileri: Kızarıklık ve Kaşıntı: Su ile temas eden bölgelerde kızarıklık ve yoğun kaşıntı ortaya çıkar. Yanma Hissi: Özellikle su ile temas süresi uzadıkça ciltte yanma ve batma hissi oluşabilir. Kabarcıklar ve Döküntüler: Ciltte küçük kabarcıklar... --- ### Tavuk Eti Alerjisi > Tavuk alerjisi, vücudun tavuk etinde bulunan proteinlere karşı verdiği aşırı tepki sonucu ortaya çıkan bir gıda alerjisi türüdür. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/tavuk-alerjisi Tavuk alerjisi, vücudun tavuk etinde bulunan proteinlere karşı verdiği aşırı tepki sonucu ortaya çıkan bir gıda alerjisi türüdür. Tavuk alerjisi, diğer gıda alerjilerine göre daha az yaygındır, ancak görüldüğünde ciddi belirtilere yol açabilir. Hem tavuk eti hem de tavuk ürünleri, alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Tavuk alerjisi, yumurta alerjisi ile ilişkili olabilir çünkü her iki gıda da benzer proteinleri içerir. Bazı kişilerde tavuk tüylerine karşı da alerjik reaksiyonlar görülebilir. Tavuk Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Tavuk alerjisinin belirtileri, genellikle tavuğun tüketilmesinden kısa bir süre sonra ortaya çıkar. Belirtiler hafif veya şiddetli olabilir ve bazı durumlarda ölümcül olabilen anafilaksiye yol açabilir. İşte tavuk alerjisinin en yaygın belirtileri: Deri döküntüleri ve kaşıntı: Kurdeşen, egzama veya ciltte kızarıklık ve kaşıntı yaygındır. Sindirim sorunları: Mide bulantısı, kusma, ishal ve karın ağrısı gibi gastrointestinal semptomlar ortaya çıkabilir. Solunum problemleri: Hırıltı, nefes darlığı, burun akıntısı veya öksürük gibi solunum yolu belirtileri görülebilir. Yüz, dudak, dil ve boğazda şişlik: Bu semptomlar şiddetli bir alerjik reaksiyonun belirtisi olabilir. Anafilaksi: Nadiren de olsa, tavuk alerjisi ciddi bir reaksiyon olan anafilaksiye neden olabilir. Anafilaksi, nefes almada zorluk, tansiyon düşüklüğü, hızlı nabız ve bayılma gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu durumda acil tıbbi müdahale gereklidir. Tavuk Alerjisinin Nedenleri Tavuk alerjisi, bağışıklık sisteminin tavuk etinde bulunan bazı proteinlere karşı aşırı tepki vermesi sonucu oluşur. Vücut, bu proteinleri zararlı bir madde olarak algılar ve alerjik reaksiyona neden olan IgE antikorlarını üretir. Tavuk alerjisinin tam nedeni bilinmemekle birlikte, bazı kişilerde genetik yatkınlık olabilir. Alerji geçmişi olan kişilerde gıda alerjileri gelişme riski daha yüksektir. Ayrıca, tavuk eti ve yumurta... --- ### Çay Alerjisi > Çay alerjisi çok sık duyulmamış olsa da nadirdir. Daha yaygın olarak, insanlar çaya karşı bir hassasiyet veya intoleransı yaşarlar. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cay-alerjisi Çay alerjisi çok sık duyulmamış olabilir ve nadirdir. Daha yaygın olarak, insanlar çaya karşı bir hassasiyet veya intolerans yaşarlar. Çay alerjisinin belirtileri nelerdir? Tüm alerjiler gibi çay alerjisi de bağışıklık tepkisi yaratır. Bu durum, vücudunuz bir maddeyi tehlikeli olarak algıladığında ve antikor üreterek onunla savaşmaya çalıştığında ortaya çıkar. Bu antikorlar tetiklendiklerinde spesifik belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur. Çaya alerjiniz varsa ortaya çıkabilecek belirtilerden bazıları şunlardır; Kurdeşen, Ağızda karıncalanma veya kaşıntı hissi, Dudakların, boğazın, dilin veya yüzün şişmesi, Anafilaksi. Alerji ve hassasiyet Çay intoleransının veya duyarlılığının belirtileri, çay alerjisinden biraz farklıdır. Çaya karşı hoşgörüsüzlük veya intoleransınız varsa, belirtileriniz şunlar olabilir; Mide bulantısı ve kusma, İshal, Mide krampları veya ağrı, Göğüste ağrılı yanma hissi, Şişkinlik, Sinirlilik. Çaylar bitkisel veya bitkisel olmayan olarak kategorize edilir. Her iki tipte de bulunan bileşenlere karşı alerjiniz veya hassasiyetiniz olabilir. Çayda bulunan herhangi bir bileşene alerjiniz varsa, çaydan tamamen kaçınmalısınız. Bu bileşiklere intoleransınız varsa, hafif demli, küçük miktarlarda çayı tolere edebilirsiniz. Bitkisel olmayan çay Siyah, yeşil, oolong ve beyaz çayları içeren bitkisel olmayan çaylar, aynı bileşenlerden farklı miktarlarda içerir. Bazı insanlarda alerjik reaksiyonlara veya hassasiyete neden olan bu bileşenlerdir. Bitkisel olmayan çayın alerjik reaksiyona neden olabilecek bileşenleri şunlardır: Kafein, Tanenler, Theanine. Siyah çay, tüm bitkisel olmayan çaylar arasında en yüksek kafein içeriğine sahiptir. Yeşil çayın en fazla tanen içeriği ve hem beyaz hem de yeşil çayın siyah çaydan daha fazla teanin içerdiği vardır. Bitki çayı Bitkisel çaylar, sayılamayacak kadar çok sayıda bitkinin köklerinden, yapraklarından, saplarından ve çiçeklerinden yapılır. Herhangi bir bitki çayı seçerken içindekiler listesini okuduğunuzdan emin... --- ### Böbrek Üstü Bezi Hastalıkları Nedenleri ve Belirtileri > Böbrek üstü bezi (adrenal bezler), böbreklerin hemen üzerinde bulunan ve hayati öneme sahip hormonları üreten küçük bezlerdir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bobrek-ustu-bezi-hastaliklari Böbrek üstü bezleri (adrenal bezler), böbreklerin hemen üzerinde bulunan ve hayati öneme sahip hormonları üreten küçük bezlerdir. Bu hormonlar, vücudun stresle başa çıkma mekanizmalarından kan basıncına kadar birçok işlevde rol oynar. Adrenal bezlerde meydana gelen sorunlar, hormon üretiminde dengesizliklere yol açarak ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu yazıda, böbrek üstü bezi hastalıklarının nedenleri, belirtileri, tanı yöntemleri ve tedavi seçenekleri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Böbrek Üstü Bezlerinin Fonksiyonu Böbrek üstü bezleri, iki ana bölümden oluşur: Adrenal korteks (dış kısım) ve adrenal medulla (iç kısım). Bu bölümler, farklı hormonlar salgılar ve vücudun çeşitli işlevlerini düzenler. Adrenal Korteks: Kortizol, aldosteron ve androjen gibi steroid hormonlar üretir. Kortizol, vücudun stres tepkisini yönetir, kan şekerini düzenler ve iltihaplanmayı kontrol eder. Aldosteron, kan basıncını düzenlemek için sodyum ve potasyum dengesini kontrol eder. Adrenal Medulla: Adrenalin (epinefrin) ve noradrenalin (norepinefrin) gibi katekolamin hormonları üretir. Bu hormonlar, vücudun ani stres tepkisinde rol oynar, "savaş ya da kaç" tepkisini tetikler ve kalp atış hızını artırır. Böbrek Üstü Bezi Hastalıkları Böbrek üstü bezlerinin düzgün çalışmaması, hormon üretiminde dengesizliklere ve buna bağlı olarak çeşitli hastalıklara yol açabilir. Adrenal bezlerdeki sorunlar genellikle fazla ya da az hormon üretimiyle ilişkilidir. İşte böbrek üstü bezi hastalıklarının başlıca türleri: 1. Addison Hastalığı (Adrenal Yetmezlik) Addison hastalığı, böbrek üstü bezlerinin yeterince kortizol ve aldosteron üretemediği bir durumdur. Bu hastalık, otoimmün bozukluklar, enfeksiyonlar veya tümörler nedeniyle adrenal bezlerin zarar görmesi sonucunda ortaya çıkar. Kortizol eksikliği, vücudun stresle başa çıkma yeteneğini zayıflatır, aldosteron eksikliği ise elektrolit dengesini bozar. Belirtileri: Kronik yorgunluk Kas zayıflığı Düşük kan basıncı Kilo... --- ### Bebek ve Çocuklarda Kulak Arkası Egzama Nedenleri > Bu yazıda, bebek ve çocuklarda kulak arkası egzamanın nedenleri, belirtileri, teşhis ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgiler - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-egzama-atopik-dermatit Bebek ve çocuklarda egzama oldukça yaygın bir cilt sorunudur. Vücudun çeşitli bölgelerinde ortaya çıkabilen bu cilt rahatsızlığı, kulak arkası gibi hassas bölgelerde de gelişebilir. Kulak arkası egzama, bebeklerde ve küçük çocuklarda ciltte kızarıklık, kuruluk, pullanma ve kaşıntı ile kendini gösterir. Bu durum hem çocuğun huzurunu bozabilir hem de ebeveynler için endişe kaynağı olabilir. Bu yazıda, bebek ve çocuklarda kulak arkası egzamanın nedenleri, belirtileri, teşhis ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgiler bulacaksınız. Kulak Arkası Egzama Nedir? Egzama, ciltte tahriş, iltihap ve kuruluğa neden olan kronik bir cilt hastalığıdır. Kulak arkası egzama, bu rahatsızlığın özellikle kulak çevresinde görülen bir formudur. Bebek ve çocuklarda bu durum, cilt hassasiyeti ve bağışıklık sisteminin aşırı reaksiyonu sonucu ortaya çıkar. Kulak arkası egzama, atopik dermatit adı verilen egzama türü ile sıkça ilişkilidir. Bu bölgede cildin katlanması ve nemin birikmesi, egzamanın gelişmesine uygun bir zemin hazırlar. Kulak Arkası Egzamanın Nedenleri Bebek ve çocuklarda kulak arkası egzamanın birçok nedeni olabilir. Genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve cilt bakımıyla ilgili bazı alışkanlıklar bu durumu tetikleyebilir. İşte kulak arkası egzamanın en yaygın nedenleri: Genetik Yatkınlık: Egzama, genetik faktörlerle ilişkili bir hastalıktır. Ailede egzama, astım veya alerji geçmişi olan bebekler ve çocuklarda egzama gelişme riski daha yüksektir. Genetik yatkınlık, bağışıklık sisteminin aşırı tepki göstermesine neden olabilir. Çevresel Faktörler: Soğuk hava, kuru iklim, polen, toz ve diğer alerjenler egzamanın gelişimini tetikleyebilir. Bebeklerin hassas ciltleri, bu tür çevresel faktörlere karşı daha savunmasızdır. Tahriş Edici Maddeler: Sabunlar, şampuanlar, parfümler ve kimyasal içeren cilt bakım ürünleri ciltte tahrişe yol açabilir. Kulak arkasındaki hassas cilt, bu maddelerle temas... --- ### Domates Alerjisi > Domates alerjisi, vücudun domateste bulunan bazı proteinlere karşı aşırı duyarlılık göstermesi sonucu ortaya çıkan bir gıda alerjisidir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/domates-alerjisi Domates alerjisi, vücudun domateste bulunan bazı proteinlere karşı aşırı duyarlılık göstermesi sonucu ortaya çıkan bir gıda alerjisidir. Genellikle cilt, solunum yolları ve sindirim sisteminde çeşitli belirtilerle kendini gösteren domates alerjisi, çapraz reaktivite nedeniyle diğer bazı meyve ve sebzelere karşı da duyarlılığı artırabilir. Domates alerjisi, hem çiğ hem de pişmiş domates tüketildiğinde tetiklenebilir. Domates Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Domates alerjisinin belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve hafif reaksiyonlardan şiddetli reaksiyonlara kadar değişebilir. Belirtiler genellikle domates tüketiminden kısa süre sonra ortaya çıkar. Domates alerjisinin yaygın belirtileri şunlardır: Ağız ve Boğazda Kaşıntı veya Şişlik: Çiğ veya pişmiş domates tüketimi sonrasında ağızda ve boğazda kaşıntı, karıncalanma veya şişlik oluşabilir. Cilt Reaksiyonları: Kızarıklık, kaşıntı, kurdeşen ve egzama gibi cilt sorunları görülebilir. Sindirim Sorunları: Mide bulantısı, karın ağrısı, kusma ve ishal gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Solunum Problemleri: Burun akıntısı, hapşırma, öksürük ve nefes darlığı gibi solunum yollarıyla ilgili belirtiler görülebilir. Anafilaksi: Nadir görülse de, domates alerjisi ciddi vakalarda anafilaksiye yol açabilir. Anafilaksi, ani tansiyon düşüşü, solunum zorluğu ve bilinç kaybı gibi hayati tehlike arz eden bir durumdur ve acil müdahale gerektirir. Domates Alerjisinin Nedenleri Domates alerjisi, domateste bulunan bazı proteinlere karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi sonucu oluşur. Özellikle domatesin profilin proteinleri, bazı bireylerde bağışıklık sisteminin bu proteini zararlı olarak algılayarak antikor üretmesine neden olur. Domates alerjisinin başlıca nedenleri arasında şunlar yer alır: Profilin Proteinleri: Domateste bulunan profilin proteinleri, bazı alerjik bireylerde bağışıklık sistemi tarafından zararlı olarak algılanır ve alerjik reaksiyona yol açabilir. Çapraz Reaksiyon: Polen alerjisi olan kişilerde domates alerjisi görülme riski daha yüksektir. Özellikle çimen... --- ### Kırmızı Biber Alerjisi > Kırmızı Biber Alerjisi Belirtileri; Hapşırma, öksürük, karın ağrısı, kusma ve ishal gibi belirtiler görülebilir. Deri üzerindeki alerjik - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kirmizi-biber-alerjisi Kırmızı biber, baharatlı tadı nedeniyle yaygın olarak yemeklere lezzet vermek için kullanılır. Bu biberde bulunan bir bileşen olan kapsaisin, bağışıklık sisteminiz tarafından bir tehdit olarak algılanır. Vücuttan salgılanan IgE antikorları kapsaisin ile temas ettiğinde, bu yabancı maddeleri engellemek için histamin salgılanır. Aralarındaki kimyasal reaksiyon, kırmızı biber alerjisi belirtilerine neden olur. Kapsaisin içeriği farklı biber çeşitlerinde de bulunur. Alerjik reaksiyon, yemekten sonraki birkaç saat içinde az miktarda kırmızı biber tüketildikten sonra ortaya çıkmaya başlar. Kırmızı Biber Alerjisi BelirtileriHapşırma, öksürük, karın ağrısı, kusma ve ishal gibi belirtiler görülebilir. Deri üzerindeki alerjik belirtilerde kızarıklık ve kaşıntı yer alır. Kurdeşen ve diğer alerjik belirtiler zamanla artar. Şiddetli reaksiyon yüz, boğaz, dil ve dudakların şişmesine neden olur. Bağışıklık sistemi tarafından salınan histaminler, kırmızı biberde bulunan gıda maddeleriyle savaşır ve ciddi vakalarda kan dokularını genişletir. Sonuç olarak, vücut kırmızı biberdeki bileşenlere aşırı tepki verir ve  kişide anafilaksi gelişebilir. Uzmanlara göre, bazı kişilerde alerji kalıtsaldır, bazıları ise büyüdükçe gelişir. Kırmızı bibere maruz kaldıktan sonra bu belirtilerden herhangi birini yaşayan kişi, teşhis için derhal alerji uzmanına başvurmalıdır. Kırmızı Biber Alerjisi TeşhisiTüm besin alerjilerinin belirtileri aynıdır, bu nedenle alerjenin hemen  belirlemesi kolay değildir. Alerji uzmanı, alerjeni belirlemek için deri prick testi isteyebilir. Alerjiniz netleştiğinde kırmızı biber içeren tüm yemeklerden kaçınmanız gerekir. Nadir durumlarda aşırı duyarlı kişiler, alerjik gıda maddesini soluduklarında hapşırma ve hırıltı sorunu yaşayabilir. Acı biber alerjisini uygulanabilir tek tedavisi  bu üründen kaçınmaktır. --- ### Lahana Alerjisi > Çoğu insan için lahana güvenli ve sağlıklı bir gıda seçimidir. Bununla birlikte, nadir durumlarda lahana alerjisi reaksiyonuna neden - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/lahana-alerjisi Lahana, en besleyici sebzelerden biridir. Sadece lif bakımından zengin olmakla kalmaz, aynı zamanda çok sayıda vitamin, mineral ve antioksidan içerir. Bu vitaminler arasında A, C, B6 ve K  vitamini bulunur. Lahana içeriğinde, demir, kalsiyum, bakır, potasyum ve magnezyum gibi mineraller de yüksektir. Ayrıca quercetin gibi güçlü antioksidanlar içerir. Çoğu insan için lahana güvenli ve sağlıklı bir gıda seçimidir. Bununla birlikte, nadir durumlarda lahana alerjisi reaksiyonuna neden olabilir. Son yıllarda, sanayileşmiş ülkelerde bildirilen alerjilerde büyük bir artış vardır. Bir kişi, özellikle o yemeği sık sık yerse,  yiyeceğe karşı bir gıda alerjisi geliştirebilir. Bağışıklık sisteminiz besinin bir istilacı olduğunu düşündüğünde bir gıda alerjisi oluşur, antikorlar salgılar ve bu da alerjik reaksiyona neden olabilir. Lahana turpgillerden sebze ailesindedir. Lahana aynı zamanda FODMAP’leri sindirmekte güçlük çeken kişilerde şişkinliğe neden olabilir. C. diff enfeksiyonunuz varsa turpgillerden kaynaklanan mide-bağırsak rahatsızlığı da yaşayabilirsiniz . Lahana, oksalik asit olarak bilinen bir antinutrient bakımından zengindir. Bir antinutrient, besinlerin emilim yeteneğini azaltan bir bitki bileşiğidir. Oksalik asit, artan böbrek taşı riski ile ilişkilidir. Halihazırda böbrek taşı ile ilgili bir probleminiz varsa, lahanadan kaçınmak iyi bir fikir olabilir. Genellikle sık lahana yiyen insanların, lahana alerjisi geliştirme riski daha yüksektir. Nadiren turpgillerden tüm sebzelere de alerjiniz olabilir. Bu sebze ailesi şunlardır; Roka, Lahana, Brokoli, Karnabahar, Brüksel lahanası, Kara lahana, Turp, Şalgam. Turpgillerden sebzeler ayrıca bitki ailesi Brassicaceae adıyla da bilinir. Bazı turpgil sebzeler brassica oleracea kategorisine girer . Bazı bireylerin bir Brassica oleracea polenine alerjisi olabilir ama bu turpgillerden sebze alerjisi ile aynı şey değildir. Lahana alerjisi belirtileri Lahana veya turpgillerden bir sebze alerjisi, çeşitli belirtilere neden olabilir.... --- ### Çocuklarda Aşırı Tüylenme (Hirsutizm) Belirtileri > Hirsutizm, vücutta, genellikle erkek tipi kıllanmanın olduğu bölgelerde (yüz, göğüs, sırt ve karın gibi) aşırı tüylenme ile karakterize - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-asiri-tuylenme-hirsutizm Hirsutizm, genellikle kadınlarda ve çocuklarda görülen, aşırı ve anormal tüylenme ile karakterize bir durumdur. Vücudun çeşitli bölgelerinde, özellikle erkeklerde görülen tüylenme tarzında, kalın ve koyu renkli kılların çıkması ile kendini gösterir. Çocuklarda hirsutizm, genellikle hormonal dengesizliklerden veya genetik faktörlerden kaynaklanır ve estetik açıdan rahatsız edici olmasının yanı sıra altta yatan bir sağlık sorununun işareti olabilir. Bu yazıda, çocuklarda hirsutizmin nedenleri, belirtileri, tanı yöntemleri ve tedavi seçenekleri ele alınacaktır. Hirsutizm (Aşırı Tüylenme) Nedir? Hirsutizm, vücutta, genellikle erkek tipi kıllanmanın olduğu bölgelerde (yüz, göğüs, sırt ve karın gibi) aşırı tüylenme ile karakterize edilir. Çocuklarda hirsutizm, erken yaşlarda ortaya çıkabileceği gibi, genellikle ergenlik dönemine geçişte fark edilir hale gelir. Çocuklardaki aşırı tüylenme durumu, hormonal dengesizliklerin veya diğer sağlık sorunlarının bir belirtisi olabilir ve bu nedenle dikkate alınmalıdır. Çocuklarda Hirsutizmin (Aşırı Tüylenme) Nedenleri Çocuklarda aşırı tüylenmenin farklı nedenleri olabilir. Genetik yatkınlık, hormonal dengesizlikler, polikistik over sendromu (PCOS) gibi tıbbi durumlar veya bazı ilaçların kullanımı hirsutizmin başlıca nedenleri arasında yer alır. İşte çocuklarda hirsutizmin başlıca nedenleri: 1. Genetik Faktörler Aile geçmişi, çocuklarda aşırı tüylenme konusunda önemli bir rol oynar. Eğer bir ailede hirsutizm geçmişi varsa, çocuklarda da bu durumun görülme olasılığı artar. Genetik yatkınlık, hormonların çalışma şekli ve vücutta tüylerin gelişiminden sorumlu olabilir. 2. Hormonal Dengesizlikler Hormonlar, vücuttaki kıllanmanın kontrolünde önemli bir rol oynar. Özellikle erkeklik hormonu olarak bilinen androjenler, kıllanmanın artmasına neden olabilir. Eğer bir çocukta androjen hormonlarının seviyeleri yüksekse, hirsutizm ortaya çıkabilir. Bu hormonal dengesizlikler, adrenal bezler veya yumurtalıklardan kaynaklanabilir. 3. Polikistik Over Sendromu (PCOS) Polikistik over sendromu (PCOS), özellikle ergenlik dönemindeki kızlarda... --- ### Eklem Yerlerinde Kaşıntı (Egzama) Belirtileri > Egzama, ciltte kızarıklık, kuruluk ve kaşıntı ile kendini gösteren kronik bir cilt hastalığıdır. Egzamanın en yaygın görüldüğü bölgelerden - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-atopik-dermatit Egzama, ciltte kızarıklık, kuruluk ve kaşıntı ile kendini gösteren kronik bir cilt hastalığıdır. Egzamanın en yaygın görüldüğü bölgelerden biri eklem yerleridir. Özellikle diz, dirsek, bilek ve ayak bileği gibi eklem bölgeleri, cildin katlanması ve sürtünmesi nedeniyle egzamanın alevlendiği noktalardan biridir. Bu yazıda, eklem yerlerinde kaşıntıya neden olan egzamanın belirtileri, nedenleri, tetikleyicileri ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgi vereceğiz. Eklem Yerlerinde Kaşıntı (Egzama) Nedir? Egzama, bağışıklık sisteminin ciltte iltihaba neden olduğu bir cilt hastalığıdır. Eklem yerlerindeki egzama, cildin bu bölgelerde daha fazla tahriş olmasına ve nem kaybına uğramasına bağlı olarak gelişir. Egzamanın en yaygın türü olan atopik dermatit, eklem bölgelerinde sıkça görülür. Bu bölgelerde cilt sürekli hareket eder ve bu da ciltteki bariyerin zayıflamasına yol açar. Sonuç olarak, cilt nemini kaybeder, kurur ve kaşıntılı hale gelir. Eklem yerlerindeki egzama, zaman zaman kaşınma dürtüsü nedeniyle cildin daha fazla zarar görmesine neden olabilir. Kaşınma cildi tahriş eder, iltihabı artırır ve hatta enfeksiyon riskini yükseltir. Bu nedenle eklem yerlerinde görülen egzamanın doğru bir şekilde yönetilmesi büyük önem taşır. Eklem Yerlerinde Egzamanın Belirtileri Eklem yerlerinde egzama belirtileri, ciltteki tahriş ve iltihaba bağlı olarak gelişir. Bu belirtiler genellikle eklem yerlerinin hareketine ve sürtünmesine bağlı olarak şiddetlenebilir. Yaygın belirtiler şunlardır: Şiddetli Kaşıntı: Eklem yerlerindeki egzama, özellikle kaşıntıya neden olur. Kaşıntı, genellikle geceleri artar ve uykuyu bölebilir. Kızarıklık: Eklem bölgelerinde cilt, iltihaplanma sonucu kızarabilir. Kuruluk ve Çatlaklar: Cilt nemini kaybettiğinde kurur ve çatlamaya başlar. Bu durum, özellikle dirsekler ve dizler gibi eklem bölgelerinde yaygındır. Kabarcıklar: Bazı egzama türlerinde ciltte sıvı dolu kabarcıklar oluşabilir. Cilt Kalınlaşması (Likenifikasyon): Uzun süreli... --- ### Deterjan Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir? > Deterjan alerjisi, deterjan ve diğer temizlik ürünlerindeki kimyasal maddelere karşı vücudun gösterdiği aşırı duyarlılık reaksiyonudur. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/deterjan-alerjisi Deterjan alerjisi, deterjan ve diğer temizlik ürünlerindeki kimyasal maddelere karşı vücudun gösterdiği aşırı duyarlılık reaksiyonudur. Deterjanlarla temas eden ciltte kızarıklık, kaşıntı ve döküntü gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu alerji türü, genellikle temizlik ürünlerindeki parfümler, boyalar ve koruyucu maddeler gibi kimyasallar nedeniyle meydana gelir. Deterjan alerjisi, günlük yaşamı etkileyebilir ve alerjik reaksiyonlara yatkın kişiler için zorlu bir durum olabilir. Bu makalede, deterjan alerjisi nedir, belirtileri, nedenleri, teşhis ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Deterjan Alerjisi Nedir? Deterjan alerjisi, temizlik ürünlerinde bulunan kimyasal maddelere karşı vücudun gösterdiği bir tür temas alerjisidir. Bu alerji türü, deterjanın doğrudan ciltle temas etmesi sonucu ortaya çıkar ve ciltte kaşıntı, kızarıklık, kabarcık gibi alerjik reaksiyonlara yol açar. Deterjan alerjisi, sadece çamaşır deterjanlarıyla değil; bulaşık deterjanları, yüzey temizleyiciler, el sabunları gibi birçok temizlik ürününde bulunan kimyasallarla da tetiklenebilir. Deterjan alerjisi olan kişiler, temizlik ürünleriyle doğrudan temas ettiklerinde ciltlerinde tahriş, kuruluk ve kaşıntı gibi belirtilerle karşılaşır. Bu reaksiyonlar, cildin deterjanda bulunan kimyasal maddelere karşı geliştirdiği alerjik tepki sonucu ortaya çıkar. Deterjan alerjisi, kontakt dermatit olarak da bilinir ve kimyasal içerikli ürünlere maruz kalan kişilerde yaygın olarak görülür. Deterjan Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Deterjan alerjisi belirtileri, deterjanla doğrudan temas sonrasında ortaya çıkar ve ciltteki alerjik reaksiyonlar kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Deterjan alerjisinin en yaygın belirtileri şunlardır: Kızarıklık ve Kaşıntı: Deterjanın temas ettiği bölgelerde ciltte kızarıklık ve yoğun kaşıntı görülür. Döküntüler: Ciltte küçük döküntüler ve kabarcıklar oluşabilir. Ciltte Yanma Hissi: Deterjan alerjisi, ciltte yanma ve karıncalanma hissine yol açabilir. Kuruluk ve Tahriş: Temizlik ürünlerine maruz kalan ciltte kuruluk ve tahriş meydana... --- ### Kimyon Alerjisi > Kimyon alerjisi yaygın olmasa da kimyondaki proteinlere aşırı duyarlı olan kişiler vardır. Profilin , kimyon tohumlarında bulunan ve ters - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kimyon-alerjisi Kendine özgü tadı ve sindirimi iyileştirmeye yardımcı olması nedeniyle kimyon, yemeklerde sıklıkla kullanılır. Kimyonun uykusuzluk, astım, bronşit, sindirim sorunları, soğuk algınlığı, cilt rahatsızlıkları ve anemi gibi çeşitli sağlık rahatsızlıklarında fayda sağladığı bilinmektedir. Kimyon alerjisi yaygın olmasa da kimyondaki proteinlere aşırı duyarlı olan kişiler vardır. Profilin, kimyon tohumlarında bulunan ve ters reaksiyonu tetikleyebilen bir proteindir. Bu proteine ​​duyarlıysanız, kişniş ve dereotu gibi ilgili yiyeceklerle de alerjik reaksiyon yaşayabilirsiniz. Kimyon yediğinizde, bağışıklık sistemi onu bir tehdit olarak görür ve IgE antikorlarını serbest bırakır. İlk kullanımda herhangi bir alerjik belirti göremeyebilirsiniz. Bir sonraki tüketimde kimyondaki proteinler antikorlar tarafından tespit edildiğinde, bağışıklık sistemi proteinlerle reaksiyona giren ve kimyon alerjisi belirtilerini ortaya çıkaran histaminler üretmek için sinyal gönderir.  Kimyon Alerjisi BelirtileriKimyon tüketildikten veya temasa geçtikten sonra alerjik reaksiyon belirtileri ortaya çıkar. Diğer herhangi bir gıda alerjisi gibi, belirtiler hafiften şiddetli belirtilere kadar değişebilir. Çok nadir durumlarda, şiddetli reaksiyon yaşamı tehdit eden durumlara yol açabilir. Kimyon alerjisinin yaygın belirtilerinden bazıları şunlardır; Deri döküntüleri, Kurdeşen, Kaşıntı, Dudakların, yüzün ve boğazın şişmesi, Burun akması, Sulu ve kırmızı gözler, Öksürük, hırıltılı solunum, Ağızda karıncalanma hissi, Solunum problemi, Baş ağrısı ve sinüs ağrısı, İshal, Kusma, Karın ağrısı, Anafilaksi. Şiddetli belirtiler ayrıca kan basıncında ani düşüş, hızlı nabız ve boğaz şişmesine de neden olabilir.  Önleme ve TeşhisAncak tanı konulduktan sonra ana alerji kaynağı belirlenebilir. Alerji uzmanı, belirli alerjeni doğrulamak için deri prick testi ve diğer ilgili testleri isteyebilir.  Şiddetli alerjik reaksiyonlarda, acil durumlarda riski azaltmak içinepinefrin enjektörü taşımanız önerilir. Bu tür acil durumlarda atılması gereken acil adımlar hakkında eğitim almanız gerekir.... --- ### Nane Alerjisi > Nane alerjisi yaygın değildir. Ortaya çıktığında ise, alerjik reaksiyon hafiften şiddetliye kadar değişebilir ve yaşamı tehdit edebilir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/nane-alerjisi Nane alerjisi yaygın değildir. Ortaya çıktığında ise, alerjik reaksiyon hafiften şiddetliye kadar değişebilir ve yaşamı tehdit edebilir. Vücudunuz bakteri veya polen gibi yabancı bir davetsiz misafir algıladığında, savaşmak ve onu ortadan kaldırmak için antikorlar üretir. Vücudunuz aşırı tepki verdiğinde ve çok fazla antikor ürettiğinde, ona alerjiniz olur. Alerjik reaksiyona neden olacak kadar yeterli antikor oluşmadan önce bu maddeyle birkaç kez karşılaşmanız gerekir. Bu sürece duyarlılaştırma denir. Nane ve yabani nane bir grup yapraklı bitkinin adıdır. Bu bitkilerden elde edilen yağ, özellikle nane yağı, şekerleme, sakız, likör, dondurma ve diğer birçok gıdaya lezzet katmak için kullanılır. Diş macunu ve gargara gibi şeylere lezzet katmak, parfüm ve losyonlara koku katmak için de kullanılır. Nane bitkisinin yağı ve yaprakları, mide rahatsızlığını yatıştırmak veya baş ağrısını hafifletmek de dahil olmak üzere pek çok durumda bitkisel ilaç olarak kullanılmıştır . Bu bitkilerdeki bazı maddeler antiinflamatuardır ve alerji belirtilerine yardımcı olmak için kullanılabilir, ancak aynı zamanda bazı insanlarda alerjik reaksiyona neden olabilecek başka maddeler de içerirler. Nane alerjisi belirtileri Nane veya bileşenlerini tükettiğinizde, bitki ile cilt teması kurduğunuzda alerjik reaksiyon belirtileri ortaya çıkabilir. Alerjisi olan biri nane tüketildiğinde ortaya çıkabilecek belirtiler, diğer gıda alerjilerine benzerlik gösterir. En sık görülen belirtiler şunlardır; Ağızda karıncalanma veya kaşıntı, Şişmiş dudaklar ve dil, Şişmiş, kaşıntılı boğaz, Karın ağrısı, Mide bulantısı ve kusma, İshal. Nanenin cilde dokunmasından kaynaklanan alerjik reaksiyona kontakt dermatit denir. Naneye temas eden ciltlerde şu belirtiler gelişebilir: Kırmızılık, Kaşıntı, Şişme, Hassasiyet veya ağrı, Berrak sıvı sızdıran kabarcıklar, Kurdeşen. Şiddetli alerjik reaksiyona anafilaksi denir. Bu, aniden meydana gelebilecek, yaşamı tehdit eden tıbbi bir acil durumdur. Acil tıbbi tedavi gerektirir.... --- ### Raşitizm (Rickets) Belirtileri ve Nedenleri > Raşitizm, çocuklarda görülen ve kemiklerin yeterince sertleşememesi ile karakterize edilen bir kemik hastalığıdır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-d-vitaminiyle-ilgili-hastaliklar Raşitizm, çocuklarda görülen ve kemiklerin yeterince sertleşememesi ile karakterize edilen bir kemik hastalığıdır. Bu durum, genellikle D vitamini, kalsiyum ve fosfor eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkar. Raşitizm, büyüme çağındaki çocuklarda kemik deformitelerine, kas zayıflığına ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Raşitizmin erken tanısı ve tedavisi, çocukların sağlıklı kemik gelişimi için oldukça önemlidir. Bu makalede, raşitizmin nedenleri, belirtileri, tedavi yöntemleri ve önleme stratejileri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Raşitizm Nedir? Raşitizm, çocukluk döneminde kemiklerin zayıf ve yumuşak olmasına neden olan bir hastalıktır. Kemiklerin güçlenmesi ve sertleşmesi için D vitamini, kalsiyum ve fosfor gibi minerallere ihtiyaç vardır. Bu minerallerin eksikliği durumunda kemikler düzgün bir şekilde gelişmez, zayıflar ve deformiteler oluşur. Raşitizm en sık olarak 6 ila 36 aylık çocuklarda görülür, çünkü bu dönemde çocuklar hızla büyür ve kemik gelişimi için daha fazla vitamin ve mineral ihtiyacı duyarlar. Raşitizmin Nedenleri Raşitizmin başlıca nedeni, vücudun yeterli miktarda D vitamini, kalsiyum ve fosfor alamamasıdır. Bu duruma katkıda bulunan çeşitli faktörler vardır: 1. D Vitamini Eksikliği D vitamini, vücudun kalsiyumu emmesine ve kemiklere yerleştirmesine yardımcı olur. D vitamini eksikliği, raşitizmin en yaygın nedenidir. D vitamini cilt tarafından güneş ışığına maruz kalındığında üretilir. Yetersiz güneş ışığına maruz kalma, özellikle kış aylarında ve kapalı alanlarda yaşayan çocuklarda D vitamini eksikliğine yol açabilir. Ayrıca, beslenme yoluyla alınan D vitamini de yetersiz olabilir. 2. Yetersiz Kalsiyum ve Fosfor Alımı Kalsiyum ve fosfor, kemik sağlığı için hayati öneme sahiptir. Eğer çocuklar bu mineralleri yeterince alamazsa kemik gelişimi olumsuz etkilenir. D vitamini eksikliği, bu minerallerin emilimini azaltarak raşitizme yol açabilir. 3. Genetik... --- ### Egzama (Atopik dermatit) İçin Bitkisel Tedaviler Nelerdir? > Egzama tedavisinde kullanılan birçok bitkisel tedaviler mevcuttur. Aşağıda, bu tedavilerin en popüler olanlarından bazılarını bulabilirsiniz: - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-atopik-dermatit-icin-bitkisel-tedaviler-nelerdir Egzama, ciltte kaşıntı, kızarıklık, kuruluk ve iltihaplanma gibi belirtilerle kendini gösteren kronik bir cilt hastalığıdır. Geleneksel tıbbi tedaviler egzama semptomlarını hafifletebilse de, bazı insanlar egzama için doğal ve bitkisel tedavi yöntemlerini araştırmaktadır. Bitkisel tedaviler, egzamanın semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir, ancak her bitkisel tedavinin her kişide aynı etkiyi göstermeyeceği unutulmamalıdır. Bu yazıda, egzama tedavisinde yaygın olarak kullanılan bitkisel çözümler ve cilt üzerindeki etkileri hakkında bilgi edineceksiniz. Egzama İçin Bitkisel Tedavi Nedir? Bitkisel tedavi, bitkilerin ve bitki özlerinin kullanıldığı doğal tedavi yöntemlerini ifade eder. Bitkisel tedaviler, egzama semptomlarını hafifletmeye yönelik olarak kullanıldığında, cildin doğal iyileşme sürecini desteklemeyi ve iltihaplanmayı azaltmayı amaçlar. Egzama tedavisinde kullanılan bitkisel çözümler genellikle nemlendirici, yatıştırıcı ve iltihap önleyici özellikleriyle bilinir. Egzama İçin Etkili Bitkisel Tedaviler Egzama tedavisinde kullanılan birçok bitkisel tedaviler mevcuttur. Aşağıda, bu tedavilerin en popüler olanlarından bazılarını bulabilirsiniz: 1. Aloe Vera Aloe vera, cilt sağlığını destekleyen ve egzama semptomlarını hafifletmeye yardımcı olan popüler bir bitkidir. Aloe vera jeli, cildin nem seviyesini korur ve yatıştırıcı etkisi ile kaşıntıyı hafifletir. Ayrıca, aloe vera anti-inflamatuar özelliklere sahiptir ve ciltteki kızarıklık ve iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olabilir. Aloe vera bitkisini doğrudan cilde uygulamak ya da hazır aloe vera içeren kremleri kullanmak egzama semptomlarının kontrol altına alınmasına katkı sağlar. 2. Papatya (Chamomile) Papatya, yüzyıllardır cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılan bitkisel bir çözümdür. Egzama tedavisinde özellikle papatya çayı ya da papatya yağı kullanımı popülerdir. Papatya, anti-enflamatuar ve antioksidan özellikleri ile bilinir, bu nedenle egzama kaynaklı cilt iltihaplanmalarını hafifletir ve cildi rahatlatır. Bir papatya çayı hazırlayarak, soğuduğunda cildinize pamuk yardımıyla uygulayabilirsiniz. Aynı şekilde papatya yağı... --- ### Hamilelikte Alerji > Hamilelikte alerji, hamilelik sırasında ilaç ihtiyacını azaltmaya yardımcı olmak için tetikleyicilerden kaçının. Kontrolsüz astım - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hamilelikte-alerji Hamilelikte alerji durumunuza varsa hamilelik sırasında ilaç ihtiyacını azaltmaya yardımcı olmak için tetikleyicilerden kaçının. Kontrolsüz astım, hamilelik sırasında astım ve alerji ilaçları almaktan daha risklidir. Sizin ve bebeğinizin sağlığı için sigara dumanından kaçının. Sigarayı bırakın ve yeniden başlamayın. Hamilelikte Alerji Neden Önemlidir? Tetikleyicilerden kaçınmak iltihabı azalttığı gibi belirtileri de önler ve bu nedenle tetikleyici yönetimi ilaç ihtiyacını azaltır. Alerjenler, astımın başlıca tetikleyicileridir. Hamilelikte ev tozu akarları, hayvanlar, polen gibi alerjenlerin yanı sıra soğuk hava veya uzun süre sıcak nemli havadan uzak durmak çok önemlidir. İç mekan alerjen yönetimi için önlemler alın. Sigara içmeyin ve kendinizi sigaraya maruz bırakmayın. Yaygın olarak mide ekşimesi olarak bilinenGERD(Gastro Özofagus Reflü Hastalığı) astımı tetikleyebilir. GERD'de mide asidi yemek borusundan geri akar ve öksürüğe neden olabilir; ayrıca ağzınızda mide ekşimesi veya ekşi bir tat olabilir. Ancak reflü, mide ekşimesi olmadan fark edilmeyebilir. Hamilelik GERD'i kötüleştirebilir veya astımı tetikleyebilecek daha sık mide ekşimesi yapabilir. Sinüzit ve soğuk algınlığı astımı kötüleştirir. Rinit tedavisi, alerjenlerden kaçınmak ve soğuk algınlığı olan bireylerden kaçınmak, sinüzit geliştirme ve sinüzit veya astım için daha fazla ilaç eklemek zorunda kalma olasılığını azaltacaktır. Hamilelikte Alerji Astımı Veya Riniti Kötüleştirir Mi? Astımınız hamile kaldığınızda başladıysa, belirtiler bazı kadınların hamilelikle hissettiği nefes darlığı ile karıştırılabilir. Doğru tanı koymak ve mümkün olan en kısa sürede astım kontrolü için bir programa başlamak önemlidir. Bir alerji uzmanı, jinekoloğunuzla çalışabilir. İstatistikler önceden astımı olan hamile kadınlarda astımın yaklaşık üçte birinde aynı kaldığını, yaklaşık üçte birinde kötüleştiğini ve yaklaşık üçte birinde iyileştiğini gösteriyor. Astım kötüleşmesi, genellikle ikinci trimesterin sonlarında veya üçüncü trimesterin... --- ### Et Alerjisi > Et alerjisi, vücudun kırmızı et veya kümes hayvanları gibi bazı et türlerine karşı gösterdiği bağışıklık sistemi tepkisidir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/et-alerjisi Et alerjisi, vücudun kırmızı et veya kümes hayvanları gibi bazı et türlerine karşı gösterdiği bağışıklık sistemi tepkisidir. Nadir görülen bir alerji türü olan et alerjisi, genellikle sığır eti, koyun eti, domuz eti, tavuk veya hindi eti gibi çeşitli et türlerinin tüketilmesi veya etle temas sonrası ortaya çıkabilir. Alerjik reaksiyonlar hafif belirtilerden anafilaksi gibi ciddi reaksiyonlara kadar değişebilir. Et Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Et alerjisinin belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve genellikle et tüketiminden sonra birkaç dakika ile birkaç saat arasında ortaya çıkar. Et alerjisi belirtileri arasında en yaygın olanlar şunlardır: Cilt Reaksiyonları: Kurdeşen, kızarıklık, kaşıntı ve döküntü Sindirim Sorunları: Mide bulantısı, karın ağrısı, kusma ve ishal Solunum Problemleri: Burun akıntısı, hapşırma, öksürük, hırıltılı solunum ve nefes almada güçlük Göz Reaksiyonları: Kaşıntı, kızarıklık ve sulanma Anafilaksi: Şiddetli bir alerjik reaksiyon olan anafilaksi, ani tansiyon düşüşü, bilinç kaybı, solunum zorluğu ve hızlı nabız gibi belirtilerle hayatı tehdit edebilir ve acil müdahale gerektirir. Et Alerjisinin Nedenleri Et alerjisi, bağışıklık sisteminin et proteini veya diğer bazı bileşenlere karşı aşırı duyarlılık göstermesiyle oluşur. Bazı durumlarda et alerjisi, belirli böcek ısırıkları veya kene ısırıkları nedeniyle de ortaya çıkabilir. Et alerjisinin başlıca nedenleri şunlardır: Galaktoz-Alfa-1,3-Galaktoz (Alpha-Gal): Et alerjisinin başlıca nedeni olarak bilinen Alpha-Gal molekülü, bazı hayvan etlerinde bulunur ve bağışıklık sistemi tarafından yabancı madde olarak algılanabilir. Kene ısırıkları, bu molekülün vücuda girmesine yol açarak et alerjisini tetikleyebilir. Proteinlere Duyarlılık: Etlerde bulunan bazı proteinlere karşı bağışıklık sistemi aşırı duyarlılık geliştirebilir. Genetik Yatkınlık: Ailesinde gıda alerjisi olan bireylerde et alerjisi riski daha yüksek olabilir. Alpha-Gal Sendromu Nedir? Alpha-Gal sendromu, kene... --- ### Hindistan Cevizi Yağı Alerjisi > Hindistan cevizi yağı alerjisi, diğer alerji türleri kadar yaygın değildir, ancak nadir de olsa ortaya çıkabilir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hindistan-cevizi-yagi-alerjisi Hindistan cevizi genellikle sağlıklı yiyecek olarak adlandırılır. Ancak Hindistan cevizine karşı alerjiniz varsa bu besini tüketmek tehlikeli olabilir. Hindistan cevizi yağı alerjisi, diğer alerji türleri kadar yaygın değildir, ancak nadir de olsa ortaya çıkabilir. Hindistan cevizi yağı alerjisinin belirtileri nelerdir? Hindistan cevizi yağı alerjisinin belirtilerinden bazıları şunlardır; Mide bulantısı, Kusma, Kurdeşen, Egzama, İshal, Döküntü, Anafilaksi , hırıltılı solunum ve nefes darlığı içeren hayatı tehdit eden bir acil durum. Hindistan cevizi ve Hindistan cevizi yağına karşı anafilaktik reaksiyonlar çok nadirdir. Temas reaksiyonlarına kontakt dermatit denir. Genellikle ciltte kızarıklık veya ciltte kabarıklık gibi hafif belirtiler gösterir. Kontakt dermatit vakaları, cilde temas eden losyon veya güzellik ürünleri gibi Hindistan cevizi yağı içeren ürünlerde daha yaygındır. Hindistan cevizi alerjiniz varsa hangi yiyecek ve ürünlerden kaçınmalısınız? Hindistan cevizi bazı ürünlerde gizlenebilir, bu nedenle siz veya çocuğunuzun Hindistan cevizi alerjisi varsa, satın aldığınız veya yediğiniz yiyeceklerin Hindistan cevizi yağı içermediğinden emin olmak için etiketleri okumanız gerekir. Hindistan cevizi yağı içerebilen yiyecekler; Patlamış mısır, Kek, Çikolata, Şeker, Bebek maması. Hindistan cevizi yağı aynı zamanda birçok kozmetikte ortak bir bileşendir. Satın almadan önce kozmetiklerin etiketlerini kontrol edin. Hindistan cevizi yağına alerjik reaksiyonunuz varsa ne yapmalısınız? Kurdeşen veya kızarıklık gibi hafif alerjik belirtileriniz varsa ve Hindistan cevizi alerjisinden şüpheleniyorsanız, diyetinizi ve belirtilerinizi takip etmek için bir yemek günlüğü tutmanızda fayda vardır. Ayrıca düzenli olarak kullandığınız ve alerjiniz olan bir bileşen içerebilecek tüm ürünleri de yazmalısınız.  Bir Hindistan cevizi veya Hindistan cevizi yağı alerjiniz varsa, yapabileceğiniz ilk şey, tükettiğiniz her şeyin etiketini kontrol etmek olmalıdır. Hindistan cevizi ürünlerinden veya Hindistan... --- ### Erken Ergenlik Belirtileri Nelerdir? > Erken ergenlik, kız çocuklarında 8 yaşından önce, erkek çocuklarında ise 9 yaşından önce cinsel olgunlaşmanın belirtilerinin başlaması - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/erken-ergenlik Ergenlik, çocukların bedensel, cinsel ve duygusal olarak olgunlaştıkları doğal bir süreçtir. Genellikle kızlarda 8-13 yaş, erkeklerde ise 9-14 yaş arasında başlar. Ancak bazı çocuklarda ergenlik belirtileri normalden daha erken yaşlarda ortaya çıkabilir. Bu duruma "erken ergenlik" veya tıbbi adıyla "erken puberte" denir. Erken ergenlik, çocukların fiziksel gelişimlerini hızlandırırken, psikolojik ve sosyal açıdan çeşitli zorluklara yol açabilir. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi, çocukların sağlıklı gelişimi için büyük önem taşır. Erken Ergenlik Nedir? Erken ergenlik, kız çocuklarında 8 yaşından önce, erkek çocuklarında ise 9 yaşından önce cinsel olgunlaşmanın belirtilerinin başlaması durumudur. Ergenliğin başlamasıyla birlikte vücut, büyüme hormonu ve cinsiyet hormonlarının artışıyla hızla gelişir. Bu durum erken yaşta başladığında, çocukların fiziksel ve duygusal olarak bu sürece hazır olmaması bazı sorunlara neden olabilir. Erken ergenlik, iki ana kategoriye ayrılır: Merkezi Erken Ergenlik: Hipotalamus ve hipofiz bezinin normalden erken çalışması sonucunda vücutta cinsel hormonların üretiminin artmasıdır. Bu durum, kızlarda daha sık görülür. Periferik Erken Ergenlik: Vücutta hormon üreten diğer organların (örneğin yumurtalıklar veya testisler) normalden erken çalışması sonucu ortaya çıkar. Genellikle hormonal bozukluklar veya tümörler nedeniyle görülür. Erken Ergenlik Belirtileri Nelerdir? Erken ergenlik belirtileri, kızlar ve erkekler arasında farklılık gösterir. Ancak genel olarak, ergenlikte görülen tipik belirtiler erken yaşlarda ortaya çıkmaya başlar. Kızlarda Erken Ergenlik Belirtileri: Göğüslerin Büyümesi: Kızlarda ergenliğin en erken belirtisi genellikle göğüslerin büyümeye başlamasıdır. Adet Görme (Menstrüasyon): Normalde 11-14 yaşlarında başlayan adet dönemi, erken ergenlik yaşayan kızlarda daha erken başlayabilir. Vücut Kıllanması: Koltuk altı ve kasık bölgelerinde kıllanma görülebilir. Vücut Şeklinin Değişmesi: Kalçaların genişlemesi, yağ dokusunun artması gibi yetişkin vücut yapısına... --- ### Grip (Influenza) Nedenleri Belirtileri ve Tedavisi > Grip, influenza virüsünün neden olduğu oldukça bulaşıcı bir solunum yolu enfeksiyonudur. Özellikle kış aylarında sıkça görülen bu - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/grip Grip, influenza virüsünün neden olduğu oldukça bulaşıcı bir solunum yolu enfeksiyonudur. Özellikle kış aylarında sıkça görülen bu hastalık, toplumda hızla yayılabilir ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Grip, hafif belirtilerden ağır komplikasyonlara kadar geniş bir yelpazede seyredebilir ve özellikle risk altındaki gruplar için tehlikeli olabilir. Bu yazıda, grip hakkında merak edilen tüm detayları; belirtileri, nedenleri, tedavi yöntemleri ve korunma yolları ile birlikte ele alacağız. Grip Nedir? Grip, influenza virüsünün neden olduğu bir enfeksiyondur ve genellikle kış aylarında salgınlar halinde görülür. Bu virüs, üst solunum yollarını (burun, boğaz) ve alt solunum yollarını (akciğerler) etkileyebilir. Grip, hafif bir soğuk algınlığından farklı olarak daha şiddetli semptomlarla kendini gösterir ve genellikle birkaç gün ila iki hafta arasında sürebilir. Grip virüsü, A, B ve C olmak üzere üç ana türde bulunur, ancak insanları en sık etkileyen ve ciddi salgınlara yol açanlar A ve B tipi influenza virüsleridir. Grip Nasıl Bulaşır? Grip virüsü son derece bulaşıcıdır ve kişiden kişiye genellikle hava yoluyla yayılır. Enfekte bir kişi öksürdüğünde, hapşırdığında veya konuştuğunda, virüs taşıyan küçük damlacıklar havaya yayılır ve sağlıklı kişiler bu damlacıkları soluyarak virüsü kapabilir. Ayrıca, virüs bulaşmış yüzeylere dokunduktan sonra ellerini ağız, burun veya gözlere temas ettiren kişiler de grip virüsüne yakalanabilirler. Grip virüsü, hasta kişilerde belirtiler ortaya çıkmadan önce bile bulaşıcı olabilir ve bu durum hastalığın hızla yayılmasına neden olur. Enfekte bir kişi, belirtiler ortaya çıkmadan bir gün önce ve hastalığın başlamasından sonraki 5-7 gün boyunca başkalarına virüs bulaştırabilir. Grip Belirtileri Nelerdir? Grip belirtileri genellikle aniden ortaya çıkar ve soğuk algınlığı belirtilerine benzer, ancak daha... --- ### Bezelye Alerjisi > Bezelye alerjisi sıklığının, farklı popülasyonlar arasında değişiklik gösterir. Baklagiller arasında çapraz reaksiyon yaygındır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bezelye-alerjisi Bezelye alerjisi sıklığı, farklı popülasyonlar arasında değişiklik gösterir. Baklagiller arasında çapraz reaksiyon yaygındır. Yer fıstığı alerjisi ile bezelye alerjisi arasındaki çapraz reaksiyon nispeten yaygındır.  Baklagiller ve mercimekYer fıstığı ve soya fasulyesi, gıda alerjisinde en sık rol oynayan başlıca baklagillerdir. Mercimek, nohut, fasulye ve bezelye Akdeniz bölgesinde en çok tüketilen baklagillerdir. Mercimeğe alerjik reaksiyonlar yaşamın erken döneminde, genellikle 4 yaşın altında başlar; orofaringeal belirtiler ve akut ürtiker, yemek yoluyla en sık görülen belirtilerdir. Acı bakla duyarlılığı ise yaygın olarak yer fıstığına duyarlı olan yetişkinlerde rastlanır. Yiyeceklerde acı bakla kullanımı son on yılda artmıştır ve özellikle yer fıstığına alerjisi olan hastalarda acı baklaya karşı da alerjik reaksiyonlar bildirilmiştir.  Pisumsativumolarak da bilinen bezelyenin birkaç çeşidi bulunurken, en çok yeşil ve sarı bezelye tüketilir. Bezelyeye karşı alerjiler mevcuttur, ancak pek yaygın değildir. Çoğu durumda, bezelye alerjisi, bezelye ile yer fıstığı veya diğer baklagiller arasındaki çapraz reaksiyona bağlıdır. Bezelye Alerjisinin Belirtileri Nelerdir? Bezelye alerjisinin belirtileri bireyler arasında farklılık gösterir. Bazı kişiler için belirtiler hafif olabilirken bazıları için ciddi olabilir.  Hafif belirtilerden bazıları şöyledir; Deride kurdeşen. Şiddetli vakalarda ürtikere ve ısırgan kızarıklığına neden olabilir, Ağızda, boğazda, dudaklarda veya yüzün tamamında karıncalanma veya kaşıntı, Karın krampları, Kusma ve öksürük. Şiddetli belirtilerden bazıları ise şöyledir; Hırıltı, Nefes almada güçlük ve artan kalp atış hızı, Boğulma hissi ve nefes almada şiddetli zorluğa neden olabilen anafilaksi. Bezelye Alerjisinde Tanı  Bezelye alerjisinde kullanılan bazı tanı yöntemleri şöyledir; Kişisel ve tıbbi geçmiş:Belirtilerin şekli, süresi, şüpheli besinle temastan sonra ortaya çıkma süresi, görülme sıklığı, geçmişteki alerji olayları ve aile bireylerinde alerji varlığı tanıda... --- ### Ton Balığı Alerjisi > Çiğ ton balığını yediğinizde, temas ettiğinizde veya ton balığını pişirirken oluşan buharı içinize çektiğinizde ton balığı alerjisi - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ton-baligi-alerjisi Deniz ürünleri alerjisi ömür boyu sürer ve ton balığına alerjiniz varsa diğer balıklara da alerjiniz olabilir. Çiğ ton balığını yediğinizde, temas ettiğinizde veya ton balığını pişirirken oluşan buharı içinize çektiğinizde ton balığı alerjisi reaksiyonları meydana gelebilir. Belirtiler hafif veya yaşamı tehdit edici olabilir. Belirtilerden bazıları şöyledir; Kurdeşen ve Şişlik Ton balığına karşı alerjik bir reaksiyon, kurdeşen veya ürtiker adı verilen kırmızı, şişmiş, kaşıntılı yaralar oluşturabilir. Kurdeşen, ton balığı yedikten birkaç dakika sonra ortaya çıkabilir ve genellikle iki ile dört saat sürer. Göz ve dudak çevresinde şişlik de gelişebilir. Reçetesiz satılan antihistamin ilaçlar, lokalize kurdeşen ve şişliği tedavi edecektir. Bazı durumlarda diliniz veya boğazınız şişebilir ve hava yollarını tıkayabilir, bu nedenle hemen tıbbi yardım almanız önemlidir. Sindirim problemleri Ağzınızın veya dilinizin şişmesi ile birlikte sık kusma, ton balığı yedikten hemen sonra ortaya çıkarsa bir alerji belirtisi olabilir. Diğer sindirim belirtileri arasında şiddetli karın ağrısı, ishal ve yutma güçlüğü bulunur. Dünya Alerji Örgütü'ne göre ishal ve kusma, vücudunuzun rahatsız edici yiyeceklerden kurtulma yoludur ve reaksiyon ton balığı yedikten sonra dakikalar içinde gelişebilir ve iki saate kadar sürebilir. Alerjik Astım Ton balığına alerjiniz varsa, nefes almada zorluk, öksürme, hırıltılı solunum, göğüste sıkışma ve nefes darlığı gibi astımla ilgili belirtiler yaşayabilirsiniz. Pişirme dumanlarını solumak, ton balığı kokusunu solumak veya balık işleme tesislerinde ton balığını işlemek astımı tetikleyebilir. Alerjik astım belirtileri genellikle maruziyetten sonra dakikalar ile iki saat içinde gelişir. Ton balığına gecikmiş yanıt, maruziyetten üç ile sekiz saat sonra ortaya çıkabilir. Anafilaksi Ton balığına alerjiniz varsa, tüm vücudunuzu etkileyen ve hayatı tehdit eden bir... --- ### Hindistan Cevizi Alerjisi > Hindistan cevizi alerjisi nadir olmakla birlikte, alerjisi olanlarda hindistan cevizi ile yapılan yiyecekleri içtikten veya yedikten sonra - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hindistan-cevizi-alerjisi Botanik açıdan Hindistan cevizi,  lifli, tek tohumlu kurusertçekirdekli bir meyvedir. Çekirdekli meyve, tohumu saran sert bir dış tabakaya sahiptir. Bir Hindistan cevizi, tüm üç katmana sahiptir;: ekzokarp (dış katman), mezokarp (etli orta katman) ve endokarp (tohumu çevreleyen sert, odun benzeri katman).  Hindistan cevizinin her parçası kullanılabildiği için genellikle "Hayat Ağacı" olarak adlandırılır. Hindistan cevizi ağaçları içecek, lif, yiyecek, yakıt, mutfak eşyaları, müzik aletleri ve daha fazlasının yapımında kullanılır. Bir Hindistan cevizinin olgunlaşması 11-12 ay sürer.  -Hindistan cevizi, 60-70 yıla kadar her yıl 12-13 kez sürekli meyve veren, her yıl 30-75 Hindistan cevizi veren çok yıllık bir bitkidir.  -İkinci Dünya Savaşı ve Vietnam Savaşı sırasında intravenöz (IV) solüsyon yetersiz kaldığında, doktorlar bunun yerine Hindistan cevizi suyu kullanmışlardır. - Hindistan cevizi üreten başlıca ülkeler Filipinler, Endonezya, Hindistan, Papua Yeni Gine ve Pasifik Adaları'dır. HİNDİSTAN CEVİZİ AĞAÇ YEMİŞİ Mİ? Hindistan cevizi bir ağaç yemişi olarak kabul edilir mi? Sonuçta, "ceviz" isminin bir parçasıdır. Teknik olarak, bir kabuklu yemiş tek tohumlu bir meyve olarak tanımlanır. Yani bu tanıma göre, Hindistan cevizi, ceviz olarak sınıflandırılabilir. Bununla birlikte, Hindistan cevizi, ağaç kabuklu yemiş alerjisi olan kişilerin duyarlı olduğu proteinlerin çoğundan yoksundur, bu nedenle ağaç yemiş alerjisi olan pek çok kişi, alerjik bir reaksiyon olmaksızın Hindistan cevizini güvenle yiyebilir.  Potansiyel bir Hindistan cevizi alerjisi hakkında endişeleriniz varsa alerji doktorunuzla konuşmanız önemlidir.  Hindistan cevizi yemeye karşı alerjik reaksiyonlar nispeten nadirdir, Hindistan cevizi ürünlerine karşı alerjik dermatit daha yaygındır. Hindistan cevizi polenine duyarlılık da mevcuttur. Hindistan cevizi ile temas dermatitiHindistan cevizi türevi ürünler (Hindistan cevizi dietanolamid, kokamid sülfat, kokamid... --- ### Gecikmiş Ergenlik Belirtileri ve Nedenleri > Gecikmiş ergenlik, çocukların yaşına uygun cinsel gelişim belirtilerini göstermemesi durumudur. Erkeklerde 14 yaşına kadar testis - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gecikmis-ergenlik Ergenlik dönemi, çocukların bedensel, duygusal ve cinsel gelişiminde önemli bir evredir. Genellikle 8-14 yaş arası başlayan ergenlik sürecinde, vücut yetişkinlikteki şekline ulaşır ve cinsel olgunluk kazanılır. Ancak bazı çocuklarda bu süreç beklenenden daha geç başlayabilir. Bu duruma "gecikmiş ergenlik" adı verilir. Gecikmiş ergenlik, fiziksel ve psikolojik sorunlara yol açabilir, bu yüzden doğru teşhis ve tedavi önemlidir. Gecikmiş Ergenlik Nedir? Gecikmiş ergenlik, çocukların yaşına uygun cinsel gelişim belirtilerini göstermemesi durumudur. Erkeklerde 14 yaşına kadar testis büyümesinin başlamaması ve kızlarda 13 yaşına kadar göğüs gelişiminin başlamaması, gecikmiş ergenliğin belirtileri arasındadır. Çoğu çocukta ergenlik geçici olarak gecikebilir ve tedavi gerekmeyebilir. Ancak bazı durumlarda gecikmiş ergenlik, altta yatan ciddi bir sağlık sorununun belirtisi olabilir. Gecikmiş Ergenliğin Belirtileri Nelerdir? Gecikmiş ergenlik belirtileri, cinsel olgunlaşmanın gecikmesiyle ilişkilidir. Kızlarda ve erkeklerde farklı belirtiler ortaya çıkar: Erkeklerde Gecikmiş Ergenlik Belirtileri 14 yaşına kadar testislerin büyümemesi Penis büyümesinde gecikme Vücut kıllanmasının (koltuk altı, kasık) başlamaması Ses kalınlaşmasında gecikme Kas gelişiminde yetersizlik Boy uzamasında yavaşlama Kızlarda Gecikmiş Ergenlik Belirtileri 13 yaşına kadar göğüslerin büyümemesi Menstrüasyonun (adet görme) başlamaması Vücut kıllanmasının başlamaması Boy uzamasında yavaşlama Kalça ve vücut şeklinin yetişkin görünümünü almaması Bu belirtilerin görülmesi, çocuğun ergenlik sürecinde bir gecikme yaşadığını gösterebilir. Gecikmiş ergenlik yaşayan çocuklar, yaşıtlarına kıyasla daha küçük görünür ve bu durum psikolojik stres yaratabilir. Gecikmiş Ergenliğin Nedenleri Gecikmiş ergenliğin birçok farklı nedeni olabilir. Bazı durumlarda gecikme tamamen normaldir ve genetik faktörlerden kaynaklanabilir. Ancak bazı çocuklarda ergenliğin gecikmesi, hormonal veya genetik sorunların bir belirtisi olabilir. İşte gecikmiş ergenliğin başlıca nedenleri: 1. Anayasal (Fizyolojik) Gecikme Ergenlik dönemindeki gecikmenin en yaygın... --- ### Grip Aşısı: Nedir, Kimler Yaptırmalı, Ne Zaman Yaptırılmalı? > Grip aşısı, her yıl grip virüsüne karşı vücudu korumak için uygulanan önemli bir bağışıklık artırıcı tedbirdir. Özellikle kış aylarında sıkça - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-12-20 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/grip-asisi Grip aşısı, her yıl grip virüsüne karşı vücudu korumak için uygulanan önemli bir bağışıklık artırıcı tedbirdir. Özellikle kış aylarında sıkça görülen grip salgınlarından korunmanın en etkili yollarından biri olan grip aşısı, her yıl değişen virüs suşlarına göre güncellenir. Grip, özellikle risk gruplarındaki insanlar için ciddi komplikasyonlara yol açabilen bir hastalık olduğundan, aşı yoluyla korunma büyük önem taşır. Bu yazıda, grip aşısının ne olduğu, kimlerin grip aşısı yaptırması gerektiği, aşı yaptırmanın faydaları, yan etkileri ve aşının ne zaman yapılması gerektiği gibi konular detaylı şekilde ele alınacaktır. Grip Aşısı Nedir? Grip aşısı, influenza virüslerine karşı bağışıklık geliştirmek amacıyla üretilen bir aşıdır. Bu aşı, vücudun bağışıklık sistemini uyararak grip virüslerine karşı savunma geliştirilmesini sağlar. Aşı, grip virüsünün o yıl en yaygın olan türlerine karşı koruma sağlamak için her yıl güncellenir ve özellikle risk gruplarındaki bireylerin gripten korunmasına yardımcı olur. Grip virüsü her yıl değişim geçirebildiği için aşı da her yıl Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve diğer sağlık otoriteleri tarafından o yılki virüs suşlarına göre yeniden formüle edilir. Bu nedenle grip aşısı her yıl yeniden yapılması gereken bir aşıdır. Grip Aşısını Kimler Yaptırmalı? Grip aşısı, gripten korunmak isteyen herkes için önerilen bir aşıdır. Ancak özellikle risk gruplarındaki bireyler için bu aşı hayati önem taşır. İşte grip aşısını yaptırması gereken gruplar: 1. 65 Yaş Üstü Bireyler: Yaş ilerledikçe bağışıklık sistemi zayıflar ve bu durum, yaşlıları grip virüsüne karşı daha savunmasız hale getirir. 65 yaş üstü bireylerde grip, zatürre gibi ciddi komplikasyonlara yol açabileceğinden, bu yaş grubunun her yıl grip aşısı yaptırması önerilir. 2. Kronik Hastalığı... --- ### Kabak Çekirdeği Alerjisi Belirtileri ve Tedavisi > Kabak Çekirdeği Alerjisi Belirtileri ve Tedavisi, Kabak çekirdeği günümüzde popüler bir yere sahip olup, salatalarda, mezelerde - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kabak-cekirdegi-alerjisi-belirtileri-ve-tedavisi Kabak çekirdeği günümüzde popüler bir yere sahip olup, salatalarda, mezelerde, ekmeklerde ve ana yemeklerde kullanılan bir besindir. Kabak çekirdeği iyi bir mineral, vitamin kaynağı, antioksidan özelliği olan ve antimikrobiyal özellikleri de barındıran bir tohumdur. Bazı kişilerde ise kabak çekirdeği alerjisi görülebilmektedir.   Alerjiye neden olan asıl alerjen cucurbitacin maxima molekülüdür. Örneğin kişi balkabağına duyarlıysa kabak çekirdeği alerjisi geliştirebilir. Bu makaleyi kabak çekirdeği alerjisi belirtileri, teşhisi ve tedavisini anlatmak için yazdık. Kabak ÇekirdeğiKabak çekirdeği Meksika mutfağında sıklıkla kullanılan bir besindir. Kabak çekirdeği günümüzde televizyonların karşısında tükettiğimiz, aynı zamanda salatalarda, mezelerde, ekmeklerde ve ana yemeklerde kullanılabilen bir besindir. Kabak çekirdeği, antioksidan, antimikrobiyal özelliğinin bulunmasının yanı sıra iyi bir çinko kaynağı olması ve bazı mineral ve vitaminleri içermesi bakımından da önemli bir besin kaynağıdır. İyi bir protein, diyet lifi, niasin, demir, çinko, manganez, magnezyum kaynağıdır. Vitamin olarak Riboflavin, folat, pantotenik asit kaynağıdır. Kabak çekirdeği içinde bulunan başlıca mineraller: Potasyum, Kalsiyum, Demir, Bakır, Magnezyum, Manganez, Fosfor, Çinko. Kabak çekirdeği ayrıca az miktarda vitamin içerir: A vitamini, C Vitamini, Tiamin (B1), Riboflavin (B2), Niasin (B3), Folik asit, Pantotenik asit (B5), K Vitamini, E Vitamini. Kabak Çekirdeği Alerjisi BelirtileriKabak çekirdeğine karşı gelişen alerji öncelikle cildinizi etkiler. Kabak çekirdeği alerjisi olan kişilerde deri döküntüleri, kurdeşen ve egzama gelişebilir. Dudak şişmesi, ağızda yanma ve kaşıntı da kabak çekirdeği tüketilmesine bağlı olarak oluşur. Ayrıca hapşırma ve burun tıkanıklığı gibi alerjik nezleye neden olabilir. Bazı durumlarda kabak çekirdeği alerjisi de alerjik astım hastalığına neden olabilir. Astım atakları, nefes almada güçlük ve öksürük ile ortaya çıkar. Alerjinin bir başka önemli belirtisi... --- ### Somon Balığı Alerjisi > IgE aracılı somon balığı alerjisi teşhisi, deri prick testinden ve serum IgE testinden elde edilebilir. Serumda pozitif bir sonuç veya balık - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/somon-baligi-alerjisi Balık ve balık ürünleri insan beslenmesinde önemli bir rol oynar. Balık, değerli bir protein kaynağıdır ve büyük miktarda sağlıklı yağlar (çoklu doymamış yağ asitleri olarak adlandırılır) ve yağda çözünen vitaminler içerir. Bununla birlikte, aynı zamanda gıda alerjisinin en yaygın nedenlerinden biridir. Somon balığı alerjisi, IgE aracılı gıda alerjisidir. IgE (Immunoglobulin E), alerji antikorudur. Balık alerjisi, balık etindeki proteine ​​reaksiyondan kaynaklanır. Alerjen, parvalbumin adı verilen bir kas proteinidir. Profesyonel literatürde bu alerjen, genellikle morina balığı Gadus callarias için Latince adından "Gad c 1" olarak anılır. Bu ana alerjen ısıya karşı son derece kararlıdır, yani balıkların kaynatılması veya kızartılması alerjeni yok etmez. Balıktaki diğer proteinler alerjen olarak tanımlanmıştır, ancak somona karşı verilen reaksiyonların çoğu büyük olasılıkla bu alerjenden kaynaklanmaktadır. Tüm balık türlerinde alerjen parvalbumin benzerliği vardır. Bu benzerliğe dayalı alerjik reaksiyonlara çapraz reaksiyon denir. Balık türleri arasındaki çapraz reaktivite kesinlikle tam değildir. Bazı hastaların tek balık çeşidine alerjisi varken diğer türleri tolere edebilir. Somon Balığı Alerjisi Belirtileri Tepkiler şiddetli ve hatta yaşamı tehdit edici olabilir. Belirtilerin şiddeti, alınan miktara ve kişinin hassasiyetine göre değişebilir. Genellikle ilk belirti, alımdan birkaç dakika sonra ortaya çıkan ağız ve boğazda tahriş ve kaşıntıdır. Bunu mide bulantısı, kusma, karın ağrısı, ishal, kurdeşen (ürtiker veya kurdeşen olarak da adlandırılır), deri altında şişme (anjiyoödem olarak da adlandırılır), deride kaşıntı ve kızarıklık, egzamanın kötüleşmesi gibi diğer alerjik reaksiyonlar izleyebilir. Genellikle birkaç belirtinin kombinasyonu görülür. Beklemiş somon balığı, histamin adı verilen bir madde içerebilir. Bu, alerjik bir reaksiyon sırasında hastanın hücreleri tarafından üretilen maddeyle aynıdır. Belirtilerin ortaya çıkmasında rol oynar. Reaksiyon... --- ### Maya Alerjisi > Alerjilerin yalnızca küçük bir kısmı gıda alerjisidir ve maya alerjisi, gıda alerjilerinin yalnızca küçük bir bölümünü oluşturur. Bir maya - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/maya-alerjisi Alerjilerin yalnızca küçük bir kısmı gıda alerjisidir ve maya alerjisi, gıda alerjilerinin yalnızca küçük bir bölümünü oluşturur. Bir maya alerjisinin kaynakları şunlar olabilir; Çoğu ekmek ve kekler, bisküviler, kruvasanlar gibi bazı unlu mamuller, Tahıl ürünleri, Alkol, özellikle bira, şarap , Önceden hazırlanmış stoklar, stok küpler ve soslar, Sirke, turşu veya salata sosu gibi içeren yiyecekler Beklemiş etler ve zeytinler, Mantarlar, Olgun peynirler ve lahana turşusu gibi fermente gıdalar, Kurutulmuş meyveler, Böğürtlen, üzüm, çilek ve yaban mersini, Ayran, sentetik krema ve yoğurt, Soya sosu, miso ve demirhindi, Soya peyniri, Sitrik asit, Uzun bir süre boyunca açılmış ve saklanmış herhangi bir şey. Kişide mayaya karşı olumsuz tepki oluştuğunda, maya intoleransı veya maya alerjisi olup olmadığının belirlemesi gerekir. Maya oluşumu Bazı durumlarda, vücutta bol miktarda maya olması mantar enfeksiyonuna neden olabilir. Bu, alerji ile aynı belirtilerin çoğuna neden olur, aradaki fark enfeksiyonun iyileştirilebilmesidir. Maya intoleransı Bir maya intoleransı genellikle maya alerjisinden daha az şiddetli belirtilere sahiptir ve belirtiler büyük ölçüde gastrointestinal sistemle sınırlıdır. Maya alerjisi Maya alerjisi tüm vücudu etkileyerek cilt reaksiyonlarına, ruh halindeki değişikliklere ve yaygın vücut ağrısına yol açabilir. Alerjik reaksiyonlar tehlikeli olabilir ve vücutta uzun vadeli hasara neden olabilir. Maya Alerjisinde Belirtiler Maya alerjisinin belirtileri kişiden kişiye değişebilir, en sık rastlanan belirtilerden bazıları şunlardır; Karın şişmesi, Nefes almada zorluk, Baş dönmesi, Eklem ağrısı. Bazı kişilerin alkollü içecekler içtikten sonra geliştirdiği kırmızı, lekeli cildin nedeninin maya alerjisi olduğu konusunda yaygın bir yanılgı vardır. Bu kızarıklık genellikle alkollü içeceklerde kükürt dioksit ile ilgili alerji benzeri bir reaksiyondur (gerçek bir alerji değildir). Sülfür dioksit, içinde bulunduğu... --- ### Hipofiz Bezi Hastalıkları Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Hipofiz bezi hastalıklarının belirtileri, hormonların fazla veya az salgılanmasına bağlı olarak değişir. Genel belirtiler şunları içerebilir: - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hipofiz-bezi-hastaliklari Hipofiz bezi, beynin alt kısmında yer alan küçük bir bezdir ve vücuttaki hormon üretimini düzenleyerek önemli bir rol oynar. "Endokrin sistemin efendisi" olarak da bilinen hipofiz bezi, vücutta hormon salınımını kontrol eden diğer bezleri uyarır. Bu bezin anormal çalışması, çok çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Hipofiz bezi hastalıkları, hormon üretiminin az ya da çok olmasına bağlı olarak ciddi rahatsızlıklar yaratabilir. Bu yazıda, hipofiz bezi hastalıklarının belirtileri, nedenleri, teşhis ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz. Hipofiz Bezi Nedir ve Görevleri Nelerdir? Hipofiz bezi, yaklaşık bir nohut büyüklüğünde olmasına rağmen vücutta hayati fonksiyonları kontrol eder. Hipotalamus ile yakından çalışarak, vücudun birçok sistemi üzerinde etkili olan hormonları salgılar. Hipofiz bezinin salgıladığı hormonlar arasında şunlar bulunur: Büyüme Hormonu (GH): Vücut büyümesini ve hücre yenilenmesini destekler. Tiroit Uyarıcı Hormon (TSH): Tiroid bezini uyararak tiroid hormonlarının üretimini sağlar. Adrenokortikotropik Hormon (ACTH): Böbrek üstü bezlerini uyararak kortizol üretimini kontrol eder. Prolaktin: Süt üretimini düzenler. Luteinleştirici Hormon (LH) ve Folikül Uyarıcı Hormon (FSH): Üreme sistemini düzenler. Antidiüretik Hormon (ADH): Böbreklerde su dengesini düzenler. Oksitosin: Doğum sırasında kasılmaları ve emzirme sırasında süt salınımını destekler. Hipofiz bezi bu hormonları düzenleyerek büyüme, metabolizma, üreme ve stres yanıtları gibi önemli vücut fonksiyonlarını kontrol eder. Hipofiz Bezi Hastalıkları Nelerdir? Hipofiz bezi hastalıkları genellikle hipofiz bezinin aşırı veya yetersiz hormon üretmesi sonucunda ortaya çıkar. En yaygın hipofiz bezi hastalıkları şunlardır: Hipofiz Adenomları: Hipofiz bezinde gelişen genellikle iyi huylu tümörlerdir. Bu tümörler hormon üretimini artırabilir ya da azaltabilir. Akromegali: Büyüme hormonunun fazla üretilmesiyle ortaya çıkar. Çocuklarda devlik (gigantizm) ile sonuçlanırken, yetişkinlerde eller, ayaklar ve... --- ### Bebek ve Çocuklarda Vücutta Kızarıklık > Çocuklarda Besin Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Besin alerjisi belirtileri besin alımından sonra dudak etrafında hafifi kızarıklık - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-besin-alerjisi-belirtileri-nelerdir Bebek ve çocuklarda vücutta kızarıklık, birçok farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkabilen yaygın bir durumdur. Ciltteki kızarıklıklar alerjik reaksiyonlardan, enfeksiyonlardan veya ciltte tahrişe yol açan faktörlerden kaynaklanabilir. Bebeklerin cildi oldukça hassas olduğundan, kızarıklıklara karşı dikkatli olunması ve uygun bir şekilde müdahale edilmesi önemlidir. Bu makalede, bebek ve çocuklarda vücutta kızarıklığa yol açan nedenler, bu durumun belirtileri ve etkili tedavi yöntemleri hakkında kapsamlı bilgi bulabilirsiniz. Bebek ve Çocuklarda Vücutta Kızarıklık Nedenleri Bebek ve çocuklarda cilt kızarıklığı birçok nedene bağlı olarak gelişebilir. Kızarıklığa yol açan en yaygın nedenler şunlardır: Alerjik Reaksiyonlar: Ciltte kızarıklığın en sık görülen nedenlerinden biri alerjik reaksiyonlardır. Gıda alerjileri, deterjan veya sabun gibi kimyasallara duyarlılık ve çevresel alerjenler bebeklerde ciltte kızarıklığa yol açabilir. Egzama (Atopik Dermatit): Egzama, bebeklerde yaygın olarak görülen bir cilt hastalığıdır ve ciltte kaşıntı, kızarıklık ve kuruluğa yol açabilir. Genellikle yüzde, ellerde ve diz arkası gibi bölgelerde görülür. Isilik (Miliaria): Bebeklerde ter bezlerinin tıkanması sonucu oluşan isilik, özellikle sıcak havalarda ve aşırı giydirildiklerinde ciltte kırmızı kabarcıklara neden olabilir. Kontakt Dermatit: Cildin alerjen veya tahriş edici bir maddeyle temas etmesi sonucu ortaya çıkar. Deterjanlar, parfümler, sabunlar veya cilde direkt temas eden bazı giysi kumaşları kızarıklığa yol açabilir. Mantar Enfeksiyonları: Bebeklerde bebek bezi bölgesinde oluşan mantar enfeksiyonları, kızarıklık ve tahrişe yol açabilir. Bebek bezi bölgesi sürekli nemli kaldığı için bu tür enfeksiyonlara açık hale gelebilir. Bakteriyel Enfeksiyonlar: Stafilokok veya streptokok gibi bakteriyel enfeksiyonlar, ciltte kızarıklık, iltihaplanma ve hassasiyet oluşturabilir. Diş Çıkarma: Diş çıkarma döneminde bebeklerde tükürük miktarı arttığı için ağız çevresinde kızarıklık ve tahriş görülebilir. Aşırı Kuru Hava:... --- ### Mısır Alerjisi > Mısır alerjisi, bağışıklık sistemi mısır veya mısır ürünüyle karıştırdığında ortaya çıkar. Yanıt olarak, alerjeni nötralize etmeye çalışmak - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/misir-alerjisi Mısırın besin ürünlerinde yaygın olarak kullanılması, sağlıklı olup olmadığı konusunda tartışmalara yol açmıştır. Ancak mısırın besleyici faydaları vardır ve sağlığa zararlı olduğuna dair bir kanıt yoktur. Çoğu yiyeceğe benzer şekilde, mısır ne her şeyi iyileştirir ne de kötüleştirir. Organik ve ölçülü olarak tüketildiğinde sorun yaratmaz. Mısır, lif ve protein içerir, ancak vitamin ve mineral bakımından düşüktür. 90 gram taze mısırın içeriği şöyledir; 80kalori, 17 gkarbonhidrat, 1 gr yağ, 2 gr diyet lifi, 3 g protein. Diğer birçok meyve ve sebzeye kıyasla mısır, vitamin ve mineral bakımından düşüktür. 90 gramlık taze mısır şunları içerir: Önerilen günlük A vitamini alımının %4'ü, C vitamininin %6'sı. Mısır alerjisi, bağışıklık sistemi mısır veya mısır ürünüyle karıştırdığında ortaya çıkar. Yanıt olarak, alerjeni nötralize etmeye çalışmak için immünoglobulin E (IgE) adı verilen antikorlar salgılanır. Vücudunuz mısırı alerjen olarak tanımlar, bağışıklık sistemine histamin ve diğer kimyasalları salması için sinyal gönderir. Alerji belirtilerine bu reaksiyon neden olur. Mısır alerjisi, yaygın değildir, ancak ortaya çıktığında şiddetli olabilir.  Mısır alerjisinin kesin nedenleri bilinmemektedir. Genetik faktörler, çevresel faktörler ve epigenetik faktörlerin (genetik ve çevrenin etkileşimi) bir kombinasyonunun sebep olduğu düşünülmektedir. Mısır alerjisine sebep olan besin proteini zeindir. Hem çiğ hem de pişmiş mısırın yanı sıra mısır ürünleri ile üretilen gıdaların yenmesi sonucu alerjik reaksiyonlar meydana gelebilir. Tüm mısır ürünleri zein içermez, ancak mevcut gıda etiketlemesi kapsamında olmadığı için bunu bilmek zor olabilir. Ameliyat eldivenleriyle veya mısır içeren intravenöz sıvılarla temas etmek bile sorun olabilir. Mısır alerjisi olanlar ayrıca mısır poleni, çimen poleni ve mısır nişastasına tepki verebilir . Mısır Alerjisi Belirtileri Mısıra... --- ### İstiridye Alerjisi > İstiridye alerjisi tehlikeli olabileceğinden, belirtilerini ve varsa ne yapmanız gerektiğini bilmek, sorunları önlemede büyük fark - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/istiridye-alerjisi İstiridye alerjisi tehlikeli olabileceğinden, belirtilerini ve varsa ne yapmanız gerektiğini bilmek, sorunları önlemede büyük fark yaratabilir. İstiridye Alerjisi Nedir? Deniz ürünleri alerjisi veya kabuklu deniz ürünleri alerjileri arasındaki fark şöyledir; Deniz ürünleri, hem balıkları (ton balığı veya morina balığı gibi) hem de kabuklu deniz ürünlerini (ıstakoz veya istiridye gibi) içerir. Her ikisi de "deniz ürünleri" kategorisine girseler de, balık ve kabuklu deniz ürünleri biyolojik olarak farklıdır. Bu nedenle balık, kabuklu deniz ürünleri alerjisi olan bir kişide alerjik reaksiyona neden olmaz. Kabuklu deniz ürünleri iki farklı gruba ayrılır: Kabuklular (karides, yengeç veya ıstakoz gibi) ve Yumuşakçalar (istiridye, midye, istiridye, deniz tarağı, ahtapot veya kalamar gibi). Kabuklu deniz ürünleri alerjisi olan bazı kişiler her iki gruba da alerjiktir, ancak bazılarının yalnızca birine alerjisi olabilir. İnsanlar zamanla bazı gıda alerjilerini aşabilirler, ancak kabuklu deniz ürünleri alerjisi olanlar genellikle hayatlarının geri kalanında alerjiye sahiptirler. Kabuklu deniz ürünleri alerjisi her yaşta ortaya çıkabilir. Geçmişte kabuklu deniz ürünleri yemiş olan insanlar bile ona alerji geliştirebilirler. İstiridye Alerjisinde Ne Olur? Vücudun bağışıklık sistemi normalde enfeksiyonlarla savaşır. Ancak birisinin istiridye alerjisi olduğunda, bağışıklık sistemi istiridyedeki proteinlere aşırı tepki verir. Kişi istiridye ve ürünlerini her yediğinde vücut bu proteinlerin zararlı istilacılar olduğunu düşünür. Bağışıklık sistemi, savaşa geçerek yanıt verir. Bu, vücutta histamin gibi kimyasalların salındığı alerjik bir reaksiyona neden olur. Bazı durumlarda, bu reaksiyon, birisi istiridyenin havadaki partiküllerini solusa bile gerçekleşebilir. Bu kimyasalların salınması, şu belirtilere neden olabilir: Hırıltılı solunum, Nefes almada zorluk, Öksürme, Ses kısıklığı, Boğaz gerginliği, Karın ağrısı, Kusma, İshal, Kaşıntılı, sulu veya şişmiş gözler, Kurdeşen, Kırmızı... --- ### Kişniş Alerjisi > Kişniş alerjisi nadir olsa da görülebilir. Kişniş alerjisinin belirtileri diğer gıda alerjilerinin belirtilerine benzer. Çocukların % 4 ile - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kisnis-alerjisi Kişniş, Akdeniz’den Asya mutfağına kadar dünyanın dört bir yanında yaygın olan yapraklı bir bitkidir. Yiyeceklere lezzet vermesi için eklenebilir veya pişmiş olarak tüketilebilir. Kişniş alerjisi nadir olsa da görülebilir. Kişniş alerjisinin belirtileri diğer gıda alerjilerinin belirtilerine benzer. Çocukların %4 ile 6’sında ve yetişkinlerin %4’ünde gıda alerjisi vardır. Çoğu gıda alerjisi çocukluk döneminde gelişir, ancak yaşamın ilerleyen dönemlerinde de ortaya çıkabilir. Yıllarca yemekte sorun yaşamadıysanız bile kişnişe alerjiniz olabilir. Kişniş alerjiniz varsa, çiğ kişniş belirtilere neden olurken, pişmiş kişnişte sorun yaşamayabilirsiniz. Aynı zamanda bitkinin kişniş tohumlarına veya öğütülmüş tohumlardan yapılan kişniş baharatına da alerjiniz olabilir. Kişniş alerjisi belirtileri Kişniş alerjisinin belirtileri diğer gıda alerjilerinin belirtilerine benzer. Bazı belirtiler şunlardır; Kurdeşen, Şişmiş, kaşıntılı dudaklar veya dil, Öksürme, Kusma ve kramplar dahil mide ağrısı, İshal. Ciddi bir kişniş alerjisi , şiddetli ve potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir alerjik reaksiyon olan anafilaksiye neden olabilir. Kişniş alerjisinden kaynaklanan anafilaksi belirtileri şunlardır; Nefes darlığı ve hırıltı , Nefes almada zorluk, Baş dönmesi, Zayıf nabız, Şok, Yutma güçlüğü, Şişmiş dil, Yüzün şişmesi, Kurdeşen. Kişniş alerjisinde anafilaksi yaygın olmasa da, yukarıdaki belirtileri yaşıyorsanız acil tıbbi yardım almanız önemlidir. Birçok insan kişnişin hoş olmayan sabunlu bir tadı olduğunu belirtir. Bunun nedeni genellikle kişniş alerjisi değildir. Araştırmalar, kişnişin bu yoğun ve nahoş aromasının genetik olabileceğini gösterir. Kişnişin tadının sabun gibi olduğunu düşünenler ile OR6A2 adı verilen belirli bir koku alma reseptör genini etkileyen genetik bir varyasyona sahip olanlar arasında güçlü bir ilişki vardır. Olfaktör reseptör genleri koku alma duyunuzu etkiler. Kaçınılması gereken yiyecekler Kişnişe karşı alerjiniz varsa, kişnişin tetikleyici olduğunu doğrulamak... --- ### Bebek ve Çocuklarda Tiroid Hastalıkları > Tiroid hastalıkları, genellikle yetişkinlerde görülse de, bebek ve çocuklarda da tiroid sorunları ortaya çıkabilir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/tiroid-hastaliklari Tiroid bezi, vücutta metabolizmayı düzenleyen hormonların üretiminden sorumlu olan önemli bir salgı bezidir. Tiroid bezinin doğru çalışmaması, bebeklerde ve çocuklarda ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Tiroid hastalıkları, genellikle yetişkinlerde görülse de, bebek ve çocuklarda da tiroid sorunları ortaya çıkabilir. Bu yazıda, bebek ve çocuklarda tiroid hastalıklarının belirtileri, nedenleri, teşhis ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgi bulacaksınız. Bebek ve Çocuklarda Tiroid Hastalıkları Nelerdir? Tiroid hastalıkları, tiroid bezinin normalden fazla ya da az çalışması sonucu ortaya çıkar. Bebek ve çocuklarda en sık görülen tiroid hastalıkları şunlardır: Hipotiroidi: Tiroid bezinin yeterli miktarda hormon üretemediği durumdur. Özellikle yenidoğan bebeklerde doğumsal hipotiroidi yaygındır. Tedavi edilmediğinde zihinsel ve fiziksel gelişim geriliğine yol açabilir. Hipertiroidi: Tiroid bezinin aşırı hormon ürettiği bir durumdur. Çocuklarda nadir görülür, ancak geliştiğinde metabolizmayı hızlandırarak birçok sağlık sorununa neden olabilir. Guatr: Tiroid bezinin büyümesidir. Hem hipotiroidi hem de hipertiroidi nedeniyle oluşabilir. Hashimoto Tiroiditi: Bağışıklık sisteminin tiroid bezine saldırdığı otoimmün bir hastalıktır. Çocuklarda genellikle hipotiroidi ile ilişkilidir. Graves Hastalığı: Çocuklarda hipertiroidiye neden olan bir otoimmün hastalıktır. Tiroid hormonlarının aşırı üretimiyle sonuçlanır. Bebek ve Çocuklarda Tiroid Hastalıklarının Belirtileri Nelerdir? Bebek ve çocuklarda tiroid hastalıklarının belirtileri, tiroid bezinin çok az ya da çok fazla hormon üretmesine bağlı olarak değişebilir. Hipotiroidi ve hipertiroidinin belirtileri farklıdır: Hipotiroidi Belirtileri Yavaş büyüme: Hipotiroidi olan çocuklar yaşıtlarına göre daha yavaş büyüyebilirler. Yorgunluk: Çocuklarda sürekli halsizlik ve enerji eksikliği görülebilir. Soğuğa duyarlılık: Hipotiroidi olan çocuklar, diğer çocuklara göre daha fazla üşüyebilir. Kabızlık: Sindirim sistemi yavaşladığı için kabızlık yaygın bir belirtidir. Kuru cilt ve saç dökülmesi: Cilt kurur, saçlarda incelme ve dökülme görülür.... --- ### Beslenme Ve Diyet > Beslenme Ve Diyet, İlk altı ay önerilen tek şey anne sütüdür. Anne sütü kadar kaliteli, ekonomik ve pratik başka bir besin daha yoktur. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/beslenme-ve-diyet Beslenme için ilk altı ay önerilen tek şey anne sütüdür. Anne sütü kadar kaliteli, ekonomik ve pratik başka bir besin daha yoktur. 6. aydan itibaren bebeklerin gerek enerji gereksinimlerinin artmış olması gerekse fizyolojik değişikliklerinin karşılanması amacıyla ek besinlere geçilmelidir. Bu sayede değişik tatlarla tanışan bebekler sonraki aylarda kolay yeme alışkanlığı kazanacaklardır. Elbette bu besinler bebeklerin ayına uygun şekilde sıralandırılarak verilmelidir . Besleyici değeri yüksek ama alerji yapma niteliği az olan besinler ön planda tutulmalıdır. Elma, şeftali gibi asitsiz taze meyve suları veya bu meyvelerin püresi, patates, havuç gibi gaz yapmayacağı bilinen sebzelerle başlamak üzere hazırlanan sebze çorbaları veya sebze püresi, pirinçli çorbalar, yoğurt, peynir, pekmez, ekmek, yumurta bebek beslenmesinde kullanılan ek gıdalardır. Bu besinler bebeğin ayına göre sırasıyla beslenmesine eklenmelidir. Annelerin bebekleri için hazırladıkları yemeklerde kullandıkları malzemelerin mevsiminde olmasına dikkat edilmeli ayrıca hazırlama aşamasında gerekli olan hijyen kurallarına uygulaması da çok önemlidir. Bu sırada gıdaların teker teker denenmesi hem oluşabilecek alerjik reaksiyonun fark edilmesinde hem de lezzetinden hoşlanılmayan gıdanın tespitinde fayda sağlayacaktır. Bal alerji yapma olasılığı nedeniyle 2 yaşından önce tercih edilmez. Çocukluk Dönemi Beslenmesi Çocukluk dönemi denildiğinde çok geçiş bir aralığı içine almaktadır. İlk olarak 1 yaşını tamamlamış olan ve herhangi bir sağlık sorunu olmayan bir çocuğun artık bütün besin gruplarını tüketebilecek hale gelmiş olması gereklidir. Bu arada halen anne sütü alımı varsa 2 yaşa kadar buna da devam edilmesi tavsiye edilmektedir. 1-5 yaş arası olan ve okul öncesi dönem olarak da adlandırılan bu dönemde evde kazanılan doğru beslenme alışkanlıkları, okul dönemindeki alışkanlıkları ve yetişkin olduklarındaki oluşabilecek sağlık sorunları... --- ### Balık Yağı Alerjisi > Balık yağı alerjisi veya duyarlılığınız olduğunu keşfederseniz, bazı gıdalardan kaçınmanız gerekebilir. Bazı yiyeceklere balık yağı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/balik-yagi-alerjisi Balık yağı, balık dokusundan elde edilen sıvı veya katı yağdır. Genellikle hamsi, uskumru, ringa balığı ve ton balığı gibi yağlı balıklardan yapılır. Morina gibi diğer balıkların karaciğerlerinden de yapılabilir. Ancak bazı kişilerde balık yağı alerjisi meydana gelebilir.  Balık veya kabuklu deniz ürünlerine alerjiniz varsa, balık yağı yemekten de kaçınmak isteyebilirsiniz. Balık ve kabuklu deniz ürünleri alerjileri yaşamı tehdit eden ciddi reaksiyonlara neden olabilir. Balık alerjisi, yaygın bir gıda alerjisidir. Balık kasındaki parvalbumin adı verilen bir protein, bazı insanlarda bir reaksiyonu tetikleyebilir ve bu proteinin bazı balık yağlarında da bulunma ihtimali vardır. Araştırmalara göre, balıklara ve kabuklu deniz hayvanlarına alerjisi olan kişilerin saf balık yağına alerjik reaksiyon gösterme riski düşüktür. Balık Yağı Alerjisi BelirtileriBalık yağına alerjik reaksiyon, balık veya kabuklu deniz ürünlerine verilen reaksiyonlara benzerdir. Bu alerji çocuklukta başlayıp ömür boyu sürebilir veya yetişkinlik döneminde ortaya çıkabilir. Belirtilerden bazıları şunlardır; Burun tıkanıklığı, Hırıltılı solunum, Baş ağrısı, Kaşıntı, Kurdeşen veya kızarıklık, Mide bulantısı ya da kusma, Dudakların, dilin, yüzün şişmesi, Ellerin veya vücudun diğer kısımlarının şişmesi, Mide ağrısı veya ishal. Aşağıdaki belirtilerden herhangi birini yaşarsanız112’yi arayarak acil yardım istemeniz önerilir. Boğazda şişme, Boğazda bir yumru, Nefes almada zorluk, Baş dönmesi veya bayılma, Çok düşük tansiyon, Şok. Balık yağı alerjisi nasıl teşhis edilir? Balık yağı aldıktan sonra herhangi bir alerjik reaksiyon belirtiniz varsaalerji uzmanınızagitmeniz önerilir. Belirtileri takip etmek için bir yemek günlüğü tutun. Ne zaman ve ne kadar balık yağı aldığınızı, ne yediğinizi ve belirtileri kaydedin. Alerji doktorunuz, balık yağı, balık veya kabuklu deniz ürünleri alerjinizi teşhis edecektir. Bu süreçte aşağıdakiler gibi bir... --- ### Midye Alerjisi > Midye alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin bu hayvanlarda bulunan proteinlere tepki göstermesiyle ortaya çıkar. Alerjisi olan biri​​ - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/midye-alerjisi Midye alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin bu hayvanlarda bulunan proteinlere tepki göstermesiyle ortaya çıkar. Alerjisi olan biri proteine ​​maruz kaldığında, bağışıklık sistemi aşırı hızlanır ve yabancı istilacı ile savaşmaya çalışır. Bu reaksiyonun bir kısmı, alerjinin belirtilerine neden olan bir kimyasal olan histamin salınımını içerir. Bu nedenle antihistaminikler alerjik reaksiyonlara karşı etkili olabilir. Midye alerjisinin ana belirtileri kişiler arasında farklılık gösterebilir. Belirtiler, midye yedikten birkaç dakika sonra ortaya çıkabilir, ancak bazen birkaç saat boyunca ortaya çıkmayabilirler. İki farklı tür kabuklu deniz ürünü vardır: Kabuklular: Karides, yengeç, ıstakoz, Yumuşakçalar: İstiridye, midye, istiridye, deniz tarağı, kalamar, ahtapot. Bazı insanlar bir tür kabuklu deniz ürününe alerjikken, diğerleri her ikisine de alerjiktir. Kabuklu deniz ürünleri alerjisi olan çoğu insan kabuklulara alerjisi var gibi görünmektedir ve bu yiyeceklere verilen reaksiyonlar daha şiddetli olma eğilimindedir. Doktorlar, her tür kabuklu deniz hayvanı alerjisi olan kişilerin, çapraz bulaşma riski veya yeni alerjilerin gelişmesi nedeniyle tüm kabuklu deniz hayvanlarından kaçınmasını önerebilir. Midye Alerjisi Belirtileri Midye alerjisi belirtilerinden bazıları şunlardır; Hazımsızlık, Kusma, Karın ağrısı, İshal, Hırıltılı solunum, Nefes darlığı, Öksürme, Kısık ses, Ciltte soluk veya mavi renk değişikliği, Kaşıntılı kızarıklık veya kurdeşen, Ağızda veya boğazda şişme, Baş dönmesi, Bilinç bulanıklığı, konfüzyon, Bilinç kaybı. Şiddetli reaksiyonlar Çok şiddetli bir alerji, birden fazla vücut sistemini içeren ciddi, yaşamı tehdit eden bir reaksiyon olan anafilaksiyi tetikleyebilir . Bu reaksiyon, midyeye maruz kaldıktan sonra dakikalar hatta saniyeler içinde ortaya çıkabilir. Çok hızlı bir şekilde şiddetli hale gelebilir ve ayrıca acil tedavi olmaksızın ölümcül olabilir. Anafilaksi belirtileri şunlardır; Nefes almada zorluk, Boğazın şişmesi, Hırıltılı solunum, Öksürme, Mide... --- ### Ananas Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Ananas alerjisi, ananas tüketildiğinde veya ananas ile temas edildiğinde bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi sonucu - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ananas-alerjisi Ananas alerjisi, ananas tüketildiğinde veya ananas ile temas edildiğinde bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir alerji türüdür. Ananas, tropikal bir meyve olarak vitamin ve mineral açısından zengindir, ancak bazı bireylerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Ananas alerjisi, genellikle oral alerji sendromu (OAS) olarak bilinen bir sendromla ilişkilidir ve bu alerji türü ananasın içerdiği enzim ve proteinlere karşı gelişebilir. Bu makalede ananas alerjisi hakkında kapsamlı bilgi bulabilirsiniz: belirtileri, nedenleri, teşhis yöntemleri ve tedavi seçenekleri. Ananas Alerjisi Belirtileri Ananas alerjisinin belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve hafif reaksiyonlardan hayatı tehdit eden anafilaksiye kadar geniş bir yelpazede ortaya çıkabilir. Ananas alerjisi olan bireylerde görülebilecek başlıca belirtiler şunlardır: Cilt Reaksiyonları: Kaşıntı, kızarıklık, kabarıklık, döküntüler ve egzama benzeri cilt reaksiyonları ortaya çıkabilir. Sindirim Sistemi Belirtileri: Mide bulantısı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi sindirim sorunları görülebilir. Solunum Yolu Reaksiyonları: Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, boğazda kaşıntı, öksürük, nefes darlığı ve hırıltılı solunum gibi solunum yolu belirtileri oluşabilir. Oral Alerji Sendromu (OAS): Ananas tüketimi sonrası ağız, dudak ve boğazda kaşıntı, hafif şişlik ve yanma gibi belirtiler görülebilir. Anafilaksi: Nadir vakalarda, ananas alerjisi anafilaksiye yol açabilir. Anafilaksi; düşük tansiyon, solunum zorluğu, hızlı nabız ve bilinç kaybı gibi hayati tehlike taşıyan belirtilerle kendini gösterir ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Ananas Alerjisinin Nedenleri Ananas alerjisinin temel nedeni, bağışıklık sisteminin ananasta bulunan bazı proteinleri zararlı olarak algılaması ve aşırı tepki vermesidir. Ananas alerjisinin ortaya çıkmasına neden olan başlıca faktörler şunlardır: Bromelain Enzimi: Ananas, bromelain adı verilen ve proteolitik (protein parçalayıcı) özellikte bir enzim içerir. Bromelain, bazı bireylerde bağışıklık... --- ### Yama Testi (Patch Testi) > Yama testi, alerjik kontakt dermatitte (AKB) neden olan alerjenleri tanımlamak veya bazı durumlarda AKB tanısını koymak için - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yama-testi-patch-testi Yama testi, alerjik kontakt dermatitte (AKB) neden olan alerjenleri tanımlamak veya bazı durumlarda AKB tanısını koymak için gerekli bir testtir.    YAMA TESTİ KİMLERE YAPILMALIDIR? Yama testi gerekenler: Temas alerjisinden şüphelenildiğinde kalıcı egzematöz döküntüsü olanlar Herhangi bir kronik dermatit, özellikle elleri, ayakları, yüzü veya göz kapaklarını ilgilendiriyorsa Kontakt dermatit için yüksek riskli mesleklerde yer alan bireylerde egzematöz dermatit (örneğin, sağlık çalışanları, diş hekimi asistanları, kozmetikçiler, makinistler veya kauçuk ve plastik işçileri) olanlar Nedeni bilinmeyen dermatit olanlar Daha önce stabil bir dermatitin kötüleşmesi durumunda Yama testi, alerjik kontakt dermatitin (ACD) aşağıdakilerin bir komplikasyonu olduğundan şüphelenildiğinde de yapılabilir: Atopik dermatit Staz dermatiti Seboreik dermatit Nummular egzama Asteatotik egzama Sedef hastalığı ALERJEN SEÇİMİ Gözlemsel çalışmalar, alerjik kontakt dermatite (AKD) neden olma potansiyeli değişen 4350'den fazla kimyasal kontakt alerjen tanımlamıştır. Bununla birlikte, AKD'nin yüksek bir kısmı, çevrede yaygın olarak bulunan nispeten az sayıda alerjenden kaynaklanır. Standart (temel) alerjen serileri Belirli bir bölgede AKD'den sorumlu en yaygın hassaslaştırıcıları içerecek şekilde tasarlanmış standart (temel) veya tarama serisi kontakt alerjenler, yama testi yapılan hastalar için ilk seçenek olarak önerilir. Standart seriler düzenli olarak revize edilir, çünkü yeni alerjenler AKD'nin bir nedeni olarak tanımlanır. Kuzey Amerika Kontakt Dermatit Grubu ve yaklaşık 35 alerjenden oluşan Avrupa standart serisi (Avrupa Kontakt Dermatit Derneği ve Avrupa Çevre ve Kontakt Dermatit Araştırma Grubu'nun fikir birliği ile belirlenen) dahil olmak üzere dünya çapında birkaç temel seri vardır. 35 alerjen ve bir kontrol içeren ince tabakalı hızlı kullanımlı epikutanöz (TRUE) test, dermatologlar ve alerjistler arasında temel standart yama testinde yaygın olarak kullanılan, piyasada bulunan... --- ### Alerjik Bebeklerde Ek Gıdaya Geçiş Süreci > Alerjik bebeklerde ek gıdaya geçiş, özenle ve doktor gözetiminde yapılması gereken bir süreçtir. Bebeklerin ilk altı ay yalnızca anne - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/besin-alerjisinde-ek-gidalar-nasil-baslanmali Alerjik bebeklerde ek gıdaya geçiş, özenle ve doktor gözetiminde yapılması gereken bir süreçtir. Bebeklerin ilk altı ay yalnızca anne sütü veya formül sütle beslenmesi önerilir. Ancak, altı aydan sonra başlayan ek gıdaya geçiş süreci, özellikle alerji riski bulunan bebekler için özel bir dikkat gerektirir. Bu makalede, alerjik bebeklerde ek gıdaya geçişte dikkat edilmesi gerekenler, önerilen ilk gıdalar ve alerjenik besinlerin tanıtımı hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz. Alerjik Bebeklerde Ek Gıdaya Geçiş İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler Alerjik bebeklerde ek gıdaya geçiş yaparken dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar bulunmaktadır: Yavaş ve Kademeli İlerleme: Alerjik bebeklerde yeni bir besine geçiş yavaş olmalıdır. Her yeni besin, tek tek ve en az 3-5 gün aralıklarla verilmelidir. Bu sayede, bebeğin yeni besine vereceği reaksiyonlar gözlemlenebilir. Doktor Gözetiminde Başlama: Ek gıdaya geçiş sürecinde bir pediatrist veya alerji uzmanından destek almak, besinlerin güvenli bir şekilde tanıtılması için önemlidir. Doktor önerisiyle, alerji testleri yaptırılarak hangi besinlerin güvenli olduğu belirlenebilir. Alerjen Besinleri Geciktirme: Yüksek alerjen potansiyele sahip gıdalar (yumurta, balık, fıstık, çilek, domates vb. ) ek gıdaya geçişin ileri dönemlerinde tanıtılmalıdır. Ancak bu süreç doktor önerisine göre şekillendirilmelidir. Belirtileri Takip Etme: Yeni bir gıda verildikten sonra bebekte kızarıklık, kaşıntı, karın ağrısı, kusma veya ishal gibi belirtiler gözlemlenirse, bu gıda derhal kesilmeli ve doktora başvurulmalıdır. Ek Gıdaya Geçişte Güvenli Besin Seçenekleri Alerjik bebeklerde ek gıdaya geçişte güvenli olarak bilinen bazı besinlerle başlamak, alerjik reaksiyon riskini azaltmada yardımcı olabilir. İşte alerjik bebekler için önerilen güvenli ek gıdalar: Sebzeler: Kabak, havuç, balkabağı, tatlı patates ve ıspanak gibi düşük alerjen özellikteki sebzelerle başlanabilir. Bu... --- ### Kereviz Alerjisi > Kereviz alerjisi de dahil olmak üzere besin alerjilerinin belirtileri hızla ortaya çıkabilir. Kereviz alerjisinin en yaygın belirtileri - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kereviz-alerjisi Kereviz kökü ve sapı yenilebilir bir çeşit sebzedir. Kereviz çiğ veya pişmiş olarak tüketilir. Kereviz, baharat karışımları, çorbalar, et suları ve salata sosları gibi birçok işlenmiş besinde kullanılır. Kerevize karşı alerjisi olanlarda  alerjik reaksiyonlar genellikle şiddetlidir. Sıklıkla Avrupa'da tüketilen bir besindir. Kerevize alerjiniz olduğundan şüpheleniyorsanız, belirtileriniz hafif olsa bile mutlaka bir alerji uzmanına gitmeniz önerilir. Havuç ve baharat alerjisi, kereviz alerjisi ile yüksek oranda ilişkilidir. Kereviz alerjisi olan hastalar, özellikle maydanoz, kişniş, kimyon, anason gibi Apiaceae familyasının üyelerine ve ayrıca dolmalık biber ve bibere karşı alerji geliştirebilir.  Kereviz alerjisi belirtileriKereviz alerjisi de dahil olmak üzere besin alerjilerinin belirtileri hızla ortaya çıkabilir. Kereviz alerjisinin en yaygın belirtileri ağızda veya boğazda karıncalanma veya kaşıntıdır. Görülebilecek diğer belirtilerden bazıları ise şöyledir; Kurdeşen, Yüzde, boğazda ve / veya ağızda şişlik, Nefes almada güçlük, Şiddetli astım, Karın ağrısı, bulantı ve kusma. Aşırı reaksiyon  durumlarında kan basıncında düşüş, halsizlik veya bilinç kaybı oluşabilir. Bu tür durumlardan korunmak ve başınıza geldiğinde ne yapmanız gerektiğini öğrenmek için mutlaka bir doktor görüşmesi önerilir. Polen besin sendromuPolen gıda sendromu genellikle polen alerjisi olan kişilerin bu polenlerdeki proteinlerle teması sonucunda, bazı çiğ taze meyve ve çiğ sebze tüketimiyle ortaya çıkar. Bu reaksiyon, kişinin bağışıklık sisteminin besindeki proteinleri polen sanması anlamına gelir. Sebze ve meyveler  pişirilmişse, reaksiyon olasılığı düşüktür. Çoğu insan için polen besin sendromunun neden olduğu belirtiler ciddi değildir. Ağızda, boğazda veya dudaklarda karıncalanma hissi veya belki hafif bir şişlik oluşabilir.   Kereviz alerjisi teşhisiTeşhis için kereviz özü ile deri testi veya kan testleri yapılabilir. Kereviz alerjisi olan hastaların %85 kadarı bu... --- ### Kalamar Alerjisi > Kalamar, kafadanbacaklı adı verilen bir yumuşakça türüdür ve bu nedenle kalamar alerjisi, mürekkep balığı veya ahtapot gibi - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kalamar-alerjisi Kalamar, kafadanbacaklı adı verilen bir yumuşakça türüdür ve bu nedenle kalamar alerjisi, mürekkep balığı veya ahtapot gibi diğer kafadan bacaklılara alerji ile ilişkilidir. Salyangoz, kırbaç, midye, istiridye ve deniz tarağı gibi daha uzaktan akraba olan kabuklu deniz hayvanlarının (yumuşakçalar) yutulmasından sonra da reaksiyon olasılığı yüksektir. Bu nedenle, bir yumuşakçaya alerji teşhisi konduktan sonra, hastalara normal olarak tüm yumuşakçalardan kaçınmaları tavsiye edilir. Karideslere (kabuklular) alerjisi olan çoğu kişi yumuşakçaları tolere edebilirken, her iki tür kabuklu deniz ürününe de alerjisi olan kişiler bildirilmiştir. Bununla birlikte, balıklara (morina balığı veya somon gibi) alerjisi olan bireylerin genellikle kabuklu deniz hayvanlarına alerjisi yoktur. Kalamardaki ana alerjenik protein Tod p1'dir. Kalamar gibi yumuşakçalara karşı alerji, karideslere (kabuklular) karşı alerjiden daha az yaygındır. Kalamarın kabuğu olmasa da istiridye ve midye gibi kabuklu deniz hayvanlarıyla benzerdir. Çoğu besin alerjisinde olduğu gibi, belirtiler genellikle oral alerji sendromu gibi hafiftir, ancak tüketimden sonra anafilaktik şok gibi ciddi belirtiler de ortaya çıkabilir. Kalamar Alerjisi Belirtileri Yumuşakçaların yutulmasının ardından meydana gelen advers reaksiyonlar, diğer gıdalara alerjik reaksiyonlar için rapor edilenlere benzerdir. Hafif oral alerji sendromundan (dudak, ağız veya yutak kaşıntısı ve dudaklarda, dilde, boğazda ve damakta şişme), ürtikere (kurdeşen) kadar değişiklik gösterir. Belirtiler deriyi (kaşıntı, şişme), mide-bağırsak sistemini (bulantı ve ishal) ve ayrıca solunum belirtilerini (astım, rinit) içerebilir. Bildirilen belirtilerin çoğu, yiyeceğin alınmasından sonraki 90 dakika içinde meydana gelmiştir. Bununla birlikte, gecikmiş reaksiyonlar da yaşanabilir. Belirtiler genellikle yutulduktan sonra ortaya çıkar. Yumuşakçaların pişirilmesinden çıkan buharın kullanılması veya solunmasıyla da belirtiler oluşabilir. Bazı başka yiyeceklerde de olabildiği gibi, bazen sadece yumuşakçaları (deniz kulağı... --- ### Sirke Alerjisi > Sirke alerjisi, gıda alerjileriyle aynı bağışıklık sistemi tepkisine neden olmaz. Bu nedenle insanlar bazen buna yalancı alerji de diyebilir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sirke-alerjisi Sirke alerjisi, gıda alerjileriyle aynı bağışıklık sistemi tepkisine neden olmaz. Bu nedenle insanlar bazen buna yalancı alerji de diyebilir. Ancak yine de bazı kişilerde alerji benzeri belirtilere neden olabilir. Sirke, etanol veya şekerin fermente edilmesiyle yapılan asidik bir çözeltidir. Etanol, bira, şarap ve alkollü içecekler gibi içeceklerde bulunan bir alkol türüdür. Sirke, su, asetik asit ve az miktarda eser kimyasallar ve tatlandırıcılar içerir. İnsanlar genellikle sirkeyi yiyecekleri salamura yapmak için, soslarda, salata soslarında veya bir yemeğe asitlik katmanın yolu olarak kullanırlar. Sirke, ev temizleyicisi olarak da yaygın kullanılır ve bazı geleneksel tıp uygulamalarında da kullanılabilir. Sirke, makul miktarlarda tüketildiğinde çoğu insan için güvenlidir. Bununla birlikte, bazı insanlar olumsuz reaksiyonlar yaşayabilir. Sirke Alerjisine Ne Sebep Olur? Sirkenin bileşenlerinden veya kimyasal bileşenlerinden birine karşı hoşgörüsüzlük veya duyarlılık sirke alerjisine neden olabilir. Bu reaksiyonların belirtileri genellikle gerçek gıda alerjilerini taklit etse de, tamamen aynı değildir. Bazı insanlar bu tür reaksiyonları sözde alerjiler olarak adlandırabilir. İnsanların hassas veya tahammülsüz olabileceği sirke içindeki maddeler şunları içerir:Salisilatlar,Histamin,Sülfitler,Asetik asit. Bu kimyasal bileşiklerin her biri, bazı kişilerde hafiften şiddetliye kadar değişen alerji benzeri belirtilere neden olabilir. Salisilat duyarlılığıSalisilatlar, salisilik asit türleridir. Bazı yiyecek ve içeceklerde doğal olarak bulunurlar. Ayrıca ilaçlarda ve diğer ürünlerde sentetik formlar olarak kullanırlar. Salisilatlar sirke içinde bulunurken, miktar, sirke ve içeriklerine göre değişebilir. Çoğu insan için salisilatlar tepki için bir neden değildir. Genellikle vitamin ve mineral bakımından zengin yiyeceklerde bulunurlar ve hatta bazı sağlık yararları bile bulunabilir. Bununla birlikte, salisilat duyarlılığı olanlar, bu bileşiklerden çok fazla tükettikten sonra alerji belirtileri yaşayabilirler. Bazı insanlar, aspirindeki... --- ### Deri Prick Testi: Nedir, Nasıl Yapılır? > Deri prick testi, alerji tanısında kullanılan hızlı ve güvenilir bir yöntemdir. Çeşitli alerjenlere karşı cilt reaksiyonlarını inceleyerek - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/deri-prick-testi Deri prick testi, alerji tanısında kullanılan hızlı ve güvenilir bir yöntemdir. Çeşitli alerjenlere karşı cilt reaksiyonlarını inceleyerek, hangi maddelere karşı hassasiyet olduğunu belirlemek amacıyla yapılır. Çoğunlukla çocuklarda ve yetişkinlerde yaygın olarak kullanılan bu test, alerji tedavisinde önemli bir rol oynar. Bu makalede, deri prick testi nedir, nasıl yapılır, hangi durumlarda tercih edilir ve test sonuçları nasıl değerlendirilir gibi soruların yanıtlarını bulabilirsiniz. Deri Prick Testi Nedir? Deri prick testi, belirli alerjen maddelere karşı bağışıklık sisteminin geliştirdiği tepkileri gözlemlemek için yapılan bir alerji testidir. Alerjenler, cilt yüzeyine damla şeklinde uygulanır ve ardından cilde küçük bir delik açılarak alerjenin deri altına geçmesi sağlanır. Vücut, alerjik bir reaksiyon geliştirirse bu reaksiyon ciltte kızarıklık, kabarıklık veya kaşıntı gibi belirtilerle kendini gösterir. Deri prick testi, en sık kullanılan alerji testlerinden biridir ve solunum yolu alerjileri, gıda alerjileri gibi çeşitli alerji türlerinde alerjen kaynaklarının belirlenmesinde önemli rol oynar. Deri Prick Testi Neden Yapılır? Deri prick testi, aşağıdaki durumlarda alerjenlerin tespit edilmesi ve tedavi planının oluşturulması amacıyla yapılır: Alerjik Belirtilerin Tanımlanması: Burun akıntısı, kaşıntı, gözlerde sulanma, cilt döküntüsü gibi alerji belirtileri yaşayan bireylerde alerjiye neden olan maddelerin belirlenmesi için kullanılır. Astım veya Alerjik Rinit Şüphesi: Astım ve alerjik rinit gibi solunum yolu hastalıklarının teşhisinde, hangi alerjenlerin sorumlu olduğunu anlamak için yapılır. Gıda Alerjisi Tespiti: Belirli gıdaların alerjik reaksiyona yol açıp açmadığını belirlemek için deri prick testi yapılabilir. İlaç Alerjisi Şüphesi: Belirli ilaçlara karşı hassasiyet gösteren bireylerde bu ilaçların alerjiye neden olup olmadığını anlamak için uygulanır. Deri Prick Testi Nasıl Yapılır? Deri prick testi, steril bir ortamda bir sağlık... --- ### Yetişkinlerde Alerjik Rinit Belirtileri ve Nedenleri > Bu yazıda, yetişkinlerde alerjik rinit nedenlerini, belirtilerini, tanısını ve tedavi yöntemlerini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-alerjik-rinit-saman-nezlesi Alerjik rinit, genellikle "saman nezlesi" olarak bilinen yaygın bir alerjik hastalıktır. Bu durum, burun mukozasının çevresel alerjenlere karşı verdiği aşırı reaksiyon sonucu oluşur. Yetişkinlerde sıkça görülen alerjik rinit, yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir ve özellikle mevsim geçişlerinde daha belirgin hale gelir. Bu yazıda, yetişkinlerde alerjik rinit nedenlerini, belirtilerini, risk faktörlerini, tanı sürecini ve tedavi yöntemlerini derinlemesine ele alacağız. Alerjik Rinit Nedir? Alerjik rinit, bağışıklık sisteminin hava yoluyla alınan maddelere (alerjenlere) karşı aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkar. Normalde zararsız olan bu maddeler, bağışıklık sistemi tarafından "yabancı" olarak algılanır ve buna bağlı olarak histamin gibi kimyasallar salınır. Bu kimyasalların salınımı, burun yollarında iltihaplanma, şişlik, kaşıntı ve diğer alerjik belirtilere yol açar. Alerjik rinit genellikle iki ana kategoriye ayrılır: Mevsimsel Alerjik Rinit (Saman Nezlesi): Genellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında ortaya çıkan bu durum, ağaç, çimen ve yabani ot polenlerine karşı gelişir. Yıl Boyu Süren Alerjik Rinit: Ev tozu akarları, küf, hayvan tüyleri gibi sürekli maruz kalınan alerjenlere bağlı olarak ortaya çıkar ve yıl boyunca devam edebilir. Alerjik Rinitin Nedenleri Alerjik rinitin temel nedeni, bağışıklık sisteminin çevresel maddelere karşı anormal bir tepki göstermesidir. Bu tepki, alerjenle temas edildikten hemen sonra ortaya çıkabilir ve şiddetli semptomlar doğurabilir. Yaygın alerjenler şunlardır: Polenler: Ağaç, çimen ve yabani ot polenleri, özellikle ilkbahar ve yaz aylarında alerjik reaksiyonlara neden olur. Ev Tozu Akarları: Bu mikroskobik canlılar yatak, yastık ve halılarda bulunur ve yıl boyunca alerjik semptomlara yol açabilir. Hayvan Tüyleri: Kedi, köpek ve diğer evcil hayvanların deri döküntüleri (dander) ve tüyleri alerjik riniti tetikleyebilir. Küf Sporları: Nemli ortamlarda gelişen... --- ### Havuç Alerjisi > Havuç alerjisi belirtileri çoğunlukla oral alerji sendromu ile ilişkilidir. Belirtiler tipik olarak çiğ havuç tüketildiğinde ortaya çıkar.  - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/havuc-alerjisi Havuç alerjisi belirtileri çoğunlukla oral alerji sendromu ile ilişkilidir. Belirtiler tipik olarak çiğ havuç tüketildiğinde ortaya çıkar.  En sık görülen havuç alerjisi belirtilerinden bazıları  şunlardır: Ağızda, boğazda veya kulaklarda kaşıntı, Dudak, ağız, dil veya boğazda şişme. Bu belirtiler genellikle tedavi veya ilaç gerektirmez. Ancak daha şiddetli belirtiler, doktor önerisi ile ilaç tedavisi gerektirebilir. Bu belirtiler ise şunlardır: Cilt altında şişme, Kurdeşen, Nefes almada zorluk, Baş dönmesi, Boğazda veya göğüste gerginlik, Yutma güçlüğü, Boğaz ağrısı veya ses kısıklığı Öksürük, Burun akması, Hapşırma, Burun tıkanıklığı, Tahriş olmuş, kaşıntılı gözler ve Anafilaksi. Risk faktörleri ve çapraz reaktif besinlerHavuca alerjiniz varsa, alerjiniz olabilecek başka yiyecek ve bitkiler de vardır. Bu, çapraz reaktivite olarak bilinir. Örneğin, havuca alerjisi olan kişilerin genellikle huş ağacı polenine de alerjisi vardır. Bunun nedeni havuç ve huş ağacı poleninin benzer proteinlere sahip olması ve bağışıklık sisteminizin de aynı şekilde tepki vermesidir. Vücudunuz, alerjiye bağlı belirtilere neden olarak proteinlerle savaşmak için histamin ve antikorlar salgılar. Eğer tanı konmuş bir havuç alerjiniz varsa, maydanoz-havuç ailesindeki diğer sebze ve otlara da alerjiniz olabilir. Bu besinler şunlardır; Yaban havucu, Maydanoz, Anason, Frenk maydanozu, Kereviz, Rezene, Kimyon, Dereotu, Kişniş. Komplikasyonlar mümkün mü? Havuç alerjisi nadir görülmesine rağmen bazı kişilerde ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bazen anafilaksi adı verilen tüm vücut reaksiyonu meydana gelebilir. Geçmişte havuçlara karşı sadece hafif alerjik reaksiyonlarınız olsa bile ilerleyen zamanlarda anafilaksi meydana gelebilir. Potansiyel olarak ölümcüldür ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Anafilaksi, bir alerjene maruz kaldıktan sonra dakikalar veya saatler içinde kaşıntılı gözler veya burun akıntısı gibi hafif alerjik belirtilerle başlayabilir. Diğer... --- ### Karides Alerjisi > Karides alerjisi, çoğunlukla bağışıklık sisteminin , kabuklu deniz ürünleri kaslarında bulunan tropomiyosin adı verilen bir proteine ​ - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/karides-alerjisi Çoğu ana besin alerjisi çocuklukta başlamasına rağmen , özellikle kabuklu deniz ürünleri alerjisi diğerlerinden ayrılır. Kabuklu deniz hayvanlarına karşı alerji, kişinin hayatı boyunca herhangi bir zamanda gelişebilir, ancak genellikle yetişkinlikte ortaya çıkma eğilimindedir. Daha önce hiç sorun yaşamadan yediğiniz yiyecekler sonradan alerji belirtisi göstermeye başlayabilir. Kabuklu deniz ürünleri alerjileri, yetişkin başlangıçlı en yaygın besin alerjileridir. İki tür kabuklu deniz hayvanı vardır, kabuklular ve yumuşakçalar. Karides alerjiniz varsa dikkat etmeniz gereken birkaç kabuklu hayvan örneği şunlardır: Karides, Yengeç, Kerevit, Istakoz. Karides alerjisi belirtileri nelerdir? Karides alerjisi, çoğunlukla bağışıklık sisteminin , kabuklu deniz ürünleri kaslarında bulunan tropomiyosin adı verilen bir proteine ​​tepkisidir. Antikorlar, tropomiyozine saldırmak için histamin gibi kimyasalların salınmasını tetikler. Histamin salınımı bir dizi belirtilere yol açar. Karides alerjilerinin belirtileri şiddetliye doğru eğilim gösterir. En sık rastlanan belirtilerden bazıları şunlardır; Ağız içinde karıncalanma hissi, Karın ağrısı, mide bulantısı , ishal veya kusma, Tıkanıklık , nefes almada zorluk veya hırıltı, Kaşıntı , kurdeşen veya egzama dahil cilt reaksiyonları, Yüz , dudak, dil , boğaz, kulaklar, parmaklar veya ellerde şişme, Baş dönmesi veya bayılma. En ciddi vakalarda anafilaksi olarak bilinen ciddi, hayatı tehdit eden bir alerjik reaksiyon ortaya çıkabilir. Anafilaktik bir reaksiyon, acil tıbbi müdahale gerektirir. Anafilaksi belirtileri şöyledir; Nefes almayı zorlaştıran şişmiş bir boğaz (veya boğazda yumru), Hızlı nabız, Aşırı baş dönmesi veya bilinç kaybı, Kan basıncında şiddetli bir düşüş (şok). Karides alerjisi nasıl teşhis edilir? Deri prick testi karides alerjisini belirleyebilir. Test, ön kol derisinin delinmesini ve içine az miktarda alerjen verilmesini içerir. Alerjiniz varsa, mast hücreleri histamin salgıladığında birkaç dakika... --- ### Kedi Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir? > Kedi alerjisi, kediyle temas ettikten birtakım semptomlar yaşamanız ile kendini gösterir. Kediyi sevdiğinizde, okşadığında, hapşırma, burun - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/evcil-hayvan-alerjisi/alerji-yapmayan-kediler-hangileridir-kedi-alerjisi Kedi alerjisi vücudumuzun kedi tüyleri, tükürük veya derisinde bulunan proteinlere karşı aşırı duyarlılık göstermesi sonucu ortaya çıkar. Bağışıklık sistemimizin proteinleri yabancı tehdit olarak algılaması ve savunma mekanizmalarını devreye sokmasıyla meydana gelir. Genellikle temas yoluyla tetiklenen alerjik reaksiyonlar kediye dokunduğumuzda veya kedinin tüylerine temas ettiğimizde kendini gösterir. Kedi bulunan ortamda bulunmak bile alerjik belirtileri tetikleyebilir. Kedi Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Kedi alerjisinin belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterir. En yaygın belirtiler şunlardır: Gözlerde kaşıntı, kızarıklık ve sulanma Burun tıkanıklığı veya akıntısı Hapşırma ve burun kaşıntısı Boğazda veya göğüste sıkışma hissi Nefes darlığı veya hırıltılı solunum Cilt döküntüleri, kaşıntı ve kızarıklık Göz altlarında koyu halkalar Astım semptomlarının kötüleşmesi Belirtiler kişinin kediye yakın temas etmesi veya kedinin bulunduğu ortamda bulunması durumunda daha da şiddetlenebilir. Kedi Alerjisi Nedenleri Nelerdir? Kedi alerjisi nedenleri arasında bağışıklık sistemi kadar genetik geçiş de önemlidir. Aile bireylerinde alerjik semptomlar varsa genetik olarak çocuklarda da görülme olasılığı yüksektir. Kedinin tüylerini temizlerken tüylerin ortama yayılması da duruma katkıda bulunur. Kedi tüyleri veya tükürüğü evde bulunan toz parçacıklarıyla birleşerek alerjenik ortam oluşturur. Alerji kediye temas sonucunda veya kedi bulunan ortamda bulunmakla tetiklenir. Kedi alerjisi nedenleri arasında alerjenler, bağışıklık sistemi ve genetik yatkınlık bulunur. Kedi Alerjisi Nasıl Teşhis Edilir? Kedi alerjisinin teşhisinde deri ve kan testleri kullanılır. Deri testleri prick testi ve intradermal test olarak ikiye ayrılır. Prick testinde cilt üzerine küçük delikler açılarak alerjenler test edilir. Reaksiyon gösterilen alerjenlerin etrafında kızarıklık ve şişlik oluşur. Intradermal testte ise alerjenler kol derisinin altına enjekte edilerek deride reaksiyonlar gözlemlenir. Bu testlerde semptomlar genellikle 15-20 dakika içinde görülür... --- ### Kandan Alerji Testi Nedir? Nasıl Yapılır? > Kandan alerji testi; alerjene özgü spesifik IgE testleri ve kanda total IgE testi olmak üzere iki grupta incelenebilir.  - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kandan-alerji-testi Alerji, bağışıklık sisteminin bazı maddelere karşı aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir sağlık sorunudur. Bu maddeler polen, toz, hayvan tüyü, belirli yiyecekler ve bazı ilaçlar gibi çeşitli alerjenler olabilir. Alerjik reaksiyonları tanımlamak ve hangi maddelere karşı hassasiyet oluştuğunu belirlemek için kandan alerji testi önemli bir teşhis yöntemidir. Bu makalede, kandan alerji testi nedir, nasıl yapılır, avantajları ve sonuçların yorumlanması gibi konular hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz. Kandan Alerji Testi Nedir? Kandan alerji testi, belirli alerjenlere karşı bağışıklık sisteminin oluşturduğu IgE (immünoglobulin E) antikorlarını ölçen bir tanı testidir. Alerjik bir bireyin vücudu, alerjenlerle temas ettiğinde IgE antikorları üretir ve bu antikorlar kandaki alerji seviyelerini gösterir. Kanda IgE antikorlarının yüksek düzeyde bulunması, o kişide belirli bir alerjene karşı hassasiyet gelişmiş olabileceğine işaret eder. Kandan Alerji Testi Neden Yapılır? Alerji testi yapılmasının amacı, hastanın hangi alerjenlere karşı hassasiyet geliştirdiğini belirlemek ve buna göre tedavi sürecini şekillendirmektir. Kandan alerji testi özellikle şu durumlarda önerilir: Alerjik Belirtiler: Burun akıntısı, kaşıntı, cilt döküntüsü, gözlerde sulanma, hapşırma gibi alerji belirtileri gösteren kişilerde kandan alerji testi yapılabilir. Deri Testi Yapılamayan Hastalar: Cilt hastalığı olan, deri testine uygun olmayan veya çocuk gibi hassas gruplarda kan testi daha güvenli bir seçenektir. Alerji Kaynağının Belirlenmesi: Özellikle gıda, polen, toz akarı veya hayvan tüyü gibi alerjen kaynaklarını belirlemek için kullanılır. Daha Kapsamlı Bir Test İhtiyacı: Kanda alerji testi, aynı anda birden fazla alerjenin kontrol edilmesine olanak tanır. Kandan Alerji Testi Nasıl Yapılır? Kandan alerji testi oldukça basit ve kısa bir işlemdir. Hastadan kan örneği alınır ve laboratuvar ortamında analiz edilerek belirli alerjenlere... --- ### Yetişkinlerde Besin Alerjisi Belirtileri ve Tedavisi > Yetişkinlerde Besin Alerjisi, besinlerin alımından sonra bağışıklık sisteminin vermiş olduğu aşırı yanıta bağlı olarak ortaya çıkar. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-besin-alerjisi Besin alerjisi, bağışıklık sisteminin, normalde zararsız olan bir gıdaya karşı aşırı tepki vermesi sonucu oluşan bir durumdur. Yetişkinlerde besin alerjisi, çocuklarda olduğu kadar yaygın olmasa da, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Besin alerjisi olan kişiler, tükettikleri belirli gıdaların proteinlerine karşı bağışıklık sistemi aracılığıyla bir reaksiyon geliştirir. Bu durum, hafif bir kaşıntıdan ciddi anafilaktik şoka kadar değişen semptomlara neden olabilir. Yetişkinlerde Besin Alerjisinin Belirtileri Yetişkinlerde besin alerjisinin belirtileri, vücudun alerjik reaksiyonunun şiddetine göre değişir. Genellikle gıdaya maruz kaldıktan kısa bir süre sonra ortaya çıkar ve belirtiler hafif ya da ciddi olabilir. İşte besin alerjisinin yaygın belirtileri: Ciltte Döküntü ve Kaşıntı: Ciltte kızarıklık, kurdeşen (ürtiker) ya da kaşıntı şeklinde ortaya çıkabilir. Bu, besin alerjisinin en sık görülen belirtilerindendir. Yüz, Dudak ve Gözlerde Şişme: Özellikle ağız, dudak ve göz çevresinde şişme meydana gelebilir. Solunum Güçlüğü: Burun akıntısı, hırıltılı solunum ve nefes darlığı gibi solunum yolu belirtileri gelişebilir. Karın Ağrısı ve Sindirim Sorunları: Karın ağrısı, şişkinlik, ishal, mide bulantısı ve kusma gibi gastrointestinal belirtiler sık görülen reaksiyonlardır. Anafilaksi: Anafilaksi, nadir fakat hayati tehlike taşıyan bir alerjik reaksiyondur. Solunum yollarında daralma, tansiyon düşüklüğü, hızlı nabız ve şok gibi ciddi belirtilerle karakterizedir. Anafilaksi acil tıbbi müdahale gerektirir. Yetişkinlerde Besin Alerjisine Neden Olan Yaygın Gıdalar Herhangi bir besin alerjiye neden olabilir, ancak yetişkinlerde daha sık alerjiye yol açan bazı gıdalar şunlardır: Kabuklu Deniz Ürünleri: Karides, yengeç, ıstakoz gibi kabuklu deniz ürünleri en yaygın alerjenler arasındadır. Balık: Ton balığı, somon ve morina gibi balıklar da sık görülen alerji sebeplerindendir. Fındık ve Ceviz: Badem, fındık, ceviz gibi ağaç yemişleri,... --- ### Avokado Alerjisi > Avokado alerjisi, avokadonun tüketilmesi veya avokado ile temas edilmesi durumunda bağışıklık sisteminin aşırı tepki - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/avokado-alerjisi Avokado alerjisi, avokadonun tüketilmesi veya avokado ile temas edilmesi durumunda bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan bir alerjik durumdur. Avokado, sağlıklı yağlar ve besin değeri ile ünlü bir meyve olmasına rağmen bazı bireylerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Avokado alerjisi genellikle lateks alerjisi olan kişilerde daha yaygın olarak görülür ve buna “lateks-meyve sendromu” denir. Bu makalede, avokado alerjisi hakkında kapsamlı bilgi bulabilirsiniz: belirtileri, nedenleri, teşhis yöntemleri ve tedavi seçenekleri. Avokado Alerjisi Belirtileri Avokado alerjisinin belirtileri, kişinin duyarlılığına bağlı olarak hafif veya şiddetli olabilir. Avokado alerjisi olan bireylerde görülebilecek başlıca belirtiler şunlardır: Cilt Reaksiyonları: Kaşıntı, kızarıklık, kabarıklık, kurdeşen ve egzama benzeri cilt reaksiyonları ortaya çıkabilir. Sindirim Sistemi Belirtileri: Mide bulantısı, karın ağrısı, kusma ve ishal gibi sindirim sistemi sorunları görülebilir. Solunum Yolu Reaksiyonları: Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, boğazda kaşıntı, nefes darlığı ve hırıltılı solunum gibi solunum yolu belirtileri oluşabilir. Oral Alerji Sendromu (OAS): Avokado tüketimi sonrası ağız, dudak ve boğazda kaşıntı, hafif şişlik ve karıncalanma gibi belirtiler görülebilir. Anafilaksi: Nadir vakalarda avokado alerjisi anafilaksiye yol açabilir. Anafilaksi; düşük tansiyon, solunum zorluğu, hızlı nabız ve bilinç kaybı gibi hayati tehlike taşıyan belirtilerle kendini gösterir ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Avokado Alerjisinin Nedenleri Avokado alerjisi, avokadonun içerdiği bazı proteinlerin bağışıklık sistemi tarafından zararlı olarak algılanması ve bu proteinlere karşı aşırı tepki gösterilmesiyle ortaya çıkar. Avokado alerjisinin başlıca nedenleri şunlardır: Lateks-Meyve Sendromu: Avokado alerjisi, özellikle lateks alerjisi olan bireylerde daha sık görülür. Latekse duyarlılığı olan kişilerde, avokado, muz, kivi ve kestane gibi bazı gıdalara karşı da alerji gelişebilir. Bu durum “lateks-meyve sendromu” olarak... --- ### Antep Fıstığı Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavisi > Antep fıstığı alerjisi, Antep fıstığının tüketilmesi veya temas edilmesi durumunda bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/antep-fistigi-alerjisi Antep fıstığı alerjisi, Antep fıstığının tüketilmesi veya temas edilmesi durumunda bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir alerjik durumdur. Antep fıstığı, ağaç yemişleri grubuna dahildir ve bu grupta yer alan diğer yemişler gibi yüksek alerjen potansiyele sahiptir. Antep fıstığı birçok tatlı, çikolata ve atıştırmalıkta yaygın olarak bulunduğu için, alerjik bireyler için dikkatli bir yönetim gerektirir. Bu makalede Antep fıstığı alerjisi hakkında kapsamlı bilgi bulabilirsiniz: belirtileri, nedenleri, teşhis yöntemleri ve tedavi seçenekleri. Antep Fıstığı Alerjisi Belirtileri Antep fıstığı alerjisinin belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve hafif reaksiyonlardan hayatı tehdit eden anafilaksiye kadar geniş bir yelpazede ortaya çıkabilir. Antep fıstığı alerjisi olan bireylerde görülebilecek başlıca belirtiler şunlardır: Cilt Reaksiyonları: Kaşıntı, kızarıklık, döküntüler, kabarma ve bazı durumlarda egzama benzeri reaksiyonlar. Sindirim Sistemi Belirtileri: Mide bulantısı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi sindirim sorunları görülebilir. Solunum Yolu Reaksiyonları: Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, boğazda kaşıntı, öksürük, nefes darlığı ve hırıltılı solunum gibi solunum yolu belirtileri oluşabilir. Oral Alerji Sendromu (OAS): Antep fıstığının ağızla teması sonrası dudaklarda, dilde ve boğazda kaşıntı veya hafif şişlik gibi belirtiler oluşabilir. Anafilaksi: Nadir vakalarda, Antep fıstığı alerjisi anafilaksiye yol açabilir. Anafilaksi; düşük tansiyon, solunum zorluğu, hızlı nabız ve bilinç kaybı gibi hayatı tehdit eden belirtilerle kendini gösterir ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Antep Fıstığı Alerjisinin Nedenleri Antep fıstığı alerjisinin temel nedeni, bağışıklık sisteminin Antep fıstığında bulunan bazı proteinleri zararlı olarak algılaması ve aşırı tepki göstermesidir. Antep fıstığı alerjisinin ortaya çıkmasına neden olan başlıca faktörler şunlardır: Genetik Yatkınlık: Ailede gıda alerjisi öyküsü olan bireylerde Antep fıstığı alerjisi gelişme riski... --- ### Zencefil Alerjisi > Zencefil alerjisi, bir kişinin zencefil veya çok az miktarda zencefil içeren bir besin tüketirken hafiften şiddetliye kadar metabolik - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/zencefil-alerjisi Zencefil tüketimi son yıllarda büyük bir artış göstermektedir. Özellikle kış aylarında taze zencefil kullanımı, birtakım rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır. Zencefil çiğ olarak tüketilmekle birlikte baharat olarak da yoğun bir şekilde kullanılır. Ancak zencefilin bazı kişilerde alerjik reaksiyona neden olması mümkündür. Bu durumda, çeşitli zencefil, zerdeçal ve kakule türleri de dahil olmak üzere Zingiberaceae ailesinin diğer üyelerine karşı da bir gıda alerjisi gelişebilir.  Zencefil Alerjisi Nedir? Zencefil alerjisi, bir kişinin zencefil veya çok az miktarda zencefil içeren bir besin tüketirken hafiften şiddetliye kadar metabolik bozukluklardan muzdarip olduğu bir durumdur. İç metabolik bozukluklar daha sonra çoğunlukla ciltte görülen fiziksel rahatsızlıklara yol açar. Zencefil alerjilerinin çoğu cilt ile ilgilidir. Zencefil, yumrulu bir bitki ailesine aittir. Zencefil yeraltında yetiştirilir ve dünya çapında yaygın olarak baharat olarak kullanılır. Neredeyse herkes zencefil kullanmaktadır. Bağışıklık sisteminin zencefilde bulunan bazı maddeleri tehlikeli ve zararlı olarak görmesi, alerjik reaksiyonun oluşma nedenidir. Tehlikeli duruma karşı kendini korumaya çalışan bağışıklık sistemi, antikor ve histamin gibi kimyasallar üretir. Vücudun zencefille bir sonraki karşılaşmasında histamin gibi kimyasallar salgılanır ve alerjik reaksiyon belirtileri ortaya çıkar.  Zencefil Alerjisinin BelirtileriZencefil alerjisi nispeten nadir görülen bir alerjidir ve belirtilerin şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bazı kişilerde hafif belirtiler gelişirken bazı kişilerde ise daha rahatsız edici belirtiler meydana gelebilir. Zencefil alerjisinin belirtileri şunlardır: Deri döküntüsü, Kızarıklık ve iltihap, Şişlik, Ağız tahrişi, Kusma, İshal, Karın ağrısı. Bazı durumlarda tıkanıklık, mide ekşimesi, nefes almada güçlük, ciltte yanma ve ciltte tahriş durumları görülebilir.  Zencefil İntoleransı ve BelirtileriZencefil, bazı insanlarda duyarlılığa neden olur ancak alerjiye neden olmayabilir. Zencefil duyarlılığı ve alerjisi birbirinden farklıdır.... --- ### Dental Yama Testi > Dental eşyalarla temasa bakıldığında dental yama testi pozitif semptomlar gözlemlenirse sorunun kaynağı olan dental materyaller ve metallerin - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dental-yama-testi Diş tedavisinde kullanılan materyallerin kullanımı alerjik reaksiyonlara neden olma riski taşımamaktadır. Tedavide kullanılan diş protez malzemeleri, diş macunları, metaller, ağız içinde hassasiyet ve gargaralar alerjiyi tetikleyebilmektedir. Bunun yanı sıra metal kaynaklı alerjik reaksiyonlar ağız içi bölgesinde yanma, aft, tat bozukluğu, kaşıntı ve şişlik meydana getirmesinin yanı sıra karın ağrısı, kronik yorgunluk, baş ağrısı, görme bozukluğu, eklem ağrısı, kas ağrısı ve egzama gibi semptomların görülmesine sebebiyet verebilmektedir. Metal Alerjisi Gelişimi Metallere karşı alerjik reaksiyonlar tip I, III ve IV alerjik mekanizmalarla meydana gelebilmektedir. Ağız boşluğunda yayılım gösteren alerjiler, potansiyel alerjik reaksiyonların alerjenlere temasından birkaç gün sonra görülebilmesine karşın birkaç yıl sonra dahi izlenebilmektedir. Bu tür reaksiyonlar Tip IV reaksiyonları şeklinde adlandırılır. Toksik reaksiyonlar genelde metale karşı alerjik reaksiyon gelişiminden sonraki süreçte implantın zarara uğraması ve metalin vücuda yayılması sonucu toksik reaksiyonlar olarak görülebilmektedir. Ağız mukozası ile doğrudan ilişkisi bulunan toksik reaksiyonların temas noktaları toksik reaksiyonların bileşen ve dolgularıdır. Öte yandan yüksek çinko oranına sahip dolgular içerisinde de görülebilmektedir. Toksik reaksiyonlar ile tip 4 aşırı duyarlılık reaksiyonu neticesinde meydana gelen klinik bulgular birbirinden ayırt edilemez. Ancak Dental Yama Testi negatif sonucunun toksik reaksiyon lehine yorumlanabileceği ifade edilmektedir. Diş Tedavilerinde Yer Alan Metal Materyaller Diş hekimliğinde en sık kullanılan metaller altın, krom, nikel, çelik, titanyum, kobalt ve kromdur. Metalik dolgu malzemeleri çoğunlukla gümüş, kalay, çinko ve bakırdan yapılan cıva ve toz alaşım karışımından oluşmaktadır. Diş uygulamalarında kullanılan implantların dayanıklılığını belirleyen vücuda yerleştirildiğinde, alerjik reaksiyon ve toksik reaksiyon görülmemesidir. Diş Malzemelerinde Klinik Alerji Belirtileri Diş malzemelerine karşı alerjinin yaşandığı zamanlarda, genellikle ağız içinde şişme, ağız kuruluğu,... --- ### Lokal Anestezik Alerjisi Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Bu makalede, lokal anestezik alerjisi nedenlerini, belirtilerini, tanı ve tedavi yöntemlerini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/lokal-anestezik-alerjisi Lokal anestezikler, tıbbi müdahaleler sırasında vücudun belirli bir bölgesinde geçici olarak hissizlik sağlayan ilaçlardır. Diş tedavilerinden cerrahi işlemlere kadar birçok tıbbi uygulamada kullanılan bu ilaçlar, genellikle güvenli kabul edilir. Ancak bazı bireylerde lokal anesteziklere karşı alerjik reaksiyonlar gelişebilir. Bu durum, hastalar için ciddi sorunlar yaratabilir ve tedavi süreçlerinde dikkatli bir yaklaşım gerektirir. Lokal anestezik alerjisi, nadir olsa da yaşamı tehdit edici reaksiyonlara yol açabileceği için doğru tanı ve tedavi oldukça önemlidir. Bu makalede, lokal anestezik alerjisinin nedenlerini, belirtilerini, tanı ve tedavi yöntemlerini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. Lokal Anestezik Nedir? Lokal anestezikler, sinirlerdeki sinyalleri bloke ederek geçici hissizlik sağlayan ilaçlardır. Bu ilaçlar, ağrıyı ortadan kaldırmak veya hissetmeyi engellemek için kullanılır ve genellikle bölgesel müdahalelerde tercih edilir. Lokal anestezikler genellikle diş hekimliği, cilt operasyonları, küçük cerrahi müdahaleler, ortopedik tedaviler ve bazı tanısal işlemler sırasında kullanılır. Lokal anestezikler iki ana sınıfa ayrılır: Ester Tipi Lokal Anestezikler: Bu grupta yer alan prokain, tetrakain gibi ilaçlar daha eski ve daha az yaygın olarak kullanılır. Ester tipi lokal anesteziklere karşı alerjik reaksiyon geliştirme riski daha yüksektir. Amid Tipi Lokal Anestezikler: Lidokain, mepivakain, bupivakain gibi modern lokal anestezikler amid tipi olarak bilinir. Bu ilaçlar daha güvenli olarak kabul edilir ve alerjik reaksiyon geliştirme riski ester tipi anesteziklere göre daha düşüktür. Lokal Anestezik Alerjisinin Nedenleri Lokal anestezik alerjisi, genellikle kullanılan anestezik maddeye karşı bağışıklık sisteminin aşırı duyarlılık göstermesiyle ortaya çıkar. Ancak birçok durumda, anestezik maddeye karşı gelişen reaksiyonlar gerçek alerjik reaksiyonlar değil, yan etkiler olabilir. Lokal anestezik alerjisinin nedenleri ve tetikleyicileri şunlardır: 1. Alerjenik Maddeler: Lokal anesteziklerin içindeki bazı... --- ### Baharat Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Baharat alerjisi, çeşitli baharatlar tüketildiğinde veya bu baharatlarla temas edildiğinde bağışıklık sisteminin aşırı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/baharat-alerjisi Baharat alerjisi, çeşitli baharatlar tüketildiğinde veya bu baharatlarla temas edildiğinde bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan bir alerji türüdür. Bu alerji, genellikle çok farklı baharatlara karşı gelişebilir ve yaygın baharatlar arasında karabiber, tarçın, kimyon, zencefil, zerdeçal, hardal, anason ve kişniş gibi birçok seçenek yer alır. Baharat alerjisi nadir görülse de, belirtileri oldukça ciddi olabilir ve bireylerin günlük yaşamını etkileyebilir. Bu makalede baharat alerjisine dair kapsamlı bilgi bulabilirsiniz: belirtileri, nedenleri, teşhis yöntemleri ve tedavi seçenekleri. Baharat Alerjisi Belirtileri Baharat alerjisinin belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve alerjenin türüne bağlı olarak farklı şiddetlerde ortaya çıkabilir. Baharat alerjisinde yaygın olarak görülen belirtiler şunlardır: Cilt Reaksiyonları: Kaşıntı, kızarıklık, döküntüler, kabarma ve bazı durumlarda egzama benzeri belirtiler oluşabilir. Sindirim Sistemi Belirtileri: Mide bulantısı, karın ağrısı, kusma ve ishal gibi sindirim sistemi sorunları görülebilir. Solunum Yolu Reaksiyonları: Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, boğazda kaşıntı, öksürük, nefes darlığı ve hırıltılı solunum gibi semptomlar ortaya çıkabilir. Oral Alerji Sendromu (OAS): Ağız, dudak ve boğazda kaşıntı, hafif şişlik ve yanma gibi belirtiler, bazı baharatlara karşı gelişen oral alerji sendromu (OAS) ile kendini gösterebilir. Anafilaksi: Şiddetli vakalarda, baharat alerjisi anafilaksiye yol açabilir. Anafilaksi; düşük tansiyon, solunum zorluğu, hızlı nabız ve bilinç kaybı gibi hayati tehlike taşıyan belirtilerle kendini gösterir ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Baharat Alerjisinin Nedenleri Baharat alerjisinin ana nedeni, baharatlarda bulunan bazı bileşenlerin bağışıklık sistemi tarafından zararlı olarak algılanmasıdır. Baharat alerjisinin ortaya çıkmasına neden olan başlıca faktörler şunlardır: Uçucu Yağlar ve Bileşenler: Baharatlar, yüksek oranda uçucu yağlar ve aromatik bileşikler içerir. Bu bileşenler, bağışıklık sistemi tarafından alerjen... --- ### Çekirdek Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Çekirdek alerjisi, çekirdeklerin tüketilmesi veya çekirdeklerle temas edilmesi durumunda bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/aycicegi-tohumu-alerjisi Çekirdek alerjisi, çekirdeklerin tüketilmesi veya çekirdeklerle temas edilmesi durumunda bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir alerjik durumdur. Ay çekirdeği, kabak çekirdeği, susam gibi çeşitli çekirdek türleri alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Çekirdek alerjisi nadir görülse de, ciddi reaksiyonlara neden olabilir ve özellikle hazır yiyeceklerde yaygın olarak bulunması nedeniyle dikkatli bir yönetim gerektirir. Bu makalede çekirdek alerjisi hakkında kapsamlı bilgi bulabilirsiniz: belirtileri, nedenleri, teşhis yöntemleri ve tedavi seçenekleri. Çekirdek Alerjisi Belirtileri Çekirdek alerjisinin belirtileri, kişinin bağışıklık sisteminin duyarlılığına bağlı olarak hafif veya şiddetli olabilir. Çekirdek alerjisi olan bireylerde görülebilecek başlıca belirtiler şunlardır: Cilt Reaksiyonları: Kaşıntı, kızarıklık, kabarıklık ve kurdeşen (ürtiker) gibi cilt reaksiyonları oluşabilir. Sindirim Sistemi Belirtileri: Mide bulantısı, karın ağrısı, kusma ve ishal gibi sindirim sorunları görülebilir. Solunum Yolu Reaksiyonları: Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, boğazda kaşıntı, nefes darlığı ve hırıltılı solunum gibi solunum yolu belirtileri ortaya çıkabilir. Oral Alerji Sendromu (OAS): Özellikle çekirdeğin ağızla teması sonrası dudaklarda, dilde ve boğazda kaşıntı veya hafif şişlik gibi belirtiler oluşabilir. Anafilaksi: Nadir durumlarda çekirdek alerjisi anafilaksiye yol açabilir. Anafilaksi; düşük tansiyon, solunum zorluğu, hızlı nabız ve bilinç kaybı gibi hayatı tehdit eden belirtilerle kendini gösterir ve acil tıbbi müdahale gerektirir. Çekirdek Alerjisinin Nedenleri Çekirdek alerjisinin temel nedeni, bağışıklık sisteminin çekirdeklerde bulunan bazı proteinleri zararlı olarak algılaması ve aşırı tepki göstermesidir. Çekirdek alerjisinin ortaya çıkmasına neden olan başlıca faktörler şunlardır: Genetik Yatkınlık: Ailede gıda alerjisi öyküsü olan bireylerde çekirdek alerjisi gelişme riski daha yüksektir. Çekirdek Proteinleri: Çekirdeklerde bulunan bazı proteinler bağışıklık sistemi tarafından alerjen olarak tanınabilir. Bu durum, IgE antikorları üretilmesine... --- ### Aylara Göre Bebek Beslenmesi: 0-12 Ay Arası Beslenme Rehberi > Bebek beslenmesi, ilk 12 ayda bebeğin gelişimi ve sağlığı için son derece önemlidir. Bu dönemde bebeklerin ihtiyaç duyduğu - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/aylara-gore-bebek-beslenmesi Bebek beslenmesi, ilk 12 ayda bebeğin gelişimi ve sağlığı için son derece önemlidir. Bu dönemde bebeklerin ihtiyaç duyduğu besinler, ay ay değişiklik gösterir. İlk altı ay boyunca bebeklerin temel besin kaynağı anne sütü iken, altıncı aydan sonra ek gıdalara yavaşça geçiş yapılır. Bu makalede, aylara göre bebek beslenmesi hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz: Hangi ayda hangi besinlerin verileceği, ek gıdaya geçiş döneminde dikkat edilmesi gerekenler ve sağlıklı bir beslenme alışkanlığı kazandırma yolları. Aşağıda her ay için beslenme ve gelişim rehberini bulabilirsiniz. 1. Ay: İlk Besin – Anne Sütü veya Formül Süt Gelişim: Yenidoğan bebekler çoğunlukla uyur, refleks hareketleri yoğundur. Göz teması kurmaya ve yavaş yavaş seslere tepki vermeye başlarlar. Beslenme: Bu dönemde bebeğin tek besin kaynağı anne sütü veya formül süttür. Bebek, genellikle her 2-3 saatte bir beslenir. İhtiyaçlar: Anne sütü, bebeğin bağışıklık sistemini güçlendiren antikorlar içerir. Anne sütü alamıyorsa, doktor önerisiyle uygun formül süt verilmelidir. 2. Ay: İlk Gülümsemeler ve Daha Fazla Emzirme Gelişim: Bebek, çevresindeki insanlara ve nesnelere odaklanmaya başlar. Sesleri tanıma ve ilk gülümsemeleri fark etme bu ayda görülür. Beslenme: Anne sütü veya formül süt beslenmeye devam edilir. Bebek, 2-3 saatlik periyotlarla daha uzun süre emmeye başlar. İhtiyaçlar: Bebek uyanıkken sık sık beslenmelidir. Bu dönemde, yeterli kilo artışı için emzirme sıklığı önemlidir. 3. Ay: Baş Kontrolü ve Çevreye İlgi Gelişim: Bebek başını daha iyi kontrol eder ve ellerini keşfetmeye başlar. Çevresine daha fazla ilgi göstermeye başlar. Beslenme: Anne sütü veya formül süt ile beslenmeye devam edilir. Emzirme sıklığı yavaş yavaş azalabilir. İhtiyaçlar: Bu dönemde bebeğin büyümesi hızlanır, kilo... --- ### Kapsamlı Alerji Testleri > Kapsamlı alerji testleri, Son günlerde çok fazla insanın şikâyet ettiği alerji; bağışıklık sisteminin herhangi bir maddeye göstermiş olduğu - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kapsamli-alerji-testleri Son günlerde çok fazla insanın şikâyet ettiği alerji; bağışıklık sisteminin herhangi bir maddeye göstermiş olduğu reaksiyon şeklinde açıklanabilir. Birden fazla çeşitleri bulunan alerji vücudunun farklı bölgelerinde, alerjenler ve çeşitli yollar aracılığıyla meydana gelebilir. Alerjik bünyeye mensup (atopik) bireylerde sıklıkla nükseden kuvvetli alerjik semptomlar günlük hayat akışını aksatacak boyutlara dönüşebilmektedir. Bağışıklık sisteminin en temel fonksiyonu vücuda zarar verebilecek mikropları, herhangi bir organda oluşan iltihabı veya gelişim göstermeye başlayan kanser hücrelerini tanıyarak yok olmasını sağlamaktır. Bu fonksiyonun sağlanabilmesi adına vücut bir nevi bekçi gibi solunan, temas edilen, alınan ya da ilaç formunda kullanılan maddeleri kontrol altına almaktadır. Bu doğrultuda reaksiyonlar saptanarak en uygun alerji testleri yapılmalı ve alerjen maddelerin saptanması sonrası duruma uygun ilaç veya aşı tedavisi uygulanır. Günümüzde gelişen teknoloji aracılığıyla etkili ve pratik alerji testlerini kolaylıkla uygulayıp, alınan sonuç doğrultusunda kişiye özel alerji tedavisi gerçekleştirilmektedir. Alerji Teşhisi Nasıl Konur? Hastanın detaylı hikayesi beraberinde aile hikayesi alınır. Aile hikayesinde yatkınlıkla alakalı bulgular aranır. Genelde alerji atopi ya da alerji aile içinde devamlılığı olan bir durumdur. Hasta hikayesinde şikayetlerin ne zaman ve/veya hangi durumlarda yükselişe geçtiği veya azaldığı saptanmaya çalışılır. Devamında yapılan fiziki muayenede vücuttaki hastalık bulguları incelenir. Şüphelenilen olağan alerjenler saptandıktan sonra deri ve/veya kanda uygulanacak alerji testleri istenir. Kapsamlı Alerji Testleri Nelerdir? Alerji Testleri Ne İşe Yarar? Alerji şüphesi olan bireylere çeşitli alerji testleri uygulanarak, hangi alerjen maddelerin ve alerjinin hangi düzeyde olduğu belirlenebilir. Alerjinin makro olarak saptanabilmesi adına 3 çeşit alerji testi mevcuttur; Kan Testi Yama Testi Prick Testi (Deri Delme Testi) Kan Testleri Kan testleri, gıda alerjenlerinin saptanmasında... --- ### Böcek Alerjisi > Böcek alerjisi, böceklerin sokması veya ısırması sonucu vücutta alerjik bir reaksiyon meydana gelmesidir. Bu durum, bağışıklık sisteminin - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bocek-alerjisi Böcek alerjisi, böceklerin sokması veya ısırması sonucu vücutta alerjik bir reaksiyon meydana gelmesidir. Bu durum, bağışıklık sisteminin böcek zehirine karşı aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkar. En yaygın böcek alerjilerine arılar, eşek arıları, karıncalar ve sivrisinekler neden olur. Böcek alerjileri hafif cilt reaksiyonlarından, anafilaksi gibi hayatı tehdit eden ciddi reaksiyonlara kadar geniş bir yelpazede seyreder. Böcek Alerjisi Türleri Böcek alerjileri, böceğin türüne ve temas şekline göre değişir. Alerjik reaksiyonlar genellikle böcek sokmalarıyla meydana gelir, ancak bazı durumlarda böcek ısırıkları da alerjiye yol açabilir. İşte en yaygın böcek alerjileri: Arı ve Eşek Arısı Alerjisi: Arılar ve eşek arıları, böcek alerjisinin en sık görülen nedenlerindendir. Bu böceklerin sokması, lokal reaksiyonlar (kızarıklık, şişme, ağrı) ile başlayıp, ciddi anafilaktik reaksiyonlara kadar gidebilir. Karınca Alerjisi: Özellikle kırmızı ateş karıncaları, sokma yoluyla alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bazı vakalarda karınca sokmaları ciddi alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Sivrisinek Alerjisi: Sivrisinek ısırıkları genellikle kaşıntı ve hafif kızarıklığa neden olurken, bazı bireylerde bu ısırıklar daha geniş çaplı cilt reaksiyonlarına veya sistemik alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Diğer Böcekler: Kene, pire ve tahta kurusu gibi böceklerin ısırıkları da bazı insanlarda alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Böcek Alerjisi Belirtileri Böcek alerjisinin belirtileri, hafif cilt reaksiyonlarından, şiddetli sistemik reaksiyonlara kadar değişebilir. En sık görülen belirtiler şunlardır: Lokal Reaksiyonlar: Sokma bölgesinde ağrı, kızarıklık ve şişlik. Kaşıntı veya hafif yanma hissi. Sadece sokma bölgesini etkileyen belirtiler. Ciddi Alerjik Reaksiyonlar (Sistemik Reaksiyonlar): Vücudun farklı bölgelerinde yaygın kızarıklık. Hızlı kalp atışı, nefes darlığı, göğüs sıkışması. Mide bulantısı, kusma veya ishal. Baş dönmesi, bayılma veya bilinç kaybı. Anafilaksi: Nadir fakat hayati... --- ### Üzüm Alerjisi > Üzüm alerjisi, diğer alerjenlere benzer belirtilere neden olabilir. Üzüm alerjisinden bildirilen belirtiler arasında kurdeşen, öksürük, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-12-20 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/uzum-alerjisi Besinlerdeki proteinler alerjik reaksiyonlara neden olur. Bir bardak üzümde alerjik reaksiyona neden olacak kadar 1. 09 g protein bulunur. Üzümlerde alerjiye neden olduğu düşünülen proteinler arasında; lipit transfer proteini, endokitinaz 4A ve bir thaumatin benzeri protein bulunur. Üzümlerdeki ana protein alerjeni LTP'dir. Bağışıklık sistemi, besinlerdeki proteinlere aşırı tepki verir ve alerjik kişilerde, bu alerjenlere saldıran antikorlar üretilir. Üzüm Alerjisi BelirtileriÜzüm alerjisi, diğer alerjenlere benzer belirtilere neden olabilir. Üzüm alerjisinden bildirilen belirtiler arasında kurdeşen, öksürük, kızarıklık, hırıltılı solunum, burun akıntısı ve astım bulunur. Oral alerji belirtileri arasında dudaklarda, boğazda ve ağız çevresinde şişlik, boğazda kaşıntı ve diş etlerinde, gözlerde tahriş yer alır. Anafilaktik semptomlar arasında düşük tansiyon, kurdeşen, yüzde şişme ve boğazda şişme, nefes alma güçlüğü veya hırıltı yer alır. Olası NedenlerÜzüm alerjisinden şüphelenildiğinde aslında üzümlerde yetişen küf veya maya için  kullanılan böcek ilaçlarına karşı bir alerji de olabilir. Hem üzümlerde hem de şeftalilerde bulunan lipid transfer proteinleri, iki meyve arasında çapraz reaksiyonlara neden olabilir. Kiraz ve üzüm arasında çapraz reaksiyon da meydana gelebilir. Oral alerji sendromu, meyveler ve diğer maddeler arasında reaksiyona neden olur.  Bir üzüm türüne alerjinin olması tüm üzümlere, kuru üzümlere ve şarap ürünlerine alerji olması anlamına gelir. Üzüm AilesiÜzüm, Vitaceae gıda ailesinin bir parçasıdır. Üzümlere alerjiniz varsa veya duyarlıysanız, aşağıdaki yiyeceklere alerjiniz veya duyarlılığınız olabilir: Üzüm suyu, Üzüm yaprakları (Dolmades), Kuru üzüm, Kuş üzümü, Kurutulmuş kuş üzümü, Şarap, Kırmızı şarap sirkesi ve balzamik sirke , Beyaz balzamik sirke gibi diğer sirkeler, Tartar kremi, Üzüm çekirdeği yağı  , Üzüm unu. Rosacae Gıda Ailesi ile Üzüm Çapraz ReaktivitesiÜzüm alerjisi... --- ### Kayısı Alerjisi > Kayısıya gıda intoleransı, kayısı alerjisi farklıdır. Gaz, ishal, bulantı, kusma, tıkanma ve mide rahatsızlığı gibi belirtiler kayısıya - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kayisi-alerjisi Kayısı bol miktarda vitamin içerir. Zengin bir A vitamini, potasyum ve lif kaynağı deposudur. Ancak meyveye duyarlı bireyler arasında alerjiye sebep olabilir. Kayısı alerjisi duyarlılığı olan çok sayıda insan, özellikle huş ağacı polenine karşı ve diğer meyvelere karşı da aşırı duyarlılık gösterebilir. Öte yandan, kayısıya verilen tepki, alerji haricinde gıda intoleransı olarak da değerlendirilebilir. Aralarındaki temel farklılık, gıda intoleransının belirli yiyeceklerin yenmesinden sonra özellikle sindirim sisteminde sorun olurken, gıda duyarlılığı ise bağışıklık sistemini etkiler. Her ikisinde de ortak yan etkiler  görülebilir. Kayısı Alerjisi Belirtileri Kayısı hassasiyetinin yan etkileri şunlardır: Burun akıntısı, hapşırma ve hırıltılı solunum, Kırmızı ve ağrılı gözler, Öksürük, Dudakların, dilin, boğazın şişmesi, Hastalık, kusma ve ishal, Yüzde şişlik ve kızarıklık, Deri döküntüleri, kurdeşen ve dermatit, Kan basıncında ani düşüş, rahatsız edici dinlenme ve bayılma. . Hem taze hem de kuru kayısı, bağışıklık sisteminizin olumsuz tepkisine neden olabilir. Bu belirtilerin devam etmesi halinde, bir alerji doktoruna muayene olmanız önerilir. Oral alerji sendromu nedir? Kayısı tüketimi, kişinin huş ağacı polenine duyarlılığı varsa belirtileri tetikleyebilir. Bu durum, kayısıların ve huş ağacı poleninin benzer proteinlerin bir kısmına sahip olmasından kaynaklanır. Huş ağacı polenine karşı antikorlar, proteinlerle çapraz tepki verebilir ve bu nedenle yan etkileri ortaya çıkabilir. Nektarinler, meyveler, erikler, şeftaliler, elmalar, armutlar ve bazı meyveler, eğer kişinin huş ağacı polenine duyarlılığı varsa aynı belirtilere neden olabilir. Yan etkiler, ağız veya boğazda rahatsızlık ve tahrişi içerir. Tepki, kayısı yedikten birkaç dakika sonra yavaşça geçer.  Kayısı Alerjisi Tedavisiİster tamamen kuru olsun, ister taze olsun her tür kayısı ve ürünlerinin tüketiminden uzak durmak gerekir. Meyve... --- ### Büyüme Gerilikleri Nedenleri ve Belirtileri > Büyüme gerilikleri, çocukların yaşlarına ve cinsiyetlerine göre beklenen büyüme hızına ulaşamaması durumudur. Normal büyüme, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/buyume-gerilikleri Büyüme gerilikleri, çocukların yaşlarına ve cinsiyetlerine göre beklenen büyüme hızına ulaşamaması durumudur. Normal büyüme, genetik faktörler, beslenme, hormonal dengeler ve genel sağlık durumu gibi çeşitli etmenlere bağlıdır. Büyüme geriliği, bu faktörlerden birinin ya da birkaçının etkilenmesi sonucu ortaya çıkar. Bu makalede, büyüme geriliklerinin nedenleri, belirtileri, tanı yöntemleri ve tedavi seçenekleri detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Büyüme Geriliği Nedir? Büyüme geriliği, çocuğun yaşıtlarına göre boy ve kilo açısından geri kalması durumudur. Bir çocuğun büyüme eğrisi, genetik potansiyelinin altında kaldığında bu duruma büyüme geriliği denir. Büyüme geriliği olan çocuklar, genellikle ortalama yaşıtlarından daha kısa ve zayıf olabilirler. Bu durum, çocukluk döneminde başlayan ve eğer tedavi edilmezse yetişkinlik dönemine kadar sürebilen bir sorun olabilir. Büyüme Geriliğinin Nedenleri Büyüme geriliği çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Bunlar arasında genetik faktörler, hormonal dengesizlikler, kronik hastalıklar ve beslenme yetersizlikleri yer alır. İşte büyüme geriliğine yol açan başlıca nedenler: 1. Genetik Faktörler Büyüme geriliğinin en yaygın nedenlerinden biri, ailenin boy potansiyelidir. Eğer ebeveynler kısa boyluysa, çocuklarının da kısa boylu olma olasılığı yüksektir. Bu durum, "genetik kısa boy" olarak adlandırılır ve bu çocuklar, büyüme eğrileri normların altında olmasına rağmen sağlıklı olabilirler. 2. Beslenme Yetersizlikleri Yetersiz beslenme, büyüme geriliğine yol açan en yaygın faktörlerden biridir. Çocuklar, büyüme sürecinde yeterli miktarda protein, vitamin, mineral ve kalori almadıklarında vücutlarının büyümesi yavaşlayabilir. Özellikle D vitamini, kalsiyum, demir ve çinko gibi büyüme için hayati öneme sahip besinlerin eksikliği büyüme geriliğine neden olabilir. 3. Hormonal Bozukluklar Büyüme hormonu eksikliği, büyüme geriliğinin yaygın nedenlerinden biridir. Büyüme hormonu, vücutta kemiklerin ve kasların gelişimini destekleyen bir hormondur. Hipofiz bezinden salgılanan... --- ### Gıda Alerji Testi (Besin Alerjisi Testi) Nedir? > Gıda alerji testi, belirli gıdalara karşı vücudun geliştirdiği bağışıklık tepkilerini belirlemek amacıyla yapılan testlerdir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gida-alerji-testi Gıda alerjisi, bağışıklık sisteminin bazı gıdalara karşı aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Belirli yiyecekler tüketildiğinde, vücut bunları zararlı olarak algılar ve bu maddelere karşı bir savunma mekanizması geliştirir. Bu durum kaşıntı, cilt döküntüsü, mide bulantısı, nefes darlığı gibi semptomlarla kendini gösterebilir. Gıda alerji testi, bu tür reaksiyonların hangi gıdalardan kaynaklandığını belirlemek için kullanılan bir tanı yöntemidir. Bu makalede, gıda alerji testi nedir, nasıl yapılır, çeşitleri nelerdir ve sonuçları nasıl yorumlanır gibi detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz. Gıda Alerji Testi Nedir? Gıda alerji testi, belirli gıdalara karşı vücudun geliştirdiği bağışıklık tepkilerini belirlemek amacıyla yapılan testlerdir. Gıda alerjisi, özellikle çocuklarda yaygın görülse de yetişkinlerde de gelişebilir. En yaygın gıda alerjenleri arasında süt, yumurta, fıstık, soya, balık, deniz ürünleri, buğday ve kabuklu yemişler bulunur. Alerji testleri, hangi gıdalara karşı alerjik reaksiyon geliştiğini tespit etmeye yardımcı olur ve bu sayede alerjen içeren gıdalardan uzak durarak sağlıklı bir yaşam sürdürülmesine katkı sağlar. Gıda Alerji Testi Neden Yapılır? Gıda alerji testi yapılmasının temel amacı, vücudun hangi gıdalara karşı aşırı tepki verdiğini belirlemektir. Bu test, şu durumlarda önerilebilir: Belirgin Alerjik Belirtiler: Yemek yedikten sonra kaşıntı, döküntü, şişlik, mide bulantısı veya nefes darlığı gibi belirtiler yaşayan kişilere yapılabilir. Teşhis Konmamış Alerji Şüphesi: Kronik sindirim sorunları veya cilt problemleri olan ve alerji şüphesi bulunan bireylerde tanı amacıyla uygulanır. Daha Önce Alerjik Reaksiyon Geçirenler: Önceki yıllarda belirli bir gıdaya karşı reaksiyon gösteren kişilere, alerjinin devam edip etmediğini tespit etmek için yapılabilir. Alerjisi Olan Çocuklar: Özellikle çocuklarda erken yaşta gıda alerjisi tanısı koymak, sağlıklı bir beslenme planı oluşturmak için önemlidir.... --- ### Erik Alerjisi > Erik alerjisi belirtileri genellikle ağız içinde, dudakta ve boğazda olur. En yaygın belirtiler, kaşıntı, karıncalanma, hafif kızarıklık ve - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/erik-alerjisi Erik meyvesi hücre hasarını azaltır, kalp sağlığını korur, diyabet riskini düşürür, hipertansiyonu önleyebilir ve kemik sağlığını koruması gibi faydaları yanında bazen nadiren erik alerjisi de görülebilmektedir. Erik alerjileri özellikle polen alerjisi yoğun olanlarda daha sık görülmektedir.   Erik meyvesi Erik, Rosaceae (gül) familyasının Prunus cinsine ait birçok türün ağacına ve drupaceous (etli) meyvesine verilen ortak isimdir. Erikler genellikle ılıman bölgelerde, birçok toprak ve bölgeye uygun çok sayıda çeşit ve melez ile yetiştirilmektedir. 100'den fazla erik türünden 30'u Kuzey Amerika'ya özgüdür. Faydaları  Hücre hasarını azaltır, hipertansiyonu önleyebilir, kalp sağlığını korur, diyabet riskini düşürür, ve kemik sağlığını korur.  Yaklaşık (66 gr) büyüklüğünde bir orta boy erik 30 kalori, 0,5 gr protein, 7,5 gr karbonhidrat ve 0,2 gr yağ içermektedir.  Erik meyvesi iyi bir C vitamini, A vitamini ve lif kaynağıdır. Erik Alerjisi Nedir? Erik alerjisi erik yedikten birkaç dakika sonra genellikle Dudakta şişme, ağız içinde yanma, şişlik ve boğazda karıncalanma, kaşınma gibi belirtilerin yanında bazen de tansiyonda düşme, nefes sıkışıklığı, ürtiker gibi ciddi belirtiler ile kendini göstermektedir. Özellikle polen alerjisi hastalığını taşıyanlarda erik alerjisi belirtileri olması durumunda polen besin alerjisi sendromu (oral alerji sendromu) kendisini görünür kılmaktadır. Erik Alerjisi Yapan Alerjenler Erik alerjisinde neden olan protein, bir lipid transfer proteini (LTP) olduğu göstermiştir (Pastorello, 2001). Gıdalar ve polen alerjenleri arasındaki çapraz alerjenite, Polen-Besin Alerji Sendromu'nun patogenezi ile bağlantılıdır. Huş ağacı poleninin başlıca alerjeni, başta Rosaceae familyası olmak üzere birçok besin alerjeni ile çapraz reaktivite gösterir (Kim, 2018). Alerjik olan molekül Pru d 1’dir. Erik alerjilerinde olanlarda sıklıkla elma, şeftali, kayısı, kiraz, armut,... --- ### Alerjik Rinit İçin Alternatif Tedaviler > Alerjik rinit, hayat kalitesini düşüren kronik bir durumdur, ancak doğal ve destekleyici alternatif tedaviler belirtileri hafifletilebilir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-rinit-icin-alternatif-tedaviler Alerjik rinit, burun akıntısı, kaşıntı, tıkanıklık ve hapşırma gibi belirtilerle kendini gösteren, hayat kalitesini olumsuz etkileyen bir alerjik rahatsızlıktır. Polen, toz, küf ve evcil hayvan tüyleri gibi alerjenlerle tetiklenebilen alerjik rinitin tedavisinde genellikle ilaçlar kullanılmaktadır. Ancak, ilaçların yan etkilerinden kaçınmak isteyen veya daha doğal çözümler arayan kişiler için alternatif tedavi yöntemleri de etkili olabilir. Bu makalede, alerjik rinit için önerilen doğal ve alternatif tedaviler yöntemlerini bulabilirsiniz. 1. Tuzlu Su ile Burun Yıkama (Nazal İrrigasyon) Burun yıkama, burundaki mukusu temizleyerek alerjenleri uzaklaştıran etkili bir yöntemdir. Nazal irrigasyon olarak da bilinen bu yöntem, deniz tuzu veya eczanelerde satılan hazır tuzlu su solüsyonları ile yapılır. Faydaları: Burun kanallarını temizleyerek tıkanıklığı azaltır, mukusu inceltir ve alerjenlerin neden olduğu tahrişi hafifletir. Uygulama: Günde 1-2 kez burun yıkama yapılarak burun mukozası rahatlatılabilir. 2. Bal Tüketimi Bal, özellikle yerel olarak üretilmişse, alerjik rinitin hafifletilmesinde etkili olabilir. Polenler içerdiğinden, balın bağışıklık sistemini polenlere karşı desensitize ettiği düşünülmektedir. Faydaları: Bağışıklık sisteminin polenlere karşı tolerans geliştirmesine yardımcı olabilir. Balın doğal anti-inflamatuar etkisi sayesinde alerji semptomlarını hafifletir. Uygulama: Günlük olarak 1-2 tatlı kaşığı yerel bal tüketimi önerilir. 3. Probiyotikler Probiyotikler, bağışıklık sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışmasına katkıda bulunarak alerjik belirtilerin azalmasına yardımcı olabilir. Yoğurt, kefir, lahana turşusu gibi probiyotik açısından zengin gıdalar, bağırsak sağlığını destekleyerek alerjik riniti hafifletebilir. Faydaları: Bağırsak sağlığını destekleyerek bağışıklık sistemini güçlendirir. Alerjik reaksiyonların azalmasına katkı sağlar. Uygulama: Günlük olarak probiyotik içeren gıdaların tüketilmesi veya doktor önerisi ile probiyotik takviyesi alınması faydalıdır. 4. Nane Yağı Nane yağı, burun tıkanıklığını azaltan doğal bir dekonjestan olarak bilinir. Buhar yoluyla kullanıldığında... --- ### Çocuklarda Kurdeşen (Ürtiker) Nedir? > Çocuklarda kurdeşen, tıbbi adıyla ürtiker, ciltte aniden ortaya çıkan, kaşıntılı, kırmızı veya beyaz kabarcıklarla kendini gösteren bir cilt - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-kurdesen-urtiker Çocuklarda kurdeşen, tıbbi adıyla ürtiker, ciltte aniden ortaya çıkan, kaşıntılı, kırmızı veya beyaz kabarcıklarla kendini gösteren bir cilt rahatsızlığıdır. Ürtiker, çocuklarda sıklıkla görülebilen bir durum olup, genellikle alerjik bir reaksiyon sonucunda ortaya çıkar. Gıda alerjileri, enfeksiyonlar veya çevresel faktörler ürtikere yol açabilir ve çocuğun cildinde rahatsız edici belirtiler oluşturabilir. Bu makalede, çocuklarda kurdeşen (ürtiker) nedir, belirtileri, nedenleri, teşhis ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Çocuklarda Kurdeşen (Ürtiker) Nedir? Kurdeşen veya ürtiker, vücudun çeşitli bölgelerinde aniden ortaya çıkan, kaşıntılı, kırmızı veya beyaz kabarcıklar ile karakterize bir cilt reaksiyonudur. Bu kabarcıklar, genellikle birkaç saat içinde kaybolur, ancak yeni kabarcıklar ortaya çıkabilir ve ciltte sürekli bir kaşıntı hissi yaratabilir. Çocuklarda ürtiker yaygın olarak görülür ve vücutta herhangi bir yerde, özellikle yüz, kol, bacak ve karın bölgesinde oluşabilir. Ürtiker, genellikle geçici bir rahatsızlık olup akut veya kronik olabilir. Akut ürtiker çoğu zaman birkaç saat ile birkaç gün arasında sürebilirken, kronik ürtiker altı haftadan uzun sürebilen bir durumdur ve tekrarlayıcıdır. Çocuklarda görülen ürtikerin çoğu akut olup, kendiliğinden geçme eğilimindedir. Çocuklarda Kurdeşen (Ürtiker) Belirtileri Nelerdir? Çocuklarda kurdeşen belirtileri, ciltte kaşıntılı kabarcıklar ile kendini gösterir. Belirtiler, alerjenle temasın hemen ardından veya birkaç saat içinde ortaya çıkabilir. Çocuklarda ürtikerin en yaygın belirtileri şunlardır: Kızarıklık ve Kaşıntı: Ciltte kaşıntıya neden olan kırmızı veya beyaz kabarcıklar görülür. Bu kabarcıklar kaşıntıya ve bazen yanma hissine yol açar. Kabarıklıklar: Çocuklarda kurdeşen sırasında ciltte kabarık ve şiş görünüm oluşabilir. Bu kabarcıklar ciltte bölgesel olarak yer değiştirerek genişleyebilir veya bir araya gelerek daha büyük kabarıklıklar oluşturabilir. Yanma veya Batma Hissi: Ürtiker, çocuklarda ciltte... --- ### Yetişkinlerde Astım Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Yetişkinlerde astım belirtileri, genellikle mevsimsel ya da belirli tetikleyicilere maruz kalma durumunda artabilir. Semptomlar hafif - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-14 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-astim Astım, hava yollarının daralması ve iltihaplanmasıyla karakterize kronik bir solunum yolu hastalığıdır. Hava yollarının aşırı hassasiyeti nedeniyle astım atakları sırasında solunum güçlüğü, hırıltı ve öksürük gibi belirtiler ortaya çıkar. Yetişkinlerde astım, özellikle sigara kullanımı, çevresel faktörler ve mesleki maruziyet nedeniyle daha sık görülebilir. Astım kontrol edilmezse, ciddi solunum sorunlarına yol açabilir; ancak uygun tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile semptomlar büyük ölçüde yönetilebilir. Yetişkinlerde Astım Belirtileri Yetişkinlerde astım belirtileri, genellikle mevsimsel ya da belirli tetikleyicilere maruz kalma durumunda artabilir. Semptomlar hafif olabileceği gibi şiddetli de olabilir. İşte yaygın astım belirtileri: Nefes Darlığı: Fiziksel aktivite sırasında ya da geceleri artan nefes darlığı, astımın en yaygın belirtilerinden biridir. Hırıltılı Solunum: Özellikle nefes verirken duyulan hışıltı veya ıslık sesi, hava yollarındaki daralmayı işaret eder. Kuru Öksürük: Astım hastalarında genellikle kuru öksürük görülür ve bu öksürük özellikle gece artabilir. Göğüste Sıkışma Hissi: Hava yollarının daralmasıyla göğüste baskı hissi yaşanabilir. Hızlı Yorgunluk: Astım, günlük aktiviteler sırasında hızla yorulmaya neden olabilir. Bu belirtiler, özellikle alerjenlere veya irritanlara maruz kaldığınızda artış gösterebilir. Astım semptomları, soğuk hava, egzersiz, sigara dumanı, polen ve hava kirliliği gibi çeşitli faktörler tarafından tetiklenebilir. Yetişkinlerde Astımın Nedenleri Astım, genetik ve çevresel faktörlerin birleşimiyle ortaya çıkar. İşte yetişkinlerde astım gelişiminde rol oynayan bazı yaygın nedenler: Genetik Yatkınlık Astım, genetik yatkınlık gösteren bir hastalıktır. Ailede astım, alerjik rinit, egzama gibi alerjik hastalıkları olan kişilerde astım gelişme riski daha yüksektir. Alerjiler Polen, ev tozu akarları, küf mantarları, hayvan tüyleri gibi alerjenler astım ataklarını tetikleyebilir. Alerjik rinit (saman nezlesi) ve astım sıklıkla birlikte görülür. Mesleki Maruziyet Bazı... --- ### Anafilaksi > Anafilaksi, acil tıbbi müdahale gerektiren, hayatı tehdit edebilecek ciddi bir alerjik reaksiyondur. Vücutta ani ve şiddetli bir bağışıklık - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/anafilaksi Anafilaksi, acil tıbbi müdahale gerektiren, hayatı tehdit edebilecek ciddi bir alerjik reaksiyondur. Vücutta ani ve şiddetli bir bağışıklık tepkisiyle ortaya çıkar ve genellikle belirli bir alerjenle temas sonucu tetiklenir. Anafilaksi belirtileri hızla ortaya çıkar ve müdahale edilmezse hayati tehlikeye yol açabilir. Bu makalede, anafilaksi hakkında kapsamlı bilgi bulabilirsiniz: belirtileri, nedenleri, teşhis yöntemleri ve acil tedavi seçenekleri. Anafilaksi Belirtileri Anafilaksi belirtileri aniden ve şiddetli bir şekilde ortaya çıkar. Belirtiler genellikle alerjenle temas sonrası birkaç dakika ila bir saat içinde kendini gösterir. Anafilaksinin yaygın belirtileri şunlardır: Cilt Reaksiyonları: Kaşıntı, kızarıklık, döküntüler ve ürtiker (kurdeşen) gibi cilt reaksiyonları sık görülür. Yüzde, dudaklarda, dilde veya boğazda şişme olabilir. Solunum Güçlüğü: Nefes darlığı, hırıltılı solunum, göğüste sıkışma hissi ve boğazda daralma gibi belirtiler görülür. Mide-Bağırsak Belirtileri: Karın ağrısı, bulantı, kusma ve ishal gibi sindirim sistemi belirtileri ortaya çıkabilir. Düşük Tansiyon ve Bayılma: Tansiyonun ani düşmesi, baş dönmesi, halsizlik, bilinç kaybı veya bayılma anafilaksinin hayati belirtilerindendir. Hızlı Nabız: Anafilaksi sırasında kalp hızı yükselir, düzensiz nabız veya çarpıntı görülebilir. Anafilaksinin Nedenleri Anafilaksi genellikle vücutta aşırı duyarlılığa neden olan bir alerjenle temas sonucu meydana gelir. Anafilaksinin en sık görülen nedenleri şunlardır: Gıda Alerjileri: Fıstık, deniz ürünleri, süt, yumurta ve fındık gibi alerjen özellikteki gıdalar anafilaksiye neden olabilir. İlaçlar: Penisilin gibi antibiyotikler, aspirin, ibuprofen ve bazı anestezik ilaçlar anafilaksiye yol açabilir. Böcek Sokmaları: Arı, eşek arısı ve bazı diğer böcek sokmaları anafilaktik reaksiyonlara neden olabilir. Lateks: Lateks alerjisi olan bireylerde lateks içeren ürünlerle temas sonucu anafilaksi gelişebilir. Egzersiz Tetikli Anafilaksi: Nadir görülen bir durum olmakla birlikte, belirli gıdalar tüketildikten... --- ### Göz Alerjisi (Alerjik Konjonktivit) Belirtileri > Göz alerjisi, tıbbi olarak alerjik konjonktivit olarak adlandırılan, gözlerin dış tabakasında alerjenlere karşı gelişen aşırı hassasiyet - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/goz-alerjisi Göz alerjisi, tıbbi olarak alerjik konjonktivit olarak adlandırılan, gözlerin dış tabakasında alerjenlere karşı gelişen aşırı hassasiyet durumudur. Göz alerjisi, gözde kızarıklık, kaşıntı, sulanma ve yanma gibi rahatsız edici belirtilere yol açar ve günlük yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Çeşitli alerjenler (polen, toz, evcil hayvan tüyü, küf) göz alerjisini tetikleyebilir. Bu yazıda, göz alerjisinin nedenleri, belirtileri, tedavi yöntemleri ve korunma yollarını detaylı şekilde ele alacağız. Göz Alerjisi Nedir? Göz alerjisi, gözdeki konjonktiva adlı ince zarın (gözün beyaz kısmını ve göz kapaklarının iç yüzeyini kaplayan tabaka) alerjenlere karşı verdiği bir bağışıklık tepkisidir. Konjonktiva, hava yoluyla taşınan alerjenlere maruz kaldığında bağışıklık sistemi bu maddeleri tehdit olarak algılar ve histamin gibi kimyasal maddeler salgılar. Bu durum, gözde inflamasyona (iltihap) ve alerjik reaksiyonlara neden olur. Göz alerjisi mevsimsel olabileceği gibi, yıl boyu süren kronik bir alerji türü de olabilir. Göz alerjisi genellikle aşağıdaki iki temel türde sınıflandırılır: Mevsimsel Alerjik Konjonktivit (SAC): Genellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında polenler, otlar ve çiçekler gibi mevsimsel alerjenlerin artışıyla tetiklenir. Perennial (Yıl Boyu Süren) Alerjik Konjonktivit: Yıl boyunca sürekli olarak devam eden alerjik reaksiyonlardır. Ev tozu akarları, küf sporları ve evcil hayvan tüyü gibi alerjenler bu tür göz alerjisine neden olabilir. Göz Alerjisinin Belirtileri Göz alerjisinin belirtileri genellikle bir veya iki gözde aynı anda ortaya çıkar ve alerjene maruz kalındıktan kısa bir süre sonra başlar. Belirtiler, hafif rahatsızlıklardan şiddetli göz problemlerine kadar değişiklik gösterebilir. Göz alerjisinin en yaygın belirtileri şunlardır: Gözde Kaşıntı: Göz alerjisinin en tipik belirtisi kaşıntıdır. Kişi gözlerini sürekli kaşımak isteyebilir. Gözde Kızarıklık: Gözler alerjenlere tepki olarak kızarır... --- ### Sarımsak Alerjisi > Sarımsak alerjisi, vücudun sarımsakta bulunan belirli proteinlere karşı aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan nadir bir gıda alerjisidir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sarimsak-alerjisi Sarımsak alerjisi, vücudun sarımsakta bulunan belirli proteinlere karşı aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan nadir bir gıda alerjisidir. Bu alerji, hem çiğ hem de pişmiş sarımsak tüketimiyle tetiklenebilir. Sarımsak, dünya mutfağında yaygın olarak kullanılan bir sebze olduğu için sarımsak alerjisi olan kişiler günlük yaşamlarında çeşitli zorluklarla karşılaşabilir. Sarımsak alerjisi, bağışıklık sisteminin sarımsak proteinlerini zararlı olarak algılayıp, bu proteinlere karşı immünoglobulin E (IgE) antikorları üretmesiyle ortaya çıkar. Bu antikorlar, histamin gibi kimyasalların salınımına neden olarak alerjik reaksiyonları tetikler. Sarımsak Alerjisinin Belirtileri Nelerdir? Sarımsak alerjisi olan kişiler, sarımsak tükettikten kısa bir süre sonra alerjik reaksiyon belirtileri gösterebilir. Belirtiler hafif veya şiddetli olabilir ve genellikle aşağıdaki semptomlarla kendini gösterir: Hafif Belirtiler: Ağız ve boğazda kaşıntı: Sarımsak tükettikten sonra ağızda, dudaklarda veya boğazda kaşıntı olabilir. Gözlerde sulanma ve kızarıklık: Sarımsak tüketimi veya sarımsağa temas gözlerde kaşıntı, sulanma ve kızarıklık yaratabilir. Ciltte döküntü ve kızarıklık: Sarımsak alerjisi olan bireylerde ciltte kızarıklık, kaşıntı ve döküntü oluşabilir. Orta Şiddetli Belirtiler: Mide bulantısı ve kusma: Sarımsak tüketildikten sonra mide bulantısı ve kusma ortaya çıkabilir. Karın ağrısı ve ishal: Sarımsak alerjisi olan bazı kişilerde sindirim sistemi belirtileri, özellikle karın ağrısı, aşırı gaz ve ishal olabilir. Solunum zorlukları: Sarımsak alerjisi olan bireylerde nefes darlığı, hırıltı veya öksürük görülebilir. Bu durum, sarımsak buharının solunmasıyla da tetiklenebilir. Şiddetli Belirtiler: Anafilaksi: Nadir de olsa, sarımsak alerjisi olan kişilerde hayatı tehdit eden ciddi bir alerjik reaksiyon olan anafilaksi gelişebilir. Anafilaksi belirtileri arasında şiddetli nefes darlığı, düşük tansiyon, hızlı kalp atışı ve bilinç kaybı bulunur. Bu acil bir durumdur ve derhal tıbbi yardım alınmalıdır. Sarımsak Alerjisinin... --- ### Manda Sütü Alerjisi > Manda Sütü Alerjisi, Manda sütü, inek sütünden % 100 daha fazla yağ içeriğine sahiptir, bu da onu daha kremalı ve daha yoğun yapar. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/manda-sutu-alerjisi Bir inek yaklaşık 15 ile 20 litre süt üretirken, bir manda günde 7 ile 11 litre süt verir. Manda sütü, inek sütünden % 00 daha fazla yağ içeriğine sahiptir, bu da onu daha kremalı ve daha yoğun yapar. Yüksek peroksidaz aktivitesi nedeniyle (reaksiyonlar için katalizör olan enzim ailesi), manda sütü doğal olarak daha uzun süre korunabilir. Manda sütü daha fazla kalsiyum, daha iyi bir kalsiyum/fosfor oranı ve daha az sodyum ve potasyum içerir, bu da onu bebekler için daha iyi bir besin takviyesi yapar. Ancak bazı kişilerde manda sütü alerjisi görülebilir.  Hindistan'ın ardından Pakistan, en büyük manda sütü üreticisidir. Bunu Çin ve İtalya izler. Hindistan, inek ve manda sütünün en büyük üreticisi ve tüketicisidir. Batı ülkeleri ise çoğunlukla inek sütü tüketir. Manda sütü, inek sütüne kıyasla daha az kolesterol içerir. İnek sütü sağlıklı kemikler , diş sağlığı, çocuklarda obezitenin azaltılması, tiroid sorunlarından korunma ve daha sağlıklı bir kalp için faydalıdır. Manda sütü,khoa, dahi, paneer, kheer, payasam, malai, kulfivegheegibi geleneksel süt ürünlerinin üretiminde kullanılır. İnek sütü protein alerjisi, bebeklik döneminde en sık görülen besin alerjisidir. İnek sütü alerjisinde tüketilebilecek alternatifler arasında hidrolize veya elemental mamalar, soya sütü, pirinç sütü gibi bitkisel sütler bulunur. Keçi sütü ve koyun sütü gibi diğer memeli kaynakları, inek sütü ile yüksek derecede çapraz reaktivite gösterir. Manda sütü (Bubalus bubalis), birçok gelişmekte olan ülkede yaygın bir içme sütüdür, küresel süt ve süt ürünleri üretiminin yaklaşık %13'ünü oluşturmaktadır ve dünya çapında yenen manda mozzarella'nın ana bileşenidir. Manda sütü, inek sütünden yaklaşık iki kat daha fazla yağ içerir ve... --- ### Deve Sütü Alerjisi > Nadiren de olsa, deve sütü alerjisi olan bir çocuğun anafilaktik şok olarak bilinen ciddi bir reaksiyonu olması mümkündür. Anafilaktik şok - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/deve-sutu-alerjisi Tarihte, deve sütü birçok medikal tedavi için kullanılmıştır. Süt ve süt ürünleri tüketimi alerjiye neden olabilir. Deve sütü alerjisi, hayvan sütündeki birçok proteinden birine verilen bağışıklık tepkisidir. Deve sütünün bileşimi diğer sütlerden oldukça farklıdır. Deve sütü az miktarda yağ içerir (%2); bu yağın içeriği şöyledir; tamamen homojenleştirilmiş çoklu doymamış yağ asitleri süte pürüzsüz beyaz bir görünüm kazandırır. Laktoz %4. 8'lik konsantrasyonlarda bulunur, ancak bu süt şekeri laktoz intoleransı olan kişiler tarafından metabolize edilir. Deve sütü bir dizi immünoglobulin içerir. Deve sütü vitamin açısından da zengindir ve C vitamini, kalsiyum ve demir  içerir. Deve sütü inek sütünden farklı olarak Beta-laktoglobulin içermez ve içeriğinde inek sütünden farklı bir beta-kazein mevcuttur. Deve Sütü Alerjisi BelirtileriGenellikle süt alerjisi olan çocuklar yavaş reaksiyon gösterir. Bu, belirtilerin birkaç saatten birkaç güne kadar değişebileceği anlamına gelir. Yavaş bir reaksiyonla ilişkili belirtiler şunlardır; Kkarın krampları, Gevşek dışkı (kan veya mukus içerebilir), İshal, Deri döküntüsü, Aralıklı öksürük, Burun akıntısı, Gelişememe (yavaş kilo veya boy alma). Hızlı bir şekilde (saniyeler ile saatler içinde) ortaya çıkan belirtiler ise şunlardır; Hırıltılı solunum, Kusma, Kurdeşen. Nadiren de olsa, deve sütü alerjisi olan bir çocuğun anafilaktik şok olarak bilinen ciddi bir reaksiyonu olması mümkündür. Anafilaktik şokboğazda ve ağızda şişmeye, kan basıncında düşüşe ve nefes almadazorluğaneden olabilir. Ayrıca kalp durmasına da yol açabilir. Anafilaksi, acil tıbbi müdahale gerektirir ve epinefrin enjeksiyonu tedavide ilk basamaktır. Deve Sütü Alerjisi Nasıl Teşhis Edilir, Tedavisi Nasıldır? Alerji uzmanı cilt testi yapabilir. Deri testinde, doktor veya hemşire cilde küçük bir miktar deve sütü proteini damlatır ve ardından ciltte küçük bir... --- ### Domates Salçası Alerjisi > Domates salçası alerjisi tepkileri genellikle hafiftir, ancak bazı durumlarda reaksiyon daha şiddetli ve hatta tehlikeli belirtilere yol  - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/domates-salcasi-alerjisi Çorbalar, güveçler, makarna, pizza ve diğer yemekler için popüler bir sos olan domates salçası, hemen hemen her restoran ve menüde görülür. Her türlü yiyeceğe alerjiniz olabilir, ancak çoğu gıda alerjisi süt, soya, kuruyemiş, balık, kabuklu deniz ürünleri, yumurta ve buğdaydaki proteinlere karşı bir bağışıklık reaksiyonu içerir. Domates salçası alerjisi tepkileri genellikle hafiftir, ancak bazı durumlarda reaksiyon daha şiddetli ve hatta tehlikeli belirtilere yol açabilir.  Domates Salçası Alerjisi Belirtileri Meyve ve sebzelere alerjik reaksiyonlar genellikle; Kaşıntı, Kurdeşen, Ağız çevresinde kızarıklık gibi hafif ve ağızla ilgili belirtileri içerir.   Yiyecek alerjileri ile ilişkili diğer belirtiler arasında;  Şişmiş dudaklar, dil, yüz veya boğaz,  Kramp ve mide bulantısı,  Baş dönmesi veya  Daha nadiren anafilaksi adı verilen şiddetli ve hayatı tehdit eden bir reaksiyon görülebilir. Anafilaksi belirtileri arasında zor nefes alma, hızlı kalp atışı, kan basıncında düşüş, baş dönmesi, bayılma, şok ve hatta ölüm olabilir. Gıda alerjisi belirtileri genellikle besin yutulduktan sonraki bir saatten kısa bir süre sonra ortaya çıkar. Yemek sırasında veya sonrasında egzersiz yapmak veya alkol almak, gıda alerjik reaksiyonunu artırabilir. SALÇA ALERJİSİNİN ÇEŞİTLERİNDEN BAZILARI ŞUNLARDIR; 1-Domates AlerjileriTaze domateslerin kabukları, etleri ve tohumları birkaç farklı alerjen içerir. Bunlardan biri lipit transfer proteinidir (LTP). Genellikle bazı meyve ve sebzelerin alerjen miktarını ortadan kaldıran veya azaltan pişirme yöntemi domatesteki alerjenleri tamamen ortadan kaldırmaz. Bazı insanlar sadece taze domatese alerjisi vardır, LTP alerjenine alerjisi olanlar ise hem taze hem de pişmiş domatese alerjik olabilir. Domates ne kadar olgunlaşırsa, domates içindeki alerjen konsantrasyonu o kadar yüksek olur. 2-Polen-Gıda Alerji SendromuBirçok saman nezlesi hastası, bitki bazlı yiyeceklere karşı... --- ### Mayonez Alerjisi > Mayonez alerjisi mayonez ve mayonez içeren tüm yiyeceklerden kaçınmanız gerekir. Tükettiğiniz tüm yiyeceklerin etiketlerini okuyun. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/mayonez-alerjisi En yaygın görülen sekiz besin alerjisi şunlardır: İnek sütü, Yumurta, Kabuklu ağaç yemişleri, Yer fıstığı, Kabuklu deniz ürünleri, Buğday, Soya ve Balık. Mayonezdeki en yaygın alerjen yumurtadır. Nadir durumlarda, mayonezdeki diğer bileşenler alerjik reaksiyona neden olabilir. Yumurta alerjileri çoğunlukla çocukları etkilemektedir. Çocukların yaklaşık yüzde ikisinin yumurtaya alerjisi vardır, ancak yüzde 70'i 16 yaşına geldiğinde alerjileri iyileşmektedir. Mayonez alerjisi ile gıda intoleransı ile karıştırılabilir. Alerjiler bağışıklık sisteminizin tepki vermesine neden olurken, gıda intoleransları sindirim sisteminizin tepki vermesine neden olur. Gıda intoleransı varsa, genellikle söz konusu yiyeceğin az bir miktarını yiyebilirsiniz. Ancak bir gıda alerjiniz olduğunda, çok az miktarda yiyecek bile yaşamı tehdit eden bir reaksiyona neden olabilir. Yiyecek alerjileri, vücudunuz gıdalardaki bir maddeye aşırı tepki verdiğinde ve onu bir yabancı olarak algıladığında ortaya çıkar. Alerjenle savaşmak için vücudunuz alerjik reaksiyona neden olan çeşitli maddeler salgılar. Belirtileriniz ciddiyse,anafilaktik şokagirebilirsiniz. Bu, kan basıncınızın düşmesine ve solunum yollarınızın daralmasına neden olarak nefes almayı zorlaştırır. Yaşamı tehdit edici olabilir. MAYONEZİN İÇERİĞİ Malzemeler mayonezin fabrika üretimi veya ev yapımı olup olmadığına göre değişir. Ev yapımı tarifler genellikle şunları içerir; Yumurta sarısı, Taze limon suyu, Beyaz şarap sirkesi, Dijon hardalı, Tuz, Nötr aromalı bir yağ (kanola, avokado, aspir). Ticari çeşitlerde şunlar olabilir: Soya fasulyesi yağı, Yumurta ve yumurta sarısı, Damıtılmış sirke, Su, Tuz, Şeker, Limon suyu konsantresi, Kurutulmuş sarımsak veya soğan gibi kurutulmuş sebzeler ve otlar, Koruyucular, kalsiyum disodyum EDTA gibi, Doğal tatlandırıcılar. Mayonezdeki diğer olası alerjenler Mayonezdeki yumurtanın en yaygın alerjen olmasına rağmen, nadir durumlarda aşağıdakiler de dahil olmak üzere diğer bileşenlerin bazılarına karşı alerji olabilir; Soya... --- ### Kahve Alerjisi > Kahve alerjisi, vücudun kahvede bulunan bazı maddelere karşı gösterdiği aşırı hassasiyetle ortaya çıkan bir alerjik reaksiyondur. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kahve-alerjisi Kahve alerjisi, vücudun kahvede bulunan bazı maddelere karşı gösterdiği aşırı hassasiyetle ortaya çıkan bir alerjik reaksiyondur. Bu nadir görülen alerji türü, bağışıklık sisteminin kahvenin içerdiği proteinlere karşı tepki vermesi sonucu gelişir. Kahve, kahve çekirdeği veya kahve içeren gıdalarla temas sonrası bu alerji belirtilerini tetikleyebilir. Kahve alerjisi çoğunlukla ciltte, solunum sisteminde veya sindirim sisteminde çeşitli rahatsızlıklarla kendini gösterir. Kahve Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Kahve alerjisinin belirtileri kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir ve çoğu zaman diğer besin alerjileri ile benzerlik gösterebilir. Bazı kişilerde belirtiler hafif seyrederken, bazı kişilerde ise daha şiddetli reaksiyonlar oluşabilir. Kahve alerjisi belirtileri arasında şunlar yer alır: Cilt Reaksiyonları: Kızarıklık, kaşıntı, döküntü, kurdeşen Solunum Sorunları: Burun akıntısı, hapşırma, öksürük, boğazda şişlik ve nefes darlığı Sindirim Problemleri: Mide bulantısı, karın ağrısı, ishal, kusma Göz Reaksiyonları: Gözlerde kaşıntı, sulanma, kızarıklık Anafilaksi: Nadir fakat ciddi bir reaksiyon olan anafilaksi; bilinç kaybı, nefes almada zorluk, kan basıncında ani düşüş gibi belirtilerle acil tıbbi müdahale gerektirir. Kahve Alerjisinin Nedenleri Kahve alerjisi genellikle kahvede bulunan belirli proteinlere veya bileşenlere karşı vücudun aşırı duyarlılık göstermesiyle ortaya çıkar. Kahve çekirdeklerinde bulunan klorojenik asit gibi bazı maddeler, duyarlı kişilerde alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Kahve alerjisini tetikleyen bazı temel faktörler şunlardır: Genetik Yatkınlık: Ailesinde alerji öyküsü olan bireylerde kahve alerjisi gelişme riski daha yüksektir. Bağışıklık Sisteminin Aşırı Tepkisi: Bağışıklık sistemi, kahvenin içerdiği bazı proteinleri zararlı olarak tanımlayabilir ve bu proteinlere karşı antikor üretir. Kafein Hassasiyeti: Kahve alerjisi ile karıştırılabilen kafein hassasiyeti, kahvenin kafein içeriğine bağlı ortaya çıkan ancak genellikle alerjik olmayan bir durumdur. Kafein hassasiyetinde, çarpıntı, titreme ve uyku sorunları gibi... --- ### Yenilebilir Kuş Yuvası Alerjisi Nedir? > Yenilebilir kuş yuvası 4 tür kuş çeşidinden elde edilir ve yüzyıllardır insan tüketimi için hasat edilmiştir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenilebilir-kus-yuvasi-alerjisi-nedir Yenilebilir kuş yuvası 4 tür kuş çeşidinin yuvalarından elde edilir ve yüzyıllardır insan tüketimi için hasat edilmiştir. Bu 4 tür Collocalia fuciphaga, Collocalia germanis, Collocalia maxima ve Collocalia unicolor'dur. Bu kuşlar yalnızca Güneydoğu Asya bölgesinde bulunur. Üreme mevsiminde erkek sürüler tarafından yapılan yuvaların neredeyse tamamı, kuşun dil altı tükürük bezlerinin ürettiği tükürükten yapılır. Bazı türlerin yuvalarında tüy de bulunur, ancak bu kuru ağırlığın en fazla %10'u kadardır. Yuvalar esas olarak glikoproteinlerden oluşur. Karbonhidrat bileşeni, %9 sialik asit, %7. 2 galaktozamin, %5. 3 glukozamin, %16. 9 galaktoz ve %0. 7 fukozdan oluşur. Mevcut en bol aminoasitler serin, treonin, aspartik asit, glutamik asit, prolin ve valindir. Bu yuvalar genellikle kuş yuvası olarak bilinen bir yiyeceği yapmak için şekerle iki kez kaynatılır ve tıbbi değeri olduğuna inanılan oldukça saygın bir gıdadır. Hong Kong dünyanın en büyük tüketicisidir ve Kuzey Amerika'daki etnik Çinliler ikinci en büyük pazar konumundadır. Talep o kadar yüksek ki, kuşlar yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Kuş yuvası alerjisi, anafilaksiye de neden olabilen bir alerji çeşididir. Gıda kaynaklı anafilaksi, potansiyel olarak ölümcül bir reaksiyondur. Ölümler, teşhis edilmemiş alerji veya alerjenin farkında olmadan tüketilmesiyle ilgilidir. Bu tür olayların önlenmesi, gıda alerjeninin doğru bir şekilde tanımlanmasını, yapısının anlaşılmasını ve diğer gıda alerjenlerle olası çapraz reaktivitesinin incelenmesini gerektirir. Kuş yuvası alerjisinin dünya çapında bazı popülasyonlar (özellikle etnik Çinliler) tarafından yaygın olarak tüketildiği göz önüne alındığında, anafilaksiyi tetikleme riski önemlidir. Dünyanın en büyük kuş yuvası üreticilerinden bazıları Malezya, Tayland ve Endonezya'dır. Ticari olarak temin edilebilen bu işlenmiş yuvalar görünüş olarak benzerdir ve sadece menşei ülkelerine... --- ### Karpuz Alerjisi > Karpuz alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin karpuzda bulunan proteinlere karşı aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir gıda - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/karpuz-alerjisi Karpuz alerjisi, vücudun bağışıklık sisteminin karpuzda bulunan proteinlere karşı aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir gıda alerjisidir. Karpuz, özellikle yaz aylarında sıkça tüketilen serinletici ve besleyici bir meyve olmasına rağmen, bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Karpuz alerjisi, hafif belirtilerden anafilaksi gibi ciddi sağlık sorunlarına kadar geniş bir yelpazede belirtiler gösterebilir. Karpuz alerjisi, bağışıklık sisteminin karpuzdaki proteinleri zararlı olarak algılayıp immünoglobulin E (IgE) antikorları üretmesiyle gelişir. Bu antikorlar, histamin gibi kimyasalların salınmasına neden olarak alerjik belirtileri tetikler. Karpuz alerjisi, diğer meyve alerjileri, polen alerjisi veya lateks alerjisi ile bağlantılı olabilir, çünkü bu alerjiler arasında çapraz reaktivite yaygın görülen bir durumdur. Karpuz Alerjisinin Belirtileri Nelerdir? Karpuz alerjisi belirtileri genellikle karpuz tükettikten kısa bir süre sonra ortaya çıkar. Reaksiyonlar hafif olabilirken, bazı durumlarda ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Karpuz alerjisinin yaygın belirtileri şunlardır: Hafif Belirtiler: Ağız ve boğazda kaşıntı: Karpuz yedikten hemen sonra ağızda ve boğazda kaşıntı, yanma ve karıncalanma olabilir. Dudaklarda ve dilde şişme: Dudaklarda, dilde ve ağız çevresinde hafif şişlik veya karıncalanma hissi olabilir. Ciltte kızarıklık ve döküntü: Karpuz alerjisi olan kişilerde ciltte kaşıntı, kızarıklık ve döküntü gelişebilir. Orta Şiddetli Belirtiler: Karın ağrısı ve mide bulantısı: Karpuz tükettikten sonra mide bulantısı, karın ağrısı ve bazen kusma görülebilir. İshal ve gaz: Sindirim sistemi belirtileri arasında ishal, aşırı gaz ve şişkinlik yer alabilir. Burun tıkanıklığı ve hapşırma: Solunum yollarında burun tıkanıklığı, akıntı ve hapşırma gibi belirtiler görülebilir. Şiddetli Belirtiler: Anafilaksi: Nadir durumlarda karpuz alerjisi, hayatı tehdit eden ciddi bir alerjik reaksiyon olan anafilaksiye yol açabilir. Anafilaksi belirtileri arasında solunum güçlüğü, boğazda... --- ### Çocuk Endokrinoloji Nedir? Neden Önemlidir? > Çocuk endokrinoloji, çocuklarda hormonal bozuklukları teşhis ve tedavi eden bir tıp dalıdır. Vücuttaki hormonlar, büyüme ve gelişme - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuk-endokrinolojisi Çocuk endokrinoloji, çocuklarda hormonal bozuklukları teşhis ve tedavi eden bir tıp dalıdır. Vücuttaki hormonlar, büyüme ve gelişme süreçlerini düzenlemekten metabolizma ve üreme fonksiyonlarına kadar birçok hayati işlevi kontrol eder. Bu nedenle, çocukluk döneminde hormonların düzgün çalışmaması, büyüme gerilikleri, ergenlik problemleri, tiroid hastalıkları ve diyabet gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Çocuk endokrinolojisi, bu tür durumların yönetiminde uzmanlaşmış bir alan olarak çocukların sağlıklı gelişimini desteklemektedir. Çocuk Endokrinolojinin Temel İşlevleri Nelerdir? Çocuk endokrinolojisi, çocukların doğumdan itibaren ergenlik dönemine kadar hormonlarla ilgili sağlık sorunlarını ele alır. Hormonların salgılanmasındaki anormallikler, çocukların büyüme, cinsel gelişim ve metabolizma süreçlerini olumsuz etkileyebilir. Çocuk endokrinologları, hormon düzeylerini izler, eksiklikleri ya da fazlalıkları tespit eder ve uygun tedavi planları geliştirir. Bu süreçte aşağıdaki temel işlevler ön plana çıkar: Büyüme ve Gelişme Problemlerini Yönetme: Büyüme gerilikleri, aşırı büyüme, erken veya gecikmiş ergenlik gibi sorunların teşhis ve tedavisi yapılır. Metabolizma Bozukluklarını Tedavi Etme: Diyabet, obezite, hipoglisemi ve tiroid hastalıkları gibi metabolik sorunlar yönetilir. Cinsel Gelişim Sorunlarını Yönetme: Kız ve erkek çocuklarında ergenlik dönemine geçişle ilgili hormonal sorunlar tedavi edilir. Endokrin Tümörlerin Teşhisi: Böbrek üstü bezleri, hipofiz bezi veya tiroid bezi gibi organlarda gelişen endokrin tümörler teşhis ve tedavi edilir. Çocuk Endokrinolojisinin İlgilendiği Hastalıklar Çocuk endokrinolojisi, birçok farklı hormon bozukluğu ve bu bozukluklara bağlı hastalıklarla ilgilenir. İşte çocuk endokrinolojisinin sıklıkla karşılaştığı hastalıklar: 1. Büyüme Gerilikleri Büyüme geriliği, çocuğun boyunun yaşıtlarına göre geri kalmasıdır. Çocukların büyüme eğrilerinin takibi, endokrinologlar tarafından düzenli olarak yapılır. Büyüme hormonu eksikliği veya yetersiz beslenme, büyüme geriliğine neden olabilir. Çocuk endokrinolojisi, bu sorunları tespit ederek hormon tedavisi veya beslenme... --- ### Bazofil Aktivasyon Testi (BAT) Nedir, Nasıl Yapılır? > Bazofil Aktivasyon Testi (BAT), alerji tanısında kullanılan ileri düzey bir testtir ve bağışıklık sisteminin belirli alerjenlere karşı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bazofil-aktivasyon-testi Bazofil Aktivasyon Testi (BAT), alerji tanısında kullanılan ileri düzey bir testtir ve bağışıklık sisteminin belirli alerjenlere karşı verdiği tepkiyi ölçer. Bu test, özellikle kompleks alerji vakalarında ve klasik test yöntemlerinin yetersiz kaldığı durumlarda büyük bir öneme sahiptir. Bu makalede, Bazofil Aktivasyon Testi nedir, nasıl yapılır, hangi durumlarda tercih edilir ve sonuçların anlamı hakkında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Bazofil Aktivasyon Testi (BAT) Nedir? Bazofil Aktivasyon Testi, kandaki bazofil hücrelerinin belirli bir alerjenle karşılaştığında verdiği tepkiyi inceleyen bir kan testidir. Bazofiller, vücudun bağışıklık yanıtında rol oynayan beyaz kan hücreleridir ve alerjik reaksiyonlar sırasında önemli bir savunma mekanizması görevi görürler. Bazofiller, alerjenle temas ettiklerinde aktive olur ve bu aktivasyon, hücre yüzeyindeki belirli belirteçlerle ölçülerek değerlendirilir. Bu test, alerjiye neden olan spesifik alerjenlerin belirlenmesinde yardımcı olur ve alerji tedavisinde uygun yöntemlerin seçilmesine olanak tanır. Bazofil Aktivasyon Testi, özellikle alerji tanısının karmaşık olduğu durumlarda, standart alerji testlerinden daha ayrıntılı bilgi sağlar. Bu test, belirli gıdalar, ilaçlar, böcek zehirleri ve diğer alerjenlere karşı duyarlılığı belirlemede kullanılır. Bazofil Aktivasyon Testi Neden Yapılır? Bazofil Aktivasyon Testi, geleneksel alerji testlerinin yetersiz kaldığı veya yanılabileceği bazı özel durumlarda alerji tanısını netleştirmek için yapılır. BAT'nin kullanılma nedenleri şunlardır: Kompleks Alerji Durumlarında Tanı Koymak: Çeşitli alerjenlere karşı hassasiyet gösteren ve karmaşık alerjik reaksiyonlar yaşayan kişilerde daha kesin sonuçlar almak amacıyla kullanılır. İlaç Alerjisi Tanısında Güvenli Seçenek: Özellikle antibiyotik, NSAID (ağrı kesici) veya lokal anestezik alerjisi şüphesi olan bireylerde kullanılır. Gıda Alerjisi Belirleme: Gıdalara karşı duyarlılığı kesinleştirmede ve çapraz reaksiyonların anlaşılmasında etkili bir yöntemdir. Böcek Alerjisi Teşhisi: Böcek sokmalarına karşı alerji riski taşıyan bireylerde... --- ## Yazılar ### 7 Etkili Yöntemle Enerjinizi Artırın > Gün içinde enerjinizi artırmak için ne iyi gelir? sorusuna cevap olarak, sağlıklı uyku düzeni, dengeli beslenme, düzenli egzersiz, - Published: 2025-02-25 - Modified: 2025-02-25 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/7-etkili-yontemle-enerjinizi-artirin - Kategoriler: Ne İyi Gelir Günlük hayatın temposu içinde kendinizi yorgun ve tükenmiş mi hissediyorsunuz? Enerjinizi artırmak için ne iyi gelir? sorusu, pek çok insanın cevabını aradığı önemli bir konu. Fiziksel ve zihinsel enerjinizi yükseltmek, sadece sağlıklı beslenmekle değil, uyku düzeninden stres yönetimine kadar birçok faktöre bağlıdır. Bu yazıda, enerjinizi doğal yollarla artırmanıza yardımcı olacak bilimsel temelli ve pratik önerileri keşfedeceksiniz. Uyku Kalitenizi Artırarak Sabahları Zinde Uyanın Neden Uyku Kalitesi Önemlidir? Uyku, vücudun kendini yenilediği ve enerjiyi yeniden kazandığı en önemli süreçlerden biridir. Yetersiz uyku, gün içinde halsiz hissetmenize neden olabilir. Daha İyi Bir Uyku İçin İpuçları Uyku saatlerinizi düzenleyin: Her gün aynı saatte yatıp kalkmak, biyolojik saatinizin dengeli çalışmasını sağlar. Elektronik cihazlardan uzak durun: Telefon, tablet ve bilgisayar ekranlarından yayılan mavi ışık, melatonin seviyelerini düşürerek uykuya dalmayı zorlaştırır. Oda sıcaklığını ayarlayın: 18-22°C arası sıcaklık, en rahat uyku için idealdir. Yatmadan önce rahatlatıcı aktiviteler yapın: Kitap okumak, hafif bir meditasyon veya nefes egzersizleri uykuya geçişi kolaylaştırır. Dengeli Beslenme ile Gün Boyu Enerjik Kalın Hangi Besinler Enerji Verir? Vücudun ihtiyacı olan enerjiyi alması için doğru besinleri tüketmek önemlidir. İşte enerji seviyenizi yüksek tutacak bazı besinler: Besin Enerji Verme Nedeni Yulaf Kompleks karbonhidrat içerir, uzun süre tok tutar. Badem Sağlıklı yağlar ve protein açısından zengin. Muz Hızlı enerji kaynağı olan doğal şekerler içerir. Yumurta Yüksek kaliteli protein kaynağıdır. Ispanak Demir ve B vitamini içerir, enerji metabolizmasını destekler. Beslenme Alışkanlıklarınıza Dikkat Edin Şekerli ve işlenmiş gıdalardan kaçının: Kısa süreli enerji patlaması yapabilir, ancak hızla düşüşe neden olur. Bol su tüketin: Dehidrasyon yorgunluk hissini artırabilir. Protein ve sağlıklı yağlarla... --- ### Cilt Lekelerine Ne İyi Gelir? > Cilt lekelerine ne iyi gelir? sorusunun cevabı, düzenli bakım, sağlıklı beslenme ve doğru ürünleri kullanmaktan geçiyor. - Published: 2025-02-25 - Modified: 2025-02-25 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cilt-lekelerine-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Cildinizde oluşancilt lekeleri, güneş ışınları, yaşlanma, hormonal değişiklikler ve sivilce izleri gibi birçok sebepten kaynaklanabilir. Peki,cilt lekelerine ne iyi gelir? Doğru yöntemlerle bu lekeleri azaltmak ve cildinizi daha sağlıklı hale getirmek mümkün. İşte, evde doğal çözümlerden tıbbi tedavilere kadar en etkili yöntemler! Limon Suyu ile Doğal AydınlatmaLimon, doğal birC vitaminikaynağıdır ve cilt tonunu eşitleyerek lekelerin rengini açabilir. Limonun Cilt Üzerindeki Etkisi Asidik yapısı, cildin üst tabakasını soyarak yeni hücre oluşumunu destekler. Antioksidan özelliği, serbest radikallerle savaşarak cilt tonunu iyileştirir. Nasıl Kullanılır? Bir pamuk yardımıyla taze sıkılmışlimon suyunulekeli bölgelere sürün. 10 dakika beklettikten sonra cildinizi durulayın. Haftada 2-3 kez tekrarlayın, ancak cildiniz hassassa su ile seyreltin. ⚠Dikkat! Limon suyu uygulandıktan sonra güneşe çıkmayın. Aksi takdirde lekeler daha da koyulaşabilir. Aloe Vera ile Cilt YenilemeDoğal bir nemlendirici olanAloe vera, lekeleri azaltmada oldukça etkilidir. Faydaları✔Cildi onarır ve yeniler ✔Kızarıklığı azaltır ✔Kolayca emilir ve ferahlatıcı etki sağlar Nasıl Kullanılır? Taze aloe vera jelini lekeli bölgelere uygulayın. 20 dakika beklettikten sonra durulayın. Her gün düzenli olarak kullanabilirsiniz. Güneş Koruyucu Kullanımı Güneş ışınları, cilt lekelerini daha belirgin hale getirir. Lekelerin oluşumunu önlemek ve mevcut lekelerin koyulaşmasını engellemek içinher güngüneş koruyucu kullanmalısınız. Hangi Faktör Seçilmeli? Cilt Tipi Güneş Kremi Faktörü Açık tenli SPF 50+ Koyu tenli SPF 30+ Hassas cilt Mineral içerikli Güneş koruyucuyuher 2-3 saatte biryenileyerek maksimum koruma sağlayabilirsiniz. Elma Sirkesi ile Doğal PeelingElma sirkesi,asit içeriğisayesinde cilt lekelerini hafifletmede yardımcı olur. Kullanımı: 1 yemek kaşığıelma sirkesiniaynı oranda su ile karıştırın. Pamuk yardımıyla lekeli bölgelere sürün. 10 dakika sonra durulayın. Bu işlemihaftada 2 kezuygulamak, cilt tonunuzu dengeleyecektir.... --- ### Hafıza Güçlendirmek İçin 9 Etkili Yöntem > Hafıza, doğru alışkanlıklarla güçlendirilebilen bir yetenektir. Dengeli beslenme, düzenli egzersiz, zihinsel aktiviteler ve sağlıklı - Published: 2025-02-25 - Modified: 2025-02-25 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hafiza-guclendirmek-icin-9-etkili-yontem - Kategoriler: Ne İyi Gelir Günümüzün yoğun ve bilgiye dayalı yaşamında, güçlü birhafızabüyük bir avantaj sağlar. Çoğu insan unutkanlıktan şikayet ederken, bazı basit alışkanlıklarlabeyin sağlığını desteklemekve hafızayı güçlendirmek mümkündür. Beslenme, egzersiz, zihinsel aktivitelerve yaşam tarzı değişiklikleri ilehafızayı kuvvetlendirmekiçin etkili yöntemler uygulanabilir. Bu rehberde,beynin öğrenme kapasitesini artırmayave uzun vadede unutkanlık sorunlarını azaltmaya yardımcı olacak bilimsel olarak desteklenmiş yöntemleri ele alacağız. Beyni Güçlendiren Besinler TüketinSağlıklı birhafıza, doğru besinlerle desteklenen birbeyin fonksiyonugerektirir. Vitaminler, mineraller ve sağlıklı yağlar, nöronların iletişimini artırarak öğrenme sürecini hızlandırır. Omega-3 Kaynakları ile Beyin Fonksiyonlarını GüçlendirinOmega-3 yağ asitleri,sinir hücreleri arasındaki bağlantıları güçlendirenen önemli besinlerden biridir. Özelliklebalık, ceviz ve keten tohumutüketmekhafızayı güçlendirmekiçin gereklidir. Antioksidan Zengini Gıdalar Tercih EdinAntioksidanlar,beyindeki oksidatif stresi azaltarakunutkanlığı önler. Yaban mersini, ıspanak, yeşil çaygibi besinler,beyin hücrelerinin korunmasınayardımcı olur. Beyni Güçlendiren Besinler ve Etkileri Besin Faydası Somon Balığı Omega-3 ilebeyin fonksiyonlarınıdestekler Ceviz Hafıza ve odaklanmayı artırır Yaban Mersini Antioksidanlarlabeyin sağlığınıkorur Ispanak Beyindeki serbest radikalleri azaltır Zerdeçal Beyin iltihabını önleyereköğrenmeyi hızlandırır Düzenli Egzersiz YapınFiziksel aktivite, yalnızca kasları değil,beyni de güçlendirenen önemli faktörlerden biridir. Kan akışını artırarakbeyne daha fazla oksijen gitmesini sağlar vehafıza merkezlerinin gelişimine katkıda bulunur. Aerobik Egzersizler Hafızayı GeliştirirDüzenli yapılanyürüyüş, koşu, yüzme gibi aerobik egzersizler,beynin hipokampus bölgesini büyütereköğrenme ve hafıza kapasitesini artırır. Yoga ve Meditasyon ile Odaklanmayı ArtırınYoga ve meditasyon,stresi azaltarak konsantrasyonu güçlendirir. Düzenli nefes teknikleri,zihinsel berraklık sağlarvehafıza kaybını önler. Uyku Kalitenizi Artırın Beyin, gün içinde aldığı bilgileri uyku sırasında işler ve hafızaya kaydeder. Yetersiz uyku,bellek zayıflığına neden olabilir. Derin Uyku Hafızayı Nasıl Etkiler? Beyin, özellikleREM uykusu sırasındabilgileriuzun süreli hafızayakaydeder. Uyku düzeninizi koruyaraköğrenme sürecinizi hızlandırabilirsiniz. Hafızayı Güçlendiren Uyku İpuçları Öneri Faydası 7-9 saat uyku... --- ### Spor Sonrası Ağrılara Ne İyi Gelir? > Spor sonrası ağrılara ne iyi gelir sorusunun cevabı, doğru teknikleri ve yöntemleri uygulamaktan geçiyor. Isınma ve soğuma - Published: 2025-02-24 - Modified: 2025-02-24 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/spor-sonrasi-agrilara-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Spor yaptıktan sonrakas ağrısıyaşamak oldukça yaygındır. Kasların zorlanması sonucu oluşan bu durum, hem amatör sporcular hem de profesyoneller için büyük bir sorundur. Peki,spor sonrası ağrılara ne iyi gelir? Bu yazıda, kaslarınızı hızlıca rahatlatacak bilimsel olarak kanıtlanmış yöntemleri ele alacağız. Doğru Isınma ve Soğuma TeknikleriEgzersiz öncesindeısınma, kasların esnemesini sağlar ve olası sakatlanmaların önüne geçer. Spor sonrasında isesoğuma hareketleri, kasların sertleşmesini engelleyerek toparlanma sürecini hızlandırır. Nasıl Isınmalı? Hafif kardiyo hareketleri (örneğin, 5 dakika tempolu yürüyüş veya düşük tempolu koşu) Dinamik esneme hareketleri(bacak sallamaları, kol çevirme hareketleri) Doğru Soğuma Yöntemleri Statik esneme: Her kas grubunu en az 20-30 saniye esnetmek Hafif tempoda yürüyüş Derin nefes egzersizleriile kas gevşetme Bunları uygulamak,kas sertliğiniazaltarak ağrıların şiddetini düşürür. Kas Gevşetici Masajın ÖnemiSpor sonrasıkas gevşetici masajyaptırmak, kaslara kan akışını hızlandırır ve toparlanma sürecini kısaltır. Özelliklefoam rollergibi kendi kendine masaj araçları, kas düğümlerini açmak için harikadır. Hangi Teknikler Etkili? Köpük rulo (foam roller)ile yavaş ve kontrollü hareketler El masajı: Dairesel hareketlerle kaslara hafif baskı uygulama Sıcak taş masajı: Kan dolaşımını artırarak kas gevşemesini destekler Bu yöntemler,spor sonrası ağrıların azalmasınabüyük katkı sağlar. Doğru Beslenme ile Kasların OnarımıEgzersiz sonrası doğru beslenmek,kas ağrılarının azalmasıve toparlanma sürecinin hızlanması açısından kritik öneme sahiptir. Egzersiz Sonrası Tüketilmesi Gereken Besinler Besin Faydası Proteinkaynakları (tavuk, balık, yumurta) Kas onarımını destekler Karbonhidratlar(tam tahıllar, yulaf) Enerji depolarını yeniler Sağlıklı yağlar(zeytinyağı, avokado) Kas iltihabını azaltır Elektrolit içeren besinler(muz, yoğurt) Kas kramplarını önler Bunları dengeli bir şekilde tüketmek,spor sonrası toparlanmayıhızlandırır. Soğuk ve Sıcak Uygulamaları ile Ağrıyı Hafifletin Spor sonrası ağrılariçin en yaygın çözümlerden biri,soğuk ve sıcak kompres uygulamalarıdır. Ancak bu iki... --- ### Sindirime Ne İyi Gelir? > Sindirime iyi gelen doğal yöntemleri hayatınıza dahil etmek, hem bağırsak sağlığınızı korumanıza hem de genel sağlığınızı iyileştirmenize - Published: 2025-02-24 - Modified: 2025-02-24 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sindirime-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Sağlıklı bir sindirim sistemi, genel sağlık ve enerji seviyeleri için oldukça önemlidir. Sindirime iyi gelenbesinleri tüketmek ve bazı alışkanlıkları benimsemek, şişkinlik, hazımsızlık ve mide sorunları gibi problemlerin önüne geçmeye yardımcı olabilir. Doğru beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri ile sindirim sisteminizi destekleyebilirsiniz. İşte sindiriminizi güçlendirmek için uygulayabileceğiniz 9 etkili yöntem! Lif Açısından Zengin BesleninLif, sindirim sisteminin düzgün çalışmasını destekleyen en önemli bileşenlerden biridir. Bağırsak hareketlerini düzenler ve kabızlık gibi sindirim sorunlarını önler. Çözünür ve Çözünmez Lif KaynaklarıLifin iki farklı türü vardır ve her ikisi de sindirim sağlığı için gereklidir: Lif Türü Faydaları Kaynaklar Çözünür Lif Bağırsak florasını destekler, tokluk hissi sağlar. Yulaf, elma, mercimek, fasulye Çözünmez Lif Bağırsak hareketlerini hızlandırır. Tam buğday ekmeği, kepek, sebzeler Her öğünde lif içeren gıdalara yer vermek, sindirim sürecinin daha düzenli ilerlemesine yardımcı olur. Yeterli Miktarda Su İçinVücutta su eksikliği, sindirim sisteminin yavaşlamasına ve kabızlık sorununa neden olabilir. Günlük su tüketimi, besinlerin bağırsaklarda daha kolay hareket etmesini sağlar. Ne kadar su içmeli? Günlük tüketilmesi önerilen su miktarı kişinin kilosuna ve yaşam tarzına bağlı olarak değişse de ortalama olarak günde 2-3 litre su içmek sindirimi destekler. Probiyotiklerden FaydalanınBağırsak sağlığı, sindirimin en önemli parçalarından biridir. Probiyotikler, bağırsaklarda faydalı bakterilerin çoğalmasını sağlayarak sindirimi kolaylaştırır. Probiyotik İçeren Besinler Yoğurt Kefir Lahana turşusu Kombucha Kimchi Bu gıdaları düzenli tüketmek, bağırsak mikrobiyotasını dengeler ve sindirim sistemini güçlendirir. Yemekleri İyice ÇiğneyinSindirim süreci ağızda başlar veiyi çiğneme, mideye düşen yükü azaltarak sindirimi kolaylaştırır. Besinleri yeterince parçalamadan yutmak, mide asidinin daha fazla çalışmasına neden olabilir ve mide rahatsızlıklarına yol açabilir. Çiğnemenin Faydaları Besinlerin daha iyi... --- ### Tırnak Kırılmasına Ne İyi Gelir? > Tırnak kırılması, hem estetik açıdan can sıkıcı hem de sağlık açısından bir sorunun habercisi olabilir. Neyse ki, evde uygulayabileceğiniz - Published: 2025-02-24 - Modified: 2025-02-24 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/tirnak-kirilmasina-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Tırnaklarınız sık sık kırılıyor ve güçsüz mü görünüyor? Tırnak kırılması, hem estetik açıdan can sıkıcı hem de sağlık açısından bir sorunun habercisi olabilir. Neyse ki, evde uygulayabileceğiniz doğal yöntemlerden, beslenme ipuçlarına kadar birçok çözüm var. İşte tırnaklarınızı güçlendirmek için uygulayabileceğinizetkili öneriler! Tırnakların Nemlenmesini SağlayınKuru ve susuz kalan tırnaklar çabuk kırılır. Bu yüzden tırnaklarınıza düzenli olaraknemlendirici yağlar ve kremleruygulamak çok önemlidir. Özelliklebadem yağı, Hindistan cevizi yağı ve zeytinyağıtırnakları besler ve esnekliğini artırır. Nasıl Uygulanır? Birkaç damla badem yağı veya Hindistan cevizi yağını tırnaklarınıza sürün. Gece boyunca emilmesini bekleyin. Günlük olarak uyguladığınızda tırnaklarınız daha sağlıklı olacaktır. Protein ve Biyotin Açısından Zengin Besinler TüketinTırnak sağlığını doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden biribeslenmedir. Biyotin ve protein eksikliği, tırnakların zayıf ve kırılgan olmasına neden olabilir. Biyotin İçeren Besinler Besin Biyotin İçeriği (mcg) Yumurta 10 mcg Badem 4. 5 mcg Avokado 2 mcg Somon 5 mcg Günlük beslenmenize yukarıdaki besinleri ekleyerek tırnaklarınızındaha sağlamolmasını sağlayabilirsiniz. Kimyasal İçeren Oje ve Asetondan KaçınınSürekli oje sürmek veaseton gibi sert kimyasallar içeren temizleyiciler kullanmak, tırnak yapısını zayıflatır. Oje kullanımı sonrası tırnakları birkaç gün dinlendirmek tırnak sağlığı açısından önemlidir. Doğal Alternatifler Kimyasal içermeyenbitkisel bazlı oje çıkarıcılarkullanın. Oje sürmeden öncekoruyucu bir baz katmanuygulayın. Tırnaklarınızıdüzenli olarak nemlendirin. Tırnakları Çok Kısa Kesmekten KaçınınBazı kişiler tırnaklarınıçok kısa kesmealışkanlığına sahiptir. Ancak bu, tırnaklarıdaha zayıfhale getirir ve kırılma riskini artırır. Daha Sağlam Tırnaklar İçin Kesim Önerileri Tırnaklarıhafif kavislikesin. Keskin törpü kullanaraktırnak kenarlarını pürüzsüz hale getirin. Tırnakları ıslakken kesmekten kaçının, çünkü bu durumda tırnaklar daha kırılgandır. Tırnak Güçlendirici Maskeler KullanınEvde doğal malzemelerle hazırlayabileceğiniztırnak maskeleri, kırılmaları önlemede oldukça etkilidir. Düzenli uygulandığında... --- ### Baş Dönmesine Ne İyi Gelir? > Baş dönmesi, birçok farklı nedenden kaynaklanabilen bir durumdur ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. - Published: 2025-02-21 - Modified: 2025-02-21 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bas-donmesine-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Baş dönmesi, kişinin dengesini kaybetmesi, etrafın dönüyormuş gibi hissetmesi veya dengesizlik hissi yaşaması durumudur. Bu rahatsızlık genellikle iç kulak problemleri, düşük tansiyon, kan şekeri düşüklüğü veya nörolojik nedenlerden kaynaklanabilir. Günlük yaşamı olumsuz etkileyebilecek bu durumun altında yatan sebepleri anlamak, doğru çözüme ulaşmada önemlidir. Su Tüketimini ArtırınVücuttaki su eksikliği, dolaşım sistemini olumsuz etkileyerekbaş dönmesineyol açabilir. Özellikle sıcak havalarda, yoğun egzersiz sonrası veya aşırı kafein tüketildiğinde su kaybı yaşanabilir. Ne Yapmalısınız? Günlük en az2-3 litre suiçmeye özen gösterin. Şekerli içecekler yerine sade su veya maden suyu tercih edin. Sabah kalktığınızda bir bardak ılık su içerek güne başlayın. Kan Şekerinizi Dengede TutunDüşük kan şekeri, özellikle uzun süre aç kalan kişilerdebaş dönmesineneden olabilir. Kan şekerinin aniden düşmesi, beyne yeterli glikoz gitmemesine ve halsizlikle birlikte sersemlik hissine yol açabilir. Hangi Besinler Faydalı? Besin Etkisi Badem Kan şekerini dengeler, enerji verir. Tam tahıllar Yavaş sindirildiği için kan şekerini dengede tutar. Yoğurt Probiyotik içeriğiyle sindirimi destekler ve mideyi rahatlatır. Yeterli Uyku AlınUyku düzensizliği ve yetersiz dinlenme, vücudun dengesini bozarakbaş dönmesinesebep olabilir. Uzun süre uykusuz kalan kişilerde tansiyon düşmesi ve odaklanma problemleri yaşanabilir. Uyku Kalitenizi Artırmak İçin İpuçları: Her gün aynı saatte yatıp kalkmaya çalışın. Uyku öncesinde telefon, tablet gibi ekranlardan uzak durun. Odanızı karanlık ve serin tutarak uyku kalitenizi artırın. Düzenli Egzersiz YapınEgzersiz, kan dolaşımını hızlandırarakbaş dönmesiproblemlerini azaltabilir. Özellikle yürüyüş, yoga ve hafif tempolu aerobik hareketleri vücudun oksijen seviyesini artırarak beyin fonksiyonlarını destekler. Hangi Egzersizler Etkili? Egzersiz Türü Süre Faydası Yürüyüş 30 dk Kan dolaşımını hızlandırır. Yoga 20 dk İç kulak dengesini geliştirir. Hafif aerobik 25 dk... --- ### Uykusuzluğa Ne İyi Gelir? > Uykusuzluk, günlük yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ciddi bir sorundur. Uyku düzeninizi iyileştirmek için doğru alışkanlıkları - Published: 2025-02-21 - Modified: 2025-02-21 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/uykusuzluga-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Geceleri yatakta saatlerce dönüp duruyor, sabahları yorgun ve halsiz mi uyanıyorsunuz? Uykusuzluk, modern yaşamın en yaygın sorunlarından biri hâline geldi. Sürekli ekrana maruz kalmak, stres ve düzensiz beslenme gibi etkenler uyku kalitesini olumsuz etkiliyor. Neyse ki, bilimsel olarak kanıtlanmış bazı yöntemlerle daha iyi bir uyku düzenine sahip olmak mümkün. İşteuykusuzluğu yenmek için etkili yöntemler... Doğru Uyku Saatlerini BelirleyinVücudumuzun biyolojik saati, düzenli bir uyku programı ile daha verimli çalışır. Uyku sürenizi planlarken şu noktalara dikkat edin:Ne Zaman Yatmalı? Yetişkinler içinideal uyku süresi7-9 saat arasındadır. Saat 22. 00 - 23. 00arasında uykuya dalmak, vücudun melatonin üretimini artırır. Sabahları aynı saatte uyanarak düzen oluşturun. Uyku Döngüsü ve KalitesiVücudumuz90 dakikalık döngülerhâlinde uykuya girer. Kaliteli bir uyku için: Uyku öncesi ağır yemeklerden kaçının Kafein tüketimini sınırlayın Işık ve gürültüyü en aza indirin Beslenme Düzeni ile Uyku Kalitenizi ArtırınTükettiğimiz besinler, uyku hormonlarını doğrudan etkiler. İşte uyku dostu besinler: Besin Faydası Badem Magnezyum içerir, kasları gevşetir Muz Doğal melatonin kaynağıdır Yulaf Gece açlığı bastırır, uyku düzenini destekler Papatya çayı Sakinleştirici etkisiyle rahatlatır Yoğurt Probiyotikler sayesinde bağırsak sağlığını destekler Ayrıca, aşırı şekerli ve işlenmiş gıdalardan kaçınarak gece boyuncakan şekerinin dengeli kalmasınısağlayabilirsiniz. Ekranlardan Uzak DurunTeknoloji çağında uyumadan önce telefon, bilgisayar ve televizyon gibimavi ışık yayan cihazlarla fazla zaman geçirmek,uykusuzluğun başlıca nedenlerinden biridir. Mavi Işığın Uykuya Etkisi Melatonin salgısını baskılar Beyni aktif tutarak uykuya dalmayı geciktirir Uyandıktan sonra yorgun hissetmeye sebep olur Çözüm olarak:✅ Yatmadan en az1 saat önce ekran kullanımını bırakın ✅Telefonunuzda gece modukullanarak ışığı azaltın✅Kitap okuyarak veya meditasyon yaparakuykuya hazırlanabilirsinizEgzersiz ve Fiziksel Aktivitenin ÖnemiDüzenli fiziksel aktivite,uykusuzluğu azaltmada en... --- ### Kas Kramplarına Ne İyi Gelir? > Kas krampları genellikle bacaklar, ayaklar, eller veya sırt gibi vücudun farklı bölgelerinde hissedilir. Kasların istemsiz şekilde - Published: 2025-02-21 - Modified: 2025-02-21 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kas-kramplarina-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Kas krampları, aniden ortaya çıkan ve oldukça rahatsız edici olabilen kas kasılmalarıdır. Kas kramplarıgenellikle bacaklar, ayaklar, eller veya sırt gibi vücudun farklı bölgelerinde hissedilir. Kasların istemsiz şekilde kasılmasıyla oluşan bu durum, hafif rahatsızlıklardan şiddetli ağrılara kadar değişebilir. Peki,kas kramplarına ne iyi gelir? İşte bilimsel temellere dayalı 7 etkili çözüm! Kas Kramplarının Nedenlerini AnlamakKas kramplarının neden oluştuğunu bilmek, tedavi sürecini daha kolay hale getirir. İşte yaygın nedenler:Sıvı ve Elektrolit KaybıVücudun susuz kalması veya elektrolit dengesinin bozulması, kasların düzgün çalışmasını engelleyebilir. Özelliklemagnezyum,kalsiyumvepotasyum eksikliğikas kramplarına neden olabilir. Aşırı Egzersiz ve YorgunlukYoğun spor aktiviteleri, kasların aşırı yorulmasına ve kramp riskinin artmasına sebep olabilir. Yeterli dinlenme sağlanmazsa, kaslar spazm halinde kasılmaya başlayabilir. Dolaşım ProblemleriKan akışının yetersiz olması, kaslara yeterince oksijen ve besin gitmemesine neden olur. Özellikle diyabet hastalarında, damar tıkanıklıkları olan kişilerde kas krampları sık görülür. Magnezyum ve Potasyum Açısından Zengin Besinler TüketinBeslenme, kas sağlığını doğrudan etkileyen önemli bir faktördür. Kas kramplarını azaltmak içinmagnezyumvepotasyumaçısından zengin gıdaları diyetinize ekleyebilirsiniz. Magnezyum KaynaklarıMagnezyum eksikliği, kasların kasılmasını kontrol eden sinir sistemini olumsuz etkileyebilir. Aşağıdaki besinler magnezyum açısından zengindir: Besin Magnezyum İçeriği (mg) Kabak çekirdeği 150 Badem 76 Ispanak 79 Avokado 58 Bitter çikolata (70% kakao) 65 Potasyum Açısından Zengin BesinlerPotasyum, kasların sağlıklı çalışmasını sağlayan bir mineraldir. Eksikliğinde kas spazmları ve kramplar artabilir. Besin Potasyum İçeriği (mg) Muz 358 Tatlı patates 475 Yoğurt 380 Somon 420 Karpuz 112 Bu besinleri düzenli tüketerekkas kramplarınınşiddetini ve sıklığını azaltabilirsiniz. Su Tüketimini ArtırınVücut susuz kaldığında, kasların kasılma mekanizması bozulur vekas kramplarıortaya çıkabilir. Günlük su ihtiyacınızı karşılamak için: Günde en az2-3 litre suiçin. Egzersiz yapıyorsanız,... --- ### Kalp Çarpıntısına Ne İyi Gelir? > Kalp çarpıntısına, günlük yaşamda birçok kişinin zaman zaman yaşadığı bir durumdur. Stres, yorgunluk, kafein tüketimi veya altta yatan sağlık - Published: 2025-02-20 - Modified: 2025-02-20 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kalp-carpintisina-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Kalp atışlarınızın hızlandığını, düzensiz attığını veya göğsünüzde ani bir çarpıntı hissettiğiniz oldu mu? Kalp çarpıntısı, günlük yaşamda birçok kişinin zaman zaman yaşadığı bir durumdur. Stres, yorgunluk, kafein tüketimi veya altta yatan sağlık sorunları gibi çeşitli sebeplerle ortaya çıkabilir. Peki, bu durumu nasıl kontrol altına alabilirsiniz? İştekalp çarpıntısına iyi gelendoğal yöntemler ve bilimsel olarak desteklenen çözümler. Stresi Azaltın ve Derin Nefes Tekniklerini KullanınStres, kalp çarpıntısının en yaygın nedenlerinden biridir. Vücudunuzu gevşeterek ve stres yönetimini sağlayarak bu sorunu azaltabilirsiniz. Stresin Kalbe EtkisiStres hormonu olan kortizol, sinir sisteminizi tetikleyerekkalp çarpıntısınaneden olabilir. Uzun vadede ise yüksek stres seviyesi, tansiyon ve kardiyovasküler hastalık riskini artırabilir. Derin Nefes EgzersizleriGevşeme teknikleri, çarpıntıyı azaltmak için oldukça etkilidir. 4-7-8 nefes tekniğigibi yöntemleri deneyebilirsiniz: 4 saniyeboyunca burundan derin bir nefes alın. 7 saniyenefesi tutun. 8 saniyedeyavaşça ağızdan verin. Bunu 5-10 kez tekrarlayın. Bu egzersiz, sinir sisteminizi yatıştırarakkalp ritminizidengeler. Kafein ve Alkolden KaçınınKafein, çay, kahve, enerji içecekleri ve bazı ilaçlarda bulunur. Fazla tüketildiğinde, kalp atış hızını artırabilir. İçecek Türü Kafein Miktarı (mg) Filtre Kahve 80-120 Espresso 50-60 Enerji İçeceği 70-150 Siyah Çay 40-60 Yeşil Çay 20-40 Alkol de benzer şekilde kan basıncını etkileyerekkalp çarpıntısınıartırabilir. Özellikle aşırı alkol tüketimi, düzensiz kalp atışlarına yol açabilir. Yeterli Sıvı TüketinDehidrasyon, elektrolit dengesizliğine neden olarakkalp çarpıntısınıtetikleyebilir. Günlük en az2-3 litre suiçmek, kalp sağlığını destekler. Hidrasyon Durumu Etkisi Yeterli Su İçmek Kan akışını düzenler, çarpıntıyı azaltır. Susuz Kalmak Elektrolit dengesini bozar, kalp atış hızını artırır. Sıvı kaybını önlemek için gün boyu düzenli olarak su içmeye özen gösterin. Magnezyum ve Potasyum Alımını ArtırınMagnezyum ve potasyum,kalp ritminidüzenleyen en önemli... --- ### Ses Kısıklığına Ne İyi Gelir? > Bu yazıda, ses kısıklığına iyi gelen doğal çözümleri, tıbbi yaklaşımları ve korunma yöntemlerini detaylı şekilde inceleyeceğiz. - Published: 2025-02-20 - Modified: 2025-02-20 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ses-kisikligina-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Sesiniz mi kısıldı? Günlük konuşmalarda zorlanıyor musunuz? Ses kısıklığıbirçok insanın yaşadığı yaygın bir sorundur ve çoğu zaman basit yöntemlerle giderilebilir. Ancak, uzun süreli ve kronik hale gelen durumlar için dikkatli olmak gerekir. Bu yazıda,ses kısıklığına iyi gelendoğal çözümleri, tıbbi yaklaşımları ve korunma yöntemlerini detaylı şekilde inceleyeceğiz. Ses Kısıklığı Nedir ve Neden Olur? Ses kısıklığı, ses tellerindeki titreşimlerin bozulması nedeniyle sesin normalden farklı çıkması durumudur. Genellikle boğukluk, çatallanma veya tamamen sesin kaybolmasıyla kendini gösterir. Ses Kısıklığının Yaygın Nedenleri Aşırı Konuşma veya Bağırma:Ses tellerinin fazla çalışması sonucu oluşur. Soğuk Algınlığı ve Grip:Boğaz enfeksiyonları ses tellerini etkileyebilir. Asit Reflü:Mide asidinin yukarı çıkması ses tellerini tahriş eder. Sigara ve Alkol Kullanımı:Solunum yollarına zarar vererek ses kısıklığına yol açabilir. Alerjiler ve Hava Kirliliği:Boğazda tahrişe neden olabilir. Nodüller ve Polipler:Ses tellerinde oluşan yapılar sesin düzgün çıkmasını engeller. Ses Kısıklığı İçin Doğal ve Etkili Çözümler Bal ve Ilık SuBal, doğal bir antibakteriyel ve iltihap giderici etkiye sahiptir. Ilık su ile karıştırarak içmekboğaz tahrişini yatıştırabilirve ses tellerini nemli tutar. Nasıl Uygulanır? 1 bardak ılık suya 1 tatlı kaşığı bal ekleyin. Günde 2-3 kez tüketin. Zencefil ve Limon ÇayıZencefil, anti-enflamatuar özellikleri sayesindeses tellerindeki iltihabı azaltır. Limon ise C vitamini içerdiğinden bağışıklık sistemini güçlendirir. Sıcak ve Soğuk İçerikler: Hangisi Daha İyi? Boğaz sağlığı açısındanılık içeceklertercih edilmelidir. Aşırı sıcak içecekler ses tellerine zarar verebilirken, soğuk içecekler boğazda kasılmalara neden olabilir. İçerik Faydaları Ilık Bitki Çayları Ses tellerini rahatlatır, nemlendirir. Ilık Su ve Bal Boğaz tahrişini azaltır. Zencefil Çayı Anti-enflamatuar etki sağlar. Soğuk İçecekler Boğaz kaslarını daraltarak tahrişi artırabilir. Ses Kısıklığına İyi... --- ### Kuru Öksürüğe Ne İyi Gelir? > Eğer kuru öksürük uzun süre devam ediyorsa ve doğal yöntemlerle geçmiyorsa, bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir. - Published: 2025-02-20 - Modified: 2025-02-20 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kuru-oksuruge-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Kış aylarında, alerjik reaksiyonlarla veya soğuk algınlığıyla birlikte ortaya çıkankuru öksürük, hem rahatsız edici hem de uzun sürdüğünde günlük yaşamı olumsuz etkileyebilir. Genellikle boğaz tahrişi veya enfeksiyon kaynaklı olan bu durum, bazen ciddi sağlık problemlerine de işaret edebilir. Neyse ki, kuru öksürüğe karşı doğal ve etkili yöntemlerle rahatlama sağlamak mümkündür. Bu yazıda,kuru öksürüğün nedenleri, doğal çözümler, tıbbi tedaviler ve öksürüğü önlemenin yollarını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Kuru Öksürük Neden Olur? Kuru öksürük, genellikle boğaz tahrişi veya solunum yollarındaki bir rahatsızlık sonucu ortaya çıkar. En yaygın nedenleri şunlardır:Alerjiler ve Tahriş Edici Maddeler Polen, toz, evcil hayvan tüyleri gibi alerjenler Sigara dumanı, kimyasal temizlik maddeleri Enfeksiyonlar Soğuk algınlığı veya grip sonrası uzun süren öksürük Sinüzit veya bronşit gibi üst solunum yolu enfeksiyonları Reflü Mide asidinin yemek borusuna kaçması nedeniyle boğaz tahrişi Kronik Hastalıklar Astım veya KOAH gibi solunum sistemi rahatsızlıkları Bitkisel ve Doğal ÇözümlerDoğal yöntemler,kuru öksürüğünhafifletilmesine yardımcı olabilir. İşte en etkili doğal çözümler:Bal ve Ilık Su Bal, doğal bir antibakteriyel özelliğe sahiptir ve boğazı yumuşatarak öksürüğü hafifletir. 1 bardakılık suya1 tatlı kaşığı bal ekleyip tüketebilirsiniz. Zencefil Çayı Zencefil, boğaz tahrişini azaltan güçlü bir antioksidandır. Birkaç dilim taze zencefili sıcak suda demleyip tüketebilirsiniz. Tuzlu Su ile Gargara Boğazdaki bakterileri azaltaraktahrişi hafifletir. Günde 2-3 kez tuzlu suyla gargara yapmak faydalıdır. Buhar ve Nemlendirici KullanımıÖzellikle kış aylarında kapalı mekanlardaki kuru havakuru öksürüğüdaha da kötüleştirebilir. Buhar Banyosu Sıcak su dolu bir kabın içine eğilip başınızı bir havluyla örtün. 5-10 dakika buharı soluyarak boğazınızı rahatlatabilirsiniz. Nemlendirici Cihazlar Havanın nem oranını artıraraksolunum yollarını yumuşatır. Gece boyunca odada nemlendirici... --- ### Diyabet Hastalarına Ne İyi Gelir? > Diyabet hastalarına ne iyi gelir? sorusuna birçok farklı açıdan yaklaşarak sağlıklı yaşam önerilerini ele aldık. - Published: 2025-02-19 - Modified: 2025-02-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/diyabet-hastalarina-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Diyabet, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen kronik bir hastalıktır. Kan şekeri seviyelerinin dengede tutulması, sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için kritik öneme sahiptir. Diyabet hastalarına ne iyi gelir? sorusuna yanıt arayanlar için, beslenmeden egzersize, takviyelerden yaşam tarzı değişikliklerine kadar birçok etkili yöntemi bir araya getirdik. Düşük Glisemik İndeksli Besinleri Tercih EdinDiyabet yönetiminde en önemli faktörlerden biri, glisemik indeksi (GI) düşük olan besinleri tüketmektir. GI değeri düşük yiyecekler, kan şekerini yavaşça yükselterek insülin dengesini korur. Hangi Besinler Tüketilmeli? Tam tahıllar(kinoa, bulgur, yulaf) Sebzeler(brokoli, kabak, ıspanak) Meyveler(elma, çilek, armut) Baklagiller(mercimek, nohut, fasulye) Sağlıklı yağlar(zeytinyağı, avokado, ceviz) Kaçınılması Gereken Besinler Beyaz ekmek ve pirinç Şekerli içecekler ve tatlılar Patates kızartması gibi işlenmiş gıdalar Öneri: Diyabet hastalarına iyi gelenbir beslenme planı oluştururken, karbonhidrat tüketimini dikkatlice düzenlemek önemlidir. Lif Tüketimini ArtırınLifli gıdalar, sindirimi yavaşlatarak kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olur. Aynı zamanda tokluk hissi sağlayarak kilo kontrolüne de destek olur. Lifli Gıdalar Faydaları Chia tohumu Sindirimi destekler, kan şekerini dengeler Yulaf ezmesi Tokluk hissini artırır, bağırsak sağlığını korur Yeşil mercimek Protein kaynağıdır, uzun süre tok tutar Diyabet yönetimi için lif oranı yüksek besinleri günlük diyete eklemek oldukça faydalıdır. Doğru Protein Kaynaklarını SeçinProtein, kas kütlesini korurken aynı zamanda kan şekerini dengede tutmaya yardımcı olur. Ancak protein kaynaklarının doğru seçilmesi gerekmektedir. Tercih Edilmesi Gereken Proteinler Balık (somon, uskumru) Tavuk ve hindi eti (derisiz) Yumurtalar Yoğurt ve kefir Fındık, badem ve ceviz Not:Kırmızı et tüketimini sınırlandırmak, doymuş yağ oranını azaltmaya yardımcı olur ve kalp sağlığını korur. Düzenli Egzersiz YapınEgzersiz, insülin duyarlılığını artırarak kan şekeri seviyelerinin kontrol altında tutulmasına yardımcı olur.... --- ### Hızlı Kilo Verme Yöntemleri Nelerdir? > Sonuç olarak, hızlı kilo vermek için beslenme düzeni, egzersiz, uyku ve su tüketimi gibi faktörlere dikkat etmek gerekir. - Published: 2025-02-19 - Modified: 2025-02-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hizli-kilo-verme-yontemleri-nelerdir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Günümüzde birçok insanhızlı kilo vermekiçin çeşitli yöntemler deniyor. Ancak etkili bir şekilde yağ yakmak ve kilo vermek için bilimsel olarak kanıtlanmış yöntemlere yönelmek önemli. Eğer siz de sağlıklı bir şekilde fazla kilolardan kurtulmak istiyorsanız, aşağıdaki öneriler hem süreci hızlandıracak hem de uzun vadeli başarıya ulaşmanızı sağlayacaktır. Günlük Kalori Açığı YaratmakKilo vermenin en temel prensibi, gün içinde alınan kaloriden daha fazlasını yakmaktır. Bu nedenlekalori açığı oluşturmak, kilo kaybını hızlandırır. Kalori Açığı Nasıl Hesaplanır? Metabolizma hızınıza göre günlük yaktığınız kaloriyi hesaplayarak kaç kalori almanız gerektiğini belirleyebilirsiniz. İşte bazı örnek kalori açığı hesaplamaları: Günlük Kalori İhtiyacı Hedeflenen Kalori Açığı Alınması Gereken Kalori 2000 kcal 500 kcal 1500 kcal 2500 kcal 700 kcal 1800 kcal 3000 kcal 1000 kcal 2000 kcal Kısa sürede yağ yakımını hızlandırmak için ortalamagünde 500-700 kalori açıkoluşturmak en ideal yöntemlerden biridir. Protein Tüketimini ArtırmakProtein, kas kaybını önleyerek yağ yakımını hızlandıran en önemli besin öğelerinden biridir. Yüksek proteinli diyetler metabolizmayı hızlandırır ve uzun süre tok kalmanıza yardımcı olur. En İyi Protein Kaynakları Hayvansal Proteinler:Tavuk, yumurta, balık, yoğurt, peynir Bitkisel Proteinler:Mercimek, nohut, kinoa, chia tohumu Protein tüketiminin artırılması, gün içinde daha az açlık hissederekhızlı kilo verme sürecinidestekler. Şeker ve Rafine Karbonhidratları AzaltmakVücudun yağ yakmasını engelleyen en büyük faktörlerden biri fazla şeker tüketimidir. Beyaz ekmek, makarna, şekerli içecekler ve tatlılar kan şekerini hızla yükseltip ardından ani açlık krizlerine neden olur. Şekeri Azaltmanın Faydaları Kan şekeri dengelenir. Açlık hissi azalır. Yağ yakımı hızlanır. Bunun yerine tam tahıllı karbonhidratlar ve sağlıklı yağlar tüketmek kilo verme sürecini olumlu yönde etkiler. Günlük Su Tüketimini ArtırmakSu içmek metabolizmayı... --- ### Regl Sancısına Ne İyi Gelir? > Regl sancısı, birçok kadının yaşadığı yaygın bir durumdur. Ancak, doğru beslenme, düzenli egzersiz ve bazı doğal yöntemlerle bu - Published: 2025-02-19 - Modified: 2025-02-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/regl-sancisina-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Regl dönemi, birçok kadın için ağrılı ve rahatsız edici olabilir. Regl sancısıgünlük aktiviteleri kısıtlayabilir, iş verimini düşürebilir ve genel yaşam kalitesini etkileyebilir. Peki, bu sancıları hafifletmek için neler yapılabilir? İşte bilimsel olarak kanıtlanmış, etkili ve doğal yöntemler. Sıcak Uygulamalar ile Kasları Rahatlatın Regl sancısı, rahim kasılmalarından kaynaklanır. Bu kasılmaları yatıştırmanın en doğal yollarından birisıcak uygulamalarkullanmaktır. Nasıl Uygulanır? Sıcak su torbasıveyaısıtılmış havlukarın bölgesine yerleştirilebilir. Sıcak duş almak, kasları gevşeterek sancıyı hafifletebilir. Bitkisel sıcak yağ masajı, hem sıcaklığın hem de yağların rahatlatıcı etkisinden faydalanmayı sağlar. Yapılan araştırmalar, sıcak uygulamanın ağrı kesiciler kadar etkili olabileceğini göstermektedir. Magnezyum Açısından Zengin Besinler Tüketin Regl sancısı, magnezyum eksikliği ile doğrudan ilişkilidir. Magnezyum, kasları gevşetmeye yardımcı olan bir mineraldir. Magnezyum KaynaklarıAşağıdaki besinleri tüketerek regl döneminde sancıları hafifletebilirsiniz: Besin Magnezyum Miktarı (100 g) Kabak çekirdeği 592 mg Badem 268 mg Ispanak 79 mg Avokado 29 mg Günlük magnezyum ihtiyacınızı karşılamak için bu besinleri diyetinize ekleyebilirsiniz. Bitki Çayları ile Doğal RahatlamaBazı bitkiler, anti-enflamatuar ve kas gevşetici özellikleri sayesinderegl sancısınıhafifletmeye yardımcı olur. En Etkili Bitki Çayları Zencefil çayı:Enflamasyonu azaltır ve rahim kaslarını yatıştırır. Papatya çayı:Doğal bir kas gevşetici olup sinirleri yatıştırır. Rezene çayı:Sindirimi destekler ve krampları hafifletir. Bu çayları regl döneminden birkaç gün önce tüketmeye başlamak etkisini artırabilir. Egzersiz ile Endorfin Salgısını Artırın Regl sancısı, vücutta inflamasyonun artması ve rahim kasılmalarının yoğunlaşmasıyla oluşur. Düzenli egzersiz yapmak, kan dolaşımını hızlandırarak sancıları hafifletebilir. Hangi Egzersizler Daha Etkilidir? Yoga:Özellikle "çocuk pozu" ve "kobra pozu" sancıları azaltmada etkilidir. Hafif yürüyüş:Kan dolaşımını artırarak kramp şiddetini azaltır. Pilates:Karın kaslarını güçlendirerek regl sancılarını uzun vadede azaltabilir. Egzersiz... --- ### Şişkinliğe Ne İyi Gelir? > Şişkinlik, beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı değişiklikleri ile kolayca kontrol altına alınabilir. Bol su içmek, probiyotik - Published: 2025-02-18 - Modified: 2025-02-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/siskinlige-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Vücudunuzda rahatsız edici bir doluluk hissi mi var? Şişkinlikproblemi, beslenme hataları, sindirim sorunları veya stres gibi birçok sebepten kaynaklanabilir. Günlük hayatınızı olumsuz etkileyen bu durumdan kurtulmak için bazı basit ama etkili yöntemler mevcut. İşteşişkinliği azaltmaya yardımcıolan en iyi doğal çözümler! Su Tüketimini ArtırınVücutta su tutulması genellikleyetersiz su tüketimiile ilişkilidir. Yeterli miktarda su içmek, sindirimi hızlandırır ve bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar. Ne Kadar Su İçmelisiniz? Günlük2-3 litre su tüketimiönerilir. Özellikle sabah aç karna1 bardak ılık suiçmek bağırsakları harekete geçirir. Gazlı içeceklerdenkaçının, bunlar şişkinliği artırabilir. İpucu:Suya birkaç damla limon ekleyerek sindirimi daha da destekleyebilirsiniz. Probiyotik İçeren Besinler TüketinBağırsak sağlığı, şişkinlik sorununun anahtar noktalarından biridir. Probiyotikler, bağırsak florasını destekleyerek gaz ve şişkinlik hissini azaltır. Probiyotik Kaynakları: Besin Faydası Yoğurt Sindirimi kolaylaştırır, iyi bakterileri artırır. Kefir Bağırsak hareketlerini düzenler. Lahana turşusu Fermente gıdalar sindirimi hızlandırır. Kimchi Bağırsak dostu bakteriler içerir. Probiyotik içeren besinleri düzenli olarak tüketmek,şişkinliği önlemekiçin en etkili yöntemlerden biridir. Lifli Gıdaları Doğru TüketinLif, bağırsak sağlığı için çok önemli bir bileşendir ancak aşırı lif tüketimi bazenşişkinliğe neden olabilir. Hangi Lifleri Tüketmelisiniz? Çözünür lifler(yulaf, keten tohumu, elma) bağırsakları rahatlatır. Çözünmeyen lifler(tam buğday, sebzeler) fazla tüketildiğinde gaz yapabilir. Öneri:Lifli gıdaları tüketirkenbol su içmeksindirimi kolaylaştırır. Gaz Yapan Besinlerden KaçınınBazı yiyecekler sindirimi zorlaştırarakşişkinliğe yol açabilir. Şişkinlik Yapan Yiyecekler ve Alternatifleri Şişkinlik Yapan Alternatif Fasulye, mercimek Haşlayıp suyunu süzerek tüketin. Lahana, brokoli Buharda pişirerek sindirimi kolaylaştırın. Gazlı içecekler Bitki çayları tercih edin. Bu gıdaları tüketirkenmiktarına dikkat etmekşişkinlik yaşama riskinizi azaltacaktır. Bitki Çayları ile Sindirimi RahatlatınBazı bitkilergaz ve şişkinlik sorunlarınadoğal çözümler sunar. Sindirimi kolaylaştıran, mideyi rahatlatan bitki çayları ile... --- ### Yüksek Tansiyona Ne İyi Gelir? > Yüksek tansiyon, yaşam tarzı değişiklikleriyle büyük ölçüde kontrol altına alınabilir. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, stres - Published: 2025-02-18 - Modified: 2025-02-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yuksek-tansiyona-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Yüksek tansiyon, modern yaşamın en yaygın sağlık sorunlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Yüksek tansiyon, yani hipertansiyon, kontrol altına alınmazsa kalp hastalıkları, böbrek problemleri ve hatta felç gibi ciddi rahatsızlıklara yol açabilir. Peki, kan basıncını doğal yollarla dengelemek ve sağlıklı bir yaşam sürdürmek için hangi yöntemleri uygulayabilirsiniz? İşte bilimsel olarak desteklenen, etkili ve uygulanabilir çözümler! Tuz Tüketimini AzaltınTuz, vücutta su tutulmasına neden olarak kan basıncını artıran başlıca etkenlerden biridir. Fazla miktarda tuz tüketimi damarları sertleştirerek kalp ve böbrek sağlığını olumsuz etkileyebilir. Ne Kadar Tuz Tüketmelisiniz? Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, günlük tuz tüketimi5 gramı (1 çay kaşığı)geçmemelidir. Ancak birçok kişi, özellikle işlenmiş gıdalar nedeniyle bu sınırın çok üzerinde tuz alır. Alternatif TatlandırıcılarTuzu azaltırken yemeklerin lezzetinden ödün vermemek için şu alternatifleri deneyebilirsiniz: Limon suyu Sarımsak ve soğan Kekik, biberiye ve fesleğen gibi baharatlar Elma sirkesi Potasyum Açısından Zengin Besinler TüketinPotasyum, vücuttaki sodyum dengesini düzenleyerekyüksek tansiyonun düşmesineyardımcı olur. Özellikle taze meyve ve sebzeler, potasyum açısından oldukça zengindir. Potasyum İçeriği Yüksek Besinler Besin Potasyum Miktarı (100g) Muz 358 mg Ispanak 558 mg Avokado 485 mg Tatlı Patates 337 mg Somon 490 mg Bu besinleri düzenli olarak tüketerek tansiyon seviyenizi doğal yollarla kontrol altına alabilirsiniz. Stresi Yönetmek İçin Rahatlama Teknikleri UygulayınStres, kan basıncının yükselmesine sebep olan önemli faktörlerden biridir. Günlük yaşamdaki stres seviyesini düşürmek,yüksek tansiyonukontrol altına almanın en önemli yollarından biridir. Hangi Teknikler Faydalı? Derin nefes egzersizleri:Burundan yavaşça nefes alıp, ağızdan vermek kalp ritmini dengeler. Meditasyon ve yoga:Düzenli uygulandığında, vücuttaki kortizol seviyesini düşürerek tansiyonu dengeleyebilir. Doğa yürüyüşleri:Açık havada vakit geçirmek, hem fiziksel hem de zihinsel... --- ### Düşük Tansiyona Ne İyi Gelir? > Düşük tansiyon, doğru beslenme, sıvı tüketimi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile kontrol altına alınabilir. - Published: 2025-02-18 - Modified: 2025-02-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dusuk-tansiyona-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Düşük tansiyon, birçok insan için ciddi baş dönmesi, halsizlik ve bayılma gibi sorunlara yol açabilir. Kan basıncı normal değerlerin altına düştüğünde, vücuda yeterince oksijen taşınamaz ve çeşitli sağlık problemleri ortaya çıkabilir. Neyse ki,düşük tansiyonu kontrol altına almak içindoğal ve etkili yöntemler bulunmaktadır. Bu yazıda, tansiyonunuzu dengelemeye yardımcı olabilecek 9 bilimsel ve pratik çözümü ele alacağız. Daha Fazla Su TüketinSu, vücudun en temel ihtiyacıdır vedüşük tansiyondurumunda hayati bir rol oynar. Yeterince su içmemek, kan hacmini azaltarak tansiyon düşüklüğüne yol açabilir. Günlük Su Tüketimi Ne Kadar Olmalı? Sağlıklı bir bireyin günlük su ihtiyacı yaş, kilo ve fiziksel aktiviteye göre değişebilir. Ancak genel öneriler şu şekildedir: Yaş Grubu Günlük Su Miktarı (Litre) Çocuklar (4-8 yaş) 1,2 - 1,5 L Gençler (9-18 yaş) 1,5 - 2 L Yetişkinler 2 - 2,5 L Hamileler ve Emziren Anneler 2,5 - 3 L Özellikle sıcak havalarda, spor yaparken veya çok terleyen kişilerde bu miktar artırılmalıdır. Tuz Tüketimini ArtırınTuz, kan basıncını yükselten en etkili minerallerden biridir. Düşük tansiyon problemiyaşayan kişiler için yeterli tuz tüketimi hayati öneme sahiptir. Ancak fazla tuz tüketimi de böbreklere zarar verebilir, bu yüzden dikkatli olunmalıdır. Tuz Seçimi ve Kullanımı Rafine tuz yerineHimalaya tuzu veya deniz tuzutercih edebilirsiniz. Günlük önerilen tuz miktarı3-5 gramarasında olmalıdır. Sodyum eksikliğide tansiyon düşüklüğüne sebep olabilir. Sodyum içeriği yüksek olan maden suyu içmek faydalı olabilir. Düzenli ve Dengeli BeslenmeÖğün atlamak veya düzensiz beslenmektansiyon düşüklüğüneneden olabilir. Kan şekerinin ani düşüşü, kan basıncını da etkileyerek halsizlik ve baygınlık hissine yol açabilir. Tansiyonu Yükselten BesinlerBazı besinler doğal olarak kan basıncını artırmaya yardımcı olur. İşte... --- ### Romatizmaya Ne İyi Gelir? > Romatizmaya iyi gelen yöntemler, doğru beslenme, egzersiz, bitkisel destekler ve stres yönetimiyle etkili bir şekilde uygulanabilir. - Published: 2025-02-17 - Modified: 2025-02-17 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/romatizmaya-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Romatizma, eklem ve kasları etkileyen, yaşam kalitesini düşüren kronik bir rahatsızlıktır. Hareket kısıtlılığı, ağrı ve iltihaplanma gibi belirtilerle kendini gösterir. Peki,romatizmaya iyi gelen doğal yöntemlernelerdir? Bu yazıda, hem bilimsel hem de geleneksel yöntemlerleromatizma ağrılarını hafifletmeninyollarını keşfedeceğiz. Anti-inflamatuar Beslenme DüzeniSağlıklı beslenme,romatizmal hastalıklarüzerinde doğrudan etkilidir. Bazı besinler iltihabı artırırken, bazılarıeklem sağlığınıdestekler. İşteromatizmaya iyi gelen besinlerve kaçınılması gerekenler:Tüketilmesi Gereken Besinler Omega-3 kaynağı balıklar(somon, sardalya, uskumru) Zerdeçalvezencefil(güçlü anti-inflamatuar etkileri vardır) Yeşil yapraklı sebzeler(ıspanak, lahana, pazı) Zeytinyağı(doğal antioksidan içerir) Badem ve ceviz(sağlıklı yağlar açısından zengindir) Kaçınılması Gereken Besinler Zararlı Besinler Sebepleri Kızartmalar İltihabı tetikler, eklem ağrısını artırır İşlenmiş etler Toksin yükü yaratır, eklemlerde sertlik yapar Şekerli içecekler Vücutta iltihaplanmayı artırır Beyaz unlu gıdalar Kan şekerini yükseltir, inflamasyonu artırır Sağlıklı beslenme,romatizmal ağrılarınazalmasına büyük katkı sağlar. Özelliklezerdeçal ve zencefilindüzenli tüketimi, doğal bir ağrı kesici etki yaratır. Düzenli Egzersiz ile Hareket Kabiliyetini ArtırınHareket etmek,eklem sağlığıiçin en önemli faktörlerden biridir. Romatizma hastaları, eklemlerine fazla yük bindirmeden yapabilecekleri egzersizlerle ağrılarını hafifletebilirler. Yapılması Önerilen Egzersizler Yüzme: Su içinde yapılan hareketler eklemleri yormaz. Yoga ve pilates: Esnekliği artırır, kasları güçlendirir. Yürüyüş: Kan dolaşımını hızlandırır, eklemlerin beslenmesini sağlar. Fazla ağırlık kaldırmak veya ani hareketler yapmakromatizma hastalarıiçin sakıncalıdır. Düşük tempolu ve düzenli egzersizler,eklem ağrılarınıazaltmada etkilidir. Bitkisel Çaylar ile Doğal DestekBazı bitkisel çaylar,romatizmaya bağlı ağrılarıhafifletebilir. İşte en etkili bitkisel çaylar ve faydaları: Bitki Çayı Faydaları Zerdeçal Çayı İltihap giderici etki, ağrıyı azaltır Zencefil Çayı Eklem ağrılarını hafifletir, bağışıklığı güçlendirir Isırgan Otu Çayı Kas ve eklem ağrılarında etkilidir Yeşil Çay Antioksidan etkisi ile iltihabı azaltır Günde 1-2 fincan bitkisel çay tüketmek, vücudun doğal iyileşme sürecini hızlandırır.... --- ### Bel Ağrısına Ne İyi Gelir? > Bel ağrısı, yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Ancak düzenli egzersiz, doğru duruş, sağlıklı beslenme ve uygun tedavi - Published: 2025-02-17 - Modified: 2025-02-17 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bel-agrisina-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Bel ağrısı, günümüzde birçok insanın yaşadığı yaygın bir sorundur. Bel ağrısına ne iyi gelir? sorusuna yanıt arayanlar için, bilimsel olarak etkili olduğu kanıtlanmış çeşitli yöntemleri derledik. Evde uygulanabilecek doğal çözümlerden, profesyonel destek gerektiren tedavi yöntemlerine kadar geniş bir yelpazede ele aldık. Bel Kaslarını Güçlendiren Egzersizler Düzenli egzersiz, bel sağlığı için oldukça önemlidir. Kasları güçlendirmek, ağrıyı azaltmakla kalmaz, aynı zamanda yeniden oluşmasını da önleyebilir. Hangi Egzersizler Yapılmalı? Köprü hareketi:Sırt üstü yatıp dizleri bükerek kalçayı yukarı kaldırmak. Kedi-Deve hareketi:Omurgayı esnetmek için mükemmel bir yoga pozudur. Plank:Karın ve bel kaslarını güçlendirerek bel desteğini artırır. Bu egzersizleri düzenli olarak yapmak, ağrıyı hafifletmede etkili olabilir. Doğru Oturma ve Yatma PozisyonuGün boyunca farkında olmadan yaptığımız yanlış oturma ve yatma pozisyonları,bel ağrısınınen yaygın sebeplerinden biridir. Otururken Dikkat Edilmesi Gerekenler Dik oturun ve belinizi destekleyen bir yastık kullanın. Bacaklarınızı 90 derece açıda tutarak oturun. Uzun süre oturmaktan kaçının, saat başı kalkıp birkaç adım atın. Yatarken Nelere Dikkat Edilmeli? Sırt üstü yatmak, omurgayı desteklemek açısından idealdir. Yan yatıyorsanız, bacaklarınızın arasına yastık koyarak omurganızı destekleyebilirsiniz. Çok yumuşak yataklardan kaçının, orta sertlikte bir yatak tercih edin. Bel Ağrısına İyi Gelen BesinlerBeslenme düzeni, kas ve kemik sağlığı açısından büyük önem taşır. Bazı besinler, iltihaplanmayı azaltarakbel ağrısınıhafifletebilir. Besin Faydaları Somon Omega-3 ile iltihapları azaltır Zerdeçal Doğal ağrı kesici özelliği vardır Yoğurt Kalsiyum ve probiyotik açısından zengindir Badem Magnezyum içeriği ile kasları gevşetir Sağlıklı bir beslenme düzeni, bel ağrısını azaltmada önemli bir rol oynayabilir. Bel Ağrısı İçin Sıcak ve Soğuk Kompres KullanımıAğrıyı hafifletmek içinsıcak veya soğuk kompresuygulamak etkili bir yöntem olabilir. Ne Zaman Sıcak,... --- ### Kas Ağrısına Ne İyi Gelir? > Kas ağrısı, günlük aktivitelerimizi ve spor performansımızı olumsuz etkileyebilir. Ancak, yukarıda paylaşılan yöntemleri uygulayarak kas - Published: 2025-02-17 - Modified: 2025-02-17 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kas-agrisina-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Kas ağrısı, yoğun fiziksel aktivite, stres, yanlış duruş veya çeşitli sağlık sorunları nedeniyle ortaya çıkabilir. Özellikle spor yapanlar, ağır işlerde çalışanlar veya uzun süre hareketsiz kalan kişilerkas ağrısıile sıkça karşılaşır. Neyse ki, bu ağrıları hafifletmenin birçok etkili yolu vardır. İştekas ağrısına iyi gelenyöntemler ve bilimsel olarak desteklenen çözümler! Sıcak ve Soğuk Kompres UygulamasıKas ağrısını hafifletmek için en bilinen yöntemlerden birisıcakvesoğukkompres uygulamaktır. Ancak hangi durumda hangisini kullanmanız gerektiğini bilmek önemlidir. Hangi Durumda Hangi Kompres Kullanılmalı? Durum Soğuk Kompres Sıcak Kompres Spor sonrası ani ağrı ✅ ❌ Şişlik ve iltihaplanma ✅ ❌ Kronik kas ağrıları ❌ ✅ Kas sertliği ve gerginlik ❌ ✅ Soğuk kompres, kaslardaki şişmeyi ve iltihabı azaltır, özelliklespor yaralanmalarısonrası etkilidir. Sıcak kompres, kasları gevşeterek dolaşımı artırır vekronik kas ağrılarınaiyi gelir. Magnezyum Takviyesi ile Kasları RahatlatınMagnezyum, kas fonksiyonları için hayati bir mineraldir. Magnezyum eksikliği, kas kramplarına ve sertleşmelere yol açabilir. Magnezyum İçeren Doğal Besinler Besin Magnezyum Miktarı (100 g) Kabak çekirdeği 534 mg Badem 268 mg Ispanak 79 mg Avokado 29 mg Bu besinleri düzenli tüketerekkas ağrılarınıazaltabilir ve kas sağlığınızı destekleyebilirsiniz. Masaj ile Kan Akışını ArtırınKas ağrısını hafifletmenin en etkili yollarından birimasajyapmaktır. Profesyonel bir masaj veya evde yapılan hafif dokunuşlar bile kasları gevşetir ve kan dolaşımını artırır. Hangi Masaj Türü Daha Etkili? Derin doku masajı: Kronik kas ağrıları için idealdir. Refleksoloji: Ayak ve ellerdeki belirli noktalara baskı uygulanarak tüm vücut rahatlatılabilir. Aromaterapi masajı: Lavanta veya okaliptüs yağı kullanılarak yapılan masaj, ağrıyı azaltabilir. Yeterli Su Tüketimi Vücudunuz susuz kaldığında, kaslarınızın da zorlandığını biliyor muydunuz? Su eksikliği, kasların yeterince oksijen alamamasına vekas... --- ### Çatlak Dudaklara Ne İyi Gelir? > Çatlak dudaklardan kurtulmak için düzenli bakım ve doğru ürünleri kullanmak oldukça önemlidir. Günlük bakım rutininize - Published: 2025-02-14 - Modified: 2025-02-14 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/catlak-dudaklara-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Soğuk hava, nem kaybı, yeterli su içmemek veya vitamin eksiklikleri gibi birçok sebepçatlak dudaksorununa yol açabilir. Günlük yaşamı zorlaştıran bu problem, doğru bakım yöntemleriyle kısa sürede giderilebilir. İşte,çatlak dudakları iyileştirmekiçin en etkili yöntemler! Dudakları Nemli Tutmak İçin Doğru Ürünleri KullanınDudaklarınızı nemli tutmak için sadece su içmek yeterli değildir. Dudak bakım ürünleri, içerdiği bileşenlere bağlı olarak dudaklarınızı uzun süreli koruyabilir. Hangi İçerikler Daha Etkili? Bazı bileşenler dudakları hızlıca nemlendirirken, bazıları daha uzun süreli koruma sağlar: Nemlendirici Bileşen Etkisi Shea yağı Uzun süreli nem sağlar Hindistancevizi yağı Derinlemesine bakım yapar E vitamini Onarıcı ve besleyicidir Balmumu Koruyucu bir bariyer oluşturur Dudak bakım ürününüzü seçerken, içeriğindeparaben ve alkololmamasına dikkat edin. Peeling ile Ölü Deriden KurtulunÇatlamış dudakları iyileştirmek için önce kurumuş derilerden arındırmak gerekir. Dudak peelingi, dudaklardaki ölü deriyi nazikçe uzaklaştırarak, dudakların pürüzsüz ve yumuşak olmasını sağlar. Evde Dudak Peelingi YapımıDoğal malzemelerle kendi dudak peelinginizi hazırlayabilirsiniz:Malzemeler: 1 tatlı kaşığıbal 1 tatlı kaşığışeker 1 çay kaşığıhindistancevizi yağı Yapılışı: Bu malzemeleri karıştırıp, dudaklarınıza nazikçe masaj yaparak uygulayın. 2-3 dakika beklettikten sonra ılık su ile durulayın. Su Tüketimini Artırın Dudak kuruluğu, vücudun susuz kalmasının bir belirtisi olabilir. Günlük en az2 litre su içmek, dudakların içten nemlenmesine yardımcı olur. Su İçmeyi Hatırlamanın Kolay Yolları Telefonunuzasu hatırlatma alarmıkurun. Yanınızdasu şişesitaşıyın. Su içmeyi eğlenceli hale getirmek içinlimon veya nane ekleyin. Dudakların sağlıklı ve nemli kalması içinsadece dış bakım değil, iç bakım da önemlidir. Dudakları Yalamaktan KaçınınDudakları sık sık yalamak, anlık bir rahatlama sağlasa da uzun vadededaha fazla çatlamasına neden olur. Tükürük, dudağı geçici olarak nemlendirse dehızla buharlaşarak daha fazla kuruluğa... --- ### Depresyona Ne İyi Gelir? > Depresyon, ciddi ancak yönetilebilir bir durumdur. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, stres yönetimi ve sosyal destek, ruh hâlini - Published: 2025-02-14 - Modified: 2025-02-14 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/depresyona-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Depresyon, birçok insanın yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen yaygın bir ruhsal sağlık sorunudur. Günlük hayatta stres, kaygı ve mutsuzluk gibi duygular zaman zaman normal olsa da, bunların uzun süre devam etmesi ciddi birdepresyonbelirtisi olabilir. Neyse ki, bazı doğal yöntemler ve sağlıklı alışkanlıklar, ruh halini iyileştirmeye vedepresyonsemptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir. Bu yazıda,bilimsel araştırmalarla desteklenenetkili yöntemleri keşfedeceksiniz. Düzenli Egzersiz YapmakEgzersiz, ruh halini iyileştiren en güçlü doğal yöntemlerden biridir. Yapılan araştırmalar, düzenli fiziksel aktiviteninbeyinde mutluluk hormonu (endorfin) salgılanmasını artırarakdepresyon semptomlarını hafiflettiğini göstermektedir. Hangi Egzersizler Daha Etkilidir? Aerobik Egzersizler: Koşu, yüzme, bisiklet gibi tempolu aktiviteler Direnç Antrenmanları: Ağırlık kaldırma ve vücut ağırlığı egzersizleri Yoga ve Meditasyon: Hem bedeni hem de zihni rahatlatan egzersizler Egzersiz yaparkengünlük 30-45 dakikatempolu hareket etmek, beyin fonksiyonlarını iyileştirerekdepresyonüzerinde olumlu bir etki yaratabilir. Beslenme Düzeni ile Ruh Halini İyileştirmekSağlıklı bir beslenme düzeni, ruhsal sağlığımız üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir. Düşük besin değeri olan gıdalar, enerji düşüklüğüne ve zihinsel bulanıklığa neden olabilir. Depresyona İyi Gelen Besinler Besin Grubu Önerilen Besinler Faydaları Omega-3 Kaynakları Somon, ceviz, keten tohumu Beyin fonksiyonlarını destekler Magnezyum Zengini Ispanak, badem, muz Sinir sistemini rahatlatır Probiyotikler Yoğurt, kefir, turşu Bağırsak sağlığını destekler, ruh halini dengeler Kompleks Karbonhidratlar Tam tahıllar, yulaf, mercimek Serotonin üretimini artırır Özellikleomega-3 yağ asitleri, beyin sağlığı için kritik öneme sahiptir vedepresyonbelirtilerini azaltabilir. Güneş Işığından FaydalanmakGüneş ışığı,D vitamini üretimiiçin gereklidir ve ruh halini düzenleyenserotoninseviyesini artırır. Güneş Işığının Depresyona Etkileri Sabahları 20-30 dakikagüneş ışığında vakit geçirmek, serotonin seviyelerini yükseltir. Kış aylarındadüşük D vitamini seviyeleri,mevsimsel depresyonriskini artırabilir. Düzenli olarak açık havada vakit geçirmek,depresyonbelirtilerini hafifletebilir ve enerji seviyelerini artırabilir. Uyku... --- ### Sinüzite Ne İyi Gelir? > Sinüzite ne iyi gelir? sorusuna yanıt olarak doğal ve tıbbi çözümleri detaylandırdık. Buhar terapisi, tuzlu su ile burun temizliği, bitkisel - Published: 2025-02-14 - Modified: 2025-02-14 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sinuzite-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Sinüzit, burun tıkanıklığı, baş ağrısı ve yüz bölgesinde basınç hissi ile kendini gösteren yaygın bir rahatsızlıktır. Sinüzite ne iyi gelir? sorusuna yanıt arıyorsanız, doğal ve tıbbi çözümleri bir arada bulabileceğiniz kapsamlı bir rehber hazırladık. Sinüziti Hafifletmek İçin Buhar TerapisiBuhar terapisi, tıkanan sinüsleri açmak ve mukusun rahatça akmasını sağlamak için etkili bir yöntemdir. Buhar Terapisinin Faydaları Burun yollarını açar ve nefes almayı kolaylaştırır. Sinüslerde biriken mukusun yumuşamasını sağlar. Enfeksiyon kaynaklı tahrişi azaltır. Evde Buhar Banyosu Nasıl Yapılır? Büyük bir kaba kaynar su koyun. İçine birkaç damlaokaliptüs yağıveyanane yağıekleyin. Başınızı bir havluyla örtüp 5-10 dakika boyunca buharı soluyun. Tuzlu Su ile Burun YıkamaBurun temizliği, sinüslerin açılması ve tahrişin azalması için oldukça önemlidir. Tuzlu su kullanarak burun yıkama, mukusu temizlemeye ve enfeksiyonları önlemeye yardımcı olur. Tuzlu Su Çözeltisi Hazırlama 1 su bardağı ılık suya yarım çay kaşığıdeniz tuzuve bir tutam karbonat ekleyin. Karışımı burun yıkama kabına (neti pot) veya şırıngaya alın. Başınızı yana eğerek burun deliklerinize sırasıyla uygulayın. Dikkat:Eğer burun tıkanıklığınız şiddetliyse, doktorunuza danışarak kullanmalısınız. Bitkisel Çaylar ile Doğal TedaviBazı bitkiler, sinüsleri açmaya ve enfeksiyonları hafifletmeye yardımcı olur. Özelliklezencefil çayı,adaçayıveıhlamur çayı, sinüzit semptomlarını hafifletmek için önerilir. Bitki Çayı Faydaları Zencefil Çayı Bağışıklığı güçlendirir, iltihabı azaltır. Adaçayı Balgam söktürücü etkiye sahiptir. Ihlamur Çayı Burun tıkanıklığını hafifletir, boğazı yumuşatır. Doğal Yağlarla Sinüzit Rahatlatıcı MasajSinüzit nedeniyle yüz bölgesinde hissedilen basıncı hafifletmek için doğal yağlarla masaj yapabilirsiniz. Hangi Yağlar Kullanılmalı? Okaliptüs yağı: Burun tıkanıklığını açar. Çay ağacı yağı: Antibakteriyel etkisi ile enfeksiyonları önler. Lavanta yağı: Sakinleştirici etkisi vardır. Uygulama Yöntemi Avuç içine birkaç damla yağ damlatın. Parmak... --- ### Burun Tıkanıklığına Ne İyi Gelir? > Burun tıkanıklığı, yaşam kalitesini düşüren ancak doğru yöntemlerle hafifletilebilen bir sorundur. Yukarıda paylaşılan doğal çözümler - Published: 2025-02-14 - Modified: 2025-02-14 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/burun-tikanikligina-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Burun tıkanıklığı, günlük yaşam kalitesini olumsuz etkileyen yaygın bir sağlık sorunudur. Uyku düzenini bozan, nefes almayı zorlaştıran ve hatta baş ağrısına neden olabilen bu durum, pek çok insanın hayatını zorlaştırır. Neyse ki, burun tıkanıklığını hafifletmenin doğal ve tıbbi birçok yöntemi bulunuyor. Bu yazıda, burun tıkanıklığına iyi gelen etkili çözümleri detaylarıyla inceleyeceğiz. Buhar Banyosu ile Burun AçmaBuhar terapisi, solunum yollarını rahatlatmak ve burun içindeki mukusu inceltmek için oldukça etkili bir yöntemdir. Buhar Banyosu Nasıl Yapılır? Kaynar suyu bir kaba dökün. Başı havlu ile örtün ve buharı soluyun. 5-10 dakika boyunca nefes alıp verin. Bu yöntem,sinüs tıkanıklığıvenezlegibi durumlarda hızlı rahatlama sağlar. Özellikle içineokaliptüs yağı, nane yağı veya lavanta yağıeklemek, etkinliği artırabilir. Tuzlu Su ile Burun YıkamaBurun yıkama, burundaki fazla mukusun ve alerjenlerin temizlenmesine yardımcı olur. Tuzlu Su Nasıl Hazırlanır? Malzeme Miktar Ilık su 1 bardak Tuz 1 çay kaşığı Karbonat Yarım çay kaşığı Bu karışımı birburun irrigasyon cihazıveyaşırıngaile buruna uygulayarak tıkanıklığı hafifletebilirsiniz. Bitkisel Çaylar ile Doğal RahatlamaBazı bitki çayları,burun tıkanıklığını gidermeyeyardımcı olabilir. En Etkili Bitkisel Çaylar Zencefil çayı: Antienflamatuvar etkisiyle mukusu azaltır. Papatya çayı: Burun içindeki iltihabı hafifletir. Nane çayı: Mentol içeriği ile solunum yollarını açar. Günde 2-3 bardak içmek, burun tıkanıklığını önemli ölçüde hafifletebilir. Nemli Ortam OluşturunKuru hava, burun tıkanıklığını artırabilir. Bunun önüne geçmek içinhava nemlendiricisikullanabilirsiniz. Nem Oranı Kaç Olmalı? Ortam Türü Önerilen Nem Oranı Ev İçinde %40 - %60 Hasta Odası %50 - %70 Eğer bir nemlendirici yoksa, radyatör üzerine su koymak veya odanıza ıslak bir havlu asmak da benzer bir etki yaratabilir. Baş Pozisyonunuza Dikkat EdinUyurken başınızıyüksek bir yastıkla... --- ### Yüksek Ateşe Ne İyi Gelir? > Yüksek ateş, genellikle vücudun enfeksiyonlara karşı verdiği doğal bir yanıttır. Ancak, özellikle bebekler, yaşlılar ve bağışıklık sistemi - Published: 2025-02-14 - Modified: 2025-02-14 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yuksek-atese-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Yüksek ateş, vücudun bir enfeksiyonla savaşırken gösterdiği doğal bir tepkidir. Ancak, özellikle çocuklar ve yaşlılar için ciddi sonuçlar doğurabilir. Ateşin düşmesini sağlamak ve rahatlatıcı çözümler uygulamak önemlidir. İşteyüksek ateşi düşürmekiçin en etkili yöntemler! Bol Sıvı Tüketimi ile Vücudu Serinletin Vücut sıcaklığı arttığında, terleme yoluyla su kaybı yaşanır. Bu durum, sıvı eksikliğini artırarak ateşin daha da yükselmesine neden olabilir. Ateşi düşürmek içinsu, bitki çayları ve elektrolit içeren içeceklertüketmek oldukça önemlidir. Hangi Sıvılar Daha Faydalıdır? Bazı içecekler, ateş sırasında daha fazla fayda sağlayabilir: İçecek Türü Faydası Ilık su Vücudu dengede tutar, su kaybını önler. Papatya çayı Rahatlatıcı ve iltihap önleyicidir. Tavuk suyu çorba Elektrolit dengesini sağlar, besleyicidir. Hindistancevizi suyu Doğal elektrolit kaynağıdır, susuzluğu önler. Aşırı sıcak veya buz gibi içeceklerden kaçınmak gerekir, çünkü bunlar vücudu strese sokarak ateşi daha da artırabilir. Ilık Duş veya Islak Bez UygulamasıAteşi düşürmenin en doğal yollarından biriılık suyla vücut sıcaklığını düzenlemektir. Bunu iki şekilde uygulayabilirsiniz:Ilık Duş Nasıl Yapılmalı? Suyun sıcaklığı ılık olmalı(ne çok sıcak ne de buz gibi). Uzun süre duşta kalınmamalı, aksi takdirde üşüyüp titreme başlayabilir. Islak Bezle Serinletme Bir bezi ılık suya batırıpalnınıza, enseye veya koltuk altına koyabilirsiniz. Sirke eklenmiş suylayapılan ıslak bez uygulaması ateşi daha hızlı düşürebilir. Bu yöntem özellikle çocuklardaateşin hızlı düşmesini sağlarkenrahatlamalarına yardımcı olur. Hafif Kıyafetler Giydirerek Vücudu Rahatlatın Kalın kıyafetler ve sıkı battaniyeler, vücudun ısıyı hapsetmesine neden olur. Bunun yerine: İnce ve pamuklu giysiler tercih edilmeli. Battaniye kullanımı minimum seviyede olmalı. Ortam ısısı 22-24 derece civarında tutulmalı. Eğerateşli kişi üşüyorsa, çok kalın örtmek yerine hafif bir örtü kullanarak titremenin önüne geçilebilir.... --- ### Kaşıntıya Ne İyi Gelir? > Kaşıntıya ne iyi gelir? sorusunun cevabı, kaşıntının nedenine bağlı olarak değişiklik gösterir. Cilt kuruluğunu önlemek, nemlendirici - Published: 2025-02-14 - Modified: 2025-02-14 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kasintiya-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Kaşıntı, günlük yaşamı zorlaştıran ve birçok sebebe bağlı olarak ortaya çıkan rahatsız edici bir durumdur. Kaşıntıya ne iyi gelir? sorusunun cevabı, kaşıntının nedenine göre değişiklik gösterir. Alerji, cilt kuruluğu, egzama, böcek ısırıkları veya stres gibi faktörler kaşıntıya sebep olabilir. Bu yazıda, kaşıntının nedenlerini ve etkili çözüm yollarını detaylı bir şekilde ele alacağız. Cilt Kuruluğuna Karşı Nemlendirici KullanımıCilt kuruluğu, özellikle kış aylarında kaşıntının en büyük nedenlerinden biridir. Cildin doğal yağ dengesi bozulduğunda, kuruluk ve buna bağlı kaşıntı artar. Doğru Nemlendirici Seçimi Yağ bazlı nemlendiriciler, ciltte daha uzun süre kalır ve etkili bir koruma sağlar. Hyaluronik asit içeren ürünler, cildi derinlemesine nemlendirir. Parfümsüz ve doğal içerikli kremler, hassas ciltler için daha uygundur. Nemlendirici Türü Kullanım Alanı Etkisi Yağ bazlı Çok kuru ciltler Uzun süreli nemlendirme Su bazlı Yağlı ciltler Hafif ve ferahlatıcı etki Doğal yağlar (hindistancevizi, zeytinyağı) Tüm cilt tipleri Cildi yatıştırıcı etki Cilt kuruluğuna bağlı kaşıntıyı azaltmak için nemlendiriciyiduştan sonraveuyumadan öncedüzenli olarak kullanmak önemlidir. Soğuk Kompres UygulamasıKaşıntıyı hızlı bir şekilde yatıştırmanın en etkili yollarından birisoğuk kompresuygulamaktır. Soğuk Kompres Nasıl Yapılır? Temiz bir bezi soğuk suyla ıslatın ve kaşınan bölgeye koyun. Buz torbasıkullanıyorsanız, doğrudan cilde temas ettirmeden bir havluya sarın. Günde birkaç kez, 5-10 dakika boyunca uygulayabilirsiniz. Soğuk kompres, özellikle böcek ısırıkları, alerjik reaksiyonlar ve egzama nedeniyle oluşan kaşıntıları hafifletmekte oldukça etkilidir. Kaşıntıya Karşı Doğal YağlarDoğal yağlar, cilt bariyerini güçlendirerek kaşıntıyı azaltabilir. Kaşıntıyı Azaltan Yağlar ve Özellikleri Yağ Türü Faydaları Kullanım Şekli Hindistancevizi Yağı Nemlendirici ve anti-bakteriyel Kaşınan bölgeye masaj yaparak sürün Zeytinyağı Cildi yatıştırır Gece yatmadan önce ince bir tabaka halinde... --- ### Ağız Kokusuna Ne İyi Gelir? > Ağız kokusuna ne iyi gelir sorusunun birçok cevabı vardır. Ağız hijyenine özen göstermek, doğru besinleri tüketmek ve yeterli - Published: 2025-02-12 - Modified: 2025-02-12 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/agiz-kokusuna-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Ağız kokusu, hem bireysel hem de sosyal yaşamı olumsuz etkileyen yaygın bir sorundur. Ağız kokusuna ne iyi gelirsorusu, bu problemi yaşayanların en çok araştırdığı konulardan biridir. Kötü nefesin nedenleri arasında yetersiz ağız hijyeni, mide rahatsızlıkları ve beslenme alışkanlıkları yer alır. Neyse ki, bu sorunun önüne geçmek için etkili çözümler bulunmaktadır. İşteağız kokusunu gidermek içinuygulayabileceğiniz 10 etkili yöntem. Ağız Hijyenine Özen GösterinAğız kokusunun en büyük nedenlerinden biri, dişlerde ve dilde biriken bakterilerdir. Dişlerinizi Günde En Az İki Kez FırçalayınDiş fırçalamak, ağızda kalan yiyecek artıklarını ve bakterileri temizlemenin en temel yoludur. Sabah ve akşam olmak üzere günde en az iki kez dişlerinizi fırçalayarakağız kokusunu azaltabilirsiniz. Dil Temizliğini İhmal EtmeyinDilin üzerinde biriken bakteriler, kötü nefese yol açabilir. Bunun için özel olarak tasarlanmış dil temizleyicileri kullanabilir ya da diş fırçasıyla nazikçe temizleyebilirsiniz. Diş İpi Kullanmayı Alışkanlık Haline GetirinDiş aralarında kalan yiyecekler, zamanla bakteri üreterek kötü kokuya neden olabilir. Diş ipi kullanarak bu artıkları temizlemek,nefesinizi ferahlatmaya yardımcı olur. Bol Su İçinAğız kuruluğu, tükürük üretiminin azalmasına ve bakterilerin çoğalmasına neden olabilir. Gün içinde yeterli miktarda su içerek ağız içini nemli tutmak,ağız kokusunun önüne geçmekiçin oldukça önemlidir. Sabah Aç Karnına Su İçmekGüne bir bardak su içerek başlamak, ağızdaki bakterileri temizleyerek daha ferah bir nefes sağlar. Gün Boyu Düzenli Su TüketimiAğız kuruluğunu önlemek ve tükürük üretimini artırmak için her saat başı bir bardak su içmeye özen gösterin. Beslenme Düzeninizi Gözden GeçirinBazı yiyecekler ağız kokusuna neden olurken, bazıları da tam tersinenefesi ferahlatıcı etkiyesahiptir. Kötü Kokuya Neden Olan Yiyeceklerden KaçınınSoğan, sarımsak, baharatlı yiyecekler ve süt ürünleriağız kokusunu artıranbesinler arasındadır. Ferahlatıcı... --- ### Ayak Kokusuna Ne İyi Gelir? > Ayak kokusuna ne iyi gelir? sorusunun yanıtı, doğru hijyen, ayakkabı seçimi ve doğal çözümleri uygulamaktan geçiyor. - Published: 2025-02-12 - Modified: 2025-02-12 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ayak-kokusuna-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Ayak kokusu, birçok insanın günlük hayatında karşılaştığı can sıkıcı bir sorundur. Ayak kokusuna ne iyi gelir? sorusuna yanıt arıyorsanız, bu yazıda size kesin çözümler sunacağız. Günlük alışkanlıklarınızı değiştirerek, doğal yöntemler ve uzman tavsiyeleri ile bu sorundan tamamen kurtulabilirsiniz. İşte sizi rahatlatacak etkili çözümler! Ayak Kokusunun Nedenleri Nelerdir? Ayak kokusunun temel sebebi, bakterilerin ve mantarların terle beslenerek kötü koku yaymasıdır. Ancak bunun altında yatan farklı nedenler de olabilir. Terleme ve Bakterilerin EtkisiVücudumuzdaki ter bezleri, özellikle ayak bölgesinde oldukça aktiftir. Ayakkabı içinde hava almayan ayaklar,bakterilerin hızla çoğalmasınaneden olur. Bakteriler, terle karıştığında hoş olmayan kokular ortaya çıkar. Yanlış Ayakkabı ve Çorap Seçimi Havasız ve plastik malzemelerden üretilen ayakkabılarkokuya neden olabilir. Sentetik çoraplar, nemi hapsettiği içinayak kokusunu artırır. Pamuklu veya bambu çoraplar, ayakları kuru tutarak kokunun önüne geçebilir. Beslenme Alışkanlıkları ve Tıbbi SebeplerBazı besinler ve hastalıklar da ayak kokusunu tetikleyebilir: Sebep Açıklama Baharatlı yiyecekler Aşırı tüketim, ter salgısını artırarak kokuya yol açabilir. Şeker hastalığı Kan şekerinin dengesizliği,mantar enfeksiyonlarınaneden olabilir. Hormonal değişimler Ergenlik ve menopoz dönemlerinde terleme artışı gözlemlenebilir. Ayak Kokusunu Önlemek İçin Günlük Alışkanlıklar Ayak Hijyenine Dikkat EdinHer gün ayaklarınızısabun ve ılık suylayıkayarak bakterilerden arındırın. Özellikleparmak aralarınızı iyice kuruladığınızdanemin olun. Doğru Çorap Kullanımı Gün içindeçorap değişimiyapmak, koku oluşumunu engeller. %100 pamuk veya bambu çoraplar,ayakların nefes almasını sağlar. Naylon çoraplardan kaçının, çünkü bu malzemelernemin içeride kalmasına neden olur. Ayakkabı Seçimine Özen Gösterin Ayak kokusuna ne iyi gelir? sorusunun en önemli cevaplarından biri de doğru ayakkabı seçimidir. Deri veya nefes alabilen malzemeden yapılmış ayakkabılar tercih edin. Ayrıca: Aynı ayakkabıyı üst üste giymeyin. Ayakkabılarınızı havalandırınve düzenli olarak... --- ### Güneş Yanığına Ne İyi Gelir? > Güneş yanığı, cildi doğrudan etkileyen ve zaman zaman ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir durumdur. Yanık oluştuktan sonra - Published: 2025-02-12 - Modified: 2025-02-12 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gunes-yanigina-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Güneşin tadını çıkarırken bazen cildimiz fazla maruz kalabiliyor vegüneş yanığıkaçınılmaz olabiliyor. Bu durum, cildin tahriş olmasına, kızarıklığa ve hatta kabarmasına neden olabilir. Neyse ki, hem doğal hem de tıbbi çözümlerlegüneş yanığını hafifletmekmümkün. İşte, hızlı iyileşme için en etkili 9 yöntem! Soğuk Uygulama ile Cildi Rahatlatın Güneş yanığısonrasında ilk yapılması gereken, cildi hızla soğutmak ve tahrişi azaltmaktır. Soğuk Kompres Nasıl Yapılır? Temiz bir havluyusoğuk suyabatırın. Fazla suyu sıkarak hafif nemli bırakın. Yanık bölgeye nazikçe uygulayın, 15 dakika bekleyin. Bu işlemi gün boyunca birkaç kez tekrarlayın. Dikkat: Buzdoğrudan cilde uygulanmamalıdır. Aksi takdirde, ciltte daha fazla hasara yol açabilir. Aloe Vera ile Cildi Onarın Aloe verabitkisi,güneş yanığını hafifletmekiçin en etkili doğal çözümlerden biridir. Antiinflamatuar özellikleri sayesinde cildi yatıştırır ve iyileşme sürecini hızlandırır. Aloe Vera Nasıl Kullanılır? Eğer bitkiniz varsa, bir yaprağını kesin ve içindekijeli çıkarın. Yanık bölgeye ince bir tabaka halinde sürün. 10-15 dakika bekleyip durulayabilirsiniz veya tamamen emilmesini sağlayabilirsiniz. Hazır satılan aloe vera jellerini kullanırkenkatkı maddesi içermeyenürünleri tercih edin. Bol Su İçerek Vücudu DestekleyinYanık sonrasıcilt kururve nem kaybeder. Bu durumu önlemek içinbol su içmekgerekir. Günlük Su Tüketimi Önerileri Kişi Tipi Önerilen Su Miktarı (Günlük) Yetişkin 2-3 litre Çocuk 1-1. 5 litre Spor Yapanlar 3-4 litre Yeterli su tüketimi, cildin kendini daha hızlı yenilemesine yardımcı olur. Yoğurt ile Cildi YatıştırınYoğurt, içerdiğiprobiyotikler ve laktik asitsayesinde cildi serinletir ve iltihabı azaltır. Yoğurt Maskesi Tarifi 2 yemek kaşığısoğuk yoğurduyanık bölgeye sürün. 15 dakika bekleyin, ardından ılık su ile durulayın. Bu uygulamayı günde 2-3 kez yaparakgüneş yanığını hafifletebilirsiniz. Hindistan Cevizi Yağı ile NemlendirinYanık sonrasıcilt pullanabilir ve kuruyabilir.... --- ### Cilt Kuruluğuna Ne İyi Gelir? > Herkesin cilt tipi farklıdır ve bazı cilt tipleri cilt kuruluğuna daha yatkındır. Cilt tipinizi tanımak, doğru bakım ürünlerini seçmenize - Published: 2025-02-11 - Modified: 2025-02-11 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cilt-kuruluguna-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Soğuk hava, yanlış cilt bakımı ya da çevresel faktörler derken hepimizin zaman zaman yaşadığı bir problem haline gelencilt kuruluğu, hem rahatsız edici hem de görünüm açısından can sıkıcı olabilir. Peki, cilt kuruluğunu gidermek için neler yapabiliriz? İşte cildinizi nemlendirecek ve sağlıklı bir görünüme kavuşturacak 9 etkili yöntem. Doğru Nemlendiriciyi Seçmek Cilt kuruluğuile savaşmanın en temel yollarından biri, cilt tipinize uygun bir nemlendirici kullanmaktır. Hangi Nemlendirici Sizin İçin Uygun? Kuru ciltler için:Shea yağı, gliserin ya da hyaluronik asit içeren ürünler tercih edilmeli. Yağlı ama kuru hissedilen ciltler için:Su bazlı, hafif formüller cildinizi nemlendirirken gözeneklerinizi tıkamaz. Hassas ciltler için:Parfüm ve alkol içermeyen ürünler kullanmak önemli. Nemlendirici seçiminde dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli konu, ürünün dermatolojik olarak test edilmiş olmasıdır. Ayrıca, gece ve gündüz farklı nemlendiriciler kullanmak, cildinizin günün farklı saatlerinde ihtiyaç duyduğu bakımı sağlar. Ilık Su ile Duş AlmakSıcak su, cildin doğal yağlarını yok ederekcilt kuruluğunuartırabilir. Ilık su ile kısa süreli duşlar almak, cildinizin nem dengesini korumaya yardımcı olur. Duş Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler Duş süresi:10-15 dakikayı geçmemeli. Sabun kullanımı:Sert sabunlar yerine, nemlendirici içeren duş jelleri tercih edilmeli. Duş sonrası:Duştan hemen sonra hafif nemli cilde nemlendirici sürmek, nemin hapsolmasına yardımcı olur. Doğal Yağlarla NemlendirmeCildinizi kimyasal ürünlerden uzak tutmak istiyorsanız, doğal yağlar harika bir alternatiftir. Cilt kuruluğunaiyi gelen bazı doğal yağlar şunlardır: Doğal Yağ Faydası Nasıl Kullanılır? Hindistan cevizi yağı Derinlemesine nemlendirir, cildi yumuşatır. Duş sonrası nemli cilde ince bir tabaka halinde sürün. Zeytinyağı Antioksidanlar içerir, cildi besler ve yeniler. Yatmadan önce cilde masaj yaparak uygulayın. Jojoba yağı Cilt tarafından kolayca emilir,... --- ### Karın Ağrısına Ne İyi Gelir? > Karın ağrısına ne iyi gelir? sorusunun yanıtı, ağrının nedenine ve şiddetine bağlı olarak değişir. Evde uygulanabilecek basit - Published: 2025-02-11 - Modified: 2025-02-11 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/karin-agrisina-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Karın ağrısı, hemen hemen herkesin hayatının bir döneminde karşılaştığı yaygın bir rahatsızlıktır. Karın ağrısına ne iyi gelir? sorusu ise bu rahatsızlığı yaşayanların sıkça sorduğu bir sorudur. Karın ağrısının nedenleri oldukça çeşitli olabilir; sindirim problemleri, gaz, enfeksiyonlar, mide ülseri veya stres bunlardan sadece birkaçıdır. Neyse ki, karın ağrısını hafifletmek için evde uygulanabilecek doğal yöntemler ve bazı önleyici tedbirler mevcuttur. Bu yazımızda, karın ağrısına iyi gelen yöntemleri detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Sıcak Uygulamalar: Isı ile Rahatlama Karın ağrısına iyi gelenen basit yöntemlerden biri sıcak uygulamalardır. Isı, kasların gevşemesine yardımcı olarak ağrıyı hafifletebilir. Sıcak Su Torbası KullanımıSıcak su torbasını ağrılı bölgenin üzerine yerleştirerek yaklaşık 15-20 dakika bekletmek, özellikle kas spazmı kaynaklı karın ağrılarını hafifletir. Sıcaklık, kan dolaşımını artırarak ağrının azalmasına yardımcı olur. Ilık Banyo YapmakIlk bir banyo yapmak da aynı şekilde karın kaslarını gevşetir ve rahatlama sağlar. Özellikle regl döneminde yaşanan karın ağrıları için oldukça etkilidir. Bitkisel Çaylar: Doğadan Gelen ŞifaBitkisel çaylar, sindirim sistemini rahatlatarakkarın ağrısına iyi gelir. Doğal yollarla ağrıyı hafifletmek isteyenler için harika bir seçenektir. Papatya ÇayıPapatya çayı, anti-inflamatuar özellikleri sayesinde mide kaslarını gevşetir ve ağrıyı hafifletir. Ayrıca sindirimi kolaylaştırarak gaz problemlerini de giderir. Nane ÇayıNane, mide kaslarını yatıştırır ve spazmları azaltır. Özellikle mide bulantısı ve şişkinlikle birlikte gelen karın ağrıları için etkilidir. Zencefil ÇayıZencefil, doğal bir antioksidan ve anti-inflamatuardır. Sindirim sistemini düzenler ve mide ağrılarını hafifletir. Diyet ve Beslenme DüzenlemeleriBazı yiyecekler karın ağrısını artırabilirken, bazıları isekarın ağrısına iyi gelenetkiler gösterir. Beslenme alışkanlıklarınıza dikkat etmek, bu tür ağrıların önlenmesinde kritik bir rol oynar. Lifli Gıdalar TüketinKabızlık kaynaklı karın ağrılarını önlemek için... --- ### Gaz Sancısına Ne İyi Gelir? > SonuçGaz sancısına ne iyi gelir? sorusunun cevabı, hem yaşam tarzı değişikliklerinde hem de doğal çözümlerde yatıyor. - Published: 2025-02-11 - Modified: 2025-02-11 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gaz-sancisina-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Gaz sancısı, günlük yaşamı zorlaştıran, rahatsız edici bir durumdur. Karında şişkinlik, ağrı ve huzursuzluk yaratan bu durum, özellikle yemeklerden sonra daha belirgin hale gelebilir. Gaz sancısına ne iyi gelir? sorusu, bu sıkıntıyı yaşayan pek çok kişinin cevabını aradığı bir sorudur. Bu yazıda gaz sancısının nedenlerini, belirtilerini ve doğal yöntemlerle nasıl hafifletilebileceğini detaylı bir şekilde ele alacağız. Gaz Sancısı Nedir ve Neden Olur? Gaz sancısı, sindirim sistemi içinde biriken hava veya gazın neden olduğu rahatsızlık hissidir. Genellikle karın bölgesinde ağrı, şişkinlik ve basınç hissi ile kendini gösterir. Gaz Sancısının Yaygın Nedenleri Yemek yerken hava yutmak:Hızlı yemek yemek veya sakız çiğnemek bu durumu tetikleyebilir. Gaz yapan yiyecekler:Fasulye, lahana, brokoli gibi lifli gıdalar gaz oluşumunu artırabilir. Sindirim bozuklukları:Laktoz intoleransı veya irritabl bağırsak sendromu (IBS) gibi durumlar gaz sancısına yol açabilir. Hangi Belirtiler Gaz Sancısını İşaret Eder? Karında şişkinlik ve doluluk hissi Ani ve keskin karın ağrıları Sık sık gaz çıkarma ihtiyacı Beslenme Alışkanlıklarını Değiştirerek Gaz Sancısını AzaltmaBeslenme şekli, gaz sancısının şiddetini doğrudan etkileyebilir. Bazı basit değişikliklerle bu rahatsızlığı büyük ölçüde hafifletebilirsiniz. Gaz Yapan Yiyeceklerden KaçınmaAşağıdaki gıdalar gaz sancısını tetikleyebilir: Fasulye, mercimek Lahana, brokoli Gazlı içecekler Süt ve süt ürünleri (laktoz intoleransı olanlar için) Bu yiyecekleri sınırlamak, gaz sancısını hafifletmede etkili olabilir. Lif Tüketimini Dengede TutmaLif, sindirimi destekler ancak aşırı tüketildiğinde gaz oluşumuna neden olabilir. Günlük lif alımını dengede tutarak bağırsak sağlığınızı koruyabilirsiniz. Doğal Bitki Çayları ile Gaz Sancısını HafifletmeBitki çayları, gaz sancısını doğal yollarla hafifletmenin en etkili yöntemlerinden biridir. Anti-inflamatuar özellikleri sayesinde bağırsak kaslarını rahatlatır ve gazın kolayca çıkmasına yardımcı olur. Gaz Sancısına... --- ### Mide Yanmasına Ne İyi Gelir? > Mide yanması, göğüste ve mide bölgesinde hissedilen rahatsız edici bir yanma hissidir. Genellikle asit reflüden kaynaklanır ve - Published: 2025-02-10 - Modified: 2025-02-10 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/mide-yanmasina-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Mide yanması, göğüste ve mide bölgesinde hissedilen rahatsız edici bir yanma hissidir. Genellikle asit reflüden kaynaklanır ve yemeklerden sonra daha sık görülür. Eğer siz de bu sorunu yaşıyorsanız, bazı doğal yöntemlerle mide yanmasını hafifletebilirsiniz. Bu yazıda,mide yanmasına iyi gelen yöntemleri, hangi yiyeceklerin faydalı olduğunu ve kaçınılması gereken besinleri detaylıca ele alacağız. Sıcak ve Soğuk Su DengesiVücudun su ihtiyacı, sindirim sisteminin düzgün çalışması için oldukça önemlidir. Ancak, suyun sıcaklığı mide yanmasını etkileyebilir. Ilık Su Tüketmek Neden Faydalıdır? Mide asidini dengeler. Sindirimi kolaylaştırır. Yemek borusundaki tahrişi azaltır. Soğuk Su İçmek Zararlı mı? Soğuk su, bazı durumlarda mide kaslarını sıkılaştırarak mide yanmasını artırabilir. Özellikle yemek sırasında veya hemen sonrasında soğuk su içmek yerineılık su tüketmekdaha iyi bir seçenek olabilir. Mide Asidini Dengeleyen BesinlerBazı yiyecekler mide yanmasını hafifletirken, bazıları ise daha kötü hale getirebilir. İşte mide yanmasını önlemeye yardımcı olan bazı besinler: Besin Etkisi Muz Asit seviyesini düşürür Yulaf ezmesi Mide asidini emer Zencefil Doğal bir anti-enflamatuardır Badem sütü Asit dengesini düzenler Ispanak Alkalik yapısıyla mideyi rahatlatır Bu besinleri düzenli tüketerek mide yanmasını hafifletebilirsiniz. Asitli ve Baharatlı Yiyeceklerden Kaçının Bazı yiyecekler mide asidini artırarak yanma hissini tetikleyebilir. Bu nedenle, aşağıdaki gıdaları tüketmekten kaçınmalısınız: Kızartmalar Domates ve domates bazlı soslar Kahve ve kafeinli içecekler Çikolata Turunçgiller (portakal, limon, greyfurt) Bu yiyecekler mide asidini artırarak reflüye neden olabilir. Yemek Sonrası Hemen UyumayınUyumadan önce yemek yemek, mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasına neden olabilir. Bu durumu önlemek için: Yemekten sonra en az2-3 saatdik pozisyonda kalın. Yatarken başınızı yüksekte tutun. Akşamları ağır ve yağlı yiyeceklerden kaçının. Bu yöntemler,... --- ### Yorgunluğa Ne İyi Gelir? > Gün içinde kendinizi yorgun ve halsiz mi hissediyorsunuz? İş, stres, düzensiz uyku ve yanlış beslenme gibi pek çok sebep enerji - Published: 2025-02-10 - Modified: 2025-02-10 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yorgunluga-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Gün içinde kendiniziyorgunve halsiz mi hissediyorsunuz? İş, stres, düzensiz uyku ve yanlış beslenme gibi pek çok sebep enerji seviyenizi düşürebilir. Neyse ki, bu durumu tersine çevirmek mümkün. İşte sizi daha dinç hissettirecek, bilimsel olarak kanıtlanmış yöntemler! Uyku Düzeninizi Gözden GeçirinUyku kalitesi,yorgunlukseviyenizle doğrudan bağlantılıdır. Eksik veya düzensiz uyku, gün içinde halsizlik ve odaklanma sorunlarına yol açabilir. a) Kaç Saat Uyumalısınız? Yaşa bağlı olarak önerilen uyku süreleri şu şekildedir: Yaş Grubu Önerilen Uyku Süresi Yetişkinler (18-64 yaş) 7-9 saat Yaşlılar (65+) 7-8 saat Gençler (14-17 yaş) 8-10 saat b) Uyku Kalitenizi Artırmanın Yolları Yatmadan önce telefon, bilgisayar ve TV gibimavi ışık yayancihazları kullanmayın. Odanızı karanlık ve serin tutarak uykuya dalma sürenizi kısaltın. Düzenli uyku saatleri belirleyinve hafta sonları bile bu rutine sadık kalın. Su Tüketiminizi Artırın Susuzluk, genellikle göz ardı edilen ama önemli biryorgunluksebebidir. Hücreleriniz yeterli su almadığında vücudunuz enerji üretmekte zorlanır ve kendinizi bitkin hissedersiniz. a) Günlük Ne Kadar Su İçmelisiniz? Vücudun ihtiyacı olan su miktarı yaş, kilo ve aktivite seviyesine göre değişir. Ortalama değerler şu şekildedir: Kilo (kg) Günlük Su İhtiyacı (litre) 50-60 1. 5 - 2 L 60-70 2 - 2. 5 L 70-80 2. 5 - 3 L 80+ 3+ L Gün içindeyorgunhissettiğinizde su içmeyi unutmayın. Özellikle sabah kalkar kalkmaz bir bardak su içmek, metabolizmayı hızlandırarak gün boyu enerjinizi artırabilir. Doğru Besinleri TüketinYedikleriniz, vücudunuzun enerji üretme kapasitesini doğrudan etkiler. Hızlı karbonhidratlar ve işlenmiş gıdalar yerineprotein, sağlıklı yağlar ve lif açısından zengin besinlertercih edin. a) Enerji Veren Besinler B12 ve Demir İçeren Gıdalar: Yumurta, kırmızı et, mercimek, ıspanak Sağlıklı... --- ### Göz Altı Morluklarına Ne İyi Gelir? > Göz altı morluklarına ne iyi gelir? sorusuna yanıt olarak, yukarıda paylaşılan doğal, medikal ve yaşam tarzına bağlı çözümleri - Published: 2025-02-10 - Modified: 2025-02-10 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/goz-alti-morluklarina-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Göz altı morlukları, yorgun ve sağlıksız bir görünüme neden olarak estetik kaygılara yol açabilir. Göz altı morluklarına ne iyi gelir? sorusu, birçok kişinin cevabını aradığı bir konudur. Genetik yatkınlık, uyku düzensizliği, beslenme eksiklikleri veya stres gibi faktörler bu durumu daha belirgin hale getirebilir. Ancak, doğru bakım ve yaşam tarzı değişiklikleri ile bu sorunu büyük ölçüde azaltmak mümkündür. Aşağıda,göz altı morluklarını azaltmak için en etkili 10  yöntemive bilimsel olarak desteklenen çözümleri bulabilirsiniz. Soğuk Kompres UygulamasıSoğuk uygulamalar, kan damarlarını daraltarak göz altındaki koyu halkaların görünümünü azaltmaya yardımcı olur. Soğuk Kompres Nasıl Yapılır? Buz küplerini ince bir havluya sarın ve göz altınıza hafifçe uygulayın. Soğuk çay poşetleri veya soğutulmuş salatalık dilimleri de etkili bir alternatif olabilir. Bu işlemi her gün 10-15 dakika uygulamak, göz altındaki şişlikleri ve renk değişimlerini azaltır. Dikkat Edilmesi Gerekenler: Soğuk kompresi doğrudan cilde uzun süre uygulamak tahrişe neden olabilir. Mutlaka bir bez veya pamuklu mendil kullanın. Doğal Yağlarla Göz Altı BakımıBazı doğal yağlar,göz altı morluklarınınazalmasına yardımcı olabilecek vitamin ve mineraller içerir. En Etkili Doğal Yağlar Yağ Türü Faydaları Badem Yağı Cildi besler, koyu halkaları azaltır. Hindistancevizi Yağı Nemlendirir ve ince çizgileri azaltır. Argan Yağı Cilt tonunu eşitler ve esneklik kazandırır. Avokado Yağı Antioksidanlar içerir ve cildi yeniler. Bu yağları gece yatmadan önce göz altına masaj yaparak uygulayabilirsiniz. Uyku Düzeni ve Doğru Yatış PozisyonuYetersiz uyku, göz altı morluklarını belirgin hale getiren en önemli faktörlerden biridir. Düzenli uyku alışkanlıkları kazanarak, cildinizin yenilenmesini hızlandırabilirsiniz. Doğru Uyku Pozisyonu Sırt üstü yatmak, göz altındaki sıvı birikimini önler. Ekstra bir yastık kullanarak başınızı yüksekte tutmak... --- ### Saç Dökülmesine Ne İyi Gelir? > Saç dökülmesine ne iyi gelir? sorusunun cevabı, kişinin saç dökülme nedenine bağlı olarak değişir. Doğru beslenme - Published: 2025-02-06 - Modified: 2025-02-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sac-dokulmesine-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Saç dökülmesi, hem erkekler hem de kadınlar için büyük bir problem olabilir. Saç dökülmesine ne iyi gelir? sorusunun cevabı kişiden kişiye değişse de, bazı bilimsel yöntemler ve doğal çözümler saçların güçlenmesine yardımcı olabilir. Saç kaybını önlemek ve sağlıklı saçlara kavuşmak için uygulanabilecek en etkili yöntemleri bu yazıda bulacaksınız. Saç Dökülmesinin Nedenleri Nelerdir? Saç dökülmesini durdurmadan önce, temel nedenlerini anlamak önemlidir. Çünkü her saç kaybı aynı sebepten kaynaklanmaz. İşte en yaygın sebepler:Genetik FaktörlerAilede saç dökülmesi problemi olan bireylerde, genetik yatkınlık nedeniyle erken yaşta saç kaybı başlayabilir. Erkek tipi kellik (androjenetik alopesi) en sık görülen genetik saç dökülmesi türüdür. Hormon DüzensizlikleriÖzellikle kadınlarda menopoz, hamilelik ve doğum sonrası dönemde hormon değişiklikleri saç dökülmesini tetikleyebilir. Tiroid hastalıkları da saç sağlığını doğrudan etkileyebilir. Vitamin ve Mineral Eksiklikleri B7 (Biotin), D vitamini, demir ve çinko eksikliği, saçların zayıflamasına ve dökülmesine neden olabilir. Saç köklerini beslemek için yeterli vitamin ve mineral alımı şarttır. Yanlış Saç Bakımı ve Kimyasal KullanımıSaçları sık sık ısıya maruz bırakmak, sert kimyasallar içeren şampuanlar kullanmak, aşırı boyama ve perma işlemleri saç tellerini zayıflatabilir. Saç Dökülmesini Önleyen En İyi BesinlerSaç sağlığını desteklemek için doğru besinleri tüketmek gerekir. İşte saçları güçlendiren ve dökülmeyi önleyen en önemli besinler: Besin İçerdiği Vitamin/Mineral Faydası Yumurta Biotin, Protein Saç köklerini güçlendirir Somon Balığı Omega-3, D Vitamini Saç derisini besler, iltihaplanmayı azaltır Ispanak Demir, Folik Asit Saçların dökülmesini engeller Kabak Çekirdeği Çinko, Magnezyum Saç tellerini kalınlaştırır Avokado E Vitamini, Yağ Asitleri Saçları nemlendirir, kuruluğu önler Bu besinleri düzenli olarak tüketerek saç sağlığınızı içten besleyebilirsiniz. Doğru Şampuan Seçimi: Hangi İçerikler Faydalıdır?... --- ### Halsizliğe Ne İyi Gelir? > Sürekli halsiz ve yorgun hissetmek, günlük yaşam kalitenizi olumsuz etkileyebilir. Beslenme, uyku, egzersiz, stres - Published: 2025-02-06 - Modified: 2025-02-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/halsizlige-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Gün içinde kendinizihalsizve bitkin mi hissediyorsunuz? Enerjinizin düştüğünü ve hiçbir şey yapmak istemediğinizi mi fark ettiniz? Sürekliyorgunluk, fiziksel ve zihinsel performansı ciddi şekilde etkileyebilir. Neyse ki, bazı basit yöntemlerle bu sorunu aşabilirsiniz. İşte halsizliği gidermeninbilimsel olarak kanıtlanmışyolları... Beslenme Düzeni ve Halsizlik İlişkisiBeslenme, vücudun enerji seviyesini doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Düşük enerjiseviyelerinin temel nedenlerinden biri, vücuda yeterli vitamin ve mineralin alınmamasıdır. 1. 1 Hangi Besinler Enerji Verir? Bazı besinlerhalsizliği azaltmayave enerji seviyesini yükseltmeye yardımcı olabilir: Besin Türü Örnek Besinler Enerji Verme Nedeni Protein Kaynakları Yumurta, yoğurt, kırmızı et Kas onarımı ve uzun süreli enerji sağlar. Kompleks Karbonhidratlar Yulaf, tam tahıllar, bulgur Kan şekerini dengeler, ani düşüşleri önler. Sağlıklı Yağlar Zeytinyağı, avokado, ceviz Beyin fonksiyonlarını destekler, uzun süre tok tutar. Vitamin ve Mineraller Ispanak, muz, badem Hücresel enerji üretimini artırır. 1. 2 Halsizliği Önlemek İçin Hangi Vitaminler Gerekli? ÖzellikleB vitamini, C vitamini ve magnezyumeksikliğihalsizliknedenlerinden biridir. Bunları doğal yollarla almak için: B vitaminiiçin tam tahıllar ve yeşil yapraklı sebzeler tüketin. C vitaminiiçin turunçgiller ve biberleri diyetinize ekleyin. Magnezyumiçin kabak çekirdeği, badem ve koyu yeşil sebzeleri ihmal etmeyin. Uyku Düzeni ve Halsizlik BağlantısıUyku kalitesinin düşük olmasıhalsiz hissetmenizinen büyük nedenlerinden biridir. Yeterli dinlenemeyen bir vücut, gün içinde enerjisiz ve bitkin hisseder. 2. 1 Kaç Saat Uyku Gerekli? Yaşa ve günlük aktivitelere göre değişse de, ideal uyku süresi genellikle şu şekildedir: Yaş Grubu Gerekli Uyku Süresi Yetişkinler (18-64 yaş) 7-9 saat Yaşlılar (65+) 7-8 saat Gençler (14-17 yaş) 8-10 saat Daha az uyku almakkonsantrasyon kaybına, bağışıklık sisteminin zayıflamasına vehalsizlik hissinin artmasınaneden olur. 2. 2... --- ### Strese Karşı Ne İyi Gelir? > Strese karşı etkili yöntemleri hayatınıza dahil etmek, genel sağlığınızı korumanın önemli bir parçasıdır. Egzersiz yapmak - Published: 2025-02-06 - Modified: 2025-02-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/strese-karsi-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Stres, modern yaşamın kaçınılmaz bir parçası haline geldi. İş hayatı, finansal sıkıntılar, sosyal ilişkiler ve sağlık sorunları gibi pek çok faktör stres seviyemizi artırabilir. Süreklistresaltında olmak, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı olumsuz etkileyebilir. Ancak, doğru yöntemlerlestrese karşıkoymak mümkündür. İşte stresle başa çıkmanıza yardımcı olacak7 etkili yöntem! Düzenli Egzersiz Yapın Egzersiz, vücutta doğal olarak mutluluk hormonu salgılanmasını sağlar. Özellikle aerobik egzersizler, kalp atış hızını artırarak stres hormonlarının dengelenmesine yardımcı olur. Hangi Egzersizler Daha Etkilidir? Yürüyüş:Günde en az 30 dakika yürüyüş yapmak, stres seviyesini azaltmada oldukça etkilidir. Yoga:Hem bedeni hem de zihni rahatlatan yoga, derin nefes teknikleriyle stres yönetiminde büyük rol oynar. Kuvvet Antrenmanı:Ağırlık kaldırma ve direnç egzersizleri, vücuttaki kortizol seviyesini azaltarakstrese karşıkoruma sağlar. Egzersizin Faydaları Fayda Açıklama Endorfin Salgılar Vücutta doğal mutluluk hormonu üretimini artırır. Uyku Kalitesini Artırır Düzenli egzersiz, uyku düzenini iyileştirerek zihinsel rahatlama sağlar. Bağışıklık Sistemini Güçlendirir Vücudu hastalıklara karşı daha dirençli hale getirir. Beslenmenizi DüzenleyinBeslenme, sadece fiziksel sağlığınızı değil, zihinsel sağlığınızı da doğrudan etkiler. Stresseviyesini azaltmak için bazı besinleri hayatınıza dahil edebilirsiniz. Strese Karşı En Faydalı Besinler Omega-3 İçeren Balıklar(Somon, ton balığı) Magnezyum Kaynakları(Badem, ıspanak, avokado) C Vitamini Açısından Zengin Meyveler(Portakal, kivi, çilek) Yeşil Çay(L-teanin içeriği sayesinde zihinsel rahatlama sağlar) Kaçınılması Gereken Besinler Kafein: Aşırı tüketildiğinde anksiyeteyi tetikleyebilir. İşlenmiş Gıdalar: Şeker ve trans yağ içeriği nedeniylestresiartırabilir. Aşırı Tuzlu Besinler: Vücuttaki su dengesini bozarak gerginliğe sebep olabilir. Dengeli bir beslenme düzeni ilestres yönetimidaha kolay hale gelir. Özelliklemagnezyum ve omega-3içeren besinler, sinir sistemini yatıştırarak sakinleşmenize yardımcı olur. Uyku Düzeninizi SağlayınUykusuzluk, vücudun stres hormonu olan kortizol seviyesini artırarakstresindaha da kötüleşmesine... --- ### Uykuya Dalmak İçin Ne İyi Gelir? > Uykuya dalmak için ne iyi gelir? sorusuna yanıt olarak, geleneksel yöntemlerin yanı sıra alternatif teknikler de oldukça etkili - Published: 2025-02-05 - Modified: 2025-02-05 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/uykuya-dalmak-icin-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Uyku problemi yaşayan pek çok kişi,uykuya dalmak için ne iyi gelirsorusunun yanıtını arıyor. Günümüzde stres, düzensiz yaşam ve teknoloji kullanımı uyku kalitesini olumsuz etkileyebilir. Eğer siz de uyumakta zorlanıyorsanız, bu rehberde yer alan bilimsel olarak kanıtlanmış yöntemleri uygulayarak daha hızlı uykuya dalabilirsiniz. Doğru Uyku Ortamı YaratınUyumakta zorlananlar için en önemli adımlardan biri, uygun bir uyku ortamı oluşturmaktır. 1. 1. Odanızın Sıcaklığını AyarlayınVücudunuzun rahat bir şekilde uykuya dalabilmesi için ideal sıcaklık 18-22°C arasındadır. Çok sıcak ya da çok soğuk ortamlar, uykusuzluk sorunlarını tetikleyebilir. 1. 2. Karanlık ve Sessiz Bir Ortam SağlayınBeyin, melatonin hormonunu karanlıkta salgılar. Bu nedenle yatak odanızda fazla ışık olmamasına özen gösterin. Gürültüyü azaltmak için beyaz gürültü makineleri veya kulak tıkacı kullanabilirsiniz. 1. 3. Yatak ve Yastık Seçimine Dikkat EdinKalitesiz bir yatak ve yastık, uykuya dalmanızı zorlaştırabilir. Destekleyici bir yatak ve ortopedik bir yastık, uyku kalitenizi artırabilir. Uyumadan Önce Telefon ve Ekranlardan Uzak DurunAkıllı telefonlar, bilgisayarlar ve televizyonlardan yayılanmavi ışık, melatonin salgılanmasını geciktirir veuykuya dalmayı zorlaştırır. 2. 1. Mavi Işık Filtreleri KullanınTelefon ve bilgisayar ekranlarında mavi ışık filtrelerini açarak zararlı etkileri azaltabilirsiniz. 2. 2. Ekran Süresini AzaltınUyumadan en az 1 saat önce tüm elektronik cihazları kapatarak beyninizi uykuya hazırlayabilirsiniz. Bitki Çayları ve Doğal Yöntemler KullanınBazı bitki çayları, sakinleştirici etkileri sayesindeuykuya dalmanıza yardımcı olabilir. Bitki Çayı Uykuya Etkisi Papatya Çayı Sakinleştirici, kas gevşetici Melisa Çayı Stresi azaltır, rahatlatıcı Lavanta Çayı Sakinleştirici, uyku kalitesini artırıcı Passiflora Çayı Anksiyeteyi hafifletir, uyku düzenleyici Öneri:Uyumadan 30 dakika önce bir fincan papatya veya melisa çayı içerek gevşeyebilirsiniz. Beslenmenize Dikkat EdinTükettiğiniz besinleruyku düzeninizi doğrudan etkileyebilir. 4.... --- ### Sivilceye Ne İyi Gelir? > Stres seviyesinin yüksek olması kortizol hormonunu artırarak ciltte yağ üretimini tetikler ve sivilceye neden olabilir. - Published: 2025-02-05 - Modified: 2025-02-05 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sivilceye-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Sivilce, gençlerden yetişkinlere kadar birçok kişinin karşılaştığı yaygın bir cilt sorunudur. Sivilcelerden kurtulmakiçin hem doğal hem de bilimsel olarak kanıtlanmış yöntemler mevcuttur. Cildinizin ihtiyaçlarına uygun bir yaklaşım benimseyerek akne problemlerinden kalıcı olarak kurtulabilirsiniz. İştesivilceye iyi gelenen etkili 7 yöntem! Doğru Cilt Temizliği ile Sivilceyi ÖnleyinCilt temizliği,sivilcelerin oluşmasını engellemekiçin atılması gereken en önemli adımlardan biridir. Yanlış ürünler kullanmak ya da cildi fazla yıkamak, cildin daha fazla yağ üretmesine ve aknelerin artmasına neden olabilir. Cilt Tipine Göre Temizleyici Seçimi Yağlı ciltler: Salisilik asit veya benzoil peroksit içeren jel temizleyiciler Karma ciltler: Hafif köpüklü, pH dengeli temizleyiciler Kuru ciltler: Nemlendirici özellikli süt veya yağ bazlı temizleyiciler Günlük cilt temizliğini sabah ve akşam düzenli yapmak,sivilce oluşumunu azaltmadaoldukça etkilidir. Sivilce Karşıtı Beslenme ProgramıBeslenme alışkanlıkları, cilt sağlığında önemli bir rol oynar. Şekerli, işlenmiş gıdalar ve süt ürünleriakneleri tetikleyebilir. Bu yüzden beslenme düzeninizi gözden geçirerek sivilceyle savaşabilirsiniz. Sivilceyi Azaltan Besinler ve İçerikleri Besin Etkisi Yeşil çay Antioksidan etkisiyle iltihaplanmayı azaltır Omega-3 içeren besinler(Somon, ceviz) Ciltteki yağ üretimini dengeler Çinko içeren gıdalar(Kabuklu deniz ürünleri, kabak çekirdeği) Sivilce oluşumunu engeller Bol su içmek Toksinlerin atılmasını sağlar Fast food ve aşırı yağlı yiyeceklerden uzak durarakcilt sağlığınızı koruyabilirsiniz. Cildinizi Nemlendirin ve Güneşten KoruyunCildi yeterince nemlendirmemek,yağ üretimini artıraraksivilce oluşumunu tetikleyebilir. Bununla birlikte, güneşe doğrudan maruz kalmak dalekelenmelereyol açabilir. Doğru Nemlendirici Seçimi Yağlı ciltler: Su bazlı ve hafif nemlendiriciler Kuru ciltler: Hyaluronik asit veya seramid içeren nemlendiriciler Ek olarak,güneş koruyucukullanarak akne izlerinin koyulaşmasını ve cilt bariyerinin zarar görmesini önleyebilirsiniz. Doğal Maskeler ile Cilt Problemlerini HafifletinKimyasal içerikli ürünler yerine doğal maskeler kullanaraksivilceleri yatıştırmakmümkündür. Evde... --- ### İshale Karşı Ne İyi Gelir? > İshale iyi gelen doğal ve bilimsel çözümleri uygulayarak, bağırsaklarınızı dengeleyebilir ve sağlığınızı koruyabilirsiniz. - Published: 2025-02-05 - Modified: 2025-02-05 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ishale-karsi-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir İshal, bağırsakların normalden daha hızlı çalışması sonucu dışkının sulu ve sık hale gelmesiyle ortaya çıkar. Günlük yaşamı olumsuz etkileyen bu durum, bazen hafif seyredebilirken bazen de ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Neyse ki,ishale iyi gelendoğal ve bilimsel yöntemler mevcuttur. Bağırsakları yatıştırmak, vücudu susuz kalmaktan korumak ve sindirim sistemini düzenlemek için etkili çözümler bulunur. Bu yazıda,ishale karşı en iyi çözümlerhakkında bilgi vereceğiz. Gıda önerilerinden bitkisel çözümlere, doktor onaylı ilaçlardan destekleyici takviyelere kadar geniş kapsamlı bir rehber sizi bekliyor. Bol Sıvı Tüketimi ile Kaybedilen Mineralleri Geri Kazanınİshal sırasında en büyük tehlikelerden biri, vücudun hızla sıvı kaybetmesidir. Bu durum, halsizlik, baş dönmesi ve böbrek problemleri gibi ciddi sonuçlara yol açabilir. 1. 1 Su ve Elektrolit İçeren SıvılarNormal su içmek faydalıdır ancak ishal sırasında kaybedilen minerallerin de yerine konması gerekir. İşte vücudu dengelemek için tüketilmesi gereken sıvılar: Sıvı Türü Faydası Tuzlu ayran Elektrolit kaybını önler, bağırsakları yatıştırır Limonlu su Mideyi rahatlatır, sıvı dengesini korur Hindistan cevizi suyu Potasyum ve magnezyum içerir, bağışıklık destekleyicidir Tavuk suyu çorba Sodyum dengesini sağlar, mideyi rahatlatır Özellikletuzlu ayran ve Hindistan cevizi suyu, elektrolit kaybını önlemek için en etkili doğal çözümler arasındadır. Bağırsak Dostu Besinler Tercih EdinBağırsaklarınızı rahatlatan gıdalar tüketmek, iyileşme sürecini hızlandırır. Ağır ve yağlı yiyeceklerden kaçınarak daha hafif, sindirimi kolay besinlere yönelmelisiniz. 2. 1 BRAT Diyeti: Bağırsakları Yatıştıran Beslenme ProgramıBRAT diyeti, özellikle mide rahatsızlıklarında önerilen hafif bir beslenme planıdır. Bu diyette yer alan besinler şunlardır: Muz: Potasyum kaybını önler, mideyi rahatlatır. Pirinç: Bağırsak hareketlerini yavaşlatarak ishali kontrol altına alır. Elma püresi: Lif açısından zengin olup sindirimi destekler. Tost... --- ### Kabızlığa Ne İyi Gelir? > Kabızlığa ne iyi gelir? sorusuna yanıt olarak sunduğumuz bu 7 etkili yöntemi hayatınıza dahil ederek bağırsaklarınızı daha - Published: 2025-02-04 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kabizliga-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Günlük hayatı zorlaştıran ve yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürenkabızlık, sindirim sisteminin en sık karşılaşılan rahatsızlıklarından biridir. Bağırsak hareketlerinin yavaşlamasıyla ortaya çıkan bu durum, şişkinlik, gaz ve karın ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterir. Beslenme alışkanlıkları, stres, hareketsizlik ve sıvı tüketiminin yetersiz olması kabızlığın başlıca nedenleri arasında yer alır. Peki,kabızlığa ne iyi gelirve bu sorun nasıl önlenir? İşte bağırsaklarınızı rahatlatacak7 etkili yöntem! Lif Açısından Zengin Besinler TüketinBağırsak sağlığını korumak ve düzenli sindirimi sağlamak içinlifaçısından zengin besinleri günlük beslenmenize eklemelisiniz. Lif, bağırsaklarda su tutarak dışkının yumuşamasına ve daha kolay atılmasına yardımcı olur. En İyi Lif Kaynakları Besin Lif Miktarı (100 gr) Chia tohumu 34. 4 gr Kuru incir 9. 8 gr Nohut 7. 6 gr Tam buğday ekmeği 6. 8 gr Elma (kabuklu) 2. 4 gr Bu besinleri her öğünde tüketerek sindirim sisteminizin daha iyi çalışmasını sağlayabilirsiniz. Ayrıca, lifin etkisini artırmak için bol su içmeyi unutmayın! Günlük Su Tüketimini ArtırınYetersiz su tüketimikabızlıksorununu daha da kötüleştirebilir. Bağırsakların düzgün çalışması için vücudun yeterli miktarda suya ihtiyacı vardır. Gündeen az 2-2. 5 litre su içmek, dışkının yumuşamasına ve bağırsak hareketlerinin hızlanmasına yardımcı olur. Su İçmenin Kabızlığa Etkisi Sindirim sistemini destekler. Dışkının sertleşmesini önler. Bağırsak hareketlerini hızlandırır. Metabolizmayı destekleyerek genel sağlığı korur. Günlük su tüketiminizi artırmak içinher sabah aç karnına 1 bardak ılık su içebilir, gün içinde ise bitki çayları veya taze sıkılmış meyve sularından destek alabilirsiniz. Probiyotiklerden FaydalanınBağırsak florasının sağlıklı olması, sindirim sisteminin düzenli çalışması için oldukça önemlidir. Probiyotikler, bağırsaklarda yaşayan faydalı bakterileri destekleyerek sindirimi kolaylaştırır vekabızlıkşikayetlerini azaltır. Doğal Probiyotik Kaynakları Yoğurt Kefir Turşu Kimchi Kombucha... --- ### Diş Ağrısına Ne İyi Gelir? > Diş ağrısına ne iyi gelir? sorusuna yanıt olarak birçok etkili yöntem sıraladık. Soğuk kompres, tuzlu su, doğal yağlar - Published: 2025-02-04 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dis-agrisina-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Diş ağrısı, aniden ortaya çıkabilen ve günlük hayatı ciddi şekilde etkileyebilen bir sorundur. Özellikle gece saatlerinde ya da hafta sonları meydana geldiğinde, acil bir çözüm arayışı kaçınılmaz hale gelir. Diş ağrısına ne iyi gelir? sorusuna yanıt arıyorsanız, aşağıda hem hızlı hem de etkili yöntemleri bulabilirsiniz. Doğal çözümlerden ilaçlara kadar pek çok yöntemle ağrınızı hafifletebilirsiniz. Ağrıyı Hemen Azaltan Soğuk Kompres YöntemiSoğuk kompres, diş ağrısını hafifletmek için en hızlı çözümlerden biridir. Şişliği ve iltihabı azaltarak sinir uçlarını uyuşturur. Nasıl Uygulanır? Bir havluya sarılı buz torbasını ağrıyan bölgenin dış tarafına, yanağınıza koyun. 20 dakika boyuncauygulayın, ardından 10 dakika ara verin. Şişliğin azalmasına yardımcı olmak için bu işlemi tekrarlayın. Bu yöntem özellikletravmaya bağlı diş ağrılarındaoldukça etkilidir. Tuzlu Su Gargarası ile Anında RahatlamaTuzlu su, doğal bir antiseptik olduğu için ağızdaki bakterileri temizler ve iltihaplanmayı azaltır. Nasıl Hazırlanır? Bir bardak ılık suyayarım çay kaşığı tuzekleyin. Karışımı iyice çözün ve ağzınızda çalkalayarak 30 saniye boyunca gargara yapın. Sabah ve akşam olmak üzere günde2-3 kezuygulayın. Bu yöntem, özelliklediş eti enfeksiyonlarınedeniyle oluşan ağrılar için oldukça faydalıdır. Karanfil Yağı ile Doğal UyuşmaKaranfil yağı, içerdiğiöjenolmaddesi sayesinde doğal bir ağrı kesici ve antiseptik görevi görür. Nasıl Kullanılır? Bir parça pamuğabirkaç damla karanfil yağıdamlatın. Ağrıyan dişin üzerine yerleştirin ve birkaç dakika bekletin. Alternatif olarak, bir bardak suya birkaç damla karanfil yağı ekleyerek gargara yapabilirsiniz. Karanfil, özelliklesinir uçlarına baskı yapan diş çürükleriiçin oldukça etkilidir. Sarımsak ile Güçlü Antibakteriyel EtkiSarımsak, doğal bir antibiyotik olarak diş ağrısına neden olan bakterileri öldürmeye yardımcı olur. Nasıl Kullanılır? Bir dişsarımsağı ezinve ağrıyan dişin üzerine koyun. Alternatif olarak, ezilmiş sarımsağa... --- ### Boğaz Ağrısına Ne İyi Gelir? > Boğaz ağrısı, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen yaygın bir rahatsızlıktır. Bol sıvı tüketmek, doğal antibiyotiklerden faydalanmak, - Published: 2025-02-04 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bogaz-agrisina-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Boğazda yanma, yutkunma güçlüğü ve rahatsızlık hissi oldukça yaygın bir sağlık sorunudur. Özellikle soğuk algınlığı, grip veya alerjiler nedeniyle ortaya çıkanboğaz ağrısı, günlük yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Peki, bu rahatsız edici durumdan hızlıca kurtulmak için neler yapabilirsiniz? İşte en etkili çözümler! Bol Sıvı Tüketerek Boğazı Nemli TutunBoğazın kuruması ve tahriş olması, ağrıyı daha da şiddetlendirebilir. Bu yüzdenbol su içmekve sıcak içecekler tüketmek oldukça faydalıdır. Hangi İçecekler Daha Etkili? Bazı içeceklerboğaz ağrısıüzerinde doğrudan rahatlatıcı etkiye sahiptir. İşte en iyi seçenekler:✅Ilık su ve bal:Antibakteriyel özellikleri sayesinde boğazı yatıştırır. ✅Bitki çayları (ıhlamur, adaçayı, zencefil):Boğazı yumuşatır ve tahrişi azaltır. ✅Tavuk suyu çorbası:Bağışıklık sistemini güçlendirerek iyileşme sürecini hızlandırır. 📌Dikkat Edilmesi Gerekenler: Çok sıcakveyaçok soğukiçecekler boğazı daha fazla tahriş edebilir. Şekerli içeceklerden kaçının; çünkü şeker bakterilerin üremesine neden olabilir. Tuzlu Su ile Gargara YapınTuzlu su, iltihabı azaltarak mikropların yok edilmesine yardımcı olur. Evde hızlıca hazırlayabileceğiniz bu doğal yöntem,boğaz ağrısıiçin en etkili çözümlerden biridir. Tuzlu Su Gargarası Nasıl Yapılır? 1 bardak ılık suyayarım çay kaşığı tuzekleyin. Karışımı iyice çalkalayarak çözülmesini sağlayın. Ağzınıza bir yudum alarak 30 saniye boyunca gargara yapın, ardından tükürün. Bu yöntemi günde 3-4 kez tekrarlayabilirsiniz. Özellikle sabah ve yatmadan önce yapmanız etkisini artırır. Bal ve Zencefil ile Doğal Antibiyotik HazırlayınBalın antimikrobiyal özellikleri,boğaz ağrısıile savaşta oldukça güçlüdür. Özellikle zencefil ile birleştirildiğinde doğal bir antibiyotik etkisi yaratır. Ballı-Zencefilli Karışım Tarifi Malzeme Miktar Bal 1 yemek kaşığı Rendelenmiş taze zencefil 1 çay kaşığı Limon suyu 1 çay kaşığı Bu karışımıgünde 2-3 keztüketerek boğazınızı rahatlatabilirsiniz. 📌Ekstra İpucu:Bal, özellikle gece yatmadan önce tüketildiğindeöksürüğü keserve rahat uyumanıza yardımcı olur.... --- ### Öksürüğe Ne İyi Gelir? > Öksürüğe ne iyi gelir? sorusuna yanıt olarak, hem doğal hem de tıbbi çözümleri ele aldık. Eğer öksürüğünüz uzun süre - Published: 2025-02-03 - Modified: 2025-02-03 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/oksuruge-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Öksürük, solunum yollarının tahriş olmasıyla ortaya çıkan doğal bir reflekstir. Öksürüğe ne iyi gelir? sorusuna yanıt arayanlar için en etkili doğal ve tıbbi yöntemleri derledik. Bu yazıda, hem evde uygulanabilecek çözümleri hem de doktor önerilerini bulabilirsiniz. 1. Ilık Bitki Çayları ile Boğazı YumuşatınBitki çayları, solunum yollarını rahatlatmaya yardımcı olur. Özellikle bal ve limon eklenerek tüketildiğinde etkileri artar. Hangi Çaylar Daha Etkilidir? Bazı bitki çayları boğaz tahrişini azaltarak öksürüğün hafiflemesini sağlar: Bitki Çayı Faydaları Ihlamur Balgam söktürücü, boğazı yumuşatıcı Adaçayı Antiseptik etkili, boğaz ağrısına iyi gelir Zencefil Çayı Bağışıklık güçlendirici, iltihap önleyici Nane-Limon Solunum yollarını açıcı, ferahlatıcı Bu çayları düzenli olarak tüketerek öksürüğünüzü hafifletebilirsiniz. 2. Bal ve Zencefil Karışımı ile Doğal Antibiyotik EtkisiBal ve zencefil, öksürüğü yatıştırmada oldukça etkilidir. Antibakteriyel özellikleri sayesinde boğaz enfeksiyonlarını önlemeye yardımcı olur. Nasıl Kullanılır? 1 tatlı kaşığı balveyarım çay kaşığı toz zencefilikarıştırıp tüketin. Alternatif olarak,ılık suya ekleyerekiçebilirsiniz. Düzenli kullanıldığında, özellikle kuru öksürüğü olan kişilerde büyük rahatlama sağlar. 3. Buhar Terapisi ile Solunum Yollarını AçınBuhar soluma yöntemi, tıkanıklığı açarak öksürüğü hafifletir. Özellikle grip ve soğuk algınlığı döneminde çok etkilidir. Buhar Terapisi Nasıl Yapılır? Bir kaba kaynar su koyun. İçinenane yağı veya okaliptüs yağıekleyin. Başınızı havluyla örtüp, 10 dakika boyunca buharı soluyun. Bu yöntem, balgamın daha kolay atılmasını sağlayarak öksürüğün süresini kısaltır. 4. Odanızın Havasını NemlendirinKuru hava, boğazı tahriş ederek öksürüğün artmasına neden olabilir. Havayı nemlendirmek, özellikle geceleri öksürüğünüzü azaltabilir. Hava Nemlendirme Yöntemleri Yöntem Etkisi Nemlendirici Cihaz Ortamı ideal seviyede nemlendirir Kaynar Su Buharı Hızlı ve etkili bir çözümdür Kalorifer Üzerine Su Kabı Ortam nemini artırır, doğal bir... --- ### Mide Bulantısına Ne İyi Gelir? > Mide bulantısına bazen basit nedenlerden kaynaklanırken bazen de altta yatan ciddi bir sağlık sorununun habercisi olabilir. - Published: 2025-02-03 - Modified: 2025-02-03 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/mide-bulantisina-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Mide bulantısı, günlük hayatı zorlaştıran yaygın bir rahatsızlıktır. Mide bulantısı bazen basit nedenlerden kaynaklanırken bazen de altta yatan ciddi bir sağlık sorununun habercisi olabilir. Neyse ki, bu durumu hafifletmek için uygulayabileceğiniz doğal ve tıbbi yöntemler bulunmaktadır. İşte mide bulantısını hızlı bir şekilde geçirecek etkili çözümler! Zencefilin Gücünden Yararlanın Zencefil, mide bulantısını hafifletmede en etkili doğal çözümlerden biridir. İçeriğindeki gingerol ve shogaol bileşenleri, sindirim sistemini rahatlatarak mideyi yatıştırır. Zencefil Nasıl Tüketilmeli? Zencefil çayı: Bir bardak sıcak suya birkaç dilim taze zencefil ekleyerek tüketebilirsiniz. Zencefil kapsülü: Eğer pratik bir çözüm arıyorsanız, eczanelerde satılan zencefil kapsüllerini kullanabilirsiniz. Zencefil ve bal karışımı: Bir tatlı kaşığı bal ile karıştırılan rendelenmiş zencefil, mideyi rahatlatmada etkilidir. Bilimsel araştırmalar, zencefilin özellikle hamilelikte sabah bulantılarına ve kemoterapi sonrası mide bulantısına iyi geldiğini göstermektedir. Nane ve Limon ile Ferahlık Sağlayın Nane, sindirim sistemini rahatlatarak mide bulantısını hafifletmeye yardımcı olur. Limon ise mide asidini dengeleyerek mideyi yatıştırır. Nane ve Limon Kullanım Yöntemleri Nane çayı: Kurutulmuş nane yapraklarını sıcak suya ekleyerek tüketebilirsiniz. Taze limon suyu: Bir bardak suya birkaç damla taze limon suyu ekleyerek içebilirsiniz. Nane yağı soluma: Birkaç damla nane yağını bileklerinize sürerek ya da bir mendile damlatarak koklayabilirsiniz. Bol Su İçerek Dehidrasyonu Önleyin Mide bulantısı sırasında yeterince su içmemek, vücudun susuz kalmasına neden olabilir ve bu durum bulantıyı daha da artırır. Ne Kadar Su İçilmeli? Günde en az 8-10 bardak su içmek, mideyi rahatlatmaya yardımcı olur. Eğer su içmek zor geliyorsa, hindistan cevizi suyu veya sulu meyveler tüketerek sıvı alımınızı artırabilirsiniz. Hafif ve Sindirimi Kolay Besinler Tüketin Ağır ve yağlı... --- ### Baş Ağrısına Ne İyi Gelir? > Baş ağrısına ne iyi gelir sorusuna yanıt olarak birçok doğal ve tıbbi çözüm bulunmaktadır. Su tüketimi, bitki çayları, - Published: 2025-02-03 - Modified: 2025-02-03 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bas-agrisina-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Ne İyi Gelir Baş ağrısı, günlük hayatı olumsuz etkileyen yaygın bir sorundur. Stres, uykusuzluk, susuzluk veya kas gerilmeleri gibi birçok nedeni olabilir. Baş ağrısına ne iyi gelir sorusunun cevabı, ağrının kaynağına bağlı olarak değişebilir. Doğal yöntemlerden tıbbi çözümlere kadar birçok farklı seçenek mevcuttur. Bu yazıda, baş ağrısını hafifletmek için en etkili yöntemleri ele alacağız. Yeterli Su İçmek Vücutta su eksikliği, baş ağrısının en yaygın nedenlerinden biridir. Dehidrasyon, beyin fonksiyonlarını olumsuz etkileyerek ağrıya yol açabilir. Su tüketimini artırarak ağrıyı azaltabilirsiniz. Su Tüketimi Nasıl Olmalı? Günlük 2-3 litre su içmek baş ağrısını önlemeye yardımcı olabilir. Sabahları aç karnına bir bardak su içmek baş ağrısının azalmasına katkı sağlar. Kafeinli içecekler su kaybına neden olabilir, bu yüzden kahve ve çay tüketimini sınırlamak faydalı olabilir. Su İçmek Ne Kadar Sürede Etki Eder? Aşağıdaki tablo, su içtikten sonra baş ağrısının azalması için geçen sürelere dair genel bir değerlendirme sunmaktadır: Su İçme Durumu Baş Ağrısını Hafifletme Süresi Hafif susuzluk 30-60 dakika Orta derecede susuzluk 1-2 saat Şiddetli susuzluk 3-6 saat Magnezyum Takviyesi Kullanmak Magnezyum eksikliği, özellikle migren tipi baş ağrılarına yol açabilir. Magnezyum takviyesi almak, baş ağrısını önlemeye ve hafifletmeye yardımcı olabilir. Magnezyum İçeren Besinler Badem, ceviz, fındık gibi kuruyemişler Yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, lahana) Tam tahıllı ürünler (esmer pirinç, yulaf) Muz, avokado, baklagiller Magnezyum takviyeleri doktor önerisiyle alınmalıdır. Günlük önerilen magnezyum miktarı 300-400 mg arasında değişebilir. Kafein Kontrollü Kullanımı Kafein, kan damarlarını daraltarak bazı baş ağrısı türlerini hafifletebilir. Ancak aşırı tüketildiğinde, tam tersine, baş ağrılarını tetikleyebilir. Kafeinin Baş Ağrısına Etkisi Kafein Miktarı Etkisi Az miktar (50-100 mg) Ağrıyı hafifletebilir... --- ### Sağlıklı Yaşam İçin Besleyici Tarifler > Sağlıklı yaşam için doğru besinleri tüketmek, hem bedeninizin hem de zihninizin güçlenmesine yardımcı olur. - Published: 2025-01-31 - Modified: 2025-01-31 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/saglikli-yasam-icin-besleyici-tarifler - Kategoriler: Sağlıklı Tarifler Sağlıklı yaşam, fiziksel ve zihinsel olarak iyi hissedebilmek için doğru bir beslenme planının uygulanmasını gerektirir. Beslenme, vücudumuzun ihtiyaç duyduğu enerjiyi ve besinleri almak için temel öneme sahiptir. Ancak, sağlıklı yaşam için tercih edilen tarifler genellikle yalnızca faydalı değil, aynı zamanda lezzetli ve pratik olmalıdır. Bu yazıda, sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmez olan besin çeşitlerini ve dengeli öğünlerinizi destekleyecek besleyici tarifleri bir araya getirdik. Her tarif, hem vücudunuzun ihtiyaçlarına uygun şekilde dengelenmiş hem de kolayca hazırlanabilir. Şimdi, besleyici tariflerin dünyasına adım atalım! Sağlıklı Yaşam İçin Beslenmenin ÖnemiBeslenme, vücudumuzun enerji dengesini sağlamak ve tüm sistemlerin uyumlu bir şekilde çalışmasını desteklemek için önemli bir rol oynar. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek için tükettiğimiz gıdaları dikkatlice seçmek gerekir. Dengeli bir diyetin faydaları şu şekilde özetlenebilir: Enerji Seviyelerini Destekler:Yeterli miktarda karbonhidrat, protein ve yağ tüketimi, gün boyunca enerjik hissetmenizi sağlar. Bağışıklık Sistemini Güçlendirir:Vitamin ve mineral açısından zengin besinler, hastalıklara karşı koruma sağlar. Zihinsel Odaklanmayı Artırır:Beyin fonksiyonlarını destekleyen besinler, daha iyi bir hafıza ve odaklanma sağlar. Sağlıklı Bir Kilo Dengesini Korur:Doğru porsiyon kontrolü ve dengeli besin seçimleri, kilo kontrolünü destekler. Hormon Dengesini Destekler:Omega-3 yağ asitleri ve lif gibi önemli bileşenler, hormon salınımının düzenli olmasını sağlar. Sağlıklı bir beslenme rutini oluşturmak, yaşam kalitesini artırmak için atılacak ilk ve en önemli adımdır. Şimdi, sağlıklı yaşamı destekleyen besleyici tariflere geçelim. Sağlıklı Yaşam İçin Besleyici Tarifler 1. Enerji Deposu: Yulaflı Meyve Kasesi Malzemeler: 1 su bardağı yulaf 1 su bardağı süt (veya badem sütü) 1 muz 1 avuç çilek 1 tatlı kaşığı bal 1 tatlı kaşığı chia tohumu Hazırlanışı: Yulafı... --- ### Kilo Vermeye Yardımcı Sağlıklı Tarifler > Kilo vermek, sağlıklı yaşam hedefleri arasında en çok üzerinde durulan konulardan biridir. Sağlıklı bir diyet, yalnızca - Published: 2025-01-31 - Modified: 2025-01-31 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kilo-vermeye-yardimci-saglikli-tarifler - Kategoriler: Sağlıklı Tarifler Kilo vermek, sağlıklı yaşam hedefleri arasında en çok üzerinde durulan konulardan biridir. Sağlıklı bir diyet, yalnızca kilo kaybını desteklemekle kalmaz, aynı zamanda genel sağlığınızı da olumlu etkiler. Dengeli beslenme, düşük kalorili ancak besleyici yemeklerle mümkündür. Bu yazıda, hem lezzetli hem de kilo vermenize yardımcı olacak tarifler bulabilirsiniz. Bu tarifler, doğru malzeme seçimleriyle metabolizmayı hızlandırmayı ve uzun süre tok hissetmenizi sağlamayı hedefler. Kilo vermek için sağlıklı tariflere yönelmek, sıkıcı diyet rutinlerinden kurtulmanıza ve yemeklerden keyif almanıza olanak tanır. Şimdi, kilo verme sürecinizde size destek olacak birbirinden lezzetli ve kolay tariflere geçelim. Kilo Vermeye Yardımcı Sağlıklı Tarifler 1. Avokadolu Yeşil Salata Malzemeler: 1 avokado 1 kase roka, ıspanak ve marul karışımı 1 adet salatalık 10 adet çeri domates 2 yemek kaşığı zeytinyağı 1 tatlı kaşığı limon suyu Tuz, karabiber Hazırlanışı: Yeşillikleri yıkayıp kurulayın ve salata kasesine alın. Salatalık ve avokadoyu dilimleyin, çeri domatesleri ikiye kesin. Üzerine zeytinyağı, limon suyu, tuz ve karabiber ekleyerek karıştırın. Besin Değerleri (1 porsiyon): Kalori: 180 kcal Protein: 2 g Lif: 6 g Püf Noktası:Limon suyu avokadonun kararmasını önler. 2. Hindi Göğüs Izgara ve Sebze Tabağı Malzemeler: 200 g hindi göğüs eti 1 adet kabak 1 adet havuç 1 tatlı kaşığı zeytinyağı Tuz, kekik, kırmızı biber Hazırlanışı: Hindi etini ince dilimler halinde kesin ve baharatlarla marine edin. Kabak ve havuçları ince dilimleyin, zeytinyağı ve baharatlarla karıştırın. Izgarada önce sebzeleri ardından eti pişirin. Besin Değerleri (1 porsiyon): Kalori: 250 kcal Protein: 30 g Lif: 4 g 3. Yoğurtlu Chia Tohumu Puding Malzemeler: 2 yemek kaşığı chia tohumu 1 çay... --- ### Diyet Yapanlar İçin Sağlıklı Tarifler > Sağlıklı beslenme, kilo verme veya dengeli bir yaşam tarzı benimsemek isteyenler için yemeklerin içeriği büyük önem taşır. - Published: 2025-01-31 - Modified: 2025-01-31 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/diyet-yapanlar-icin-saglikli-tarifler - Kategoriler: Sağlıklı Tarifler Sağlıklı beslenme, kilo verme veya dengeli bir yaşam tarzı benimsemek isteyenler için yemeklerin içeriği büyük önem taşır. Diyet yaparken, hem lezzetli hem de besleyici tarifler tercih edilmelidir. Bu içerikte, diyet yapanlar için hem doyurucu hem de vücut ihtiyaçlarını karşılayan 6 farklı tarif sunulacak, püf noktaları ve besin değerleri detaylandırılacaktır. Ayrıca, sebzelerin faydaları ve sıkça karşılaşılan sorulara yönelik bilgiler de yer alacak. 1. Zeytinyağlı EnginarEnginar, lif açısından zengin ve düşük kalorili bir sebze olduğu için diyet yapanlar için ideal bir seçenektir. Aynı zamanda sindirim sistemini düzenleyici etkisi de vardır. Zeytinyağı ile pişirilen enginar, hafif ve besleyici bir öğün oluşturur. Malzemeler: 4 adet enginar 1 adet soğan 2 diş sarımsak 2 adet havuç 2 yemek kaşığı zeytinyağı 1 limon suyu 1 tatlı kaşığı şeker (isteğe bağlı) Tuz, karabiber Yapılışı:Soğan ve sarımsak zeytinyağında hafifçe sotelenir, ardından doğranmış enginar ve havuç eklenir. Üzerine limon suyu ve baharatlar eklenip suyunu çekene kadar pişirilir. Besin Değeri:Kalori: 150 kcal, Protein: 3 g, Karbonhidrat: 20 g, Yağ: 4 g2. Quinoa SalatasıQuinoa, tam bir protein kaynağı olmasının yanı sıra karbonhidrat bakımından da dengelidir. Salata formunda hazırlanan bu tarif, tok tutan ve vücuda enerji sağlayan bir öğündür. Malzemeler: 1 su bardağı quinoa 2 su bardağı su 1/2 salatalık 1/2 kırmızı biber 1/2 avokado 1 yemek kaşığı zeytinyağı 1 tatlı kaşığı limon suyu Tuz, nane, sumak Yapılışı:Quinoa, iki su bardağı su ile haşlanır ve soğumaya bırakılır. Diğer malzemeler doğranır ve karıştırılır. Üzerine zeytinyağı ve limon eklenir. Besin Değeri:Kalori: 180 kcal, Protein: 7 g, Karbonhidrat: 31 g, Yağ: 5 g3. Sebzeli Fırın... --- ### Sebzeli Sağlıklı Yemek Tarifleri > Sebzeler, sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzeninin vazgeçilmez bir parçasıdır. Hem vücuda enerji verirler hem de vitamin ve mineral - Published: 2025-01-31 - Modified: 2025-01-31 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sebzeli-saglikli-yemek-tarifleri - Kategoriler: Sağlıklı Tarifler Sebzeler, sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzeninin vazgeçilmez bir parçasıdır. Hem vücuda enerji verirler hem de vitamin ve mineral bakımından zengindirler. Dünyanın birçok mutfağında sebzeler ana yemeklerin yanı sıra yan yemeklerde de başrol oynar. Üstelik düşük kalorili olmaları sayesinde kilo kontrolünü desteklerken, lif oranlarının yüksek olması sayesinde sindirim sistemini düzenler. Sebzeleri yemeklerinize daha fazla dahil ederek hem sağlığınızı koruyabilir hem de yemeklerinize çeşitlilik katabilirsiniz. Bu yazıda, sebzelerin faydalarından bahsedecek ve her biri farklı lezzetlerle hazırlanmış 6 sağlıklı sebzeli yemek tarifini paylaşacağız. Ayrıca her tarifin kalori ve besin değerlerini de bulabilirsiniz. Hem pratik hem de besleyici bu tarifler, mutfağınızın favorileri arasında yer alacak! Sebzeli Yemeklerin Faydaları Vitamin ve Mineral Deposu: Sebzeler, C vitamini, A vitamini, potasyum, magnezyum ve birçok diğer vitamin-mineral açısından zengindir. Lif Kaynağı: Sindirimi düzenleyen ve tokluk hissi sağlayan lifler açısından oldukça zenginlerdir. Antioksidan Desteği: Vücutta serbest radikallere karşı koruma sağlayarak bağışıklığı güçlendirir. Kalorisi Düşük, Besin Değeri Yüksek: Diyet yapanlar için mükemmel seçenekler sunar. Kronik Hastalıkların Önlenmesine Destek: Kalp sağlığını korur, diyabet riskini azaltır ve kanserden korunmaya yardımcı olabilir. 1. Sebzeli Fırında Kabak Mücveri Malzemeler: 2 adet kabak 2 adet havuç 3 dal taze soğan 2 yumurta 1/2 su bardağı tam buğday unu 1/4 su bardağı lor peyniri Dereotu, tuz, karabiber Hazırlık: Kabak ve havuçları rendeleyip suyunu sıkın. Tüm malzemeleri bir kasede karıştırın. Karışımı yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yayın. 180 derece ısıtılmış fırında 25-30 dakika pişirin. Püf Noktası: Kabak ve havucun suyunu iyice sıkmak, mücverin daha kıtır olmasını sağlar. Besin Değerleri (1 porsiyon): Kalori: 120 kcal Protein: 6... --- ### Hafif ve Lezzetli Akşam Yemeği Tarifleri > Hafif ve lezzetli akşam yemeği tarifleri, hem sağlığınızı destekler hem de günün son öğününü keyifli bir hale getirir. - Published: 2025-01-30 - Modified: 2025-01-30 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hafif-ve-lezzetli-aksam-yemegi-tarifleri - Kategoriler: Sağlıklı Tarifler Akşam yemekleri, günün en önemli öğünlerinden biri olmasına rağmen, genellikle ağır yemekler tercih edildiğinde sindirimi zorlaştırabilir ve gece uykusunu etkileyebilir. Hafif ve lezzetli akşam yemeği tarifleri, hem sağlıklı hem de doyurucu bir alternatif sunar. Düşük kalorili, besleyici ve kolay hazırlanan bu yemeklerle akşam öğünlerinizi hafifletebilir ve günün yorgunluğunu keyifli bir yemekle atabilirsiniz. Hafif Akşam Yemeklerinin Faydaları Sindirim Sistemine Dosttur:Hafif yemekler, sindirimi kolaylaştırır ve gece boyunca vücudu dinlendirir. Kilo Kontrolüne Yardımcı Olur:Düşük kalorili yemekler, akşamları aşırı yeme riskini azaltır ve kilo yönetimine destek olur. Uyku Kalitesini Artırır:Hafif yemekler, mideyi yormadığı için daha rahat bir uyku sağlar. Enerji Seviyelerini Dengeler:Dengeli bir akşam yemeği, sabah enerjik uyanmanıza yardımcı olur. Sağlıklı Beslenme Alışkanlıklarını Destekler:Hafif yemekler, genel beslenme düzeninizi dengelemeye katkı sağlar. Hafif ve Lezzetli Akşam Yemeği Tarifleriİşte hızlı, hafif ve sağlıklı akşam yemeği için bazı öneriler: Izgara Sebzeli Tavuk Fırında Somon ve Kuşkonmaz Sebzeli Kinoalı Dolma Avokadolu ve Nohutlu Salata Fırında Baharatlı Kabak Dilimleri Mercimekli Sebze Çorbası Zeytinyağlı Enginar Izgara Sebzeli Tavuk Malzemeler ve Kalori Değerleri: 150 gram tavuk göğsü (165 kcal) 1 adet kabak (20 kcal) 1 adet kırmızı biber (30 kcal) 1 tatlı kaşığı zeytinyağı (40 kcal) Tuz, karabiber, kekik (0 kcal) Toplam Kalori:255 kcal (1 porsiyon)Hazırlık: Tavuk göğsünü şeritler halinde kesin ve baharatlarla marine edin. Doğranmış sebzeleri zeytinyağıyla karıştırıp tavuklarla birlikte ızgarada pişirin. Sıcak servis ederek hafif ve protein dolu bir akşam yemeği hazırlayın. Fırında Somon ve Kuşkonmaz Malzemeler ve Kalori Değerleri: 150 gram somon fileto (250 kcal) 1 avuç kuşkonmaz (30 kcal) 1 yemek kaşığı zeytinyağı (119 kcal) 1 tatlı... --- ### Sağlıklı Beslenme İçin Kolay Tarifler > Sağlıklı beslenme için kolay tarifler, hızlı hazırlanabilirliği ve besleyici özellikleriyle herkes için uygun bir seçenektir. - Published: 2025-01-30 - Modified: 2025-01-30 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/saglikli-beslenme-icin-kolay-tarifler - Kategoriler: Sağlıklı Tarifler Sağlıklı beslenmek, dengeli bir yaşamın temel taşlarından biridir. Ancak, yoğun tempoda bazen sağlıklı yemek hazırlamak zor görünebilir. Bu noktada hızlı, kolay ve besleyici tarifler devreye giriyor. Doğal ve taze malzemelerle hazırlanan bu tarifler, hem sağlığınızı korumanıza yardımcı olur hem de mutfakta harcadığınız zamanı azaltır. Sağlıklı Beslenmenin Faydaları Enerji Seviyesini Yükseltir:Sağlıklı besinler, gün boyu sabit enerji sağlar. Bağışıklık Sistemini Güçlendirir:Vitamin ve mineraller açısından zengin besinler, hastalıklara karşı koruma sağlar. Kilo Kontrolüne Yardımcı Olur:Sağlıklı yemekler, doygunluk hissini artırarak kilo kontrolüne destek olur. Sindirim Sistemini Destekler:Lifli gıdalar, sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olur. Daha İyi Bir Ruh Hali Sağlar:Dengeli beslenme, zihinsel sağlığı da olumlu yönde etkiler. Sağlıklı Beslenme İçin Kolay Tariflerİşte hızlıca hazırlayabileceğiniz sağlıklı ve besleyici tarifler: Avokadolu Tam Tahıllı Tost Fırında Sebzeli Somon Yoğurtlu Sebze Dip Sos Yulaf Ezmesi ve Meyve Kasesi Fırında Baharatlı Kabak Cipsi Mercimek Salatası Kinoalı Sebze Dolması Avokadolu Tam Tahıllı Tost Malzemeler ve Kalori Değerleri: 2 dilim tam tahıllı ekmek (140 kcal) 1/2 avokado (120 kcal) 1 tatlı kaşığı limon suyu (5 kcal) Tuz, karabiber (0 kcal) Toplam Kalori:265 kcal (1 porsiyon)Hazırlık: Tam tahıllı ekmek dilimlerini kızartın. Avokadoyu ezip limon suyu, tuz ve karabiberle karıştırın. Karışımı ekmek dilimlerinin üzerine sürerek kahvaltıda veya ara öğünlerde tüketin. Fırında Sebzeli Somon Malzemeler ve Kalori Değerleri: 150 gram somon fileto (250 kcal) 1 adet kabak (20 kcal) 1 adet havuç (25 kcal) 1 yemek kaşığı zeytinyağı (119 kcal) Tuz, karabiber, kekik (0 kcal) Toplam Kalori:414 kcal (1 porsiyon)Hazırlık: Sebzeleri dilimleyip zeytinyağı ve baharatlarla karıştırın. Somon filetoyu sebzelerle birlikte fırın tepsisine yerleştirin. 200... --- ### Yüksek Proteinli Makarna Tarifleri > Yüksek proteinli makarna tarifleri, hem sağlıklı hem de doyurucu öğünler hazırlamak isteyenler için mükemmel bir seçenektir. - Published: 2025-01-30 - Modified: 2025-01-30 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yuksek-proteinli-makarna-tarifleri - Kategoriler: Sağlıklı Tarifler Yüksek proteinli makarna tarifleri, hem sporcular hem de dengeli beslenmek isteyenler için harika bir seçenektir. Geleneksel makarna tariflerine kıyasla, bu tarifler kas gelişimini destekler, uzun süre tok tutar ve enerji seviyenizi dengeler. Protein açısından zengin malzemelerle hazırlanan bu yemekler, hem sağlıklı hem de lezzetlidir. Yüksek Proteinli Beslenmenin Faydaları Kas Gelişimini Destekler:Protein, kasların onarımı ve büyümesi için gereklidir. Tokluk Hissini Artırır:Yüksek proteinli yemekler daha uzun süre tok hissettirir. Metabolizmayı Hızlandırır:Protein tüketimi, vücudun daha fazla enerji harcamasını sağlar. Kilo Kontrolüne Yardımcı Olur:Protein, iştahı azaltır ve yağ kaybını destekler. Enerji Seviyelerini Dengeler:Proteinli yemekler, kan şekeri seviyelerinin dengelenmesine yardımcı olur. Yüksek Proteinli Makarna Tarifleriİşte evde kolayca hazırlayabileceğiniz yüksek proteinli ve besleyici makarna tarifleri: Tavuklu ve Ispanaklı Protein Makarna Kırmızı Mercimekli Domates Soslu Makarna Yoğurtlu Tavuklu Makarnalı Salata Ton Balıklı ve Avokadolu Makarna Sebzeli Nohut Unlu Makarna Kinoalı ve Fırında Hindi Köfteli Makarna Vegan Tofulu Protein Makarna Tavuklu ve Ispanaklı Protein Makarna Malzemeler ve Kalori Değerleri: 150 gram protein makarnası (200 kcal) 150 gram tavuk göğsü (165 kcal) 1 avuç ıspanak (7 kcal) 1 yemek kaşığı zeytinyağı (119 kcal) 1 diş sarımsak (5 kcal) Tuz, karabiber (0 kcal) Toplam Kalori:496 kcal (2 porsiyon)Hazırlık: Protein makarnasını paketteki talimatlara göre haşlayın. Tavuk göğsünü küçük parçalar halinde doğrayıp zeytinyağında sarımsakla soteleyin. Ispanakları ekleyip birkaç dakika daha pişirin. Haşlanmış makarnayı tavaya ekleyip karıştırarak servis edin. Kırmızı Mercimekli Domates Soslu Makarna Malzemeler ve Kalori Değerleri: 150 gram kırmızı mercimek makarnası (180 kcal) 2 yemek kaşığı domates sosu (30 kcal) 1 tatlı kaşığı zeytinyağı (40 kcal) 1/4 su bardağı rendelenmiş parmesan... --- ### Rafine Şekersiz Tatlı Tarifleri > Rafine şekersiz tatlı tarifleri, sağlıklı bir yaşam tarzını destekleyen, doğal ve lezzetli alternatifler sunar. Tatlı krizlerinizi bu - Published: 2025-01-28 - Modified: 2025-01-28 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/rafine-sekersiz-tatli-tarifleri - Kategoriler: Sağlıklı Tarifler Tatlı krizlerinizi sağlıklı ve lezzetli alternatiflerle çözmek ister misiniz? Rafine şekersiz tatlı tarifleri, hem sağlığınızı korumanıza yardımcı olur hem de tatlı ihtiyacınızı doğal yollarla karşılar. Bu tarifler, işlenmiş şeker yerine bal, hurma, muz gibi doğal tatlandırıcılarla hazırlanarak daha besleyici ve dengeli bir seçenek sunar. Rafine Şekersiz Beslenmenin Faydaları Kan Şekerini Dengeler:Rafine şekeri sınırlamak, ani kan şekeri yükselmelerini ve düşüşlerini önler. Daha Uzun Süre Tokluk Sağlar:Doğal tatlandırıcılar ve lif içeriği sayesinde daha uzun süre tok hissedebilirsiniz. Enerji Seviyelerini Korur:Kan şekeri dalgalanmalarını önleyerek gün boyu sabit enerji sağlar. Kilo Kontrolüne Yardımcı Olur:Rafine şekersiz tatlılar, daha az kalori içerdiğinden kilo kontrolünü destekler. Daha Sağlıklı Bir Cilt:Şekerin cilt üzerindeki olumsuz etkilerini azaltarak daha sağlıklı bir cilt görünümü sağlar. Rafine Şekersiz Tatlı Tarifleriİşte evde kolayca hazırlayabileceğiniz bazı sağlıklı tatlı tarifleri: Hurmadan Enerji Topları Muzlu Yulaf Kurabiyesi Avokadolu Çikolatalı Mousse Badem Sütlü Chia Puding Fırında Elma Tatlısı Kakaolu Vegan Brownie Hindistancevizi ve Hurmalı Tart Hurmadan Enerji Topları Malzemeler ve Kalori Değerleri: 10 adet kuru hurma (240 kcal) 1/2 su bardağı yulaf ezmesi (150 kcal) 2 yemek kaşığı kakao (24 kcal) 1/4 su bardağı ezilmiş ceviz (90 kcal) Toplam Kalori:504 kcal (10 adet)Hazırlık: Hurmaları sıcak suda bekletip blenderdan geçirin. Yulaf, kakao ve cevizle karıştırarak homojen bir kıvam elde edin. Karışımdan küçük toplar yaparak buzdolabında 1 saat dinlendirin. Hafif bir atıştırmalık olarak tüketin. Muzlu Yulaf Kurabiyesi Malzemeler ve Kalori Değerleri: 2 adet olgun muz (180 kcal) 1 su bardağı yulaf ezmesi (150 kcal) 1/4 su bardağı kuru üzüm (120 kcal) 1 tatlı kaşığı tarçın (6 kcal) Toplam Kalori:456... --- ### Düşük Karbonhidratlı Sağlıklı Tarifler > Düşük karbonhidratlı tarifler, hem lezzetli hem de sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturmanıza yardımcı olur. Bu tariflerle kan şekeri - Published: 2025-01-28 - Modified: 2025-01-28 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dusuk-karbonhidratli-saglikli-tarifler - Kategoriler: Sağlıklı Tarifler Düşük karbonhidratlı tarifler, enerji seviyenizi dengelemek ve kilo kontrolünü desteklemek için harika bir alternatiftir. Bu tarifler, karbonhidrat alımını azaltarak vücudun enerji için yağ yakmasını sağlar. Özellikle ketojenik veya düşük karbonhidrat diyeti uygulayan bireyler için uygun olan bu yemekler, aynı zamanda protein ve sağlıklı yağ açısından zengin olduğu için dengeli bir beslenme sunar. Düşük Karbonhidrat Diyetinin Faydaları Kilo Kaybını Destekler:Karbonhidratın sınırlanması, vücudun enerji için yağları kullanmasını sağlar ve kilo kaybını hızlandırır. Kan Şekerini Dengeler:Karbonhidrat alımı azaldığında kan şekeri seviyeleri daha stabil hale gelir. Tokluk Hissini Artırır:Protein ve sağlıklı yağların yüksek olması, daha uzun süre tok kalmayı sağlar. Enerji Seviyelerini Destekler:Karbonhidrat dalgalanmalarının neden olduğu enerji düşüşlerini önler. Kolesterol Seviyelerini İyileştirir:Sağlıklı yağlarla hazırlanan düşük karbonhidratlı yemekler, kötü kolesterolü düşürmeye yardımcı olabilir. Düşük Karbonhidratlı Sağlıklı Tariflerİşte evde kolayca hazırlayabileceğiniz, düşük karbonhidrat içeren tarifler: Karnabahar Tabanlı Pizza Izgara Tavuk ve Avokado Salatası Sebzeli ve Peynirli Omlet Fırında Kabak Cipsi Zeytinyağlı Deniz Mahsulleri Hindistancevizi Unlu Pancake Çıtır Kabak Köftesi Karnabahar Tabanlı Pizza Malzemeler ve Kalori Değerleri: 1 küçük karnabahar (100 kcal) 1 adet yumurta (70 kcal) 1/2 su bardağı rendelenmiş mozzarella peyniri (150 kcal) 2 yemek kaşığı domates sosu (30 kcal) 1/2 su bardağı doğranmış sebze (40 kcal) Tuz, kekik (0 kcal) Toplam Kalori:390 kcal (2 porsiyon)Hazırlık: Karnabaharı blenderdan geçirerek ince bir kıvam elde edin ve suyunu sıkın. Karnabahar, yumurta ve peyniri karıştırıp bir pizza tabanı oluşturun. 200 derece fırında 10 dakika pişirin. Üzerine domates sosu, sebzeler ve baharatları ekleyip 10 dakika daha pişirin. Izgara Tavuk ve Avokado Salatası Malzemeler ve Kalori Değerleri: 150 gram tavuk... --- ### Vegan ve Sağlıklı Yemek Tarifleri > Vegan ve sağlıklı yemek tarifleri, lezzetli ve besleyici bir beslenme düzeni oluşturmanıza yardımcı olur. Hem çevre dostu hem de sağlık - Published: 2025-01-28 - Modified: 2025-01-28 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/vegan-ve-saglikli-yemek-tarifleri - Kategoriler: Sağlıklı Tarifler Vegan beslenme, hayvansal ürünleri tüketmeden tamamen bitki temelli gıdalarla hazırlanmış yemeklerden oluşur. Bu beslenme tarzı, sağlıklı bir yaşam için birçok avantaj sunarken çevre dostu bir yaşam tarzını da destekler. Dengeli bir şekilde planlandığında vegan yemekler, vitamin, mineral ve protein açısından oldukça zengin bir içerik sağlar. Vegan ve sağlıklı yemek tarifleri  ile beslenme düzeninizi zenginleştirebilirsiniz. Vegan Beslenmenin Faydaları Kalp Sağlığını Destekler:Bitki temelli beslenme, doymuş yağ oranını düşürerek kalp sağlığını destekler. Kilo Kontrolüne Yardımcı Olur:Lif açısından zengin vegan beslenme, daha uzun süre tokluk sağlayarak kilo kontrolünü kolaylaştırır. Sindirim Sistemine Faydalıdır:Yüksek lif içeriği, sindirimi kolaylaştırır ve bağırsak sağlığını destekler. Enflamasyonu Azaltır:Vegan beslenme, antioksidan bakımından zengin olduğu için enflamasyonu önlemeye yardımcı olabilir. Çevre Dostudur:Hayvansal ürünleri tüketmeden beslenmek, karbon ayak izini azaltır ve çevreye olumlu katkıda bulunur. Vegan ve Sağlıklı Yemek TarifleriBitki temelli malzemelerle hazırlayabileceğiniz bazı lezzetli ve sağlıklı vegan tarifler: Sebzeli Kinoa Pilavı Nohutlu ve Avokadolu Sandviç Mercimek Köftesi Fırında Baharatlı Tatlı Patates Badem Sütlü Chia Puding Vegan Sebzeli Pizza Hindistancevizi Sütlü Sebze Çorbası Sebzeli Kinoa Pilavı Malzemeler ve Kalori Değerleri: 1 su bardağı haşlanmış kinoa (120 kcal) 1 adet kırmızı biber (30 kcal) 1 adet kabak (20 kcal) 1 avuç ıspanak (7 kcal) 1 yemek kaşığı zeytinyağı (119 kcal) Tuz, karabiber, zerdeçal (0 kcal) Toplam Kalori:296 kcal (2 porsiyon)Hazırlık: Kinoayı haşlayın ve bir kenarda bekletin. Doğranmış biber, kabak ve ıspanağı zeytinyağında soteleyin. Kinoayı ekleyip baharatlarla tatlandırarak karıştırın. Doyurucu ve lezzetli bir pilav olarak servis edin. Nohutlu ve Avokadolu Sandviç Malzemeler ve Kalori Değerleri: 2 dilim tam buğday ekmeği (140 kcal) 1/2 avokado (120... --- ### Glutensiz Sağlıklı Yemek Tarifleri > Glutensiz sağlıklı tarifler, yalnızca çölyak hastaları için değil, sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemek isteyen herkes - Published: 2025-01-21 - Modified: 2025-01-21 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/glutensiz-saglikli-yemek-tarifleri - Kategoriler: Sağlıklı Tarifler Son yıllarda glutensiz beslenme, hem sağlık sorunları yaşayan bireyler hem de sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemek isteyenler arasında popüler hale gelmiştir. Gluten, buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllarda bulunan bir protein türüdür ve özellikle çölyak hastalığı olan bireylerde sağlık sorunlarına neden olabilir. Glutensiz tarifler, sadece çölyak hastaları için değil, sindirimi rahatlatmak ve genel sağlığı desteklemek isteyenler için de harika bir alternatiftir. Glutensiz Beslenmenin FaydalarıGlutensiz beslenme, çölyak hastaları ve gluten intoleransı olan kişiler için gereklidir. Ancak bu beslenme tarzının, diğer bireyler için de bazı potansiyel faydaları bulunmaktadır: Sindirim Sağlığını Destekler:Gluten hassasiyeti olan bireylerde şişkinlik, gaz ve hazımsızlık gibi sorunları azaltır. Enerji Seviyelerini Artırır:Gluten intoleransı enerji düşüklüğüne neden olabilir; glutensiz beslenme enerji seviyelerini dengelemeye yardımcı olabilir. Cilt Sağlığını İyileştirebilir:Bazı bireylerde gluten, sivilce ve egzama gibi cilt problemlerine yol açabilir. Glutensiz diyet, cilt sağlığını destekleyebilir. Enflamasyonu Azaltır:Gluten hassasiyeti olan kişilerde kronik enflamasyonu önleyebilir. Kilo Kontrolüne Yardımcı Olabilir:Glutensiz beslenme, genellikle daha az işlenmiş gıda tüketimine yol açar ve bu da kilo kontrolünü kolaylaştırabilir. Glutensiz Sağlıklı Yemek TarifleriGlutensiz yemekler, doğal ve besleyici malzemelerle hazırlanır. İşte evde kolayca yapabileceğiniz bazı glutensiz tarifler: Tatlı Patatesli Kinoa Salatası Nohut Unlu Sebzeli Krep Fırında Kabak Mücver Badem Unlu Pancake Izgara Somon ve Buharda Sebzeler Avokado Dolgulu Yumurta Glutensiz Mercimek Köftesi Tatlı Patatesli Kinoa Salatası Malzemeler ve Kalori Değerleri: 1 su bardağı haşlanmış kinoa (120 kcal) 1 adet tatlı patates (112 kcal) 1 avuç roka (10 kcal) 1 yemek kaşığı zeytinyağı (119 kcal) 1 tatlı kaşığı limon suyu (5 kcal) Tuz, karabiber (0 kcal) Toplam Kalori:366 kcal (2 porsiyon)Hazırlık: Tatlı... --- ### Fit Tarifler Bol Proteinli ve Sağlıklı > Bol proteinli ve sağlıklı tarifler, hem kas gelişimini destekler hem de günlük enerji ihtiyacınızı karşılar. - Published: 2025-01-21 - Modified: 2025-01-21 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/fit-tarifler-bol-proteinli-ve-saglikli - Kategoriler: Sağlıklı Tarifler Protein, kas gelişimi, onarımı ve sağlıklı bir metabolizma için vücudumuzun temel ihtiyaçlarından biridir. Bol proteinli tarifler, sadece sporcular ve aktif bireyler için değil, aynı zamanda dengeli bir beslenme düzeni isteyen herkes için mükemmel bir seçenektir. Bu tarifler, düşük yağ ve karbonhidrat oranlarıyla sağlıklı bir yaşam tarzını desteklerken lezzetten ödün vermez. Bol Proteinli ve Sağlıklı Tarifler Nelerdir? İşte hem besleyici hem de lezzetli bol proteinli tarifler: Izgara Tavuklu Kinoalı Salata Fırında Hindi Köftesi Yoğurtlu Tavuk Çorbası Protein Pancake Izgara Somon ve Avokado Mercimekli Protein Salatası Yumurta Beyazlı Sebzeli Omlet Izgara Tavuklu Kinoalı Salata Malzemeler ve Kalori Değerleri: 150 gram haşlanmış tavuk göğsü (165 kcal) 1 su bardağı haşlanmış kinoa (120 kcal) 1 avuç roka (10 kcal) 1/2 avokado (120 kcal) 1 yemek kaşığı zeytinyağı (119 kcal) 1 tatlı kaşığı limon suyu (5 kcal) Tuz, karabiber (0 kcal) Toplam Kalori:539 kcal (2 porsiyon)Hazırlık: Haşlanmış kinoayı geniş bir kaseye alın. Üzerine haşlanmış tavuk göğsü ve dilimlenmiş avokadoyu ekleyin. Zeytinyağı, limon suyu ve baharatlarla tatlandırarak karıştırın. Hafif, doyurucu ve bol proteinli bir öğün olarak servis edin. Fırında Hindi Köftesi Malzemeler ve Kalori Değerleri: 200 gram hindi kıyma (220 kcal) 1 adet kuru soğan (40 kcal) 1 adet rendelenmiş kabak (30 kcal) 2 yemek kaşığı tam buğday unu (60 kcal) 1 tatlı kaşığı zeytinyağı (40 kcal) Tuz, karabiber, kimyon (0 kcal) Toplam Kalori:390 kcal (4 porsiyon)Hazırlık: Hindi kıymayı rendelenmiş soğan, kabak ve unla karıştırın. Baharatları ekleyip iyice yoğurun ve köfte şekli verin. Köfteleri yağlı kağıt serili fırın tepsisine dizin ve 180 derece fırında 20 dakika... --- ### Sağlıklı ve Lezzetli Atıştırmalıklar > Sağlıklı ve lezzetli atıştırmalıklar, gün boyu enerjinizi korumanıza ve açlık krizlerini kontrol altına almanıza yardımcı olur. - Published: 2025-01-21 - Modified: 2025-01-21 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/saglikli-ve-lezzetli-atistirmaliklar - Kategoriler: Sağlıklı Tarifler Sağlıklı atıştırmalıklar, günlük yaşamın temposunda enerji seviyenizi yüksek tutmanın en kolay yollarından biridir. Evde kolayca hazırlayabileceğiniz lezzetli ve hafif atıştırmalıklar, açlık krizlerini kontrol altına alırken aynı zamanda dengeli beslenmeyi destekler. Doğal, düşük kalorili ve besleyici malzemelerle hazırlanan bu tarifler, hem lezzetli hem de sağlıklı bir alternatif sunar. Sağlıklı ve Lezzetli Atıştırmalıklar Nelerdir? İşte evde kolaylıkla hazırlayabileceğiniz, sağlıklı ve pratik atıştırmalık tarifleri: Fırında Baharatlı Nohut Muzlu Yulaf Barları Yoğurtlu Meyve Kasesi Chia Tohumlu Smoothie Fırında Sebze Cipsleri Kakaolu Enerji Topları Badem ve Hurma Ezmesi Fırında Baharatlı Nohut Malzemeler ve Kalori Değerleri: 1 su bardağı haşlanmış nohut (270 kcal) 1 yemek kaşığı zeytinyağı (119 kcal) 1 çay kaşığı kırmızı toz biber (6 kcal) 1 çay kaşığı kimyon (5 kcal) Tuz, karabiber (0 kcal) Toplam Kalori:400 kcal (4 porsiyon)Hazırlık: Haşlanmış nohutları bir kaseye alın. Zeytinyağı ve baharatları ekleyip iyice karıştırın. Yağlı kağıt serili bir fırın tepsisine yayın ve 200 derece fırında 20 dakika kadar pişirin. Çıtırlaşan nohutları ara öğünlerde sağlıklı bir atıştırmalık olarak tüketin. Muzlu Yulaf Barları Malzemeler ve Kalori Değerleri: 2 su bardağı yulaf ezmesi (300 kcal) 2 adet muz (180 kcal) 1 yemek kaşığı bal (20 kcal) 1 çay bardağı kuru üzüm (120 kcal) 1 tatlı kaşığı tarçın (6 kcal) Toplam Kalori:626 kcal (8 dilim)Hazırlık: Muzları ezerek püre haline getirin. Yulaf, bal, kuru üzüm ve tarçını ekleyerek karıştırın. Karışımı yağlı kağıt serili fırın tepsisine yayın ve 180 derece fırında 20 dakika pişirin. Soğuduktan sonra dilimleyerek tüketin. Yoğurtlu Meyve Kasesi Malzemeler ve Kalori Değerleri: 1 su bardağı yoğurt (60 kcal) 1 adet... --- ### Evde Yapılabilecek Sağlıklı Tarifler > Evde yapılabilecek sağlıklı tarifler, bütçe dostu ve kolay hazırlanabilir olmasıyla öne çıkar. Bu tarifler, besin değeri - Published: 2025-01-17 - Modified: 2025-01-17 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/evde-yapilabilecek-saglikli-tarifler - Kategoriler: Sağlıklı Tarifler Evde sağlıklı yemekler hazırlamak hem bütçe dostu hem de sağlıklı beslenme açısından oldukça avantajlıdır. Doğal ve taze malzemelerle hazırlayacağınız tariflerle öğünlerinizi lezzetli hale getirirken, vücudunuza gereken besin ögelerini sağlayabilirsiniz. Kendi mutfağınızda kısa sürede yapabileceğiniz evde yapılabilecek sağlıklı tarifler, pratikliği ve dengeli yapısıyla günlük beslenme rutininize kolayca dahil edilebilir. Evde Yapılabilecek Sağlıklı Tarifler Nelerdir? Evde kolayca yapabileceğiniz sağlıklı yemekler için işte size öneriler: Yulaflı Krep Sebzeli Quinoa Bowl Avokadolu Nohut Salatası Ev Yapımı Fırında Falafel Fırında Kabak Cipsi Mercimek Köftesi Muzlu Chia Puding Yulaflı Krep Malzemeler ve Kalori Değerleri: 1 su bardağı yulaf ezmesi (150 kcal) 1 adet yumurta (70 kcal) 1/2 su bardağı süt (50 kcal) 1 çay kaşığı zeytinyağı (40 kcal) Bir tutam tuz (0 kcal) Toplam Kalori:310 kcal (2 porsiyon)Hazırlık: Yulaf ezmesini blenderdan geçirerek un haline getirin. Yumurta, süt ve tuz ekleyerek karışımı iyice çırpın. Tavayı zeytinyağı ile yağlayarak karışımı ince bir tabaka halinde dökün. Her iki tarafını da 2-3 dakika pişirin. İsteğe bağlı olarak taze meyveler veya yoğurtla servis edebilirsiniz. Sebzeli Quinoa Bowl Malzemeler ve Kalori Değerleri: 1 su bardağı haşlanmış kinoa (120 kcal) 1/2 avokado (120 kcal) 1/2 su bardağı haşlanmış nohut (135 kcal) 1 adet salatalık (15 kcal) 1 tatlı kaşığı zeytinyağı (40 kcal) 1 yemek kaşığı limon suyu (5 kcal) Tuz, karabiber (0 kcal) Toplam Kalori:435 kcal (2 porsiyon)Hazırlık: Haşlanmış kinoayı geniş bir kaseye alın. Dilimlenmiş avokado, haşlanmış nohut ve doğranmış salatalıkları ekleyin. Zeytinyağı, limon suyu ve baharatları karıştırarak üzerine gezdirin. Sağlıklı ve doyurucu bir öğün olarak servis edin. Avokadolu Nohut Salatası Malzemeler ve... --- ### Az Kalorili Sağlıklı Yemek Tarifleri > Az kalorili sağlıklı yemek tarifleri, hafif ama doyurucu alternatifler sunar. Beslenme programınıza bu tarifleri - Published: 2025-01-17 - Modified: 2025-01-17 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/az-kalorili-saglikli-yemek-tarifleri - Kategoriler: Sağlıklı Tarifler Az kalorili yemekler, dengeli bir diyetin temel taşlarından biridir. Kalori oranı düşük, besin değeri yüksek tariflerle kilo kontrolü yaparken aynı zamanda vücudun ihtiyaç duyduğu enerji ve besin ögelerini karşılayabilirsiniz. Az kalorili sağlıklı yemek tarifleri, hem kolay hazırlanabilir hem de oldukça lezzetlidir. Az kalorili yemeklerle diyetinizi daha keyifli hale getirebilir ve sağlıklı bir yaşamın kapılarını aralayabilirsiniz. Az Kalorili Sağlıklı Yemek Tarifleri Nelerdir? Az kalorili tarifler genellikle taze sebzeler, sağlıklı yağlar ve düşük kalorili protein kaynakları içerir. İşte size önerdiğimiz lezzetli ve besleyici tarifler: Fırında Sebzeli Tavuk Kabak Spagetti Mercimekli Yeşil Salata Fırında Karnabahar Dilimleri Zeytinyağlı Kabak Yemeği Yoğurtlu Ispanak Mezesi Chia Tohumlu Meyve Salatası Fırında Sebzeli Tavuk Malzemeler ve Kalori Değerleri: 150 gram tavuk göğsü (165 kcal) 1 adet kabak (20 kcal) 1 adet havuç (25 kcal) 1 adet kırmızı biber (30 kcal) 1 yemek kaşığı zeytinyağı (119 kcal) Tuz, karabiber, kekik (0 kcal) Toplam Kalori:359 kcal (1 porsiyon)Hazırlık: Tavuk göğsünü ve sebzeleri ince dilimler halinde kesin. Sebzeleri ve tavukları bir fırın kabına yerleştirip zeytinyağı, tuz, karabiber ve kekikle harmanlayın. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 25-30 dakika pişirin. Yanında taze bir salatayla servis edebilirsiniz. Kabak Spagetti Malzemeler ve Kalori Değerleri: 2 adet kabak (40 kcal) 1 diş sarımsak (5 kcal) 1 tatlı kaşığı zeytinyağı (40 kcal) 2 yemek kaşığı domates sosu (30 kcal) Tuz, karabiber, fesleğen (0 kcal) Toplam Kalori:115 kcal (1 porsiyon)Hazırlık: Kabakları spiral kesiciyle spagetti şeklinde kesin. Tavada zeytinyağını ısıtıp sarımsağı soteleyin. Kabak spagettiyi tavaya ekleyip 2-3 dakika pişirin. Üzerine domates sosu ekleyerek fesleğenle süsleyin. Az kalorili, hafif ve... --- ### Diyet Dostu Lezzetli Yemekler > Diyet dostu lezzetli yemekler, sağlıklı ve dengeli beslenmeyi destekleyen, aynı zamanda lezzetli alternatifler sunar. - Published: 2025-01-17 - Modified: 2025-01-17 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/diyet-dostu-lezzetli-yemekler - Kategoriler: Sağlıklı Tarifler Diyet yaparken hem sağlıklı hem de lezzetli yemekler tüketmek oldukça önemlidir. Diyet dostu tarifler, düşük kalorili ve besleyici malzemelerle hazırlanarak hem tokluk hissini artırır hem de dengeli bir beslenme düzeni sağlar. Doğru pişirme yöntemleri ve doğal malzemelerle, kilo kontrolü yaparken lezzetten ödün vermeden öğünlerinizi zenginleştirebilirsiniz. Diyet Dostu Lezzetli Yemekler Nelerdir? Diyet dostu yemekler, düşük kalorili, yüksek besin değerine sahip ve kolayca hazırlanabilen tariflerden oluşur. İşte size hem pratik hem de lezzetli öneriler: Sebzeli Hindi Köfte Kinoalı Tavuklu Salata Izgara Somon ve Buharda Sebzeler Fırında Kabak Mücver Zeytinyağlı Enginar Yoğurtlu Semizotu Salatası Chia Tohumlu Meyveli Puding Sebzeli Hindi Köfte Malzemeler ve Kalori Değerleri: 200 gram hindi kıyma (220 kcal) 1 adet rendelenmiş kabak (30 kcal) 1 adet rendelenmiş havuç (25 kcal) 1 adet kuru soğan (40 kcal) 2 yemek kaşığı yulaf kepeği (40 kcal) Tuz, karabiber, kimyon (0 kcal) Toplam Kalori:355 kcal (4 porsiyon)Hazırlık: Hindi kıymayı rendelenmiş kabak, havuç, soğan ve yulaf kepeği ile karıştırın. Baharatları ekleyerek homojen bir karışım elde edin. Karışımdan ceviz büyüklüğünde parçalar alıp yuvarlayarak köfte şekli verin. Izgara tavada ya da fırında 180 derecede 20 dakika pişirin. Yanında yeşilliklerle servis edin. Kinoalı Tavuklu Salata Malzemeler ve Kalori Değerleri: 100 gram haşlanmış tavuk göğsü (165 kcal) 1 su bardağı haşlanmış kinoa (120 kcal) 1 avokado (250 kcal) 1 avuç roka (10 kcal) 1 yemek kaşığı zeytinyağı (119 kcal) 1 limonun suyu (10 kcal) Toplam Kalori:674 kcal (2 porsiyon)Hazırlık: Haşlanmış kinoayı geniş bir kaseye alın. Üzerine tavuk göğsü, dilimlenmiş avokado ve roka ekleyin. Zeytinyağı ve limon suyunu karıştırarak salataya... --- ### Kolay ve Hızlı Sağlıklı Tarifler > Kolay ve hızlı sağlıklı tarifler, günlük hayatınızın temposuna uyum sağlayarak dengeli beslenmenizi destekler. - Published: 2025-01-17 - Modified: 2025-01-17 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kolay-ve-hizli-saglikli-tarifler - Kategoriler: Sağlıklı Tarifler Yoğun bir yaşam temposunda hem kolay hem de hızlı hazırlanabilen sağlıklı yemek tarifleri, dengeli bir beslenme düzenini korumanıza yardımcı olur. Az malzeme ve kısa süreyle hazırlayabileceğiniz bu tarifler, lezzetten ödün vermeden sağlıklı öğünler sunar. Güne enerji dolu bir başlangıç yapabilir, akşam yemeğinde hafif ve doyurucu seçenekler tercih edebilirsiniz. Kolay ve Hızlı Sağlıklı Tarifler Nelerdir? Sağlıklı yemekler hazırlamak için saatler harcamak gerekmez. İşte hem besleyici hem de kolayca yapabileceğiniz tarifler: Avokadolu Tam Buğday Tost Fırında Sebzeli Omlet Bulgurlu Yeşil Mercimek Salatası Smoothie Kasesi Izgara Sebzeler ve Yoğurt Sos Fırında Baharatlı Nohut Hızlı Yoğurtlu Yulaf Kasesi Avokadolu Tam Buğday Tost Malzemeler ve Kalori Değerleri: 2 dilim tam buğday ekmeği (140 kcal) 1 adet olgun avokado (250 kcal) 1 tatlı kaşığı limon suyu (5 kcal) Bir tutam tuz ve karabiber (0 kcal) 3-4 adet cherry domates (15 kcal) Toplam Kalori:410 kcalHazırlık: Avokadoyu ortadan ikiye bölüp çekirdeğini çıkarın. Bir çatal yardımıyla ezerek püre haline getirin. Limon suyu, tuz ve karabiber ekleyerek iyice karıştırın. Hazırladığınız karışımı ekmek dilimlerinin üzerine sürün. Tost makinesinde 2-3 dakika ısıtın. Üzerine domates dilimleri ekleyerek servis edin. Fırında Sebzeli Omlet Malzemeler ve Kalori Değerleri: 3 adet yumurta (210 kcal) 1 çay bardağı süt (50 kcal) 1 adet kırmızı biber (30 kcal) 1 avuç ıspanak (7 kcal) 1 yemek kaşığı zeytinyağı (119 kcal) Tuz, karabiber (0 kcal) Toplam Kalori:416 kcalHazırlık: Yumurtaları sütle birlikte derin bir kapta çırpın. Doğranmış kırmızı biber ve ıspanak yapraklarını karışıma ekleyin. Yağlanmış bir fırın kabına dökerek, önceden ısıtılmış 180 derece fırında 15-20 dakika pişirin. Dilimleyerek sıcak ya da... --- ### Pratik ve Sağlıklı Yemek Tarifleri > Pratik ve sağlıklı yemek tarifleri, yoğun bir yaşam temposunda bile sağlıklı beslenme hedefinizi destekler. Az malzemeyle - Published: 2025-01-17 - Modified: 2025-01-17 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/pratik-ve-saglikli-yemek-tarifleri - Kategoriler: Sağlıklı Tarifler Yoğun bir yaşam temposunda hem pratik hem de sağlıklı yemekler hazırlamak mümkün. Dengeli bir beslenme düzenini koruyarak hızlıca hazırlayabileceğiniz tarifler, hem enerji verir hem de genel sağlığınızı destekler. Besin değerlerini kaybetmeden hazırlanan yemeklerle, gün boyu zinde kalabilir ve lezzetten ödün vermeden sağlıklı öğünler tüketebilirsiniz. Pratik ve Sağlıklı Yemek Tarifleri Nelerdir? Günlük hayatın koşturmacasında sağlıklı yemekler hazırlamak için az malzemeyle hızlıca hazırlanabilen tariflere ihtiyaç duyulur. Aşağıdaki öneriler, kolaylıkla uygulayabileceğiniz hem lezzetli hem de besleyici seçenekler sunar: Sebzeli Tavuk Sote Kinoalı Salata Fırında Somon ve Sebzeler Mercimek Çorbası Yulaflı Smoothie Kasesi Izgara Kabak ve Patlıcan Fırında Tatlı Patates Dilimleri Sebzeli Tavuk Sote Malzemeler: 200 gram tavuk göğsü 1 adet kabak 1 adet havuç 1 adet kırmızı biber 1 yemek kaşığı zeytinyağı Tuz, karabiber, kekik Hazırlık:Tavukları ve sebzeleri ince dilimler halinde doğrayın. Tavayı ısıtarak zeytinyağını ekleyin ve tavukları soteleyin. Tavuklar pembeleştikten sonra sebzeleri ekleyin ve baharatlarla tatlandırın. Yaklaşık 15 dakikada sağlıklı ve doyurucu bir yemek hazır! Kinoalı Salata Malzemeler: 1 su bardağı haşlanmış kinoa 1 avuç doğranmış maydanoz 1 avokado 1 limonun suyu 2 yemek kaşığı zeytinyağı Tuz, karabiber Hazırlık:Haşlanmış kinoayı geniş bir kaseye alın. Üzerine doğranmış avokado, maydanoz ve diğer malzemeleri ekleyip karıştırın. Ferahlatıcı bir salata olarak servis edebilirsiniz. Fırında Somon ve Sebzeler Malzemeler: 1 dilim somon fileto 1 adet brokoli 1 adet havuç 1 yemek kaşığı zeytinyağı Limon suyu, tuz, karabiber Hazırlık:Somonu ve doğranmış sebzeleri fırın tepsisine yerleştirin. Üzerine zeytinyağı ve limon suyu gezdirip baharatlarla tatlandırın. 180 derece fırında 20-25 dakika pişirerek sağlıklı bir akşam yemeği hazırlayabilirsiniz. Mercimek Çorbası Malzemeler: 1... --- ### Eriğin Faydaları Nelerdir? > Eriğin faydaları, sindirim sistemi üzerinde güçlü etkiler sunmasının yanı sıra cilt sağlığından bağışıklığı desteklemeye - Published: 2025-01-16 - Modified: 2025-01-16 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/erigin-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Faydaları Erik, düşük kalorili yapısı ve zengin besin içeriğiyle hem lezzetli hem de sağlık açısından faydalı bir meyvedir. Sindirim sistemini desteklemesi, kabızlık gibi sorunları hafifletmesi ve bağışıklık sistemini güçlendirmesiyle bilinir. Yüksek lif, antioksidanlar ve vitaminler bakımından zengin olan erik, hem taze hem de kurutulmuş haliyle sağlık için ideal bir besin kaynağıdır. Eriğin FaydalarıEriğin faydaları, sindirim sistemi üzerinde güçlü etkiler sunmasının yanı sıra cilt sağlığından bağışıklığı desteklemeye kadar birçok alanda fayda sağlar. Lif, C vitamini ve antioksidanlar açısından zengin olmasıyla genel sağlığa katkıda bulunur. Eriğin başlıca faydaları şunlardır: Sindirim sistemini düzenler ve kabızlığı önler. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Antioksidanlarla hücreleri korur. Kan şekerini dengelemeye yardımcı olur. Cilt sağlığını destekler. Kilo kontrolüne katkı sağlar. Enerji seviyelerini artırır. Sindirim Sistemini Düzenler ve Kabızlığı ÖnlerErik, yüksek lif içeriği sayesinde sindirim sistemi üzerinde olumlu etkiler sağlar. Özellikle çözünmez lifler, bağırsak hareketlerini artırarak kabızlık gibi sorunları hafifletir. Kurutulmuş erik, doğal bir müshil etkisi göstererek bağırsakların düzenli çalışmasını destekler. Erik, düzenli olarak tüketildiğinde bağırsak sağlığını iyileştirir ve sindirimi kolaylaştırır. Bağışıklık Sistemini GüçlendirirErik, içerdiği C vitamini ile bağışıklık sistemini destekler ve vücudu enfeksiyonlara karşı korur. Antioksidan bileşenleri serbest radikallerle savaşarak hücresel hasarı önler. Bu özellikleriyle erik, hastalıklara karşı vücudu daha dirençli hale getirir. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için erik, günlük beslenme rutinine eklenebilir. Antioksidanlarla Hücreleri KorurErik, antosiyanin ve beta-karoten gibi güçlü antioksidanlar içerir. Bu bileşenler, vücudu serbest radikallerin neden olduğu hücre hasarına karşı korur ve yaşlanma belirtilerini geciktirir. Ayrıca, bu antioksidanlar kalp sağlığını destekler ve kronik hastalık riskini azaltır. Antioksidan yönünden zengin bir beslenme için erik tüketimi ideal bir seçimdir. Eriğin... --- ### Propolisin ve Arı Sütünün Faydaları Nelerdir? > Propolis ve arı sütünün faydaları, içeriklerindeki zengin biyoaktif bileşenlerle vücudu hastalıklara karşı korur, enerji sağlar ve - Published: 2025-01-16 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/propolisin-ve-ari-sutunun-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Faydaları Propolis ve arı sütü, arılar tarafından üretilen ve sağlık açısından eşsiz faydalar sunan doğal ürünlerdir. Propolis, güçlü bir bağışıklık güçlendirici olarak bilinirken, arı sütü vücuda enerji verir ve genel sağlığı destekler. Antibakteriyel, antioksidan ve anti-enflamatuar özelliklere sahip olan bu mucizevi ürünler, enfeksiyonlardan koruma sağlamaktan cilt yenilenmesine kadar birçok alanda etkilidir. Doğal bir sağlık desteği arayanlar için propolis ve arı sütü, vazgeçilmez birer kaynaktır. Propolis ve Arı Sütünün FaydalarıPropolis ve arı sütünün faydaları, içeriklerindeki zengin biyoaktif bileşenlerle vücudu hastalıklara karşı korur, enerji sağlar ve bağışıklığı güçlendirir. Doğal tedavi yöntemlerinde sıklıkla kullanılan bu iki ürün, hem fiziksel hem de zihinsel sağlık üzerinde olumlu etkiler yaratır. Başlıca faydaları şunlardır: Bağışıklık sistemini güçlendirir. Enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Enerji verir ve yorgunluğu azaltır. Antioksidanlarla hücreleri korur. Cilt yenilenmesini destekler. Hormonları düzenler ve metabolizmayı destekler. Zihinsel ve fiziksel performansı artırır. Bağışıklık Sistemini GüçlendirirPropolis ve arı sütü, bağışıklık sistemini destekleyen doğal bileşenler içerir. Propolisin güçlü antibakteriyel ve antiviral özellikleri, vücudu enfeksiyonlara karşı korur. Arı sütü ise vücudu besleyerek bağışıklık sistemini güçlendiren etkiler sunar. Soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklara karşı etkili bir koruma sağlar. Düzenli propolis damlası kullanımı ve arı sütü tüketimi, bağışıklık sistemini güçlendirmek için etkili bir yöntemdir. Enfeksiyonlara Karşı Koruma SağlarPropolis, içeriğindeki antibakteriyel ve antifungal bileşenlerle mikroplara karşı doğal bir koruma sağlar. Ağız ve boğaz enfeksiyonlarında kullanıldığında iyileşme sürecini hızlandırır. Arı sütü ise hücresel yenilenmeyi destekleyerek enfeksiyonlara karşı vücudu güçlendirir. Propolis sprey veya damla olarak, arı sütü ise doğrudan ya da bal ile karıştırılarak tüketilebilir. Enerji Verir ve Yorgunluğu AzaltırArı sütü, içerdiği doğal şekerler, vitaminler... --- ### Çam Balının Faydaları Nelerdir? > Çam balının faydaları, sağlığa katkı sağlayan doğal bileşenlerle doludur. Özellikle bağışıklık sistemini destekleme, enfeksiyonlarla - Published: 2025-01-16 - Modified: 2025-01-16 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cam-balinin-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Faydaları Çam balı, doğanın sunduğu en değerli ürünlerden biridir. Bağışıklığı güçlendiren, enerji veren ve genel sağlığı destekleyen etkileriyle tanınır. Antibakteriyel ve antioksidan özellikleri sayesinde vücudu hastalıklara karşı korur ve iyileşme sürecini hızlandırır. Tatlı ve yoğun aromasıyla çaylardan kahvaltıya kadar birçok alanda kullanılan çam balı, sağlık dolu bir besin kaynağıdır. Çam Balının FaydalarıÇam balının faydaları, sağlığa katkı sağlayan doğal bileşenlerle doludur. Özellikle bağışıklık sistemini destekleme, enfeksiyonlarla savaşma ve enerji artırıcı etkileriyle öne çıkar. Çam balının başlıca faydaları şunlardır: Bağışıklık sistemini güçlendirir. Antibakteriyel özellikleriyle enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Enerji verir ve yorgunluğu azaltır. Antioksidanlarla hücre hasarını önler. Sindirim sistemini destekler. Soğuk algınlığı ve öksürük semptomlarını hafifletir. Yaraların iyileşmesini hızlandırır. Bağışıklık Sistemini GüçlendirirÇam balı, içerdiği antioksidanlar ve doğal enzimlerle bağışıklık sistemini güçlendirir. Vücudu enfeksiyonlara karşı koruyan bu özellikleri, hastalıklara yakalanma riskini azaltır. Özellikle soğuk algınlığı gibi dönemlerde düzenli çam balı tüketimi bağışıklık desteği sağlar. Sabahları bir kaşık çam balı tüketmek, bağışıklık sistemini güçlendirmek için etkili bir yöntemdir. Antibakteriyel Özellikleriyle Enfeksiyonlara Karşı Koruma SağlarÇam balı, doğal antibakteriyel özellikleriyle mikroorganizmaların büyümesini engeller ve enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Bu özellikleri sayesinde ağız, boğaz ve solunum yolları enfeksiyonlarında rahatlama sağlar. Ayrıca, çam balı, yara iyileşmesini hızlandırmak ve cilt üzerindeki tahrişleri azaltmak için de kullanılabilir. Boğaz ağrısını hafifletmek için sıcak suya veya bitki çayına bir kaşık çam balı eklenerek tüketilebilir. Enerji Verir ve Yorgunluğu AzaltırÇam balı, doğal şeker içeriğiyle hızlı enerji sağlayan bir besindir. İçeriğindeki glikoz ve fruktoz, vücudu anında enerjiyle besleyerek yorgunluğu giderir. Özellikle yoğun tempolu günlerde çam balı tüketimi enerji seviyelerini dengeler. Spor öncesi veya yoğun bir... --- ### Keten Tohumunun Faydaları Nelerdir? > Keten tohumunun faydaları, zengin lif içeriği ve omega-3 yağ asitleriyle genel sağlığı destekleyen bir besindir. Sindirimi kolaylaştırıcı, - Published: 2025-01-16 - Modified: 2025-01-16 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/keten-tohumunun-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Faydaları Keten tohumu, sağlık açısından birçok fayda sunan, lif ve omega-3 yağ asitleri bakımından zengin bir süper besindir. Sindirim sistemini desteklemesi, bağırsak hareketlerini düzenlemesi ve bağışıklığı güçlendirmesiyle bilinir. Ayrıca, kilo kontrolünden kalp sağlığına kadar pek çok alanda olumlu etkileri vardır. Çiğ, öğütülmüş veya yağı çıkarılarak tüketilebilen keten tohumu, sağlıklı bir yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır. Keten Tohumunun Faydaları NelerKeten tohumunun faydaları, zengin lif içeriği ve omega-3 yağ asitleriyle genel sağlığı destekleyen bir besindir. Sindirimi kolaylaştırıcı, kalp sağlığını koruyucu ve bağışıklık güçlendirici özellikleriyle dikkat çeker. Keten tohumunun başlıca faydaları şunlardır: Lif içeriğiyle sindirim sistemini destekler. Omega-3 yağ asitleriyle kalp sağlığını korur. Tokluk hissi sağlayarak kilo kontrolüne yardımcı olur. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Kötü kolesterolü düşürür. Antioksidanlarla hücreleri korur. Kan şekerini dengeler. Lif İçeriğiyle Sindirim Sistemini DesteklerKeten tohumu, çözünür ve çözünmez lifler açısından oldukça zengin bir besindir. Bu özellikleri sayesinde bağırsak hareketlerini düzenler, kabızlık gibi sindirim sorunlarını önler ve genel sindirim sağlığını iyileştirir. Ayrıca lifler, bağırsak florasının dengelenmesine yardımcı olarak uzun vadeli sindirim desteği sağlar. Keten tohumu suyla karıştırılarak veya yoğurda eklenerek sindirimi desteklemek için tüketilebilir. Omega-3 Yağ Asitleriyle Kalp Sağlığını KorurKeten tohumu, bitkisel omega-3 yağ asitleri olan alfa-linolenik asit (ALA) açısından zengindir. Bu yağ asitleri, kalp sağlığını destekler, damar sertliğini önler ve kötü kolesterol seviyelerini düşürür. Düzenli keten tohumu tüketimi, kalp hastalıkları riskini azaltmada etkili bir doğal yöntemdir. Keten tohumu yağı, kalp dostu beslenme düzenine katkı sağlamak için kullanılabilir. Tokluk Hissi Sağlayarak Kilo Kontrolüne Yardımcı OlurKeten tohumu, yüksek lif içeriği sayesinde mideyi doldurarak uzun süre tokluk hissi sağlar. Bu özelliği, aşırı yeme isteğini azaltır... --- ### Fesleğenin Faydaları Nelerdir? > Fesleğenin faydaları, hem zihin hem de beden sağlığına olumlu etkiler sağlayan mucizevi bir bitkidir. Sinir sistemini - Published: 2025-01-15 - Modified: 2025-01-15 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/feslegenin-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Faydaları Fesleğen, mutfaklarda yaygın olarak kullanılan, aynı zamanda sağlığa sayısız faydası bulunan aromatik bir bitkidir. Zihin üzerindeki yatıştırıcı etkileri ve vücudu rahatlatıcı özellikleriyle dikkat çeker. Güçlü antioksidanlar, vitaminler ve mineraller içeren fesleğen, bağışıklık sistemini güçlendirmekten sindirimi desteklemeye kadar birçok fayda sağlar. Çay, yemek ve salatalarda kullanılabilen fesleğen, hem lezzet hem de sağlık açısından eşsiz bir bitkidir. Fesleğenin Faydaları Nelerdir? Fesleğenin faydaları, hem zihin hem de beden sağlığına olumlu etkiler sağlayan mucizevi bir bitkidir. Sinir sistemini yatıştıran ve bağışıklığı güçlendiren özellikleriyle öne çıkar. Aynı zamanda iltihap önleyici etkileriyle genel sağlığı destekler. Fesleğenin başlıca faydaları şunlardır: Zihni yatıştırır ve stresi azaltır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Sindirim sistemini destekler. Antioksidanlarla hücreleri korur. Solunum yollarını rahatlatır. Kalp sağlığını destekler. Cilt sağlığını iyileştirir. Zihni Yatıştırır ve Stresi AzaltırFesleğen, doğal bir adaptogen olarak bilinir ve stresle mücadelede etkili bir bitkidir. İçerdiği uçucu yağlar, sinir sistemini yatıştırır ve sakinlik hissi yaratır. Zihin yorgunluğunu hafifletmek ve konsantrasyonu artırmak için fesleğen çayı veya fesleğen yağı kullanılabilir. Fesleğen, düzenli olarak tüketildiğinde kaygı ve stres seviyelerini azaltarak daha huzurlu bir yaşam sağlar. Bağışıklık Sistemini GüçlendirirFesleğen, antioksidanlar ve C vitamini bakımından zengin bir bitkidir. Bu özellikleri sayesinde bağışıklık sistemini destekler ve vücudu enfeksiyonlara karşı korur. Özellikle soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıkların önlenmesinde etkili bir rol oynar. Fesleğen yaprakları çay olarak tüketildiğinde bağışıklığı artırıcı etkileri daha da belirgin hale gelir. Sindirim Sistemini DesteklerFesleğen, mideyi yatıştıran ve sindirimi kolaylaştıran özelliklere sahiptir. Şişkinlik, mide krampları ve hazımsızlık gibi sorunları hafifletir. Ayrıca bağırsak hareketlerini düzenleyerek sindirim sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışmasına katkıda bulunur. Fesleğen çayı, yemek sonrası... --- ### Çörek Otunun Faydaları Sağlık ve Şifa Kaynağı > Çörek otunun faydaları, zengin besin içeriği ve aktif bileşenleriyle sağlığa pek çok fayda sunar. Özellikle bağışıklık sistemini destekleyici - Published: 2025-01-15 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/corek-otunun-faydalari-saglik-ve-sifa-kaynagi - Kategoriler: Faydaları Çörek otu, tarih boyunca sağlık için kullanılan, mucizevi faydalar sunan bir bitkidir. Özellikle bağışıklık sistemini güçlendirme, sindirimi destekleme ve vücudu hastalıklara karşı koruma özellikleriyle bilinir. İçerdiği timokinon adlı aktif bileşik, güçlü antioksidan ve anti-enflamatuar etkiler sunar. Baharat olarak yemeklerde kullanılan veya yağı çıkarılarak tüketilen çörek otu, doğal bir sağlık kaynağıdır. Çörek Otunun Faydaları Nelerdir? Çörek otunun faydaları, zengin besin içeriği ve aktif bileşenleriyle sağlığa pek çok fayda sunar. Özellikle bağışıklık sistemini destekleyici etkileriyle öne çıkan bu mucizevi tohum, sindirimi kolaylaştırır ve vücudu kronik hastalıklara karşı korur. Çörek otunun başlıca faydaları şunlardır: Bağışıklık sistemini güçlendirir. Anti-enflamatuar özelliklere sahiptir. Sindirim sistemini destekler. Kan şekerini dengelemeye yardımcı olur. Kolesterol seviyelerini düzenler. Hücre yenilenmesini destekler. Saç ve cilt sağlığını iyileştirir. Bağışıklık Sistemini GüçlendirirÇörek otu, bağışıklık sistemini destekleyen timokinon gibi güçlü aktif bileşenler içerir. Bu bileşikler, vücudu enfeksiyonlara karşı korur ve hastalıklara yakalanma riskini azaltır. Özellikle soğuk algınlığı ve grip gibi dönemlerde düzenli çörek otu tüketimi bağışıklık sistemini güçlendirmede etkili bir yöntemdir. Çörek otu yağı, bağışıklık sistemini desteklemek için sıkça tercih edilen bir alternatiftir. Anti-Enflamatuar Özelliklere SahiptirÇörek otunun en güçlü özelliklerinden biri, vücutta iltihaplanmayı azaltan anti-enflamatuar etkisidir. Romatizma ve eklem ağrıları gibi enflamasyon kaynaklı rahatsızlıkların semptomlarını hafifletir. Ayrıca, solunum yolu rahatsızlıklarında da rahatlama sağlar. Düzenli çörek otu tüketimi, kronik enflamasyon kaynaklı hastalıkların önlenmesine katkıda bulunabilir. Sindirim Sistemini DesteklerÇörek otu, mide ve bağırsak hareketlerini düzenleyerek sindirimi kolaylaştırır. Gaz, şişkinlik ve hazımsızlık gibi sindirim sorunlarında etkili bir rahatlama sağlar. Aynı zamanda bağırsak florasını dengeleyerek genel sindirim sağlığını destekler. Çörek otu çayı, sindirimi kolaylaştırmak ve mide rahatsızlıklarını hafifletmek... --- ### Tarçının Faydaları Nelerdir? > Tarçının faydaları, içerdiği aktif bileşenler sayesinde kan şekerini dengelemeden bağışıklığı güçlendirmeye kadar pek çok fayda sunar. - Published: 2025-01-15 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/tarcinin-faydalari-kan-sekerini-dengeleyici-etkileri - Kategoriler: Faydaları Tarçın, hoş kokusu ve lezzetinin yanı sıra sağlık açısından da birçok fayda sunan bir baharattır. Özellikle kan şekerini dengeleyici etkileri ve antioksidan içeriğiyle bilinir. Sindirimi destekleyen, bağışıklığı güçlendiren ve enerji seviyelerini artıran özellikleriyle dikkat çeker. Tatlılardan içeceklere kadar geniş bir kullanım alanına sahip olan tarçın, doğal bir sağlık desteği olarak mutfaklarda sıkça tercih edilir. Tarçının Faydaları Nelerdir? Tarçının faydaları, içerdiği aktif bileşenler sayesinde kan şekerini dengelemeden bağışıklığı güçlendirmeye kadar pek çok fayda sunar. Antienflamatuar ve antioksidan özellikleriyle genel sağlığa önemli katkılarda bulunur. Tarçının başlıca faydaları şunlardır: Kan şekerini dengeler ve insülin duyarlılığını artırır. Antioksidanlarla hücre hasarını önler. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Sindirim sistemini destekler. Kötü kolesterol seviyesini düşürür. Enflamasyonu azaltır. Enerji seviyelerini artırır. Kan Şekerini Dengeler ve İnsülin Duyarlılığını ArtırırTarçın, kan şekerini dengeleme konusunda doğal bir destek sunar. İçeriğindeki bileşenler, insülin duyarlılığını artırarak kan şekeri seviyelerinin kontrol altına alınmasına yardımcı olur. Bu etkisi sayesinde tarçın, özellikle diyabet hastaları ve insülin direnci olan bireyler için önemli bir besindir. Tarçını düzenli tüketmek, yemeklerden sonra kan şekerinde meydana gelen ani yükselmeleri önleyebilir. Tarçın çayı veya bir tutam toz tarçın eklenmiş yoğurt, kan şekeri dengelemede etkili bir yöntemdir. Antioksidanlarla Hücre Hasarını ÖnlerTarçın, güçlü antioksidanlar içerir. Özellikle polifenoller, serbest radikallerin neden olduğu hücresel hasarı önler ve yaşlanma sürecini yavaşlatır. Antioksidan içeriği, bağışıklık sistemini güçlendirirken kalp sağlığını da destekler. Antioksidan açısından zengin bir diyetin parçası olarak tarçın tüketmek, vücudu kronik hastalıklardan koruyabilir ve genel sağlığı iyileştirebilir. Sindirim Sistemini DesteklerTarçın, sindirimi kolaylaştıran ve mideyi rahatlatan özelliklere sahiptir. Özellikle şişkinlik, mide krampları ve gaz gibi sindirim sorunlarında etkili bir... --- ### Zencefilin Faydaları Nelerdir? > Zencefilin faydaları, içerdiği biyoaktif bileşenler, vitaminler ve mineraller sayesinde genel sağlığı destekleyen güçlü bir bitkidir. - Published: 2025-01-14 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/zencefilin-faydalari-bagisiklik-ve-sindirime-mucizevi-etkiler - Kategoriler: Faydaları Zencefil, sağlık açısından sayısız fayda sunan, kök bitkiler arasında önemli bir yere sahip doğal bir şifa kaynağıdır. Özellikle bağışıklık sistemini güçlendirmesi ve sindirimi desteklemesiyle bilinir. İçerdiği gingerol adlı aktif bileşik, anti-enflamatuar ve antioksidan özellikler sunarak vücudu hastalıklara karşı korur. Çay, yemek ve smoothielerde kullanılabilen zencefil, hem lezzeti hem de sağlığa olan katkılarıyla mutfakların vazgeçilmezlerinden biridir. Zencefilin Faydaları Nelerdir? Zencefilin faydaları, içerdiği biyoaktif bileşenler, vitaminler ve mineraller sayesinde genel sağlığı destekleyen güçlü bir bitkidir. Bağışıklık sistemini güçlendirmekten mide bulantısını hafifletmeye kadar birçok alanda fayda sağlar. Zencefilin başlıca faydaları şunlardır: Bağışıklık sistemini güçlendirir. Sindirim sorunlarını hafifletir. Enflamasyonu azaltır ve ağrıları hafifletir. Mide bulantısını önler. Soğuk algınlığı ve grip semptomlarını hafifletir. Kilo kontrolüne destek olur. Kan dolaşımını iyileştirir. Bağışıklık Sistemini GüçlendirirZencefil, içerdiği antioksidanlar ve gingerol sayesinde bağışıklık sistemini destekler. Bu bileşenler, vücudu enfeksiyonlara karşı korur ve hastalıklara yakalanma riskini azaltır. Soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıkların semptomlarını hafifletmek için zencefil çayı tüketilebilir. Düzenli olarak zencefil tüketmek, bağışıklığı artırarak özellikle kış aylarında hastalıklara karşı doğal bir koruma sağlar. Sindirim Sorunlarını HafifletirZencefil, mide ve bağırsak hareketlerini düzenleyerek sindirimi destekler. Gaz, şişkinlik ve hazımsızlık gibi sindirim sorunlarını hafifletici etkileri vardır. Aynı zamanda mide bulantısını ve kusmayı önlemeye yardımcı olur. Zencefil çayı, yemek sonrası sindirimi kolaylaştırmak ve mideyi rahatlatmak için ideal bir seçenektir. Özellikle hamilelik döneminde yaşanan sabah bulantılarına karşı doğal bir çözüm sunar. Enflamasyonu Azaltır ve Ağrıları HafifletirZencefil, anti-enflamatuar özellikleri sayesinde vücuttaki iltihaplanmayı azaltır ve eklem ağrılarını hafifletir. Osteoartrit ve romatizma gibi durumlarda ağrıyı azaltıcı etkiler gösterebilir. Aynı zamanda baş ağrısı ve adet sancıları gibi günlük... --- ### Nanenin Faydaları Nelerdir? > Nanenin faydaları, antioksidan ve uçucu yağlar açısından zengin yapısıyla birçok sağlık faydası sunar. Özellikle sindirim sistemi ve solunum - Published: 2025-01-14 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/nanenin-faydalari-sindirim-ve-solunum-sistemi-etkileri - Kategoriler: Faydaları Nane, hoş kokusu ve ferahlatıcı etkisiyle mutfaklarda sıkça kullanılan bir bitkidir. Sağlık açısından sunduğu faydalar arasında sindirimi kolaylaştırması, solunum yollarını rahatlatması ve bağışıklığı güçlendirmesi yer alır. İçerdiği uçucu yağlar, vitaminler ve antioksidanlar sayesinde mide rahatsızlıklarından soğuk algınlığına kadar birçok soruna karşı etkili bir destek sağlar. Çay, yemek ve salatalarda kullanılan nane, hem lezzet hem de sağlık sunar. Nanenin Faydaları Nelerdir? Nanenin faydaları, antioksidan ve uçucu yağlar açısından zengin yapısıyla birçok sağlık faydası sunar. Özellikle sindirim sistemi ve solunum yolları üzerindeki etkileriyle bilinen nane, stresi azaltıcı ve ferahlatıcı özelliklere de sahiptir. Nanenin başlıca faydaları şunlardır: Sindirim sistemini destekler ve mideyi rahatlatır. Solunum yollarını açar ve nefes almayı kolaylaştırır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Baş ağrısını hafifletir. Stresi azaltır ve rahatlatıcı bir etki sunar. Cilt sağlığını destekler. Kötü nefesi önler. Sindirim Sistemini Destekler ve Mideyi RahatlatırNane, mideyi yatıştıran ve sindirimi kolaylaştıran doğal bileşikler içerir. Özellikle içerdiği mentol, mide kaslarını gevşeterek hazımsızlık ve şişkinlik gibi sorunları hafifletir. Ayrıca, bağırsaklardaki gazı azaltıcı etkileriyle rahatlama sağlar. Nane çayı, yemek sonrası şişkinlik ve mide rahatsızlıklarını hafifletmek için mükemmel bir seçenektir. Düzenli olarak tüketildiğinde sindirim sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışmasına yardımcı olur. Solunum Yollarını Açar ve Nefesi RahatlatırNane, solunum yollarını rahatlatıcı etkisiyle bilinir. Mentol içeriği sayesinde burun tıkanıklığını açar, balgamı azaltır ve nefes almayı kolaylaştırır. Bu özellikleri, soğuk algınlığı, grip ve sinüzit gibi solunum yolu hastalıklarında destekleyici bir rol oynar. Buhar şeklinde kullanıldığında veya nane çayı tüketildiğinde solunum yollarında anında ferahlık hissi sağlar. Özellikle kış aylarında, nefes almayı kolaylaştırmak için ideal bir bitkidir. Bağışıklık Sistemini GüçlendirirNane, içerdiği C vitamini... --- ### Ispanağın Faydaları Demir Deposu ve Sağlık Gücü > Ispanağın faydaları, vitamin, mineral ve antioksidan zengini yapısıyla genel sağlığı koruyucu özelliklere sahiptir. İçeriğindeki demir, - Published: 2025-01-14 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ispanagin-faydalari-demir-deposu-ve-saglik-gucu - Kategoriler: Faydaları Ispanak, demir ve diğer önemli vitamin-mineral içerikleriyle sağlık açısından oldukça faydalı bir sebzedir. Özellikle kansızlık, bağışıklık sistemi güçlendirme ve kemik sağlığına katkılarıyla bilinir. Düşük kalorili yapısı sayesinde diyet dostu bir sebze olan ıspanak, antioksidanlar ve lif açısından zengin yapısıyla genel sağlığı destekler. Çorbalardan salatalara kadar birçok tarifte kullanılan ıspanak, hem lezzet hem de besleyicilik açısından sofraların vazgeçilmez sebzelerindendir. Ispanağın Faydaları Nelerdir? Ispanağın faydaları, vitamin, mineral ve antioksidan zengini yapısıyla genel sağlığı koruyucu özelliklere sahiptir. İçeriğindeki demir, folat ve C vitamini sayesinde kansızlık problemini azaltırken, bağışıklığı güçlendirir ve enerji seviyelerini artırır. Ispanağın başlıca faydaları şunlardır: Demir içeriğiyle kansızlığa iyi gelir. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Kemik sağlığını destekler. Sindirim sistemini düzenler. Antioksidanlarla hücre hasarını önler. Kalp sağlığını korur. Cilt ve saç sağlığını iyileştirir. Demir İçeriği ile Kansızlığa İyi GelirIspanak, demir açısından zengin bir sebzedir ve özellikle kansızlık problemi yaşayan bireyler için oldukça faydalıdır. Demir, vücudun oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerini üretmesine yardımcı olur ve enerji seviyelerini artırır. İçeriğindeki C vitamini, demirin emilimini artırarak vücuttaki etkisini güçlendirir. Düzenli olarak ıspanak tüketmek, kansızlık belirtilerini azaltabilir ve vücuda enerji kazandırır. Özellikle demir eksikliği anemisi yaşayan bireyler için ideal bir besindir. Bağışıklık Sistemini GüçlendirirIspanak, C vitamini ve beta-karoten gibi bağışıklık sistemini destekleyen güçlü bileşenler içerir. Bu besin maddeleri, vücudu enfeksiyonlara karşı korur ve hastalıklara yakalanma riskini azaltır. Ayrıca, antioksidan içeriği serbest radikallerin neden olduğu hücre hasarını önler. Kış aylarında düzenli olarak ıspanak tüketmek, bağışıklığı güçlendirmek ve hastalıklara karşı doğal bir koruma sağlamak için etkili bir yöntemdir. Kemik Sağlığını DesteklerIspanak, kemik sağlığı için gerekli olan K vitamini, kalsiyum... --- ### Pancarın Faydaları Kan Dolaşımını Destekleyen Özelliklerİ > Pancarın faydaları, kan dolaşımını destekleyen özellikleri, güçlü antioksidan yapısı ve zengin besin içeriği ile sağlıklı - Published: 2025-01-13 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/pancarin-faydalari-kan-dolasimini-destekleyen-ozellikler - Kategoriler: Faydaları Pancar, güçlü besin içeriği ve sağlık açısından sunduğu faydalarla dikkat çeken bir sebzedir. Özellikle kan dolaşımını destekleyen nitrik oksit üretimini artırması, pancarı kalp ve damar sağlığı için ideal bir besin haline getirir. Antioksidanlar, vitaminler ve mineraller açısından zengin olan pancar, bağışıklık sistemini güçlendirir, enerji seviyelerini artırır ve sindirimi destekler. Çiğ, pişmiş veya suyu sıkılarak tüketilebilen pancar, lezzetli ve besleyici bir seçenek sunar. Pancarın Faydaları Nelerdir? Pancar, sağlıklı yaşamı destekleyen birçok özelliğe sahiptir. Kan dolaşımını artıran doğal bileşenlerinden, cilt sağlığını iyileştiren etkilerine kadar pek çok fayda sunar. Yüksek lif içeriği ve düşük kalorili yapısı ile diyet dostu bir sebzedir. Pancarın başlıca faydaları şunlardır: Kan dolaşımını artırır ve tansiyonu düzenler. Antioksidanlarla bağışıklık sistemini güçlendirir. Sindirimi destekler ve bağırsak sağlığını iyileştirir. Enerji seviyelerini artırır. Cilt sağlığını destekler ve yaşlanma belirtilerini azaltır. Kansızlığa karşı etkilidir. Beyin sağlığını korur ve zihinsel fonksiyonları destekler. Kan Dolaşımını Artırır ve Tansiyonu DüzenlerPancar, içerdiği doğal nitratlarla kan dolaşımını artıran bir sebzedir. Vücutta nitrik oksit üretimini destekleyerek damarları genişletir ve kan akışını iyileştirir. Bu etkisi sayesinde tansiyonu dengeler ve kalp sağlığını korur. Araştırmalar, düzenli pancar tüketiminin yüksek tansiyonu düşürmeye yardımcı olabileceğini göstermektedir. Kalp-damar hastalıkları riskini azaltmak için pancar, beslenme düzeninin önemli bir parçası olabilir. Antioksidanlarla Bağışıklığı GüçlendirirPancar, betalain adı verilen güçlü antioksidanlar içerir. Bu bileşikler, hücreleri serbest radikallerin neden olduğu hasarlardan korur ve iltihaplanmayı azaltır. Ayrıca içerdiği C vitamini, bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudu enfeksiyonlara karşı korur. Antioksidan açısından zengin bir beslenme düzeni, hem genel sağlık hem de yaşlanma karşıtı etkiler için önemlidir. Pancar, bu konuda doğal bir destek sunar. Enerji... --- ### Kabak Çekirdeğinin Faydaları Nelerdir? > Kabak çekirdeğinin faydaları, vitamin ve mineral zenginliği ile sağlıklı bir atıştırmalık olarak öne çıkar. Bağışıklık sistemini - Published: 2025-01-13 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kabak-cekirdeginin-faydalari-vitamin-ve-mineral-deposu - Kategoriler: Faydaları Kabak çekirdeği, zengin vitamin ve mineral içeriği ile sağlıklı bir atıştırmalık olarak öne çıkar. İçerdiği magnezyum, çinko, demir ve sağlıklı yağlar sayesinde vücut fonksiyonlarını desteklerken, antioksidan özellikleri ile hücreleri serbest radikallerin zararlarından korur. Protein bakımından da zengin olan kabak çekirdeği, bağışıklık sistemini güçlendiren, kalp sağlığını destekleyen ve enerji seviyelerini artıran özelliklere sahiptir. Küçük boyutuna rağmen büyük faydalar sunan kabak çekirdeği, hem lezzetli hem de besleyici bir seçenektir. Kabak Çekirdeğinin Faydaları Nelerdir? Kabak çekirdeğinin faydaları, içerdiği besin maddeleriyle genel sağlığa birçok katkı sağlar. Sağlıklı yağlardan zengin yapısı, kalp sağlığını korurken, magnezyum ve çinko gibi mineraller metabolizmayı destekler. Antioksidan içeriği sayesinde bağışıklık sistemini güçlendiren kabak çekirdeği, enerji verir ve uzun süre tokluk sağlar. Kabak çekirdeğinin başlıca faydaları şunlardır: Bağışıklık sistemini güçlendirir. Kalp sağlığını destekler. Uyku kalitesini artırır. Cilt ve saç sağlığını iyileştirir. Prostat sağlığını korur. Kemik sağlığına faydalıdır. Kan şekerini dengeler. Bağışıklık Sistemini GüçlendirirKabak çekirdeği, yüksek çinko içeriği ile bağışıklık sistemini güçlendiren etkili bir besindir. Çinko, vücudun hastalıklara karşı savunmasını artırırken, enfeksiyon riskini de azaltır. Ayrıca, antioksidan bileşikler sayesinde hücreleri serbest radikallerden korur ve vücudun genel direncini artırır. Düzenli kabak çekirdeği tüketimi, soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklara karşı koruma sağlayabilir. Özellikle kış aylarında bağışıklığı desteklemek için beslenme düzenine dahil edilmesi önerilir. Kalp Sağlığını DesteklerKabak çekirdeği, kalp sağlığını koruyan sağlıklı yağlar ve magnezyum açısından zengindir. Bu bileşenler, kötü kolesterol seviyelerini düşürürken, iyi kolesterolü artırır. Ayrıca, magnezyumun kan basıncını dengeleyici etkisi sayesinde kalp krizi ve felç riskini azaltır. Kabak çekirdeği, omega-3 ve omega-6 yağ asitleri içerir. Bu yağlar, damarların elastikiyetini artırır ve kan... --- ### Patlıcanın Faydaları: Düşük Kalorili ve Kalp Dostu Özellikler > Patlıcan faydaları, düşük kalorili yapısı, yüksek lif içeriği ve antioksidan özellikleri ile sağlıklı bir yaşam için ideal bir sebzedir. - Published: 2025-01-13 - Modified: 2025-01-13 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/patlicanin-faydalari-dusuk-kalorili-ve-kalp-dostu-ozellikler - Kategoriler: Faydaları Patlıcan, düşük kalorili yapısı, yüksek lif içeriği ve zengin besin değerleri ile sağlıklı beslenmenin vazgeçilmez sebzelerinden biridir. Antioksidanlarla dolu yapısı sayesinde hücreleri serbest radikallerin zararlarından korur, kalp sağlığını destekler ve kilo kontrolüne yardımcı olur. Özellikle mor rengi ile dikkat çeken patlıcan, içeriğindeki antosiyaninler sayesinde birçok sağlık sorununa karşı koruma sağlar. Izgaradan fırınlanmış yemeklere kadar birçok farklı tarifte kullanılabilen patlıcan, lezzetiyle de sofraların baş tacıdır. Peki patlıcanın faydaları nelerdir? Patlıcanın Faydaları Nelerdir? Patlıcan, içeriğindeki vitaminler, mineraller ve antioksidanlarla sağlığa birçok fayda sağlar. Özellikle kalp sağlığı, kan şekeri dengesi ve kilo kontrolü gibi alanlarda olumlu etkileri ile öne çıkar. Lifli yapısı sindirimi desteklerken, içeriğindeki biyoaktif bileşenler hücresel yenilenmeyi destekler. Patlıcanın başlıca faydaları şunlardır: Düşük kalorili ve besleyicidir. Kalp sağlığını destekler. Antioksidan içeriği yüksektir. Kan şekerini düzenler. Kilo kontrolüne yardımcı olur. Sindirim sistemini destekler. Bazı kanser türlerine karşı koruyucudur. Düşük Kalorili ve BesleyicidirPatlıcan, düşük kalorili bir sebze olmasına rağmen vitamin ve mineral açısından oldukça zengindir. Bir fincan çiğ patlıcan yaklaşık 20 kalori içerir ve bu da diyet yapanlar için ideal bir seçenek sunar. Lif içeriği sayesinde uzun süre tokluk hissi sağlar ve bağırsak sağlığını destekler. Ayrıca içerdiği manganez, potasyum ve C vitamini gibi besin maddeleri, bağışıklığı güçlendirmeye ve enerji seviyelerini artırmaya yardımcı olur. Patlıcan, diyet dostu olmasının yanı sıra, vücudun temel ihtiyaçlarını karşılayan birçok önemli mikro besin içerir. Bu özellikleri sayesinde hem kilo kontrolü hem de genel sağlık için oldukça faydalıdır. Kalp Sağlığını DesteklerPatlıcan, içerdiği antioksidanlar ve lif sayesinde kalp sağlığını korur. Özellikle kötü kolesterol (LDL) seviyelerini düşürerek damar tıkanıklığını önler. Ayrıca, antosiyaninler... --- ### Maydanozun Faydaları ve Besin Değeri > Maydanozun faydaları içerdiği yüksek vitamin ve mineral oranı sayesinde hem sağlık hem de güzellik açısından birçok fayda sunar. Antioksidan - Published: 2025-01-10 - Modified: 2025-01-13 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/maydanozun-faydalari-ve-besin-degeri - Kategoriler: Faydaları Maydanoz, düşük kalorili, yüksek besin değerine sahip bir yeşilliktir ve içerdiği vitaminler, mineraller ve antioksidanlarla sağlık açısından pek çok fayda sağlar. Düzenli tüketimi bağışıklık sistemini güçlendirir, sindirimi destekler ve toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olur. Ayrıca, cilt sağlığını iyileştiren, iltihaplanmayı azaltan ve böbrek sağlığını koruyan etkileri ile dikkat çeker. Maydanoz, hem yemeklerde hem de içeceklerde sıkça kullanılarak diyetinize sağlık katabilir. Maydanozun Faydaları Nelerdir? Maydanozun faydaları, içerdiği yüksek vitamin ve mineral oranı sayesinde hem sağlık hem de güzellik açısından birçok fayda sunar. Antioksidan özelliği, bağışıklığı desteklemesi ve cildi yenileyici etkileri maydanozun öne çıkan özelliklerindendir. Düzenli tüketildiğinde kan basıncını dengeler, toksinleri vücuttan atar ve organ fonksiyonlarını destekler. Maydanozun başlıca faydaları şunlardır: Yüksek antioksidan içeriğiyle bağışıklığı güçlendirir. Böbrek sağlığını korur ve toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Kan şekerini dengelemede etkilidir. Sindirimi destekler ve mide rahatsızlıklarını hafifletir. Cilt sağlığını iyileştirir ve yaşlanma belirtilerini azaltır. Kansızlığa karşı etkilidir. İltihaplanmayı azaltıcı özelliklere sahiptir. Yüksek Antioksidan İçeriği Maydanoz, güçlü antioksidan bileşenler içerir. Özellikle flavonoidler, C vitamini ve beta-karoten gibi bileşikler, serbest radikallerle savaşarak hücre hasarını önler. Bu özellikler, maydanozun yaşlanmayı yavaşlatıcı etkilerini ve bağışıklık sistemi üzerindeki olumlu etkilerini açıklar. Antioksidan içeriği ayrıca kalp sağlığını korur, damarları güçlendirir ve kronik hastalık riskini azaltır. Düzenli olarak maydanoz tüketmek, daha sağlıklı bir cilt, güçlü bir bağışıklık sistemi ve dengeli enerji seviyeleri sağlar. Böbrek Sağlığını Destekler Maydanoz, diüretik etkisi sayesinde böbrek sağlığını destekler. Vücutta biriken fazla sıvının atılmasına yardımcı olur ve toksinleri temizler. Bu özellikleriyle böbrek taşı oluşumunu önlemeye yardımcı olabilir. Ancak aşırı tüketimi böbrek üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir, bu yüzden özellikle... --- ### Karadutun Faydaları Nelerdir? > Bu yazıda, karadutun faydaları, besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin faydalarını detaylı bir şekilde - Published: 2025-01-08 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/karadutun-faydalari-bagisiklik-guclendiren-meyve - Kategoriler: Faydaları Karadut, tatlı ve ekşi lezzetiyle bilinen, vitamin ve mineral açısından oldukça zengin bir meyvedir. Antioksidanlar, C vitamini ve demir içeriğiyle bağışıklık sistemini güçlendirir, cilt sağlığını destekler ve enerji verir. Karadut, aynı zamanda sindirimi kolaylaştırması ve kan yapıcı etkileriyle de sağlık üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Bu yazıda, karadutun faydaları, besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin faydalarını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Karadutun Besin DeğeriBir fincan (yaklaşık 140 gram) karadutun besin değerleri şu şekildedir: Kalori:60 kcal Karbonhidrat:14 gram Protein:2 gram Lif:2. 4 gram C Vitamini:Günlük ihtiyacın %85’i Demir:Günlük ihtiyacın %14’ü K Vitamini:Günlük ihtiyacın %11’i Antioksidanlar:Antosiyaninler, flavonoidler, resveratrol Karadut, özellikle yüksek antioksidan içeriğiyle dikkat çeker ve sağlık açısından birçok fayda sunar. Karadutun Sağlığa Faydaları 1. Bağışıklık Sistemini GüçlendirirKaradut, yüksek C vitamini ve antioksidan içeriği sayesinde bağışıklık sistemini destekler ve enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Hastalıklara Karşı Koruma:Soğuk algınlığı ve grip gibi hastalık risklerini azaltır. Antioksidan Etki:Serbest radikalleri etkisiz hale getirerek bağışıklık sistemini güçlendirir. 2. Sindirimi DesteklerKaradut, lif içeriği sayesinde sindirim sistemi üzerinde olumlu etkilere sahiptir. Kabızlığı Önler:Lif, bağırsak hareketlerini artırarak kabızlığı önler. Bağırsak Sağlığını Destekler:Prebiyotik etkisi sayesinde faydalı bakterilerin çoğalmasını teşvik eder. 3. Kan Yapıcı Özelliklere SahiptirKaradut, yüksek demir içeriği sayesinde kansızlık (anemi) riskini azaltır ve kan üretimini destekler. Demir Eksikliğini Giderir:Demir, hemoglobin üretimini artırarak kansızlık belirtilerini hafifletir. Enerji Seviyesini Artırır:Kan dolaşımını iyileştirerek yorgunluk ve halsizliği azaltır. 4. Cilt Sağlığını İyileştirirKaradut, içerdiği antioksidanlar ve C vitamini ile cilt sağlığını destekler, cildi yeniler ve yaşlanma belirtilerini azaltır. Cilt Lekelerini Azaltır:Antosiyaninler, cilt tonunu eşitler ve lekeleri azaltır. Cildi Nemlendirir:Yüksek su içeriğiyle cildin nem dengesini... --- ### Yaban Mersininin Faydaları Nelerdir? > Bu yazıda, yaban mersininin faydaları, besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin faydalarını detaylı bir şekilde - Published: 2025-01-08 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yaban-mersininin-faydalari-goz-ve-hafiza-icin-guclu-etkiler - Kategoriler: Faydaları Yaban mersini, küçük boyutuna rağmen besin değeri oldukça yüksek, lezzetli ve sağlık dostu bir meyvedir. Güçlü antioksidanlar, vitaminler ve mineraller içeren yaban mersini, özellikle göz sağlığı ve hafızayı destekleyen etkileriyle dikkat çeker. Bağışıklık sistemini güçlendirmesi, kalp sağlığını koruması ve sindirimi desteklemesi gibi pek çok faydası olan bu meyve, sağlıklı bir yaşamın önemli bir parçasıdır. Bu yazıda, yaban mersininin faydaları, besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin faydalarını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Yaban Mersininin Besin DeğeriBir fincan (yaklaşık 148 gram) yaban mersininin besin değerleri şu şekildedir: Kalori:84 kcal Karbonhidrat:21 gram Protein:1. 1 gram Lif:3. 6 gram C Vitamini:Günlük ihtiyacın %24’ü K Vitamini:Günlük ihtiyacın %36’sı Manganez:Günlük ihtiyacın %25’i Antioksidanlar:Antosiyaninler, flavonoidler Yaban mersini, özellikle antosiyanin adlı güçlü antioksidan bileşenleriyle dikkat çeker. Yaban Mersininin Sağlığa Faydaları 1. Hafıza ve Beyin Sağlığını DesteklerYaban mersini, beyin fonksiyonlarını koruyan güçlü antioksidanlar içerir. Hafızayı güçlendirmesi ve bilişsel gerilemeyi önlemesiyle bilinir. Hafızayı Güçlendirir:Antosiyaninler, beyin hücrelerini koruyarak hafızayı iyileştirir. Bilişsel Gerilemeyi Önler:Düzenli tüketim, Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıklara karşı koruma sağlar. Zihinsel Performansı Artırır:Beyindeki kan akışını artırarak konsantrasyonu destekler. 2. Göz Sağlığını KorurYaban mersini, göz sağlığını destekleyen lutein ve antosiyanin gibi bileşenler içerir. Gece Görüşünü İyileştirir:Göz retinasını koruyarak gece görüşünü artırır. Makula Dejenerasyonunu Önler:Yaşa bağlı görme kaybını azaltır. Göz Yorgunluğunu Azaltır:Bilgisayar kullanımından kaynaklanan göz yorgunluğunu hafifletir. 3. Güçlü Bir Antioksidan KaynağıdırYaban mersini, vücudu serbest radikallerin zararına karşı koruyan antioksidanlarla doludur. Hücre Hasarını Önler:Antioksidanlar, hücreleri oksidatif strese karşı korur. Kanseri Önleyebilir:Serbest radikallerin neden olduğu DNA hasarını azaltır. 4. Kalp Sağlığını DesteklerYaban mersini, kalp ve damar sağlığını koruyan bileşenler içerir. Kan basıncını... --- ### Çileğin Faydaları Nelerdir? > Bu yazıda, çileğin faydaları, besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin faydalarını detaylı bir şekilde ele - Published: 2025-01-08 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cilegin-faydalari-antioksidan-ve-cilt-sagligi-etkileri - Kategoriler: Faydaları Çilek, lezzetli tadı, canlı rengi ve besleyici özellikleriyle popüler bir meyvedir. Vitaminler, mineraller ve güçlü antioksidanlar açısından zengin olan çilek, sağlığa pek çok fayda sağlar. Özellikle cilt sağlığını desteklemesi, bağışıklık sistemini güçlendirmesi ve antioksidan etkileriyle bilinen çilek, doğal bir şifa kaynağıdır. Düşük kalorili yapısıyla da sağlıklı bir yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır. Bu yazıda, çileğin faydaları, besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin faydalarını detaylı bir şekilde ele alacağız. Çileğin Besin DeğeriBir fincan (yaklaşık 150 gram) doğranmış çileğin besin değerleri şu şekildedir: Kalori:49 kcal Karbonhidrat:11. 7 gram Protein:1 gram Lif:3 gram C Vitamini:Günlük ihtiyacın %149’u Manganez:Günlük ihtiyacın %29’u Folat:Günlük ihtiyacın %9’u Potasyum:Günlük ihtiyacın %5’i Antioksidanlar:Flavonoidler, ellagik asit, antosiyaninler Çileğin zengin besin içeriği, onu hem sağlıklı hem de lezzetli bir seçenek haline getirir. Çileğin Sağlığa Faydaları 1. Cilt Sağlığını DesteklerÇilek, içerdiği C vitamini ve antioksidanlarla cilt sağlığını iyileştirir. Cildi nemlendirir, parlaklık kazandırır ve yaşlanma belirtilerini azaltır. Kollajen Üretimini Artırır:C vitamini, kollajen üretimini teşvik ederek cildin elastikiyetini artırır. Cilt Lekelerini Azaltır:Antioksidanlar, cilt tonunu eşitler ve lekelerin görünümünü azaltır. Cildi Korur:Ellagik asit, güneşin zararlı etkilerine karşı cildi korur. 2. Güçlü Antioksidan Etkiler SunarÇilek, flavonoidler ve antosiyaninler gibi güçlü antioksidanlar içerir. Bu bileşenler, vücudu serbest radikallerin zararına karşı korur. Hücre Hasarını Önler:Antioksidanlar, hücreleri oksidatif strese karşı koruyarak yaşlanma sürecini yavaşlatır. Kanser Riskini Azaltır:Antioksidan bileşenler, kanserojen maddelere karşı koruma sağlar. 3. Bağışıklık Sistemini GüçlendirirÇilek, yüksek C vitamini içeriği sayesinde bağışıklık sistemini destekler ve enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Hastalıklara Karşı Koruma:Soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklara karşı direnci artırır. Antienflamatuar Etki:Flavonoidler, iltihaplanmayı azaltarak bağışıklığı destekler. 4.... --- ### Kivinin Faydaları Bağışıklık Güçlendiren Meyve > Bu yazıda, kivinin faydaları, besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin faydalarını detaylı bir şekilde ele - Published: 2025-01-07 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kivinin-faydalari-bagisiklik-guclendiren-meyve - Kategoriler: Faydaları Kivi, küçük boyutuna rağmen besleyici değeri oldukça yüksek olan bir meyvedir. Tropikal lezzetiyle sevilen bu meyve, bağışıklık sistemini güçlendiren C vitamini başta olmak üzere vitaminler, mineraller ve antioksidanlarla doludur. Kivi, sindirim sistemine olan faydalarından cilt sağlığını desteklemesine kadar birçok alanda sağlıklı bir yaşamın önemli bir parçasıdır. Bu yazıda, kivinin faydaları, besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin faydalarını detaylı bir şekilde ele alacağız. Kivinin Besin DeğeriBir orta boy kivi (yaklaşık 100 gram) besin açısından zengin bir profile sahiptir. İşte kivinin temel besin değerleri: Kalori:61 kcal Karbonhidrat:14. 7 gram Protein:1. 1 gram Lif:3 gram C Vitamini:Günlük ihtiyacın %154’ü K Vitamini:Günlük ihtiyacın %31’i Potasyum:Günlük ihtiyacın %8’i E Vitamini:Günlük ihtiyacın %10’u Antioksidanlar:Flavonoidler, karotenoidler Bu zengin besin profili, kiviyi hem lezzetli hem de sağlıklı bir meyve haline getirir. Kivinin Sağlığa Faydaları 1. Bağışıklık Sistemini GüçlendirirKivi, özellikle yüksek C vitamini içeriğiyle bağışıklık sistemini destekler ve enfeksiyonlara karşı vücudu korur. Soğuk Algınlığı ve Gribe Karşı Koruma:Kivi, bağışıklık hücrelerinin üretimini artırarak hastalıklara karşı direnci yükseltir. Antioksidan Etki:Flavonoidler, serbest radikallerle savaşarak hücreleri korur. 2. Sindirimi DesteklerKivi, lif ve doğal enzimler açısından zengindir. Bu özellikleri, sindirimi kolaylaştırır ve bağırsak sağlığını iyileştirir. Kabızlığı Önler:Lif, bağırsak hareketlerini artırarak kabızlığı önler. Protein Sindirimini Kolaylaştırır:Kivide bulunan aktinidin enzimi, proteinlerin sindirimini destekler. 3. Cilt Sağlığını DesteklerKivi, antioksidanlar ve vitaminlerle cilt sağlığını destekler, cilde parlaklık kazandırır ve yaşlanma belirtilerini geciktirir. Cildi Yeniler:C vitamini, kollajen üretimini artırarak cildin elastikiyetini korur. Cilt Tonunu Eşitler:Antioksidanlar, ciltteki lekelerin görünümünü azaltır. Yaşlanma Karşıtı Etki:E vitamini, ince çizgiler ve kırışıklık oluşumunu geciktirir. 4. Göz Sağlığını KorurKivi, içerdiği lutein ve zeaksantin... --- ### Karpuzun Faydaları Nelerdir? > Bu yazıda, karpuzun faydaları, besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin faydalarını detaylı bir şekilde ele - Published: 2025-01-07 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/karpuzun-faydalari-su-dengesi-ve-cilt-canlandirici-etkiler - Kategoriler: Faydaları Karpuz, yaz aylarının en popüler ve ferahlatıcı meyvelerinden biridir. %90’a yakın su içeriğiyle sıcak günlerde vücudu serinletirken, vitaminler, mineraller ve antioksidanlar açısından zengin yapısıyla sağlık üzerinde pek çok olumlu etki sağlar. Karpuz, su dengesini korumaktan cilt sağlığını iyileştirmeye, kas sağlığını desteklemekten bağışıklığı güçlendirmeye kadar pek çok alanda fayda sunar. Tatlı tadı ve düşük kalorili yapısıyla da diyetlerin favori meyvelerinden biridir. Bu yazıda, karpuzun faydaları, besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin faydalarını detaylı bir şekilde ele alacağız. Karpuzun Besin DeğeriBir fincan (yaklaşık 150 gram) doğranmış karpuzun besin değerleri şu şekildedir: Kalori:46 kcal Karbonhidrat:11. 5 gram Protein:1 gram Lif:0. 6 gram C Vitamini:Günlük ihtiyacın %21’i A Vitamini:Günlük ihtiyacın %17’si Potasyum:Günlük ihtiyacın %5’i Magnezyum:Günlük ihtiyacın %4’ü Antioksidanlar:Likopen, beta-karoten, sitrülin Bu zengin içerik, karpuzun hem ferahlatıcı hem de besleyici bir gıda olmasını sağlar. Karpuzun Sağlığa Faydaları 1. Su Dengesi Sağlar ve Vücudu SerinletirKarpuz, yüksek su içeriği sayesinde vücudu nemli tutar ve sıcak havalarda serinlik sağlar. Dehidrasyonu Önler:Sıcak yaz günlerinde vücudun sıvı dengesini korur. Elektrolit Dengesini Destekler:Potasyum içeriğiyle elektrolit seviyelerini dengeler. 2. Cilt Sağlığını CanlandırırKarpuz, içerdiği vitaminler ve antioksidanlar sayesinde cilt sağlığını destekler. Cildi nemlendirir, parlaklık kazandırır ve yaşlanma belirtilerini geciktirir. Cildi Nemlendirir:Su içeriği, cildin nem dengesini korur. Antioksidan Koruma:Likopen ve beta-karoten, cildi zararlı UV ışınlarından korur. Kollajen Üretimini Destekler:C vitamini, kollajen üretimini artırarak cildin elastikiyetini artırır. 3. Kalp Sağlığını KorurKarpuz, likopen ve sitrülin gibi bileşenler sayesinde kalp sağlığı üzerinde olumlu etkiler sağlar. Tansiyonu Düşürür:Sitrülin, damarları genişleterek tansiyonu dengelemeye yardımcı olur. Kolesterolü Azaltır:Likopen, kötü kolesterol (LDL) seviyelerini düşürerek kalp sağlığını destekler. 4. Kas... --- ### Kavunun Faydaları Nelerdir? > Bu yazıda, kavunun faydaları, besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin sağladığı faydaları detaylı bir şekilde - Published: 2025-01-07 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kavunun-faydalari-yazin-besleyici-ve-serinletici-etkileri - Kategoriler: Faydaları Kavun, tatlı ve ferahlatıcı tadıyla yaz aylarının vazgeçilmez meyvelerinden biridir. Yüksek su içeriğiyle serinletici bir etki sunarken, vitamin ve mineral bakımından zengin içeriğiyle de besleyici bir meyvedir. Düşük kalorili ve lif açısından zengin yapısıyla diyet dostu bir seçenek olan kavun, bağışıklığı desteklemekten cilt sağlığını iyileştirmeye kadar pek çok fayda sağlar. Bu yazıda, kavunun faydaları, besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin sağladığı faydaları detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Kavunun Besin DeğeriBir fincan (yaklaşık 160 gram) doğranmış kavunun besin değerleri şu şekildedir: Kalori:60 kcal Karbonhidrat:15 gram Protein:1. 5 gram Lif:1. 5 gram C Vitamini:Günlük ihtiyacın %50’si A Vitamini:Günlük ihtiyacın %25’i Potasyum:Günlük ihtiyacın %12’si Folat:Günlük ihtiyacın %8’i Su İçeriği:%90’a yakın Bu besin profili, kavunun yaz aylarında hem serinletici hem de besleyici bir meyve olarak öne çıkmasını sağlar. Kavunun Sağlığa Faydaları 1. Vücudu Serinletir ve Hidrasyonu DesteklerKavun, yüksek su içeriğiyle yaz aylarında vücudu serinletir ve susuz kalmayı önler. Hidrasyonu Artırır:Kavun, su içeriği sayesinde vücudun sıvı dengesini korur. Sıcak Havalarda Serinlik Sağlar:Serinletici etkisiyle yaz sıcaklarında rahatlık sunar. 2. Bağışıklık Sistemini GüçlendirirKavun, C vitamini bakımından zengin olması sayesinde bağışıklık sistemini destekler. Hastalıklara Karşı Koruma:Soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı bağışıklığı artırır. Antioksidan Etki:C vitamini, serbest radikalleri etkisiz hale getirerek vücudu korur. 3. Cilt ve Saç Sağlığını DesteklerKavun, içerdiği A ve C vitaminleri sayesinde cilt ve saç sağlığını iyileştirir. Cildi Nemlendirir:Su ve vitamin içeriği, cildin elastikiyetini artırır ve kuruluğu önler. Saç Sağlığını Destekler:A vitamini, saçların sağlıklı ve güçlü olmasına yardımcı olur. 4. Sindirimi DesteklerKavun, lif içeriği sayesinde sindirimi kolaylaştırır ve bağırsak hareketlerini düzenler. Kabızlığı Önler:Lif, bağırsak hareketlerini... --- ### Kekiğin Faydaları Şifalı Bitkinin Sağlık Gücü > Bu yazıda, kekiğin faydaları, kekik bitkisinin sağlık üzerindeki faydalarını, kullanım alanlarını ve düzenli tüketiminin sağlayacağı etkileri - Published: 2025-01-06 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kekigin-faydalari-sifali-bitkinin-saglik-gucu - Kategoriler: Faydaları Kekik, binlerce yıldır hem mutfakta baharat olarak hem de sağlık alanında doğal bir ilaç olarak kullanılan şifalı bir bitkidir. Lezzet katıcı özelliklerinin yanı sıra, güçlü antioksidan ve antibakteriyel etkileri sayesinde kekik, bağışıklık sisteminden cilt sağlığına kadar birçok konuda fayda sağlar. Taze, kuru ya da kekik yağı olarak farklı formlarda tüketilebilen bu bitki, hem lezzet hem de sağlık açısından oldukça değerlidir. Bu yazıda, kekiğin faydaları, kekik bitkisinin sağlık üzerindeki faydalarını, kullanım alanlarını ve düzenli tüketiminin sağlayacağı etkileri detaylı bir şekilde ele alacağız. Kekik Bitkisinin Besin DeğeriKekik, küçük yapraklarında yüksek miktarda vitamin, mineral ve antioksidan barındırır. 100 gram taze kekikte bulunan temel besin değerleri şu şekildedir: Kalori:101 kcal Karbonhidrat:24 gram Protein:5 gram Yağ:1. 7 gram Lif:14 gram C Vitamini:Günlük ihtiyacın %266'sı A Vitamini:Günlük ihtiyacın %158'i Kalsiyum:Günlük ihtiyacın %40'ı Demir:Günlük ihtiyacın %218'i Magnezyum:Günlük ihtiyacın %50'si Antioksidanlar:Timol ve karvakrol gibi bileşenler Bu zengin içerik, kekiği hem sağlıklı hem de şifalı bir bitki haline getirir. Kekik Bitkisinin Sağlığa Faydaları 1. Bağışıklık Sistemini GüçlendirirKekik, yüksek miktarda C vitamini ve antioksidan içerir. Bu özellikleri, bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve enfeksiyonlara karşı vücudu korumaya yardımcı olur. Soğuk Algınlığı ve Grip:Kekik çayı, soğuk algınlığı belirtilerini hafifletmek için sıkça kullanılır. Antioksidan Koruma:Kekikte bulunan timol ve karvakrol, serbest radikalleri etkisiz hale getirerek hücre hasarını önler. 2. Solunum Yollarını RahatlatırKekik, solunum yollarını açıcı ve balgam söktürücü etkileriyle bilinir. Özellikle bronşit, astım ve alerjik nezle gibi solunum yolu rahatsızlıklarında faydalıdır. Balgam Söktürücü Etki:Kekik çayı, balgamın kolayca atılmasına yardımcı olur. Astım ve Bronşit:Kekik yağı, solunum yollarını rahatlatıcı etkiler gösterebilir. 3. Sindirimi DesteklerKekik, mide ve bağırsak... --- ### Bal Kabağının Faydaları: Sağlık Üzerindeki Mucizevi Etkileri > Bu yazıda, bal kabağının faydaları, besin değerleri, sağlık üzerindeki etkileri ve düzenli tüketiminin sağlayacağı faydaları detaylı bir - Published: 2025-01-06 - Modified: 2025-01-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bal-kabaginin-faydalari-saglik-uzerindeki-mucizevi-etkileri - Kategoriler: Faydaları Bal kabağı, tatlımsı tadı, parlak turuncu rengi ve besleyici içeriği ile sonbahar ve kış aylarının vazgeçilmez besinlerinden biridir. Lezzetinin yanı sıra, vitaminler, mineraller ve antioksidanlarla dolu olması sayesinde bal kabağı, sağlığı koruma ve destekleme açısından oldukça güçlü bir meyve olarak bilinir. Lif, düşük kalori ve zengin besin profiliyle bal kabağı, kalp sağlığından bağışıklık sistemine kadar birçok konuda fayda sağlar. Bu yazıda, bal kabağının faydaları, besin değerleri, sağlık üzerindeki etkileri ve düzenli tüketiminin sağlayacağı faydaları detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Bal Kabağının Besin DeğeriBal kabağı, düşük kalorili olmasının yanı sıra vitaminler ve mineraller açısından oldukça zengindir. 100 gram bal kabağında bulunan temel besin değerleri şunlardır: Kalori:26 kcal Karbonhidrat:6. 5 gram Lif:0. 5 gram Protein:1 gram Yağ:0. 1 gram A Vitamini:Günlük ihtiyacın %245'i C Vitamini:Günlük ihtiyacın %19'u Potasyum:Günlük ihtiyacın %7'si Magnezyum:Günlük ihtiyacın %4'ü Beta-Karoten ve Antioksidanlar:Bol miktarda Bu zengin içerik, bal kabağını sağlık açısından çok yönlü bir besin haline getirir. Bal Kabağının Sağlığa Faydaları 1. Bağışıklık Sistemini GüçlendirirBal kabağı, özellikle A ve C vitamini içeriği sayesinde bağışıklık sistemini destekler. Beta-karoten gibi antioksidanlar, vücudu enfeksiyonlara karşı korur. Hastalıklara Karşı Koruma:A vitamini, bağışıklık hücrelerinin düzgün çalışmasını sağlar ve enfeksiyon riskini azaltır. Antioksidan Etkisi:Beta-karoten, serbest radikalleri etkisiz hale getirerek bağışıklığı güçlendirir. C Vitamini Katkısı:Soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı direnci artırır. 2. Göz Sağlığını DesteklerBal kabağı, A vitamini ve lutein gibi göz sağlığına faydalı bileşenler içerir. Bu bileşenler, özellikle yaşa bağlı görme sorunlarını önlemede etkilidir. Makula Dejenerasyonunu Önler:Lutein ve zeaksantin, yaşa bağlı görme kaybı riskini azaltır. Gece Körlüğüne Karşı Koruma:A vitamini, retinanın sağlıklı çalışmasını sağlar. 3. Kalp... --- ### Elmanın Faydaları: Sağlık İçin Günlük Doz > Bu yazıda, elmanın faydaları, besin değeri, sağlık üzerindeki etkileri, düzenli tüketiminin faydaları ve pratik kullanım önerilerini detaylı - Published: 2025-01-06 - Modified: 2025-01-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/elmanin-faydalari-saglik-icin-gunluk-doz - Kategoriler: Faydaları Elma, dünyanın en çok tüketilen meyvelerinden biri olarak sağlığa olan faydalarıyla ön plana çıkar. Çeşitli türleri ve lezzetiyle herkesin favorisi olan elma, zengin besin içeriği sayesinde birçok sağlık sorununa karşı koruyucu bir rol oynar. “Günde bir elma doktoru uzak tutar” sözü, bu meyvenin önemini vurgular. Elma, kalp sağlığını desteklemekten sindirimi iyileştirmeye kadar pek çok fayda sunar. Bu yazıda, elmanın faydaları, besin değeri, sağlık üzerindeki etkileri, düzenli tüketiminin faydaları ve pratik kullanım önerilerini detaylı bir şekilde ele alacağız. Elmanın Besin DeğeriElma, düşük kalorili olmasına rağmen yüksek besin içeriğiyle doludur. Orta boy bir elmanın (yaklaşık 200 gram) içerdiği temel besin değerleri şunlardır: Kalori:95 kcal Karbonhidrat:25 gram Lif:4 gram Protein:0. 5 gram Yağ:0. 3 gram C Vitamini:Günlük ihtiyacın %14'ü Potasyum:Günlük ihtiyacın %6'sı Vitamin K:Günlük ihtiyacın %5'i Antioksidanlar:Kuersetin, flavonoidler ve polifenoller Bu zengin içerik, elmayı sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmez bir besin haline getirir. Elmanın Sağlığa Faydaları 1. Sindirim Sağlığını DesteklerElma, hem çözünür hem de çözünmez lif içerir. Bu lifler, bağırsak hareketlerini düzenler ve sindirim sistemini destekler. Kabızlığı Önler:Lif içeriği, bağırsak hareketlerini artırarak kabızlığı önler. Bağırsak Florasını Destekler:Çözünür lif olanpektin, bağırsak mikrobiyomunu dengeler ve sağlıklı bakterilerin çoğalmasını destekler. Mide Asidini Düzenler:Elma, mide asidini dengeleyerek reflü ve gastrit gibi sorunları hafifletebilir. 2. Kalp Sağlığını KorurElmanın içerdiği flavonoidler, potasyum ve lif, kalp sağlığını korumada önemli bir rol oynar. Kolesterolü Düşürür:Çözünür lif, kötü kolesterol (LDL) seviyelerini düşürmeye yardımcı olur. Kan Basıncını Düzenler:Potasyum içeriği, damarları genişleterek tansiyonu düşürür. Damar Sertliğini Önler:Flavonoidler, damar sağlığını korur ve damar tıkanıklığını engeller. 3. Bağışıklık Sistemini GüçlendirirElma, C vitamini ve antioksidanlar açısından zengindir.... --- ### Portakalın Faydaları C Vitamini Deposu > Bu yazıda, portakalın faydaları besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin faydalarını detaylı bir şekilde - Published: 2025-01-03 - Modified: 2025-01-03 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/portakalin-faydalari-c-vitamini-deposu - Kategoriler: Faydaları Portakal, dünyada en çok tüketilen narenciye meyvelerinden biridir. Tatlı ve ekşi tadıyla sevilerek tüketilen portakal, vitamin, mineral ve antioksidan açısından zengin yapısıyla sağlığa birçok fayda sağlar. Özellikle bağışıklık sistemini güçlendiren yüksek C vitamini içeriği sayesinde portakal, soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı koruyucu bir rol oynar. Hem taze meyve olarak hem de suyu sıkılarak tüketilebilen portakal, diyetlerin vazgeçilmez bir parçasıdır. Bu yazıda, portakalın faydaları besin değerlerini, sağlık üzerindeki etkilerini ve düzenli tüketiminin faydalarını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Portakalın Besin DeğeriPortakal, besin açısından oldukça zengin bir meyvedir. Orta boy bir portakalın (yaklaşık 130 gram) besin değerleri şu şekildedir: Kalori:62 kcal Karbonhidrat:15 gram Protein:1 gram Lif:3 gram C Vitamini:Günlük ihtiyacın %92’si Potasyum:Günlük ihtiyacın %5’i Folat:Günlük ihtiyacın %10’u Kalsiyum:Günlük ihtiyacın %5’i Antioksidanlar:Flavonoidler, karotenoidler Bu zengin içerik, portakalı hem lezzetli hem de sağlıklı bir gıda haline getirir. Portakalın Sağlığa Faydaları 1. Bağışıklık Sistemini GüçlendirirPortakal, yüksek C vitamini içeriği sayesinde bağışıklık sistemini destekler. Serbest radikalleri nötralize eden antioksidanlar, enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Hastalıklara Karşı Koruma:Soğuk algınlığı, grip gibi hastalıklara karşı bağışıklığı artırır. C Vitamini Desteği:Beyaz kan hücrelerini destekleyerek enfeksiyon riskini azaltır. 2. Kalp Sağlığını KorurPortakal, potasyum ve flavonoid içeriğiyle kalp sağlığını destekler. Kan basıncını düzenleyerek kalp hastalıkları riskini azaltır. Tansiyonu Dengeleme:Potasyum, damarları genişleterek kan basıncını düşürür. Kolesterolü Azaltma:Flavonoidler, kötü kolesterol seviyelerini düşürerek kalp damar sağlığını korur. 3. Sindirimi DesteklerPortakal, yüksek lif içeriği sayesinde sindirimi destekler ve bağırsak sağlığını iyileştirir. Kabızlığı Önler:Lif, bağırsak hareketlerini artırarak kabızlığı önler. Bağırsak Florasını Dengeleme:Prebiyotik etkisi sayesinde faydalı bakterilerin çoğalmasını sağlar. 4. Cilt Sağlığını İyileştirirPortakal, içerdiği antioksidanlar ve C vitamini ile cilt... --- ### Sirkenin Faydaları Nelerdir? > Bu yazıda, sirkenin faydaları sağlık üzerindeki etkileri, kullanım alanları ve düzenli tüketiminin faydaları detaylı bir şekilde ele - Published: 2025-01-03 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sirkenin-faydalari-dogal-temizlik-ve-saglik-destegi - Kategoriler: Faydaları Sirke, tarih boyunca hem mutfakta hem de sağlık alanında kullanılan çok yönlü bir bileşiktir. Fermente edilmiş meyve veya tahıllardan elde edilen sirke, antibakteriyel özellikleri ve zengin besin içeriği sayesinde doğal bir şifa kaynağı olarak bilinir. Özellikle elma sirkesi, beyaz sirke ve üzüm sirkesi gibi türleri, sağlık açısından birçok fayda sağlar. Sirke, bağışıklığı desteklemeden sindirimi kolaylaştırmaya, doğal bir temizlik ürünü olmaktan cilt sağlığını iyileştirmeye kadar geniş bir yelpazede kullanılabilir. Bu yazıda, sirkenin faydaları sağlık üzerindeki etkileri, kullanım alanları ve düzenli tüketiminin faydaları detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Sirkenin Besin DeğeriSirke, düşük kalorili bir bileşik olmasına rağmen zengin bir besin profiline sahiptir. 100 ml sirkenin içerdiği temel besin değerleri şu şekildedir: Kalori:22 kcal Karbonhidrat:0. 9 gram Protein:0 gram Yağ:0 gram Asit Oranı:%4-8 (genellikle) Mineraller:Potasyum, magnezyum, kalsiyum Antioksidanlar:Polifenoller, flavonoidler Elma sirkesi ve üzüm sirkesi gibi türleri, fermente sürecinde probiyotik özellik kazanarak bağırsak sağlığına da katkıda bulunabilir. Sirkenin Sağlığa Faydaları 1. Sindirim Sağlığını DesteklerSirkenin doğal asidik yapısı, sindirim sürecine destek sağlar. Yemeklerden önce tüketildiğinde mide asidini düzenleyerek sindirimi kolaylaştırır. Bağırsak Florasını Destekler:Elma sirkesi, probiyotik özellikleri sayesinde bağırsaklardaki yararlı bakterileri artırır. Mide Rahatlatıcı:Sirke, özellikle şişkinlik ve hazımsızlık gibi sorunları hafifletir. Reflüye Karşı Koruma:Doğru dozda tüketildiğinde mide asidini dengeleyebilir. 2. Kan Şekerini DüzenlerSirkenin en bilinen faydalarından biri, kan şekeri seviyelerini düzenlemesidir. Yemeklerden önce tüketilen sirke, karbonhidratların emilimini yavaşlatarak ani şeker yükselmelerinin önüne geçebilir. İnsülin Hassasiyetini Artırır:Özellikle elma sirkesi, insülin direncini azaltmaya yardımcı olur. Tip 2 Diyabete Karşı Destek:Düzenli sirke tüketimi, diyabet yönetiminde olumlu etkiler gösterebilir. 3. Kilo Kontrolüne Yardımcı OlurSirke, düşük kalorili bir içecek olarak kilo... --- ### Zeytinin Faydaları Cilt ve Sağlık İçin Etkileri > Bu yazıda, zeytinin faydaları sağlık üzerindeki etkilerini, cilt sağlığına katkılarını ve düzenli tüketiminin nasıl bir etki sağlayacağını - Published: 2025-01-03 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/zeytinin-faydalari-cilt-ve-saglik-icin-etkileri - Kategoriler: Faydaları Zeytin, Akdeniz mutfağının vazgeçilmez bir parçası ve insan sağlığı için önemli bir besindir. Antik çağlardan beri hem meyvesi hem de yağı sağlık ve güzellik için kullanılmaktadır. Zengin besin içeriğiyle zeytin, kalp sağlığından cilt güzelliğine kadar birçok alanda fayda sağlar. Siyah ve yeşil olmak üzere farklı türleri olan zeytin, antioksidanlar, sağlıklı yağlar ve temel vitaminlerle doludur. Bu yazıda, zeytinin faydaları sağlık üzerindeki etkilerini, cilt sağlığına katkılarını ve düzenli tüketiminin nasıl bir etki sağlayacağını detaylı bir şekilde ele alacağız. Zeytinin Besin DeğeriZeytin, küçük boyutuna rağmen oldukça zengin bir besin profiline sahiptir. 100 gram zeytinin besin değerleri şu şekildedir: Kalori:115 kcal Karbonhidrat:6. 3 gram Lif:3. 2 gram Protein:0. 8 gram Yağ:10. 7 gram (çoğu sağlıklı tekli doymamış yağ) E Vitamini:Günlük ihtiyacın %25'i Demir:Günlük ihtiyacın %6'sı Bakır:Günlük ihtiyacın %4'ü Antioksidanlar:Polifenoller, oleuropein Bu zengin içerik, zeytini sağlık için eşsiz bir besin haline getirir. Zeytinin Sağlığa Faydaları 1. Kalp Sağlığını KorurZeytin, kalp dostu tekli doymamış yağlar ve antioksidanlar içerir. Bu özellikleri, kalp hastalıkları riskini azaltmada önemli bir rol oynar. Kolesterolü Dengeleme:Zeytindeki sağlıklı yağlar, kötü kolesterolü (LDL) düşürürken iyi kolesterolü (HDL) artırır. Kan Basıncını Düzenleme:Zeytindeki oleuropein, damar sağlığını koruyarak tansiyonu düşürebilir. Kalp Hastalıklarına Karşı Koruma:Antioksidanlar, kalp hastalıklarına yol açan iltihaplanmaları azaltır. 2. Cilt Sağlığını İyileştirirZeytin ve zeytinyağı, cilt sağlığı üzerinde oldukça faydalıdır. E vitamini ve antioksidanlar, cildi serbest radikallere karşı koruyarak yaşlanma belirtilerini geciktirir. Cildi Nemlendirir:Zeytinyağı, cildi derinlemesine nemlendirerek elastikiyetini artırır. Kırışıklıkları Azaltır:Antioksidanlar, cildin yaşlanma sürecini yavaşlatır. Akne ve İltihaplanmayı Önler:Zeytin, ciltteki iltihaplanmayı azaltarak akne oluşumunu engelleyebilir. 3. Bağışıklık Sistemini GüçlendirirZeytin, bağışıklık sistemini destekleyen E vitamini ve... --- ### Bebeklerde Kakada Kan Nedenleri, Teşhisi ve Çözümleri > Bebeklerde kakada kan, genellikle zararsız nedenlerden kaynaklanırken, bazı durumlarda ciddi bir sağlık sorununun belirtisi olabilir. - Published: 2024-12-24 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-kakada-kan-nedenleri-teshisi-ve-cozumleri - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde kakada kan görülmesi, ebeveynler için oldukça endişe verici bir durumdur. Her ne kadar bu durum genellikle ciddi bir sağlık probleminden kaynaklanmasa da, bazı durumlarda altta yatan ciddi bir hastalığın belirtisi olabilir. Kakada kan, bağırsakların herhangi bir yerinde kanama olduğu anlamına gelir ve dışkının renginde kırmızı çizgilerden siyahımsı tonlara kadar farklılık gösterebilir. Kakada Kanın Görünümü Nasıldır? Kakada kan, dışkının görünümüne bağlı olarak farklı şekillerde karşımıza çıkabilir. Bu, kanamanın bağırsaklardaki yerine ve nedenine bağlıdır: Taze ve Kırmızı Kan: Dışkıda çizgi veya damla şeklinde parlak kırmızı kan görülebilir. Genellikle anüs çevresindeki tahriş veya yüzeysel çatlaklardan kaynaklanır. Koyu Renkli veya Siyahımsı Dışkı: Kan bağırsakların üst bölgelerinden geliyorsa dışkı siyahımsı veya koyu renkli olabilir. Bu durum genellikle sindirilmiş kanı gösterir ve daha ciddi bir sorun belirtisi olabilir. Mukuslu ve Kanlı Dışkı: Mukusla karışmış kanlı dışkı, bağırsak iltihabı veya enfeksiyonlarına işaret edebilir. Bebeklerde Kakada Kanın Nedenleri Bebeklerde kakada kanın görülmesine yol açabilecek birçok neden vardır. İşte bu durumun en yaygın sebepleri: 1. Anüs Çatlakları (Anal Fissür) Neden Olur? Kabızlık nedeniyle sert dışkılama sırasında anüs çevresindeki hassas deri çatlayabilir. Belirtileri: Parlak kırmızı kan çizgileri. Bebeğin dışkılama sırasında ağlaması veya huzursuz olması. 2. Gıda Alerjisi veya İntoleransı Neden Olur? Bebeklerde süt proteini alerjisi (inek sütü veya formül mamalara karşı) yaygın bir nedendir. Anne sütü alan bebeklerde annenin diyetindeki alerjen gıdalar tetikleyici olabilir. Belirtileri: Kanlı mukuslu dışkı. Karın ağrısı, gaz ve huzursuzluk. 3. Bağırsak Enfeksiyonları Neden Olur? Bakteriyel enfeksiyonlar (örneğin, Salmonella, E. coli) veya parazitler bağırsak duvarını tahriş ederek kanamaya neden olabilir. Belirtileri: İshal, ateş, kusma ve kanlı... --- ### Sümüklü Kaka Nedir? > Sümüklü kaka, genellikle bağırsakların mukus üretimini artırdığı durumlarda ortaya çıkar ve genellikle geçici bir sorundur. - Published: 2024-12-24 - Modified: 2024-12-24 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sumuklu-kaka-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Sümüklü kaka, dışkıda genellikle şeffaf, beyaz veya hafif sarımsı renkli bir mukusun varlığı ile karakterize edilen bir durumdur. Mukus, sindirim sistemindeki doğal süreçlerin bir parçasıdır ve bağırsakların iç yüzeyini koruyan bir maddedir. Ancak, dışkıda belirgin bir şekilde görüldüğünde ve sık sık tekrarladığında altta yatan bir sağlık sorununun işareti olabilir. Bebeklerde, çocuklarda ve yetişkinlerde farklı nedenlerle ortaya çıkabilen sümüklü kaka, genellikle sindirim sistemi problemleri, enfeksiyonlar veya beslenme ile ilişkilidir. Sümüklü Kakanın Nedenleri Sümüklü kaka çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Bazı durumlarda, bu durum geçici ve zararsızdır, ancak bazı durumlarda altta yatan bir hastalığın belirtisi olabilir. İşte yaygın nedenler: 1. Bağırsak Enfeksiyonları Bakteriyel Enfeksiyonlar: Salmonella, Shigella ve E. coli gibi bakteriler bağırsaklarda enfeksiyona yol açarak sümüklü dışkıya neden olabilir. Viral Enfeksiyonlar: Rotavirüs gibi bazı virüsler bebeklerde ve çocuklarda mukuslu dışkıya yol açabilir. Parazitler: Giardiasis gibi paraziter enfeksiyonlar da dışkıda mukus oluşumuna neden olabilir. 2. İltihaplı Bağırsak Hastalıkları Crohn Hastalığı: Bağırsaklarda kronik iltihaba yol açarak dışkıda mukus oluşumuna neden olabilir. Ülseratif Kolit: Kalın bağırsaklarda iltihaplanma ve yara oluşumu ile ilişkilidir ve mukuslu dışkı yaygın bir belirtisidir. 3. Gıda İntoleransı veya Alerji Laktoz intoleransı, süt proteini alerjisi veya gluten duyarlılığı gibi durumlar, bağırsaklarda tahrişe yol açarak mukuslu dışkıya neden olabilir. 4. Kabızlık veya İshal Kabızlık durumunda, bağırsaklar dışkıyı itmek için daha fazla mukus üretebilir. İshal sırasında bağırsak mukozası tahriş olabilir ve mukus salgısı artabilir. 5. Beslenme Değişiklikleri Bebeklerde katı gıdaya geçiş veya yeni bir mama türüyle beslenmeye başlama, bağırsakların adapte olma sürecinde mukus üretimini artırabilir. 6. Bağırsak Tıkanıklığı Mekonyum tıkanıklığı (yenidoğanlarda) veya bağırsaklarda kısmi tıkanıklık... --- ### Gürültülü Kaka Nedir? Nedenleri ve Çözümleri > Gürültülü kaka, bebeklerde ve çocuklarda sık karşılaşılan bir durumdur ve genellikle geçicidir. Sindirim sistemi gelişimiyle - Published: 2024-12-24 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gurultulu-kaka-nedir-nedenleri-ve-cozumleri - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde ve çocuklarda kaka yaparken çıkan sesler ya da halk arasında "gürültülü kaka" olarak adlandırılan durum, ebeveynler için endişe verici olabilir. Gürültülü kaka, bağırsak hareketlerinin normalden daha hızlı veya yoğun olduğu, gaz çıkışı ile birleştiği ya da dışkı yapısının sıvı veya köpüklü olduğu durumlarda ortaya çıkar. Bu durum genellikle bebeklerin sindirim sisteminin henüz tam gelişmemesiyle ilişkilidir, ancak bazı durumlarda altta yatan bir sindirim problemi veya besin intoleransına işaret edebilir. Gürültülü Kaka Nedir? Gürültülü kaka, genellikle kaka yaparken bağırsaklardan gelen yüksek sesler, gaz çıkışı ve bazen köpüklü ya da sıvı bir dışkı ile karakterizedir. Bu durum, bebeklerin veya çocukların bağırsak hareketlerinin bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. Çoğu zaman gürültülü kaka geçicidir ve ciddi bir sağlık sorunu teşkil etmez. Ancak, sürekli tekrarlıyorsa ya da başka belirtilerle birlikte görülüyorsa, dikkat edilmesi gerekebilir. Gürültülü Kakanın Nedenleri Gürültülü kaka birçok farklı nedenden kaynaklanabilir. İşte bu duruma yol açabilecek yaygın nedenler: 1. Bağırsak Hareketlerinin Hızlanması Bebeklerin bağırsakları hızlı çalıştığında dışkı daha çabuk dışarı atılır ve bu süreçte bağırsaklarda daha fazla ses duyulur. Hızlı bağırsak hareketleri, dışkının sıvı olmasına ve gazla birlikte çıkmasına neden olabilir. 2. Gaz Sorunları Bebeklerin sindirim sisteminde biriken gazlar, dışkılama sırasında bağırsak seslerini artırabilir. Özellikle emzirilen bebeklerde, annenin diyetindeki gaz yapan gıdalar (örneğin, lahana, brokoli) bu duruma katkıda bulunabilir. 3. Besin İntoleransı Bebeklerde süt proteini alerjisi ya da laktoz intoleransı gibi durumlar, bağırsaklarda tahrişe ve gürültülü dışkıya neden olabilir. Özellikle inek sütü bazlı mamalar kullanan bebeklerde daha sık görülür. 4. Bağırsak Enfeksiyonları Virüsler, bakteriler veya parazitler, bebeklerin bağırsaklarını etkileyerek ishal, köpüklü dışkı ve... --- ### Alerjik Çocuklar Kreşe Ne Zaman Başlamalı? > Alerjik çocuklar için kreşe başlama süreci, dikkatli bir planlama ve hazırlık gerektirir. Çocuğun alerjisinin türü, şiddeti ve genel sağlık - Published: 2024-12-23 - Modified: 2024-12-23 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-cocuklar-krese-ne-zaman-baslamali - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Alerjik çocuklar için kreşe başlama süreci, diğer çocuklara göre biraz daha karmaşık ve planlama gerektiren bir durumdur. Alerjik çocuklar, çevresel faktörlere (toz, polen, evcil hayvan tüyü), gıdalara veya kimyasal maddelere karşı aşırı duyarlılık gösterir. Kreşe başlamak, çocuklar için hem sosyal hem de bilişsel gelişim açısından önemli bir adım olsa da, alerjik çocuklarda bu süreç belirli riskleri de beraberinde getirebilir. Bu nedenle alerjik çocukların kreşe başlama zamanı, bireysel durumlarına, alerjinin türüne ve şiddetine göre dikkatlice değerlendirilmelidir. Alerjik Çocuklar için Kreşe Başlama Süreci 1. Çocuğun Alerjisinin Türü ve Şiddeti Alerjik çocuklarda kreşe başlama zamanı belirlenirken ilk değerlendirilmesi gereken, çocuğun alerjisinin türü ve şiddetidir. Çocuklarda sık görülen alerji türleri şunlardır: Gıda Alerjileri: Süt, yumurta, yer fıstığı, soya, buğday gibi gıdalara karşı alerjiler. Solunum Yolu Alerjileri: Polen, ev tozu akarları, küf, hayvan tüyü gibi alerjenlere karşı gelişen reaksiyonlar. Kontakt Alerjiler: Sabun, deterjan, boyalar gibi maddelerle temas sonrası oluşan alerjik reaksiyonlar. Anafilaksi Riski: Ciddi alerjik reaksiyon riski olan çocuklar için daha dikkatli bir planlama gereklidir. Alerjinin türüne göre kreşe başlama süreci ve alınması gereken önlemler değişiklik gösterebilir. Örneğin, gıda alerjisi olan bir çocuk için kreşin yemek düzenlemesi dikkatle değerlendirilmelidir, solunum yolu alerjisi olan bir çocuk için ise ortamın hijyen ve temizliği önemlidir. 2. Alerjinin Kontrol Altına Alınması Çocuğun alerjisinin kontrol altında olup olmadığı, kreşe başlama kararında kritik bir faktördür. Kreşe başlama öncesinde çocuğun alerji tedavisi bir uzman tarafından planlanmalı ve şu konular netleştirilmelidir: Alerji İlaçları: Çocuğun düzenli kullanması gereken ilaçlar varsa, bu ilaçların kreşte uygulanabilirliği değerlendirilmelidir. Alerji Planı: Çocuğun alerjik reaksiyon geliştirme riski varsa, acil... --- ### Moleküler Bağışıklık Testi Nedir? > Moleküler bağışıklık testi, alerji teşhisinde devrim niteliğinde bir yöntemdir. Bu test, hastaların alerjik reaksiyonlarına neden olan - Published: 2024-12-23 - Modified: 2024-12-23 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/molekuler-bagisiklik-testi-nedir - Kategoriler: Alerji Testleri Moleküler bağışıklık testi, özellikle alerji teşhis ve tedavisinde kullanılan, bağışıklık sisteminin bir alerjene nasıl tepki verdiğini analiz eden ileri bir laboratuvar yöntemidir. Geleneksel alerji testlerine kıyasla daha ayrıntılı bilgi sağlar ve alerjiye neden olan spesifik proteinleri (molekülleri) belirlemeye odaklanır. Bu test, hastanın alerjik reaksiyonlarının altında yatan biyolojik mekanizmaları anlamaya yardımcı olur ve tedavi sürecini kişiselleştirmek için kullanılır. Bağışıklık ve Alerjide Moleküler Yaklaşım Alerjik hastalıklar, bağışıklık sisteminin zararsız bir maddeye (alerjen) karşı aşırı tepki göstermesi sonucu ortaya çıkar. Bu süreçte, alerjene özgü IgE antikorları üretilir. Moleküler bağışıklık testi, bu süreci ayrıntılı bir şekilde analiz ederek alerjenin hangi bileşeninin (molekülünün) bağışıklık sistemini tetiklediğini ortaya koyar. Moleküler Bağışıklık Testinin Geleneksel Testlerden Farkı Geleneksel alerji testlerinde, yalnızca genel bir alerjene karşı (örneğin, yer fıstığı, polen) bağışıklık yanıtı ölçülür. Moleküler bağışıklık testi, bu alerjenin içindeki spesifik proteinleri analiz eder ve hangi proteine karşı duyarlılık olduğunu belirler. Örneğin, bir hastanın yer fıstığı alerjisi olduğu tespit edilmişse, moleküler test, yer fıstığındaki hangi proteine (örneğin Ara h 1, Ara h 2) bağışıklık sisteminin tepki verdiğini belirler. Bu detay, alerjinin şiddetini, tipini ve olası çapraz reaksiyonları daha iyi anlamayı sağlar. Moleküler Bağışıklık Testi Hangi Durumlarda Kullanılır? Moleküler bağışıklık testi, özellikle karmaşık alerji vakalarının değerlendirilmesinde kullanılır. Aşağıdaki durumlarda bu test önerilebilir: 1. Gıda Alerjilerinin Değerlendirilmesi Hangi gıdaya ve bu gıdanın hangi bileşenine karşı alerji olduğunu belirlemek için kullanılır. Gıda alerjisinin şiddetini ve reaksiyon riskini değerlendirmek için önemlidir. 2. Polen ve Solunum Yolu Alerjileri Polen, toz akarı veya hayvan tüyü gibi alerjenlere karşı spesifik duyarlılığı belirlemek için uygulanır. Çapraz reaksiyon riskini... --- ### Besin Alerjisinde Aşı Tedavisi > Besin alerjisinde aşı tedavisi, alerjik reaksiyonların şiddetini azaltan ve hastaların yaşam kalitesini artıran etkili bir yöntemdir. - Published: 2024-12-23 - Modified: 2024-12-23 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/besin-alerjisinde-asi-tedavisi - Kategoriler: Besin Alerjisi Besin alerjisi, bağışıklık sisteminin belirli gıdalara karşı anormal bir tepki göstermesi sonucu ortaya çıkan ve hayat kalitesini ciddi şekilde etkileyen bir durumdur. Günümüzde besin alerjisinin kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, semptomları yönetmeye yönelik tedaviler yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak son yıllarda besin alerjisinde aşı tedavisi (immünoterapi), hem hastalar hem de tıp camiası için umut verici bir yöntem olarak öne çıkmıştır. Bu tedavi, alerjik reaksiyonlara neden olan maddelere karşı bağışıklık sisteminin tolerans geliştirmesini sağlayarak alerjiyi kontrol altına almayı hedefler.   Besin Alerjisi Nedir? Besin alerjisi, bağışıklık sisteminin belirli bir gıdanın içindeki proteine karşı antikor (IgE) üreterek aşırı bir tepki göstermesi durumudur. Bu tepkiler, ciltte kaşıntı ve döküntüden, anafilaksi gibi hayatı tehdit edebilecek ciddi reaksiyonlara kadar değişebilir. Yaygın Besin Alerjenleri Yer fıstığı Süt Yumurta Balık ve kabuklu deniz ürünleri Soya Buğday Fındık, ceviz gibi ağaç yemişleri Besin alerjisi genellikle çocuklukta ortaya çıkar, ancak yetişkinlikte de görülebilir. Alerjik reaksiyonların şiddeti bireyden bireye değişiklik gösterir. Besin Alerjisinde Aşı Tedavisi Nedir? Besin alerjisinde aşı tedavisi, bağışıklık sistemini alerjik reaksiyona neden olan spesifik bir besine karşı tolerans geliştirmek için eğiten bir immünoterapi yöntemidir. Bu yöntem, kişinin belirli bir besine karşı duyarlılığını azaltmayı ve semptomları kontrol altına almayı amaçlar. Aşı Tedavisinin Çalışma Prensibi Aşı tedavisi, alerjen maddelerin çok küçük dozlarla vücuda verilmesi ve bu dozların zamanla artırılması prensibine dayanır. Bu süreç, bağışıklık sistemine bu maddeleri "zararsız" olarak tanıtmayı ve alerjik tepkilerin şiddetini azaltmayı amaçlar. Besin Alerjisinde Kullanılan İmmünoterapi Türleri 1. Oral İmmünoterapi (OIT) Alerjiye neden olan besin, küçük miktarlarda ağız yoluyla verilir. Zamanla doz artırılarak vücudun tolerans geliştirmesi... --- ### Kortizonlu Kremler Gerçekten Zararlı Mı? > Kortizonlu kremler, cilt hastalıklarının tedavisinde etkili ve yaygın bir seçenektir. Ancak, bu ilaçların doğru kullanımı büyük önem taşır. - Published: 2024-12-23 - Modified: 2024-12-23 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kortizonlu-kremler-gercekten-zararli-mi - Kategoriler: Genel Kortizonlu kremler, cilt üzerinde inflamasyonu ve kaşıntıyı azaltmak için kullanılan güçlü topikal tedavi seçeneklerindendir. Tıbbi olarak bu kremler, dermatit, egzama, sedef hastalığı gibi çeşitli cilt hastalıklarında iltihaplanmayı kontrol etmek amacıyla reçete edilir. Ancak, kortizon içeren kremlerin uzun vadede zararlı olup olmadığı, doğru kullanımla güvenli olup olmadığı gibi konular, hem hastalar hem de sağlık uzmanları arasında sıkça tartışılan bir konudur. Kortizonlu Kremler Nedir ve Nasıl Çalışır? Kortizonlu kremler, steroid (kortikosteroid) içeren topikal ilaçlardır. Bu ilaçlar, vücutta doğal olarak üretilen kortizol hormonunun sentetik bir versiyonudur ve ciltteki iltihaplanmayı, kaşıntıyı ve şişmeyi azaltmak için kullanılır. Kortizonlu Kremlerin Çalışma Mekanizması Kortizon, bağışıklık sisteminin aşırı tepkisini baskılayarak iltihabı kontrol altına alır. İnflamasyonu tetikleyen kimyasalların üretimini azaltır ve ciltteki kaşıntı, kızarıklık, şişlik gibi semptomları hafifletir. Hücre döngüsünü yavaşlatarak, özellikle sedef hastalığı gibi durumlarda cilt hücrelerinin aşırı üretimini önler. Kortizonlu kremler, düşük potansiyelden yüksek potansiyele kadar farklı güçlerde sınıflandırılır. Doktorlar, hastalığın şiddetine ve cilt bölgesine bağlı olarak uygun gücü belirler. Kortizonlu Kremlerin Kullanım Alanları Kortizonlu kremler, aşağıdaki cilt hastalıklarının tedavisinde yaygın olarak kullanılır: Egzama (Atopik Dermatit): Kaşıntı, kızarıklık ve iltihabı azaltmak için reçete edilir. Sedef Hastalığı (Psoriasis): Ciltteki kalınlaşmış, pullu plakları azaltır. Kontakt Dermatit: Alerjik reaksiyonlar veya tahriş nedeniyle oluşan kızarıklık ve kaşıntıyı hafifletir. Seboreik Dermatit: Özellikle yüz, saç derisi ve göğüs bölgesinde görülen kızarıklık ve pullanmayı tedavi eder. Liken Planus: Ciltte veya mukozalarda oluşan kaşıntılı, düz döküntüleri kontrol eder. Böcek Isırıkları: Şişlik ve kaşıntıyı hızlı bir şekilde hafifletir. İntertrigo: Özellikle cilt kıvrımlarında meydana gelen mantar veya bakteriyel enfeksiyonlara bağlı iltihabı hafifletir. Kortizonlu Kremler Gerçekten Zararlı Mı?... --- ### Dil Altı Sprey Alerji Aşısı Nedir ve Nasıl Kullanılır? > Dil altı sprey alerji aşısı, alerjik hastalıkların tedavisinde konforlu, etkili ve güvenli bir seçenektir. Geleneksel deri altı - Published: 2024-12-23 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dil-alti-sprey-alerji-asisi-nedir-ve-nasil-kullanilir - Kategoriler: Genel Dil altı sprey alerji aşısı, modern immünoterapinin bir türü olup, alerjik hastalıkların tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Bu aşı türü, bağışıklık sistemini belirli alerjenlere karşı duyarsızlaştırmayı amaçlar ve genellikle polen alerjisi, toz akarı alerjisi veya hayvan tüyü alerjisi gibi durumların tedavisinde etkili bir şekilde kullanılır. Dil altı sprey alerji aşısı, geleneksel deri altı alerji aşılarına (subkutan immünoterapi - SCIT) alternatif olarak geliştirilmiştir ve oral immünoterapi olarak da bilinir. Sprey formunda ya da tablet formunda uygulanan bu aşı yöntemi, dil altına yerleştirilir ve alerjenlerin küçük miktarları dil altındaki dokular tarafından emilerek bağışıklık sistemini eğitir. Dil Altı Sprey Alerji Aşısı Nedir? Dil altı sprey alerji aşısı, bağışıklık sistemini spesifik alerjenlere karşı tolerans geliştirmesi için eğitmek amacıyla uygulanan bir tedavi yöntemidir. Bu aşı yöntemi, kişinin alerjiye neden olan maddelerle (örneğin polen, toz akarları veya hayvan tüyü) düzenli ve kontrollü bir şekilde maruz kalmasını sağlar. Bu yöntemle, bağışıklık sistemi bu alerjenlere zamanla daha az tepki verir, böylece alerjik semptomlar hafifler veya tamamen ortadan kalkar. Sprey formunda ya da sıvı damla şeklinde olan bu ilaçlar, dil altındaki mukozaya uygulanır ve buradaki bağışıklık hücreleri tarafından emilir. Dil Altı Sprey Alerji Aşısı Hangi Durumlarda Kullanılır? Dil altı sprey alerji aşısı genellikle aşağıdaki durumlarda tercih edilir: Polen alerjisi: Özellikle mevsimsel alerjiler (saman nezlesi) için etkili bir yöntemdir. Toz akarı alerjisi: Ev tozu akarlarına karşı duyarlılığı azaltmak için kullanılır. Hayvan tüyü alerjisi: Kedi, köpek gibi evcil hayvanların neden olduğu alerjilerde uygulanabilir. Küf alerjisi: Küf mantarlarına bağlı alerjik rinit ve astım semptomlarını kontrol etmek için etkili olabilir. Dil Altı Sprey Alerji... --- ### Deri Altı Alerji Aşısı Nasıl Uygulanır? > Deri altı alerji aşısı, alerjik hastalıkların tedavisinde uzun vadeli etkili bir yöntemdir. Alerjenlere karşı bağışıklık sisteminin - Published: 2024-12-23 - Modified: 2024-12-23 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/deri-alti-alerji-asisi-nasil-uygulanir - Kategoriler: Genel Deri altı alerji aşısı, alerjik hastalıkların tedavisinde kullanılan bir immünoterapi yöntemi olup, vücudu belirli alerjenlere karşı toleranslı hale getirmeyi amaçlar. Bu tedavi yöntemi, alerjik rinit, astım ve bazı böcek alerjileri gibi durumların uzun vadede kontrol altına alınmasını sağlayabilir. Aşılar, belirli bir alerjene karşı bağışıklık sisteminin verdiği aşırı tepkiyi azaltır veya ortadan kaldırır. Deri altı alerji aşısı, uzman bir doktorun gözetiminde, düzenli olarak uygulanan ve zaman içinde vücudun alerjene karşı duyarsızlaşmasını sağlayan bir tedavi protokolüdür.   Deri Altı Alerji Aşısı Nedir? Deri altı alerji aşısı, subkutan immünoterapi (SCIT) olarak bilinir ve alerjenlerin çok düşük dozlarda deri altına enjekte edilmesiyle uygulanır. Bu yöntem, bağışıklık sisteminin alerjenlere karşı tepkisini zamanla değiştirir ve hastalığın semptomlarını hafifletir. Tedavi genellikle bir uzman alerji doktoru tarafından planlanır ve uygulanır. Alerjenler genellikle polen, toz akarı, küf mantarları, hayvan tüyü veya böcek zehiri gibi maddelerdir. Deri altı alerji aşısı, kişinin duyarlı olduğu spesifik alerjenlere göre özelleştirilir. Deri Altı Alerji Aşısı Hangi Durumlarda Kullanılır? Deri altı alerji aşısı, aşağıdaki durumlarda tercih edilebilir: 1. Alerjik Rinit (Saman Nezlesi) Polen, toz akarı, hayvan tüyü veya küf mantarlarına bağlı burun akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı gibi semptomların kontrol altına alınması için kullanılır. 2. Alerjik Astım Astım semptomlarını tetikleyen alerjenlerin duyarsızlaştırılması amaçlanır. 3. Böcek Alerjileri Arı veya eşekarısı sokmasına bağlı ciddi alerjik reaksiyonların (anafilaksi) önlenmesi için uygulanır. 4. Bazı Gıda Alerjileri (Nadir) Sadece belirli vakalarda ve uzman kontrolünde uygulanabilir. 5. Hayvan Alerjileri Evcil hayvan tüyü, deri döküntüleri veya salyalarına karşı alerjik reaksiyon gösteren kişilerde uygulanabilir. Deri Altı Alerji Aşısı Nasıl Uygulanır? Deri altı alerji aşısı,... --- ### İnce Bağırsakta Aşırı Bakteri Üremesi (SIBO) Nedir? > SIBO, sindirim sisteminin işleyişini etkileyen karmaşık bir durumdur. İnce bağırsakta aşırı bakteri üremesi, şişkinlik, gaz, sindirim - Published: 2024-12-23 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ince-bagirsakta-asiri-bakteri-uremesi-sibo-nedir - Kategoriler: Genel İnce bağırsakta aşırı bakteri üremesi, yaygın olarak SIBO (Small Intestinal Bacterial Overgrowth) olarak bilinir. Bu durum, ince bağırsakta normalden fazla bakteri bulunması veya ince bağırsakta bulunmaması gereken bakterilerin burada üremesiyle karakterizedir. İnce bağırsak, sindirim ve besin emilimi gibi hayati işlevler üstlenir. Ancak, bu bölgede aşırı bakteri bulunması sindirim sisteminin işleyişini bozabilir ve bir dizi rahatsızlığa yol açabilir. Bu yazıda, SIBO’nun nedenlerini, belirtilerini, teşhis yöntemlerini ve tedavi yaklaşımlarını detaylı bir şekilde ele alacağız. SIBO Nedir ve Neden Oluşur? Normalde, bakterilerin çoğu sindirim sisteminin son kısmı olan kalın bağırsakta bulunur. İnce bağırsakta ise çok az sayıda bakteri bulunur. Ancak, çeşitli nedenlerle bakteriler ince bağırsağa yerleşebilir ve burada aşırı çoğalarak sorunlara yol açabilir. SIBO’nun Başlıca Nedenleri Bağırsak Hareketlerinin Azalması: Sindirim sisteminin düzgün çalışmasını sağlayan bağırsak kasılmaları (motilite) yavaşladığında, bakterilerin ince bağırsakta birikme riski artar. Bu durum, genellikle gastroparezi veya bağırsak tıkanıklığı gibi hastalıklarda görülür. Anatomik Problemler: İnce bağırsakta yapısal anormallikler (örneğin, divertiküller veya cerrahi sonrası oluşan yapışıklıklar), bakterilerin bu bölgede birikmesine yol açabilir. Bağırsak Florasında Dengesizlik: Kalın bağırsakta bulunan bakteriler, ince bağırsakta yanlışlıkla çoğalabilir. Bu durum genellikle antibiyotik kullanımı, stres veya yanlış beslenme nedeniyle bağırsak florasının bozulmasından kaynaklanır. Bağışıklık Sisteminin Zayıflaması: Bağışıklık sistemi zayıfladığında, bakteriler ince bağırsakta kolayca üreyebilir. Asidik Ortamın Yetersizliği: Mide asidi, bakterilerin ince bağırsağa geçişini önler. Ancak, mide asidinin azalması (örneğin, proton pompa inhibitörü gibi asit azaltıcı ilaçların uzun süreli kullanımı) bakterilerin çoğalmasına yol açabilir. Bağırsak Kapakçıklarının Bozukluğu: İnce bağırsak ile kalın bağırsak arasındaki kapakçığın (ileosekal kapak) düzgün çalışmaması, bakterilerin kalın bağırsaktan ince bağırsağa geçmesine neden olabilir. SIBO’nun Belirtileri SIBO,... --- ### Yumurta Alerjisi Olan Bebeklerde Anne Beslenmesi > Yumurta alerjisi olan bebeklerde annenin beslenmesi, hem bebeğin sağlığı hem de annenin besin gereksinimlerinin karşılanması açısından - Published: 2024-12-19 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yumurta-alerjisi-olan-bebeklerde-anne-beslenmesi - Kategoriler: Besin Alerjisi Yumurta, bebeklerde en sık görülen gıda alerjenlerinden biridir ve bağışıklık sisteminin yanlışlıkla yumurtadaki proteinleri zararlı bir madde olarak algılaması sonucunda gelişir. Yumurta alerjisi olan bebeklerde, annenin beslenmesi de önemli bir rol oynar. Anne sütüyle beslenen bebeklerde, annenin tükettiği yumurtadaki proteinler anne sütüne geçebilir ve bebeğin alerjik reaksiyon göstermesine neden olabilir. Bu nedenle, bebeğinde yumurta alerjisi olan annelerin beslenme düzenlerini dikkatle planlaması gerekir. Anne Sütü ve Yumurta Alerjisi Anne sütü, bebeğin büyüme ve gelişimi için en ideal besindir. Ancak annenin tükettiği yumurta ve yumurta içeren ürünlerdeki proteinler anne sütüne geçebilir. Bu durum, yumurta alerjisi olan bir bebeğin belirtiler göstermesine neden olabilir. Anne, bu durumda diyetinden yumurtayı tamamen çıkarmalı ve yumurta içeren gizli kaynaklara da dikkat etmelidir. Anne Diyetinden Yumurta ve Türevlerinin Çıkarılması Yumurta alerjisi olan bir bebeği emziren annenin, hem açık hem de gizli yumurta kaynaklarından uzak durması gerekir. Bu, yalnızca yumurta ve türevlerini değil, aynı zamanda işlenmiş gıdalarda bulunan gizli yumurta proteinlerini de kapsar. Kaçınılması Gereken Besinler Doğrudan Yumurta İçeren Gıdalar: Haşlanmış yumurta Çırpılmış yumurta Omlet Yumurta bazlı tatlılar (örneğin, krema dolgulu tatlılar) Yumurta İçeren İşlenmiş Gıdalar: Kekler, kurabiyeler, pastalar Mayonez Bazı makarna türleri Hazır soslar ve salata sosları Ekmekler (özellikle brioche tarzı) Etiketlerde Gizli Yumurta İfadeleri: Albümin Globülin Lisozim (genellikle hazır gıdalarda koruyucu olarak kullanılır) Livetin Ovalbumin Yumurta Yerine Alternatif Besin Kaynakları Anne diyetinden yumurtayı çıkardığında, yumurtanın sağladığı protein, vitamin ve mineralleri başka besinlerden almalıdır. İşte yumurtanın yerine kullanılabilecek alternatif besin kaynakları: 1. Protein Kaynakları Tavuk, hindi ve balık Kırmızı et Kurubaklagiller (mercimek, nohut, fasulye) Fındık, badem ve ceviz... --- ### Süt ve Süt Ürünleri Alerjisi Olan Bebeklerde Anne Beslenmesi > Süt ve süt ürünleri alerjisi olan bir bebeği emziren annenin beslenmesi, hem bebeğin hem de annenin sağlığı için kritik bir öneme sahiptir. - Published: 2024-12-19 - Modified: 2024-12-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sut-ve-sut-urunleri-alerjisi-olan-bebeklerde-anne-beslenmesi - Kategoriler: Besin Alerjisi Süt ve süt ürünleri alerjisi, bebeklerde yaygın olarak görülen bir gıda alerjisidir. Bebeklerde bu alerji, genellikle inek sütündeki proteinlere (özellikle kazein ve whey proteinleri) karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi sonucu oluşur. Anne sütüyle beslenen bebeklerde de bu durum görülebilir çünkü annenin tükettiği süt ve süt ürünlerindeki proteinler anne sütüne geçebilir ve bebeğin bağışıklık sistemi tarafından bir tehdit olarak algılanabilir. Anne Sütü ve Süt Proteinlerinin Geçişi Anne sütü, bebeğin bağışıklık sistemini destekleyen ve büyümesini sağlayan en ideal besindir. Ancak annenin tükettiği besinler, belirli miktarlarda anne sütüne geçebilir. Özellikle süt proteinleri, anneden bebeğe anne sütü yoluyla geçerek alerjik reaksiyona neden olabilir. Bu nedenle, süt ve süt ürünlerine alerjisi olan bir bebeğin emziren annesi, diyetinden süt ve süt ürünlerini çıkarmalıdır. Bu süreç, bebeğin belirtilerini hafifletmek ve semptomlarını kontrol altına almak için kritik öneme sahiptir. Süt ve Süt Ürünlerinden Kaçınma Diyeti Anne, süt ve süt ürünleri içeren tüm besinleri diyetinden çıkarmalıdır. Ancak, sadece açıkça süt veya peynir gibi süt ürünleri değil, aynı zamanda gizli süt içerebilecek işlenmiş gıdalar da diyet dışı bırakılmalıdır. Hangi Gıdalar Kaçınılmalıdır? Açık Süt Ürünleri: İnek sütü, keçi sütü, koyun sütü Peynir Yoğurt Krema Tereyağı Gizli Süt İçeren Gıdalar: İşlenmiş gıdalar (örneğin, bisküvi, kek, çikolata) Süt tozu içeren ürünler Çorba karışımları veya hazır soslar Margarin (süt içeren türleri) Etiketlerinde Süt Proteini İçeren Maddeler: Kazein Whey proteini Laktoz (özellikle süt alerjisinde değil, laktoz intoleransında önemli) Peynir altı suyu Süt Ürünleri Yerine Anne İçin Alternatif Besin Kaynakları Süt ve süt ürünlerinden kaçınmak, annenin beslenmesinde bazı önemli besin öğelerinin eksikliğine yol açabilir. Özellikle... --- ### Peynir Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavisi > Peynir alerjisi, süt proteinlerine karşı bağışıklık sisteminin verdiği anormal bir reaksiyon sonucu ortaya çıkar. - Published: 2024-12-19 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/peynir-alerjisi-nedir-belirtileri-ve-tedavisi - Kategoriler: Besin Alerjisi Peynir alerjisi, süt ve süt ürünlerine karşı gelişen bir alerjinin bir alt türüdür. Peynir, inek, keçi veya koyun sütü gibi hayvansal sütlerden üretildiği için bu alerji, süt proteinlerine (özellikle kazein ve whey) karşı bağışıklık sisteminin verdiği aşırı bir reaksiyondan kaynaklanır. Bu durum, bazı kişilerde hafif semptomlara yol açarken, bazı kişilerde ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Peynir alerjisi ile laktoz intoleransı karıştırılmamalıdır; çünkü laktoz intoleransı süt şekeriyle ilişkilidir ve bağışıklık sistemi ile alakalı değildir. Peynir Alerjisi Nedir? Peynir alerjisi, bağışıklık sisteminin peynirde bulunan süt proteinlerini (özellikle kazein ve whey) tehdit olarak algılaması sonucu oluşur. Bağışıklık sistemi, bu proteinlere karşı antikor (IgE) üreterek histamin gibi kimyasalların salınımına neden olur. Bu reaksiyon, ciltte, sindirim sisteminde, solunum yollarında ve nadir durumlarda kardiyovasküler sistemde çeşitli semptomlara yol açar. Peynir alerjisi genellikle çocukluk döneminde başlar ve bazı bireylerde yaş ilerledikçe geçebilir. Ancak, yetişkinlikte de bu alerji görülebilir ve bu durum genellikle kalıcıdır. Peynir Alerjisinin Nedenleri Peynir alerjisi, bağışıklık sisteminin yanlış bir alarm vermesi sonucu ortaya çıkar. Aşağıdaki faktörler, peynir alerjisinin gelişiminde rol oynayabilir: 1. Süt Proteinleri Kazein: Peynirde yüksek miktarda bulunan ana süt proteinidir. Bağışıklık sistemi, kazeini yabancı bir madde olarak algılayabilir ve alerjik bir reaksiyon başlatabilir. Whey Proteini: Sütte bulunan bir diğer protein türü olan whey, özellikle peynir üretimi sırasında azalmış olsa da hala reaksiyona yol açabilir. 2. Genetik Yatkınlık Ailede süt alerjisi, diğer gıda alerjileri veya atopik hastalıklar (örneğin astım, egzama) öyküsü olan bireylerde peynir alerjisi riski daha yüksektir. 3. Bağışıklık Sistemi Sorunları Bağışıklık sistemi normalden daha hassas veya yanlış çalışıyorsa, süt proteinlerini tehdit... --- ### Kronik Otoimmün Ürtiker Nedir? > Kronik otoimmün ürtiker, bağışıklık sisteminin kendi dokularına karşı yanlış bir yanıt geliştirdiği karmaşık bir hastalıktır. - Published: 2024-12-19 - Modified: 2024-12-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kronik-otoimmun-urtiker-nedir - Kategoriler: Ürtiker Kronik otoimmün ürtiker (KOU), kronik ürtikerin (6 haftadan uzun süren kurdeşen) bir alt türüdür ve bağışıklık sisteminin kendi dokularına yanlışlıkla saldırması sonucu ortaya çıkar. Bu durum, ciltte kaşıntılı, kızarık ve kabarık döküntülerle kendini gösterir ve bazen anjiyoödem (dudaklar, göz kapakları veya ekstremitelerde derin şişlik) ile birlikte görülebilir. Kronik otoimmün ürtiker, diğer ürtiker türlerinden farklı olarak, alerjik reaksiyonlardan ziyade bağışıklık sistemi ile ilişkili sorunlardan kaynaklanır. Kronik Otoimmün Ürtiker Nedir? Kronik otoimmün ürtiker, bağışıklık sisteminin kendi vücut dokularına yanlış bir şekilde saldırması sonucu gelişen bir hastalıktır. Normalde bağışıklık sistemi, vücuda zarar verebilecek yabancı maddeleri (örneğin, bakteri veya virüsleri) hedef alır. Ancak otoimmün hastalıklarda bağışıklık sistemi, vücudun kendi sağlıklı dokularını da tehdit olarak algılar ve onlara saldırır. Kronik otoimmün ürtikerde bu saldırının hedefi genellikle cilt dokusu ve ciltteki bağışıklık hücreleri olur. Bu durumun altında, ciltte histamin ve diğer inflamatuar maddelerin kontrolsüz salınımı yatmaktadır. Mast hücreleri ve bazofiller olarak bilinen bağışıklık hücreleri aktive olur ve bu süreç, ciltte kaşıntı, şişlik ve kızarıklık gibi belirtilerle sonuçlanır. Kronik Otoimmün Ürtikerin Nedenleri Kronik otoimmün ürtikerin kesin nedenleri tam olarak anlaşılamamış olsa da, aşağıdaki faktörler hastalığın gelişiminde rol oynayabilir: 1. Otoimmün Mekanizmalar Kronik otoimmün ürtikerin en önemli özelliği, bağışıklık sisteminin aşırı ve yanlış çalışmasıdır. Vücut, mast hücrelerindeki IgE reseptörlerini hedef alarak otoantikorlar üretir. Bu otoantikorlar, mast hücrelerinin aktive olmasına ve histamin salınımına neden olur. 2. Genetik Yatkınlık Otoimmün hastalıklara yatkınlığı artıran genetik faktörler, kronik otoimmün ürtikerin gelişiminde etkili olabilir. Ailede otoimmün hastalık öyküsü olan bireylerde bu rahatsızlık daha sık görülür. 3. Tiroid Hastalıkları Kronik otoimmün ürtiker, genellikle Hashimoto... --- ### Ürtiker Teşhisinde Hangi Testler Yapılır? > Ürtiker teşhisi, semptomların dikkatlice değerlendirilmesini ve altta yatan nedenlerin belirlenmesini gerektirir. - Published: 2024-12-19 - Modified: 2024-12-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/urtiker-teshisinde-hangi-testler-yapilir - Kategoriler: Ürtiker Ürtiker, halk arasında "kurdeşen" olarak bilinen, ciltte kaşıntılı, kızarık ve kabarık döküntülerle kendini gösteren bir cilt rahatsızlığıdır. Akut (6 haftadan kısa süren) ve kronik (6 haftadan uzun süren) olmak üzere iki ana formda ortaya çıkar. Ürtikerin teşhisi genellikle belirtilerin gözlemlenmesine dayanır, ancak altta yatan nedenleri anlamak ve doğru tedavi yöntemini belirlemek için bazı testlerin yapılması gerekebilir.   Ürtiker Teşhisi Nasıl Konulur? Ürtiker teşhisi, genellikle üç aşamalı bir süreçle konulur: Hasta Hikayesi: Semptomların başlangıcı, süresi ve şiddeti hakkında bilgi alınır. Alerjenlere maruz kalma, kullanılan ilaçlar, yeme alışkanlıkları, stres seviyesi gibi potansiyel tetikleyiciler sorgulanır. Fiziksel Muayene: Döküntülerin görsel değerlendirilmesi yapılır. Ciltteki şişliklerin, kızarıklığın ve kaşıntının özellikleri incelenir. Laboratuvar Testleri ve Spesifik İncelemeler: Altta yatan nedenleri belirlemek veya dışlamak için bazı testler uygulanabilir. Ürtiker Teşhisinde Kullanılan Testler 1. Kan Testleri Kan testleri, ürtikerin otoimmün hastalıklar, enfeksiyonlar veya bağışıklık sistemi bozuklukları gibi sistemik nedenlerini araştırmak için kullanılır. Tam Kan Sayımı (CBC): Enfeksiyon belirtilerini veya anemi gibi diğer sistemik sorunları değerlendirmek için yapılır. Özellikle eozinofil seviyelerinin artışı, ürtikerin alerjik bir tepkiye bağlı olabileceğini gösterebilir. C-Reaktif Protein (CRP) ve Eritrosit Sedimantasyon Hızı (ESR): Vücutta inflamasyonun varlığını değerlendirmek için kullanılır. Karaciğer ve Böbrek Fonksiyon Testleri: Ürtikeri tetikleyebilecek organ disfonksiyonlarını araştırmak için yapılır. Tiroid Fonksiyon Testleri (TSH, T3, T4): Kronik ürtiker, otoimmün tiroid hastalıkları (örneğin, Hashimoto tiroiditi) ile ilişkilendirilebilir. Bu nedenle tiroid fonksiyonları değerlendirilir. IgE Seviyesi Ölçümü: Vücuttaki alerjik reaksiyonları değerlendirmek için toplam IgE seviyeleri ölçülebilir. 2. Alerji Testleri Alerjik reaksiyonların ürtikere neden olup olmadığını anlamak için yapılır. Deri Prick Testi: Cilde küçük bir miktar potansiyel alerjen enjekte... --- ### Kronik Ürtiker (Geçmeyen Ürtiker) Nedir? > Kronik ürtiker, yönetimi zorlayıcı olabilen bir durumdur ancak doğru teşhis, tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile semptomlar büyük - Published: 2024-12-19 - Modified: 2024-12-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kronik-urtiker-gecmeyen-urtiker-nedir - Kategoriler: Ürtiker Kronik ürtiker, diğer adıyla geçmeyen kurdeşen, ciltte kaşıntılı, kızarık ve kabarık döküntülerle kendini gösteren, ancak 6 haftadan uzun süren bir ürtiker türüdür. Bu durum, hastanın yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir ve sürekli tekrarlayan bir rahatsızlık halini alabilir. Kronik ürtiker, bağışıklık sisteminin anormal bir yanıtı olarak kabul edilir ve alerjik reaksiyonlarla ilişkili olabildiği gibi alerji dışı nedenlerden de kaynaklanabilir. Kronik Ürtiker Nedir? Kronik ürtiker, ciltteki mast hücrelerinden histamin ve diğer kimyasal maddelerin salınımıyla tetiklenen, uzun süre devam eden veya tekrarlayan bir bağışıklık sistemi reaksiyonudur. Bu durum, ciltte aniden ortaya çıkan kaşıntılı kabarıklıklar ve kızarıklıklarla karakterizedir. Kronik ürtiker, iki ana alt gruba ayrılır: Kronik Spontan Ürtiker (KSÜ): Nedeni bilinmeyen veya belirlenemeyen ürtiker türüdür. Çoğu hasta bu gruba girer. Kronik Fiziksel Ürtiker: Soğuk, sıcak, basınç, titreşim veya güneş gibi fiziksel tetikleyicilerden kaynaklanır. Kronik Ürtikerin Nedenleri Kronik ürtikerin nedeni, çoğu zaman tam olarak belirlenemez. Ancak bu durumun bağışıklık sisteminin bir anormalliğinden kaynaklandığı düşünülmektedir. İşte kronik ürtikerin bilinen veya şüphelenilen nedenleri: 1. Otoimmün Reaksiyonlar Kronik ürtiker vakalarının önemli bir kısmı, bağışıklık sisteminin yanlışlıkla kendi dokularına saldırması sonucu ortaya çıkar. Bu durum, otoimmün hastalıklarla ilişkilidir. Örnek: Tiroid hastalıkları (Hashimoto tiroiditi), lupus gibi rahatsızlıklar kronik ürtiker ile bağlantılı olabilir. 2. Alerjik Tepkiler Bazı vakalarda, gıdalar, ilaçlar veya çevresel alerjenlere karşı gelişen reaksiyonlar kronik ürtikeri tetikleyebilir. 3. Enfeksiyonlar Viral, bakteriyel veya parazitik enfeksiyonlar, bağışıklık sistemini tetikleyerek kronik ürtikere yol açabilir. 4. Stres Fiziksel veya duygusal stres, bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz etkiler yaratarak kronik ürtikeri şiddetlendirebilir. 5. Fiziksel Faktörler Sıcaklık değişiklikleri, basınç, titreşim, egzersiz veya güneş ışığı gibi fiziksel... --- ### Gecikmiş Basınç Ürtikeri Nedir, Belirtileri ve Tedavisi > Gecikmiş basınç ürtikeri, cilde uzun süreli mekanik basınç uygulanmasından saatler sonra ortaya çıkan, yaşam kalitesini etkileyen bir - Published: 2024-12-18 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gecikmis-basinc-urtikeri-nedir-nedenleri-belirtileri-ve-tedavisi - Kategoriler: Ürtiker Gecikmiş basınç ürtikeri, bir tür fiziksel ürtiker (kurdeşen) olup, cilt üzerine uzun süreli baskı uygulandıktan saatler sonra ortaya çıkan kaşıntılı ve ağrılı şişliklerle karakterize bir durumdur. Adından da anlaşılacağı gibi, bu rahatsızlık cildin mekanik bir basınca maruz kalmasından sonra gelişir ve genellikle basınç uygulandıktan 4 ila 6 saat sonra semptomlar kendini göstermeye başlar. Çoğu vakada semptomlar, birkaç saat veya gün sürebilir ve hastanın yaşam kalitesini etkileyebilir. Gecikmiş Basınç Ürtikeri Nedir? Gecikmiş basınç ürtikeri, bağışıklık sisteminin mekanik bir basınca karşı verdiği aşırı bir tepki sonucu ortaya çıkar. Bu durum, vücudun bağışıklık sisteminin bir parçası olan mast hücrelerinden histamin ve diğer inflamatuar kimyasalların salınması ile oluşur. Histamin, ciltte şişlik, kızarıklık ve kaşıntıya yol açar. Bu ürtiker türünde, basınç uygulanan bölgelerde şişlikler oluşur ve bu durum genellikle geç ortaya çıkar (basınçtan saatler sonra). Örneğin, dar ayakkabılar, sırt çantası, otururken kalça bölgesine yapılan basınç veya ağır bir yük taşımaktan kaynaklanan basınç, gecikmiş basınç ürtikerine neden olabilir. Gecikmiş Basınç Ürtikerinin Nedenleri Bu tür ürtikerin nedenleri tam olarak anlaşılamamış olsa da, aşağıdaki faktörlerin bu durumu tetiklediği düşünülmektedir: 1. Basınç Kaynaklı İmmün Tepki Cilde uygulanan basınç, bağışıklık sistemini aktive ederek histamin ve diğer inflamatuar maddelerin salınmasına neden olur. Bu kimyasallar, kan damarlarının genişlemesine ve ciltte şişliklerin oluşmasına yol açar. 2. Bağışıklık Sisteminin Hiperaktivitesi Bazı bireylerde bağışıklık sistemi aşırı hassas olabilir ve mekanik basınca karşı abartılı bir reaksiyon gösterir. Bu durum, gecikmiş basınç ürtikerinin gelişmesine katkıda bulunabilir. 3. Genetik Yatkınlık Ailede ürtiker veya alerjik rahatsızlıklar geçmişi olan bireylerde gecikmiş basınç ürtikerine yatkınlık artabilir. 4. Diğer Ürtiker Türleri ile... --- ### Omalizumab Nedir? Kullanım Alanları Nelerdir? > Omalizumab, alerjik hastalıkların tedavisinde çığır açan bir biyolojik ilaçtır. Özellikle alerjik astım ve kronik ürtiker gibi zorlu - Published: 2024-12-18 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/omalizumab-nedir-kullanim-alanlari-etkileri-ve-yan-etkileri - Kategoriler: Genel Omalizumab, bağışıklık sistemine etki eden bir biyolojik ilaçtır. Özellikle alerjik hastalıklar ve kronik ürtiker gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan bu ilaç, bağışıklık sisteminin aşırı tepkisini düzenlemek amacıyla geliştirilmiştir. Omalizumab, IgE antikorlarını hedef alan bir monoklonal antikor olup, alerjik reaksiyonların ortaya çıkmasında rol oynayan mekanizmaları engeller. Omalizumab Nedir? Omalizumab, laboratuvar ortamında üretilen bir monoklonal antikordur ve alerjik hastalıklarda önemli bir rol oynayan IgE antikoru ile etkileşime geçerek çalışır. Vücutta alerjik reaksiyonların oluşumunda IgE antikorları kritik bir öneme sahiptir. Bu antikorlar, mast hücreleri adı verilen bağışıklık sistemi hücrelerini aktive ederek histamin gibi kimyasalların salınımına neden olur. Bu kimyasallar, alerji semptomlarının temel kaynağıdır. Omalizumab, IgE antikorlarını bağlayarak bu süreci engeller. Omalizumab, insan ve fare monoklonal antikorlarının birleşimi olan "rekombinant DNA teknolojisi" ile üretilmiştir. İlk olarak 2003 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde onaylanmış ve sonrasında dünyanın birçok yerinde alerjik hastalıkların tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. Omalizumab Hangi Hastalıklarda Kullanılır? Omalizumab, genellikle aşağıdaki hastalıkların tedavisinde kullanılır: 1. Alerjik Astım Omalizumab, ağır ve kontrol altına alınamayan alerjik astımı olan bireylerde kullanılmaktadır. Bu hastalar genellikle standart tedavilere (örneğin, inhaler ilaçlar) yeterince yanıt vermeyen bireylerdir. Kimlere Verilir? Orta veya şiddetli astımı olan. Astım ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltmak için sürekli steroid tedavisi kullanan. IgE seviyeleri belirli bir aralıkta olan alerjik astım hastalarına reçete edilir. 2. Kronik Spontan Ürtiker (KSU) Kronik spontan ürtiker (6 haftadan uzun süren kurdeşen) tedavisinde antihistaminiklere yanıt vermeyen hastalar için omalizumab önemli bir seçenektir. Mast hücrelerinden histamin salınımını azaltarak kurdeşenin kontrol altına alınmasını sağlar. Kimlere Verilir? Diğer tedavi yöntemlerine yanıt vermeyen kronik ürtiker hastalarına. 3. Alerjik Rinit ve Gıda... --- ### Masaj Aleti Neden Kaşındırır? Sebeplerİ ve Çözüm Yolları > Masaj aleti kaşıntıya neden olması, genellikle cildin veya sinir sisteminin doğal bir tepkisidir ve basit yöntemlerle yönetilebilir. - Published: 2024-12-18 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/masaj-aleti-neden-kasindirir-sebepler-ve-cozum-yollari - Kategoriler: Ürtiker Masaj aletleri, günümüzde rahatlama, kas ağrılarının giderilmesi ve kan dolaşımının artırılması gibi amaçlarla yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak bazı kullanıcılar masaj aletlerini kullanırken veya sonrasında ciltte kaşıntı hissi yaşayabilir. Bu durum rahatsız edici olabileceği gibi, masajın faydalarını tam olarak hissetmenizi de engelleyebilir. Masaj aleti kaşıntıya neden olmasının birçok farklı sebebi vardır. Bu durum, cildin fiziksel bir tepki vermesinden, sinir sisteminin uyarılmasına veya masaj cihazının özelliklerine kadar değişen faktörlerden kaynaklanabilir. Masaj Aletlerinin Kaşıntıya Neden Olmasının Temel Sebepleri Masaj sırasında veya sonrasında kaşıntının birçok nedeni olabilir. Bu nedenler, cilt yüzeyindeki fiziksel etkilerden vücudun içsel tepkilerine kadar çeşitlilik gösterebilir. İşte masaj aletlerinin kaşıntıya neden olabilecek başlıca faktörleri: 1. Kan Dolaşımındaki Artış Masaj aletlerinin en temel işlevi, kan dolaşımını artırmaktır. Masaj sırasında cilt yüzeyine uygulanan baskı ve titreşimler, cilt altındaki kan damarlarının genişlemesine ve bölgeye daha fazla kan akışının sağlanmasına neden olur. Bu süreç, bazı bireylerde kaşıntıya yol açabilir. Neden Kaşıntı Olur? Kan dolaşımının hızlanması, sinir uçlarını uyararak ciltte kaşıntıya benzer bir his yaratabilir. Bu, vücudun dolaşımdaki ani değişikliklere verdiği bir tepkidir. Özellikle düşük kan dolaşımı olan bireylerde, masaj sonrası bölgedeki dolaşım artışı daha belirgin bir şekilde hissedilir ve bu da kaşıntı hissine neden olabilir. 2. Sinir Uçlarının Uyarılması Masaj sırasında kullanılan cihazlar, cildin altındaki sinir uçlarını uyarır. Bu uyarım, rahatlama hissi sağlarken aynı zamanda ciltte karıncalanma veya kaşıntı gibi hislere neden olabilir. Neden Kaşıntı Olur? Sinir uçlarının aşırı uyarılması, kaşıntı hissini tetikleyebilir. Bu durum özellikle hassas cilt yapısına sahip kişilerde daha yaygındır. 3. Titreşim ve Sürtünme Etkisi Masaj aletleri genellikle titreşimli veya döner başlıklara... --- ### Ürtiker İçin Hangi Bölüme ve Hangi Doktora Gidilir? > Alerji uzmanları, ürtikerin nedenlerini belirlemek, uygun tedavi planını oluşturmak ve semptomları yönetmek konusunda uzmanlaşmıştır. - Published: 2024-12-18 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/urtiker-icin-hangi-bolume-ve-hangi-doktora-gidilir - Kategoriler: Ürtiker Ürtiker, halk arasında bilinen adıyla kurdeşen, ciltte aniden ortaya çıkan kaşıntılı, kızarık ve kabarık döküntülerle karakterize bir rahatsızlıktır. Ürtikerin altında yatan nedenler genellikle alerjik reaksiyonlarla ilişkilendirilir, ancak bazı durumlarda enfeksiyonlar, stres ya da otoimmün hastalıklar gibi başka tetikleyiciler de rol oynayabilir. Peki, ürtiker semptomları ile karşılaştığınızda hangi doktora başvurmalısınız? Ürtiker tedavisi için en doğru adres, alerji uzmanları ve alerji bölümüdür. Bu yazıda, ürtikerin nedenlerini, neden bir alerji uzmanına başvurmanız gerektiğini, alerji uzmanlarının ürtiker tanısı ve tedavisindeki rolünü detaylı bir şekilde ele alacağız. Ürtiker Nedir? Neden Alerji Uzmanına Gitmeliyim? Ürtiker, genellikle bağışıklık sisteminin bir uyarana karşı verdiği aşırı tepki sonucu ortaya çıkar. Ciltteki mast hücreleri, histamin adı verilen bir kimyasal salarak kızarıklık, şişlik ve kaşıntıya yol açar. Ürtiker, akut (6 haftadan kısa süren) ve kronik (6 haftadan uzun süren) olarak ikiye ayrılır. Alerjik reaksiyonlar ürtikerin en yaygın nedenlerinden biri olduğu için, bu rahatsızlıkla karşılaşan bireylerin öncelikle bir alerji uzmanına başvurması gerekir. Alerji uzmanları, bağışıklık sistemi ile ilgili hastalıklarda özel eğitim almış doktorlardır ve ürtikerin nedenini tespit etmek ve etkili bir tedavi planı oluşturmak konusunda uzmandırlar. Neden Alerji Uzmanına Gitmek Gerekir? Ürtikerin altta yatan birçok nedeni olabilir. Alerji uzmanları, ürtikerin hangi tetikleyici faktörlerden kaynaklandığını bulmak için özel testler uygular ve kişiye özel bir tedavi planı oluşturur. İşte alerji uzmanına başvurmanızın başlıca nedenleri: 1. Doğru Tanı Koyma Ürtiker semptomlarının alerjik mi, enfeksiyona mı, yoksa başka bir tıbbi duruma mı bağlı olduğunu anlamak için kapsamlı bir inceleme yaparlar. Kronik ürtiker durumunda, altta yatan otoimmün hastalıkları veya bağışıklık sistemi bozukluklarını teşhis edebilirler. 2. Alerji Testleri... --- ### Gebelik Ürtikeri (Gebelikte Kurdeşen) Nedir? > Gebelik ürtikeri, genellikle doğumdan sonra kendiliğinden geçer ve kalıcı bir hasara neden olmaz. Ancak, anne adaylarının yaşam kalitesini - Published: 2024-12-18 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gebelik-urtikeri-gebelikte-kurdesen-nedir - Kategoriler: Ürtiker Gebelik ürtikeri, diğer adıyla gebelikte kurdeşen, hamilelik sırasında ortaya çıkan bir cilt rahatsızlığıdır. Bu durum, genellikle kaşıntı, kızarıklık ve ciltte döküntüler şeklinde kendini gösterir. Ürtiker, bağışıklık sisteminin bir yanıtı olarak histamin salınımıyla oluşur ve gebelikte hormonal değişikliklerin etkisiyle daha da sık görülür. Bazı durumlarda ürtiker hafif bir şekilde seyrederken, ciddi vakalarda anne adayının yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Gebelik Ürtikeri Nedir? Ürtiker (kurdeşen), ciltte ani gelişen kaşıntılı, kabarık ve kızarık döküntülerle karakterize bir durumdur. Gebelik ürtikeri, hamilelik sırasında meydana gelen hormonal değişiklikler, bağışıklık sistemi tepkileri ve ciltte artan hassasiyetle ilişkilendirilir. Genellikle aniden ortaya çıkar ve döküntüler vücudun herhangi bir yerinde görülebilir. Gebelik ürtikeri, sıklıkla hamileliğin ikinci veya üçüncü trimesterinde görülür. Döküntüler genellikle doğumdan kısa bir süre sonra kendiliğinden kaybolur, ancak bazı durumlarda özel tedavi gerekebilir. Gebelik Ürtikerinin Nedenleri Gebelikte ürtikere neden olan faktörler tam olarak anlaşılmamış olsa da, bazı tetikleyici mekanizmalar tanımlanmıştır: 1. Hormonal Değişiklikler Hamilelik sırasında östrojen ve progesteron gibi hormonların seviyelerinde hızlı artışlar meydana gelir. Bu hormonal değişiklikler, ciltte kaşıntıya ve döküntülere neden olabilecek bağışıklık tepkilerini tetikleyebilir. 2. Ciltte Gerilme Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde cilt, büyüyen karın nedeniyle gerilir. Bu durum, cildin hassaslaşmasına ve kurdeşene benzer döküntülere yol açabilir. 3. Alerjik Reaksiyonlar Hamilelik sırasında bağışıklık sistemi alerjenlere karşı daha hassas hale gelebilir. Bazı yiyecekler, ilaçlar, deterjanlar veya çevresel faktörler ürtikerin tetiklenmesine neden olabilir. 4. Stres Gebelik sırasında fiziksel ve duygusal stres, bağışıklık sistemini etkileyerek ürtikeri şiddetlendirebilir. 5. Gebeliğe Özgü Cilt Hastalıkları Gebelik ürtikeri, diğer gebeliğe özgü cilt rahatsızlıkları ile karıştırılabilir. Özellikle PUPPP (Pruritic Urticarial Papules and Plaques of Pregnancy) adı... --- ### Sıcak Alerjisi (Sıcağa Bağlı Ürtiker) Nedir? > Sıcak alerjisi, yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilen, ancak uygun önlemlerle yönetilebilen bir durumdur. Tetikleyicileri belirlemek - Published: 2024-12-18 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sicak-alerjisi-sicaga-bagli-urtiker-nedir - Kategoriler: Ürtiker Sıcak alerjisi, tıbbi adıyla sıcağa bağlı ürtiker veya kolinerjik ürtiker, vücut sıcaklığındaki artışlara tepki olarak gelişen bir bağışıklık sistemi reaksiyonudur. Genellikle egzersiz, sıcak bir ortamda bulunma, sıcak yiyecek ve içeceklerin tüketimi veya stres gibi durumlarla tetiklenir. Bu durum, ciltte kızarıklık, kaşıntı ve kurdeşen benzeri belirtilerle kendini gösterir. Nadir durumlarda, semptomlar ciddi olabilir ve anafilaksi gibi tıbbi acil durumlara yol açabilir. Sıcak Alerjisi Nedir? Sıcak alerjisi, vücudun bağışıklık sistemi tarafından tetiklenen ve ciltte belirgin değişimlere yol açan bir durumdur. Bu durum, genellikle terleme ile bağlantılıdır. Vücut ısısı arttığında, ciltteki bağışıklık hücreleri histamin gibi kimyasalları serbest bırakır ve bu durum kaşıntı, kızarıklık ve kurdeşene yol açar. Sıcak alerjisi genellikle birkaç dakika içinde başlar ve sıcaklık etkisi sona erdiğinde kendiliğinden geçer. Ancak bazı bireylerde bu durum daha uzun süre devam edebilir ve günlük yaşamı etkileyebilir. Sıcak Alerjisinin Nedenleri Sıcağa bağlı ürtikerin kesin nedeni tam olarak bilinmese de, birçok faktör bu durumu tetikleyebilir: 1. Vücut Sıcaklığının Artışı Sıcak alerjisi, vücut sıcaklığındaki ani artışlarla ilişkilidir. Aşağıdaki durumlar tetikleyici olabilir: Egzersiz yapmak veya yoğun fiziksel aktiviteler. Sıcak ortamda bulunmak (örneğin sauna veya sıcak yaz günleri). Baharatlı yiyecekler veya sıcak içeceklerin tüketimi. Sıcak duş veya banyo yapmak. Stres, heyecan veya korku gibi duygusal tepkiler. 2. Bağışıklık Sisteminin Aşırı Tepkisi Sıcağa bağlı ürtiker, bağışıklık sisteminin sıcaklığa karşı aşırı tepki göstermesinden kaynaklanır. Bu durum, ciltteki mast hücrelerinden histamin salınmasına neden olur. 3. Genetik Yatkınlık Ailede alerjik rahatsızlıklar (örneğin atopik dermatit veya astım) varsa, sıcağa bağlı ürtiker görülme riski daha yüksek olabilir. 4. Çevresel Faktörler Sıcak ve nemli hava koşulları,... --- ### Yürüyüş Yaparken Bacaklar Neden Kaşınır? > Yürüyüş sırasında bacaklarda kaşıntı, genellikle cilt ve sinir sisteminin egzersize verdiği normal bir tepkidir. Ancak bazen bu durumun - Published: 2024-12-18 - Modified: 2024-12-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yuruyus-yaparken-bacaklar-neden-kasinir - Kategoriler: Ürtiker Yürüyüş yaparken bacakların kaşınması, birçok kişinin egzersiz sırasında veya sonrasında yaşadığı yaygın bir sorundur. Bu durum, hafif bir rahatsızlıktan ciddi bir tıbbi soruna kadar farklı nedenlerden kaynaklanabilir. Kaşıntı genellikle cildin yüzeyinde başlar, ancak bazen daha derin bir problemden kaynaklanabilir. Yürüyüş sırasında bacaklarda meydana gelen kaşıntının altında yatan nedenleri anlamak, bu sorunu yönetmenin ve çözmenin ilk adımıdır.   Yürüyüş Sırasında Bacaklarda Kaşıntının Nedenleri 1. Kan Akışındaki Değişiklikler Egzersiz sırasında kalp, bacak kaslarınıza daha fazla oksijen ve besin taşıyan kanı pompalamak için daha hızlı çalışır. Bu kan akışı artışı, damarlarınızı genişleterek cildinizin yüzeyine yakın kan damarlarını etkileyebilir. Bu durum, sinir uçlarının uyarılmasına ve kaşıntıya neden olabilir. Belirti: Bacaklarda hafif karıncalanma ve kaşıntı hissi. Çözüm: Egzersize yavaşça başlayarak vücudunuzun kan akışı değişikliklerine alışmasını sağlayabilirsiniz. 2. Egzersize Bağlı Ürtiker Egzersize bağlı ürtiker, egzersiz sırasında histamin salınımı nedeniyle ortaya çıkan bir alerjik reaksiyondur. Yürüyüş veya koşu sırasında histaminin salınımı ciltte kaşıntıya, kızarıklığa ve bazen kabarıklıklara yol açabilir. Belirti: Bacaklarda kaşıntıyla birlikte kızarıklık ve kurdeşene benzer kabarıklıklar. Çözüm: Egzersizden önce antihistaminik ilaçlar kullanmayı deneyebilirsiniz (doktor önerisiyle). Yürüyüşten önce yoğun ısınma yaparak histamin salınımını azaltabilirsiniz. 3. Cilt Kuruluğu (Kserozis) Cildiniz yeterince nemli değilse, yürüyüş sırasında terleme veya hava koşullarının etkisiyle daha da kuruyabilir. Kuru cilt kaşıntıya yol açabilir ve egzersiz sırasında bu durum daha belirgin hale gelebilir. Belirti: Ciltte pul pul dökülme ve kaşıntı. Çözüm: Egzersiz öncesi ve sonrası nemlendirici kremler kullanarak cildi nemlendirin. Egzersiz sırasında terlemeyi artırmayan, pamuklu veya cilde dost kıyafetler tercih edin. 4. Terleme ve Isı Yürüyüş sırasında artan vücut sıcaklığı ve terleme, cildinizde... --- ### Egzersize Bağlı Ürtiker (Egzersiz Anjiyoödemi) Nedir? > Egzersize bağlı ürtiker, ciltte kızarıklık, kaşıntı ve kabarcıklar gibi belirtilerle kendini gösteren, nadir ancak yönetilebilir bir - Published: 2024-12-18 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzersize-bagli-urtiker-egzersiz-anjiyoodemi-nedir - Kategoriler: Ürtiker Egzersize bağlı ürtiker, tıbbi adıyla egzersiz anjiyoödemi veya egzersizle tetiklenen ürtiker, fiziksel aktivite sırasında veya hemen sonrasında ortaya çıkan bir tür alerjik reaksiyondur. Genellikle ciltte kaşıntı, kızarıklık, şişlik ve kurdeşen gibi belirtilerle kendini gösterir. Nadir durumlarda, egzersizle tetiklenen anafilaksi (hayatı tehdit edebilen alerjik reaksiyon) gelişebilir. Bu rahatsızlık, kişinin egzersiz yapmasını zorlaştırabilir ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Ancak uygun önlemler ve tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınabilir. Egzersize Bağlı Ürtiker Nedir? Egzersize bağlı ürtiker, genellikle fiziksel aktivite sırasında vücutta histamin ve diğer inflamatuar kimyasalların salınması sonucu ortaya çıkan bir bağışıklık sistemi reaksiyonudur. Bu durum, alerjiye yatkın kişilerde daha yaygındır ve yoğun egzersiz, sıcak hava, gıda alerjileri veya stres gibi faktörler tarafından tetiklenebilir. Egzersiz sırasında semptomlar genellikle birkaç dakika içinde başlar ve egzersiz sonlandırıldığında hafifleyebilir. Ancak şiddetli vakalarda nefes darlığı, bilinç kaybı ve anafilaksi gibi ciddi komplikasyonlar görülebilir. Egzersize Bağlı Ürtikerin Nedenleri Egzersize bağlı ürtikerin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, aşağıdaki faktörlerin bu rahatsızlığı tetiklediği düşünülmektedir: 1. Histamin Salınımı Egzersiz sırasında artan vücut sıcaklığı ve kan akışı, bağışıklık sisteminin histamin salgılamasına neden olabilir. Histamin, kurdeşen, kaşıntı ve kızarıklık gibi alerjik belirtilere yol açar. 2. Gıda ve Egzersiz İlişkisi Bazı kişilerde, egzersiz ürtikerinin tetiklenmesi, egzersiz öncesinde tüketilen belirli gıdalarla ilişkilidir. Örneğin, buğday, deniz ürünleri, süt ürünleri veya fındık gibi alerjen gıdalar egzersizle birleştiğinde reaksiyonu tetikleyebilir. 3. Sıcaklık ve Terleme Egzersiz sırasında vücut sıcaklığının artması ve terleme, ürtiker belirtilerini tetikleyebilir. Özellikle sıcak ve nemli hava koşulları bu reaksiyonu daha da şiddetlendirebilir. 4. Stres Fiziksel veya duygusal stres, vücutta inflamatuar yanıtları artırarak egzersize bağlı... --- ### Dermografizm Nedir? Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri > Dermografizm genellikle yaşamı tehdit eden bir durum değildir, ancak şiddetli semptomlar bireylerin yaşam kalitesini etkileyebilir. - Published: 2024-12-18 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dermografizm-nedir-nedenleri-belirtileri-ve-tedavi-yontemleri - Kategoriler: Ürtiker Dermografizm, halk arasında "cilt yazısı" veya "yazı cildi" olarak da bilinen bir tür fiziksel ürtiker (kurdeşen) türüdür. Bu durum, cildin üzerine yapılan hafif bir baskı veya çizik sonucunda cildin kabarıp kızarık hale gelmesiyle kendini gösterir. Dermografizm, "dermo" (cilt) ve "grafi" (yazı) kelimelerinden türemiştir ve "cilt üzerine yazma" anlamına gelir. Hastalığın yaygın formu genellikle zararsızdır, ancak semptomlar rahatsızlık verici olabilir ve yaşam kalitesini etkileyebilir. Dermografizmin Tanımı Dermografizm, cildin mekanik bir uyarıya karşı aşırı tepki verdiği bir durumdur. Normalde bir insanın cildine hafif bir şekilde dokunulduğunda veya çizildiğinde ciltte yalnızca hafif bir kızarıklık meydana gelir ve kısa sürede kaybolur. Ancak dermografizmi olan bireylerde bu tür mekanik uyarılar, cildin belirgin şekilde kabarmasına, kızarmasına ve kaşınmasına neden olur. Bu reaksiyon genellikle birkaç dakika içinde ortaya çıkar ve saatlerce sürebilir. Dermografizm Türleri Dermografizm, cildin tepki verme şekline göre sınıflandırılabilir: Basit Dermografizm: Hafif çizikler veya basınç sonrası ciltte sadece kızarıklık görülür. Kaşıntı genellikle minimaldir. Kızarık Dermografizm: Çizilen bölgede yoğun bir kızarıklık ve şişlik meydana gelir. Bu tür, genellikle daha belirgin semptomlarla ilişkilidir. Kaşıntılı Dermografizm: Ciltte kızarıklık ve şişlik ile birlikte yoğun bir kaşıntı hissedilir. En yaygın rahatsız edici türdür. Beyaz Dermografizm: Cilt üzerine baskı uygulandığında cilt beyaz bir renge döner. Bu durum, genellikle daha az yaygındır ve alerjik bireylerde görülür. Dermografizmin Nedenleri Dermografizmin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı durumlar ve faktörler bu cilt reaksiyonunu tetikleyebilir veya kötüleştirebilir: Bağışıklık Sistemi Hiperaktivitesi: Dermografizm, vücudun bağışıklık sisteminin aşırı tepki verdiği bir durumdur. Mast hücreleri, ciltte histamin salınımını artırarak kızarıklık ve şişliklere yol açar. Genetik Faktörler: Ailede dermografizm... --- ### Kurdeşen Tedavisinde Kullanılan İlaçlar (Kurdeşen İlacı İsimleri) > Kurdeşen tedavisinde kullanılan ilaçlar, semptomların şiddetine ve hastanın sağlık durumuna göre değişiklik gösterebilir. Hafif vakalarda - Published: 2024-12-18 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kurdesen-tedavisinde-kullanilan-ilaclar-kurdesen-ilaci-isimleri - Kategoriler: Ürtiker Kurdeşen, tıbbi adıyla ürtiker, ciltte aniden gelişen kaşıntılı, kızarık ve kabarık döküntülerle kendini gösteren bir alerjik reaksiyondur. Bağışıklık sisteminin histamin ve diğer kimyasal maddeleri salması sonucu ortaya çıkar. Kurdeşenin nedeni alerjik bir reaksiyon, enfeksiyon, otoimmün hastalıklar veya stres olabilir. Tedavisi, semptomların şiddetine ve nedenine bağlı olarak farklılık gösterebilir. Bu yazıda, kurdeşen tedavisinde kullanılan ilaçlar isimlerini, nasıl çalıştıklarını ve hangi durumlarda kullanıldıklarını detaylı bir şekilde ele alacağız. Kurdeşen Tedavisinde Kullanılan İlaç Türleri Kurdeşenin tedavisinde yaygın olarak kullanılan ilaçlar şu gruplara ayrılır: Antihistaminikler Kortikosteroidler Omalizumab (Biyolojik İlaçlar) Adrenalin (Epinefrin) Diğer Destekleyici İlaçlar Her bir ilaç grubu, kurdeşenin türüne ve şiddetine göre reçete edilir. 1. Antihistaminikler Antihistaminikler, kurdeşenin tedavisinde en sık kullanılan ilaç grubudur. Vücutta histamin salınımını bloke ederek ciltteki kaşıntı, kızarıklık ve şişlik gibi semptomları hafifletir. Antihistaminikler genellikle birinci ve ikinci kuşak ilaçlar olarak ikiye ayrılır. 1. 1 Birinci Kuşak Antihistaminikler Bu ilaçlar sedasyon (uyku yapıcı etki) özellikleri nedeniyle daha az tercih edilir. Ancak gece meydana gelen kurdeşen ataklarında faydalıdır. Klorfeniramin Hidroksizin Difenhidramin Prometazin Avantajları: Kaşıntıyı hızlı bir şekilde hafifletir. Uyku problemi olan hastalar için uygun olabilir. Dezavantajları: Gün içinde uyku hali ve konsantrasyon kaybına neden olabilir. Uzun süreli kullanımda bağımlılık riski taşımaz ancak yan etkiler artabilir. 1. 2 İkinci Kuşak Antihistaminikler İkinci kuşak antihistaminikler, sedasyon yapıcı etkileri çok daha az olduğu için günlük kullanımda daha uygundur. Loratadin Desloratadin Setirizin Levocetirizin Feksofenadin Avantajları: Sedasyon etkisi minimaldir; gündüz kullanıma uygundur. Uzun etkili oldukları için genellikle günde bir kez alınır. Dezavantajları: Nadir de olsa baş ağrısı veya mide rahatsızlığı yapabilir. Bazı hastalarda etkisi yeterli... --- ### Bebeklerde Büyüme Atakları Nelerdir? > Bebeklerde büyüme atakları, hızlı fiziksel ve zihinsel gelişim dönemleri olarak tanımlanır. Bu dönemler, bebeklerin büyüme ve gelişim - Published: 2024-11-22 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-buyume-ataklari-nedir-belirtileri-nelerdir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde büyüme atakları, hızlı fiziksel ve zihinsel gelişim dönemleri olarak tanımlanır. Bu dönemler, bebeklerin büyüme ve gelişim hızının arttığı, aynı zamanda daha fazla enerji ve beslenme gereksinimi duyduğu kritik zamanlardır. Büyüme atakları genellikle ilk yıl içinde daha belirgin şekilde görülür ve anne-babalar için hem heyecan verici hem de zorlu bir süreç olabilir. Bu yazıda, büyüme ataklarının ne olduğunu, ne zaman meydana geldiğini, belirtilerini ve bu dönemde bebeğinize nasıl destek olabileceğinizi detaylı bir şekilde ele alacağız. Büyüme Atakları Nedir? Büyüme atakları, bebeğin fiziksel, bilişsel ve duygusal olarak hızlı bir şekilde büyüdüğü ve geliştiği kısa dönemlerdir. Bu süreç, genellikle bebeklerin fiziksel büyüme, motor beceriler, dil gelişimi ve duygusal bağlanma gibi alanlarda büyük ilerlemeler kaydettiği dönemlerle çakışır. Büyüme Ataklarının Özellikleri Kısa Sürelidir: Genellikle birkaç gün ile bir hafta arasında sürer. Fiziksel ve Zihinsel Gelişim: Boy uzaması, kilo alımı ve bilişsel becerilerde belirgin bir artış gözlemlenir. Beslenme ve Uyku Düzeni Değişir: Bu dönemde bebekler daha sık beslenmek isteyebilir ve uyku düzenlerinde değişiklikler yaşayabilir. Bebeklerde Büyüme Atakları Ne Zaman Görülür? Büyüme ataklarının meydana geldiği zamanlar her bebekte farklılık gösterebilir, ancak genellikle şu dönemlerde daha sık yaşanır: İlk 12 Ayda Yaygın Büyüme Atakları 1-3. Haftalar: Doğumdan sonraki ilk haftalarda hızlı bir büyüme dönemi yaşanır. 6. Hafta: Bebeğin hem fiziksel hem de zihinsel olarak hızla geliştiği bir dönemdir. 3. Ay: Bebeklerin motor becerileri ve çevreyle etkileşimleri bu dönemde hızla artar. 6. Ay: Bebeğin oturmaya başlaması, emekleme çabaları ve katı gıdalara geçiş bu döneme denk gelir. 9. Ay: Bebeklerde daha karmaşık hareketler ve dil gelişimi başlar. 1 Yaşından... --- ### Çocuklarda Bağışıklık Sistemi Güçlendirmek İçin Ozon Tedavisi > Çocuklarda bağışıklık sistemini güçlendirmek için ozon terapisi çeşitli yöntemlerle uygulanabilir. Bu yöntemler, çocuğun yaşına, sağlık - Published: 2024-10-22 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-bagisiklik-sistemi-guclendirmek-icin-ozon-tedavisi - Kategoriler: Ozon Tedavisi Çocuklarda sık enfeksiyonlar, bağışıklık sisteminin zayıf olması veya tam olarak gelişmemiş olmasından kaynaklanabilir. Bu durum, çocukların sağlıklarını ve yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkileyebilir. Ozon terapisi, bağışıklık sistemini güçlendirmek ve enfeksiyon sıklığını azaltmak amacıyla kullanılabilecek potansiyel bir tedavi yöntemidir. Bu makalede, ozon terapisinin çocuklarda bağışıklık sistemini güçlendirmedeki rolü ve uygulama yöntemleri ayrıntılı olarak incelenecektir. Ozon Terapisi Nedir? Ozon terapisi, medikal ozon gazının çeşitli terapötik amaçlar için kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Ozon (O3), oksijenin (O2) bir triatomik formudur ve güçlü oksidatif özelliklere sahiptir. Bu özellikleri sayesinde ozon terapisi, bağışıklık sistemini modüle etme, inflamasyonu azaltma ve patojenlere karşı koruma sağlama potansiyeline sahiptir. Ozon Terapisinin Biyolojik EtkileriOzon terapisinin bağışıklık sistemini güçlendirmedeki etkileri, çeşitli biyolojik mekanizmalara dayanır: Oksidatif Stres ve Antioksidan Savunma:Ozon, hücrelerde geçici bir oksidatif stres oluşturur ve bu da hücrelerin antioksidan savunma mekanizmalarını güçlendirir. Bu durum, bağışıklık hücrelerinin daha etkin çalışmasına katkı sağlar. Bağışıklık Sisteminin Modülasyonu:Ozon, bağışıklık hücrelerinin aktivitelerini düzenleyerek aşırı bağışıklık tepkilerini azaltabilir ve immün yanıtı optimize edebilir. Anti-inflamatuar Etkiler:Ozon, inflamatuar mediyatörlerin üretimini azaltarak iltihaplanmayı kontrol edebilir. Bu, enfeksiyon sonrası iyileşme sürecini hızlandırabilir. Antimikrobiyal Etkiler:Ozonun antimikrobiyal özellikleri, bakteriler, virüsler ve mantarları öldürme yeteneğine sahiptir, böylece enfeksiyonların yayılmasını önleyebilir. Ozon Terapisi Uygulama YöntemleriÇocuklarda bağışıklık sistemini güçlendirmek için ozon terapisi çeşitli yöntemlerle uygulanabilir. Bu yöntemler, çocuğun yaşına, sağlık durumuna ve tedavi hedeflerine göre seçilmelidir. 1. Major Otohemoterapi (Major OHT)Major otohemoterapi, çocuğun kendi kanının ozon ile karıştırılıp tekrar vücuda enjekte edilmesi işlemidir. Bu yöntem, bağışıklık sistemini güçlendirmek için etkili olabilir. Uygulama Adımları: Kan Alımı:Steril bir şırınga kullanarak çocuktan yaklaşık 50 mL kan alınır. Ozonlama:Alınan kan,... --- ### Besin Alerjisinde Ozon Kullanımı > Besin alerjileri, bağışıklık sisteminin belirli gıda proteinlerine karşı aşırı tepkisi sonucu ortaya çıkar. Ozon terapisi, bu hastalığın - Published: 2024-10-22 - Modified: 2024-10-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/besin-alerjisinde-ozon-kullanimi - Kategoriler: Ozon Tedavisi Besin alerjisi, bağışıklık sisteminin belirli gıdalara karşı aşırı tepkisi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Besin alerjileri, anafilaksi gibi ciddi reaksiyonlara neden olabilen tehlikeli durumlardır. Geleneksel tedavi yöntemlerine ek olarak, ozon terapisi gibi alternatif tedavi yöntemleri de besin alerjilerinin yönetiminde araştırılmaktadır. Bu makalede, besin alerjisinde ozon terapisinin kullanımı ayrıntılı olarak incelenecektir. Ozon Terapisi Nedir? Ozon terapisi, medikal ozon gazının terapötik amaçlar için kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Ozon (O3) molekülü, oksijenin (O2) bir triatomik formudur ve güçlü oksidatif özelliklere sahiptir. Bu özellikler sayesinde ozon terapisi, inflamasyonu azaltma, bağışıklık sistemini modüle etme ve patojenleri yok etme potansiyeline sahiptir. Ozon Terapisinin MekanizmalarıOzon terapisi, çeşitli biyolojik etkileri aracılığıyla çalışır: Oksidatif Stres ve Antioksidan Savunma:Ozon, hücrelerde geçici bir oksidatif stres oluşturur ve bu da hücrelerin antioksidan savunma mekanizmalarını güçlendirir. Bağışıklık Sisteminin Modülasyonu:Ozon, bağışıklık hücrelerinin aktivitelerini düzenleyebilir ve böylece aşırı bağışıklık tepkilerini azaltabilir. Anti-inflamatuar Etkiler:Ozon, inflamatuar mediyatörlerin üretimini azaltarak iltihaplanmayı kontrol edebilir. Mikroorganizmalara Karşı Etki:Ozonun antimikrobiyal özellikleri, bakteriler, virüsler ve mantarları öldürme yeteneğine sahiptir. Besin Alerjisi ve Ozon TerapisiBesin alerjileri, bağışıklık sisteminin belirli gıda proteinlerine karşı aşırı tepkisi sonucu ortaya çıkar. Ozon terapisi, bu hastalığın semptomlarını hafifletmek ve kontrol altına almak için çeşitli yollarla kullanılabilir. İnflamasyonu AzaltmaBesin alerjisinde, gastrointestinal sistemdeki inflamasyon, semptomların şiddetini artıran temel faktörlerden biridir. Ozon terapisi, inflamatuar mediyatörlerin üretimini azaltarak ve anti-inflamatuar mekanizmaları teşvik ederek inflamasyonu azaltabilir. Bu, mide ve bağırsaklardaki şişlik, ağrı ve diğer semptomların hafiflemesine yardımcı olabilir. Bağışıklık Sisteminin DüzenlenmesiBesin alerjisi, bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi sonucu ortaya çıkar. Ozon terapisi, bağışıklık hücrelerinin fonksiyonlarını modüle ederek bu aşırı tepkileri azaltabilir. Bu, alerjik reaksiyonların... --- ### Egzamada Ozonlanmış Zeytinyağı Pomadın Kullanımı > Ozonlanmış zeytinyağı, zeytinyağının ozon gazı ile doygun hale getirilmesi sonucu elde edilen bir üründür. Ozon, zeytinyağının içindeki - Published: 2024-10-22 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzamada-ozonlanmis-zeytinyagi-pomadin-kullanimi - Kategoriler: Ozon Tedavisi Egzama, ciltte kızarıklık, kaşıntı, kuruluk ve iltihaplanma ile karakterize edilen kronik bir deri hastalığıdır. Egzama tedavisinde kullanılan birçok yöntem bulunmaktadır ve bunlardan biri de ozonlanmış zeytinyağı pomadıdır. Ozonlanmış zeytinyağı, ozonun güçlü oksidatif özellikleri sayesinde ciltteki inflamasyonu azaltabilir ve cilt bariyerini güçlendirebilir. Bu makalede, egzamada ozonlanmış zeytinyağı pomadının nasıl kullanılacağı ayrıntılı olarak anlatılacaktır. Ozonlanmış Zeytinyağı Nedir? Ozonlanmış zeytinyağı, zeytinyağının ozon gazı ile doygun hale getirilmesi sonucu elde edilen bir üründür. Ozon, zeytinyağının içindeki doymamış yağ asitleri ile reaksiyona girerek peroksitler ve ozonitler oluşturur. Bu bileşikler, cilt üzerinde anti-inflamatuar, antimikrobiyal ve yara iyileştirici etkiler gösterebilir. Ozonlanmış Zeytinyağı Pomadının HazırlanmasıOzonlanmış zeytinyağı pomadı, genellikle eczanelerde veya özel sağlık merkezlerinde hazır olarak bulunabilir. Ancak, evde hazırlamak isterseniz, ozon jeneratörü ve saf zeytinyağı kullanarak zeytinyağını ozonlayabilirsiniz. Ozonlanmış zeytinyağı, soğuk ve karanlık bir yerde saklanmalıdır. Kullanım Adımları 1. Cildin Hazırlanması Temizlik:Pomadı uygulamadan önce, cildin temiz olduğundan emin olun. Ilık su ve yumuşak bir sabun kullanarak etkilenen bölgeyi nazikçe temizleyin ve iyice kurulayın. Kuruluk:Cildin tamamen kuru olduğundan emin olun. Nemli cilde uygulandığında, ozonlanmış zeytinyağı pomadı daha az etkili olabilir. 2. Pomadın Uygulanması Miktar:Küçük bir miktar (bezelye büyüklüğünde) ozonlanmış zeytinyağı pomadı alın. Uygulama:Pomadı, etkilenen cilt bölgesine nazikçe masaj yaparak uygulayın. Pomadın cilt tarafından emilmesi için hafifçe ovun. Kapsama:Egzamanın bulunduğu tüm bölgeyi kaplayacak şekilde pomadı yaydırın. Gerekiyorsa, daha fazla pomad kullanabilirsiniz. 3. Tedavi Sıklığı Günlük Kullanım:Ozonlanmış zeytinyağı pomadını günde 2-3 kez uygulayabilirsiniz. Sabah, öğle ve akşam uygulamaları en yaygın olanlardır. Devamlılık:Tedavinin devamlılığı önemlidir. Egzama semptomları hafifledikçe pomad uygulamasını azaltabilirsiniz, ancak tamamen bırakmadan önce doktorunuza danışın. 4. İzleme ve Değerlendirme Semptomların... --- ### Atopik Dermatit Tedavisinde Ozonun Kullanımı > Atopik dermatit, cilt bariyerinin bozulması ve bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi sonucu ortaya çıkar. Ozon terapisi, bu hastalığın - Published: 2024-10-22 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/atopik-dermatit-tedavisinde-ozonun-kullanimi - Kategoriler: Ozon Tedavisi Atopik dermatit, kronik ve tekrarlayan bir cilt hastalığı olup, şiddetli kaşıntı, kızarıklık, kuruluk ve iltihaplanma ile karakterizedir. Genellikle bebeklik veya çocukluk döneminde başlar ve hayat boyu sürebilir. Geleneksel tedavi yöntemlerine ek olarak, ozon terapisi gibi alternatif tedavi yöntemleri de atopik dermatit yönetiminde araştırılmaktadır. Bu makalede, atopik dermatit tedavisinde ozon terapisinin kullanımı ayrıntılı olarak incelenecektir. Ozon Terapisi Nedir? Ozon terapisi, medikal ozon gazının terapötik amaçlar için kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Ozon (O3) molekülü, oksijenin (O2) bir triatomik formudur ve güçlü oksidatif özelliklere sahiptir. Bu özellikler sayesinde ozon terapisi, inflamasyonu azaltma, bağışıklık sistemini modüle etme ve patojenleri yok etme potansiyeline sahiptir. Ozon Terapisinin MekanizmalarıOzon terapisi, çeşitli biyolojik etkileri aracılığıyla çalışır: Oksidatif Stres ve Antioksidan Savunma:Ozon, hücrelerde geçici bir oksidatif stres oluşturur ve bu da hücrelerin antioksidan savunma mekanizmalarını güçlendirir. Bağışıklık Sisteminin Modülasyonu:Ozon, bağışıklık hücrelerinin aktivitelerini düzenleyebilir ve böylece aşırı bağışıklık tepkilerini azaltabilir. Anti-inflamatuar Etkiler:Ozon, inflamatuar mediyatörlerin üretimini azaltarak iltihaplanmayı kontrol edebilir. Mikroorganizmalara Karşı Etki:Ozonun antimikrobiyal özellikleri, bakteriler, virüsler ve mantarları öldürme yeteneğine sahiptir. Atopik Dermatit ve Ozon TerapisiAtopik dermatit, cilt bariyerinin bozulması ve bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi sonucu ortaya çıkar. Ozon terapisi, bu hastalığın semptomlarını hafifletmek ve kontrol altına almak için çeşitli yollarla kullanılabilir. Cilt Bariyerinin GüçlendirilmesiAtopik dermatitli bireylerde cilt bariyeri zayıflamıştır, bu da su kaybına ve dış etkenlere karşı savunmasızlığa yol açar. Ozon terapisi, cilt hücrelerinin yenilenmesini teşvik ederek ve cilt bariyerini güçlendirerek bu sorunun çözülmesine yardımcı olabilir. İnflamasyonu AzaltmaAtopik dermatitte, ciltteki kronik inflamasyon, semptomların şiddetini artıran temel faktörlerden biridir. Ozon terapisi, inflamatuar mediyatörlerin üretimini azaltarak ve anti-inflamatuar mekanizmaları teşvik ederek... --- ### Alerjik Rinit Tedavisinde Ozon Tedavisi > Alerjik rinit, burun mukozasında inflamasyon ve aşırı mukus üretimi ile karakterizedir. Ozon terapisi, bu semptomları hafifletmek ve - Published: 2024-10-22 - Modified: 2024-12-20 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-rinit-tedavisinde-ozon-tedavisi - Kategoriler: Ozon Tedavisi Alerjik rinit, burun mukozasının inflamasyonu ile karakterize edilen yaygın bir alerjik hastalıktır. Polen, toz, küf, hayvan tüyü gibi çeşitli alerjenlere maruz kalma sonucu ortaya çıkar ve burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma ve gözlerde kaşıntı gibi belirtilerle kendini gösterir. Geleneksel tedavi yöntemlerine ek olarak, ozon terapisi gibi alternatif tedavi yöntemleri de alerjik rinit yönetiminde kullanılmaktadır. Bu makalede, alerjik rinit tedavisinde ozon terapisinin kullanımı ayrıntılı olarak incelenecektir. Ozon Terapisi Nedir? Ozon terapisi, medikal ozon gazının terapötik amaçlar için kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Ozon (O3) molekülü, oksijenin (O2) bir triatomik formudur ve güçlü oksidatif özelliklere sahiptir. Bu özellikler sayesinde ozon terapisi, inflamasyonu azaltma, bağışıklık sistemini modüle etme ve patojenleri yok etme potansiyeline sahiptir. Ozon Terapisinin MekanizmalarıOzon terapisi, çeşitli biyolojik etkileri aracılığıyla çalışır: Oksidatif Stres ve Antioksidan Savunma:Ozon, hücrelerde geçici bir oksidatif stres oluşturur ve bu da hücrelerin antioksidan savunma mekanizmalarını güçlendirir. Bağışıklık Sisteminin Modülasyonu:Ozon, bağışıklık hücrelerinin aktivitelerini düzenleyebilir ve böylece aşırı bağışıklık tepkilerini azaltabilir. Anti-inflamatuar Etkiler:Ozon, inflamatuar mediyatörlerin üretimini azaltarak iltihaplanmayı kontrol edebilir. Mikroorganizmalara Karşı Etki:Ozonun antimikrobiyal özellikleri, bakteriler, virüsler ve mantarları öldürme yeteneğine sahiptir. Alerjik Rinit ve Ozon TerapisiAlerjik rinit, burun mukozasında inflamasyon ve aşırı mukus üretimi ile karakterizedir. Ozon terapisi, bu semptomları hafifletmek ve kontrol altına almak için çeşitli yollarla kullanılabilir. İnflamasyonu AzaltmaAlerjik rinitte, burun mukozasındaki inflamasyon, semptomların şiddetini artıran temel faktörlerden biridir. Ozon terapisi, inflamatuar mediyatörlerin üretimini azaltarak ve anti-inflamatuar mekanizmaları teşvik ederek inflamasyonu azaltabilir. Bu, burun mukozasındaki şişlik ve mukus üretimini kontrol altına alarak semptomların hafiflemesine yardımcı olabilir. Bağışıklık Sisteminin DüzenlenmesiAlerjik rinit, bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi sonucu ortaya çıkar.... --- ### Astımda Zeytinyağı ile Ozon İnhalasyonun Kullanımı > Astım gibi kronik solunum yolu hastalıklarında ozon terapisi, özellikle zeytinyağı ile birlikte kullanıldığında, hastaların semptomlarını - Published: 2024-10-22 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astimda-zeytinyagi-ile-ozon-inhalasyonun-kullanimi - Kategoriler: Ozon Tedavisi Ozon terapisi, çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan bir alternatif tıp yöntemidir. Astım gibi kronik solunum yolu hastalıklarında ozon terapisi, özellikle zeytinyağı ile birlikte kullanıldığında, hastaların semptomlarını hafifletmede yardımcı olabilir. Bu makalede, zeytinyağı ile ozon inhalasyonunun astım tedavisinde nasıl uygulanacağı ayrıntılı olarak anlatılacaktır. Ozon İnhalasyonu ve ZeytinyağıOzon inhalasyonu, medikal ozon gazının solunum yoluyla alınmasını içeren bir tedavi yöntemidir. Zeytinyağı, ozonun taşınması ve solunum yollarına güvenli bir şekilde iletilmesi için kullanılabilir. Zeytinyağı ile ozonun birleşimi, ozonun stabilitesini artırır ve bu kombinasyonun terapötik etkilerini maksimize eder. Hazırlık Aşamaları Gereken Malzemeler Medikal ozon jeneratörü Ozonu taşıyıcı olarak kullanılmak üzere yüksek kaliteli, saf zeytinyağı Ozon inhalasyon cihazı (maske veya burun kanülü) Temiz ve steril inhalasyon tüpleri Güvenlik Önlemleri Ozon terapisi, eğitimli bir sağlık profesyoneli tarafından uygulanmalıdır. Ozon jeneratörü, doğru ve güvenli bir şekilde çalıştırılmalıdır. Ozonun aşırı dozda inhalasyonu toksik olabilir; bu nedenle, dozaj dikkatlice kontrol edilmelidir. Uygulama Adımları 1. Ozon ve Zeytinyağının Hazırlanması Zeytinyağının Ozonlanması:Ozon jeneratörünü kullanarak, zeytinyağını ozonla doyurmak için bir cam kabın içine koyun. Zeytinyağının üzerine ozon gazı üflenerek yaklaşık 30 dakika boyunca ozonlanmasını sağlayın. Bu işlem, zeytinyağının ozonla doymasını ve stabil hale gelmesini sağlar. Ozon Konsantrasyonu:Jeneratörde uygun ozon konsantrasyonunu ayarlayın (genellikle düşük konsantrasyonlar, 10-30 µg/mL, astım tedavisi için uygundur). 2. İnhalasyon Cihazının Hazırlanması Cihazın Montajı:İnhalasyon cihazını (maske veya burun kanülü) steril inhalasyon tüpleri ile bağlayın. Cihazın Temizliği:Cihazın tüm parçalarının temiz ve steril olduğundan emin olun. 3. Ozon İnhalasyonunun Uygulanması Maske veya Kanülün Takılması:Hastanın yüzüne maske veya burun kanülü takın ve rahat bir şekilde oturmasını sağlayın. Ozon Gazının Verilmesi:Ozon jeneratöründen çıkan ozonlu zeytinyağı buharını... --- ### Astım Hastalığında Ozon Tedavisinin Kullanımı > Astım, hava yollarının daralması ve kronik inflamasyon ile karakterize edilen bir hastalıktır. Ozon terapisi, bu hastalığın semptomlarını - Published: 2024-10-22 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-hastaliginda-ozon-tedavisinin-kullanimi - Kategoriler: Ozon Tedavisi Astım, hava yollarının kronik inflamasyonu ve daralması ile karakterize edilen bir solunum yolu hastalığıdır. Dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen astım, solunum zorluğu, hırıltı, öksürük ve göğüste sıkışma gibi belirtilerle seyreder. Geleneksel tedavi yöntemlerine ek olarak, ozon terapisi gibi alternatif tedavi yöntemleri de astım yönetiminde araştırılmaktadır. Bu makalede, astım hastalığında ozon tedavisinin kullanımı ayrıntılı olarak incelenecektir. Ozon Terapisi Nedir? Ozon terapisi, medikal ozon gazının terapötik amaçlar için kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Ozon (O3) molekülü, oksijenin (O2) bir triatomik formudur ve güçlü oksidatif özelliklere sahiptir. Bu özellikler sayesinde ozon terapisi, inflamasyonu azaltma, bağışıklık sistemini modüle etme ve patojenleri yok etme potansiyeline sahiptir. Ozon Terapisinin MekanizmalarıOzon terapisi, çeşitli biyolojik etkileri aracılığıyla çalışır:Oksidatif Stres ve Antioksidan Savunma:Ozon, hücrelerde geçici bir oksidatif stres oluşturur ve bu da hücrelerin antioksidan savunma mekanizmalarını güçlendirir. Bağışıklık Sisteminin Modülasyonu:Ozon, bağışıklık hücrelerinin aktivitelerini düzenleyebilir ve böylece aşırı bağışıklık tepkilerini azaltabilir. O3, bronşial içerik,mukoza ve periferik kandaki T lenfositleri ve T helper hücrelerin sayısında artış oluşturarak sitokinlerin salınımı artırır. O3, B lenfositlerin proliferasyonunu ve antikor oluşumunu uyarır. Kanda IgA ve IgM seviyeleri yükselir, fagosit nötrofiller aktive olur. Bronşial içerikteki sekretuar IgA indeksleri normale döner. Anti-inflamatuar Etkiler:Ozon, inflamatuar mediyatörlerin üretimini azaltarak iltihaplanmayı kontrol edebilir. Mikroorganizmalara Karşı Etki:Ozonun antimikrobiyal özellikleri, bakteriler, virüsler ve mantarları öldürme yeteneğine sahiptir. Bronşial spazmı Çözer: O3, endotel hücrelerinden NO(nitrik oksit) üretiminisağlaması ve NO’nun düz kaslardaki dilatasyon etkisiyle bronşial spazmı çözer. Oksijenizasynu artırır:O3 tedavisi ile 2,3-DPG enizimi ve eritrositlerin fleksibilitesinin arttırılması sonucunda dokulara oksijen taşıma kapasitesi artar. Ayrıca KOAH ve İnterstisiyel Akciğer Fibrozisi gibi hastalıklar da O3 ek tedavi... --- ### Çocuk Alerjik Hastalıklarında Ozon Kullanımı > Alerjik hastalıklar, çocuklar arasında oldukça yaygın olup, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Çocuklarda sıkça görülen alerjik - Published: 2024-10-22 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuk-alerjik-hastaliklarinda-ozon-kullanimi - Kategoriler: Ozon Tedavisi Alerjik hastalıklar, çocuklar arasında oldukça yaygın olup, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Çocuklarda sıkça görülen alerjik hastalıklar arasında alerjik rinit, astım, atopik dermatit ve gıda alerjileri yer alır. Geleneksel tedavi yöntemlerine ek olarak, ozon terapisi gibi alternatif tedavi yöntemleri de alerjik hastalıkların yönetiminde kullanılmaktadır. Bu makalede, çocuklarda alerjik hastalıklarda ozon terapisinin kullanımı ayrıntılı olarak incelenecektir. Ozon Terapisi Nedir? Ozon terapisi, medikal ozon gazının terapötik amaçlar için kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Ozon (O3) molekülü, oksijenin (O2) bir triatomik formudur ve güçlü oksidatif özelliklere sahiptir. Bu özellikler sayesinde ozon terapisi, inflamasyonu azaltma, bağışıklık sistemini modüle etme ve patojenleri yok etme potansiyeline sahiptir. Ozon Terapisinin MekanizmalarıOzon terapisi, çeşitli biyolojik etkileri aracılığıyla çalışır: Oksidatif Stres ve Antioksidan Savunma:Ozon, hücrelerde geçici bir oksidatif stres oluşturur ve bu da hücrelerin antioksidan savunma mekanizmalarını güçlendirir. Bağışıklık Sisteminin Modülasyonu:Ozon, bağışıklık hücrelerinin aktivitelerini düzenleyebilir ve böylece aşırı bağışıklık tepkilerini azaltabilir. Anti-inflamatuar Etkiler:Ozon, inflamatuar mediyatörlerin üretimini azaltarak iltihaplanmayı kontrol edebilir. Mikroorganizmalara Karşı Etki:Ozonun antimikrobiyal özellikleri, bakteriler, virüsler ve mantarları öldürme yeteneğine sahiptir. Çocuklarda Alerjik Hastalıklar ve Ozon Terapisi Alerjik RinitAlerjik rinit, burun mukozasının inflamasyonu ile karakterizedir ve polen, toz, küf gibi alerjenlerle tetiklenir. Ozon terapisi, burun mukozasında inflamasyonu azaltarak ve bağışıklık sisteminin tepkisini düzenleyerek alerjik rinit semptomlarını hafifletebilir. AstımAstım, hava yollarının kronik inflamasyonu ve daralması ile seyreden bir hastalıktır. Çocuklarda astım semptomlarının kontrol altına alınmasında ozon terapisi, bronşlardaki inflamasyonu azaltarak ve bronş kaslarının gevşemesine yardımcı olarak etkili olabilir. Atopik DermatitAtopik dermatit, ciltte kronik kaşıntı ve iltihaplanma ile kendini gösteren bir hastalıktır. Ozon terapisi, cilt üzerinde anti-inflamatuar etkiler sağlayarak ve cilt... --- ### Ozon Tedavisinin Alerjik Hastalıklarda Kullanımı > Ozon tedavisinin alerjik hastalıklarda etkinliğini değerlendiren birçok klinik çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalar, ozon terapisinin - Published: 2024-10-22 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozon-tedavisinin-alerjik-hastaliklarda-kullanimi - Kategoriler: Ozon Tedavisi Ozon terapisi, medikal ozon gazının çeşitli terapötik amaçlar için kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Ozon (O3) molekülü, oksijenin (O2) bir triatomik formudur ve güçlü oksidatif özelliklere sahiptir. Bu özellikleri sayesinde ozon terapisi, inflamasyonu azaltma, bağışıklık sistemini modüle etme ve patojenleri yok etme potansiyeline sahiptir. Alerjik hastalıklarda ozon tedavisinin kullanımı, bu tedavi yönteminin etkilerini anlamak açısından önemlidir. Ozon Terapisinin MekanizmalarıOzon terapisi, çeşitli biyolojik etkileri aracılığıyla çalışır: Oksidatif Stres ve Antioksidan Savunma:Ozon, hücrelerde geçici bir oksidatif stres oluşturur ve bu da hücrelerin antioksidan savunma mekanizmalarını güçlendirir. Bağışıklık Sisteminin Modülasyonu:Ozon, bağışıklık hücrelerinin aktivitelerini düzenleyebilir ve böylece aşırı bağışıklık tepkilerini azaltabilir. Anti-inflamatuar Etkiler:Ozon, inflamatuar mediyatörlerin üretimini azaltarak iltihaplanmayı kontrol edebilir. Mikroorganizmalara Karşı Etki:Ozonun antimikrobiyal özellikleri, bakteriler, virüsler ve mantarları öldürme yeteneğine sahiptir. Alerjik Hastalıklar ve Ozon TerapisiAlerjik hastalıklar, bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi sonucu ortaya çıkan kronik inflamatuar durumlardır. Bu hastalıklar arasında alerjik rinit, alerjik astım, atopik dermatit ve gıda alerjileri bulunur. Ozon terapisi, bu hastalıkların semptomlarını hafifletmek için çeşitli yollarla kullanılabilir. Alerjik RinitAlerjik rinit, burun mukozasının inflamasyonu ile karakterizedir ve polen, toz, küf gibi alerjenlerle tetiklenir. Ozon terapisi, burun mukozasında inflamasyonu azaltarak ve bağışıklık sisteminin tepkisini düzenleyerek alerjik rinit semptomlarını hafifletebilir. Alerjik AstımAlerjik astım, hava yollarının kronik inflamasyonu ve daralması ile seyreden bir hastalıktır. Ozon terapisi, bronşlardaki inflamasyonu azaltarak ve bronş kaslarının gevşemesine yardımcı olarak astım semptomlarını iyileştirebilir. Ayrıca, ozonun antimikrobiyal özellikleri, astım ataklarını tetikleyen enfeksiyonların önlenmesine de katkı sağlayabilir. Atopik DermatitAtopik dermatit, ciltte kronik kaşıntı ve iltihaplanma ile kendini gösteren bir hastalıktır. Ozon terapisi, cilt üzerinde anti-inflamatuar etkiler sağlayarak ve cilt bariyerinin güçlenmesine yardımcı... --- ### Çocuklarda Ozon Tedavisi > Ozon terapisi, çocuklarda bazı durumlarda uygulanabilmektedir, ancak bu uygulama yetişkinlerde olduğundan daha dikkatli ve özel - Published: 2024-10-22 - Modified: 2024-10-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-ozon-tedavisi - Kategoriler: Ozon Tedavisi Ozon terapisi, çocuklarda bazı durumlarda uygulanabilmektedir, ancak bu uygulama yetişkinlerde olduğundan daha dikkatli ve özel önlemler gerektirir. Çocuklarda ozon tedavisinin kullanımı, tedavi edilecek duruma, çocuğun genel sağlık durumuna ve ozonun uygulama yöntemine bağlı olarak değişir. Çocuklarda Ozon Terapisinin Uygulanabileceği Durumlar Bağışıklık Sistemi Güçlendirme:Sık enfeksiyon geçiren çocuklarda bağışıklık sistemini desteklemek amacıyla ozon terapisi kullanılabilir. Alerjik Hastalıklar:Alerjik rinit, astım ve atopik dermatit gibi alerjik hastalıkların semptomlarını hafifletmek için ozon terapisi uygulanabilir. Enfeksiyonlar:Viral, bakteriyel veya fungal enfeksiyonların tedavisinde ozonun antimikrobiyal özelliklerinden faydalanılabilir. Uygulama YöntemleriÇocuklarda ozon terapisi uygulanırken genellikle daha az invaziv yöntemler tercih edilir. İşte bazı yaygın yöntemler:1. Rektal İnsuflasyonRektal insuflasyon, çocuklar için nispeten güvenli ve etkili bir ozon uygulama yöntemidir. Uygulama Adımları: Hazırlık:Çocuğun bağırsakları boşaltılır. Ozon Uygulaması:Uygun konsantrasyonda ozon (10-20 µg/mL) ve hacimde (50-100 mL) ozon gazı, rektal kateter kullanılarak rektuma verilir. Uygulama Sıklığı:Haftada 2-3 kez, 4-6 hafta boyunca. 2. Minor OtohemoterapiMinor otohemoterapi, çocuğun kendi kanının az miktarda ozon ile karıştırılıp kas içine enjekte edilmesi işlemidir. Uygulama Adımları: Kan Alımı:Steril bir şırınga kullanarak çocuktan 5-10 mL kan alınır. Ozonlama:Alınan kan, düşük konsantrasyonlu ozon (5-15 µg/mL) ile ozonlanır. Enjeksiyon:Ozonlanmış kan, çocuğa intramüsküler olarak enjekte edilir. Uygulama Sıklığı:Haftada 1-2 kez, 4-6 hafta boyunca. Güvenlik ve Yan EtkilerÇocuklarda ozon terapisi uygulanırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır: Dozaj:Çocuklar için ozon dozajı dikkatli bir şekilde ayarlanmalıdır. Yetişkin dozlarının küçültülmesi gerekir. Yan Etkiler:Baş ağrısı, yorgunluk, hafif cilt reaksiyonları ve solunum yolu irritasyonu gibi yan etkiler görülebilir. Yan etkiler genellikle hafif ve geçicidir, ancak dikkatle izlenmelidir. Uzman Gözetimi:Ozon terapisi, uzman bir sağlık profesyoneli tarafından uygulanmalı ve çocuğun durumu... --- ### Subkutan ve Intrakutan Ozon Tedavisi Yöntemleri > Subkutan ozon uygulaması, ozon gazının deri altındaki bağ dokusu ve yağ dokusuna enjekte edilmesiyle yapılan bir tedavi yöntemidir. - Published: 2024-10-22 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/subkutan-ve-intrakutan-ozon-tedavisi-yontemleri-kullanim-alanlari - Kategoriler: Ozon Tedavisi Ozon tedavisinin farklı uygulama yöntemleri arasında subkutan (SC) ve intrakutan (IC) uygulamalar, ozonun cilt altı veya deri içine verilmesiyle yapılan tedavi seçenekleridir. Bu iki yöntem, özellikle lokalize ağrılar, enflamatuar hastalıklar, cilt problemleri ve doku iyileşmesinin hızlandırılması gibi çeşitli klinik durumlarda kullanılmaktadır. Subkutan ve intrakutan ozon uygulamaları, ozonun lokal etkilerinden faydalanarak tedavi edilen bölgedeki dokuların oksijenlenmesini artırır ve iyileşme sürecini destekler. Subkutan (SC) Ozon Tedavisi Nedir? Subkutan ozon uygulaması, ozon gazının deri altındaki bağ dokusu ve yağ dokusuna enjekte edilmesiyle yapılan bir tedavi yöntemidir. Ozon, cilt altı dokularda oksijenlenmeyi artırarak hücrelerin metabolik aktivitelerini destekler, inflamasyonu azaltır ve doku iyileşmesini hızlandırır. Bu yöntem, genellikle cilt hastalıkları, selülit, lokal yağ birikimi ve ağrı yönetimi gibi durumlarda kullanılır. Uygulama Yöntemi Hazırlık: Uygulama yapılacak bölge antiseptik bir solüsyonla temizlenir. Subkutan ozon uygulaması, genellikle ağrısız bir işlemdir ve lokal anestezi gerektirmez. Ozon Enjeksiyonu: Steril bir enjektör kullanılarak düşük konsantrasyonlu ozon gazı (genellikle 5-20 gama) cilt altına enjekte edilir. Ozon, bağ dokusuna nüfuz ederek lokal etkilerini gösterir. Uygulama Alanları: Genellikle selülit, lipomlar, lokalize yağ birikimleri, cilt sarkmaları ve yara iyileşmesinin hızlandırılması gereken bölgelerde uygulanır. Subkutan Ozon Tedavisinin Etkileri Oksijenlenme Artışı: Ozon, cilt altı dokularda oksijen seviyesini artırarak hücre metabolizmasını hızlandırır. Bu da hücrelerin yenilenmesini destekler. Anti-enflamatuar Etki: Ozon, inflamasyonu baskılayarak ağrıyı hafifletir ve dokulardaki ödemi azaltır. Bu özellik, subkutan ozon tedavisinin özellikle ağrı ve şişlik olan bölgelerde etkili olmasını sağlar. Doku Onarımı ve İyileşme: Ozonun doku yenileyici etkisi, yara iyileşmesini hızlandırır ve hücrelerin kendilerini daha hızlı onarmasına yardımcı olur. Subkutan Ozon Tedavisinin Kullanım Alanları Selülit ve Lipomlar:... --- ### Rektal Ozon Uygulaması Nasıl Yapılır ve Kullanım Alanları > Rektal ozon uygulaması, ozon gazının rektum yoluyla vücuda verilmesiyle yapılan bir tedavi yöntemidir ve özellikle bağırsak - Published: 2024-10-21 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/rektal-ozon-uygulamasi-nasil-yapilir-dozlar-ve-kullanim-alanlari - Kategoriler: Ozon Tedavisi Ozon tedavisinin birçok farklı uygulama yöntemi bulunmaktadır ve rektal ozon uygulaması (rektal insüflasyon) bu yöntemler arasında oldukça etkili ve güvenli bir seçenek olarak öne çıkmaktadır. Rektal ozon uygulaması, ozon gazının rektum yoluyla vücuda verilmesiyle yapılan bir tedavi yöntemidir ve özellikle bağırsak hastalıkları, hepatit, bağışıklık sistemi sorunları ve sistemik enflamasyon gibi durumlarda tercih edilmektedir. Rektal Ozon Uygulaması Nedir? Rektal ozon insüflasyonu, ozon gazının rektumdan vücuda verilmesi esasına dayanır. Bu yöntem, hem lokal hem de sistemik etkiler gösterir. Ozon gazı, bağırsak mukozasından hızla emilir ve dolaşım sistemine girerek vücut genelinde çeşitli biyolojik etkiler yaratır. Rektal uygulama, ozonun invaziv olmayan bir şekilde vücuda alınmasını sağlayan güvenli bir yol olarak kabul edilmektedir ve klinik çalışmalarda çeşitli hastalıklarda olumlu sonuçlar vermiştir. Rektal Ozon Uygulaması Nasıl Yapılır? Rektal ozon insüflasyonu, doğru uygulandığında hem güvenli hem de ağrısız bir yöntemdir. İşlem genellikle aşağıdaki adımları içerir: Hazırlık: Hastanın bağırsaklarının temiz olması tedavi etkinliğini artırır. Bu nedenle işlemden önce bağırsak temizliği yapılması önerilebilir. Uygulama, hasta yan pozisyonda yatarken gerçekleştirilir. Ozon Jeneratörünün Hazırlanması: Ozon tedavisi için kullanılan jeneratör, belirlenen ozon konsantrasyonunu üretir. Rektal uygulamada ozon, genellikle %95 oksijen ve %5 ozon karışımından oluşur. Ozon gazı, hastaya verilmeden önce bir enjektöre çekilir veya bir kateter aracılığıyla rektuma doğrudan verilir. Rektal Kateter Kullanımı: Tek kullanımlık, steril bir rektal kateter, hastanın rektumuna yerleştirilir. Bu kateter aracılığıyla belirlenen miktarda ozon gazı rektum içine gönderilir. Ozon miktarı hastanın durumuna ve tedavi amacına göre değişir. Ozon Gazının Verilmesi: Uygulama sırasında ozon gazı yavaşça rektuma verilir. Gazın uygulanması genellikle 10-20 dakika sürer. Tedavi sırasında hasta genellikle herhangi... --- ### Ozon Torbalama (Bagging) Yöntemi Nedir? > Ozon torbalama, bir vücut bölümünün ozon gazı ile dolu bir torba içinde kaplanarak ozonun deri ve yaralara doğrudan - Published: 2024-10-21 - Modified: 2024-10-21 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozon-torbalama-bagging-yontemi-nedir - Kategoriler: Ozon Tedavisi Ozon torbalama, bir vücut bölümünün ozon gazı ile dolu bir torba içinde kaplanarak ozonun deri ve yaralara doğrudan temas etmesi sağlanan bir tedavi yöntemidir. Torbalama genellikle ekstremitelerde (kol, bacak gibi uzuvlarda) ve deri yüzeyindeki enfekte veya hasar görmüş alanlarda kullanılır. Bu yöntem, invaziv olmayan ve güvenli bir uygulama şekli olarak kabul edilir, bu yüzden yara bakımı ve enfeksiyonların tedavisinde popülerdir. Uygulama Aşamaları Hazırlık: Tedavi edilecek ekstremite (örneğin, ayak veya kol),izotonik solüsyon veya antiseptik ile temizlenir ve nemlendirilir. Bu, ozonun etkisini artırmak için önemlidir çünkü ozon gazı nemli ortamlarda daha iyi çalışır. Torbalama: Tedavi edilecek bölge, steril ve sızdırmaz bir plastik torba içine yerleştirilir. Bu torba, ozon gazının içinde kalacağı ve bölgeyle doğrudan temas edeceği şekilde tasarlanmıştır. Ozon Uygulaması: Torbanın içerisine ozon gazı verilir. Bu gaz genellikle %3-5 oranında ozon ve geri kalan kısmı oksijen olacak şekilde hazırlanır. Ozon, bakterisidal, fungisidal ve virüsidal etkilerini gösterirken cilt yüzeyindeki patojenleri öldürür. Süre ve Doz: Tedavi, genellikle 15-30 dakika sürer. Ozon dozları, 10 gama ile 80 gama arasında değişebilir. Eğer enfeksiyon varsa, yüksek dozda (80 gama) ozon uygulanabilir; enfeksiyon yoksa daha düşük dozlar tercih edilebilir. İşlem Sonu: Torbadaki gaz boşaltılır ve tedavi edilen bölge ozonlanmış yağ veya ozon içeren bir antiseptik solüsyon ile temizlenir ve dezenfekte edilir. Bu, enfeksiyona karşı uzun süreli koruma sağlar. Ozon Torbalama Yönteminin Faydaları ve Etki Mekanizması Antimikrobiyal Etki: Ozon gazı, bakteri, virüs ve mantarların hücre duvarlarını tahrip eder, böylece enfeksiyonları hızla tedavi eder ve yayılmasını önler. Bu etki, ozonun oksidatif kapasitesi sayesinde gerçekleşir. Yara İyileşmesi: Ozon, kan akışını ve... --- ### Ozonlu Yağ Nedir? Uygulama Yöntemleri ve Kullanım Alanları > Ozonlu yağ, ozon gazının doğal bitkisel yağlar (özellikle zeytinyağı) ile işlenmesi sonucu elde edilen, terapötik özellikleri - Published: 2024-10-21 - Modified: 2024-10-21 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozonlu-yag-nedir-uygulama-yontemleri-ve-kullanim-alanlari - Kategoriler: Ozon Tedavisi Ozonlu yağ, ozon gazının doğal bitkisel yağlar (özellikle zeytinyağı) ile işlenmesi sonucu elde edilen, terapötik özellikleri yüksek bir üründür. Ozonun yağın yapısına nüfuz etmesi sonucu, ozonid adı verilen kimyasal bileşikler oluşur. Bu ozonidler, güçlü antimikrobiyal, anti-enflamatuar ve doku yenileyici etkiler gösterir. Ozonlu yağ, topikal tedavilerde yaygın olarak kullanılan, invaziv olmayan ve uzun süre saklanabilen bir formdur. Ozonlu Yağ Nedir? Ozonlu yağ, ozon gazının saf zeytinyağı veya diğer bitkisel yağlar ile uzun süreli temas ettirilmesi sonucu üretilir. Bu süreç sırasında ozon gazı, yağın içinde ozonid bileşikleri oluşturur ve bu bileşikler terapötik özelliklerini uzun süre koruyabilir. Ozonlanmış yağ, genellikle solüsyon, krem, jel veya saf yağ formunda bulunur. Ozonlu yağın en yaygın kullanılan formu, ozonlanmış zeytinyağıdır. Ozonlu Yağın ÜretimiOzonlu yağ üretiminde genellikle şu adımlar izlenir: Yağın Seçimi: Genellikle soğuk sıkım saf zeytinyağı, ozonlanmış yağ üretimi için tercih edilir. Yağın kalitesi, ozonidlerin oluşumunu ve stabilitesini doğrudan etkiler. Ozonlama Süreci: Ozon jeneratörü aracılığıyla üretilen ozon gazı, belirlenen bir süre boyunca yağa enjekte edilir. Bu süre birkaç saat ile birkaç gün arasında değişebilir. Yağın kimyasal yapısındaki çift bağlar ozonla reaksiyona girerek ozonidler oluşturur. Bu ozonidler, yağa güçlü antimikrobiyal ve iyileştirici özellikler kazandırır. Depolama: Ozonlu yağ, ışık geçirmeyen koyu renkli cam şişelerde, serin ve karanlık bir ortamda saklanmalıdır. Doğru şekilde muhafaza edildiğinde, ozonlanmış yağ uzun süre etkinliğini korur. Ozonlu Yağın Etki MekanizmalarıOzonlu yağ, geniş spektrumlu tedavi edici etkiler gösterir. Bu etkiler ozonid bileşiklerinin hücresel ve doku seviyesindeki etkileşimleri sonucunda ortaya çıkar. Antimikrobiyal Etki: Ozonidlerin bakteriyel hücre duvarları üzerinde oluşturduğu oksidatif stres, bakterilerin parçalanmasına ve yok olmasına neden... --- ### Ozonlanmış Zeytinyağı ile İnhalasyon Tedavisi > Ozon tedavisinin bir alt dalı olan ozonlanmış zeytinyağı ile inhalasyon tedavisi, özellikle solunum yolları hastalıkları, kronik - Published: 2024-10-21 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozonlanmis-zeytinyagi-ile-inhalasyon-tedavisi - Kategoriler: Ozon Tedavisi Ozon tedavisinin bir alt dalı olanozonlanmış zeytinyağı ile inhalasyon tedavisi, özellikle solunum yolları hastalıkları, kronik enflamasyon ve enfeksiyonların yönetiminde tamamlayıcı bir tedavi olarak kullanılmaktadır. Bu makalede, ozonlanmış zeytinyağının özellikleri, inhalasyon yoluyla uygulama şekilleri, klinik kullanımları, etki mekanizmaları ve güvenliği üzerine detaylı bir inceleme sunacağız. Ayrıca bu tedavi yönteminin bilimsel dayanaklarını ele alacağız. Ozonlanmış Zeytinyağı Nedir? Ozonlanmış zeytinyağı, saf zeytinyağının tıbbi ozon gazı ile zenginleştirilmesi sonucu oluşan bir bileşiktir. Bu süreç, zeytinyağının kimyasal yapısında değişiklikler meydana getirir ve çeşitli ozonidlerin (reaktif oksijen türleri) oluşmasına yol açar. Ozon, zeytinyağına stabil bir şekilde bağlanarak uzun süreli etkisini koruyabilir. Bu ozonid bileşikler, cilt ve mukoza üzerinde antioksidan, antimikrobiyal, anti-enflamatuar ve immünmodülatör etkiler gösterir. Ozonlanmış zeytinyağı, topikal olarak cilt üzerinde kullanılabildiği gibi, inhalasyon yoluyla da solunum yolları tedavilerinde etkili bir tamamlayıcı seçenek olarak karşımıza çıkar. Ozonlanmış Zeytinyağı İle İnhalasyon Tedavisi Nedir? Ozonlanmış zeytinyağının inhalasyon yoluyla uygulanması, ozon gazının doğrudan solunmasının tehlikeli olabileceği durumlarda tercih edilen daha güvenli bir yöntemdir. Ozon gazının inhalasyonu, doğrudan akciğerlere zarar verebilir ve toksik etkiler yaratabilir. Ancak, ozonlanmış zeytinyağı ile yapılan inhalasyon, ozon gazının kontrollü bir şekilde ve yavaşça salınmasına olanak tanır. Ozonidlerin parçalanması sonucu yavaş yavaş ozon serbest bırakılır ve bu da solunum yollarında hem lokal hem de sistemik iyileştirici etkilere yol açar. Bu tedavi yöntemi, özellikle üst ve alt solunum yollarını etkileyen enfeksiyonlar, kronik bronşit, astım ve KOAH gibi hastalıklarda kullanılmaktadır. Ayrıca sinüzit, rinit ve diğer inflamatuar solunum yolu hastalıklarında da faydalı olabilir. Ozonlanmış Zeytinyağının Etki Mekanizmaları Antimikrobiyal Etki: Ozonidlerin güçlü antimikrobiyal özellikleri, bakteri, virüs ve mantarların büyümesini ve... --- ### Ozonlu Serum Fizyolojik Uygulaması ve Dozajları > Bu makalede, ozonlu serum fizyolojik uygulamasının nasıl yapılacağı ve dozajlarının nasıl olması gerektiği ayrıntılı olarak - Published: 2024-10-21 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozonlu-serum-fizyolojik-uygulamasi-ve-dozajlari - Kategoriler: Ozon Tedavisi Ozon terapi, medikal ozon gazının çeşitli terapötik amaçlar için kullanıldığı bir yöntemdir. Ozonlu serum fizyolojik uygulaması, ozonun anti-inflamatuar, antimikrobiyal ve immün modülatör özelliklerinden faydalanmak amacıyla kullanılan bir tedavi şeklidir. Bu makalede, ozonlu serum fizyolojik uygulamasının nasıl yapılacağı ve dozajlarının nasıl olması gerektiği ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Ozonlu Serum Fizyolojik HazırlığıOzonlu serum fizyolojik, ozon gazının serum fizyolojik çözeltisi ile karıştırılması sonucu elde edilir. Bu işlem, özel ozon jeneratörleri kullanılarak yapılır. Gereken Malzemeler Medikal ozon jeneratörü Serum fizyolojik (NaCl 0. 9%) Steril şırıngalar ve infüzyon setleri Steril kaplar veya torbalar Ozon dayanıklı bağlantı tüpleri Hazırlık Aşamaları Serum Fizyolojik Hazırlığı:Serum fizyolojik çözeltisini steril bir kapta veya torbada hazır bulundurun. Ozon Jeneratörünün Hazırlanması:Ozon jeneratörünü uygun şekilde hazırlayın ve steril bağlantı tüplerini kullanarak serum fizyolojik çözeltisi ile bağlantı kurun. Ozonlama İşlemi:Serum fizyolojik çözeltisinin içinden ozon gazını geçirin. Bu işlem genellikle 5-10 dakika sürer ve ozon konsantrasyonu jeneratör ayarlarına bağlı olarak ayarlanır. Ozonlu Serum Fizyolojik Uygulaması Uygulama Yöntemleri İntravenöz (IV) Uygulama:Ozonlu serum fizyolojik doğrudan damar yoluyla verilir. Bu yöntem, hızlı ve etkili sonuçlar elde etmek için kullanılır. Subkutan Uygulama:Ozonlu serum fizyolojik cilt altına enjekte edilir. Bu yöntem, lokal tedavi gerektiren durumlarda tercih edilir. Intramüsküler Uygulama:Ozonlu serum fizyolojik kas içine enjekte edilir. Bu yöntem, sistemik etkiler sağlamak amacıyla kullanılabilir. Dozaj ve Uygulama SıklığıDozaj ve uygulama sıklığı, tedavi edilen hastalığa ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Aşağıda genel dozaj önerileri bulunmaktadır: İntravenöz (IV) Uygulama: Başlangıç Dozu:20-40 µg/mL ozon konsantrasyonu ile 100-200 mL ozonlu serum fizyolojik Uygulama Sıklığı:Haftada 2-3 kez Tedavi Süresi:4-6 hafta Subkutan Uygulama: Başlangıç Dozu:10-20... --- ### Ozonlanmış Minör Otohemoterapi > Ozonlanmış minör otohemoterapi (MOHT), özellikle immün sistemin düzenlenmesi, kronik enfeksiyonlar ve otoimmün - Published: 2024-10-21 - Modified: 2024-10-21 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozonlanmis-minor-otohemoterapi - Kategoriler: Ozon Tedavisi Ozon tedavisinin çeşitli formları, tıp dünyasında giderek daha fazla ilgi görmektedir. Bu formlardan biri deozonlanmış minör otohemoterapidir. Ozonun vücuda daha küçük miktarlarda verilmesiyle gerçekleştirilen bu tedavi, bağışıklık sisteminin modülasyonu, anti-enflamatuar etkiler ve enfeksiyon kontrolü gibi potansiyel faydalar sunar. Ozonlanmış minör otohemoterapi (MOHT), özellikle immün sistemin düzenlenmesi, kronik enfeksiyonlar ve otoimmün hastalıkların yönetiminde önemli bir alternatif tedavi olarak karşımıza çıkar. Ozonlanmış Minör Otohemoterapi Nedir? Minör otohemoterapi, az miktarda kanın (genellikle -110 ml) vücut dışına alınıp ozon gazı ile karıştırılması ve intramüsküler (kas içi) enjeksiyon yoluyla tekrar vücuda geri verilmesi işlemidir. Bu yöntem, bağışıklık sistemini hafif ama etkili bir şekilde uyararak vücudun savunma mekanizmalarını aktive etmeyi amaçlar. Minör otohemoterapide kullanılan ozon dozu, genellikle büyük otohemoterapiye kıyasla daha düşüktür ve lokal etkiler yaratmaya yöneliktir. Ozon Nedir ve Neden Kullanılır? Ozon (O₃), üç oksijen atomundan oluşan reaktif bir gazdır. Medikal ozon, steril koşullarda ve kontrollü oranlarda kullanılarak tedavi amaçlı uygulanır. Ozonun yüksek reaktivitesi sayesinde güçlü antioksidan, antimikrobiyal, immünmodülatör ve anti-enflamatuar özellikler gösterdiği bilinmektedir. Ozonlanmış otohemoterapide, ozonun kanla karıştırılması sonrası bu karışımın vücuda geri verilmesi, vücudun oksidatif strese yanıtını artırır. Bu süreç, serbest radikallerin dengelenmesini sağlar ve vücut genelinde homeostazı destekler. Minör Otohemoterapinin Etki MekanizmalarıMinör otohemoterapinin etkinliği, ozonun oksidatif stres oluşturması ve buna bağlı olarak vücudun kendi antioksidan savunma mekanizmalarının harekete geçmesiyle ilişkilidir. Ozon, kısa süreli oksidatif bir uyarıcı olarak hareket eder ve hücrelerin antioksidan savunma sistemini aktive eder. Bu süreç sonucunda hücreler, zararlı serbest radikalleri etkisiz hale getiren enzimler üretir. Başlıca etkiler şunlardır: İmmünmodülasyon: Ozon, bağışıklık sistemini düzenleyici etkiler gösterir. Özellikle T hücreleri ve... --- ### Ozonlanmış Otohemoterapi (Major Otohemoterapi) > Ozonlanmış otohemoterapi (OHT), tıbbi ozon gazının terapötik amaçlarla kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. - Published: 2024-10-21 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozonlanmis-otohemoterapi-major-otohemoterapi - Kategoriler: Ozon Tedavisi Ozonlanmış otohemoterapi (OHT), tıbbi ozon gazının terapötik amaçlarla kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem, ozonun kan yoluyla vücuda verilmesini içerir ve immünomodülatör, antioksidan ve anti-enflamatuar etkiler gösterdiği düşünülmektedir. Son yıllarda klinik uygulamalarda popülerlik kazanmıştır. Bu makalede, ozonlanmış otohemoterapinin bilimsel temelleri, kullanım alanları, mekanizmaları, etkinliği ve riskleri üzerine odaklanacağız. Ozon Nedir? Ozon (O₃), üç oksijen atomundan oluşan yüksek enerjili bir moleküldür. Medikal ozon, kontrollü koşullarda ozon jeneratörleri ile saf oksijenden üretilir ve terapötik amaçlarla kullanılır. Medikal ozonun bakteri, virüs ve mantarlara karşı güçlü antimikrobiyal etkisi vardır. Aynı zamanda bağışıklık sistemini düzenleyici etkiler gösterdiği bilinmektedir. Ozonlanmış Otohemoterapi Nedir? Ozonlanmış otohemoterapi, hastanın kendi kanının belirli bir ozon dozu ile karıştırılması ve tekrar dolaşıma geri verilmesi işlemidir. Genellikle 50-200 ml arası kan, vücut dışına alınıp ozonla zenginleştirildikten sonra tekrar intravenöz olarak hastaya verilir. Bu işlem, hücresel metabolizmayı iyileştirmek ve vücut savunma mekanizmalarını aktive etmek amacıyla uygulanır. Ozonlanmış Otohemoterapinin Etki Mekanizmaları Antioksidan Etki: Ozon uygulaması, hücrelerde reaktif oksijen türlerinin (ROS) kısa süreli artışına neden olarak hücresel savunma mekanizmalarını harekete geçirir. Bu süreç sonunda hücrelerde antioksidan enzimlerin aktivitesi artar. İmmünmodülasyon: Ozon, bağışıklık sisteminin düzenlenmesine yardımcı olur. Özellikle T-lenfositler ve makrofajlar üzerinde etkili olduğu, bu hücrelerin aktivasyonunu artırdığı ve sitokin salınımını modüle ettiği gösterilmiştir. Anti-inflamatuar Etki: Ozon, inflamatuar yanıtı düzenleyerek kronik inflamasyonun kontrol altına alınmasına katkı sağlar. Proinflamatuar sitokinlerin (örneğin, IL-6, TNF-α) seviyelerini düşürerek enflamasyonu hafifletebilir. Dolaşım Sistemi Üzerine Etkiler: Ozonlanmış kanın vücuda geri verilmesi, kan akışını iyileştirir ve oksijen taşıma kapasitesini artırır. Ozon, eritrositlerin deformabilitesini artırarak kapiller dolaşımda iyileşmeye yol açar. Klinik UygulamalarOzonlanmış otohemoterapi birçok klinik... --- ### Ozon Tedavisi Uygulama Yöntemleri > Bu makalede, ozon tedavisi uygulama yöntemleri ve bu yöntemlerin klinik kullanımı ayrıntılı olarak ele alınacaktır. - Published: 2024-10-21 - Modified: 2024-10-21 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozon-tedavisi-uygulama-yontemleri - Kategoriler: Ozon Tedavisi Ozon terapisi, medikal ozon gazının çeşitli terapötik amaçlar için kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Ozon (O3), güçlü oksidatif özelliklere sahip bir moleküldür ve bu özellikler sayesindeanti-inflamatuar, antimikrobiyal ve immün modülatör etkiler gösterir. Bu makalede, ozon tedavisi uygulama yöntemleri ve bu yöntemlerin klinik kullanımı ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Ozon Terapisinin Biyolojik EtkileriOzonun terapötik etkileri, çeşitli biyolojik mekanizmalara dayanır: Oksidatif Stres ve Antioksidan Savunma:Ozon, hücrelerde geçici bir oksidatif stres oluşturur ve bu da hücrelerin antioksidan savunma mekanizmalarını güçlendirir. Bağışıklık Sisteminin Modülasyonu:Ozon, bağışıklık hücrelerinin aktivitelerini düzenleyerek aşırı bağışıklık tepkilerini azaltabilir. Anti-inflamatuar Etkiler:Ozon, inflamatuar mediyatörlerin üretimini azaltarak inflamasyonu kontrol edebilir. Antimikrobiyal Etkiler:Ozonun antimikrobiyal özellikleri, bakteriler, virüsler ve mantarları öldürme yeteneğine sahiptir. Ozon Terapisi Uygulama YöntemleriOzon terapisi çeşitli yöntemlerle uygulanabilir. Bu yöntemlerin seçimi, tedavi edilecek hastalığa, hastanın genel sağlık durumuna ve tedavi hedeflerine bağlıdır. 1. Major Otohemoterapi (Major OHT)Major otohemoterapi, hastanın kendi kanının ozon ile karıştırılıp tekrar vücuda enjekte edilmesi işlemidir. Uygulama Adımları: Kan Alımı:Steril bir şırınga kullanarak hastadan yaklaşık 50-100 mL kan alınır. Ozonlama:Alınan kan, uygun ozon konsantrasyonu (genellikle 20-40 µg/mL) ile ozonlanır. Reinfüzyon:Ozonlanmış kan, hastaya intravenöz olarak geri verilir. Kullanım Alanları:Kronik enfeksiyonlar, otoimmün hastalıklar, dolaşım bozuklukları, immun sistemin güçlendirilmesi, kas iskelet sistemi sorunları, cilt hastalıkları, genitoüriner sistem, obstetrik, hematolojik, metabolik ve nörolojik sorunlar gibi birçok alanda faydalı olabilir2. Minor Otohemoterapi (Minor OHT)Minor otohemoterapi, hastanın kendi kanının az miktarda ozon ile karıştırılıp kas içine enjekte edilmesi işlemidir. Uygulama Adımları: Kan Alımı:Steril bir şırınga kullanarak hastadan 2-5 mL kan alınır. Ozonlama:Alınan kan, düşük konsantrasyonlu ozon (genellikle 5-15 µg/mL) ile ozonlanır. Enjeksiyon:Ozonlanmış kan, hastaya intramüsküler olarak enjekte... --- ### Ozon Gazının Etkisi Nasıl Oluşuyor? > Ozon gazı (O3), vücuda uygulandığında hızla çözünerek reaktif oksijen türleri (ROS) ve ozonoidler adı verilen bileşikler oluşturur. - Published: 2024-10-21 - Modified: 2024-10-21 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozon-gazinin-etkisi-nasil-olusuyor - Kategoriler: Ozon Tedavisi Ozonun etki mekanizması, temel olarak güçlü oksidatif özelliklerine dayanır ve hücre düzeyinde çeşitli biyokimyasal reaksiyonları tetikler. Ozon gazı (O3), vücuda uygulandığında hızla çözünerekreaktif oksijen türleri (ROS)veozonoidleradı verilen bileşikler oluşturur. Bu bileşikler, hücresel metabolizmada kilit rol oynayan oksijen ve diğer reaktif moleküller ile reaksiyona girerler. Ozon Gazı Nasıl Oluşuyor Öncelik Okijenden Ozon oluşturan ozon jenaratörü ile %5 O3 ve %95oksijenden oluşan gaz oluşturulur. Bu oluşan gaz sıvı veya kan ile temas ettiği zaman veya vücuda uygulandığı an artık ozon gazı yerini O2 ve ozonoid formuna dönüşür. Bunu diğer ozon molekülü veya diğer otom molekülleri ile birleşerek yapar.  Ozonoid Oluşumu Nasıl Olur? Ozonoide ise ROS (Reaktif oksijen radikali) ve LOPs moleküllerine döşür. ROS bileşenleri hidrojen peoksidaz, OH bileşeni ve O bileşenlerinden oluşmaktadır.  ROS oksidan görevi yapar ve düşük dpzda verildiğinde faydalı olabileceği teorisine dayanmaktadır. Hidrojen peroksid en önemli ROS’dur.  LOPs hücre membranları ile teması ile ortaya çıkar. ROSların yarım ömrü çok kısa iken LOPs daha uzun ömürlüdür. Hidrojen peroksid bir elçi gibidir. Ateşi yakan bileşiktir. Kontrollü oksidadif  stres yapan maddedir. ROS başlangıçta oksidasyon yapan LOPs ise devam ettirendir.  ROS bileşenleriH2O2(hidrojen peroksit) , * Anyon Süperoksit (OH-), Azot Monoksit(NO), Peroksinitrit(O=NOO-) Hipoklorik asit(HCLO) gibi bileşiklerdir. Antioksidan Sistemin AktivasyonuOksidasyon başlayınca vücudumuzun antioksidan sistemi devreye girer. Vücudumuzun antioksidan sistemi Nonenzimatik antioksidan ve enzimatik antioksidan sistem olarak iki ayrı koruyucu sistemimiz devreye girer.  Non enzimatik antioksidan sistem: Ürik asit, askorbik asit, protein (özellikle albumin), protein olmayan tiyoller,vitamin Eve biluribindir.  Enzimatik antioksidan sistem:  Süperoksit dismutaz (SOD), katalaz (CAT) ile glutatyon peroksidaz (GPx) glutatyon transferaz (GST), glutatyon (GSH) ve... --- ### Ozonun Etki Mekanizması > Bu makalede, ozonun etki mekanizması, sağlık üzerindeki faydaları, doğru dozaj ve uygulama yöntemleri detaylı olarak ele alınacaktır. - Published: 2024-10-21 - Modified: 2024-10-21 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozonun-etki-mekanizmasi - Kategoriler: Ozon Tedavisi Ozon terapisi, son yıllarda popülerlik kazanan ve çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan alternatif bir tedavi yöntemidir. Oksijenin üç atomlu bir formu olan ozon, güçlü oksidatif kapasitesi sayesinde birçok biyolojik fayda sağlar. Bu makalede, ozonun etki mekanizması, sağlık üzerindeki faydaları, doğru dozaj ve uygulama yöntemleri detaylı olarak ele alınacaktır. Ozonun Etki MekanizmalarıOzonun tıbbi etkileri, oksidatif kapasitesine dayanmaktadır. Oksijen moleküllerinin yüksek enerjili bir formu olan ozon, vücut dokularıyla etkileşime girerek biyolojik aktivite gösterir. 1. Oksidasyon ve Antimikrobiyal EtkiOzonun en bilinen etkisi, oksidasyon kapasitesidir. Bu özelliği sayesinde ozon, bakteriler, virüsler ve mantarlar gibi mikroorganizmalar üzerinde öldürücü (bakterisit, virüsit ve fungusit) etkiye sahiptir. 2. Hücre Rejenerasyonu ve YenilenmeOzon, hücre yenilenmesini ve rejenerasyonu artırma kapasitesine sahiptir. Özellikle yara iyileşmesi, cilt rejenerasyonu ve hasar görmüş dokuların onarımında ozonun olumlu etkileri bulunmaktadır. Ozonun Sağlık Üzerine FaydalarıOzon terapisi, birçok hastalığın tedavisinde destekleyici bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Ozonun tıbbi faydalarından bazıları şunlardır:Antioksidan Etki ve Anti-aging Ozonun antioksidan savunma sistemi üzerindeki düzenleyici etkisi, vücutta serbest radikallerin oluşturduğu hasarı azaltır. Bu durum, cildin yaşlanma belirtilerini azaltarak anti-aging etkisi gösterir. Ozon tedavisinin antioksidan etkileri şu şekildedir:Geçici Akut Oksidatif Stres Etkisi: Ozon gazı, plazmada eriyip kan hücrelerinin zarlarındaki doymamış yağ asitleri ile reaksiyona girerek, başta hidrojen peroksit (H2O2) olmak üzere birçok reaktif oksijen türü (ROS) oluşturur. Bu süreç, kısa süreli bir oksidatif stres yaratır, fakat etkisi geçicidir ve 15-20 dakika içinde toparlanma gerçekleşir. Plazmadaki antioksidan kapasite başlangıçta %5-25 oranında azalsa da hücrelerde antioksidan enzim üretimi artar ve oksidatif stres dengelenir​ Antioksidan Savunma Sisteminin Güçlendirilmesi: Ozonun vücuda verdiği kontrollü oksidatif stres, hücrelerde koruyucu moleküllerin indüksiyonunu... --- ### Alerjik Rinit Hastaları İçin Vitaminler ve Takviyeler: Faydalar, Dozajlar ve Yan Etkiler > Alerjik rinit, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hapşırma ve kaşıntı gibi semptomlarla kendini gösteren bir alerjik - Published: 2024-10-18 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-rinit-hastalari-icin-vitaminler-ve-takviyeler-faydalar-dozajlar-ve-yan-etkiler - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Alerjik rinit, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hapşırma ve kaşıntı gibi semptomlarla kendini gösteren bir alerjik reaksiyondur. Alerjik rinit semptomlarının kontrolünde, ilaç tedavilerinin yanı sıra bazı vitamin ve takviyelerin kullanımı da yararlı olabilir. Bu makalede, alerjik rinit hastaları için önerilen vitaminler ve takviyelerin faydaları, doğru dozajları ve yan etkileri hakkında bilgi verilecektir. 1. D VitaminiD vitamini, bağışıklık sistemini düzenler ve inflamasyonun kontrol altına alınmasında rol oynar. D vitamini eksikliği, alerjik rinit semptomlarının kötüleşmesine neden olabilir. Faydaları: Bağışıklık sistemini güçlendirir, inflamasyonu azaltır ve alerjik semptomların şiddetini hafifletir. Dozaj: Günde 1000-4000 IU D vitamini önerilir; dozaj kişisel ihtiyaçlara göre ayarlanmalıdır. Yan Etkiler: Aşırı D vitamini alımı hiperkalsemiye neden olabilir; bu nedenle kan seviyeleri izlenmelidir. 2. C VitaminiC vitamini, antioksidan etkisiyle serbest radikalleri nötralize eder ve bağışıklık sisteminin dengelenmesine yardımcı olur. Alerjik reaksiyonlara bağlı semptomların hafifletilmesinde etkilidir. Faydaları: Histamin seviyelerini azaltır, inflamasyonu kontrol eder ve burun tıkanıklığı gibi semptomları hafifletir. Dozaj: Günde 500-1000 mg C vitamini önerilir. Yan Etkiler: Yüksek dozda mide rahatsızlığı, ishal ve bulantı yapabilir. 3. Omega-3 Yağ Asitleri (DHA ve EPA)Omega-3 yağ asitleri, inflamatuar yanıtı azaltarak alerjik reaksiyonların şiddetini hafifletebilir. Omega-3, balık yağı ve keten tohumu yağı gibi kaynaklardan elde edilir. Faydaları: Alerjik inflamasyonu azaltır, hava yolu ve burun mukozasının sağlığını destekler. Dozaj: Günde 1000-2000 mg DHA ve EPA kombinasyonu önerilir. Yan Etkiler: Kanı inceltebilir; kan sulandırıcı ilaç kullananlar dikkat etmelidir. 4. QuercetinQuercetin, güçlü bir antioksidan flavonoiddir ve mast hücrelerinden histamin salınımını azaltarak alerjik reaksiyonların şiddetini hafifletebilir. Faydaları: Quercetin, inflamasyonu ve histamin salınımını kontrol eder, alerjik semptomları hafifletir. Dozaj: Günde 500-1000... --- ### Egzama Hastaları İçin Vitaminler ve Takviyeler > Egzama, cildin kuru, kaşıntılı ve iltihaplı olmasına neden olan kronik bir dermatolojik durumdur. Beslenme ve doğru - Published: 2024-10-18 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-hastalari-icin-vitaminler-ve-takviyeler-faydalar-dozajlar-ve-yan-etkiler - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Egzama, cildin kuru, kaşıntılı ve iltihaplı olmasına neden olan kronik bir dermatolojik durumdur. Beslenme ve doğru takviyelerle cilt sağlığını desteklemek, egzamayı kontrol altına almanın etkili bir yoludur. Bu makalede, egzama hastaları için faydalı olabilecek vitaminler, mineraller ve takviyeler, bunların faydaları, doğru dozajları ve olası yan etkileri ele alınacaktır. 1. D VitaminiD vitamini, cilt sağlığını korumada önemli bir rol oynar ve bağışıklık sistemi üzerindeki etkileriyle egzama semptomlarını hafifletebilir. D vitamini eksikliği egzama hastalarında daha yaygın olarak görülür. Faydaları: D vitamini, cilt bariyerini güçlendirir, inflamasyonu azaltır ve bağışıklık sisteminin dengesini sağlar. Dozaj: Günde 1000-4000 IU D vitamini önerilir. Kan seviyeleri izlenerek doz ayarlaması yapılmalıdır. Yan Etkiler: Aşırı dozda D vitamini, hiperkalsemi ve böbrek taşı riskine yol açabilir. 2. Omega-3 Yağ Asitleri (DHA ve EPA)Omega-3 yağ asitleri, inflamasyonu azaltan ve cilt sağlığını destekleyen temel yağ asitleridir. Balık yağı, keten tohumu yağı gibi kaynaklardan elde edilebilir. Faydaları: Omega-3, egzamanın neden olduğu iltihaplanmayı azaltır, cildin nemini korur ve kaşıntıyı hafifletir. Dozaj: Günde 1000-2000 mg DHA ve EPA kombinasyonu önerilir. Yan Etkiler: Kanı inceltebilir; kan sulandırıcı ilaç kullananlar dikkat etmelidir. 3. ÇinkoÇinko, cilt sağlığını koruyan ve yara iyileşmesini destekleyen bir mineraldir. Aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirerek egzamanın kontrol altına alınmasına yardımcı olur. Faydaları: Çinko, cilt bariyerini güçlendirir, inflamasyonu azaltır ve cilt enfeksiyonlarını önler. Dozaj: Günde 15-30 mg çinko önerilir. Yan Etkiler: Yüksek dozda mide rahatsızlığı ve bakır eksikliği olabilir. 4. C VitaminiC vitamini, antioksidan özelliklere sahip olup cildin kollajen üretimini destekler. Egzamanın neden olduğu oksidatif stresi azaltmada yardımcı olabilir. Faydaları: C vitamini, cilt sağlığını korur, iyileşme... --- ### Astım Hastaları İçin Vitaminler ve Takviyeler > Astım, hava yollarında inflamasyon ve daralma ile karakterize kronik bir solunum yolu hastalığıdır. Astımın yönetiminde ilaç - Published: 2024-10-18 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-hastalari-icin-vitaminler-ve-takviyeler-faydalar-dozajlar-ve-yan-etkiler - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Astım, hava yollarında inflamasyon ve daralma ile karakterize kronik bir solunum yolu hastalığıdır. Astımın yönetiminde ilaç tedavisi önemli bir rol oynasa da, bazı vitaminler ve takviyeler astım semptomlarını hafifletmek ve solunum yollarının sağlığını desteklemek için yardımcı olabilir. Bu makalede, astım hastaları için önerilen vitaminler ve takviyeler, bunların faydaları, doğru dozajları ve olası yan etkileri hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. 1. D VitaminiD vitamini, bağışıklık sistemi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir ve T-hücrelerinin fonksiyonlarını düzenler. Astım hastalarında D vitamini eksikliği, semptomların kötüleşmesine ve solunum yolu enfeksiyonlarına yatkınlığa yol açabilir. Faydaları: D vitamini, solunum yolu enfeksiyonlarına karşı koruma sağlar ve hava yolu inflamasyonunu azaltabilir. Dozaj: Astım semptomlarını hafifletmek için günde 1000-4000 IU D vitamini önerilir; ancak kişisel ihtiyaçlara göre doz ayarlanmalıdır. Yan Etkiler: Yüksek dozda D vitamini hiperkalsemiye (kanda kalsiyum seviyesinin artması) neden olabilir; bu nedenle kan seviyeleri izlenmelidir. 2. Omega-3 Yağ Asitleri (DHA ve EPA)Omega-3 yağ asitleri, antienflamatuar özelliklere sahip esansiyel yağ asitleridir. DHA ve EPA olarak bilinen bu yağ asitleri, astımın semptomlarını hafifletmeye ve hava yolu inflamasyonunu azaltmaya yardımcı olabilir. Faydaları: Omega-3 yağ asitleri, hava yolu inflamasyonunu azaltır ve astım ataklarını önlemeye yardımcı olur. Dozaj: Günde 1000-2000 mg DHA ve EPA kombinasyonu önerilir. Yan Etkiler: Yüksek dozlarda omega-3 yağ asitleri, kanın incelmesine neden olabilir; bu nedenle antikoagülan ilaç kullananlar dikkatli olmalıdır. 3. C VitaminiC vitamini, güçlü bir antioksidan olarak bağışıklık sistemini destekler ve oksidatif stresi azaltarak astım semptomlarının hafifletilmesine yardımcı olabilir. Faydaları: C vitamini, solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesine yardımcı olur ve astım ataklarının sıklığını azaltabilir. Dozaj: Günde 500-1000 mg C vitamini... --- ### Ekinazya Faydaları ve Kullanım Alanları > Ekinazya, bağışıklık sistemini destekleyen ve soğuk algınlığı, grip gibi enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olan popüler bir - Published: 2024-10-18 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ekinazya-faydalari-kullanim-alanlari-dozaj-ve-yan-etkiler - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Ekinazya, bağışıklık sistemini destekleyen ve soğuk algınlığı, grip gibi enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olan popüler bir bitkisel takviyedir. Bu makalede, ekinazyanın faydaları, kullanım alanları, önerilen dozaj ve olası yan etkileri detaylı olarak ele alınacaktır. FaydalarıEkinazyanın sağlık üzerindeki başlıca faydaları şunlardır:Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: Ekinazya, bağışıklık hücrelerinin aktivitesini artırarak enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Antienflamatuar Etki: Ekinazya, inflamatuar yanıtı azaltarak ağrı ve şişliği hafifletir. Antiviral ve Antibakteriyel Özellikler: Bazı çalışmalarda ekinazyanın antiviral ve antibakteriyel özelliklere sahip olduğu ve soğuk algınlığı gibi enfeksiyonlara karşı koruma sağladığı gösterilmiştir. Kullanım AlanlarıEkinazya farklı klinik durumlarda kullanılabilir:Soğuk Algınlığı ve Grip: Ekinazya, bu tür üst solunum yolu enfeksiyonlarının belirtilerini hafifletmek ve süresini kısaltmak için yaygın olarak kullanılır. Bağışıklık Sisteminin Güçlendirilmesi: Ekinazya, genel bağışıklık fonksiyonunu artırarak enfeksiyon riskini azaltmak için kullanılabilir. Enflamasyonun Azaltılması: Eklem ağrıları, yara iyileşmesi ve diğer inflamatuar durumlarda ekinazya kullanılabilir. Dozaj ve Kullanım SüresiEkinazyanın kullanımı için doğru doz ve süre şu şekildedir:Bağışıklık Desteği İçin: Günlük 300-500 mg ekinazya takviyesi önerilir. Bu doz günde 2-3 defa alınabilir. Soğuk Algınlığı ve Grip Durumunda: Belirtilerin ilk başladığı günlerde yüksek doz (örneğin 1000 mg) kısa süreli kullanılabilir. Daha sonra günlük 300-500 mg'a düşürülebilir. Ekinazya, genellikle 10-14 gün süreyle kısa dönem kullanım için uygundur. Yan Etkiler ve UyarılarEkinazya genellikle güvenlidir; ancak bazı yan etkiler ve dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:Alerjik Reaksiyonlar: Ekinazya, özellikle papatya ailesine alerjisi olan bireylerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Mide Rahatsızlıkları: Yüksek dozlarda mide bulantısı, karın ağrısı ve baş dönmesi gibi yan etkiler görülebilir. Otoimmün Hastalıklar: Ekinazya bağışıklık sistemini uyarabildiği için otoimmün hastalığı olan bireylerin ekinazya kullanmadan önce doktorlarına danışmaları... --- ### Beta Glukan Faydaları ve Kullanım Alanları > Beta glukan, bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkileri olan doğal bir polisakkarittir ve yulaf, arpa, maya ve bazı - Published: 2024-10-18 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/beta-glukan-faydalari-kullanim-alanlari-dozaj-ve-yan-etkiler - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Beta glukan, bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkileri olan doğal bir polisakkarittir ve yulaf, arpa, maya ve bazı mantarlarda bulunur. Bu makalede, beta glukanın bağışıklık sistemine faydaları, kullanım alanları, önerilen dozaj ve olası yan etkileri ele alınacaktır. FaydalarıBeta glukanın sağlık üzerindeki faydaları şunlardır:Bağışıklık Sistemini Destekler: Beta glukan, makrofajlar ve doğal öldürücü (NK) hücreler gibi bağışıklık hücrelerinin aktivitesini artırır. Antienflamatuar Etki: Beta glukan, iltihaplanma yanıtını azaltabilir ve inflamatuar hastalıkların belirtilerini hafifletebilir. Kolesterol Seviyelerini Düşürür: Beta glukan, kolesterolün bağırsakta emilimini azaltarak toplam kolesterol ve LDL seviyelerini düşürebilir. Kullanım AlanlarıBeta glukanın kullanım alanları oldukça geniştir:Bağışıklık Sisteminin Güçlendirilmesi: Beta glukan, bağışıklık sistemini güçlendirmek ve enfeksiyon riskini azaltmak için kullanılır. Kolesterol Düzeylerinin Kontrolü: Yüksek kolesterol seviyeleri olan kişilerde, beta glukanın düzenli kullanımı kolesterolü düşürmeye yardımcı olabilir. Sindirim Sağlığı: Prebiyotik etkisiyle bağırsak mikrobiyotasını destekler ve sindirim sisteminin sağlığını iyileştirir. Dozaj ve Kullanım SüresiBeta glukanın etkinliği ve güvenliği için doğru dozda ve sürede kullanılması önemlidir:Bağışıklık Desteği İçin: Günlük 250-500 mg beta glukan takviyesi önerilir. Kolesterol Düşürücü Etki İçin: Günlük 3-10 gram beta glukan, kolesterol seviyelerinin düşürülmesinde etkili olabilir. Beta glukan, genellikle uzun süreli kullanıma uygundur; ancak dozaj kişisel ihtiyaçlara göre ayarlanmalıdır. Yan Etkiler ve UyarılarBeta glukan genellikle güvenli olarak kabul edilir; ancak bazı durumlarda yan etkiler gözlemlenebilir:Sindirim Rahatsızlıkları: Yüksek dozlarda alındığında bazı kişilerde gaz, şişkinlik ve sindirim rahatsızlıklarına neden olabilir. Alerjik Reaksiyonlar: Nadir olmakla birlikte, bazı bireylerde beta glukan takviyesine karşı alerjik reaksiyonlar gelişebilir. Herhangi bir yan etki durumunda veya yeni bir takviye kullanmaya başlamadan önce bir doktora danışmak önerilir. Beta glukan, bağışıklık sistemini güçlendirme, kolesterol seviyelerini düşürme... --- ### Humoral Bağışıklık Sistemi İçin Vitamin ve Takviyeler > Humoral bağışıklık sistemi, vücudun sıvı ortamında bulunan antikorlar aracılığıyla enfeksiyonlarla savaşan bir bağışıklık - Published: 2024-10-18 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/humoral-bagisiklik-sistemini-desteklemek-icin-vitaminler-ve-takviyeler - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Humoral bağışıklık sistemi, vücudun sıvı ortamında bulunan antikorlar aracılığıyla enfeksiyonlarla savaşan bir bağışıklık mekanizmasıdır. Bu makalede, humoral bağışıklık sistemini desteklemek için kullanılan başlıca vitaminler, mineraller, amino asitler ve bitkisel takviyeler ele alınacaktır. Vitaminler A VitaminiA vitamini, antikor üretimini artırır ve B hücre fonksiyonlarını destekler. Dozaj: 5000 IU/gün. Yan Etkiler: Yüksek dozda toksisite riski. C VitaminiC vitamini, antikorların etkisini güçlendirerek patojenlere karşı koruma sağlar. Dozaj: 500-2000 mg/gün. Yan Etkiler: Mide rahatsızlığı ve ishal. D VitaminiD vitamini, B hücrelerinin olgunlaşmasını destekleyerek antikor üretimini artırır. Dozaj: 1000-4000 IU/gün. Yan Etkiler: Hiperkalsemi riski. Mineraller ÇinkoÇinko, antikor üretiminde ve B hücrelerinin fonksiyonlarında kritik rol oynar. Dozaj: 15-30 mg/gün. Yan Etkiler: Yüksek dozda mide rahatsızlığı. SelenyumSelenyum, antikorların etkisini artıran ve bağışıklık hücrelerinin işlevlerini düzenleyen bir mineraldir. Dozaj: 50-200 mcg/gün. Yan Etkiler: Toksisite riski yüksek dozlarda artabilir. Amino Asitler ve Proteinler GlutaminGlutamin, B hücrelerinin büyümesini ve antikor üretimini destekler. Dozaj: 5-10 g/gün. Yan Etkiler: Genellikle güvenlidir. Bitkisel Takviyeler EkinazyaEkinazya, antikor üretimini artırarak bağışıklık sisteminin işlevlerini destekler. Dozaj: 300-500 mg/gün kısa süreli. Yan Etkiler: Alerjik reaksiyonlar olabilir. Omega-3 Yağ Asitleri (DHA ve EPA)Omega-3 yağ asitleri, antikorların etkinliğini artırarak bağışıklık yanıtını düzenler. Dozaj: 1000-2000 mg/gün. Yan Etkiler: Kanı inceltebilir. --- ### Hücresel Bağışıklık Sistemi İçin Vitaminler ve Takviyeler > Bu makalede, hücresel bağışıklık sistemini desteklemek için vitaminler, mineraller, probiyotikler, amino asitler ve bitkisel - Published: 2024-10-18 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hucresel-bagisiklik-sistemini-desteklemek-icin-vitaminler-ve-takviyeler - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Bu makalede, hücresel bağışıklık sistemini desteklemek için vitaminler, mineraller, probiyotikler, amino asitler ve bitkisel takviyeler hakkında bilgi bulabilirsiniz. Her bir takviyenin faydaları, önerilen dozajlar, yan etkiler ve kullanım süreleri özetlenmiştir. Vitaminler ve Mineraller D VitaminiD vitamini, T-hücrelerinin fonksiyonunu artırır ve hücresel bağışıklık sisteminde önemli bir rol oynar. Dozaj: 1000-4000 IU/gün. Yan Etkiler: Hiperkalsemi riski. C VitaminiC vitamini, antioksidan olarak bağışıklık fonksiyonlarını destekler. Dozaj: 500-2000 mg/gün. Yan Etkiler: Mide bulantısı ve ishal. ÇinkoÇinko, T-hücrelerinin gelişimi ve fonksiyonlarını artırır. Dozaj: 15-30 mg/gün. Yan Etkiler: Yüksek dozda mide rahatsızlığı. Omega-3 Yağ Asitleri (DHA ve EPA)Omega-3 yağ asitleri, hücresel bağışıklığı ve inflamasyon yanıtını düzenler. Dozaj: 1000-2000 mg/gün. Yan Etkiler: Kanı inceltebilir. ProbiyotiklerProbiyotikler bağırsak sağlığını ve bağışıklık yanıtını destekler. Dozaj: 1-10 milyar CFU/gün. Yan Etkiler: Genellikle güvenlidir. Amino Asitler L-GlutaminL-glutamin, bağışıklık hücrelerinin enerji kaynağıdır. Dozaj: 5-10 g/gün. Yan Etkiler: Genellikle güvenlidir. Bitkisel Takviyeler EkinazyaEkinazya, T-hücre fonksiyonlarını destekleyerek bağışıklık sistemini güçlendirir. Dozaj: 300-500 mg/gün kısa süreli. Yan Etkiler: Alerjik reaksiyonlar olabilir. --- ### Bağışıklık Sistemini Desteklemek İçin Vitaminler ve Takviyeler > Bağışıklık sistemi, vücudu enfeksiyonlardan koruyan ve hastalıklarla savaşan karmaşık bir sistemdir. Güçlü bir bağışıklık - Published: 2024-10-18 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bagisiklik-sistemini-desteklemek-icin-vitaminler-ve-takviyeler - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Bağışıklık sistemi, vücudu enfeksiyonlardan koruyan ve hastalıklarla savaşan karmaşık bir sistemdir. Güçlü bir bağışıklık sistemi, vücudun enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı korunmasında kritik bir rol oynar. Son yıllarda, bağışıklık fonksiyonlarını desteklemek amacıyla birçok vitamin ve takviyenin kullanımı yaygınlaşmıştır. Bu makalede, doktorlar için bağışıklık sistemini destekleyen vitaminler ve takviyelerin faydaları, önerilen dozajlar, kullanım süreleri ve olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. 1. C VitaminiC vitamini, bağışıklık sistemini destekleyen ve enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olan güçlü bir antioksidandır. Bağışıklık hücrelerinin işlevini artırarak vücudu enfeksiyonlardan korur ve oksidatif stresle mücadele eder. Faydaları: C vitamini, beyaz kan hücrelerinin üretimini artırır ve mikroplarla savaşma kabiliyetini güçlendirir. Dozaj ve Süre: Günde 500-2000 mg C vitamini, bağışıklık fonksiyonlarının desteklenmesi için önerilebilir. Yan Etkiler: Yüksek dozda C vitamini, mide bulantısı, ishal ve karın ağrısına neden olabilir. 2. D VitaminiD vitamini, bağışıklık hücrelerinin işlevini düzenleyerek vücutta enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. D vitamini eksikliği, bağışıklık fonksiyonlarının zayıflamasına yol açabilir ve enfeksiyon riskini artırabilir. Faydaları: D vitamini, bağışıklık hücrelerinin aktivitesini artırır ve bağışıklık tepkisini dengeler. Dozaj ve Süre: Bağışıklık sistemi desteği için günde 1000-4000 IU D vitamini önerilebilir. Yan Etkiler: Yüksek doz D vitamini, hiperkalsemiye neden olabilir; bu nedenle kan seviyeleri izlenmelidir. 3. ÇinkoÇinko, bağışıklık hücrelerinin işlevini ve üretimini düzenleyen önemli bir mineraldir. Çinko eksikliği, bağışıklık yanıtını zayıflatarak enfeksiyon riskini artırabilir. Faydaları: Çinko, bağışıklık hücrelerinin üretimini artırır ve inflamatuar yanıtı düzenler. Dozaj ve Süre: Günde 15-30 mg çinko önerilebilir; ancak uzun süreli yüksek dozda kullanım mide bulantısına neden olabilir. Yan Etkiler: Yüksek dozda çinko, bakır eksikliğine ve gastrointestinal sorunlara yol açabilir. 4.... --- ### Fosfatidilserin Nedir? Faydaları Nelerdir? > Fosfatidilserin, hücre zarlarının önemli bir bileşeni olup özellikle beyin hücrelerinin fonksiyonlarının düzenlenmesinde ve - Published: 2024-10-17 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/fosfatidilserin-nedir-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmalidir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Fosfatidilserin, hücre zarlarının önemli bir bileşeni olup özellikle beyin hücrelerinin fonksiyonlarının düzenlenmesinde ve sinir hücrelerinin sağlıklı çalışmasında kritik bir rol oynar. Bellek, bilişsel fonksiyonlar, ruh hali ve stres yanıtı gibi birçok nörolojik fonksiyonun desteklenmesinde kullanılan fosfatidilserin, son zamanlarda klinik uygulamalarda dikkat çeken bir takviye olarak öne çıkmaktadır. Bu makalede, doktorlar için fosfatidilserin’in faydaları, önerilen dozajlar, kullanım süreleri ve olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. Fosfatidilserin’in FaydalarıFosfatidilserin, hücre zarlarının sağlığını koruyarak ve sinir iletimini artırarak birçok potansiyel fayda sunar:Beyin Fonksiyonlarının Desteklenmesi: Fosfatidilserin, nörotransmitterlerin salınımını ve sinir hücrelerinin iletimini destekleyerek hafıza, öğrenme ve konsantrasyon gibi bilişsel fonksiyonları geliştirir. Stres Yanıtı ve Ruh Hali Düzenleme: Stresli durumlarda kortizol seviyelerinin düzenlenmesine yardımcı olarak, fosfatidilserin anksiyete ve stresle başa çıkmaya yardımcı olabilir. Egzersiz Performansı ve Kas Onarımı: Sporcularda ve yoğun egzersiz yapan bireylerde, fosfatidilserin takviyesi egzersiz performansını artırabilir ve kas hasarını azaltarak iyileşmeyi destekleyebilir. Kullanım AlanlarıFosfatidilserin birçok farklı klinik durumda faydalı olabilir:Yaşa Bağlı Bilişsel Gerileme ve Demans: Alzheimer hastalığı ve diğer demans türlerinde bilişsel fonksiyonları desteklemek ve hafıza kaybını yavaşlatmak için kullanılabilir. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB): DEHB’li çocuklarda odaklanmayı ve dikkati artırmaya yardımcı olabilir. Spor Performansı ve İyileşme: Fiziksel olarak aktif bireylerde performansın artırılması ve kas hasarının azaltılması amacıyla kullanılabilir. Dozaj ve Kullanım SüresiFosfatidilserin’in etkili ve güvenli bir şekilde kullanılabilmesi için doğru dozda ve sürede alınması önemlidir. Aşağıda bazı dozaj ve kullanım süreleri önerilmiştir:Bilişsel Fonksiyonların Desteklenmesi: Bellek ve bilişsel fonksiyonların korunması için genellikle günde 300 mg fosfatidilserin takviyesi önerilir. Bu doz, bilişsel fonksiyonları geliştirmek ve beyin sağlığını korumak amacıyla uzun süre kullanılabilir.... --- ### N-Asetil Sistein (NAC) Faydaları Nelerdir? > N-Asetil Sistein (NAC), glutatyon üretiminin öncüsü olarak vücutta antioksidan savunmayı güçlendiren ve birçok klinik - Published: 2024-10-17 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/n-asetil-sistein-nac-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanabilir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler N-Asetil Sistein (NAC), glutatyon üretiminin öncüsü olarak vücutta antioksidan savunmayı güçlendiren ve birçok klinik durumda faydalı olabilen bir amino asittir. Solunum yolu hastalıkları, karaciğer koruması, ve sinir hücrelerinin sağlığının desteklenmesi gibi farklı alanlarda kullanılabilen bu takviye, doktorlar tarafından giderek artan bir ilgi görmektedir. Bu makalede, doktorlar için NAC'nin faydaları, önerilen dozajlar, kullanım süreleri ve olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. NAC’nin FaydalarıNAC’nin birçok potansiyel faydası bulunmaktadır ve bu faydalar sayesinde çeşitli klinik durumlarda kullanılmaktadır:Glutatyon Üretimi: NAC, vücuttaki en önemli antioksidanlardan biri olan glutatyonun üretimine katkıda bulunur. Glutatyon seviyelerinin yükseltilmesi, oksidatif stresin azaltılmasına ve hücresel sağlığın korunmasına yardımcı olur. Solunum Yolu Sağlığı: NAC, mukolitik özellikleriyle balgamı inceltir ve solunum yollarını rahatlatır. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), bronşit ve astım gibi durumlarda nefes almayı kolaylaştırabilir. Karaciğer Koruması: NAC, asetaminofen (parasetamol) toksisitesi gibi durumlarda karaciğer hasarını önlemek veya hafifletmek için kullanılır. Karaciğer sağlığını desteklemek için önemli bir antioksidan ve detoksifikasyon destekleyicisidir. Sinir Hücrelerinin Korunması: Antioksidan etkileri sayesinde beyin sağlığını korur ve sinir hücrelerini oksidatif strese karşı korur. Bilişsel bozuklukların, depresyonun ve diğer nörolojik durumların tedavisinde destekleyici olarak kullanılabilir. Kullanım AlanlarıNAC, birçok tıbbi durumda kullanılmaktadır:KOAH ve Solunum Yolu Hastalıkları: Balgamı inceltici ve hava yollarını açıcı etkileri sayesinde solunum yolu rahatsızlıklarının semptomlarını hafifletir. Karaciğer Destekleyici: Asetaminofen toksisitesine karşı karaciğerin korunmasında ilk tercih edilen tedavi yöntemidir. Ruh Sağlığı ve Beyin Fonksiyonları: Antioksidan özellikleri sayesinde beyin fonksiyonlarını destekler ve depresyon, anksiyete gibi ruhsal durumlarda kullanılabilir. Dozaj ve Kullanım SüresiNAC’nin etkili ve güvenli bir şekilde kullanılabilmesi için doğru dozda ve sürede alınması önemlidir. Aşağıda dozaj ve kullanım... --- ### Alzheimer Hastalığında Vitamin ve Takviyelerin Önemi > Alzheimer hastalığı, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve bilişsel fonksiyonlarda ilerleyici bir bozulmaya yol açan - Published: 2024-10-17 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alzheimer-hastaliginda-vitamin-ve-takviyelerin-onemi - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Alzheimer hastalığı, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve bilişsel fonksiyonlarda ilerleyici bir bozulmaya yol açan nörodejeneratif bir hastalıktır. Hastalığın kesin tedavisi olmamakla birlikte, bazı vitamin ve takviyeler, beyin sağlığını destekleyebilir, oksidatif stres ve iltihaplanmayı azaltabilir ve bilişsel gerilemeyi yavaşlatabilir. Bu makalede, doktorlar için Alzheimer hastalığında kullanılabilecek vitamin ve takviyelerin faydaları, önerilen dozajlar, kullanım süreleri ve olası yan etkiler hakkında bilgiler sunulacaktır. 1. B Vitaminleri (B12, B6, Folik Asit)B vitaminleri, beyin fonksiyonlarının düzenlenmesinde ve sinir sisteminin sağlıklı çalışmasında önemli bir rol oynar. Özellikle B12, B6 ve folik asit, homosistein seviyelerini düşürerek Alzheimer hastalığının ilerleyişini yavaşlatabilir. Faydaları: B vitaminleri, beyin sağlığını destekler, sinir iletimini artırır ve bilişsel gerilemeyi önler. Dozaj ve Süre: B6 vitamini için 20-50 mg, B12 vitamini için 500-1000 mcg, folik asit için 400-800 mcg önerilir. Uzun süreli kullanım uygundur. Yan Etkiler: Yüksek doz B6, nöropatiye neden olabilirken, folik asit yüksek dozda B12 eksikliğini maskeleyebilir. 2. D VitaminiD vitamini eksikliği, bilişsel gerileme ve demans riski ile ilişkilidir. D vitamini, beyin sağlığını destekleyerek sinir hücrelerinin korunmasına yardımcı olur. Faydaları: D vitamini, iltihaplanmayı azaltır ve bilişsel fonksiyonları korur. Dozaj ve Süre: 800-2000 IU önerilir. Uzun süreli kullanımda güvenlidir. Yan Etkiler: Hiperkalsemi riski nedeniyle, kan seviyelerinin izlenmesi gerekir. 3. Omega-3 Yağ Asitleri (DHA ve EPA)Omega-3 yağ asitleri, anti-enflamatuar etkileriyle bilişsel fonksiyonları destekler. DHA ve EPA, beyin sağlığında kritik bir rol oynar. Faydaları: Sinir hücrelerinin yapısını korur, inflamasyonu azaltır ve bilişsel işlevleri destekler. Dozaj ve Süre: Günde 1000-2000 mg önerilir. Yan Etkiler: Kanı inceltebilir, bu nedenle antikoagülan kullananlarda dikkatli olunmalıdır. 4. E VitaminiE vitamini,... --- ### B12 Vitamini Yüksekliği Neden Olur? > B12 vitamini, kırmızı kan hücrelerinin üretimi, sinir fonksiyonlarının sürdürülmesi ve DNA sentezi gibi birçok önemli biyolojik süreçte - Published: 2024-10-17 - Modified: 2024-10-17 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/b12-vitamini-yuksekligi-neden-olur - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler B12 vitamini, kırmızı kan hücrelerinin üretimi, sinir fonksiyonlarının sürdürülmesi ve DNA sentezi gibi birçok önemli biyolojik süreçte rol oynayan hayati bir vitamindir. Normalde eksikliği ile bilinse de, B12 yüksekliği de bazı klinik durumlara ve hastalıklara işaret edebilir. Bu makalede, doktorlar için B12 vitamininin yüksekliğinin nedenleri, semptomları, tanısı ve tedavi yaklaşımları hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. B12 Yüksekliğinin NedenleriB12 vitamini yüksekliği (hiperkobalaminemi), çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir ve genellikle altta yatan bir sağlık sorununun işaretidir. Aşağıda B12 yüksekliğine yol açabilen başlıca nedenler listelenmiştir:Karaciğer Hastalıkları: Karaciğer hasarı veya siroz gibi karaciğer hastalıklarında B12'nin kanda yükselmesi gözlemlenebilir. Miyeloproliferatif Bozukluklar: Lösemi ve polisitemi vera gibi kan hücrelerinin üretimini etkileyen hastalıklar, B12 düzeylerini yükseltebilir. Böbrek Yetmezliği: Böbrek fonksiyonlarının bozulması sonucu B12'nin vücutta birikmesi ve yüksek seviyelere çıkması görülebilir. B12 Takviyelerinin Aşırı Kullanımı: Yüksek dozda B12 takviyeleri almak, kanda yüksek seviyelere yol açabilir. B12 Yüksekliğinin Belirtileri ve SemptomlarıB12 vitamini yüksekliği genellikle belirgin semptomlarla ortaya çıkmaz, ancak altta yatan nedenlere bağlı olarak bazı semptomlar gözlemlenebilir. Bu semptomlar şunlar olabilir:Yorgunluk ve Halsizlik: B12 yüksekliği ile ilişkili bazı hastalıklarda yorgunluk hissi ve genel halsizlik görülebilir. Baş Dönmesi ve Sinirlilik: Nörolojik etkiler arasında baş dönmesi, sinirlilik veya konsantrasyon bozuklukları bulunabilir. Sindirim Problemleri: Mide bulantısı, ishal veya sindirim sorunları gibi semptomlar B12 yüksekliği ile ilişkili olabilir. Tanı ve Laboratuvar TestleriB12 vitamini yüksekliğinin tanısı, kan testleri ve diğer laboratuvar incelemeleri ile konur. Tanı koymak için kullanılan başlıca testler şunlardır:Serum B12 Seviyeleri: Kanda B12 vitamini seviyelerinin ölçülmesi, B12 yüksekliğinin varlığını doğrulamak için kullanılır. Karaciğer ve Böbrek Fonksiyon Testleri: Altta yatan karaciğer veya böbrek hastalığını tespit... --- ### Serotonin Faydaları Nelerdir? ve Kimler Kullanmalıdır? > Serotonin, vücutta birçok fizyolojik süreçte rol oynayan ve ruh hali, uyku, iştah ve sindirim gibi fonksiyonları düzenleyen - Published: 2024-10-17 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/serotonin-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmalidir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Serotonin, vücutta birçok fizyolojik süreçte rol oynayan ve ruh hali, uyku, iştah ve sindirim gibi fonksiyonları düzenleyen önemli bir nörotransmiterdir. Beyinde ve sindirim sisteminde bulunan serotonin, duygusal dengeyi sağlar ve depresyon, anksiyete gibi ruh sağlığı bozukluklarının tedavisinde önemli bir yere sahiptir. Bu makalede, doktorlar için serotonin’in faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. Serotonin’in FaydalarıSerotonin, vücutta birçok biyolojik süreci düzenler ve eksikliği durumunda sağlık sorunlarına yol açabilir. Aşağıda serotonin’in başlıca faydaları listelenmiştir:Ruh Hali Düzenleme: Serotonin, ruh halinin düzenlenmesinde kritik bir rol oynar ve mutluluk, sakinlik gibi pozitif duyguların ortaya çıkmasını sağlar. Düşük serotonin seviyeleri depresyon, anksiyete ve stres gibi ruh sağlığı bozukluklarına yol açabilir. Uyku Düzenlemesi: Serotonin, melatonin üretiminin öncüsü olduğu için uyku düzeninde de önemli bir rol oynar. Sağlıklı uyku düzeni ve döngüsü için serotonin seviyelerinin dengede olması gereklidir. İştah ve Sindirim: Sindirim sisteminde de bulunan serotonin, iştahı kontrol eder ve sindirim sürecini düzenler. Bağırsak hareketlerini artırır ve sindirim sisteminin düzgün çalışmasına yardımcı olur. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? Serotonin düzeyini artıran ilaçlar ve takviyeler, çeşitli ruh sağlığı bozuklukları ve fizyolojik durumların yönetiminde kullanılabilir. Aşağıdaki durumlarda serotonin takviyesi veya serotonin seviyesini artıran ilaçların kullanımı düşünülmelidir:Depresyon ve Anksiyete Bozuklukları: Düşük serotonin seviyeleriyle ilişkili olan bu bozuklukların tedavisinde SSRI ve SNRI gibi ilaçlarla serotonin düzeyinin artırılması amaçlanır. Uyku Bozuklukları: Serotonin, uyku döngüsünün düzenlenmesinde önemli bir rol oynadığından uyku bozukluklarının tedavisinde kullanılabilir. Sindirim Sorunları ve İrritabl Bağırsak Sendromu (IBS): Bağırsak fonksiyonlarını düzenleyen serotonin, sindirim sorunlarının ve IBS semptomlarının hafifletilmesinde rol oynayabilir. Dozaj ve Kullanım SüresiSerotonin seviyesini artırmaya... --- ### Medotilin-Kolin Nedir ve Faydaları Nelerdir? > Medotilin (CDP-Kolin) ve Kolin, beyinde hücresel işlevlerin düzenlenmesine katkıda bulunan ve nörolojik sağlığı destekleyen bileşenlerdir. - Published: 2024-10-17 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/medotilin-kolin-nedir-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmalidir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Medotilin (CDP-Kolin) ve Kolin, beyinde hücresel işlevlerin düzenlenmesine katkıda bulunan ve nörolojik sağlığı destekleyen bileşenlerdir. Sinir iletimini artırmak, bilişsel fonksiyonları desteklemek ve beyin hasarının iyileşmesini hızlandırmak gibi birçok olumlu etkisiyle dikkat çeken bu bileşenler, özellikle nörolojik hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Bu makalede, doktorlar için Medotilin-Kolin’in faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. Medotilin-Kolin’in FaydalarıMedotilin (CDP-Kolin) ve Kolin, nörolojik fonksiyonları destekleyerek beyin sağlığını koruyan önemli bileşenlerdir. Aşağıda Medotilin-Kolin’in başlıca faydaları listelenmiştir:Sinir İletimi ve Beyin Fonksiyonları: Kolin, beyinde asetilkolin sentezini artırarak sinir iletimini güçlendirir. Bu sayede hafıza, öğrenme ve konsantrasyon gibi bilişsel fonksiyonların sürdürülmesine yardımcı olur. Nöroprotektif Etki: Medotilin, sinir hücrelerini hasara karşı korur ve beyin hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olabilir. Nörolojik travmalar veya inme sonrası beyin fonksiyonlarının iyileşmesine katkı sağlayabilir. Beyin Enerji Metabolizmasının Desteklenmesi: Medotilin, beyin hücrelerinin enerji üretimini artırarak nörolojik işlevlerin sürdürülmesine yardımcı olur ve nörolojik bozuklukların etkilerini azaltabilir. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? Medotilin-Kolin, bilişsel fonksiyonların iyileştirilmesi ve nörolojik sağlığın desteklenmesi gereken durumlarda kullanılabilir. Aşağıdaki durumlarda Medotilin-Kolin takviyesi düşünülmelidir:Bilişsel Fonksiyonlarda Bozukluklar: Hafıza kaybı, dikkat eksikliği ve konsantrasyon sorunları yaşayan bireylerde bilişsel fonksiyonların desteklenmesi amacıyla kullanılabilir. Nörolojik Travmalar ve İnme Sonrası İyileşme: Beyin travması geçiren veya inme sonrası beyin fonksiyonlarını iyileştirmek isteyen hastalarda kullanılabilir. Yaşlanmaya Bağlı Bilişsel Gerileme: Alzheimer hastalığı veya yaşa bağlı bilişsel gerileme yaşayan bireylerde nörolojik sağlığın korunmasına yardımcı olabilir. Dozaj ve Kullanım SüresiMedotilin-Kolin’in etkili bir şekilde kullanılabilmesi için doğru dozda ve sürede alınması önemlidir. Bu dozaj ve süre, hastanın yaşına, sağlık durumuna ve mevcut nörolojik fonksiyonlarına göre doktor tarafından belirlenmelidir. Genel Öneriler: Medotilin (CDP-Kolin)... --- ### Flor (Fluor) Faydaları Nelerdir? > Flor, diş sağlığı başta olmak üzere kemik sağlığını koruyan önemli bir mineraldir. Diş çürümelerini önlemek ve diş minesini - Published: 2024-10-17 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/flor-fluor-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmalidir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Flor, diş sağlığı başta olmak üzere kemik sağlığını koruyan önemli bir mineraldir. Diş çürümelerini önlemek ve diş minesini güçlendirmek için yaygın olarak kullanılan flor, bazı su kaynaklarında doğal olarak bulunur ve diş macunu, ağız gargaraları gibi ürünlerde de kullanılır. Bu makalede, doktorlar için florun faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. Flor’un FaydalarıFlor, vücutta birçok biyolojik süreci destekler ve eksikliği veya fazlalığı durumunda sağlık sorunlarına yol açabilir. Aşağıda florun başlıca faydaları listelenmiştir:Diş Sağlığı ve Çürük Önleme: Flor, diş minesini güçlendirerek diş çürüklerini önler ve çürüklere neden olan bakterilerin aktivitesini azaltır. Diş Mine Güçlendirme: Flor diş yüzeyindeki minerallerle birleşerek diş minesinin daha sert ve dayanıklı olmasını sağlar, bu da dişlerin aşınmaya karşı dirençli olmasına yardımcı olur. Kemik Sağlığı: Flor, kemiklerin mineral yoğunluğunu artırabilir ve osteoporoz gibi kemik hastalıklarının önlenmesinde yardımcı olabilir. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? Flor, özellikle diş sağlığı açısından çocuklar ve diş çürüklerine yatkın kişiler için önemlidir. Aşağıdaki durumlarda flor takviyesi veya kullanımı düşünülmelidir:Çocuklarda Diş Gelişimi ve Çürük Önleme: Diş gelişiminin başladığı çocukluk döneminde diş minesinin güçlendirilmesi ve çürük riskinin azaltılması için flor kullanımı önerilebilir. Diş Çürüklerine Yatkın Kişiler: Ağız hijyenine dikkat etmeyen, düzenli diş bakımı yapmayan veya çürüğe yatkınlığı olan bireylerde. Yetersiz Flor Alımı: İçme suyunda yeterli miktarda flor bulunmayan veya diyetle yeterli flor alamayan kişilerde. Dozaj ve Kullanım SüresiFlorun etkili bir şekilde kullanılabilmesi için doğru dozda ve sürede alınması önemlidir. Bu dozaj ve süre, hastanın yaşına, sağlık durumuna ve mevcut flor seviyelerine göre doktor tarafından belirlenmelidir. Genel Öneriler: Çocuklar için günlük önerilen... --- ### İyot Faydaları Nelerdir ve Kimler Kullanmalıdır? > İyot, vücutta tiroid hormonlarının sentezi için gerekli olan önemli bir mineraldir. Bu hormonlar, metabolizmanın - Published: 2024-10-17 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/iyot-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmalidir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler İyot, vücutta tiroid hormonlarının sentezi için gerekli olan önemli bir mineraldir. Bu hormonlar, metabolizmanın düzenlenmesi, beyin gelişimi ve büyüme gibi birçok biyolojik süreci kontrol eder. Eksikliği durumunda tiroid fonksiyonlarında bozukluklar ve gelişme gerilikleri gibi ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Bu makalede, doktorlar için iyotun faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. İyot’un Faydalarıİyot, vücutta birçok biyolojik sürecin gerçekleşmesinde rol oynar ve eksikliği durumunda sağlık sorunlarına yol açabilir. Aşağıda iyotun başlıca faydaları listelenmiştir:Tiroid Fonksiyonları ve Metabolizma: İyot, tiroid hormonlarının (T3 ve T4) sentezinde kritik bir rol oynar ve bu hormonlar metabolizmanın düzenlenmesinde anahtar rol oynar. Beyin Gelişimi ve Nörolojik Fonksiyonlar: Özellikle fetal ve çocukluk dönemlerinde yeterli iyot alımı, beyin gelişimi ve bilişsel fonksiyonların sürdürülmesi için gereklidir. Büyüme ve Gelişme: Tiroid hormonlarının düzgün çalışması, büyüme ve gelişmenin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesine katkı sağlar. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? İyot eksikliği durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğinden bazı bireylerde iyot takviyesi gerekebilir. Aşağıdaki durumlarda iyot takviyesi düşünülmelidir:Gebelik ve Emzirme Dönemi: İyot, hamilelik ve emzirme döneminde anne ve bebeğin sağlıklı gelişimi için kritik bir mineraldir ve bu dönemlerde artan iyot ihtiyacını karşılamak için takviye alınabilir. Tiroid Bozuklukları: Hipotiroidi veya guatr gibi tiroid bezi ile ilgili rahatsızlıkları olan bireylerde iyot desteği gerekebilir. Diyetle Yeterli İyot Alımı Olmayan Bireyler: Diyetle yeterli iyot almayan, iyot bakımından fakir bölgelerde yaşayan veya tuz tüketimi düşük olan kişilerde. Dozaj ve Kullanım Süresiİyotun etkili bir şekilde kullanılabilmesi için doğru dozda ve sürede alınması önemlidir. Bu dozaj ve süre, hastanın yaşına, sağlık durumuna ve mevcut iyot seviyelerine... --- ### Demirin Faydaları Nelerdir? ve Kimler Kullanmalıdır? > Demir, vücutta oksijen taşınması, hücresel enerji üretimi ve bağışıklık fonksiyonları gibi birçok önemli biyolojik süreçte yer - Published: 2024-10-17 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/demir-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmalidir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Demir, vücutta oksijen taşınması, hücresel enerji üretimi ve bağışıklık fonksiyonları gibi birçok önemli biyolojik süreçte yer alan esansiyel bir mineraldir. Kırmızı kan hücrelerinin yapısında bulunan hemoglobinin üretimi için gerekli olan demir, aynı zamanda kas sağlığı ve bilişsel işlevler için de önemlidir. Bu makalede, doktorlar için demirin faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. Demir’in FaydalarıDemir, vücutta birçok biyolojik süreci destekler ve eksikliği durumunda sağlık sorunlarına yol açabilir. Aşağıda demirin başlıca faydaları listelenmiştir:Oksijen Taşınması: Demir, kırmızı kan hücrelerinde bulunan hemoglobinin yapısına katılarak akciğerlerden dokulara oksijen taşınmasını sağlar. Enerji Metabolizması: Hücrelerin enerji üretiminde önemli rol oynayan demir, kas sağlığı ve genel metabolik fonksiyonların sürdürülmesinde gereklidir. Bağışıklık Fonksiyonları: Demir, bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasını destekler ve enfeksiyonlara karşı koruyucu bir rol oynar. Bilişsel Gelişim ve Zihinsel Fonksiyonlar: Demir, beyin gelişimi, nörotransmitter üretimi ve bilişsel işlevlerin sürdürülmesi için gereklidir. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? Demir eksikliği durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğinden, birçok kişide demir takviyesi gerekli olabilir. Aşağıdaki durumlarda demir takviyesi düşünülmelidir:Anemi (Kansızlık) Durumu: Demir eksikliği anemisi tanısı konulan ve kırmızı kan hücresi üretiminin yetersiz olduğu bireylerde. Gebelik ve Emzirme Dönemi: Bu dönemlerde artan demir ihtiyacını karşılamak ve annenin demir seviyelerini korumak için. Adet Kanamaları Nedeniyle Demir Kaybı: Ağır adet dönemleri nedeniyle demir kaybı yaşayan kadınlarda takviye gerekebilir. Beslenme Yetersizliği veya Emilim Problemleri: Vejetaryen, vegan bireyler veya demir emilimini engelleyen gastrointestinal rahatsızlıklara sahip kişilerde. Dozaj ve Kullanım SüresiDemirin etkili bir şekilde kullanılabilmesi için doğru dozda ve sürede alınması önemlidir. Bu dozaj ve süre, hastanın yaşına, sağlık durumuna ve mevcut... --- ### Fosfor Faydaları Nelerdir? ve Kimler Kullanmalıdır? > Fosfor, vücutta kemik sağlığı, hücresel enerji üretimi ve hücre yapısının korunması gibi birçok önemli biyolojik süreçte rol - Published: 2024-10-17 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/fosfor-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmalidir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Fosfor, vücutta kemik sağlığı, hücresel enerji üretimi ve hücre yapısının korunması gibi birçok önemli biyolojik süreçte rol oynayan bir mineraldir. Kalsiyumla birlikte kemik ve dişlerin yapısını oluşturan fosfor, aynı zamanda DNA, RNA ve ATP gibi hücresel bileşenlerin yapısında da bulunur. Bu makalede, doktorlar için fosforun faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. Fosfor’un FaydalarıFosfor, vücutta birçok biyolojik sürecin gerçekleşmesinde yer alır ve eksikliği durumunda sağlık sorunlarına yol açabilir. Aşağıda fosforun başlıca faydaları listelenmiştir:Kemik ve Diş Sağlığı: Fosfor, kalsiyumla birlikte kemik ve dişlerin yapısını oluşturarak kemik yoğunluğunu korur ve sağlıklı bir iskelet yapısı sağlar. Enerji Metabolizması: Hücresel enerji üretimi için önemli olan ATP'nin yapısında yer alır ve enerji metabolizmasını destekler. Hücre Büyümesi ve Onarımı: DNA ve RNA’nın yapısında bulunan fosfor, hücre bölünmesi, büyümesi ve onarımı için gereklidir. Asit-Baz Dengesi ve Sinir Fonksiyonları: Fosfor, vücutta asit-baz dengesinin korunmasına yardımcı olur ve sinir iletiminin düzenlenmesinde rol oynar. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? Fosfor, eksikliği durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğinden, bazı bireylerde fosfor takviyesi gerekebilir. Aşağıdaki durumlarda fosfor takviyesi düşünülmelidir:Kemik Sağlığının Desteklenmesi: Osteoporoz veya osteopeni riski taşıyan bireylerde, kemik yoğunluğunu korumak ve güçlendirmek için. Böbrek Problemleri ve Elektrolit Dengesizlikleri: Hipofosfatemi (düşük fosfor seviyeleri) olan veya belirli böbrek hastalıklarına sahip bireylerde. Hücre Enerjisi ve Genel Metabolizma: Yorgunluk ve düşük enerji seviyeleri yaşayan veya hücresel enerji üretimini desteklemek isteyen bireylerde. Dozaj ve Kullanım SüresiFosforun etkili bir şekilde kullanılabilmesi için doğru dozda ve sürede alınması önemlidir. Bu dozaj ve süre, hastanın yaşına, sağlık durumuna ve mevcut fosfor seviyelerine göre doktor tarafından... --- ### Sodyum Faydaları Nelerdir? ve Kimler Kullanmalıdır? > Sodyum, vücutta sıvı dengesi, sinir iletimi ve kas fonksiyonları gibi birçok biyolojik süreçte önemli rol oynayan bir mineraldir. - Published: 2024-10-17 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sodyum-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmalidir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Sodyum, vücutta sıvı dengesi, sinir iletimi ve kas fonksiyonları gibi birçok biyolojik süreçte önemli rol oynayan bir mineraldir. Elektrolit dengesi ve kan basıncının düzenlenmesi gibi temel işlevlere sahip olan sodyum, hücrelerin doğru çalışmasına katkıda bulunur. Bu makalede, doktorlar için sodyumun faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. Sodyum’un FaydalarıSodyum, vücutta birçok biyolojik süreci düzenler ve eksikliği veya fazlalığı durumunda sağlık sorunlarına yol açabilir. Aşağıda sodyumun başlıca faydaları listelenmiştir:Sıvı ve Elektrolit Dengesi: Sodyum, hücre içi ve hücre dışı sıvılar arasında dengenin sağlanmasına katkıda bulunur ve vücutta suyun doğru dağılımını sağlar. Kan Basıncının Düzenlenmesi: Sodyum, kan basıncını etkileyen temel minerallerden biridir. Vücuttaki sodyum düzeyleri, kan basıncının kontrol edilmesinde önemli bir rol oynar. Sinir ve Kas Fonksiyonları: Sodyum, sinir sinyallerinin iletilmesini ve kasların kasılmasını düzenler. Kas fonksiyonlarını destekleyerek hareketin düzgün bir şekilde gerçekleşmesini sağlar. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? Sodyumun dengeli bir şekilde alınması, vücuttaki birçok fizyolojik sürecin düzgün çalışmasını sağlar. Ancak, aşırı sodyum alımı veya eksikliği sağlık sorunlarına yol açabileceğinden dikkatli tüketilmelidir. Aşağıdaki durumlarda sodyum takviyesi veya alımının kontrol edilmesi gerekebilir:Hiponatremi (Düşük Sodyum Seviyeleri): Kan sodyum seviyelerinin düşük olduğu durumlarda, özellikle sıvı kaybı yaşayan bireylerde, sodyum takviyesi gerekebilir. Yoğun Fiziksel Aktivite: Sporcular ve ağır fiziksel işlerde çalışan bireylerde, terleme ile kaybedilen sodyumun yerine konulması önemlidir. Böbrek ve Kalp Hastalıkları: Sodyum dengesini korumak ve kan basıncını kontrol etmek için böbrek hastalığı veya kalp yetmezliği olan bireylerde sodyum alımının dikkatle izlenmesi gerekebilir. Dozaj ve Kullanım SüresiSodyumun doğru dozda ve sürede alınması, vücuttaki sıvı ve elektrolit dengesinin korunması için önemlidir.... --- ### Potasyum Faydaları Nelerdir? ve Kimler Kullanmalıdır? > Potasyum, vücutta hücrelerin elektriksel işlevlerini düzenleyen önemli bir mineraldir ve sinir iletimi, kas fonksiyonları ve - Published: 2024-10-17 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/potasyum-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmalidir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Potasyum, vücutta hücrelerin elektriksel işlevlerini düzenleyen önemli bir mineraldir ve sinir iletimi, kas fonksiyonları ve kalp sağlığı gibi birçok biyolojik süreçte kritik rol oynar. Elektrolit dengesi için de gerekli olan potasyum, böbrek fonksiyonlarını destekler ve tansiyonun düzenlenmesine katkıda bulunur. Bu makalede, doktorlar için Potasyum’un faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. Potasyum’un FaydalarıPotasyum, vücutta birçok biyolojik süreci düzenler ve eksikliği durumunda sağlık sorunlarına yol açabilir. Aşağıda Potasyum’un başlıca faydaları listelenmiştir:Kas Fonksiyonları ve Sinir İletimi: Potasyum, kasların kasılması ve sinir sinyallerinin iletilmesi için gereklidir. Kas güçsüzlüğü ve kramp gibi sorunların önlenmesinde önemli rol oynar. Kalp ve Damar Sağlığı: Potasyum, kalp kasının kasılmasını düzenler ve kalp ritminin düzenlenmesine katkıda bulunur. Ayrıca damarların genişlemesine yardımcı olarak tansiyonu düşürebilir ve kardiyovasküler hastalık riskini azaltabilir. Elektrolit Dengesi ve Hücresel Fonksiyonlar: Potasyum, hücre içi ve hücre dışı sıvı dengesini korur ve hücrelerin elektriksel aktivitesini düzenler. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? Potasyum eksikliği durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğinden, bazı bireylerde potasyum takviyesi gerekebilir. Aşağıdaki durumlarda Potasyum takviyesi düşünülmelidir:Hipokalemi (Potasyum Eksikliği): Kan potasyum seviyeleri düşük olan bireylerde kas zayıflığı, kalp ritmi bozuklukları ve yorgunluk gibi semptomları önlemek için. Yüksek Tansiyon ve Kardiyovasküler Hastalıklar: Kan basıncını düşürmek ve kalp sağlığını korumak amacıyla potasyum desteği gerekebilir. Diyabet ve Böbrek Sağlığı: Diyabetik hastalarda potasyum dengesinin sağlanması ve böbrek fonksiyonlarının desteklenmesi için. Dozaj ve Kullanım SüresiPotasyum’un etkili bir şekilde kullanılabilmesi için doğru dozda ve sürede alınması önemlidir. Bu dozaj ve süre, hastanın yaşına, sağlık durumuna ve mevcut potasyum seviyelerine göre doktor tarafından belirlenmelidir. Genel Öneriler: Yetişkinler... --- ### Folik Asit Faydaları Nelerdir? ve Kimler Kullanmalıdır? > Folik Asit, B9 vitamininin sentetik formudur ve DNA sentezi, hücre bölünmesi ve büyümesi gibi önemli biyolojik süreçlerde kritik rol oynar. - Published: 2024-10-17 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/folik-asit-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmalidir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Folik Asit, B9 vitamininin sentetik formudur ve DNA sentezi, hücre bölünmesi ve büyümesi gibi önemli biyolojik süreçlerde kritik rol oynar. Özellikle gebelikte fetal gelişim için gerekli olan Folik Asit, kan hücrelerinin üretimi ve sinir sistemi sağlığının korunması gibi birçok fonksiyona sahiptir. Bu makalede, doktorlar için Folik Asit’in faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. Folik Asit’in FaydalarıFolik Asit, vücutta birçok biyolojik süreci düzenler ve eksikliği durumunda sağlık sorunlarına yol açabilir. Aşağıda Folik Asit’in başlıca faydaları listelenmiştir:DNA Sentezi ve Hücre Bölünmesi: Folik Asit, DNA sentezi ve hücre bölünmesinde kritik rol oynar. Hücrelerin düzgün bir şekilde bölünmesi ve büyümesi için gereklidir. Gebelikte Fetal Gelişim: Gebelik süresince Folik Asit, bebekte nöral tüp defekti riskini azaltır ve sağlıklı beyin ve omurilik gelişimini destekler. Bu nedenle hamile kadınlara önerilir. Kan Hücresi Üretimi: Kırmızı kan hücrelerinin üretilmesinde önemli bir rol oynayan Folik Asit, aneminin önlenmesine yardımcı olur. Kalp Sağlığı: Homosistein seviyelerini düşürerek kardiyovasküler hastalık riskini azaltır ve kalp sağlığını destekler. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? Folik Asit, eksikliği durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğinden birçok kişiye önerilebilir. Aşağıdaki durumlarda Folik Asit takviyesi düşünülmelidir:Gebelik ve Emzirme Dönemi: Hamilelik planlayan, hamile veya emziren kadınlar, bebeğin sağlıklı gelişimini desteklemek için Folik Asit takviyesi almalıdır. Megaloblastik Anemi: Folik Asit eksikliği nedeniyle gelişen megaloblastik anemiye sahip bireylerde kırmızı kan hücrelerinin üretimini artırmak amacıyla. Kalp Hastalığı Riski: Homosistein seviyeleri yüksek olan ve kalp hastalığı riski taşıyan bireylerde kardiyovasküler sağlığı korumak için. Beslenme Yetersizliği veya Emilim Problemleri: Diyetle yeterli Folik Asit alamayan veya malabsorpsiyon bozuklukları nedeniyle emilim sorunu... --- ### K Vitamini Ne İşe Yarar? Kimler Kullanmalıdır? > K Vitamini, kan pıhtılaşması, kemik sağlığı ve damar sağlığı için önemli bir vitamindir. Yağda çözünen bu vitamin, vücutta - Published: 2024-10-16 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/k-vitamini-ne-ise-yarar-kimler-kullanmalidir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler K Vitamini, kan pıhtılaşması, kemik sağlığı ve damar sağlığı için önemli bir vitamindir. Yağda çözünen bu vitamin, vücutta kanın pıhtılaşmasını sağlayan proteinlerin sentezinde rol oynar. Ayrıca, kemik yoğunluğunu korur ve damar sertliğini önleyerek kalp sağlığını destekler. Bu makalede, doktorlar için K Vitamini’nin faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. K Vitamini’nin FaydalarıK Vitamini, vücutta birçok biyolojik süreci düzenler ve eksikliği durumunda sağlık sorunlarına yol açabilir. Aşağıda K Vitamini’nin başlıca faydaları listelenmiştir:Kan Pıhtılaşması: K Vitamini, kanın pıhtılaşmasını sağlayan proteinlerin üretimi için gereklidir. Bu nedenle, eksikliği kanama bozukluklarına ve pıhtılaşma sorunlarına neden olabilir. Kemik Sağlığı: K Vitamini, kemiklerin mineralizasyonunda rol oynayan osteokalsin adlı proteinin aktivasyonunda yer alır. Kemik yoğunluğunu artırır ve osteoporoz gibi kemik hastalıklarının önlenmesine yardımcı olur. Damar Sağlığı: Damar sertliğini önleyen ve kalsiyumun damar duvarlarında birikmesini engelleyen K2 vitamini, kalp ve damar sağlığını destekler. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? K Vitamini, pıhtılaşma bozuklukları, kemik sağlığı problemleri veya damar sertliği riski taşıyan bireylerde takviye olarak kullanılabilir. Aşağıdaki durumlarda K Vitamini takviyesi düşünülmelidir:Kan Pıhtılaşma Bozuklukları: Kanama bozukluğu olanlar veya K Vitamini eksikliğine bağlı pıhtılaşma sorunları yaşayan bireyler. Kemik Sağlığı Desteği: Osteoporoz riski taşıyan yaşlı bireyler, menopoz sonrası kadınlar veya kemik yoğunluğunda azalma yaşayan kişilerde. Kalp ve Damar Sağlığını Desteklemek İçin: Damar sertliği veya kardiyovasküler hastalık riski taşıyan bireylerde damar sağlığını korumak amacıyla. Dozaj ve Kullanım SüresiK Vitamini’nin etkili bir şekilde kullanılabilmesi için doğru dozda ve sürede alınması önemlidir. Bu dozaj ve süre, hastanın yaşı, sağlık durumu ve mevcut K Vitamini seviyelerine göre doktor tarafından belirlenmelidir. Genel Öneriler:... --- ### Kalsiyumun Faydaları Nelerdir? Kimler Kullanmalı? > Kalsiyum, vücutta en bol bulunan minerallerden biridir ve kemik sağlığı, kas fonksiyonları, sinir iletimi ve kan pıhtılaşması gibi birçok - Published: 2024-10-16 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kalsiyumun-faydalari-nelerdir-kimler-kullanmali - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Kalsiyum, vücutta en bol bulunan minerallerden biridir ve kemik sağlığı, kas fonksiyonları, sinir iletimi ve kan pıhtılaşması gibi birçok biyolojik süreçte kritik rol oynar. Aynı zamanda, hücre sinyalleşmesinde ve kalp kasının düzenli çalışmasında da önemli bir etkisi vardır. Bu makalede, doktorlar için Kalsiyum’un faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. Kalsiyum’un FaydalarıKalsiyum, vücutta birçok biyolojik süreci destekler ve eksikliği durumunda çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Aşağıda Kalsiyum’un başlıca faydaları listelenmiştir:Kemik ve Diş Sağlığı: Kalsiyum, kemik ve dişlerin yapısında bulunur ve sağlam kalmaları için gereklidir. Osteoporoz gibi kemik hastalıklarının önlenmesinde temel rol oynar. Kas Fonksiyonları ve Sinir İletimi: Kalsiyum, kas kasılmaları ve sinir sinyallerinin iletilmesi için gereklidir. Kasların düzgün çalışmasını ve sinir sistemi fonksiyonlarını destekler. Kalp Sağlığı: Kalp kasının kasılması ve gevşemesi için gerekli olan Kalsiyum, kalp ritminin düzenlenmesinde de rol oynar. Kan Pıhtılaşması: Kalsiyum, kan pıhtılaşma sürecinde de önemli bir göreve sahiptir. Yaralanmalarda kanın pıhtılaşarak kanamanın durmasını sağlar. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? Kalsiyum, eksikliği durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğinden çeşitli bireylere önerilebilir. Aşağıdaki durumlarda Kalsiyum takviyesi düşünülmelidir:Kemik Sağlığını Desteklemek İçin: Kemik gelişimini desteklemek isteyen çocuklar, ergenler ve menopoz sonrası kadınlar. Osteoporoz ve Osteopeni: Osteoporoz riski taşıyan yaşlı bireyler veya kemik yoğunluğunda azalma yaşayan kişilerde kemik kaybını önlemek için. Gebelik ve Emzirme Dönemi: Bu dönemlerde artan Kalsiyum ihtiyacını karşılamak ve anne ile bebeğin kemik sağlığını korumak için. Süt Ürünleri Tüketmeyenler: Veganlar veya süt ürünlerine intoleransı olanlar, diyetle yeterli Kalsiyum alamayan kişiler. Dozaj ve Kullanım SüresiKalsiyum’un etkili bir şekilde kullanılabilmesi için doğru dozda ve sürede... --- ### A Vitamini Nedir? ve Faydaları Nelerdir? > A Vitamini, vücutta görme, bağışıklık fonksiyonları, üreme sağlığı ve hücre büyümesi gibi birçok biyolojik süreçte önemli bir rol - Published: 2024-10-16 - Modified: 2024-10-16 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/a-vitamini-nedir-ve-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler A Vitamini, vücutta görme, bağışıklık fonksiyonları, üreme sağlığı ve hücre büyümesi gibi birçok biyolojik süreçte önemli bir rol oynayan yağda çözünen bir vitamindir. Cilt sağlığını korur, göz fonksiyonlarını destekler ve bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasını sağlar. Bu makalede, doktorlar için A Vitamini’nin faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. A Vitamini’nin FaydalarıA Vitamini, vücutta birçok önemli fonksiyonu destekler ve eksikliği durumunda çeşitli sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Aşağıda A Vitamini’nin başlıca faydaları listelenmiştir:Görme Sağlığı: A Vitamini, rodopsin adı verilen bir pigmentin üretimi için gereklidir ve özellikle gece görüşünü iyileştirir. Eksikliği, gece körlüğü ve diğer görme bozukluklarına neden olabilir. Bağışıklık Sistemi Desteği: Bağışıklık hücrelerinin üretimini ve fonksiyonunu destekleyerek enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Cilt ve Mukoza Sağlığı: A Vitamini, hücre yenilenmesini destekleyerek cildin ve mukoza zarlarının sağlıklı kalmasını sağlar. Cilt problemlerinin tedavisinde ve sedef hastalığı gibi dermatolojik durumlarda faydalı olabilir. Üreme ve Gelişme: Üreme sağlığını ve embriyonik gelişmeyi destekler. Hücre büyümesi ve farklılaşmasında önemli bir rol oynar. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? A Vitamini, eksikliği durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğinden çeşitli bireylere önerilebilir. Aşağıdaki durumlarda A Vitamini takviyesi düşünülmelidir:A Vitamini Eksikliği: Göz kuruluğu, gece körlüğü veya bağışıklık sisteminde zayıflık gibi belirtiler yaşayan bireylerde. Bağışıklık Sistemini Güçlendirme İhtiyacı: Sık enfeksiyon geçiren veya bağışıklık fonksiyonlarında düşüş yaşayan bireylerde. Cilt Sağlığını Desteklemek İçin: Akne, egzama veya sedef hastalığı gibi cilt rahatsızlıkları olan bireylerde. Üreme Sağlığı ve Gelişme Desteği: Gebelik, emzirme veya çocukluk döneminde hücre büyümesini ve gelişimini desteklemek amacıyla. Dozaj ve Kullanım SüresiA Vitamini’nin etkili bir şekilde kullanılabilmesi için doğru dozda... --- ### Magnezyumun Faydaları Nelerdir? > Magnezyum, vücutta birçok önemli biyokimyasal reaksiyonun gerçekleşmesinde rol oynayan bir mineraldir. Kas fonksiyonları - Published: 2024-10-16 - Modified: 2024-10-16 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/magnezyumun-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Magnezyum, vücutta birçok önemli biyokimyasal reaksiyonun gerçekleşmesinde rol oynayan bir mineraldir. Kas fonksiyonları, sinir iletimi, enerji üretimi ve kemik sağlığı gibi birçok fizyolojik süreçte kritik öneme sahiptir. Bu makalede, doktorlar için Magnezyum’un faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. Magnezyum’un FaydalarıMagnezyum, vücutta birçok biyolojik süreci düzenler ve eksikliği durumunda çeşitli sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Aşağıda Magnezyum’un başlıca faydaları listelenmiştir:Kas ve Sinir Fonksiyonları: Magnezyum, kasların gevşemesi ve sinir sinyallerinin iletilmesi için gereklidir. Kas kramplarını önler ve sinir sisteminin sağlıklı çalışmasını destekler. Kemik Sağlığı: Kalsiyum ve D Vitamini ile birlikte çalışarak kemiklerin güçlenmesine ve sağlıklı gelişmesine yardımcı olur. Bu nedenle osteoporoz riskini azaltmada etkilidir. Kalp Sağlığı ve Kan Basıncı: Magnezyum, kalp kasının düzenli çalışmasını sağlar ve kan basıncını dengeleyerek kardiyovasküler hastalık riskini azaltabilir. Enerji Üretimi ve Metabolizma: ATP üretimi ve enerji metabolizmasının düzenlenmesinde rol oynar. Enerji seviyelerini artırır ve yorgunluğu azaltır. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? Magnezyum, eksikliği durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğinden birçok kişiye önerilebilir. Aşağıdaki durumlarda Magnezyum takviyesi düşünülmelidir:Magnezyum Eksikliği: Diyetle yeterli miktarda Magnezyum alamayan veya vücuttaki emilim bozukluğu nedeniyle eksikliği olan bireylerde. Kas Krampları ve Sinir Sistemi Problemleri: Kas spazmları, kramplar veya sinir iletiminde bozukluklar yaşayan bireylerde. Kemik Sağlığını Desteklemek İçin: Osteoporoz riski taşıyan yaşlı bireyler veya menopoz sonrası kadınlarda kemik sağlığını desteklemek amacıyla. Kardiyovasküler Sağlık ve Kan Basıncı Kontrolü: Hipertansiyon veya kalp hastalığı riski olan bireylerde kan basıncını düzenlemek için. Dozaj ve Kullanım SüresiMagnezyum’un etkili bir şekilde kullanılabilmesi için doğru dozda ve sürede alınması önemlidir. Bu dozaj ve süre, hastanın yaşına, sağlık... --- ### D Vitamininin Faydaları Nelerdir? > D Vitamini, kemik sağlığı, bağışıklık fonksiyonu ve genel vücut sağlığı için önemli bir vitamindir. Vücutta kalsiyum ve fosforun emilimini - Published: 2024-10-16 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/d-vitamininin-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmasi-gerekiyor - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler D Vitamini, kemik sağlığı, bağışıklık fonksiyonu ve genel vücut sağlığı için önemli bir vitamindir. Vücutta kalsiyum ve fosforun emilimini artırarak kemik gelişimini destekler ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Güneş ışığı ile sentezlenebildiği gibi bazı gıdalardan ve takviyelerden de alınabilir. Bu makalede, doktorlar için D Vitamini’nin faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. D Vitamini’nin FaydalarıD Vitamini, vücutta birçok biyolojik süreçte rol oynar ve eksikliği ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Aşağıda D Vitamini’nin başlıca faydaları listelenmiştir:Kemik Sağlığı ve Mineral Dengesi: Kalsiyum ve fosforun emilimini düzenleyerek kemiklerin ve dişlerin sağlıklı gelişimini destekler. Ayrıca, osteoporoz ve osteomalazi gibi kemik hastalıklarının önlenmesine yardımcı olur. Bağışıklık Fonksiyonu: Bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasını destekler ve enfeksiyonlara karşı koruyucu bir rol oynar. D Vitamini eksikliği, enfeksiyonlara ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açabilir. Kas Gücü ve Düşme Riski: Kas fonksiyonlarını düzenler ve kas gücünü artırır. Bu nedenle yaşlı bireylerde düşme riskini azaltır. Kardiyovasküler Sağlık: D Vitamini, kan basıncını düzenleyebilir ve kardiyovasküler hastalık riskini azaltabilir. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? D Vitamini, eksikliği durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğinden birçok kişiye önerilebilir. Aşağıdaki durumlarda D Vitamini takviyesi düşünülmelidir:D Vitamini Eksikliği: Özellikle kış aylarında güneş ışığından yeterince faydalanamayan bireylerde veya cilt pigmentasyonu nedeniyle D Vitamini sentezi yetersiz olan kişilerde eksiklik görülebilir. Kemik Sağlığı Desteği: Osteoporoz riski taşıyan yaşlı bireyler, menopoz sonrası kadınlar ve çocuklar için kemik gelişimi açısından. Bağışıklık Desteği İhtiyacı: Bağışıklık sistemini desteklemek isteyen veya sık enfeksiyon geçiren bireylerde. Kronik Hastalık Riski Taşıyanlar: Diyabet, kardiyovasküler hastalıklar veya otoimmün hastalıkları olan bireylerde destek amaçlı kullanılabilir. Dozaj ve... --- ### Quercetin Nedir? Faydaları Nelerdir? > Quercetin, birçok bitki ve gıdada bulunan doğal bir flavonoid olup, güçlü antioksidan, antiinflamatuar ve antihistaminik özellikleri ile - Published: 2024-10-16 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/quercetin-nedir-faydalari-ve-kimler-kullanmalidir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Quercetin, birçok bitki ve gıdada bulunan doğal bir flavonoid olup, güçlü antioksidan, antiinflamatuar ve antihistaminik özellikleri ile tanınır. Soğan, elma, kırmızı şarap, çay ve turunçgillerde yaygın olarak bulunan Quercetin, vücudun çeşitli sistemlerini destekleyerek genel sağlığı iyileştirmede rol oynar. Bu makalede, doktorlar için Quercetin'in faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. Quercetin’in FaydalarıQuercetin, vücutta çeşitli biyolojik süreçleri destekleyerek sağlığa birçok yönden katkıda bulunur. Aşağıda Quercetin’in başlıca faydaları listelenmiştir:Antioksidan Etki: Quercetin, hücreleri oksidatif strese karşı korur ve serbest radikalleri nötralize ederek hücre hasarını önler. Antiinflamatuar Özellikler: Enflamasyonu azaltıcı etkisi ile romatizmal hastalıklar ve diğer enflamatuar durumların yönetimine yardımcı olur. Bağışıklık Fonksiyonunu Destekler: Quercetin, bağışıklık hücrelerinin fonksiyonunu artırarak enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Antihistaminik Etkiler: Alerji semptomlarını hafifletebilecek antihistaminik özelliklere sahiptir ve alerjik rinit, astım gibi durumlarda faydalı olabilir. Kardiyovasküler Sağlığın Desteklenmesi: Kan basıncını düzenleyebilir, damar sağlığını korur ve kardiyovasküler hastalık riskini azaltabilir. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? Quercetin, antioksidan ve antiinflamatuar özellikleri nedeniyle çeşitli durumlarda destekleyici bir takviye olarak kullanılabilir. Aşağıdaki durumlarda Quercetin takviyesi önerilebilir:Alerjik Reaksiyonlar ve Rinit: Alerjik semptomların kontrol altına alınması ve histamin salınımının düzenlenmesi için. Enflamatuar Hastalıklar: Romatoid artrit, inflamatuar bağırsak hastalığı gibi kronik enflamatuar durumların yönetiminde. Kardiyovasküler Sağlığın Korunması: Kolesterol seviyelerini düzenlemek, kan basıncını kontrol altına almak ve kalp sağlığını desteklemek için. Bağışıklık Sistemi Desteği: Enfeksiyonlara karşı korunma ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi amacıyla. Dozaj ve Kullanım SüresiQuercetin’in etkili bir şekilde kullanılabilmesi için doğru dozda ve sürede alınması önemlidir. Bu dozaj ve süre, hastanın klinik durumuna göre doktor tarafından belirlenmelidir. Genel Öneriler: Quercetin’in yaygın dozajı... --- ### Anti-Aging Repair Collagen Booster Nedir? > Anti-Aging Repair Collagen Booster, cilt sağlığını desteklemek, yaşlanma belirtilerini azaltmak ve kolajen üretimini artırmak amacıyla - Published: 2024-10-16 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/anti-aging-repair-collagen-booster-nedir-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Anti-Aging Repair Collagen Booster, cilt sağlığını desteklemek, yaşlanma belirtilerini azaltmak ve kolajen üretimini artırmak amacıyla geliştirilmiş bir takviye ürünüdür. İçeriğinde L-Lizin, N-Asetil Sistein, Tiamin HCl, L-Prolin, Magnezyum Klorid, Piridoksin HCl, L-Arjinin, Selenyum, Niasinamid, Karnosin, C vitamini ve Dekspantenol bulunur. Bu makalede, doktorlar için bu bileşenlerin etkileri, faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. Anti-Aging Repair Collagen Booster İçeriğinin Faydaları Bu ürünün içeriğindeki bileşenlerin cilt sağlığı ve genel yaşlanma karşıtı etkileri şu şekildedir:L-Lizin (300 mg): Lizin, ciltte kolajen üretimi için önemli bir amino asittir. Kolajen sentezini artırarak cildin esnekliğini artırır ve yaşlanma belirtilerini azaltır. N-Asetil Sistein (300 mg): Güçlü bir antioksidan olan N-Asetil Sistein, serbest radikalleri nötralize eder ve cilt hücrelerinin zarar görmesini engeller. Tiamin HCl (100 mg): B1 vitamini olarak da bilinen Tiamin, hücrelerin enerji üretimini destekler ve cilt sağlığını korur. L-Prolin (500 mg): L-Prolin, kolajen üretimini teşvik eder ve cilt dokusunun elastikiyetini artırır. Magnezyum Klorid (400 mg): Magnezyum, hücresel fonksiyonları ve enerji metabolizmasını destekler. Aynı zamanda stresin cilt üzerindeki olumsuz etkilerini azaltır. Piridoksin HCl (100 mg): B6 vitamini olan Piridoksin, protein metabolizmasını düzenler ve cildin sağlıklı kalmasına yardımcı olur. L-Arjinin (500 mg): Arginin, cilt hücrelerine kan akışını artırır ve cilt yenilenmesini destekler. Selenyum (50 µg): Antioksidan etkisi ile hücresel yaşlanmayı yavaşlatır ve cilt sağlığını korur. Niasinamid (100 mg): B3 vitamini olarak da bilinen Niasinamid, cildin bariyer fonksiyonunu iyileştirir ve ciltteki enflamasyonu azaltır. Karnosin (200 mg): Karnosin, antioksidan ve anti-glikasyon etkisi ile cilt hücrelerinin yaşlanmasını yavaşlatır. C Vitamini (1000 mg): Güçlü bir antioksidan... --- ### Resveratrol Nedir ve Faydaları Nelerdir? > Resveratrol, doğal olarak bazı bitkilerde bulunan bir polifenoldür ve güçlü antioksidan özelliklere sahiptir. Üzüm kabuğu, kırmızı şarap - Published: 2024-10-16 - Modified: 2024-10-16 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/resveratrol-nedir-ve-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Resveratrol, doğal olarak bazı bitkilerde bulunan bir polifenoldür ve güçlü antioksidan özelliklere sahiptir. Üzüm kabuğu, kırmızı şarap, dut ve fındık gibi gıdalarda bulunan bu bileşen, hücresel yaşlanma, inflamasyon ve kardiyovasküler hastalıklar gibi birçok sağlık sorununu önlemeye yardımcı olabilir. Bu makalede, doktorlar için Resveratrol'ün faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. Resveratrol’ün FaydalarıResveratrol, vücutta çeşitli biyolojik etkileri olan bir antioksidandır ve eksikliği durumunda birçok sağlık sorunu ortaya çıkabilir. Aşağıda Resveratrol'ün başlıca faydaları listelenmiştir:Antioksidan Etki: Resveratrol, hücreleri oksidatif stresin neden olduğu hasarlardan korur ve serbest radikallerin vücuda verdiği zararı azaltır. Kardiyovasküler Sağlığın Desteklenmesi: Resveratrol, damarların esnekliğini koruyarak kan akışını iyileştirir ve kan basıncını dengeler. Ayrıca, kolesterol seviyelerini düzenleyerek kalp hastalığı riskini azaltabilir. Antiinflamatuar Özellikler: Enflamasyonun kontrol edilmesine yardımcı olan Resveratrol, romatizmal hastalıklar ve diğer enflamatuar durumlarda faydalı olabilir. Anti-aging ve Hücresel Sağlık: Hücresel yaşlanmayı geciktirici etkileri ile cilt sağlığını destekler ve yaşlanma sürecinin etkilerini yavaşlatabilir. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? Resveratrol, antioksidan ve antiinflamatuar etkileri nedeniyle çeşitli durumlarda destekleyici bir takviye olarak kullanılabilir. Aşağıdaki durumlarda Resveratrol takviyesi önerilebilir:Kardiyovasküler Sağlığın Desteklenmesi İçin: Kalp-damar sağlığını korumak, kolesterol seviyelerini düzenlemek ve kan basıncını dengede tutmak isteyen bireylerde. Enflamatuar Hastalıklar ve Romatizmal Durumlar: Enflamasyonu azaltmak ve antioksidan savunmayı artırmak isteyen bireylerde. Yaşlanma Karşıtı Desteğe İhtiyaç Duyanlar: Cilt sağlığını korumak, hücresel yaşlanmayı geciktirmek ve genel sağlık desteği ihtiyaç duyan bireylerde. Dozaj ve Kullanım SüresiResveratrol’ün etkili bir şekilde kullanılabilmesi için doğru dozda ve sürede alınması önemlidir. Bu dozaj ve süre, hastanın sağlık durumuna ve ihtiyaçlarına göre doktor tarafından belirlenmelidir. Genel Öneriler: Resveratrol takviyeleri... --- ### Methylcobalamin Nedir Faydaları Nelerdir? > Methylcobalamin, B12 vitamininin biyolojik olarak aktif formudur ve vücuttaki birçok önemli fonksiyonda rol oynar. - Published: 2024-10-16 - Modified: 2024-10-16 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/methylcobalamin-nedir-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Methylcobalamin, B12 vitamininin biyolojik olarak aktif formudur ve vücuttaki birçok önemli fonksiyonda rol oynar. Özellikle sinir sistemi sağlığı, enerji metabolizması ve kırmızı kan hücresi üretimi gibi süreçlerde kritik bir rol oynayan Methylcobalamin, eksiklik durumlarında takviye olarak kullanılabilir. Bu makalede, doktorlar için Methylcobalamin’in faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. Methylcobalamin’in FaydalarıMethylcobalamin, vücudun çeşitli biyolojik süreçlerini destekler ve eksikliği durumunda birçok sağlık sorunu ortaya çıkabilir. Aşağıda Methylcobalamin’in başlıca faydaları listelenmiştir:Sinir Sistemi Sağlığı: Methylcobalamin, miyelin kılıfın korunması ve nörotransmitter üretimi için gereklidir. Nörolojik fonksiyonların düzgün çalışmasını destekler ve periferik nöropati gibi sinir hasarına karşı koruma sağlar. Kırmızı Kan Hücresi Üretimi: DNA sentezi ve kırmızı kan hücresi üretimi için gerekli olan Methylcobalamin, anemi riskini azaltır ve oksijen taşıma kapasitesini artırır. Enerji Metabolizması ve Yorgunluk Giderici Etki: Vücudun karbonhidrat, yağ ve proteinleri enerjiye dönüştürmesinde rol oynar. Bu nedenle enerji seviyelerini artırır ve yorgunluğu azaltır. Homosistein Seviyelerinin Düzenlenmesi: Homosistein seviyelerini düzenleyerek kardiyovasküler sağlığı destekler ve kalp hastalığı riskini azaltır. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? Methylcobalamin, B12 vitamini eksikliği olan veya bu vitaminin faydalarından yararlanmak isteyen bireylerde kullanılabilir. Aşağıdaki durumlarda Methylcobalamin takviyesi önerilebilir:B12 Vitamini Eksikliği: Diyetle yeterli B12 vitamini alamayan, özellikle vegan veya vejetaryen bireylerde eksikliği gidermek amacıyla. Sinir Sistemi Bozuklukları: Nöropati, sinir hasarı veya nörolojik bozukluklar yaşayan bireylerde sinir sağlığını desteklemek için. Anemi: Pernisiyöz anemi veya kırmızı kan hücresi üretiminin yetersiz olduğu durumlarda. Enerji ve Metabolizma Desteği: Enerji eksikliği, yorgunluk veya genel metabolik destek ihtiyacı duyan bireylerde. Dozaj ve Kullanım SüresiMethylcobalamin’in doğru dozda ve sürede kullanılması, etkili bir tedavi için... --- ### Methyl Plus Nedir ve Faydaları Nelerdir? > Methyl Plus, hücre metabolizması, DNA sentezi, sinir sistemi sağlığı ve genel sağlık desteği için geliştirilmiş bir kombinasyon takviyesidir. - Published: 2024-10-16 - Modified: 2024-10-16 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/methyl-plus-nedir-ve-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Methyl Plus, hücre metabolizması, DNA sentezi, sinir sistemi sağlığı ve genel sağlık desteği için geliştirilmiş bir kombinasyon takviyesidir. İçeriğinde Folik Asit ve Metilkobalamin bulunan bu takviye, özellikle B vitamini eksikliği durumlarında kullanılabilir. Bu makalede, doktorlar için Methyl Plus’ın bileşenleri, faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. Methyl Plus’ın İçeriği ve FaydalarıMethyl Plus’ın içeriğindeki ana bileşenler ve bunların sağlık üzerindeki etkileri şu şekildedir:Folik Asit (5 mg): Folik asit, hücre bölünmesi, DNA sentezi ve kırmızı kan hücresi üretimi gibi önemli biyolojik fonksiyonlarda rol oynayan bir B vitamini türüdür (B9 vitamini). Gebelik döneminde folik asit alımı, nöral tüp defektlerinin önlenmesi için kritik öneme sahiptir. Ayrıca homosistein seviyelerini düşürerek kardiyovasküler hastalıklara karşı koruyucu etkiler gösterir. Metilkobalamin (10 mg): B12 vitamininin aktif bir formu olan metilkobalamin, sinir sistemi fonksiyonlarının düzenlenmesinde, kırmızı kan hücresi üretiminde ve DNA sentezinde rol oynar. Aynı zamanda homosistein metabolizmasının düzenlenmesine yardımcı olur ve enerji metabolizmasını destekler. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? Methyl Plus, folik asit ve B12 vitamini eksikliği olan veya bu vitaminlerin sağladığı faydalara ihtiyaç duyan bireylerde kullanılabilir. Aşağıdaki durumlarda bu takviyenin kullanılması önerilebilir:B12 Vitamini ve Folik Asit Eksikliği: Bu vitaminlerin eksikliği görülen bireylerde takviye amacıyla. Gebelik ve Emzirme Döneminde Folik Asit İhtiyacı: Gebelik öncesi ve gebelik süresince, bebeğin sağlıklı gelişimi ve nöral tüp defektlerinin önlenmesi için. Homosistein Seviyelerinin Düzenlenmesi: Yüksek homosistein seviyeleri bulunan bireylerde kardiyovasküler hastalık riskini azaltmak amacıyla. Sinir Sistemi Desteği: Sinir sistemi fonksiyonlarını desteklemek, nöropati ve sinir hasarını önlemek için. Dozaj ve Kullanım SüresiMethyl Plus’ın etkili bir şekilde kullanılabilmesi için doğru dozda... --- ### Biotin Faydaları Nelerdir? ve Kimler Kullanabilir? > Biotin, B grubu vitaminlerinden biri olan B7 vitamini veya H vitamini olarak da bilinir. Vücudun enerji metabolizmasında, hücre - Published: 2024-10-15 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/biotin-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanabilir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Biotin, B grubu vitaminlerinden biri olan B7 vitamini veya H vitamini olarak da bilinir. Vücudun enerji metabolizmasında, hücre büyümesinde ve yağ asidi sentezinde kritik bir rol oynayan bu vitamin, cilt, saç ve tırnak sağlığını desteklemesiyle de tanınır. Bu makalede, doktorlar için Biotin'in faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler ve dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. Biotin’in FaydalarıBiotin, birçok biyolojik süreçte yer alır ve eksikliği durumunda çeşitli sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Aşağıda Biotin’in başlıca faydaları listelenmiştir:Saç ve Tırnak Sağlığı: Biotin, keratin üretimini artırarak saçların daha güçlü ve sağlıklı olmasını sağlar. Aynı zamanda tırnakların güçlenmesine ve kırılganlığın azalmasına katkıda bulunur. Cilt Sağlığı: Cilt hücrelerinin sağlıklı kalmasına yardımcı olur ve cildin nem dengesini korur. Biotin eksikliği, ciltte kuruluk, kızarıklık ve döküntülere neden olabilir. Enerji Metabolizması: Karbonhidrat, protein ve yağların enerjiye dönüştürülmesinde rol oynayan enzimlerin etkinliğini artırır. Bu nedenle yorgunluk ve enerji eksikliği durumlarında faydalıdır. Kan Şekerinin Düzenlenmesi: Biotin, insülin salınımını destekleyerek kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olabilir. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? Biotin, saç, tırnak ve cilt sağlığını desteklemek, enerji metabolizmasını optimize etmek veya eksiklik durumlarını gidermek amacıyla kullanılabilir. Aşağıdaki durumlarda Biotin takviyesi önerilebilir:Saç Dökülmesi ve Zayıf Tırnaklar: Saç dökülmesi, incelmesi ve tırnak kırılganlığı sorunları olan bireylerde. Cilt Problemleri: Kuru, tahriş olmuş veya döküntülü cilt sorunları yaşayan bireylerde. Biyotin Eksikliği Riski Taşıyanlar: Diyetlerinde yeterli Biotin alamayanlar veya belirli sağlık sorunları nedeniyle Biotin eksikliği riski taşıyan bireylerde. Genel Sağlık Desteği: Genel enerji metabolizmasını ve hücresel sağlığı desteklemek isteyen bireylerde. Dozaj ve Kullanım SüresiBiotin’in etkili bir şekilde kullanılabilmesi için doğru dozda ve... --- ### Mood & Sleep Cocktail Nedir? ve Faydaları Nelerdir? > Mood & Sleep Cocktail, uyku kalitesini artırmak ve ruh halini dengelemek amacıyla geliştirilmiş bir kombinasyon takviyesidir. - Published: 2024-10-15 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/mood-sleep-cocktail-nedir-ve-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Mood & Sleep Cocktail, uyku kalitesini artırmak ve ruh halini dengelemek amacıyla geliştirilmiş bir kombinasyon takviyesidir. İçeriğinde L-Tryptophan, Glycine, Magnesium Chloride, Pyridoxine ve Zinc bulunan bu takviye, nörolojik fonksiyonları destekler ve uyku düzenini iyileştirir. Bu makalede, doktorlar için Mood & Sleep Cocktail’in bileşenleri, faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler verilecektir. Mood & Sleep Cocktail’in İçeriği ve FaydalarıMood & Sleep Cocktail'in içeriğindeki ana bileşenler ve bunların ruh hali ve uyku düzeni üzerindeki etkileri şu şekildedir:L-Tryptophan (250 mg): Triptofan, serotonin ve melatonin üretimi için gerekli bir amino asittir. Serotonin, ruh hali üzerinde etkili bir nörotransmitterken, melatonin uyku-uyanıklık döngüsünü düzenler. Bu nedenle, L-Tryptophan kullanımı ruh halini dengeler ve uyku kalitesini artırır. Glycine (500 mg): Glisin, sinir sistemi üzerinde sakinleştirici etkisi olan bir amino asittir. Uykuya dalmayı kolaylaştırır, uyku kalitesini artırır ve gece boyunca derin uyku süresini uzatır. Ayrıca stresi azaltarak rahatlamayı teşvik eder. Magnesium Chloride (400 mg): Magnezyum, sinir sistemi ve kas fonksiyonları için kritik bir mineraldir. Uykuya geçişi kolaylaştırır, sakinleştirici etkisiyle anksiyeteyi azaltır ve kaliteli bir uyku sağlar. Aynı zamanda melatonin sentezine katkıda bulunur. Pyridoxine (100 mg): B6 vitamini olarak da bilinen Pyridoxine, serotonin ve melatonin üretimine katkı sağlar. Ruh halini dengeler, stresi azaltır ve uyku düzenini destekler. Zinc (30 mg): Çinko, beyin fonksiyonlarını destekleyen ve melatonin sentezinde rol oynayan önemli bir mineraldir. Uykunun kalitesini artırır, ruh halini dengeler ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? Mood & Sleep Cocktail, uyku bozuklukları yaşayan, ruh halinde dalgalanmalar yaşayan veya stres düzeyi yüksek olan bireylerde kullanılabilir. Aşağıdaki... --- ### B Complex Vitamin Nedir? ve Faydaları Nelerdir? > B Complex Vitamin, enerji metabolizmasını, sinir sistemi fonksiyonlarını ve genel sağlığı desteklemek için formüle edilmiş bir kombinasyon - Published: 2024-10-15 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/b-complex-vitamin-nedir-ve-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler B Complex Vitamin, enerji metabolizmasını, sinir sistemi fonksiyonlarını ve genel sağlığı desteklemek için formüle edilmiş bir kombinasyon takviyesidir. Thiamin, Riboflavin, Nicotinamide ve Pyridoxin içeriğiyle bu kompleks vitamin, vücudun enerji üretimi, hücre fonksiyonları ve sinir sistemi sağlığı gibi birçok biyolojik süreci destekler. Bu makalede, doktorlar için B Complex Vitamin'in içeriği, faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. B Complex Vitamin’in İçeriği ve FaydalarıB Complex Vitamin'in içeriğindeki ana bileşenler ve bunların sağlık üzerindeki etkileri şu şekildedir:Thiamin (100 mg): B1 vitamini olarak da bilinen Thiamin, karbonhidratların enerjiye dönüştürülmesinde rol oynar ve sinir sistemi fonksiyonlarını destekler. Ayrıca kas fonksiyonlarının düzenlenmesine ve kalp sağlığına katkıda bulunur. Riboflavin (25 mg): B2 vitamini olarak bilinen Riboflavin, hücrelerin enerji üretimine katkı sağlar ve antioksidan etkisiyle hücreleri oksidatif stresten korur. Cilt sağlığını destekler ve kırmızı kan hücrelerinin üretimini artırır. Nicotinamide (200 mg): B3 vitamininin bir formu olan Nicotinamide, enerji metabolizmasında rol alır ve sinir sistemi fonksiyonlarını destekler. Ayrıca kolesterol seviyelerini düzenler ve cilt sağlığını iyileştirici etkileriyle bilinir. Pyridoxin (50 mg): B6 vitamini olarak bilinen Pyridoxin, protein ve amino asit metabolizmasını düzenler, bağışıklık sistemi fonksiyonlarını artırır ve sinir sistemi sağlığına destek sağlar. Aynı zamanda kan hücrelerinin üretimini de teşvik eder. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? B Complex Vitamin, enerji ihtiyacı yüksek olan, sinir sistemi desteğine ihtiyaç duyan veya B vitamini eksikliği riski taşıyan bireylerde kullanılabilir. Aşağıdaki durumlarda bu kompleks vitaminin kullanılması önerilebilir:Yorgunluk ve Enerji Eksikliği: Günlük enerji seviyelerini artırmak ve yorgunluğu azaltmak isteyen bireylerde kullanılabilir. Sinir Sistemi Sağlığı Desteği: Sinir sistemi fonksiyonlarını desteklemek ve sinirlerin... --- ### Fat Burning Slim Boost (Yağ Yakıcı Kokteyl) Nedir? > Fat Burning Slim Boost, vücut yağını azaltmak, metabolizmayı hızlandırmak ve genel kilo yönetimini desteklemek amacıyla formüle edilmiş - Published: 2024-10-15 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/fat-burning-slim-boost-yag-yakici-kokteyl-nedir-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Fat Burning Slim Boost, vücut yağını azaltmak, metabolizmayı hızlandırmak ve genel kilo yönetimini desteklemek amacıyla formüle edilmiş bir kombinasyon takviyesidir. L-Carnitine ve Zinc bileşenlerinden oluşan bu takviye, yağ yakımını artırarak vücut kompozisyonunu iyileştirebilir. Bu makalede, doktorlar için Fat Burning Slim Boost’un içeriği, faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunulacaktır. Fat Burning Slim Boost’un İçeriği ve FaydalarıFat Burning Slim Boost’un içeriğindeki ana bileşenler ve bunların yağ yakımı ve kilo yönetimine katkıları şu şekildedir:L-Carnitine (1000 mg): L-Carnitine, vücuttaki yağ asitlerinin mitokondriye taşınmasını sağlayarak enerjiye dönüştürülmesine yardımcı olur. Bu süreç, yağ yakımını destekler ve vücut enerji seviyelerini artırır. Aynı zamanda egzersiz performansını ve kas dayanıklılığını artırdığı bilinmektedir. Zinc (30 mg): Çinko, metabolizma hızını düzenleyen ve yağların enerjiye dönüşümünü kolaylaştıran bir mineraldir. Aynı zamanda bağışıklık sistemini destekler ve hormon seviyelerini düzenleyerek kilo kaybı sürecine katkıda bulunur. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? Fat Burning Slim Boost, kilo kaybını hızlandırmak, yağ yakımını artırmak ve metabolizmayı desteklemek isteyen bireylerde kullanılabilir. Aşağıdaki durumlarda bu takviyenin kullanılması önerilebilir:Kilo Kaybı ve Yağ Yakımını Desteklemek İçin: Zayıflama sürecinde olan ve yağ yakımını artırmak isteyen bireylerde. Egzersiz Performansını Artırmak İçin: Sporcular veya fiziksel aktivitesi yüksek bireylerde kas dayanıklılığını ve enerji üretimini artırmak amacıyla. Metabolik Destek İhtiyacı: Metabolizmasını hızlandırmak ve enerji seviyelerini artırmak isteyen bireylerde kullanılabilir. Dozaj ve Kullanım SüresiFat Burning Slim Boost’un etkili ve güvenli bir şekilde kullanılabilmesi için doğru dozda ve sürede kullanılması önemlidir. Bu dozaj ve süre, hastanın hedeflerine ve genel sağlık durumuna göre doktor tarafından belirlenmelidir. Genel Öneriler: Günlük olarak bir doz Fat Burning... --- ### Beauty Cocktail (Güzellik Kokteyli) Nedir? > Beauty Cocktail, cilt sağlığı ve güzelliğini desteklemek için formüle edilmiş bir kombinasyon takviyesidir. Methionine, - Published: 2024-10-15 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/beauty-cocktail-guzellik-kokteyli-nedir-ve-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Beauty Cocktail, cilt sağlığı ve güzelliğini desteklemek için formüle edilmiş bir kombinasyon takviyesidir. Methionine, Taurine, Proline, Lysine, Arginine, Glycine ve Biotin gibi bileşenlerden oluşan bu kokteyl, cilt dokusunun beslenmesini, elastikiyetini artırmasını ve genel cilt sağlığını korumayı hedefler. Bu makalede, doktorlar için Beauty Cocktail’in içeriği, faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler verilecektir. Beauty Cocktail’in İçeriği ve FaydalarıBeauty Cocktail’in içeriğindeki ana bileşenler ve bunların cilt sağlığına katkıları şu şekildedir:Methionine (750 mg): Bir amino asit olan metiyonin, cildin elastikiyetini artırır ve kolajen üretimini destekler. Aynı zamanda antioksidan özelliği sayesinde serbest radikallerin neden olduğu hasarı önler ve ciltte detoks etkisi gösterir. Taurine (1000 mg): Taurin, hücrelerin su tutma kapasitesini artırarak cildin nemli kalmasına yardımcı olur. Anti-enflamatuar özellikleri ile ciltteki kızarıklık ve tahrişi azaltabilir. Proline (3000 mg): Prolin, ciltte kolajen üretimi için önemli bir amino asittir. Kolajen sentezini teşvik ederek cildin esnekliğini artırır ve yaşlanma belirtilerini azaltır. Lysine (1000 mg): Lizin, cilt dokusunun onarılmasında ve kollajen üretiminde önemli rol oynar. Cildin nemli kalmasına ve daha genç görünmesine yardımcı olur. Arginine (2000 mg): Arginin, cilt hücrelerine kan akışını artırır ve cildin yenilenme sürecini destekler. Aynı zamanda ciltteki elastikiyetin korunmasına da katkı sağlar. Glycine (1000 mg): Glisin, ciltte kolajen üretimini artırarak cildin sıkılaşmasını ve kırışıklıkların azalmasını sağlar. Ayrıca cildin parlak ve sağlıklı görünümünü korur. Biotin (5 mg): B7 vitamini olarak da bilinen biyotin, cilt sağlığını destekler ve hücrelerin yenilenmesine yardımcı olur. Aynı zamanda saç ve tırnak sağlığını da korur. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? Beauty Cocktail, cilt sağlığını korumak, cilt elastikiyetini artırmak... --- ### Hair and Nail Cocktail Nedir ve Kimler için Faydalıdır? > Hair and Nail Cocktail, saç ve tırnak sağlığını desteklemek amacıyla formüle edilmiş bir kombinasyon takviyesidir. - Published: 2024-10-15 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hair-and-nail-cocktail-nedir-ve-kimler-icin-faydalidir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Hair and Nail Cocktail, saç ve tırnak sağlığını desteklemek amacıyla formüle edilmiş bir kombinasyon takviyesidir. Dexpanthenol, Pyridoxine, Zinc ve Biotin gibi bileşenler içerir ve bu bileşenlerin bir araya gelmesiyle saç ve tırnakların beslenmesi, güçlenmesi ve sağlıklı büyümesi hedeflenir. Bu makalede, doktorlar için Hair and Nail Cocktail’in bileşenleri, faydaları, doğru dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler verilecektir. Hair and Nail Cocktail’in İçeriği ve FaydalarıHair and Nail Cocktail'in içeriğindeki ana bileşenler ve bunların faydaları şu şekildedir:Dexpanthenol (100 mg):Dexpanthenol, B5 vitamininin bir türevidir ve saç ve tırnak hücrelerinin sağlıklı büyümesini destekler. Saç derisini nemlendirir, saç köklerini güçlendirir ve saçın elastikiyetini artırır. Aynı zamanda tırnakların kırılmasını önler ve tırnak yapısını korur. Pyridoxine (100 mg):Pyridoxine, B6 vitamini olarak da bilinir ve saç ve tırnakların protein yapısını güçlendirmek için önemli bir role sahiptir. Saç dökülmesini azaltır, tırnak büyümesini hızlandırır ve genel saç ve tırnak sağlığını destekler. Zinc (70 mg): Çinko, saç ve tırnak dokusunun büyümesi ve onarılması için gerekli olan bir mineraldir. Antioksidan etkisiyle hücreleri oksidatif stresten korur ve sağlıklı saç ve tırnak büyümesini destekler. Biotin (5 mg): Biotin, B7 vitamini olarak da bilinir ve keratin üretimini artırarak saçın kalitesini iyileştirir. Saçların güçlenmesini, kalınlaşmasını ve parlak görünmesini sağlar. Ayrıca tırnakların güçlenmesine de katkıda bulunur. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? Hair and Nail Cocktail, saç ve tırnak sağlığını desteklemek isteyen, zayıf ve kırılgan tırnaklara veya saç dökülmesi sorununa sahip bireylerde kullanılabilir. Aşağıdaki durumlarda bu kokteylin kullanılması önerilebilir:Saç Dökülmesi:Saç dökülmesini azaltmak ve saçın sağlıklı uzamasını desteklemek amacıyla. Kırılgan Tırnaklar: Zayıf ve kolay kırılan tırnakların güçlenmesini... --- ### Sitikolin (Citicoline) Nedir ve Faydaları Nelerdir? > Sitikolin (Citicoline), beyindeki fosfolipitlerin üretimini artıran ve nörolojik fonksiyonları destekleyen bir nootropiktir. - Published: 2024-10-15 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sitikolin-citicoline-nedir-faydalari-ve-kimler-kullanabilir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Sitikolin (Citicoline), beyindeki fosfolipitlerin üretimini artıran ve nörolojik fonksiyonları destekleyen bir nootropiktir. Nörolojik hastalıklarda, bilişsel işlevlerde ve genel beyin sağlığında önemli bir rol oynar. Sitikolin takviyesinin doğru kullanımı, doktorların hastalarının nörolojik sağlığını ve yaşam kalitesini iyileştirmelerinde önemli bir araç olabilir. Bu makalede, Sitikolin’in faydaları, kimlerde kullanılabileceği, dozaj ve kullanım süreleri ile olası yan etkileri ele alınacaktır. Sitikolin’in FaydalarıSitikolin, beyindeki fosfatidilkolin üretimini artırarak sinir hücrelerinin zar yapısını güçlendirir ve nörolojik fonksiyonları destekler. Aynı zamanda, beyin hücrelerinde enerji üretimini artırır ve nörotransmitter seviyelerini düzenler. Sitikolin'in başlıca faydaları şu şekildedir:Bilişsel Fonksiyonları Destekler: Hafıza, dikkat ve öğrenme gibi bilişsel işlevlerde iyileşme sağlar. Nörolojik Hastalıklara Karşı Koruyucu Etki: İnme, demans ve Alzheimer gibi nörolojik hastalıklarda beyin hücrelerini korur ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir. Beyin Enerjisini Artırır: Beyinde enerji üretimini artırarak mental yorgunluğu azaltır ve bilişsel performansı yükseltir. Nörotransmitter Dengesini Sağlar: Dopamin, noradrenalin ve asetilkolin gibi nörotransmitterlerin seviyelerini düzenleyerek bilişsel işlevleri destekler ve ruh hali üzerindeki olumlu etkilerini gösterir. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? Sitikolin, nörolojik ve bilişsel fonksiyonlarda destek sağlamak amacıyla belirli durumlarda kullanılabilir. Aşağıdaki durumlarda Sitikolin takviyesi önerilebilir:İnme Geçiren Hastalar: Akut inme sonrasında beyin hücrelerini korumak ve nörolojik iyileşmeyi desteklemek için kullanılır. Bilişsel Bozukluklar: Hafıza kaybı, öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği ve diğer bilişsel bozukluklarda kullanılabilir. Demans ve Alzheimer Hastalığı: Sitikolin, bu hastalıklarda bilişsel fonksiyonları korumak ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak için kullanılabilir. Yaşa Bağlı Bilişsel Zayıflama: Yaşlanma sürecinde bilişsel işlevlerde görülen düşüşleri önlemek ve beyin sağlığını korumak amacıyla kullanılabilir. Dozaj ve Kullanım SüresiSitikolin’in doğru dozajda ve sürede kullanılması, etkili ve güvenli bir tedavi için gereklidir. Dozaj ve kullanım... --- ### INFINITY COCKTAIL Nedir? ve Kimlerde Faydalı Olur? > INFINITY COCKTAIL, vücudun enerji üretimini, antioksidan savunmasını ve hücresel sağlığı destekleyen bir kombinasyon takviyesidir. - Published: 2024-10-15 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/infinity-cocktail-nedir-ve-kimlerde-faydali-olur - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler INFINITY COCKTAIL, vücudun enerji üretimini, antioksidan savunmasını ve hücresel sağlığı destekleyen bir kombinasyon takviyesidir. İçeriğinde bulunan NAD+, karnosin, sodyum askorbat ve riboflavin-5-fosfat sayesinde birçok biyolojik süreçte fayda sağlar. Bu makalede, doktorlar için INFINITY COCKTAIL'in bileşenleri, faydaları, kullanım alanları, dozaj ve kullanım süresi ile yan etkiler hakkında detaylı bilgiler bulabilirsiniz. INFINITY COCKTAIL’in İçeriği ve FaydalarıINFINITY COCKTAIL'in içeriğinde bulunan ana bileşenler ve bunların faydaları şu şekildedir:NAD+ (50 mg): NAD+ (Nikotinamid Adenin Dinükleotid),hücresel enerji üretimi ve DNA onarımında önemli rol oynayan bir koenzimdir. Yaşlanma süreciyle birlikte NAD+ seviyeleri düşer ve enerji metabolizması bozulabilir. NAD+ takviyesi, enerji üretimini artırarak yorgunluğu azaltır ve hücresel sağlığı destekler. Karnosin (100 mg): Karnosin, antioksidan özelliklere sahip bir dipeptid olup, hücresel zarları oksidatif stresten korur. Kas dokusunda bulunur ve yaşlanma sürecini yavaşlatıcı etkileri olduğu gösterilmiştir. Aynı zamanda karnosin, glikasyon sonucu oluşan zararlı molekülleri temizler. Sodyum Askorbat (1000 mg):Sodyum askorbat, C vitamininin bir formudur ve güçlü bir antioksidan olarak hücresel savunmayı destekler. Bağışıklık sistemi fonksiyonlarını artırır, kollajen sentezini destekler ve oksidatif stresi azaltır. Riboflavin-5-Fosfat (10 mg):B2 vitamininin aktif formu olan riboflavin-5-fosfat, enerji metabolizmasını destekler ve hücrelerde enerji üretimini artırır. Aynı zamanda antioksidan savunmaya katkıda bulunur. Kimlere Kullanılması Gerekiyor? INFINITY COCKTAIL, enerji metabolizmasında destek ihtiyacı olan, oksidatif strese maruz kalan veya genel sağlığını güçlendirmek isteyen bireylerde kullanılabilir. Özellikle aşağıdaki durumlarda INFINITY COCKTAIL önerilebilir:Kronik Yorgunluk:Enerji eksikliği, yorgunluk ve düşük yaşam kalitesi yaşayan bireylerde enerji seviyelerini artırmak için. Oksidatif Stres ve Antioksidan İhtiyacı: Hücre hasarını önlemek ve serbest radikal hasarını azaltmak için antioksidan takviyesi olarak. Yaşlanma Karşıtı Destek:Yaşlanmanın etkilerini yavaşlatmak, hücresel sağlığı korumak... --- ### E Vitamini Faydaları Nelerdir? ve Kimler Kullanmalı > E vitamini, yağda çözünen, güçlü bir antioksidan etkiye sahip olan ve vücudun birçok biyolojik fonksiyonunda önemli rol oynayan bir - Published: 2024-10-15 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/e-vitamini-faydalari-nelerdir-ve-kimler-kullanmali - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler E vitamini, yağda çözünen, güçlü bir antioksidan etkiye sahip olan ve vücudun birçok biyolojik fonksiyonunda önemli rol oynayan bir vitamindir. Hücre zarlarını serbest radikal hasarından korur, bağışıklık sistemini güçlendirir ve cilt sağlığı başta olmak üzere birçok farklı alanda faydalar sağlar. Bu makalede, doktorlar için E vitamininin faydalarını, hangi durumlarda kullanılabileceğini, dozaj ve kullanım sürelerini, yan etkilerini ve dikkat edilmesi gereken hususları detaylı şekilde ele alacağız. E Vitamininin FaydalarıE vitamini, vücuttaki antioksidan savunmanın önemli bir parçasıdır. Hücre zarlarını oksidatif stresten korur ve serbest radikallerin zararlarını azaltır. Bu nedenle, inflamatuar durumlarda, cilt sağlığının korunmasında ve kardiyovasküler hastalıkların önlenmesinde önemli bir rol oynar. E vitamininin başlıca faydaları şu şekildedir:Antioksidan Koruma:Hücreleri serbest radikal hasarından korur ve oksidatif stresin azaltılmasına yardımcı olur. Bağışıklık Sistemini Güçlendirir:Bağışıklık hücrelerinin fonksiyonunu artırarak vücudun enfeksiyonlara karşı direncini yükseltir. Cilt ve Saç Sağlığı:Ciltteki serbest radikal hasarını azaltarak yaşlanma belirtilerini geciktirir ve saç sağlığını destekler. Kardiyovasküler Sağlık: Antioksidan etkisi sayesinde damar sağlığını korur ve ateroskleroz gelişimini engelleyebilir. Hangi Durumlarda Kullanılmalı? E vitamini, belirli hastalıkların tedavisinde veya risk faktörlerini azaltmak amacıyla doktor kontrolünde kullanılabilir. Aşağıdaki durumlarda E vitamini takviyesi önerilebilir:Oksidatif Stresin Yüksek Olduğu Durumlar: Diyabet, kronik inflamasyon, sigara kullanımı veya yüksek serbest radikal seviyeleri gibi durumlarda antioksidan koruma için kullanılabilir. Bağışıklık Fonksiyonlarının Desteklenmesi: Bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyen veya bağışıklık fonksiyonlarında zayıflık görülen hastalarda faydalı olabilir. Cilt Hastalıkları ve Yara İyileşmesi:Atopik dermatit, sedef hastalığı gibi cilt problemleri veya yara iyileşmesinin hızlandırılması amaçlandığında kullanılabilir. Kardiyovasküler Hastalıklar: Ateroskleroz riskini azaltmak ve damar sağlığını korumak amacıyla kullanılabilir. Dozaj ve Kullanım SüresiE vitamininin doğru dozda ve sürede kullanılması,... --- ### Koenzim Q10 Nedir, Faydaları Nelerdir? > Koenzim Q10 (CoQ10), hücresel enerji üretimi ve antioksidan savunmada önemli bir rol oynayan, yağda çözünen bir vitamindir. - Published: 2024-10-15 - Modified: 2024-10-15 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/koenzim-q10-nedir-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Koenzim Q10 (CoQ10), hücresel enerji üretimi ve antioksidan savunmada önemli bir rol oynayan, yağda çözünen bir vitamindir. Vücudun hemen hemen tüm hücrelerinde bulunur ve enerji üretimi için gerekli olan mitokondriyal fonksiyonların korunmasına katkı sağlar. Doktorlar için bu makalede, CoQ10'un biyokimyasal etkileri, klinik kullanımları, doğru dozaj ve kullanım süresi gibi konuları ele alacağız. Koenzim Q10’un Biyolojik Rolü Koenzim Q10, hücre içindeki enerji üretim süreçlerinin temel bir bileşenidir. Mitokondride ATP sentezi sırasında görev alır ve enerji metabolizmasında kilit rol oynar. Ayrıca, güçlü bir antioksidan olarak hücreleri serbest radikal hasarından korur. Kalp, karaciğer ve böbrek gibi yüksek enerji ihtiyacı olan organlarda yoğun olarak bulunur. Yaşlanma, bazı kronik hastalıklar ve ilaç kullanımı nedeniyle CoQ10 seviyeleri düşebilir, bu da enerji üretimini ve genel sağlığı olumsuz etkileyebilir. Klinik Kullanım AlanlarıKoenzim Q10, birçok klinik durumda kullanılabilir. Aşağıda bazı önemli kullanım alanları verilmiştir:Kalp-Damar Hastalıkları:CoQ10'un kalp kasının enerji üretimini artırıcı etkisi, kalp yetmezliği, koroner arter hastalığı ve hipertansiyon gibi kardiyovasküler rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır. Mitokondriyal Bozukluklar: CoQ10, enerji üretiminin temel bir bileşeni olduğundan mitokondriyal bozukluklarda tedaviye destek olarak kullanılabilir. Migren Tedavisi: Araştırmalar, düzenli CoQ10 kullanımının migren sıklığını ve şiddetini azaltabileceğini göstermektedir. Statin Kullanıcıları: Statinler, CoQ10 seviyelerini düşürebilir. Bu nedenle statin kullanan hastalarda kas ağrılarını ve yan etkileri azaltmak için CoQ10 takviyesi önerilebilir. Yaşlanma ve Cilt Sağlığı:Antioksidan etkisi sayesinde CoQ10, yaşlanma karşıtı etkiler gösterir ve cilt sağlığını korur. Dozaj ve Kullanım SüresiKoenzim Q10’un etkili bir şekilde kullanılabilmesi için doğru dozaj ve kullanım süresi önemlidir. Doktorlar tarafından hastanın yaşı, hastalığı ve CoQ10 eksiklik seviyesine göre bireysel olarak belirlenmelidir. Genel Öneriler: Yetişkinlerde genel... --- ### Selenyum Nedir, Faydaları Nelerdir? > Selenyum, insan sağlığı için kritik öneme sahip bir eser mineraldir. Antioksidan savunmadan bağışıklık sistemine, endokrin fonksiyonlardan - Published: 2024-10-14 - Modified: 2024-10-14 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/selenyum-nedir-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Selenyum, insan sağlığı için kritik öneme sahip bir eser mineraldir. Antioksidan savunmadan bağışıklık sistemine, endokrin fonksiyonlardan kardiyovasküler sağlığa kadar birçok biyolojik süreçte rol oynar. Doktorlar için selenyumun etkili kullanımı, dozajları ve tedavi süresi hakkında kapsamlı bilgi sağlamak amacıyla bu makaleyi hazırladık. Selenyumun Biyolojik RolüSelenyum, selenoproteinler adı verilen bir grup proteinin yapısında bulunur ve bu proteinler hücresel fonksiyonların korunmasında ve düzenlenmesinde önemli rol oynar. Selenoproteinler, tiroid hormon metabolizması, antioksidan savunma ve bağışıklık yanıtı gibi temel süreçlerde yer alır. Ayrıca, selenyumun antienflamatuar etkisi ve bazı kanser türleri ile kardiyovasküler hastalıklara karşı koruyucu rolü de vurgulanmaktadır. Klinik Kullanım AlanlarıSelenyumun birçok klinik kullanım alanı vardır. Bunlar arasında tiroid hastalıkları, bağışıklık sistemi bozuklukları, kanser koruyucu etkiler, kardiyovasküler hastalıklar ve oksidatif stresle ilişkili durumlar bulunur. - **Tiroid Fonksiyonları**: Selenyum, tiroid bezinin sağlıklı çalışmasında önemli bir rol oynar. Tiroid hormonlarının sentezi ve metabolizmasında görev alır. Hashimoto tiroiditi ve Graves hastalığı gibi otoimmün tiroid hastalıklarında selenoproteinlerin etkinliği gösterilmiştir. - **Antioksidan ve Antienflamatuar Etkiler**:Selenyum, glutatyon peroksidaz gibi antioksidan enzimlerin yapısında bulunur. Bu enzimler hücreleri oksidatif hasardan korur. Ayrıca, selenyum eksikliğinin inflamasyonu artırdığı ve bağışıklık fonksiyonlarını bozduğu bilinmektedir. - **Kardiyovasküler Sağlık**:Selenyumun, ateroskleroz ve kardiyovasküler hastalık riskini azaltıcı etkileri üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Antioksidan etkisi sayesinde damar sağlığını koruyabilir. Dozaj ve Kullanım SüresiSelenyumun doğru dozda ve sürede kullanılması, etkili bir tedavi için önemlidir. Selenyum eksikliği olan hastalarda veya belirli klinik durumlarda selenyum takviyesi önerilebilir. Doktorlar tarafından belirlenmesi gereken dozaj ve kullanım süresi hastanın yaşına, mevcut klinik durumuna ve selenyum seviyesine bağlıdır. - **Genel Öneriler**: Yetişkinler için önerilen günlük selenyum alımı 55 mcg'dir.... --- ### Çinko Nedir, Faydaları Nelerdir? > Çinko, bağışıklık sistemi fonksiyonları, hücre bölünmesi, yara iyileşmesi, protein ve DNA sentezi gibi birçok biyolojik süreçte yer alan bir - Published: 2024-10-14 - Modified: 2024-10-14 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cinko-nedir-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Çinko, insan sağlığı için hayati önem taşıyan bir mineraldir. Bağışıklık sisteminden büyüme ve gelişmeye kadar birçok fizyolojik süreçte rol oynayan çinko, çocukların ve yetişkinlerin sağlıklı kalmasında kritik bir rol oynar. Bu makalede, çinkonun faydaları, hangi gıdalarda bulunduğu, doğru dozaj ve kullanım süreleri hakkında kapsamlı bilgiler sunacağız. Çinko Nedir ve Vücuttaki Rolü Nedir? Çinko, bağışıklık sistemi fonksiyonları, hücre bölünmesi, yara iyileşmesi, protein ve DNA sentezi gibi birçok biyolojik süreçte yer alan bir mineraldir. Aynı zamanda antioksidan özelliklere sahip olup, hücreleri serbest radikallerin zararından korur. Çocukların büyüme ve gelişme sürecinde önemli bir rol oynar ve aynı zamanda tat ve koku duyularının sağlıklı kalmasına da katkıda bulunur. Çinkonun FaydalarıÇinko eksikliği, bağışıklık sisteminin zayıflamasına, büyüme geriliğine, yara iyileşmesinin yavaşlamasına ve cilt problemlerine neden olabilir. Bu nedenle, yeterli çinko alımının sağlanması hem çocuklar hem de yetişkinler için önemlidir. Çinkonun başlıca faydaları şunlardır:- **Bağışıklık Sistemini Güçlendirir**: Çinko, vücudun enfeksiyonlara karşı direncini artırır ve bağışıklık hücrelerinin sağlıklı çalışmasına destek olur. - **Yara İyileşmesini Hızlandırır**: Cilt hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olarak yara ve yanıkların daha hızlı iyileşmesine katkıda bulunur. - **Büyüme ve Gelişme**:Çocukların kemik gelişiminde ve genel büyüme süreçlerinde çinko önemli bir rol oynar. - **Hormon Fonksiyonları**: Çinko, insülin ve büyüme hormonu gibi birçok hormonun düzenlenmesinde görev alır. Çinko İçeren GıdalarÇinko, birçok farklı gıdada bulunur ve dengeli bir diyetle günlük ihtiyacın karşılanması mümkündür. Aşağıda çinko açısından zengin bazı gıdalar sıralanmıştır:- **Kırmızı Et ve Kümes Hayvanları**: Özellikle kırmızı et, tavuk ve hindi eti çinko açısından zengindir. - **Deniz Ürünleri**:İstiridye, yengeç ve karides gibi deniz ürünleri yüksek oranda çinko içerir. -... --- ### İmmun Plus Kokteyli > İmmun Plus kokteyli, bağışıklık sistemini desteklemek ve hastalıklara karşı koruma sağlamak amacıyla geliştirilmiş bir takviye ürünüdür. - Published: 2024-10-14 - Modified: 2024-10-14 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/immun-plus-kokteyli - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Bağışıklık sistemi, vücudumuzun hastalıklara karşı ilk savunma hattıdır. Sağlıklı ve dengeli bir bağışıklık sistemi, çocuklar ve yetişkinler için hayati önem taşır. Son yıllarda, bağışıklık sistemini güçlendiren takviyeler ve kokteyller popüler hale gelmiştir. İmmun Plus kokteyli, bu alanda öne çıkan ve ailelerin ilgisini çeken bir üründür. Bu yazıda, İmmun Plus kokteylinin içeriği, faydaları, doğru dozaj ve kullanım süresi hakkında detaylı bilgileri bulabilirsiniz. İmmun Plus Kokteyli Nedir? İmmun Plus kokteyli, bağışıklık sistemini desteklemek ve hastalıklara karşı koruma sağlamak amacıyla geliştirilmiş bir takviye ürünüdür. Özellikle soğuk algınlığı, grip ve diğer solunum yolu enfeksiyonlarına karşı vücut direncini artırmak için kullanılmaktadır. İçeriğindeki vitaminler, mineraller ve doğal bileşenler sayesinde vücudun savunma mekanizmalarını aktif tutar ve hastalıklara karşı direnç kazandırır. İmmun Plus Kokteylinin İçeriği ve Faydalarıİmmun Plus kokteyli, bağışıklık sistemini güçlendirmek için özel olarak seçilmiş vitaminler, mineraller ve doğal bileşenler içerir. Aşağıda, kokteylin içeriğinde bulunan temel maddeler ve bunların faydaları listelenmiştir: - **C Vitamini**: Antioksidan özelliğe sahip olan C vitamini, enfeksiyonlara karşı vücudu korur ve bağışıklık sistemini destekler. - **Çinko**:Bağışıklık hücrelerinin doğru çalışmasını sağlayarak enfeksiyonlara karşı direnci artırır. - **Magnezyum**: Bağışıklık hücrelerinin aktivitesini artırarak vücudu hastalıklara karşı daha dirençli hale getirir. Dozaj ve Kullanım Süresiİmmun Plus kokteylinin etkili bir şekilde kullanılabilmesi için doğru dozaj ve kullanım süresi çok önemlidir. Genel olarak, yetişkinler ve çocuklar için önerilen dozajlar farklılık gösterebilir. Kullanım öncesi mutlaka bir uzmana danışılması tavsiye edilir. - **Çocuklar İçin**: Genellikle 3-12 yaş arası çocuklar için önerilen dozaj, günde bir kez alınacak şekilde ayarlanmalıdır. Kullanım süresi ise hastalıklardan korunma döneminde 1-3 ay arasında olabilmektedir. - **Yetişkinler İçin**:... --- ### Power Fitness Sport Kokteyli Nedir? > Power Fitness Sport kokteyli, yoğun egzersiz ve spor performansını desteklemek, enerji seviyelerini artırmak ve sporcuların ihtiyaçlarını - Published: 2024-10-14 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/power-fitness-sport-kokteyli-nedir-faydalari-ve-kullanim-dozlari - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Power Fitness Sport kokteyli, yoğun egzersiz ve spor performansını desteklemek, enerji seviyelerini artırmak ve sporcuların ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlanmış bir karışımdır. Bu özel kokteyl genellikle amino asitler, elektrolitler, vitaminler ve mineraller gibi vücut performansını artıran ve enerji metabolizmasını destekleyen bileşenlerden oluşur. Egzersiz öncesi, sırasında ve sonrasında kullanılabilecek bu kokteyl, kasların hızlı toparlanmasını sağlar, kas performansını artırır ve dayanıklılığı destekler. Power Fitness Sport Kokteylinin İçeriğiPower Fitness Sport kokteylinin içeriği markaya ve formüle göre değişiklik gösterebilir; ancak genel olarak şu besin ögelerini içerir: BCAA'lar (Dallı Zincirli Amino Asitler):Lösin, İzolösin ve Valingibi amino asitler kas protein sentezini artırır, kas yıkımını azaltır ve enerji üretimine katkıda bulunur. Bu amino asitler, özellikle direnç antrenmanları ve yoğun egzersizlerde kas performansını artırmada etkilidir. Kreatin Monohidrat: Kreatin, kas gücünü ve patlayıcı kuvveti artırmak için kullanılan bir bileşiktir. Kasların enerji depolarını artırır ve kas dayanıklılığını destekler. Elektrolitler (Sodyum, Potasyum, Magnezyum, Kalsiyum): Bu mineraller, sıvı dengesinin korunmasına, kas kasılmasının düzenlenmesine ve vücudun enerji üretimine yardımcı olur. Yoğun egzersizler sırasında ter yoluyla kaybedilen elektrolitleri yerine koymak için kokteylin önemli bir parçasıdır. Karbonhidratlar (Glukoz veya Maltodekstrin): Egzersiz sırasında enerji sağlamak ve kas glikojen depolarını yenilemek için kullanılan karbonhidratlar, performansın sürdürülmesine yardımcı olur. Vitaminler (B Vitaminleri, C Vitamini ve E Vitamini): B vitaminleri enerji metabolizmasını destekler, kas fonksiyonlarını iyileştirir ve yorgunluğu azaltır. C ve E vitaminleri ise antioksidan özellikleriyle kas yıkımını azaltır ve toparlanmayı hızlandırır. Power Fitness Sport Kokteylinin Faydaları Enerji Seviyelerinin Artırılması: Kokteylin içeriğindeki karbonhidratlar, amino asitler ve vitaminler enerji üretimine katkıda bulunur, bu sayede egzersiz sırasında performansı ve dayanıklılığı artırır. Kas... --- ### Myers Kokteyli Nedir? Faydaları Nelerdir? > Myers kokteyli, Dr. John Myers tarafından geliştirilen ve intravenöz (IV) yolla uygulanan bir vitamin, mineral ve besin karışımıdır. - Published: 2024-10-14 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/myers-kokteyli-nedir-faydalari-kullanim-dozlari-ve-sureleri - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Myers kokteyli,Dr. John Myers tarafından geliştirilen ve intravenöz (IV) yolla uygulanan bir vitamin, mineral ve besin karışımıdır. Bu kokteylin amacı, çeşitli sağlık durumlarına karşı vücudu desteklemek, enerji seviyelerini artırmak ve bağışıklık sistemini güçlendirmektir. Özellikle kronik yorgunluk, migren, kas ağrıları, depresyon ve stresle başa çıkmak için popüler bir tedavi yöntemi olmuştur. Myers Kokteylinin İçeriğiMyers kokteyli genellikle aşağıdaki vitamin, mineral ve besinlerden oluşur: Magnezyum: Kas fonksiyonu, sinir sistemi ve enerji üretiminde önemli rol oynar. Kalsiyum: Kemik ve kas sağlığı için önemli bir mineraldir. Vitamin C (Askorbik Asit): Güçlü bir antioksidan olan C vitamini, bağışıklık sistemini güçlendirir ve serbest radikalleri nötralize eder. B Vitaminleri (B1, B2, B3, B5, B6, B12): Bu vitaminler enerji metabolizmasını destekler, sinir fonksiyonlarını iyileştirir ve hücrelerin sağlıklı kalmasını sağlar. Her hastanın ihtiyaçlarına göre kokteylin içeriği değiştirilebilir ve ek vitaminler veya mineraller eklenebilir. Standart bir Myers kokteyli içeriğinde bu bileşenler vücudun ihtiyaç duyduğu enerjiyi ve korumayı sağlamaya yönelik dengeli bir şekilde bulunur. Myers Kokteylinin Faydaları Enerji Artışı ve Yorgunluğun Azaltılması: Myers kokteyli enerji seviyelerini artırabilir, yorgunluk hissini azaltabilir ve kronik yorgunluk sendromu olan hastalarda belirgin bir iyileşme sağlayabilir. Bağışıklık Sistemini Güçlendirme: C vitamini ve B vitaminlerinin bağışıklık destekleyici etkisi sayesinde enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Bu nedenle mevsim geçişlerinde veya grip salgınlarında etkili olabilir. Migren ve Baş Ağrılarının Azaltılması: Bazı araştırmalar, Myers kokteylinin migren ataklarını azaltabileceğini göstermektedir. Migren hastalarında sıklıkla eksik olan magnezyum, baş ağrılarının hafiflemesine yardımcı olabilir. Egzersiz Sonrası Hızlı İyileşme: Sporcular ve yoğun fiziksel aktivite yapan bireyler, Myers kokteylini kas iyileşmesini hızlandırmak, enerji depolarını yenilemek ve egzersiz sonrası toparlanmayı... --- ### NAD Nedir? Faydaları, Kullanım Dozları ve Süreleri > NAD (Nikotinamid Adenin Dinükleotit), vücutta enerji üretimi ve hücresel fonksiyonların sürdürülmesi için kritik öneme sahip bir koenzimdir. - Published: 2024-10-14 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/nad-nedir-faydalari-kullanim-dozlari-ve-sureleri - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler NAD (Nikotinamid Adenin Dinükleotit), vücutta enerji üretimi ve hücresel fonksiyonların sürdürülmesi için kritik öneme sahip bir koenzimdir. NAD'nin iki temel formu vardır:NAD+(oksitlenmiş form) veNADH(indirgenmiş form). NAD+, enerji metabolizmasında rol alır, hücrelerin enerjisini artırır ve yaşlanmaya bağlı birçok sürecin düzenlenmesine yardımcı olur. Bu nedenle NAD,son yıllarda yaşlanma karşıtı takviyeler ve sağlık desteği alanında popülerlik kazanmıştır. NAD'nin Sağlık Faydaları Enerji Metabolizmasını Destekler: NAD+, hücrelerde enerji üretimi için gereken bir moleküldür. Enerji seviyelerinin artırılmasında ve yorgunluğun azaltılmasında önemli rol oynar. Yaşlanma Sürecinin Yavaşlatılması: NAD+, sirtuin enzimlerinin aktivasyonunu destekler. Sirtuinler, hücrelerin hasara karşı korunmasında ve yaşlanma süreçlerinin yavaşlatılmasında kritik öneme sahip proteinlerdir. Bu nedenle NAD, yaşlanma karşıtı etkilerle ilişkilendirilir. DNA Onarımını Destekler: Vücutta NAD+, hücre hasarını ve DNA bozulmalarını onararak hücrelerin sağlıklı kalmasına yardımcı olur. Bu da uzun vadede hücre fonksiyonlarının korunmasını sağlar. Beyin Sağlığı ve Bilişsel Fonksiyonlar: NAD+, sinir hücrelerinin işlevini destekler ve nörotransmitterlerin düzenlenmesine yardımcı olur. Beynin enerji üretiminde ve bilişsel işlevlerin korunmasında önemli bir rol oynar. Bu nedenle beyin sağlığını koruma ve yaşlanmaya bağlı bilişsel gerilemenin önlenmesi amacıyla NAD takviyeleri kullanılır. Metabolik Sağlığın İyileştirilmesi: NAD+, karbonhidrat, yağ ve proteinlerin enerjiye dönüşmesini kolaylaştırır. İnsülin duyarlılığını artırabilir, kan şekerini düzenleyebilir ve metabolik hastalık riskini azaltabilir. NAD Takviyesi: Dozları ve Kullanım SüreleriNAD'nin vücutta optimal seviyelerde bulunması önemlidir; ancak yaşlanma, stres, yetersiz beslenme gibi faktörler NAD seviyelerini düşürebilir. Bu nedenle NAD takviyeleri, sağlığı korumak ve NAD seviyelerini artırmak için önerilmektedir. Genel Sağlık Desteği ve Yaşlanma Karşıtı Amaçlar İçin: Dozaj:Genellikle günde 250-500 mg NAD+ veya NAD öncülleri (nikotinamid ribozid veya nikotinamid mononükleotid) önerilir. Süre:Günlük olarak kullanılabilir.... --- ### Kurkumin (Curcumin) Nedir? Faydaları ve Kullanım Dozları > Kurkumin, zerdeçalın (Curcuma longa) aktif bileşeni olan doğal bir bileşiktir. Bu parlak sarı pigment, birçok sağlık yararına - Published: 2024-10-14 - Modified: 2024-10-14 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kurkumin-curcumin-nedir-faydalari-ve-kullanim-dozlari - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Kurkumin, zerdeçalın (Curcuma longa) aktif bileşeni olan doğal bir bileşiktir. Bu parlak sarı pigment, birçok sağlık yararına sahiptir ve zerdeçalın hem renklendirici hem de şifa kaynağı olarak kullanılmasını sağlar. Geleneksel olarak Hindistan ve Çin gibi ülkelerde binlerce yıldır kullanılan kurkumin, günümüzde popüler bir doğal takviye olarak ilgi görmektedir. Kurkuminin Sağlık Faydaları Güçlü Antioksidan ve Anti-inflamatuar Etki: Kurkumin, vücutta iltihabı azaltıcı ve oksidatif stresi dengeleyici etkisi olan güçlü bir antioksidandır. Kronik inflamasyonun (iltihap) birçok hastalığın temelinde rol oynadığı düşünülürse, kurkuminin düzenli tüketimi vücut sağlığı açısından büyük önem taşır. Bağışıklık Sistemini Güçlendirme: Kurkumin, bağışıklık sisteminin işleyişini destekler ve enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Bu nedenle mevsim geçişlerinde veya soğuk algınlığı dönemlerinde kurkumin takviyesi tercih edilebilir. Sindirim Sağlığını Destekleme: Kurkumin, sindirim sistemi üzerinde koruyucu bir etkiye sahiptir. İrritabl bağırsak sendromu (IBS) ve inflamatuar bağırsak hastalığı (IBD) gibi sindirim sorunlarını hafifletmeye yardımcı olabilir. Kalp Sağlığını Destekleme: Anti-inflamatuar etkisiyle kalp-damar sisteminin sağlıklı kalmasına katkıda bulunur. Damar sertliği (ateroskleroz) riskini azaltabilir ve kan basıncını dengelemeye yardımcı olabilir. Beyin Sağlığı ve Ruh Hali: Kurkumin, beyindeki nörotransmitterlerin dengesini korumaya yardımcı olur ve beyin sağlığını destekler. Bu nedenle hafızayı güçlendirebilir ve depresif belirtileri hafifletebilir. Kurkumin Dozları ve Kullanım SüreleriKurkuminin etkili bir şekilde kullanılabilmesi için uygun dozlarda alınması önemlidir. Dozaj ve süre kişiden kişiye değişiklik gösterebilir, ancak genel öneriler aşağıdaki gibidir: Genel Sağlık Desteği İçin: Dozaj:Günde 500-1000 mg kurkumin önerilir. Bu dozlar antioksidan etkisini artırmak, bağışıklık sistemini desteklemek ve genel sağlığı korumak için yeterlidir. Süre:Günlük kullanım için güvenlidir ve uzun süre kullanılabilir. Kurkuminin etkisini tam olarak görmek için en az 4-8... --- ### C Vitamini (Askorbik Asit) Nedir? > C vitamini, diğer adıyla askorbik asit, insan vücudu için kritik bir öneme sahip suda çözünen bir vitamindir. - Published: 2024-10-14 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/c-vitamini-askorbik-asit-nedir-faydalari-eksiklik-belirtileri - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler C vitamini, diğer adıyla askorbik asit, insan vücudu için kritik bir öneme sahip suda çözünen bir vitamindir. Bağışıklık sisteminin güçlenmesinden cilt sağlığının korunmasına, hücresel fonksiyonların düzenlenmesinden hastalıkların önlenmesine kadar birçok hayati rol oynar. Bu makalede, C vitamininin sağlık üzerindeki etkilerini, eksiklik belirtilerini ve nasıl takviye edileceğini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. C Vitamininin Faydaları Bağışıklık Sistemini Güçlendirme: C vitamini, beyaz kan hücrelerinin üretimini artırarak enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Ayrıca, bağışıklık hücrelerinin işlevini artırarak hastalıklara karşı direnç geliştirir. Antioksidan Özellikler: Güçlü bir antioksidan olan C vitamini, serbest radikallerle savaşarak hücreleri oksidatif strese karşı korur. Bu da yaşlanmayı yavaşlatır ve kronik hastalıkların riskini azaltır. Demir Emilimini Artırma: C vitamini, bitkisel kaynaklardan alınan demirin emilimini artırır. Bu, demir eksikliği anemisini önlemeye ve kan hücrelerinin sağlıklı kalmasına yardımcı olur. Cilt Sağlığı ve Kolajen Üretimi: C vitamini, kolajen sentezinde önemli bir rol oynar. Kolajen, cilt, eklem ve bağ dokularının sağlıklı kalmasını sağlayan temel bir proteindir. Bu nedenle C vitamini cilt elastikiyetini artırır, yara iyileşmesini hızlandırır ve cilt lekelerinin azalmasına yardımcı olur. Kalp Sağlığını Destekleme: C vitamini, kan damarlarının yapısını koruyarak ve tansiyonu düzenleyerek kalp sağlığını destekler. Aynı zamanda kolesterol düzeylerini dengede tutmaya da yardımcı olur. C Vitamini Eksikliğinin BelirtileriC vitamini eksikliği nadir görülse de, özellikle sağlıksız beslenme alışkanlıkları olan veya bazı hastalıklara sahip bireylerde ortaya çıkabilir. Eksikliğinde görülebilecek belirtiler şunlardır: Sürekli yorgunluk ve halsizlik Kolayca oluşan morluklar Yavaş iyileşen yaralar ve enfeksiyonlara yatkınlık Diş eti kanamaları ve diş kaybı Cilt kuruluğu ve saç dökülmesi Eklem ağrıları ve kas zayıflığı Önemli Not: Şiddetli C vitamini eksikliği, "skorbüt"... --- ### Alfa Lipoik Asit (ALA) Nedir? Faydaları ve Kullanım Süreleri > Alfa lipoik asit (ALA), hem vücutta doğal olarak üretilen hem de besinlerden alınabilen güçlü bir antioksidandır. ALA, enerji - Published: 2024-10-14 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alfa-lipoik-asit-ala-nedir-faydalari-dozlari-ve-kullanim-sureleri - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Alfa lipoik asit (ALA), hem vücutta doğal olarak üretilen hem de besinlerden alınabilen güçlü bir antioksidandır. ALA, enerji metabolizmasında önemli bir rol oynar, oksidatif stresle mücadele eder ve birçok sağlık problemine karşı koruma sağlar. Bu yazıda ALA'nın yararları, önerilen dozları, kullanım süreleri ve yan etkileri hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz. Alfa Lipoik Asidin Faydaları Güçlü Antioksidan Etki: ALA, serbest radikalleri nötralize eder, oksidatif stresi azaltır ve hücreleri korur. Diğer antioksidanların (C ve E vitamini gibi) yenilenmesine de yardımcı olarak vücudun antioksidan savunmasını artırır. Kan Şekeri Düzenleyici Etki: ALA, kan şekeri seviyelerinin dengelenmesine yardımcı olabilir. İnsülin duyarlılığını artırarak tip 2 diyabet hastalarında kan şekeri kontrolüne katkıda bulunabilir. Bu, ALA'nın en çok araştırılan ve bilinen etkilerinden biridir. Sinir Sağlığını Destekleme: ALA, sinir hücrelerini koruyarak nöropati ve diğer sinir hasarlarına karşı koruma sağlayabilir. Özellikle diyabetik nöropati tedavisinde kullanılan destekleyici bir takviyedir. Cilt Sağlığı ve Yaşlanma Karşıtı Etki: ALA, cildin elastikiyetini artırabilir ve ince çizgiler ile kırışıklıkların azalmasına yardımcı olabilir. Bu da onu cilt sağlığını destekleyen popüler bir takviye yapar. Beyin Sağlığı ve Sinir Koruma: Antioksidan ve anti-inflamatuar özellikleri sayesinde, ALA beyin sağlığını korur ve nörodejeneratif hastalıkların riskini azaltabilir. Alfa Lipoik Asit Dozları ve Kullanım SüreleriALA'nın dozajı ve tedavi süresi kişinin sağlık durumuna, hedeflenen etkiye ve doktorun önerilerine göre değişir. İşte çeşitli amaçlara yönelik önerilen dozajlar: Genel Sağlık ve Antioksidan Desteği İçin: Dozaj:Günde 200-400 mg önerilir. Bu dozlar genel sağlık, enerji metabolizmasının desteklenmesi ve antioksidan savunmanın artırılması amacıyla kullanılabilir. Süre:Sürekli kullanılabileceği gibi, belirli periyotlar halinde (örneğin 4-8 hafta) kullanılıp ara verilebilir. Kan Şekeri Kontrolü ve... --- ### Glutatyon Nedir? Faydaları Nelerdir? > Glutatyon, vücudun kendi kendine ürettiği güçlü bir antioksidandır ve sağlıklı bir yaşam için kritik öneme sahiptir. - Published: 2024-10-14 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/glutatyon-nedir-faydalari-ve-bagisiklik-sistemine-etkileri - Kategoriler: Vitamin, Mineral ve Takviye Ediciler Glutatyon, vücudun kendi kendine ürettiği güçlü bir antioksidandır ve sağlıklı bir yaşam için kritik öneme sahiptir. Üç amino asitten (glutamin, sistein ve glisin) oluşan glutatyon, hücrelerin korunması, toksinlerin atılması ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gibi önemli işlevleri yerine getirir. Glutatyonun Faydaları Nelerdir? Güçlü Antioksidan Etki: Glutatyon, serbest radikallerle savaşarak hücre hasarını engeller. Vücuttaki oksidatif stresin azaltılması, yaşlanmayı geciktirir ve hastalıklardan korunmayı sağlar. Bağışıklık Sistemini Güçlendirme: Glutatyonun önemli görevlerinden biri, bağışıklık hücrelerini aktive ederek vücudu enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı korumaktır. Sağlıklı bir glutatyon seviyesi, vücudun virüs, bakteri ve toksinlere karşı daha dirençli olmasına yardımcı olur. Karaciğer Detoksifikasyonu: Glutatyon, karaciğerin toksinleri temizlemesine yardımcı olur. Vücuttan ağır metallerin ve zararlı kimyasalların atılmasında kritik bir rol oynar. Hücre Yenilenmesi ve Cilt Sağlığı: Hücrelerin yenilenmesi ve hasar görmüş hücrelerin onarılması glutatyon sayesinde hızlanır. Bu da cildin daha parlak ve sağlıklı görünmesine yardımcı olur. Kronik Hastalıkların Önlenmesi: Glutatyonun düşük seviyeleri, birçok kronik hastalıkla ilişkilendirilmiştir. Özellikle diyabet, kalp hastalıkları, nörodejeneratif hastalıklar ve kanser gibi hastalıklara karşı koruyucu bir etkiye sahiptir. Glutatyon Eksikliği ve NedenleriGlutatyon seviyeleri yaşla birlikte azalabilir. Bunun yanı sıra çeşitli faktörler de glutatyon seviyelerini olumsuz etkileyebilir: Sağlıksız Beslenme: Yetersiz protein alımı ve antioksidan açısından zengin gıdaların eksikliği. Stres ve Uykusuzluk: Sürekli stres altında olmak ve yeterli uyku alamamak, vücudun glutatyon seviyelerini düşürebilir. Çevresel Faktörler: Hava kirliliği, toksinler ve radyasyon glutatyonun azalmasına neden olabilir. Yaşlanma: Yaş ilerledikçe vücudun glutatyon üretimi doğal olarak azalır. Glutatyon Takviyeleri ve Kullanım AlanlarıGlutatyon takviyeleri, vücuttaki glutatyon seviyelerinin artmasına yardımcı olabilir. Ağızdan alınan kapsüller, IV enjeksiyonlar veya lipozomal formlar şeklinde bulunur. İşte bazı... --- ### Gıda İntoleransı Nedir? > Gıda intoleransı vücudun belirli yiyecekleri sindirmekte zorlanması veya sindirememesi durumudur. Sıklıkla besin alerjisi ile karıştırılsa - Published: 2024-07-29 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gida-intoleransi-nedir - Kategoriler: Genel Gıda intoleransı, belirli gıdaların vücut tarafından sindirilememesi veya bu gıdalara karşı aşırı hassasiyet gösterilmesi durumudur. Bu durum, bağışıklık sisteminin katılımıyla gelişen gıda alerjisinden farklıdır ve genellikle sindirim sistemiyle ilişkilidir. Gıda intoleransı hafif rahatsızlıklardan ciddi sindirim problemlerine kadar çeşitli belirtilere yol açabilir ve bireyin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Bu yazıda, gıda intoleransını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz: nedenleri, belirtileri, teşhisi, tedavi yöntemleri ve önleme yolları. Gıda İntoleransı ve Gıda Alerjisi Arasındaki Fark Gıda intoleransı, sıklıkla gıda alerjisiyle karıştırılır. Ancak bu iki durum farklı mekanizmalarla çalışır: Gıda İntoleransı: Sindirim sistemi kaynaklıdır. Vücut belirli bir gıdayı sindiremez veya bu gıdaya karşı hassasiyet geliştirir. Belirtiler genellikle hafif ve yavaş gelişir. Gıda Alerjisi: Bağışıklık sistemi kaynaklıdır. Vücut, bir gıdayı tehdit olarak algılar ve alerjik bir reaksiyon başlatır. Belirtiler ani ve şiddetli olabilir. Gıda intoleransı hayati tehlike oluşturmaz, ancak gıda alerjisi anafilaksi gibi ciddi reaksiyonlara yol açabilir. Gıda İntoleransının Nedenleri Gıda intoleransının altında yatan nedenler, sindirim sistemi ve metabolizma ile ilgilidir. En yaygın nedenler şunlardır: 1. Enzim Eksiklikleri Bazı bireylerde, belirli gıdaların sindirimi için gerekli enzimlerin eksikliği veya yetersizliği bulunur. Bu durum gıda intoleransının en yaygın nedenlerinden biridir: Laktoz İntoleransı: Süt ve süt ürünlerindeki laktozu sindirmek için gereken laktaz enziminin eksikliğinden kaynaklanır. Fruktoz Malabsorpsiyonu: Fruktozun bağırsaklarda emilimini zorlaştıran bir durumdur. Histamin İntoleransı: Histamini parçalamak için gerekli diamin oksidaz (DAO) enziminin yetersizliği ile ilişkilidir. 2. Doğal Kimyasallar Bazı gıdalarda doğal olarak bulunan kimyasallar, hassas bireylerde intoleransa neden olabilir: Histamin: Balık, şarap ve fermente gıdalarda bulunur. Tiramin: Eski peynirler ve işlenmiş etlerde yaygındır. Glutamat: Bazı işlenmiş gıdalarda bulunur ve... --- ### Süt Alerjisi Diyeti Nedir? > Süt alerjisi diyeti, bu tür alerjisi olan bireylerin sağlıklı beslenme düzeni oluşturmalarını ve eksiksiz bir diyetle ihtiyaç duydukları - Published: 2024-07-24 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-inek-sutu-alerjisi-nedir-belirtileri-nelerdir-2 - Kategoriler: Besin Alerjisi Süt alerjisi, bağışıklık sisteminin süt proteinlerine karşı gösterdiği aşırı tepki sonucu ortaya çıkan bir alerji türüdür. Süt ve süt ürünleri içeren besinlerin tüketilmesi, alerjik reaksiyonlara yol açarak ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle süt alerjisi olan bireyler, süt proteinlerinden uzak durmalı ve süt ürünleri içermeyen besinlerle beslenmelidir. Süt alerjisi diyeti, bu tür alerjisi olan bireylerin sağlıklı beslenme düzeni oluşturmalarını ve eksiksiz bir diyetle ihtiyaç duydukları besinleri almalarını sağlar. Süt Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Süt alerjisi belirtileri, süt veya süt ürünleri içeren bir gıda tüketildikten sonra birkaç dakika ila birkaç saat içinde ortaya çıkabilir. Yaygın süt alerjisi belirtileri şunlardır: Deri Reaksiyonları: Kaşıntı, kızarıklık, döküntü ve egzama Sindirim Sorunları: Karın ağrısı, şişkinlik, gaz, kusma, ishal Solunum Problemleri: Hırıltılı solunum, burun tıkanıklığı, öksürük, nefes darlığı Anafilaksi: Nadir durumlarda anafilaksi adı verilen ciddi bir alerjik reaksiyon görülebilir. Bu durum acil müdahale gerektirir ve hayati risk oluşturabilir. Süt alerjisi belirtileri bireyden bireye farklılık gösterebilir. Belirtiler hafif olabileceği gibi bazı kişilerde ağır seyredebilir. Süt alerjisinden korunmak için süt ve süt ürünlerinden tamamen uzak durmak önemlidir. Süt Alerjisi Diyetinde Kaçınılması Gereken Gıdalar Süt alerjisi olan bireylerin diyetlerinde süt proteinlerini içeren tüm gıdalardan kaçınmaları gerekir. Süt ve süt ürünleri içeren bazı yaygın besinler şunlardır: Süt ve Süt Ürünleri İnek sütü, keçi sütü, koyun sütü Yoğurt, ayran, kefir Peynir, lor, süzme peynir Tereyağı, kaymak, krema, dondurma Süt İçeren Gıda Ürünleri Süt tozu içeren paketli ürünler Peynir altı suyu tozu ile yapılmış yiyecekler Çikolatalar, bazı tatlılar ve bisküviler Hazır çorbalar, soslar ve salata sosları Süt Türevleri İçeren Maddeler Kazein ve... --- ### Alerjiye Ne İyi Gelir? > Alerjiye Ne İyi Gelir? Alerji tedavisinde kullanılan yöntemler, semptomların hafifletilmesini ve alerjenlere maruz kalmanın azaltılmasını - Published: 2024-04-22 - Modified: 2024-11-20 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjiye-ne-iyi-gelir - Kategoriler: Genel Alerji, bağışıklık sisteminin genellikle zararsız olan maddelere karşı aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkan bir durumdur. Polen, toz, hayvan tüyü, gıdalar, böcek sokmaları veya ilaçlar gibi çeşitli alerjenler bu durumu tetikleyebilir. Alerji, hayat kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir; ancak doğru tedavi yöntemleri ve yaşam tarzı değişiklikleriyle kontrol altına alınabilir. Alerjiye Ne İyi Gelir? Alerji tedavisinde kullanılan yöntemler, semptomların hafifletilmesini ve alerjenlere maruz kalmanın azaltılmasını amaçlar. İşte alerjiye iyi gelen yöntemler: 1. Antihistaminik İlaçlar Antihistaminikler, alerjik reaksiyonlara neden olan histaminin etkisini bloke ederek semptomları hafifletir. Aşağıdaki durumlarda etkili olabilir: Hapşırma, burun akıntısı ve kaşıntı Gözlerde sulanma ve kızarıklık 2. Dekonjestanlar Burun tıkanıklığını hafifletmek için kullanılan dekonjestanlar, kısa süreli kullanım için uygundur. Burun spreyleri veya oral dekonjestanlar şeklinde reçetesiz temin edilebilir. 3. Kortikosteroidler Alerjik reaksiyonların neden olduğu iltihabı azaltmak için kullanılan kortikosteroidler, burun spreyleri, kremler veya tabletler şeklinde uygulanabilir. 4. İmmünoterapi (Alerji Aşıları) Alerji aşıları, bağışıklık sistemini alerjenlere karşı duyarsızlaştırmayı amaçlar. Uzun vadeli bir çözüm arayan kişiler için etkili bir yöntemdir. Doğal Yöntemlerle Alerji Tedavisi Doğal yöntemler, alerji semptomlarını hafifletmek için tamamlayıcı bir yaklaşım sunabilir. İşte bazı etkili doğal yöntemler: 1. Tuzlu Su Spreyi Burun pasajlarını temizlemek için tuzlu su spreyi kullanılabilir. Bu yöntem, polen ve toz gibi alerjenleri burundan uzaklaştırmaya yardımcı olur. 2. Bal Yerel üretilen bal, polen alerjisine karşı bağışıklık kazandırabilir. Ancak bu yöntemin etkinliği bireyden bireye değişebilir. 3. Elma Sirkesi Elma sirkesi, histamin seviyelerini dengelemeye yardımcı olabilir. Günde bir veya iki kez suya karıştırılarak içilebilir. 4. Zerdeçal Anti-enflamatuar özelliklere sahip olan zerdeçal, solunum yolu alerjilerini hafifletmede yardımcı olabilir. Yemeklere eklenebilir veya... --- ### Sinüzit Nedir? > Sinüzit yüz kemiklerinde ve burunda bulunan sinüslerin iltihaplanması durumudur. Genel olarak alerjik etkenler sebebiyle ya da - Published: 2024-03-26 - Modified: 2024-03-26 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sinuzit-nedir - Kategoriler: Genel Sinüzit yüz kemiklerinde ve burunda bulunan sinüslerin iltihaplanması durumudur. Genel olarak alerjik etkenler sebebiyle ya da enfeksiyon sebebiyle ortaya çıkmaktadır. Yeşil renkte burun akıntısı, burun tıkanıklığı, yüzde ağrılı dolgunluk, baş ağrısı, geniz akıntısı gibi belirtilerle kendini göstermektedir.  Sinüzit çeşitleri nelerdir? Sinüslerin iltihaplanması sonucunda ortaya çıkan sinüzitin farklı çeşitleri bulunur. En yaygın sinüzit çeşitleri bunlardır:Akut sinüzit Akut sinüzit üst solunum yolu enfeksiyonu veya soğuk algınlığı sonucunda ortaya çıkmaktadır. Enfeksiyonun şiddetine göre 1 ila 4 hafta arasında belirtiler devam edebilir. Şiddetli semptomlar yaşanırsa mutlaka uzman hekime başvurulmalı, gerekli tedavi uygulanmalıdır.  Subakut sinüzit Subakut sinüzit, akut sinüzitin tedavi edilmemesi, iyileşmemesi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Semptomlar azalmak yerine daha da çok artar ve belirtiler şiddetini arttırır. Yaklaşık 3 ay kadar sürebilir, mutlaka uzman hekime başvurulmalıdır.  Kronik sinüzitKronik sinüzit uzun süre belirti gösterebilmektedir. Semptomlar şiddetini 12 haftaya kadar gösterebilir. Sinüslerin iltihaplanması sonucunda oluşur. Bu iltihaplanmanın sebebi genellikle immün sistem bozukluğu, alerjik etkenler ya da anatomik sorunlardır.  Tekrarlayan sinüzitTekrarlayan sinüzit bir yıl içerisinde 3 veya 3’ten fazla akut sinüzit atağı geçiren hastalara konulan tanıdır. Burun tıkanıklığı, yüzde ağrılı dolgunluk, öksürük, koku almada güçlük gibi belirtilerle kendini gösterir. Tekrarlayan sinüzit genellikle alerjenler, tekrarlayan enfeksiyonlar, bağışıklık sistemi problemleri ve anatomik sorunlar sebebiyle ortaya çıkmaktadır.  Sinüzit neden olur? Yüz kemiklerinde ve burunda hava dolu boşluklar olan sinüslerin enfeksiyon kapması veya iltihaplanması sonucunda sinüzit meydana gelmektedir. Sinüzite neden olan bazı etkenler bulunmaktadır. İşte o etkenler:BakterilerBakteriler sinüsleri enfekte ederek sinüzite yol açabilir. Hasanın üst solunum yolu enfeksiyonu tedavi edilmezse sinüzit ortaya çıkabilir. Aynı zamanda bağışıklık sisteminin düşerek bakterilere davetiye çıkarması sonucunda da sinüzit meydana... --- ### Anne Sütünün ve Emzirmenin Faydaları > Anne sütü, bebeklerin sağlıklı büyüme ve gelişimlerini destekleyen en doğal ve en besleyici gıdadır. Doğal antikorlar - Published: 2024-03-26 - Modified: 2024-11-13 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/anne-sutunun-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anne sütü, bebeklerin sağlıklı büyüme ve gelişimlerini destekleyen en doğal ve en besleyici gıdadır. Doğal antikorlar, vitaminler, mineraller ve sindirimi kolay bileşenlerle dolu olan anne sütü, bebeklerin ilk 6 ay boyunca tek başına tüm besin ihtiyaçlarını karşılar. Emzirme süreci hem bebeğin hem de annenin sağlığı için sayısız fayda sağlar. Bu içerikte, anne sütünün ve emzirmenin bebek ve anne üzerindeki etkilerini, faydalarını ve uzun vadeli etkilerini inceleyeceğiz. Anne Sütünün Bebeklere Faydaları Anne sütü, bebeğin büyümesi ve bağışıklık sisteminin gelişmesi için ihtiyaç duyduğu tüm besin öğelerini içerir. İşte anne sütünün bebekler için sağladığı faydalar: 1. Bağışıklık Sistemini Güçlendirir Anne sütü, bebekleri hastalıklardan koruyan antikorlar içerir. Özellikle kolostrum adı verilen ilk süt, bebeklerin bağışıklık sistemini güçlendiren yüksek miktarda antikor barındırır. Bu antikorlar, bebeğin vücudunu bakteriyel ve viral enfeksiyonlara karşı koruyarak hastalıklara karşı savunmasını sağlar. Faydaları: Bebeklerde kulak enfeksiyonu, zatürre, bronşit gibi solunum yolu enfeksiyonlarının görülme riskini azaltır. 2. Sindirim Sistemi Üzerindeki Olumlu Etkileri Anne sütü, bebeklerin sindirim sistemini destekleyen en uygun yapıya sahiptir. Sindirimi kolay proteinler ve yağlar içerir, bu nedenle bebekler anne sütünü kolayca sindirir. Ayrıca bebeklerde kabızlık ve gaz gibi sindirim sorunlarını önlemeye yardımcı olur. Faydaları: Kolik ve sindirim problemlerini azaltır, bağırsak sağlığını korur ve bağırsak florasının gelişimini destekler. 3. Beyin Gelişimini Destekler Anne sütü, bebeğin beyin gelişimini destekleyen DHA (Dokosaheksaenoik Asit) ve ARA (Araşidonik Asit) gibi omega-3 ve omega-6 yağ asitlerini içerir. Bu bileşenler, sinir sisteminin sağlıklı gelişimi için önemlidir ve çocuğun ileriki yaşlarda zihinsel becerilerini olumlu yönde etkiler. Faydaları: Zeka gelişimini destekler, hafıza ve dikkat süresini artırır. 4. Alerji... --- ### 2 Yaş Sendromu Belirtileri ve Baş Etme Yöntemleri > 2 yaş sendromu, çocuk gelişiminde ebeveynler için zorlu bir dönemi ifade eder. Bu dönemde çocuklar, bağımsızlıklarını - Published: 2024-03-12 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/2-yas-sendromu-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları 2 yaş sendromu, çocuk gelişiminde ebeveynler için zorlu bir dönemi ifade eder. Bu dönemde çocuklar, bağımsızlıklarını kazanmaya çalışırken sınırlarını test etmeye başlar ve kendilerini daha güçlü bir şekilde ifade etmeye çalışırlar. 2 yaş sendromu sırasında çocukların davranışları, ebeveynleri zorlayabilir, ancak bu durum aslında çocuğun normal bir gelişim evresidir. Bu içerikte, 2 yaş sendromunun belirtilerini, nedenlerini ve baş etme yollarını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. 2 Yaş Sendromu Nedir? 2 yaş sendromu, çocukların yaklaşık 1,5-3 yaşları arasında yaşadıkları ve kendilerini keşfetmeye başladıkları bir gelişim dönemidir. Bu dönemde çocuklar “ben” merkezli davranışlar sergilemeye başlar, sınırlarını test eder ve kendilerini bağımsız bir birey olarak ifade etmek isterler. 2 yaş sendromu, öfke nöbetleri, inatçılık ve sıkça kullanılan “hayır” kelimesi ile tanımlanır. Ebeveynler için bu zorlu dönem, aslında çocuğun sağlıklı bir gelişim evresi geçirdiğini gösterir. 2 Yaş Sendromu Belirtileri Nelerdir? 2 yaş sendromunda çocukların sergilediği bazı tipik davranışlar vardır. Bu belirtiler, çocukların bağımsızlık duygusunu ifade etmeye çalıştıkları için ortaya çıkar. Öfke Nöbetleri: Çocuklar, istedikleri olmadığında öfke nöbetleri geçirebilir. Bu öfke nöbetleri, ağlama, bağırma, yere yatma gibi tepkilerle kendini gösterebilir. Sık Sık “Hayır” Demek: Çocuklar, bu dönemde sık sık “hayır” kelimesini kullanır. İsteklerinin yapılmadığını veya sınırlandırıldıklarını hissettiklerinde bunu dile getirirler. İnatçılık ve Bağımsızlık İsteği: Çocuklar, bu dönemde kendi başlarına hareket etmek isterler. Giysi seçmek, yemek yemek gibi konularda kendi tercihlerini yapmak isterler. Kararsızlık: 2 yaş sendromu yaşayan çocuklar, bir anda bir şeyi isteyip sonra vazgeçebilirler. Bu dönemde çocuğun ruh hali hızlı bir şekilde değişebilir. Duygusal Dalgalanmalar: Mutlu bir ruh halinden aniden öfke nöbetlerine geçiş gibi hızlı duygusal... --- ### Cilt Alerjisi Nedir? > Cilt alerjisi cildin bir veya birden çok etkene karşı tetiklenmesi durumunda ortaya çıkan bir reaksiyondur. - Published: 2024-03-12 - Modified: 2024-03-12 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cilt-alerjisi-nedir - Kategoriler: Genel Cilt alerjisi cildin bir veya birden çok etkene karşı tetiklenmesi durumunda ortaya çıkan bir reaksiyondur. Genellikle kızarıklık ve kaşıntı olarak kendini belli eder. Bu belirtilerin yanı sıra cilt üzerinde dökülme, soyulma, aşırı kuruluk gibi reaksiyonlar da gözlemlenebilir. Cilt alerjisi sinek ısırığı, kullanılan ilaçlar, cilt problemleri ya da tüketilen gıdalar ile oluşabilmektedir.  Cilt alerjisi genellikle çocukluk döneminde başlamaktadır ancak yetişkin dönemde de ortaya çıkabilmektedir. Belitler vücudun farklı bölgelerinde gözlemlenebilir. Tedavisi genellikle alerjen maddeden uzak durmakla sağlanır ancak bazı durumlarda lokal ilaçlara ihtiyaç duyulabilmektedir.  Cilt Alerjisi Neden olur? Cilt alerjisi farklı etkenler sonucunda ortaya çıkabilmektedir. Bunların başında genetik yatkınlık gelmektedir. Ailede bulunan cilt alerji öyküsü farklı aile bireylerinde de gözlemlenebilir. Çevresel faktörler, mevsim geçişleri, kullanılan ilaçlar, tüketilen besinler, günlük hayatta yaşanan aşırı stres durumu gibi etkenler de cilt alerjisine neden olabilmektedir.  Cilt Alerjisinin Belirtileri Nelerdir? Cilt alerjisinin belirtileri kişiden kişiye göre değişiklik gösterebilmektedir. Aynı zamanda alerjiye sebep olan etken de belirtileri gözlemleme aşamasında önemli rol oynamaktadır. Tüketilen bir besin, temas edilen bir sabun ya da kullanılan parfüm sonucunda oluşan cilt alerjileri farklı belirtiler gösterebilmektedir. Ancak genel olarak bakıldığında cilt alerjisi durumunda meydana gelen belirtiler bu şekildedir:KızarıklıkKızarıklık cilt alerjisinin en yaygın belirtilerinden bir tanesidir. Cilt üzerinde oluşan kızarıklığın boyutu reaksiyonun şiddetine bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir.  KaşıntıCilt alerjisi durumunda yaşanan yaygın belirtiler arasında kaşıntı da yer almaktadır. Genellikle kızarıklık ile birlikte, alerjen madde ile temas sonrasında ortaya çıkmaktadır.  ŞişlikKaşıntı ve kızarıklık sonrasında bölgede şişlik de gözlemlenebilir. Bu şişlik küçük kabarcıklar şeklinde olabileceği gibi, alerjenle temas eden bölgede büyük bir şişlik de gözlemlenebilir.  Yanma hissiYanma... --- ### Ozon Tedavisi Nedir? Kimlere Uygulanır? > Ozon tedavisi, çeşitli hastalıklarda tedavi olarak kullanılan alternatif tıp uygulamalarından biridir. Tıp alanında kullanımı yaygın - Published: 2024-02-08 - Modified: 2024-04-15 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ozon-tedavisi-nedir-kimlere-uygulanir - Kategoriler: Genel Ozon tedavisi, çeşitli hastalıklarda tedavi olarak kullanılan alternatif tıp uygulamalarından biridir. Tıp alanında kullanımı yaygın olan ozon, gaz ve sıvı olarak çeşitli formlarda bulunabilir. Böylelikle hastalara sauna tedavisi, enjeksiyon tedavisi, solunum tedavisi şeklinde uygulanabilmektedir. Tedavilere ek olarak uygulandığı için, tamamlayıcı tedavi grubuna girmektedir. Ozon Tedavisi Nelere İyi Gelir? Ozon tedavisi, birçok hastalığın tedavisinde semptomları giderici etkisi sebebiyle ek tedavi olarak uygulanabilmektedir. Güçlü bir antimikrobiyal olan ozon, virüs, bakteri, mantar gibi farklı mikroorganizmalara karşı direnç gösterir ve çoğalmalarının önüne geçer.  Yapılan araştırmalar, ozon tedavisinin bağışıklık sistemini uyardığını ve güçlendirdiğini ortaya koymuştur. Ozon tedavisi; hücre yenilenmesini hızlandırmak, bağışıklık sistemini güçlendirmek, ağrıyı azaltmak, iltihaplanmayı gidermek gibi birçok farklı branşta tercih edilmektedir. Ozon tedavisinin tercih edildiği bazı hastalıklar bu şekildedir: Kronik yorgunluk Romatizmal hastalıklar Solunum yolu enfeksiyonları Dolaşım sorunları Kronik ağrı Sedef gibi deri hastalıkları Mantar, bakteri enfeksiyonları Kanser Diyabet Ozon Tedavisi Kimlere Yapılabilir? Kan dolaşımını büyük ölçüde artıran ozon tedavisi genellikle dolaşım problemlerinin tedavisinde kullanılmaktadır. Ancak solunum yolu enfeksiyonu bakteri enfeksiyonu, romatizmal hastalıklar, kronik yorgunluk gibi şikayeti olan birçok hasta için tercih edilebilen ek tedavi yöntemidir. Uzman doktor kontrolü ile ozon tedavisine başlanabilir.  Ozon Tedavisi Kimlere Uygulanmaz? Ozon tedavisi belirli sağlık sorunları yaşayan kişiler için uygulanmamalı ya da uzman doktor kontrolünde durum değerlendirilmelidir. Ozon tedavisi için uygun görülmeyen bazı hastalık ve durumlar bu şekildedir: Hamilelik Tiroid hastalıkları Kan pıhtılaşma sorunları Yüksek tansiyon Tekrarlayan kas krampları Ozon alerjisi olan hastalar Kalp krizi öyküsü Kansızlık Şeker hastalığı Organ yetmezliği Otoimmün hastalıklar Yukarıdaki hastalık ve durumlara sahip olmayan kişiler, ozon tedavisi için uzman hekim ile görüşmeli... --- ### Glutatyon Nedir? Tedavisi Nasıl Yapılır? > Glutatyon, vücutta doğal olarak bulunan antioksidan bir maddedir. Karaciğer tarafından üretilir ve üç aminoasitten oluşur. - Published: 2024-02-08 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/glutatyon-nedir-tedavisi-nasil-yapilir-ve-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Genel Glutatyon, vücutta doğal olarak bulunan antioksidan bir maddedir. Karaciğer tarafından üretilir ve üç aminoasitten oluşur. Vücutta antioksidan görevi gören glutatyon, vücudun serbest radikallerle mücadele etmesine destek olmaktadır.  Glutatyon; bağışıklık sistemi, kalp ve karaciğer gibi vücut içerisinde birçok dokuda bulunmaktadır. Kalp hastalıklarını iyileştirmek, bağışıklık sistemine destek olmak ve vücuttaki dokuların yenilenmesinde oldukça etkilidir.  Glutatyon Eksikliği Belirtileri Nelerdir? Vücutta glutatyon eksikliği olması durumunda ortaya çıkabilecek bazı belirtiler bulunmaktadır. Glutatyon eksikliği belirtilerini bu maddelerle sıralayabiliriz: Halsizlik, yorgunluk Hafıza problemleri Enerjinin düşük olması Tekrarlayan enfeksiyon öyküsü Karaciğer sorunları Yaraların uzun süre boyunca iyileşmemesi Farklı sağlık problemleri ile de ilişkilendirilebilecek bu belirtiler olduğunda mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulmalı ve gerekli testlerin yapılması sağlanmalıdır. Glutatyon eksikliği durumunda gerekli tedavi şekli uygulanarak belirtilerin ortadan kalkması sağlanmaktadır.  Glutatyon Faydaları Nelerdir? Ne İşe Yarar? Çevresel faktörler, sağlıksız ve düzensiz beslenme gibi unsurlar vücuttaki glutatyon seviyesinin düşmesine neden olur. Aynı zamanda yaşın ilerlemesiyle birlikte de vücutta glutatyon düşüklüğü gözlemlenebilir. Glutatyon insan vücudunda doğal olarak üretilmektedir ancak yetersizliği durumunda sıvı ve kapsül olarak da takviye edilebilir. Yaşlanma etkilerinin geciktirilmesi, karaciğer hastalıklarının tedavisi, bağışıklığın güçlendirilmesi için yeterli seviyede glutatyon üretimi önemlidir. Glutatyonun insan vücudu için faydalarını bu şekilde sıralayabiliriz: Vücuttaki serbest radikalleri nötralize ederek hücresel sağlığı korumaktadır.   Kanser, diyabet gibi birçok hastalığın habercisi olan oksidatif stresin azalmasını sağlar. Vücuttaki toksinlerle etkileşime geçerek vücuttan atılımını kolaylaştırır.   Enflamasyonu azaltıcı etkisi ile sedef hastalığının tedavisinde etkili olmaktadır. Anti-aging etkisi sağlar ve yaşlanma belirtilerinin geciktirilmesinde önemli rol oynar.   Karaciğer hastalığında enzim seviyelerini iyileştirici etkisi bulunmaktadır, hücre hasarının tamir edilmesinde etkilidir. Hücresel enerji üretimini... --- ### Çocuklarda Nebulizatör Kullanımı > Çocuklarda nebulizatör, astım, bronşit, KOAH veya diğer solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir cihazdır. - Published: 2023-11-03 - Modified: 2024-10-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-nebulizator-kullanma-teknigi - Kategoriler: Çocuklarda Astım Alerji İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video  Çocuklarda nebulizatör, astım, bronşit, KOAH veya diğer solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir cihazdır. Nebulizatör, sıvı ilacı buhar haline getirerek çocuğun kolayca soluyabileceği bir forma dönüştürür. Bu yöntem, küçük çocuklar veya inhaler kullanmakta zorluk çekenler için idealdir. Aşağıda, çocuklarda nebulizatör kullanımına dair adım adım rehber bulabilirsiniz: Çocuklarda Nebulizatör Kullanımı Adımları: 1. Cihazın Hazırlanması: Parçaları bir araya getirin: Nebulizatör cihazı birkaç parçadan oluşur: kompresör, ilaç kabı (nebülizer haznesi), maske veya ağızlık, hortumlar. Tüm bu parçaların temiz ve doğru şekilde bir araya getirildiğinden emin olun. İlacı hazırlayın: Doktorunuzun reçete ettiği sıvı ilacı nebulizatör haznesine dökün. İlacın miktarı ve kullanım şekli doktor tarafından belirlenir. Gerekirse ilaç bir tuzlu su (salin solüsyonu) ile seyreltilir. 2. Cihazı Bağlayın: Nebülizatörü bağlayın: Nebulizatör haznesini hortum ile kompresöre bağlayın. Kompresör, havayı hazneye ileterek ilacı buharlaştırır. Maskeyi yerleştirin: Küçük çocuklar için genellikle bir maske kullanılır. Maskeyi çocuğun yüzüne tam oturacak şekilde yerleştirin. Eğer çocuk maske takmayı sevmiyorsa, ağızlık da kullanılabilir, ancak maskenin çocuğun yüzüne tam oturduğundan ve buharın kaçmadığından emin olun. 3. Nebulizatörün Çalıştırılması: Cihazı çalıştırın: Cihazın fişini takın ve nebulizatörü açın. İlaç buharı maskeden ya da ağızlıktan çıkmaya başlayacaktır. Çocuğun normal nefes almasını sağlayın: Çocuğun doğal bir şekilde nefes almasına izin verin. Nebulizatör ilacı buhar haline getirip akciğerlerine gönderecektir. Tedavi sırasında çocuğun rahat oturmasına ya da hafif eğik pozisyonda olmasına dikkat edin. 4. İnhalasyon Süresi: Nefes alma süresi: Çocuk doğal bir şekilde nefes alırken ilacın tüm buharı tükene kadar bekleyin. Bu süreç genellikle 5-10 dakika sürer. Çocuğun dikkatini dağıtmak için bu süre zarfında kitap okuyabilir veya onunla... --- ### Çocuklarda Maskeli Hazne Kullanımı > Çocuklarda maskeli hazne (spacer with mask), özellikle küçük çocukların inhaler kullanmakta zorlanabileceği durumlarda etkili bir - Published: 2023-11-03 - Modified: 2024-10-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-maskeli-hazne-kullanimi - Kategoriler: Çocuklarda Astım Alerji İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video  Çocuklarda maskeli hazne (spacer with mask), özellikle küçük çocukların inhaler kullanmakta zorlanabileceği durumlarda etkili bir yöntemdir. Maskeli hazne sayesinde, çocuklar doğru şekilde ilaç alabilir ve bu ilaç, doğrudan akciğerlerine ulaşarak solunum yolları hastalıklarının tedavisinde daha etkili olur. Aşağıda, çocuklarda maskeli hazne kullanımına dair adım adım bir rehber bulabilirsiniz: Çocuklarda Maskeli Hazne Nasıl Kullanılır? 1. Hazneyi Hazırlayın: İnhalerin kapağını çıkarın: İnhaler cihazının koruyucu kapağını çıkarın ve inhaleri maskeli haznenin uygun kısmına yerleştirin. İnhalerin ağızlık kısmı hazneye sıkıca oturmalıdır. Cihazı çalkalayın: İnhaler cihazını kullanmadan önce iyice çalkalayın. Bu, ilaç partiküllerinin eşit şekilde dağıtılmasını sağlar. 2. Çocuğu Hazırlayın: Çocuğa rahat bir pozisyon sağlayın: Çocuğunuz rahat bir şekilde oturmalı ve sakin olmalıdır. Tedavi sırasında çocuğunuzun sakin kalması, ilacın doğru şekilde alınmasını sağlar. Tedaviyi açıklayın: Özellikle küçük çocuklar tedavi sırasında tedirgin olabilirler. Maskeyi yüzüne yerleştirmeden önce onlara ne yapacağınızı açıklayarak rahatlamalarını sağlayın. 3. Maskeyi Yerleştirin: Maskeyi çocuğun yüzüne tam oturtun: Maskenin çocuğun burnunu ve ağzını tamamen kapladığından emin olun. Maske, ilacın kaçmasını önlemek için çocuğun yüzüne tam oturmalıdır. Maske sıkıca oturmazsa buhar kaçabilir ve ilaç yeterince etkin olmaz. 4. İnhaleri Çalıştırın: İnhaleri hazneye püskürtün: İnhaler cihazına bir kez basarak ilacı maskeli haznenin içine püskürtün. İlaç, haznenin içinde birikir ve çocuğunuzun rahatça nefes almasıyla akciğerlerine ulaşır. Çocuğa normal nefes aldırın: Çocuğunuzun normal bir şekilde nefes alıp vermesine izin verin. Çocuğunuz birkaç nefes alırken ilacı hazneden çekecektir. Genellikle 5-6 derin nefes almak ilacı tam olarak almak için yeterlidir. 5. Nefes Alma Süreci: Nefes tutturmaya çalışmayın: Küçük çocukların nefeslerini tutmaları zor olabilir. Bu nedenle, doğal nefes alıp... --- ### Çocuklarda Ağızlıklı Hazne Kullanımı > Çocuklarda ağızlıklı hazne (spacer), özellikle astım veya solunum yolu hastalıklarında kullanılan inhaler cihazının daha etkili olmasını - Published: 2023-11-03 - Modified: 2024-10-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-agizlikli-hazne-nasil-kullanilir - Kategoriler: Çocuklarda Astım Alerji İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video  Çocuklarda ağızlıklı hazne (spacer), özellikle astım veya solunum yolu hastalıklarında kullanılan inhaler cihazının daha etkili olmasını sağlar. Çocuklar inhaler cihazını doğru kullanmakta zorlanabileceği için, spacer sayesinde ilaç daha rahat bir şekilde ciğerlere ulaşır. Aşağıda, çocuklarda ağızlıklı hazne kullanımına dair adım adım bir rehber bulabilirsiniz: Çocuklarda Ağızlıklı Hazne (Spacer) Kullanımı: 1. Hazneyi Hazırlayın: İnhaler kapağını çıkarın: İnhaler cihazının kapağını çıkarın ve inhaleri hazneye (spacer) yerleştirin. İnhalerin ağızlık kısmı hazneye sıkıca oturmalıdır. Cihazı çalkalayın: İnhaleri her kullanımdan önce iyice çalkalayın (özellikle aerosol tip inhalerlerde bu önemlidir), böylece ilaç eşit şekilde dağılır. 2. Çocuğu Hazırlayın: Çocuğa nasıl kullanılacağını anlatın: Çocuğun rahat ve sakin olması önemlidir. Tedavi sırasında yavaşça nefes alıp vermesi gerektiğini anlatın. Çocuğa oturması için rahat bir pozisyon sağlayın: Tedavi sırasında çocuğun rahat bir şekilde oturması ve sakin kalması, ilacın etkinliği açısından önemlidir. 3. Ağızlığı Yerleştirin: Ağızlığı çocuğun ağzına yerleştirin: Ağızlığın çocuğun dişleri arasına tam oturduğundan ve dudaklarının ağızlığın etrafında sıkıca kapalı olduğundan emin olun. Ağızdan hava kaçmamalıdır. 4. İnhalasyonu Gerçekleştirin: İnhaleri çalıştırın: İnhaler cihazına bir kez basarak ilacı haznenin içine püskürtün. Hazne, ilacın çocuğun ciğerlerine yavaşça gitmesini sağlar. Nefes aldırın: Çocuğunuzun yavaş ve derin bir nefes almasını sağlayın. Eğer çocuğunuz derin bir nefes almakta zorlanıyorsa, normal nefeslerle birkaç kez inhalasyonu tamamlayabilir. Nefes tutmayı deneyin: Eğer mümkünse, çocuğunuzun nefes aldıktan sonra 5-10 saniye kadar nefesini tutmasını sağlayın. Bu, ilacın akciğerlerine ulaşmasını sağlar. Ancak küçük çocuklar için bu süreyi uzatmaya çalışmak gerekmez, doğal nefes almasına izin verin. 5. Tekrar Gerekirse: İkinci doz gerekiyorsa: Doktorunuz ikinci bir doz önerdiyse, inhaleri tekrar çalkalayın ve... --- ### Sakral Gamze Nedir? > Sakral gamze, bazı bebeklerde doğumda mevcut olan sırtın alt kısmındaki deride bir girinti veya çukurdur. Genellikle kalçanın hemen - Published: 2023-07-28 - Modified: 2023-07-28 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sakral-gamze-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Sakral gamze, bazı bebeklerde doğumda mevcut olan sırtın alt kısmındaki deride bir girinti veya çukurdur. Genellikle kalçanın hemen üzerinde yer alır.   Sakral, bebeğinizin omurgasının altındaki kemik olan sakrumu ifade eder. Sakral gamze doğuştan gelen bir durumdur, bu da bebeğinizin onunla doğduğu anlamına gelir. Sakral gamzelerin çoğu herhangi bir soruna neden olmaz. Ancak nadir de olsa bazen sakral bir gamze, altta yatan bir omurga sorununun işareti olabilir. Bunlar spina bifida ve bağlı omuriliği içerir. Spina bifida, gelişmekte olan bebeğinizin omurgası hamileliğiniz sırasında tamamen erken oluşmadığında ortaya çıkar. Spina bifida, bir tür nöral tüp defektidir. Durumun ciddiyeti büyük ölçüde değişkenlik gösterir. Çoğu vaka hafiftir. Daha ciddi vakalar, önemli sinir ve omurilik hasarına neden olabilir. Çocuğunuzun doktoru, omurga sorununun bir işareti olup olmadığına karar vermek için sakral gamzeye yakından bakacaktır. Büyüklüğüne ve konumuna bağlı olarak, çocuğunuzun doktoru omurga problemlerini ortadan kaldırmak için bir dizi test yapabilir.  Sırt gamzeleri ile sakral gamzeler arasındaki fark nedir? Sakral gamzeler diğer bazı durumlarla karıştırılabilir. Bu durumlardan biri de sırt gamzeleridir. Sırt gamzeleri de çocuğunuzun belinde bulunan girintilerdir. Ancak, çocuğunuzun omurgasının her iki tarafında birer tane olmak üzere iki set halinde olurlar. Bağ adı verilen dokular bu bel çukurlarını oluşturur. Bağlar cildinizi pelvik kemiklerinize bağlar. Sırt gamzeleri sakral gamzeler gibi zararsızdır. Ayrıca popo gamzeleri ve Venüs gamzeleri olarak da adlandırılırlar.  Pilonidal gamzeler ile sakral gamzeler arasındaki fark nedir? Sırtınızın alt kısmında pilonidal gamzeler (pilonidal kistler) de bulunur. Ancak bir pilonidal kist, sıvı veya hava ile dolu yuvarlak bir doku kesesidir. Kist enfekte olursa şişebilir ve ağrılı hale... --- ### Bebeklerde Kalça Çıkığı Nedenleri ve Belirtileri > Bebeklerde kalça çıkığı, doğuştan gelen bir durum olup tıbbi literatürde Gelişimsel Kalça Displazisi (GKD) olarak adlandırılır. - Published: 2023-07-28 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dogumsal-kalca-cikikligi-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde kalça çıkığı, doğuştan gelen bir durum olup tıbbi literatürde Gelişimsel Kalça Displazisi (GKD) olarak adlandırılır. Kalça çıkığı, kalça eklemindeki topuz şeklindeki femur başının yuvadan (asetabulum) çıkması veya yerinde sabit kalamaması sonucu oluşur. Bu durum, eğer erken tanı ve tedavi edilmezse kalıcı eklem sorunlarına, hareket kısıtlılıklarına ve yürüme bozukluklarına neden olabilir. Bu içerikte, bebeklerde kalça çıkığının nedenlerini, belirtilerini, tanı yöntemlerini ve tedavi seçeneklerini detaylı olarak ele alacağız. Bebeklerde Kalça Çıkığı Nedir? Kalça eklemi, femur başı (uyluk kemiğinin yuvarlak ucu) ve asetabulum (kalça kemiğinin yuvarlak yuvası) arasında oluşan bir eklemdir. Bu eklem, bebek doğmadan önce gelişir, ancak bazı durumlarda tam olarak düzgün şekilde şekillenmeyebilir. Bu durum, bebeklerde kalça ekleminin stabilitesini bozarak kalça çıkığına neden olur. Kalça çıkığı, erken tanı konulmadığı veya tedavi edilmediği takdirde çocukluk, gençlik ve hatta yetişkinlik dönemlerinde kalıcı ortopedik sorunlara yol açabilir. Bebeklerde Kalça Çıkığı Neden Olur? Kalça çıkığının nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte bazı faktörlerin bu durumu tetiklediği düşünülmektedir. Bebeklerde kalça çıkığı oluşumunu etkileyen başlıca faktörler şunlardır: Genetik Faktörler: Kalça çıkığı ailesel bir yatkınlık gösterebilir. Ailede kalça çıkığı öyküsü olan bireylerde bebeklerde kalça çıkığı riski artmaktadır. Anne Karnındaki Pozisyon: Özellikle makat gelişi pozisyonunda doğan bebeklerde kalça çıkığı riski daha yüksektir. Bu pozisyon, kalça eklemine fazla baskı yaparak çıkık riskini artırabilir. Kız Bebek Olmak: Kız bebeklerde kalça çıkığı riski erkek bebeklere oranla daha yüksektir. Hormonel farklılıklar, bu duruma neden olan etkenlerden biri olarak kabul edilmektedir. Hormonal Etkiler: Gebelik sırasında salgılanan bazı hormonlar, bebeğin kalça eklemlerinde gevşemeye yol açabilir ve bu durum doğum sonrası kalça çıkığı riskini artırabilir. Doğum... --- ### Çocuklarda Geçmeyen Öksürük: Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri > Çocuklarda geçmeyen öksürük, ebeveynleri endişelendiren yaygın bir sağlık sorunudur. Genellikle soğuk algınlığı veya solunum yolu - Published: 2023-07-28 - Modified: 2024-11-13 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-gecmeyen-oksuruk - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuklarda geçmeyen öksürük, ebeveynleri endişelendiren yaygın bir sağlık sorunudur. Genellikle soğuk algınlığı veya solunum yolu enfeksiyonları nedeniyle ortaya çıkan öksürük, bazı durumlarda haftalarca sürebilir ve farklı bir sağlık sorununa işaret edebilir. Bu içerikte, çocuklarda uzun süre devam eden öksürüğün nedenlerini, belirtilerini, teşhis ve tedavi yöntemlerini ele alacağız. Çocuğunuzun sağlığı için geçmeyen öksürüğü ciddiye almak ve uygun tedavi yöntemleri ile bu durumu kontrol altına almak önemlidir. Çocuklarda Geçmeyen Öksürüğün Nedenleri Çocuklarda geçmeyen öksürük farklı nedenlere bağlı olarak gelişebilir. Öksürüğün uzun süre devam etmesi, altında yatan bir sağlık sorununun işareti olabilir. 1. Alerjik Reaksiyonlar Alerjiler, çocuklarda uzun süre geçmeyen öksürüğün yaygın nedenlerinden biridir. Polen, toz, hayvan tüyü veya küf gibi alerjenlere maruz kalan çocuklarda öksürük meydana gelebilir. Bu tür öksürük, alerjenlere maruz kalındığında veya mevsim geçişlerinde daha yoğun hale gelir. 2. Astım Astım, çocuklarda öksürüğün uzun süre devam etmesine neden olabilen bir solunum yolu rahatsızlığıdır. Özellikle geceleri veya egzersiz sonrasında artan öksürük, hırıltılı solunum ve nefes darlığı astımın belirtileri arasında yer alır. Astım, doğru tedavi edilmediğinde geçmeyen öksürüğe yol açabilir. 3. Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları Soğuk algınlığı, grip veya nezle gibi üst solunum yolu enfeksiyonları da çocuklarda öksürüğe neden olabilir. Genellikle birkaç gün süren öksürük, bazen haftalarca devam edebilir ve çocuğun uyku düzenini bozabilir. Bu tür enfeksiyonlara bağlı öksürük, genellikle mukus birikimi ve boğaz tahrişi nedeniyle oluşur. 4. Sinüzit Sinüzit, burun tıkanıklığı ve mukus birikimi ile karakterize bir durumdur. Sinüzitli çocuklarda, mukus boğaza akarak öksürüğe neden olabilir. Bu durum, özellikle gece yatarken öksürük ataklarına yol açabilir. 5. Gastroözofageal Reflü (GERD) Gastroözofageal reflü,... --- ### Çocuklarda Duygusal Zeka > Duygusal zeka, esasen kişinin başkalarıyla net, değerli yollarla bağlantı kurmak ve iletişim kurmak için duyguları ayırt etme, deşifre etme, - Published: 2023-07-28 - Modified: 2023-07-28 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-duygusal-zeka - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Duygusal zeka, esasen kişinin başkalarıyla net, değerli yollarla bağlantı kurmak ve iletişim kurmak için duyguları ayırt etme, deşifre etme, sergileme, düzenleme ve kullanma yeteneğidir. Duygularınızı kontrol edebilmek ve onları olgun, yapıcı yollarla ifade edebilmek önemli olmakla kalmaz, aynı zamanda başkalarının duygularını sağlıklı yollarla tanımak, tercüme etmek ve bunlara tepki vermek de önemlidir. Bir kişi bunu yapmakta ne kadar iyiyse, duygusal zekası veya duygusal bölümü o kadar yüksek olacaktır. Duygusal zekayı belirleyen unsurlar şunları içerir: Öz düzenleme, Sosyal beceriler, Motivasyon, Öz farkındalık, Empati. Duygusal zeka belirtileri Duygusal zekanın göstergeleri şunları içerir: Kişinin ne hissettiğini ve başkalarının ne hissettiğini tanıyabilme ve anlayabilme, Kendine güven ve kendini kabul etme, Başkaları için empati sahibi olma, Zor zamanlarda duygularını yönetebilme, Kişinin kendi güçlü ve zayıf yönlerinin farkındalığı, Başkalarını ve yaşadıklarını önemsemek ve onlarla ilgilenmek, Hatalardan ders çıkarma,  Kendi eksikliklerini veya hatalarını sahiplenme, Hayattaki değişim ve geçişleri kucaklayabilme ve onlarla akabilmek, Başkalarının duygularına duyarlı olma. Duygusal bölüm nedir? Duygusal bölüm (EQ), tıpkı kişinin zekasının IQ puanını kullanması gibi, duygusal zekayı test yoluyla ölçme yöntemidir. Duygusal zeka tipik olarak bir kişisel bildirim testi veya bir yetenek testi kullanılarak ölçülür. Puanlar 160'a kadar çıkabilir ve 90-100 arası puanlar ortalama puanlardır. Yüksek duygusal zekaya sahip olmak, başkalarını anlayabilmeniz, onlarla empati kurabilmeniz ve kendiniz hakkında bir farkındalığa sahip olmanız anlamına gelir. EQ neden önemlidir? Araştırmalar, EQ'nun çocuklarda gelecekteki başarının bir göstergesi olduğunu IQ'dan daha fazla bulmuştur. Yüksek duygusal zekaya sahip olmak, çocukların sınıfta daha dikkatli olmalarını ve meşgul olmalarını ve hatta yetişkinler olarak mesleki kariyerlerinde daha başarılı olmalarını sağlar. Neyse... --- ### Bebeklerde Çölyak Hastalığı Belirtileri > Çölyak hastalığı, buğday, arpa ve çavdarda bulunan bir protein olan gluteni tolere edememenize neden olan otoimmün bir hastalıktır ve - Published: 2023-07-26 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-colyak-hastaligi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çölyak hastalığı, bebeklerin ve çocukların sağlıklı gelişimini etkileyebilen, bağışıklık sistemiyle ilgili bir hastalıktır. Bu hastalıkta, buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan gluten adlı proteine karşı vücut anormal bir tepki gösterir. Çölyak hastalığı, bebeklerde tanı koyulmadığında sindirim sorunlarına, büyüme geriliğine ve bağışıklık sistemiyle ilişkili başka sorunlara yol açabilir. Bu yazıda, bebeklerde çölyak hastalığının belirtilerini, nedenlerini, teşhis yöntemlerini ve tedavi sürecini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. Çölyak Hastalığı Nedir? Çölyak hastalığı, vücudun gluten adlı proteine karşı bağışıklık sisteminin yanlış bir tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir otoimmün hastalıktır. Gluten, buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllarda bulunur. Çölyak hastalığı olan bireylerde, gluten tüketildiğinde ince bağırsakta iltihaplanma meydana gelir ve bu da besinlerin emilimini engeller. Bebeklerde bu hastalığın erken teşhisi, sağlıklı gelişim ve büyüme açısından kritik öneme sahiptir. Bebeklerde Çölyak Hastalığının Nedenleri Çölyak hastalığının kesin nedeni tam olarak bilinmese de, genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Çölyak hastalığı olan bireylerde HLA-DQ2 ve HLA-DQ8 adı verilen genetik mutasyonlar yaygındır. Çölyak hastalığı, genetik yatkınlığı olan bebeklerde, gluten içeren besinlerle tanıştığında veya çevresel bir tetikleyiciye maruz kaldığında gelişebilir. İşte çölyak hastalığına yol açabilecek bazı risk faktörleri: Genetik Yatkınlık: Ailede çölyak hastalığı veya diğer otoimmün hastalık öyküsü olan bireylerde bu hastalığın görülme riski daha yüksektir. Bağışıklık Sistemi Sorunları: Bağışıklık sistemi zayıf olan veya otoimmün hastalıkları olan bireylerde çölyak hastalığı gelişme olasılığı artar. Erken Gluten Tüketimi: Bazı araştırmalar, bebeklik döneminde erken dönemde glutenle tanışmanın çölyak hastalığı riskini artırabileceğini göstermektedir. Ancak gluten tüketim zamanı üzerine daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. Bebeklerde Çölyak Hastalığının Belirtileri Nelerdir? Bebeklerde çölyak hastalığı belirtileri, yaşlarına ve... --- ### Bebeklerde Burun Temizliği Zararlı Mı? > Ebeveynlerin bebeklerin burun temizliği konusunda hem bilgili hem de dikkatli olması gerekir. Bebeğinizin burnunu temizlemek, özellikle - Published: 2023-07-26 - Modified: 2024-11-14 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-burun-temizligi-zararli-mi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hangi yaşta olursa olsun burun tıkanıklığı can sıkıcı ve rahatsız edici bir durumdur. Bebeklerde burun tıkanıklığı ise hem bebek için hem de ebeveynler için zor bir durum olabilir. Bebekler burunlarını kendi başlarına temizleyemezler. Bu nedenle ebeveynlerin bebeklerin burun temizliği konusunda hem bilgili hem de dikkatli olması gerekir. Bebeğinizin burnunu temizlemek, özellikle emdiği zamanlarda rahat etmesini sağlar.  Burun Yıkamanın Riskleri Nelerdir? Burun yıkama yani nazal sulama tıkanıklıktan kurtulmak için yaygın olarak başvurulan bir yöntemdir. Ancak bebeklerde burun yıkamanın zararlı olup olmadığı ebeveynlerin merak ettiği bir konudur. Nazal sulama, doğru yapıldığında güvenlidir. Kirlenmiş su kullanırsanız, hafif bir enfeksiyon riski vardır. Bu nedenle kullandığınız suyun ve materyallerin temiz olduğundan emin olmanız gerekir. Nazal sulama ile ilişkili olumsuz vakaların çoğu, arıtılmamış musluk suyu kullanan kişileri içerir. Damıtılmış veya kaynamış su kullanmak bebeğinizi enfeksiyonlardan korur. Bebeğinizin Burnunun Tıkalı Olduğunu Nasıl Anlarsınız? Çoğu durumda, bebeğinizin burnunun tıkalı olup olmadığını hızlıca anlayabilirsiniz. Burunda tıkanıklığa neden olan mukus burun deliğinde ya da burun çevresinde görülebilir. Aksi takdirde, burun tıkanıklığı gürültülü nefes alma, horlama veya genel sinirlilik temelinde tespit edilebilir. Tıkalı Burun Neden Olur? Çeşitli yaygın durumlar ve hastalıklar bebeğinizin burnunun tıkanmasına neden olabilir. Bu durumlar şunlar içerir: Soğuk algınlığı veya grip, Kuru havaya maruz kalma, Alerjiler, Kirleticilere maruz kalma. Genel olarak, burun pasajları küçük olduğundan ve gelişmesi için zamana ihtiyaç duyduğundan, bebekler daha büyük çocuklara veya yetişkinlere göre tıkanıklığa daha yatkındır. Çoğu durumda, tıkanıklık hafiftir ve burun temizliği gerekirken, ebeveynler fazla endişelenmemelidir. Tıkanıklık bebeğin göğsünün daha derinlerinde meydana gelirse, bunun nedeni astım, zatürre veya kistik fibroz gibi endişe... --- ### Anne Sütü Sarılığı Nedenleri ve Belirtileri > Anne sütü sarılığı, doğumdan sonraki ilk günlerde bebekte görülen ve emzirme süreci ile ilişkilendirilen bir sarılık türüdür. - Published: 2023-07-26 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/anne-sutu-sariligi-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde doğumdan sonraki ilk günlerde sarılık görülmesi sık rastlanan bir durumdur. Yeni doğan sarılığı olarak bilinen bu durum, genellikle bebeğin karaciğerinin bilirubin adlı sarı pigmenti yeterince hızlı parçalayamaması nedeniyle oluşur. Bunun bir türü olan anne sütü sarılığı, özellikle emzirilen bebeklerde görülebilir. Bu içerikte, anne sütü sarılığının nedenlerini, belirtilerini, tanı sürecini ve tedavi yöntemlerini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. Anne Sütü Sarılığı Nedir? Anne sütü sarılığı, doğumdan sonraki ilk günlerde bebekte görülen ve emzirme süreci ile ilişkilendirilen bir sarılık türüdür. Genellikle doğumdan sonraki ilk haftada başlar ve ikinci haftada en yüksek seviyeye ulaşır. Anne sütü sarılığı, tamamen zararsız bir durum olup bebeğin sağlığını genellikle etkilemez. Bebeklerin yaklaşık %2-3’ünde görülen bu durum, emzirmeye devam ettikçe kendiliğinden düzelir. Bilirubin nedir? Bilirubin, kırmızı kan hücrelerinin parçalanması sonucu oluşan sarı renkte bir pigmenttir. Bebeklerin karaciğeri henüz tam olarak gelişmediği için bilirubin seviyeleri ilk günlerde yüksek olabilir. Anne Sütü Sarılığının Nedenleri Anne sütü sarılığı, bebeğin anne sütünde bulunan bazı maddelere karşı hassasiyeti nedeniyle oluşur. Bu maddeler, bebeğin karaciğerinin bilirubini parçalamasını ve vücuttan atmasını yavaşlatabilir. Anne sütü sarılığına yol açan temel nedenler arasında şunlar bulunur: Anne Sütünde Bulunan Maddeler: Anne sütünde bulunan bazı yağ asitleri, bebeğin karaciğer enzimlerini etkileyerek bilirubin metabolizmasını yavaşlatabilir. Yetersiz Süt Alımı: İlk günlerde yetersiz süt alımı, bebeğin vücudundaki bilirubinin dışkı yoluyla atılmasını zorlaştırabilir. Yetersiz beslenme nedeniyle bilirubin seviyesi yükselir ve sarılık oluşur. Bebek Karaciğerinin Gelişmemiş Olması: Yenidoğan bebeklerin karaciğeri bilirubini yeterince hızlı parçalayacak kadar gelişmemiştir. Anne sütü sarılığı, karaciğerin bu süreçte zorlanması nedeniyle daha fazla ortaya çıkar. Anne sütü sarılığı genellikle geçici bir durumdur ve... --- ### Bebeklere Kuruyemiş Ne Zaman Verilir? > Kuruyemiş alerjileri çok sayıda kişide görülebilir ve etkileri ciddi olabilir. Bu nedenle ebeveynler bebeklerine ne zaman kuruyemiş - Published: 2023-07-24 - Modified: 2023-07-24 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklere-kuruyemis-ne-zaman-verilir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde ek gıdaya geçmek hem heyecanlı hem de stresli bir süreçtir. Özellikle bazı yaygın alerjen besinlerin bebeklere ne zaman ve ne şekilde verileceği konusu ebeveynlerin merak ettiği konuların başında gelir. Bebeklere verilme konusunda strese neden olabilecek başlıca besinlerden biri de kuruyemişlerdir. Kuruyemiş alerjileri çok sayıda kişide görülebilir ve etkileri ciddi olabilir. Bu nedenle ebeveynler bebeklerine ne zaman kuruyemiş vermeleri gerektiğini merak eder. Bu yazımızda bebeklere kuruyemiş ne zaman verilir sorusu ile ilgili detayları sizler için yazdık.  Bebeğime ne zaman kuruyemiş verebilirim? Alerjenik yiyeceklerle erken tanışma, aslında küçük çocuğunuzu alerjilerden korumaya yardımcı olabilir. Bu nedenle, bebeğinizi katı yiyeceklerle beslemeye başladıktan hemen sonra, yaklaşık 4 ila 6 ay arasında, bunları tanıtmak en iyisidir. Daha önceki yıllarda bebekleri alerjenik besinlerle tanıştırmak konusunda biraz daha beklemeniz önerilirdi. Daha sonra 2016'da yapılan bir araştırma, bebeklerin sıklıkla çok erken yaşta fıstıkla beslendiği bir ülke olan İsrail'de yer fıstığı alerjilerinin nadir olduğunu buldu. Bu bulgular daha sonra birkaç çığır açan klinik çalışmayla da doğrulandı. 4 ila 11 aylık bebeklere yer fıstığı içeren yiyecekler vermenin alerji geliştirme şansını yüzde 80'den fazla azalttığı bulundu.  Kuruyemişle erken tanıştırmak alerji riskini neden azaltır? Bunun nedeni, bebeğinizin bağışıklık sisteminin bu süre zarfında gelişmesidir. Bağışıklık sistemi gelişirken, kasıtlı olarak yüksek derecede alerjenik gıdaları tanıtmak ve bağışıklık sistemini alerjenlere maruz bırakmak; bağışıklık sisteminin bu maddeleri tehdit olarak değil bir dost olarak tanımasına yardımcı olur. Bu durum olmazsa, erken tanıştırma, bebeğinizin bağışıklık sistemi daha sonra kuruyemişleri tehlikeli olarak algılayabilir ve aşırı tepki göstererek alerjik reaksiyona neden olabilir. Bebeğime hangi aylarda kuruyemiş verebilirim? Bebeğinizin egzama veya... --- ### Bebeklerde Otizm Belirtileri Nelerdir? > Otizm belirtileri gözlemlendiğinde uzman bir çocuk doktoru veya gelişimsel pediatrist tarafından değerlendirme yapılmalıdır. - Published: 2023-07-24 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-otizm-belirtileri - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Otizm spektrum bozukluğu (OSB), erken çocukluk döneminde belirtilerini göstermeye başlayan bir nöro-gelişimsel bozukluktur. Bebeğin sosyal iletişim, dil gelişimi ve tekrarlayan davranışlarla ilgili özelliklerinde sapmalar otizme işaret edebilir. Her bebek kendine özgü bir hızla gelişse de, bazı gelişim basamaklarını gözlemlemek otizm gibi durumları erken fark etmek için önemlidir. Bu içerikte, bebeklerde otizm belirtileri inceleyeceğiz. Bebeklerde otizm belirtileri nelerdir? Otizm, bir bebeğin fiziksel görünümünde herhangi bir farklılığa neden olmaz. Bu durum, bebeklerin nasıl iletişim kurduklarını ve çevrelerindeki dünyayla nasıl ilişki kurduklarını etkiler. Otizm bir "spektrum" durumu olarak tanımlanır çünkü belirtiler ve yetenekler büyük ölçüde değişebilir. Bu gelişimsel farklılıklardan herhangi birini fark ederseniz, çocuğunuzun doktoruyla bunlar hakkında konuşmanız önemlidir. 0-3 Ay: İlk Gelişim İşaretleri Göz Teması Kurmama: Normalde bebekler, ilk aylardan itibaren ebeveynleriyle göz teması kurmaya başlar. Otizm belirtileri gösteren bebeklerde göz teması eksikliği olabilir. Seslere Tepkisizlik: Bu dönemde bebekler, çevrelerindeki seslere tepki verir, özellikle anne babalarının sesini duyduklarında tepki gösterirler. Otizm riski taşıyan bebekler ise seslere karşı daha az duyarlıdır. Gülümsememe: Bebeğinizin yüz ifadesinin değişmediğini veya gülümsemediğini fark ediyorsanız bu bir belirti olabilir. 3-6 Ay: Sosyal ve Duygusal Belirtiler Ses Çıkarmada Eksiklik: Bu dönemde bebekler genellikle agulama veya mırıldanma gibi sesler çıkarır. Otizm belirtileri olan bebekler ise bu sesleri nadir yapabilir veya hiç yapmayabilir. Kucaklanmaktan Kaçınma: Otizm belirtilerine sahip bebekler, genellikle kucaklanma veya fiziksel temas sırasında huzursuz olabilir. Yüz İfadesinde Eksiklik: Normalde bebekler, farklı duygularını ifade eden yüz ifadeleri gösterirler. Otizm belirtileri olan bebeklerde ise yüz ifadesi değişiklikleri daha az olabilir. 6-9 Ay: Artan İletişim İşaretleri İsme Tepki Vermeme: Bebekler genellikle 6.... --- ### Bebeklerde El, Ayak ve Ağız Hastalığı Nedir? > El, ayak ve ağız hastalığı, bir virüsün neden olduğu çok bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalık adını çocuğunuzun ellerinde ve ayaklarında - Published: 2023-07-24 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-el-ayak-ve-agiz-hastaligi-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları El, ayak ve ağız hastalığı, bir virüsün neden olduğu çok bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalık adını çocuğunuzun ellerinde ve ayaklarında oluşan kabarcık benzeri döküntülerden ve ağızda gelişen ağrılı yaralardan alır. Döküntü aslında göğüsleri, sırtı, kolları, bacakları, cinsel organları ve kalçaları dahil olmak üzere vücudun herhangi bir yerini etkileyebilir. Bebekler ve 5 yaşından küçük çocukların el, ayak ve ağız hastalığına yakalanma olasılığı daha yüksektir. Ancak daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde de bu hastalık görülebilir.  El, ayak ve ağız hastalığının belirtileri nelerdir? El, ayak ve ağız hastalığı belirtileri tipik olarak iki aşamada ortaya çıkar. Hastalık başladığında, çocuğunuzun grip benzeri belirtileri olabilir, örneğin: Hafif ateş, Boğaz ağrısı, Burun akması, Karın ağrısı, İştah kaybı. Birkaç gün sonra bu belirtiler kaybolacak ve aşağıdakiler dahil yeni belirtiler ortaya çıkacaktır:Çocuğunuzun avuç içlerinde, ayak tabanlarında, dirseklerinde, dizlerinde, cinsel organlarında veya kalçalarında kaşıntılı bir döküntü. Dili de dahil olmak üzere ağızlarının içinde ve çevresinde herhangi bir yerde gelişebilen ağrılı ağız yaraları. Boyunlarında şişmiş lenf düğümleri. El, ayak ve ağız hastalığının belirtileri genellikle yedi ile 10 gün içinde geçer. Ancak 2 yaşından küçük çocukların vücutlarının virüsü temizlemesi biraz daha uzun sürebilir. El, ayak ve ağız hastalığı neden olur? Coxsackievirus ve enterovirus ailelerine ait virüsler el, ayak ve ağız hastalığına neden olur. Bu virüsler, çocuğunuzun sindirim sisteminde bulunabilir: Ağız, Yemek borusu, İnce bağırsak, Kalın bağırsak, Rektum, Anüs. El ayak ağız hastalığı bulaşıcı mıdır? El, ayak ve ağız hastalığı bulaşıcıdır. Çocuğunuz, hastalığın ilk birkaç gününde, genellikle kızarıklık ortaya çıkmadan önce hastalık en bulaşıcı evresindedir. Kabarcıklar genellikle yaklaşık 10 gün içinde kurur. Kabarcıklar kuruduktan... --- ### Bebeklerde Beslenme Aralıkları Ne Kadar Olmalı? > Bebeğini yeterince anne sütü, mama veya katı gıda ile besleyip beslemediğinizi merak etmek, yaygın bir ebeveyn endişesidir. - Published: 2023-07-24 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-beslenme-araliklari-ne-kadar-olmali - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeğini yeterince anne sütü, mama veya katı gıda ile besleyip beslemediğinizi merak etmek, yaygın bir ebeveyn endişesidir. Bebekler vücut ağırlığına, iştahına ve yaşına bağlı olarak farklı miktarlarda yiyeceğe ihtiyaç duyar ve bu da kafa karışıklığına neden olabilir. Bebeğinizin çocuk doktoru size aksini önermedikçe, yapabileceğiniz en önemli şeylerden biri, bebeğinize belirli bir miktar vermek veya katı bir programa bağlı kalmak yerine, beslenmeye rehberlik etmesi için onun açlık ve tokluk ipuçlarını dinlemektir. Bebekler Ne Sıklıkla Emzirilir? Yenidoğan bebeklerin çok sık beslenmesi gerekir. Bebekler çok hızlı büyüyüp gelişim gösterdikleri için sık beslenmeleri normaldir. Yaşamının ilk aylarında bebekler her iki ile üç saatte bir beslenmelidir. 6 aylıkken beslenmeler arası süre ise 4 ile 5 saate kadar uzayabilir. Aşağıda bebeklerin aylara göre beslenme ihtiyaçlarını sizler için yazdık.  Yenidoğan Beslenme ProgramıYeni doğan bebeklerin hayatta kalması ve gelişmesi için anne sütüne veya demirle güçlendirilmiş bebek formülüne ihtiyacı vardır. Bazı kişiler, bebeğin ve ailenin ihtiyaçlarına bağlı olarak hem anne sütü hem de bebek maması vermeyi tercih eder. Emzirilen Bebekler İçin Yenidoğan Beslenme ProgramıYeni doğan bebeklerin karınları çok küçük olduğu için sadece anne sütü ile beslenen bebekler 1-3 saatte bir yemek yiyebilir. Sık sık emzirmek, vücudunuzun daha fazla anne sütü yapması için gereklidir. Sağlam bir süt kaynağı sağlamak için bebeğinizi her gün 8 ila 12 kez emzirin. Mamayla beslenen bebekler, her 2 ila 3 saatte bir beslenmelidir. Formülle beslenen yenidoğanların çoğu 24 saat boyunca 8 ila 12 kez yemek yer. Bebek Beslenme Programı: 1 ila 3 AyBebeğiniz yeni doğan döneminde olduğundan daha az sıklıkta yemek yiyebilir, ancak bebeğinizin günde... --- ### Bebeklerde Ağız Kokusu Nedenleri ve Çözüm Önerileri > Bakteriler, yetişkinlerde olduğu gibi bebeklerde de ağız kokusu yapabilir. Bebeklerdeki ağız kokusunun yaygın nedenleri şunlardır: - Published: 2023-07-24 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-agiz-kokusu-neden-olur - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde ağız kokusu, birçok ebeveynin zaman zaman karşılaştığı bir durumdur. Çoğunlukla geçici bir sorun olsa da, ağız kokusunun sürekli veya tekrarlayan bir hal alması, altta yatan başka sağlık sorunlarına işaret edebilir. Bu içerikte, bebeklerde ağız kokusunun olası nedenlerini, dikkat edilmesi gereken belirtileri ve ağız kokusunu önlemeye yönelik önerileri ele alacağız. Bebeklerde Ağız Kokusu Nedir? Ağız kokusu, bebeklerin ağzından hoş olmayan bir koku yayılması durumudur. Yetişkinlerde olduğu gibi bebeklerde de bu durum çeşitli sebeplerle ortaya çıkabilir. Bebeklerin ağız florası, genellikle sağlıklı ve taze bir nefese sahiptir; ancak bazı durumlarda ağız kokusu meydana gelebilir ve bu durum ebeveynleri endişelendirebilir. Bebeklerde Ağız Kokusunun Olası Nedenleri Bebeklerde ağız kokusuna yol açan nedenler çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir. İşte en sık görülen ağız kokusu sebepleri: 1. Ağız Kuruluğu Bebeklerde ağız kuruluğu, ağız kokusunun başlıca nedenlerinden biridir. Özellikle gece boyunca ağızdan nefes alma alışkanlığı olan bebeklerde, tükürük üretimi azalır ve bu durum ağız kuruluğuna yol açar. Tükürük, ağız içindeki bakterileri temizleyerek doğal bir temizlik sağlar; ancak yeterince üretilmediğinde ağızda bakteri birikimi oluşur ve bu da kokuya neden olabilir. 2. Beslenme Alışkanlıkları Bebeklerin tükettiği bazı yiyecek ve içecekler de ağız kokusuna yol açabilir. Örneğin, anne sütü veya mama içerken ağızda kalan yiyecek parçacıkları, bakterilerin çoğalmasına zemin hazırlar. Ayrıca, bazı mamaların içeriğinde bulunan maddeler de ağız kokusuna sebep olabilir. 3. Ağız Hijyeninin Yetersizliği Bebeklerde ağız hijyeninin sağlanması, çoğu ebeveynin göz ardı edebildiği bir konudur. Bebeklerin ağız içi temizliği yapılmadığında, dil üzerinde ve diş etlerinde bakteri ve yiyecek artıkları birikebilir. Bu durum da ağız kokusuna neden olabilir. Özellikle süt dişlerinin çıkmaya... --- ### Egzamayı Ne Tetikler? > Alerjenler, stres ve soğuk hava gibi çeşitli faktörler egzamayı tetikleyerek egzama alevlenmesine neden olabilir. Potansiyel tetikleyicileri - Published: 2023-07-10 - Modified: 2023-07-10 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzamayi-ne-tetikler - Kategoriler: Egzama Alerjenler, stres ve soğuk hava gibi çeşitli faktörler egzamayı tetikleyerek egzama alevlenmesine neden olabilir. Potansiyel tetikleyicileri belirlemek, insanların semptomlardan kaçınmasına veya semptomları yönetmesine yardımcı olabilir. Tahriş edici kontakt dermatit gibi belirli egzama türlerine sahip kişiler, tahriş edici bir maddeye dokunduktan hemen sonra egzama geliştirdiklerini görebilir ve bu da tanımlamayı kolaylaştırır. Bununla birlikte, diğer egzama türlerine sahip kişiler için alevlenmenin nedenini bulmak daha zor olabilir. Bu yazımızda egzamayı tetikleyen maddeleri sizler için yazdık.  Tahriş edici maddelerBazı insanlar, belirli tahriş edici maddelere tepki olarak egzama alevlenmeleri yaşarlar. Kızarıklığı tetikleyebilecek yaygın tahriş edici maddeler şunları içerir: Sürtünme, Deterjanlar veya biyolojik çamaşır tozu gibi temizlik ürünleri, Limon suyu veya sirke gibi asitler, Fırın temizleyicileri veya kabartma tozu gibi alkaliler, Banyo ürünleri, kozmetikler veya temizlik ürünlerindekiler gibi yapay kokular. Tahriş edici maddeler, yağları ve nemi uzaklaştırarak cilt bariyerine zarar verebilir. Cildin onarılması için zaman bulamadan hasar devam ederse, bu durum tahriş edici kontakt dermatit ile sonuçlanabilir. Suya maruz kalmaSuya sık sık maruz kalmak da cildi kurutabilir ve egzamayı daha olası hale getirebilir. Bu, özellikle ellerini düzenli olarak yıkayan insanlar için geçerlidir. Virüslerin yayılmasını önlemek için iyi bir uygulama olsa da sık sık el yıkamak ve sert sabunlar kullanmak el egzamasını kötüleştirebilir.  StresStres vücutta iltihaplanmayı artırır, bu da neden egzamayı kötüleştirebileceğini açıklayabilir. Aynı zamanda depresyon ve anksiyete dahil olmak üzere ruh sağlığı koşulları için bir risk faktörüdür. Kuru hava, nem ve ısıHavadaki sıcaklık ve nem eksikliği atopik dermatiti olanlarda kaşıntıyı tetikleyebilir. Egzamalı kişiler, belirli iklimlerde, mevsimlerde veya mevsimsel değişiklikler sırasında semptomların daha kötü olduğunu görebilir. Örneğin... --- ### Çoklu Besin Alerjisi Diyeti > Çoklu besin alerjisi olan bireyler, alerjenlerden uzak durmak için dikkatli bir çoklu besin alerjisi diyeti uygulamalı - Published: 2023-07-10 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/coklu-besin-alerjisi-diyeti - Kategoriler: Besin Alerjisi Çoklu besin alerjisi, birden fazla besine karşı bağışıklık sisteminin gösterdiği aşırı reaksiyonla oluşur. Bu durumda, birey birden fazla besin grubuna karşı hassasiyet gösterir ve tükettiğinde vücut bu besinleri tehdit olarak algılar. Yaygın alerjenler arasında süt, yumurta, soya, buğday, fındık, yer fıstığı, kabuklu deniz ürünleri ve balık bulunur. Çoklu besin alerjisi olan bireyler, alerjenlerden uzak durmak için dikkatli bir çoklu besin alerjisi diyeti uygulamalı ve ihtiyaç duydukları besinleri alternatif kaynaklardan almalıdır. Çoklu Besin Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Birden fazla besin alerjisi olan bireylerde, her bir alerjene karşı gösterilen belirtiler değişebilir. Ancak çoklu besin alerjisi olanlarda genel olarak şu belirtiler görülebilir: Deri Reaksiyonları: Kaşıntı, döküntü, egzama Sindirim Sorunları: Karın ağrısı, mide bulantısı, kusma, ishal Solunum Problemleri: Hırıltılı solunum, burun akıntısı, nefes darlığı, öksürük Anafilaksi: Nadir ancak ciddi bir durum olan anafilaksi, çoklu besin alerjisi olan bireyler için yüksek risk taşır. Bu durumda acil müdahale gereklidir. Çoklu besin alerjisi belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve bazı belirtiler hafif seyrederken, bazıları ciddi reaksiyonlara yol açabilir. Çoklu Besin Alerjisi Diyetinde Kaçınılması Gereken Gıdalar Çoklu besin alerjisi olan bireyler, alerjen olarak bilinen bazı yaygın besin gruplarından kaçınmalıdır. En sık alerjiye yol açan bu besinler ve bu besinlerin türevleri, dikkat edilmesi gereken başlıca gıda maddeleridir: Süt ve Süt Ürünleri Süt, yoğurt, peynir, dondurma, tereyağı gibi süt içerikli ürünler Laktoz, kazein ve peynir altı suyu tozu içeren ürünler Yumurta ve Yumurta Türevleri Yumurtalı makarna, bazı tatlılar, fırın ürünleri gibi yumurta içeren yiyecekler Albümin, lisozim gibi yumurta proteinleri içeren gıdalar Buğday ve Glüten İçeren Gıdalar Ekmek, pasta, kurabiye, makarna gibi... --- ### Besin Alerjisi Yapan Yiyecekler > Besin alerjileri son derece yaygındır. Herhangi bir besinin alerjiye neden olması mümkün olsa da çoğu gıda alerjisine sadece sekiz gıda neden - Published: 2023-07-10 - Modified: 2023-07-10 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/besin-alerjisi-yapan-yiyecekler - Kategoriler: Besin Alerjisi Besin alerjileri son derece yaygındır. Herhangi bir besinin alerjiye neden olması mümkün olsa da çoğu gıda alerjisine sadece sekiz gıda neden olur: İnek sütü, soya, buğday, yumurta, balık, kabuklu ağaç yemişleri, yer fıstığı, kabuklu deniz ürünleri. Bu yazımızda besin alerjisi yapan yiyecekler ile ilgili detayları ve besin alerjilerini sizler için yazdık. Besin Alerjisi Nedir? Besin alerjisi, belirli gıdaların anormal bir bağışıklık tepkisini tetiklediği bir durumdur. Bağışıklık sisteminizin bir gıdadaki bazı proteinleri yanlış bir şekilde zararlı olarak algılamasından kaynaklanır. Vücudunuz daha sonra iltihaplanmaya neden olan histamin gibi kimyasalların salınması da dahil olmak üzere bir dizi koruyucu önlem başlatır. Gıda alerjisi olan kişiler için, sorunlu gıdaya çok az miktarda maruz kalmak bile alerjik reaksiyona neden olabilir. Gıda Alerjisi BelirtileriAlerji, semptomlarının türüne bağlı olarak, maruziyetten birkaç dakika sonra veya birkaç saat hatta birkaç gün sonra ortaya çıkabilir. Aşağıdakilerden bazılarını içerebilirler: Dilin, ağzın veya yüzün şişmesi, Nefes almada zorluk, Düşük kan basıncı, Kusma, İshal, Kurdeşen, Kaşıntılı döküntü. Daha ciddi vakalarda, bir gıda alerjisi anafilaksiye neden olabilir. Kaşıntılı bir kızarıklık, boğazda veya dilde şişme, nefes darlığı ve düşük kan basıncını içeren belirtiler çok hızlı bir şekilde ortaya çıkabilir.  Birçok gıda intoleransı, genellikle gıda alerjileri ile karıştırılır. Bununla birlikte, gıda intoleransları asla bağışıklık sistemini etkilemez. Bu, yaşam kalitenizi ciddi şekilde etkileyebilecekleri halde yaşamı tehdit edici olmadıkları anlamına gelir. Yaygın Besin AlerjenleriAlerjiye neden olabilen çok sayıda besin vardır. Ancak bazı besinler, besin alerjilerinin büyük bir kısmından sorumludur.  İnek sütüİnek sütü alerjisi en sık bebeklerde ve küçük çocuklarda görülür. Bebeklerin ve yeni yürümeye başlayan çocukların %2-3'ünü etkileyen en... --- ### Besin Alerjisi Ne Zaman Geçer? > Besin alerjisi ne zaman geçer? Bu durumun ne zaman sona ereceği veya tamamen geçip geçmeyeceği, alerjinin türüne, kişinin bağışıklık - Published: 2023-07-10 - Modified: 2024-11-07 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/besin-alerjisi-ne-zaman-gecer - Kategoriler: Besin Alerjisi Besin alerjisi, vücudun bazı gıdalara karşı gösterdiği aşırı tepki ile ortaya çıkan bir bağışıklık sistemi problemidir. Süt, yumurta, soya, fıstık, kabuklu deniz ürünleri gibi yaygın alerjenler, özellikle çocuk yaş grubunda sıkça görülür. Peki, besin alerjisi ne zaman geçer? Bu durumun ne zaman sona ereceği veya tamamen geçip geçmeyeceği, alerjinin türüne, kişinin bağışıklık sistemine ve yaşına göre değişiklik gösterebilir. Besin Alerjisi Nedir ve Nasıl Gelişir? Besin alerjisi, bağışıklık sisteminin belirli bir gıdayı zararlı olarak algılayarak aşırı tepki göstermesi ile ortaya çıkar. Bağışıklık sistemi, alerjen maddeyi tanıdığında histamin gibi kimyasallar salgılar. Bu da vücutta kaşıntı, döküntü, sindirim sorunları, nefes darlığı gibi belirtilere yol açar. Çocuklarda daha sık görülen besin alerjisi, yetişkinlikte bazı durumlarda devam edebilir. Çocuklarda Besin Alerjisi Geçici midir? Çocuklarda görülen besin alerjileri genellikle süt, yumurta, buğday gibi alerjenlere karşıdır. Bu tür alerjilerin çoğu, çocuk büyüdükçe ve bağışıklık sistemi gelişim gösterdikçe azalabilir veya tamamen ortadan kalkabilir. Örneğin: Süt Alerjisi: Süt alerjisi, çocuklarda en sık görülen alerjilerden biridir. Çoğu çocukta 3 ila 5 yaşına kadar bu alerji kaybolur. Yumurta Alerjisi: Yumurtaya karşı gelişen alerji de çocuklarda yaygındır ve genellikle okul çağına kadar azalma gösterir. Buğday Alerjisi: Buğday alerjisi de çocukluk çağında ortaya çıkar, ancak ergenlik döneminde veya daha erken bir dönemde kaybolabilir. Bazı çocuklarda alerji zamanla azalırken, bazı alerjiler yetişkinlikte de devam edebilir. Örneğin, yer fıstığı ve deniz ürünlerine karşı alerji, çoğu zaman yaşam boyu sürebilir ve ciddi reaksiyonlara yol açabilir. Yetişkinlerde Besin Alerjisi Kalıcı mıdır? Yetişkinlerde ortaya çıkan besin alerjileri genellikle kalıcıdır. Yetişkinlerde görülen fıstık, kabuklu deniz ürünleri, balık gibi alerjiler,... --- ### Besin Alerjisinde Diyet Açma > Besin alerjisinde diyet açma, belirli bir süre alerjen gıdalardan uzak durduktan sonra yavaş yavaş bu gıdaları tekrar diyetin bir parçası - Published: 2023-07-10 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/besin-alerjisi-diyet-acma - Kategoriler: Besin Alerjisi Besin alerjisinde diyet açma, belirli bir süre alerjen gıdalardan uzak durduktan sonra yavaş yavaş bu gıdaları tekrar diyetin bir parçası haline getirme sürecidir. Bu süreç, alerjinin durumuna ve kişinin bağışıklık sistemine göre uzman gözetiminde uygulanır. Süt ve yumurta gibi alerjenlerin diyet açma süreci, dikkatli planlanmalı ve olası alerjik reaksiyonlara karşı hazırlıklı olunmalıdır. Süt Alerjisi Diyet Açma Sıralaması Süt alerjisi diyet açma süreci, doktorun belirlediği bir sıraya göre uygulanır. Diyet açma sırasındaki ana amaç, vücudun süt proteinine tolerans geliştirmesine yardımcı olmaktır. Bu süreçte alerjinin şiddetine göre sıralı ve kontrollü bir şekilde aşağıdaki aşamalardan geçilir: İzole Süt Proteinleriyle Başlama: Diyet açma sürecinde önce izole edilmiş süt proteinleri, çok düşük miktarlarda ve yavaşça diyete eklenir. Bu aşamada genellikle kazein veya peynir altı suyu proteini gibi bileşenler kullanılır. Fırınlanmış Ürünlerle Devam Etme: Süt proteinine ilk aşamada düşük tepki veren bireyler, kontrollü olarak fırınlanmış süt ürünlerini deneyebilirler. Fırınlanmış ürünlerde süt proteini ısıl işlem gördüğünden alerjik reaksiyon riski daha düşüktür. Yoğurt ve Peynir gibi Fermente Süt Ürünleri: Vücut süt proteini toleransı geliştirdikçe, daha az alerjik reaksiyon riski taşıyan yoğurt ve peynir gibi fermente ürünler diyete eklenebilir. Tam Süt ve Türevlerini Eklemek: Son aşamada tam süt ve süt ürünleri, çok düşük miktarda diyete dahil edilir. Bu aşama, süt alerjisi geçmişi olan bireylerde dikkatli şekilde uygulanmalı ve doktor gözetiminde olmalıdır. Emziren Anne Süt Diyeti Açma Süreci Emziren anneler için süt diyet açma süreci, hem annenin hem de bebeğin alerjik reaksiyon riskine karşı dikkatle yürütülür. Süt alerjisi olan bebeklerde, annenin süt diyetinden uzak durması gerekebilir. Diyet açma sürecinde aşağıdaki... --- ### Alerji Öksürük Yapar Mı? > Evet, alerji öksürük yapabilie. Alerjik reaksiyonlar, bağışıklık sisteminin bazı maddelere karşı aşırı duyarlılık göstermesi sonucu ortaya - Published: 2023-06-23 - Modified: 2024-11-11 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-oksuruk-yapar-mi - Kategoriler: Çocuk Alerji Hastalıkları Evet, alerji öksürük yapabilie. Alerjik reaksiyonlar, bağışıklık sisteminin bazı maddelere karşı aşırı duyarlılık göstermesi sonucu ortaya çıkar ve vücudun çeşitli bölgelerinde semptomlara yol açabilir. Öksürük, alerjenlerin solunum yollarında tahrişe neden olması sonucu gelişir. Alerjik Öksürük Nedir? Alerjik öksürük, solunum yollarının alerjenlere tepki göstermesiyle ortaya çıkan bir öksürük türüdür. Genellikle kesik kesik, kuru öksürük şeklinde görülür ve balgam çıkarma eğilimi yoktur. Alerjiye bağlı öksürük, toz, polen, hayvan tüyü, küf gibi alerjenlerle tetiklenir. Alerjik Öksürüğün Nedenleri Alerjik öksürüğün ana nedeni, solunum yollarının alerjenlerle temas etmesi sonucu bağışıklık sisteminin tepki göstermesidir. Alerjik öksürük genellikle dış ortam alerjenleri, ev içi alerjenler ve çevresel faktörlerden kaynaklanır. Polen ve Dış Ortam Alerjenleri Polenler, özellikle ilkbahar ve yaz aylarında yaygın olarak bulunan alerjenlerdir. Solunum yoluyla vücuda giren polenler, alerjik reaksiyona ve öksürüğe neden olabilir. Ağaç, çim ve yabani ot polenleri, alerjik öksürüğün en sık nedenleri arasındadır. Ev Tozu Akarları Ev tozu akarları, ev ortamında bulunan en yaygın alerjenlerden biridir. Halı, yatak, perde gibi eşyaların üzerinde bulunan akarlar solunum yollarında tahrişe yol açarak öksürük oluşturabilir. Küf ve Nem Küf, özellikle nemli ortamlarda oluşur ve sporlara neden olur. Küf sporları, alerjik reaksiyonları tetikleyerek öksürük, burun tıkanıklığı gibi belirtilere yol açabilir. Evdeki nemli bölgeler düzenli temizlenmezse küf oluşumu artabilir. Hayvan Tüyleri Kedi, köpek gibi evcil hayvanların tüyleri veya deri döküntüleri alerjen olarak solunum yollarına girerek öksürüğü tetikleyebilir. Alerji genellikle hayvanın tüyleri değil, tükürük veya deri döküntülerine karşı gelişir. Alerjik Öksürüğün Belirtileri Nelerdir? Alerjik öksürük genellikle kuru ve kesik kesik olur. Diğer belirtiler arasında burun akıntısı, hapşırma, gözlerde sulanma, kaşıntı ve... --- ### Alerji Ne Zaman Geçer? > Alerji belirtileri, bir kişinin günlük yaşamını etkileyebilir ve yaşam kalitesini düşürebilir. Bu yazımızda alerjilerin geçip geçmeyeceğini - Published: 2023-06-23 - Modified: 2023-06-23 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-ne-zaman-gecer - Kategoriler: Genel Alerjiler dünya genelinde çok sayıda kişiyi etkilemektedir. Alerjiler, özellikle çocuklarda yaygındır ancak yetişkinlik döneminde de ortaya çıkması nadir bir durum değildir. Bazı alerjiler kişi yaşlandıkça kendiliğinden geçme eğilimi gösterebilir, ancak birçok alerji ömür boyu devam eder. Alerji belirtileri, bir kişinin günlük yaşamını etkileyebilir ve yaşam kalitesini düşürebilir. Bu yazımızda alerjilerin geçip geçmeyeceğini ve alerjilerle ilgili bilgileri sizler için yazdık. Alerjik Reaksiyon Nedir? Alerjik reaksiyon, vücudunuz bir bağışıklık tepkisini tetikleyen bir alerjenle temas ettiğinde ortaya çıkar. Alerjenler solunum yolunuz, gözleriniz, cildiniz, burnunuz veya gastrointestinal sisteminizle temas ettiğinde alerjik reaksiyon gösterebilirsiniz. Bu olduğunda, vücudunuz sizi bağışıklık sisteminize yönelik tehditlerden korumak için tasarlanmış antikorlar salgılar. Bu antikorlar, vücudunuzdaki hücrelerin histamin salmasına neden olur, bu da alerjilerle ilişkili semptomların alerjenleri vücudunuzdan çıkarmaya çalışmasına neden olur. Histamin kan damarlarınızı genişleterek şişmeye ve tahrişe neden olabilir. Histamin ayrıca mukus üretimini artırarak burun akıntısına veya tıkanıklığa neden olabilir. Alerjik bir reaksiyon, belirli bir vücut bölümünü veya tüm vücudunuzu etkileyebilir. Tepkiler çoğu insan için hafif olsa da başkaları için hayati tehlike oluşturabilir. En şiddetli alerjik reaksiyonlardan biri anafilaksidir. Boğaz veya hava yolu şişmeye başladığında nefes almayı zorlaştırdığında ortaya çıkar. Alerji Geçer Mi? Bazı insanlar alerjileri, özellikle erken çocukluk döneminde gelişen alerjileri aşabilir. Bir kişinin alerjisinin yaşlandıkça ortadan kalkıp kalkmaması, neye alerjisi olduğuna ve alerjinin şiddetine bağlıdır. Bazı araştırmalar, bazı gıda alerjilerinin ortadan kalkabileceğini düşündürmektedir. Çocukların yaklaşık %85'i aşağıdakilere karşı alerji geliştirir: Süt, Yumurta, Buğday, Soya. Bu besin alerjilerine sahip olan çocukların bir kısmı ilerleyen yaşlarında alerjilerini aşacaklardır. Ancak alerjiler ömür boyu devam etme eğilimi de gösterir.  Bir çalışma... --- ### Alerji İlacı Uyku Yapar Mı? > Alerji ilacı aldıktan sonra kendinizi uykulu ve uyuşuk hissedebilirsiniz ve böyle hisseden sadece siz değilsiniz. - Published: 2023-06-23 - Modified: 2023-06-23 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-ilaci-uyku-yapar-mi - Kategoriler: Genel Alerjik reaksiyonların belirtisi can sıkıcı olabilir ve bu nedenle alerjisi olan kişilerin çoğu alerji ilaçları kullanabilir. Ancak, alerji ilacı aldıktan sonra kendinizi uykulu ve uyuşuk hissedebilirsiniz ve böyle hisseden sadece siz değilsiniz. Pek çok insan alerji haplarının uyku yaptığını düşünür ve evet alerji ilaçları uyku yapabilir. Alerji ilaçlarının en yaygın türü olan antihistaminikler, yan etki olarak uyuşukluğa neden olabilir. Bunun nedeni, vücutta hapşırma, kaşıntı ve burun akıntısı gibi alerji semptomlarına neden olan bir kimyasal olan histamini bloke ederek çalışmalarıdır. Bununla birlikte, histamin uyanıklığın düzenlenmesinde de rol oynar, bu nedenle onu bloke etmek uykulu hissetmenize neden olabilir. Histamin Nedir? Histaminler, vücutta birkaç rol oynayan kimyasal bileşiklerdir. En çok vücudun yerel bağışıklık tepkilerine dahil olmaları ile bilinirler. Histamin, vücutta alerji tepkisinde rol oynamak gibi çok sayıda işlevi yerine getiren doğal bir kimyasaldır. Alerjiler, bağışıklık sisteminiz yanlışlıkla polen veya evcil hayvan kepeği gibi zararsız bir yabancı maddenin aslında tehlikeli olduğunu düşündüğünde ortaya çıkar. Histaminler, hapşırma, kaşıntılı gözler, göğüs tıkanıklığı, hırıltılı solunum ve daha fazlası gibi alerjilerle ilişkili çeşitli semptomlara neden olacak şekilde harekete geçecektir. Yaralandığınızda veya bağışıklık sisteminiz potansiyel olarak tehlikeli bir yabancı madde tespit ettiğinde, bazı beyaz kan hücreleri ve doku hücreleri, histamin reseptörü olan diğer hücreleri takip eden ve onlara bağlanan histaminleri serbest bırakır. Histaminler, yaralanma veya istila bölgesine kan akışını artıracak şekilde kan damarlarını genişletecekleri bir inflamatuar yanıtı indükler. Bu iyileşme süreciyle birlikte gelen bazı yan etkiler vardır. Örneğin; soğuk algınlığı ile savaşırken, histaminler burun boşluğunuzdaki kan damarlarını genişleterek burun tıkanıklığına neden olur. Antihistaminikler Nelerdir? Antihistaminikler genellikle alerji semptomlarını hafifletmek... --- ### Alerji Burun Tıkanıklığı Yapar Mı? > Burun tıkanıklığı da alerjik hastalıkların yaygın belirtilerinden biridir. Birkaç günden daha uzun süredir burun tıkanıklığınız varsa, bunun - Published: 2023-06-23 - Modified: 2023-06-23 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-burun-tikanikligi-yapar-mi - Kategoriler: Genel Alerjinin birçok belirtisi vardır. Bu belirtiler alerjinin türüne göre değişmekle birlikte kişiden kişiye de farklılık gösterebilir. Burun tıkanıklığı da alerjik hastalıkların yaygın belirtilerinden biridir. Birkaç günden daha uzun süredir burun tıkanıklığınız varsa, bunun muhtemel iki nedeni vardır; alerjiler veya sinüs enfeksiyonu. Bu yazımızda alerjilerin burun tıkanıklığına nasıl neden olduğunu, burun tıkanıklığı ve alerjiler hakkında bilmek istediklerinizi için yazdık.  Alerjiler Tıkanıklığa Nasıl Neden Olur? Alerjik reaksiyon, bağışıklık sisteminizin polen gibi zararsız bir maddeyi tehlikeli bir davetsiz misafir sanıp saldırmasının sonucudur. Bu saldırı sırasında bağışıklık sistemi, hücrelere kimyasal histamin salmasını söyleyen immünoglobulin E adı verilen antikorları serbest bırakır. Histamin, mukus üretimini arttırır ve iltihaba neden olur. Bu iltihap, tıkanmış hissetmenizin nedenidir. Alerjiler ve Sinüs Enfeksiyonu Arasındaki Fark Nasıl Anlaşılır? Genellikle sahip olduğunuz diğer belirtilere bağlı olarak hangi durumdan etkilendiğinizi anlayabilirsiniz. Tıkanıklığa ek olarak, alerjiler aşağıdaki belirtilere de neden olur: Kaşıntılı ve sulu gözler, Burun akması, Hapşırma, Hırıltı. Bu semptomlar, bir alerjene maruz kaldıktan hemen sonra ortaya çıkar. Sinüs enfeksiyonu belirtileri ise şunlardır: Kalın mukus drenajı, Yüz ağrısı/basıncı, Baş ağrısı, Diş ağrısı, Geniz akıntısı, Ağız kokusu, Öksürük, boğaz ağrısı, Tükenmişlik, Ateş. Alerji Tetikleyicileri Nelerdir? Alerjiye neden olan pek çok tetikleyici vardır. Burun alerjisi belirtilerine sahip olan kişilerin hepsi aynı tetikleyicilere sahip değildir. Mevsimsel alerjiniz varsa, belirtileriniz yalnızca yılın belirli zamanlarında meydana gelir; belirli bir ağaç veya çimen polenine karşı alerjiniz olabilir. Ancak mevsimsel alerjisi olan kişilerin çoğu yıl boyunca belirtiler yaşayabilir. Bunlara toz akarları, hamamböcekleri, evcil hayvanlardan kaynaklanan hayvan kepeği ve yine küf gibi evdeki alerjenler neden olabilir. Tetikleyicilerinizi bilmek önemlidir. Burun tıkanıklığına... --- ### Alerji Sivilce Yapar Mı? > Alerji sivilce yapar mı sorusu da çoğu kişinin merak ettiği bir sorudur. Bu yazımızda alerjilerin belirtilerini ve sivilce yapıp - Published: 2023-06-19 - Modified: 2023-06-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-sivilce-yapar-mi - Kategoriler: Genel Alerjiye neden olan pek çok durum vardır ve alerjiye sahip olan kişi sayısı da her geçen gün artış göstermektedir. Alerjilerin belirtileri de oldukça fazladır ve bu belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterir. Durum böyle olunca alerji sivilce yapar mı sorusu da çoğu kişinin merak ettiği bir sorudur. Bu yazımızda alerjilerin belirtilerini ve sivilce yapıp yapmayacağını sizler için yazdık. Alerji Nedir? Bağışıklık sistemi, vücudunuzu yabancı istilacılara karşı savunmanıza yardımcı olan, özelleşmiş organ ve hücrelerden oluşan karmaşık bir ağdır. Vücudunuz bakteri veya virüs gibi dış etkenlere maruz kaldığında, bağışıklık sisteminiz bu istilacılarla savaşmak için koruyucu antikorlar ve aktive edilmiş beyaz kan hücreleri üretir. Alerji veya alerjik reaksiyon, bağışıklık sisteminin zararsız bir maddeyi tehlikeli madde sanması ve daha yaygın olarak "IgE" olarak bilinen "immünoglobulin E" adı verilen bir antikor üretmesidir.  Alerjilere Ne Sebep Olur? Bazı insanların belirli şeylere alerjisi varken diğerlerinin neden alerjik olmadığı henüz kesin olarak bilinmemektedir. Alerjiler ailelerde yayılma eğilimi gösterebilir. Yani alerjiniz varsa, ebeveynlerinizden en az birinin de alerjisi olması muhtemeldir. Bir hastalıktan sonra veya hamilelik sırasında vücudun bağışıklık sisteminin zayıf olduğu zamanlarda alerjenlere maruz kalmak da alerji gelişiminde rol oynayabilir. Alerjiler en çok çocuklarda görülmesine rağmen her yaşta ortaya çıkabilir. Bazen alerjiler geçer, ancak yıllar sonra da geri gelebilirler.  Sivilce Alerji Belirtisi Midir? Akne durumları, alerjik reaksiyonların ardındaki bağışıklık tepkisinin bir belirtisi veya bir alerjenle temasa geçmenin doğrudan bir sonucu değildir. Bazı gıda alerjileri ve gıda intoleransları, benzer cilt reaksiyonları ile ilişkilidir, ancak muhtemelen sivilcelerin ana nedeni alerjiler değildir. Bununla birlikte, alerjilerin mevcut akne lezyonlarını şiddetlendirebileceğini veya daha da kötüleştirebileceğini... --- ### Alerji Sinüzit Yapar Mı? > Sinüzit, sinüslerinizin iltihaplandığı anlamına gelir. Bakteriyel bir enfeksiyon olmadıkça antibiyotikler yardımcı olmaz. Hem sinüzit hem de - Published: 2023-06-19 - Modified: 2023-06-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-sinuzit-yapar-mi - Kategoriler: Genel Sinüs enfeksiyonlarının pek çok nedeni olsa da alerjileriniz önde gelen etkenlerden biridir. Alerjiler ve sinüs enfeksiyonlarının farklı olduğunu belirtmek önemlidir. Bununla birlikte, alerjiler bir sinüs enfeksiyonuna neden olabilir veya bir tanesinin ortaya çıkma olasılığını artırabilir. Benzer semptomları olduğu için onları karıştırmak kolaydır. Ancak onları tetikleyen şeyler ve aldığınız tedavi türü arasında önemli farklılıklar vardır. Sinüzit, sinüslerinizin iltihaplandığı anlamına gelir. Bakteriyel bir enfeksiyon olmadıkça antibiyotikler yardımcı olmaz. Hem sinüzit hem de alerji ile burnunuz ve sinüsleriniz tıkanır, ancak bu farklı nedenlerle olur. Alerjiniz varsa, burnunuzdaki pasajlar ve sinüsler alerjenleri dışarı atmaya çalıştıkları için şişer. Sinüzit genellikle alerji veya soğuk algınlığı nedeniyle gelişir. Ancak genellikle enfeksiyona neden olan bakterilerdir. Alerjiniz veya soğuk algınlığınız olduğunda burnunuz ve sinüsleriniz iltihaplanır. Bu, mukusun akmasını engeller ve bu da enfeksiyona neden olabilir. Alerjiniz varsa, sinüs problemleriniz olma olasılığı daha yüksektir. Bunun nedeni, tetikleyicileri soluduğunuzda burnunuzun iç kısmının ve sinüslerin sıklıkla şişmesidir. Sinüs Enfeksiyonu Nedir? Sinüsleri kaplayan dokunun iltihaplanması veya şişmesi olduğunda sinüs enfeksiyonu oluşur. Sağlıklı sinüsler hava ile doldurulur. Bununla birlikte, tıkanıp sıvıyla dolduklarında mikroplar büyüyebilir ve enfeksiyona neden olabilir. İki tür sinüzit vardır. Kısa süreli veya akut. Uzun süreli veya kronik bir sinüs enfeksiyonu, 12 haftadan uzun süren bir enfeksiyondur. Aşağıda her iki sinüzit türünün ortak belirtileri verilmiştir. Akut Sinüzit Belirtileri: Yüz ağrısı veya basıncı, Burunda doluluk, Burun akması, Koku kaybı, Öksürük veya tıkanıklık. Ayrıca şunlara sahip olabilirsiniz: Ağız kokusu, Tükenmişlik, Diş ağrısı, Ateş. Kronik Sinüzit Belirtileri: Bu semptomları 12 hafta veya daha uzun süre yaşayabilirsiniz. Yüzünüzde tıkanıklık veya dolgunluk hissi, Burun tıkanıklığı, Burun boşluğunda... --- ### Alerji Kızarıklık Yapar Mı? > Alerjik reaksiyonlar sıklıkla döküntülere ve kızarıklıklara neden olur. Kızarıklık, nedenine bağlı olarak boyut ve şiddet olarak değişiklik - Published: 2023-06-19 - Modified: 2023-06-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-kizariklik-yapar-mi - Kategoriler: Genel Alerjik reaksiyonlar sıklıkla döküntülere ve kızarıklıklara neden olur. Kızarıklık, nedenine bağlı olarak boyut ve şiddet olarak değişiklik gösterebilir. Alerjik kızarıklığa neden olabilecek pek çok sebep vardır. Bunlardan arasında; ilaçlar, kokular, bazı temas alerjileri sayılabilir. Bu yazıda, alerjik reaksiyonlardan kaynaklanan kızarıklıkların, döküntülerin farklı nedenlerini, bunların nasıl tedavi edileceğini ve önleneceğini sizler için yazdık.  Alerji Nedenleri Nelerdir? Bir kişinin bağışıklık sistemi tipik olarak zararsız bir maddeye veya alerjene karşı aşırı duyarlı hale geldiğinde alerjik bir reaksiyon meydana gelir. Alerjenler vücuda çeşitli şekillerde girebilir: Cilt ile temas yoluyla, Ağız yoluyla, yutma veya yeme yoluyla, Enjeksiyon yoluyla, Soluma yoluyla.   Bir alerjen vücuda girdiğinde, ciltte kızarıklık da dahil olmak üzere inflamatuar bir yanıtı tetikleyebilir. Alerjik Kızarıklığa Neden Olan DurumlarVücutta kızarıklığa neden olabilecek pek çok durum vardır. Ancak alerjik reaksiyonlar ciltteki kızarıklıkların yaygın bir nedenidir. Kontakt dermatit, kişi alerjisi olan bir şeye dokunduğunda ortaya çıkar. Tipik olarak, bir kişinin bir reaksiyon meydana gelmeden önce alerjenle tekrar tekrar temas etmesi gerekir. Döküntü ve kızarıklık 24-48 saat sonra herhangi bir yerde ortaya çıkabilir. Çevredeki hemen hemen her madde, döküntü ile alerjik reaksiyonu tetikleyebilir. Bu duruma neden olan yaygın nedenler aşağıdakilerdir: Zehirli bitkilerKontakt dermatitin en yaygın tetikleyicileri; zehirli sarmaşık, zehirli meşe ve zehirli sumaktır. Bu bitkilerden biriyle temastan sonraki birkaç gün içinde kişide engebeli, kaşıntılı kırmızı bir kızarıklık gelişebilir. Döküntü tipik olarak kollarda, bacaklarda veya bitki yağının cilde temas ettiği bölgelerde bir çizgi oluşturur. Döküntü birkaç gün içinde gelişmeye devam edebilir ve içi sıvı dolu küçük kabarcıklar oluşturabilir. İnsanlar, etkilenen bölgelerden sonra etkilenmeyen bölgelere dokunarak döküntüyü yayabilir. KimyasallarBazı kimyasallar,... --- ### Alerji Kaşıntı Yapar Mı? > Kaşıntılı cilt kadar rahatsız edici çok az şey vardır. Kaşıntı ne yazık ki, alerjisi olan birçok kişinin yaşadığı bir sorundur. - Published: 2023-06-19 - Modified: 2023-06-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-kasinti-yapar-mi - Kategoriler: Genel Kaşıntılı cilt kadar rahatsız edici çok az şey vardır. Kaşıntı ne yazık ki, alerjisi olan birçok kişinin yaşadığı bir sorundur. Neye alerjiniz olursa olsun, kaşıntılı cilt oldukça yaygın bir semptomdur. Tahriş olmuş, kırmızı ve kaşıntılı cilt rahatsız ve hatta acı verici hissetmenize neden olur. Alerjilerin sadece hapşırma veya gözlerde sulanma gibi belirtilere neden olduğunu düşünebilirsiniz, ancak alerjisi olan birçok kişide kaşıntı da meydana gelir.  Alerji Nedir? Alerjiler, vücudunuz zararlı olarak gördüğü bir şeye tepki gösterdiğinde ortaya çıkar. Alerjen adı verilen normalde zararsız maddeler, bağışıklık sisteminizin tepki vermesine neden olarak alerjik reaksiyona neden olur. Bağışıklık sisteminiz size zarar vereceğini düşündüğü bir maddeyi algıladığında, onunla savaşmak için antikorlar oluşturur, bu da histamin gibi proinflamatuar maddelerin salınmasına yol açar. Histamin gibi bu kimyasal maddeler, rahatsız edici alerji semptomlarına neden olur. Vücudunuza ve bağışıklık sisteminizin tepki verdiği alerjene bağlı olarak, alerji semptomlarınız her zaman aynı görünmeyebilir. Yaygın hafif alerji semptomları şunları içerir:  Sulu veya kırmızı gözler, Burun akması, Kaşıntı, Döküntü veya kurdeşen. Hafif alerjiler zararsız olsa da orta veya şiddetli alerjik reaksiyonlar tehlikeli semptomlara neden olur. Şiddetli kurdeşen, şişme veya nefes almada zorluk yaşarsanız, hemen acil tıbbi yardım almanız gerekir. Kaşıntı yaygın ve genellikle zararsız bir alerji belirtisi olsa da ani veya şiddetli kaşıntı gözlerinizin veya yüzünüzün şişmesi anafilaksinin erken bir belirtisi olabilir. Şiddetli alerjik reaksiyonlar acil tıbbi müdahale gerektirir. Alerjiler Ciltte Kaşıntıya ve Döküntülere Nasıl Neden Olur? Farklı alerjik reaksiyon türleri kaşıntılı deriye veya döküntülere neden olur. Cilt reaksiyonunuzun nedeni ve belirtileri, sorunu nasıl tedavi edebileceğinizi belirler. Kontakt dermatit:Alerjiden kaynaklanan kaşıntılı derinin en... --- ### Alerji Ateş Yapar Mı? > Alerjik rinit dahil olmak üzere alerjiler ateşe neden olmaz. Alerjilerin yaygın belirtileri arasında burun akıntısı, hapşırma ve gözlerde - Published: 2023-06-19 - Modified: 2023-06-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-ates-yapar-mi - Kategoriler: Genel Alerjik rinit dahil olmak üzere alerjiler ateşe neden olmaz. Alerjilerin yaygın belirtileri arasında burun akıntısı, hapşırma ve gözlerde sulanma bulunur. Ateşe neden olabilecek farklı durumlar vardır. Ancak ateş oluşursa, en yaygın neden sinüzit veya sinüs enfeksiyonudur. Alerji Benzeri Semptomlarla Ateşe Ne Sebep Olur? Alerjiniz olduğunun en yaygın belirtisi, kısa süreli olması ve yalnızca alerjene maruz kaldığınız sürece devam etmesidir. Semptomlarınız devam ederse, tipik olarak daha uzun sürdükleri için grip veya soğuk algınlığınız olabilir. Bununla birlikte, alerjilerde sık görülen kaşıntılı ve sulu gözler grip veya soğuk algınlığı belirtileri değildir. Aşağıdaki koşullar hem ateşe hem de alerjiye benzer semptomlara neden olabilir. SinüzitSinüzit veya sinüs enfeksiyonu, sinüslerinizin iltihaplanmasına ve şişmesine neden olur. Akut sinüzit, soğuk algınlığı veya alerji ile tetiklenebilir ve ateşe neden olabilir. Sinüsler başınızda yanakların, burnun ve gözlerin çevresinde bulunan boşluklardır. Sinüsler, burundan dışarı akan mukus salgılar. Bu drenaj, burnu temiz tutmaya ve enfeksiyonu önlemeye yardımcı olur. Sinüsleriniz normalde hava ile doludur, ancak tıkandıklarında veya şiştiklerinde, mukus dışarı akamayabilir ve birikebilir. Bakteriler daha sonra büyüyebilir ve bir enfeksiyona neden olarak sinüzite neden olabilir. Sinüzitin diğer belirtileri şunları içerebilir: Geniz akıntısı (mukus boğazdan aşağı damlar), Burun akıntısı veya burun tıkanıklığı, Yüz basıncı (özellikle burun, gözler ve alın çevresinde), baş ağrısı ve dişlerinizde veya kulaklarınızda ağrı, Ağız kokusu, Öksürük, Yorgunluk. NezleGrip, burun, boğaz ve bazen akciğerleri enfekte eden influenza virüslerinin neden olduğu bulaşıcı bir solunum yolu hastalığıdır. Grip genellikle aniden ortaya çıkar. Grip genellikle üç ile dört gün süren bir ateşe neden olabilir. Gribin diğer semptomları şunları içerebilir: Burun akıntısı veya tıkalı burun,... --- ### Alerjik Rinit ile Grip Arasındaki Fark Nedir? > Alerjik rinit ve grip, her ikisi de üst solunum yolunu etkileyen ancak farklı nedenlerden kaynaklanan iki yaygın sağlık problemidir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-rinit-mi-grip-mi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Alerjik rinit ve grip, her ikisi de üst solunum yolunu etkileyen ancak farklı nedenlerden kaynaklanan iki yaygın sağlık problemidir. Alerjik rinit, bağışıklık sisteminin çevresel alerjenlere verdiği aşırı tepki sonucu ortaya çıkarken, grip bir virüsün neden olduğu bulaşıcı bir enfeksiyondur. Belirtileri arasında burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve hapşırma gibi benzer semptomlar bulunmasına rağmen bu iki durumun nedenleri, belirtileri ve tedavileri oldukça farklıdır. Bu yazıda, alerjik rinit ile grip arasındaki farkları detaylı bir şekilde ele alacağız. Alerjik Rinit Nedir? Alerjik rinit, bağışıklık sisteminin polen, toz akarları, hayvan tüyü gibi çevresel alerjenlere aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan kronik bir durumdur. Alerjik rinit, genellikle mevsimsel (örneğin polen alerjisi) veya yıl boyu süren (örneğin ev tozu alerjisi) olarak sınıflandırılır. Alerjik Rinitin Yaygın Nedenleri: Polen (özellikle ilkbahar ve yaz aylarında) Ev tozu akarları Küf sporları Hayvan tüyü ve deri döküntüleri Bazı gıdalar veya kimyasal maddeler Grip Nedir? Grip, influenza adı verilen bir virüsün neden olduğu, genellikle kış aylarında yaygınlaşan bir solunum yolu enfeksiyonudur. Grip, soğuk algınlığına benzese de daha şiddetli belirtilerle kendini gösterir ve bulaşıcıdır. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf bireyler için grip ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Grip Virüsünün Bulaşma Yolları: Hapşırma veya öksürükle havaya yayılan virüs parçacıkları Virüsle kontamine yüzeylere temas sonrası elin yüz, ağız veya buruna götürülmesi Yakın temas (örneğin enfekte biriyle aynı ortamda bulunmak) Alerjik Rinit ile Grip Arasındaki Ana Farklar Özellik Alerjik Rinit Grip Neden Bağışıklık sisteminin alerjenlere verdiği aşırı tepki İnfluenza virüsü tarafından oluşturulan enfeksiyon Bulaşıcılık Bulaşıcı değildir Bulaşıcıdır Semptomların Süresi Alerjenle temas sürdükçe devam eder Genellikle 7-10... --- ### Yetişkinlerde Egzama (Atopik Dermatit) Belirtileri > Yetişkinlerde egzama yaşam kalitesini önemli ölçüde bozabilen bir cilt rahatsızlığıdır. Yetişkin yaş grubunda egzamaya dair bazı önemli - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-egzama - Kategoriler: Yetişkin Alerji Hastalıkları Yetişkinlerde egzama yaşam kalitesini önemli ölçüde bozabilen bir cilt rahatsızlığıdır. Yetişkin yaş grubunda egzamaya dair bazı önemli noktalara bu makalede değinmeye çalışacağız. Yetişkinlerde Egzama Nedir? Egzama, benzer belirtileri olan bir grup cilt rahatsızlığı için kullanılan bir terimdir. En sık görülen egzama türü, alerjik bünyesi olan bireylerde görülen atopik dermatittir. Daha çok çocukluk dönemi ile ilişkilendirilse de, atopik dermatit her yaşta ortaya çıkabilir. Çocuklukta ortaya çıkan egzama genellikle yaş büyüdükçe ortadan kalkar. ancak bazı kişilerde yetişkinlik döneminde de sürebilir. Ayrıca çocukluğunda egzaması olan bireylerde, hastalık düzeldikten sonra yetişkinlikte tekrar görülebilir. Bir grup hastada ise öncesine ait öyküsü yokken, egzama yetişkinlikte ortaya çıkar.  Egzama neden olur? Egzamanın sebeplerinden biri de cilt bariyerindeki kusurlardır. Bunun sonucu olarak cilt nemini kaybedip kurumaya eğilimlidir. Ayrıca alerji ve tahrişe neden olan dış faktörlere ve mikroplara karşı daha hassastır. Egzama bulaşıcı bir hastalık değildir, ancak tahriş olmuş cilt daha kolay enfeksiyon kapabilir. Egzama belirtileri nelerdir? Yetişkinlerde egzama olduğunda, etkilenen bölgedeki cilt kuru ve pul pul olur. Bu durum kronikleştiğinde, cilt kalınlaşır ve rengi değişir. Şiddetli kaşıntı olur. Buna bağlı olarak uyku bozukluğu olabilir, hastanın ruh sağlığı etkilenebilir. Yetişkinlerde egzama daha çok diz ve dirseklerin iç kısımlarında, ensede ve göz çevresinde görülür. Terleme, stres gibi faktörler yakınmaları arttırabilir.  Egzama belirtileri varsa ne yapmalıyım? Egzama belirtileri varsa konunun uzmanı olan alerji uzmanlarına başvurmanız gerekir. Egzama nedeniyle doktora giderken nasıl hazırlık yapmalıyım? Hekimlerin hastalarını değerlendirirken kullandıkları ilk araçlar tıbbi öykü ve fiziksel muayenedir. Alerji uzmanınız altta yatan olası alerjilere karşı cilt ve kan testleri isteyebilir. Alerjiye yönelik cilt... --- ### Astım Hastaları Grip Aşısı Olabilir Mi? > Astım hastaları grip aşısı olabilir ve hatta grip aşısı, astım hastaları için özellikle önerilir. Grip aşısı, influenza virüsüne karşı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/grip-mevsimi-yaklasiyor-astimli-hastalar-grip-asisi-yaptirmali-mi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Astım, solunum yollarının kronik bir hastalığıdır ve özellikle soğuk algınlığı veya grip gibi solunum yolu enfeksiyonlarından olumsuz etkilenebilir. Grip (influenza), astım hastaları için ciddi komplikasyonlara yol açabilir ve bu hastalarda astım ataklarını tetikleyebilir. Bu nedenle, grip aşısı astım hastaları için önemli bir koruma sağlar. Grip ve Astım Arasındaki İlişki Grip, solunum yollarında iltihaplanmaya yol açarak astım semptomlarını kötüleştirebilir. Astım hastalarının solunum yolları, sağlıklı bireylere göre daha hassas olduğundan grip enfeksiyonu bu bireylerde daha şiddetli komplikasyonlara neden olabilir.  Grip Astım Semptomlarını Nasıl Etkiler? Grip, hava yollarında inflamasyona neden olur ve bu durum astım ataklarını tetikleyebilir. Grip sırasında artan mukus üretimi, hava yollarını daraltarak nefes darlığı ve öksürük gibi semptomları şiddetlendirebilir. Astım Hastalarında Grip Komplikasyonları Zatürre (pnömoni) gibi ciddi solunum yolu enfeksiyonları daha sık görülür. Astım kontrolünün zorlaşması nedeniyle hastaneye yatış riski artar. Astım Hastaları Grip Aşısı Olabilir mi? Evet, astım hastaları grip aşısı olabilir ve hatta grip aşısı, astım hastaları için özellikle önerilir. Grip aşısı, influenza virüsüne karşı bağışıklık sistemini güçlendirerek gribin neden olabileceği komplikasyonları önler. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), astım hastalarının grip aşısı yaptırmasını güçlü bir şekilde tavsiye etmektedir. Grip aşısı, astım hastalarının genel sağlığını korumak ve grip kaynaklı astım ataklarının önüne geçmek için etkili bir koruma sağlar.  Grip Aşısının Astım Hastalarına Faydaları Astım Ataklarını Önler Grip enfeksiyonu, astım ataklarını tetikleyebilir. Grip aşısı, grip enfeksiyonunu önleyerek bu atak riskini azaltır. Ciddi Komplikasyonların Önlenmesi Grip, astım hastalarında zatürre gibi komplikasyonlara yol açabilir. Grip aşısı, bu komplikasyonların görülme ihtimalini azaltır. Hastaneye Yatış Riskini... --- ### Herediter Anjioödem Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri > Herediter Anjioödem (HAÖ), cilt, solunum yolları ve sindirim sistemi gibi çeşitli organlarda ani gelişen şişlik atakları ile kendini gösteren - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/herediter-anjioodem - Kategoriler: Çocuk Alerji Hastalıkları Herediter Anjioödem (HAÖ), cilt, solunum yolları ve sindirim sistemi gibi çeşitli organlarda ani gelişen şişlik atakları ile kendini gösteren nadir, genetik bir hastalıktır. C1 inhibitör proteininin yetersiz veya işlevsiz olması nedeniyle vücutta şişlik ve ödem oluşur. Bu hastalık, hastanın günlük yaşamını ciddi şekilde etkileyebilir ve tedavi edilmediği takdirde hayati risk oluşturabilir. Herediter Anjioödemin Nedenleri Herediter Anjioödemin temel nedeni, C1 inhibitör (C1-INH) proteininin eksikliği veya işlev bozukluğudur. C1 inhibitör, bağışıklık sistemi ve enflamasyonu kontrol eden bir proteindir. Ancak, HAÖ hastalarında bu proteinin yetersiz olması vücutta aşırı miktarda bir dizi enflamatuvar molekülün salınmasına neden olur. Bu durum, kontrolsüz sıvı sızmasına ve vücutta ödem oluşumuna yol açar. Herediter Anjioödemin Genetik Yapısı Herediter Anjioödem, çoğunlukla otozomal dominant olarak kalıtılır. Bu da hastalığı taşıyan bireylerin %50 oranında çocuklarına aktarma riskini doğurur. Bu genetik mutasyonlar sonucunda vücudun ürettiği C1 inhibitör proteini eksik veya işlevsiz olur. Bu bozukluk, kalıtsal bir hastalık olduğu için ailede HAÖ öyküsü olan bireylerde risk yüksektir. Herediter Anjioödem Türleri Herediter Anjioödem, üç ana tipte sınıflandırılır: Tip I Herediter Anjioödem: En yaygın tür olup hastaların yaklaşık %85'ini oluşturur. C1 inhibitör seviyelerinde ciddi bir azalma görülür. Tip II Herediter Anjioödem: C1 inhibitör seviyeleri normaldir, ancak proteinin fonksiyonu bozuktur. Tip III Herediter Anjioödem: Nadir görülür ve genellikle C1 inhibitör eksikliği veya işlev bozukluğu ile ilişkilendirilmez. Östrojen hormonuyla tetiklenen bu türde kadınlarda hastalık daha yaygındır. Herediter Anjioödem Belirtileri Nelerdir? Herediter Anjioödem, belirgin şişlik ve ödem belirtileri ile kendini gösterir. Ataklar genellikle 24 ila 72 saat sürer ve tekrarlayıcı özellik gösterir. Yüz ve Boyun Bölgesinde Şişlik Yüz, dudaklar,... --- ### Alerji Halsizlik Yapar Mı? > Alerjiler, sadece burun akıntısı veya kaşıntı gibi fiziksel semptomlarla sınırlı kalmaz; aynı zamanda vücutta genel bir yorgunluk - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-ve-kronik-yorgunluk - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Alerjiler, bağışıklık sisteminin normalde zararsız olan bir maddeye aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan durumlar olarak tanımlanır. Polen, toz, hayvan tüyü, gıda veya ilaçlar gibi alerjenler bu tepkiyi tetikleyebilir. Alerjiler, genellikle burun akıntısı, hapşırık, kaşıntı gibi semptomlarla ilişkilendirilir; ancak birçok kişi, alerjilerin halsizlik gibi genel bir rahatsızlık hissine de yol açtığını fark eder. Bu yazıda, alerjilerin neden halsizlik yapabileceği, hangi tür alerjilerin buna neden olduğu ve bu durumla başa çıkmak için yapılabilecekler detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Alerji ve Halsizlik Arasındaki Bağlantı Halsizlik, enerji eksikliği, yorgunluk ve genel bir güçsüzlük hissi olarak tanımlanır. Alerjilerde halsizlik şu nedenlerle ortaya çıkabilir: Bağışıklık Sisteminin Yoğun Çalışması Alerjik reaksiyon sırasında bağışıklık sistemi, alerjenleri zararlı bir tehdit olarak algılar ve histamin adı verilen bir madde salgılar. Histamin, vücutta inflamasyona yol açarak burun tıkanıklığı, kaşıntı gibi semptomlara neden olur. Bu yoğun bağışıklık yanıtı, vücudun enerjisini tüketebilir ve halsizlik hissine yol açabilir. Uykusuzluk ve Uyku Bozuklukları Alerjiler, özellikle burun tıkanıklığı veya kaşıntı gibi rahatsızlık verici semptomlar nedeniyle uyku kalitesini düşürebilir. Uyku sırasında yeterince dinlenemeyen vücut, ertesi gün yorgun ve halsiz hissedebilir. Alerjik Rinit (Saman Nezlesi) Alerjik rinit, burun akıntısı, hapşırık ve burun tıkanıklığı gibi semptomlarla karakterizedir. Bu semptomlar hem fiziksel olarak rahatsızlık yaratır hem de uyku sorunlarına yol açarak halsizliğe neden olabilir. Histaminin Sistemik Etkileri Histamin, yalnızca alerji semptomlarına neden olmakla kalmaz, aynı zamanda merkezi sinir sistemi üzerinde de etkili olabilir. Bu durum, kişinin kendini bitkin veya enerjisiz hissetmesine yol açabilir. Kronik İnflamasyon Uzun süreli veya kontrol altına alınamayan alerjiler, vücutta kronik inflamasyona neden olabilir. Bu inflamasyon,... --- ### Oral Alerji Sendromu (Ağız Alerji Sendromu) > Oral Alerji Sendromu (Ağız Alerji Sendromu) besin alerjisinin özellikle yetişkinlerde kısmen sık görülen formlarından birisidir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/oral-alerji-sendromu-agiz-alerji-sendromu - Kategoriler: Çocuk Alerji Hastalıkları Oral Alerji Sendromu, besin alerjisinin özellikle yetişkinlerde kısmen sık görülen formlarından birisidir. Polen-besin alerjisi olarak da adlandırılır. Polen alerjisi olan kişilerde, alerjenler arasındaki çapraz ilişki nedeniyle bazı çiğ sebze ve meyvelerin yenilmesinden kısa süre sonra, ağız ve boğazda şişlik ve kaşıntı olmaktadır.   Oral Alerji Sendromu Nedir? Oral alerji sendromu, besin alerjisinin ağız ve boğazla sınırlı olan bir tipidir. Polen alerjisi olan kişilerde, polenlerle bazı besinlerin alerjenleri arasındaki çapraz ilişki nedeniyle bazı çiğ sebze ve meyvelerin yenilmesinden 5-10 dakika sonra ağızda ve boğazda şişlik ve kaşıntı ortaya çıkmaktadır. Polenlerle besinler arasındaki bu ilişki sonucunda ortaya çıkması nedeniyle Polen-Besin alerjisi olarak da adlandırılmaktadır. Oral Alerji Sendromunun Sıklığı Nedir? Sıklığı ile ilgili, çeşitli toplumlarda yapılan çalışmalarda farklı rakamlar bildirilmiştir. Polen alerjisi olan kişilerde %5-8 oranında olduğu saptanmıştır. Oral Alerji Sendromu Kimlerde Görülür? Bazı polen alerjik hastalarda görülmektedir. Özellikle huş ağacına daha az olarak da çimen ve yabani ot polenlerine alerjisi olan alerjik riniti olan (saman nezlesi) hastalarda ortaya çıkmaktadır. Fakat bazen burun alerji bulguları, çok az veya hiç olmayan kişilerde ilk olarak polen alerji sendromu bulguları görülebilmektedir. Hangi yiyecekler Oral Alerji Sendromuna Neden Olur? – Huş ağacı alerjisi olanlarda elma, şeftali, erik, armut, kiraz, kayısı, havuç, kereviz maydanoz, kimyon, rezene, kişniş, fındık, fıstık ve soya fasulyesi, – Ot polenlerine alerjisi olanlarda ise kavun, karpuz, portakal, domates ve fıstık bulguların çıkmasına neden olmaktadır. Oral Alerji Sendromunun Bulguları Nelerdir? Bulgular yukarıda belirtilen yiyeceklerin alımından kısa süre sonra ortaya çıkar. En sık görülen bulgular dil, dudak, damak, ağız ve boğazda kaşıntı, karıncalanma, hafif kızarıklık ve... --- ### Sonbahar Alerjisi Belirtileri Nelerdir? > Sonbahar alerjisi nedeni olarak, sonbahar aylarında artış gösteren küfler, ev tozları veya ragweed gibi yabani ot polenlerinin artması - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sonbaharda-alerjileriniz-ne-durumda - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Sonbahar ayları ile birlikte alerjik hastalıklarda artış görülmektedir. İlkbahar ve yaz aylarının bitmesine rağmen, özellikle geçmeyen öksürük, geniz akıntısı ve burun tıkanıklığı gibi şikayetlerin devam ettiği hatta şiddetlendiği görülür. Sonbahar alerjisi nedeni olarak, sonbahar aylarında artış gösteren küfler, ev tozları veya ragweed gibi yabani ot polenlerinin artması gösterilebilir. İlkbaharda polenlerin yapmış olduğu rahatsız edici alerjik şikayetlerini, sonbaharda küf mantarları üstlenmiştir. Tabii ki sadece küf mantarları değil, ev tozu ve ragweed gibi yabani otların yol açtığı polenler de alerjik şikayetlerin artışına neden olmaktadır. Sonbaharın gelmesi ile birlikte burun kaşıntısı, burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve hapşırma şikayetleri ile kendine gösteren alerjik rinit, havaların soğuması ile grip salgınlarının da artmasıyla oluşan mevsimsel grip ile karıştırılabilir. Mevsimsel grip, alerjik rinit şikayetlerini kötüleştirebildiği gibi ciddi astım ataklarına da yol açabilir. Sonbaharda, kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirmek, kaldığımız ortamda çamaşırların kurutulması ve neme yol açabilecek olan nem yapan cihazların kullanılması da alerjik rinit şikayetlerinin artmasına yol açabilir. Sonbahar alerjisi nedenleri nelerdir? Sonbahar aylarının gelmesi ile birlikte yağmurun yağması ve yaprakların dökülmesi çok romantiktir. Ancak bu aylar, küf mantarlarının da artığı bir dönemdir. Alerjik rinit ve astımlı hastalarda, sonbahar ayları burun akıntısı, hapşırmalar, gözlerde kızarıklıklar ve kaşıntılar, nefes darlığı, öksürük, uykusuz geceler ve sonrasında da gün içinde devam eden yorgunluk anlamına gelebilir. Yağmurlarla birlikte bitkilerin çürümesi ve sonrasında küflerin havaya yayılması sonbaharda alerjik şikayetlerin artışının en önemli nedenidir. İlkbahar aylarında ot ve ağaç polenlerine bağlı olarak oluşan şikayetler, sonbaharda özellikle Eylül ve Ekim aylarında polen vermeye başlayan ragweed gibi yabani ot polenlerinin artışına bağlı olarak kendini... --- ### Sivrisinek Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Korunma Yolları > Sivrisinek alerjisi, sivrisineğin ısırdığı kişiye enjekte ettiği proteinlere karşı bağışıklık sisteminin tepki göstermesi sonucu oluşur. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sivrisinek-alerjisi - Kategoriler: Çocuk Alerji Hastalıkları Sivrisinek ısırıkları çoğu insan için sadece geçici bir rahatsızlık yaratır; kaşıntı, hafif kızarıklık gibi belirtilerle kendini gösterir. Ancak bazı kişilerde sivrisinek ısırığına karşı daha şiddetli bir bağışıklık tepkisi gelişir. Bu durum “sivrisinek alerjisi” olarak adlandırılır. Sivrisinek alerjisi olan kişiler, ısırığa karşı ciddi alerjik reaksiyonlar gösterebilir ve şişlik, kabarıklık, ağrı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Sivrisinek Alerjisi Neden Olur? Sivrisinek alerjisi, sivrisineğin ısırdığı kişiye enjekte ettiği proteinlere karşı bağışıklık sisteminin tepki göstermesi sonucu oluşur. Sivrisinek, ısırık sırasında bir miktar tükürük salgılar; bu salgıda bulunan proteinler kanın pıhtılaşmasını engeller ve sivrisineğin kan emmesini kolaylaştırır. Bu proteinler bağışıklık sistemi tarafından zararlı olarak algılandığında alerjik reaksiyon oluşur. Sivrisinek Alerjisi Belirtileri Sivrisinek alerjisinin belirtileri, ısırık sonrası hızla gelişebilir ve normal bir ısırık reaksiyonundan çok daha şiddetli olabilir. İşte yaygın belirtiler: Ciltte Büyük Şişlik: Normal bir ısırığa göre daha geniş bir alanda cilt şişer ve kırmızılaşır. Aşırı Kaşıntı: Kaşıntı oldukça yoğun olabilir ve genellikle uzun süre devam eder. Ağrı ve Yanma Hissi: Şişlik bölgesinde ağrı veya yanma hissi gelişebilir. Kabarcık veya Kabarıklık: Isırık bölgesinde su dolu kabarcıklar oluşabilir. Lenf Bezi Şişmesi: Bazı durumlarda, özellikle bacak gibi büyük kas gruplarına yakın bölgelerde lenf bezleri şişebilir. Ateş ve Üşüme: Nadir de olsa, özellikle çocuklarda hafif ateş ve üşüme belirtileri görülebilir. Sivrisinek Isırığı Şişmesi Nedir? Sivrisinek ısırığına karşı normal bir reaksiyon, ısırık bölgesinde hafif şişlik, kızarıklık ve kaşıntı ile sınırlıdır. Ancak, sivrisinek alerjisi olan kişilerde bu şişlik daha belirgin olur. Sivrisinek ısırığı şişmesi, ısırığın çevresinde geniş bir alanı kaplayabilir, cilt yüzeyinde kabarık bir yapı ve sıcaklık hissi oluşturabilir. Bu tür... --- ### Yetişkin Alerji Uzmanı Hangi Doktorlardır? > Yetişkin Alerji Uzmanları Hangi Doktorlardır. Alerjik hastalıklar günümüzde çevresel koşullarında değişmesi ile birlikte giderek artış - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-09-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskin-alerji-uzmani-hangi-doktorlardir - Kategoriler: Yetişkin Alerji Hastalıkları Günümüzde her geçen gün sayısı artış gösteren alerjik hastalıklar belirgin sorunlar ve sosyoekonomik harcamalara neden olması açısından uluslararası bir sağlık sorun haline gelmiştir. Alerjik hastalıklar günümüzde çevresel koşulların da değişmesi ile birlikte giderek artış göstermektedir. Her geçen gün yakın çevremizde alerjik şikayetleri olan kişilerle karşılaşmaktayız. Doğuştan itibaren hayatımızın herhangi bir döneminde karşımıza çıkabilecek olan alerjik hastalıkların tanısı ve tedavisi son derece önemlidir. Yetişkin alerji uzmanları, tanı ve tedavi yöntemleri konusunda özel eğitim almış uzmanlardır. Alerjik hastalıklar, çok ciddi sağlık sorunlarına yol açmakla birlikte kişilerin sosyal yaşamını da olumsuz derece etkileyebilmektedir. Alerjik reaksiyonlarından arı, gıda ve ilaç alerjileri ölüme yol açabilecek kadar ciddi sonuçlara yol açarken alerjik hastalıkların bir kısmı da yavaş ilerleyerek daha ileride daha ciddi sorunlara yol açabilir. Örneğin ciltte kaşıntı kızarıklık ve kabarıklıklar kendine gösteren ürtikeryal şikayetler ileride oluşabilecek olan alerjik şok tablosunun habercisi olabilir. Hayatımızın ileri yaşlarında ortaya çıkan alerjik hastalıklar çoğu kez tedavi edilmediğinde hasta için daha büyük sorunlara dönüşür. Yetişkinlerde görülen alerjik hastalıkların tanısının doğru bir şekilde konulması ve doğru tedavinin yapılması için yetişkin alerji uzmanına ihtiyaç vardır. Yetişkin yaşlarda ortaya çıkan alerjik hastalık için çözüm bulamadıysanız yanlış yere gitmiş olabilirsiniz. Günümüzde bir çok yetişkin, ileri düzeyde kötü, kontrol edilemeyen astım, alerjik nezle, alerjik öksürük, arı ,ilaç, besin alerjisi hastalığı nedeniyle tedavi olmak için doktor aramaktadır. Ayrıca alerjisi olan kişiler de bu hastalığın tedavisi için yetişkin alerji uzmanı olduğu konusunda ya habersiz ya da çok az bilgiye sahip. Yetişkin Alerji Uzmanlığı Eğitimi Nasıldır ? Yetişkin alerji uzmanları tıp fakültesine girdikten sonra 6 yıllık eğitim sonrası... --- ### Mastositoz Nedir? Belirtileri Nelerdir? > Mastositoz Nedir? Mastositoz, vücutta çeşitli yerlerde mast hücrelerinin aşırı birikimi ile karakterize bir grup hastalıktır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/mastositoz-nedir - Kategoriler: Çocuk Alerji Hastalıkları Mastositoz, vücutta çeşitli yerlerde mast hücrelerinin aşırı birikimi ile karakterize bir grup hastalıktır. Sadece deriyi tutan ve çocukluk çağında sık görülen kutanöz (cilt) mastositoz ve iç organları tutan çocukluk çağında nadir görülen sistemik mastositoz olmak üzere iki tipi vardır. Mast hücrelerinden başta histamin olmak üzere çeşitli kimyasalların salınımı sonucunda, hem deride hem de sistemik olarak çeşitli bulgular ortaya çıkar. Bu yazımızda, çocukluk çağında görülen mastositozun son bilgiler ışığında tanı, tedavi ve izlemini sizler için anlattık.   Mastositoz, tutulan dokularda mast hücresinin aşırı birikmesi ile karakterizedir. Aynı zamanda biriken bu hücrelerin yüzey alıcılarında anormallik söz konusudur. Genetik değişim sonucu ortaya çıkan yüzey alıcılarındaki bu anormallik mast hücrelerinin yaşam süresinin uzamasına dokularda birikmesine yol açar. Sadece cildi tutan (kutanöz) veya kemik iliği, karaciğer, dalak ve lenf bezi gibi iç organları tutan (sistemik) iki tipi vardır. Mastositozun sıklığı nedir? Nadir görülen bir hastalıktır. Dünyada yılda milyonda 5-10 vaka görülmektedir. Fakat ABD’de on binde bir gibi daha sık bir oranda görülmektedir. Tanı konulan mastositoz vakalarının üçte ikisi çocukluk dönemindedir. Çocukluk dönemindeki mastositozların da yaklaşık %90’ı sadece deriyi tutan kutanöz mastositozdur Mastositozun görülme yaşı nedir? Hastalık, her yaşta görülebilmekle birlikte, çocuklarda süt çocukluğu döneminde sık olarak görülür. Daha sonra sıklığı giderek azalır ve erken ergenlik döneminde en aza iner; 15 yaşından sonra sıklığı tekrar artar. Mastositozun nedenleri nelerdir? Mastositozda kalıtımsal değişiklik söz konusu olduğu için, aynı aile içinde birden fazla olgu olabilir. Yani, ailesel yatkınlık söz konusudur. Çocuklarda cinsiyet farkı yoktur. Etnik, sosyoekonomik ve çevresel etkilerin mastositoz gelişimiyle bir ilgisi saptanmamıştır. Mastositozun belirtileri nelerdir? Çocukların... --- ### İnek Sütü Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir? > İnek Sütü Alerjisi Hakkında bilmeniz gereken her şey. İnek sütü alerjisi teşhisi sonrasında süt içeren gıdalara karşı diyet yapılması çok - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-inek-sutu-alerjisi-nedir-belirtileri-nelerdir - Kategoriler: Çocuk Alerji Hastalıkları İnek sütü alerjisi özellikle ilk 3 yaşta en sık görülen besin alerjisidir. İnek sütü alerjisi kendini egzama, kurdeşen, kanlı kaka, mukuslu kaka, kusma, kabızlık gibi belirtilerle göstermektedir. Belirtisi olan bir çocukta erken teşhis konulması önemlidir. Teşhis sonrasında süt içeren gıdalara karşı diyet yapılması ve inek sütü alerjisi hakkında her alanda dikkatli olmak çok önemlidir. İnek Sütü Alerjisi Nedir? İnek sütünde bulunan proteinlere karşı immünolojik mekanizmalarla oluşan reaksiyonlara inek sütü protein alerjisi (İSPA) denir. İnek sütünde insanlarda antikor yapımına neden olabilecek en az 20 protein bileşeni bulunur İnek Sütü Alerjisi Sıklığı Nedir? Süt çocukları ve 3 yaşından küçük çocuklarda önde gelen besin alerjisi nedenidir. Görülme sıklığı bölgelere göre farklılıklar göstermekle birlikte süt çocuklarında %2-6’dır. Büyük çocuklarda %1’e düşer. İnek Sütü Alerjisi Nedenleri Nelerdir? İnek sütü alerjisinin en önemli neden genetiktir. Genetik yanında birçok risk faktörü de besin alerjisi gelişimini etkileyebilir. Genetik (kalıtım) Önemli Midir? Özellikle anne, baba, kardeş veya yakın akrabalarında alerjik hastalığı olan çocuklarda daha sık görülmektedir. Bunun nedeni alerjik hastalıkların genetik olarak geçişli olmasıdır. Fakat bir çok gen sorumlu olduğu için yatkınlık şeklinde olmaktadır. İnek sütü Alerjisi Risk Faktörleri Nelerdir? – Ailede alerji olması: Ailede, anne, baba veya kardeşlerde egzama, ürtiker(kurdeşen), alerjik astım veya diğer alerjik hastalıklar varsa çocuğunuzda inek sütü alerjisi olma riski artar. – Diğer alerjik hastalıklar: Alerjik egzama inek sütü alerjisiyle birlikteliği en sık olan alerjik hastalıktır. Eğer çocuğunuzda alerjik egzama varsa başta inek sütü olmak üzere besin alerjisi açısından mutlaka araştırılmalıdır. Diğer alerjik hastalıkların görülmesi de inek sütü alerji riskini artırır veya tersi de söz... --- ### Alerjik Konjonktivit Nedir? Belirtileri ve Tedavisi > Alerjik Konjonktivit Nedir? alerjik mekanizmalarla ortaya çıkan ve oldukça sık görülen bir hastalıktır. Başta burun alerjisi olmak üzere - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-konjonktivit-nedir - Kategoriler: Çocuk Alerji Hastalıkları Alerjik konjonktivit, alerjik mekanizmalarla ortaya çıkan ve oldukça sık görülen bir hastalıktır. Başta burun alerjisi olmak üzere genellikle diğer alerjik hastalıklarla birlikte görülür. Çocuklarda, daha sık görülmektedir. En önemli belirtileri; gözlerde kaşıntı, sulanma ve kızarıklıktır. Uygun ilaçların kullanımı ile bulgular kolayca kontrol altına alınır. Bu yazımızda göz alerjileri ile ilgili merak ettiklerinizi sizler için yazdık.   Alerjik konjonktivit, alerjik mekanizmalarla ortaya çıkan ve gözün konjonktiva denilen kısmını tutan iltihaptır. Konjonktiva, gözlerin beyaz kısmını ve göz kapaklarının içini örten ince bir deridir. Özel olarak uyarlanmış şeffaf hücrelerden oluşur.  Alerjik konjonktivitin sıklığı nedir? Alerjik konjonktivit, sıklığı da diğer alerjik hastalıklar gibi son yıllarda giderek artmıştır. Bütün dünyada %10-20 oranında görüldüğü bildirilmektedir. Alerjik konjonktivitin görülme yaşı nedir? Çocuklarda ve adölesanlarda daha sık olarak görülür. Daha ileri yaşlarda giderek azalır. Alerjik konjonktivitin nedenleri nelerdir? Alerjik konjonktivit de, diğer alerjik hastalıklar gibi genetik ve çevrenin etkileşimi ile ortaya çıkmaktadır. Alerjenlere duyarlanmış kişilerde alerjenin göz yüzeyine temasıyla ortaya çıkan alerjik reaksiyon sonucunda oluşur. Mekanizmalar, diğer alerjik hastalıklarla benzerdir. Zaten alerjik rinit başta olmak üzere astım ve egzama ile birlikte görülür. Alerjik konjonktivitin üç farklı tipi vardır: – Akut alerjik konjonktivit, – Mevsimsel alerjik konjonktivit, – Yıl boyu alerjik konjonktivit. Akut alerjik konjonktivit, bir alerjene maruz kalma sonucunda ani başlayan bir alerjik reaksiyondur. Maruziyetten sonra, yarım saat gibi kısa bir sürede gözde kaşıntı, kızarıklık, sulanma ve göz kapaklarında şişlik gibi bulgular ortaya çıkar. Alerjene maruziyetin ortadan kalkmasıyla 24 saat içinde düzelir. Mevsimsel alerjik konjonktivit, genellikle bahar ve yaz aylarında polenlere alerjik kişilerde görülür. Genellikle, alerjik rinit... --- ### Alerjik Kaşıntı Nedir ve Nasıl Oluşur? > Alerjik kaşıntı İçin Hangi Tedaviler Yapılabilir? Kaşıntı bir çok hastalık için önemli uyarı sistemi olabilir. Kaşıntı sadece deri - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kasinti-icin-hangi-tedaviler-yapilabilir - Kategoriler: Yetişkin Alerji Hastalıkları Alerjik kaşıntı, bağışıklık sisteminin genellikle zararsız olan bir maddeye (alerjen) karşı aşırı bir reaksiyon göstermesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Alerjiye bağlı kaşıntı, ciltte rahatsızlık hissi, kızarıklık ve bazen döküntülerle kendini gösterebilir. Kaşıntı, vücudun alerjenlerle savaşırken histamin gibi kimyasallar salgılamasıyla oluşur. Alerjik Kaşıntı Nasıl Oluşur? Alerjik kaşıntının temel nedeni, bağışıklık sisteminin bir maddeyi (polen, hayvan tüyü, toz, belirli gıdalar vb. ) tehdit olarak algılaması ve bu maddeye karşı bir savunma mekanizması başlatmasıdır. Bu süreç şu şekilde işler: Alerjenle Temas: Vücut, alerjenle (örneğin polen veya bir kimyasal) temas eder. Bağışıklık Tepkisi: Bağışıklık sistemi, bu maddeyi zararlı olarak algılar ve antikorlar (IgE) üretir. Histamin Salınımı: Alerjen, mast hücreleriyle etkileşime girerek histamin ve diğer kimyasalların salınımına neden olur. Ciltte Reaksiyon: Histamin, ciltte kan damarlarının genişlemesine ve kaşıntıya yol açan sinir uçlarının uyarılmasına neden olur. Alerjik Kaşıntının Nedenleri Alerjik kaşıntı, farklı alerjenlere bağlı olarak gelişebilir. İşte alerjik kaşıntının yaygın nedenleri: 1. Cilt Alerjileri Egzama (Atopik Dermatit): Kronik bir cilt rahatsızlığıdır ve ciltte kuruluk, kızarıklık ve yoğun kaşıntıya neden olur. Kontakt Dermatit: Alerjenlerle doğrudan temas sonucu ciltte kızarıklık ve kaşıntı oluşur (örneğin, nikel, kozmetik ürünler, deterjanlar). 2. Gıda Alerjileri Gıda alerjileri, kaşıntılı döküntüler, kurdeşen (ürtiker) ve bazen anafilaksi gibi ciddi reaksiyonlara neden olabilir. Yaygın alerjenler: Süt, yumurta, yer fıstığı, deniz ürünleri, soya ve buğday. 3. İlaç Alerjileri Belirli ilaçlar, kaşıntı ve cilt döküntülerine neden olabilir. Örneğin: Penisilin gibi antibiyotikler. Ağrı kesiciler (NSAID’ler). 4. Solunum Alerjileri Polen, ev tozu akarları, hayvan tüyleri gibi alerjenler ciltte kaşıntıya yol açabilir. 5. Böcek Isırıkları ve Sokmaları Sivrisinek, arı veya... --- ### Yetişkinlerde Nefes Darlığı > Yetişkinlerde Nefes Darlığı, ani başlangıçlı veya kronik olabilen bir rahatsızlıktır. Birçok farklı nedeni olabilir. Nefes darlığı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-nefes-darligi - Kategoriler: Yetişkinlerde Göğüs Hastalıkları Yetişkinlerde nefes darlığı, ani başlangıçlı veya kronik olabilen bir rahatsızlıktır. Birçok farklı nedeni olabilir. Nefes darlığı hakkında merak edilenleri bu yazımızda sizler için yazdık.   Nefes Darlığı Nedir? Nefes darlığı, kişinin kendinde fark ettiği soluma zorluğu olarak tanımlanabilir. Bazı hastalar bunu ‘’çektikleri havanın yetmemesi’’ olarak tarif eder. Kısa (akut) ve geçici veya uzun süreli (kronik) olabilir. Nefes Darlığı Neden Olur? Nefes darlığı her zaman bir hastalık belirtisi değildir. Yoğun bir egzersizden sonra veya yüksek rakıma çıkıldığında da nefes almada zorluk yaşanabilir. Nefes darlığına en çok neden olan hastalıklar arasında ise astım, kalp yetmezliği ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), pnömoni (zatürre) ve anksiyete bozukluğu (panik atak) bulunur. Bu hastalıklar dışında solunum yollarına yabancı madde kaçması, alerjik reaksiyon, kan kaybı, karbonmonoksit zehirlenmesi, pulmoner embolizm (akciğerde damar tıkanıklığı), pnömotoraks (akciğerin delinmesi) gibi farklı nedenler de ani başlangıçlı akut nefes darlığına yol açabilir. Genellikle 1 aydan fazla süren nefes darlıkları kronik olarak sınıflandırılır. Kronik nefes darlığının en sık nedenleri arasında astım, KOAH, interstisyel akciğer hastalıkları ve akciğer kanseri gibi muhtelif akciğer hastalıkları, kalp hastalıkları, kansızlık ve obezite (aşırı kilo) bulunur. Nefes Darlığına Eşlik Eden Belirtiler Nelerdir? Nefes darlığı olan hastalarda ilaveten öksürük, hırıltı, göğüste daralma hissi, göğüs ağrısı, çarpıntı gibi farklı bulgular görülebilir. Kronik Nefes Darlığı Varsa Ne Yapmalıyım? Kronik nefes darlığı şikâyeti olan hastaların göğüs hastalıkları veya alerji hastalıkları uzmanları tarafından değerlendirilmesinde fayda vardır. Hastanın durumuna göre, uygun tanı ve tedavi yaklaşımları ile kronik nefes darlığı ele alınır. Kronik Nefes Darlığı Nedeniyle Doktora Giderken Nasıl Hazırlık Yapmalıyım? Kronik nefes darlığı sebebiyle bir... --- ### Alerjik Egzama Nedir? > Alerjik Egzama Nedir? Alerjik egzama (Atopik Dermatit), genellikle bebeklik döneminde ortaya çıkan, kaşıntılı, düzelme ve alevlenmelerle seyreden - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-egzama-nedir - Kategoriler: Egzama Alerjik egzama (Atopik Dermatit), genellikle bebeklik döneminde ortaya çıkan, kaşıntılı, düzelme ve alevlenmelerle seyreden kronik bir cilt hastalığıdır. Genetik (kalıtım) ve çevresel etkenlerin etkileşimi ile ortaya çıkar. Alerjik Egzama Belirtileri Nelerdir? En önemli belirtisi kaşıntı, ciltte kuruluk ve egzama olarak adlandırılan kızarıklıklardır. Yaşa göre ciltte tutulan yerler değişir. Bebeklikte yanaklarda ve boyunda görülürken daha ileri ki yaşlarda gövde, diz ve dirsek iç kısımlarında görülmektedir. Bulgular hastalığın şiddetine göre değişiklik gösterir. Alerjik Egzama Tanısı Nasıl Konulmaktadır? Tanı öykü ve muayene bulguları ile konulmaktadır. Alerjik egzama tanısı koydurtan bir laboratuvar tetkiki yoktur. Hastaların büyük kısmında total IgE yüksek saptanır. Özellikle ilk 2 yaşta ve ağır egzamalı çocuklarda daha yüksek olmak üzere hastaların yarısına yakınında besin alerjileri görülür. Bu besinler sıklıkla inek sütü, yumurta, buğday, yer fıstığı ve balık ve kabuklu deniz ürünleridir. Ev tozu akarları, evcil hayvan alerjenleri ve polenler gibi solunum yolu ile alınan alerjenler de atopik dermatit hastalarında alerjiye neden olabilmektedir. Bu alerjenler kandan ve deriden alerji testleri yapılarak saptanabilmektedir. Ayrıca alerjik egzama ile karışan hastalıkların ayırıcı tanısı için bazı testler yapılabilmektedir. Alerjik Egzama Tedavisi Nasıl Yapılmaktadır? Bugün için alerjik egzamayı ortadan kaldıran bir tedavi olmamakla birlikte; alınan önlemler ve uygulanan ilaçlarla hastalığın alevlenmeleri önlenip kontrol altında tutulabilmektedir. En önemlisi bir besin alerjisi saptanmışsa bundan uzak durulmasıdır. Sık banyo yapılması ve nemlendirici sürülmesi ile cildin nemli tutulması gerekmektedir. Hastalığın alevlenmemesi için; kaşıntıyı ve döküntüyü artırıcı çevresel uyaranlardan kaçınılması (uygun giysi, odanın sıcaklığının ayarlanması gibi) ve koruyucu önlemlerle kontrol altına alınamayan durumlarda; hem cilde uygulanan hem de ağızdan alınan ilaçlarla bulguların... --- ### Yetişkinlerde Kronik Alerjik Öksürük > Yetişkinlerde Kronik Alerjik Öksürük, Solunum yollarını temizlemeyi sağlayan, ve çeşitli tıbbi durumların tetikleyebildiği öksürükler - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-kronik-oksuruk - Kategoriler: Yetişkinlerde Göğüs Hastalıkları Alerjik öksürük solunum yollarını temizleyen bir mekanizma olarak bedenimizi korumakla birlikte, uzun sürmesi hastaları rahatsız edebilmektedir. Uzun süren, geçmeyen, kronik öksürük hakkında merak edilenleri bu yazımızda sizler için yazdık. Kronik Alerjik Öksürük Nedir? Solunum yollarını temizlemeyi sağlayan, ve çeşitli tıbbi durumların tetikleyebildiği öksürükler bazı hastalarda uzun sürebilmektedir. Genellikle 8 hafta veya daha fazla süren öksürüklere kronik öksürük denir. Alerjik Öksürük Neden olur? Kronik öksürük, birçok farklı nedenden kaynaklanabilir. En sık rastlanılan nedenleri; geniz akıntısı, reflü hastalığı ve astımdır. Sigara içmeyen ve akciğer filmi normal olan kronik öksürük hastalarının büyük çoğunluğunda öksürüğün nedeni bu üç durumdan biridir. Uzun süren, inatçı öksürüklerin solunum sistemiyle ilişkili diğer nedenleri arasında üst solunum yolu enfeksiyonları, kronik bronşit, bronşektazi, sarkoidoz, akciğer kanseri gibi hastalıklar vardır. Kronik öksürüğün daha az görülen nedenleri arasında dış kulak yolunun tahrişi, kalp yetmezliği gibi farklı sistemlere ait hastalıklar bulunur. ACE inhibitörü denen hipertansiyon ilaçları da kronik öksürüğe neden olabilir. Alerjik Öksürük Belirtileri Nelerdir? Kronik öksürük yaşayan hastalarda yorgunluk hissi, kas ağrısı, uyumada güçlük, baş dönmesi, ses kısıklığı, aşırı terleme, idrar kaçırma gibi şikâyetler olabilir. Öksürüğe neden olan, altta yatan hastalığa ait farklı bulgular da görülebilir. Kronik öksürük varsa ne yapmalıyım? Kronik öksürük şikâyeti olan hastaların göğüs hastalıkları veya alerji hastalıkları uzmanları tarafından değerlendirilmesinde fayda vardır. Hastanın durumuna göre, uygun tanı ve tedavi yaklaşımları ile kronik öksürüklerin büyük çoğunluğunu iyileştirmek mümkündür. Kronik öksürük nedeniyle doktora giderken nasıl hazırlık yapmalıyım? Kronik öksürük sebebiyle bir uzmana başvururken, önceki sonuçlarınızı da yanınızda getirmeniz gereksiz tetkikleri önleyecektir. Altta yatan nedenler arasında alerji şüphesi varsa, buna yönelik... --- ### Ev Tozu Akarı Nasıl Temizlenir? > Ev tozu akarlarını tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmasa da düzenli temizlik ve önlemlerle yoğunluklarını önemli ölçüde azaltabilirsiniz. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ev-tozu-akarindan-nasil-korunalim - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ev tozu akarları, gözle görülmeyecek kadar küçük olan ve ev ortamında sıklıkla bulunan mikroskobik canlılardır. Özellikle yatak, yorgan, halı ve kumaş kaplı mobilyalarda yoğunlaşan bu akarlar, alerjik rinit, astım ve egzama gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Akarların neden olduğu bu sağlık sorunları nedeniyle, ev tozu akarlarını temizlemek ve yaşam alanlarındaki yoğunluklarını azaltmak oldukça önemlidir. Bu yazıda, ev tozu akarlarının neden olduğu problemleri, nerelerde bulunduklarını, nasıl temizlenebileceğini ve alınabilecek önlemleri detaylı bir şekilde ele alacağız. Ev Tozu Akarları Nedir ve Neden Zararlıdır? Ev tozu akarları, nemli ve sıcak ortamları seven, genellikle 0. 2-0. 3 mm boyutlarında mikroskobik canlılardır. Akarlar, insan ve hayvan deri döküntüleriyle beslenir ve en çok yatak, yorgan, halı ve kumaş mobilyalarda bulunur. Tek başlarına zararlı olmasalar da dışkıları ve ölü vücut parçaları alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Ev Tozu Akarlarının Zararlı Etkileri: Alerjik Rinit: Burun akıntısı, hapşırma ve burun tıkanıklığı gibi semptomlara neden olabilir. Astım: Solunum yollarında daralma ve nefes darlığını tetikleyebilir. Egzama: Ciltte kaşıntı ve kızarıklık gibi alerjik belirtiler ortaya çıkabilir. Huzursuzluk ve Uyku Bozuklukları: Akarların yoğun olduğu yatak ve yastıklar uyku kalitesini düşürebilir. Ev Tozu Akarları Nerelerde Bulunur? Ev tozu akarları en çok şu alanlarda yoğunlaşır: Yatak ve Yastıklar: İnsan deri döküntüleriyle beslendikleri için yataklar akarlar için ideal bir ortamdır. Halılar ve Kilimler: Yoğun trafik olan alanlardaki halılar akarların barınması için uygun ortam sağlar. Kumaş Kaplı Mobilyalar: Kanepe, koltuk ve sandalye gibi kumaş kaplı yüzeyler akarların yoğun bulunduğu alanlardır. Perdeler ve Storlar: Uzun süre temizlenmeyen kumaş perdeler akarların birikmesi için ideal ortamlardır. Pelüş Oyuncaklar: Çocukların sıkça oynadığı... --- ### Astım Hastaları Nasıl Beslenmeli? > Astımda beslenme düzeninde aşağıdaki besin gruplarına yer vermesi, astım semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir: - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astimda-beslenme-astim-dostu-mutfak - Kategoriler: Astım Astım, solunum yollarının kronik bir iltihaplanma hastalığıdır ve doğru beslenme, bu hastalığın yönetilmesine yardımcı olabilir. Astım hastalarının yaşam kalitesini artırmak, atakları önlemek ve semptomları hafifletmek için astımda beslenme düzeninde bazı değişiklikler yapmak önemlidir. Astımı yönetmek için ilaç tedavisinin yanı sıra, anti-inflamatuar besinleri içeren sağlıklı bir diyet, vücudun bağışıklık sistemini güçlendirerek solunum yollarını koruyabilir. Astımı Hafifletmeye Yardımcı Besinler Astımda beslenme düzeninde aşağıdaki besin gruplarına yer vermesi, astım semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir: Antioksidan Zengini Besinler Antioksidanlar, vücutta oluşan serbest radikalleri nötralize eder ve solunum yollarında iltihabı azaltmaya yardımcı olur. Özellikle C vitamini, E vitamini ve beta-karoten gibi antioksidanlar, astım ataklarını hafifletici etkiye sahiptir. C Vitamini Kaynakları: Portakal, mandalina, greyfurt, kırmızı biber, brokoli E Vitamini Kaynakları: Badem, fındık, avokado, zeytinyağı Beta-Karoten Kaynakları: Havuç, tatlı patates, ıspanak, kabak Omega-3 Yağ Asitleri Omega-3 yağ asitleri, anti-inflamatuar etkisiyle astım semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir. Bu yağ asitleri, solunum yollarındaki iltihabı azaltarak astım ataklarını engelleyebilir. Omega-3 kaynakları arasında yağlı balıklar (somon, uskumru, sardalya), chia tohumu, keten tohumu ve ceviz bulunur. Magnezyum Magnezyum, kasları gevşetici etkisiyle bronşları açar ve nefes almayı kolaylaştırır. Astım hastaları, magnezyum açısından zengin gıdaları beslenme programlarına dahil ederek solunum sistemlerini destekleyebilir. Magnezyum Kaynakları: Ispanak, kabak çekirdeği, badem, muz, tam tahıllar Flavonoid İçeren Besinler Flavonoidler, antioksidan ve anti-inflamatuar özelliklere sahip bileşiklerdir. Astım hastalarının özellikle quercetin gibi flavonoidlerden zengin gıdalar tüketmesi önerilir. Bu bileşenler, solunum yollarındaki iltihabı azaltır ve bağışıklık sistemini destekler. Flavonoid Kaynakları: Elma, soğan, sarımsak, çilek, siyah çay, nar D Vitamini D vitamini eksikliği, astım ataklarını artırabilir. Bu nedenle astım hastaları, D vitamini açısından zengin... --- ### Evcil Hayvan (Kedi – Köpek) Alerjisi > Evcil Hayvan (Kedi – Köpek) Alerjisi Evcil hayvanlar çok sevilmesine karşın alerjik şikayetleri yol açabileceği unutulmamalıdır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/evcil-hayvan-kedi-kopek-alerjisi - Kategoriler: Hayvan Alerjisi Evcil hayvanlar çok sevilmesine karşın alerjik şikayetlere yol açabileceği unutulmamalıdır. Evcil hayvan alerjileri özellikle (kedi-köpek) alerjisi en sık görülen alerjilerdendir. Bunun dışında hamster, tavşan, kuş gibi diğer tüylü hayvanlarla da alerji görülebilir. Kedi-Köpek Alerjisi Belirtileri Burun akıntısı, kaşıntısı, tıkanıklık, Hapşırma, Gözlerde kaşıntı sulanma, Sinüzlerde ağrı baş ağrısı, Nefes darlığı hırıltı öksürük, Ürtiker anjiyoödem ( ciltte kaşıntı şişlik ). Evcil Hayvan (Kedi-Köpek) Alerjisi Nedir? Kedi ve köpek okşadığınızda veya sevdiğinizde burun akıntısı, kaşıntısı, hapşırma başladıysa gözlerinizde sulanma ve kaşıntı olduysa ve kedi ve köpeğinizle oynadıktan sonra hapşırmayla birlikte ve nefes darlığı hırıltılı solunum başlıyorsanız muhtemelen kedi ve köpek alerjiniz var demektir.   Kedi ve köpek alerjisi, iş, okul,  günlük hayatınızı ciddi şekilde etkiler. Ortamda kedi ve köpek bulanmasa bile daha önce kedi ve köpeğin bulunduğu ortamlarda özellikle kapalı ortamlarda kedi ve köpek alerjenine maruz kalma olasılığı olduğundan sürekli alerji semptomları devam edebilir. Kedi ve köpeğin yapmış olduğu alerjik şikayetleri bazen sadece kedi ve köpeğe ait olmayabilir. Kedi ve köpek ayrıca ev tozu ve polen alerjilerine bağlı semptomların da artışına neden olabilir. Çünkü kedi ve köpekler ev tozu ve polenleri üzerinde taşırlar. Bu durumlarda, alerji, direkt olarak kedi ve köpeğe bağlı değil ev tozuna veya polene yöneliktir. Evcil Hayvan Alerjileri Belirtileri Nelerdir? Kedi ve köpek alerjisine bağlı oluşan şikayetler, bireyin duyarlılığına ve kedi ve köpek alerjenlerine maruz kalma düzeyine bağlı olarak hafif ile ağır arasında değişir. Bu şikayetler, alerjik kişilerin maruz kaldıktan sonra semptomların ne kadar çabuk gelişeceğini de etkileyebilir. Kedi ve köpeğe hassasiyeti çok fazla olan kişilerde kedi ve köpeğe dokunarak... --- ### Kefir Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir? > Kefir alerjisi, bağışıklık sisteminin kefirdeki belirli proteinlere veya bileşenlere karşı aşırı tepki göstermesiyle ortaya çıkar. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kefir-ve-alerjik-hastaliklar - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kefir, probiyotikler açısından zengin, bağışıklık sistemini destekleyen ve sindirim sağlığını iyileştiren fermente bir süt ürünüdür. Ancak bazı bireylerde kefir tüketimi, bağışıklık sisteminin kefirde bulunan proteinlere, probiyotiklere veya içerikteki diğer bileşenlere karşı aşırı tepki göstermesiyle alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Kefir alerjisi, genellikle süt alerjisi veya laktoz intoleransından kaynaklanan semptomlarla karıştırılsa da, her iki durumdan da farklıdır. Bu yazıda kefir alerjisinin ne olduğunu, belirtilerini, nedenlerini ve yönetim yollarını detaylı bir şekilde ele alacağız. Kefir Alerjisi Nedir? Kefir alerjisi, bağışıklık sisteminin kefirdeki belirli proteinlere veya bileşenlere karşı aşırı tepki göstermesiyle ortaya çıkar. Bu durum, süt proteini alerjisinden kaynaklanabileceği gibi, kefirin fermente edilmesi sırasında oluşan maya ve probiyotiklerden de kaynaklanabilir. Alerjik bireylerde, bağışıklık sistemi bu bileşenleri zararlı olarak algılar ve histamin gibi kimyasallar salarak çeşitli semptomlara yol açar. Kefir Alerjisinin Olası Nedenleri: Süt Proteini Alerjisi: Kefir genellikle inek sütünden yapılır ve süt proteini alerjisi olan bireylerde reaksiyonlara neden olabilir. Probiyotiklere Karşı Alerji: Kefirde bulunan probiyotik bakteriler veya mayalar bazı bireylerde alerjik reaksiyona yol açabilir. Kefirin Fermente Süreci: Fermentasyon sırasında üretilen bileşikler (örneğin histamin) alerjik bireylerde semptomları tetikleyebilir. Kefir Alerjisi ile Laktoz İntoleransı Arasındaki Fark Kefir alerjisi, bağışıklık sistemini içerirken, laktoz intoleransı sindirim sistemine bağlı bir durumdur. Laktoz intoleransı olan bireylerde, vücut süt şekerini (laktoz) sindirmek için gerekli olan laktaz enzimini yeterince üretemez. Bu durum, sindirim rahatsızlıklarına yol açar ancak bağışıklık sistemi devreye girmez. Kefir alerjisinde ise bağışıklık sistemi, kefir bileşenlerine karşı aşırı tepki gösterir ve daha geniş bir yelpazede semptomlara neden olabilir. Kefir Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Kefir alerjisi belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve... --- ### Alerji Aşıları (İmmünoterapi) Tedavisi Nedir? > Alerji Aşıları (İmmünoterapi) Alerji aşıları alerjik rinit (saman nezlesi), astım, arı alerjisi ve son yıllarda bazı besin alerjilerinde - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-asilari-immunoterapi - Kategoriler: Çocuk Alerji Hastalıkları Alerji aşıları ya da immünoterapi tedavisi, alerjenlere karşı bağışıklık sisteminin tepkisini düzenlemek için uygulanan bir tedavi yöntemidir. Alerji aşıları sayesinde, vücut yavaş yavaş alerjenlere duyarsız hale getirilir ve alerjik reaksiyonlar azaltılır. Bu tedavi, alerjilerin semptomatik tedavisinden ziyade, alerjinin kök nedenini hedef alarak uzun vadede iyileşme sağlar. Alerji Aşılarının Amacı ve Etkisi Alerji aşılarının amacı, bağışıklık sistemini alerjenlere karşı toleranslı hale getirmektir. Aşılar, alerjenin küçük dozlarda düzenli olarak vücuda verilmesiyle uygulanır. Zamanla bu dozlar artırılır, böylece bağışıklık sistemi alerjene daha az tepki verir hale gelir. Bu tedavi sürecinde, alerji semptomlarının azalması ve hastanın günlük yaşam kalitesinin artması amaçlanır. İmmünoterapi Hangi Alerji Türlerinde Uygulanır? İmmünoterapi, bazı alerji türlerinde oldukça etkili sonuçlar sunar. İmmünoterapinin sıklıkla uygulandığı alerji türleri şunlardır: Polen Alerjisi: İlkbahar ve yaz aylarında artan polen alerjisi, immünoterapi ile yönetilebilir. Ev Tozu Akarı Alerjisi: Özellikle kapalı ortamlarda artan toz akarları nedeniyle tetiklenen alerjik reaksiyonlarda etkili bir tedavi sunar. Hayvan Alerjisi: Kedi, köpek gibi evcil hayvanlara karşı alerjik olan bireylerde, immünoterapi başarılı sonuçlar verir. Arı ve Böcek Alerjisi: Böcek sokmaları ve arı sokmalarına bağlı gelişen alerjik reaksiyonlarda immünoterapi hayat kurtarıcı olabilir. İmmünoterapi Türleri İmmünoterapi tedavisi, farklı uygulama yöntemleri ile hastaya sunulabilir: Subkutan İmmünoterapi (SCIT - Cilt Altı İmmünoterapi): En sık kullanılan yöntemdir. Alerjen cilt altına enjekte edilir. Bu tedavi, doktor gözetiminde, kontrollü bir ortamda yapılır. Sublingual İmmünoterapi (SLIT - Dil Altı İmmünoterapi): Dil altına damla ya da tablet şeklinde verilen alerjenlerle uygulanan bir yöntemdir. Evde uygulanabildiği için hastalar için kolaylık sağlar. Alerji Aşıları Nasıl Uygulanır? Alerji aşıları, alerjen dozunun kademeli olarak artırılması prensibiyle... --- ### Alerjik Hastalıklar İçin Hangi Probiyotik Kullanılmalı? > Son yıllarda yapılan araştırmalar, probiyotiklerin alerjik hastalıkların yönetiminde etkili bir rol oynayabileceğini göstermektedir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-hastaliklarin-tedavisinde-probiyotik-ve-probiyotiklerin-yeri-var-mi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Probiyotikler, bağırsak mikrobiyotasını dengeleyerek bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasına yardımcı olan faydalı mikroorganizmalar olarak bilinir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, probiyotiklerin alerjik hastalıkların yönetiminde etkili bir rol oynayabileceğini göstermektedir. Özellikle atopik dermatit, alerjik rinit, astım ve gıda alerjileri gibi rahatsızlıkların semptomlarını hafifletmek için belirli probiyotik türlerinin faydalı olabileceği düşünülmektedir. Alerjik Hastalıklarda Probiyotiklerin Rolü Alerjik hastalıklar, bağışıklık sisteminin alerjenlere karşı aşırı reaksiyon göstermesiyle ortaya çıkar. Probiyotikler, bağışıklık sistemini düzenleyerek alerjik reaksiyonları azaltabilir. Probiyotiklerin Alerjik Hastalıklara Etkisi: Bağırsak Mikrobiyotasının Dengelenmesi: Bağırsak mikrobiyotasındaki dengesizlik, alerjik reaksiyonların şiddetini artırabilir. Probiyotikler, bağırsaktaki faydalı bakterileri artırarak bu dengeyi sağlar. Bağışıklık Sisteminin Düzenlenmesi: Probiyotikler, bağışıklık hücrelerinin (örneğin T hücreleri) alerjenlere aşırı tepki vermesini engelleyebilir ve bağışıklık yanıtını daha toleranslı hale getirebilir. Enflamasyonun Azaltılması: Probiyotikler, vücuttaki inflamatuar yanıtı azaltarak alerjik semptomların hafiflemesine yardımcı olabilir. Alerjik Hastalıklar ve Kullanılabilecek Probiyotik Türleri Atopik Dermatit (Egzama): Etkisi: Probiyotikler, atopik dermatitin şiddetini azaltabilir ve cilt bariyerinin iyileşmesine katkıda bulunabilir. Kullanılabilecek Probiyotikler: Lactobacillus rhamnosus GG: Atopik dermatit semptomlarını hafifletmek için en yaygın kullanılan probiyotiklerden biridir. Bifidobacterium lactis BB-12: Bağışıklık sistemini güçlendirir ve cilt inflamasyonunu azaltır. Alerjik Rinit: Etkisi: Probiyotikler, burun tıkanıklığı, hapşırma ve burun akıntısı gibi semptomları azaltabilir. Kullanılabilecek Probiyotikler: Lactobacillus casei: Polen alerjisi gibi mevsimsel alerjik rinit semptomlarını hafifletir. Lactobacillus paracasei: Burun tıkanıklığını azaltır ve hava yollarındaki enflamasyonu kontrol eder. Astım: Etkisi: Astımın inflamatuar süreçlerine müdahale ederek semptomların kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir. Kullanılabilecek Probiyotikler: Lactobacillus acidophilus: Hava yollarındaki inflamasyonu azaltabilir. Bifidobacterium bifidum: Bağışıklık sistemini düzenler ve astım semptomlarını hafifletir. Gıda Alerjileri: Etkisi: Probiyotikler, bağırsak bariyerinin güçlenmesine yardımcı olur ve gıda alerjenlerine karşı toleransı... --- ### Sezaryen Doğum Bebeklerde Alerji Riskini Artırır Mı? > Sezaryen doğumun bebeklerin bağışıklık sistemi gelişimi ve alerji riski üzerindeki etkileri uzun süredir araştırma konusu olmuştur.  - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sezaryen-dogum-alerjik-hastaliklara-yakalanmayi-artiriyor - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Doğum şekli, bebeğin sağlık durumu ve bağışıklık sistemi üzerinde önemli bir rol oynayabilir. Özellikle sezaryen doğumun bebeklerin bağışıklık sistemi gelişimi ve alerji riski üzerindeki etkileri uzun süredir araştırma konusu olmuştur. Sezaryen Doğum ve Normal Doğum Arasındaki Farklar Normal doğum sırasında bebek, annenin doğum kanalından geçerken mikroplarla temas eder ve bu süreçte ilk mikroplarını alır. Bu mikroplar, bebeğin bağışıklık sistemi ve bağırsak florasının (mikrobiyom) oluşumunda kritik bir rol oynar. Sezaryen doğumda ise bebek, doğum kanalından geçmediği için bu mikroplarla yeterince temas edemez ve genellikle doğumhanede bulunan çevresel mikroorganizmalarla tanışır. Bu farklılık, bebeğin bağışıklık sistemi ve alerji gelişimi üzerinde etkili olabilir. Sezaryen Doğum ve Alerji Arasındaki Bağlantı Sezaryen doğumun bebeklerde alerji riskini artırabileceğine dair çeşitli araştırmalar bulunmaktadır. Bu bağlantının olası nedenleri şunlardır: Bağırsak Mikrobiyomu (Florası) ve Bağışıklık Sistemi Normal doğum sırasında bebek, annenin doğum kanalındaki faydalı mikroorganizmalarla temas ederek bağırsak florasını oluşturur. Bu floralar, bağışıklık sisteminin düzenlenmesine ve alerjenlere karşı tolerans geliştirilmesine yardımcı olur. Sezaryen doğumda bebek, bu mikroorganizmalar yerine çevresel mikroplarla tanışır. Bu durum, bağırsak florasının dengesiz gelişmesine ve alerji riskinin artmasına yol açabilir. Bağışıklık Toleransı Eksikliği Normal doğum sırasında bebeğin temas ettiği mikroorganizmalar, bağışıklık sisteminin alerjenlere karşı tolerans geliştirmesini sağlar. Sezaryenle doğan bebeklerde bu süreç zayıflayabilir ve bağışıklık sistemi zararsız maddelere aşırı tepki verebilir. Alerji Türleri ile İlişkisi Gıda Alerjileri: Sezaryenle doğan bebeklerde inek sütü proteini alerjisi ve diğer gıda alerjileri riski daha yüksek olabilir. Astım ve Alerjik Rinit: Araştırmalar, sezaryen doğumun astım ve saman nezlesi gibi solunum yolu alerjilerinin gelişme olasılığını artırabileceğini göstermiştir. Egzama (Atopik Dermatit): Sezaryenle doğan bebeklerde... --- ### Polen Alerjisi (Mevsimsel Alerji) Nedir? > Polen Alerjisi (Mevsimsel Alerji) Nedir? Polen alerjisi ülkemizde olduğu gibi dünyada da birçok kişiyi etkilemektedir. Bazı ülkelerde 5 - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/polen-alerjisi-mevsimsel-alerji-nedir - Kategoriler: Yetişkin Alerji Hastalıkları Bahar mevsiminin gelmesi ile birlikte ortaya çıkan polenler, burun akıntısı hapşırma gözlerde kaşıntı veya öksürük şikayetlerine yol açabilir. Yılın belli aylarında şikayetleri başlayan hastalar her mevsim geldiğinde bu şikayetlerin başlayacağını bilirler ve önlem almaya çalışırlar. Kendini hissettirmeye başlayan bahar mevsimi çoğumuzu mutlu ederken mevsimsel alerjisi olan kişiler için ciddi sorunların başladığı aylardır. Alerjisi olanlar için bahar mevsimi her tarafta uçuşan polenler; burun akıntısı, hapşırmalar, gözlerde kızarıklıklar ve kaşıntılar uykusuz geceler gün için devam eden yorgunluk anlamına gelir. Mevsimsel alerjinin en sık nedenleri ağaç, ot ve yabani ot polenleridir. Ayrıca bahar mevsimlerinde artan küfler de mevsimsel alerjilere yol açabilir. Alerjik Rinit Alerjik yapıya sahip kişilerin bahar mevsimi ile birlikte polenleri solunmasına bağlı olarak burun akıntısı, kaşıntısı, tıkanıklık ve hapşırma gibi şikayetlerinin ortaya çıkmasına alerjik rinit veya saman nezlesi denir.   Bahar mevsiminde ortaya çıkan polenler ayrıca nefes darlığı hırıltı ve öksürüğe yol açıp alerjik astıma neden olabilir. Gözlerde kaşıntı kızarıklık ve akıntıya neden olup alerjik konjuktivite yol açabilir. Polenlerin ciltte kaşıntı kızarıklık şeklinde ürtikere de yol açtığı görülmektedir Çiçek tozu olarak da bilinen polenler aslında çiçeklerin üreme tohumlarıdır ve her sene milyonlarcası doğaya yaşadığımız çevreye salınmaktadır. Gözle görülemeyecek kadar küçüktürler. Polenler bildiğimiz gibi rüzgar ile veya arılar, böcekler aracılığı ile yayılır. Çevremizde bulunan rengarenk, kokulu bitkiler özellikle süs bitkilerinin polenleri yapışkan ve ağır olup böcekler tarafından taşınırlar, havada yaygın bulunmazlar. Alerjik yapıya sahip kişiler ancak bu bitkilere çok yaklaşırsa şikayete yol açabilir. Hastaların bu bitkilerden uzak kalması şikayetlerin oluşumunu engeller. Bahar mevsiminde ortaya çıkan polen alerjisinin oluşumunda önemli olan polenler havada... --- ### İnatçı (Kurdeşen)’de Bitkisel Tedavi Seçeneği Var Mı? > İnatçı Ürtiker (Kurdeşen)’de Bitkisel Tedavi Seçeneği Var Mı? İnatçı ürtiker ile ilgili olarak bitkisel tedavi üzerine en çok Çin ve Doğu - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/inatci-urtiker-kurdesende-bitkisel-tedavi-secenegi-var-mi - Kategoriler: Ürtiker İnatçı ürtiker ile ilgili olarak bitkisel tedavi üzerine en çok Çin ve Doğu Asya’da çalışılmıştır. Xiaofeng Powder inatçı ürtikerde sıklıkla kullanılmaktadır. Deneysel çalışmalarda fare kemik iliğinden köken alan mast (alerjik reaksiyonlarda ana rol oynayan hücre) hücrelerinden IgE (alerjiye yol açan madde) salınımını azalttığı gösterilmiştir. Çin tıbbında bu madde başka bitkilerle karıştırılarak kurdeşen tedavisinde uygulanmaktadır. Kore’de ise kronik ürtiker (kurdeşen) tedavisinde Gwakhyangjeonggi‑san kullanmaktadır. Bu bir bitki karışımıdır. İçeriğinde Hint nanesi (Agastache rugosa), deli fesleğen (Perilla frutescens), melek otu (Angelica dahurica), seylan kaşusu (Areca catechu), Poria hindistancevizi (Poria Cocos), houpu manolyası (Magnolia officinalis),mandalina ( citrus reticulata), yeşil ejderha bitkisi (Pinellia ternata), balon çiçeği (Platycodon grandiflorum), meyan ( Glycyrrhiza uralensis), hünnap (Ziziphus jujuba), zencefil (Zingiber officinale) bitkileri bulunmaktadır. Hazırlanan bu karışımla yapılan klinik bir çalışmada 30 hastanın yarısında belirtilerin geçtiği saptanmıştır. Japon tıbbında kullanılan Yokukansan 7 çeşit bitkinin karışımından oluşmuştur. Bu bitkiler, Çin kökenli bir bitki (Atractylodes lancea), bir mantar türü (Poria sclerotium), kök özü (Cnidium rhizome), kedi pençesi (Uncaria hook), Japon Angelica kökü (Japanese Angelica root), Bupleurum kökü ve meyan kökünden (Glycyrrhiza) oluşmaktadır. Deneysel çalışmalarda bu bitki karışımının mast (alerjik reaksiyonlarda ana rol oynayan hücre) hücrelerinden alerji yapan maddelerin salınımını azalttığı gösterilmiştir. Bu Uzak Doğu’nun karışım bitkileri haricinde günlük yaşamda nispeten daha sık kullanılan aşağıdaki bitkilerin vücutta histamin salınımını azalttığı bilinmektedir. Bitkiler 1)Tarhun otu, 2)Alman papatyası çayı, 3)Isırgan otu, 4)Çörek otu tohumu ve yağı, 5)Havlıcan, 6)Zerdeçal. Bu alanda özellikle Uzak doğu tıbbında bitkilerle yapılan birçok tedavi şekli bulunmaktadır. Ancak bunların çoğu bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Özellikle çocuk yaş grubunda yapılan çalışmalar çok kısıtlıdır.... --- ### Astımlı Çocuklar Kışın Nasıl Giyinmelidir? > Astımlı Çocuklar Kışın Nasıl Giyinmelidir? Kış ayının gelmesiyle birlikte havalar soğudu. Havanın soğumasıyla birlikte özellikle astımlı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astimli-cocuklar-kisin-nasil-giyinmelidir - Kategoriler: Astım Kış ayının gelmesiyle birlikte havalar soğudu. Havanın soğumasıyla birlikte özellikle astımlı çocukları olan aileler çocuklarını nasıl giydirmeleri gerektiği konusunda endişelenmeye başladılar. Çok giydirince terleyip hasta olmalarından az giydirince de soğuktan hasta olmalarından endişeleniyorlar. Astımlı çocuklar kışın nasıl giyinmelidir? Bunun doğrusu nedir? Ne yapmalıyız? Bu soruları sizler için Çocuk Alerji ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akçay cevapladı. Astımlı Çocukların Akciğerleri Soğuğa Çok Hassastır Astımlı çocukların akciğerleri enflamasyon dediğimiz iltihaplanma sonucu çok hassaslaşır. Bu enflamasyonun çeşitli nedenleri vardır. En sık nedenlerden birisi ev tozu mite’ları, polenler, küfler ve evcil hayvanların tüyleri gibi alerjenlere alerji gelişmesi sonucu gelişmektedir. Diğer nedenler ise genetik, obezite, hava kirliliği, akciğer enfeksiyonları gibi daha birçok neden akciğerde enflamasyona neden olarak akciğerlerde aşırı bir hassasiyet yapar. Bu hassasiyet nedeniyle de sigara dumanı, parfüm, çamaşır deterjanlarının kokusuna hassas olabildiği gibi hava değişimlerine ve soğuk havaya da hassastır. Soğuk havanın doğrudan nefes yoluyla akciğere girmesiyle hassas olan akciğerlerin bronşlarında daralma görülür ve bunun sonucu öksürük başlar, nefes sıkışmasına neden olabilir. Astımlı Çocukların Akciğerleri Mıknatıs Gibidir Astımlı çocukların akciğerlerinde aşırı hassasiyet olması sonucu sık sık öksürük, nefes sıkışması, akciğerde hırıltı belirtileri olur. Gribal enfeksiyonları bir mıknatıs gibi çekerler ve çok sık gribal enfeksiyon geliştirirler. Gribal enfeksiyonlar ağır geçer ve uzun sürer. Okula giden çocuklar da sık sık öksürmeye ve gribal enfeksiyon geçirmeye başlar. Astımlı Çocuklar Kışın Önlem Almalıdır Astımlı çocukların akciğerlerinin aşırı hassas olması nedeniyle kışın bazı önlemler almak gerekir. Çünkü soğuk hava, akciğerlere doğrudan girmesiyle akciğerlerin bronşlarında daralma oluşturur; öksürük ve nefes sıkışması yapabildiği için soğuktan korunmak gerekir. Astımlı... --- ### Alerjik Rinit Uyku Apnesi Yapar mı? > Alerjik rinit ve uyku apnesi, birbirinden farklı hastalıklar olsa da, üst solunum yollarını etkileyen mekanizmalar nedeniyle birbiriyle - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-rinit-ve-uyku-bozukluklari - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Alerjik rinit ve uyku apnesi, birbirinden farklı hastalıklar olsa da, üst solunum yollarını etkileyen mekanizmalar nedeniyle birbiriyle ilişkilendirilebilir. Alerjik rinit, burun tıkanıklığı, burun akıntısı ve hapşırık gibi semptomlarla kendini gösteren kronik bir alerji durumudur. Uyku apnesi ise uyku sırasında solunumun kısa süreli duraklamalarıyla karakterize ciddi bir uyku bozukluğudur. Alerjik rinitin neden olduğu burun tıkanıklığı ve solunum problemleri, uyku apnesinin ortaya çıkmasına veya mevcut uyku apnesi semptomlarının kötüleşmesine neden olabilir. Bu yazıda, alerjik rinitin uyku apnesine etkilerini, iki hastalık arasındaki ilişkiyi ve bu durumu yönetme yollarını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Alerjik Rinit ve Uyku Apnesi Arasındaki Bağlantı Alerjik rinit ve uyku apnesi arasındaki ilişki, her iki durumun da üst solunum yollarını etkilemesiyle açıklanabilir. Burun Tıkanıklığı: Alerjik rinitin en yaygın semptomlarından biri olan burun tıkanıklığı, uyku sırasında ağız solunumuna neden olur. Burun solunumunun sağlanamadığı durumlarda, hava yolları daralabilir ve bu da uyku apnesine yol açabilir. Hava Yolu Rezistansı: Alerjik rinit, üst solunum yollarında inflamasyona neden olarak hava yolu direncini artırır. Bu durum, özellikle sırt üstü uyuma pozisyonunda hava yollarının daha kolay tıkanmasına neden olabilir. Horlamanın Artması: Burun tıkanıklığı nedeniyle artan ağız solunumu, horlama riskini artırır ve bu da uyku apnesine zemin hazırlar. Uyku Kalitesinin Bozulması: Alerjik rinit semptomları (hapşırma, burun kaşıntısı) uyku sırasında rahatsızlığa neden olur ve derin uykuya geçişi zorlaştırır. Bu durum, uyku apnesi semptomlarını ağırlaştırabilir. Uyku Apnesi ile İlişkili Risk Faktörlerinin Tetiklenmesi: Alerjik rinit, sürekli burun tıkanıklığı nedeniyle sinüs enfeksiyonlarını ve geniz eti büyümesini tetikleyebilir. Bu durumlar, uyku apnesi gelişme riskini artırabilir.  Bilimsel Araştırmalarla Desteklenen Bağlantılar Çeşitli araştırmalar, alerjik... --- ### Evde Alerji Yapan Çiçekler - Hangi Çiçekler Alerji Yapar? > Hangi çiçeklerin alerji yapma ihtimalinin yüksek olduğunu, neden alerjik reaksiyonlara yol açtıklarını ve bu durumdan korunmak için - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-hastaligi-olanlar-evde-bitki-yetistirebilirler-mi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çiçekler, görsel güzellikleri ve hoş kokularıyla dikkat çekerken, bazıları alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Özellikle polen alerjisi olan bireylerde, çiçeklerin yaydığı polenler burun akıntısı, hapşırma, gözlerde kaşıntı ve hatta astım gibi semptomları tetikleyebilir. Bu yazıda, hangi çiçeklerin alerji yapma ihtimalinin yüksek olduğunu, neden alerjik reaksiyonlara yol açtıklarını ve bu durumdan korunmak için alınabilecek önlemleri detaylı bir şekilde ele alacağız. Polen ve Alerji İlişkisi Alerjik reaksiyonlar, bağışıklık sisteminin belirli maddelere (alerjenler) aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkar. Çiçek polenleri, en yaygın alerjenlerden biridir. Özellikle rüzgarla taşınan hafif polenler, burun, göz ve solunum yollarına ulaşarak alerjik belirtilere neden olabilir. Polenlerin Özellikleri: Hafif ve uçucu polenler, rüzgarla uzun mesafeler kat edebilir. Daha büyük ve yapışkan polenler ise genellikle böcekler tarafından taşınır ve alerji yapma riski daha düşüktür. Alerjiye Neden Olan Çiçek Türleri Bazı çiçekler, alerjik reaksiyonlara neden olma riski yüksek olan polenler üretir. İşte bu çiçeklerin en yaygın olanları: 1. Ayçiçeği (Helianthus annuus) Polen Tipi: Hafif ve rüzgarla taşınabilir. Etkisi: Polenleri kolayca havaya karıştığından alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Özellikle polen alerjisi olan kişilerde hapşırma, burun akıntısı ve gözlerde kaşıntıya yol açabilir. 2. Papatya (Matricaria chamomilla) Polen Tipi: Hem böcekler hem de rüzgar yoluyla taşınır. Etkisi: Papatyalar genellikle dekoratif veya tıbbi amaçlarla kullanılır; ancak polenleri hassas bireylerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. 3. Kasımpatı (Chrysanthemum) Polen Tipi: Böceklerle taşınsa da bazı türleri rüzgarla yayılabilir. Etkisi: Kasımpatılar, genellikle güçlü kokularıyla dikkat çeker ve bu durum alerjik astım ve rinit semptomlarını tetikleyebilir. 4. Ambrosia (Yakarca Otu) Polen Tipi: Son derece hafif ve rüzgarla kolayca taşınabilir. Etkisi: Yakarca otu, polen... --- ### Obezite Astıma Neden Oluyor > Obezite Astıma Neden Oluyor. Obezite ve astım çocukluk çağının en sık görülen iki önemli hastalığıdır. Obezitenin Astıma Etkileri Nelerdir? - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/obezite-astima-neden-oluyor - Kategoriler: Astım Obezite ve astım çocukluk çağının en sık görülen iki önemli hastalığıdır. Son 20 yılda hem obezite hem de astım sıklığı paralel olarak artmıştır. Obezitenin astım gelişmesinde katkısı büyük olmakla birlikte , fazla kilo astımlı çocukların tedavisinin de başarısız olmasına neden olabilmektedir. Obezitenin astım gelişmesinde katkısı mekanik ve immünolojik nedenlerle olmaktadır. Obezite Astım Gelişmesine Neden Oluyor Astım nedenleri kişinin kendine bağlı faktörler ve çevresel faktörler nedeniyle gelişmektedir. Kişiye bağlı faktörler arasında en önemli neden genetik olmakla birlikte obezite ve cinsiyetin erkek olmasıdır. Obeziteye neden olan çevresel faktörlere gelince çevrede bulunan alerjenler, enfeksiyonlar, hava kirliliği gibi birçok faktör de katkıda bulunmaktadır. Obezite Mi Astıma Neden Oluyor Yoksa Astım Mı Obeziteye Neden Oluyor? Astımın obeziteye neden olması çoğu çalışmada dışlanmıştır. Bu nedenle obezite astıma neden olmaktadır. Obezitenin Astıma Etkileri Nelerdir? Obezite mekanik, immünolojik etkileri, hormonlardaki değişiklik, ortak genetik yapı, diyet ve fiziksel aktivitede azalma gibi etkilerle astıma etkisi mevcuttur. Obezite Mekanik Olarak Astımı Kötü Yönde Etkiler Obezitede fazla yağ ile göğüse baskı yapmaktadır. Göğüs duvarında yağ birikmesi mevcuttur. Akciğerlerde kan akımını etkilemektedir. Bronşların genişleme yeteneği azalır. Obezitenin Astıma İmmünolojik Etkileri Obezitede yağ hücreleri astıma neden olan bazı maddeler salmaktadır. Bunların başında leptin gelmektedir. Obezitede leptin miktarı yükselir ve leptin de akciğerlerde bronşlarda enflamasyona neden olmaktadır. Obezite Astımı Kötü Etkiler Çünkü: Reflüyü artırır bu da astımı ağırlaştırır. Uyku bozukluğu, kanda yağ miktarı artışı, tansiyon yüksekliği ve diyabete neden olarak yine astımı kötü yönde etkiler. Ayrıca kolesterol yüksekliğinin astım riskini artırıcı etkisi vardır. Obezite Hormanal Etkileri Olur Obezite erkeklerde geç ergenliğe ve kızlarda erken ergenliğe... --- ### Yetişkinlerde Alerjik Rinit Nedir? Nasıl Gelişir? > Yetişkinlerde Alerjik Rinit Hakkında Bilmedikleriniz. Alerjik rinit (saman nezlesi), en sık görülen Alerjik solunum yolu hastalığı olarak - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-alerjik-rinit-nedir-nasil-gelisir - Kategoriler: Yetişkin Alerji Hastalıkları Burun akıntısı, burun kaşıntısı ve tıkanıklık şikayetleri sık tekrarlıyorsa ve bir saatten uzun devam ediyorsa rinit olarak adlandırılır. Eğer bu hastalık alerjiye bağlı olarak gelişiyorsa alerjik rinit (saman nezlesi) denir. Şikayetlerinin ortaya çıkması için samana mazuriyet gerekmemesine rağmen halk arasında en sık olarak saman nezlesi olarak adlandırılır. Alerjik rinit (saman nezlesi veya alerjik nezle ) burun akıntısı, kaşıntısı, tıkanıklık ve hapşırma bazen de göz kaşıntısı, gözlerde sulanma eşlik etmesi ile görülür. Birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de yetişkinlerde en sık görülen alerjik solunum yolu hastalığıdır. Yetişkinlerde Alerjik Rinit (Saman Nezlesi) Nedir?  Ülkeler arasında farklılık göstermesine rağmen alerjik rinit (saman nezlesi), en sık görülen alerjik solunum yolu hastalığı olarak karşımıza çıkmaktadır. Ev tozu, kedi-köpek, küf veya polen gibi alerjen dediğimiz alerjiye yol açan maddelerin burun içinde yapmış olduğu harabiyete bağlı olarak burun akıntısı, kaşıntısı, tıkanıklık ve arka arkaya beş kereden fazla hapşırma ile kendini gösteren burunun alerjik iltihabına alerjik rinit veya saman nezlesi adını veriyoruz. Genelde alerjik konjonktivit (göz nezlesi), alerjik sinüzit veya astımla birliktelik gösterebilir. Genellikle mevsimsel veya yıl boyu olarak iki şekilde görülür. Mevsimsel alerjik rinit belirtileri ilkbahar, yaz ve sonbaharın erken dönemlerinde ortaya çıkabilir. Genellikle küf sporlarına ve çimen, ağaç ve yabani otlardan gelen polenlere karşı alerjik duyarlılığa bağlı olarak gelişir. Yıl boyu süren alerjik rinit belirtileri yıl boyu devam eder ve genellikle toz akarları, evcil hayvan kıl veya tüyleri, hamam böceği veya yine küf sporlarına bağlı olarak oluşur. Bazen altta yatan gıda alerjileri de nadiren uzun süreli nazal semptomlara neden olabilir. Sıklığı Nedir? Alerjik rinit, alerjik... --- ### Alerji Durumunda Ne Yapılmalı? > Alerji durumunda yapılması gerekenler, alerji türüne ve semptomların şiddetine bağlıdır. Hafif reaksiyonlarda alerjenlerden uzak durmak ve - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-aninda-ne-yapilmali - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Alerji, bağışıklık sisteminin genellikle zararsız olan bir maddeye karşı aşırı tepki göstermesiyle ortaya çıkar. Polen, gıda, hayvan tüyü, ilaç, böcek ısırıkları veya kimyasal maddeler gibi alerjenler, bu durumu tetikleyebilir. Alerjiler hafif semptomlarla kendini gösterebileceği gibi, hayatı tehdit eden anafilaksi gibi ciddi reaksiyonlara da yol açabilir. Alerji durumunda ne yapılması gerektiğini bilmek, semptomları kontrol altına almak ve komplikasyonları önlemek açısından hayati önem taşır. Bu yazıda, alerji durumunda yapılması gerekenler, belirtilerin nasıl yönetileceği ve alınabilecek önlemler detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Alerji Nedir ve Neden Oluşur? Alerji, bağışıklık sisteminin bir maddeyi zararlı olarak algılayıp buna karşı bir bağışıklık yanıtı oluşturmasıyla ortaya çıkar. Bu yanıt, histamin gibi kimyasalların salınmasıyla sonuçlanır ve alerji semptomları gelişir. Alerjiye Neden Olan Yaygın Maddeler: Polen: Mevsimsel alerjilere neden olur. Ev Tozu ve Hayvan Tüyü: Ev içi alerjilerin yaygın nedenleridir. Gıdalar: Süt, yumurta, fıstık gibi bazı gıdalar alerjik reaksiyona yol açabilir. İlaçlar: Penisilin gibi bazı ilaçlar alerjiyi tetikleyebilir. Böcek Isırıkları: Arı veya sivrisinek ısırıkları ciddi reaksiyonlara neden olabilir. Kimyasal Maddeler: Parfümler, temizlik ürünleri veya deterjanlar. Alerji Türleri ve Belirtileri Alerji türleri ve belirtilerini anlamak, doğru müdahaleyi belirlemede önemlidir. Cilt Alerjileri: Belirtiler: Kaşıntı, kızarıklık, döküntü, egzama veya ürtiker (kurdeşen). Nedenler: Kozmetikler, sabunlar, deterjanlar, metal takılar. Solunum Yolu Alerjileri: Belirtiler: Burun akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı, öksürük, nefes darlığı. Nedenler: Polen, toz akarları, hayvan tüyleri. Gıda Alerjileri: Belirtiler: Karın ağrısı, ishal, kusma, dudaklarda şişlik, anafilaksi. Nedenler: Süt, yumurta, balık, kabuklu yemişler. İlaç Alerjileri: Belirtiler: Döküntü, kaşıntı, ateş, anafilaksi. Nedenler: Penisilin, aspirin, ibuprofen gibi ilaçlar. Böcek Alerjileri: Belirtiler: Şişlik, kızarıklık, nefes darlığı, anafilaksi.... --- ### Astımda Antibiyotik Kullanımı ve Dikkat Edilmesi Gerekenler > Astımda antibiyotik kullanımı dikkat gerektiren bir konudur, çünkü antibiyotikler her astım hastası için uygun değildir ve gereksiz - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gereksiz-antibiyotik-kullanimi-astim-gelisme-riskini-artiriyor - Kategoriler: Astım Astım, solunum yollarının kronik bir iltihaplanma hastalığıdır ve astım tedavisinde esas olarak anti-inflamatuar ve bronkodilatör ilaçlar kullanılır. Ancak bazı durumlarda, özellikle solunum yolu enfeksiyonları astım semptomlarını tetiklediğinde veya ağırlaştırdığında antibiyotikler de tedavi sürecine dahil edilebilir. Astımda antibiyotik kullanımı dikkat gerektiren bir konudur, çünkü antibiyotikler her astım hastası için uygun değildir ve gereksiz kullanımı vücutta direnç gelişimine yol açabilir. Astımda Antibiyotik Kullanımı Ne Zaman Gereklidir? Astım hastalığı viral enfeksiyonlarla sıkça tetiklenir, bu da solunum yollarında iltihaplanmayı artırarak astım belirtilerini kötüleştirebilir. Antibiyotikler bakteriyel enfeksiyonlara karşı etkili olduğu için astımda rutin olarak antibiyotik kullanımı önerilmez. Ancak bazı durumlarda, bakteriyel bir enfeksiyonun mevcut olması veya astım semptomlarının bakteriyel bir enfeksiyonla ağırlaşması durumunda antibiyotik kullanımı gerekli olabilir: Akut Bakteriyel Sinüzit: Sinüslerde gelişen bakteriyel enfeksiyonlar, solunum yollarını etkileyerek astım semptomlarını kötüleştirebilir. Bu durumda antibiyotik tedavisi gerekebilir. Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları: Bakteriyel bronşit veya zatürre gibi alt solunum yolu enfeksiyonları, astım belirtilerinin ağırlaşmasına yol açabilir. Bu enfeksiyonlarda antibiyotik kullanımı gerekli olabilir. Astım Alevlenmesi ile Bakteriyel Enfeksiyon Birlikteliği: Astım alevlenmelerinin bir kısmı bakteriyel enfeksiyonlarla tetiklenebilir. Bu durumlarda, doktor antibiyotik tedavisini uygun görebilir. İmmün Sistem Yetmezliği: Bağışıklık sistemi zayıf olan veya ek bir sağlık sorunu bulunan astım hastalarında enfeksiyonlar daha risklidir ve bu durumlarda antibiyotik tedavisi enfeksiyonu kontrol altına almak için tercih edilebilir. Antibiyotiklerin Astım Üzerindeki Etkileri Antibiyotikler bakteriyel enfeksiyonları tedavi etmek için kullanılırken, astım hastalarında bazen faydalı bazen de olumsuz etkilere yol açabilir. Bu etkiler hakkında bilgi sahibi olmak, tedavi sürecinin bilinçli bir şekilde yönetilmesini sağlar: Pozitif Etki: Astım alevlenmesinin bakteriyel bir enfeksiyondan kaynaklandığı durumlarda antibiyotikler, enfeksiyonu tedavi... --- ### Çocuklarda Alerjik Rinit (Alerjik Nezle) Nedir? > Alerjik Rinit (Alerjik Nezle) veya saman nezlesi olarak da adlandırılan çocuklarda sık görülen alerjik hastalıklardan birisidir.   - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-rinit-alerjik-nezle-yazi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Alerjik rinit (alerjik nezle) veya saman nezlesi olarak da adlandırılan durum çocuklarda sık görülen alerjik hastalıklardan birisidir.  Burun içindeki dokunun çeşitli alerjenlerle uyarıldığı ve bunun sonucunda akıntı, tıkanıklık, kaşıntı ve hapşırma gibi şikayetlerin ortaya çıktığı kronik yangısal bir hastalıktır. Çocuklarda Alerjik Rinit Sıklığı Nedir? Alerjik rinit çocuklarda en sık görülen alerjik hastalıklardan birisidir. Ülkemizde yapılan çeşitli çalışmalarda görülme sıklığının %25’lere kadar çıktığı saptanmıştır. Fakat ortalama %5-15 oranında görülmektedir. Sıklığı, değişen yaşam koşulları ile giderek artmaktadır. Alerjik Rinitin Nedenleri Nelerdir? Alerjik rinitin en önemli nedeni kalıtımdır. Anne, baba veya kardeşlerinde alerjik hastalık olan çocuklarda alerjik rinit gelişme olasılığı daha yüksektir. Kalıtımın etkisi, tek yumurta ikizlerinde alerjik rinit görülme olasılığının %60’lara çıkması ile açık bir şekilde görülmektedir. Ayrıca daha önce alerjik egzama ve besin alerjisi olan çocuklarda da alerjik rinit gelişme olasılığı artmaktadır. Fakat alerjik rinit gelişimi sadece kalıtım nedeniyle olmamakta çevresel etkiler de bu durumun oluşmasında çok önem taşımaktadır. Son yıllarda yaşam koşullarında olan değişikliklerin alerjik hastalıkların gelişimini tetiklediği gösterilmiştir. Hava kirliliği, sigara dumanına maruziyet, endüstriyel beslenme ürünleri, sık antibiyotik kullanımı, apartman yaşamı,  gibi birçok faktörün alerjik hastalıkları artırıcı rol oynadığı gösterilmiştir. Alerjenler Alerjik Rinite Neden Olur mu? Genetik olarak alerjiye yatkın kişilerde çeşitli alerjenlerle karşılaşmak alerjik rinitin ortaya çıkmasına neden olur.   En yaygın tetikleyici faktörler solunum yolu ile alınan alerjenlerdir. Bunlar yaşanılan yere ve ikilime göre değişiklik göstermektedir. Bu alerjenlerin en önemlileri ev tozu akarları,  polenler, küf sporları, evcil hayvanlar ve hamam böceğidir. Bu alerjenlerin etkisi ortamda bulunma zamanı ve yoğunluğuna göre değişmektedir. Alerjik Rinitin Belirtileri Nedir? Alerjik rinitin... --- ### Ürtikerde Anti-IgE Tedavisi Nasıl Yapılır? > Anti-IgE tedavisi, özellikle antihistaminik tedavisine yanıt vermeyen kronik ürtiker hastalarında etkili bir yöntem olarak öne çıkar.  - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/anti-ige-tedavi-urtikerde-yuz-gulduruyor - Kategoriler: Ürtiker Ürtiker (kurdeşen), ciltte aniden ortaya çıkan, kaşıntılı, kırmızı ve kabarık döküntülerle karakterize bir cilt hastalığıdır. Kronik ürtiker ise altı haftadan uzun süren ve tekrarlayan bir formdur. Anti-IgE tedavisi, özellikle antihistaminik tedavisine yanıt vermeyen kronik ürtiker hastalarında etkili bir yöntem olarak öne çıkar. Ürtiker Nedir ve Nasıl Ortaya Çıkar? Ürtiker, bağışıklık sisteminin anormal bir tepkisi sonucu ortaya çıkar. Bu hastalıkta, deri altındaki mast hücreleri histamin ve diğer kimyasalları serbest bırakır. Bu kimyasallar kan damarlarını genişleterek ciltte kızarıklık, şişlik ve kaşıntıya neden olur. Ürtiker Türleri Akut Ürtiker: Altı haftadan kısa süren ürtiker. Kronik Ürtiker: Altı haftadan uzun süren ve genellikle altta yatan bir neden bulunamayan form. Kronik Spontan Ürtiker (KSÜ): Nedeni bilinmeyen ürtiker. Fiziksel Ürtiker: Soğuk, sıcak, basınç gibi fiziksel uyaranlarla tetiklenen ürtiker. Anti-IgE Tedavisi Nedir? Anti-IgE tedavisi, bağışıklık sisteminin aşırı tepkisini kontrol altına almak için kullanılan bir biyolojik tedavi yöntemidir. Bu tedavide, bağışıklık sisteminde alerjik reaksiyonların başlatılmasında önemli bir rol oynayan IgE antikoru hedef alınır. IgE’nin Rolü IgE, bağışıklık sisteminin mast hücreleriyle etkileşime girerek histamin salınımını tetikler. Histamin, ürtiker semptomlarının (kızarıklık, şişlik, kaşıntı) ana nedenidir. Anti-IgE İlaçları Omalizumab (Xolair), Anti-IgE tedavisinde kullanılan onaylı bir ilaçtır. Omalizumab, IgE antikorlarını bağlayarak mast hücreleriyle etkileşimlerini engeller ve semptomları hafifletir. Anti-IgE Tedavisi Nasıl Yapılır? 1. Tedaviye Hazırlık Tedaviye başlamadan önce, hastanın detaylı bir öyküsü alınır ve ürtikerin tipi belirlenir. Omalizumab tedavisi genellikle şu durumlarda önerilir: Antihistaminiklere rağmen kontrol edilemeyen kronik spontan ürtiker. Altta yatan alerjik bir neden bulunmaması. Hastanın sağlık durumu ve varsa diğer ilaç kullanımları değerlendirilir. 2. Dozaj ve Uygulama Omalizumab, subkutan (deri altına)... --- ### Yaz Alerjisi Nedir? > Yaz alerjisi, yaz mevsiminde sıkça karşılaşılan çevresel faktörlere karşı bağışıklık sisteminin verdiği aşırı tepkilerle ortaya çıkar. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yaz-tatilinde-alerji-icin-dikkat-edilmesi-gerekenler-nelerdir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Yaz ayları, tatil planlarının yapıldığı, açık hava aktivitelerinin arttığı ve güneşli günlerin keyfinin çıkarıldığı bir dönemdir. Ancak, yaz mevsimi aynı zamanda alerjik reaksiyonların sıkça görüldüğü bir zamandır. Yaz alerjisi, polen, güneş ışınları, böcek ısırıkları, deniz ve havuz suyu gibi faktörlerle tetiklenebilir ve tatil planlarını olumsuz etkileyebilir. Yaz tatilinde alerji sorunlarıyla karşılaşmamak veya bunları en aza indirmek için bazı önlemler almak büyük önem taşır. Yaz Alerjisi Nedir? Yaz alerjisi, yaz mevsiminde sıkça karşılaşılan çevresel faktörlere karşı bağışıklık sisteminin verdiği aşırı tepkilerle ortaya çıkar. Yaz alerjisi genellikle şu faktörlerle ilişkilidir: Polen: Özellikle çimen ve yabani ot polenleri yaz aylarında yüksektir. Güneş: Bazı kişilerde güneşe maruz kalma, güneş alerjisi (fotosensitivite) olarak bilinen bir durumu tetikleyebilir. Böcek Isırıkları: Sivrisinek, arı veya diğer böceklerin ısırıkları alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Havuz ve Deniz Suyu: Havuzdaki klor veya deniz suyundaki tuz, ciltte ve gözlerde tahrişe yol açabilir. Besinler: Yaz aylarında tüketilen dondurma, tropikal meyveler veya deniz ürünleri, gıda alerjilerini tetikleyebilir.  Yaz Alerjisi Belirtileri Yaz alerjisi belirtileri kişiden kişiye değişebilir ve alerjiyi tetikleyen faktöre bağlı olarak farklılık gösterebilir. Yaygın belirtiler şunlardır: Solunum Yolu Belirtileri: Hapşırma, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, gözlerde sulanma ve kaşıntı. Cilt Belirtileri: Kızarıklık, döküntü, kaşıntı, ürtiker (kurdeşen). Sindirim Sistemi Belirtileri: Karın ağrısı, mide bulantısı, ishal. Göz Belirtileri: Gözlerde kızarıklık, kaşıntı, ışığa karşı hassasiyet. Şiddetli Reaksiyonlar: Nadir durumlarda anafilaksi gibi hayatı tehdit eden ciddi alerjik reaksiyonlar. Yaz Tatilinde Alerjiye Karşı Dikkat Edilmesi Gerekenler Yaz tatilinde alerji sorunlarını önlemek veya semptomları hafifletmek için aşağıdaki önlemleri alabilirsiniz: 1. Polen Alerjisine Karşı Önlemler Polen alerjisi olanlar için yaz... --- ### İnek Sütü Protein Alerjisi Nedir? Belirtileri ve Tedavisi > İnek sütü protein alerjisi, vücudun inek sütündeki proteinleri yabancı bir madde olarak algılayarak aşırı tepki göstermesi sonucu - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sut-proteini-alerjisi-nedir-teshis-nasil-koyulur - Kategoriler: Besin Alerjisi İnek sütü protein alerjisi, vücudun inek sütündeki proteinleri yabancı bir madde olarak algılayarak aşırı tepki göstermesi sonucu ortaya çıkan bir bağışıklık sistemi reaksiyonudur. Bu durum, özellikle bebeklerde ve çocuklarda sık görülür ve çeşitli sindirim, solunum ve cilt sorunlarına yol açabilir. İnek sütü protein alerjisi, inek sütünde bulunan kazein ve peynir altı suyu proteinlerine karşı gelişir. Bu alerji, inek sütü içeren besinlerin tüketilmesiyle alerjik reaksiyonları tetikleyebilir. İnek Sütü Protein Alerjisinin Nedenleri İnek sütü protein alerjisinin nedeni, bağışıklık sisteminin süt proteinlerini zararlı olarak algılayarak antikor üretmesidir. Bu durum, genetik ve çevresel faktörlerin etkisiyle gelişir: Genetik Yatkınlık: Ailede alerji öyküsü olan bireylerde, inek sütü protein alerjisi görülme riski daha yüksektir. Özellikle anne veya babasında alerji öyküsü bulunan çocuklarda bu alerji daha sık görülür. Bağışıklık Sisteminin Duyarlılığı: Bebeklerin bağışıklık sistemi henüz tam olarak olgunlaşmadığı için bazı proteinleri zararlı olarak algılayabilir. Bu durum, inek sütü proteinlerine karşı alerjik tepki geliştirme olasılığını artırır. Çevresel Etkenler: Bebeğin erken dönemde çevresel alerjenlere veya sigara dumanına maruz kalması, bağışıklık sisteminin aşırı tepki geliştirme riskini artırabilir. İnek Sütü Protein Alerjisi Belirtileri İnek sütü protein alerjisi belirtileri, genellikle süt veya süt ürünleri tüketildikten kısa bir süre sonra ortaya çıkar. Belirtiler hafiften şiddetliye kadar değişebilir ve sindirim, solunum ve cilt sisteminde görülür. En yaygın inek sütü protein alerjisi belirtileri şunlardır: Sindirim Sistemi Belirtileri: Kusma, ishal, kabızlık, gaz, karın ağrısı ve mide bulantısı gibi sindirim sistemi sorunları, inek sütü protein alerjisinin sık görülen belirtilerindendir. Cilt Belirtileri: Kaşıntı, egzama, kurdeşen ve ciltte kızarıklık gibi cilt reaksiyonları, inek sütü protein alerjisi olan çocuklarda sıkça görülür.... --- ### Bebeklerde Mukuslu Kaka Nedir? Nedenleri ve Tedavisi > Bebeklerde mukuslu kaka, birkaç farklı nedene bağlı olarak gelişebilir. Bu nedenler arasında sindirim sistemi sorunları, enfeksiyonlar - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/besin-alerjisi-belirtileri-nelerdir - Kategoriler: Besin Alerjisi Bebeklerin dışkı özellikleri, beslenme şekilleri ve sağlık durumlarına göre farklılık gösterebilir. Mukuslu kaka, dışkıda jölemsi veya kaygan bir madde olarak görülen mukus ile karakterizedir. Mukus, sindirim sistemini koruyan ve dışkının bağırsaklardan geçişini kolaylaştıran doğal bir salgıdır. Ancak, bebeklerde dışkıda mukus görülmesi bazen bir sağlık sorununun işareti olabilir. Bebeklerde mukuslu kaka hakkında bilgi sahibi olmak, ebeveynlerin bebeğin sağlığını daha iyi anlamalarına yardımcı olur. Bebeklerde Mukuslu Kaka Neden Olur? Bebeklerde mukuslu kaka, birkaç farklı nedene bağlı olarak gelişebilir. Bu nedenler arasında sindirim sistemi sorunları, enfeksiyonlar, alerjiler ve beslenme değişiklikleri bulunur: Sindirim Sistemi Olgunlaşmamışlığı: Yenidoğan bebeklerde sindirim sistemi tam olarak gelişmediği için mukuslu kaka görülebilir. Bu durum, genellikle geçici olup zamanla düzelir. Beslenme Değişiklikleri: Anne sütünden mamaya veya katı gıdalara geçiş, bebeğin sindirim sistemini etkileyebilir ve dışkıda mukusa neden olabilir. Bağırsak Enfeksiyonları: Bakteri, virüs veya parazitlerin neden olduğu bağırsak enfeksiyonları, mukuslu kaka oluşumuna yol açabilir. Enfeksiyon durumunda genellikle ateş, ishal ve kusma gibi ek belirtiler de görülür. Gıda Alerjileri ve İntoleransları: İnek sütü proteini alerjisi gibi gıda alerjileri, bebeğin bağırsaklarında iltihaplanmaya yol açarak mukuslu dışkıya neden olabilir. Gıda intoleransları da benzer bir etki yaratabilir. Diş Çıkarma Dönemi: Diş çıkarma döneminde artan salya üretimi ve mukus salgısı, sindirim sistemine geçerek dışkıda mukus oluşumuna yol açabilir. Antibiyotik Kullanımı: Antibiyotikler, bağırsaklardaki doğal bakteri dengesini bozarak mukuslu dışkıya neden olabilir. Bağırsak Hastalıkları: Nadir durumlarda, mukuslu kaka bazı bağırsak hastalıklarının belirtisi olabilir. Crohn hastalığı, ülseratif kolit gibi inflamatuar bağırsak hastalıkları mukuslu dışkıya yol açabilir.  Bebeklerde Mukuslu Kaka Belirtileri Mukuslu kaka, bebeğin dışkısında jölemsi veya sümüksü bir görünümle... --- ### Gluten İntoleransı (Gluten Alerjisi) Nedir? > Gluten intoleransı, buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi tahıllarda bulunan gluten proteininin sindirilememesi durumudur. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gluten-intoleransi-gluten-alerjisi - Kategoriler: Besin Alerjisi Gluten intoleransı, buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi tahıllarda bulunan gluten proteininin sindirilememesi durumudur. Gluten intoleransı ve gluten alerjisi terimleri sıklıkla karıştırılır; ancak ikisi farklı durumlardır. Gluten intoleransı, vücudun gluteni sindirememesiyle ortaya çıkan bir hassasiyettir, gluten alerjisi ise bağışıklık sisteminin glütene aşırı tepki vermesi sonucu oluşur. Çölyak hastalığı ise, gluten intoleransının en ciddi formudur ve bağırsakların gluten nedeniyle zarar görmesine neden olur. Gluten İntoleransı ve Gluten Alerjisi Arasındaki Farklar Gluten intoleransı ve gluten alerjisi terimleri bazen eş anlamlı gibi kullanılsa da, aslında farklı mekanizmalarla ortaya çıkar: Gluten İntoleransı: Vücut gluteni sindiremez ve sindirim sistemi sorunlarına yol açar. Bağışıklık sistemi bu duruma dahil olmaz, ancak hassasiyet belirtileri görülebilir. Gluten Alerjisi: Bağışıklık sistemi, glüteni bir tehdit olarak algılar ve savunma oluşturur. Bu durumda alerjik reaksiyonlar ortaya çıkar ve bazı durumlarda ciddi semptomlar gözlenebilir. Çölyak Hastalığı: Çölyak, gluten intoleransının bir formudur ancak otoimmün bir hastalık olarak sınıflandırılır. Gluten tüketimi, bağırsaklarda hasara yol açarak besinlerin emilimini engeller ve yaşam boyu gluten tüketiminden kaçınılmasını gerektirir. Gluten İntoleransı ve Gluten Alerjisi Belirtileri Gluten intoleransı ve gluten alerjisi belirtileri her bireyde farklılık gösterebilir. Belirtiler gluten tüketildikten birkaç saat içinde veya birkaç gün sonra ortaya çıkabilir. İşte yaygın belirtiler: Sindirim Sistemi Sorunları: Karın ağrısı, şişkinlik, gaz, ishal veya kabızlık, gluten intoleransının en yaygın belirtileridir. Gluten, bağırsaklarda sindirilemediği için sindirim sisteminde rahatsızlığa neden olabilir. Cilt Problemleri: Gluten intoleransı ve alerjisi olan kişilerde ciltte döküntü, kaşıntı, egzama veya sivilce gibi reaksiyonlar gelişebilir. Dermatitis herpetiformis, çölyak hastalarında görülebilen bir deri rahatsızlığıdır. Baş Ağrısı ve Migren: Gluten intoleransı, bazı kişilerde baş ağrısı... --- ### Maske Alerjisi > Geleneksel cerrahi yüz maskeleri, N95 maskeleri ve yeniden kullanılabilir kumaş maskeleri içeren yüz maskeleri, maske alerjisi - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/maske-alerjisi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Geleneksel cerrahi yüz maskeleri, N95 maskeleri ve yeniden kullanılabilir kumaş maskeleri içeren yüz maskeleri, maske alerjisi yapabilecek kimyasallar içerebilir. 2002'de SARS salgını ile görülen yüz maskelerine karşı alerjik cilt reaksiyonları, maskelerin yapıldığı bir dizi kimyasal bileşene karşı alerjik reaksiyonlar görülmüştü. Alerjik reaksiyonlara neden olan yüz maskelerindeki kimyasallar şunlardır: Formaldehit, Etilen üre melamin formaldehit, Kuaterniyum-15. Maske Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Çoğu reaksiyon deri döküntüsüdür (egzama). Ekzematöz alerjik kontakt dermatit, maskenin cilde temas ettiği yerde kızarıklık, pul, kaşıntı ve hatta kabarcıklar şeklinde kendini gösterir. Herkesin aşina olduğu klasik alerjik kontakt dermatit döküntüsü zehirli meşe veya sarmaşıktır ve maske alerjisi kaynaklı olan egzama döküntüsü ile benzer görünebilir. Elastik kulak kayışında, alerjik kontakt dermatit de görülmüştür. Ürtiker reaksiyonuna bağlı olarak solunum semptomları gösteren kurdeşen (kontakt ürtiker) de görülmüştür. Kurdeşen, pul olmayan ve birkaç saat içinde hareket edebilen çok kaşıntılı kırmızı yumrulardır. Böcek ısırığına benzerler. Alerjik mekanizma mevsimsel alerjilere benzer olduğu için solunum semptomları görülebilir. En kötü durum senaryosunda, kurdeşen anafilaksi ile ilişkilidir, bu nedenle solunum semptomları önemliyse, hızlı bir şekilde bir doktora görünmek gerekir. Yeniden kullanılabilir ev yapımı yüz maskelerine alerjiniz olabilir mi? Yeniden kullanılabilir maskeler de alerjik reaksiyonlar oluşturabilir: Yıkanan kumaş maskeler, kumaşta kalan deterjan ve yumuşatıcı artıklarına alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bunun nedeni genellikle çamaşır bakım ürünlerindeki koku ve çamaşırın yıkamadan sonra yetersiz durulanması nedeniyle kalan deterjan kalıntısıdır. Boyalara ve kumaşları tutan kimyasallara tekstil alerjisi de olabilir. Dezenfektan kimyasallarla temizlenen maskeler, dezenfektanlara alerjik reaksiyonlara veya kimyasal kalıntılardan tahrişe neden olabilir. Yüz maskelerine alerjik reaksiyonları nasıl önleyebilirsiniz? Tamamen önleyemezsiniz. Kumaş maske kullanmak çözüm olabilir... --- ### Propolis Nedir? Alerji Yapar Mı? > Propolis son günlerde sıklıkla kullanıldığını görmekteyiz. Propolisin  immun sistemini kuvvetlendirmesi nedeniyle COVİD döneminde birçok - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/propolis-nedir-alerji-yapar-mi - Kategoriler: Besin Alerjisi Propolis son günlerde sıklıkla kullanıldığını görmekteyiz. Propolisin immün sistemini kuvvetlendirmesi nedeniyle COVID döneminde birçok çocuk ve yetişkin kullanıyor. Propilis bazen alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Alerji ve Astım Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akçay propolis ve alerjik sorunlar hakkında bilgi verdi. Pek çok propolis içeren süspansiyon yüksek düzeyde alkol de içermektedir. Bu nedenle de bazı ilaçlarla birlikte alındığında mide bulantısı da yapar. Propolis ayrıca bazı alerjenler de içermektedir. Bu nedenle de alerji yapma potansiyelleri de vardır. Propolis temasa bağlı alerji, dudak etrafında ve dudakta alerji, ağız içinde ağrı ve nefes darlığı gibi alerjik reaksiyonlara da neden olabilir. Bu nedenle de özellikle propolis temasına bağlı alerji riski yüksek olan çocuk ve yetişkinlerde alerji testi yapmak gerekebilir. Propolis Nedir? Bal arılarının kovanlarını inşa etmek, onarmak ve korumak için yaptıkları yapıştırıcıdır. Balmumu ile karıştırılmış çeşitli ağaç tomurcuklarından ve kabuklardan kısmen sindirilmiş reçinelerden oluşur. Avrupa'da, çoğunlukla kavak tomurcuklarından elde edilir, ancak iğne yapraklılar da kullanılır. Bu nedenle, balsamlar ve reçineler, mumlar, uçucu yağlar, polen ve sinamil alkol, A, B, C ve E vitaminleri, flavonoidler ve minerallerden oluşan karmaşık bir karışımdır. Kimler propolise karşı alerjik reaksiyon gösterir ve nedeni nedir? Propolis nikelden sonra en yaygın ikinci pozitif yama testi alerjenidir. Çocuklarda ve ergenlerde en yaygın dördüncü temas alerjeni nedenidir. Propolis ile aslında hayatımızda sıklıkla karşılaştığımız görülmektedir. Arıcılar, keman yapımı işinde çalışan veya keman çalanlar, ayakkabıcılar, keresteciler, balmumu kalıplarıyla uğraşan sanatçılarda sıklıkla karşılaşmaktayız. Aynı zamanda yüz kremleri, rujlar, epilasyon cilaları, diş macunu ve gargaralar, ağız pastilleri, öksürük şurupları, merhemler, losyonlarda bulunabilir. Ayrıca bal içinde olabilir. Sakızlarda, meyve ve şekerlere parlaklık... --- ### Gastroözofageal Reflü Hastalığı > Gastroözofageal reflü hastalığı (GERD), mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıyla oluşan ve kronik bir durum olan sindirim - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gastroozofageal-reflu-hastaligi - Kategoriler: Astım Gastroözofageal reflü hastalığı (GERD), mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıyla oluşan ve kronik bir durum olan sindirim sistemi hastalığıdır. Normalde mide asidi mide içinde kalmalıdır, ancak bazı durumlarda alt özofagus sfinkteri (LES) adı verilen kas zayıfladığında veya gevşediğinde, mide asidi yemek borusuna kaçar. Bu durum, yemek borusunda yanma hissi, mide ekşimesi gibi rahatsızlık verici semptomlara yol açar. GERD, sık sık mide ekşimesi yaşayan bireylerde, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ciddi bir sağlık sorunu haline gelebilir. Gastroözofageal Reflü Hastalığı Belirtileri Nelerdir? GERD hastalarında birçok belirti görülebilir. Bu belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir, ancak en yaygın belirtiler şunlardır: Mide Ekşimesi: En yaygın belirti olan mide ekşimesi, göğüste yanma hissi olarak tanımlanır. Bu yanma hissi genellikle yemek yedikten sonra veya yatarken daha da artar. Göğüste Ağrı: Yemek borusuna kaçan asit, göğüs bölgesinde ağrıya neden olabilir. Bu ağrı bazen kalp ağrısı ile karıştırılabilir. Ağızda Ekşi veya Acı Tat: Mide asidinin yemek borusundan ağıza kadar gelmesi, ağızda ekşi veya acı bir tat bırakabilir. Geğirme ve Şişkinlik: GERD hastalarında sık sık geğirme ve karın bölgesinde şişkinlik hissi görülebilir. Yutma Güçlüğü: Mide asidinin yemek borusunu tahriş etmesi, yutma güçlüğüne neden olabilir. Kuru Öksürük ve Boğaz Ağrısı: Mide asidinin boğaza kadar ulaşması durumunda öksürük, boğaz ağrısı ve ses kısıklığı gibi belirtiler görülebilir. Ağız Kokusu: Mide asidi ağıza ulaştığında ağız kokusuna yol açabilir. Gastroözofageal Reflü Hastalığının Nedenleri GERD’in gelişmesine katkıda bulunan birçok faktör vardır. Bu nedenler arasında şunlar sayılabilir: Alt Özofagus Sfinkterindeki Zayıflık: Alt özofagus sfinkteri (LES) normalde mide asidinin yemek borusuna kaçmasını engeller. Ancak bu kas zayıfladığında, mide içeriği... --- ### Alkol Alerjisi Nedir? Kaşıntı Yapar Mı? > Alkol alerjisi, kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilen bir durumdur. Kaşıntı, alkol alerjisinin yaygın belirtilerinden biridir - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-12-20 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-kasinti - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Alkol, dünya genelinde birçok kültürde tüketilen bir içecektir. Ancak bazı bireylerde alkol tüketimi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bu durum, alkol alerjisi olarak adlandırılır. Alkol alerjisi nadir bir durumdur ancak semptomları ciddi olabilir ve kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Bu makalede, alkol alerjisinin ne olduğu, nedenleri, belirtileri ve kaşıntı yapıp yapmadığı detaylı şekilde ele alınacaktır. Alkol Alerjisi Nedir? Alkol alerjisi, bağışıklık sisteminin alkole veya alkol içeren bir maddeye karşı aşırı tepki göstermesi durumudur. Normalde zararsız bir madde olan alkol, alerjisi olan kişilerde bağışıklık sistemi tarafından tehdit olarak algılanır. Bu durum, vücudun histamin gibi kimyasalları serbest bırakmasına yol açar ve bu da çeşitli alerjik reaksiyonlara neden olur. Alkol alerjisi ile alkol intoleransı birbirine karıştırılmamalıdır. Alkol intoleransı, genellikle vücudun alkolü düzgün şekilde metabolize edememesiyle ilişkilidir ve genellikle sindirim sistemi semptomlarıyla kendini gösterir. Alkol alerjisi ise bağışıklık sistemiyle ilgili bir durumdur ve çok daha ciddidir. Alkol Alerjisinin Nedenleri Alkol alerjisi, genellikle alkollü içeceklerde bulunan bazı maddelere karşı gelişir. Alkolün kendisi bir alerjen olabileceği gibi, içkilerin içinde bulunan katkı maddeleri, koruyucular veya aroma vericiler de alerjik reaksiyona neden olabilir. Bazı yaygın nedenler şunlardır: Etil Alkol (Etanol): Alkolün temel bileşenidir ve bazı kişiler doğrudan etanol alerjisi geliştirebilir. Sülfitler: Şarap ve birada yaygın olarak bulunan koruyucular, alerjik reaksiyonları tetikleyebilir. Tahıllar: Bira ve viski gibi içeceklerde kullanılan buğday, arpa veya çavdar gibi tahıllar bazı bireylerde alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Mayalar: Özellikle bira ve şarap üretiminde kullanılan mayalar, hassas bireylerde reaksiyona neden olabilir. Yapay Aroma ve Renk Vericiler: Alkollü içeceklerde kullanılan kimyasal katkılar da alerjiyi tetikleyebilir. Alkol Alerjisinin Belirtileri... --- ### Kabızlık (Konstipasyon) > Kabızlık, bir kişinin rahatsız edici veya seyrek bağırsak hareketlerine sahip olduğu bir durumdur. Genel olarak, bağırsak hareketleri - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kabizlik-konstipasyon - Kategoriler: Besin Alerjisi Kabızlık gerek çocuklarda gerekse yetişkinlerde sık  görülen sağlık sorunlarından biridir. Kabızlığın birçok nedeni vardır. Bu nedenlerin dikkatli bir şekilde araştırılması gerekir. Kabızlığın tedavisinde kabızlığa neden olan hastalığın tedavisi ve kabızlığı önleyen diyet tedavisinin verilmesi çok önemlidir.  Kabızlık nedir? Kabızlık, bir kişinin rahatsız edici veya seyrek bağırsak hareketlerine sahip olduğu bir durumdur. Genel olarak, bağırsak hareketleri, haftada üç defadan az olmak üzere, az miktarda sert, kuru dışkı geçişine neden olduğunda kişinin kabız olduğu kabul edilir. Kabızlık, en yaygın gastrointestinal şikayettir ve yılda 2,5 milyon doktor ziyareti ile sonuçlanır. Kabızlığa ne sebep olur? Sert, kuru dışkı, kolonun çok fazla su emmesinin sonucudur. Normalde, yiyecek kolondan geçerken (kalın bağırsak olarak da bilinir) kolon dışkı (atık ürünler) oluşturur ve suyu emer. Kas kasılmaları daha sonra dışkıyı rektuma doğru iter ve dışkı rektuma ulaştığında suyun çoğu emilerek dışkıyı sertleştirir. Kolonun kas kasılmaları yavaş veya halsiz olduğunda, dışkı kolon boyunca çok yavaş hareket eder ve çok fazla su emilmesine neden olur. Kabızlığın en yaygın nedenlerinden bazıları şunlardır: İlaçlar, Egzersiz eksikliği, Yeterli sıvı tüketilmemesi, Diyette yeterince lif alınmaması, Huzursuz bağırsak sendromu, Seyahat, hamilelik ve yaşlılık gibi alışkanlıklar veya yaşam tarzındaki değişiklikler, Bağırsak fonksiyonu ile ilgili sorunlar, Müshillerin kötüye kullanılması, Tiroid bezinin yeterince çalışmaması, Çeşitli metabolik hastalıklar, Kas ve sinir sistemiyle ilgili sorunlar, Besin alerjisi. Kabızlığın belirtileri nelerdir? Aşağıdakiler kabızlığın en yaygın belirtileridir. Bununla birlikte, her birey belirtileri farklı şekilde yaşayabilir. En sık rastlanan belirtiler şunlardır; Zor ve ağrılı bağırsak hareketleri, Haftada üç defadan az dışkılama, Şişkin veya rahatsız hissetmek, Halsiz hissetmek, Karın ağrısı. Kabızlık belirtileri diğer tıbbi... --- ### Çocuklarda Alerji Testleri Nasıl Yapılır? > Çocuklarda alerji testleri, hangi alerjenlerin reaksiyona neden olduğunu belirlemek ve bu doğrultuda bir tedavi planı oluşturmak için yapılır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-uygulanan-alerji-testleri-nelerdir - Kategoriler: Alerji Testleri Alerjik hastalıklar, çocuklarda oldukça yaygın olarak görülen sağlık sorunlarından biridir. Cilt döküntüleri, burun tıkanıklığı, göz sulanması, öksürük gibi semptomlar, alerjiyle ilgili bir durumu işaret edebilir. Çocuğun alerjiye yatkınlığı olduğundan şüphelenildiğinde, doğru teşhis için alerji testleri büyük önem taşır. Bu yazıda, çocuklarda alerji testlerinin nasıl yapıldığı, hangi testlerin uygulandığı, bu süreçte dikkat edilmesi gerekenler ve testlerin sonuçları hakkında detaylı bilgi verilecektir. Çocuklarda Alerji Testleri Neden Yapılır? Çocuklarda alerji testleri, hangi alerjenlerin reaksiyona neden olduğunu belirlemek ve bu doğrultuda bir tedavi planı oluşturmak için yapılır. Alerji testleri sayesinde: Alerjiye neden olan maddeler tespit edilir. Çocuğun hangi yiyeceklerden, çevresel faktörlerden veya ilaçlardan kaçınması gerektiği belirlenir. Tedavi planı, alerjiyi tetikleyen faktörlere göre özelleştirilir. Alerjik reaksiyonların şiddetinin azaltılması ve önlenmesi sağlanır. Çocuklara Uygulanan Alerji Testleri Çocuklarda alerji testi nasıl yapılır? Çocuklarda alerji tanısında kullanılan başlıca testler şunlardır:  1. Cilt Prick Testi Cilt prick testi, çocuklarda alerjiyi teşhis etmek için en sık kullanılan yöntemlerden biridir. Bu test, özellikle solunum yolu ve gıda alerjilerini tespit etmek için uygulanır. Nasıl Yapılır? Çocuğun kolu veya sırtına küçük damlalar halinde alerjen çözeltileri damlatılır. Her damlanın üzerine steril bir lansetle hafif bir çizik atılarak alerjenin cilde temas etmesi sağlanır. 15-20 dakika beklenir ve ciltte kızarıklık veya kabarma olup olmadığı gözlemlenir. Avantajları: Hızlı ve güvenilir sonuçlar verir. Çok sayıda alerjeni aynı anda test etme imkanı sunar. Dikkat Edilmesi Gerekenler: Test öncesinde antihistaminik ilaçların kesilmesi gerekir. Ciltteki reaksiyonlar genellikle hafiftir ve kısa sürede kaybolur. 2. Kan Testleri (Spesifik IgE Testi) Kan testleri, çocuğun kanında belirli alerjenlere karşı oluşmuş IgE antikorlarının seviyesini ölçer.... --- ### Bebeklerde Alerji Yapan Yiyecekler > Bebeklerde gıda alerjisi, bağışıklık sisteminin bazı yiyeceklerdeki proteinlere aşırı tepki göstermesi ile ortaya çıkar. Bebeklerin sindirim - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-alerji-yapan-yiyecekler - Kategoriler: Besin Alerjisi Bebeklerde gıda alerjisi, bağışıklık sisteminin bazı yiyeceklerdeki proteinlere aşırı tepki göstermesi ile ortaya çıkar. Bebeklerin sindirim sistemi ve bağışıklık sistemi gelişme aşamasında olduğu için bazı yiyecekler alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Bu durum, cilt problemlerinden solunum zorluklarına kadar birçok belirtinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bebeklerde gıda alerjisi belirtilerini erken fark etmek ve alerjik reaksiyona neden olabilecek yiyecekleri tanımak, alerji yönetiminde büyük önem taşır. Bebeklerde Alerji Yapan Yiyecekler Nelerdir? Bebeklerde alerjiye en sık neden olan yiyecekler, bağışıklık sisteminin yaygın alerjen proteinleri tehdit olarak algıladığı besinlerden oluşur. İşte bebeklerde yaygın alerjiye yol açan bazı yiyecekler: Süt ve Süt Ürünleri (İnek Sütü Alerjisi) Süt ve süt ürünleri, bebeklerde en yaygın görülen alerji nedenidir. İnek sütünde bulunan proteinler, bebeklerde sindirim sorunlarına, cilt döküntülerine ve hatta solunum zorluklarına yol açabilir. Yumurta Yumurta, özellikle beyazı, bebeklerde alerjik reaksiyonlara yol açabilen bir besindir. Yumurtaya karşı alerjisi olan bebeklerde ciltte döküntü, kızarıklık, mide bulantısı ve solunum zorlukları görülebilir. Fıstık ve Kuruyemişler Fıstık, ceviz, badem gibi kuruyemişler, bebeklerde şiddetli alerjik reaksiyonlara yol açabilen yiyeceklerdir. Fıstık alerjisi, anafilaksi gibi ciddi reaksiyonlarla sonuçlanabileceğinden, bu besinler bebeklerin diyetine dikkatle eklenmelidir. Buğday ve Glüten İçeren Ürünler Buğday proteini olan glüten, bebeklerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Glüten intoleransı veya çölyak hastalığı olan bebeklerde, buğday ürünleri sindirim sorunları, cilt döküntüleri ve büyüme geriliği gibi belirtilere yol açabilir. Soya ve Soya Ürünleri Soya fasulyesi ve soya ürünleri, bebeklerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Soya alerjisi olan bebeklerde mide bulantısı, ishal, döküntü gibi belirtiler görülebilir. Balık ve Deniz Ürünleri Balık ve kabuklu deniz ürünleri, bebeklerde alerjiye neden olabilecek yaygın... --- ### Yetişkinlerde Alerji Testleri Nasıl Yapılır? > Yetişkinlerde alerji testleri, alerji belirtilerinin nedenini anlamak ve alerjiyi tetikleyen maddeleri belirlemek için yapılır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-alerji-testleri-nelerdir - Kategoriler: Alerji Testleri Alerjik hastalıklar, her yaştan insanı etkileyen, bağışıklık sisteminin zararsız maddelere aşırı tepki göstermesiyle ortaya çıkan sağlık sorunlarıdır. Yetişkinlerde alerjiler, cilt döküntüleri, nefes darlığı, burun akıntısı, gözlerde kaşıntı gibi farklı şekillerde kendini gösterebilir. Doğru teşhis ve tedavi için alerji testleri oldukça önemlidir. Yetişkinlerde Alerji Testleri Neden Yapılır? Yetişkinlerde alerji testleri, alerji belirtilerinin nedenini anlamak ve alerjiyi tetikleyen maddeleri belirlemek için yapılır. Alerji testleri aşağıdaki durumlarda gereklidir: Belirtilerin Nedenini Tespit Etmek: Cilt döküntüleri, burun akıntısı, öksürük gibi semptomların alerjiden kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak. Tedavi Planı Oluşturmak: Alerjenin belirlenmesiyle birlikte tedavi ve korunma yöntemlerini özelleştirmek. Risklerin Değerlendirilmesi: İlaç alerjisi veya anafilaksi riski gibi durumları önceden tespit etmek. Yetişkinlerde Alerji Testi Nerede Yapılır? Yetişkinlerde alerji testleri, genellikle alerji ve immünoloji uzmanlarının çalıştığı hastaneler, klinikler veya özel sağlık merkezlerinde yapılır. Özellikle kapsamlı bir değerlendirme ve doğru teşhis için, donanımlı bir sağlık kuruluşunda, uzman bir doktorun gözetiminde testlerin gerçekleştirilmesi önemlidir. Alerji testleri, dermatoloji, kulak burun boğaz (KBB) veya göğüs hastalıkları bölümleriyle iş birliği içinde de uygulanabilir. Alerji testine ihtiyaç duyan bireyler, randevu alarak uzman bir sağlık merkezine başvurmalı ve doktorun yönlendirmelerine uygun şekilde süreci takip etmelidir. Yetişkinlerde Uygulanan Alerji Testleri Yetişkinlerde alerjiyi teşhis etmek için farklı test yöntemleri kullanılmaktadır. Bu testler, alerjenin türüne ve hastanın semptomlarına göre seçilir. En yaygın kullanılan alerji testleri şunlardır: 1. Cilt Prick Testi Cilt prick testi, yetişkinlerde alerji teşhisinde en sık kullanılan yöntemlerden biridir. Solunum yolu alerjenleri, gıda alerjenleri ve böcek alerjilerini tespit etmek için uygulanır. Nasıl Yapılır? Kolun iç yüzeyine veya sırt bölgesine alerjen içeren sıvılar damlatılır. Her damlanın üzerine steril... --- ### Çoklu Besin Alerjisi > Çoklu besin alerjisi sahip olan bebeklerde beslenme son derece önemli ve kritik olmaktadır. Ebeveynlerin bu konuda bir uzman tavsiyesi - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/coklu-gida-alerjisi - Kategoriler: Besin Alerjisi Bazı araştırmalara göre bir besin alerjisine sahip olmak, diğer besinlere karşı alerjik reaksiyon geçirme riskini arttırabilir. Kişi genellikle çoklu besin alerjisine yatkın olabilir. Kişinin, yumurta, yer fıstığı ya da süt gibi birden çok ve birbirinden ilgisiz görünen besinlere karşı alerjisi olabilir. Bunun sebeplerinden biri bu besinlerin benzer proteinleri taşımasından kaynaklanır. Bu durum çoklu gıda alerjisi olarak bilinir. Besin alerjisini doğru yönetmek hayatınızı kolaylaştırma yolunda atacağınız adımlardan biridir. Öncelikle yapmanız gereken şey bir alerji uzmanı ile görüşüp bağışıklık sisteminizin aşırı tepki verdiği ve alerjik reaksiyona sebep olan alerjen maddeyi bulmak olmalıdır. Vücudunuzda alerjik reaksiyona yol açan maddeyi bulduktan sonra alerjinizi yönetmek için en uygun planı alerji uzmanı yardımıyla yapabilirsiniz.   Çoklu Gıda Alerjisi BelirtileriBesin alerjilerinin belirtileri  hemen oluşabilir ya da ortaya çıkması birkaç saat veya birkaç gün sürebilir. Bu değişikliğin olma sebebi bağışıklık sistemin, alınan gıdayı zararlı olarak nitelendirme süreciyle ilgilidir.   Çoklu besin alerjisinin belirtileri değişiklik gösterebilir ve genellikle diğer hastalıkların ya da koşulların semptomlarına benzer. Örneğin çoklu besin alerjisi olan bir çocuk bu belirtilerin birkaçına aynı anda sahip olabilir. Çoklu besin alerjisinin belirtileri aşağıdaki gibi sıralanabilir: Egzama veya atopik dermatit, deri döküntüsü, Kurdeşen veya ürtiker, Reflü veya tükürme, Kusma, Kabızlık, İshal, Mide bulantısı, Beslenme sorunları, Gelişme bozuklukları, Dışkıda kan veya mukus, Hırıltılı solunum, Sinirlilik. Çoklu Besin Alerjisi TeşhisiÇoklu besin alerjisi belirtilerine sahipseniz, doğru teşhisi almak için bir uzmanıyla görüşmeniz gerekmektedir. Alerji uzmanınız geniş kapsamlı bir tıbbi öykü alacaktır. Belirtilerin ne zaman ortaya çıktığı, ne kadar sürdüğü, neye sebep olduğu gibi sorular alerji türünüzü tespit ederken sorulacak sorular arasında yer... --- ### Kuş Alerjisi Belirtileri Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri > Kuş alerjisi, birçok insanın yaşadığı ancak sıklıkla farkında olunmayan bir alerji türüdür. Kuşların tüyleri, deri döküntüleri (dander), - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-kus-alerjisi - Kategoriler: Hayvan Alerjisi Kuş alerjisi, birçok insanın yaşadığı ancak sıklıkla farkında olunmayan bir alerji türüdür. Kuşların tüyleri, deri döküntüleri (dander), salyaları ve dışkıları, alerjik reaksiyonlara yol açabilen proteinler içerir. Kuş alerjisi, özellikle evde kuş besleyen kişilerde daha yaygın olarak görülür ve solunum yolu rahatsızlıkları, cilt reaksiyonları gibi belirtilere neden olabilir. Bu yazıda, kuş alerjisinin nedenlerini, belirtilerini, tedavi yöntemlerini ve korunma yollarını ayrıntılı bir şekilde ele alacağız. Kuş Alerjisi Nedir? Kuş alerjisi, kuşların tüylerinde, deri döküntülerinde (dander), salyalarında ve dışkılarında bulunan proteinlere karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi sonucu oluşan bir alerjik reaksiyondur. Kuşlar, evcil hayvan olarak sıkça tercih edilse de, bu alerjenlere duyarlı kişilerde ciddi semptomlar geliştirebilir. Alerjik reaksiyonlar genellikle kuşlarla doğrudan temas, kuş tüylerinin solunması veya kuşların yaşadığı ortamda bulunma sonucunda ortaya çıkar. Kuş alerjisinde alerjenler, hava yoluyla taşınarak kişinin solunum yollarına girer ve bağışıklık sisteminin tepki vermesine neden olur. Bu durum, vücutta histamin salınımını tetikleyerek alerjik semptomların ortaya çıkmasına yol açar. Kuş Alerjisinin Belirtileri Kuş alerjisi belirtileri, maruziyetin derecesine ve kişinin alerjik hassasiyetine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Belirtiler genellikle solunum yollarını, cildi ve gözleri etkiler. Kuş alerjisi yaşayan kişilerde yaygın olarak görülen belirtiler şunlardır: Burun Akıntısı ve Tıkanıklığı: Alerjik rinit (saman nezlesi) benzeri belirtiler yaygındır. Sürekli burun akıntısı veya burun tıkanıklığı görülebilir. Hapşırma: Alerjene maruz kalma sonrası sık sık hapşırma yaşanabilir. Gözlerde Kaşıntı ve Kızarıklık: Gözlerde kaşıntı, sulanma ve kızarıklık, kuş alerjisinin en yaygın belirtilerindendir. Öksürük ve Boğazda Kaşıntı: Boğazda kaşıntı hissi ve kuru öksürük, özellikle kuşların yaşadığı ortamda bulunulduğunda artabilir. Nefes Darlığı ve Hırıltılı Solunum: Kuş alerjisi, astımı olan kişilerde... --- ### Eldiven ve Lateks Alerjisi > Eldiven ve Lateks Alerjisi, COVID-19 salgını nedeniyle çoğumuz eldiven kullanıyoruz. Özellikle COVID-19 pozitif olanların bakımı için - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/eldiven-ve-lateks-alerjisi - Kategoriler: Egzama COVID-19 salgını nedeniyle çoğumuz eldiven kullanıyoruz. Özellikle COVID-19 pozitif olanların bakımı için Dünya Sağlık Örgütü eldiven takmayı teşvik ediyor. Son zamanlarda eldiven ve lateks alerjisi sık görülmesinden dolayı Alerji ve Astım Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akçay eldiven alerjisi hakkında bilgilendirme yaptı. Lateks, kauçuk ağacı Hevea brasiliensis'in doğal öz suyundan yapılan doğal bir kauçuktur.  Lateks 40 binden fazla endüstri ürününde bulunur. Popüler yiyeceklerde bile benzer proteinler bulunur. Eldiven alerjisi daha çok irritasyona bağlı gelişebilmekle birlikte içinde bulunan latekse karşı alerji nedeniyle de gelişebilmektedir. Tıbbi Eldiven Çeşitleri Nelerdir? Tıbbi eldivenler lateks, nitril kauçuk, polivinil klorür, poliüretan ve neopren gibi farklı polimerlerden yapılmıştır.  Doğal lateks eldivenler daha esnek, daha dayanıklı, daha ucuz, esneyebilen özellikte olması, virüs ve bakterilere geçirgen olmaması temel özellikleridir. Sentetik lateks ise daha az alerjik, daha az dayanıklı ancak virüs ve bakterilere karşı koruması daha düşük ve ayrıca daha pahalıdır. Nitril Eldivenler Nitril eldivenler petrol bazlı bir eldivendir. Nitril sert kimyasallara karşı lateks eldivenlerden çok daha iyi bir bariyerdir. Nitril eldivenler lateks eldivenlere alternatif olarak ve yüksek kuvvet ve kimyasal koruma gereken koşullarda ve lateks alerjileri olan bireyler için önerilmektedir. Nitril eldivenlerin en büyük dezavantajı daha pahalı olmalarıdır. COVID-19 salgını sırasında daha iyi dayanıklılık nedeniyle nitril ve lateks eldivenler tercih edilmektedir. Lateks eldivenler (Lateks Alerjisi) Lateks eldivenler esnektir, tam oturur, dokunmaya duyarlıdır ve orta düzeyde koruma sağlar. Alerji gelişme potansiyeli daha yüksektir. Plastik Eldivenler Sağlık çalışanları arasında hipoalerjenik polivinilklorür (PVC) eldivenler olarak kabul edilen plastik eldivenler de kullanılmaktadır.  PVC'ye temas alerjik reaksiyonu, merkaptobenzotiyazol (MBT), tiyuram karışımı, karışık dialkil tiyoüreler ve siyah... --- ### Üst Solunum Yolu Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir? > Üst solunum yolu alerjisi, burun, sinüsler ve boğaz gibi üst solunum yollarını etkileyen, bağışıklık sisteminin alerjenlere karşı aşırı tepki - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjinin-neden-oldugu-solunum-sistemi-hastaliklari - Kategoriler: Astım Üst solunum yolu alerjisi, burun, sinüsler ve boğaz gibi üst solunum yollarını etkileyen, bağışıklık sisteminin alerjenlere karşı aşırı tepki göstermesiyle oluşan bir durumdur. Yaygın olarak "alerjik rinit" olarak bilinen üst solunum yolu alerjisi, çevresel faktörler ve mevsimsel değişikliklerle tetiklenir. Polen, ev tozu akarları, küf, hayvan tüyleri gibi alerjenlere maruz kalındığında bağışıklık sistemi, vücudu korumak amacıyla histamin gibi kimyasalları serbest bırakır. Bu da burun akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı gibi belirtilere yol açar. Üst Solunum Yolu Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Üst solunum yolu alerjisi belirtileri, alerjenlere maruz kalma durumunda tetiklenir ve genellikle soğuk algınlığına benzeyen semptomlar gösterir. Yaygın olarak görülen belirtiler şunlardır: Burun Akıntısı ve Tıkanıklığı: Üst solunum yolu alerjilerinde burun akıntısı ve tıkanıklık sık görülür. Bu belirtiler, özellikle sabah saatlerinde daha yoğundur. Hapşırma: Alerjenlere karşı bağışıklık sisteminin tepki göstermesi sonucu sürekli ve ardışık hapşırma meydana gelir. Gözlerde Kaşıntı ve Sulanma: Alerjik reaksiyon, gözlerde kaşıntı ve sulanma gibi belirtilere de yol açar. Boğazda Kaşıntı: Üst solunum yolu alerjisi, boğazda kaşıntı ve tahriş hissine neden olabilir. Yorgunluk: Sürekli burun akıntısı ve hapşırma nedeniyle gece uykusu bölünebilir, bu da gündüz yorgunluğuna yol açabilir. Koku ve Tat Alma Sorunları: Burun tıkanıklığı nedeniyle koku ve tat alma duyusu azalabilir. Bu belirtiler, özellikle alerjenlere maruz kalındığında daha yoğun hissedilir. Mevsimsel alerji yaşayan bireylerde belirtiler bahar ve yaz aylarında artarken, ev tozu veya küf gibi alerjenlere karşı hassas olan kişilerde yıl boyunca görülebilir. Üst Solunum Yolu Alerjisinin Nedenleri Üst solunum yolu alerjisi, çevresel alerjenlerin solunum yollarına ulaşmasıyla tetiklenir. En yaygın alerjen kaynakları şunlardır: Polen: Çiçek, ağaç ve çimen polenleri,... --- ### Bebeklerde Alerji Neden Olur? Ay Ay Bebek Alerji Belirtileri > Bebeklerde alerji, bağışıklık sisteminin bazı maddelere karşı aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkar. Gıdalar, polenler, ev tozu akarları, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-07 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-alerji-neden-olur - Kategoriler: Besin Alerjisi Bebeklerde alerji, bağışıklık sisteminin bazı maddelere karşı aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkar. Gıdalar, polenler, ev tozu akarları, hayvan tüyleri gibi alerjenler, bağışıklık sistemi tarafından tehdit olarak algılandığında alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Bebeklerde alerji sık görülen bir durumdur ve bu hassasiyet çoğu zaman genetik faktörler ve çevresel etkenlerle bağlantılıdır. Özellikle yaşamın ilk yılında bağışıklık sistemi gelişmekte olduğu için bebekler, çeşitli alerjenlere karşı daha duyarlıdır. Bebeklerde Alerjiye Neden Olan Faktörler Bebeklerde alerjinin oluşmasında birçok faktör rol oynar. Aşağıda, bebeklerde alerjiye yol açabilecek temel nedenler sıralanmıştır: Genetik Yatkınlık: Ailede alerji öyküsü olan bebeklerde alerji riski daha yüksektir. Özellikle anne veya babada alerjik bir durum varsa, bebeğin de alerji geliştirme olasılığı artar. Bağışıklık Sistemi Gelişimi: Bebeklerin bağışıklık sistemi ilk aylarda zayıftır ve çevresel etkenlere karşı daha duyarlıdır. Bu durum, bebeklerin alerjenlere karşı aşırı tepki geliştirme riskini artırır. Çevresel Etkenler: Sigara dumanı, evdeki toz, evcil hayvanlar, polen gibi çevresel faktörler, bebeklerde alerjik reaksiyonların oluşmasına neden olabilir. Gıda İntoleransı ve Hassasiyeti: Bazı bebeklerde inek sütü, yumurta, fıstık gibi gıdalara karşı alerji gelişebilir. Bu tür gıda alerjileri, bebeklerde sindirim ve cilt problemlerine yol açabilir. Erken Dönemde Maruz Kalınan Alerjenler: Bebeklerin erken yaşta alerjenlere maruz kalması, bağışıklık sisteminin bu maddelere karşı aşırı duyarlılık geliştirmesine neden olabilir. Ay Ay Bebek Alerji Belirtileri Bebeklerde alerji belirtileri, her yaş döneminde farklı şekilde ortaya çıkabilir. Alerji belirtilerinin gözlemlenmesi, bebeklerin hangi alerjene karşı hassasiyet geliştirdiğini anlamak açısından önemlidir. Aşağıda, ay ay bebeklerde görülebilecek alerji belirtileri listelenmiştir: 0-3 Ay Sindirim Sorunları: Kusma, gaz, kolik ağrıları ve karında şişkinlik gibi belirtiler, bebeklerde gıda alerjilerinin ilk... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Egzamaya Ne İyi Gelir? Nasıl Geçer? > Bebeklerde ve çocuklarda egzama, yaşam kalitesini etkileyebilen ancak doğru yöntemlerle kontrol altına alınabilen bir cilt rahatsızlığıdır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-20 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-atopik-dermatit-alerjik-egzama-tedavisi-nasil-yapilir - Kategoriler: Egzama Egzama, bebeklerde ve çocuklarda yaygın olarak görülen bir cilt hastalığıdır. Kaşıntı, kızarıklık, kuruluk ve bazen de kabarcıklarla kendini gösterir. Egzamanın tedavisi ve yönetimi için doğru yöntemler uygulandığında, semptomlar hafifletilebilir ve çocukların yaşam kalitesi artırılabilir. Bu içerikte, egzamanın nedenlerini, neyin iyi geldiğini ve nasıl kontrol altına alınabileceğini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Bebeklerde ve Çocuklarda Egzama Nedir? Tıbbi adıyla atopik dermatit, egzama cilt bariyerinin zayıflaması ve bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi sonucu oluşan kronik bir cilt rahatsızlığıdır. Bebeklerde genellikle 6. aydan itibaren ortaya çıkar ve çocukluk döneminde yaygın olarak görülür. Egzama genellikle yanaklar, boyun, dirsekler, diz arkaları ve ellerde belirgindir. Egzamanın Belirtileri Egzamanın belirtileri çocuktan çocuğa değişiklik gösterebilir, ancak genellikle şu semptomlarla karakterizedir: Yoğun kaşıntı Ciltte kızarıklık Kuruluk ve pullanma Şiddetli durumlarda sıvı dolu kabarcıklar Kronikleşmiş vakalarda ciltte kalınlaşma ve çatlaklar Egzamaya Ne İyi Gelir? Egzama belirtilerini hafifletmek ve alevlenmeleri önlemek için uygulanabilecek birçok yöntem vardır. Bu yöntemler, cilt bakımından yaşam tarzı değişikliklerine kadar geniş bir yelpazede değerlendirilebilir. 1. Cilt Bakımı Egzamalı çocuklarda cilt bakımı, semptomların hafifletilmesi ve cilt bariyerinin güçlendirilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Nemlendirici Kremler ve Losyonlar: Cilt bariyerini korumak için düzenli olarak yoğun nemlendiriciler kullanılmalıdır. Özellikle seramid, hyaluronik asit veya gliserin içeren ürünler tercih edilmelidir. Nazik Temizlik: Sabun yerine parfümsüz ve tahriş edici olmayan temizleyiciler kullanılmalıdır. Bu ürünler cildin doğal nemini korumaya yardımcı olur. Ilık Su ile Kısa Süreli Yıkanma: Bebeğinizin veya çocuğunuzun banyosu ılık suyla ve 5-10 dakikayı geçmeyecek şekilde olmalıdır. Sıcak su cildi kurutabilir ve tahrişi artırabilir. 2. Doğal Yöntemler Egzama tedavisinde doğal yöntemler destekleyici bir rol... --- ### Yenidoğan Döneminde Besin Alerjisi > Besin alerjisi çocuklarda %2 ile % 8 arasında olabilen alerjidir. Bazen çok erken de besin alerjisi olabilmektedir. Doğumdan sonra ilk 1 ay - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-doneminde-besin-alerjisi - Kategoriler: Besin Alerjisi Besin alerjisi çocuklarda %2 ile %8 arasında olabilen alerjidir. Bazen çok erken de besin alerjisi olabilmektedir. Doğumdan sonra ilk 1 ay içinde yani yenidoğan döneminde de alerji görülebilir. Bu kadar erken görülmesinin sebepleri ve bazı risk faktörleri de vardır. Bebekler Anne Karnında Besin Alerjisinden Etkileniyor Besin alerjenleri aslında daha bebek doğmadan anne karnındayken bebeği etkilemektedir. Anne karnındayken aminios sıvısı denilen bebeği koruyan sıvı yoluyla cilde, ağızdan bu suyun yutulmasıyla mide bağırsak sistemine ve bu sıvının akciğere kaçmasıyla bebeğin solunum yolları alerjenlerle ilk karşılaşmayı yapmaktadır. Gebeliğin son aylarında da bebeği besleyen plasenta yoluyla annenin aldığı gıdaların alerjenleri bebeğe geçmektedir. Yani daha bebek doğmadan özellikle besin alerjilerine duyarlı halde doğabilmektedir. Erken Doğan Bebeklerde Besin Alerjisi Riski Daha Yüksek Doğumdan sonra özellikle erken doğan bebeklerde mide bağırsak sistemi daha tam olgunlaşmadığı için alerjenler çok kolay bağırsak mukozasından geçebilmektedir. Bu da alerjiye eğilimli bebeklerde daha kolay besin alerjisi gelişmişine neden olmaktadır. Anne ve Babasında Alerji Olan Bebeklerde Besin Alerjisi Daha Sıktır Anne ve babada alerjik hastalığı olan bebeklerde alerji riski daha yüksektir. Anne ve babada illaki alerji olması gerekmiyor. Diğer alerjik hastalıklar olanlarda da alerji riski yüksektir. Yenidoğan bebeklerde en sık besin alerjileri nelerdir? Yenidoğan döneminde en sık görülen alerji inek sütü ve yumurta olmakla birlikte buğday ve soya da sıklıkla karşımıza çıkabilmektedir. Ayrıca kuruyemiş, balık ve deniz ürünleri de daha az sıklıkla karşımıza çıkabilir. Yenidoğan bebeklerde besin alerjisi belirtileri nelerdir Yenidoğan bebeklerde yani ilk 1 aylık bebekler anne sütüyle beslenseler bile anne karnındayken besinlerle karşılaşmaları ve alerji gelişmesi mümkündür. Anne sütü alan bebeklerde... --- ### Yetişkinlerde Alerjik Egzama ( Atopik Dermatit ) > Yetişkinlerde Alerjik Egzama ( Atopik Dermatit ), Yetişkinlerde alerjik egzama veya diğer adıyla atopik dermatit alerjik yapıya sahip - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-alerjik-egzama-atopik-dermatit - Kategoriler: Egzama Yetişkinlerde alerjik egzama veya diğer adıyla atopik dermatit alerjik yapıya sahip aile veya kişilerde, ciltte  kaşıntılar ve kızarıklıklarla kendini gösteren alerjik bir deri hastalığıdır.   Genellikle erken çocukluk döneminde başlayan yaygın bir alerjik cilt hastalığıdır. İlerleyen yıllarda zamanla kaybolabilir fakat nadir de olsa yetişkin yaşlarda da karşımıza çıkabilir.   Orta veya şiddetli egzaması olan hastaların yarısında astım, saman nezlesi (alerjik rinit) ve besin alerjilerine bağlı şikayetler bulunmaktadır. Atopik dermatit, en sık görülen deri hastalıklarından biridir. Türkiye’de hastalığın görülme sıklığı erken bebeklik döneminde daha fazla olmak üzere çocuklarda %2–10 arasındayken, yetişkinlerde görülme sıklığı % 1-2 arasındadır. Yetişkinlerde Alerjik Egzama Belirtileri Nelerdir? Bebeklerde ve çocuklarda döküntü genellikle kafa derisinde, dizlerde, dirseklerde ve yanaklarda görülür. Yetişkin yaşlarda döküntüler, bilek, dirsek içi, diz arkası, ayak bilekleri, yüz ve boyun göz etrafında ayrıca cilt kıvrımları üzerinde ortaya çıkabilir. Döküntü genellikle kaşıntılı, kırmızı ve üzerinde pullanma ile karakterizedir. Kaşıntıya bağlı olarak çizik izleri veya enfeksiyon alanları görülebilir. Kaşıntı ve kızarıklık uzun süre olursa, etkilenen cilt alanı zamanla kalınlaşabilir. Ergenlik döneminde kaşıntı ve deride kalınlaşma ön plandadır. Erişkinlerde egzama sadece ellerde görülebilir. Özellikle el egzaması olarak adlandırılan durum el bileğini de içine alacak şekilde görülür. Şiddetli kaşıntı ile birlikte vücudun belli yerlerinde tekrarlayan şekilde olması ailede veya kişinin kendisinde atopi hikayesi olması atopik dermatit ana belirtileridir. Alerjik egzamanın nedenleri nelerdir ? Alerjik dermatitte genlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Filaggrin genindeki defektler, Kuzey Avrupa ve Doğu Asya kökenli insanların üçte birine kadar orta ila şiddetli egzamaya neden olabilir. Ayrıca egzamalı kişilerin ailesinde veya kendisinde astım, alerjik rinit ve gıda... --- ### Alerji Genetik Bir Hastalık Mıdır? > Genetik yatkınlık, alerjiye olan duyarlılığı artırsa da, çevresel faktörler bu yatkınlığın ortaya çıkmasında belirleyici bir rol oynar. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-genetik-bir-hastalik-midir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Alerji, bağışıklık sisteminin normalde zararsız olan maddelere (alerjenlere) karşı aşırı tepki göstermesiyle ortaya çıkan bir sağlık sorunudur. Bu durum genetik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu olarak gelişir. Alerjiler oldukça yaygındır ve her yaş grubunda görülebilir. Ancak, alerjilerin genetik yönü sıklıkla tartışılan bir konudur. Ailede alerji geçmişinin bulunması, bireyin alerji geliştirme riskini artırır mı? Alerji gerçekten genetik bir hastalık mıdır? Alerji ve Genetik Yatkınlık Alerjilerin genetik bir temeli olduğu bilinmektedir. Ailede alerji geçmişi olan bireylerin, alerji geliştirme olasılığı daha yüksektir. Bu durum, genetik yatkınlık kavramıyla açıklanabilir. Genetik yatkınlık, bireyin genetik yapısının, belirli bir hastalığa karşı duyarlılık göstermesidir. Alerji söz konusu olduğunda, bu yatkınlık genellikle aşağıdaki durumlarla ilişkilidir: Ailede Alerji Geçmişi: Anne veya babada alerji varsa, çocuğun alerji geliştirme riski %30-50 arasında değişir. Her iki ebeveynin de alerjik olması durumunda, bu risk %70-80’e kadar çıkabilir. Alerji türü farklı olsa bile (örneğin, bir ebeveynde astım, diğerinde egzama olması), genetik yatkınlık nedeniyle çocuğun herhangi bir alerji geliştirme olasılığı artar. Atopik Hastalıklar: Alerjik hastalıklar genellikle atopik hastalıklar olarak adlandırılır ve genetik yatkınlıkla ilişkilendirilir. Atopi, bireyin alerjik reaksiyonlara eğilimli olması durumudur. Astım, alerjik rinit ve atopik dermatit gibi hastalıklar atopik hastalıklar grubuna girer. Genetik Çalışmalar: Genetik araştırmalar, bazı genlerin alerjik hastalıkların gelişiminde rol oynadığını ortaya koymuştur. Örneğin, IL-4, IL-13 ve IgE üretiminden sorumlu genler, alerjik reaksiyonların ortaya çıkmasında önemli bir rol oynar. Ayrıca, cilt bariyerini etkileyen filaggrin (FLG) genindeki mutasyonlar, atopik dermatit riskini artırır. Genetik Faktörler Alerjiyi Nasıl Etkiler? Genetik faktörler, alerjik bir bireyin bağışıklık sisteminin nasıl çalışacağını ve alerjenlere karşı nasıl tepki vereceğini belirler. İşte... --- ### Küf Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir? > Küf alerjiniz varsa, küf sporlarının nefesinizle aldığınızda bağışıklık sisteminiz aşırı tepki verir. Küf alerjisi sizi öksürtebilir - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kuf-alerjisi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Küf alerjiniz varsa, küf sporların nefesinizle aldığınızda bağışıklık sisteminiz aşırı tepki verir. Küf alerjisi sizi öksürtebilir, gözlerinizi kaşındırabilir ve sizi perişan edecek diğer semptomlara neden olabilir. Bazı insanlarda küf alerjisi astım ile ilişkilidir ve maruziyet solunum kısıtlaması ve diğer havayolu semptomlarına neden olur. Küf alerjiniz varsa, en iyi savunma reaksiyona neden olan küf türlerine maruziyetinizi azaltmaktır. Bazı ilaçlar, küf alerjisi reaksiyonlarını kontrol altında tutmaya yardımcı olabilir. Küf Alerjisi SemptomlarıKüf alerjisi, diğer üst solunum yolu alerjilerinde ortaya çıkan aynı belirtilere neden olur. Küf alerjisinin sebep olduğu alerjik rinit belirtileri şunları içerebilir: Hapşırma, Burun akıntısı veya tıkanması, Öksürük ve geniz akıntısı, Kaşıntılı gözler, burun ve boğaz, Göz akması, Kuru ve pullu cilt. Küf alerjisi belirtileri kişiden kişiye göre hafif ila şiddetli arasında değişir. Semptomlarınız yıl boyunca veya yalnızca yılın belirli zamanlarında alevlenebilir.  Küf Alerjisi NedenleriHerhangi bir alerji gibi küf alerjisi belirtileri de aşırı duyarlı bir bağışıklık sistemi tepkisi yüzünden tetiklenir. Havadaki küçük, küf sporlarını soluduğunuzda, vücudunuz onları yabancı istilacılar olarak tanır ve onlarla savaşmak için alerjiye neden olan antikorlar geliştirir.  Maruziyet geçtikten sonra, hala bu istilacıyı "hatırlayan" antikorlar üretmeye devam edersiniz. Böylece küfle daha sonra temas ederseniz bağışıklık sisteminiz reaksiyona girer. Bu reaksiyon, kaşıntılı, sulu gözler, burun akıntısı, hapşırma ve diğer küf alerjisi belirtilerine neden olan histamin gibi maddelerin salınımını tetikler. Küfler içeride ve dışarıda çok yaygındır. Birçok çeşit küf vardır, ancak sadece bazı küf türleri alerjiye neden olur. Bir küf türüne alerjik olmak, mutlaka başka bir küf türüne de alerjiniz olacağı anlamına gelmez. Alerjiye neden olan en yaygın küflerden bazıları alternaria,... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Zatürre Nedenleri ve Tedavisi > Zatürre, çocukların ve özellikle bebeklerin hassas bağışıklık sistemine sahip olduğu bir dönemde karşılaşabileceği ciddi bir akciğer - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/zaturre-nedir - Kategoriler: Çocuk Göğüs Hastalıkları Zatürre, çocukların ve özellikle bebeklerin hassas bağışıklık sistemine sahip olduğu bir dönemde karşılaşabileceği ciddi bir akciğer enfeksiyonudur. Genellikle virüs, bakteri veya mantar kaynaklı olan zatürre, tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu içerikte, bebek ve çocuklarda zatürre hakkında bilmeniz gerekenleri, korunma yöntemlerini ve tedavi seçeneklerini bulabilirsiniz. Zatürre Nedir? Zatürre, akciğerlerin alveol adı verilen hava keseciklerinin iltihaplanmasıyla meydana gelen bir akciğer enfeksiyonudur. İltihaplanma nedeniyle alveollerde sıvı birikir ve bu da oksijen alımını zorlaştırır. Bebeklerde ve çocuklarda zatürre, yüksek ateş, öksürük, nefes darlığı gibi semptomlarla ortaya çıkar ve vücudun oksijen ihtiyacını karşılamasını zorlaştırabilir.  Bebeklerde ve Çocuklarda Zatürre Nedenleri Bebek ve çocuklarda zatürre genellikle virüsler, bakteriler veya nadiren mantarların neden olduğu enfeksiyonlar sonucu ortaya çıkar. Virüs Kaynaklı Zatürre: Çocuklarda zatürreye en sık neden olan virüsler arasında grip (influenza), RSV (Respiratuar Sinsityal Virüs), rinovirüs ve parainfluenza virüsü bulunur. Bakteriyel Zatürre: Bakteriyel enfeksiyonlar da zatürreye yol açabilir. En yaygın bakteriyel nedenlerden biri Streptococcus pneumoniae'dir. Ayrıca, Haemophilus influenzae ve Staphylococcus aureus gibi bakteriler de zatürreye neden olabilir. Mantar Kaynaklı Zatürre: Mantar kaynaklı zatürre çok nadir görülmekle birlikte bağışıklık sistemi zayıf olan çocuklarda rastlanabilir. Çocukların bağışıklık sistemleri tam olarak gelişmediği için zatürreye karşı daha savunmasızdırlar. Özellikle kış aylarında virüslerin yayılması, zatürre riskini artırır.  Bebeklerde ve Çocuklarda Zatürre Belirtileri Bebeklerde ve çocuklarda zatürre belirtileri yaşa, enfeksiyonun şiddetine ve zatürreye neden olan organizmaya bağlı olarak değişebilir. Yaygın belirtiler şunlardır: Yüksek Ateş: Bakteriyel zatürre genellikle 39°C'yi aşan yüksek ateşle kendini gösterir. Öksürük: Genellikle balgamlı bir öksürük olur ve enfeksiyonun ilerlemesiyle kötüleşebilir. Nefes Darlığı ve Hızlı Solunum: Çocuklarda... --- ### Histamin İntoleransı Belirtileri Teşhisi ve Tedavisi > Histamin intoleransı gerçek bir alerjik reaksiyon değildir . Bunun yerine, bazı insanların yüksek düzeyde doğal olarak oluşan histamin - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-07 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/histamin-intoleransinin-belirtileri-teshis-ve-tedavisi - Kategoriler: Besin Alerjisi Histamin intoleransı, vücudun doğal olarak ürettiği veya gıdalardan aldığı histamin maddesini yeterince sindirememe durumu olarak tanımlanır. Histamin, bağışıklık sisteminin bir bileşeni olup, alerjik reaksiyonlar sırasında salınır. Ancak histaminin vücutta aşırı birikmesi veya parçalanamaması, çeşitli sağlık sorunlarına yol açar. Histamin intoleransı nadir görülen bir durumdur ve genellikle sindirim sisteminin histamini parçalayamamasıyla ilişkilidir. Bu durumda, histamin intoleransı belirtileri ortaya çıkar ve yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Histamin İntoleransı Neden Olur? Histamin intoleransının temel nedeni, vücutta histaminin yeterince parçalanamamasıdır. Normalde, histamin bağırsaklarda bulunan DAO (diamin oksidaz) enzimi tarafından parçalanır ve vücut dışına atılır. Ancak bazı durumlarda DAO enziminin yetersiz çalışması veya üretiminin azalması histaminin vücutta birikmesine yol açar. Histamin intoleransının nedenleri arasında aşağıdaki faktörler bulunur: DAO Enzim Eksikliği: DAO enzimi, histamini parçalamaktan sorumludur. Yetersiz DAO enzimi üretimi, histamin intoleransının en yaygın nedenidir. Genetik Faktörler: DAO enzim üretiminin genetik faktörlerle az olması, histamin intoleransına yatkınlık oluşturabilir. Bağırsak Hastalıkları: Crohn hastalığı, irritabl bağırsak sendromu gibi bağırsak hastalıkları, DAO enzim seviyesini azaltarak histamin birikimine yol açabilir. İlaç Kullanımı: Bazı ilaçlar DAO enzimini baskılayarak histamin seviyesini artırabilir. Antidepresanlar, ağrı kesiciler, antibiyotikler ve diüretikler, histamin intoleransı belirtilerini tetikleyebilir. Histamin Zengini Gıdalar Tüketmek: Salamura balık, peynir, şarap gibi histamin içeriği yüksek gıdaların fazla tüketimi, vücutta histamin birikimini artırarak intoleransa neden olabilir. Histamin İntoleransı Belirtileri Nelerdir? Histamin intoleransı belirtileri, genellikle yüksek histamin seviyeleri sonucu ortaya çıkar. Belirtiler kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve genellikle gıda tüketiminden kısa bir süre sonra başlar. En yaygın histamin intoleransı belirtileri şunlardır: Sindirim Sistemi Sorunları: Karın ağrısı, şişkinlik, ishal ve mide bulantısı gibi sindirim sistemi sorunları histamin... --- ### Alerji Nefes Darlığı Yapar Mı? > Bu yazımızda, alerji nefes darlığı yapar mı? Alerjinin yol açabileceğini, alerjilere neyin yol açtığını, alerji belirtilerinin farkına - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-nefes-darligi-yapar-mi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Solunum sıkıntınız bir yiyeceğe, evcil hayvana veya havadaki bir şeye alerjiden kaynaklanıyor olabilir. Bağışıklık sisteminiz, vücudun mikroplara karşı savunması, bunlara savaşılması gereken yabancı bir istilacı gibi davranır.  Nefes darlığı ile birlikte şu belirtilere de sahip olabilirsiniz: Kusma, Kurdeşen veya kızarıklık, Öksürme, hapşırma veya burun akıntısı, Sulu gözler, Boğazda gerginlik, Dilinizin şişmesi, Baş dönmesi, Yorgunluk. Bazı insanların alerjik olduğu bazı yaygın yiyecekler yumurta, süt, fındık, kabuklu deniz ürünleri ve buğdaydır. Havada alerjinizi tetikleyebilecek şeyler toz, polen ve evcil hayvan tüyleridir. Tüm bu etmenler nefes darlığı yaşamanıza neden olabilir.  Bu yazımızda, alerji nefes darlığı yapar mı? Alerjinin yol açabileceği şeyleri, alerjilere neyin yol açtığını, alerji belirtilerinin farkına varılmasına ve rahatlamaya yardımcı olabilecek çarelere değineceğiz. Alerjiye ne sebep olur? Alerjiler, bağışıklık sistemi polen, evcil hayvan tüyü veya yiyecek gibi vücuda giren zararsız bir maddeye "koruma" olarak antikorlar üreterek tepki verdiğinde ortaya çıkar. Bağışıklık sisteminin tepkisi, kişinin sinüslerinde, solunum yollarında, sindirim sisteminde veya cildinde iltihaplanmaya yol açabilir. Nefes darlığına katkıda bulunabilecek farklı alerji türleri vardır. Alerjik astım bir türdür ve genellikle çevredeki tetikleyicilerden (kedilere, köpeklere veya diğer hayvanlara alerjik reaksiyona neden olan) kepek, toz akarları, hamamböcekleri, küf ve polen gibi alerjenlerden etkilenir. Küf ve polen gibi alerjenler genellikle mevsimsel alerjilere neden olurken, evcil hayvan tüyleri veya toz akarları alerjilerinizi yıl boyunca başlatabilir. Tipik olarak, alerji tetikleyicileri aşağıdaki kategorilere ayrılabilir:Havadaki alerjenler:Polen, toz akarları, hayvan tüyleri ve küf. Yiyecekler:Yer fıstığı, fıstık, soya, buğday, yumurta, balık, kabuklu deniz ürünleri ve süt ürünleri. Böcek sokmaları:Arı veya yaban arısı sokmaları. İlaçlar:Penisilin veya penisilin bazlı antibiyotikler. Alerjiler nefes darlığına nasıl... --- ### Hiper IgE Sendromu (Job Sendromu) Belirtileri > Job Sendromu olarak da bilinen Hiper-IgE sendromu, atopik dermatit, tekrarlayan cilt stafilokok enfeksiyonları ve tekrarlayan pulmoner - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hiper-ige-sendromu-job-sendromu-belirtileri - Kategoriler: Egzama Job Sendromu olarak da bilinen Hiper-IgE sendromu, atopik dermatit, tekrarlayan cilt stafilokok enfeksiyonları ve tekrarlayan pulmoner enfeksiyonların klinik üçlüsü ile ayırt edilen nadir, birincil bir immün yetmezliktir. Çocukluk döneminde erken başlayan yüksek IgE seviyeleri ile karakterizedir. Hiper IgE Sendromu Nedir? Hiper IgE sendromu (HIES), atopik dermatit, tekrarlayan cilt stafilokok enfeksiyonları ve tekrarlayan pulmoner enfeksiyonların klinik üçlüsü ile ayırt edilen nadir, birincil immün yetmezliktir. Ayrıca, birincil çocuklukta erken başlangıçlı yüksek IgE seviyeleri vardır. Hiper IgE Sendromunun 2 Tipi Vardır: Tip I: Otozomal dominant hiper-IgE sendromu (AD-HIES), hastaların diğerlerinin yanı sıra bağışıklık sistemi, bağ dokusu, iskelet ve vasküler dahil olmak üzere farklı sistemlerde anormalliklere sahip olduğu tiptir. Tip II: Bağışıklık sistemini de etkileyen otozomal resesif hiper-IgE sendromu (AR-HIES), yüksek IgE, tekrarlayan deri ve akciğer enfeksiyonları, molluscum contagiosum gibi viral enfeksiyonlara duyarlılık ve merkezi sinir sistemi (CNS) tutulumu, ancak kas-iskelet sistemi değişikliklerinin olmadığı tipidir. Nedeni Nedir? Job sendromu,  vakaların üçte ikisinden fazlasında (%70) STAT3 genindeki bir mutasyona bağlıdır. Bu sendromun bulaşması otozomal dominant ve değişken ekspresyondur. 90'dan fazla farklı mutasyon rapor edilmiştir. Geri kalan vakalarda, Job sendromunun etiyolojisi belirsizliğini korumaktadır. Sıklığı Nedir? Job sendromunun yıllık insidansı yaklaşık 1: 1. 000. 000 olarak tahmin edilmektedir. Başlangıçta kadın deneklerde tanımlanmasına rağmen, her iki cinsiyet de etkilenir ve hiçbir etnik faktör yoktur. Bir aile karakteri sadece nadiren tanımlanmıştır. Nasıl Gelişiyor? Job sendromu, STAT3'teki otozomal dominant kalıtımın spesifik bir genetik mutasyonundan kaynaklanmaktadır. STAT3 iyileşme mekanizmaları ve bağışıklık mekanizmalarında rol oynar. Bu genin mutasyonu, B lenfositleri tarafından immünoglobülin E üretiminin yoğunlaşmasına, bunların üretiminin modülasyon kapasitesinin IL-6, IL-10 ve... --- ### Sedef Hastalığı İle Hakkında Bilinmesi Gerekenler > Sedef hastalığı ile yaşamak, fiziksel, zihinsel ve sosyal sağlığı etkileyebileceğinden, birçok zorluğu içerebilir. Ancak, insanlar - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sedef-hastaligi-ile-hakkinda-bilinmesi-gerekenler - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Sedef hastalığı ile yaşamak, fiziksel, zihinsel ve sosyal sağlığı etkileyebileceğinden, birçok zorluğu içerebilir. Ancak, insanlar bu durumu yönetmek için adımlar atabilir. Dengeli bir yaşam tarzı yaşamak, düzenli olarak randevulara gitmek ve stres yönetimi tekniklerini uygulamak, belirtileri en aza indirmenin ve yaşam kalitesini iyileştirmenin yolları arasındadır. Cilde, saça ve tırnaklara iyi bakmak, kaşıntı gibi belirli semptomların şiddetini ve sıklığını azaltmaya yardımcı olabileceğinden, öz bakıma odaklanmak da önemlidir. Bazı insanlar arkadaşlarından, aile üyelerinden veya destek gruplarından destek almaktan da yararlanabilir. Bu yazımızda sedef hastalığı ile yaşayanlara yardımcı olabilecek yaşam tarzı ve kişisel bakım uygulamaları hakkında bazı bilgilere yer verdik. Sedef Hastalığı İle Yaşam Kalitesi Sedef hastalığının, cildi etkileyen kronik bir hastalıktır ve ciddi sağlık komplikasyonlarıyla sonuçlanma olasılığı düşük olsa da, kişinin yaşam kalitesi üzerinde zararlı bir etkisi olabilir. Sedef hastalığı olan kişiler ayrıca komorbiditeler yaşayabilir. Ulusal Sedef Hastalığı Vakfı (NPF), sedef hastalığı ile yaşamanın kalp hastalığı, depresyon ve tip 2 diyabet gibi diğer sağlık sorunlarına yakalanma riskini artırdığını belirtiyor. Sedef hastalığı olan kişilerin karşılaştığı zorluklar fiziksel sağlığın ötesine geçebilir. Bununla birlikte, aşağıdakiler sedef hastalığı olan kişiler için yaşam kalitesini iyileştirmeye yardımcı olabilecek bazı durumlardır: Kamu bilincini geliştirmek, Hastalığın kabulünü oluşturmak, Multidisipliner bakımı geliştirmek, Stresi azaltmak. Bu sonuçlar, durumun daha iyi yönetimi ve tedavisi ile refahın iyileştiğini belirten bazı araştırmaların sonuçlarıyla tutarlıdır. Sedef hastalıkları olan bir kişi, çeşitli yaşam tarzı uygulamaları ve kişisel bakım ipuçlarını uygulayarak bu olumsuz etkilerin bir kısmını azaltabilir. Yaşam tarzı uygulamaları Sağlıklı bir diyet uygulamak: Amerikan Dermatoloji Derneği Derneği (AAD), Akdeniz diyetinin sedef hastalığının şiddetini azaltabileceğini gösteren kanıtlar olduğunu... --- ### Müsilajlı Denizde Yüzmek Alerji Yapar Mı? > Halk arasında deniz salyası olarak bilinen ve denizlerimizdeki yaygınlığı günden güne artan müsilaj endişe verici ve merak uyandıran - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/musilajli-denizde-yuzmek-alerji-yapar-mi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Halk arasında deniz salyası olarak bilinen ve denizlerimizdeki yaygınlığı günden güne artan müsilaj endişe verici ve merak uyandıran konulardan biri haline geldi. Müsilajla ilgili temizleme çalışmaları devam ederken, bu durumun etkileri de tartışma yaratıyor. Bu yazımızda müsilajın ne olduğunu, hastalıklara ve alerjik reaksiyonlara neden olup olmayacağını sizler için yazdık. Müsilaj Nedir? Kısaca açıklamak gerekirse: “Müsilaj", neredeyse tüm bitkiler ve bazı mikroorganizmalar tarafından üretilen kalın, yapışkan bir maddedir. Bu mikroorganizmalar, hareket için onu kullanan protistleri içerir. Hareketlerinin yönü, her zaman müsilaj salgısının yönünün tersidir. Polar bir glikoprotein ve bir ekzopolisakkarittir. Bitkilerdeki müsilaj, su ve gıdanın depolanmasında, tohumların çimlenmesinde ve zarların kalınlaşmasında rol oynar. Kaktüsler (ve diğer sulu meyveler) ve keten tohumları özellikle zengin müsilaj kaynaklarıdır. ” Ülkemizde müsilaj, Marmara Denizi’nde ilk olarak görülmeye başlandı. Ege Denizi’nde de görülmeye başlamasıyla endişelerin boyutu arttı. Karadeniz’e de sıçrama olasılığı olduğu belirtilen müsilajın, deniz ekosistemine verdiği zararların yanı sıra insan sağlığına da zarar verebilme olasılığı var. Müsilajın Ülkemizde Görülme Sebebi Nedir? Deniz salyası, iklim değişikliğinin etkileriyle birlikte su kirliliğinin bir sonucu olarak alglerin besinlerle aşırı yüklenmesi sonucu oluşan deniz müsilajıdır. Aşırı besin yükü, küresel ısınmanın neden olduğu sıcak havalarda alglerin sayısı artar. Su kirliliği, sorunu artırır. Çevre uzmanları, iklim değişikliğinin neden olduğu aşırı fitoplankton üretiminin ve kontrolsüz evsel ve endüstriyel atıkların denizlere boşaltılmasının mevcut krize yol açtığını belirtmektedir. Yapışkan, kahverengi ve köpüklü bir maddeyi andıran kalın, sümüksü organik madde tabakası, Marmara Denizi’ne yayıldı, ayrıca limanları ve kıyı şeritlerini de etkisi altına aldı. Müsilaj Alerjiye Neden Olur Mu? Müsilajın deniz ekosistemine ve deniz canlılarına zarar vermesinin... --- ### Kızamık > Kızamık çok bulaşıcı bir solunum yolu enfeksiyonudur. Tüm vücutta deri döküntüsü ve grip benzeri semptomlara neden olur. Dünya çapında her - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-08-28 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kizamik - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kızamık çok bulaşıcı bir solunum yolu enfeksiyonudur. Tüm vücutta deri döküntüsü ve grip benzeri semptomlara neden olur. Dünya çapında her yıl milyonlarca kişi kızamığa yakalanıyor. Kızamığa (rubeola da denir) bir virüs neden olur, bu nedenle özel bir tıbbi tedavisi yoktur. Hasta olan bir çocuk enfeksiyonun yayılmasını önlemek için bol sıvı almalı, bol bol dinlenmeli ve okula veya kreşe gitmemelidir.   Kızamık Belirtileri Nelerdir? Enfeksiyonunun ilk belirtileri genellikle şiddetli öksürük, burun akıntısı, yüksek ateş ve kırmızı gözdür. Çocuklarda ayrıca döküntü başlamadan önce ağız içinde koplik lekeleri (merkezleri mavi-beyaz olan küçük kırmızı lekeler) olabilir. Döküntü, belirtiler başladıktan 3-5 gün sonra, bazen 40°C'ye kadar çıkan yüksek ateşle birlikte ortaya çıkar. Kırmızı veya kırmızımsı-kahverengi döküntü genellikle alında düz kırmızı lekeler olarak başlar. Yüzün geri kalanına, ardından boyuna ve gövdeye, kollara, bacaklara ve ayaklara yayılır. Ateş ve kızarıklık birkaç gün sonra yavaş yavaş geçer. Kızamık Bulaşıcı Mı? Son derece bulaşıcı bir hastalıktır. Nasıl Yayılır? İnsanlar nefes aldığında veya virüs bulaşmış sıvıyla doğrudan temas ettiğinde yayılır. Kızamıklı biri hapşırdığında veya öksürdüğünde havaya püskürtülen damlacıklardan, kızamık bulaşabilir. Virüse maruz kalan bir kişi genellikle 7-14 gün sonra belirtiler gösterir. Kızamık olan kişiler, hastalığı döküntü başlamadan 4 gün öncesinden yaklaşık 4 gün sonrasına kadar yayabilir. Ateşleri, burun akıntısı ve öksürükleri olduğunda en bulaşıcıdırlar.  Kızamık Nasıl Tedavi Edilir? Özel bir tıbbi tedavi yoktur. Belirtileri yönetmeye yardımcı olmak için bazı yollar izlenir. Çocuğunuz kızamıklı olduğunda bol sıvı verin ve bolca dinlenmesini sağlayın.  Doktorunuz, çocuğunuzun ateşinin düşürülmesi için bazı ilaçlar reçete edebilir. Kızamıklı çocuklar bir doktor tarafından yakından izlenmelidir. Bazı durumlarda kızamık,... --- ### Yenidoğan Refleksleri > Yenidoğan Refleksleri, Hepimizin refleksleri vardır. Refleks, bir uyarana yanıt olarak ortaya çıkan bir tür istemsiz hareket veya eylemdir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-refleksleri - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hepimizin refleksleri vardır. Refleks, bir uyarana yanıt olarak ortaya çıkan bir tür istemsiz hareket veya eylemdir. Örneğin doktora gittiğinizde dizinize hafif bir çekiçle vurduklarında, bacağınız tepki olarak otomatik olarak dışa doğru tekme atar; bu bir reflekstir. Bazı refleksler, gelişim evrelerine bağlı olarak yeni doğanlara özgüdür. Ancak bazı yenidoğan refleksleri eksikliği bazen bebeğin beyni veya sinir sistemi ile ilgili sorunlara işaret edebilir.  Yenidoğan Refleksleri Nelerdir? Arama refleksiBu yenidoğan refleksi, bebeğin ağzının köşesine dokunularak tetiklenir. Bebeğiniz başını dokunma yönüne çevirecektir. Bu hareket, bebeğin kendisini besleyecek biberonu veya memeyi bulmasına yardımcı olduğu için beslenmeye yardımcı olur. Bu refleks yaklaşık 4 ay sürer. Emme refleksiMeme başı bebeğin ağzının çatısına değdiğinde otomatik olarak emmeye başlar. Emme refleksi, emme, nefes alma ve yutma ritimlerini koordine etmeye yardımcı olur. Bu refleksi bebek ne kadar çok yaparsa o kadar güçlenir ve rahatlık için baş parmağını emmek gibi alışkanlıklara dönüşür. Emme refleksi bebek doğmadan önce gelişir. Gebeliğin 32. haftası civarında başlar ve 36. hafta civarında tamamen gelişir. Moro refleksiÜrkme refleksi olarak da adlandırılan Moro refleksi, bebeğin ürkmeye karşı verdiği tepkidir. Nedeni genellikle yüksek bir ses, ani bir hareket ve hatta kendi ağlamasıdır. Bir yetişkin olarak, şaşırtıcı bir şey olduğunda zıplayabilir ve göz kırpabilirsiniz. Moro refleksi tetiklendiğinde bebek başını geriye atar, kollarını ve bacaklarını dışarı atar, ağlar ve kol ve bacaklarını hızla geri çeker. Bu refleks sadece ilk 2 ay sürer. Tonik boyun refleksiTonik boyun refleksine bazen eskrim pozisyonu denir çünkü bebek kollarını eskrim yapıyormuş gibi tutar. Tonik boyun refleksi, bebek kollarını uzatarak başını yana çevirdiğinde gerçekleşir. Başları sağa çevrilirse,... --- ### Bebeklerde Antibiyotik Kullanımı Nasıl Olmalı? > Bebeklerde antibiyotik kullanımı dikkat ve özen gerektiren bir süreçtir. Antibiyotikler doğru kullanıldığında hayat kurtarıcı olabilirken - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-antibiyotik-kullanimi-nasil-olmali - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Antibiyotikler, bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde hayat kurtarıcı olabilen güçlü ilaçlardır. Ancak özellikle bebeklerde antibiyotik kullanımı oldukça hassas bir konudur. Yanlış kullanım, etkisiz tedaviye, yan etkilere ve antibiyotik direncine yol açabilir. Antibiyotik Nedir ve Ne Zaman Kullanılmalı? Antibiyotikler, bakteriyel enfeksiyonları tedavi etmek için kullanılan ilaçlardır. Ancak antibiyotikler yalnızca bakterilere karşı etkilidir; virüs kaynaklı hastalıklarda (örneğin soğuk algınlığı veya grip) işe yaramaz. Bu nedenle, bir enfeksiyonun bakteriyel mi yoksa viral mi olduğunu anlamak, antibiyotik kullanımına karar vermede kritik öneme sahiptir. Bebeklerde Antibiyotik Kullanımını Gerektiren Durumlar Bebeklerde antibiyotik kullanımı, yalnızca doktorun önerdiği durumlarda yapılmalıdır. Antibiyotik gerektiren bazı yaygın enfeksiyonlar şunlardır: Orta Kulak Enfeksiyonu (Otitis Media): Bakteriyel bir enfeksiyon olduğu doğrulanırsa antibiyotik tedavisi gerekebilir. Ancak hafif vakalarda doktorlar genellikle önce semptomları izlemeyi tercih eder. Boğaz Enfeksiyonu (Strep Boğaz): Streptokok bakterisinin neden olduğu durumlarda antibiyotikler gereklidir. Ancak çoğu boğaz enfeksiyonu viral kaynaklıdır ve antibiyotik kullanılmaz. Bakteriyel Zatürre: Bakterilerin neden olduğu zatürre vakalarında antibiyotik tedavisi zorunludur. İdrar Yolu Enfeksiyonları (İYE): İdrar kültürü sonucunda bakteriyel bir enfeksiyon tespit edilirse antibiyotik tedavisi başlatılır. Menenjit: Bebeklerde menenjit, acil müdahale gerektiren ciddi bir durumdur ve genellikle güçlü antibiyotiklerle tedavi edilir. Antibiyotik Kullanımında Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar Bebeklerde antibiyotik kullanımı sırasında aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir: Doktor Önerisi Olmadan Antibiyotik Kullanmayın: Antibiyotikler, yalnızca doktorun reçete ettiği durumlarda ve belirlenen dozda kullanılmalıdır. Tedaviyi Yarım Bırakmayın: Antibiyotik tedavisinin belirtilen sürede tamamlanması önemlidir. Belirtiler düzelse bile ilacı bırakmak, enfeksiyonun tam olarak tedavi edilmemesine ve bakterilerin direnç geliştirmesine neden olabilir. Doz ve Kullanım Süresi: Antibiyotikler, doktorun belirttiği dozda ve sürede verilmelidir. Aşırı doz veya yetersiz kullanım, tedavi... --- ### El Egzaması Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri > El egzaması, en yaygın egzama türlerinden biridir ("dermatit" olarak da adlandırılır). Esas olarak avuç içlerini etkiler ancak elin diğer - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/el-egzamasi-belirtileri-nelerdir - Kategoriler: Egzama El egzaması, ellerde kuruluk, kızarıklık, kaşıntı ve bazen de çatlaklarla kendini gösteren kronik bir cilt rahatsızlığıdır. Genellikle sürekli kimyasallara veya suya maruz kalan kişilerde görülür ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. El egzaması, özellikle avuç içi gibi bölgelerde daha yoğun görülebilir. Bu içerikte, el egzamasının detaylarını ve avuç içi egzamasını kapsamlı bir şekilde ele alacağız. El Egzaması Nedir? El egzaması, tıbbi literatürde "el dermatiti" olarak adlandırılan, ellerde meydana gelen bir egzama türüdür. Genellikle aşağıdaki belirtilerle karakterizedir: Ellerde kuruluk ve çatlama Kaşıntı ve yanma hissi Kızarıklık ve iltihaplanma Deride pullanma veya soyulma Şiddetli vakalarda sıvı dolu kabarcıklar (veziküller) El egzaması, cilt bariyerinin zarar görmesi sonucu ortaya çıkar. Çoğu vakada, çevresel faktörler, genetik yatkınlık ve bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi bu durumu tetikleyen ana nedenlerdir. El Egzamasının Türleri 1. Kontakt Dermatit Kimyasal maddeler, sabunlar, deterjanlar veya alerjenlerle temas sonucu oluşur. İki türü vardır: Tahriş edici kontakt dermatit: Kimyasal maddelerle sık temastan kaynaklanır. Alerjik kontakt dermatit: Bir alerjenle temas sonucu oluşur. 2. Atopik Dermatit Genetik yatkınlıkla ilişkili kronik bir durumdur. Ellerde, özellikle avuç içlerinde kaşıntı, kızarıklık ve kuruluk ile kendini gösterir. 3. Disidrotik Egzama Avuç içi ve parmaklarda küçük sıvı dolu kabarcıklarla (veziküller) kendini gösterir. Genellikle stres, terleme veya alerjenlere maruz kalma ile tetiklenir. Avuç İçi Egzama Avuç içi egzama, el egzamasının bir alt türü olarak kabul edilir ve genellikle yoğun kaşıntı, kızarıklık ve ciltte kalınlaşma ile karakterizedir. Bu tür egzama, disidrotik egzama veya atopik dermatit nedeniyle avuç içlerinde görülebilir. Avuç İçi Egzamanın Belirtileri Avuç içlerinde yoğun kaşıntı Kızarıklık ve hassasiyet Küçük sıvı dolu kabarcıklar... --- ### Çocuklarda ve Ergenlerde Sedef Hastalığı > Çocuklarda görülen sedef hastalığı belirtileri, yetişkinlerde görülen belirtiler ile farklılık gösterebilir. Bunun yanı sıra çocuklarda - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-ve-ergenlerde-sedef-hastaligi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Sedef hastalığı, kronik, bağışıklık aracılı ve yaygın bir hastalıktır. Toplam sedef hastalığı vakalarının üçte birini çocuklar oluşturmaktadır. Çocuklarda görülen sedef hastalığını belirtileri, yetişkinlerde görülen belirtiler ile farklılık gösterebilir. Bunun yanı sıra çocuklarda görülen bu hastalık beraberinde birtakım sağlık sorunlarını da getirebilir. Sedef Hastalığı Nedir? Sedef hastalığı, eklemleri, cildi, tırnakları etkileyen, hem yetişkinlerde hem de çocuklarda görülen yaygın bir hastalıktır. Bağışıklık aracılı inflamatuar bir hastalık olan sedef hastalığının çocuklarda görülme oranı son 50 yıldır artış göstermektedir. Bu artışta, çevresel birtakım tetikleyici faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir. Değişik şiddetlerde kendini gösteren sedef hastalığı, hayat kalitesini düşürücü etkiye sahiptir. Bununla birlikte sedef hastalığının olduğu çocuklarda, olmayan çocuklara kıyasla; obezite, şeker hastalığı, hipertansiyon, eklem romatizması, Crohn hastalığı ve psikiyatrik bozuklukların da gelişme olasılığı daha yüksektir. Bu nedenle sedef hastalığında erken tanı ve tedavi oldukça önemli bir yere sahiptir. Sedef Hastalığının Sıklığı Nedir? Sedef hastalığının görülme sıklığı, yaşa, cinsiyete, coğrafi konuma bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Sedef hastalığı olan yetişkinlerin yaklaşık %30-50’sinin 20 yaşından önce sedef hastalığı geliştirdiği düşünülmektedir. Bazı çalışmalar ise sedef hastalığının kadınlarda görülme oranının 20 yaşından küçük erkeklere kıyasla daha hızlı artığını ortaya koymuştur. Çocuklarda görülen sedef, 1970 ve 2000 yılları arasında iki kattan fazla artış göstermiştir. Bu artışın arkasında ise bazı tetikleyici faktörler olduğu belirtilmektedir. Bu faktörler; stres, enfeksiyonlar, obezite gibi birtakım durumlardır. Tetikleyici olduğu düşünülen diğer faktörler arasında ise deri travması, cilt tahrişi ve Crohn hastalığı bulunur. Sedef Hastalığının Belirtileri ve Sedef Hastalığının Türleri Çocuklarda görülen sedef hastalığının tipik görüntüsü, yetişkinlerde görülen belirtilerle farklılık gösterebilir. Çocuklarda meydana gelen belirtiler genel olarak yüz... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Zatürre (Pnömoni) > Zatürre, akciğerlerin bir enfeksiyonudur. Akciğerlerdeki hava keseleri (alveoller olarak adlandırılır) irin ve diğer sıvılarla dolar. Bu durum - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-zaturre - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Zatürre, akciğerlerin bir enfeksiyonudur. Akciğerlerdeki hava keseleri (alveoller olarak adlandırılır) irin ve diğer sıvılarla dolar. Bu durum, oksijenin kan dolaşımına ulaşmasını zorlaştırır. Zatürre olan birinin ateşi, öksürüğü veya nefes darlığı olabilir. Zatürre Belirtileri Nelerdir? Belirtiler kişinin yaşına ve zatürreye neyin sebep olduğuna bağlı olarak değişir, ancak şunları içerebilir:Çok hızlı nefes alma (bazı durumlarda bu tek belirtidir),Homurdanma veya hırıltılı seslerle nefes alma,Nefes almada zorlanma (burun deliklerinin genişlemesini, karın solunumunu veya kaburgalar arasındaki kasların hareketini içerebilir. ), Ateş, Öksürük, Burun tıkanıklığı, Titreme, Kusma, Göğüs ağrısı, Karın ağrısı, Daha az aktivite, Dehidrasyona neden olabilen iştah kaybı (büyük çocuklarda) veya yetersiz beslenme (bebeklerde),Aşırı durumlarda, dudakların ve tırnakların mavimsi veya gri rengi. Zatürre akciğerlerin alt kısmında karnın yakınındaysa, kişide ateş ve karın ağrısı veya solunum problemi olmaksızın kusma olabilir. Zatürrenin Nedenleri Nelerdir? Zatürreye çeşitli mikroplar (virüsler, bakteriler, mantarlar ve parazitler) neden olur. Bununla birlikte, çoğu vakaya virüsler neden olur. Bunlara adenovirüsler, rinovirüs, influenza virüsü (grip), respiratuar sinsityal virüs (RSV) ve parainfluenza virüsü (krupa da neden olabilir) dahildir. Genellikle zatürre, üst solunum yolu enfeksiyonundan (burun ve boğaz enfeksiyonu) sonra başlar ve semptomlar 2 veya 3 gün soğuk algınlığı veya boğaz ağrısından sonra başlar. Daha sonra akciğerlere hareket eder. Sıvı, beyaz kan hücreleri ve artıklar akciğerlerin hava boşluklarında toplanmaya başlar ve havanın düzgün geçişini engelleyerek akciğerlerin iyi çalışmasını zorlaştırır. Bakterilerin neden olduğu zatürresi olan çocuklar, ani yüksek ateş ve alışılmadık derecede hızlı nefes alma ile başlayarak genellikle oldukça hızlı bir şekilde hastalanırlar. Virüslerin neden olduğu zatürre olan çocuklar muhtemelen daha yavaş ortaya çıkan ve daha az şiddetli... --- ### Astım Alevlenmesi Hakkında Bilinmesi Gerekenler > Astım alevlenmesi, öksürük, nefes darlığı veya hırıltılı solunum gibi astım belirtilerinde ilerleyici artışlardır. Bu artışlar, bireyin - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-alevlenmeleri-hakkinda-bilinmesi-gerekenler - Kategoriler: Astım Astım alevlenmesi, diğer bir adıyla astım atağı ya da krizi, astım hastalarının solunum yollarında geçici ve ani bir daralma ile şiddetli belirtilerin ortaya çıkması durumudur. Astım alevlenmesi, hastaların normalde astım yönetiminde kullanılan ilaçlara rağmen ciddi nefes darlığı ve göğüs sıkışması yaşamasına neden olur. Alevlenmeler, çevresel tetikleyiciler, enfeksiyonlar ve stres gibi faktörlerin etkisiyle meydana gelebilir. Astım alevlenmesini önlemek ve tedavi etmek, hastaların yaşam kalitesini korumak açısından büyük önem taşır. Astım Alevlenmesinin Belirtileri Nelerdir? Astım alevlenmesi belirtileri, günlük astım belirtilerinden daha şiddetlidir ve hastaların yaşam kalitesini ciddi şekilde etkiler. Yaygın olarak görülen astım alevlenmesi belirtileri şunlardır: Şiddetli Nefes Darlığı: Astım alevlenmesi sırasında solunum yolları daha da daraldığından, hastalar nefes almakta güçlük çekerler. Göğüste Sıkışma Hissi: Alevlenme sırasında göğüs kafesinde sıkışma ve baskı hissi yaşanabilir. Bu durum, hastanın daha zor nefes almasına yol açar. Hırıltılı Solunum: Hava yollarındaki daralma nedeniyle nefes alırken hırıltılı bir ses oluşur. Öksürük: Alevlenme sırasında özellikle kuru ve boğucu bir öksürük ortaya çıkar. Bu öksürük gece daha belirgin hale gelir ve hastanın uyumasını zorlaştırır. Soluk ve Morarma: Şiddetli alevlenmelerde, oksijen seviyesindeki düşüş nedeniyle dudaklar ve tırnak yatakları morarmaya başlar. Bu belirtiler, astım alevlenmesinin şiddetine bağlı olarak değişebilir. Eğer bu belirtileri sık yaşıyorsanız, bir uzmana başvurarak astım yönetim planınızı gözden geçirmeniz önerilir. Astım Alevlenmesine Neden Olan Faktörler Nelerdir? Astım alevlenmesine yol açan birçok faktör vardır. Bu tetikleyiciler, astım hastalarının her birinde farklılık gösterebilir. Ancak yaygın olarak görülen alevlenme nedenleri şunlardır: Alerjenler: Polen, toz, evcil hayvan tüyleri, küf ve akarlar gibi alerjenler, astım alevlenmesine yol açabilir. Bu alerjenler, solunum yollarında iltihaplanmayı... --- ### Kızamıkçık > Kızamıkçık çoğunlukla cilt ve lenf düğümlerini etkileyen bir enfeksiyondur. Kızamıkçık virüsünden kaynaklanır (kızamık hastalığına neden - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-08-28 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kizamikcik - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kızamıkçık çoğunlukla cilt ve lenf düğümlerini etkileyen bir enfeksiyondur. Genellikle virüsünden kaynaklanır (kızamık hastalığına neden olan aynı virüs değil). Kızamıkçıklı bir kişi hapşırdığında veya öksürdüğünde havaya püskürtülen damlacıklar gibi virüs bulaşmış sıvıyı soluduğunda veya enfekte olan biriyle yiyecek veya içecek paylaştığında yayılır. Çocuklarda genellikle hafif seyreden bir hastalıktır; hastalığının birincil tıbbi tehlikesi, gelişmekte olan bebeklerde doğuştan kızamıkçık sendromuna neden olabileceğinden hamile kadınların enfeksiyonudur. 1969'da kızamıkçık aşısı bulunmadan önce, kızamıkçık salgınları her 6-9 yılda bir, genellikle 5 ila 9 yaş arası çocuklar arasında yaygındı ve birçok doğuştan kızamıkçık vakası oluyordu. Günümüzde bu durumdan kaynaklanan enfeksiyonlarının çoğu, çocuklardan ziyade genç, aşılanmamış yetişkinlerde görülmektedir.   Kızamıkçık BelirtileriEnfeksiyon 1-2 günlük hafif ateş ve genellikle boynun arkasında veya kulakların arkasında şişmiş, hassas lenf düğümleri ile başlayabilir. Daha sonra yüzde bir döküntü başlar ve aşağı doğru yayılır. Kızamıkçıktan kaynaklanan döküntü genellikle bir ebeveynin fark ettiği ilk hastalık belirtisidir. Eşit renkli yamalar oluşturmak üzere birleşebilen pembe veya açık kırmızı lekeler olarak görünen diğer birçok viral döküntü gibi görünebilir. Döküntü, kaşınabilir ve 3 güne kadar sürebilir. Döküntü temizlendiğinde, etkilenen cilt çok ince pullar halinde dökülebilir. Bu hastalığın diğer belirtileri (bunlar gençlerde ve yetişkinlerde daha sık görülür) baş ağrısı, iştahsızlık, hafif konjonktivit (göz kapaklarının ve göz kürelerinin zarının iltihabı), burun tıkanıklığı veya akıntısı, vücudun diğer bölümlerinde şişmiş lenf düğümlerini içerebilir.  Hamile bir kadında kızamıkçık, gelişmekte olan fetüs için potansiyel olarak yıkıcı sonuçları olan konjenital kızamıkçık sendromuna neden olabilir. Doğumdan önce kızamıkçık bulaşan çocuklar büyüme sorunları için risk altındadır; zihinsel engelli, kalp ve göz kusurları, sağırlık, karaciğer, dalak ve kemik... --- ### Yenidoğan Bebeklerde Hıçkırık > Tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi, yenidoğan bebeklerde hıçkırık, bebeğin küçük ve gelişmekte olan diyaframının, göğüs kafesinin altından - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-hickirik - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi, yenidoğan bebeklerde hıçkırık, bebeğin küçük ve gelişmekte olan diyaframının, göğüs kafesinin altından geçen ve nefes alırken yukarı ve aşağı hareket eden büyük kasın spazmları neden olur. Neden hıçkırdığımızı kimse tam olarak bilmese de, bu spazmları birçok şey tetikleyebilir. Yenidoğan hıçkırıklarına en sık bebeğin aşırı beslenmesi, çok hızlı yemek yemesi veya çok fazla hava yutması neden olur. Bebek hıçkırıkları, mide sıcaklığındaki ani değişikliklerin sonucu da olabilir.  Beslenmeyle ilgili tetikleyicilerin yanı sıra, arada bir sürekli bebek veya yenidoğan hıçkırıkları tamamen farklı bir şeyden kaynaklanabilir. Suçlu genellikle gastroözofageal reflüdür. Bebek gastroözofageal reflüden muzdarip olduğunda, kısmen sindirilmiş yiyecekler ve mideden gelen asitli sular yemek borusuna geri dönerek yanma ve rahatsızlığa neden olur. Yemek borusu diyaframdan geçtiği için tahriş olabilir ve çok sayıda bebek hıçkırıklarına neden olabilir. Hıçkırıkların kendi başına bir reflü belirtisi olmadığını belirtmek önemlidir. Ancak aşağıdaki durumlar reflü belirtisi olabilir:Bebeğiniz daha sık ağlıyorsa,Bebeğinizin sırtı beslenme sırasında kamburlaşıyorsa,Bebeğiniz normalden daha fazla tükürüyorsa.  Bu belirtileri fark ederseniz, bebeğinizin doktoru iletişime geçmeniz yararlı olacaktır.  Bebek hıçkırıkları ne kadar sürer? Bebeklerde günde birkaç kez 10 dakika veya daha uzun süren hıçkırık olabilir. Genel bir kural olarak, bebek mutlu davranıyorsa ve rahatsız görünmüyorsa, bebek hıçkırıkları endişe nedeni değildir.  Yenidoğan bebeklerde neden hıçkırık olur? Yeni doğmuş bir bebeğin hıçkırması tamamen normaldir. Hatta bazı bebekler, hamileliğinizin 6. ayından başlayarak, bebeğinizin ciğerleri gelişmeye başladığında, doğmadan önce bile hıçkırık yaşarlar.  Emzirilen bebeklerde, hıçkırıklar nasıl durdurulur? Bir memeden diğerine geçerken bebeğinizin gazını çıkarın. Ana sorun hava yutmak gibi görünüyorsa, bebeğinizin dudaklarının sadece meme ucunun değil, memenizin areolasının çevresine de... --- ### Bebeklerde B12 Vitamini Eksikliği > Bebeklerde B12 vitamini eksikliği genellikle kendini gelişimsel gecikmeler, farklı bir büyüme eğrisi, anoreksiya, sinirlilik, nörolojik - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-10-17 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-b12-vitamini-eksikligi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Son araştırmalar, çocuklarda B vitamini eksikliğinin önceden varsayıldığından daha sık meydana geldiğini göstermiştir. Bebeklerde B12 vitamini eksikliği genellikle kendini gelişimsel gecikmeler, farklı bir büyüme eğrisi, anoreksiya, sinirlilik, nörolojik problemler ve halsizlik gibi spesifik olmayan semptomlarla gösterir. Nörolojik semptomlarla birlikte veya gelişimsel gecikmelerle birlikte farklı bir büyüme eğrisi olması durumunda, B12 vitamini eksikliği düşünülmelidir. Yaşamın ilk yılında B12 vitamini miktarı, hamilelik sırasında ne kadar B12 vitamini bulunduğuna büyük ölçüde bağlıdır ve bu nedenle annenin B12 vitamini durumuna büyük ölçüde bağlıdır. Tipik olarak, yeni doğmuş bir bebeğin karaciğerinde, sonraki alım yetersiz olsa bile, yaşamın ilk yılı için yeterli olan 25 µg B12 vitamini deposu vardır. Ancak bu depo (tedavi edilmemiş) B12 vitamini eksikliği olan annelerde ciddi şekilde azalır. Bu zaten 3 ila 4 aylıkken belirgin hale gelebilir. Yaşamın ilk yıllarında B12 vitamini eksikliği, merkezi sinir sisteminin işlevinin azalmasına neden olabilir. B12 vitamini eksikliği olan çocuklarda ciddi klinik belirtiler ve nörolojik bozulma tanımlanmıştır. Hafif bir eksiklik bile zararlı etkilere sahip olabilir. Normal B12 vitamini serum değerleri ile ve megaloblastik anemi veya nöropatinin klasik özellikleri olmadan düşük bir B12 vitamini durumu mevcut olabilir. Eksikliğin zamanında tespiti ve B12 vitamini ile yeterli tedavi, ciddi ve onarılamaz hasarı önleyebilir ve çocuğun gelişimini iyileştirebilir.  Doğumdan sonra serum B12 değeri önemli ölçüde düşer. 6 aylıktan itibaren değer 3 ile 7 yaşları arasında maksimuma çıkar, ardından yavaş yavaş yetişkin değerine düşer. Bu azalmanın yaşam boyu devam etmesi, mevcut laboratuvar referans değerlerinin çocuklara uygulanmaması gerektiğini göstermektedir. Bu referans değerler sağlıklı yetişkinlere dayanmaktadır. Çocuklarda B Vitamini Eksikliğinin Belirtileri Zayıflık, İştahsızlık, Büyümede... --- ### Egzama Herpetikum Nedir? > Egzaması olan çocuklarda yaygın olarak görülebilen egzama herpetikum, herpes simpleks virüsü ile yaygın bir cilt rahatsızlığıdır. Egzama - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-herpetikum-nedir - Kategoriler: Egzama Egzaması olan çocuklarda yaygın olarak görülebilen egzama herpetikum, herpes simpleks virüsü ile yaygın bir cilt rahatsızlığıdır. Egzama herpetikum, ateş, kaşıntılı kabarcıklar veya delinmiş erozyon kümeleri ile karakterize edilen, yaygın bir viral enfeksiyondur. Egzama herpetikum aynı zamanda Kaposi variselliform döküntü olarak da bilinir. Özellikle egzaması olan çocuklarda yaygın olarak görülür. Şiddetli veya tedavi edilmemiş egzaması olan kişilerin, egzama herpetikum geliştirme olasılığı daha yüksektir. Egzama Herpetikum Nedenleri Egzama herpetikum vakalarının çoğu, Herpes simpleks tip 1 veya 2'ye bağlıdır. Egzama herpeticum genellikle Herpes simplex (birincil herpes) ile ilk enfeksiyon atağı sırasında ortaya çıkar. İşaretler, görünür uçuklara sahip olan veya olmayan enfekte bir kişiyle temastan 5-12 gün sonra ortaya çıkar. Egzama herpeticum, tekrarlayan uçukları da karmaşıklaştırabilir. Bununla birlikte, tekrarlayan egzama herpetikum atakları çok yaygın değildir. Egzama herpeticum her yaştan kişiyi etkileyebilir, ancak daha çok atopik dermatiti olan bebeklerde ve çocuklarda görülür. Atopik dermatiti olan hastalar, herpes enfeksiyonuna karşı bağışıklığı azalmış gibi görünmektedir. Altta yatan dermatit, hafif ila şiddetli, aktif veya inaktif olabilir. Egzama herpeticumda, cilt bariyerinin bozulması egzamaya bağlı olmadığında daha çok Kaposi variselliform döküntü olarak adlandırılır. Şiddetli lokalize herpes enfeksiyonlarına yatkın ekzematöz olmayan durumların örnekleri şunlardır: -Termal yanıklar, -Pemfigus vulgaris, -Darier hastalığı, -İyi huylu ailesel pemfigus, -Kutanöz T hücreli lenfoma / mikoz fungoides, -İhtiyoz. Egzama Herpetikumda Risk Faktörleri Bazı faktörler egzama herpetikum geliştirme olasılığınızı artırır. Bu faktörlerden bazıları şunlardır: -Egzamalı çocuklar, egzama herpetikuma sahip en yaygın gruptur. -Şiddetli veya tedavi edilmemiş egzaması olan kişilerin, egzama herpetikumdan etkilenme olasılığı daha yüksektir. Egzama cildinizin dış tabakasına zarar vererek cildinizi kuru, hassas ve enfeksiyona karşı daha... --- ### Alerji Yapmayan Köpek Yoktur Alerji Aşısı Vardır > Özellikle son zamanlarda alerji yapmayan veya hipoalerjenik evcil hayvanlardan sıklıkla bahsediliyor ve pek çok kişi de alerji yapmayan köpek - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-yapmayan-kopek-yoktur-alerji-asisi-vardir - Kategoriler: Hayvan Alerjisi Özellikle son zamanlarda alerji yapmayan veya hipoalerjenik evcil hayvanlardan sıklıkla bahsediliyor ve pek çok kişi de alerji yapmayan köpek arıyor. Ancak alerji yapmayan köpek diye bir şey olmadığını bilmeniz lazım. Bu yazımızda alerji yapmadığı söylenilen köpek türleri, köpek alerjisini ve alerjiniz için ne yapabileceğinizi anlattık. Köpek alerjisi nedir? Köpek alerjisi, köpekle temas ettikten sonra birtakım belirtilerin ortaya çıkmasına neden olan bir bağışıklık tepkisidir. Köpeklerin, idrarında, tüyünde, derisinde bulunan bazı proteinler bağışıklık sistemini harekete geçirir ve bağışıklık sistemi bu maddelere zararlıymış gibi tepki vererek alerji oluşmasına neden olur. Akabinde şu belirtiler yaşanır; burun akıntısı, kaşıntı, hapşırma, gözlerde sulanma, nefes darlığı hırıltılı solunum. Hipoalerjenik Köpekler Bazı köpek ırklarının alerji yapmadığı yani hipoalerjeniik olduğu söyleniyor. Bu özellikten yola çıkılarak köpek ırkları yüksek fiyatlarla pazarlanıyor. Bu köpekler pazarlanırken bilimsel olarak kanıtlanmış hipoalerjenik köpek ifadeleri kullanılıyor. Evcil hayvan edinmek isteyen ve alerjisi olan kişiler de hipoalerjenik olarak belirtilen köpeklere büyük paralar harcıyor.   Amerika’da geçmiş yıllarda genetiği değiştirilerek alerji yapmayan evcil hayvan üretildiği ve evcil hayvanların alerji oluşturmadığı söylenerek çok yüksek ücretler karşılığına bu evcil hayvanlar pazarlanmıştır.   Alerji Yapmadığı Söylenen Köpek Türleri Nelerdir? İnternette alerji yapmayan veya hipoalerjenik köpek türü yazmanız halinde karşınıza büyük olasılıkla şu türler çıkacaktır: Poodle (Kaniş), Labrador retriever, İngiliz Cocker Spaniel, Bedlington Terrier, Tüysüz Amerikan Terrier, Malta Köpeği, Bichon Frise vb. Bu tür köpekler alerji yapmadığı söylenerek yüksek fiyata pazarlanan köpeklerdir. Hipoalerjenik köpek için bilimsel kanıt var mı konusuna değineceğiz ama öncelikle hipoalerjenik olduğu belirtilen köpek türlerinden kısaca bahsedeceğiz. Poodle (Kaniş) Kaniş, Alman kökenli olduğu düşünülen bir köpek ırkıdır. Bununla... --- ### Psoriatik Artrit > Kısaca PsA olarak adlandırılan psoriatik artrit, çok sayıda kişiyi etkileyen romatolojik bir hastalıktır. Sedef hastalığı olan kişilerin - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/psoriatik-artrit - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kısaca PsA olarak adlandırılan psoriatik artrit, çok sayıda kişiyi etkileyen romatolojik bir hastalıktır. Sedef hastalığı olan kişilerin yaklaşık üçte biri, sedef hastalığı artritine yakalanacaktır. PsA, eklemleri olduğu kadar tendonları ve omurgayı da etkiyen bir hastalıktır. Çoğu insanda PsA, sedef hastalığı ile başlar. Çoğu insan, psoriatik artrit teşhisi konmadan yaklaşık 10 ila 20 yıl önce sedef hastalığı geliştirir. Bu sedef hastalığı hafif veya yaygın olabilir. İnsanlar ayrıca PsA'da artrit olmayan sedef hastalığından daha sık görülen bir durum olan tırnak sedef hastalığı da geliştirebilirler. PsA, tedavi edilmediği durumlarda, eklem ve tendon hasarına yol açabilir. Psoriatik Artrite Ne Sebep Olur? PsA'nın kesin nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. PsA, çok faktörlü romatolojik bir hastalıktır, yani nedeninde birden fazla olasılık vardır. Bu hastalığın oluşmasında, genlerin etkisinin olduğu düşünülmektedir. Psoriatik artrit, sedef hastalığı olan kişilerde ve tırnak sedef hastalığı olan kişilerde daha sık görülmektedir. PsA’nın diğer tetikleyici faktörleri ise enfeksiyonlar ve stres olabilir. Diğer bir risk faktörü aşırı kilolu veya obez olmaktır. Şişman insanların tendonlarında daha fazla yıpranma olması, iltihaplanmaya neden olabilir. Bu iltihap, PsA yuvarlanmasını başlatan tetikleyici olabilir. Bir eklem veya tendon travması olan kişiler de PsA geliştirmede daha yüksek risk altında olabilir. Psoriatik Artritin Belirtileri Artrit sıklıkla dizleri, ayak bileklerini ve eklemleri içerir. Genellikle bir seferde sadece birkaç eklem iltihaplanır. İltihaplı eklemler alevlenme sırasında ağrılı, sert, şiş, sıcak, hassas ve kırmızı hale gelir. Genellikle ilgili eklemlerin hareket açıklığı kaybı vardır. Bazen parmaklarda veya ayak parmaklarında psoriatik eklem iltihabı, tüm parmakta şişmeye neden olabilir. Eklem sertliği, yaygın bir artrit belirtisidir ve genellikle sabahın erken saatlerinde... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Sinüzit > Sinüzit, burun yakınındaki sinüslerin enfeksiyonudur. Bu enfeksiyonlar genellikle soğuk algınlığından sonra veya alerjik bir iltihaptan - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-sinuzit - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Sinüsler, burun geçişine yakın boşluklar veya hava dolu boşluklardır. Nazal pasaj gibi, sinüsler de mukoza zarlarıyla kaplıdır. Dört farklı sinüs türü vardır:Etmoid sinüs:Yüzün içinde, burun köprüsünün çevresinde bulunur. Bu sinüs doğumda mevcuttur ve büyümeye devam eder. Maksiller sinüs:Yüzün içinde, yanakların çevresinde bulunur. Bu sinüs doğumda da mevcuttur ve büyümeye devam eder. Ön sinüs:Yüzün içinde, alın bölgesinde bulunur. Bu sinüs 7 yaşına kadar gelişmez. Sfenoid sinüs:Yüzün derinliklerinde, burnun arkasında bulunur. Bu sinüs ergenliğe kadar gelişmez. Sinüsler Nasıl Çalışır? Burun ve sinüsler üst solunum yollarının bir parçasıdır. Bu bölgenin üç boyutlu anatomisi karmaşıktır. Burnun koku almanın yanı sıra işlevi, içinden geçen havayı ısıtmak, nemlendirmek ve filtrelemektir. Dış burun, kemikli ve kıkırdaklı bir çerçeveden oluşur. Burun delikleri veya ön burun delikleri, burnun dış açıklığını oluşturur. Nazal septum, sol ve sağ burun boşluklarını ayıran orta hat iç yapısıdır. Kıkırdak ve kemikten oluşur. Sapmış bir nazal septum, burun tıkanıklığına neden olabilir. Sinüzit Nedir? Sinüzit, burun yakınındaki sinüslerin enfeksiyonudur. Bu enfeksiyonlar genellikle soğuk algınlığından sonra veya alerjik bir iltihaptan sonra ortaya çıkar. Dört tip sinüzit vardır:Akut: Bu tip enfeksiyonun belirtileri dört haftadan kısa sürer ve uygun tedavi ile iyileşir. Subakut:Bu enfeksiyon türü başlangıçta tedavi ile iyileşmez ve semptomlar 4 ila 12 hafta sürer. Kronik:Bu enfeksiyon türü, tekrarlayan akut enfeksiyonlarda veya yetersiz tedavi edilen önceki enfeksiyonlarda ortaya çıkar. Bu semptomlar 12 hafta veya daha uzun sürer. Sinüzite Ne Sebep Olur? Bazen sinüs enfeksiyonu, üst solunum yolu enfeksiyonu veya soğuk algınlığından sonra olur. Üst solunum yolu enfeksiyonu, paranazal sinüslerin açılmasını engelleyebilen ve sinüs enfeksiyonu ile sonuçlanabilen nazal pasajların... --- ### Dishidrotik Egzama Nedir? > Dishidrotik egzama, avuç içlerinizde ve parmaklarınızın kenarlarında küçük, kaşıntılı kabarcıkların aniden ortaya çıkmasıdır. Bu cilt durumu, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dishidrotik-egzama-nedir - Kategoriler: Egzama Dishidrotik egzama, avuç içlerinizde ve parmaklarınızın kenarlarında küçük, kaşıntılı kabarcıkların aniden ortaya çıkmasıdır. Bu cilt durumu, ayrıca ayak tabanlarınızda veya ayak parmaklarınızda kabarcıkların oluşmasına neden olabilir. Bu duruma ayrıca, dishidroz, ayak ve el egzaması, pomfoliks, veziküler egzama veya palmoplantar egzama gibi başka bir isim de verilebilir. Dishidrotik Egzama Belirtileri Küçük, kaşıntılı kabarcıklar, dishidrotik egzamanın en belirgin belirtisidir. Bunlar genellikle kümeler halinde olur. Ayrıca şunlara sahip olabilirsiniz: Kabarcıklar ortaya çıkmadan önce kaşıntı veya yanma ağrısı, Parmaklarınızın, ayak parmaklarınızın, avuçlarınızın ve ayak tabanlarınızın kenarlarında kabarcıklar, Kırmızı, çatlamış cilt, Kabarcıkların etrafında terli cilt, Kalınlaşan ve renk değiştiren tırnaklar. Kabarcıklar genellikle 2 ile 3 hafta içinde kaybolur. Ancak altındaki cilt, bir süre kırmızı ve hassas olabilir. Dishidrotik egzama hafif veya şiddetli olabilir. Ayaklarınızı etkileyen ciddi bir durumunuz varsa, kabarcıklar yürümenizi zorlaştırabilir. Ellerinizdeki kabarcıklar yemek pişirmek, yazı yazmak veya bulaşık yıkamak gibi işleri zorlaştırabilir. Kabarcıklara çok dokunursanız veya kaşırsanız, kabarcıklar enfekte olabilir. Enfeksiyonunuz olduğuna dair işaretler şunları içerir: Ağrı, Şişme, Kabuklanma, Kabarcıklarda irin. Dishidrotik Egzamanın Nedenleri Dishidrotik egzamaya neyin olduğu neden tam olarak belli değildir. Çoğunlukla 20 ile 40 yaş arasındaki yetişkinleri etkiler ve kadınlarda erkeklere göre iki kat daha sık görülür. Saman nezlesi, ailede dishidrotik egzama öyküsü veya diğer egzama türleri gibi alerjiniz varsa, bunu alma olasılığınız daha yüksektir. Aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli etmenler, dishidrotik egzamayı tetikleyebilir: Stres, Nikel, kobalt veya krom tuzları gibi metallerle veya kostüm takıları gibi şeylerle sık temas, Terli veya ıslak eller ve ayaklar, Sıcak, nemli hava, Zayıf bir bağışıklık sistemi için belirli tedaviler (immünoglobulin), Mevsimsel alerjiler. Dishidrotik... --- ### Kabakulak > Kabakulak belirtileri tipik olarak yüzün şişmesi ile kendini gösterir. Kabakulak, bir virüsün neden olduğu bir enfeksiyondur. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kabakulak - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kabakulak, bir virüsün neden olduğu bir enfeksiyondur. Vücudun birçok bölümünü enfekte edebilir, ancak en iyi parotis bezlerinin şişmesine neden olduğu bilinmektedir. Tükürük yapan bu bezler kulağın önünde, çene çevresinde bulunur. Çocuklar arasında yaygın bir hastalıktır ve tipik kabakulak belirtileri vardır. Bu durum aşı ile birlikte daha nadir görülmeye başlanmıştır.  Kabakulak Belirtileri Nelerdir? Kabakulak olan pek çok çocuğun hiçbir belirtisi yoktur veya soğuk algınlığı gibi çok hafif belirtiler vardır. Meydana gelen belirtiler şu durumları içerir: Ateş, Baş ağrısı, İştah kaybı, Yorgunluk, Ağrılı ve genel olarak iyi hissetmemek. Birkaç gün içinde parotis bezleri şişebilir ve ağrılı hale gelebilir. Bu yanakların kabarık görünmesini sağlar. Çocuğunuz yuttuğunda, konuştuğunda, çiğnediğinde veya asitli meyve suları (portakal suyu gibi) içtiğinde ağrı daha da kötüleşir. Parotis bezlerinin biri veya her ikisi şişebilir. Bazen biri diğerinden birkaç gün önce şişer.  Nadiren de olsa şu durumlar ortaya çıkabilir:  Ensefalit veya menenjit, Orşit (testis iltihabı), Ooforit (yumurtalık iltihabı), Pankreatit (pankreas iltihabı), İşitme kaybı. Kabakulak Bulaşıcı Mıdır? Bulaşıcıdır. Virüslü biri hapşırdığında, öksürdüğünde, konuştuğunda veya güldüğünde küçük sıvı damlaları halinde yayılır. Kirli mendiller, pipetler veya bardaklar gibi kullandıkları nesnelerle temas da virüsü bulaştırabilir. Dokunulan herhangi bir yüzey, ona dokunan diğer kişilere bulaştırabilir. Semptomların başlamasından 2 gün önce ile sona erdikten 5 gün sonrasına kadar bulaşıcıdır. Enfekte olan herkes, semptomları olmasa bile hastalığı geçirebilir. Kabakulak Kimlerde Görülür? En sık okul çağındaki çocuklarda ve üniversite öğrencilerinde görülür. Salgınlar nadir de olsa meydana gelebilir. Kabakulak geçiren kişiler aynı hastalığı tekrar geçirmezler.   Kabakulak Nasıl Teşhis Edilir? Çocuğunuzun kabakulak belirtileri varsa veya kabakulak olan birinin yanında bulunduysa doktora... --- ### Yenidoğan Bebeklerde Göbek Fıtığı > Yenidoğan bebeklerde göbek fıtığı, bir çocuğun bağırsaklarının bir kısmı göbek deliğinin içindeki karın duvarından dışarı çıktığında meydana - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-gobek-fitigi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Yenidoğan bebeklerde göbek fıtığı, bir çocuğun bağırsaklarının bir kısmı göbek deliğinin içindeki karın duvarından dışarı çıktığında meydana gelir. Göbek deliğinin altında bir yumru olarak ortaya çıkar. Fıtık ağrılı değildir ve çoğu herhangi bir soruna neden olmaz. Bebeğinizin göbek deliği etrafında bir şişkinlik varsa, göbek fıtığı olabilir. Göbek bağı düşmeden önce, bebek ağladığında bölgenin biraz daha dışarı çıktığını fark edebilirsiniz. Çoğu göbek fıtığı, çocuğunuz 4 veya 5 yaşına geldiğinde kendi kendine kapanır. Yenidoğan Bebeklerde Göbek Fıtığı NedenleriFıtık, bağırsağın bir kısmının onu yerinde tutması gereken kas duvarından dışarı çıkmasıdır. Göbek fıtığı ile açıklık göbek deliğinin ortasında, karın duvarının göbek halkası adı verilen bir kısmındadır. Göbek halkası göbek deliğini çevreleyen bir kastır. Hamilelik sırasında göbek kordonu, gelişmekte olan bebeğe kan ve besinleri getirmek için göbek halkasından geçer. Göbek halkası doğumdan kısa bir süre sonra kapanmalıdır. Düzgün kapanmazsa, bağırsaklar içeri girebilir. Bu, özellikle bebek ağladığında, öksürdüğünde veya zorlandığında göbek deliğinin yakınında bir şişkinliğe neden olabilir. Yenidoğan Göbek Fıtığı BelirtileriÇocuğunuz ağladığında, öksürdüğünde veya kaka yapmaya çalışırken zorlandığında fıtığı en net şekilde görebilirsiniz; tüm bu eylemler karına baskı yaptığı için fıtık belirginleşebilir. Göbek fıtığının ana belirtisi, göbek deliği tarafından cilt altında görünen bir şişliktir. Fıtık büyüyebilir ve küçülebilir.  Göbek Fıtığı Nasıl Teşhis Edilir? Doktorunuz fizik muayene ile bebeğinizde fıtık olup olmadığını teşhis edebilir. Yumru genellikle bebek ağladığında büyür ve bebek rahatladığında veya sırt üstü yattığında küçülür veya kaybolur. Doktorunuz, fıtığı karın içindeki uygun yerine nazikçe masaj yapmaya çalışabilir. Yerine masaj yapılabilen bir fıtık, "indirgenebilir" fıtık olarak adlandırılır. Bu, bağırsağın kas duvarı açıklığında sıkışmadığını gösterir. Göbek Fıtığı... --- ### Yenidoğan Bebeklerde K Vitamini Eksikliği > K vitamini eksikliği kanaması veya VKDB, kanlarında pıhtı oluşturmak için yeterli K vitamini bulunmadığından bebekler kanamayı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-k-vitamini-eksikligi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları K vitamini vücudumuzun pıhtı oluşturması ve kanamayı durdurması için ihtiyaç duyduğu bir maddedir. K vitaminini yediğimiz besinlerden alırız. Bazı K vitamini de bağırsaklarımızda yaşayan iyi bakteriler tarafından yapılır. Bebekler vücutlarında depolanan çok az miktarda K vitamini ile doğarlar ve bu da takviye edilmediği takdirdeciddi kanama sorunlarına yol açabilir. K Vitamini Eksikliği Kanaması veya VKDB Nedir? K vitamini eksikliği kanaması veya VKDB, kanlarında pıhtı oluşturmak için yeterli K vitamini bulunmadığından bebekler kanamayı durduramadığında ortaya çıkar. Kanama vücudun içinde veya dışında herhangi bir yerde olabilir. Kanama vücutta meydana geldiğinde, fark edilmesi zor olabilir. Genellikle, VKDB'li bir bebek bağırsaklarına veya beyne kanar ve bu da beyin hasarına ve hatta ölüme neden olabilir. Doğumda K vitamini aşısı almayan bebekler, 6 aylık olana kadar herhangi bir zamanda VKDB geliştirebilir. Kanama problemlerinin başladığı bebeğin yaşına göre üç tip VKDB vardır; erken, klasik ve geç.  Yeni Doğmuş Bir BebekCinsiyet, ırk veya etnik kökene bakılmaksızın tüm bebekler, genellikle 4-6 aylıkken düzenli yiyecekler yemeye başlayana ve normal bağırsak bakterileri K vitamini yapmaya başlayana kadar VKDB için daha yüksek risk altındadır. Bunun nedeni:Doğumda bebeklerin vücutlarında çok az miktarda K vitamini depolanır, çünkü annelerinden plasenta yoluyla sadece küçük miktarlar onlara geçer. K vitamini üreten iyi bakteriler yenidoğanın bağırsaklarında henüz mevcut değildir. Anne sütü düşük miktarda K vitamini içerir, bu nedenle sadece anne sütü ile beslenen bebekler tek başına anne sütünden yeterli K vitamini alamazlar. Bebeğimin K vitamini eksikliği ve VKDB almasını önlemek için ne yapabilirim? İyi haber şu ki, bebeklere uyluktaki bir kas içine K vitamini iğnesi verilerek VKDB kolayca önlenebilir.... --- ### Bebek ve Çocuklarda Egzama Neden Olur? > Bebek ve çocuklarda egzama, yaygın olarak görülen ve genellikle ciltte kaşıntı, kızarıklık, kuruluk ve döküntülerle kendini gösteren - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebek-ve-cocuklarda-egzama - Kategoriler: Egzama Bebek ve çocuklarda egzama, yaygın olarak görülen ve genellikle ciltte kaşıntı, kızarıklık, kuruluk ve döküntülerle kendini gösteren kronik bir cilt rahatsızlığıdır. Tıbbi adıyla atopik dermatit olarak bilinen bu durum, bebeklerde 6. aydan itibaren ortaya çıkabilir ve çocukluk döneminde de devam edebilir. Egzamanın nedenleri, genetik faktörlerden çevresel tetikleyicilere kadar çeşitlilik gösterir. Bu yazıda, bebek ve çocuklarda egzamanın nedenlerini, belirtilerini, tetikleyicilerini ve çözüm yollarını detaylı bir şekilde ele alacağız. Egzama Nedir? Egzama, cilt bariyerinin zayıflaması ve bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi sonucunda ortaya çıkan bir cilt hastalığıdır. Egzamalı çocuklarda cilt genellikle hassastır ve dış etkenlere karşı savunmasız hale gelir. Bu durum, cildin kurumasına, tahriş olmasına ve iltihaplanmasına yol açar. Bebek ve çocuklarda görülen egzama, genellikle yüz, dirsek, diz arkaları, boyun ve eller gibi bölgelerde yoğunlaşır. Bebek ve Çocuklarda Egzamanın Nedenleri 1. Genetik Faktörler Egzama, genetik bir yatkınlıkla ilişkilidir. Ailede egzama, astım veya alerjik rinit (saman nezlesi) gibi atopik hastalıkların bulunması, bebek ve çocuklarda egzama gelişme riskini artırır. Özellikle ebeveynlerden biri veya her ikisinde atopik bir hastalık varsa, çocuğun egzama olasılığı daha yüksektir. 2. Cilt Bariyerinin Zayıflığı Egzamalı çocukların cilt bariyeri, sağlıklı bireylere göre daha zayıftır. Bu durum, cildin nemi koruma kapasitesini azaltır ve tahriş edici maddelere karşı daha hassas hale getirir. Filaggrin adı verilen bir proteinin eksikliği veya yetersiz çalışması, cilt bariyerinin zayıflamasına neden olabilir. 3. Bağışıklık Sisteminin Aşırı Tepkisi Egzama, bağışıklık sisteminin dış etkenlere karşı aşırı tepki vermesiyle ilişkilidir. Bu durum, ciltte iltihaplanmaya ve kızarıklığa yol açar. Bebek ve çocuklarda bağışıklık sistemi henüz tam olarak gelişmediği için bu tepki daha belirgin... --- ### Kedi Döküntüsü ve IgE Antikoru Seviyesi Kaç Olmalı > mmunoglobulin E (IgE), vücudun alerjenlere karşı bağışıklık tepkisini düzenleyen bir antikordur. Normalde düşük seviyelerde bulunur, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kedi-kopek-ve-at-alerjisinin-teshisinde-molekuler-alerji-testi - Kategoriler: Hayvan Alerjisi Kediler, evcil hayvanlar arasında oldukça popülerdir ancak bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Kedilere karşı alerjik reaksiyonlar genellikle bağışıklık sisteminin, kedinin tükürüğünde, tüylerinde, idrarında veya cilt döküntülerinde bulunan proteinlere karşı aşırı duyarlılık göstermesi sonucu ortaya çıkar. Bu durum, vücutta IgE (Immunoglobulin E) antikorlarının artışıyla ilişkilidir. Peki, kedi alerjisi nedir, IgE antikoru seviyesi neyi ifade eder ve kedi alerjisi nasıl yönetilir? İşte bu konuda detaylı bir rehber. Kedi Alerjisi Nedir? Kedi alerjisi, bağışıklık sisteminin kedilerden kaynaklanan alerjenlere karşı verdiği aşırı tepkidir. Kedi alerjisine neden olan başlıca proteinler şunlardır: Fel d 1: Kedilerin tükürük, deri ve tüylerinde bulunur. Kedi alerjisinin ana nedenidir. Fel d 2: Kedinin serumunda ve idrarında bulunur. Kedi alerjenleri havada asılı kalabilir, mobilyalar ve giysiler üzerinde uzun süre yaşayabilir. Bu, alerjenlere maruz kalmayı artırır ve bağışıklık sistemi reaksiyonlarını tetikler. IgE Antikoru Nedir? Immunoglobulin E (IgE), vücudun alerjenlere karşı bağışıklık tepkisini düzenleyen bir antikordur. Normalde düşük seviyelerde bulunur, ancak alerjenlere maruz kalındığında bağışıklık sistemi IgE üretimini artırır. Kedi alerjisi olan bireylerde, Fel d 1 gibi kedi alerjenlerine özgü IgE seviyeleri yükselir. Kedi Alerjisi ve IgE Seviyesi Normal IgE Seviyesi: Sağlıklı bireylerde serum total IgE seviyesi genellikle 0-100 IU/mL arasında değişir. Kedi Alerjenine Özgü IgE Seviyesi: Kedi alerjisi olan bireylerde bu seviye artar ve spesifik testlerle ölçülebilir. 0. 35 IU/mL üzerinde bir değer, alerjik duyarlılığı gösterebilir. Kedi Alerjisinin Belirtileri Kedi alerjisi belirtileri genellikle alerjenlere maruz kalındıktan kısa bir süre sonra ortaya çıkar. Yaygın belirtiler şunlardır: Solunum Sistemi Belirtileri Hapşırma Burun akıntısı veya tıkanıklığı Gözlerde sulanma ve kaşıntı Öksürük veya nefes darlığı... --- ### Egzama Lekeleri Nasıl Geçer? > Egzama lekeleri genellikle zamanla kendiliğinden hafifler. Ancak bu süreç, lekelerin derinliğine, cilt tipine ve cildin yenilenme hızına - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-izleri-hakkinda-bilinmesi-gerekenler - Kategoriler: Egzama Egzama, ciltte kaşıntı, kızarıklık ve tahriş gibi belirtilerle seyreden kronik bir rahatsızlıktır. Egzama tedavi edildikten sonra bile, ciltte koyu veya açık renkli lekeler (hiperpigmentasyon veya hipopigmentasyon) kalabilir. Bu lekeler estetik kaygılara yol açabilir ve kişide özgüven eksikliğine neden olabilir. Peki, egzama lekeleri nasıl geçer? Bu lekelerden kurtulmak için neler yapılabilir? İşte egzama lekeleriyle mücadele etmek için detaylı bir rehber. Egzama Lekelerinin Nedenleri Egzama lekelerinin oluşmasının birkaç temel nedeni vardır: 1. Postinflamatuar Hiperpigmentasyon (PIH) Egzama alevlenmelerinden sonra, cilt iyileşirken koyu renkli lekeler oluşabilir. Bu durum, cildin iltihaplanmaya verdiği doğal bir tepkidir ve genellikle daha koyu ten rengine sahip bireylerde daha belirgindir. 2. Postinflamatuar Hipopigmentasyon Bazı egzama türlerinde, özellikle şiddetli kaşıma veya tahriş sonrası, ciltte beyaz veya açık renkli lekeler oluşabilir. Bu durum, melaninin (ciltteki pigment) geçici olarak azalmasıyla ilişkilidir. 3. Kaşıntı ve Kaşıma Döngüsü Egzamalı ciltte yoğun kaşıntı, cilt bariyerine zarar vererek lekelerin oluşmasına neden olabilir. Kaşınan bölgelerde tahriş daha fazla olduğundan, iyileşme sonrası lekeler daha belirgin hale gelir. 4. Enfeksiyonlar Egzamanın enfekte olması durumunda, iyileşme süreci uzar ve bu da ciltte kalıcı leke riskini artırır. 5. Güneşe Maruz Kalma Egzamalı cilt iyileşirken güneşe maruz kalırsa, pigmentasyon sorunları daha belirgin hale gelebilir. Güneş ışınları ciltteki iltihap sonrası pigment üretimini artırabilir. Egzama Lekeleri Nasıl Geçer? Egzama lekelerini hafifletmek veya tamamen gidermek için çeşitli yöntemler kullanılabilir. Bu yöntemler doğal çözümlerden tıbbi tedavilere kadar geniş bir yelpazeye sahiptir. 1. Doğal Yöntemler Doğal yöntemler, egzama lekelerini hafifletmek için etkili ve güvenli bir seçenek olabilir: Aloe Vera: Aloe vera, cildi yatıştırır ve yenilenme sürecini hızlandırır. Lekelerin... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Orta Kulak İltihabı > Orta kulak iltihabı, ağrılı bir kulak enfeksiyonu türüdür. Orta kulak olarak adlandırılan kulak zarının arkasındaki alan iltihaplandığında - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-orta-kulak-iltihabi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Orta kulak iltihabı, ağrılı bir kulak enfeksiyonu türüdür. Orta kulak olarak adlandırılan kulak zarının arkasındaki alan iltihaplandığında ve enfekte olduğunda bu durum ortaya çıkar. Çocuklarda aşağıdaki davranışlar genellikle orta kulak iltihabına sahip oldukları anlamına gelir: Huzursuzluk ve yoğun ağlama nöbetleri (bebeklerde), Acıyla yüzünü buruştururken kulağı tutmak (küçük çocuklarda), Kulakta ağrıdan şikayet etme (büyük çocuklarda). Orta Kulak İltihabının BelirtileriBebeklerde ve çocuklarda orta kulak iltihabının belirtileri değişiklik gösterebilir. Bebeklerde ve çocuklarda aşağıdaki belirtilerden bir veya daha fazlası olabilir: Ağlamak, Sinirlilik, Uykusuzluk, Kulakları çekmek, Kulak ağrısı, Baş ağrısı, Boyun ağrısı, Kulakta dolgunluk hissi, Kulaktan sıvı drenajı, Ateş, Kusma, İshal, Denge eksikliği, İşitme kaybı. Akut Orta Kulak İltihabına Ne Sebep Olur? Östaki borusu, kulağın ortasından boğazın arkasına kadar uzanan borudur. Çocuğunuzun östaki borusu şiştiğinde veya tıkandığında ve orta kulakta sıvı tuttuğunda orta kulak iltihabı meydana gelir. Sıkışan sıvı enfekte olabilir. Küçük çocuklarda östaki borusu daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde olduğundan daha kısa ve yataydır. Bu durum da enfekte olma olasılığını artırır. Östaki borusu birkaç nedenden dolayı şişebilir veya tıkanabilir, bu nedenler şunlardır: Alerji, Nezle, Grip, Sinüs enfeksiyonu, Enfekte veya genişlemiş adenoidler, Uzanırken içmek (bebeklerde). Orta Kulak Enfeksiyonu Risk Faktörleri Bazı durumlar çocuğunuzun orta kulak enfeksiyonuna yakalanma riskini artırabilir. Bu faktörler şunlardır:  6 ila 36 ay arasında olmak, Emzik kullanmak, Kreşe katılmak, Anne sütü yerine biberonla beslenme (bebeklerde), Uzanırken içmek (bebeklerde), Sigara dumanına maruz kalmak, Yüksek düzeyde hava kirliliğine maruz kalmak, İrtifa değişiklikleri yaşamak, İklim değişiklikleri yaşamak, Soğuk bir iklimde olmak, Yakın zamanda soğuk algınlığı, grip, sinüs veya kulak enfeksiyonu geçirmiş olmak. Orta Kulak İltihabının... --- ### Kulaktaki Egzama İle İlgili Bilinmesi Gerekenler > Kulaktaki egzama, birkaç benzersiz belirti ve komplikasyonun yanı sıra bazı zorluklar da sunabilir. Bu yazımızda, kulakta görülen egzamanın - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kulaktaki-egzama-ile-ilgili-bilinmesi-gerekenler - Kategoriler: Egzama Atopik dermatit olarak da bilinen egzama, pullu, iltihaplı, kaşıntılı bir döküntüye neden olan inflamatuar bir cilt durumudur. Ayak bilekleri, ayaklar, dirsek içleri, göz çevresi, kulak içi ve üstü dahil olmak üzere vücudun herhangi bir bölümünü etkileyebilir.   Kulaktaki egzama, birkaç benzersiz belirti ve komplikasyonun yanı sıra bazı zorluklar da sunabilir. Bu yazımızda, kulakta görülen egzamanın belirtileri, teşhisi ve önlenmesini sizler için yazdık. Kulak Egzamasının Nedenleri Kulak egzaması, diğer atopik dermatit türleri gibi, bağışıklık sisteminin tahriş edici maddelere veya alerjenlere aşırı tepki vermesinden kaynaklanır. Bu aşırı tepki cildin iltihaplanmasına neden olabilir. Altta yatan nedenler şunları içerebilir: Genetik, Ailede astım veya saman nezlesi öyküsü olması, Tahriş edici maddeler veya alerjenler, Çevresel tetikleyiciler, Stres, Beslenme eksiklikleri, Seboreik dermatit, kafa derisi, yüz, gövde ve kulaklar dahil olmak üzere yağ bezlerinin (yağ üreten) bulunduğu vücut bölgelerini etkileyen bir egzama türü. Kulak Egzamasının Belirtileri Kulak egzamasının belirtileri bazen çok rahatsız edici ve hatta ağrılı olabilir. Semptomlar, kulağın görünen kısmının (kulak kepçesi) hafif kuruluğundan şiddetli ağrıya ve aşırı cilt reaksiyonlarına kadar değişebilir. Kulak egzamasının belirtileri, kulak memeleri, konkal çanak (kulak deliğinin dışındaki alan) ve dış işitsel kanal (kulak zarına giden kulak kanalının açılması) dahil olmak üzere kulağın hem dış hem de iç kısımlarını içerebilir. Kulak egzamasının belirtileri aşağıdakileri içerebilir: Kızarıklık, Kaşıntı, Pullanma, Çatlama ve kuruma, Enfeksiyon (kulağın iç ve dış kısımları dahil), Ayrıca kulaktan belirgin bir akıntı gelebilir. Olası Komplikasyonlar Nelerdir? Kulak egzamasının en yaygın komplikasyonlarından biri kulak kanalında iltihaplanma ve enfeksiyondur. Buna akut otitis eksterna denir. Bu, zamanla ciltte tahriş ve kuruluktan ve ayrıca kaşınmadan kaynaklanır.... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Üst solunum Yolu Enfeksiyonu > Üst solunum yolu enfeksiyonu, burnu, boğazı ve sinüsleri etkileyebilen viral bir enfeksiyondur. Son derece yaygındır ve bu duruma - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-ust-solunum-yolu-enfeksiyonu - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde üst solunum yolu enfeksiyonları (ÜSYE), burun, boğaz, sinüsler ve gırtlak gibi üst solunum yollarını etkileyen viral ya da bakteriyel kaynaklı enfeksiyonlardır. Bebeklerin bağışıklık sistemleri henüz tam olarak gelişmediği için bu tür enfeksiyonlara yakalanma riskleri yüksektir. Üst solunum yolu enfeksiyonları genellikle ciddi olmasa da bebeğin huzursuz olmasına, beslenme sorunlarına ve uyku düzeninin bozulmasına neden olabilir. Bu yazıda, bebeklerde üst solunum yolu enfeksiyonu belirtilerinden tedavi yöntemlerine kadar tüm detayları ele alacağız. Bebeklerde Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu Belirtileri Bebeklerde üst solunum yolu enfeksiyonunun belirtileri, enfeksiyonun şiddetine ve nedenine bağlı olarak değişebilir. Ancak sık görülen belirtiler şunlardır: 1. Burun Tıkanıklığı ve Akıntısı Bebeklerde burun tıkanıklığı sık rastlanan bir belirtidir. Burun akıntısı başlangıçta berrak olabilir, ancak enfeksiyon ilerledikçe sarı veya yeşil renge dönüşebilir. 2. Öksürük Genellikle boğaz tahrişine bağlı bir öksürük gözlenir. Bu öksürük kuru veya balgamlı olabilir. 3. Ateş Hafif veya orta dereceli ateş sık görülür. Bebeğin vücut sıcaklığı 38°C'yi geçtiğinde dikkatli olunmalı ve bir doktora danışılmalıdır. 4. Huzursuzluk ve Uyku Sorunları Bebeklerde huzursuzluk, ağlama nöbetleri ve uyku düzeninde bozulma yaygındır. 5. İştahsızlık Burun tıkanıklığı ve boğaz ağrısı nedeniyle emzirme veya beslenme sırasında isteksizlik görülebilir. 6. Yeşil veya Yoğun Sümük Bebeklerde burun akıntısının yeşil renkte olması, genellikle enfeksiyonun ilerlediğine işaret eder. Ancak bu her zaman ciddi bir sorun olduğu anlamına gelmez. Bebeklerde Üst Solunum Yolu Enfeksiyonuna Ne İyi Gelir? Bebeklerde üst solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisi genellikle semptomları hafifletmeye yöneliktir. İşte uygulanabilecek yöntemler: 1. Burun Temizliği Bebeklerin burun tıkanıklığını gidermek için serum fizyolojik veya tuzlu su damlaları kullanılabilir. Burun aspiratörleriyle burundaki mukus nazikçe temizlenebilir.... --- ### Yenidoğan Bebeklerde Gaz Çıkarma Yöntemleri > Gaz, bebekler için normal bir durumdur. Genellikle geğirme, karın şişliği, kramplar ve ağlama ile kendini gösterir; genel olarak önemli bir - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-gaz-cikarma-yontemleri - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Gaz, bebekler için normal bir durumdur. Genellikle geğirme, karın şişliği, kramplar ve ağlama ile kendini gösterir; genel olarak önemli bir hastalığın belirtisi değildir. Bebeklerin günde 14 ila 25 kez gaz çıkarmaları normaldir. Bebeklerde neden gaz olur? Bebeğiniz gazlıysa, çok fazla gaz çıkardığını ve sonrasında daha iyi hissettiğini fark edeceksiniz. Gaz sorunları genellikle hemen veya bebekler sadece birkaç haftalıkken başlar. Neyse ki, çoğu bebek 4 ila 6 aylık olduğunda gaz problemini aşar, ancak bazıları için bebek gazı daha uzun sürebilir.  Bebekler genellikle gazlıdır çünkü olgunlaşmamış sindirim sistemleri vardır ve beslenmeleri sırasında hava yutarlar. Bazı bebekler, emziren bir annenin diyetinden veya belirli bir formül mama türünden etkilenebilecek hassasiyetlere de sahip olabilir. Gazlı bebek belirtileri nelerdir? Tüm bebekler elbette biraz gaz çıkarır. Ancak, normalden daha fazla gazı olan bebeklerde şu belirtiler olabilir:Bebeğiniz ağlıyorsa ve günde bir saat kadar huysuzsa; bu durum, küçük, gelişmemiş bir sindirim sistemine sahip olmanın getirdiği normal miktarda yenidoğan gazlılığının bir işareti olabilir.   Bebeğiniz çoğu zaman mutsuz görünüyorsa gazı olabilir.   Bebeğiniz yemek yemiyor veya iyi uyumuyorsa bu durum da gaz belirtisi olabilir.   Bebeğiniz ağladığında yüzü kızarıyorsa ve acı çekiyormuş gibi görünüyorsa gazı olabilir.   Bebeğiniz rahatsızmış gibi kıvranır ve özellikle huysuzluk nöbetleri sırasında bacaklarını göğsüne çekerse de gazı olabilir.   Bu belirtiler uzun sürüyorsa ve sürekli yaşanıyorsa doktorunuza bildirmeniz yararlı olacaktır.   Bebeklerde gazın nedenleri nelerdir? Bebek gazının birkaç olası nedeni vardır: Yenidoğan bebekler arasında çok yaygın ve normal olan beslenirken veya ağlarken hava yutmak, Besinlerin tamamen parçalanmaması için çok hızlı geçmesine izin veren az gelişmiş bir... --- ### Yenidoğan Bebeklerde Kilo Kaybı > Bu yazımızda bebeklerde büyüme ve kilo kaybı ile ilgili detayları sizler için yazdık. Dünya Sağlık Örgütü büyüme standartları, sağlıklı anne - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-kilo-kaybi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dünya Sağlık Örgütü büyüme standartları, sağlıklı anne sütüyle beslenen bebeklerin büyümesini yansıttığı için ilk 2 yıldaki büyüme için en iyi referanstır. Ağırlık ve büyüme ölçümleri için genel kurallar şunlardır: Bebek ilk haftada doğum ağırlığının %5-10'unu kaybeder ve bunu 2 haftada geri alırlar. Doğum ağırlığı 4 ayda iki katına, erkeklerde 13 ayda, kızlarda 15 ayda üç katına çıkar.   Doğum uzunluğu 12 ayda 1,5 kat artar.   12 ayda doğumda baş çevresi yaklaşık 11 cm artar.   Ancak, tüm bebekler farklı şekilde büyür ve bunlar sadece genel kurallardır. Bu yazımızda bebeklerde büyüme ve kilo kaybı ile ilgili detayları sizler için yazdık. Bebek Kilo Kaybı – İlk Günler Normal kilo kaybıBebeklerin neyle ve nasıl beslendiklerinden bağımsız olarak, doğduktan sonra kilo vermeleri normaldir. Anne sütü ile beslenen bebeklerin doğumdan sonraki ilk 3 gün kilo vermeleri normaldir. Yenidoğanlarda kilo kaybı, doğum ağırlığının yüzdesi olarak ifade edilir. İlk haftada maksimum %7-10 kilo kaybı normal kabul edilir. Sadece anne sütüyle beslenen bebekler, ilk birkaç gün aldıkları küçük miktarlardaki kolostrumla hayatta kalmak için mükemmel bir şekilde uyarlanmıştır. Bundan sonra anneleri, ihtiyaç duydukları tüm sıvı, enerji ve besinleri sağlayan büyük miktarda anne sütü yapmaya başlar ve doğumdan 2 hafta sonra doğum kilolarını geri kazanırlar. Epidural ve intravenöz sıvılarDoğum sürecinde (örneğin doğum eylemi veya epidural ile) bir anneye damardan verilen sıvılar plasenta yoluyla fetüse geçebilir. Bu, bebeğin idrar yaptığında vücuttan atılacak ekstra sıvılarla doğmasına neden olabilir; bebeğin aşırı miktarda kilo vermiş gibi görünmesine neden olabilir. Büyüme Tablosu veya Yüzdelik Tablosu Nedir? Büyüme çizelgeleri, bir bebeğin büyümesini takip etmeye ve... --- ### PEG (Polietilen Glikoller) Alerjisi Nedir? > PEG (Polietilen Glikoller) Alerjisi, yani polietilen glikole karşı bazı kişilerde alerjik reaksiyon görülmektedir. PEG maddesine alerjik - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/peg-polietilen-glikoller-alerjisi-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları PEG (Polietilen Glikoller) alerjisi, yani polietilen glikole karşı bazı kişilerde alerjik reaksiyon görülmektedir. PEG maddesine alerjik reaksiyonlar hafif alerjik reaksiyondan ciddi alerjik şoka kadar değişen şiddette olabilmektedir. PEG için ‘‘gizli alerjen’’ de denilebilir. İlaç içindeki PEG miktarı arttıkça ve molekül ağırlığı arttıkça alerjik reaksiyon geliştirme potansiyeli de artmaktadır. Polietilen Glikoller (PEG) ya da Makrogol Nedir? Polietilen glikoller (PEG'ler) veya makrogoller, yiyecekler, kozmetikler ve ilaçlar gibi günlük ürünlerde bulunan hidrofilik polimerlerdir. PEG maddesine bağlı alerjik şok gelişmesi nadir bir durumdur. Polietilen glikoller (PEG'ler) veya makrogoller birçok üründe ve ilaçlarda yaygın olarak kullanılan maddedir.  Tıbbi ürünlerde (yara sargıları ve hidrojeller), ev ürünlerinde (deterjanlar ve cilalar),  gıda ürünlerinde (örneğin, gıda takviyeleri için koruyucu maddeler) ve suda çözünür özelliklerinden dolayı kozmetik ürünlerde kullanılmaktadır. İlaçlarda bulunabilen PEG maddeleri alerjik reaksiyonlara neden olabilmektedir. Çok bilindik ilaçların içinde bile PEG maddesi bulunmaktadır. PEG (Polietilen Glikoller) Alerjisi Belirtileri Nelerdir? PEG alerjisinin belirtileri kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Bazı kişilerde hafif belirtiler olurken bazı kişilerde ise çok şiddetli ve hayati risk oluşturan belirtiler meydana gelebilir. PEG alerjisi solunum yollarını, mide ve bağırsağı, kalp ve damarları ve cildi etkileyecek reaksiyonlara neden olabilir. PEG alerjisinin belirtileri şunlardır: -Hırıltılı solunum, -Boğulma hissi, -Nefes darlığı, -Öksürük, -Nefes alırken tiz ses, -Mide bulantısı, -Kusma, -İshal, -Karın ağrısı, -Kaşıntı, -Kurdeşen, -Yüz, dudak ve boğazda şişlik, -Baş dönmesi, bayılma, -Hızlı kalp atışı. PEG alerjisinin belirtileri hafif başlayabilir ancak hafif belirtiler de anafilaksi belirtisi olabilir. Anafilaksi, acil müdahale edilmesi gereken bir durumdur. Erken müdahale edilmeyen anafilaksi yani alerjik şok komaya hatta ölüme sebep olabilir. Anafilaksi durumunda ilk yapılacak şey adrenalin... --- ### Köpek Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir? > Köpek alerjisi, hapşırma, burun akıntısı, kaşıntı, gözlerde sulanma, nefes darlığı, hırıltılı solunum gibi belirtilerle kendini gösteren ve - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kopek-alerjisi-belirtileri-teshisi-ve-kopege-karsi-alerji-asisi - Kategoriler: Hayvan Alerjisi Köpek beslemek isteyen pek çok kişi var ancak ailelerde alerjik rahatsızlıkların olması bu durumu endişe verici hale getirebilir. Özellikle egzama, alerjik astım, alerjik nezlesi olan kişiler evcil hayvan besleme konusunda biraz tedirgin. Bu yazımızda köpek alerjilerinin belirtilerini, teşhisini ve tedavisini sizler için detaylandırdık. Köpek Alerjisi Nedir? Köpek alerjisi, hapşırma, burun akıntısı, kaşıntı, gözlerde sulanma, nefes darlığı, hırıltılı solunum gibi belirtilerle kendini gösteren ve genellikle köpeğe temas ettikten sonra ortaya çıkan bir durumdur. Köpek alerjisi olan kişilerde ortamda köpek olmaması bile belirtilerin alevlenmesine neden olabilir çünkü köpek alerjenleri her yerde bulunabilir. Köpek alerjisi, günlük hayatın rutinini de olumsuz şekilde etkileyebilecek kadar ciddi olabilir. Alerjene sürekli maruz kalmak, belirtilerin de sürekli yaşanmasına neden olur. Köpek Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Köpek alerjisinin belirtileri kişinin duyarlılığına ve alerjene maruz kalma seviyesine göre değişiklik gösterebilir. Bu belirtiler hafif ve şiddetli olabilir. Hassasiyeti yüksek olan kişilerde köpek alerjenine doğrudan ya da dolaylı olarak maruz kalmak şiddetli belirtilerin çok hızlı ortaya çıkmasına neden olabilir. Köpek alerjisinin tipik belirtileri şunları içerir: Alerjik rinit belirtileri (hapşırma, burun tıkanıklığı buruda kaşıntı), Burun tıkanıklığından kaynaklanan sinüs ağrısı, Deri döküntüleri, ürtiker, Nefes darlığı, hırıltılı solunum, öksürme gibi astım belirtileri, Gözlerde sulanma, kaşıntı, kızarıklık, Köpeğin yaladığı yerde kızarıklık. Bazı kişilerde köpek tarafından yalanmak ya da çizilmek deri reaksiyonlarına neden olabilir. Bu bölgelerde döküntü ve kurdeşen gelişebilir. Bunun yanı sıra köpeğe alerjisi olan çocuklarda sıklıkla egzama görülür. Köpek Alerjisinden Kaynaklanan Astım ve Alerjik Rinit Köpek alerjenine maruz kalmak başka alerjik rahatsızlıkları de tetikleyebilir. Alerjik nezlesi ve astımı olan kişilerde köpek alerjenleri bu alerjilerin alevlenmesine neden... --- ### Gül Hastalığı (Rosacea) Nedir? > Gül hastalığı olarak da bilinen rosacea, kronik ancak tedavi edilebilir bir durumdur ve esas olarak yüzü etkiler ve genellikle alevlenmeler - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gul-hastaligi-rosacea-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Gül hastalığı olarak da bilinen rosacea, kronik ancak tedavi edilebilir bir durumdur. Esas olarak yüzü etkiler ve genellikle alevlenmeler ve gerilemelerle karakterizedir. Gül hastalığı pek çok şekilde ve her yaşta gelişebilmesine rağmen, tipik olarak 30 yaşından sonra herhangi bir zamanda gelip gidebilen; yanaklarda, burunda, çenede veya alında kızarıklık olarak kendini gösteren bir durumdur. Bu kızarıklıklar, zamanla daha sert ve kalıcı olma eğilimi gösterir. Tedavi edilmediği durumlarda iltihaplı yumrular, sivilceler sıkılıkla gelişir ve şiddetli vakalarda burun fazla dokudan dolayı şişebilir ve engebeli olabilir. Hastaların yüzde 50 kadarında gözler de etkilenir; tahriş, sulanma ve kanlanma görülebilir. Gül hastalığı, tüm cilt tiplerini etkileyebilen bir hastalık türüdür. Gül Hastalığı Türleri Gül hastalığı, çok sayıda kişiyi etkileyen, kronik bir cilt rahatsızlığıdır. Kendi içinde dört türe ayrılan bu hastalıkta, her türün kendine ait belirtileri vardır. Bir kişinin, birden fazla gül hastalığı türüne sahip olması mümkündür. Gül hastalığının türleri şunlardır: Eritematotelanjiektatik rosacea (ETR) olarak bilinen birinci alt tip, yüz kızarıklığı, kızarma ve görünür kan damarları ile ilişkilidir. İkinci alt tip olan papülopüstüler (veya akne) rosacea, akne benzeri çatlaklarla ilişkilidir ve genellikle orta yaşlı kadınları etkiler. Rinofima olarak bilinen üçüncü alt tip, burnunuzdaki cildin kalınlaşmasıyla ilişkili nadir bir formdur. Genellikle erkekleri etkiler ve sıklıkla başka bir rosacea alt türü eşlik eder. Dördüncü alt tip, oküler rozasea olarak bilinir ve belirtiler genel olarak göz çevresinde kendini gösterir. Gül Hastalığının Belirtileri Gül hastalığının belirtileri her ciltte farklılık gösterebilir. Tipik belirtiler şu durumları içerir: Yüzün ortasında kızarıklık, Görünür kan damarları, Şişmiş cilt, Hassas cilt, Ciltte batma ve yanma, Kuru, pürüzlü ve... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda İdrar Yolu Enfeksiyonu > İdrar yolu enfeksiyonu (İYE) en sık görülen pediatrik enfeksiyonlardan biridir. Çocukları rahtasız eder ve kalıcı böbrek hasarına neden - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-idrar-yolu-enfeksiyonu - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları İdrar yolu enfeksiyonu (İYE) en sık görülen pediatrik enfeksiyonlardan biridir. Çocukları rahtasız eder ve kalıcı böbrek hasarına neden olabilir. İlk kez semptomatik idrar yolu enfeksiyonu oluşumu, erkek ve kızlarda yaşamın ilk yılında en yüksektir ve bundan sonra belirgin şekilde azalır. 2 aydan küçük ateşli bebekler, lokalize bir kaynak olmaksızın ateşle başvurabilen çocukların önemli bir alt grubunu oluşturur.  İdrar yolu böbrekler, üreter, mesane ve üretrayı içerir. Böbrekler idrar yapar, daha sonra üreter idrarı depolandığı mesaneye taşır. Üretra, idrar yaparken, idrarı vücuttan dışarı taşır. Bir idrar yolu enfeksiyonu, bu parçalardan birinin (genellikle mesane) enfekte olmasıdır. Bebeklerde ve Çocuklarda İdrar Yolu Enfeksiyonun BelirtileriBebeklerde ve çocuklarda idrar yolu enfeksiyonun belirtileri değişiklik gösterebilir.  0-2 aylık çocuklarda aşağıdaki belirtiler görülebilir:  Sarılık, Ateş, Yetersiz besleme, Kusma, Sinirlilik. 2 ay ila 2 yaş arası bebekler ve çocuklarda şu belirtiler görülür: Yetersiz besleme, Ateş, Kusma, Güçlü kokulu idrar, Karın ağrısı, Sinirlilik. 2-6 yaş arası çocuklarda aşağıdaki belirtiler görülür: Kusma, Karın ağrısı, Ateş, Güçlü kokulu idrar. 6 yaşından büyük çocuklar ve ergenlerde şu belirtiler görülür: Ateş, Kusma, karın ağrısı, Yan/sırt ağrısı, Güçlü kokulu idrar. İdrar Yolu Enfeksiyonun Teşhisi2-24 aylık çocuklarda İYE tanısı için kriterleri, idrar tahlilinde piyüri ve/veya bakteriüri bulunması ve üropatojenin mL'sinde en az 50. 000 koloni oluşturan birim bulunmasıdır. İdrar tahlili tek başına İYE teşhisi için yeterli değildir. Bununla birlikte, idrar tahlili, uygun şekilde toplanan bir idrar örneğinden alınan kültür sonuçları beklenirken antibakteriyel tedavi alması gereken ateşli çocukların belirlenmesine yardımcı olabilir. İdrar Yolu Enfeksiyonunun TedavisiBir İYE için en yaygın tedavi, enfeksiyona neden olan mikropları öldüren antibiyotiklerdir. Çocuk doktorunuz... --- ### Havuz Suyu Alerji Yapar Mı? Klor Alerjisi Nedir? > Klor alerjisi, aslında klorun doğrudan bir alerji yapması değil, klorun cilt ve solunum yollarında yarattığı tahriş sonucu gelişen bir - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/havuz-suyu-klor-alerji-yapar-mi - Kategoriler: Çocuk Alerji Hastalıkları Yüzme havuzları, serinlemek, eğlenmek ve spor yapmak için ideal ortamlardır, ancak bazı kişilerde havuz suyuna veya havuzda kullanılan kimyasallara karşı alerjik reaksiyonlar gelişebilir. Bu alerjik reaksiyonların başlıca nedeni, havuzlarda hijyen sağlamak için kullanılan klor ve diğer kimyasallardır. Klor, mikroorganizmaları öldürerek havuz suyunun temiz kalmasını sağlarken bazı insanlarda hassasiyete ve alerjik belirtilere yol açabilir. Havuz Suyu Alerji Yapar Mı? Havuz suyu doğrudan bir alerjiye neden olmaz; ancak havuz suyunda bulunan klor, dezenfektanlar ve diğer kimyasallar bazı insanlarda hassasiyete yol açabilir. Klorun parçalanması sırasında oluşan bileşikler, gözlerde, ciltte, burunda ve solunum yollarında tahrişe neden olabilir. Bu tahriş, alerji benzeri semptomlara yol açar ve bu durum bazen "klor alerjisi" olarak adlandırılır. Klor Alerjisi Nedir? Klor alerjisi, aslında klorun doğrudan bir alerji yapması değil, klorun cilt ve solunum yollarında yarattığı tahriş sonucu gelişen bir hassasiyet durumudur. Alerji terimi kullanılsa da, klorun sebep olduğu reaksiyon çoğunlukla tahriş edici dermatit veya tahrişe bağlı solunum sorunları olarak sınıflandırılır. Klor, ciltte ve gözlerde yanma, kızarıklık, kaşıntı gibi reaksiyonlar oluşturabilir. Klor Alerjisi Belirtileri Nelerdir? Klor alerjisi belirtileri, klora maruz kalındıktan kısa bir süre sonra ortaya çıkabilir. Belirtiler genellikle hafif ile orta şiddetli arasında değişir, ancak hassasiyeti yüksek olan kişilerde daha ciddi semptomlar görülebilir: Ciltte Belirtiler Kızarıklık ve Kaşıntı: Klor, cilt yüzeyinde kızarıklık ve kaşıntıya neden olabilir. Kuruluk ve Pullanma: Cilt klor ile temas ettikten sonra kurur ve pullanabilir. Egzama: Hassas ciltlerde klora maruz kalma egzama benzeri lezyonlara yol açabilir. Kabarcıklar: Şiddetli reaksiyon durumunda ciltte su dolu kabarcıklar oluşabilir. Solunum Yolu Belirtileri Burun Tıkanıklığı ve Akıntı: Klor buharının solunması burunda... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Suçiçeği > Suçiçeği, varicella zoster adlı bir virüsün neden olduğu oldukça bulaşıcı bir hastalıktır. Suçiçeğine karşı koruyucu aşı 1995 yılında - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-sucicegi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Suçiçeği, varicella zoster adlı bir virüsün neden olduğu oldukça bulaşıcı bir hastalıktır. Suçiçeğine karşı koruyucu aşı 1995 yılında bulunmadan önce, 9 yaşından önce hemen hemen tüm çocukları etkileyen çocukluk çağının en yaygın hastalıklarından biriydi. Suçiçeği, ateşe ve vücudun her yerinde benekli kaşıntılı kızarıklığa neden olan viral bir enfeksiyondur. Suçiçeği Belirtileri Nelerdir? Genellikle ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı veya mide ağrısı ile klasik döküntü olmadan başlar. Bu semptomlar birkaç gün sürebilir ve ateş 38. 3°–38. 8°C aralığındadır. Kırmızı, kaşıntılı deri döküntüsü genellikle karında, sırtta ve yüzde başlar. Daha sonra kafa derisi, ağız, kollar, bacaklar ve cinsel organlar dahil olmak üzere vücudun hemen her yerine yayılır. Döküntü, sivilce veya böcek ısırığı gibi görünen çok sayıda küçük kırmızı yumru ile başlar. 2 ila 4 gün arasında dalgalar halinde ortaya çıkar, daha sonra sıvı ile dolu ince duvarlı kabarcıklara dönüşür. Kabarcık duvarları kırılır ve sonunda kabuklanarak kuru, kahverengi kabuklara dönüşen açık yaralar bırakır. Döküntünün üç aşaması da (kırmızı şişlikler, kabarcıklar ve kabuklar) vücutta aynı anda görülür. Zayıf bağışıklık sistemi veya egzama gibi cilt bozuklukları olan çocuklarda döküntü daha geniş yayılabilir veya daha şiddetli olabilir. Suçiçeğine Ne Sebep Olur? Varicella-zoster virüsünden (VZV) kaynaklanır. Bu virüs ayrıca yaşamın ilerleyen dönemlerinde zona (herpes zoster) adı verilen ağrılı bir deri döküntüsüne neden olabilir. Birisi suçiçeği geçirdikten sonra, virüs hayatının geri kalanında sinir sisteminde uykuda kalır. Virüs daha sonra zona olarak yeniden etkinleşebilir. Suçiçeği aşısı olan çocukların yaşlandıklarında zona geliştirme olasılığı çok daha düşüktür. Suçiçeği Bulaşıcı Mı? Çok bulaşıcıdır. Kardeşi enfekte olan çocukların çoğu, ilk çocuktan yaklaşık 2 hafta... --- ### Yenidoğan Bebeklerde Ateş > Bebeğiniz mikroplarla savaşmak için ateş çıkarır. Bağışıklık sistemi, çocuğunuza zarar vermeden mikroplardan kurtulmanıza yardımcı olmak - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-ates - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Yeni doğmuş bebeğiniz 2 aylıktan küçükse ve rektal sıcaklığı 38 santigrat derece veya daha yüksekse, hemen bir acil servise gidin. Bebeğiniz 2 ile 3 aylık arasındaysa ve vücut ısısı (herhangi bir şekilde ölçüldüğünde) 38 dereceden yüksekse de, hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmanız gerekir. Bebeğiniz mikroplarla savaşmak için ateş çıkarır. Bağışıklık sistemi, çocuğunuza zarar vermeden mikroplardan kurtulmanıza yardımcı olmak için vücut ısısını yükseltir. Ateş genellikle bebeğinizin sıcak hissetmesine ve kızarmasına neden olur. Ateş baş ağrısına veya vücut ağrılarına, terlemeye veya titremeye neden olabilir. Bazı çocuklar ateşle baş ağrısı çeker ve çoğu iştahını kaybeder. Bazı çocuklar normalden daha uykulu hissederler. Birçok bebek ateşi olduğunda huysuzdur ve ateşleri tekrar düştüğünde kendilerini çok daha iyi hissederler. Çocuğunuzun kalp atış hızının ve solunum hızının ateşle arttığını fark edebilirsiniz. Bu, ateşin normal bir parçasıdır. Doktorunuz, bebeğinizde görülen ateşin neden olduğunu belirledikten sonra uygun tedaviye başlayacaktır.  Yenidoğan bebeklerde ateş neden olur? Ateş çocuklarda sık görülür, ancak yeni doğmuş bir bebek için ateş tehlikeli bir enfeksiyonun işareti olabilir. Bu nedenle 2 aydan küçük çocukların ateşi 38 derece ve üstüne çıkarsa hemen acil servise başvurulması gerekir. Çocuklardaki ateşlerin çoğuna virüsler neden olur. Çok daha küçük bir kısmına ise, kulak enfeksiyonları, boğaz ağrısı veya zatürre gibi bakteriyel enfeksiyonlar neden olur. Uzamış ateş, yani bir haftadan uzun süren ateş veya tekrarlayan ateşler, altta yatan kronik bir hastalığın belirtisi olabilir. Bu nedenle çocuğunuzun doktoru ile görüşmeniz gerekir. Bebeklerde Ateş Ölçümü 3 yaşına kadar bebekler ve küçük çocuklar için, bebeğin ateşini makattan ölçmek en iyisidir. Bu yöntem doğrudur ve bebeğinizin iç sıcaklığının hızlı bir... --- ### Alerji Migreni Tetikler Mi? > Alerji Migreni Tetikler Mi? Migren atağı için birçok olası tetikleyici vardır. Migren baş ağrılarının yaygın tetikleyicilerinden bazıları; - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-migreni-tetikler-mi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Migren atağı için birçok olası tetikleyici vardır. Migren baş ağrılarının yaygın tetikleyicilerinden bazıları; stres, koku, parlak ışıklar, yüksek sesler, menstrüasyon ve çevresel değişikliklerdir. Tetikleyiciler kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bir kişide migren atağını tetikleyebilecek şey başka birini rahatsız etmeyebilir. Alerjiler Alerji, vücudun bağışıklık sisteminin yabancı bir maddeye verdiği anormal tepkidir. Alerjik reaksiyona neden olan yabancı maddeye ise alerjen denir. Alerjenler toz, mantar, polenler, besin maddeleri vb. olabilir. Vücudun bağışıklık sistemi belirli bir maddeye çok duyarlı hale geldiğinde, alerjik reaksiyon görülür. Alerjiler ve Migren Atakları Arasındaki İlişki Alerjiler baş ağrısına neden olabilir. Bir alerjinin neden olabileceği iki tür baş ağrısı vardır. Bunlar; sinüs baş ağrıları ve migren baş ağrılarıdır. İki baş ağrısı şekli arasında benzerlikler olsa da, aynı değildir. Alerjiler de migren atağını tetikleyebilir. Alerjisi olan kişilerde migren atağı olasılığı ve sıklığı daha yüksektir. Alerjilerin migren atağını nasıl tetiklediği tam olarak bilinmemektedir. İkisi arasındaki bağlantı karmaşıktır. Birisi migren atağı yaşadığında vücudun yabancı maddelere ve çevresel değişikliklere duyarlılığı önemli ölçüde artar. Vücut, küçük değişikliklere orantısız bir şekilde tepki verebilir. Buna ek olarak, alerjenler vücuttaki bağışıklık sistemini tetikleyebilir ve belirli kimyasalların serbest bırakılmasına neden olabilir. Bu kimyasallar daha sonra vücudun hızla iltihaplanmasına neden olur ve bu iltihaplanma bir migren atağı başlatabilir. Bu migren atakları genellikle 'alerji mevsiminde' daha sık ve şiddetlidir. Bu mevsimlerde ortamdaki alerjenler genellikle en yüksek seviyededir. Migren ataklarının tetikleyicisi bir alerji ise, aşağıdaki belirtilerden birini veya birkaçını fark edebilirsiniz. Yanaklarda ve alında ağrı, Yüzün her yerinde ağrı, Genellikle başın bir tarafında nabız gibi atan bir baş ağrısı, Mide bulantısı, Işığa karşı... --- ### Sedef Hastalığı Nedir? > Sedef hastalığının, açıkça tanımlanmış, kırmızı ve pullu plaklarla (kalınlaşmış cilt) karakterize, kronik inflamatuar bir cilt hastalığıdır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sedef-hastaligi-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Sedef hastalığı, açıkça tanımlanmış, kırmızı ve pullu plaklarla (kalınlaşmış cilt) karakterize, kronik inflamatuar bir cilt hastalığıdır. Sedef hastalığının birkaç farklı türü vardır. Sedef hastalığı kimlerde görülür? Sedef hastalığı erkek ve kadınların %2-4'ünü etkiler. Çocukluk dahil her yaşta başlayabilir, 15-25 yaş ve 50-60 yaşlarında zirveye ulaşır. Yaşam boyu devam etme eğilimindedir, kapsamı ve ciddiyeti dalgalanmaktadır. Özellikle Kafkasyalılarda yaygındır, ancak herhangi bir ırktan insanı etkileyebilir. Sedef hastalığı olan hastaların yaklaşık üçte birinin sedef hastalığı olan aile üyeleri vardır. Sedef hastalığına ne sebep olur? Sedef hastalığı çok faktörlüdür. Bağışıklık aracılı inflamatuar bir hastalık (IMID) olarak sınıflandırılır. Genetik faktörler önemlidir. Bir bireyin genetik profili, sedef hastalığının türünü ve tedaviye verdiği yanıtı etkiler. Sedef hastalığının klinik özellikleri nelerdir? Sedef hastalığı genellikle simetrik olarak dağılmış, kırmızı, pullu, kenarları iyi belirlenmiş plaklarla kendini gösterir. Plakların genellikle parlak göründüğü ve nemli bir soyulma yüzeyine sahip olabileceği deri kıvrımları dışında ölçek tipik olarak gümüşi beyazdır. En yaygın bölgeler kafa derisi, dirsekler ve dizlerdir, ancak cildin herhangi bir kısmında oluşabilir. Plaklar, tedavi edilmediği zamanlarda oldukça kalıcıdır. Kaşıntı çoğunlukla hafiftir, ancak bazı hastalarda şiddetli olabilir ve likenifikasyona (cilt lekelerinin arttığı kalınlaşmış kösele cilt) yol açabilir. Ağrılı cilt çatlakları veya fissürleri meydana gelebilir. Plaklar geçtikten sonra kahverengi veya soluk izler bırakabilir. Türleri Sedef hastalığının çeşitli türleri vardır. Türler aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir. Plak (plack) sedef hastalığı: En yaygın türdür. Sedef hastalığı olan kişilerin yaklaşık %80 ile %90'ında bu tip görülür. Plaklar genellikle kafa derisinde, dirseklerde, dizlerde veya sırtın alt kısmında oluşur, ancak cildin herhangi bir yerinde de gelişebilirler. Plakların kaşınması yaygındır, ancak kaşımamaya... --- ### Egzama Alevlenmeleri Neden Olur? > Egzama alevlenmeleri, cilt bariyerinin zayıflaması, bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi ve çevresel faktörler nedeniyle ortaya çıkar. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-20 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-alevlenmeleri-neden-olur - Kategoriler: Egzama Egzama, kronik bir cilt rahatsızlığı olup dönemsel olarak belirtilerinde artış, yani alevlenmelerle kendini gösterir. Alevlenme dönemlerinde kaşıntı, kızarıklık, ciltte pullanma ve tahriş gibi belirtiler daha şiddetli hale gelir. Egzama alevlenmelerinin nedenlerini anlamak, bu durumu kontrol altına almak ve cilt sağlığını korumak açısından kritik öneme sahiptir. İşte egzama alevlenmelerinin nedenleri, tetikleyicileri ve çözüm yolları hakkında detaylı bir rehber. Egzama Alevlenmelerinin Nedenleri Egzama alevlenmeleri genellikle içsel ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu ile ortaya çıkar. Bu faktörlerin cilt bariyerini zayıflatması ve bağışıklık sistemini tetiklemesi sonucu egzama belirtileri şiddetlenir. İşte en yaygın nedenler: 1. Cilt Bariyerinin Zayıflaması Egzamalı bireylerde cilt bariyeri genellikle zayıftır. Bu durum, cildin nemi tutamamasına ve tahriş edici maddelere karşı savunmasız hale gelmesine neden olur. Cilt bariyerinin zayıflaması, egzama alevlenmelerini tetikleyen birincil faktördür. 2. Bağışıklık Sisteminin Aşırı Tepkisi Egzama, bağışıklık sisteminin aşırı duyarlılığıyla ilişkilidir. Egzamalı bireylerde, alerjenlere, tahriş edici maddelere veya enfeksiyonlara karşı bağışıklık sistemi aşırı tepki verebilir ve bu da alevlenmelere yol açar. 3. Genetik Faktörler Filaggrin (FLG) gen mutasyonu gibi genetik faktörler, cilt bariyerinin zayıflamasına ve egzama alevlenmelerinin daha sık görülmesine neden olabilir. Ailede egzama, astım veya alerjik rinit öyküsü olan bireylerde alevlenmeler daha yaygındır. Egzama Alevlenmelerini Tetikleyen Faktörler Egzama alevlenmeleri, çeşitli içsel ve dışsal tetikleyicilerle ortaya çıkabilir. Bu tetikleyiciler kişiden kişiye farklılık gösterebilir ancak aşağıdaki faktörler genellikle yaygındır: Çevresel Tetikleyiciler Hava Koşulları Kuru Hava: Düşük nem oranı cildi kurutarak alevlenmelere neden olabilir. Aşırı Sıcak veya Soğuk: Ani sıcaklık değişiklikleri cilt bariyerine zarar verebilir. Alerjenler Toz akarları, polen, hayvan tüyü ve küf gibi alerjenler egzama alevlenmelerini tetikleyebilir. Kimyasal Maddeler... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Bronşit > Bronşit, büyük solunum tüplerinin astarının iltihaplanmasıdır, bu bölgeler şişer ve kızarır. Bronş tüpleri adı verilen bu hava yolları, nefes - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-bronsit - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bronşit, büyük solunum tüplerinin astarının iltihaplanmasıdır, bu bölgeler şişer ve kızarır. Bronş tüpleri adı verilen bu hava yolları, nefes borusunu akciğerlere bağlar. Hassas astarları mukus yapar ve solunumla ilgili organları ve dokuları kaplar ve korur. Bronşit şu durumlara sebep olur:Havanın akciğerlere girip çıkması zorlaşır, Bronşiyal tüp astarının dokularını tahriş eder,Çok fazla mukus yapar,Bronşitin en sık görülen belirtisi ise uzun süreli öksürüktür. Bronşitin Çeşitleri Nelerdir? Bronşit akut veya kronik olabilir: Akut bronşithızla ortaya çıkar ve ciddi belirtilere neden olabilir. Ancak birkaç haftadan fazla sürmez. Virüsler, çoğu bronşit vakasına neden olur. Birçok farklı virüs solunum yollarını enfekte edebilir ve bronş tüplerine saldırabilir. Bazı bakterilerin neden olduğu enfeksiyon da akut bronşite neden olabilir. Çoğu insan hayatlarının bir noktasında akut bronşit geçirir. Çocuklarda kronik bronşit nadirdir. Hafif ile şiddetli olabilir ve daha uzun sürer (birkaç aydan yıllara kadar). Kronik bronşitin en yaygın nedeni sigaradır. Bronş tüpleri iltihaplı ve tahriş olmuş halde kalır ve zamanla bol miktarda mukus üretir. Kronik bronşiti olan kişilerde, zatürre gibi hava yolu ve akciğerlerin bakteriyel enfeksiyon riski daha yüksektir. Bronşitin Belirtileri Nelerdir? Akut bronşit genellikle bronş tüplerinin zarının iltihaplanmasıyla tetiklenen kuru, rahatsız edici bir öksürük ile başlar. Diğer belirtiler şunları içerebilir: Kalın beyaz, sarı veya yeşilimsi mukus getiren öksürük, Nefes darlığı hissetmek, Göğüste ağrı veya sıkışma hissi, Hırıltı (nefes alırken ıslık veya tıslama sesi), Baş ağrısı, Genel olarak hasta hissetmek, Ateş, Titreme, Kronik bronşiti olan kişiler için:Soğuk algınlığı ve diğer yaygın solunum yolu hastalıklarından kurtulmak normalden daha uzun sürebilir. Hırıltı, nefes darlığı hissi ve öksürük her gün olabilir. Nefes almak giderek... --- ### Biontech Covid-19 Aşısı Kalp İltihabı (Miyokardit) Yapar Mı? > Son günlerde mRNA aşılarının özellikle genç yaştaki erkeklerde kalp iltihabı yani miyokardit ve perikardit yaptığına yönelik haberlerin - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/biontech-covid-19-asisi-kalp-iltihabi-miyokardit-yapar-mi - Kategoriler: Koronavirüs Türkiye’de aşı sayısının artmasıyla birlikte aşı olan kişi sayısı da arttı. Aşı sırası gelenlerde de her gün yeni çıkan yan etki haberleri endişeleri artırmaya başladı. Son günlerde mRNA aşılarının özellikle genç yaştaki erkeklerde kalp iltihabı yani miyokardit ve perikardit yaptığına yönelik haberlerin çıkmasıyla birlikte endişeler daha da artmış durumda. mRNA aşısı olan Biontech aşısının kalp iltihabı yapma riski var mı? Bu konuyu sizler için yazdık. Biontech Aşısı Kalp İltihabı Yapar Mı? ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin güvenlik komitesi (CDC) 23 Haziran’da bazı genç yetişkinlerde Pfizer-BioNTech ve Moderna Covid-19 aşıları ile miyokardit ve perikardit arasında “olası bir ilişki” olduğunu söyledi. CDC'nin Bağışıklama Uygulamaları Danışma Komitesi; mRNA aşılarını almış 16-24 yaşlarındaki kişilerde beklenenden daha fazla sayıda kalp iltihabı rapor edildiğini, ancak aşının faydalarının hala risklerden açıkça daha ağır bastığını söyledi. COVID-19 aşısı sonrası miyokardit ve perikardit nadirdir. Aşı Olumsuz Olay Raporlama Sistemi (VAERS) verilerine göre 21 Haziran 2021 itibariyle, VAERS, COVID-19 aşısı olan 30 yaş ve altı kişiler arasında 616 miyokardit veya perikardit raporu almıştır. Vakaların çoğu, özellikle erkek ergenlerde ve genç erişkinlerde mRNA COVID-19 aşılamasından (Pfizer-BioNTech veya Moderna) sonra bildirilmiştir. Tıbbi kayıt incelemeleri de dahil olmak üzere takip yoluyla, CDC ve FDA 393 miyokardit veya perikardit raporunu doğrulamıştır. CDC COVID-19 aşılaması ile bir ilişki olup olmadığını değerlendirmek için bu raporları araştırmaya devam etmektedir. ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), mRNA COVID aşıları için bilgi sayfalarına risk hakkında bir uyarı ekleyeceğini belirtmiştir. CDC konu ilgili açıkladığı bildiride, yan etkinin “son derece nadir” olduğu ve çoğu vakanın hafif olduğu vurgulamıştır. Aşı Sonrası... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Konjonktivit (Pembe Göz) > Genellikle pembe göz olarak adlandırılan göz enfeksiyonu (konjonktivit) küçük çocuklarda yaygındır ve genellikle bulaşıcıdır. Pembe göz, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-konjonktivit-pembe-goz - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Genellikle pembe göz olarak adlandırılan göz enfeksiyonu (konjonktivit) küçük çocuklarda yaygındır ve genellikle bulaşıcıdır. Pembe göz, konjonktiva, gözün beyaz kısmı ve iç göz kapaklarının iltihaplanmasıdır. Küçük bir enfeksiyondur ve kötü görünse de genellikle ciddi değildir. Yine de, çocuğunuz pembe göz belirtileri gösteriyorsa, bir doktora görünmeniz önemlidir. Bazı pembe göz türleri kendi kendine geçer, ancak bazılarının tedaviye ihtiyacı vardır. Konjonktivit NedenleriEnfeksiyöz pembe göze (başkalarına yayılabilen tür), soğuk algınlığı ve diğer enfeksiyonlardan sorumlu birçok bakteri ve virüs neden olabilir; kulak enfeksiyonları, sinüs enfeksiyonları ve boğaz ağrısı dahil. Bazı pembe göz türleri bulaşıcı değildir, örneğin:Saman nezlesi gibi diğer alerjik rahatsızlıkları olan çocuklarda daha sık görülen alerjik konjonktivit bulaşıcı değildir. Alerjik konjonktivit tetikleyicileri arasında; çimen, yakupotu poleni, hayvan tüyü ve toz akarları bulunur. Hava kirliliği veya havuzlardaki klor gibi gözleri tahriş eden herhangi bir şeyin neden olduğu tahriş edici konjonktivit de bulaşıcı değildir.  Yenidoğanlarda Pembe GözYenidoğanlar pembe göz riski altındadır ve tedavi edilmezse ciddi sağlık komplikasyonları oluşabilir. Hamile bir kadının cinsel yolla bulaşan bir hastalığı varsa, doğum sırasında bakteri veya virüs doğum kanalından bebeğin gözlerine geçerek pembe göze neden olabilir. Bunu önlemek için doktorlar doğumdan hemen sonra tüm bebeklere antibiyotik merhem veya göz damlası verir. Bazen bu tedavi, genellikle kendi kendine iyileşen hafif bir kimyasal konjonktivite neden olur.  Pembe Göz Belirtileri Nelerdir? Pembe göze adını veren belirgin kırmızı veya pembe rengin yanı sıra göz rahatsızlığı yaygın bir semptomdur. Çocuklar gözünde kum varmış gibi hissettiğini söyleyebilir. Çoğu zaman, gözden bir miktar akıntı ve konjonktivada ağrı ve şişlik olur. Bazı çocukların şişmiş göz kapakları veya parlak... --- ### Yenidoğan Banyosu Nasıl Yaptırılır? > Bazı çocuk doktorları, yenidoğan banyosu için birkaç günlük olana kadar ertelemeyi önerir. Bunun nedeni, doğumdan sonra bebeğinizin cildinde - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-banyosu-nasil-yaptirilir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeğinizin rutinine banyo zamanını eklemek, bebeğiniz doğduktan kısa bir süre sonra başlayabileceğiniz bir şeydir. Bazı çocuk doktorları, yenidoğan banyosu için birkaç günlük olana kadar ertelemeyi önerir. Bunun nedeni, doğumdan sonra bebeğinizin cildinde bebeği ortamdaki mikroplardan koruyan mumsu bir madde olan verniks ile kaplı olmasıdır. Bu yazımızda yenidoğan bebeğinizin banyosu hakkında bilmeniz gerekenleri sizler için yazdık.  Bebeğinize sünger banyosu yaptırabilirsiniz Yenidoğan bebeğiniz, yaşamının ilk birkaç haftasında sünger banyosu ile yıkanmalıdır. Bu, göbek kordonu düşmeden önce bebeğinizi temizlemenin en basit yoludur. Ayrıca bebeğinizin vücudunun bir kısmını veya tamamını ıslatmadan yıkamak istediğinizde bebeğinize sünger banyosu yaptırabilirsiniz. Bebeğinize sünger banyosu yaptırmadan önce, ihtiyacınız olan tüm malzemeleri kolayca erişebileceğiniz bir yerde bulundurduğunuzdan emin olun ve malzemeleri hazırladıktan sonra şu adımları izleyin:Banyo için 23,8°C civarında sıcak bir oda seçin, bebeğinizin kıyafetlerini, bezini çıkarın ve bir havluya sarın. Bebeğinizi, alt değiştirme masası veya yatağınız gibi düz bir yüzeye yatırın.  Havluyu, vücudun yalnızca yıkadığınız bölgesini ortaya çıkarmak için birer birer açın. Bebeğinizin yüzü ve başının üstünden başlayın: Önce temiz bezi ılık suya batırın. Bebeğinizin gözlerine veya ağzına sabun bulaşmasını önlemek için bu adımda yalnızca sabunsuz ılık su kullanın. Başın üstünü ve dış kulakların, çenenin, boyun kıvrımlarının ve gözlerin çevresini silin. Ilık suya bir veya iki damla sabun ekleyin. Bezi sabunlu suya batırın ve sıkın. Vücudun geri kalanını ve bebek bezi bölgesini temizlemek için sabunlu su kullanın.  Deri kıvrımları arası da dahil olmak üzere bebeğinizi kurulayın ve temiz bir bebek bezi bağlayın.  Bebek küvette nasıl yıkanır? Bebeğinizin göbek bağı düştükten, bebeğinizi bebek küvetinde yıkayabilirsiniz. Bebeğinizi, küvetinde yıkarken şu adımları izleyebilirsiniz:Küveti... --- ### Alerjik Hastalıklar İşitme Kaybına Neden Olabilir > Alerjik Hastalıklar İşitme Kaybına Neden Olabilir. Alerjik hastalıkların gittikçe yaygınlık göstermesi ve bazı alerjilerim uzun yıllar - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-hastaliklar-isitme-kaybina-neden-olabilir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Alerjik hastalıkların gittikçe yaygınlık göstermesi ve bazı alerjilerin uzun yıllar tedavi edilmeden devam etmesi beraberinde başka sağlık sorunlarını da getirebilir. Çoğu kişide görülen ve bahar aylarının yaklaşmasıyla belirtilerin şiddetlendiği bahar alerjileri, uzun süre tedavi edilmediği durumlarda işitme duyusunun azalmasına neden olabilir. Alerjisi olan kişilerde bağışıklık sistemi, histamin salgılayan antikorlar üreterek alerjenlere yanıt verir. Histamin salınımı sonrası bazı alerjik reaksiyon belirtileri ortaya çıkar. Ortaya çıkan hapşırma, kaşıntı ve tıkanıklık da mukus üretimini artırarak iletim tipi işitme kaybına neden olabilir. İletim tipi işitme kaybı, sıvı veya kulak kiri gibi bir madde, ses dalgalarının kulaktan geçerek orta kulağın küçük kemiklerine akmasını engellediği zaman ortaya çıkar. İletim tipi işitme kaybı, işitmeyi geçici olarak zorlaştırır. Alerjiye Bağlı Gelişebilecek İşitme Kaybı Tipleri Bahar alerjisi olan kişilerde, kulak da etkilenen bölgeler arasında yer alır. Kulakta meydana gelen kaşıntı hissi bazı durumlarda çok şiddetli olabilir. Kulağınızı kaşımanız ise kulağınıza zarar vermenize ve şikayetlerinizin artmasına neden olabilir. Kulak kanalınızın içine bir cisim sokmak ise durumu daha kötü bir hale getirebilir. Kaşıntıyı gidermek için kullanacağınız kulak çöpü ve benzeri cisimler, anlık rahatlama sağlayabilir ancak daha sonraki aşamada ise kalıcı zarar oluşmasına neden olabilir. Bu durumun önüne geçmek için kulağınızı herhangi bir cisim kullanarak kaşımamalı ve temizlememelisiniz. Kulağınızın alerjiden etkilenen üç ana bölümü vardır ve şu şekilde detaylandırılabilir: Dış kulak: Alerjik cilt reaksiyonları hem dış kulakta hem de kulak kanalında kaşıntıya ve şişmeye neden olabilir. Bazı kişiler çamaşır deterjanına, deterjan ve benzeri ürün kokusuna veya küpelere alerjik olabilir. Bazı kişilerin ise özellikle köpekler ve kediler olmak üzere evcil hayvanlara alerjisi olabilir.... --- ### Ellerde Sedef Hastalığı > Ellerde sedef hastalığı çatlaklara, kanamalara ve ağrılı cilde yol açabilir. Bu durum kişinin ellerini rahatça kullanmasını engelleyebilir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ellerde-sedef-hastaligi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Sedef hastalığı olan birçok kişi, durumun ellerini etkilediğini fark eder. Eller, insanların iletişim kurmasına ve görevleri yerine getirmesine yardımcı olur. Sedef hastalığı elleri etkilediğinde, durum daha rahatsız edici olabilir. Ellerde sedef hastalığı çatlaklara, kanamalara ve ağrılı cilde yol açabilir. Bu durum kişinin ellerini rahatça kullanmasını engelleyebilir. Bununla birlikte, çeşitli tedavi seçenekleri ve yaşam tarzı değişiklikleri semptomları ve cildin görünümünü olumlu yönde etkileyebilir. Sedef Hastalığı Nasıl Görünür? Sedef hastalığı, vücudun herhangi bir yerinde görülebilen iltihaplı bir cilt rahatsızlığıdır. Sedef hastalığı ellerde veya ayak tabanlarında görülürse buna palmoplantar sedef hastalığı denir. Vücudun başka yerlerinde sedef hastalığında olduğu gibi, ellerin sedef hastalığı cildin kızarmış görünmesine neden olabilir, pul benzeri plaklar çatlayabilir, ağrıya ve kanamaya neden olabilir. Etkilenen cilt kalkabilir ve kalınlaşabilir. El sedef hastalığı olan bazı kişilerde cilt kızarıklığı olmayabilir, ancak avuç içlerinde pullanma ve ciltte genel kalınlaşma olabilir. Sedef hastalığı, kişinin cilt tonuna bağlı olarak her ciltte farklı görünebilir. Sedef hastalığı olan kişiler alevlenmeler yaşayabilir. Bu, sedef hastalığının belirtilerinde ve görünümünde değişiklikler yaşayabilecekleri anlamına gelir. Sıvı dolu tümsekler Sedef hastalığına sahip kişilerde ilerleyen zamanlarda, sıvı dolu tümsekler oluşabilir. Püstüler sedef hastalığı, tüm sedef hastalığı vakalarının yaklaşık %3'ünü oluşturur. Sedef Hastalığının Belirtileri Belirtiler, sedef hastalığının yerine göre değişebilir. Sedef hastalığı olan kişilerin yaklaşık %12-16'sında el, ayak veya tırnak sedef hastalığı vardır. Eller ve parmaklar El sedef hastalığının diğer belirtileri şunları içerebilir: Derinin çatlaması, Ağrı, Kanama, Kalınlaşmış, kabarmış cilt, Kaşıntı, Kuruluk, Kızarmış cilt, Gümüşi beyaz pullarla ince ölçekleme. Tırnaklarda sedef hastalığı yaşayan bir kişi aşağıdaki değişiklikleri fark edebilir: Tırnak kalınlaşması, Tırnak yatağından uzaklaşan tırnaklar,... --- ### Çocukluk Çağı Astımı Hakkında Bilinmesi Gerekenler > Çocukluk çağı astımı, çocuklarda sık görülen kronik bir akciğer rahatsızlığıdır. Astım her yaşta gelişebilir, ancak çoğu zaman çocuklukta - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocukluk-cagi-astimi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler - Kategoriler: Astım Çocukluk veya pediyatrik astım, bebeklerde ve çocuklarda en yaygın kronik durumlardan biridir. Akciğerlerin hava yolları iltihaplandığında ortaya çıkar ve bu da bir çocuğun nefes almasını zorlaştırabilir. Astım, çocuklar ve bebekler arasında en yaygın bulaşıcı olmayan hastalıktır. Araştırmalar, astım atakları vakaları azalırken, astımlı çocukların yaklaşık yarısının bir veya daha fazla atak geçirdiğini bildirmektedir. Astım, hırıltılı solunum, nefes almada güçlük, öksürmeye neden olabilen ve potansiyel olarak kalıcı akciğer hasarıyla sonuçlanabilen ciddi bir hastalıktır. Çocukluk Çağı Astımı Nedir? Çocukluk çağı astımı, çocuklarda sık görülen kronik bir akciğer rahatsızlığıdır. Astım her yaşta gelişebilir, ancak çoğu zaman çocuklukta başlar. Astım akciğerlerdeki iltihap ve hava yollarının daralması sonucu oluşur. Bu durum, astımla ilişkili karakteristik hırıltı, öksürük, göğüste sıkışma ve nefes darlığı ile sonuçlanır. Nedenleri Araştırmacılar hala astımın kesin nedeni konusunda emin değiller, ancak hem genetik hem de çevresel faktörlerin astımın gelişiminde önemli bir rol oynadığı bildirilmektedir. Bir çocukta astım olduğunda, çocuğun akciğerleri belirli tetikleyicilere karşı ekstra hassastır. Akciğerleri bir tetikleyici ile etkileşime girdiğinde, akciğerin hava yollarının şişmesine, hava yollarını çevreleyen kasların kasılmasına ve akciğerlerdeki mukoza salgılarının artmasına neden olur. Tetikleyiciye verilen bu reaksiyon, nefes almada zorluğa ve diğer karakteristik astım belirtilerine neden olur. Bu tetikleyicilere verilen tepki şiddetli olduğunda astım krizi meydana gelebilir. Çocukluk çağı astımının bazı yaygın tetikleyicileri şunları içerebilir: Alerjenler (çevresel ve gıda), Solunum yolu enfeksiyonları ve soğuk algınlığı, Tütün dumanına maruz kalma, İç ve dış hava kirleticileri, Soğuk havaya veya ani sıcaklık değişikliklerine maruz kalma, Egzersiz yapmak, Heyecan ve stres. Tetikleyicilerin yanı sıra çocukluk çağı astımında bazı risk faktörleri vardır ve şunları içerir:... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Ateş ve Soğuk Algınlığı > Soğuk algınlığı, bebeğinizin veya çocuğunuzun, burun ve boğazının viral bir enfeksiyondur. Soğuk algınlığının ana göstergeleri - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-ates-ve-soguk-alginligi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Soğuk algınlığı, bebeğinizin veya çocuğunuzun, burun ve boğazının viral bir enfeksiyondur. Soğuk algınlığının ana göstergeleri burun akıntısı ve tıkanıklığıdır. Bebekler, kısmen diğer büyük çocukların yanında oldukları için özellikle soğuk algınlığına karşı daha hassastırlar. Ayrıca, birçok yaygın enfeksiyona karşı henüz bağışıklık geliştirmemişlerdir; yaşamın ilk yılında çoğu bebek soğuk algınlığına yakalanır. Bebeklerde soğuk algınlığı tedavisi, sıvı sağlamak, havayı nemli tutmak ve burun kanallarını açık tutmalarına yardımcı olmak gibi semptomlarını hafifletmeyi içerir. Çok küçük bebekler, soğuk algınlığının ilk belirtisinde krup, zatürre veya daha ciddi hastalıkların olmadığından emin olmak için mutlaka bir doktora görünmelidir. Bebeklerde ve Çocuklarda Soğuk Algınlığının BelirtileriSoğuk algınlığının birden fazla belirtisi vardır ve çocuğunuzda bu belirtilerin şiddeti değişiklik gösterebilir. Tipik belirtiler şunları içerir:  Burun tıkanıklığı veya burun akıntısı, İlk başta berrak olabilen ancak kalınlaşabilen, sarı veya yeşile dönüşebilen burun akıntısı, Ateş, Hapşırma, Öksürme, İştah azalması, Sinirlilik, Uyumakta zorluk, Burun tıkanıklığı nedeniyle emzirme veya biberon alma sorunu. Çocuğumda Belirtiler Var Ne Zaman Doktora Götürmeliyim? Bebeğinizin bağışıklık sisteminin olgunlaşması için zamana ihtiyacı olacaktır. Bebeğiniz komplikasyonsuz nezleyse, 10 ila 14 gün içinde düzelmelidir. Bebeğiniz 3 aylıktan daha küçükse belirtiler başlar başlamaz doktora başvurun. Yenidoğan bebeğinizde ateş varsa daha ciddi bir hastalığı olmadığından emin olmak için mutlaka doktora görünün. Çoğu soğuk algınlığı sadece rahatsız edici ve geçici bir durumdur ancak çocuğunuzun belirtilerini dikkatli bir şekilde izlemeniz yararlı olacaktır. Bebeğiniz 3 aylık veya daha büyükse ve şu durumları yaşıyorsa mutlaka doktorunuza danışın:  Her zamanki kadar çok bezini ıslatmıyorsa,  38 dereceden daha yüksek ateş varsa,  Kulak ağrısı var gibiyse ve alışılmadık derecede sinirliyse, Kırmızı gözleri varsa, sarı... --- ### Biontech Covid-19 Aşısı Pıhtıya Neden Olur Mu? > Biontech Covid-19 aşısı sonrası kanamaya neden olduğu veya pıhtı yaptığına yönelik endişelerdir. Sizler için bu konuyu detaylı bir şekilde - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/biontech-covid-19-asisi-pihtiya-neden-olur-mu - Kategoriler: Koronavirüs Koronavirüse karşı aşılama programlarının yoğunlaşmasıyla birlikte herkes aşıların yan etkileri hakkında araştırmalara başladı. Aşı karşıtı olanlar da bu yan etkileri öne sürmektedir. Bu yan etkilerden birisi de Biontech Covid-19 aşısı sonrası kanamaya neden olduğu veya pıhtı yaptığına yönelik endişelerdir. Sizler için bu konuyu detaylı bir şekilde araştırdık. COVID-19 Aşıları ve Pıhtılaşma Aşılama, koronavirüs hastalığı 2019 (COVID-19) pandemisini sona erdirmek veya kontrol altına almak için en umut verici yaklaşım olarak kabul edilir. Mevcut aşıların son derece güvenli ve etkili olduğu kanıtlanmıştır. 2021 yılının Şubat ayının sonlarında, adenoviral vektör bazlı bir aşı olan AstraZeneca aşısını olan az sayıda kişide pıhtılaşma (protrombotik bir sendrom) gözlendi. Daha sonra, yine bir adenoviral vektöre dayanan Johnson&Johnson olan az sayıda kişide benzer bulgular gözlendi. Bu sendrom, aşı kaynaklı immün trombotik trombositopeni (VITT) olarak belirlenmiştir. Ayrıca trombositopeni sendromu (TTS) ve aşı kaynaklı protrombotik immün trombositopeni (VIPIT) ile tromboz olarak da adlandırılmıştır. Tromboz pıhtı demektir. Kanın pıhtılaşmasını sağlayan trombosit dediğimiz kan hücrelerinin kümelenmesine yani pıhtı oluşturmasına tromboz denilmektedir. Vektör kaynaklı COVID aşılarının yapılmasından sonra çeşitli nedenlerle kanın pıhtılaşmasını sağlayan trombositlerin kümelenmesine neden olmaktadır. Bu da  pıhtıya neden olmakta ve trombosit sayısının azalmasına neden olarak kanamaya eğilimi artırmaktadır. Hangi Koronavirüs Aşıları Pıhtıya Neden Olur? Koronavirüs aşısına bağlı pıhtı oluşmasıyla ilgili yan etki bildirimleri Johnson&Johnson ve AstraZeneca vektör aşıları için bildirilmiştir. Johnson&Johnson aşısı sonrası bu yan etki çok nadirdir. Özellikle 18 ile 49 yaşları arasındaki her bir milyon aşılanmış kadında yaklaşık 7 kişide meydana geldiği bildirilmiştir. 50 yaş üstü kadınlar ve her yaştan erkekler için bu olumsuz yan etki nadirdir. Gerek... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Farenjit ve Tonsilit > Farenjit, boğazda (yutak) kızarıklık, ağrı ve şişliktir. Tonsillit, bademciklerin iltihaplanmasıdır. Bademcikler, boğazın arkasının her iki - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-faranjit-ve-tonsilit - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde ve çocuklarda farenjit ve bademcik iltihabı sık görülebilen bir durumdur. Farenjit, boğazda (yutak) kızarıklık, ağrı ve şişliktir. Tonsillit, bademciklerin iltihaplanmasıdır. Bademcikler, boğazın arkasının her iki tarafında bulunan bir çift doku kütlesidir. Vücudun enfeksiyon ve diğer hastalıklarla savaşan kısmı olan bağışıklık sisteminin bir parçasıdırlar. Çocuğunuzda farenjit, bademcik iltihabı veya her ikisi birden (farengotonsillit) olabilir. Çocuklarda Farenjit ve Bademcik İltihabına Ne Sebep Olur? Farenjit birçok şeyden kaynaklanabilir. Viral enfeksiyonlar en yaygın nedendir. Tonsillit genellikle viral veya bakteriyel enfeksiyonlardan kaynaklanır. Diğer nedenler şunlardır: Strep boğazına neden olanlar gibi bakteriler, Mantar enfeksiyonuna neden olanlar gibi mantarlar, Alerjiler, saman nezlesi veya burnu etkileyen alerjiler, Sinüs enfeksiyonu, Kanserler, Yaralanmalar, Tahriş edici maddeler; tütün dumanı, hava kirliliği gibi, Boğazdaki mide asitleri. Hangi Çocuklar Farenjit ve Bademcik İltihabı İçin Risk Altındadır? Bakteriyel ve viral enfeksiyonlar, yakın temas yoluyla bulaşabilir. Buradan yola çıkarak okula veya kreşe giden çocukların daha yüksek risk altında olduğu sonucuna varılabilir. Özellikle viral ve bakteriyel enfeksiyonların sıklıkla meydana geldiği kış aylarında risk artar.  Bir Çocukta Farenjit ve Bademcik İltihabı Belirtileri Nelerdir? Belirtiler her çocukta biraz farklı şekilde ortaya çıkabilir ve şunları içerebilir: Boğaz ağrısı, Yutmada sorun veya ağrı, Büyümüş, ağrılı boyun bezleri, Ses kısıklığı veya ses değişikliği, Ateş veya titreme, Baş ağrısı, Kulak ağrısı Mide bulantısı ve kusma, Göbek ağrısı, Ağrılı ve yorgun hissetmek, Kırmızı veya şişmiş boğaz, Kırmızı veya büyümüş bademcikler, Boğaz veya bademcikler beyazımsı bir akıntıya sahip olabilir, Nefes almada zorluk veya horlama. Farenjit ve bademcik iltihabı belirtileri diğer sağlık durumları gibi olabilir. Çocuğunuzun doğru teşhisi alması için bir çocuk doktoruna başvurmanız... --- ### Verniks Kazeoza Nedir? Bebeğe Faydaları Nelerdir? > Verniks kazeoza, bebeğinizin cildinde koruyucu bir tabakadır. Beyaz, peynir benzeri bir madde olarak görünür. Bu kaplama, anne karnındayken - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/verniks-kazeoza-nedir-bebege-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Verniks kazeoza, bebeğinizin cildinde koruyucu bir tabakadır. Beyaz, peynir benzeri bir madde olarak görünür. Bu kaplama, anne karnındayken bebeğin cildinde gelişir. Maddenin izleri doğumdan sonra ciltte görünebilir. Verniks kazeozanın rolünü anlamak için cildinizin çok fazla suya maruz kalmasına nasıl tepki verdiğini düşünün. Yüzdükten veya banyo yaptıktan sonra parmaklarınızın ve cildinizin kırışması uzun sürmez. Sıvılar, bebeklerin üzerinde aynı etkiye sahiptir. Unutmayın, bebeğiniz 40 hafta boyunca amniyotik sıvı içinde yüzer. Bu tabaka, doğmamış bir bebeğin cildini sıvıdan koruyan kaplamadır. Bu koruma olmadan bebeğin cildi anne karnında çatlar veya kırışır. Verniks kazeoza, bebeklerin doğumdan sonra yumuşak bir cilde sahip olmalarına katkıda bulunur. Ayrıca anne karnındayken bebeğinizin cildini enfeksiyonlardan korur. Doğum tarihinize yaklaştıkça bebeğinizin cildindeki verniks kazeoza miktarı azalır. Zamanında doğan bebeklerin cildinde bu maddeden olması normaldir. Prematüre bebekler, zamanında doğan bebeklerden daha fazla verniks kazeozaya sahip olma eğilimindedir. Verniks Kazeoza Faydaları Nelerdir? Verniks kazeozanın faydaları hamilelikle sınırlı değildir: Bu kaplama, doğum sırasında ve sonrasında da bebeğinize fayda sağlar. Doğumdan sonra bebeğinizin cildinde ne kadar az veya ne kadar madde kaldığına bakılmaksızın, verniks kazeozayı yenidoğanın cildinde mümkün olduğunca uzun süre tutmak yararlı olacaktır. Bu, ilk banyoyu geciktirmek anlamına gelir. Bu doğal koruyucunun faydaları aşağıdakileri içerir:Antimikrobiyal özelliklere sahiptirYenidoğanların hassas bir bağışıklık sistemi vardır, bu da hastalıklara karşı daha duyarlı oldukları anlamına gelir. Emzirmek bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur, ancak bu tek seçenek değildir. Verniks kazeoza, yenidoğanı doğumdan sonra enfeksiyonlardan da koruyabilir. Bunun nedeni, kaplamanın antioksidanların yanı sıra anti-enfeksiyon ve anti-inflamatuar özellikler içermesidir. Doğum kanalı yoluyla yağlamaVernix caseosa, yalnızca rahimdeki sıvılar için koruyucu bir bariyer... --- ### Alerjik Kaşıntıya İyi Gelen Kremler > Alerjik kaşıntıya iyi gelen kremler, kaşıntının nedenine ve şiddetine göre değişir. Kortikosteroid, antihistaminik, nemlendirici ve doğal - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjik-kasintiya-iyi-gelen-kremler - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Alerjik kaşıntı, bağışıklık sisteminin zararsız bir maddeye (alerjene) karşı aşırı tepki göstermesi sonucu ortaya çıkan rahatsız edici bir semptomdur. Alerjenlerle temas sonrasında histamin gibi kimyasalların salınması, kaşıntı ve ciltte rahatsızlık hissine yol açabilir. Kaşıntı, egzama, ürtiker, temas dermatiti gibi alerjik cilt hastalıklarında sıkça görülür ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Bu tür durumlarda, doğru krem kullanımı kaşıntıyı hafifletmek ve cilt sağlığını korumak için önemlidir. Bu yazıda, alerjik kaşıntıya iyi gelen kremleri, etkilerini, kullanım talimatlarını ve dikkat edilmesi gereken noktaları detaylı bir şekilde ele alacağız. Alerjik Kaşıntıya İyi Gelen Krem Türleri Alerjik kaşıntıya iyi gelen kremler, genellikle antihistaminik, kortikosteroid veya nemlendirici içerikler barındırır. Her krem türü, kaşıntının nedenine ve şiddetine bağlı olarak farklı etkiler gösterir. İşte en yaygın kullanılan krem türleri: 1. Kortikosteroid Kremler Kortikosteroid kremler, ciltteki iltihaplanmayı ve kaşıntıyı hızla azaltan güçlü ilaçlardır. Etkileri: Kortikosteroid kremler, bağışıklık sisteminin aşırı reaksiyonunu baskılar ve kaşıntıyı hafifletir. Ayrıca, kızarıklık ve şişlik gibi iltihap belirtilerini azaltır. Kullanım Alanları: Egzama, ürtiker, temas dermatiti gibi iltihaplı cilt durumlarında kullanılır. Dikkat Edilmesi Gerekenler: Uzun süreli kullanımı ciltte incelme, renk değişikliği ve diğer yan etkilere neden olabilir. Bu nedenle, kortikosteroid kremler doktor önerisiyle ve belirtilen süre boyunca kullanılmalıdır. 2. Antihistaminik Kremler Antihistaminik kremler, histamin salınımını baskılayarak kaşıntıyı hafifletir. Etkileri: Histaminin etkilerini bloke ederek kaşıntı hissini azaltır. Kullanım Alanları: Böcek ısırıkları, ürtiker ve hafif cilt alerjilerinde etkilidir. Dikkat Edilmesi Gerekenler: Geniş cilt yüzeylerinde uzun süre kullanılması önerilmez. 3. Nemlendirici ve Bariyer Kremleri Nemlendiriciler, cilt bariyerini onararak kaşıntıyı hafifletir ve cilt sağlığını korur. Etkileri: Cildi nemlendirir, kuruluğu giderir ve cildin doğal... --- ### Sedef Hastalığı ve Egzama Arasındaki Fark Nasıl Anlaşılır? > Birçok kişi sedef hastalığı ve egzama (atopik dermatit) birbirine karıştırıyor ve aradaki farkları tam anlamıyla bilmiyor. İltihaplı, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-03-27 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sedef-hastaligi-ve-egzama-arasindaki-fark-nasil-anlasilir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Birçok kişi sedef hastalığı ve egzama diğer bilinen adıyla atopik dermatiti birbirine karıştırıyor ve aradaki farkları tam anlamıyla bilmiyor. İltihaplı, kırmızı veya soyulmuş bir deri parçasını bu koşullardan biri olarak tanımak, onu nasıl tedavi edeceğinizi belirleyecektir. Bu yazımızda sedef hastalığı ve egzama arasındaki farkları sizin için anlattık. Sedef hastalığı Kalın bir beyaz pul yaması, sedef hastalığının karakteristiğidir. Sedef hastalığı, cilt hücrelerinin aşırı üretimine neden olan kronik bir otoimmün durumdur. Ölü hücreler gümüşi beyaz pullar halinde birikir. Cilt iltihaplanır ve kızarır, bu durum ciddi kaşıntıya neden olur. Şu anda sedef hastalığının tedavisi yoktur. Ancak bazı topikal, ışığa dayalı ve sistemik farmasötik tedaviler durumu hafifletebilir. Sedef hastalığı bulaşıcı değildir. Egzama Egzama veya atopik dermatit cildi etkileyen uzun vadeli bir durum olabilir. Aşırı duyarlılık reaksiyonu nedeniyle oluşur. Egzamada tahriş edici maddeler de önemli etkenlerden biridir. Örneğin, kimyasallar, boyalar, sabunlar gibi tahriş edici maddelere maruz kalmak egzamayı tetikleyebilir.   Bebeklerde egzama çok yaygındır. Çoğu insan aşırı duyarlılığı çocukluk veya erken yetişkinlik döneminde aşar. Cilt kırmızı, iltihaplı, soyulmuş, çatlamış, kabarmış veya irin dolu görünebilir. Genellikle pullu ölü deri ile kaplı değildir. Sedef hastalığında olduğu gibi, egzama da vücudun çeşitli yerlerinde ortaya çıkabilir. Egzama, yoğun kaşıntıya neden olabilen bir durumdur. Çoğu egzama topikal tedavi ile temizlenebilir. Yüzde Egzama ve Sedef Hastalığı Yüzdeki sedef hastalığı Sedef hastalığı en sık dizlerde ve dirseklerde görülmesine rağmen, yüz, boyun ve kafa derisinde de ortaya çıkabilir. Tedavi ile yüzdeki ve kafa derisindeki sedef hastalığı genellikle düzelir, ancak tekrarlayabilir. Çoğu durumda, kafa derisi sedef hastalığı alın, kulak veya boyuna uzanır. Özellikle saçlar... --- ### İklim Değişikliği Alerjik Hastalıkları Ve Astımı Artırabilir > İklim değişikliği bir çevresel sorun ve halk sağlığımız için ciddi bir sorundur. İklim değişikliği sağlık için büyük bir tehdittir ve - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/iklim-degisikligi-alerjik-hastaliklari-ve-astimi-artirabilir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları İklim değişikliği bir çevresel sorun ve halk sağlığımız için ciddi bir sorundur. İklim değişikliği sağlık için büyük bir tehdittir ve bazı hastalıkları tetikleyebilir. Alerji ve Astım Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akçay iklim değişikliğinin alerjik hastalıklar ve astımda yarattığı riskleri detaylı bir şekilde anlattı. İklim Değişikliği Hastalıkları Tetikleyebilir İklim değişikliği; hava kirliliğini, vektör kaynaklı hastalıkları, alerjenleri, su kalitesini, su ve gıda tedarikini, çevresel bozulmayı, aşırı sıcağı ve şiddetli havayı etkileyecektir. Tüm bu değişiklikler sağlık için ciddi bir tehdittir. Yüksek sıcaklıklar sağlıksız hava ve su kirleticilerinin konsantrasyonlarını artırabilir. Bunların yanı sıra, iklim değişikliğinin meydana gelen çevresel sonuçları arasında; ısı dalgaları, yağışlardaki değişiklikler (sel ve kuraklık), daha yoğun fırtınalar ve kötüleşen hava kalitesi yer alıyor. Hava kalitesinin kötü olması özellikle çocuklarda astımı tetikleyici özelliği vardır. Bunun yanı sıra iklim değişikliğinden kaynaklanan diğer durumlar da hem astımın tetiklenmesinde hem de diğer alerjik hastalıkların tetiklenmesinde önemli bir rol oynuyor. İklim Değişikliğinin Astımlı Kişilere Etkisi İklim değişikliği, önceden var olan solunum yolu hastalıklarına doğrudan neden olarak veya ağırlaştırarak; solunum yolu hastalıkları için risk faktörlerine maruz kalmayı artırarak solunum sağlığı için büyük bir tehdit oluşturur. Hava kirliliği ayrıca astıma da neden olabilir. İklim değişikliği, astım gibi kronik solunum yolu hastalıklarına neden olabilen ve ağırlaştırabilen su ve hava kirliliğini artırır. İklim değişikliğinden kaynaklanan artan sıcaklıklar, hava yolu iltihabına neden olan ve akciğer dokusuna zarar veren yer seviyesindeki ozonun artmasına neden olur. Zemin seviyesindeki ozonun artması astımla yaşayan insanlar için zararlı olabilir. Yer seviyesindeki ozon, güneş ışığına maruz kaldığında nitrojen oksit ve organik bileşikler arasındaki kimyasal reaksiyonla oluşur.... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Sarılık > Yeni doğan bebeklerde sarılık çok sık görülen bir durumdur. Genellikle yaşamın ilk birkaç günü veya haftasında ortaya çıkar. Çoğu sarılık - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-sarilik - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Yeni doğan bebeklerde sarılık çok sık görülen bir durumdur. Genellikle yaşamın ilk birkaç günü veya haftasında ortaya çıkar. Çoğu sarılık vakası herhangi bir hastalıktan veya ilgili bir sorundan kaynaklanmaz ve herhangi bir tedavi gerektirmeden hızla iyileşir. Sarılığa bilirubin adı verilen sarı bir madde (pigment) neden olur. Karaciğer, dalak ve kemik iliği, parçalanan kırmızı kan hücrelerinden bilirubini üretir. Karaciğer daha sonra bilirubini dışkıya akan safra yoluyla vücuttan atar. Sarılık, bilirubinin vücuttan yeterince hızlı atılamadığı ve kandaki seviyelerin çok yükseldiği durumlarda ortaya çıkar. Bilirubin birikmesi cildin ve gözlerin beyaz kısmının sarı görünmesine neden olur. Bebeklerde iki ana sarılık türü vardır:Fizyolojik sarılığı:Bu tip oldukça yaygındır. 10 yenidoğandan yaklaşık altısını etkiler. Fizyolojik sarılık, bilirubin vücuttan yeterince hızlı hareket etmediğinde ortaya çıkar. Çoğu zaman, bebek yaklaşık 2 haftalık olduğunda kendi kendine geçer. Devam ederse tedavi gerekebilir. Patolojik sarılığı:Enfeksiyöz, endokrin veya genetik hastalıklar gibi çeşitli bozukluklar, karaciğerin bilirubini gerektiği gibi işlemesine engel olabilir. Bu durumlarda sarılığa neden olan sorunun bulunması ve tedavi edilmesi gerekir. Çocuklarda Sarılık Neden Olur? Hamilelik sırasında annenin karaciğeri bebeğin bilirubini parçalar. Doğumdan sonra bebeğin kendi karaciğeri bu görevi üstlenir. Sarılık, bebeğin karaciğeri kendi başına ekstra bilirubini kaldıramadığında ortaya çıkar. Bir bebeğin karaciğeri henüz olgunlaşmamış olduğundan sarılık oldukça yaygındır. Bununla birlikte, çoğu yenidoğan için bu sadece birkaç gün veya hafta sürer. Bundan sonra, çoğu bebeğin karaciğeri bilirubini normal şekilde işleyebilir ve vücuttan dışarı atabilir, böylece birikip sarılığa neden olmaz. Nadiren, çocuklarda sarılık daha ciddi bir sağlık sorununun işareti olabilir. Daha sonra nedeni ve doğru tedaviyi bulmak için daha fazla test gerekecektir. Kalıcı sarılığa... --- ### Güneş Kremi Alerjisi Nedir? > Güneş kremi alerjisi, bazı insanların güneş kremindeki kimyasal bileşenlere veya koruyucu maddelere karşı alerjik reaksiyon göstermesi - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gunes-kremi-alerji-yapar-mi - Kategoriler: Çocuk Alerji Hastalıkları Güneş kremi alerjisi, bazı insanların güneş kremindeki kimyasal bileşenlere veya koruyucu maddelere karşı alerjik reaksiyon göstermesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Güneş kremleri, cildi güneşin zararlı UV ışınlarından korumak için formüle edilmiştir, ancak bazı bileşenler, özellikle hassas ciltlerde veya alerjiye yatkın kişilerde cilt reaksiyonlarına yol açabilir. Bu durum, ciltte kızarıklık, kaşıntı, kabarıklık gibi semptomlarla kendini gösterir ve alerji yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Güneş Kremi Alerjisinin Nedenleri Güneş kremi alerjisine çeşitli etkenler neden olabilir. Alerjiyi tetikleyen ana nedenler arasında kullanılan güneş kremindeki kimyasal bileşenler ve koruyucu maddeler yer alır: Kimyasal Filtreler: Oksibenzon, oktinoksat, avobenzon gibi kimyasal UV filtreleri cilt tarafından emilir ve bazı kişilerde alerjik reaksiyona neden olabilir. Parfüm ve Koruyucu Maddeler: Güneş kremlerinde bulunan parfüm ve koruyucu maddeler, hassas ciltlerde alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Paraben ve Diğer Koruyucu Maddeler: Bazı güneş kremlerinde kullanılan paraben gibi koruyucu maddeler, ciltte tahrişe ve alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Yüksek SPF İçeren Kremler: SPF oranı yüksek olan güneş kremlerinde kullanılan kimyasal bileşenler ciltte alerjiye sebep olabilir. Güneş Kremi Alerjisinin Belirtileri Nelerdir? Güneş kremi alerjisi belirtileri, krem uygulandıktan kısa bir süre sonra veya birkaç saat içinde ortaya çıkabilir. Belirtiler genellikle cilt üzerinde yoğunlaşır: Kızarıklık ve Kaşıntı: Ciltte belirgin bir kızarıklık ve yoğun kaşıntı görülebilir. Kabarcıklar ve Kabuklanma: Alerji sonucu ciltte kabarcıklar veya kabuklanma oluşabilir. Ciltte Şişlik ve Ağrı: Alerjik reaksiyonlar şişlik ve ağrıya yol açabilir. Tahriş ve Yanma Hissi: Ciltte yanma hissi ve tahriş meydana gelebilir. Gözlerde Sulanma ve Kaşıntı: Güneş kremi alerjisi bazı durumlarda gözlerde sulanma, kaşıntı ve kızarıklığa neden olabilir. Güneş Kremi Alerjisi Nasıl... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Boğmaca > Boğmaca, Bordetella pertussis (veya B. pertussis) bakterisinin neden olduğu solunum sistemi enfeksiyonudur. Esas olarak, henüz aşılarla - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-bogmaca - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Boğmaca, Bordetella pertussis (veya B. pertussis) bakterisinin neden olduğu solunum sistemi enfeksiyonudur. Esas olarak, henüz aşılarla korunmayan 6 aylıktan küçük bebekleri ve bağışıklığı azalmaya başlayan 11 ile 18 yaş arasındaki çocukları etkiler. Boğmaca, çocuk nefes aldığında şiddetli öksürük nöbetlerine neden olur. Boğmaca Belirtileri Nelerdir? Boğmacanın ilk belirtileri soğuk algınlığına benzer ve şunları içerir: Burun akıntısı, Hapşırma, Hafif öksürük, Düşük dereceli ateş. Yaklaşık 1 ile 2 hafta sonra kuru, tahriş edici öksürük, öksürük nöbetlerine dönüşür. Bir dakikadan fazla sürebilen bir öksürük nöbeti sırasında çocuk kırmızıya veya mora dönebilir. Akabinde, çocuk nefes alırken karakteristik boğmaca sesini çıkarabilir veya kusabilir.  Bazen bebekler daha büyük çocuklar gibi öksürmezler. Bebekler yüzü kızararak nefes nefese kalıyormuş gibi görünebilir ve çok kötü nöbetler sırasında birkaç saniyeliğine nefes almayı bırakabilir. Yetişkinler ve gençler, uzun süreli öksürük nöbetleri yerine daha hafif veya farklı belirtilere sahip olabilir. Boğmaca Bulaşıcı Mıdır? Boğmaca oldukça bulaşıcıdır. Bakteri, enfekte bir kişinin burnundan veya ağzından gelen küçük sıvı damlaları yoluyla kişiden kişiye yayılır. Kişi hapşırdığında, öksürdüğünde veya güldüğünde bunlar havaya karışabilir. Diğerleri daha sonra damlaları teneffüs ederek veya damlaları ellerine alıp sonra ağızlarına veya burunlarına dokunarak enfekte olabilirler. Enfekte kişiler, öksürük başladıktan yaklaşık 2 hafta sonrasına kadar hastalığın en erken evrelerinde bulaşıcıdır. Antibiyotikler, antibiyotik tedavisinin başlamasını takiben bulaşıcılık süresini 5 güne kadar kısaltır. ÖnlemeDTaP (difteri, tetanoz, aselüler boğmaca) bağışıklığının bir parçası olan boğmaca aşısı ile boğmaca önlenebilir. DTaP aşıları rutin olarak bir çocuğun altıncı doğum gününden önce beş doz halinde verilir. Bağışıklığın azalması durumunda ek koruma için uzmanlar, 11-18 yaş arasındaki çocukların, ideal olarak 11... --- ### Nöral Tüp Defekti Nedir? > Nöral tüp kusurları (NTD'ler olarak da adlandırılır), beyin ve omuriliğin doğum kusurlarıdır. Doğum kusurları, doğumda mevcut olan sağlık - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/noral-tup-defekti-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Nöral tüp kusurları (NTD'ler olarak da adlandırılır), beyin ve omuriliğin doğum kusurlarıdır. Doğum kusurları, doğumda mevcut olan sağlık koşullarıdır. Vücudun bir veya daha fazla bölümünün şeklini veya işlevini değiştirirler. Doğum kusurları genel sağlıkta, vücudun nasıl geliştiğinde veya vücudun nasıl çalıştığında sorunlara neden olabilir. Bir bebeğin nöral tüpü normalde küçük, düz bir şerit olarak başlar ve hamileliğin ilk ayının sonunda tüpe dönüşür. Tüp tamamen kapanmazsa, bir NTD meydana gelebilir. NTD'ler bebekler için ölüm dahil ciddi sorunlara neden olabilir.  NTD türleri nelerdir? En yaygın iki NTD, spina bifida ve anensefalidir. Bebeğinizde spina bifida varsa, omurganın minik kemikleri tamamen kapanmaz ve omuriliğin bir kısmı omurgadan dışarı çıkar. Spina bifidalı çocukların bacakları felçli olabilir (hareket edemez), mesane ve bağırsaklarını kontrol etmede sorunlar (tuvalete gitme) olabilir. Daha hafif spina bifida formları çocuklar için daha az soruna neden olabilir. Anensefali en şiddetli NTD'lerden biridir. Anensefali, beyni oluşturan nöral tüpün üst kısmı tamamen kapanmadığında ortaya çıkar. Bu durumdaki bebeklerde beynin, kafatasının ve kafa derisinin büyük bölümleri eksiktir ve doğumdan sonra hayatta kalamazlar. Kızların anensefali geçirme olasılığı erkeklerden 3 kat daha fazladır. Hamileliğin erken döneminde ve öncesinde folik asit almak bebeğinizde NTD'leri önlemeye yardımcı olabilir. Folik asit, vücudunuzdaki her hücrenin normal büyüme ve gelişme için ihtiyaç duyduğu bir B vitaminidir. NTD'lere ne sebep olur? NTD'lere neyin neden olduğu tam olarak bilinmemektedir. Uzmanlar, bu durumun genetikten kaynaklanabileceğini düşünmektedir. Bu, bir NTD'nin ebeveynlerden çocuklara genler yoluyla geçebileceği anlamına gelir. Genler, vücudunuzun büyümesi, görünümü ve çalışmasıyla ilgili talimatları saklayan vücudunuzun hücrelerinin bir parçasıdır. NTD'ler ayrıca ortamınızdaki şeylerden de kaynaklanabilir. Bazı ilaçlar,... --- ### Alerji İlaçları Nelerdir? Nasıl Kullanılır? > Alerjilerin, hızlı bir şekilde artış göstermesi ve artmaya da devam etmesi tedavi yöntemleri ve alerji ilaçları ile ilgili pek çok soruyu da - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-ilaclari - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Alerji, bağışıklık sisteminin zararsız maddelere karşı aşırı tepki göstermesi sonucu ortaya çıkan bir sağlık sorunudur. Polen, toz akarları, hayvan tüyleri, gıda maddeleri, böcek sokmaları veya ilaçlar gibi alerjenlere maruz kalma sonucu kaşıntı, burun akıntısı, hapşırma, cilt döküntüleri ve nefes darlığı gibi belirtiler gelişebilir. Alerji tedavisinde kullanılan ilaçlar, bu semptomları kontrol altına almayı ve alerjinin yaşam kalitesine olan olumsuz etkilerini en aza indirmeyi amaçlar. Bu makalede, alerji ilaçlarının türleri, kullanım alanları, etkileri ve dikkat edilmesi gereken noktalar detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Alerji İlaçları Neden Kullanılır? Alerji ilaçları, alerjik reaksiyonları önlemek veya mevcut semptomları hafifletmek için kullanılır. Bu ilaçlar, bağışıklık sisteminin alerjenlere verdiği aşırı tepkiyi kontrol ederek semptomların şiddetini azaltır. Alerji ilaçları genellikle aşağıdaki durumlarda kullanılır: Mevsimsel Alerjiler (Saman Nezlesi): Polenlere bağlı alerjik rinit tedavisinde. Cilt Alerjileri: Egzama, kurdeşen (ürtiker) ve temas dermatiti gibi cilt rahatsızlıklarında. Gıda Alerjileri: Belirli yiyeceklere karşı gelişen alerjik reaksiyonların yönetiminde. İlaç Alerjileri: Antibiyotikler veya diğer ilaçlara karşı oluşan alerjilerde. Anafilaksi: Hayati tehlike oluşturan ciddi alerjik reaksiyonlarda. Alerji ilaçlarının seçimi, alerjinin türüne ve şiddetine bağlı olarak değişir. Doktor tarafından önerilen ilaçlar, kişinin yaşına, sağlık durumuna ve alerjenlere maruziyetine göre belirlenir. Alerji İlaçlarının Türleri Alerji ilaçları farklı mekanizmalarla çalışır ve semptomları kontrol etmek için çeşitli şekillerde kullanılır. İşte en yaygın alerji ilaçları: 1. Antihistaminikler Antihistaminikler, alerjik bir reaksiyon sırasında bağışıklık sisteminiz tarafından salınan belirtilere neden olan bir kimyasal olan histamini bloke eder. Etkileri: Kaşıntı, hapşırma, burun akıntısı, göz sulanması ve kurdeşen gibi belirtileri azaltır. Kullanım Alanları: Mevsimsel alerjiler, cilt alerjileri ve hafif ilaç alerjilerinde kullanılır. Yan Etkileri: İlk... --- ### Yüzük Döküntüsü (Halka Döküntüsü) > Genel olarak, yüzük döküntüsü genellikle yeni yüzüklerle değil, kişinin birkaç yıldır taktığı yüzüklerle ilişkilidir. Ek olarak, bu durumun - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yuzuk-dokuntusu-halka-dokuntusu - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bir kişinin alyansının veya sürekli taktığı başka bir yüzüğün altında kırmızı, kaşıntılı bir döküntü gelişirse, bu halka döküntü olabilir. Durum genellikle dermatite bağlıdır. Ev ilaçları etkili olabilirken, bazen kızarıklık tıbbi müdahaleye ihtiyaç duyar. Halka döküntüleri genellikle yüzüğün metal bandının altında gelişir ve en çok kişi yüzüğü çıkardığında fark edilir. Bir kişi yıllarca takı taktıktan sonra aniden kızarıklık geliştirebilir. Bu kızarıklıklar da ortaya çıkabilir ve kaybolabilir veya kronik bir cilt problemi haline gelebilir. Yüzük Döküntüsü Belirtileri Nelerdir? Genel olarak, yüzük döküntüsü yeni yüzüklerle değil, kişinin birkaç yıldır taktığı yüzüklerle ilişkilidir. Ek olarak, bu durumun belirtileri kişiden kişiye değişebilir, hafiften şiddetliye kadar değişebilir ve genellikle kızarıklığın altta yatan nedeni ile ilgilidir. Belirtiler şunları içerebilir: Kırmızı, pullu veya kaşıntılı lekeler, Solma, Şişme, Yanma hissi, Çatlayabilen ve kanayan kuru cilt. Yüzük Kızarıklığının Nedenleri Nelerdir? Bazı dermatit formları ve bazı metallere karşı alerjik reaksiyonlar dahil olmak üzere halka döküntüsünün birkaç nedeni olabilir. Kontakt dermatit Kişi, bir tahriş edici ile temas ettiğinde ortaya çıkan kontakt dermatit nedeniyle yüzük döküntüsü geliştirebilir. Yüzük nikel, gümüş veya altın içeriyorsa ve bireylerin bu metallere alerjisi varsa, reaksiyon halka kızarıklığını tetikleyebilir. İnsanların %10-15'i metallere karşı bir çeşit temas alerjisine sahiptir. Altın mücevherler, halka döküntülerini tetikleyebilecek eser miktarda başka metallere de sahip olabilir. Ter ve sürtünme halkanın dış metalini aşındırarak alttaki katmanları açığa çıkardığından, bu maddelerden bazıları ancak yıllarca kullanımdan sonra ciltle temas edebilir. Altın alerjileri daha önce bildirilenden daha yaygındır. 2001 yılında yapılan bir çalışmada, araştırmacılar 4,101 kişiyi inceledi ve bunların % 9,5'i bu alerji türü için pozitif çıktı. Tahriş edici... --- ### Alerjiler Baş Ağrısı Yapar Mı? > Alerjiye bağlı baş ağrısı, sinüslerde basınç artışı veya bağışıklık sisteminin aşırı aktivasyonu nedeniyle oluşabilir.  - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjiler-bas-agrisi-yapar-mi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Alerjiler, bağışıklık sisteminin polen, toz, hayvan tüyü gibi genellikle zararsız maddelere karşı aşırı tepki göstermesi sonucu ortaya çıkar. Alerjik reaksiyonlar genellikle burun akıntısı, tıkanıklık, gözlerde kaşıntı ve ciltte kızarıklık gibi belirtilerle ilişkilendirilir. Ancak bazı durumlarda, alerjiler baş ağrısına da neden olabilir. Alerjiye bağlı baş ağrıları, sinüslerde basınç artışı veya bağışıklık sisteminin aşırı aktivasyonu nedeniyle oluşabilir. Alerji ve Baş Ağrısı İlişkisi Alerjiler ve baş ağrıları arasında dolaylı bir ilişki bulunur. Alerji, doğrudan baş ağrısına neden olmaktan ziyade, sinüs tıkanıklığı, burun iltihabı ve inflamasyon gibi ikincil etkiler yoluyla baş ağrısına yol açabilir. Alerjik Reaksiyonların Baş Ağrısına Neden Olma Mekanizmaları Sinüs Tıkanıklığı: Alerjiler, burun ve sinüslerde mukus birikimine neden olabilir. Bu durum, sinüslerdeki hava akışını engeller ve basınç artışına yol açar. Sinüslerdeki bu basınç artışı baş ağrısı ile sonuçlanabilir. Histamin Salınımı: Alerjik reaksiyon sırasında bağışıklık sistemi, histamin adı verilen bir kimyasal salgılar. Histamin, burun kanallarında şişlik ve sinüslerde dolgunluk hissine neden olabilir, bu da baş ağrısını tetikleyebilir. Hipoksi (Oksijen Yetersizliği): Alerji nedeniyle burun tıkanıklığı yaşayan kişiler, yeterince oksijen alamayabilir. Oksijen yetersizliği, baş ağrısına neden olabilir. İnflamasyon: Alerjilerin neden olduğu inflamasyon, kafa bölgesindeki sinir uçlarını etkileyerek ağrı hissini artırabilir. Alerjiye Bağlı Baş Ağrısı Belirtileri Alerjik baş ağrısı belirtileri, migren veya diğer türdeki baş ağrılarından farklıdır. Alerjiye bağlı baş ağrıları genellikle sinüs bölgesinde yoğunlaşır ve diğer alerji semptomlarıyla birlikte görülür. Baş Ağrısı Özellikleri Alnın ve gözlerin çevresinde basınç hissi. Burun köprüsü çevresinde ağrı. Yüzde hassasiyet, özellikle sinüslerin bulunduğu bölgelerde. Eşlik Eden Alerji Belirtileri Burun tıkanıklığı veya akıntısı. Gözlerde kaşıntı ve sulanma. Hapşırma. Boğazda kaşıntı veya... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Pişik > Bebeklerde ve küçük çocuklarda pişik sık görülen bir durumdur. Sebebe ve nasıl yönetildiğine bağlı olarak çok hafif veya oldukça şiddetli - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-pisik - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde ve küçük çocuklarda pişik sık görülen bir durumdur. Sebebe ve nasıl yönetildiğine bağlı olarak çok hafif veya oldukça şiddetli olabilir. Bebeğinizde meydana gelen pişik herhangi bir sebepten oluşabilir. Bebek bezi döküntüsü oldukça hızlı ve belirgin bir sebep olmadan da ortaya çıkabilir. Bebeklerde Pişik Nedir? Pişik yani bebek bezi döküntüsü, bebeğin bezinin kapladığı bölgede cilt tahrişidir. Sadece cildinin bir kısmını veya tüm bebek bezi bölgesini kaplayan hafif pembe veya kırmızı bir döküntü gibi görünebilir. Tedavi edilmezse pişik, kabarcıklar ve hatta açık yaralar geliştirebilir. Bazı bebeklerin özellikle hassas olmalarına neden olan cilt koşulları vardır. Egzama, sedef hastalığı ve impetigo, ciltteki bozulma nedeniyle pişikleri daha da kötüleştirebilir. Pişik Oluşumuna Ne Sebep Olur? Pişik, bebeğin cildinin ıslak (çişli) veya kirli (kakalı) olması ve ardından bezin sürtünmesinden kaynaklanır. Bakteri veya maya ile cilt enfeksiyonu, pişikleri daha da kötüleştirebilir. Bebek bezi döküntülerinin en yaygın nedeni, bebeğin bezinin yeterince sık değiştirilmemesidir. İdrar ve dışkı, cilt tahrişine neden olan amonyak içerir. Bazı bebekler, herhangi bir neme veya sürtünmeye hızla tepki veren özellikle hassas bir cilde sahiptir. Pamukçuk da pişiklere neden olabilir. Candida Albicans, ılık ve nemli bölgelerde gelişen bir maya organizmasıdır. Bebekler ayrıca diş etlerinde ve dillerinde beyaz plaklara benzeyen oral pamukçuk geliştirebilirler. Pamukçuk ağrılı değildir ancak tahriş edici ve kaşıntılı olabilir. Bez pamukçuk sivilce gibi görünür veya belirgin kenarları olan kırmızı ve parlaktır. Çoğu zaman, pamukçuk belirli bir mantar önleyici krem ​​olmadan iyileşmez ve daha da kötüleşebilir. Bazı yiyecekler de pişiğe neden olur. Portakal, çilek ve domates gibi asidik meyve ve sebzeler yaygın suçlulardır. Bazı bebeklerde... --- ### Sıcak Havalar Kurdeşene Neden Olur Mu? > Kurdeşen, yanabilen veya batabilen kaşıntılı, kırmızı şişliklere neden olan bir cilt reaksiyonudur. Sıcak havalar kurdeşene neden olur mu - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sicak-havalar-kurdesene-neden-olur-mu - Kategoriler: Ürtiker Kurdeşen, yanabilen veya batabilen kaşıntılı, kırmızı şişliklere neden olan bir cilt reaksiyonudur. Bu duruma ürtiker de denir. Kurdeşenlerin vücut ısısı artışından ve terinize karşı alerji gelişmesinden kaynaklanabileceğini belirten İstanbul Alerji Kurucusu, Alerji ve Astım Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akçay sıcak havalar kurdeşene neden olur mu sorusunu cevapladı ve ısı ürtikeri ile önemli bilgiler aktardı.   Isı Artışı Kurdeşeni Nedir? Kurdeşenlerin alerjik bir reaksiyondan kaynaklandığını düşünebilirsiniz, ancak ısı artışından da kaynaklanabilirler. Bunlara ısı kurdeşeni veya kolinerjik ürtiker denir. Bu da sıcak havalar kurdeşene neden olabilir anlamını taşımaktadır. Kolinerjik ürtiker (kolinerjik anjiyoödem veya ısı çarpmaları olarak da adlandırılır), kırmızı deri lekeleriyle çevrili küçük kurdeşenlerle sonuçlanan bir reaksiyondur. Vücut ısınızdaki artışla ilgilidirler. Cildinizde birçok nedenden dolayı kaşıntılı kırmızı kurdeşenler alabilirsiniz. Antrenmandan terlediğinizde, gergin olduğunuzda veya sadece sıcakken ortaya çıkanlara kolinerjik ürtiker denir. Egzama, astım veya saman nezlesi gibi diğer alerjileriniz varsa veya belirli yiyecekler veya ilaçlar, cildinizdeki baskı veya soğuk hava gibi başka nedenlerle kurdeşen çıkarıyorsanız, bu kurdeşene yakalanma olasılığı daha yüksek olabilir.  Isı Ürtikeri Nedenleri ve Risk FaktörleriTer, tıkanmış gözenekler tarafından cildinizin altında tutulduğunda ısı döküntüsü oluşur. Nedenleri arasında nemli hava, fiziksel aktivite veya vücudunuzun sıcaklığında artışa neden olan diğer faktörler bulunur. Isı döküntüsü kendi kendine kaybolma eğiliminde olsa da, daha şiddetli veya kalıcı durumlar da yaşanabilir.  Isı ürtikeri, ter bezlerinizdeki sinir liflerinden kaynaklanır. Vücut ısınız yükseldiğinde cildiniz sıcağa ve tere tepki verir. Bu kurdeşenler şu durumlardan sonra ortaya çıkabilir:  Sıcak bir duş veya banyodan sonra,  Egzersizde terledikten sonra,  Sıcak bir iklimdeyseniz, Terlediğiniz zamanlarda, Sıcak veya baharatlı yiyecekler yediğinizde, Üzgün ​​veya... --- ### Galaktozemi Nedir? > Yenidoğan bebeğinizde klasik galaktozemi varsa, doğumda normal görünürler. Semptomlar, anne sütü veya galaktoz içeren süt şekeri olan - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/galaktozemi-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anne sütü, bebekleri hastalıklardan koruyan temel besinler, hormonlar ve antikorlarla doludur ve bebeklerin anne sütüne ihtiyaçları vardır. Ancak bazı bebekler galaktozemi ile doğarlar. Bu durum, galaktozu (anne sütü ve formülündeki şekerlerden biri) işlemelerini ve enerjiye dönüştürmelerini engelleyen nadir bir metabolik durumdur. Bu bozukluk yenidoğanlarda birçok soruna neden olabilir ve tedavi edilmezse yaşamı tehdit edebilir. Galaktozemi kalıtsaldır. Bebeğinizde bu durum varsa, galaktozu glikoza (bir şeker) parçalamak için enzimleri üreten genlerde anahtar parçalar eksik demektir. Bu parçalar olmadan genler enzimlere görevlerini yapmalarını söyleyemez. Bu, kanda galaktoz birikmesine neden olarak, özellikle yeni doğanlar için sorun yaratır. Farklı Galaktozemi Türleri Var Mı? Üç tip galaktozemi türü vardır. GALE, GALK1 ve GALT genlerindeki bir mutasyondan kaynaklanırlar. Bu üç gen, galaktozu parçalamak (metabolize etmek) için gerekli olan tüm enzimleri yapmaktan sorumludur. Galaktozemili hastaların neredeyse tamamı, şiddetli GALT eksikliğine bağlı hastalığın klasik veya yaşamı tehdit eden formuna sahiptir. Galaktozemi türleri klasik (tip I), galaktokinaz eksikliği (tip II)  ve galaktoz epimeraz eksikliği (tip III) olarak ayrılabilir. Galaktozemi Belirtileri Nelerdir? Yenidoğan bebeğinizde klasik galaktozemi varsa, doğumda normal görünürler. Semptomlar, anne sütü veya galaktoz içeren süt şekeri olan laktozlu formül mama içmeye başladıktan birkaç gün sonra ortaya çıkmaya başlar. Bebeğiniz önce iştahını kaybeder ve kusmaya başlar. Sonra sarılık, ciltte sararma meydana gelir. Bu bebeklerde ishal de yaygındır. Hastalık ciddi kilo kaybına yol açar ve bebeğiniz büyümek ve gelişmek için mücadele eder. Tedavi olmadan, zamanla çocuğunuzda katarakt gelişebilir ve enfeksiyonlara duyarlı hale gelebilir. Karaciğer hasarı ve böbrek problemleri olabilir. Beyinleri iyi olgunlaşmamış olabilir. Bu gelişimsel bozukluklara neden olabilir. Bazı çocukların motor... --- ### Göbek Bağı Bakımı Nasıl Yapılır? > Göbek bağı bakımı, yenidoğan bebeğin sağlıklı bir başlangıç yapması için oldukça önemlidir. Temiz, kuru ve hijyenik bir bakım süreci, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gobek-bagi-bakimi-nasil-yapilir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Göbek bağı, yenidoğan bir bebeğin anne karnındaki yaşamında hayati bir rol oynayan ve doğumdan sonra kesilip bağlanarak işlevini tamamlayan bir yapıdır. Doğumdan sonra kalan göbek bağı, genellikle birkaç hafta içinde kuruyup düşer. Ancak bu süreçte doğru bir şekilde bakım yapılması, enfeksiyon riskinin önlenmesi ve sağlıklı bir iyileşme sürecinin sağlanması açısından çok önemlidir. Bu yazıda, göbek bağı bakımının nasıl yapılması gerektiği, nelere dikkat edilmesi gerektiği ve yaygın soruların yanıtları detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Göbek Bağı Nedir ve Ne Zaman Düşer? Göbek bağı, hamilelik sırasında bebeği anneye bağlayan ve bebeğin oksijen ve besin alımını sağlayan bir yapıdır. Doğumdan sonra göbek bağı kesilir ve küçük bir parçası bebeğin göbeğinde kalır. Bu kalan parça genellikle 7 ila 21 gün içinde kendiliğinden düşer. Ancak bu süre, her bebekte farklılık gösterebilir. Göbek Bağı Düşene Kadar Bakımı Nasıl Yapılmalıdır? Göbek bağı düşene kadar dikkat edilmesi gerekenler şunlardır: Göbek Bölgesinin Temiz ve Kuru Tutulması Göbek bağı bölgesi enfeksiyon riskine karşı mutlaka temiz ve kuru tutulmalıdır. Temizleme işlemi için steril su veya hekiminizin önerdiği bir antiseptik solüsyon kullanılabilir. Alkol ile Temizlik Göbek bağı bakımında genellikle %70'lik alkol çözeltisi kullanılır. Pamuklu çubuk ile göbek çevresi hafifçe silinerek temizlenebilir. Ancak alkol kullanımı bazı durumlarda önerilmediği için doktorunuzun tavsiyesine başvurmalısınız. Göbek Bağını Kapatmamak Göbek bağı düşene kadar açıkta bırakılması önerilir. Bezleme sırasında göbek bağı bölgesine bezin temas etmemesine dikkat edilmelidir. Göbek bağı için özel olarak tasarlanmış göbek oyuntulu bezler tercih edilebilir. Banyo Yaptırma Göbek bağı düşmeden önce tam banyo yaptırılması genellikle önerilmez. Bunun yerine, silme yöntemi ile temizlik yapılabilir. Göbek bağı... --- ### Çocuklarda Alerji Nasıl Geçer? > Çocuklarda alerjik reaksiyonlar yaygın bir şekilde görülmektedir ve bu yaygınlık giderek artış göstermektedir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-alerji-nasil-gecer - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuklarda alerjik reaksiyonlar yaygın bir şekilde görülmektedir ve bu yaygınlık giderek artış göstermektedir. Özellikle besin alerjileri çocuklarda en yaygın görülen alerjilerdendir. Dünya genelinde alerjik reaksiyona neden olan 8 yaygın besin vardır. Bu besinler, süt, yumurta, buğday, soya, balık, kabuklu deniz ürünleri, yer fıstığı ve kabuklu ağaç yemişlerini içerir. Alerjik rahatsızlıkların bu kadar yaygın olması ebeveynlerin aklına çocuklarda alerji nasıl geçer sorusunu getiriyor. Bazı alerjiler yaşla birlikte geçme eğilimi gösterirken bazıları ise ömür boyu sürme eğilimi gösterir. Alerjik reaksiyonları anlattığımız ve sorularınızın yanıtını detaylı bir şekilde bulabileceğiniz yazımızı sizin için derledik. Çocuklarda Alerji Belirtileri Nelerdir? Vücudun herhangi bir yerinde alerjik reaksiyon meydana gelebilir. Buna cilt, gözler, mide, burun, sinüsler, boğaz ve akciğerler dahildir. Bunlar, bağışıklık sistemi hücrelerinin solunan, yutulan veya ciltle temas eden mikroplarla savaştığı yerlerdir. Alerjik reaksiyonlar şu durumlara neden olabilir: Burun tıkanıklığı, hapşırma, kaşıntı veya burun akıntısı, Kulak veya ağız çatısında kaşıntı, Kırmızı, kaşıntılı, sulu gözler, Kırmızı, kaşıntılı, kuru cilt, Kurdeşen veya kaşıntılı kaynaklar, Kaşıntılı döküntü, Nefes darlığı, öksürük, hırıltı gibi astım semptomları, Ciddi, yaşamı tehdit eden bir alerjik reaksiyon (anafilaksi).  Anafilaksi, solunum güçlüğü, kusma, ishal, düşük tansiyon, bayılma veya ölüme neden olabilir. Çocuklarda Alerjiye Ne Sebep Olur? Pek çok şey alerjik reaksiyonları tetikleyebilir. Ancak en yaygın tetikleyiciler veya alerjenler şunlardır: Ağaç, çimen ve ot polenleri, Doğal kauçuk lateks, Küfler, Toz akarları, Hayvan kepeği, idrar ve deriden yağ, Gıdalar, İlaçlar, Tüyler, Arı sokmaları, Hamamböceği ve fare gibi zararlılar. Hangi Çocuklar Alerji Riski Altındadır? Alerjiler herkesi etkileyebilir. Genellikle alerji, çocuklarda daha yaygındır. Ailesinde alerji öyküsü olan çocuklar, diğer çocuklara göre... --- ### Yoğurt Alerjisi: Belirtileri, Nedenleri ve Yönetim Önerileri > Yoğurt alerjisi, vücudun yoğurt içinde bulunan süt proteinlerine karşı aşırı tepki göstermesiyle oluşan bir besin alerjisidir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-07 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yogurt-alerjisi - Kategoriler: Besin Alerjisi Yoğurt alerjisi, vücudun yoğurt içinde bulunan süt proteinlerine karşı aşırı tepki göstermesiyle oluşan bir besin alerjisidir. Süt ürünlerine karşı alerjisi olan bireylerde, yoğurt gibi fermente ürünler de alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Çocuklarda daha yaygın olan yoğurt alerjisi, bağışıklık sisteminin yoğurttaki proteinleri yabancı madde olarak algılaması ve buna karşı savunma geliştirmesi ile ortaya çıkar. Yoğurt Alerjisi Belirtileri Yoğurt alerjisi belirtileri, yoğurt tükettikten kısa süre sonra ortaya çıkabilir. Alerjinin şiddetine bağlı olarak belirtiler hafif veya şiddetli olabilir. En yaygın belirtiler şunlardır: Deri Reaksiyonları: Kaşıntı, kızarıklık, kurdeşen ve egzama gibi cilt reaksiyonları Sindirim Sorunları: Karın ağrısı, mide bulantısı, kusma ve ishal Solunum Problemleri: Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hırıltılı solunum ve nefes darlığı Anafilaksi: Nadir ancak ciddi bir reaksiyon olan anafilaksi, acil müdahale gerektiren hayatı tehdit edici bir durumdur. Yoğurt alerjisi belirtileri, yoğurttaki proteinlere karşı bağışıklık sisteminin gösterdiği tepkinin bir sonucudur ve her bireyde farklı şiddetlerde ortaya çıkabilir. Belirtilerin şiddeti, yoğurdun tüketilen miktarına ve alerji derecesine bağlı olarak değişebilir. Yoğurt Alerjisinin Nedenleri Yoğurt alerjisinin temel nedeni, yoğurt içinde bulunan süt proteinleri olan kazein ve peynir altı suyu proteinlerine karşı bağışıklık sisteminin tepki göstermesidir. Bu proteinler, bazı kişilerde bağışıklık sistemi tarafından yabancı madde olarak algılanır ve vücut bu proteinlere karşı antikor üreterek tepki verir. Yoğurt alerjisine yol açan faktörler arasında şunlar bulunur: Genetik Faktörler: Ailede besin alerjisi öyküsü olan bireylerde yoğurt alerjisi görülme riski daha yüksektir. Bağışıklık Sistemi Hassasiyeti: Bağışıklık sistemi hassasiyeti yüksek olan bireyler, süt ve yoğurttaki proteinlere karşı alerji geliştirebilir. Diğer Alerjilerin Varlığı: Süt alerjisi veya diğer besin alerjisi olan bireylerde yoğurt gibi... --- ### Alerjiler ve Sinüs Enfeksiyonunun Farkları > Hem alerji hem de sinüs enfeksiyonları benzer belirtileri paylaşabilir. Ancak alerjiler ve sinüs enfeksiyonunun farkları vardır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjiler-ve-sinus-enfeksiyonun-farklari - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hem alerji hem de sinüs enfeksiyonları benzer belirtileri paylaşabilir. Ancak iki durum aynı şey değildir; alerjiler ve sinüs enfeksiyonunun farkları vardır. Alerjiler, bağışıklık sisteminin genel olarak zararsız maddeleri zararlı olarak algılaması ve bu maddelere aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan durumlardır. Alerjiye neden olan yaygın alerjenler, polenler, ev tozu akarları, evcil hayvan tüyleri gibi maddelerdir. Sinüs enfeksiyonu; burun geçişleriniz enfeksiyon kaptığında meydana gelen bir durumdur. Alerjiler ve sinüs enfeksiyonları bazı ortak belirtileri paylaşabilirler. Her iki durumda da burun tıkanıklığı ile birlikte burun iltihabı olabilir. Ancak alerjiler ve sinüs enfeksiyonları temelde birbirinden farklı durumlardır. Alerjiler ve Sinüs Enfeksiyonu Alerjik hastalıklar, genel olarak çocukluk döneminde ortaya çıkar. Ancak yetişkinlik döneminde de alerji geliştirmek mümkündür. Bu sebeple alerjiler, her yaştan kişiyi etkileyen durumlardır. Alerjik reaksiyon, alerjen bir maddeye verilen olumsuz bir tepkiden kaynaklanır. Bağışıklık sistemi, alerjenlerle savaşmak için histamin gibi kimyasallar salgılar ve histamin, alerjik reaksiyon belirtilerine neden olur. Baş ağrısı, hapşırma, burun tıkanıklığı gibi belirtiler meydana gelir. Şiddetli alerjiler, alerjik rinit adı verilen soğuk algınlığına benzer bir duruma yol açabilir. Alerjik rinit; burun tıkanıklığı, baş ağrısı, hapşırma gibi belirtilerin yanı sıra gözlerde kaşınmaya da neden olabilir. Kaşıntı, alerjiler ve sinüzit arasındaki önemli farklardan biridir. Öte yandan, burun geçişleriniz iltihaplandığında bir sinüs enfeksiyonu ortaya çıkar. Sinüzit çoğunlukla virüslerden kaynaklanır. Burun boşluğu iltihaplandığında, mukus birikir ve sıkışarak sorunu daha da şiddetlendirir. Burun tıkanıklığı ve baş ağrısının yanı sıra sinüzit, yanaklarınızda ve gözlerinizde ağrıya neden olur. Sinüs enfeksiyonları ayrıca kalın, renksiz mukusa ve ağız kokusuna da neden olur. Tedavi Yöntemleri Alerjilerin ve sinüs enfeksiyonun tedavileri,... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Pamukçuk > Pamukçuk, bebeklerde çok yaygın bir maya enfeksiyonudur. Bebeğin ağzında ve ağız çevresinde tahrişe neden olur. Pamukçuk, Candida adı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-pamukcuk - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Pamukçuk, bebeklerde çok yaygın bir maya enfeksiyonudur. Bebeğinizin ağzında ve ağız çevresinde tahrişe neden olur. Pamukçuk, Candida adı verilen bir mantar türünden kaynaklanır. Candida ciltte ve ağızda doğal olarak bulunur. Ancak Candida kontrolden çıkarsa pamukçuklara neden olabilir. Pamukçuk sağlıklı bir çocuk için ciddi bir sorun değildir. Antifungal ilaçlarla tedavi edilebilir. Pamukçuk Belirtileri Nelerdir? Oral pamukçuğu (oral kandidiyaz olarak da bilinir) herkesi etkileyebilir, ancak en çok 6 aylıktan küçük bebeklerde ve daha yaşlı erişkinlerde görülür. Ağızda pamukçuk olan bir bebeğin ağzının köşelerinde çatlamış cilt veya dudaklarda, dilde veya yanakların içinde süzme peynir gibi görünen ancak silinemeyen beyaz lekeler olabilir. Bazı bebekler iyi beslenemeyebilir veya ağızları ağrıdığı için emerken rahatsız olabilir, ancak çoğu bebek herhangi bir ağrı veya rahatsızlık hissetmez. Ağızda Pamukçuk Neden Olur? Oral pamukçuğu, Candida albicans adı verilen bir mayanın (bir tür mantar) aşırı büyümesinden kaynaklanır. Çoğu insan (bebekler dahil) doğal olarak ağızlarında ve sindirim sistemlerinde normal büyüme olarak kabul edilen Candida'ya sahiptir. Genellikle sağlıklı bir bağışıklık sistemi ve bazı "iyi" bakteriler vücuttaki bu mantar miktarını kontrol eder. Ancak bağışıklık sistemi zayıflarsa veya tam gelişmemişse (bebeklerde olduğu gibi), sindirim sistemindeki Candida aşırı büyüyebilir ve enfeksiyona yol açabilir. Candida aşırı büyümesi ayrıca bebek bezi döküntülerine ve vajinal mantar enfeksiyonlarına neden olur. Bebeklerde aynı anda ağızda pamukçuk ve pişik olabilir. Candida aşırı büyümesi, bebeğe bakteriyel bir enfeksiyon için antibiyotik verildikten sonra da olabilir, çünkü antibiyotikler Candida'nın büyümesini engelleyen "iyi" bakterileri öldürebilir. Oral pamukçuk, steroid ilaçların kullanımından sonra da olabilir. Hangi Çocuklar Pamukçuk İçin Risk Altındadır? Bir çocuk, aşağıdaki durumlarda pamukçuk için daha... --- ### Sıcak Hava Astımı Tetikler Mi? > Astımı olanlar genelde yaz aylarını rahat geçirirler. Gerek alerjenlerin azalması gerekse gribal enfeksiyonların az olması nedeniyle daha - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sicak-havalar-astimi-tetikleyebilir - Kategoriler: Astım Astımı olanlar genelde yaz aylarını rahat geçirirler. Gerek alerjenlerin azalması gerekse gribal enfeksiyonların az olması nedeniyle daha rahattırlar. Bazen de astımı olanlar için yaz ayları biraz zor geçebilir. Isı ve nem astım belirtilerini olumsuz yönde etkileyebilir. İstanbul Alerji Kurucusu, Alerji ve Astım Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akçay, sıcak havanın astım üzerindeki etkisini anlattı ve bazı tavsiyelerde bulundu.   Yaz Ayları Astımı Nasıl Etkiler? Isı ve nem, solunum yollarınızı etkileyebilir ve hırıltı, nefes darlığı ve diğer belirtileri tetikleyerek astım krizi olasılığını artırabilir. Bu, sahip olduğunuz astımın türünden bağımsızdır, ancak alerjik astımınız varsa, polen ve küf gibi alerjenler sıcak ve nemli havalarda özellikle bol olduğundan astımınızı yönetmek zor olabilir. Aynı şey, egzersize bağlı astımınız varsa ve yaz aylarında açık havada daha aktif olma eğilimindeyseniz de geçerlidir. Ayrıca yaz aylarında evcil hayvan alerjisine bağlı astımı olanlarda evcil hayvanlarla temasla da astım krizi tetiklenebilir.  Yazın Astım Belirtilerinin NedenleriAstım belirtileri genellikle sonbahar ve kış aylarında görülmekle birlikte, yaz aylarında bazı riskler vardır. Birtakım faktörler astım belirtilerinizi olumsuz yönde etkileyebilir.  IsıAstım hastası olmanız, akciğerlerinizin aşırı ısıya karşı özellikle hassas olduğu anlamına gelir ve bu nedenle sıcak havada nefes almak solunum yollarınızı ağırlaştırabilir ve semptomları tetikleyebilir. Bunun yanı sıra susuz kalırsanız, doğal olarak normalden daha hızlı nefes alırsınız ve bu da belirtilerin ortaya çıkmasında rol oynayabilir. NemNemli hava ağır havadır ve bu nedenle özellikle sıcak olduğunda nefes almak daha zordur. Ek olarak, nemli hava polen, küf ve iç mekanlarda toz akarları gibi akciğer tahriş edici maddeleri hapseder. Küfe alerjisi olanların yaz aylarında da nefes sıkışması belirtileri... --- ### Yenidoğan Bebeklerde İshal > İshal, vücudun çok fazla su ve elektrolit adı verilen mineralleri kaybetmesine neden olur. Bu dehidrasyona yol açar. Bebekler çok çabuk - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-ishal - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bir bebeğin bezinde yediklerine göre (anne sütü, formül mama veya katı gıdalar) birçok farklı doku, renk ve koku bulabilirsiniz. Kaka normalde bir yetişkininkinden çok daha yumuşaktır ve bazen normalden bile daha yumuşak olması nadir değildir. Ancak aniden çok gevşer veya daha fazla sulanırsa ve daha sık ve büyük miktarlarda olursa, ishal olabilir. İshalin TanımlanmasıNormal bebek kakası çeşitli renk ve kıvamlarda olabilir. Yenidoğanların her gün çok sayıda bağırsak hareketi yapması bile tipiktir. Normal bebek kakası sarı, ten rengi, kahverengi veya yeşil görünebilir. Akıcı, yumuşak, macun gibi kalın veya daha fazla şekilli olabilir. Bir bebek günde birkaç kere bezini kirletebilir veya sadece bir veya iki kez olabilir. Daha büyük çocuklar günde bir veya birkaç günde bir kaka yapabilirken, yenidoğanlarda her bez değişiminde bağırsak hareketi olabilir. Bebeğinizi nasıl beslediğiniz de bağırsak hareketlerini etkiler.  Emzirilen bebek kakasıEmziriyorsanız ve bebeğinizin kakası sarımsı ve yumuşaksa veya içinde küçük pıhtılar veya tohumlar varsa, endişelenmenize gerek yok. Bu, anne sütüyle beslenen bebek kakası için tipiktir ve her bez değiştirdiğinizde bunu görmeniz normaldir.  Formül kakasıBebek maması ile beslenen bebekler, ten renginden kahverengiye kadar olan bağırsak hareketlerine sahiptir. Genellikle anne sütü kakasından daha kalın veya daha sıkıdırlar. Mama ile beslenen bebeklerde bağırsak hareketlerindeki değişikliği fark etmek ve ishali tespit etmek genellikle daha kolaydır. Kombinasyon kakasıÇocuğunuzu hem anne sütü hem de mama ile beslerseniz, kakalı bebek bezleri yukarıdaki iki türün bir kombinasyonu olacaktır. Bir süre sonra, bebeğiniz için normal olan ile olmayanı ayırt edebileceksiniz. Bebeklerde İshal Nedenleri Aşağıdakiler de dahil olmak üzere birçok şey bebeğinizde ishale neden olabilir:  Bir virüs, bakteri... --- ### Bebeklerde Nötrofil Düşüklüğü Nedir? > Nötropeni, kanda yeterli miktarda beyaz kan hücresi olmadığı zamandır. Nötrofil adı verilen bu hücreler bakterilerle savaşır. Bakteriler - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-notrofil-dusuklugu-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Nötropeni, kanda yeterli miktarda beyaz kan hücresi olmadığı zamandır. Nötrofil adı verilen bu hücreler bakterilerle savaşır. Bakteriler enfeksiyonlara neden olan mikroplardır. Yeterli nötrofil olmadan ciddi enfeksiyonlar meydana gelebilir. Nötropenili çocukların çoğu, herhangi bir enfeksiyon belirtisi varsa hemen tıbbi bakıma ihtiyaç duyar. Yaygın belirtiler arasında ateş, kızarıklık veya titreme bulunur. Hızlı tedavi ile nötropenili çocuklarda enfeksiyonların çoğu iyileşir.  Nötropeni Belirtileri Nelerdir? Diğer çocuklarla karşılaştırıldığında, nötropenili bir çocukta enfeksiyonlar olabilir. Bu enfeksiyonlar: Daha sık, Daha şiddetli olur ve Hızla kötüleşir.   Semptomlar, çocuğun ne tür bir enfeksiyonu olduğuna bağlıdır (örneğin, kulak enfeksiyonu olan bir çocukta kulak ağrısı). Nötropeni Neden Olur? Nötropeni olan birinin kan dolaşımında düşük sayıda nötrofil vardır. Nötropeni şu durumlardan kaynaklanabilir: Enfeksiyonlar, İlaçlar (kemoterapi gibi), Radyasyon tedavisi, Genetik (kalıtsal) bir problem, Kemik iliği (kan hücrelerini oluşturan kemiklerin içindeki süngerimsi kısım) iyi çalışmıyorsa, Nötrofillere saldıran mikropla savaşan bağışıklık sistemi (otoimmün nötropeni denir).   Nötropeni Nasıl Teşhis Edilir? Diğer nötropeni formlarında olduğu gibi, ilk tanı testi tam kan sayımı testi olan CBC'dir. Mutlak nötrofil sayısı (ANC) tipik olarak mikrolitre başına 1000 hücrenin altındadır ve 500'ün altında olabilir. Genellikle hemoglobin ve trombosit sayısı normaldir. Periferik kan yayması, kan hücrelerinin mikroskop altında incelenmesi de yapılabilir. Nötrofil sayısı az olsa da normal bir görünüme sahiptirler. Bir çocuğun neden nötropenisi olduğunu öğrenmek için bir doktorunuz şunları da yapabilir:  Çocuğunuzun kanının mikroskop altında incelenmesi,  Mikroskop altında incelemek için küçük bir miktar kemik ilik alınması,  Enfeksiyon testleri ve Genetik testler. Nötropeni Nasıl Tedavi Edilir? Nötropeni tedavisi, nedenine ve ne kadar şiddetli olduğuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Tüm vakaların... --- ### Saçta Egzama Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir? > Saçta egzama, tıbbi adıyla seboreik dermatit, saç derisinde ve bazen de yüz, kulaklar ve boyun gibi diğer bölgelere yayılan kronik, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sacta-egzama-tedavisi - Kategoriler: Egzama Saçta egzama, tıbbi adıyla seboreik dermatit, saç derisinde ve bazen de yüz, kulaklar ve boyun gibi diğer bölgelere yayılan kronik, iltihaplı bir cilt rahatsızlığıdır. Kaşıntı, kızarıklık, pullanma ve yağlı görünümle kendini gösterir. Bu durum, genellikle kepek ile karıştırılsa da, kepekten daha ciddi bir rahatsızlık olup, zamanında tedavi edilmezse yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Bu içerikte saçta egzamanın nedenlerini, belirtilerini, tedavi yöntemlerini ve önleme yollarını detaylı bir şekilde ele alacağız. Saçta Egzama Nedir? Seboreik dermatit, ciltte bulunan yağ bezlerinin yoğun olduğu bölgelerde meydana gelir ve saç derisi, bu hastalığın en yaygın görüldüğü alanlardan biridir. Saçta egzama genellikle kronik bir seyir izler ve dönemsel olarak alevlenmelerle kendini gösterir. Egzama, bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi ve ciltte doğal olarak bulunan Malassezia adlı mantar türünün aşırı çoğalması ile ilişkilendirilir. Bu durum, ciltte inflamasyona ve aşırı sebum üretimine yol açar. Saçta Egzamanın Belirtileri Saçta egzama genellikle aşağıdaki belirtilerle kendini gösterir: Kaşıntı: Saç derisinde sürekli bir kaşıntı hissi. Kızarıklık: Saç derisinin belirli bölgelerinde kızarıklık oluşumu. Pullanma: Saç derisinde ince veya kalın, beyaz ya da sarımsı pullar görülmesi. Yağlı Görünüm: Saç derisinin aşırı yağlı ve parlak bir görünüme sahip olması. Hassasiyet: Saç derisinin dokunmaya karşı hassas hale gelmesi. Cilt Kuruluğu: Bazı bireylerde cilt kuruluğu ve çatlamalar da eşlik edebilir. Dökülme: Şiddetli vakalarda saç dökülmesi görülebilir. Bu belirtiler, genellikle soğuk hava, stres veya hormonal değişiklikler gibi faktörlerle tetiklenir ve alevlenmeler yaşanır. Saçta Egzamanın Nedenleri Saçta egzamanın kesin nedeni tam olarak bilinmese de, birden fazla faktörün bu durumu tetiklediği düşünülmektedir: 1. Malassezia Mantarı Ciltte doğal olarak bulunan bu mantar türü,... --- ### Laktoz İntoleransı ve Laktoz Alerjisi Farkları > Laktoz intoleransı ve laktoz alerjisi, süt ürünleri tüketimi sonrasında ortaya çıkan sağlık sorunlarıdır. Ancak bu iki durumun kökeni, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/laktoz-intoleransi - Kategoriler: Besin Alerjisi Laktoz intoleransı ve laktoz alerjisi, süt ürünleri tüketimi sonrasında ortaya çıkan sağlık sorunlarıdır. Ancak bu iki durumun kökeni, belirtileri ve tedavi yöntemleri birbirinden farklıdır. Laktoz intoleransı, laktoz adı verilen süt şekerinin sindirilememesi durumudur. Laktoz alerjisi ise süt proteinlerine karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki göstermesidir. Bu yazıda laktoz intoleransı ve laktoz alerjisi arasındaki farkları, belirtileri, tanı ve tedavi yöntemlerini ayrıntılı olarak ele alacağız. Laktoz İntoleransı Nedir? Laktoz intoleransı, süt ve süt ürünlerinde doğal olarak bulunan laktozun sindirilememesi durumudur. Normalde ince bağırsakta bulunan laktaz enzimi, laktozu sindirerek vücuda kazandırır. Ancak laktoz intoleransı olan bireylerde bu enzim ya yetersizdir ya da hiç üretilmez. Bu durumda laktoz sindirilemez ve bağırsaklarda fermente olarak sindirim sorunlarına yol açar. Laktoz İntoleransı Belirtileri Laktoz intoleransı belirtileri genellikle süt veya süt ürünleri tüketildikten 30 dakika ila 2 saat sonra ortaya çıkar. En yaygın belirtiler şunlardır: Şişkinlik ve Gaz: Laktozun sindirilememesi sonucunda bağırsaklarda gaz birikimi olur. Karın Ağrısı ve Kramplar: Sindirim sisteminde oluşan gaz ve laktaz eksikliği nedeniyle karın bölgesinde ağrı ve kramplar görülebilir. İshal: Laktoz bağırsaklarda emilemediği için su çekerek ishale yol açabilir. Mide Bulantısı: Mide ve bağırsaklarda rahatsızlık hissi, laktoz intoleransı olan bireylerde bulantıya yol açabilir. Laktoz Alerjisi (Süt Alerjisi) Nedir? Laktoz alerjisi, süt veya süt ürünlerinde bulunan proteinlere (özellikle kazein ve peynir altı suyu proteini) bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesidir. Laktoz alerjisi genellikle çocuklarda görülür ve yaş ilerledikçe azalma eğilimi gösterir. Laktoz intoleransından farklı olarak, alerji bağışıklık sistemini etkiler ve ciddi alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Laktoz Alerjisi Belirtileri Laktoz alerjisi belirtileri, süt ürünlerinin tüketilmesinden kısa süre sonra... --- ### İyot İntoleransı Nedir? > İyot, bazı dezenfektanlarda ve X ışını işlemlerinde kullanılan bazı kimyasallarda kullanılan kimyasal bir bileşiktir. İyot intoleransı bazı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/iyot-intoleransi-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları İyot, bazı dezenfektanlarda ve X ışını işlemlerinde kullanılan bazı kimyasallarda bulunan kimyasal bir bileşiktir. Bazı kişiler iyota karşı şiddetli bir tahammülsüzlüğe sahip olabilir, ancak bu, alerjik bir yanıt olarak kategorize edilmemiştir. İyot, tiroid fonksiyonu için gereklidir; sağlıklı hücrelerin ve sağlıklı bir metabolik hızın korunmasına yardımcı olur. İyota karşı ters reaksiyonlar alerji olarak kabul edilmez, ancak bazı kişilerde iyot intoleransı olabilir. İyot, radyokontrast ajanları gibi kimyasal ajanlarda bulunan ve X-ışını görüntülerinde görünürlüğü iyileştirmeye yardımcı olan bir bileşendir. İyota duyarlı bir kişi, bu ajanlara ve bazı iyot içeren dezenfektanlara karşı ters reaksiyon gösterebilir. İyot aynı zamanda bazı gıdalarda bulunarak bazı kişilerde reaksiyona neden olabilen bir bileşendir, ancak bu gıda ile ilgili alerjik reaksiyonla aynı şey değildir. İyot Hoşgörüsüzlüğünün Belirtileri İyot, bazı dezenfektanların bir bileşenidir. İyot içeren ürünlere maruz kalma, iyot duyarlılığı olan kişilerde aşağıdakiler dahil çeşitli belirtilere neden olabilir: Zamanla gelişen kaşıntılı bir döküntü (kontakt dermatit), Kurdeşen (ürtiker), Anafilaksi. Anafilaksi semptomları şunları içerir: Karın ağrısı, Mide bulantısı veya hasta hissetmek, İshal, Kafası karışmış hissetmek, Nefes almada zorluk, Kalp çarpıntısı, Baş dönmesi, Kurdeşen, Düşük kan basıncı. Anafilaktik şok yaşamı tehdit eder ve acil tıbbi müdahale edilmesi gerekir. Müdahale edilmeyen anafilaksi, ölüme neden olabilir. İyot alerjisi ile kabuklu deniz ürünleri alerjisi Kabuklu deniz ürünleri alerjisi olan kişiler, kabuklu deniz hayvanlarında bulunan bazı proteinlere tepki verecektir. Kabuklu deniz ürünleri, yengeç, karides, ıstakoz, istiridye, deniz tarağı, kalamar ve ahtapot gibi kabuklu deniz canlılarını içerir. Ancak kabuklu deniz ürünleri alerjileri iyotla bağlantılı değildir. Kabuklu deniz ürünleri alerjisi olan bir kişinin tıbbi uygulamalarda kullanılan iyota diğerlerinden daha fazla... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Kulak Ağrısı > Kulak ağrısı (otalji), çocukların doktora gitmesinin yaygın bir nedeni olabilir. Diş çıkarma, boğaz ağrısı, kulak enfeksiyonu veya tıkalı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-kulak-agrisi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kulak ağrısı (otalji), çocukların doktora gitmesinin yaygın bir nedeni olabilir. Diş çıkarma, boğaz ağrısı, kulak enfeksiyonu veya tıkalı östaki tüpleri dahil olmak üzere kulak ağrısının çeşitli nedenleri vardır. Çocuğunuz kulağının ağrıdığını söyleyebilir ancak bebeklerde durum farklıdır. Bebeğiniz telaşlı görünüyorsa, normalden daha fazla ağlıyorsa, beslenmek istemiyorsa ve biberondan uzaklaşıyorsa kulak ağrısı olabilir.   Neredeyse her çocuğun orta kulağında enfeksiyon olur. 3 yaşına kadar, 6 çocuktan 5'inde bu durum meydana gelir. Akut otitis media olarak da adlandırılan enfeksiyon, bebeklerde kulak ağrısının en önemli nedenidir. Kulak Ağrısı Nedenleri Kulak enfeksiyonu:Çocuğunuzda boğaz ağrısı veya başka bir bakteriyel enfeksiyon varsa, mikroplar orta kulağa ulaşabilir ve orada enfeksiyona neden olabilir. Kulak zarı çevresindeki dokular kızarabilir ve şişebilir. Genellikle, bu kulak enfeksiyonları viral bir üst solunum yolu enfeksiyonu sırasında veya sonrasında ortaya çıkabilir. Otitis media kışın daha sık görülür ve kreşe giden çocuklarda daha sık görülür. Kulak enfeksiyonu olan bazı hastalarda antibiyotik kullanılır. Kulak enfeksiyonlarına her zaman bakteriler neden olmadığı için antibiyotiklere her zaman ihtiyaç duyulmaz. Kulak enfeksiyonlarını önleme stratejileri şunları içerir: Çocuğunuzun aşılarını, özellikle pnömokok ve grip aşılarını güncel tutun. İkinci el dumana maruz kalmaktan kaçının. Çocuğunuzu ilk 6 ay sadece anne sütü ile besleyin. Bebeklerde biberon desteğinden kaçının. Soğuk algınlığı:Bebeğinizde soğuk algınlığı varsa, bu da kulakta tıkanıklığa ve şişmeye neden olabilir ve bu da enfeksiyona davetiye çıkarabilir. Östaki borusu disfonksiyonu:Çocuğunuzun boğazı ile orta kulağı arasındaki bu tüp sizinkinden çok daha küçük ve daha az açılıdır. Sıvının boşalmasını zorlaştırabilir. Tüp şişerse veya mukusla tıkanırsa, ortaya çıkan basınç artışı kulak ağrısını tetikleyebilir. Bu genellikle soğuk algınlığı ve... --- ### İsilik (Ter döküntüsü) Belirtileri ve Tedavisi > Ter döküntüsü olarak da bilinen isilik, tıkalı ter bezleri ve kanalları tarafından tetiklenen, sık görülen bir cilt rahatsızlığıdır. En çok - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/isilik-ter-dokuntusu-belirtileri-ve-tedavisi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Yazın gelmesiyle birlikte havalar ısındı. Havalar ısınınca yaz aylarında sıklıkla karşımıza çıkan bir durum da isiliktir. Ter döküntüsü olarak da bilinen isilik, tıkalı ter bezleri ve kanalları tarafından tetiklenen, sık görülen bir cilt rahatsızlığıdır. En çok yaz aylarında sıcak ve nemli iklimlerde görülür. Ter kanalının tıkanma derinliğine göre ciddiyeti de değişmektedir. Döküntü genellikle kendi kendine düzelebilir ve tedaviye gerek olmayabilir. Sizler için isilik hakkında ayrıntılı bir yazı hazırladık. İsilik Nedir? Ter döküntüsü olarak da bilinen isilik, tıkalı ter bezleri ve kanalları tarafından tetiklenen, sık görülen bir cilt rahatsızlığıdır. Tıp terimi olarak Miliaria olarak isimlendirilir. Tıkanma, terin deri içine veya deri üst tabakası içine geri akışına yol açar ve bu da deri altında terle dolu kabarcıklar oluşturan bir döküntü ile sonuçlanır. En çok yaz aylarında sıcak ve nemli iklimlerde görülür. Kaç çeşit isilik vardır? Ter kanalının tıkanma derinliğine göre 3 farklı isilik türü vardır. Döküntü genellikle kendi kendine düzelebilir ve tedaviye gerek olmayabilir.   İsilik probleminde ter kanallarından ter dışarı akmaz ve bunun sonucu olarak ciltte kabarcıklar, kızarıklık ve kaşıntı ortaya çıkar. Ter kanallarının tıkanmasına bağlı ter birikmesi cildin en üst tabakasında, cilt içinde ve cilt altına kadar ter birikebilir. Bu terin biriktiği bölgelere göre isilik farklı isimlerle bilinir. En çok yaz aylarında sıcak ve nemli iklimlerde görülür. 3 ana miliaria türü kristallina, rubra ve profundadır olarak ayrılmaktadır. Döküntü genellikle kendi kendini sınırlar ve tedaviden bağımsız olarak düzelir. Neden Olur? İsilik tüm yaş gruplarını ve her iki cinsiyeti eşit olarak etkilemekle birlikte, ter bezi kanal olgunlaşmaması nedeniyle bebekler ve çocuklar daha... --- ### Yenidoğan Bebekte Solunum Sıkıntısı > Solunum sıkıntısı sendromu, akciğerleri tam olarak gelişmemiş prematüre bebeklerde görülür. Bebek ne kadar erken doğarsa, bebeğin - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebekte-solunum-sikintisi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bazı bebeklerde, doğumdan hemen sonra bazı solunum sorunları meydana gelebilir. Solunum sıkıntısı sendromu, akciğerleri tam olarak gelişmemiş prematüre bebeklerde görülür. Bebek ne kadar erken doğarsa, bebeğin solunum sıkıntısına sahip olması ve ekstra oksijene ihtiyaç duyması o kadar olasıdır. Yenidoğan bebeklerde solunum sıkıntısı sendromu, bebeğin akciğerlerinde yeterli sürfaktan olmamasından kaynaklanır. Sürfaktan, hamileliğin yaklaşık 26. haftasında akciğerlerde yapılan bir sıvıdır. Fetus büyüdükçe, akciğerler daha fazla yüzey aktif madde üretir. Sürfaktan, akciğerlerdeki küçük hava keseciklerini kaplar ve bunların çökmesini önlemeye yardımcı olur. Oksijenin akciğerlerden kana girmesine ve kandan karbondioksitin akciğerlere salınmasına izin vermek için hava keseleri açık olmalıdır.  Yenidoğan solunum sıkıntısı sendromu için kimler risk altındadır? 28 haftadan önce doğan bebekler özellikle risk altındadır. Diğer risk faktörleri şunları içerir: Yenidoğan solunum sorunu olan kardeşler, Çoğul gebelikler, ikiz ya da üçüz, Sezaryen doğum, Annenin şeker hastası olması, Enfeksiyon. Yenidoğan solunum sıkıntısı sendromunun belirtileri nelerdir? Bir bebek tipik olarak doğumdan kısa bir süre sonra solunum sıkıntısı belirtileri gösterecektir. Ancak bazen bu belirtiler doğumdan sonraki ilk 24 saat içinde gelişir. Solunum sıkıntısı sendromunun belirtileri şunları içerir: Mavimsi cilt tonu, Burun deliklerinin genişlemesi, Hızlı nefes alma, Nefes alırken homurdanma, Göğüs kemiği ve kaburgaların üzerindeki derinin nefes alırken içeri çekilmesi.   Yenidoğan solunum sıkıntısı sendromu nasıl teşhis edilir?  Teşhis, bebeği muayene ettikten, göğüs röntgeni ve kan testlerinin sonuçlarını gördükten sonra konur. Doktorunuz solunum sıkıntısından şüphelenirse, solunum problemlerine neden olabilecek enfeksiyonları ekarte etmek için laboratuvar testleri isteyecektir. Bir kan gazı analizi kandaki oksijen seviyelerini kontrol edecektir. Tedavisi nasıl yapılır? Bir bebek solunum sıkıntısı sendromu ile doğduysa, yenidoğan yoğun bakım... --- ### Yenidoğan Bebeklerde Yeşil Kaka > Yeşil kaka vakalarının çoğu, çocuğunuzun yediği bir şeyden, aldığı bir vitamin veya ilaçtan veya ishale neden olan bir karın rahatsızlığından - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-yesil-kaka - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları En endişe verici kaka varyasyonlarından biri, bir çocuğun kakasının, kakadan beklediğimiz normal kahverengi veya ten renginden farklı bir renk olmasıdır. Yeşil kakalar, yaygın olarak görülen bir durumdur ve aslında dışkı renginin normal bir varyasyonudur. Sizi şaşırtabilir, ancak yeşil kaka aslında normal kaka renginin bir çeşididir. Yeşil kaka vakalarının çoğu, çocuğunuzun yediği bir şeyden, aldığı bir vitamin veya ilaçtan veya ishale neden olan bir karın rahatsızlığından kaynaklanır. Yeşil renkli kaka özellikle yeni doğanlarda ve bebeklerde yaygındır, ancak küçük çocuklar ve daha büyük çocuklar da zaman zaman yeşil kaka yapabilir.  Yeşil Kaka Belirtileri Yeşil kaka kendi başına olabilir veya mide rahatsızlığına eşlik eden bazı semptomlar eşlik edebilir:  Normalde oluşan dışkı bazen yeşilimsi görünebilir; yeşil, dışkının normal bir renk değişimidir. Bazen siyah görünen dışkı aslında koyu yeşil olabilir. Yeşil dışkıya, ishal durumunda olduğu gibi gevşek dışkı da eşlik edebilir. Emzirmek Bebek İshalinde Nasıl Fark Yaratabilir? Bebeklerde ve küçük çocuklarda yeşil kakanın birçok nedeni vardır ve bunlar nadiren ciddi bir tıbbi soruna işaret eder. Tüm yaş gruplarındaki çocuklar, zaman zaman yeşil kaka yaşarlar, ancak nedenleri ve sıklığı çocuğunuzun yaşına bağlı olarak değişebilir. Bebeklerde: Bebekler ve özellikle yeni doğanlar büyük ihtimalle yeşil kaka yaparlar. Olası nedenlerden bazıları şunlardır:Yenidoğanın ilk kakası, mekonyum katran renginde siyah görünür, ancak yeşilimsi de görünebilir. Fazla safra yeşil kakaya neden olabilir. Emzirilen bir bebeğin kakası, mekonyumdan olgun süte geçerken yeşilimsi görünebilir. Yeşil kaka, anne sütüyle beslenen bebeklerde bir önsüt/sonsüt dengesizliğini gösterebilir, bu da bebeğinizin önsütünden (sulu süt) sonsütünden (daha kalın, daha yağlı süt) daha fazla almasına neden olur. Bu, karın rahatsızlığına... --- ### Alerji Kronik Hastalık Mıdır? > Alerji kronik midir sorusunun cevabı her zaman basit değildir. Kişiden kişiye ve durumdan duruma değişiklik gösterir. Çoğu zaman çocuklar - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerji-kronik-hastalik-midir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Alerjilerin dünya genelinde giderek yaygınlık göstermesi, alerji ile ilgili pek çok soruyu da beraberinde getiriyor. Alerji belirtilerim iyileşecek mi, ya da kaybolacak mı? Yoksa alerji kronik midir? Alerji neden olur? Bu sorularınızın ve alerji ile ilgili diğer merak ettiklerinizi sizin için yazdık. Alerji Kronik Midir? Alerji kronik midir sorusunun cevabı her zaman basit değildir. Kişiden kişiye ve durumdan duruma değişiklik gösterir. Çoğu zaman çocuklar olmak üzere bazı insanlar alerjiyi tamamen aşabilir. Diğerleri, yaşla birlikte alerji semptomlarının hafiflediğini fark eder. Bunun nedeni, bağışıklık sisteminin yaşla birlikte zayıflaması ve belki de alerjene karşı bu kadar güçlü bir tepki gösterememesi olabilir. Ancak bir yetişkin olarak, bir kez alerjiniz olduğunda, genellikle kendi kendine geçmez. Alerji Kötüleşir Mi? Bazı insanlar alerjilerinin zamanla kötüleştiğini fark eder. Bu özellikle yiyeceklere, latekse veya arı sokmalarına karşı alerjiler için geçerlidir ve her maruziyette daha ciddi reaksiyonlara neden olabilir. Alerjene yüksek oranda maruz kalmak da alerji belirtilerinin kötüleşmesine neden olabilir.   Örneğin polen mevsiminin uzun sürmesi ya da polen seviyelerinin yüksek olduğu yerlerde uzun süre bulunmak, polen alerjisinin belirtilerinin kötüleşmesine neden olabilir.  Daha Fazla Alerjimiz Olur Mu? Alerji semptomlarınız daha kötü görünüyorsa, bunun altında yatan başka bir sebep olabilir. İkinci bir alerjiniz olabilir, üçüncü veya dördüncü. Bir alerjiye sahip olmak, başkalarına yakalanma olasılığını artırır. Yani bir yıl yakupotu belirtileriniz daha şiddetli görünüyorsa, aynı zamanda havada bulunan başka bir alerjene de tepki geliştirebilirsiniz. Alerjiler beklenmedik şekillerde etkileşime girebilir. Örneğin, polenlere alerjisi olan kişilerin üçte biri kadarı, belirli sebze ve meyveler gibi, içinde benzer proteinler bulunan gıdalara karşı alerji geliştirebilir. Bu durum... --- ### Sulu - Islak Egzama > Islak egzama, spesifik bir egzama şekli değildir. Daha ziyade ciltte gelişen ve içi sıvı dolu kabarcıklarla karakterize bir enfeksiyona bağlı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sulu-islak-egzama - Kategoriler: Egzama Islak egzama, spesifik bir egzama şekli değildir. Daha ziyade ciltte gelişen ve içi sıvı dolu kabarcıklarla karakterize bir enfeksiyona bağlı oluşan egzama komplikasyonudur. Kişi, bakteri veya virüs, egzama döküntüsü olan açık bir yara veya kabarcık içine girerse enfeksiyon kapabilir. Alan iltihaplanabilir ve kabarcıklar cildi ıslatan ve sonunda kuru, kabuklu bir tabaka oluşturan berrak veya saman renginde sıvı sızabilir. Islak Egzama Nedir? Bir kişi bir cilt enfeksiyonu kaparsa ağlayan ıslak gelişebilir, bu da sıvı sızan kabarcıklara veya yaralara neden olur. Bu enfeksiyon, cilt hasar gördüğünde, örneğin bir kişi etkilenen bir bölgeyi kaşıdığında, bakteri, virüs veya mantar gibi mikroorganizmaların vücuda girmesine izin verdiğinde ortaya çıkar. Egzama, cildin kızarmasına, kaşınmasına ve iltihaplanmasına neden olan çeşitli cilt rahatsızlıkları için kullanılan genel bir terimdir. Aşağıdakiler dahil çeşitli egzama türleri vardır: Atopik dermatit: Bu en yaygın egzama türüdür. Kontakt dermatit: Hayvan tüyü, toz akarları veya sabunlar gibi tahriş edici veya alerjen maddeler, bu tür egzamaya neden olabilir. Dishidropik egzama: Ellerde ve ayaklarda küçük sıvı dolu kabarcıklar görülür. Nörodermatit: Bu durum cildin bir veya iki bölgesinde yoğun kaşıntıya neden olur. Kalıcı kaşıma, cildin sinir uçlarını tahriş edebilir. Nummular egzama: Diskoid egzama olarak da adlandırılan bu tip egzama, tanımlanmış dairesel lekelerin gelişmesine neden olur. Staz dermatiti: Bu uzun vadeli durum, bacaklarda kan birikmesinden kaynaklanır. Alt bacaklarda iltihaplanma, ülser ve kaşıntıya neden olur. Bir kişide, birden fazla egzama türü olabilir. Her türün farklı tetikleyicileri olabilir ve farklı tedaviler gerektirebilir. Islak Egzamanın Belirtileri Nelerdir? Egzamadan etkilenen ciltte bir enfeksiyon meydana gelirse, durumun tedavisi daha zor olabilir ve daha uzun sürebilir.... --- ### Alerji Kulak Ağrısı Yapar Mı? > Alerjiler, burun ve sinüslerde neden olduğu tıkanıklık ve inflamasyon nedeniyle kulak ağrısı yapabilir. Bu durum genellikle östaki tüplerinin - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjiler-kulak-agrisina-neden-olabilir-mi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Alerjiler, bağışıklık sisteminin çeşitli çevresel faktörlere karşı aşırı tepki göstermesi sonucu ortaya çıkar. Alerjik reaksiyonlar sıklıkla burun, göz ve solunum yollarını etkilerken, kulaklar da bu süreçte önemli bir rol oynar. Alerjilerin kulak ağrısı neden olup olmadığı, semptomların nasıl geliştiği ve bu durumun nasıl yönetilebileceği konusu sıklıkla merak edilir. Alerjilerin Kulaklarla İlişkisi Kulaklar, burun ve boğaz ile doğrudan bağlantılıdır. Bu bağlantı, östaki tüpleri (kulak ile burun-boğaz arasında yer alan küçük kanallar) aracılığıyla sağlanır. Alerjiler, bu kanallar üzerinde etkili olabilir ve kulaklarda dolgunluk hissi, ağrı ve diğer rahatsızlıklara yol açabilir. Kulak Ağrısına Neden Olan Alerjik Mekanizmalar Östaki Tüpü Disfonksiyonu: Alerjiler, burun ve sinüslerde mukus birikimine neden olabilir. Bu durum, östaki tüplerinin tıkanmasına yol açarak orta kulakta basınç değişiklikleri yaratır. Basınç değişiklikleri kulakta ağrıya ve dolgunluk hissine neden olabilir. Orta Kulak Enfeksiyonu (Otitis Media): Tıkalı östaki tüpleri, orta kulakta sıvı birikimine neden olarak enfeksiyon riskini artırabilir. Bu durum ağrı, kulakta dolgunluk ve işitme kaybı ile sonuçlanabilir. Alerjik Rinit ve Sinüs Tıkanıklığı: Burun alerjileri (alerjik rinit), sinüslerde iltihaplanmaya ve mukus birikimine neden olabilir. Bu durum, kulaklarda dolaylı olarak ağrı ve basınç hissine yol açabilir. Histamin Salınımı: Alerjik reaksiyon sırasında salınan histamin, burun ve kulaklardaki dokuların şişmesine neden olarak basınç ve rahatsızlık hissine yol açabilir. Alerjiler ve Kulak Ağrısı Belirtileri Alerjilere bağlı kulak ağrısı genellikle diğer semptomlarla birlikte görülür. Aşağıdaki belirtiler, alerjilerin kulak ağrısına neden olduğunun işareti olabilir: Kulak ile İlgili Belirtiler Kulakta ağrı veya sızı Dolgunluk veya basınç hissi Kulak çınlaması (tinnitus) İşitme kaybı veya azalma Kulaklarda kaşıntı Genel Alerji Belirtileri Burun akıntısı veya... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Kabızlık > Çocuklarda ve bebeklerde kabızlık yaygın bir sorundur. Kabız olan bir çocuğun seyrek bağırsak hareketleri veya sert, kuru dışkıları vardır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-kabizlik - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuklarda ve bebeklerde kabızlık yaygın bir sorundur. Kabız olan bir çocuğun seyrek bağırsak hareketleri veya sert, kuru dışkısı vardır. Yaygın nedenler arasında erken tuvalet eğitimi ve diyetteki değişiklikler yer alır. Neyse ki, çocuklarda kabızlık vakalarının çoğu geçicidir.  Bebeklerde ve Çocuklarda Kabızlık BelirtileriBebeklerde ve çocuklarda kabızlık belirtileri yetişkinlerdeki belirtilerden çok farklı değildir. Temel fark, bebeklerin ve bazı çocukların nasıl hissettiklerini iletememeleridir, bu nedenle düzensizliği tanımak için bağırsak hareketlerine dikkat etmeniz gerekir. BebeklerBazı formül mamalarla ve anne sütüyle beslenen bebekler katı gıdalarla tanıştıklarında kabız olurlar. Bir bebekte kabızlık belirtileri şunları içerir: Bağırsak hareketleri, Dışkılamada zorluk, Bağırsak hareketleri sırasında ağlamak, Sert, kuru dışkı, Daha az sıklıkta bağırsak hareketleri. Dışkı sıklığı bebekten bebeğe değişebilir, bu nedenle bebeğinizin normal aktivitesini temel alın. Bebeğinizin normalde günde bir kez bağırsak hareketi varsa ve son dışkısının üzerinden birkaç gün geçmişse, bu kabızlık belirtisi olabilir. Yeni yürümeye başlayan çocuklarYeni yürümeye başlayan çocuklar, yukarıda listelendiği gibi bir bebeğe benzer semptomlara sahip olabilir. Yeni yürümeye başlayan çocuklarda aşağıdakiler gibi başka belirtiler de görebilirsiniz: Karın şişmesi, Şişkinlik, Tuvalet kağıdında kan izleri (gerilme nedeniyle anüs çevresindeki küçük yırtıklar nedeniyle). Daha büyük çocuklarYukarıda belirtilen semptomlarla birlikte, daha büyük çocuklar mide ağrısından şikayet edebilir ve iç çamaşırlarında rektumdaki yedekli dışkıdan sıvı izleri olabilir. Daha büyük çocuğunuzun bağırsak hareketleri sırasında da ağrıları olabilir ve tuvalete gitmekten kaçınabilir. Çocuklarda kabızlığın belirtileri şunları içerebilir: Haftada üçten az bağırsak hareketi, Sert, kuru ve geçmesi zor olan bağırsak hareketleri, Bağırsak hareketi sırasında ağrı, Karın ağrısı. Çocuğunuzun iç çamaşırında sıvı veya dışkı izleri, Sert dışkı yüzeyinde kan. Ne Zaman Doktora Götürmeliyim?... --- ### BioNTech Aşısının Yan Etkileri Nelerdir? > Biontech aşısının yan etkileri bazen hafif ila orta derecede yan etkilere neden olabilir; bu yan etkiler aşılamadan - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/biontech-asisinin-yan-etkileri-nelerdir - Kategoriler: Koronavirüs COVID-19 pandemisiyle mücadelede önemli bir araç haline gelen BioNTech-Pfizer COVID-19 aşısı, mRNA teknolojisine dayalı olarak geliştirilen ilk aşılardan biridir. Bu aşı, yüksek etkinliği ve güvenilirliği ile dünya çapında yaygın olarak uygulanmıştır. Ancak, tüm tıbbi ürünlerde olduğu gibi, BioNTech aşısının da bazı yan etkileri olabilir. Bu yazıda, BioNTech aşısının yaygın, orta şiddette ve nadir görülen yan etkilerini detaylı bir şekilde ele alacağız. BioNTech Aşısı Nasıl Çalışır? BioNTech-Pfizer COVID-19 aşısı, bağışıklık sisteminin SARS-CoV-2 virüsüne karşı bir savunma oluşturmasını sağlar. Aşı, virüsün "spike" proteinini üretmek için vücuda talimat veren mRNA moleküllerini içerir. Bu protein bağışıklık sistemini uyarır ve gelecekte virüsle karşılaşıldığında koruma sağlar. BioNTech Aşısının Yan Etkileri BioNTech aşısının yan etkileri genellikle hafif ve geçicidir. Bu yan etkiler, bağışıklık sisteminin virüse karşı bir tepki geliştirdiğini gösterir. Yan etkiler üç grupta incelenebilir: yaygın, orta şiddette ve nadir görülen yan etkiler. 1. Yaygın Yan Etkiler Aşılanan kişilerin çoğunda görülen bu yan etkiler hafiftir ve genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden geçer. Enjeksiyon Bölgesi Reaksiyonları: Ağrı Kızarıklık Şişlik Yorgunluk: Aşılama sonrası bağışıklık sistemi aktivitesine bağlı olarak geçici yorgunluk görülebilir. Baş Ağrısı: Hafif ila orta şiddette baş ağrıları yaygındır. Kas ve Eklem Ağrıları: Kol, bacak ve sırt bölgelerinde ağrılar hissedilebilir. Ateş ve Titreme: Düşük dereceli ateş ve titreme, bağışıklık tepkisinin bir işareti olarak görülebilir. Hafif Mide Bulantısı: Aşılanan bazı kişilerde geçici mide bulantısı oluşabilir. 2. Orta Şiddette Yan Etkiler Daha az yaygın olan bu yan etkiler genellikle kısa süreli olup, çoğu durumda tıbbi müdahale gerektirmez. Lenf Bezi Şişliği: Aşılanan kolun altında veya boyun bölgesinde lenf bezlerinde şişlik görülebilir.... --- ### Apgar Skoru Nedir? > Apgar skoru, yeni doğan bebeklerin sağlık durumunu hızla değerlendirmek için kullanılan basit, güvenilir ve etkili bir yöntemdir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/apgar-skoru-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Apgar skoru, yeni doğan bebeklerin sağlık durumunu hızla değerlendirmek için kullanılan basit, güvenilir ve etkili bir yöntemdir. Bu skor, bir bebeğin doğumdan hemen sonraki ilk birkaç dakika içinde yaşam belirtilerini ölçerek bebeğin acil tıbbi müdahaleye ihtiyacı olup olmadığını belirlemeye yardımcı olur. Apgar skoru, adını yöntemi geliştiren Amerikalı anestezi uzmanı Dr. Virginia Apgar'dan almıştır ve 1952 yılında tıp literatürüne kazandırılmıştır. Apgar Skoru Nasıl Hesaplanır? Apgar skoru, beş temel kriter üzerinden değerlendirilir. Her kriter 0, 1 veya 2 puan alır ve toplam skor 0 ile 10 arasında değişir. Aşağıda bu kriterler ve her birinin nasıl puanlandığı açıklanmıştır: 1. Kalp Hızı (Heart Rate) 0 puan: Kalp atışı yok. 1 puan: Dakikada 100’den az kalp atışı. 2 puan: Dakikada 100 veya daha fazla kalp atışı. 2. Solunum (Respiration) 0 puan: Solunum yok. 1 puan: Yavaş veya düzensiz solunum. 2 puan: Güçlü ve düzenli solunum, ağlama. 3. Kas Tonusu (Muscle Tone) 0 puan: Kas hareketi yok, gevşek vücut. 1 puan: Hafif hareket veya az direnç. 2 puan: Aktif hareket, iyi kas tonusu. 4. Renk (Color) 0 puan: Vücut tamamen mor veya mavimsi. 1 puan: Gövde pembe, el ve ayaklar mavimsi. 2 puan: Vücut tamamen pembe. 5. Refleks İrritabilitesi (Reflex Irritability) 0 puan: Hiçbir refleks veya yanıt yok. 1 puan: Yüz buruşturma gibi zayıf yanıt. 2 puan: Ağlama, hapşırma veya hareket gibi güçlü yanıt. Apgar Skorunun Değerlendirilmesi Apgar skoru, doğumdan 1 dakika ve 5 dakika sonra ölçülür. Bazı durumlarda, eğer bebek ciddi sağlık sorunları gösteriyorsa, 10 dakika sonra da tekrar yapılabilir. 7-10 puan: Bebeğin durumu genel... --- ### Yenidoğan Bebeklerde Kabızlık: Nedenleri ve Belirtileri > Yenidoğan bebeklerde kabızlık, ebeveynlerin sıkça karşılaştığı ve endişe duyduğu bir durumdur. Bebeklerin sindirim sistemi henüz tam - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-kabizlik - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Yenidoğan bebeklerde kabızlık, ebeveynlerin sıkça karşılaştığı ve endişe duyduğu bir durumdur. Bebeklerin sindirim sistemi henüz tam anlamıyla olgunlaşmadığı için dışkılama alışkanlıkları değişkenlik gösterebilir. Ancak bazı durumlarda kabızlık, bebeğin rahatsızlık hissetmesine ve huzursuz olmasına neden olabilir. Bu yazıda, yenidoğan bebeklerde kabızlığın nedenlerini, belirtilerini ve etkili çözüm yollarını detaylı bir şekilde ele alacağız. Yenidoğan Bebeklerde Kabızlık Nedir? Kabızlık, bebeğin dışkısını zorlanarak yapması veya dışkılamanın seyrekleşmesi durumudur. Yenidoğan bebeklerde, özellikle anne sütü ile beslenenlerde kabızlık nadir görülür. Çünkü anne sütü, bebeklerin sindirim sistemi için kolayca sindirilebilen bir besindir. Ancak mama ile beslenen bebeklerde veya sindirim sistemi ile ilgili özel durumları olanlarda kabızlık riski daha yüksek olabilir. Yenidoğan Bebeklerde Kabızlığın Nedenleri Beslenme Şekli Anne sütü ile beslenme: Anne sütü genellikle kabızlığa neden olmaz. Ancak annenin diyetindeki bazı gıdalar bebekte kabızlık yapabilir. Mama ile beslenme: Mamaların bazı içerikleri bebeğin dışkısını sertleştirebilir ve kabızlığa neden olabilir. Yeterli Sıvı Alımı Olmaması Yenidoğanlar, anne sütü veya mama yoluyla sıvı alır. Yeterince sıvı almadıklarında dışkıları sertleşebilir ve kabızlık oluşabilir. Sindirim Sisteminin Olgunlaşmaması Yenidoğanların sindirim sistemi tam anlamıyla gelişmemiştir. Bu nedenle, bağırsak hareketleri yavaş olabilir ve dışkılama zorlaşabilir. Mama Değişikliği Farklı bir mama türüne geçildiğinde bebeğin sindirim sistemi bu değişikliğe uyum sağlayamayabilir ve kabızlık oluşabilir. Hastalıklar veya Tıbbi Durumlar Nadir durumlarda, yenidoğan kabızlığı bağırsak tıkanıklığı, hipotiroidi veya başka bir tıbbi durumun belirtisi olabilir. Yenidoğan Bebeklerde Kabızlık Belirtileri Yenidoğan bebeklerde kabızlık belirtileri şu şekilde sıralanabilir: Seyrek Dışkılama Yenidoğanların dışkılama sıklığı genellikle beslenme şekline bağlıdır. Anne sütü alan bebeklerde dışkılama sıklığı günde birkaç kez ile birkaç günde bir arasında değişebilir. Ancak dışkılama... --- ### Burun Kenarında Egzama > Yüzde ve özellikle burun kenarında egzama görülmesi en muhtemel egzama türleri şunları içerir: Atopik dermatit: Genel olarak en - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/burun-kenarinda-egzama - Kategoriler: Egzama Egzama döküntüsü vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir, ancak cildin hassasiyeti nedeniyle yüzde göründüğünde özellikle rahatsız edici, ağrılı ve kaşıntılı olabilir. Enflamasyon kızarıklık ve kuruluğa yol açar, bu da sıklıkla pullara ve bazı durumlarda kabarcıklara neden olur. Yüz egzaması tek başına veya daha yaygın egzama ile ortaya çıkabilir. Bazılarında belirtiler akut olabilirken bazılarında ise kronik olabilir. Yüz egzaması bebeklerde ve yeni yürümeye başlayan çocuklarda oldukça yaygındır, ancak her yaştan insanda ortaya çıkabilir. Yüzde görülen egzama bazı bölgelerde yoğunluk gösterebilir. Burun kenarları bu bölgelerden biridir. Burun kanatlarının altında ve yanında görülebilen egzama, döküntü, kızarıklık ve kaşıntıya neden olabilir.  Yüzde Görülen Egzama TürleriEgzama aslında kaşıntılı, kırmızı ve iltihaplı deri döküntülerine neden olan bir grup durum için genel bir terimdir. Yüzde ve özellikle burun kenarında egzama görülmesi en muhtemel egzama türleri şunları içerir:Atopik dermatit:Genel olarak en sık görülen egzama türü olan bu, yanaklarda ve çenede (özellikle bebeklerde), ayrıca göz çevresinde, göz kapaklarında, burun kenarında egzama ve dudak çevresinde (yetişkinler için) çok yaygındır. Bununla birlikte, yüzün herhangi bir yerinde veya vücudun geri kalanında meydana gelebilir. Kontakt dermatit:Göz çevresinde, saç çizgisi çevresinde, boyun ve kulak memeleri gibi parfüm ve takılarla temas eden bölgelerde de yaygındır. Atopik dermatitte olduğu gibi, bu tür egzama her yerde ortaya çıkabilir. Özellikle son dönemlerde küresel salgın nedeniyle maske takılması da bu duruma neden olabilir. Maskenin temas ettiği yerler, duyarlı kişilerde, kontakt dermatite neden olabilir.  Seboreik dermatit:En sık olarak saç çizgisi çevresinde, kaşlarda, kulak çevresinde ve burnun yanlarında görülür. Yüzde ve Burun Kenarında Egzama BelirtileriEgzama türleri kendi içinde farklılıklar gösterseler de... --- ### Şiddetli Astım İçin 6 Nefes Egzersizi > Nefes almak, çoğu kişinin hafife aldığı bir şeydir ancak şiddetli astımı olan kişiler durum o kadar da kolay olmayabilir. Nefes egzersizi - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/siddetli-astim-icin-6-nefes-egzersizi - Kategoriler: Astım Nefes almak, çoğu kişinin hafife aldığı bir şeydir ancak şiddetli astımı olan kişiler durum o kadar da kolay olmayabilir. Astım, ciğerlerinizdeki hava yollarını, nefesinizi tutmanın zor olabileceği noktaya kadar daraltır. Solunan kortikosteroidler ve beta-agonistler gibi bazı ilaçlar, hava yollarınızı açarak daha kolay nefes almanıza yardımcı olur. Yine de şiddetli astımı olan bazı kişiler için bu ilaçlar belirtileri kontrol etmek için yeterli olmayabilir. İlaç tedavinizle birlikte tedavinizi olumlu etkileyecek bir şey arıyorsanız nefes egzersizlerini deneyebilirsiniz. Yeni araştırmalar nefes egzersizlerinin, nefes alıp vermenizi ve yaşam kalitenizi iyileştirmeye yardımcı olabileceğini öne sürüyor. Mevcut kanıtlara göre, nefes egzersizleri, ilaç tedavisine ve diğer standart astım tedavilerine ek bir terapi olarak değer taşıyabilir. Aşağıdaki nefes egzersizi tekniklerinden bazıları astım belirtilerinizin hafiflemesinde olumlu bir etki bırakabilir. Diyafragmatik solunum Diyafram, nefes almanıza yardımcı olan ciğerlerinizin altındaki kubbe şeklindeki kastır. Diyafragmatik solunumda, nefesinizi göğsünüzden değil de diyaframdan almayı öğrenirsiniz. Diyaframdan nefes alma, diyaframınızı güçlendirmeye, nefesinizi yavaşlatmaya ve vücudunuzun oksijen ihtiyacını azaltmaya yardımcı olur. Diyafragmatik nefes alıştırması yapmak için dizleriniz bükülmüş ve dizlerinizin altında bir yastıkla sırt üstü yatın veya bir sandalyede dik oturun. Bir elinizi göğsünüzün üst kısmına, diğer elinizi de karnınıza yerleştirin. Burnunuzdan yavaşça nefes alın. Karnınızdaki el, göğsünüzdeki sabit dururken hareket etmelidir. Büzülmüş dudaklardan yavaşça nefes verin. Göğsünüz hareket etmeden nefes alıp verene kadar bu tekniği uygulamaya devam edin. Burundan nefes alma Yapılan çalışmalarda ağızdan solunum daha şiddetli astım belirtileriyle ilişkilendirilmiştir. Burundan nefes almak, havaya nem ve sıcaklık katar. Bu durum da astım belirtilerini azaltamaya yardımcı olabilir. Papworth yöntemi Papworth yöntemi 1960'lardan beri kullanılmaktadır. Çeşitli nefes türlerini... --- ### Penisilin Alerjisi > Penisilin alerjisi belirtileri genellikle ilacı aldıktan sonra bir saat içinde ortaya çıkar. Bazı durumlarda reaksiyonlar, saatler, günler - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/penisilin-alerjisi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Penisilinler, beta-laktam antibiyotikler adı verilen bir antibakteriyel ilaç sınıfına aittir. İlaçların mekanizmaları çeşitlilik gösterse de genellikle bakteri hücrelerinin duvarlarına saldırarak enfeksiyonlarla savaşırlar. Penisiline ek olarak, daha yaygın olarak alerjik reaksiyonlarla ilişkili diğer beta-laktamlar, sefalosporinler adı verilen bir gruptur. Penisilin alerjisi, bağışıklık sisteminizin antibiyotik ilaç olan penisiline anormal bir reaksiyonudur. Penisilin, çeşitli bakteriyel enfeksiyonları tedavi etmek için reçete edilir. Penisilin alerjisinin yaygın belirtileri arasında kurdeşen, kızarıklık ve kaşıntı bulunur. Şiddetli reaksiyonlar, birden fazla vücut sistemini etkileyen, yaşamı tehdit eden bir durum olan anafilaksiye neden olur. Diğer antibiyotikler, özellikle penisiline benzer kimyasal özelliklere sahip olanlar da alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Penisilin Alerjisi Belirtileri Penisilin alerjisinin belirtileri genellikle ilacı aldıktan sonra bir saat içinde ortaya çıkar. Bazı durumlarda reaksiyonlar, saatler, günler veya haftalar sonra ortaya çıkabilir. Penisilin alerjisinin tipik belirtileri şunları içerebilir: Deri döküntüsü, Kurdeşen, Kaşıntı, Şişme, Nefes darlığı, Hırıltı, Burun akması, Kaşıntılı sulu gözler, Anafilaksi. Anafilaksi, vücut sistemlerinde yaygın disfonksiyona neden olan, hayatı tehdit eden nadir bir alerjik reaksiyondur. Anafilaksi belirtileri şunları içerir: Solunum yollarının ve boğazın daralması, nefes almada güçlük, Mide bulantısı veya karın krampları, Kusma veya ishal, Baş dönmesi, Zayıf, hızlı nabız, Kan basıncında düşüş, Bilinç kaybı. Penisilin alerjisinden kaynaklanan gecikmiş reaksiyonlar Daha az görülen penisilin alerjisi reaksiyonları, ilaca maruz kaldıktan günler veya haftalar sonra ortaya çıkar ve ilacı bıraktıktan sonra bir süre daha devam edebilir. Bu koşullar şunları içerir: Ateş, eklem ağrısı, kızarıklık, şişlik ve mide bulantısına neden olabilen serum hastalığı, İlaca bağlı anemi, kırmızı kan hücrelerinde azalma, yorgunluğa, düzensiz kalp atışlarına, nefes darlığına ve diğer belirtilere neden olabilir.... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda İshal > İshal, sık görülen yumuşak veya gevşek bağırsak hareketleridir (kaka). Çoğu çocuk zaman zaman ishal olur. Genellikle uzun - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-ishal - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları İshal, sık görülen yumuşak veya gevşek bağırsak hareketleridir (kaka). Çoğu çocuk zaman zaman ishal olur. Genellikle uzun sürmez ve kendi kendine iyileşir. İshal Neden Olur? İshal, genellikle bağırsaklardaki bir enfeksiyondan kaynaklanır. Enfeksiyona neden olan mikroplar şunları içerir:VirüslerViral gastroenterit, çocuklarda yaygın bir hastalıktır. İshale ve sıklıkla bulantı ve kusmaya neden olur. Semptomlar genellikle birkaç gün sürer, ancak yeterince sıvı alamayan çocuklar (özellikle bebekler) susuz kalabilir. Rotavirüs bebekleri ve küçük çocukları etkiler ve sulu ishale neden olabilir. Salgınlar, özellikle çocuk bakım merkezlerinde, kış ve ilkbahar aylarında daha sık görülür. Rotavirüs aşısı çocukları bu hastalıktan koruyabilir. Coxsackievirus gibi enterovirüsler de özellikle yaz aylarında çocuklarda ishale neden olabilir. Bakteriler  coli, Salmonella, Campylobacter ve Shigella dahil olmak üzere birçok farklı bakteri türü ishale neden olabilir. Bu bakteriler genellikle birine bulaştıktan sonra birkaç saat içinde ishale ve kusmaya neden olabilen "gıda zehirlenmesi" vakalarından sorumludur. ParazitlerÇocuklarda ishalin neden olabilen paraziter arasında giardiasis ve kriptosporidiyoz bulunur. İshale Başka Ne Neden Olabilir? Virüsler, bakteriler ve parazitler dışında da ishale neden olabilen bazı durumlar vardır: Bu durumlar şunlardır:  Yüksek şekerli bir diyet (örneğin, çok fazla meyve suyu içmekten), Yiyecek alerjisi, Laktoz intoleransı, Çölyak hastalığı ve inflamatuar bağırsak hastalığı (Crohn hastalığı ve ülseratif kolit) gibi bağırsak sorunları. İshalin Belirtileri Nelerdir? Çocuklar genellikle önce kramplı karın ağrısı çekerler, ardından 3-5 gün sürebilen ishal gelir. Diğer belirtiler şunları içerebilir: Ateş, İştah kaybı, Mide bulantısı, Kusma, Kilo kaybı. İshal Nasıl Tedavi Edilir? Çocuk doktorunuz bazı testler ile ishalin nedenini bulacaktır. Viral ishal kendi kendine geçme eğilimi gösterir. Bakteriyel ishali olan çoğu çocuğun antibiyotikle tedaviye... --- ### Güneş Kremi Nasıl Kullanılır? Güneş Kremi Nasıl Seçilir? > Güneş kremi kullanımı ve seçimi, cilt sağlığını korumak için oldukça önemli bir adımdır. Doğru güneş kremini seçmek, doğru şekilde - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gunes-kremi-nasil-kullanilir-gunes-koruyucu-krem-nasil-secilir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Cildimizi zararlı güneş ışınlarından korumak, hem cilt sağlığımız hem de estetik görünümümüz açısından oldukça önemlidir. Güneş kremleri, ultraviyole (UV) ışınlarına karşı koruma sağlayarak cilt kanseri riskini azaltır, erken yaşlanma belirtilerini önler ve ciltte oluşabilecek lekeleri engeller. Ancak güneş kremi kullanımı ve seçiminde doğru bilgilere sahip olmak gerekir. Bu yazıda, güneş kremi nasıl kullanılır ve nasıl seçilir gibi sorulara detaylı bir şekilde yanıt vereceğiz. Güneş Kremi Nedir? Güneş kremi, cildinizi güneşin zararlı UV ışınlarından korumak için tasarlanmış bir üründür. UV ışınları, UVA ve UVB olmak üzere iki ana kategoriye ayrılır: UVA ışınları: Cildin derin tabakalarına nüfuz eder, erken yaşlanmaya ve cilt kanserine yol açabilir. UVB ışınları: Daha yüzeysel tabakalara zarar vererek güneş yanıklarına ve DNA hasarına neden olur. Güneş kremleri bu zararlı ışınları ya fiziksel bariyerler oluşturarak (çinko oksit veya titanyum dioksit gibi maddelerle) ya da kimyasal filtrelerle absorbe ederek etkisiz hale getirir. Güneş Kremi Nasıl Kullanılır? Güneş kremini etkili bir şekilde kullanmak için doğru yöntemleri bilmek gerekir. İşte güneş kremi kullanımında dikkat edilmesi gereken adımlar: 1. Güneş Kremini Dışarı Çıkmadan 20-30 Dakika Önce Uygulayın Güneş kremi cilt tarafından emilene kadar bir süre geçer. Bu nedenle, dışarı çıkmadan en az 20-30 dakika önce güneş kremini cildinize uygulamalısınız. 2. Yeterli Miktarda Uygulayın Birçok insan güneş kreminden yeterince fayda sağlamaz çünkü gerektiği kadar kullanmaz. Yetişkinler için genellikle tüm vücut için 2 yemek kaşığı güneş kremi önerilir. Yüz için bir çay kaşığı kadar krem yeterli olacaktır. 3. Tüm Vücuda Uygulayın Yalnızca yüzünüze değil, güneş gören her bölgeye güneş kremi sürmelisiniz. Kulaklar, boyun, eller ve... --- ### Hemanjiom Nedir? > Hemanjiom, kan damarlarının anormal büyümesinin neden olduğu kanserli olmayan (iyi huylu) bir tümördür. Hemanjiyomlar vücudun herhangi - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-10-17 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hemanjiom-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemanjiom, kan damarlarının anormal büyümesinin neden olduğu kanserli olmayan (iyi huylu) bir tümördür. Hemanjiyomlar vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir, ancak en sık yüz ve boyunda bulunur. Doğumda mevcut olabilseler de, hemanjiyomlar yaşamın ilk altı ayında daha sık görülür. İki tip hemanjiyom vardır:Kılcal hemanjiyomlar;cildin dış katmanlarında bulunur. Genellikle “çilek doğum lekeleri” olarak adlandırılırlar. Kavernöz hemanjiyomlar;cildin daha derin katmanlarında veya göz çevresinde bulunur. Kılcal hemanjiyomlar göz kapaklarında, göz yüzeyinde veya göz yuvasında olabilir. Bu olduğunda, hemanjiyom gözün normal gelişimine müdahale edebilir. Ayrıca ambliyopi ve glokom gibi görme sorunlarına da yol açabilir.  Hemanjiomlar zamanla yavaş yavaş kaybolur. Hemanjiomların yarısı beş yaşına kadar kaybolur ve %90'ı (10'dan 9'u) dokuz yaşına kadar kaybolur. Hemanjiomlara ne sebep olur? Hemanjiom, yoğun bir küme halinde gruplanan ekstra kan damarlarından oluşur. Kılcal hemanjiyomların kesin nedeni bilinmemektedir. Bazı araştırmalar, hamilelik sırasında plasentadaki belirli proteinlerin bu duruma neden olabileceğini olabileceğini düşündürmektedir. Hemanjiom belirtileri nelerdir? Hemanjiom doğumda mevcut olabilir, ancak daha sıklıkla yaşamın ilk birkaç ayında ortaya çıkar. Vücudun herhangi bir yerinde, çoğunlukla yüz, kafa derisi, göğüs veya sırtta düz kırmızı bir işaret olarak başlar.  Çocuğunuzun ilk yılında, kırmızı iz hızla büyür ve deriden dışarı çıkan süngerimsi, lastik görünümlü bir yumruya dönüşür. Hemanjiom daha sonra dinlenme evresine girer ve sonunda yavaş yavaş kaybolmaya başlar. Birçok hemanjiyom 5 yaşına kadar kaybolur ve çoğu 10 yaşına kadar kaybolur. Hemanjiom gittikten sonra cilt hafif renk değiştirebilir veya kabarabilir. Hemanjiomlar nasıl gelişir? Deri üzerindeCildin hemanjiyomları, vücudun bir bölgesinde kan damarlarının anormal çoğalması olduğunda gelişir. Derinin hemanjiyomları, cildin üst tabakasında veya deri altı tabakası olarak adlandırılan... --- ### Yenidoğan Bebeklerde Hapşırma > Yenidoğan bebeklerde hapşırma bir şeylerin yolunda gitmediğini düşünüp endişelenebilirsiniz. Ya da bebeğiniz gün içinde çok hapşırıyorsa - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-hapsirma - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Yenidoğan bebeklerde hapşırma olunca bir şeylerin yolunda gitmediğini düşünüp endişelenebilirsiniz. Ya da bebeğiniz gün içinde çok hapşırıyorsa, bunun üşüdüğüne dair bir işaret olduğundan endişelenebilirsiniz. Neyse ki, sık hapşırma normaldir ve genellikle endişelenecek bir şey yoktur. Bu yazımızda yeni doğan bebeklerde hapşırmayla ilgili detayları sizler için yazdık.  Bebekler Neden Çok Hapşırır? Bebeğinizin hapşırmasına başka bir hastalık belirtisi eşlik etmiyorsa, büyük olasılıkla endişelenecek bir şeyiniz yok demektir. Hapşırma doğal olarak burun pasajlarından mikrop ve partiküllerin atılmasına ve havanın akmasına yardımcı olur. Bazen bebeğiniz bir burun deliğini cildinize bastırdığı için emzirirken hapşırma fark edebilirsiniz. Bebeğiniz burun deliğini tekrar açmak için hapşırabilir. Doğumdan hemen sonra amniyotik sıvıyı hava yollarından temizlemeye ek olarak, bebekler ayrıca burun pasajlarında beslenmeden süt ve tükürük ile sonuçlanır. Her şeyi yutmazlar ve genellikle yuttuklarını tükürürler veya kusarlar ve sonunda buruna geri dönebilir. Kuru hava bile bebeğinizin çok hapşırmasına neden olabilir. Bebeğiniz nefes almakta zorluk çekmediği sürece, tuzlu su damlaları veya burun aspiratörü ile müdahale etmemek daha iyidir. Bu sık hapşırma havanın içeri ve dışarı hareket etmesine yardımcı olacaktır.  Bebeğinizin sık hapşırmasının diğer nedenleri ise şunlardır: Yeni doğan bebekler burundan nefes alırlar: Yenidoğanların farklı bir nefes alma şekli vardır. Doğumdan itibaren birkaç aylık olana kadar burunlarından nefes alırlar. Bunun ışığında burunlarını sık sık temizlemeleri gerekir. Yenidoğanlar burunlarını çekemezler; tek seçenekleri burunlarını temizlemek için hapşırmaktır. Yenidoğanların küçük burunları vardır ve minik burunlar, küçük burun geçişleri anlamına gelir. Bu küçük yol, tiftik, evcil hayvan kılı ve tozla kolayca tıkanabilir. Bebekler bu geçişi temiz tutmak için çok hapşırırlar. Bazen aşırı hapşırma, yenidoğan yoksunluk sendromunun (NAS)... --- ### Uyuzla İlgili Sık Sorulan Sorular > Uyuzla ilgili sorular sık sorulan sorulardandır. Uyuz, insan kaşıntı akarı ( Sarcoptes scabiei var. Hominis ) tarafından derinin istilasıdır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-04-15 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/uyuzla-ilgili-sik-sorulan-sorular - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uyuz nedir? Uyuzla ilgili sorular sık sorulan sorular. Uyuz; insan kaşıntı akarı ( Sarcoptes scabiei var. Hominis ) tarafından derinin istilasıdır. Mikroskobik uyuz akarları, yaşadığı ve yumurtalarını bıraktığı derinin üst tabakasına yuva yapar. Uyuzun en yaygın belirtileri yoğun kaşıntı ve sivilce benzeri deri döküntüsüdür. Uyuz akarı genellikle uyuz olan bir kişiyle doğrudan, uzun süreli cilt teması yoluyla bulaşır. Uyuz dünya çapında bulunur ve tüm ırklardan ve sosyal sınıflardan insanları etkiler. Uyuz, vücut ve cilt yakın temasın sık olduğu kalabalık koşullarda hızla yayılabilir. Huzurevleri, uzun süreli bakım tesisleri ve hapishaneler gibi kurumlar genellikle uyuz salgınlarının olduğu yerlerdir. Çocuk bakım tesisleri de yaygın bir uyuz istilası bölgesidir. Kabuklu (Norveç) uyuz nedir? Kabuklu uyuz, bağışıklığı zayıflamış (zayıf bir bağışıklık sistemine sahip), yaşlı, engelli veya zayıflamış bazı kişilerde ortaya çıkabilen şiddetli bir uyuz türüdür. Norveç uyuzu olarak da adlandırılır. Kabuklu uyuz olan kişilerde çok sayıda uyuz akarı ve yumurta içeren kalın deri kabukları vardır. Kabuklu uyuz olan kişilerdeki uyuz çok bulaşıcıdır ve istilayı hem doğrudan deriden cilde temas ederek hem de giysileri, yatak takımları ve mobilyaları gibi eşyalara bulaşarak kolayca yayabilirler. Kabuklu uyuz olan kişiler, karakteristik kızarıklık veya kaşıntı gibi uyuzun olağan belirti ve semptomlarını göstermeyebilir. Enfestasyondan ne kadar sonra uyuz belirtileri başlar? Bir kişi daha önce hiç uyuz yaşamamışsa, semptomların gelişmesi 4-8 hafta sürebilir. Henüz semptomları olmasa bile, istila edilmiş bir kişinin bu süre zarfında uyuz yayabileceğini hatırlamak önemlidir. Daha önce uyuz geçirmiş bir kişide, semptomlar genellikle maruziyetten çok daha erken (1-4 gün) ortaya çıkar. Uyuz hastalığının belirtileri nelerdir? Uyuzla ilgili merak edilen... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Pişik Belirtileri > Pişik genel olarak, bebeğinizin alt kısmında parlak kırmızı bir deri parçası olarak görünen yaygın bir iltihaplı deri (dermatit) biçimidir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-pisik-belirtileri - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Pişik genel olarak, bebeğinizin alt kısmında parlak kırmızı bir deri parçası olarak görünen yaygın bir iltihaplı deri (dermatit) biçimidir. Bebek bezi döküntüsü olarak da bilinen pişik, genellikle ıslak veya seyrek olarak değişen çocuk bezleri, cilt hassasiyeti ve sürtünmeyle ilişkilidir. Genellikle bebekleri etkiler, ancak düzenli olarak bebek bezi takan herkes durumu geliştirebilir. Pişik Belirtileri Pişik belirtileri aşağıdaki durumlarla karakterize edilebilir: Deri işaretleri: Pişik, bebek bezi bölgesinde (kalça, uyluk ve cinsel organlar) kırmızı, hassas görünümlü cilt ile belirgindir. Bebeğinizin mizacındaki değişiklikler: Özellikle bez değiştirirken bebeğinizin normalden daha rahatsız göründüğünü fark edebilirsiniz. Pişik olan bir bebek, bez bölgesi yıkandığında veya o bölgeye dokunulduğunda huzursuz olur veya ağlar. Pişik Nedenleri Pişik durumuna aşağıdakiler de dahil olmak üzere bir dizi durum neden olabilir: Dışkı ve idrarda tahriş İdrar veya dışkıya uzun süre maruz kalmak bebeğin hassas cildini tahriş edebilir. Bebeğiniz sık bağırsak hareketleri veya ishal yaşıyorsa, dışkı idrardan daha tahriş edici olduğu için bebeğiniz pişiğe daha yatkın olabilir. Sürtünme Sıkı oturan çocuk bezi veya cilde sürtünen giysiler kızarıklığa neden olabilir. Yeni bir üründen kaynaklanan tahriş Bebeğinizin cildi, bebek bezlerine, yeni bir marka tek kullanımlık çocuk bezine veya bezleri yıkamak için kullanılan bir deterjan, çamaşır suyu veya yumuşatıcıya tepki verebilir. Soruna katkıda bulunabilecek diğer maddeler arasında bazı bebek losyonlarında, tozlarında ve yağlarında bulunan bileşenler olabilir. Bakteriyel veya mantar enfeksiyonu Basit bir deri enfeksiyonu olarak başlayan şey, çevredeki bölgeye yayılabilir. Bebek bezinin kapladığı alan, kalçalar, uyluklar ve cinsel organlar, özellikle savunmasızdır çünkü sıcak ve nemlidir, bakteri ve maya için mükemmel bir üreme alanı oluşturur. Bu kızarıklıklar cilt... --- ### Tahtakurusu Alerjisi Belirtileri > Tahtakurusu, insanlardan veya hayvanlardan kanla beslenen küçük böceklerdir. Bu böcekler evimizi istila ettiğinde hayatımız - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/tahtakurusu-alerjisi-belirtileri - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Tahtakurusu, insanlardan veya hayvanlardan kanla beslenen küçük böceklerdir. Bu böcekler evimizi istila ettiğinde hayatımız ızdırap haline gelebilir. Tahtakurusu ısırıkları bazen enfeksiyon ve alerjilere neden olabilir. Kaşıntıya neden olmasından dolayı alerjik hastalıklarla karıştırılırlar. Sizlere tahtakurusu alerjileri hakkında detaylı bilgi vermek için bu yazıyı yazdık. Tahtakurusu Nedir? Tahtakuruları, insanlardan veya hayvanlardan kanla beslenen küçük böceklerdir. Yatağınızda, mobilyanızda, halınızda, giysilerinizde ve diğer eşyalarınızda yaşayabilirler. En çok geceleri aktiftirler, uyurken insanları ısırarak kanla beslenirler. Tahtakuruları 1 ila 7 milimetre uzunluğunda olabilir. Düz, oval şekilli ve kırmızımsı kahverengidirler. Kanatları yoktur, bu yüzden onları bir yerden başka bir yere taşımak için hayvanlara veya insanlara güvenirler. Tahtakurusu ısırıkları nadiren tehlikeli olsa da, çok kaşıntılı olabilirler. Bazı durumlarda ısırdığı yerlerde enfeksiyona veya alerjik reaksiyona neden olurlar. Tahtakurusu Isırıkları Neye Benziyor? Bazı insanlar tahtakurusu tarafından ısırıldığında belirti yaşamaz. Belirti geliştiğinde, ısırıklar şu şekildedir: Kırmızı ve şişmiş, her bir ısırığın merkezinde koyu bir nokta olur. Sıra halinde veya kümeler halinde düzenlenmiş, birden fazla ısırık birlikte gruplanmıştır. Kaşıntılıdır. Tahtakuruları vücudunuzun herhangi bir bölümünü ısırabilir. Ancak genellikle yüzünüz, boynunuz, kollarınız ve elleriniz gibi siz uyurken maruz kalan cilt bölgelerini ısırırlar. Bazı durumlarda, ısırıklar sıvı dolu kabarcıklara dönüşebilir. Tahtakurusu Isırığının Belirtileri Bir tahtakurusu cildinizi ısırırsa, onu hemen hissetmezsiniz çünkü böcekler, insanları beslemeden önce çok az miktarda anestezi salgılar. Böcek ısırıklarının belirtilerinin ortaya çıkması bazen birkaç gün sürebilir. Tahtakurusu ısırıkları genellikle belirgin şekilde kızarır ve şişer. Vücudunuzun küçük bir bölgesinde bir çizgi veya kümede birden fazla ısırık görünebilir. Isırıklar kaşıntılı olma eğilimindedir. Yanma hissine neden olabilirler. Evinizde yaşayan tahtakurularınız varsa, her gece beslenmeyebilirler. Aslında,... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda İç Kulak İltihabı > Bebeklerde ve küçük çocuklarda kulak iltihabı son derece yaygındır. Kulak enfeksiyonları, orta kulakta iltihaplanma olduğunda meydana gelir, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-ic-kulak-iltihabi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde ve küçük çocuklarda kulak iltihabı son derece yaygındır. Kulak enfeksiyonları, orta kulakta iltihaplanma olduğunda meydana gelir, kulağın bu kısmı burun ve boğazın arkasına bağlanır. En yaygın kulak iltihabı türü orta kulak iltihabıdır, bu da kulak zarının arkasında sıvı biriktiğinde ve orta kulağın bazı kısımları enfekte olduğunda ve şiştiğinde ortaya çıkar. Çocuğunuzda boğaz ağrısı, soğuk algınlığı veya üst solunum yolu enfeksiyonu varsa, bakteriler östaki tüpleri (orta kulağı boğaza bağlayan kanallar) yoluyla orta kulağa yayılabilir. Enfeksiyona yanıt olarak kulak zarının arkasında sıvı birikir. Kulak Enfeksiyonu BelirtileriBir kulak enfeksiyonunun belirleyici işareti, kulak içinde ve çevresinde ağrıdır. Küçük çocuklar, konuşacak yaşa gelmeden önce kulak enfeksiyonları geliştirebilirler. Çocuğunuz "kulağım ağrıyor" diyemediği zaman, aşağıdaki belirtiler sorunun kulak enfeksiyonu olabileceğini düşündürür: Kulağı çekme, Ağlama ve sinirlilik, Uyumakta zorluk, Ateş, özellikle küçük çocuklarda, Kulaktan sıvı akması, Denge kaybı, İşitsel ipuçlarını duyma veya yanıt verme zorluğu. Acil müdahale gerektiren belirtiler arasında yüksek ateş, şiddetli ağrı veya kulaklardan kanlı, irin benzeri akıntı yer alır. Kulak Enfeksiyonu TedavileriÇoğu kulak enfeksiyonu tedavi olmaksızın geçer. Bir enfeksiyonu antibiyotiklerle tedavi etmek, enfeksiyonlara neden olan bakterilerin bu antibiyotiklere karşı dirençli hale gelmesine neden olabilir ve bu da gelecekteki enfeksiyonların tedavisini daha zor hale getirir. Aynı derecede önemli, çoğu durumda antibiyotik gerekli değildir. Hemen hemen her durumda, tedavi kararları çocuğun yaşına, ağrı derecesine ve başvuru semptomlarına bağlıdır. 6 aydan küçük çocuklar içinAltı ayın altındaki bebekler neredeyse her zaman antibiyotik alırlar. Bu yaşta, çocuklar tam olarak aşılanmamıştır. Aynı derecede önemli olan, 6 aylıktan küçük bebekler için antibiyotikleri atlamanın güvenliği hakkında herhangi bir araştırma yoktur ve kulak... --- ### Bebekler ve Çocuklar Hangi Güneş Koruyucu Kremi Kullanmalı? > Güneş koruyucu kremler güneş yanığını önlemek, cilt kanserine yakalanma riskini azaltmak ve cilt yaşlanmasının erken belirtilerini önlemeye - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-19 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebekler-ve-cocuklar-hangi-gunes-koruyucu-kremi-kullanmali - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebekler ve çocuklar, ciltleri yetişkinlere göre çok daha hassas olduğu için güneşin zararlı ultraviyole (UV) ışınlarına karşı daha savunmasızdır. Bu nedenle, doğru güneş koruyucu krem seçimi ve doğru kullanım, onların cilt sağlığını korumada kritik bir rol oynar. Bu yazıda, bebekler ve çocuklar için güneş kremi kullanımıyla ilgili en önemli bilgileri, doğru ürün seçimini, kullanım zamanlamasını ve sıkça sorulan soruları detaylı bir şekilde ele alacağız. Bebek ve Çocuklar İçin Güneş Kremi Seçiminde Nelere Dikkat Edilmeli? Güneş kremi seçerken, bebeklerin hassas cildine uygun özellikte bir ürün tercih edilmelidir. İşte dikkat edilmesi gereken kriterler: 1. Mineral Bazlı Güneş Kremleri Tercih Edilmeli Bebekler ve küçük çocuklar için çinko oksit veya titanyum dioksit içeren mineral bazlı güneş kremleri en iyi seçeneklerdir. Bu maddeler, cilt yüzeyinde bariyer oluşturarak UV ışınlarını yansıtır. Mineral bazlı ürünler, kimyasal güneş kremlerine göre daha az tahriş riski taşır. 2. Hipoalerjenik ve Parfümsüz Olmalı Bebeklerin hassas cildi için hipoalerjenik ve parfümsüz güneş kremleri tercih edilmelidir. Parfüm veya alkol içeren ürünler ciltte tahrişe ve alerjik reaksiyonlara neden olabilir. 3. SPF Seviyesi Bebekler ve çocuklar için önerilen SPF seviyesi 30 ile 50 arasında olmalıdır. Bu, güneşin zararlı UVB ışınlarına karşı yeterli koruma sağlar. SPF 50, %98 koruma sağlarken, SPF 30, %97 koruma sunar. SPF seviyesini çocuğunuzun cilt tipi ve dış ortam koşullarına göre seçmelisiniz. 4. Geniş Spektrumlu Koruma UVA ve UVB ışınlarına karşı geniş spektrumlu koruma sağlayan güneş kremleri, bebeklerin cilt sağlığı açısından daha etkili ve güvenlidir. UVA ışınları cildin yaşlanmasına ve derin hasarlara neden olurken, UVB ışınları güneş yanıklarına yol açar. 5. Suya... --- ### Pilor Stenozu Nedir? > Pilor stenozu belirtileri arasında şiddetli kusma, dehidrasyon ve kilo kaybı da bulunabilir.  Pilor stenozu nedenleri bilinmemektedir, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/pilor-stenozu-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Pilor stenozu, besinlerin ince bağırsağa girmesini engelleyen, bebeklerde nadir görülen bir durumdur. Normalde mide ve ince bağırsak arasındaki kaslı kapakçık (pilor), yiyecekleri sindirim sürecinin bir sonraki aşamasına hazır olana kadar midede tutar. Bu durum meydana geldiğinde, pilor kasları kalınlaşır ve anormal şekilde büyür, bu da yiyeceklerin ince bağırsağa ulaşmasını engeller. Pilor stenozu belirtileri arasında şiddetli kusma, dehidrasyon ve kilo kaybı da bulunabilir.   Pilor Stenozu Belirtileri Nelerdir? Pilor stenozu belirtileri genellikle doğumdan sonra üç ila beş hafta içinde ortaya çıkar. 3 aydan büyük bebeklerde nadir olarak görülür ve tipik belirtiler şunları içerir: Beslendikten sonra kusma: Bebek, anne sütünü veya formülü birkaç metre uzağa atarak (mermi kusması) kuvvetli bir şekilde kusabilir. Kusma ilk başta hafif olabilir ve pilor açıklığı daraldıkça giderek daha şiddetli hale gelebilir. Kusma bazen kan içerebilir. Kalıcı açlık:Bu duruma sahip olan bebekler genellikle kustuktan hemen sonra yemek yemek isterler. Mide kasılmaları:Beslendikten hemen sonra, ancak kusmadan önce bebeğinizin üst karnında dalgalanan dalga benzeri kasılmalar (peristalsis) fark edebilirsiniz. Bu, mide kaslarının daralmış pilordan yiyecekleri zorlamaya çalışmasından kaynaklanır. Dehidrasyon:Bebeğiniz gözyaşları olmadan ağlayabilir veya uyuşuk hale gelebilir. Bezini daha az ıslatabilir. Bağırsak hareketlerinde değişiklikler:Bu durum, yiyeceklerin bağırsaklara ulaşmasını engellediğinden, bu durumdaki bebekler kabız olabilir. Kilo problemleri:Bebeğinizin kilo almasını engelleyebilir ve bazen kilo kaybına neden olabilir. Pilor Stenozu NedenleriPilor stenozu nedenleri bilinmemektedir, ancak genetik ve çevresel faktörlerin bu durumun gelişiminde rol oynadığı belirtilmektedir. Bu durum genel olarak doğumdan sonra gelişir. Risk Faktörleri Nelerdir? Pilor stenozu için risk faktörleri şunları içerir:Cinsiyet:Erkeklerde, özellikle yeni doğan çocuklarda, kızlara göre daha sık görülür. Erken doğum:Zamanında doğan bebeklere göre erken... --- ### Bebeklerde Pamukçuk Nedir? Nasıl Geçer? > Bebeklerde pamukçuk, özellikle yenidoğan ve bebeklerde sık görülen bir ağız enfeksiyonudur. Tıp dilinde oral kandidiyazis olarak - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-pamukcuk - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde pamukçuk, özellikle yenidoğan ve bebeklerde sık görülen bir ağız enfeksiyonudur. Tıp dilinde oral kandidiyazis olarak adlandırılan bu durum, genellikle ağız içinde beyaz plaklar şeklinde görülür ve mantar enfeksiyonu sonucu oluşur. Bebeklerin bağışıklık sisteminin henüz tam gelişmemiş olması, pamukçuğa karşı hassasiyetlerini artırır. Pamukçuk Nedir? Pamukçuk, ağız içindeki dokuların Candida albicans adlı mantar tarafından enfekte olması sonucu ortaya çıkar. Bu mantar normalde ağız, deri ve bağırsak gibi vücut bölgelerinde zararsız bir şekilde bulunabilir. Ancak bebeklerde bağışıklık sistemi zayıf olduğu için mantar hızla çoğalarak enfeksiyona neden olabilir. Pamukçuk, genellikle ağzın içinde, dilde, damakta, yanakların iç kısmında ve bazen dudakların kenarında beyaz lekelerle kendini gösterir. Pamukçuğun Nedenleri Bağışıklık Sisteminin Gelişmemiş Olması Bebeklerin bağışıklık sistemi henüz olgunlaşmadığı için mantarlara karşı savunmasızdır. Antibiyotik Kullanımı Antibiyotikler, ağızdaki faydalı bakterileri yok ederek mantarın çoğalmasına zemin hazırlayabilir. Anne ve Bebek Arasında Geçiş Pamukçuk, emzirme sırasında annenin meme başından bebeğe veya tam tersi şekilde geçebilir. Steril Olmayan Emzik ve Biberonlar Yetersiz sterilizasyon, Candida mantarının biberon ve emzikler üzerinde çoğalmasına neden olabilir. Doğum Sırasında Geçiş Bebek, doğum sırasında annenin vajinasında bulunan Candida mantarını alabilir. Pamukçuğun Belirtileri Pamukçuk genellikle kolayca fark edilen belirtilerle kendini gösterir: Beyaz Plaklar Ağız içinde, dilde, damakta ve yanakların iç kısmında beyaz veya krem renkli plaklar görülür. Bu plaklar silinmeye çalışıldığında kanayabilir. Beslenme Güçlüğü Pamukçuk, ağız içinde rahatsızlığa ve acıya neden olduğu için bebeklerin emme veya mama yeme sırasında huzursuz olmasına yol açabilir. Ağızda Kızarıklık ve Şişlik Beyaz plakların çevresindeki dokular genellikle kızarık ve hassastır. Ağız Kokusu Pamukçuk nedeniyle ağızda hafif bir kötü koku oluşabilir. Meme Başında... --- ### Korona COVID-19 Aşısı Öldürür Mü? > COVID-19 aşılarının güvenliği, etkinliği, yan etkileri ve ölüm riski ile ilgili bilimsel verileri detaylı bir şekilde ele alacağız. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/covid-19-asilari-ile-olum-oranlari-arasindaki-iddialar - Kategoriler: Koronavirüs COVID-19 pandemisi, dünya genelinde milyonlarca insanın hayatını etkiledi ve aşılar, bu pandemiye karşı geliştirilen en etkili araçlardan biri haline geldi. Ancak, aşılar hakkında yanlış bilgiler ve korkular da hızla yayıldı. "COVID aşısı öldürür mü? " sorusu, aşılarla ilgili en çok tartışılan ve merak edilen konulardan biridir. Bu makalede, COVID-19 aşılarının güvenliği, etkinliği, yan etkileri ve ölüm riski ile ilgili bilimsel verileri detaylı bir şekilde ele alacağız. COVID Aşılarının Amacı ve Çalışma Prensibi COVID-19 aşılarının amacı, vücudu SARS-CoV-2 virüsüne karşı korumaktır. Aşılar, bağışıklık sistemini eğiterek virüsle karşılaşıldığında hastalığı önlemeyi veya hafif atlatılmasını sağlar. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve diğer sağlık otoriteleri, COVID aşılarının faydalarını defalarca vurgulamış ve geniş kapsamlı klinik çalışmalardan sonra aşıların güvenli olduğunu onaylamıştır. Aşı Türleri mRNA Aşıları: Pfizer-BioNTech ve Moderna aşıları, vücuda virüsün "spike" proteinini üretmeyi öğreten mRNA teknolojisine dayanır. Viral Vektör Aşıları: AstraZeneca ve Johnson & Johnson aşıları, virüsün genetik materyalini taşıyan zararsız bir vektör kullanır. İnaktif Aşılar: Sinovac gibi inaktif virüs aşıları, bağışıklık sistemini virüse karşı eğitmek için etkisizleştirilmiş virüs parçalarını kullanır. COVID Aşılarının Güvenliği Aşıların güvenliği, geniş çaplı klinik çalışmalar ve milyonlarca doz uygulaması sonrasında onaylanmıştır. Dünya genelinde milyonlarca insan aşılanmış ve bu süreç, aşılara bağlı ciddi komplikasyonların nadiren görüldüğünü ortaya koymuştur. Klinik Çalışmalar Aşılar, klinik çalışmalarda binlerce gönüllü üzerinde test edilmiştir. Etkililik ve güvenlik açısından çok aşamalı değerlendirmelerden geçmiştir. Aşı sonrası raporlanan ciddi yan etkiler, milyonda bir gibi düşük bir oranla görülmektedir. Gerçek Hayat Verileri Aşılamanın yaygınlaşmasıyla birlikte ağır COVID-19 vakalarında, hastaneye yatışlarda ve ölümlerde belirgin bir düşüş sağlanmıştır. Aşılanan bireylerde virüse bağlı komplikasyonların... --- ### Astım Hastaları Oruç Tutabilir Mi? > Ramazan ayının gelmesiyle birlikte alerjisi ve astımı olan çok sayıda kişinin merak ettiği bazı sorular da oluşmaya başladı. Astım hastaları - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-hastalari-oruc-tutabilir-mi - Kategoriler: Astım Ramazan ayının gelmesiyle birlikte alerjisi ve astımı olan çok sayıda kişinin merak ettiği bazı sorular da oluşmaya başladı. Astım ilaçlarının ve alerji iğnelerinin orucu bozup bozmayacağı sorularının cevaplarını; alerji ve astım hastaları olan kişilerin oruç tutarken dikkat etmesi gerekenleri sizler için yazdık. Astım İlaçları Orucu Bozar Mı? Astım, çok sayıda kişiyi etkileyen bir hastalıktır. Astımı olan kişilerin büyük bir bölümü düzenli olarak astım ilacı kullanma gereksinimi duymaktadır. Durum böyle olunca astımı olan kişiler, kullandığı ilaçların oruç tutmanın önünde bir engel olup olmadığını merak etmektedir. Sprey ve buhar şeklinde kullanılan ilaçlar orucu bozmamaktadır. Konuyla ilgili diyanetin açıklaması ise şu şekildedir: “Nefes darlığı dışında oruç tutmaya engel başka sağlık problemi bulunmayan astım hastaları, soluk almayı rahatlatacak özel spreyi ağızlarına püskürterek oruç tutabilirler. Ağza püskürtülen bu ilaçlar orucu bozmaz. Çünkü bu spreyden bir kullanımda 1/20 ml. gibi çok az bir miktar ağza sıkılmaktadır. Bunun da önemli bir kısmı ağız ve nefes boruları cidarları tarafından emilip yok olmaktadır. Bundan geriye kalan miktarın tükürükle mideye ulaştığı konusunda ise, kesin bir bilgi yoktur. ” Spreyler ve Buhar Tedavisi Orucu Bozmaz Astım ilaçlarından sprey ve buhar şeklinde kullanılanları orucu bozmaz. Bu nedenle; astım hastaları düzenli olarak kullanmaları gereken sprey tarzında ilaçları varsa kullanmaya devam etmelidir. Sprey ve buharlar orucu bozmazken, astım tedavisinde kullanılan şurup ve tablet şeklindeki ilaçlar orucu bozabilmektedir. Bu sebeple bu ilaçların, hastanın mevcut durumu da göz önüne alınarak ve doktora danışılarak, iftar veya sahurda alınması gerekir. Alerji Aşıları Orucu Bozar Mı? En çok merak edilen sorulardan biri de alerji aşılarının orucu bozup bozmayacağıdır. Enjeksiyon... --- ### Gece Astımı > Gece astımı olan kişiler, geceleri uykularını bozabilecek astım semptomları yaşarlar. Bazı rakamlar, sürekli astımı olan kişilerin yaklaşık - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gece-astimi - Kategoriler: Astım Astım, her yaştan insanı etkileyen kronik bir akciğer rahatsızlığıdır. Gece astımı olan kişiler, geceleri uykularını bozabilecek astım semptomları yaşarlar. Bazı rakamlar, sürekli astımı olan kişilerin yaklaşık %60'ının bir noktada gece belirtiler yaşadığını ve astımlı hastaların yaklaşık %30-70'inin en az ayda bir gece astım semptomları bildirdiğini göstermektedir. Yaygın belirtiler arasında hırıltı ve nefes darlığı bulunur. Gece astımının nedeni bilinmemekle birlikte, bir kişinin vücudundaki gece nörohormonal değişikliklerle bağlantılı olabilir. Bu yazımızda gece astımının nedenleri, belirtileri ve tedavisini sizler için yazdık. Gece Astımı Nedir? Astım, solunum yollarının sürekli olarak iltihaplanmasına neden olan bir durumdur. Küçük tetikleyiciler ve alerjenler bile bu hava yollarının daralmasına neden olabilir. Gece astımı, bir kişinin astım belirtilerinin geceleri kötüleşmesi anlamına gelir. Bu, uyku kalitesini olumsuz etkileyebilir. Bazen, gece astımının ortaya çıkması, bir kişinin şiddetli astımı olduğu veya semptomları üzerinde zayıf kontrole sahip olduğu anlamına gelir. Kötüleşen akciğer fonksiyonuna ve artmış hava yolu duyarlılığına sahip olabilirler. Sağlıklı bir bireyin akciğer fonksiyonu gün boyunca değişir. Bir çalışmaya göre, pik akciğer fonksiyonu saat 16:00'da ortaya çıkarken, minimal akciğer fonksiyonu saat 4'te gerçekleşir. Doktorlar, akciğer fonksiyonundaki değişikliklere bakarak bir kişinin gece astımı olup olmadığını belirleyebilir. Tepe ekspiratuar akış (PEF) ölçer adı verilen basit bir cihaz kullanarak, kişi gündüz ve gece hava akışı ölçümlerini alabilir. PEF tipik olarak sabah ilk iştir ve yatmadan önce tekrar olur. Bununla birlikte, bir kişinin gece uyanırsa PEF ölçümlerini alması da faydalıdır. Ölçümler arasındaki fark %15'ten fazlaysa, kişide muhtemelen gece astımı vardır. Bir kişinin PEF değişkenliği olmasa bile, yine de gece astımı olabileceğine dikkat etmek önemlidir. Nedenleri Geceleri bazı... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Burun Tıkanıklığı > Bebeklerde ve çocuklarda burun tıkanıklığı yaygın görülen bir durumdur. Bu durum genellikle zararsızdır ancak bazen rahatsız edici olabilir - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-burun-tikanikligi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde ve çocuklarda burun tıkanıklığı yaygın görülen bir durumdur. Bu durum genellikle zararsızdır ancak bazen rahatsız edici olabilir, burun tıkanıklığına gürültülü veya hızlı nefes alma eşlik edebilir. Bebeklerde ve Çocuklarda Burun Tıkanıklığının NedenleriBebekler sigara dumanı, kirleticiler, virüsler ve diğer tahriş edici maddeleri soluduklarında burunları takınabilir. Vücutları, bu tahriş edici maddeleri yakalamak ve uzaklaştırmak için burun ve hava yollarında fazladan mukus üretir. Kuru havaya ve diğer hava koşullarına maruz kalma, aşırı mukus üretimini ve tıkanıklığı da tetikleyebilir. Bebeklerin burun pasajları ve hava yolları küçük olduğu ve henüz olgunlaşmadığı için tıkanıklığa yakalanma olasılığı daha büyük çocuklara göre daha fazladır. Burun tıkanıklığının olası nedenleri şunlardır: Kuru havada nefes almak, Havadaki değişiklikler, Soğuk algınlığı gibi viral enfeksiyonlar, Hava kirleticilerini solumak, Alerji. Bebeğin göğsünde derinleşen tıkanıklığın daha ciddi nedenleri olabilir, örneğin: Astım, Grip, Zatürre, Kistik fibrozis Solunum sinsityal virüsünün (RSV) genellikle neden olduğu bronşiolit, Prematüre bebekler, zamanında doğan bebeklerden daha fazla tıkanıklık yaşayabilir. Burun Tıkanıklığı BelirtileriBurun tıkanıklığı belirtileri, tıkanıklığın konumuna göre değişebilir. Bebekler küçük olduğundan ve hava yolları birbirinden çok uzakta olmadığı için tıkanıklığın nerede olduğunu söylemek zor olabilir. Bebeğin burnu akıyorsa veya burnunda mukus varsa burun tıkanıklığı olabilir. Bir bebek, aslında hasta olmadan kuru havayı soluduğunda da burnunda tıkalı bir ses çıkarabilir. Akciğerlerin hava yollarında sıvı olduğunda gerçek "göğüs tıkanıklığı" daha az görülür. Bu durum sadece hastalık olduğunda gelişme eğilimindedir. Bebeğinizin burnu tıkalı olduğunda aşağıdaki belirtiler yaşanabilir:  Gürültülü veya daha belirgin solunum, Uyurken horlama, Beslenirken hafif zorluk, Tıkalı bir burun, Öksürme, Burun akıntısı, Burnunu çekmek. Bir bebeğin göğsünde tıkanıklık olduğunda, belirtiler şunları içerebilir: Nefes... --- ### Bebeklerde Ve Çocuklarda Sıcak Çarpması Belirtileri > Sıcak çarpması için özellikle çocuklar daha fazla risk altındadır. Sizler için çocuklarda sıcak çarpması belirtileri ve tedavisini ayrıntılı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-sicak-carpmasi-belirtileri-ve-tedavisi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bugünlerde havalar çok sıcak ve önümüzdeki günlerde 50 dereceyi bulacak sıcaklar bekleniyor. Bu sıcaklar nedeniyle sıcak çarpması riskiyle de karşı karşıya bulunuyoruz. Sıcak çarpması için özellikle çocuklar daha fazla risk altındadır. Sizler için çocuklarda sıcak çarpması belirtileri ve tedavisini ayrıntılı olarak yazdık. Sıcak Çarpması Nedir? Isı çarpması, çevresel ısıya maruz kalan hastalarda meydana gelir ve merkezi sinir sistemi (CNS) işlev bozukluğunun eşlik ettiği vücut sıcaklığının ≥40 ila 40,5 o C (104 ila 105°F) olması olarak tanımlanır. Sıcak çarpması acil tedavi gerektirir. Tedavi edilmeyen sıcak çarpması beyninize, kalbinize, böbreklerinize ve kaslarınıza hızla zarar verebilir. Tedavi ne kadar uzun süre ertelenirse hasar kötüleşir ve ciddi komplikasyon veya ölüm riskinizi artırır. Sıcak çarpması ayrıca şu şekilde sınıflandırılır: Klasik (eforsuz) sıcak çarpması  Klasik sıcak çarpması, çevresel olarak ısıya maruz kalmaktan kaynaklanır ve sıcak ortamlardan kaçamayan küçük çocuklarda ve termoregülasyonu bozan altta yatan kronik tıbbi durumları olanlarda daha yaygındır. Egzersiz sıcak çarpması Egzersiz sıcak çarpması genellikle yüksek ortam sıcaklığı ve nem dönemlerinde ağır egzersiz yapan genç, sağlıklı kişilerde görülür. Tipik hastalar sporcular, özellikle futbolcular ve askeri personellerdir. Sıcak çarpmasının sıklığı nedir? Isıya bağlı ölümler özellikle Amerika’da düzenli olarak görülür. 2004 ile 2018 arasında, yılda ortalama 702 ısıya bağlı ölüm meydana geldiği bildirilmiştir. Isıya bağlı hastalıklardan en yüksek ölüm oranları yaşlı erişkinlerde ve kronik rahatsızlığı olanlarda görülür. Ancak küçük çocuklar da risk altındadır. Örneğin, kapalı arabada kalan çocuklar risk altındadır. Kapalı aracın içindeki sıcaklık, ortam sıcaklığı düşük olduğunda bile, hızla yükselme gösterebilir. Araçlarda gözetimsiz bırakılan çocuklar sıcaklık seviyeleri yükseldiği için hastalık veya ölüme maruz kalabilir. Genç... --- ### Doğumsal Hipotiroidi Nedir? > Doğumsal Hipotiroidi Belirtileri, Yenidoğanda kretinizm veya doğumsal hipotiroidizm belirtileri şunları içerir: Kilo alma eksikliği, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dogumsal-hipotiroidi-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Daha önce kretinizm olarak bilinen konjenital hipotiroidizm, yenidoğanlarda ciddi bir tiroid hormonu eksikliğidir. Bozulmuş nörolojik fonksiyon, bodur büyüme ve fiziksel deformitelere neden olur. Bu durum, bebeğin tiroid bezindeki bir sorundan veya hamilelik sırasında annenin vücudunda iyot eksikliğinden kaynaklanabilir. Bir bebeğin vücudunun tiroid hormonları yapmak için iyota ihtiyacı vardır. Bu hormonlar sağlıklı büyüme, beyin ve sinir sistemi gelişimi için gereklidir. Doğumsal Hipotiroidi Belirtileri Yenidoğanda kretinizm veya doğumsal hipotiroidizm belirtileri şunları içerir: Kilo alma eksikliği, Yetersiz büyüme, Yorgunluk, uyuşukluk, Yetersiz beslenme, Kalınlaşmış yüz özellikleri Anormal kemik büyümesi, Zeka geriliği, Aşırı uyku, Kabızlık, Ciltte ve göz beyazlarında sararma (sarılık), Gevşeklik, Boğuk ses, Alışılmadık derecede büyük dil, Göbek yakınında şişlik (göbek fıtığı), Soluk ten, Cildin şişmesi (miksödem), Genişlemiş bir tiroid bezinden boyunda şişme (guatr). Doğumsal Hipotiroidi Nedenleri Yenidoğanlarda konjenital hipotiroidizme şunlar neden olabilir:Eksik, zayıf biçimli veya anormal derecede küçük tiroid bezi,Tiroid hormon üretimini etkileyen genetik bir kusur,Hamilelik sırasında annenin diyetinde çok az iyot,Hamilelik sırasında tiroid kanseri için radyoaktif iyot veya antitiroid tedavisi,Hamilelik sırasında antitiroid ilaçlar, sülfonamidler veya lityum gibi tiroid hormonu üretimini bozan ilaçların kullanımı. Vücudumuz iyot üretmediği için onu yiyeceklerden almamız gerekir. İyot toprak yoluyla besinlere geçer. Dünyanın bazı bölgelerinde toprakta iyot eksiktir. Teşhisi ve TedavisiHipotiroidizmi hemen teşhis etmek ve tedavi etmek çok önemlidir. Bu nedenle, normal yenidoğan taramasının bir parçası olarak tüm bebeklere doğumda tiroid testi yapılır. Yenidoğan tarama testi anormal ise, tanıdan emin olmak için başka kan testleri yapılır. Bazen doktorlar daha fazla bilgi almak için ultrason veya tiroid taraması gibi görüntüleme testleri ister. Tedavi seçenekleriHipotiroidili çocuk, tiroid bezinin yapamadığını telafi... --- ### Yenidoğan Bebeklerde Kusma Nedenleri ve Belirtileri > Yenidoğan bebeklerde kusma, çoğu ebeveyn için endişe verici bir durumdur. Bebeklerin sindirim sistemi henüz tam - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-kusma - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Yenidoğan bebeklerde kusma, çoğu ebeveyn için endişe verici bir durumdur. Bebeklerin sindirim sistemi henüz tam anlamıyla olgunlaşmamış olduğu için kusma, genellikle sık karşılaşılan bir durumdur. Ancak kusma bazen bir hastalığın belirtisi olabilir ve dikkate alınması gereken bir sorun haline gelebilir. Bu yazıda, yenidoğan bebeklerde kusmanın nedenlerini, farklı türlerini, dikkat edilmesi gereken belirtileri ve çözüm yollarını detaylı bir şekilde ele alacağız. Yenidoğan Bebekler Neden Kusar? Kusma, mide içeriğinin ağız yoluyla dışarı atılmasıdır. Yenidoğan bebeklerde kusma, çoğu zaman zararsız bir durum olan reflü (mide içeriğinin geri gelmesi) ile karıştırılabilir. Reflü, bebeklerde oldukça yaygındır ve beslenme sonrasında görülen az miktarda süt ya da mama çıkışı şeklinde ortaya çıkar. Ancak, sık ve şiddetli kusmalar altta yatan başka bir sorunun işareti olabilir. Yenidoğan Bebeklerde Kusmanın Nedenleri Fizyolojik Nedenler Gelişmemiş Sindirim Sistemi: Yenidoğanların mide kasları henüz tam anlamıyla güçlü olmadığından, beslenme sonrası mide içeriği kolayca dışarı çıkabilir. Aşırı Beslenme: Bebeğin midesi küçük olduğundan fazla beslenme kusmaya neden olabilir. Reflü Yenidoğanlarda gastroözofageal reflü (GER), mide içeriğinin yemek borusuna geri dönmesiyle oluşur. Bu durum genellikle 6. ay civarında azalır ve bir yaşına kadar tamamen geçer. Bağırsak veya Mide Tıkanıklığı Pilor Stenozu: Midenin çıkışında bir daralma olduğunda, bebek şiddetli ve fışkırır tarzda kusabilir. Bu durum genellikle ilk birkaç hafta içinde ortaya çıkar ve cerrahi müdahale gerektirir. Bağırsak Tıkanıklığı: Mekanik bir tıkanıklık nedeniyle bebeğin bağırsak hareketleri bozulabilir ve kusma görülebilir. Enfeksiyonlar Mide ve Bağırsak Enfeksiyonları: Viral veya bakteriyel enfeksiyonlar mide bulantısı ve kusmaya yol açabilir. Üriner Sistem Enfeksiyonları: Bazı enfeksiyonlar kusma ile belirti verebilir. Gıda İntoleransı veya Alerji İnek sütü... --- ### Netherton Sendromu > Netherton sendromu doğumda veya yaşamın ilk haftalarında ortaya çıkabilir. Vücutta yaygın kızarıklık (eritrodermi) vardır ve cilt kuru ince - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/netherton-sendromu - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Netherton sendromu, kalıtsal bir hastalıktır. Bu sendrom genel olarak aşağıdaki durumları içerir:İhtiyoziform eritrodermi; iltihaplı, kırmızı, pullu cilt,Trichorrhexis invaginata (bambu kılı); kısa, kırılgan, parlak olmayan saçlar,Atopik diyatezi; alerji problemlerine yatkınlık. Netherton sendromlu bireyler, semptomlarının değişen derecelerde şiddeti ile bu özelliklerin bir kısmını veya tamamını gösterebilir. Netherton Sendromu Belirtileri Nelerdir? Netherton sendromu doğumda veya yaşamın ilk haftalarında ortaya çıkabilir. Vücutta yaygın kızarıklık (eritrodermi) vardır ve cilt kuru ince pullarla (iktiyoz) kaplıdır. Özellikle çocukluk çağının ilerleyen dönemlerinde kaşıntılı ekzematöz bir döküntü mevcut olabilir. Deri defekti cildin "sızdırmasına" neden olur ve yeni doğan bebek, normal büyüme ve gelişme için gerekli olan ısı, su ve proteinleri kaybeder. Ek olarak, bebekler daha çok enfeksiyon riski altındadır. Bu enfeksiyon bazı durumlarda yaşamı tehdit edebilir. Şiddetli belirtileri olan yeni doğanlar genellikle kötü prognoza sahiptir. Daha az şiddetli belirtileri olan bebekler için, bir kısmının sağlığı iyileşmeye başlayacak, çoğu çocuk zayıf ve kısa boylu kalacaktır. Ancak bu sendroma sahip çoğu çocuğun yaşamının ilk yılında ve yaşamın ikinci yılında gelişememe sorunu başlayacaktır. Netherton sendromlu bir hastanın yaşamı boyunca geliştirebileceği diğer belirtiler ise şunları içerir:Ichthyosis linearis sirkumflexa; ciltte belirgin bir dairesel pullanma gelişimi. Bu durum genellikle 2 yaşından sonra ortaya çıkar ve alevlenme nöbetleri geçirme eğilimindedir; ardından aylarca cilt semptomu görülmez. Döküntü daireseldir ve yavaş değişen bir modele sahip kalınlaşmış bir dik kenara sahiptir. Bambu kılı;top ve yuva tipi bir kıl gövdesi deformitesi. Hastaların çoğu seyrek, anormal, kısa, dikenli, parlak olmayan ve kırılgan saç çıkarır. Yaşlı hastalar kaş ve kirpiklerini tamamen kaybedebilir. Bazı hastalar normal görünen saçlara sahip gibi görünebilir, ancak saç... --- ### Mevsimsel Astım Belirtileri Nelerdir? > Mevsimsel astım genellikle alerjik astım olarak adlandırılır ve mevsimsel alerjenler, bu durumun oluşmasında önemli bir rol oynar. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/mevsimsel-astim-belirtileri-baslayabilir - Kategoriler: Astım Birçok insan için bazı mevsimler beraberinde astım belirtilerini de getirir. Mevsimsel astım genellikle alerjik astım olarak adlandırılır ve mevsimsel alerjenler, bu durumun oluşmasında önemli bir rol oynar. Alerji ve Astım Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akçay mevsimsel astımla ilgili önemli bilgilendirmelerde bulundu.  Mevsimsel Astım Nedir? Bazı insanlar için ilkbahar, yaz ve sonbahar, yılın özellikle zorlu zamanları olabilir. Bunun nedeni, mevsimsel alerjenlerin astım belirtilerini tetikleyebilmesidir. Bir şeye alerjiniz olduğunda, bağışıklık sisteminiz alerjeni, saldırıya uğraması gereken bir istilacı olarak algılar. Bu duruma tepki veren bağışıklık sistemi bazı kimyasallar salgılar ve alerjik belirtiler ortaya çıkar. Burun akıntısı, kaşıntılı burun, sulu, kaşıntılı gözler, hapşırma gibi belirtiler kendini gösterir. Astımlı kişilerde bu süreç, akciğerlerini ve hava yollarını da etkileyerek astım semptomlarına neden olabilir. Mevsimsel astımın yaygın tetikleyicileri şunları içerir: PolenPolen; ağaçlar, otlar ve yabani otlar tarafından üretilir. Polen alerjileri, mevsimsel astımın yaygın bir tetikleyicisidir. En yaygın polen türleri, yaşadığınız yerdeki dış mekan yeşilliklerinin büyüme döngüsüne bağlıdır. Örneğin; bahar aylarında  ağaç polenleri, yazın çim polenleri sonbaharda da kanarya otu poleni gibi bitkilerin polenleri, belirtilerden sorumludur.  Küf sporlarıKüf gibi diğer alerjenler de mevsimsel astım belirtilerine neden olabilir. Küf, yıl boyunca çoğalan mantardır. Bununla birlikte, bazı küfler kuru ve rüzgarlı havalarda daha kolay yayılır. Genellikle nemli ortamları severler ve yayılım gösterirler. Küf hem içeride hem de dışarıda çoğalabilir. Küflenmeye mevsimsel olarak maruz kalmanız, hava koşulları ve yaşam tarzı seçimlerinden etkilenebilir. Örneğin, sonbahar yaz aylarında nemli, ağaçlık alanlarda yürüyüş yaparsanız, küf yabani otların ve kütüklerin içinde ve altında gizlenebilir. Soğuk havaDışarıdaki soğuk, fırtınalı hava aktivitelerinizi etkileyebilir ve sizi mevsimsel... --- ### Alerjiler Hakkında Yanlış Bilinen 11 Şey > Alerjiler hem yaygındır hem de yanlış anlaşılır. Alerjiler hakkında yanlış bilinen çok sayıda şey vardır. Bunlardan bazıları - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/alerjiler-hakkinda-yanlis-bilinen-11-sey - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Alerjiler hem yaygındır hem de yanlış anlaşılır. Kısaca, alerji, belirli bir madde tarafından tetiklenen alışılmadık veya abartılı bir bağışıklık tepkisidir. Semptomlar genellikle kaşıntılı gözler, hırıltılı solunum ve hapşırmayı içerir. Çoğu insan için alerjik reaksiyonlar rahatsız edicidir, ancak bazı insanlar için hayati tehlike oluşturabilir. Dünya Sağlık Örgütü, dünya çapındaki insanların yaklaşık %20'sinin alerjik bir duruma sahip olduğunu tahmin ediyor. Yaygınlıklarını göz önünde bulundurmak, alerjilerle ilgili mitleri anlamak ve göz ardı etmemek gerekir. Bu yazımızda alerjilerle hakkında yanlış bilinen 11 bilgiyi ele aldık. Alerjiler sadece çocuklarda gelişir Kalıcı bir efsane, yetişkinliğe ulaştığınızda artık alerji geliştirmemenizdir. Bu doğru değil. Çocukluk çağında herhangi bir alerjiniz olmasa bile yetişkinlik döneminde alerji geliştirebilirsiniz. Alerjiler için tedavi yoktur Alerjiler hakkında yanlış bilinen şeylerden biri de tedavisinin olmadığıdır. Genel olarak, alerjik reaksiyonları en aza indirmenin en iyi yolu, ister belirli bir yiyecek ister bir hayvan türü olsun, tetikleyicilerden kaçınmanızdır. Ancak alerjilerin tedavisi yoktur söylemi yanlıştır. Bazı tedaviler belirtileri etkili bir şekilde azaltabilir. Örneğin, dekonjestanlar, alerjilerin nazal belirtilerini hafifletebilirken, antihistaminikler ve nazal steroid spreyler de etkili olabilir. Ek olarak, alerji immünoterapisi, alerjileri azaltmaya yardımcı olabilir. İmmünoterapi, kişinin alerjisi olduğu maddeden veya alerjenden kişiye kademeli olarak artan dozların verilmesini içerir. Alerjenin artan artışları, bağışıklık sisteminin maddeye karşı daha az duyarlı hale gelmesine neden olur, bu da muhtemelen 'bloke edici' bir antikor üretimine neden olur ve bu da, gelecekte maddeyle karşılaştığınızda alerji semptomlarını azaltır. Gıda alerjileri ve gıda intoleransları aynıdır Bu doğru bir bilgi değildir; gıda alerjileri ve gıda intoleransları farklıdır. Bir kişi bir gıda alerjisi yaşadığında, genellikle immünoglobulin E'nin (IgE)... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Akut Solunum Yolu Enfeksiyonları > Çocuklarda solunum yolu enfeksiyonları çok yaygındır. Krup, kulak enfeksiyonları ve pembe göz gibi diğer hastalıklar gibi solunum yolu - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-akut-solunum-yolu-enfeksiyonlari - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuklarda solunum yolu enfeksiyonları çok yaygındır. Krup, kulak enfeksiyonları ve pembe göz gibi diğer hastalıklar gibi solunum yolu enfeksiyonlarının belirtileri tartışılmaktadır. Özellikle kreşe veya okula giden, kardeşi olan çocuklarda çok yaygındır. Bu yazımızda çocuklarda ve bebeklerde görülen solunum yolu enfeksiyonlarını ve yaygın olan bazı hastalıkları sizler için yazdık.  Komplike olmayan solunum yolu hastalıklarında sık görülen belirtiler nelerdir? Burun akıntısı, Boğaz ağrısı, Kırmızı gözler, Ses kısıklığı, Öksürme, Ateş, Şişmiş lenf düğümleri. Tıbbi yardım almanıza neden olabilecek belirtiler nelerdir? Bazı belirtiler şiddetli olabilir ve tıbbi yardım alınması gerekir. Aşağıdaki belirtiler çocuğunuzda meydana gelirse tıbbi yardım almanız gerekir:  Hızlı nefes almak, Geri çekilmeler (göğüs kafesinin veya kaburgaların normalden daha derin bir dış hatlarını görme), Öksürük (sık; bununla birlikte kusma olabilir), Aktivitelerde kısıtlılık, Hırıltı (nefes verirken duyulan yüksek perdeli ıslık sesi), Ateş. Çocuklarda ve Bebeklerde Görülen Solunum Yolu HastalıklarıSolunum yolu enfeksiyonları birden fazla hastalığa neden olabilir. Bu hastalıklardan bazıları şunlardır:BronşiolitEn sık altı aylıkken görülür ve nadiren iki yaşından sonra görülür. Ana belirti hırıltıdır. Hırıltı genellikle 14 gün öksürük ile yaklaşık yedi gün sürer. En yaygın neden solunum yolu virüsüdür (genellikle kış ve ilkbahar aylarında bulunan RSV). Öksürük veya hapşırma gibi solunum salgıları ile doğrudan temas yoluyla yayılır. Hastalıklara virüslerin neden olduğu durumlarda spesifik bir tedavi yoktur ve antibiyotik kullanılmaz. Bebeklerde, özellikle beslenmeden önce, burun pasajlarının temizlenmesine yardımcı olmak için bir ampul emme kullanılabilir.  Soğuk algınlığı Soğuk algınlığına neden olabilecek en az 200 ayrı virüs vardır ve bu virüslerin kesin tedavisi henüz yoktur. Soğuk algınlığı her yaşta ortaya çıkabilir. Soğuk algınlığının ne kadar şiddetli olduğuna bağlı... --- ### Yağ Yakan Besinler Hangileridir? > Yağ yakan besinlerin etkisinden maksimum fayda sağlamak için günlük alışkanlıklarınıza bazı küçük değişiklikler ekleyebilirsiniz: - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-07 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yag-yakan-besinler-hangileridir - Kategoriler: Besin Alerjisi Günümüzde sağlıklı kilo verme hedefi olan birçok kişi, yağ yakımını destekleyen besinler hakkında bilgi sahibi olmak istemektedir. Doğru besinleri tüketmek, hem sağlıklı bir metabolizma sağlamanıza hem de vücuttaki yağları yakmanıza yardımcı olabilir. Yağ yakımını destekleyen bazı özel besinler, vücudun metabolizmasını hızlandırarak ve yağ hücrelerini enerjiye çevirerek bu sürece katkıda bulunur. İşte yağ yakıcı özellikleriyle bilinen, diyetinize ekleyerek kilo kaybınızı hızlandırabileceğiniz besinler: 1. Yeşil Çay Yeşil çay, yağ yakımını destekleyen en etkili içeceklerden biridir. İçeriğinde bulunan kateşin ve epigallokateşin gallat (EGCG) gibi antioksidanlar, vücudun yağ yakma kapasitesini artırır. Araştırmalara göre, düzenli olarak yeşil çay tüketen bireylerde metabolizma hızı artmakta ve yağ yakımı hızlanmaktadır. Yeşil çayın yağ yakımını desteklemesi için: Günde 2-3 fincan şekersiz yeşil çay tüketebilirsiniz. Sabah veya öğlen saatlerinde tüketerek gün boyu metabolizmanızı aktif tutabilirsiniz. Yeşil çayın antioksidan etkisini artırmak için limon ekleyebilirsiniz, bu sayede vücudun C vitamini ihtiyacını da karşılamış olursunuz. 2. Kahve Kahve, kafein içeriğiyle metabolizma hızını artıran ve yağ yakımını destekleyen bir başka etkili içecektir. Kafein, sinir sistemini uyararak yağ hücrelerini harekete geçirir ve vücuttaki yağları enerjiye dönüştürür. Ancak, kahve tüketirken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır: Kahveyi şekersiz tüketmek, fazla kalori alımını engeller. Günde 1-2 fincan kahve, yağ yakımını desteklemek için yeterli olabilir. Kahveyi aşırı tüketmekten kaçının, çünkü fazla kafein tüketimi uykusuzluk, sinirlilik ve mide rahatsızlıklarına yol açabilir. 3. Acı Biber Acı biber, içeriğinde bulunan kapsaisin sayesinde termojenik bir etki yaratarak vücut sıcaklığını artırır. Bu durum, metabolizmanın hızlanmasına ve daha fazla kalori yakılmasına yardımcı olur. Kapsaisin ayrıca iştahı bastırarak tokluk hissini artırır. Acı biber tüketmenin yağ... --- ### Kolik Bebek Nedir? > Kolik bebek, hasta veya aç olmayan bir bebeğin 3 haftadan fazla, haftada 3 günden fazla, günde 3 saatten fazla ağlamasıdır. Bu durum, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kolik-bebek-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kolik bebek, hasta veya aç olmayan bir bebeğin 3 haftadan fazla, haftada 3 günden fazla, günde 3 saatten fazla ağlamasıdır. Bu durum, bebeğinizin cinsiyeti, doğum sırası ve anne sütüyle mi yoksa biberonla mı beslediğinizden bağımsız olarak ortaya çıkabilir. Kolik, genel olarak bebeğiniz doğduktan 2 hafta sonra başlar. Kolik, bebeğin herhangi bir sağlık sorunu olduğu anlamına gelmez; zamanla, kendi kendine geçer. Kolik atakları genellikle bir bebek yaklaşık 6 haftalıkken zirveye ulaşır ve 3 ila 4 aylık olduktan sonra önemli ölçüde azalır.  Kolik Bebek Nedenleri Kolik nedeni tam olarak bilinememektedir. Bu durum bazı etmenlerden kaynaklanabilir:  Sıklıkla spazm yapan kaslara sahip büyüyen bir sindirim sistemi, Gaz, Karın ağrısına veya huysuzluğa neden olan hormonlar, Işığa, gürültüye vb. duyarlılık veya çok fazla uyarım, Gelişmekte olan bir sinir sistemi, Çocukluk migreninin erken bir formu, Gıda alerjileri veya intoleransları, Sindirim sistemindeki sağlıklı bakterilerin dengesizliği, Aşırı besleme, yetersiz besleme veya seyrek geğirme. Kolik Bebek Belirtileri Nelerdir? Bebekler için özellikle ilk üç ayda huysuzluk ve ağlama normaldir. Ve normal ağlamanın aralığını belirlemek zordur. Genel olarak kolik, üç veya daha fazla hafta boyunca, haftada üç veya daha fazla gün, günde üç veya daha fazla saat ağlama olarak tanımlanır. Kolik özellikleri aşağıdakileri içerebilir:Daha çok çığlık veya acı ifadesi gibi görünen yoğun ağlama,Açlığı veya bez değiştirme ihtiyacını ifade etmek için ağlamanın aksine, görünürde bir sebep olmadan ağlamak,Genellikle akşamları meydana gelen bölümlerle öngörülebilir zamanlama,Yüzün kızarması veya ağız çevresinde soluk cilt gibi yüzde renk değişikliği,Çekilmiş veya sertleştirilmiş bacaklar, sertleştirilmiş kollar, sıkılmış yumruklar, kemerli sırt veya gergin karın gibi bedensel gerginlikler. Bazen bebek gaz çıkardıktan... --- ### Yenidoğanlarda Kansızlık Neden Olur? Nasıl Geçer? > Yenidoğanlarda kansızlık, bebeğin vücudunun normalden daha düşük kırmızı kan hücresi sayısına sahip olduğu bir durumdur. Bu, bebeğin - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidoganlarda-kansizlik-neden-olur-nasil-gecer - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Yenidoğanlarda kansızlık, bebeğin vücudunun normalden daha düşük kırmızı kan hücresi sayısına sahip olduğu bir durumdur. Bu, bebeğin prematüre olması, kırmızı kan hücrelerinin çok hızlı parçalanması, vücudun yeterince kırmızı kan hücresi oluşturmaması veya bebeğin çok fazla kan kaybetmesi gibi çeşitli nedenlerle olabilir. Çoğu bebeğin anemi için herhangi bir tedaviye ihtiyacı yoktur. Anemisi olan bebeklerin kırmızı kan hücre sayısı normalden düşüktür. Kırmızı kan hücreleri vücutta oksijen taşır. Yenidoğanlarda Anemiye Ne Sebep Olur? Bir yenidoğan çeşitli nedenlerle anemi geliştirebilir. Bunlar şunları içerebilir:Bebeğin vücudu yeterince kırmızı kan hücresi üretmiyorsaÇoğu bebek, yaşamın ilk birkaç ayında bir miktar anemiye sahiptir. Bu fizyolojik anemi olarak bilinir. Bu kansızlığın oluşmasının nedeni, bebeğin vücudunun hızlı büyümesi ve kırmızı kan hücresi üretiminin yetişmesinin zaman almasıdır. Vücut kırmızı kan hücrelerini çok hızlı parçalıyorsaBu sorun, anne ve bebeğin kan grupları uyuşmadığında yaygındır. Buna Rh/ABO uyumsuzluğu denir. Bu bebeklerde genellikle ciltlerinin sararmasına neden olabilen sarılık (hiperbilirübenemi) vardır. Birkaç bebekte anemi, enfeksiyonlar veya genetik (kalıtsal) bozukluklardan da kaynaklanabilir. Bebek çok fazla kan kaybederseYenidoğan yoğun bakım ünitesinde kan kaybı genellikle sağlık hizmeti sağlayıcılarının sık sık kan testi yaptırmaları gerektiğinden oluşur. Bu testler, tıbbi ekibin bebeğinizin durumunu yönetmesine yardımcı olmak için gereklidir. Alınan kan hızlı bir şekilde yerine konmaz, bu da kansızlığa neden olur. Bebek prematüre doğarsaPrematüre (erken) doğan bebeklerde daha az sayıda kırmızı kan hücresi bulunur. Bu kırmızı kan hücrelerinin ömrü, zamanında doğan bebeklerin kırmızı kan hücrelerine kıyasla daha kısadır. Buna prematüre anemisi denir. Diğer nedenler arasında iç kanama ve bebek ile anne arasındaki kanın bebek henüz anne karnındayken transfer edilmesi sayılabilir. Yenidoğanlarda Kansızlık Belirtileri... --- ### Yetişkinlerde Nebulizatör Kullanma Yöntemi > Yetişkinlerde nebulizatör cihazı kullanımı oldukça basittir ve genellikle solunum yolu rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılır. İşte adım - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-10-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-nebulizator-kullanma-yontemi - Kategoriler: Yetişkinlerde Astım İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video Yetişkinlerde nebulizatör cihazı kullanımı oldukça basittir ve genellikle solunum yolu rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılır. İşte adım adım nebulizatör cihazı nasıl kullanılır: Nebulizatör Cihazı Kullanma Adımları: Hazırlık: Cihazı kontrol edin: Nebulizatör cihazının tüm parçalarının temiz ve kuru olduğundan emin olun. İlaç hazırlığı: Doktorunuzun reçete ettiği ilacı nebulizatörün ilaç haznesine ekleyin. İlaç sıvı formda olabilir ya da bir solüsyon içine karıştırılabilir. Cihazı monte edin: İlaç haznesini nebulizatöre takın. Hazne, genellikle cihazın ana gövdesine bağlıdır. Maske ya da ağızlık seçin: Nebulizatör cihazı ile birlikte gelen maskeyi ya da ağızlığı kullanabilirsiniz. Ağızlığı doğrudan ağız içine yerleştirip dudaklarınızı etrafında sıkıca kapatın. Eğer maske kullanıyorsanız, yüzünüze tam oturduğundan emin olun. Cihazı çalıştırın: Nebulizatörü açın: Cihazın fişini prize takın ve açma düğmesine basarak çalıştırın. Cihaz çalışmaya başladığında ilaç, buhar haline gelerek ağızlık ya da maskeye ulaşacaktır. Soluma: Derin nefes alın: Ağır ve derin nefesler alarak buharı ciğerlerinize çekin. İlaç haznesinde kalan ilaç tamamen bitene kadar bu işlemi tekrarlayın. Bu genellikle 5-10 dakika sürer. Ağızdan soluma: Eğer ağızlık kullanıyorsanız, nefes alırken ağızdan solumanız, ilacın doğrudan akciğerlere ulaşmasını sağlar. Cihazı temizleyin: Nebulizatör cihazını her kullanımdan sonra temizlemek, cihazın verimli çalışması için önemlidir. Parçaları sabunlu su ile yıkayın, ardından durulayıp kurumasını bekleyin. Öneriler: Nebulizatörü doktorunuzun önerdiği dozlarda ve sıklıkta kullanmalısınız. Kullanımdan sonra cihazın filtrelerini düzenli olarak değiştirin. Cihazı saklamadan önce parçalarının tamamen kuru olduğundan emin olun. Bu basit adımlarla, nebulizatör cihazını güvenle kullanarak solunum yolu hastalıklarının tedavisine katkıda bulunabilirsiniz. --- ### Bebeklerin Bağışıklık Sistemi Nasıl Güçlendirilir? > Bebeklerin bağışıklık sistemi, doğumdan itibaren hızla gelişir. Ancak bu süreçte dış etkenlere karşı hassas bir yapıda olduğundan, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-bagisiklik-sistemi-nasil-gelisir-ve-guclenir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerin bağışıklık sistemi, doğumdan itibaren hızla gelişir. Ancak bu süreçte dış etkenlere karşı hassas bir yapıda olduğundan, enfeksiyonlara ve hastalıklara açık olabilir. Ebeveynler, bebeklerinin bağışıklık sistemini desteklemek ve onları hastalıklardan korumak için birçok yöntem uygulayabilir. Bu yazıda, bebeklerin bağışıklık sisteminin nasıl çalıştığını, onu güçlendirmek için neler yapılabileceğini ve dikkat edilmesi gereken noktaları detaylı bir şekilde ele alacağız. Bağışıklık Sistemi Nedir ve Nasıl Çalışır? Bağışıklık sistemi, vücudu zararlı mikroorganizmalara (virüs, bakteri, mantar ve parazitler) karşı koruyan karmaşık bir savunma mekanizmasıdır. Bebeklerin bağışıklık sistemi, doğumdan itibaren gelişmeye başlar ve yaklaşık iki yaşına kadar önemli bir olgunlaşma süreci geçirir. Doğal Bağışıklık: Bebek doğduğu andan itibaren bazı temel koruma mekanizmalarına sahiptir. Bu bağışıklık anne sütü yoluyla da desteklenir. Edinilmiş Bağışıklık: Bebeklerin bağışıklık sistemi, aşılar ve maruz kaldığı enfeksiyonlarla zamanla güçlenir ve daha spesifik bir savunma oluşturur. Bebeklerin Bağışıklık Sistemini Güçlendirme Yolları Anne Sütü ile Beslenme Anne sütü, bebeğin bağışıklık sistemini destekleyen en önemli faktörlerden biridir. Kolostrumun Önemi: Doğumdan sonraki ilk birkaç gün salgılanan kolostrum, bağışıklık güçlendirici antikorlar ve besinlerle doludur. Anne sütü, enfeksiyonlara karşı koruyan antikorlar (özellikle IgA), prebiyotikler ve diğer bağışıklık destekleyici bileşenler içerir. Aşıların Zamanında Yapılması Aşılar, bebekleri birçok ciddi hastalıktan korumanın etkili bir yoludur. Bebeklik dönemi aşıları (örneğin, hepatit B, BCG, karma aşı) bağışıklık sisteminin spesifik hastalıklara karşı korunmasını sağlar. Aşı takvimine uygun hareket ederek bağışıklık sisteminin güçlü kalmasına katkıda bulunabilirsiniz. Dengeli ve Sağlıklı Beslenme Bebek ek gıdaya geçtiğinde, dengeli bir diyetle vitamin ve mineral alımını desteklemek önemlidir. C Vitamini: Portakal, mandalina, çilek ve brokoli gibi besinlerde bulunur ve bağışıklığı destekler.... --- ### Bebeklerde Kulak Akıntısı Neden Olur? > Bebeklerde burun ve kulak akıntısı kulak enfeksiyonun belirtisi olabilir. Bebeklerde ve küçük çocuklarda kulak enfeksiyonları son derece - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-burun-ve-kulak-akintisi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde kulak akıntısı, kulaktan sıvı, cerahat veya kulak kiri gibi materyallerin dışarı çıkması durumudur. Kulak akıntısı genellikle zararsız nedenlerden kaynaklansa da bazen ciddi bir sağlık sorununun habercisi olabilir. Kulak enfeksiyonları, kulak zarının yırtılması veya kulak kanalıyla ilgili diğer problemler kulak akıntısına yol açabilir. Bu nedenle, ebeveynlerin kulak akıntısının nedenini anlaması ve gerektiğinde bir doktora danışması önemlidir. Kulak akıntısı bebeklerde yaygın olarak görülebilir ve sıklıkla dış kulak kanalında biriken kir veya sıvı nedeniyle oluşur. Ancak, devam eden veya kötüleşen akıntılar altta yatan bir enfeksiyon veya başka bir sağlık sorunu işareti olabilir. Bebeklerde Kulak Akıntısının Belirtileri Kulak akıntısı genellikle kolayca fark edilir. Ancak akıntının türüne ve nedenine bağlı olarak diğer belirtiler de eşlik edebilir. Bebeklerde kulak akıntısının yaygın belirtileri şunlardır: Kulaktan Sıvı Gelmesi: Kulaktan berrak, beyaz, sarı veya kanlı bir sıvı gelebilir. Kulağı Çekiştirme: Bebek, kulağında rahatsızlık hissederse kulağını çekiştirebilir. Ateş: Özellikle kulak enfeksiyonlarında, akıntıya ateş eşlik edebilir. Uyku Sorunları: Kulağındaki rahatsızlık nedeniyle bebek uyumakta zorluk çekebilir. İştahsızlık: Kulak ağrısı ve rahatsızlık, bebeğin iştahını olumsuz etkileyebilir. Kötü Kokulu Akıntı: Bazen kulaktan gelen sıvı kötü bir koku yayabilir, bu genellikle enfeksiyon belirtisidir. Bebeklerde Kulak Akıntısının Nedenleri Bebeklerde kulak akıntısının birçok farklı nedeni olabilir. İşte bu durumun en yaygın nedenleri: 1. Kulak Enfeksiyonları Bebeklerde kulak enfeksiyonları, kulak akıntısının en yaygın nedenlerinden biridir. Orta kulakta sıvı birikmesi, enfeksiyonlara yol açabilir ve bu sıvı, kulak zarından dışarı sızarak akıntıya neden olabilir. 2. Kulak Zarı Delinmesi Kulak zarının yırtılması veya delinmesi durumunda, orta kulakta biriken sıvı dışarı akabilir. Bu durum genellikle kulak enfeksiyonlarının bir sonucu olarak ortaya... --- ### Hangi Ayda Hangi Balık Yenir? Mevsimlere Göre Balık Tüketimi > Türkiye’nin dört bir yanında bulunan balık türlerinin hangi aylarda en lezzetli ve taze olduğunu öğrenebilir - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-11 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hangi-balik-hangi-ayda-yenmeli - Kategoriler: Çocuk Beslenmesi Balık, içerdiği omega-3 yağ asitleri, protein ve çeşitli minerallerle sağlıklı beslenme açısından vazgeçilmez bir besindir. Ancak balıkların lezzeti ve besin değeri, hangi ayda tüketildiklerine göre değişiklik gösterebilir. Mevsiminde tüketilen balıklar, daha lezzetli ve besleyici olur. Bu rehberde, Türkiye’nin dört bir yanında bulunan balık türlerinin hangi aylarda en lezzetli ve taze olduğunu öğrenebilir, doğru ayda doğru balığı tercih ederek sağlıklı bir balık tüketim alışkanlığı geliştirebilirsiniz. Neden Mevsiminde Balık Tüketmeliyiz? Mevsiminde balık tüketmenin birçok avantajı vardır: Daha Besleyici ve Lezzetli: Balıklar, üreme dönemlerini tamamlayıp yağlandıkları zaman daha lezzetli ve besleyici olur. Çevresel Sürdürülebilirlik: Mevsiminde avlanan balıklar, doğanın dengesine zarar vermez ve sürdürülebilir bir deniz ekosistemine katkı sağlar. Ekonomik: Mevsiminde bol bulunan balıklar, genellikle daha uygun fiyatlarla satılır. Ay Ay Balık Tüketim Rehberi Her ay, farklı balık türlerinin en lezzetli dönemleri olabilir. İşte ay ay hangi balığın tüketilmesi gerektiği hakkında kapsamlı bir rehber: Ocak Ayında Hangi Balık Yenir? Ocak ayı, soğuk hava koşullarının etkisiyle deniz suyunun en soğuk olduğu dönemdir. Bu durum balıkların yağlanmasına neden olur ve özellikle bu ayda bazı balıklar oldukça lezzetli hale gelir. Hamsi: Ocak ayında hamsi en lezzetli dönemindedir. İstavrit: Yağlı ve lezzetlidir. Mezgit: Ocak ayının vazgeçilmez balıklarındandır. Lüfer: Yağ oranı yüksek, lezzetlidir. Şubat Ayında Hangi Balık Yenir? Şubat ayında deniz suyu hâlâ soğuktur ve birçok balık türü yağlıdır. Bu dönemde hamsi, palamut ve istavrit gibi balıkların son dönemleri olduğundan son kez lezzetli hallerini yakalayabilirsiniz. Hamsi: Bu ayda hamsi en bol ve en lezzetli dönemindedir. Kalkan: Kalkan mevsimi başlar, çok lezzetlidir. Mezgit: Şubat ayında da lezzetlidir. İstavrit: Bolca tüketilebilir.... --- ### Yün Alerjisi > Yün alerjisi veya hassasiyetiniz olup olmadığını bilmek zor olabilir. Alerji genetik bir durum olsa da, duyarlılık daha gevşek bir şekilde - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yun-alerjisi - Kategoriler: Yetişkin Alerji Hastalıkları Yünlü giysilere ve malzemelere karşı hassasiyet çok yaygındır. İnsanlar, yün giydiklerinde burun akıntısı, sulanmış gözler ve özellikle cilt tahrişi gibi durumlar yaşayabilirler. Uzun yıllardan beri yün bir alerjen olarak kabul edilir ve yün alerjileri sanıldığı kadar nadir değildir. İnsanların neden yün alerjisi olduğunu anlamak kolaydır. Bazı araştırmacılar yün alerjisine neden olan lanolin bileşenini tanımladı. Ayrıca, son on yılda yün alerjisinin arttığını ve bunu ilk şüphelenilenden daha yaygın hale getirdiğini buldular. Alerji mi, hassasiyet mi? Yüne alerjiniz veya hassasiyetiniz olup olmadığını bilmek zor olabilir. Alerji genetik bir durum olsa da, duyarlılık daha gevşek bir şekilde tanımlanır. Bir şeye alerjiniz varsa, vücudunuz onu istenmeyen bir istilacı olarak tanımlar ve özellikle savaşmak için tepki verir. Bir alerjiye yanıt hızla gelişebilir ve daha şiddetli semptomlara ilerleyebilir. Bu arada, hassasiyetle, herhangi bir sayıda şey, tahriş edici çıkarıldıktan sonra kolayca kaybolan yüzey seviyesinde tahrişe neden olabilir. Yün alerjisinin belirtileri nelerdir?  Yüne duyarlı olan kişiler, yün ile temas ettiğinde şu belirtileri yaşayabilirler: Kaşıntılı cilt ve döküntüler (bunlar en yaygın semptomlardır), Tahriş olmuş gözler, Burun akması, Öksürük. Çocuklar ve yün alerjisiBebekler cilt bariyeri daha ince ve dolayısıyla daha hassas olduğu için cilt tahrişlerine eğilimlidir. Kıyafetler ya da battaniyelerdeki bazı kimyasallardan kaynaklanan kontakt dermatit geliştirebilirler. Kontakt dermatit genellikle ciltte tahriş edici maddeye temas ettiği yerde ortaya çıkar. Kırmızı, kuru, çatlamış veya kabarmış görünebilir. Bazı ebeveynler alerjen olduğunu bildiği için yün kullanmak istemezler. Bununla birlikte, küçük bir çalışma, süper ince merinos yününün bebeklerde pamuklu giysilerden daha az tahrişe neden olduğunu buldu. Diğer iki çalışma, süper ince Merinos yününün çocuklarda veya... --- ### Çocuklarda Miyop > Çocuklarda miyop genellikle okul çağında fark edilir, çünkü bu dönemde çocuklar uzaktaki yazıları görmede zorlanabilirler. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-miyop - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Miyop, gözün yakındaki nesneleri net bir şekilde görebilmesine karşın, uzaktaki nesneleri bulanık görmesine neden olan bir görme bozukluğudur. Tıbbi olarak miyopi olarak adlandırılan bu durum, çocuklarda sık görülen bir refraktif kusurdur. Miyop olan bir çocuğun gözleri, ışığı retinaya doğru şekilde odaklayamaz. Bunun nedeni genellikle gözün normalden daha uzun olması veya korneanın eğriliğinin fazla olmasıdır. Çocuklarda miyop genellikle okul çağında fark edilir, çünkü bu dönemde çocuklar uzaktaki yazıları görmede zorlanabilirler. Miyop tedavi edilmediğinde, çocuğun akademik başarısı ve günlük yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Çocuklarda Miyop Belirtileri Nelerdir? Miyop genellikle erken dönemde fark edilebilir belirtilerle kendini gösterir. Ebeveynler, aşağıdaki belirtilere dikkat ederek çocuklarında miyop olup olmadığını anlayabilirler: Uzak Nesneleri Görememe: Çocuklar genellikle tahtadaki yazıları ya da uzaktaki nesneleri bulanık gördüklerini ifade ederler. Gözlerini Kısarak Bakma: Çocuğun bir şeyi net görmek için gözlerini kıstığı fark edilir. Televizyona Yakın Oturma: Çocuklar, televizyonu net görebilmek için ekranın çok yakınına oturabilir. Baş Ağrısı: Uzun süre boyunca bulanık görme nedeniyle çocuklarda baş ağrısı şikayetleri olabilir. Göz Yorgunluğu: Çocuk, gözlerini çok sık ovuşturabilir veya gözlerde yorgunluk hissinden şikayet edebilir. Akademik Zorluklar: Miyop, çocukların derslerde tahtayı net görememesi nedeniyle akademik performanslarını olumsuz etkileyebilir. Çocuklarda Miyopun Nedenleri Nelerdir? Çocuklarda miyopun ortaya çıkmasının birden fazla nedeni olabilir. Genetik ve çevresel faktörler bu durumun oluşmasında önemli bir rol oynar. İşte miyopun yaygın nedenleri: 1. Genetik Yatkınlık Eğer ebeveynlerden biri ya da her ikisi miyopsa, çocuğun miyop olma riski önemli ölçüde artar. Aile öyküsü, miyop gelişiminde güçlü bir etkendir. 2. Yakın Mesafe Aktiviteleri Uzun süre ekranlara bakma, kitap okuma veya yazı yazma... --- ### Bebeklerde İsilik Nedenleri ve Belirtileri > Bebeklerde isilik hakkında detaylı bilgi edinebilir, nedenleri, belirtileri, tedavi yöntemleri ve önleme yollarını öğrenebilirsiniz. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-isilik - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerin cildi, yetişkinlere göre daha hassas ve ince olduğu için çevresel faktörlere karşı daha duyarlıdır. Bu hassasiyet, özellikle sıcak hava koşullarında isilik adı verilen bir cilt problemine yol açabilir. İsilik, bebeklerde sık görülen ve genellikle zararsız bir durum olmasına rağmen, kaşıntı ve rahatsızlık yaratabilir. Bu içerikte, bebeklerde isilik hakkında detaylı bilgi edinebilir, nedenleri, belirtileri, tedavi yöntemleri ve önleme yollarını öğrenebilirsiniz. İsilik Nedir? İsilik, tıp dilinde miliaria olarak adlandırılan, ter bezlerinin tıkanması sonucu ortaya çıkan bir cilt rahatsızlığıdır. Bebeklerin ter bezleri henüz tam olarak gelişmediği için ter kanalları kolayca tıkanabilir. Bu tıkanma, terin cilt yüzeyine ulaşamamasına neden olur ve ciltte küçük kabarcıklar, kızarıklık ve kaşıntıya yol açar. Bebeklerde İsilik Nedenleri Bebeklerde isilik oluşumunun başlıca nedenleri şunlardır: Aşırı Sıcak ve Nemli Hava: Sıcak hava ve yüksek nem oranı, bebeğin ter bezlerini zorlayarak isilik oluşumuna neden olabilir. Fazla Giydirme: Bebeklerin vücutlarını sıcak tutmak için kat kat giydirilmesi veya kalın kıyafetlerin tercih edilmesi, terlemeye ve ter bezlerinin tıkanmasına yol açabilir. Sentetik Kıyafetler: Sentetik kumaşlar, cildin hava almasını engeller ve terin buharlaşmasını zorlaştırır. Bu durum, isilik riskini artırır. Yetersiz Hava Dolaşımı: Bebeklerin uzun süre dar giysiler içinde kalması veya sıcak bir ortamda bulunması, ciltte tahrişe ve isilik oluşumuna neden olabilir. Ateş ve Hastalıklar: Ateşli hastalıklar sırasında bebeğin vücut ısısı artar ve ter bezleri daha aktif hale gelir. Bu durum, isilik oluşumunu tetikleyebilir. Bebeklerde İsilik Belirtileri Bebeklerde isilik genellikle cildin terleyen bölgelerinde görülür. İşte isiliğin yaygın belirtileri: Küçük Kabarcıklar: İsilik, genellikle ciltte kırmızı veya beyaz renkli, küçük kabarcıklar şeklinde ortaya çıkar. Kızarıklık: Kabarcıkların çevresinde kızarıklık oluşabilir.... --- ### Diş Tedavisinde Alerjik Reaksiyonlar Nelerdir? > Diş tedavisinde kullanılan materyallerin kullanımı alerjik reaksiyonlara neden olma riski taşımamaktadır. Tedavide kullanılan metaller, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dis-tedavisinde-kullanilan-malzemelere-karsi-alerjik-reaksiyonlar - Kategoriler: Çocuk Alerji Hastalıkları, Yetişkin Alerji Hastalıkları Diş tedavisinde kullanılan materyallerin kullanımı alerjik reaksiyonlara neden olma riski taşımamaktadır. Tedavide kullanılan metaller, diş protez malzemeler, gargaralar, diş macunları ağız içinde hassasiyet ve alerjiye neden olabilmektedir. Metallere bağlı alerjik reaksiyonlar ağız içinde aft, şişlik, yanma, kaşıntı, tat bozukluğu yapabildiği gibi egzama, baş ağrısı, eklem ağrısı, karın ağrısı, kronik yorgunluk, görme bozukluğu ve kas ağrısı gibi belirtilere neden olabilmektedir.   Diş Uygulamalarında Kullanılan Metal MalzemelerEn yaygın olarak diş hekimliğinde kullanılan metaller çelik, nikel, krom, kobalt, krom, titanyum, altındır. Metalik dolgu malzemeleri çoğunlukla gümüş, kalay, çinko ve bakırdan yapılan cıva ve toz alaşım karışımından oluşmaktadır.  Diş uygulamalarında kullanılan implantların dayanıklılığını belirleyen vücuda yerleştirildiğinde, alerjik reaksiyon ve toksik reaksiyon görülmemesidir. Metal Alerjisi Nasıl Gelişir? Metallere karşı alerji  tip I, III ve IV alerjik mekanizmalarla görülebilmektedir. Ağız boşluğunda gelişen alerjiler, alerji potansiyeli olan alerjenlerin temasından birkaç gün sonra görülebildiği gibi birkaç yıl sonra da görülebilmektedir. Bu tür reaksiyonlar Tip IV reaksiyonlar olarak bilinmektedir. Metallere Bağlı Toksik Reaksiyonlar GelişebilirToksik reaksiyonlar dolgu ve bileşenlerinin yıllarca ağız mukozası ile doğrudan teması ile ilişkilidir. Yüksek çinko içeriğine sahip dolgularda da sıklıkla görülür. Toksik reaksiyonlar genellikle metale alerjik reaksiyon gelişmesi sonrası implantın hasar görmesi ve metalin vücuda yayılması sonucu toksik reaksiyonlar görülebilmektedir.  Toksik reaksiyonlar ile tip 4 aşırı duyarlılık reaksiyonu sonucu oluşan klinik bulgular birbirinden ayırt edilemez. Ancak Dental yama Testinin negatif sonucunun toksik reaksiyon lehine yorumlanabileceği düşünülmektedir.  Diş malzemelerine karşı alerjinin klinik belirtileriDiş malzemelerine karşı alerji gelişmesi durumunda, genellikle ağız içinde şişme,ülserasyon, ağız kuruluğu ve tat kaybı ile ilişkili yanma veya karıncalanma hissi görülebilmektedir.   Ayrıca egzama, ürtiker,... --- ### Bebeklerde Basur (Hemoroid) > Bebeklerde basur (hemoroid) nadirdir ve bebekler vücutlarında neler olup bittiğini iletemeyecekleri için bunu belirlemek biraz zor olabilir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-basur-hemoroid - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde basur (hemoroid) nadirdir ve bebekler vücutlarında neler olup bittiğini iletemeyecekleri için bunu belirlemek biraz zor olabilir. Anüs çevresinde şişmiş yumrular, bağırsak hareketi sırasında ağlama ve kanama hemoroid belirtisi olabilir. Hemoroidli birçok bebekte kabızlık ve kuru dışkı öyküsü olabilir. Yeterli beslenmeyi sağlayarak bebeklerde kabızlığı önlemeye de çalışabilirsiniz. Hemoroid Nedir? Halk arasında basur olarak bilinen bu durum, anal açıklık boyunca uzanan dokuların ve kan damarlarının şişmesidir. "Hemoroid" terimi aslında anüsü içten ve hafifçe dıştan kaplayan yumuşak doku için kullanılır. Tipik olarak, hemoroid bir yastık görevi görür. Ancak şiştiklerinde, çıkıntı yapma eğilimindedirler ve ağrıya ve sürekli rahatsızlığa neden olurlar. "Hemoroid" terimi aynı zamanda halk arasında dokunun iltihaplı durumunu ifade etmek için de kullanılır. Bebeklerde ayrıca bazen şişebilen hemoroid dokusu vardır. Bebeklerde Hemoroid Neden Olur? Hemoroidin birincil nedeni, rektal bölgedeki kan damarlarında ve dokularında tekrarlanan zorlanmadır. Kan damarlarına sık sık yapılan baskı, iltihaba ve nihayetinde yığınlara yol açar. Bebeğinizin rektal dokuyu zorlamasının birkaç nedeni vardır:Kabızlık:Kabızlık, dışkının salınması için dokunun tekrar tekrar gerilmesine yol açar. Hemoroidlerin açık ara en yaygın nedenidir. İshal:Bebeğin tekrar tekrar dışkı yapmasına neden olur. Dışkıların sık atılımı hemoroid dokusunu zorlayabilir. Düşük lifli diyet ve zayıf hidrasyon:Lif ve su, dışkıların düzgün geçişi için hayati önem taşır. Düşük lif ve su alımı, geçmesi için daha fazla basınç gerektiren dışkıyı sertleştirebilir. Yanlış tuvalet eğitimi:Lazımlık eğitimi konusunda yanlış tavsiyeler alan küçük çocuklar tuvalete oturabilir ve dışkılarını çıkarmakta zorlanabilirler. Tekrarlanan zorlanma, kabızlık veya ishal olmadan bile basura neden olabilir. Genetik anomaliler:Bazı bebeklerde gastrointestinal sistem anomalileri nedeniyle hemoroid gelişebilir. Aile öyküsü olan kişiler buna daha yatkın... --- ### Çocuklarda Siğil Neden Olur, Nasıl Geçer? > Çocuklarda çok fazla siğil olabilir; çocukların ila 'sinde yaygın cilt siğilleri görülür. Kızlarda, erkeklerden daha - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-sigil-neden-olur-nasil-gecer - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuklarda çok fazla siğil olabilir; çocukların %10 ila %20'sinde yaygın cilt siğilleri görülür. Kızlarda, erkeklerden daha fazla görülme eğilimi vardır. Siğiller en çok 12 ila 16 yaş arasındaki çocuklarda görülür, bebeklerde nadir görülür. Siğiller bulaşıcıdır, ancak genellikle zararsızdır. Siğiller her ne kadar tıbbi olarak zararsız olsa da bazı çocukları son derece rahatsız edebilir. Bazı çocuklar siğillerden utanırlar. Siğiller ayak tabanlarında ise rahatsız edici olabilir. Bu yazımızda çocuklarda siğil neden olur, nasıl geçer gibi soruların cevabını sizler için yazdık.  Çocuklarda Siğil Nedenleri ve Çeşitleriİnsan papilloma virüsü veya HPV'nin neden olduğu siğiller, kanserli olmayan cilt büyümeleridir. Virüs, genellikle küçük bir kesik veya çizik yoluyla cildi işgal ettiğinde oluşurlar. Virüs, derinin dış tabakasında hücrelerin hızla büyümesine neden olur. Siğiller genellikle ten rengindedir ancak koyu renkli de olabilir. Pürüzlü veya pürüzsüz olabilirler. Tıbbi olarak siğil olarak bilinen cilt siğillerinin türleri şunlardır:Yaygın siğiller;parmaklarda ve ellerin arkasında bulunur. Palmer siğiller;avuç içlerinde bulunur. Plantar siğiller;ayaklarda, tipik olarak tabanlarda büyürYassı siğiller;tipik olarak diğer siğillerden daha küçük ve pürüzsüzdür; bir seferde 20 ila 100 kadar çok sayıda büyüyebilirler. Çocuklarda düz siğiller tipik olarak yüzde bulunur. Genital siğiller;genellikle küçük çocukları etkilemez çünkü sıklıkla cinsel yolla bulaşırlar. Filiform siğiller:Bunlar küçük, uzun, dar büyümelerdir. Genellikle göz kapakları, dudaklar veya yüz ve boyunda görülürler. Periungual siğiller:Bunlar tırnakların etrafında kalınlaşmış deri olarak görünür. Deride ağrılı yarıklara (çatlaklara) neden olabilirler. Çocuklarda Bulaşıcı Siğil Riskinin AzaltılmasıYaygın olarak cilt siğillerine neden olan virüsler çocuktan çocuğa bulaşır. Virüs cildi enfekte ettikten sonra siğilin görünür hale gelmesi genellikle birkaç ay alır. Bazı çocuklar siğillere diğerlerinden daha duyarlıdır. Organ nakli... --- ### Yetişkinlerde Ağızlıklı Hazne Kullanma Yöntemi > Ağızlıklı hazne (spacer), aerosol inhaler cihazları ile birlikte kullanıldığında ilacın daha etkili bir şekilde akciğerlere ulaşmasını sağlar. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-agizlikli-hazne-kullanma-yontemi - Kategoriler: Yetişkinlerde Astım İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video Ağızlıklı hazne (spacer), aerosol inhaler cihazları ile birlikte kullanıldığında ilacın daha etkili bir şekilde akciğerlere ulaşmasını sağlar. Spacer, ilacı daha iyi kontrol etmenize ve nefesinizi senkronize etme gerekliliğini azaltır, bu nedenle özellikle inhaler kullanma becerisi zayıf olan bireyler için faydalıdır. Ağızlıklı hazne kullanımı, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde sıkça tercih edilir. İşte yetişkinlerde ağızlıklı hazne (spacer) kullanma yöntemi: Ağızlıklı Hazne Kullanma Adımları: 1. Hazneyi Hazırlayın: İnhaler kapağını çıkarın: İnhaler cihazının koruyucu kapağını çıkarın. İnhaleri hazneye takın: İnhaler cihazını haznenin arka kısmına sıkıca yerleştirin. İnhalerin ağızlık kısmı haznenin geniş ucuna tam oturmalıdır. 2. İnhaler ve Hazneyi Kullanıma Hazırlayın: Cihazı çalkalayın: İnhaleri her kullanımdan önce iyice çalkalayın. Bu, ilacın eşit bir şekilde dağıtılmasını sağlar. Nefes verin: Hazneyi kullanmadan önce derin bir nefes verin, ancak cihazın içine nefes vermemeye dikkat edin. 3. Ağızlığı Yerleştirin: Ağızlığı ağzınıza yerleştirin: Haznenin ağızlık kısmını ağzınıza yerleştirin ve dudaklarınızı sıkıca kapatın. Cihazın etrafından hava kaçmadığından emin olun. 4. İnhalasyon (Soluma): İnhaleri çalıştırın: İnhaler cihazının üst kısmına bir kez basarak haznenin içine bir doz ilaç püskürtün. Derin nefes alın: İlacın akciğerlerinize ulaşması için yavaş ve derin bir nefes alın. Hazneyi kullanmak nefes almanızı kolaylaştırır, bu yüzden hızlı nefes almaya gerek yoktur. Nefesinizi tutun: İnhalasyondan sonra nefesinizi 5-10 saniye boyunca tutun. Bu, ilacın akciğerlerinize tam olarak ulaşmasını sağlar. 5. Tekrar Nefes Alın (Gerekirse): Birden fazla nefes alın: Eğer derin bir nefes almak zor geliyorsa, haznedeki ilacı birkaç normal nefesle ciğerlerinize çekebilirsiniz. Bu, ilacın etkinliğini kaybetmeden daha rahat bir inhalasyon sağlar. 6. İkinci Doz Gerekirse: Gerekirse tekrar basın:... --- ### Bebeklerde Tırnak Batması Sorunu > Bebeklerde Tırnak Batması Belirtileri Nelerdir? Bazı belirtiler bebeğinizin yaşına bağlı olacaktır, ancak tedavi gerektiren batık bir ayak - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-tirnak-batmasi-sorunu - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Batık ayak tırnakları, bebekler de dahil olmak üzere her yaştan insanda görülebilecek bir durumdur. Her ayak tırnağı yumuşak bir cilt ile çevrilidir ve tırnağın bu cildin üzerinde (üstünde) büyümesi gerekir. Tırnak büyümesi bunun yerine köşelerde veya yanlarda bu yumuşak deriye uzandığında, tırnağın batık olduğu söylenir. Bebeklerde Tırnak Batması Belirtileri Nelerdir? Bazı belirtiler bebeğinizin yaşına bağlı olacaktır, ancak tedavi gerektiren batık bir ayak tırnağının en yaygın belirtileri şunlardır: Kırmızılık, Şişme, Dokunma hassasiyeti, Enfeksiyon belirtisi olan irin sızması gibi akıntı. Bu belirtiler, tırnağın deriye doğru büyüdüğü yerde, tipik olarak ayak başparmağında, ortaya çıkar, ancak herhangi bir tırnak batık hale gelebilir. Bebekler ayrıca rahatsız edici ayak parmağını çekebilir. Hassasiyet, bölgeye dokunduğunuzda gözyaşlarına veya sızlanmaya neden olabilir. Yürümeye başlayan bir çocuğunuz varsa, yürürken şikayet edebilir, ayakkabı giymeyi reddedebilir, hatta topallayarak yürüyebilir. Herhangi bir akıntı varsa, batık tırnak enfekte olabilir. Bu, daha fazla enfeksiyon semptomlarına (ateş gibi) neden olabilir, bu nedenle bir doktora danışmanız yararlı olacaktır.  Batık Ayak Tırnakları İçin Ev İlaçlarıÖncelikle, enfeksiyon her şeyi değiştirir. Enfeksiyon belirtileri görürseniz (ateş, irin sızması, aşırı kızarıklık ve tırnağın deriyle birleştiği noktanın ötesine uzanan şişlik), o zaman ev ilaçları uygun değildir ve doktora gitmeniz gerekir. Ancak enfeksiyon olmadığında, semptomları hafifletmek ve bölgeyi iyileştirmek için bazı stratejiler şunlardır:Su ile yumuşatınİster tüm vücut banyosu olsun, ister bebeğin ayaklarını ılık, sabunlu suya soksun, bunu günde iki kez yapabilirsiniz. Bölgeye masaj yapınYaklaşık 10 dakika beklettikten sonra bölgeyi kurulayın (ovmak yerine). Ardından, batık ayak tırnağıyla cilde hafifçe masaj yapın. Bu, tırnağı kayması ve cildin üstünde doğru pozisyonuna geri dönmesi için yeterince gevşetebilir. Bebek... --- ### Bebeklerde Topuk Kanı Ne Zaman Alınır? > Topuk kanı testi, yenidoğan bebeklerde bazı genetik ve metabolik hastalıkların erken teşhisini sağlamak için yapılan önemli bir tarama - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-topuk-kani-ne-zaman-alinir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Topuk kanı testi, yenidoğan bebeklerde bazı genetik ve metabolik hastalıkların erken teşhisini sağlamak için yapılan önemli bir tarama testidir. Bebek doğduktan sonra alınan bir damla kan, bu test sayesinde hayati hastalıkların önlenmesine veya erken tedavi edilmesine olanak tanır. Bu tarama testi, bebeğin sağlıklı bir yaşam sürmesi açısından kritik bir öneme sahiptir ve tüm bebeklere uygulanması önerilir. Topuk kanı testi, doğumdan kısa bir süre sonra topuktan alınan bir damla kan ile gerçekleştirilir. Kan örneği, özel bir filtre kağıdına alınır ve laboratuvarda analiz edilir. Bu test sayesinde fenilketonüri, hipotiroidi, kistik fibrozis ve biyotinidaz eksikliği gibi hastalıklar tespit edilebilir. Bebeklerde Topuk Kanı Ne Zaman Alınmalı? Topuk kanı testi genellikle bebeğin doğumundan sonraki ilk 24-72 saat içinde alınır. Bu süre zarfında yapılan test, doğru sonuçlar elde edilmesi açısından önemlidir. Bebeğin ilk beslenmesinden sonra, genellikle 24 saat geçtikten sonra topuk kanı alınması önerilir. Böylece bebeğin metabolik sistemi çalışmaya başlar ve testin doğruluğu artar. İkinci Kan Örneği Ne Zaman Alınır? Bazı durumlarda, ilk kan örneğinden sonra ek bir kan örneği alınması gerekebilir. Bu genellikle bebek 7-10 günlük olduğunda yapılır. İkinci test, ilk testin sonuçlarını doğrulamak veya eksik verileri tamamlamak amacıyla gerçekleştirilir. Erken Taburcu Olan Bebeklerde Durum Bebekler doğumdan 24 saatten önce taburcu olursa, topuk kanı alınması için ebeveynlere uygun bir zaman planı yapılır. Bu durumda, testin sağlık kuruluşunda veya bir aile sağlığı merkezinde yapılması sağlanır. Topuk Kanı Testi Hangi Hastalıkları Tespit Eder? Topuk kanı testi, özellikle genetik ve metabolik hastalıkların erken teşhisi için kullanılır. Bu hastalıklar tedavi edilmezse ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Testin tespit edebileceği... --- ### Kabız Çocuklar İçin Yiyecek Önerileri > Kabızlık her yaştan kişiyi etkileyebilecek bir durumdur. Bu durumun çocuğunuzda olması can sıkıcı olabilir. Kabız olan çocuklar - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kabiz-cocuklar-icin-yiyecekler-onerileri - Kategoriler: Çocuk Beslenmesi Kabızlık her yaştan kişiyi etkileyebilecek bir durumdur. Bu durumun çocuğunuzda olması can sıkıcı olabilir. Çocuklarda kabızlık durumuna neden olabilen birden fazla sebep vardır. Çocuğunuzda uzun süre kabızlık problemi varsa bir doktora gidip altta yatan nedeni öğrenmeniz gerekir. Bununla birlikte bazı yiyecekler kabızlık durumu önlemeye yardımcı olabilir. Bu yazımızda kabız olan çocuğunuza verebileceğiniz bazı yiyecekleri sizler için yazdık.  Çocuğunuzun Yeterince Lifli Gıdalar Yemesini SağlayınÇocuğunuzun yeterince lif yemesini sağlayın. Lifin daha iyi çalışmasına yardımcı olmak için bol sıvı içmesini sağlayın. Lif Çocuğunuzun yaşına ve cinsiyetine bağlı olarak günde 14 ila 30,8 gram lif almalıdır. İyi lif kaynakları şunlardır:  Kepekli ekmek ve makarna, yulaf ezmesi ve kepekli tahıl gevrekleri gibi kepekli tahıllar, Mercimek, siyah fasulye, barbunya fasulyesi, soya fasulyesi ve nohut gibi baklagiller, Meyveler, kabuklu elmalar, portakallar ve armutlar gibi meyveler, Havuç, brokoli, yeşil bezelye ve kara lahana gibi sebzeler, Badem, yer fıstığı ve ceviz gibi kuruyemişler. Çocuğunuzun bol su içmesini sağlayınÇocuğunuz susuz kalmışsa, lifin daha iyi çalışmasına yardımcı olmak için çocuğunuza bol su ve doğal şekerli meyve ve sebze suları ve berrak çorbalar gibi diğer sıvıları içirin. Yeterince su ve diğer sıvıları içmek dehidrasyonu önlemeye yardımcı olur. Hidratlı kalmak, genel sağlık için iyidir ve kabızlığın önlenmesine yardımcı olabilir.  Çocuğum kabızsa ne yemekten veya içmekten kaçınmalıdır? Kabızlığı önlemeye veya rahatlatmaya yardımcı olmak için, çocuğunuz çok az lifli veya hiç lif içermeyen yiyeceklerden kaçınmalıdır.   Cips, Fast food, Et, Bazı dondurulmuş yemekler ve atıştırmalık yiyecekler gibi hazır yiyecekler,Sosisli sandviçler veya bazı mikrodalgaya uygun akşam yemekleri gibi işlenmiş gıdalar. Çocuklar için Kabızlıkla Mücadele Edecek Bazı... --- ### Kalsiyum Alerjisi > Kalsiyum vücudunuzun birçok işlevi için gereklidir, bu nedenle kalsiyum alerjisi pek olası değildir. Bununla birlikte, kalsiyum - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kalsiyum-alerjisi - Kategoriler: Besin Alerjisi Kalsiyum, güçlü kemikler oluşturmak için hayati önem taşıyan ve ayrıca sinirlerin ve kasların nasıl çalıştığında önemli bir rol oynayan bir mineraldir. Kalsiyum vücudunuzun birçok işlevi için gereklidir, bu nedenle kalsiyum alerjisi pek olası değildir. Bununla birlikte, kalsiyum takviyelerinde bulunan bazı bileşik bileşenlere alerjiniz olabilir. Kalsiyum takviyelerine alerji, laktoz intoleransı veya sütte bulunan diğer proteinlere alerji ile aynı şey değildir. Laktoz intoleransınız olsa bile, alerjinizi tetiklemesi muhtemel olmayan kalsiyum içeren gıdaları eklemenin hala yolları vardır. Kalsiyum takviyesi alerjisine ne sebep olur? Vücudunuzun hayatta kalabilmesi için kalsiyuma sahip olması gerektiğinden, vücudunuzun her kalsiyuma sahip olduğunuzda bir bağışıklık sistemi tepkisi başlattığı gerçek bir kalsiyum alerjiniz olması pek olası değildir. Bununla birlikte, takviyelerde bulunan kalsiyum türlerine veya takviyelere eklenen katkı maddesi üreticilerine karşı intoleransınız olabilir. Farklı kalsiyum takviyesi türleri şunları içerir: Kalsiyum sitrat, Kalsiyum karbonat, Kalsiyum fosfat, Takviyeler ve yan etkiler Kalsiyum karbonat takviyelerinin, gıda intoleransı gibi hissedilebilen gaz ve kabızlığa neden olduğu bilinmektedir. Bunun yanı sıra kalsiyum takviyeleri alerjik reaksiyona neden olabilecek süt, soya ve buğday içerebilir. Ayrıca yine reaksiyona neden olabilecek boya ile kaplanabilir. HiperkalsemiAyrıca belirtilerinizin hiperkalsemi ile ilişkili olup olmadığını doktorunuza sormalısınız. Vücudunuz bir seferde yalnızca çok fazla kalsiyum emebilir, genellikle 500 miligramdan fazla değildir. Bu semptomlar gıda intoleransına çok benzer. Bununla birlikte, aşırı kalsiyum (hiperkalsemi) kalp ritminize müdahale edebileceğinden zararlı olabilir. Kalsiyum içeren yiyecekler yiyerek genellikle çok fazla kalsiyum alamazsınız. Genellikle, takviye olarak çok fazla kalsiyum aldığınız için hiperkalsemi meydana gelir. Besinlerden Alınan KalsiyumLaktoz içeren tüm gıdalarda kalsiyum bulunurken, kalsiyum içeren tüm gıdalarda laktoz bulunmaz. Yapraklı yeşil sebzeler, badem, fasulye... --- ### Çocuklarda Öz Bakım Becerileri Gelişimi ve Önemi > Çocuklarda öz bakım becerileri, bireyin kendine yetebilmesi için gerekli olan temel yaşam becerileridir. Bu beceriler, bir çocuğun bağımsızlık - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-oz-bakim-becerileri - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuklarda öz bakım becerileri, bireyin kendine yetebilmesi için gerekli olan temel yaşam becerileridir. Bu beceriler, bir çocuğun bağımsızlık kazandığı, kendine olan güvenini geliştirdiği ve sosyal hayatında daha başarılı olduğu bir sürecin önemli bir parçasıdır. Çocukların öz bakım becerilerini geliştirmesi, hem fiziksel hem de duygusal sağlığına katkı sağlar ve gelecekteki yaşam kalitesini olumlu yönde etkiler. Öz Bakım Becerileri Nedir? Öz bakım becerileri, bir çocuğun günlük yaşamında ihtiyaç duyduğu kişisel bakım görevlerini yerine getirme yeteneğini ifade eder. Bunlar, giyinme, beslenme, hijyen, tuvalet eğitimi ve çevre düzenleme gibi temel becerileri içerir. Bu beceriler, çocuğun yaşına, gelişim düzeyine ve bireysel ihtiyaçlarına göre değişiklik gösterebilir. Temel Öz Bakım Becerileri: Hijyen: El yıkama, diş fırçalama, yüz temizleme gibi kişisel temizlik faaliyetleri. Beslenme: Çatal-bıçak kullanma, kendi başına yemek yeme. Giyinme ve Soyunma: Kendi kıyafetlerini seçip giyebilme ve çıkarabilme. Tuvalet Eğitimi: Tuvalet ihtiyacını bağımsız bir şekilde giderebilme. Çevre Düzeni: Oyuncakları toplama, yatağını düzeltme gibi düzenleme becerileri. Çocuklarda Öz Bakım Becerilerinin Gelişimi Her çocuk öz bakım becerilerini farklı hızda geliştirir. Ancak, bu beceriler yaş gruplarına göre belirli bir gelişim sürecine sahiptir. İşte öz bakım becerilerinin yaşa göre gelişim süreci: 0-1 Yaş: Bu dönemde çocuk tamamen ebeveynlerine bağımlıdır. Ancak, taklit yoluyla çevresindeki davranışları gözlemlemeye başlar. Örneğin, ebeveynin el yıkama alışkanlığını izleyebilir. 1-2 Yaş: Çocuk, yemek yerken ellerini kullanmaya başlar. Kaşık veya bardak kullanmayı deneyebilir. Taklit davranışları daha belirgin hale gelir. Örneğin, diş fırçası tutmaya çalışabilir. 2-3 Yaş: Basit giyinme ve soyunma görevlerini gerçekleştirebilir. Tuvalet eğitimi bu dönemde başlanabilir. Ellerini yıkama ve yüzünü temizleme gibi basit hijyen alışkanlıklarını öğrenebilir. 3-5 Yaş:... --- ### Bebekler Ne Zaman Emekler ve Oturur? > Bebekler ne zaman oturacağı ve emekleyeceği konusunda genel bir zaman aralığı olsa da, her bebeğin bireysel farklılık gösterebileceğini - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-15 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebekler-ne-zaman-emekler-ve-oturur - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerin fiziksel gelişimi, hem ebeveynler için heyecan verici hem de zaman zaman endişe kaynağı olabilir. İlk kez oturma, emekleme ve yürümeye çalışma gibi kilometre taşları, bebeklerin motor becerilerinin gelişiminde önemli adımlardır. Ancak her bebek, kendi hızında büyür ve gelişir. Bu nedenle bebeklerin ne zaman oturacağı ve emekleyeceği konusunda genel bir zaman aralığı olsa da, her bebeğin bireysel farklılık gösterebileceğini unutmamak önemlidir. Bebekler Ne Zaman Oturur? Bebeklerin oturma becerisi, baş ve gövde kontrolü gibi temel kaslarının güçlenmesiyle başlar. Oturabilme süreci genellikle aşağıdaki aşamalarda gerçekleşir: 1. Destekle Oturma (3-4 Ay) Bebekler, yaklaşık 3-4 aylık olduklarında, destekle kısa süreli oturabilirler. Bu dönemde, bebeğinizin baş kontrolü gelişmeye başlar. Ancak, gövde kasları henüz tam olarak güçlenmediği için yalnız başına oturamazlar. 2. Kısa Süreli Desteksiz Oturma (5-6 Ay) 5-6 aylık bebekler, sırt kaslarının güçlenmesiyle birlikte kısa süreli olarak desteksiz oturabilir. Bu dönemde, bebekler genellikle ellerini öne doğru koyarak dengesini sağlamaya çalışır. Bu duruma "tripod oturma" adı verilir. 3. Tamamen Desteksiz Oturma (7-9 Ay) 7-9 aylık bebekler, tamamen desteksiz oturabilir ve çevresindeki nesnelere ulaşmak için hareket etmeye başlar. Bu süreçte, bebekler otururken daha dengeli hale gelir ve oyun oynarken sırtlarını dik tutabilir. Bebekler Ne Zaman Emekler? Emekleme, bebeklerin motor becerilerinin gelişiminde önemli bir aşamadır. Her bebek emekleme sürecini farklı bir şekilde deneyimleyebilir; bazıları klasik eller ve dizler üzerinde emeklerken, bazıları karınlarını yerde sürükleyerek hareket edebilir. Emekleme süreci genellikle aşağıdaki aşamalarda gerçekleşir: 1. Karın Üzerinde Hareket Etme (6-7 Ay) Bebekler, karın kaslarının güçlenmesiyle birlikte karınlarını yerden kaldırmadan sürünerek hareket etmeye başlarlar. Bu dönemde bebekler, ellerini ve ayaklarını kullanarak... --- ### Meyve Alerjisi Nasıl Anlaşılır ve Tedavisi Var Mı? > Meyve alımından sonra dudakta şişme, ağız içinde kaşınma, boğazda kaşınma gibi hafif meyve alerjisi belirtileri yanında bazen de ölümcül - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/meyve-alerjisi-nasil-anlasilir-ve-tedavisi-var-mi - Kategoriler: Besin Alerjisi Özellikle meyve ve sebzeler, sağlıklı beslenmenin bir parçasıdır. Kalp damar hastalıkları ve metabolik bozuklukların önlenmesi için tüketilmeleri önerilmektedir. Bazen çeşitli meyve ve sebzelerin alınması alerjiye neden olabilmektedir. Meyve alımından sonra dudakta şişme, ağız içinde kaşınma, boğazda kaşınma gibi hafif meyve alerjisi belirtileri yanında bazen de ölümcül ciddi alerjik reaksiyonlar görülebilmektedir. Meyve TüketimiHepimiz meyve tüketiyoruz. Çiğ olarak meyve tüketmenin yanında  ayrıca meyveler pasta, tatlı, reçel ve jölelerde, yemeklerin malzemesi olarak ve meyve suları olarak pastörizasyondan sonra da tüketebiliyoruz. 'Biyolojik kozmetiklerde' meyve özlerinde de kullanılır ve aşırı duyarlı hastalarda beklenmedik bir risk oluşturabilir. Meyve Alerjisi Sık Görülen Bir Alerji Midir? Meyve alerjisinin görülme sıklığı, yaşanılan bölgeye göre değişmekle birlikte her yüz kişiden beş kişide görüldüğü bildirilmektedir. Çoğumuz meyve alerjisi belirtileri önemsemeyiz ancak bazen ciddi reaksiyonlar görülebilmektedir.  Hangi Meyveler Daha Sık Alerji Yapar? En sık alerji yapan meyve şeftalidir. İkinci sıklıkta elma ve daha sonra kivi alerjiye neden olmaktadır. Ancak her meyve alerjiye neden olabilir. Meyvelerin içindeki bileşenler bazen başka meyvelerde çapraz reaksiyona neden olarak alerjiye neden olabilmektedir.  Meyvelerin kabuğu mu yoksa eti mi daha fazla alerji yapar? Meyveler çiğ veya işlenmiş olarak tüketilir ve hem kabuğu hem de etli kısmı alerjen içerir. Önemli alerjenler meyvelerin kabuğunda daha fazla bulunmaktadır. Kabuğunda bulunan alerjenler pişmeye karşı dayanıklıdır. Etli kısmında bulunan alerjenler daha az alerjiktir ve pişmeye karşı hassastır. Bu nedenle meyve alerjisi olanlarda kabuğunu soyarak ve parçalara ayırarak veya püre haline getirerek fırınlanması haline alerjenitesi azalacaktır. Ancak bazı meyveler fırınlanmaya karşı da dirençli olabilir. Bazı meyve türlerinin alerjenik içeriği diğerinden farklı olabilir. Bunun temel... --- ### Bebeklerde Katılma Nöbeti (Nefes Tutma) > Katılma nöbeti olarak da bilinen nefes tutma nöbetleri, bir çocuğun nefesini tutmasını, yüzünün kızarmasını, solmasını veya bilincini - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-katilma-nobeti-nefes-tutma - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Katılma nöbeti olarak da bilinen nefes tutma nöbetleri, bir çocuğun nefesini tutmasını, yüzünün kızarmasını, solmasını veya bilincini kaybetmesini içerir. Genellikle öfke veya hayal kırıklığı gibi bir tetikleyicileri vardır. Nefes tutma nöbetleri sağlıklı çocukların %5'inde görülür ve yaygın olarak 6 ay ile 6 yaş arasında görülür. Çoğu çocuk ilk katılma nöbetini 18 aydan önce yaşar. Katılma Nöbeti Nedir?  Katılma nöbeti; küçük bir çocuğun, genellikle kısa bir süre bilincini kaybedene kadar, nefesini tutmasıdır. Böyle bir durumda çocuğunuzun oksijen eksikliği nedeniyle teni solgun veya mavimsi olabilir. Çocuk genellikle 1 dakikadan daha kısa sürede bilincini geri kazanır. Nefes tutma nöbetleri genellikle öfke, hayal kırıklığı, acı veya korku gibi güçlü duyguları takip eder. Öfke nöbetlerinin ardından sık görülürler. Acı verici veya korkutucu bir deneyim de tetikleyici olabilir. Katılma nöbetleri, bir sağlık sorununa işaret etmez ve çocuğa zarar vermez. Ancak durum ebeveynlerde korku ve paniğe neden olabilir.  Nefes Tutma Nöbetleri Neden Olur? Nefes tutma nöbetleri yaşayan çocuklar, öyle görünse bile, dikkat çekmek için nefeslerini tutmayı seçmezler. Nefes tutma nöbetleri istemsizdir. Bir çocuk istediğini elde etmek için nefesini tutmayı seçtiğinde, bilincini kaybetmez ve kazandığını algıladığında her zamanki gibi nefes almaya başlar. Nefes tutma nöbetleri için tetikleyiciler şunları içerebilir: Öfke nöbeti, Çocuğun üzgün, kızgın veya sinirli hissetmesi,  Çocuğun korkması,  Çocuğun acı çekmesi. Katılma nöbetlerinin kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak bu duruma neden olduğu düşünülen bazı faktörler şunlardır: Genetik yatkınlık, Demir eksikliği anemisi, Kalp atışı ve nefes alma dahil olmak üzere otomatik işlevleri kontrol eden vücut sistemlerinin düzgün çalışmayabileceği otonom sinir sistemi işlev bozukluğu, Bazı genetik sendromların bir... --- ### Balon Çocuk Hastalığı (Ağır Kombine İmmun Yetmezlik) nedir? > ‘Balon çocuk’ hastalığı adı ise, ABD’nin Teksas eyaletinde 1970’lerde bağışıklık sistemi yetersiz halde dünyaya gelen David Vetter’ın - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/balon-cocuk-hastaligi-agir-kombine-immun-yetmezlik-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ağır Kombine İmmun Yetmezlik ( Severe Combined Immunodeficiency; SCID) enfeksiyonla savaşan bağışıklık hücrelerinin gelişimi ve işlevinde yer alan farklı genlerdeki mutasyonların neden olduğu bir grup nadir hastalıktır.  ‘Balon çocuk’ hastalığı adı ise, ABD’nin Teksas eyaletinde 1970’lerde bağışıklık sistemi yetersiz halde dünyaya gelen David Vetter’ın doğduktan hemen sonra bir balon içinde yaşamasından alıyor. Ağır Kombine İmmun Yetmezlik Yeni doğan her 100 bin bebekten birinde ve genellikle erkek çocuklarda görülüyor. Tedavi edilmediği takdirde ilk ya da ikinci yılında bebek hayatını kaybediyor. Neden Balon Çocuk Hastalığı Deniyor? ‘Balon çocuk’ hastalığı adı ise, ABD’nin Teksas eyaletinde 1970’lerde bağışıklık sistemi yetersiz halde dünyaya gelen David Vetter’ın doğduktan hemen sonra bir balon içinde yaşamasından alıyor. Davit Vetter’in anne ve babasının ilk çocuklarından bir erkek çocuğu 7 aylıkken ağır kombine immun yetmezlik nedeniyle öldü. Kız çocukları yaşadı. Daha sonra yine ağız kombine yetersizliği olan David Vetter doğdu. Doğum sonrası steril ortamda yaşadı. Evde steril ortamda yaşayan David için uzay kıyafetleri ve kafasına balon şeklinde koruyucu ile dışarıya çıkması sağlandı. Kız kardeşinden kemik iliği nakli yapıldı ancak kız kardeşinden yapılan kemik iliğinde sessiz EBV olması nedeniyle Burkit lenfoması gelişerek 12 yaşında öldü. Ağır kombine immun yetmezlik nedir? Ağır  kombine immün yetmezlik (SCID), bağışıklık sisteminde yaşamı tehdit eden sorunlara neden olan çok nadir bir genetik bozukluktur . Bir tür birincil bağışıklık yetmezliğidir . Sıklığı Nedir? 100 bin doğumda bir görülen bu hastalık akraba evliliğinin yoğun olduğu bölgelerde elli bin doğumda bir görülebilmektedir. Şiddetli Kombine İmmün Yetmezlikte Ne Olur? Gelişmekte olan bir bebekte bağışıklık sistemi kemik iliğinde başlar. Buradaki kök... --- ### Yetişkinlerde Qhaler Kullanma Yöntemi > Qhaler, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarında kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Kullanımı oldukça basit olan bu - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-10-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-qhaler-kullanma-yontemi - Kategoriler: Yetişkinlerde Astım İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video Qhaler, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarında kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Kullanımı oldukça basit olan bu cihazın yetişkinlerde nasıl kullanılacağını adım adım açıklıyoruz: Qhaler Kullanım Adımları: 1. Cihazın Hazırlanması: Cihazı açın: Cihazın kapağını yukarıya doğru açın. Hazırlık: Ağızlığı kontrol edin ve cihazın düzgün çalıştığından emin olun. Herhangi bir toz ya da kalıntı olmamalıdır. 2. İlacı Hazırlama: Cihazı dik tutun: Qhaler’i dik bir pozisyonda tutun. Doz yükleyin: Cihazın üst kısmını döndürerek ilacı hazırlayın. Genellikle cihazın üst kısmını çevirip geri döndürerek bir doz ilacı hazneye hazır hale getirmiş olursunuz. Cihazın tasarımına göre bir "klik" sesi duyabilirsiniz. Bu, ilacın kullanım için hazır olduğunu gösterir. 3. İnhalasyon (İlacı Soluma): Tamamen nefes verin: Cihazı ağzınıza yerleştirmeden önce derin bir nefes verin, ancak cihazın içine üflemeyin. Cihazı ağızınıza yerleştirin: Ağızlığı dudaklarınızın arasına yerleştirin ve dişlerinizle sıkıca kavrayın. Dudaklarınız cihazın etrafını sıkıca kapatmalıdır. Derin ve güçlü nefes alın: İlacı etkili bir şekilde ciğerlerinize çekmek için güçlü ve derin bir nefes alın. Bu sırada cihazı yatay tutmaya özen gösterin. Nefesinizi tutun: İnhalasyon yaptıktan sonra nefesinizi 5-10 saniye kadar tutun, böylece ilaç akciğerlerinize nüfuz edebilir. 4. Nefes Verme: Nefesinizi verin: Nefesinizi yavaşça cihazdan uzak bir şekilde dışarı verin. 5. Kapatma ve Temizlik: Kapağı kapatın: İlacı kullandıktan sonra cihazın kapağını kapatın. Temizlik: Ağızlığı düzenli olarak kuru bir bezle temizleyin. Cihazın içine su girmemesine dikkat edin, çünkü cihaz kuru toz içerir ve su bu tozları etkileyebilir. Önemli Noktalar: Cihazı doğru pozisyonda tutun: Qhaler kullanırken cihazı yatay konumda tutmaya özen gösterin. İlacın tadını hissetmeyebilirsiniz: Toz inhalerlerde ilaç tadını ya... --- ### Bebeklerde Burun Temizliği Nasıl Yapılır? > Bebeklerin burun temizliği, hem solunumlarını kolaylaştırmak hem de sağlıklı bir şekilde büyümelerini desteklemek için oldukça önemlidir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-burun-temizligi-nasil-yapilir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerin burun temizliği, hem solunumlarını kolaylaştırmak hem de sağlıklı bir şekilde büyümelerini desteklemek için oldukça önemlidir. Özellikle yenidoğanlar ve küçük bebekler, burun tıkanıklığı nedeniyle rahat nefes alamaz ve bu durum beslenme, uyku ve genel huzurlarını etkileyebilir. Bebeklerde Burun Tıkanıklığının Nedenleri Bebeklerin burun tıkanıklığı farklı nedenlerle ortaya çıkabilir. Bu durum genellikle ciddi değildir, ancak bebeklerin hassas yapısı nedeniyle dikkatli bir şekilde ele alınmalıdır. Soğuk Algınlığı ve Enfeksiyonlar Bebeklerde viral enfeksiyonlar sıkça görülür ve burun akıntısı veya tıkanıklığına neden olabilir. Kuru Hava ve Nem Eksikliği Kuru hava, burun mukozasını kurutarak tıkanıklığa yol açabilir. Bu durum genellikle kış aylarında ve klimalı ortamlarda görülür. Alerjik Reaksiyonlar Polen, toz, hayvan tüyü veya deterjan gibi alerjenlere maruz kalma, burun tıkanıklığını tetikleyebilir. Süt veya Mama Kalıntıları Beslenme sırasında bebeğin burun deliklerine süt veya mama kaçabilir ve bu da burun tıkanıklığına yol açabilir. Doğum Sonrası Mukus Birikimi Yenidoğanlarda doğum sırasında burun içinde mukus birikimi görülebilir. Burun Temizliğinin Önemi Bebeklerde burun temizliği, şu nedenlerle önemlidir: Rahat Nefes Alma Bebekler burunlarından nefes alır, özellikle ilk aylarda ağızdan nefes alma yetenekleri sınırlıdır. Burun tıkanıklığı onların nefes almasını zorlaştırır. Beslenme Kolaylığı Burun tıkanıklığı olan bebekler, özellikle emzirme sırasında zorlanabilir. Temiz bir burun, beslenmeyi daha rahat hale getirir. Uyku Kalitesi Tıkalı bir burun, bebeklerin rahat uyumasını engelleyebilir. Burun temizliği, daha huzurlu bir uyku sağlar. Enfeksiyon Riskini Azaltma Burun mukozasında biriken mikroplar enfeksiyona neden olabilir. Düzenli temizlik bu riski azaltır. Bebeklerde Burun Temizliği Yöntemleri Bebeklerde burun temizliği yaparken nazik ve dikkatli olmak çok önemlidir. İşte yaygın olarak kullanılan yöntemler: 1. Serum Fizyolojik veya Tuzlu... --- ### Egzama ve Steroid Kremler Hakkında Bilinmesi Gerekenler > Steroid kremler nelerdir? Topikal steroidler, egzama ile ilişkili cilt iltihabını ve tahrişi azaltabilir. Bu ilaçlar için başka bir isimle - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-ve-steroid-kremler-hakkinda-bilinmesi-gerekenler - Kategoriler: Egzama Egzama cilt lekelerinin iltihaplanmasına, kaşınmasına, çatlamasına ve sertleşmesine neden olabilir. Topikal steroidler cilde uygulanan ilaçlardır ve iltihaplanmayı azaltabilir ve cildin iyileşmesine yardımcı olabilir. Egzama, bir tetikleyiciye karşı bir bağışıklık tepkisinin neden olduğu farklı cilt koşulları için kullanılan bir terimdir. Topikal steroidler, egzama semptomlarıyla çeşitli şekillerde mücadele edebilir. Örneğin, iltihap önleyicidirler, bu nedenle egzama ile ilgili iltihabı hafifletmeye yardımcı olurlar. Steroid kremler nelerdir? Topikal steroidler, egzama ile ilişkili cilt iltihabını ve tahrişi azaltabilir. Bu ilaçlar başka bir isimle kortikosteroidlerdir. Kremler, merhemler, losyonlar, jeller ve köpükler gibi birçok formda bulunurlar. Güçlerine göre yedi sınıf topikal steroid vardır. Egzamayı nasıl tedavi ederler? Egzamanın kesin nedeni hala tam olarak bilinmemektedir. Ancak kanıtlar, genetik, çevresel faktörler ve bir tetikleyiciye karşı aşırı aktif bir bağışıklık tepkisinin bir kombinasyonundan geliştiğini ortaya koymaktadır. Sonuç kaşıntılı, iltihaplı ve tahriş olmuş bir cilttir. Topikal steroidler hormonların etkilerini taklit edebilir. Egzama tedavisinde bu kremleri etkili kılan birçok işlev vardır. Enflamasyonu azaltmanın yanı sıra, bağışıklık sisteminin aşırı aktivitesini baskılayabilir ve vazokonstriksiyon adı verilen bir süreç olan kan damarlarının daralmasına yardımcı olabilirler. Kremlerin Verimliliği Egzamanın tedavisi için genellikle topikal steroidler reçete edilir. Bu ilaçların ne kadar iyi çalıştığı, aşağıdakiler gibi çeşitli faktörlere bağlı olabilir: Aktif madde: Bu topikal ilaçların farklı türleri, farklı aktif maddelere sahiptir. Dozaj: Bir doktor genellikle etkili olması için muhtemel en düşük dozla başlar. Cilt alanı: Steroidler, daha kalın cilde göre daha ince cilde daha kolay nüfuz edebilir. İlacın şekli: Örneğin kremler tipik olarak nemli veya sızan cilt üzerinde daha etkilidir. Uygulama Sıklığı: Önerilen miktarın kullanılması ve yan etkileri olabilecek... --- ### Mevsimine Göre Meyve ve Sebzeler > Mevsimine göre meyve sebzeler tüketmek önemlidir. bu nedenle meyve ve sebzelerin zamanını bilmek yararlı olacaktır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/mevsimine-gore-meyve-ve-sebzeler - Kategoriler: Çocuk Beslenmesi Mevsiminde meyve ve sebze tüketmek, besinlerin en taze ve en lezzetli haliyle sofralarımıza gelmesini sağlar. Mevsimine uygun yetişen ürünler, doğal yollarla olgunlaşır ve maksimum besin değerine sahiptir. Mevsiminde tüketilen gıdalar ayrıca daha düşük maliyetli olup, doğaya da daha az zarar verir. Bu içerikte mevsimine göre hangi meyve ve sebzelerin tüketilmesi gerektiğini öğrenebilir, sağlıklı bir beslenme düzeni kurabilirsiniz. Neden Mevsimine Göre Meyve ve Sebze Tüketmeliyiz? Mevsiminde meyve ve sebze tüketmenin birçok faydası vardır: Daha Besleyici ve Taze: Mevsiminde yetişen ürünler, en yüksek vitamin ve mineral değerine sahiptir. Daha Ekonomik: Mevsiminde yetişen ürünler daha bol bulunur ve daha uygun fiyatlıdır. Doğaya Dost: Seralarda veya uzun süreli nakliyat gerektirmeden yetiştiği için çevreye zarar vermez. Daha Lezzetli: Doğal olarak olgunlaşan meyve ve sebzeler, tat ve aroma açısından daha zengindir. Mevsimlere Göre Meyve ve Sebze Rehberi Her mevsimin kendine özgü ürünleri bulunur. İşte her mevsime göre tüketebileceğiniz meyve ve sebzeler: İlkbahar Mevsimi Meyve ve Sebzeleri İlkbahar, yeşil yapraklı sebzelerin ve hafif tatlı meyvelerin bolca bulunduğu bir dönemdir. Vücut kış aylarının ardından yenilenme sürecine girer ve hafif yiyeceklere yönelir. Meyveler: Çilek, erik, malta eriği (yenidünya) Sebzeler: Taze soğan, bezelye, enginar, ıspanak, roka, marul, semizotu, bakla, kuşkonmaz, maydanoz, dereotu Öneri: Bu dönemde salatalarınıza yeşillikler ekleyerek vitamin alımınızı artırabilir, çilek gibi meyvelerle sağlıklı atıştırmalıklar hazırlayabilirsiniz. Yaz Mevsimi Meyve ve Sebzeleri Yaz ayları, su oranı yüksek ve serinletici etkiye sahip meyve ve sebzelerin mevsimidir. Bu mevsimde vücudun sıvı ihtiyacı artar ve su içeriği yüksek besinlere yönelmek önemlidir. Meyveler: Karpuz, kavun, şeftali, üzüm, kiraz, vişne, kayısı, erik, böğürtlen, dut Sebzeler:... --- ### Altın Alerjisi Nedir? Belirtileri Nelerdir? > Altın alerjisi belirtileri diğer alerjilerin neden olduğu belirtilere benzer. Vücut alerjenlere farklı tepki verir, ancak tipik semptomlar - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/altin-alerjisi - Kategoriler: Yetişkin Alerji Hastalıkları Polen, toz, evcil hayvanlar ve yiyecekler yaygın alerjenlerdir. Ancak burun kaşıntısını, kızarıklığı veya hapşırmayı tetikleyebilecek tek şey bunlar değildir. Altınla cilt teması da bazı kişilerde alerjik reaksiyonu tetikler. Altına karşı bir reaksiyon mutlaka altının kendisinden değil, nikel gibi altının içindeki metallerden kaynaklandığı düşünülmektedir. Bazı altınlar eser miktarda nikel içerir. Bu nedenle metal veya nikel alerjiniz varsa, belirli altın türleri ile temas cilt reaksiyonuna neden olabilir. Altın alerjisinin belirtileri nelerdir? Altın alerjisinin belirtileri diğer alerjilerin neden olduğu belirtilere benzer. Vücut alerjenlere farklı tepki verir, ancak tipik semptomlar şunları içerebilir: Şişme, Kızarıklık, Kırmızılık, Kaşıntı, Kabarma. Belirtiler, hafif ila şiddetli arasında değişebilir. Altınla temastan kısa bir süre sonra veya uzun süreli maruziyetten sonra bu belirtiler ortaya çıkabilir. Altın yüzük takarsanız parmağınızda kızarıklık, renk değişikliği veya kaşıntı gelişebilir. Altın küpeler veya altın bir kolye taktıktan sonra kulağınızda veya boynunuzun çevresinde de semptomlar gelişebilir. Altın alerjisini diğer alerjilerden ayırt etmek zor olabilir, bu nedenle semptomları egzama veya başka bir tür kontakt dermatite bağlayabilirsiniz. Altın alerjisi ile cildinizi altına her maruz bıraktığınızda muhtemelen aynı tepkiyi verirsiniz. Altın alerjisi neden olur? Altın alerjisinin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, bağışıklık sisteminiz metale duyarlı hale geldiğinde belirtiler ortaya çıkar. Diğer metal türlerine alerjisi olmak ve ailede nikel veya metal alerjisi öyküsü olması, altın alerjisine sahip olma olasılığınızı artırabilir. Ayrıca, karıştırılan diğer metaller nedeniyle altın takılara veya diğer altın eşyalara tepki veriyor olabilirsiniz. Nikel en yaygın metal alerjenlerinden biridir ve genellikle altınla alaşımlanır veya karıştırılır. Altın ve metal alerjen kaynaklarıAltın takılar alerjik reaksiyonu tetikleyebilirken, diğer eşyaların altın veya nikel içerdiğini unutmayın.... --- ### Çocuklarda Kulak Enfeksiyonu > Çocuklarda kulak enfeksiyonu, özellikle orta kulak bölgesinde gelişen bir sağlık problemidir. Tıbbi adıyla otitis media, genellikle - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-kulak-enfeksiyonu - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuklarda kulak enfeksiyonu, özellikle orta kulak bölgesinde gelişen bir sağlık problemidir. Tıbbi adıyla otitis media, genellikle bakteriyel veya viral enfeksiyonların neden olduğu bir durumdur. Çocuklar arasında oldukça yaygındır ve özellikle 6 ay ile 3 yaş arasındaki çocuklarda sıkça görülür. Bunun temel sebepleri arasında çocukların bağışıklık sisteminin tam olarak gelişmemiş olması ve anatomik olarak östaki borularının kısa ve yatay bir yapıya sahip olması bulunur. Kulak enfeksiyonları genellikle tek başına bir hastalık olarak ortaya çıkmaz. Çoğu zaman, üst solunum yolu enfeksiyonlarının bir komplikasyonu olarak gelişir. Bu enfeksiyonlar zamanında tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara yol açabilir, bu nedenle erken teşhis ve tedavi oldukça önemlidir. Kulak Enfeksiyonunun Türleri Kulak enfeksiyonları, etkilenen bölgeye göre sınıflandırılır: Dış Kulak İltihabı (Otitis Externa): "Yüzücü kulağı" olarak da bilinen bu durum, dış kulak yolunda oluşan enfeksiyondur. Orta Kulak İltihabı (Otitis Media): Çocuklarda en yaygın görülen türdür. Orta kulakta sıvı birikimi ve iltihaplanma ile karakterizedir. İç Kulak İltihabı (Labirentit): İç kulağı etkileyen nadir ama ciddi bir enfeksiyondur. Genellikle işitme kaybı ve denge sorunlarına yol açar. Kulak Enfeksiyonunun Nedenleri Çocuklarda kulak enfeksiyonlarına yol açan başlıca nedenler şunlardır: Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları: Soğuk algınlığı, grip veya sinüzit gibi enfeksiyonlar, östaki borularının tıkanmasına neden olabilir. Bu durum, orta kulakta sıvı birikimine ve enfeksiyona yol açar. Bakteriyel Enfeksiyonlar: Streptococcus pneumoniae ve Haemophilus influenzae gibi bakteriler kulak enfeksiyonlarının en yaygın nedenleridir. Viral Enfeksiyonlar: Soğuk algınlığı veya grip gibi viral enfeksiyonlar, orta kulağa yayılabilir. Östaki Borusu Problemleri: Östaki borularının tıkanması veya anatomik yapısının düzgün çalışmaması kulak enfeksiyonlarına zemin hazırlar. Bağışıklık Sistemi Zayıflığı: Bağışıklık sistemi tam olarak gelişmemiş... --- ### Bebeklerde Reflü Belirtileri ve Önleme Yolları > Bebeklerde reflü, anne babaların en sık karşılaştığı sağlık sorunlarından biridir. Özellikle ilk aylarda bebeklerin mide içeriğinin yemek - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-reflu - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde reflü, anne babaların en sık karşılaştığı sağlık sorunlarından biridir. Özellikle ilk aylarda bebeklerin mide içeriğinin yemek borusuna geri gelmesiyle ortaya çıkan bu durum, genellikle ciddi bir sağlık problemi olmamakla birlikte ebeveynler için endişe kaynağı olabilir. Bebeklerde reflü çoğu zaman kendiliğinden düzelir, ancak bazı durumlarda daha ciddi tedavi gerektiren reflü hastalığına dönüşebilir. Bebeklerde Reflü Nedir? Reflü, mide içeriğinin yemek borusuna (özofagus) geri gelmesi durumudur. Bu durum, mide ile yemek borusu arasındaki kasların (özofageal sfinkter) tam olarak gelişmemiş olması nedeniyle bebeklerde sık görülür. Bebeklerde reflü genellikle ilk 6 ayda görülür ve 1 yaşına kadar kendiliğinden düzelir. Ancak, reflü belirtileri bebeğin günlük yaşamını etkiliyor ve kilo alımını engelliyorsa bu durum gastroözofageal reflü hastalığı (GERH) olarak adlandırılır. Bebeklerde Reflü Belirtileri Reflü belirtileri bebekten bebeğe değişebilir ve bazen diğer hastalıklarla karıştırılabilir. İşte bebeklerde reflünün en yaygın belirtileri: Sık Kusma veya Geri Çıkartma: Beslenmeden sonra sık sık süt veya mama kusması reflünün en belirgin işaretidir. Huzursuzluk ve Ağlama: Reflüsü olan bebekler genellikle beslenme sonrası rahatsızlık hisseder ve ağlar. Kilo Alımında Düşüklük: Sürekli kusma nedeniyle bebeğin yeterli besin alamaması kilo alımını olumsuz etkileyebilir. Beslenme Zorlukları: Bebek, beslenme sırasında veya sonrasında huzursuzluk gösterebilir ve beslenmeyi reddedebilir. Öksürük ve Hırıltı: Mide asidinin yemek borusuna geri gelmesi öksürük, hırıltı veya nefes alma zorluklarına neden olabilir. Uyku Problemleri: Reflü nedeniyle bebekler düz bir pozisyonda yatarken daha fazla rahatsızlık hisseder ve uykuya dalmakta zorlanabilir. Asit Reflü Belirtileri: Yemek borusunda tahrişe bağlı olarak bebeklerde mide yanması belirtileri görülebilir. Bebeklerde Reflü Nedenleri Reflünün oluşmasına neden olan bazı faktörler vardır. Bebeklerde reflü genellikle aşağıdaki... --- ### Atopik Dermatitte Probiyotikler ve Probiyotiklerin Faydası > Probiyotikler, gastrointestinal mikrobiyomu güçlendirerek ve Th1 ve Th2 bağışıklık sistemi yanıtını düzenleyerek olumlu sağlık yararları - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/atopik-dermatitte-probiyotikler-ve-prebiyotiklerin-faydasi-var-mi - Kategoriler: Egzama Atopik dermatit (Egzama), cilt bariyerinin bozulduğu kronik inflamatuar bir cilt durumunu temsil eder; böylece cilt geçirgenlik artar. Bu nedenle, daha yüksek bir alerjik duyarlılık riskinin yanı sıra daha yüksek bir pH ve yerleşik mikroplara karşı daha düşük koruma vardır. Bu durum şu anda çocuklar arasında çok fazla arttı ve bu durum cildi kronik tekrarlayan iltihaplanmaya yatkın hale getirmektedir   Egzamada prebiyotik ve probiyotik kullanımına ilişkin verileri standartlaştırmaya çalışırken, literatür verilerinde çok büyük değişkenliklerl vardır. Bilimsel yazılar çelişkili verilerle doludur: profilaktik ve terapötik uygulamalar, farklı probiyotik türleri ve dozajlar, 5 yaş ve üstü küçük çocuklarda uygulamalar, tek başına probiyotik kullanımı, tek başına prebiyotikler veya birleşik sinbiyotikler kullanımı yapılmasından dolayı verileri değerlendirmek de oldukça zordur.   Bazı çalışmalar prebiyotiklerin, probiyotiklerin veya sinbiyotiklerin olumlu etkisini doğrular ve bazıları hiçbir etkinlik göstermez. Atopik Dermatit (Egzama) Nedir? Egzama, kronik kaşıntılı, düzelen, tekrarlayan inflamatuar bir deri hastalığıdır. Genellikle alerjik rinokonjonktivit, alerjik astım ve IgE aracılı gıda alerjisi gibiimmünoglobulin E ( IgE) ile ilişkili alerjinin farklı semptomları ile ilişkilidir. Genellikle, ürtiker, kronik alerjik rinit, kronik alerjik konjonktivit ve astımı içeren 'atopik yürüyüş' olarak adlandırılan diğer farklı atopik durumların sıralı gelişiminin ilk aşamasıdır Farklı çalışmalar farklı veriler gösteriyor ancak epidemiyolojik veriler arasında hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde çocukların yaklaşık %20'sinin AD'den etkilendiği konusunda fikir birliği var0 ila 6 ay arasında meydana gelen vakaların yaklaşık %60'ı ile AD genellikle yaşamın ilk 5 yılında ortaya çıkar. Egzama nedenleriÇevresel faktörler, genetik ve immünolojik belirteçler AD'nin gelişiminden sorumlu olan unsurlardan bazılarıdır. 5 yaşına kadar olan çocuklarda AD'nin başlangıcında sindirim sistemi alerjenleri ile... --- ### Avokadonun Bebeklere Faydaları > Bu yazımızda avokadonun bebeklere faydaları ve bebeklerde avokado tüketimi ile ilgili merak edilenleri sizler için yazdık.  - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/avokadonun-bebeklere-faydalari - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Avokado, son yıllarda popülerliği artan ve daha sık gördüğümüz besinlerden biri haline gelmiştir. Bebeklerin ilk yemeği için giderek daha sık kullanılan bir seçim olmuştur. Hafif tadı, yumuşak dokusu ve yüksek besin değerleri nedeni ile de rahatlatıcı bir seçim haline gelmiştir. Bu yazımızda avokadonun bebeklere faydaları ve bebeklerde avokado tüketimi ile ilgili merak edilenleri sizler için yazdık.  Bebekler ne zaman avokado yiyebilir? Her yaştaki bebekler ve küçük çocuklar avokado yiyebilir. Ayrıca pişirilmesi gerekmeyen çok yönlü bir besindir, bu da onu çok kullanışlı kılar. Avokado, bebeğinize enerji sağlayan ve bebeğinizin diğer besinleri emmesine yardımcı olabilecek sağlıklı yağlar açısından da zengindir. Bebeğinize, ek gıdaya geçtiğiniz zamandan itibaren avokado verebilirsiniz.   İlk yemek olarak avokado verebilir miyim? Avokado, ilk yemek için harika bir seçenektir. Yumuşak ve çiğnemesinin kolay olması da avokadonun tercih edilme sebeplerinden biridir; ayrıca yüksek besin değerlerine sahiptir. Bebeğinizin diyetine 6 aydan sonra kademeli olarak avokado ekleyebilirsiniz. Bebeğiniz avokadoyu iyi tolere ederse vermeye devam edebilirsiniz. Yaklaşık 9 aylıkken, çoğu bebek her gün orta boy bir avokadonun yaklaşık dörtte üçünü güvenle yiyebilir. Bebeğinizde ek gıdaya geçerken, hangi besinler başlarsanız başlayın, her seferinde sadece bir katı gıda verdiğinizden emin olun. Araya birkaç günlük zaman koymadan ikinci bir katı gıdaya geçmeyin. Böyle yapmanız bebeğinizin besinlere vereceği tepkileri gözlemlemek açısından oldukça yararlı olacaktır. Avokadonun bebeğe faydaları nelerdir? Avokado, bebekler için besinlerle doludur. İyi bir sağlıklı yağ ve lif kaynağı olmasının yanı sıra önemli vitamin ve minerallerle doludurlar. Avokadonun ağır metalleri düşüktür, potasyumu yüksektir, tadı nötrdür; tatlandırma veya pişirme gerektirmezler. Çoğu bebek avokadoyu her gün güvenle tüketebilir; ancak... --- ### Yetişkinlerde Jet İnhaler Kullanma Yöntemi > Yetişkinlerde Jet İnhaler Kullanma Yöntemi. Cihazı 30 saniye aşağı yukarı sallayınız. Cihazın kahverengi kapağını açınız. Cihazı dikey bir - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-08-02 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-jet-inhaler-kullanma-yontemi - Kategoriler: Yetişkinlerde Astım İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video 1. Cihazı 30 saniye aşağı yukarı sallayınız. 2. Cihazın kahverengi kapağını açınız. 3. Cihazı dikey bir şekilde tutunuz. 4. Dik bir pozisyonda oturunuz veya ayağa kalkınız. Başınız dik pozisyonda tutun ve hafifçe başınızı arkaya alınız, cihazı yatay pozisyonda tutunuz. 5. Cihazdan uzak bir şekilde akciğerler boşalıncaya kadar nefesinizi dışarıya veriniz. 6. Cihazın ağzını dişlerinizin arasına yerleştiriniz ve dudaklarınızla cihazı sıkıca kavrayınız. 7. İnhaleri sıkarken eş zamanlı DERİN ve YAVAŞ nefes alınız. 8. Nefesinizi 10 saniye tutunuz. Nefesinizi tutarken cihazı ağzınızdan uzaklaştırıp ağzınızı kapatınız. 10 saniye nefesinizi tutup sonrasına nefesinizi burnunuzdan verebilirsiniz. Jet inhaler içindeki ilacı daha iyi çekebilmek için doz yüklemeden 1 kez daha DERİN ve YAVAŞ nefes alınıp 10 saniye nefes tutulabilir. 9. İkinci bir doz uygulanacaksa 1 dakika beklendikten sonra aynı işlemleri madde 1’den başlayarak tekrarlayınız. 10. Cihazın kapağını kapatınız. 11. Uygulama sonrası ağız içinde pamukçuk oluşmaması ve öksürük oluşmaması için bol su ile ağız ve boğazınızı gargara ediniz. SUYU YUTMAYINIZ. Suyla gargara yerine dişlerinizi fırçalayabilirsiniz. Dikkat Edilmesi Gerekenler: - Jet inhaler kesinlikle buzdolabında saklanmamalıdır. Oda ısısında saklayabilirsiniz. - Son kullanma tarihine kadar kullanabilirsiniz. İlacınız bozulmaz. Son kullanma tarihi geçmişse kullanmayınız. - İlacınızı doktorunuzun önerdiği doz ve sürede kullanınız. - Ağızlığın temizliği için haftada bir kuru bir bezle ağızlığın dışını temizleyebilirsiniz. Su veya başka sıvı ile silmeyiniz. - Beklenmeyen bir etki gördüğünüzde doktorunuza başvurunuz. - Akciğer sağlığınız için ilacınızı doğru teknikle ve düzenli kullanınız. - Lütfen doktor kontrollerinizi aksatmayınız. İSTANBUL ALERJİ MERKEZİ Sağlıklı Günler Diler --- ### Bebeklerde Ses Kısıklığı > Bebeğiniz aşırı ağladığında sesi kısılabilir. Bebeklerde çok yaygın olmasa da, bebeğin ses kısıklığı ağlamasından kaynaklanabilir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ses-kisikligi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeğinizin her zamanki tatlı cızırtısının yerini boğuk ve kısık bir sese bırakması şaşırtıcı ve biraz da endişe verici olabilir. Ancak panik yapmamaya çalışın çünkü bebeğinizin ses kısıklığı olmasının birçok nedeni vardır ve bunların çoğuyla başa çıkmak oldukça kolaydır. İlk olarak, bebeklerin boğuk seslerinin neden olduğunu anlamak için sesin nasıl çalıştığını anlamak önemlidir. Sesin mekaniğiParmaklarınızı hafifçe boğazınızın önüne koyun ve konuşun, bir titreşim hissedeceksiniz. Bu, ciğerlerinizden gırtlağınıza ve ses telleriniz veya kıvrımlarınız aracılığıyla hareket eden solunan havadır. Hava, neredeyse kapalı olan ses telleri arasındaki dar açıklıktan (glottis) geçerken hava titreşir ve ses üretilir. Ses telleri normal şekilde titreşmediğinde ses kısıklığı meydana gelir.  Bebeklerde ses kısıklığının olası bazı nedenleri şunlardır:  Aşırı ağlamaBebeğiniz aşırı ağladığında sesi kısılabilir. Bebeklerde çok yaygın olmasa da, bebeğin ses kısıklığı ağlamasından kaynaklanabilir. Yetişkinlerde olduğu gibi, ses telleri çok fazla zorlandığında bebeğin telleri şişebilir veya sesinin kısık çıkmasına neden olan nodüller geliştirebilir. Balgam/Enfeksiyonların VarlığıSes yolu da buruna bağlıdır, bu nedenle burundaki herhangi bir tıkanıklık sesi etkiler. Küçük çocuğunuzun öksürüğü veya nezlesi varsa, boğazında balgam bulunması sesini etkileyebilir. Larenjit gibi viral bir enfeksiyon da gırtlak iltihabına neden olabilir ve sesin geçici olarak kısılmasına neden olabilir. TıkanıklıkBazı enfeksiyonlar mukus birikmesine yol açar ve burun akıntısı veya tıkanıklığına eşlik edebilir. Ekstra salgılar boğaza akabilir ve ses tellerini etkileyebilir. Alerjiler de aynı soruna yol açar. Asit Reflü SonucuAsit reflü bebeklerde oldukça yaygındır çünkü sindirim sistemleri henüz tam olgunluğa erişmemiştir. Ancak reflü çok sıklaşmaya başladığında, boğaza doğru yükselmeye devam eden asit ses telleri ile etkileşebilir ve bunların cızırtılı bir doku geliştirmesine neden olabilir. Solunum... --- ### Göz Kapaklarında Egzama > Çeşitli dermatit türleri, göz çevresinde ve göz kapaklarında egzama üretebilir. Bu durum, renk değişikliği, kaşıntı ve şişmeye neden olur. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/goz-kapaklarinda-egzama - Kategoriler: Egzama Çeşitli dermatit türleri, göz çevresinde ve göz kapaklarında egzama üretebilir. Bu durum, renk değişikliği, kaşıntı ve şişmeye neden olur. Atopik, temas ve seboreik dermatit, göz bölgesinde egzamaya neden olabilir. Alerjenlere veya tahriş edici maddelere maruz kalmanın bir sonucu olabilirler. Ek olarak, bazı insanlar çevreye karşı genetik bir aşırı duyarlılığa sahiptir ve bu da onları tahriş edici maddelere tepki verme olasılığını artırır. Bu yazımızda göz çevresinde egzamaya neden olan dermatit türlerini, nedenleri, tetikleyicileri ve tedavi seçeneklerini sizler için yazdık. Göz Kapaklarında ve Göz Çevresinde Egzama Türleri Egzama ve dermatit terimleri genellikle kuru, kaşıntılı cildi tanımlamak için birbirinin yerine kullanılır. Teknik olarak, egzama, yaygın bir dermatit şekli olan atopik dermatiti ifade eder. Dermatit ile ilişkili iltihaplanma, göz kapakları ve gözleri çevreleyen cilt dahil olmak üzere cildin herhangi bir bölgesini etkileyebilir. Vücudun diğer bölgelerinde egzama bulunan kişilerde göz bölgesinde egzama daha sık görülür. Göz bölgesini etkileyen yaygın dermatit türlerinden bazıları atopik, temas ve seboreiktir. Atopik dermatit Atopik dermatit, egzamanın ana türüdür. Öncelikle bir cilt rahatsızlığı olmasına rağmen, astım ve saman nezlesi de görülebilir. Yetişkinlerde çocuklardan daha yaygındır ve genetik, çevresel faktörler veya her ikisinden de kaynaklanabilir. Atopik dermatit, bir kişinin belirli göz hastalıkları riskini artırabilir. Göz çevresindeki kuru, kaşıntılı cilt ile ilişkili göz ovma, kornea inceltme bozukluğu olan keratokonusa neden olabilir. Kontakt dermatit Kontakt dermatit cildin iltihaplanmasına ve tahriş olmasına neden olur. Bu genellikle alerjiyi tetikleyen bir şeye tepki olarak meydana gelir. Hassas cilde sahip kişilerde daha sık görülür. Atopik dermatitten farklı olarak, diğer alerjik reaksiyonlara eşlik etmez ve sadece cildi etkiler. Göz... --- ### Okul Öncesi (Anasınıfı) Sağlıklı Beslenme Listesi > Okul öncesi dönemde çocukların sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmaları, büyüme ve gelişim süreçlerinde kritik bir rol oynar. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/okul-oncesi-cocuklarda-saglikli-beslenme - Kategoriler: Çocuk Beslenmesi Okul öncesi dönemde çocukların sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmaları, büyüme ve gelişim süreçlerinde kritik bir rol oynar. Bu yaş grubu, hem fiziksel hem de zihinsel gelişim açısından hızla değişim gösterir ve vücutlarının ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlayacak besinlere ihtiyaç duyar. Dengeli bir beslenme planı oluşturmak, çocukların gelişimlerini desteklemek için önemlidir. Okul Öncesi Çocuklar İçin Sağlıklı Beslenmenin Önemi Anasınıfı dönemi çocuklarının ihtiyaç duyduğu besinler, yetişkinlerinkine göre farklılık gösterir. Vücutları büyüme sürecinde olduğu için protein, vitamin, mineral, lif ve sağlıklı yağlar açısından zengin bir diyet gereklidir. Ayrıca sağlıklı bir beslenme alışkanlığı kazandırmak, ileri yaşlardaki beslenme tercihlerini olumlu yönde etkiler. Okul öncesi çocukların enerjik olmaları, odaklanabilmeleri ve sosyal gelişimleri için sağlıklı bir beslenme planı oldukça önemlidir. Okul Öncesi Sağlıklı Beslenme Listesinde Olması Gereken Besin Grupları Protein Kaynakları Et, Tavuk, Balık: Kas gelişimi için protein ve demir içerir. Haftada iki kez balık tüketimi önerilir. Yumurta: Beyin gelişimini destekler, günlük protein ihtiyacını karşılar. Baklagiller (Mercimek, Nohut): Bitkisel protein kaynaklarıdır ve lif açısından zengindir. Süt ve Süt Ürünleri Süt: Günlük olarak kalsiyum ve protein kaynağı olarak verilmeli. Yoğurt ve Peynir: Kemik sağlığını destekler, bağırsak sağlığı için önemlidir. Sebze ve Meyveler Yeşil Yapraklı Sebzeler: Vitamin ve mineral açısından zengindir. Renkli Sebzeler (Havuç, Kabak): Çeşitli vitamin ve mineraller sağlar. Meyveler: Günde en az iki porsiyon taze meyve önerilir, bağışıklık sistemini güçlendirir. Tahıllar ve Karbonhidratlar Tam Tahıllı Ekmek, Makarna, Bulgur: Kompleks karbonhidratlar çocukların enerjik kalmalarını sağlar. Yulaf: Kahvaltılarda kullanılabilir, lif ve enerji kaynağıdır. Sağlıklı Yağlar Zeytinyağı: Yemeklerde kullanılabilir, kalp sağlığına faydalıdır. Ceviz, Badem, Fındık: Sağlıklı yağlar ve omega-3 içerir, beyin gelişimini... --- ### Şeker Alerjisi (Glikoz Alerjisi) Nedir? > Şeker alerjisi, bağışıklık sisteminin glikoza karşı geliştirdiği anormal bir tepki sonucu ortaya çıkar. Vücut glikozu zararlı bir madde - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-07 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/seker-alerjisi - Kategoriler: Besin Alerjisi Şeker alerjisi, bağışıklık sisteminin glikoza karşı geliştirdiği anormal bir tepki sonucu ortaya çıkar. Vücut glikozu zararlı bir madde olarak algılayarak bir dizi savunma mekanizmasını devreye sokar. Bu durum, glikoz tüketimi sonrası alerjik belirtilerin oluşmasına yol açar. Glikoz alerjisi, çoğu zaman diğer şeker türlerinden farklı olarak spesifik olarak glikoza karşı gelişir ve bu nedenle "glikoz alerjisi" olarak bilinir. Şeker alerjisi, intoleransla (gıda hassasiyeti) karıştırılmamalıdır; intolerans, sindirim sisteminde problemlere yol açarken alerji bağışıklık sistemi kaynaklıdır. Şeker Alerjisi Belirtileri Glikoz alerjisi belirtileri geniş bir yelpazede gözlemlenebilir ve her bireyde farklı semptomlara yol açabilir: Ciltte Reaksiyonlar: Glikoz alerjisinde vücutta kaşıntı, kızarıklık, kurdeşen, ve egzama gibi cilt reaksiyonları oluşabilir. Bu reaksiyonlar genellikle tüketimden kısa bir süre sonra ortaya çıkar ve rahatsız edici düzeyde olabilir. Sindirim Problemleri: Şeker alerjisi olan kişilerde karın ağrısı, şişkinlik, ishal ve bulantı gibi sindirim sistemi problemleri yaygındır. Özellikle hassas bağırsağa sahip olan bireylerde bu durum daha şiddetli hissedilebilir. Solunum Güçlüğü: Glikoz alerjisi solunum yollarını etkileyerek burun akıntısı, burun tıkanıklığı, sık hapşırma ve hatta astım benzeri belirtilere yol açabilir. Anafilaktik Reaksiyon: Ciddi vakalarda, glikoz alerjisi anafilaksi adı verilen hayati tehlike oluşturabilecek bir duruma neden olabilir. Bu durumda, kişinin acil olarak tıbbi müdahaleye ihtiyacı vardır. Belirtiler arasında şiddetli nefes darlığı, hızlı nabız, tansiyon düşmesi ve bilinç kaybı sayılabilir. Şeker Alerjisi Neden Olur? Şeker alerjisinin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir. Vücudun glikoza karşı alerjik bir tepki geliştirmesi şu faktörlerle ilişkili olabilir: Genetik Yatkınlık: Ailede alerjik rahatsızlıkları olan bireylerin, özellikle de ebeveynlerde gıda alerjisi varsa, şeker alerjisine yatkınlıkları... --- ### Çocuklarda Sık Görülen Hastalıkların Belirtileri ve Tedavisi > Bu makalede, çocuklarda en sık görülen 12 hastalık, nedenleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri ile birlikte detaylı bir şekilde ele - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-yaygin-gorulen-hastaliklar - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocukluk dönemi, vücudun enfeksiyonlara karşı savunmasız olduğu ve bağışıklık sisteminin tam gelişmediği bir süreçtir. Bu nedenle çocuklar, çevresel faktörler, hijyen eksikliği ve bulaşıcı hastalıklara yatkınlık gibi nedenlerle sık sık çeşitli hastalıklarla karşılaşır. Bu makalede, çocuklarda en sık görülen 12 hastalık, nedenleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri ile birlikte detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları (ÜSYE) Çocuklarda en yaygın hastalık grubudur ve genellikle soğuk algınlığı, grip ve sinüzit gibi durumları içerir. Belirtiler: Burun tıkanıklığı ve akıntısı Boğaz ağrısı Hafif ateş Öksürük ve hapşırma Halsizlik Nedenleri: Virüsler (rhinovirüs, adenovirüs, influenza) Kalabalık ortamlar, hijyen eksikliği ve soğuk hava Tedavi: Bol sıvı alımı, burun temizliği ve istirahat Gerekirse ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları (Bronşit ve Bronşiolit) Alt solunum yollarını etkileyen bu enfeksiyonlar genellikle bebeklik ve erken çocukluk döneminde sık görülür. Belirtiler: Hırıltılı nefes alma Şiddetli öksürük Nefes darlığı Ateş Nedenleri: RSV (Respiratuvar Sinsityal Virüs) ve diğer virüsler Sigara dumanına maruz kalma Tedavi: Nebülizatör tedavisi ve solunum yollarını açıcı ilaçlar Şiddetli vakalarda hastane yatışı gerekebilir Gastroenterit (İshal ve Kusma) Mide ve bağırsak enfeksiyonu olan gastroenterit, çocuklarda sıklıkla su kaybına yol açar. Belirtiler: Sık ve sulu dışkılama Kusma Karın ağrısı ve kramplar Hafif ateş Nedenleri: Virüsler (rotavirüs, norovirüs) Kirli su ve gıdalar Tedavi: Oral rehidrasyon solüsyonları ile sıvı kaybının önlenmesi Probiyotik takviyesi Beslenme düzeninin hafif gıdalarla desteklenmesi Kulak Enfeksiyonları (Otitis Media) Orta kulak enfeksiyonu, üst solunum yolu enfeksiyonlarını takiben sık görülen bir hastalıktır. Belirtiler: Kulak ağrısı Ateş İşitme kaybı Kulakta dolgunluk hissi Nedenleri: Streptococcus pneumoniae, Haemophilus influenzae gibi bakteriler... --- ### Kış Aylarında Bebekler Nasıl Giydirilmeli? > Bebeğinizi giydirirken dikkat etmeniz gereken temel prensip, kat kat giydirme yöntemini (layering) kullanmaktır. Bu yöntem, bebeğinizin - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-15 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebegimi-soguk-havalardan-nasil-korurum - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kış aylarında bebeğinizi doğru şekilde giydirmek, soğuk hava koşullarında hem rahat hem de sağlıklı kalmasını sağlamak için önemlidir. Bebeklerin vücut ısısını düzenleme mekanizmaları yetişkinlere göre daha hassastır, bu nedenle soğuktan korunmaları için uygun bir şekilde giydirilmeleri gerekir. Ancak, fazla giydirerek terlemelerine ve rahatsız olmalarına neden olmamak da bir o kadar önemlidir. Bu makalede, kış aylarında bebeklerin nasıl giydirilmeli ile alakalı detaylı bilgileri ve pratik ipuçlarını bulabilirsiniz. Bebeklerin Kış Aylarında Giydirilmesi Neden Önemlidir? Kış aylarında hava sıcaklıkları düşer ve rüzgar, kar veya yağmur gibi dış etkenler bebeğinizin sağlığını etkileyebilir. Yetersiz giydirilen bebeklerde hipotermi (vücut ısısının aşırı düşmesi) riski artarken, aşırı giydirilen bebeklerde terlemeye bağlı soğuma ve rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Bebeklerin cildi ince ve hassas olduğundan, çevresel faktörlere karşı daha korunmasızdır. Bu nedenle, uygun kıyafet seçimi ve giydirme yöntemleri bebeğinizin hem konforunu hem de sağlığını korur. Kış Aylarında Bebekler Nasıl Giydirilir? Bebeğinizi giydirirken dikkat etmeniz gereken temel prensip, kat kat giydirme yöntemini (layering) kullanmaktır. Bu yöntem, bebeğinizin vücut ısısını kontrol etmeyi ve gerektiğinde kıyafetlerini çıkararak veya ekleyerek rahatlamasını sağlamayı kolaylaştırır. 1. Kat Kat Giydirme Yöntemi Kat kat giydirme yöntemi, bebeğinizi sıcak tutmanın en etkili yoludur. Her kat farklı bir işlev sağlar: İç Katman: Bu katman, bebeğinizin cildine temas eden katmandır. Nefes alabilen ve teri emen pamuklu veya bambu kumaşlar tercih edilmelidir. Bebeğinizin vücut ısısını düzenlemeye yardımcı olur ve cildini kuru tutar. Orta Katman: Orta katman, bebeğinizin vücut ısısını koruyan yalıtım katmanıdır. Polar, yün veya kazak gibi sıcak tutan malzemeler bu katmanda kullanılabilir. Dış Katman: Dış katman, bebeğinizi rüzgar, kar ve yağmur gibi... --- ### Astım Hastaları Evde Hayvan Besleyebilir mi? > Astım hastaları evde hayvan besleyebilir mi? Hangi tür hayvanlar daha uygun olabilir ve alınabilecek önlemler nelerdir - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/evcil-hayvanlar-astim-ve-alerji-olusumuna-sebebiyet-verir-mi - Kategoriler: Hayvan Alerjisi Astım, solunum yollarında iltihaplanma ve daralmaya neden olan kronik bir hastalıktır. Özellikle alerjik astım hastaları, çevresel alerjenlere karşı hassas olduklarından, evde hayvan beslemenin bu durumu etkileyip etkilemeyeceği sıkça merak edilir. Evcil hayvanların sağlığa olan olumlu etkileri bilinmesine rağmen, astım hastaları için bu durum bazı riskler taşır. Peki, astım hastaları evde hayvan besleyebilir mi? Hangi tür hayvanlar daha uygun olabilir ve alınabilecek önlemler nelerdir? İşte bu konuda detaylı bir rehber. Astım ve Evcil Hayvanlar Arasındaki Bağlantı Evcil hayvanlar, astım hastalarının yaşam kalitesini hem olumlu hem de olumsuz etkileyebilir. Astım hastaları için hayvanlarla birlikte yaşamanın bazı avantajları ve riskleri vardır: 1. Alerjenler ve Astım Evcil hayvanlar, astımı tetikleyebilecek alerjenler taşıyabilir: Hayvan Tüyü: Bazı kişiler, evcil hayvanların tüylerine karşı hassasiyet geliştirebilir. Hayvan Derisi ve Salgıları: Evcil hayvanların deri döküntüleri, salyaları ve idrarı, astım semptomlarını artırabilecek proteinler içerir. Toz ve Polen Taşıma: Evcil hayvanlar dışarıdan eve toz ve polen taşıyabilir, bu da astımı kötüleştirebilir. 2. Evcil Hayvanların Sağlığa Olumlu Etkileri Buna karşılık, evcil hayvanların sağlığa faydaları da vardır: Stres Azaltıcı Etki: Evcil hayvanlar, psikolojik olarak rahatlatıcı etkiler sağlayarak stres kaynaklı astım alevlenmelerini azaltabilir. Bağışıklık Sistemi Gelişimi: Özellikle çocukluk döneminde evcil hayvanlarla büyüyen bireylerde bağışıklık sistemi güçlenebilir ve bazı alerji türlerine karşı direnç gelişebilir. Astım Hastaları İçin Uygun Evcil Hayvan Türleri Her evcil hayvan, astım hastaları için aynı derecede uygun değildir. İşte astım hastaları için daha az risk taşıyan hayvan türleri: 1. Hiperalerjenik Köpekler Bazı köpek türleri, daha az tüy döker ve alerjen yayma oranı düşüktür: Poodle Maltese Yorkshire Terrier Bu köpek türleri, alerji ve... --- ### Bebek ve Çocuklarda Yüksek Ateş Nasıl Düşürülür? > Bebeklerde ve çocuklarda yüksek ateş, sıkça karşılaşılan bir durum olup ebeveynlerde endişe yaratabilir. Ateş, genellikle vücudun - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ates-nasil-dusurulur - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde ve çocuklarda yüksek ateş, sıkça karşılaşılan bir durum olup ebeveynlerde endişe yaratabilir. Ateş, genellikle vücudun enfeksiyonlara karşı verdiği doğal bir savunma tepkisidir. Bebeklerde ve çocuklarda yüksek ateşin doğru bir şekilde yönetilmesi, hem onların konforunu artırır hem de olası komplikasyonları önler. Bu içerikte, bebek ve çocuklarda yüksek ateşin nedenleri, belirtileri ve ateşi düşürmek için etkili yöntemleri detaylı bir şekilde ele alacağız. Bebek ve Çocuklarda Yüksek Ateş Nedir? Ateş, vücut sıcaklığının normalin üstüne çıkması olarak tanımlanır. Normal vücut sıcaklığı, genellikle 36-37°C aralığında seyreder. Ancak bebeklerde ve çocuklarda ateş, şu şekilde değerlendirilebilir: 37. 5-38°C: Hafif ateş 38-39°C: Orta derecede ateş 39°C ve üstü: Yüksek ateş Bebeklerde ateş, genellikle rektal ölçümle alınır ve bu ölçüm en güvenilir sonucu verir. Çocuklarda ise koltuk altı veya ağızdan ölçüm yapılabilir. Ateşin yüksekliği kadar çocuğun genel durumu ve diğer belirtiler de önemlidir. Bebek ve Çocuklarda Yüksek Ateşin Nedenleri Yüksek ateş, birçok farklı nedenden kaynaklanabilir. İşte bebeklerde ve çocuklarda ateşe yol açabilen yaygın nedenler: Enfeksiyonlar: Viral ve bakteriyel enfeksiyonlar ateşin en yaygın nedenlerindendir. Grip, soğuk algınlığı, boğaz enfeksiyonu, orta kulak iltihabı ve zatürre gibi hastalıklar yüksek ateşe yol açabilir. Aşı Sonrası Reaksiyon: Bazı bebeklerde aşıdan sonra vücut hafif ateşle tepki verebilir. Bu durum genellikle geçicidir. Diş Çıkarma: Bebeklerde diş çıkarma döneminde hafif ateş görülebilir, ancak diş çıkarma genellikle yüksek ateşe neden olmaz. Bağışıklık Sistemi Tepkisi: Çocukların bağışıklık sistemi, enfeksiyonla savaşırken ateş oluşturabilir. Bu, vücudun enfeksiyona karşı verdiği doğal bir yanıttır. Hava Sıcaklığı veya Giyinme: Bebeğin fazla sıcak ortamda bulunması veya fazla giydirilmesi de vücut ısısının yükselmesine neden olabilir.... --- ### Yetişkinlerde Neohaler Kullanma Yöntemi > Neohaler, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir kapsüllü kuru toz inhaler cihazıdır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-10-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-neohaler-kullanma-yontemi - Kategoriler: Yetişkinlerde Astım İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video Neohaler, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir kapsüllü kuru toz inhaler cihazıdır. Doğru kullanımı, ilacın etkin bir şekilde akciğerlere ulaşmasını sağlar. Aşağıda yetişkinlerde Neohaler kullanımına dair adım adım rehber bulabilirsiniz: Neohaler Nasıl Kullanılır? 1. Cihazı Hazırlayın: Koruyucu kapağı açın: Neohaler cihazının kapağını yukarı doğru çekerek açın. Ağızlığı kaldırın: Cihazın üst kısmındaki ağızlığı yukarı kaldırarak kapsül yerleştirme alanını ortaya çıkarın. 2. Kapsülü Yerleştirin: Kapsülü çıkarın: Blister paketindeki ilacı, temiz ve kuru ellerle çıkarın. İlacı blisterden çıkarmadan önce cihazı kullanıma hazırladığınızdan emin olun. Kapsülü hazneye yerleştirin: Kapsülü cihazın ortasında bulunan kapsül haznesine yerleştirin. Kapsülü haznenin içine tam olarak oturtun. Kapsül sadece Neohaler cihazında kullanılmak içindir, yutulmamalıdır. 3. Kapsülü Delin: Ağızlığı kapatın: Kapsülü yerleştirdikten sonra ağızlığı kapatın. Delme düğmesine basın: Cihazın iki yanında bulunan düğmelere aynı anda sıkıca basın. Bu işlem, kapsülü deler ve ilacın inhalasyon sırasında serbest kalmasını sağlar. Kapsül delindiğinde bir "klik" sesi duyabilirsiniz. 4. İnhalasyon (Soluma): Tamamen nefes verin: Cihazı kullanmadan önce ciğerlerinizi boşaltın. Derin bir nefes verin, ancak cihazın içine nefes vermeyin. Ağızlığı yerleştirin: Ağızlığı dişlerinizin arasına yerleştirin ve dudaklarınızı sıkıca kapatın. Dudaklarınızın ağızlığı sıkıca sardığından emin olun, böylece hava kaçmaz. Derin ve güçlü bir nefes alın: Kapsülden çıkan ilacı ciğerlerinize çekmek için hızlı ve derin bir nefes alın. Nefes alırken, kapsülün dönme sesini duyabilirsiniz. Bu ses, ilacın serbest kaldığını gösterir. Nefesinizi tutun: İlacı çektikten sonra 5-10 saniye boyunca nefesinizi tutun. Bu, ilacın akciğerlerinize yerleşmesini sağlar. 5. İkinci Nefes: Tüm ilacı çektiğinizden emin olun: Eğer kapsüldeki tüm ilacın alınmadığını hissediyorsanız, bir kez daha nefes alarak... --- ### Yenidoğan Tarama Testleri Nelerdir? > Yenidoğan tarama testleri, bebeklerin yaşamlarının ilk günlerinde uygulanan ve çeşitli sağlık sorunlarını erken dönemde tespit etmeye yönelik - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-tarama-testleri-nelerdir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Yenidoğan tarama testleri, bebeklerin yaşamlarının ilk günlerinde uygulanan ve çeşitli sağlık sorunlarını erken dönemde tespit etmeye yönelik testlerdir. Bu testler, ciddi ve yaşam boyu etkileri olabilecek hastalıkların erken teşhis edilmesini sağlar ve tedaviye hızla başlanmasına olanak tanır. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanan tarama programı, tüm yenidoğanlara ücretsiz olarak sunulmaktadır ve bebeğin sağlıklı bir başlangıç yapmasını destekler. Bu yazıda, yenidoğan tarama testlerinin ne olduğunu, hangi testlerin yapıldığını, neden önemli olduğunu ve nasıl uygulandığını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Yenidoğan Tarama Testlerinin Amacı Nedir? Yenidoğan tarama testlerinin temel amacı, bebeklerde belirli genetik, metabolik veya hormonal hastalıkları erken dönemde tespit etmektir. Erken teşhis ve tedavi sayesinde bu hastalıkların ilerlemesi önlenebilir, bebeklerin sağlıklı bir şekilde büyümesi ve gelişmesi desteklenir. Bu testlerin avantajları şunlardır: Hastalığı Erken Teşhis Etmek: Belirtiler ortaya çıkmadan önce hastalığı tespit ederek tedaviye erken başlanmasını sağlar. Tedavi Sürecini Kolaylaştırmak: Erken müdahale, tedavinin etkili olma olasılığını artırır. Uzun Vadeli Sağlık Sorunlarını Önlemek: Hastalıkların ilerlemesi ve komplikasyonların oluşması engellenir. Yenidoğan Tarama Testleri Nelerdir? Türkiye’de uygulanan yenidoğan tarama testleri, belirli genetik, metabolik ve hormonal hastalıkları kapsamaktadır. İşte bu testler ve test edilen hastalıklar: 1. Topuk Kanı Testi Topuk kanı testi, yenidoğan tarama testlerinin en yaygın olanıdır. Bebekten doğumdan sonraki ilk 24-72 saat içinde topuktan birkaç damla kan alınarak yapılır. Hangi Hastalıklar Tespit Edilir? Fenilketonüri: Vücutta fenilalanin adlı amino asidin birikmesine neden olan metabolik bir hastalık. Hipotiroidi: Tiroid bezinin yeterince hormon üretememesi sonucu oluşan hormonal bozukluk. Biyotinidaz Eksikliği: Biyotin vitamininin vücutta işlenememesi sonucu sinir sistemi ve deri üzerinde sorunlara yol açabilen bir durum. Kistik Fibrozis: Akciğerler ve... --- ### Ellerin Soyulmasının Nedenleri > Ellerin soyulması avuç içi ve parmaklarda daha belirgin olabilir ve bu durumun altında yatan nedenlerin anlaşılması - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-20 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ellerin-soyulmasinin-nedenleri - Kategoriler: Egzama Ellerin soyulması, birçok kişinin yaşadığı yaygın bir cilt problemidir. Cildin üst tabakasının (epidermis) pul pul dökülmesiyle ortaya çıkan bu durum, genellikle tahriş, alerji, enfeksiyon veya içsel sağlık sorunlarının bir göstergesi olabilir. Ellerin soyulması avuç içi ve parmaklarda daha belirgin olabilir ve bu durumun altında yatan nedenlerin anlaşılması, doğru bir tedavi için önemlidir. İşte ellerin soyulmasıyla ilgili detaylı bir rehber. Ellerin Soyulmasının Genel Nedenleri 1. Kuru Cilt (Xerosis) Kuru hava, düşük nem oranı ve sık sık sabunla yıkama gibi faktörler cildin nem kaybetmesine neden olabilir. Nem kaybı, ellerde çatlaklar ve soyulmalara yol açar. 2. Egzama (Dermatit) Egzama, ciltte kızarıklık, kaşıntı ve soyulmaya neden olan kronik bir durumdur. Özellikle temas egzaması, deterjanlar, sabunlar veya kimyasal maddelerle temas sonucu ellerde soyulmaya yol açabilir. 3. Alerjik Reaksiyonlar Bazı insanlar, belirli maddelere veya ürünlere (örneğin lateks eldivenler veya parfümler) karşı alerjik reaksiyon geliştirir. Bu durum ciltte soyulma, kaşıntı ve kızarıklığa neden olabilir. 4. Mantar Enfeksiyonları Ciltteki mantar enfeksiyonları, özellikle ellerde soyulma, kaşıntı ve kızarıklık gibi belirtilere yol açabilir. Tinea manuum adı verilen durum, ellerdeki mantar enfeksiyonlarından biridir. 5. Psoriasis (Sedef Hastalığı) Psoriasis, cilt hücrelerinin anormal şekilde hızla çoğalmasıyla karakterize bir otoimmün hastalıktır. Ellerde kızarıklık, kalınlaşma ve soyulmalar görülebilir. 6. Kimyasal Tahriş Temizlik ürünleri, dezenfektanlar ve kimyasal maddelerle sık sık temas, cilt bariyerine zarar vererek soyulmaya neden olabilir. 7. Bakteriyel Enfeksiyonlar Bazı bakteriyel enfeksiyonlar (örneğin streptokok enfeksiyonları) ciltte soyulmaya yol açabilir. Özellikle enfekte olmuş bir yaranın çevresinde bu durum görülebilir. 8. Vitamin ve Mineral Eksiklikleri A, C, D ve E vitamini eksiklikleri cilt sağlığını olumsuz etkileyebilir.... --- ### Zayıf Çocuk Nasıl Kilo Alır? > Çocuğunuzun yaşına göre zayıf olduğunu fark edebilirsiniz ve bu durum sizi biraz üzebilir. Zayıf çocuk nasıl kilo alır - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-11 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/zayif-cocuk-nasil-kilo-alir - Kategoriler: Çocuk Beslenmesi Çocuğunuzun yaşına göre zayıf olduğunu fark edebilirsiniz ve bu durum sizi biraz üzebilir. Zayıf çocuk, yeterli kalori almıyor olabilir. Çocuğunuzun zayıf olduğundan veya normal büyümediğinden endişeleniyorsanız, öncelikle bir doktora görünmeniz yararlı olacaktır.  Çocuğumun zayıf olduğunu nasıl anlarım? Bir ebeveyn olarak, çocuğunuzun zayıf olup olmadığını anlamak zor olabilir. Çocuğunuzun, boyuna ve cinsiyetine göre sağlıklı bir kiloda olup olmadığını bilmek istemeniz doğaldır. Bunu öğrenmek için çocuklarda ideal boy ve kilo grafiklerini inceleyerek fikir sahibi olabilirsiniz. Sonuçlar çocuğunuzun zayıf olduğunu gösteriyorsa, olası nedenleri bulmaya yardımcı olabilecek bir hekimle görüşmeniz yararlı olacaktır. Çocuğunuzun diyetiyle ilgili bir sorun varsa, doktorunuz  tavsiyelerde bulunabilir veya onu bir diyetisyene yönlendirebilir. Çocuklara Kilo Aldıran Yiyecekler Çocuklarda kilo artışı sağlıklı büyüme ve gelişme için önemlidir. Çocuğunuzun sağlıklı bir şekilde kilo almasını sağlamak için besleyici ve kalori açısından zengin yiyecekler tüketmesini sağlayabilirsiniz. İşte çocukların kilo almasına yardımcı olabilecek besinler: Avokado: Sağlıklı yağlar açısından zengindir ve çocuklar için ideal bir kalori kaynağıdır. Tam Yağlı Süt ve Süt Ürünleri: Tam yağlı süt, yoğurt ve peynir, protein ve kalsiyum sağlar, bu da kilo alımına katkı sağlar. Fıstık Ezmesi: Kalori ve sağlıklı yağlarla doludur, ekmeğin üzerine sürülerek veya meyvelerle birlikte tüketilebilir. Tam Tahıllı Ekmek: Lif ve kompleks karbonhidratlarla doludur, enerji vererek kilo alımına yardımcı olur. Yumurta: Protein, sağlıklı yağlar ve vitaminler içerir. Kahvaltılarda haşlanmış veya omlet olarak verilebilir. Kuru Yemişler ve Kuruyemiş Ezmesi: Ceviz, badem, kaju gibi kuru yemişler kalori açısından zengindir ve kilo alımını destekler. Zeytinyağı ve Tereyağı: Yemeklerde kullanılabilecek doğal yağlar olarak çocuğunuzun sağlıklı kilo alımını destekler. Tam Tahıllı Makarna ve Pilav: Karbonhidrat... --- ### Nemin Astım Üzerindeki Etkileri > Nem, solunum sistemi sağlığını doğrudan etkileyebilen bir faktördür. Astım hastaları için özellikle yüksek nem oranı, nefes almayı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/nem-ve-astim - Kategoriler: Astım Nem, solunum sistemi sağlığını doğrudan etkileyebilen bir faktördür. Astım hastaları için özellikle yüksek nem oranı, nefes almayı zorlaştıran ve astım semptomlarını şiddetlendiren durumlara yol açabilir. Havadaki nem oranı arttığında, solunum yollarında daralma ve mukus üretiminde artış olabilir. Bu durum, astım hastalarının yaşam kalitesini olumsuz etkiler ve astım ataklarına yol açabilir. Nemin astım üzerindeki etkilerini anlamak, astım yönetiminde kritik öneme sahiptir. Nemli Havada Astımın Belirtileri ve Etkileri Nemli hava, astım hastalarında çeşitli belirtilere neden olabilir. Bu belirtiler, hastadan hastaya farklılık gösterebilse de genellikle şu şekildedir: Nefes Darlığı: Nemli hava, solunum yollarını daraltarak oksijen alımını zorlaştırır ve nefes darlığına yol açar. Öksürük: Nemli havada mukus üretimi artabilir, bu da astım hastalarında sürekli bir öksürüğe sebep olabilir. Göğüs Sıkışması: Astım hastaları nemli hava koşullarında göğüslerinde sıkışma ve baskı hissi yaşayabilir. Hırıltılı Solunum: Hava yollarında mukus birikimi ve daralma nedeniyle nefes alıp verirken hırıltılı bir ses duyulabilir. Nemin Astım Üzerindeki Olumsuz Etkileri Astım hastaları için yüksek nem, aşağıdaki olumsuz etkilere yol açabilir: Mukus Üretiminin Artması: Nemli hava, solunum yollarında mukus üretimini artırır. Bu durum, hava yollarının tıkanmasına yol açarak nefes almayı zorlaştırır. Solunum Yollarının Daralması: Yüksek nem oranı, astım hastalarının solunum yollarının daralmasına neden olabilir. Bu durum, astım krizlerinin şiddetini artırabilir. Alerjenlerin Artması: Nem, ev tozu akarları ve küf gibi alerjenlerin çoğalmasına neden olur. Bu durum, alerjik astımı olan kişilerde astım semptomlarının tetiklenmesine yol açabilir. Vücudun Oksijen Alımını Zorlaştırması: Nemli hava, astım hastalarının oksijen alımını zorlaştırarak nefes darlığına ve yorgunluğa neden olabilir. Nemli Hava Alerjisi Nedir? Nemli hava alerjisi, havadaki yüksek nem oranının solunum... --- ### SMA (Spinal Musküler Atrofi) Hastalığı Nedir? > SMA (Spinal Musküler Atrofi), genetik bir nöromüsküler hastalık olup vücuttaki kasları kontrol eden sinir hücrelerini etkiler. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sma-hastaligi-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları SMA (Spinal Musküler Atrofi), genetik bir nöromüsküler hastalık olup vücuttaki kasları kontrol eden sinir hücrelerini etkiler. SMA, çocukluk döneminde başlayan ve kas zayıflığına yol açan ilerleyici bir hastalıktır. Bu durum, hareket yeteneğinden solunum fonksiyonlarına kadar birçok alanda zorluklara neden olabilir. Bu makalede, SMA hastalığının nedenleri, türleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri detaylı bir şekilde ele alınmıştır. SMA Hastalığı Nedir? Spinal Musküler Atrofi (SMA), omurilikteki motor nöronların etkilenmesi sonucu kas güçsüzlüğüne ve kas erimesine yol açan genetik bir hastalıktır. SMA, motor nöronları etkileyerek vücudun istemli kas hareketlerini kontrol edebilme yetisini azaltır. Hastalık, özellikle yürüyüş, oturma ve hatta nefes alma gibi temel yaşam aktivitelerini etkileyebilir. SMA, genellikle erken yaşta teşhis edilir, ancak bazı tipleri daha geç yaşlarda ortaya çıkabilir. Genetik bir hastalık olduğu için SMA, her iki ebeveynden de mutasyona uğramış bir gen almayı gerektirir. SMA’nın Nedenleri SMA’nın (Spinal Musküler Atrofi) temel nedeni, SMN1 (Survival Motor Neuron 1) genindeki mutasyonlardır. Bu gen, motor nöronların hayatta kalması ve kasların doğru şekilde çalışmasını sağlayan SMN proteinini üretir. SMN1 geninde bir mutasyon olduğunda, yeterli SMN proteini üretilmez ve bu durum motor nöronların hasar görmesine neden olur. Genetik Kalıtım SMA, otozomal resesif bir şekilde kalıtılır. Bu, çocuğun SMA hastası olabilmesi için hem anne hem de babadan mutasyona uğramış SMN1 genini alması gerektiği anlamına gelir. Eğer bir birey yalnızca bir mutasyona uğramış gen taşırsa, taşıyıcıdır ancak genellikle hastalık semptomları göstermez. Epidemiyoloji Dünya genelinde her 10. 000 doğumdan birinde SMA görülmektedir. SMA taşıyıcılığı ise oldukça yaygındır; her 50 kişiden biri SMA taşıyıcısıdır. SMA Türleri SMA, semptomların başlama yaşı ve... --- ### Bebeklerde Diş Temizliği Neden Önemlidir ve Nasıl Yapılır? > Diş temizliği, erken yaşlardan itibaren sağlıklı bir ağız hijyenine temel oluşturur ve diş çürüklerini önlemede kritik bir rol oynar. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerin-disleri-nasil-temizlenir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerin ağız ve diş sağlığı, genel sağlıklarının bir yansımasıdır. İlk dişlerin çıkışı, hem ebeveynler hem de bebekler için heyecan verici bir dönemdir. Ancak birçok ebeveyn, bebeklerinin diş temizliğine ne zaman ve nasıl başlayacağı konusunda kararsız kalabilir. Diş temizliği, erken yaşlardan itibaren sağlıklı bir ağız hijyenine temel oluşturur ve diş çürüklerini önlemede kritik bir rol oynar. Bebeklerde Diş Temizliği Neden Önemlidir? Bebeklerde diş temizliği, hem süt dişlerinin hem de kalıcı dişlerin sağlığını korumak için hayati öneme sahiptir. Süt dişleri, geçici olmasına rağmen bebeğin beslenme, konuşma gelişimi ve çene yapısının sağlıklı bir şekilde şekillenmesi için kritik bir role sahiptir. İşte diş temizliğinin önemini açıklayan başlıca nedenler: Diş Çürüklerini Önler: Bebeklerin ağızlarında bulunan bakteriler, dişlerde çürük oluşumuna yol açabilir. Düzenli temizlik, bu bakterilerin birikmesini önler. Sağlıklı Kalıcı Dişler İçin Zemin Hazırlar: Süt dişleri, kalıcı dişlerin yerini belirleyen bir rehberdir. Çürük veya erken diş kaybı, kalıcı dişlerin diziliminde sorunlara neden olabilir. Erken Ağız Hijyen Alışkanlıkları Kazandırır: Bebeklik döneminde başlayan düzenli diş temizliği, çocuklarda ağız bakımını bir alışkanlık haline getirmeye yardımcı olur. Enfeksiyon ve İltihap Riskini Azaltır: Ağızda biriken bakteriler, diş etlerinde iltihaplanmaya ve enfeksiyonlara yol açabilir. Temizlik, bu tür sorunların önüne geçer. Bebeklerde Diş Temizliğine Ne Zaman Başlanmalıdır? Bebeklerde diş temizliğine ilk diş çıktığında başlanmalıdır. Bu genellikle 6 ila 10 aylık döneme denk gelir. Ancak, ağız hijyenine dişler çıkmadan önce bile başlanabilir. Örneğin, bebeğin diş etlerinin düzenli olarak temizlenmesi, ağız sağlığı için erken bir temel oluşturur. Bebeklerde Diş Temizliği Nasıl Yapılır? Bebeklerde diş temizliği, yaşlarına ve diş gelişim aşamalarına uygun şekilde yapılmalıdır. İşte diş... --- ### COVID-19 Kaşıntı Yapar mı? > Kaşıntı, COVID-19 enfeksiyonu sırasında veya sonrasında sıkça görülen bir semptomdur ve genellikle cilt döküntüleri, bağışıklık yanıtı veya - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/vucutta-urtiker-olusumu-bir-covid-19-belirtisi-midir - Kategoriler: Koronavirüs, Ürtiker COVID-19, SARS-CoV-2 virüsünün neden olduğu bulaşıcı bir solunum yolu hastalığıdır. İlk başlarda öksürük, ateş ve nefes darlığı gibi solunum yolu belirtileriyle ilişkilendirilen COVID-19, zamanla çok daha geniş bir semptom yelpazesiyle karşımıza çıkmıştır. Bunlar arasında cilt sorunları ve kaşıntı da bulunmaktadır. Bu yazıda, COVID-19’un ciltte kaşıntıya neden olup olmadığı, bu semptomun nedenleri, olası tedavi yöntemleri ve ne zaman bir doktora başvurulması gerektiği detaylı bir şekilde ele alınacaktır. COVID-19 ve Kaşıntı İlişkisi COVID-19’un neden olduğu belirtiler genellikle solunum yolları ile sınırlı gibi görünse de, bağışıklık sisteminin verdiği tepki nedeniyle cilt dahil olmak üzere vücudun farklı sistemlerini de etkileyebilir. Kaşıntı, genellikle altta yatan cilt problemleriyle ilişkilendirilir, ancak COVID-19 bağlamında bu durum farklı nedenlerden kaynaklanabilir. COVID-19’un Kaşıntıya Neden Olabileceği Durumlar Cilt Döküntüleri: COVID-19, özellikle bağışıklık sisteminin verdiği yanıtla ilişkili olarak çeşitli cilt döküntülerine neden olabilir. Bu döküntüler sıklıkla kaşıntı ile birlikte görülür. Hassas Bağışıklık Yanıtı: Virüse karşı vücudun ürettiği antikorlar, bazen ciltte inflamasyona ve kaşıntıya yol açabilir. Yan Etkiler: COVID-19 tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar (örneğin antiviral ilaçlar veya antibiyotikler), ciltte kaşıntıya neden olan alerjik reaksiyonlara yol açabilir. COVID-19’un Neden Olduğu Cilt Sorunları ve Kaşıntı COVID-19 sırasında veya sonrasında görülen cilt problemleri oldukça çeşitlidir. Bu problemlerden bazıları doğrudan kaşıntıya neden olabilir. 1. Kurdeşen (Ürtiker) COVID-19 enfeksiyonu sırasında kurdeşen yaygın olarak görülür. Bu, ciltte kaşıntılı, kırmızı kabarcıklar şeklinde kendini gösterir ve genellikle birkaç saat veya gün içinde kaybolur. Nedenleri: Virüsün bağışıklık sistemi üzerindeki etkisi. Vücutta salınan histaminin artışı. 2. Döküntüler ve Kızarıklık COVID-19 ile ilişkili cilt döküntüleri, sıklıkla kaşıntıyla beraber görülür. Bu döküntüler genellikle aşağıdaki şekillerde... --- ### Bebeklerde Demir Eksikliği Belirtileri > Bebeklerde demir eksikliği bazı belirgin belirtileri vardır. Aslında aneminin en tipik belirtileri soluk cilt ve yorgunluktur. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-demir-eksikligi-belirtileri - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Vücudun yeterince sağlıklı kırmızı kan hücresine sahip olmadığı durum sonucunda anemi meydana gelir. Kırmızı kan hücreleri vücut dokularına oksijen getirir. Demir, kırmızı kan hücrelerinin yapılmasına yardımcı olur, bu nedenle vücuttaki demir eksikliği anemiye neden olabilir. Bu sorunun tıbbi adı demir eksikliği anemisidir. Bebeklerde demir eksikliğinin bazı belirgin belirtileri vardır. Aslında aneminin en tipik belirtileri soluk cilt ve yorgunluktur. Diğer belirtiler arasında hızlı kalp atışı, sinirlilik, iştahsızlık, kırılgan tırnaklar ve ağrılı veya şişmiş dil bulunur. Ancak kansızlığı olan bir bebekte herhangi bir belirti görülmemesi yaygın bir durumdur.  Bu yazımızda bebeklerde demir eksikliği ile ilgili merak edilenleri sizler için yazdık.  Bebeklerde Demir Eksikliği nedir ve neden olur? Kırmızı kan hücreleri vücutlarındaki dokulara yeterince oksijen taşımadığında insanlar anemik hale gelir. Orak hücreli anemi adı verilen kalıtsal bir hastalık da dahil olmak üzere çeşitli durumlar anemiye neden olabilir, ancak en yaygın neden demir eksikliğidir. İnsan vücudunun kandaki oksijen taşıyan kırmızı pigment olan hemoglobini yapmak için demire ihtiyacı vardır. Bebeğiniz yeterince demir almazsa, daha az kırmızı kan hücresine sahip olacak ve sahip oldukları daha küçük olacak, bu nedenle vücut dokuları olması gerekenden daha az oksijen alacaktır. Çocuklar özellikle hızlı büyüme dönemlerinde, her zaman alamadıkları ekstra demire ihtiyaç duyduklarında anemiye karşı hassastırlar. Demir eksikliği anemisi bir anda ortaya çıkmaz, zamanla gelişen nispeten ciddi bir eksiklikten kaynaklanır. Bebekler vücutlarında depolanmış demir ile doğarlar. Hızlı büyüdükleri için bebeklerin ve küçük çocukların her gün çok fazla demir emmesi gerekir. Demir eksikliği anemisi en sık 9 ila 24 aylık bebekleri etkiler. Demir eksiklikleri, diyette yeterli demir olmaması, devam eden kan... --- ### Yetişkinlerde Handihaler Kullanma Yöntemi > Handihaler, KOAH gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Kullanımı oldukça basittir ve - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-10-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-handihaler-kullanma-yontemi - Kategoriler: Yetişkinlerde Astım İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video Handihaler, KOAH gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Kullanımı oldukça basittir ve doğru bir şekilde uygulanması, ilacın etkinliğini artırır. İşte yetişkinlerde Handihaler kullanımına dair adım adım rehber: Handihaler Nasıl Kullanılır? 1. Cihazın Hazırlanması: Cihazı açın: Handihaler’in kapağını yukarı doğru kaldırarak cihazı açın. Ardından ağızlık kısmını yukarı kaldırın. 2. Kapsülü Yerleştirin: Kapsülü çıkarın: İlaç kapsülünü blister paketinden çıkarın (ellerinizin kuru olduğundan emin olun). Kapsülü kırmadan cihazın ortasında bulunan kapsül haznesine yerleştirin. Ağızlığı kapatın: Kapsülü yerleştirdikten sonra ağızlık kısmını tekrar kapatın. 3. Kapsülü Delin: Kapsülü delme: Handihaler’in yan tarafında bulunan yeşil düğmeye basarak kapsülü delin. Bu işlem, kapsülün içinde bulunan toz ilacın kullanılabilir hale gelmesini sağlar. 4. İnhalasyon (Soluma): Tamamen nefes verin: Cihazı ağzınıza yerleştirmeden önce derin bir nefes verin, ancak cihazın içine nefes vermemeye dikkat edin. Ağızlığı yerleştirin: Ağızlığı dudaklarınızın arasına yerleştirin ve sıkıca kapatın. Derin ve güçlü nefes alın: İlacı ciğerlerinize çekmek için hızlı ve derin bir nefes alın. Cihazı dik tutarak güçlü bir nefes aldığınızda, kapsül döner ve toz ilaç serbest kalır. İnhalasyon sırasında kapsülün dönme sesi duyulabilir. Nefesinizi tutun: İlacı çektikten sonra yaklaşık 5-10 saniye kadar nefesinizi tutun. Bu, ilacın akciğerlerinize nüfuz etmesini sağlar. 5. İkinci Nefes: Tam doz almak için tekrar soluyun: Tam bir doz alabilmek için cihazı bir kez daha kullanarak ikinci bir nefes çekin. Kapsüldeki tüm ilacı çektiğinizden emin olun. 6. Cihazı Temizleyin ve Kapsülü Atın: Kapsülü çıkarın: İnhalasyon işlemi tamamlandıktan sonra cihazı tekrar açarak boş kapsülü çıkarın ve atın. Temizlik: Ağızlığı kuru bir bezle temizleyin. Cihazın suya girmesine izin... --- ### Yenidoğan Bebekler Neden Korkar > Yenidoğan bebeklerde korku yaygındır. Bebekler yaşamlarının ilk birkaç ayı da dahil olmak üzere çok küçük yaşlardan - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebekler-neden-korkar - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebekler, sinir sistemlerinin gelişmeye devam ettiği çok erken yaşlardan itibaren bile korkmuş hissedebilirler. Bu korkular, çocuklar büyüdükçe ve korkularına ve işlerin nasıl yürüdüğüne daha aşina hale geldikçe değişecektir. Yenidoğan bebeklerde korku endişe edilecek bir durum değildir. Bu yazımızda, yaşamın ilk yılındaki yaygın bebek korkularına bir göz atacağız. En yaygın bebek korkularıDaha önce de belirttiğimiz gibi, bebekler yaşamlarının ilk birkaç ayı da dahil olmak üzere çok küçük yaşlardan itibaren korku geliştirirler. Bebekler büyüdükçe, çevrelerindekini algılama yeteneklerine bağlı olarak korkuları değişme eğilimindedir.  Yenidoğan bebeklerde korku durumuna neden olan yaygın bebek korkuları arasında yüksek sesler, düşmeler, ebeveynlerden ayrılma ve yabancılar sayılabilir. Bu aşamada bebekler, nesnelere bakarak korkacak kadar doğru nesneleri ayırt edemezler. Ancak, yüksek sesler irkilme refleksini tetikler. Moro refleksi olarak da bilinen bu refleksi, bebeğinizi aniden alçaltınca da fark edebilirsiniz. Doğumdan itibaren başlar ve 5-6 ay civarında biter. Bebeğiniz bu şekilde tepki verir çünkü desteği yokmuş gibi hisseder ve havada düşer. Bebeğin uzuvlarını uzattığını ve tekrar geri çekmeden önce sırtını büktüğünü gördüğünüzde ürkme refleksini tanımlayabilirsiniz. Birkaç ay sonra bebeğinizin bu tepkiyi vermeyi bırakıp onun yerine ağladığını fark edeceksiniz. İlk yılın sonuna doğru bebekler genellikle nesne sürekliliği kavramını takdir etmeye başlarlar. Artık bir nesnenin doğrudan görüş alanlarında olmasa bile var olduğunu anlayabilirler. Bebekler, nesneleri fırlatabilir, anne/baba gibi basit kelimeleri söyleyebilir ve hareketlerle tek adımlık komutları takip edebilir. Bu nedenle, odadan çıktığınızda, bebeğinizin aklında hala siz varsınız ve nereye gittiğinizi ve ne zaman döneceğinizi merak edecektir. Geri dönmezseniz üzülecek ve terk edilme korkusunu artıracaktır. 1 yaşında anneden uzaklaşmak kaygıya neden olabilir. Bebeğinizi bir yabancıya... --- ### Kükürt Egzamaya İyi Gelir Mi? > Kükürt, genellikle volkanik menfezlerin yakınında oluşan, yerkabuğunda bulunan bir mineraldir. Kükürt egzamaya iyi gelir mi sorusu - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kukurt-egzamaya-iyi-gelir-mi - Kategoriler: Egzama Kükürt, genellikle volkanik menfezlerin yakınında oluşan, yerkabuğunda bulunan bir mineraldir. İnsanlar yüzlerce yıldır egzama, sedef hastalığı ve akne gibi cilt şikayetleri için kükürt kullanırlar. Bununla birlikte, kükürt egzamaya iyi gelir söylemini kanıtlayan hiçbir çalışma yoktur. Kükürt, egzamayı hafifletebilecek bazı özelliklere sahip olabilir. Antimikrobiyal ve keratolitik özellikleriyle kuru cildi yumuşatıp nemlendirebileceği öne sürülmektedir. Madde ayrıca anti-inflamatuar özelliklere sahip olabilir ve kaşıntıyı azaltmaya yardımcı olabilir. Bununla birlikte, etkilerini doğrulamak için daha fazla araştırma gereklidir. Kükürt egzamayı tedavi eder mi? Bazı insanlar kükürt içeren ürünlerin egzama semptomlarını azaltmaya yardımcı olduğunu belirtmektedir. Şimdiye kadar, kullanımını destekleyen tek kanıt anekdottur. Dermatologlar bazen seboreik dermatit, rosacea ve akne gibi diğer iltihaplı cilt durumlarını tedavi etmek için kükürt önermektedir. İnsanlar ayrıca tarihsel olarak cilt koşullarını tedavi etmek için kükürt ve diğer mineralleri kullanmışlardır. Uygulamanın kökleri, İbni Sina’nın tekniği kullanarak ilk kez tarif ettiği gibi, İran'a kadar uzanır. 2017 yılında yapılan bir hayvan araştırması, mineral bakımından zengin kaynak suyunun farelerde egzama benzeri iltihabı azalttığını buldu. Bununla birlikte, şu ana kadar, kükürtün insanlarda egzama üzerindeki etkisini özel olarak inceleyen bir çalışma bulunmamaktadır. Kükürt ürün çeşitleri Bireylerin cilt üzerinde kükürt içeren ürünleri kullanmalarının birkaç yolu vardır. Bunlar şunları içerir: Topikal macunlar veya merhemler, Losyonlar veya kremler, Sabunlar ve şampuanlar. Reçetesiz satılan ürünlerdeki kükürt konsantrasyonu önemli ölçüde değişebilir. Daha yüksek konsantrasyonlar içeren bazıları yalnızca reçeteyle alınabilir. Kükürtün potansiyel faydaları nelerdir? Kükürt, egzama gibi iltihaplı cilt rahatsızlıkları olan kişiler için yararlı olabilecek çeşitli özelliklere sahiptir. Bazı bakteri türleri egzamayı daha da kötüleştirebilir. Ve 2019 tarihli bir makaleye göre kükürt antimikrobiyaldir. Örneğin, küçük... --- ### Yetişkinlerde Turbuhaler Kullanma Yöntemi > Turbuhaler, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarında sıkça kullanılan, kuru toz içeren bir inhalasyon cihazıdır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-10-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-turbuhaler-kullanma-yontemi - Kategoriler: Yetişkinlerde Astım İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video Turbuhaler, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarında sıkça kullanılan, kuru toz içeren bir inhalasyon cihazıdır. Aşağıda, yetişkinlerde Turbuhaler kullanım adımları detaylı bir şekilde açıklanmıştır: Turbuhaler Kullanım Adımları: 1. Cihazın Hazırlanması: Kapak açılır: Turbuhaler’in kapağını saat yönünün tersine çevirerek açın. Cihazı dik tutun: Cihazı dik konumda tutun ve cihazın alt kısmında yer alan doz haznesini çevirmeye başlayın. 2. İlacı Hazırlama: Doz haznesini çevirin: Turbuhaler’i dik tutarken alt kısmını önce bir yöne, sonra tekrar geri çevirin (bir "klik" sesi duyacaksınız). Bu işlem ilacın bir dozunu cihazın içine hazırlar. Dozun hazırlanmış olduğundan emin olun: "Klik" sesi duyulmamışsa, işlemi tekrarlayın. Eğer cihaz yeni ise, ilk kullanımdan önce birkaç kez bu işlemi yapmanız gerekebilir. 3. İlacı İnhale Etme (Soluma): Derin nefes verin: Cihazı ağzınıza yerleştirmeden önce tamamen dışarı nefes verin. Bu işlemi yaparken cihazın içine üflememeye dikkat edin. Ağızlık yerleştirilir: Cihazın ağızlığını dişlerinizin arasına yerleştirin ve dudaklarınızı sıkıca kapatın. Derin nefes alın: İlacı derin bir nefesle içinize çekin. Nefes alırken cihazı dik tutun ve hızlı ama derin bir şekilde nefes alın. Nefesinizi tutun: İlacı içeri çektikten sonra 5-10 saniye nefesinizi tutun, böylece ilaç akciğerlerinize ulaşır. 4. Nefes Verme: Nefes verin: Nefesinizi cihazdan uzaklaşarak yavaşça dışarı verin. 5. Kapatma ve Temizlik: Kapağı kapatın: Cihazın kapağını tekrar yerine takın. Ağız temizliği (Gargara yapın): Eğer inhalerde kortikosteroid içerikli bir ilaç kullanıyorsanız, ilacın ağızda kalmaması için inhalasyon işleminden sonra ağzınızı suyla çalkalayın ve tükürün. Önemli Noktalar: İlacı içeri çektiğinizi hissetmeyebilirsiniz: Turbuhaler’den ilaç çekerken herhangi bir tat ya da his olmayabilir, bu durum normaldir. Cihazın temizliği: Ağızlığı kuru bir... --- ### Astım Krizi Geçirdiğimi Nasıl Anlarım? Ne Yapmalıyım? > Astım krizi; hırıltı, öksürük, nefes almada zorluk ve göğüste sıkışmaya neden olabilir. Astımı olanlar, inhaler gibi astım ilaçları ile hafif - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-krizi-gecirdigimi-nasil-anlarim-ne-yapmaliyim - Kategoriler: Astım Astım krizi, astım hastalarında hava yollarının ani şekilde daralmasıyla ortaya çıkan ciddi bir durumdur. Kriz sırasında solunum yollarındaki kaslar kasılır, hava yolları daralır ve solunum zorlaşır. Astım krizi, hızlı ve doğru bir müdahale gerektiren bir acil durumdur. Astım hastalarının yaşam kalitesini ve güvenliğini sağlamak için kriz belirtilerini tanımak ve kriz sırasında nasıl hareket edilmesi gerektiğini bilmek önemlidir. Astım Krizinin Belirtileri Nelerdir? Astım krizi belirtileri, solunum yollarındaki ani daralmayla ilişkili olup şiddetli solunum zorluğu ile kendini gösterir. Kriz sırasında yaşanan belirtiler şu şekildedir: Şiddetli Nefes Darlığı: Kriz esnasında solunum yolları daraldığı için hastalar nefes almakta ve özellikle nefes vermekte zorlanırlar. Hırıltılı Solunum: Hava yollarının daralmasıyla nefes alıp verme sırasında hırıltılı bir ses oluşur. Öksürük: Kriz sırasında sürekli ve boğucu bir öksürük görülebilir. Öksürük genellikle gece artar ve hastanın uyumasını zorlaştırır. Göğüs Sıkışması: Kriz sırasında hastalar göğüslerinde sıkışma hisseder. Bu his, nefes almayı daha da zorlaştırır. Konuşma Zorluğu: Astım krizinde solunum zorluğu nedeniyle hastalar kısa cümlelerle konuşmakta zorlanır. Morarma: Ciddi astım krizlerinde oksijen eksikliği nedeniyle dudaklar, tırnak yatakları ve ciltte morarma gözlemlenebilir. Astım Krizini Tetikleyen Faktörler Nelerdir? Astım krizleri genellikle çeşitli tetikleyicilerle ortaya çıkar. Bu tetikleyiciler hastadan hastaya değişiklik gösterebilir ancak en yaygın tetikleyici faktörler şunlardır: Alerjenler: Polen, toz, evcil hayvan tüyleri, küf sporları gibi alerjenler astım krizini tetikleyebilir. Sigara Dumanı ve Hava Kirliliği: Sigara dumanı, hem içen hem de içmeyen astım hastalarında krizi tetikleyebilir. Ayrıca hava kirliliği de önemli bir risk faktörüdür. Soğuk Hava ve Ani Sıcaklık Değişimleri: Özellikle soğuk ve kuru havalarda astım krizi riski artar. Ani sıcaklık değişimleri de... --- ### Çocuklarda Epilepsi Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri > Çocuklarda epilepsi, genetik yatkınlık, doğumsal nedenler veya beyin hasarları gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak gelişebilir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-epilepsi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Epilepsi, beyin hücrelerinin (nöronlar) anormal elektriksel aktiviteleri sonucu ortaya çıkan bir nörolojik hastalıktır. Çocuklarda epilepsi, genetik yatkınlık, doğumsal nedenler veya beyin hasarları gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak gelişebilir. Bu durum, hem çocuğun hem de ailenin yaşamını etkileyebileceği için erken teşhis ve doğru tedavi büyük önem taşır. Epilepsi Nedir? Epilepsi, beyindeki anormal elektriksel aktiviteler sonucu tekrarlayan nöbetlerle kendini gösteren bir hastalıktır. Nöbetler, çocuğun bilinç kaybı yaşamasına, istemsiz kas hareketlerine veya duygusal ve davranışsal değişikliklere yol açabilir. Çocuklarda epilepsi, genellikle ilk nöbetin görülmesinden sonra tanı alır ve tedavi süreci başlar. Çocuklarda Epilepsinin Nedenleri Epilepsi, birçok farklı nedene bağlı olarak gelişebilir. Çocuklarda bu nedenler genellikle şu şekilde sınıflandırılır: 1. Genetik Faktörler Bazı epilepsi türleri, genetik yatkınlığa bağlı olarak ortaya çıkar. Ailede epilepsi öyküsü varsa, çocuğun epilepsi riski artabilir. 2. Doğumsal Anomaliler Bebeğin beyin gelişimini etkileyen doğumsal anomaliler, epilepsi riskini artırabilir. Beyin yapısındaki doğuştan gelen bozukluklar bu duruma örnek verilebilir. 3. Doğum Travmaları Doğum sırasında oksijen yetersizliği veya doğum travmaları, beyin dokusunda hasar oluşturabilir ve epilepsiye neden olabilir. 4. Enfeksiyonlar Menenjit, ensefalit gibi beyin enfeksiyonları, çocukluk döneminde epilepsi gelişimine yol açabilir. 5. Beyin Tümörleri ve Kistler Nadir görülen bir durum olsa da, beyinde oluşan tümörler veya kistler epileptik nöbetlere neden olabilir. 6. Metabolik Bozukluklar Doğumsal metabolik hastalıklar, beyindeki kimyasal dengeleri etkileyerek epilepsiye yol açabilir. Çocuklarda Epilepsinin Belirtileri Epilepsinin belirtileri, nöbet türüne ve beynin hangi bölgesinin etkilendiğine bağlı olarak değişiklik gösterir. Çocuklarda en sık görülen belirtiler şunlardır: 1. Nöbet Türleri Jeneralize Nöbetler: Tüm beyni etkiler ve genellikle bilinç kaybı ile birlikte görülür. Çocuğun tüm vücudu... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Soğuk Algınlığı Belirtileri > Soğuk algınlığı, bebeklerde ve çocuklarda en sık görülen üst solunum yolu enfeksiyonlarından biridir. Özellikle bağışıklık sistemleri tam - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-soguk-alginligi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Soğuk algınlığı, bebeklerde ve çocuklarda en sık görülen üst solunum yolu enfeksiyonlarından biridir. Özellikle bağışıklık sistemleri tam olarak gelişmemiş olan bebekler ve çocuklar, yıl boyunca birden fazla kez soğuk algınlığı yaşayabilirler. Çoğu durumda hafif seyreden bu enfeksiyon, belirtileri nedeniyle ebeveynleri endişelendirebilir. Soğuk Algınlığı Nedir? Soğuk algınlığı, burun, boğaz ve üst solunum yollarını etkileyen viral bir enfeksiyondur. Çeşitli virüsler soğuk algınlığına neden olabilir, ancak en yaygın nedenleri rinovirüslerdir. Soğuk algınlığı genellikle hafif belirtilerle seyreder ve 7 ila 10 gün içinde kendiliğinden iyileşir. Ancak, özellikle bebeklerde ve küçük çocuklarda bağışıklık sisteminin zayıf olması nedeniyle belirtiler daha uzun sürebilir veya komplikasyonlara yol açabilir. Bebeklerde ve Çocuklarda Soğuk Algınlığı Belirtileri Soğuk algınlığı belirtileri genellikle enfeksiyonun başlamasından 1-3 gün sonra ortaya çıkar. Bebeklerde ve çocuklarda en sık görülen belirtiler şunlardır: Burun Akıntısı ve Tıkanıklığı: İlk belirti genellikle burun akıntısıdır. Akıntı başlangıçta berrak olur, ancak enfeksiyon ilerledikçe sarı veya yeşil bir renk alabilir. Hapşırma: Bebeklerde hapşırma, burun temizleme refleksi olarak sıkça görülür. Öksürük: Soğuk algınlığı sırasında boğazda tahrişe bağlı öksürük yaygındır. Hafif Ateş: Soğuk algınlığı genellikle düşük dereceli ateşe neden olur, ancak bazı bebeklerde ve çocuklarda yüksek ateş de görülebilir. Boğaz Ağrısı: Virüsün boğazı tahriş etmesi sonucu bebeklerde huzursuzluk ve yutkunma zorluğu olabilir. Yorgunluk ve Huzursuzluk: Soğuk algınlığı olan bebekler ve çocuklar genellikle halsizlik ve uyku düzensizliği yaşar. İştahsızlık: Burun tıkanıklığı ve genel rahatsızlık hissi, bebeklerin ve çocukların yemek yeme isteğini azaltabilir. Bazı durumlarda, soğuk algınlığı belirtileri ciddi enfeksiyonlara dönüşebilir. Aşağıdaki belirtiler ortaya çıkarsa bir doktora başvurulmalıdır: Yüksek ateş (38°C üzeri) uzun süre devam ediyorsa, Şiddetli... --- ### Küresel Panik: Maymun Çiçeği Virüsü > Virütik hastalık türleri içerisinde yer alan Maymun Çiçeği virüsü; Avrupa ülkelerinden sonra Avustralya, İtalya, ABD ve Kanada’da görülmüş - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-10-17 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kuresel-panik-maymun-cicegi-virusu - Kategoriler: Genel Virütik hastalık türleri içerisinde yer alan Maymun Çiçeği virüsü; Avrupa ülkelerinden sonra Avustralya, İtalya, ABD ve Kanada’da görülmüş olup dünya genelinde kaygı ve endişe boyutunu arttırmıştır. Sosyal mesafenin ihlaliyle bulaşan maymun çiçeği virüsü, vücutta kaşıntılı kabarcıklar ve yüksek ateş reaksiyonlarıyla kendisini göstermektedir. Maymun Çiçeği Virüsü Nedir? 1958 yılında bir maymun kolonisinde tespit edildikten sonra ismi konulan maymun çiçeği virüsü, 1980 senesinde küresel aşılanma sayesinde ortadan kaybolan çiçek virüsü hastalığıyla aralarında genetik benzerlikler dikkat çekmektedir. Dünya üzerinde maymun çiçeği virüsüne ilk insan vakasına 1970 senesinde rastlanmıştır ve aralarındaki genetik benzerlik nedeniyle çiçek aşısı yaptıran insanların, maymun çiçeği hastalığına karşı da belirli bir ölçüde koruma bariyerine sahip olduğu söylenmektedir. Maymun çiçeği birisinin iki tipolojisi vardır. Bunlardan ilki Orta Afrika’da yer alan Kongo civarındadır ve tehlike oranı yüksek olup %10 civarında ölüm oranını taşır. Bir diğer maymun çiçeği hastalık formu ise Batı Afrika coğrafyasında bulunan Nijerya Bölgesi’nde yer alan yüzde bir ya da daha altında bir ölüm oranına sahip ve genel anlamda daha hafif geçirilen varyant şeklinde kendisini göstermektedir. Maymun Çiçeği Virüsü Nasıl Bulaşır? Maymun Çiçeği virüsüne sahip hayvanlar özellikle kemirgenler, temas yoluyla taşıdıkları virüsü insanlara bulaştırabilmektedir. Hayvandan insana bulaşan maymun çiçeği virüsü nadiren de olsa insandan insana; vücut sıvıları aracılığıyla ve solunum yoluyla ağızdan çıkan sıvılar kanalıyla bulaşabilmektedir. Söylemekte yarar vardır ki Maymun Çiçeği virüsü Covid-19 gibi havada asılı kalan bir virüs değildir. Virüsün bulaşabilmesi için çok yakın temasta bulunmak yani enfekte olmuş, aynı zamanda reaksiyonlar gösteren insanla fiziksel olarak ilişki içerisinde olmak gerekir. Maymun Çiçeği virüsünün 21 güne kadar ulaşabilen bir... --- ### Bebeklerde Göz Kapağı Düşüklüğü > Bebeklerde göz kapağı düşüklüğü ya da diğer adıyla pitoz, üst göz kapağının sarkmasını içeren bir göz rahatsızlığıdır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-goz-kapagi-dusuklugu - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde göz kapağı düşüklüğü ya da diğer adıyla pitoz, üst göz kapağının sarkmasını içeren bir göz rahatsızlığıdır. Göz kapağı, göz bebeğini kapatacak kadar veya biraz sarkabilir. Pitoz normal görme gelişimini engelleyebilir ve ambliyopiye (göz tembelliği) neden olabilir. Ayrıca görme alanının bir kısmını da engelleyebilir. Doğuştan pitoz, çocukların üst göz kapakları sarkık olarak doğduğu zamandır. Bu, levator kası olarak bilinen göz kapağı kaslarından birinin zayıflığından kaynaklanır. Pitozda Ne Olur? Normalde beyin, göz kapağını kaldıran kaslara bir sinyal gönderdiğinde göz kapakları açılır. Bu sinyal sinirler tarafından taşınır. Daha sonra kaslar göz kapaklarını kaldırır. Pitozda, bu süreçte bir şeyler ters gider, bu nedenle göz kapaklarından biri veya her ikisi de aşağı sarkar. Bu durum şunlardan kaynaklanabilir: Beyin veya sinirlerle ilgili sorunları varsa, Kas zayıflığına yol açan sinir sorunları varsa, Zayıf veya eksik göz kapağı kaslarıyla doğulduğu durumlarda, Doğum kusuru veya yaralanma varsa. Bebeklerde Göz Kapağı Düşüklüğü NedenleriBu durum genellikle herhangi bir tıbbi sorunla ilişkili değildir. Genellikle izole bir kas zayıflığıdır. Ailelerde görülebilir yani genetik yatkınlık olabilir. Tıbbi problemler ya da göz kapağının yapısal bir sorunu nedeniyle de göz kapağı düşüklüğü gelişebilir. Pitoza neden olabilecek olası nedenler şunlardır:  Genetik; sendromlar gibi anormallikler, Şalazyon (arpacık), Sinir hastalıkları (Horner sendromu, miyastenia gravis, felçler, migren baş ağrıları ve beyin tümörü), Travma, Alerji. Pitoz, doğuştan gelen bir anormallikten (doğumda var olan) kaynaklanabilir veya daha sonra bir yaralanma veya hastalık nedeniyle gelişebilir. Doğuştan var olan pitoza konjenital pitoz denir. Genellikle münferit bir problem olmasına rağmen, konjenital pitozu olan bir çocukta şunlar da olabilir: Göz hareketi anormallikleri, Kas hastalıkları, Göz... --- ### Yetişkinlerde Aerolizer Kullanma Yöntemi > Aerolizer, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir kuru toz inhalasyon cihazıdır. Cihazın doğru - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-10-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-aerolizer-kullanma-yontemi - Kategoriler: Yetişkinlerde Astım İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video Aerolizer, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir kuru toz inhalasyon cihazıdır. Cihazın doğru şekilde kullanılması, ilacın etkinliğini artırır. İşte yetişkinlerde Aerolizer inhaler kullanımına dair adım adım rehber: Aerolizer Nasıl Kullanılır? 1. Cihazın Hazırlanması: Koruyucu kapağı çıkarın: Aerolizer cihazının kapağını yukarı doğru çekerek çıkarın. Ağızlığı açın: Ağızlığı yukarı doğru kaldırarak açın. Bu, kapsül yerleştirme alanını ortaya çıkaracaktır. 2. Kapsülü Yerleştirin: İlacı hazırlayın: Blister paketindeki kapsülü çıkarın (ellerinizin kuru olmasına dikkat edin). Kapsülü hazneye yerleştirin: Kapsülü cihazın ortasında bulunan kapsül haznesine yerleştirin. Kapsülü yutmayın; sadece cihaz içinde kullanmalısınız. 3. Ağızlığı Kapatın ve Kapsülü Delin: Ağızlığı kapatın: Kapsülü yerleştirdikten sonra ağızlığı tekrar kapatın. Delme düğmesine basın: Cihazın iki yanındaki yeşil düğmelere aynı anda basarak kapsülü delin. Bu, kapsülün içindeki toz ilacı serbest bırakacaktır. 4. İnhalasyon (Soluma): Tamamen nefes verin: Ağızlığı ağzınıza götürmeden önce derin bir nefes verin. Cihazın içine nefes vermemeye dikkat edin. Ağızlığı yerleştirin: Aerolizer'in ağızlığını dişlerinizin arasına yerleştirin ve dudaklarınızı sıkıca kapatın. Derin ve güçlü nefes alın: Hızlı ve derin bir nefes alarak ilacı ciğerlerinize çekin. Nefes alırken kapsül döner ve toz serbest kalır, bu sırada dönme sesi duyabilirsiniz. 5. Nefesinizi Tutun: Nefesinizi tutun: İnhalasyon yaptıktan sonra nefesinizi 5-10 saniye boyunca tutun. Bu, ilacın akciğerlerinize yerleşmesini sağlar. 6. İkinci Nefes: Kapsüldeki tüm ilacı kullanın: Eğer tüm tozun çekilmediğini düşünüyorsanız, bir kez daha derin nefes alın. Kapsüldeki tüm tozu çektiğinizden emin olun. 7. Cihazı Temizleyin ve Kapsülü Atın: Kapsülü çıkarın: Kullanım tamamlandıktan sonra cihazı açarak boş kapsülü çıkarın ve atın. Temizlik: Ağızlığı kuru bir bezle silin. Cihazı suya... --- ### Bıngıldak Nedir? Ne Zaman Kapanır? > Bıngıldak, bebeğin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için önemli bir yapıdır. Genellikle kendi kendine kapanan bu alanlar, beyin gelişimi - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bingildak-ne-zaman-kapanir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bıngıldak, yenidoğan bebeklerin kafasında bulunan ve tıbbi olarak fontanel adı verilen yumuşak noktalardır. Bu alanlar, kafatası kemiklerinin henüz tam olarak birleşmediği yerlerdir. Bebeklerde bıngıldak, beyin büyümesi ve gelişimi için önemli bir rol oynar. Aynı zamanda, doğum sırasında bebeğin kafasının doğum kanalına uyum sağlamasına yardımcı olur. Bıngıldak, bebeğin gelişimine bağlı olarak zamanla sertleşir ve kafatası kemikleri birbirine kaynaşır. Bu süreç her bebekte farklılık gösterebilir, ancak genellikle belirli bir yaş aralığında tamamlanır. Bebeklerde Bıngıldak Çeşitleri Bebeklerin kafasında iki ana bıngıldak bulunur: 1. Ön Bıngıldak (Anterior Fontanel) Konumu: Bebeğin başının ön kısmında, alnın hemen üstündedir. Şekli: Genellikle elmas şeklindedir. Kapanma Süresi: 12-18 ay arasında kapanır. 2. Arka Bıngıldak (Posterior Fontanel) Konumu: Bebeğin başının arka kısmında bulunur. Şekli: Üçgen şeklindedir. Kapanma Süresi: Genellikle doğumdan sonraki ilk birkaç ay içinde, 2-3 ay arasında kapanır. Bıngıldağın Görevleri Nelerdir? Bıngıldak, bebeklerin sağlıklı bir şekilde büyümesi ve gelişmesi için kritik öneme sahiptir. İşte bıngıldağın başlıca görevleri: 1. Beyin Gelişimi İçin Yer Sağlar Bebeğin beyni hızla büyüdüğü için kafatası kemiklerinin esnek olması gerekir. Bıngıldak, bu büyüme sürecinde beynin rahatça genişlemesine olanak tanır. 2. Doğum Kanalına Uyum Sağlar Doğum sırasında, bıngıldak sayesinde bebeğin kafası doğum kanalına uyum sağlayarak doğumu kolaylaştırır. 3. Kafa Travmalarına Karşı Koruma Sağlar Bıngıldak, kafatası kemiklerinin esnekliği sayesinde hafif darbelere karşı bir koruma katmanı oluşturur. Bıngıldak Ne Zaman Kapanır? Bıngıldakların kapanma süresi her bebekte farklılık gösterebilir, ancak genellikle aşağıdaki sürelerde kapanır: Arka Bıngıldak: 2-3 ay arasında kapanır. Ön Bıngıldak: 12-18 ay arasında kapanır. Bazı bebeklerde bu süre 24 aya kadar uzayabilir. Bıngıldakların kapanma süresi, bebeğin genetik yapısına,... --- ### UV Işık Tedavisi ve Atopik Dermatit > Atopik dermatit, cildi kırmızı, kuru ve çok kaşıntılı hale getirebilen kalıcı bir cilt rahatsızlığıdır. Egzamada UV ışık tedavisi - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/uv-isik-tedavisi-ve-atopik-dermatit-hakkinda-bilinmesi-gerekenler - Kategoriler: Egzama Atopik dermatit, cildi kırmızı, kuru ve çok kaşıntılı hale getirebilen kalıcı bir cilt rahatsızlığıdır. Geniş bir vücut bölgesini kaplayan veya belirli tedavilere yanıt vermeyen orta ila şiddetli atopik dermatiti olan kişiler ve çocuklar, ultraviyole (UV) ışık tedavisini denemeyi düşünebilir. Fototerapi olarak da bilinen UV ışık tedavisi, kaşıntı ve iltihabı azaltmaya yardımcı olmak için cildi ultraviyole ışığa maruz bırakmayı içerir. Tedavi etkili olabilirken, güneş yanığı ve hassas cilt gibi potansiyel olumsuz etkilere de neden olabilir. Atopik dermatit ve ultraviyole ışık tedavisinin tanımları Atopik egzama veya daha yaygın olarak egzama olarak da bilinen atopik dermatit (AD) en yaygın egzama türüdür ve dünya genelinde çocukların yaklaşık %15-20'sini ve yetişkinlerin %1-3'ünü etkiler. Atopik dermatit, gelip giden kronik bir cilt durumudur. Bu duruma neyin enden olduğu tam olarak bilinememekle birlikte, kanıtlar, tütün dumanı, cilt ürünleri ve hava kirleticileri gibi çevresel tetikleyicilere tepki veren aşırı aktif bir bağışıklık sistemi nedeniyle atopik dermatitin meydana geldiğini göstermektedir. Atopik dermatit belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterir, hafif ile şiddetli olabilir. UV ışığı, güneş ışığının en yaygın UV ışığı türü olduğu, insan gözüyle görülemeyen bir radyasyon türünü ifade eder. Uzmanlar, UV ışığını dalga boylarına göre UVA, UVB ve UVC olmak üzere üç bantta daha fazla sınıflandırabilir. UV ışık tedavisi veya fototerapi, egzama ve sedef hastalığı gibi cilt rahatsızlıklarını tedavi etmek için UVA, UVB veya her ikisinin (UVAB) kombinasyonunu kullanan bir tedavidir. UVB tedavileri için, insanlar cilt koşullarını tedavi etmek için kullandıkları UVB spektrumunun ne kadarına göre değişen dar bant (NB-UVB) veya geniş bant UVB (BB-UVB) alabilirler. Alerji uzmanları, topikalleri başarılı bir... --- ### Çocuklarda Adrenalin Oto-Enjektör Kullanımı > Çocuklarda adrenalin oto-enjektör, özellikle ciddi alerjik reaksiyonlar (anafilaksi) sırasında hayati önem taşıyan bir tedavi aracıdır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-adrenalin-oto-enjektor-kullanimii - Kategoriler: Çocuklarda Astım Alerji İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video Çocuklarda adrenalin oto-enjektör, özellikle ciddi alerjik reaksiyonlar (anafilaksi) sırasında hayati önem taşıyan bir tedavi aracıdır. Anafilaksi, hızla müdahale edilmesi gereken, yaşamı tehdit edebilen bir durumdur ve adrenalin (epinefrin) oto-enjektörü, bu tür durumlarda kullanılır. Aşağıda, çocuklarda adrenalin oto-enjektörünün nasıl kullanılacağına dair adım adım rehber bulabilirsiniz: Çocuklarda Adrenalin Oto-Enjektör Kullanımı Adımları: 1. Durumu Değerlendirin: Alerjik reaksiyon belirtilerini tanıyın: Anafilaksi belirtileri arasında nefes darlığı, hırıltılı solunum, boğazda şişme, ciltte kızarıklık ve kaşıntı, tansiyon düşüklüğü, hızlı nabız, bayılma hissi, mide bulantısı veya kusma olabilir. Eğer bu belirtiler gözleniyorsa derhal müdahale edilmelidir. 2. Oto-Enjektörü Hazırlayın: Cihazı çıkarın: Adrenalin oto-enjektörünü koruyucu kılıfından çıkarın. Cihazın kolay ulaşılabilir bir yerde olduğundan emin olun. Cihazın ucunu kontrol edin: Oto-enjektörün iğne ucunun hangi tarafta olduğunu anlamak için cihazı inceleyin. İğnenin çıkacağı uç genellikle farklı renkte olur ya da üzerinde işaret bulunur. 3. Enjektörü Tutma ve Hazırlık: Doğru tutuşu sağlayın: Oto-enjektörü dominant elinizle, başparmağınız ve parmaklarınızla cihazın ortasından tutun. İğnenin çıkacağı ucu aşağıya bakacak şekilde cihazı dik tutun. Güvenlik kapağını çıkarın: Oto-enjektörün üst kısmındaki güvenlik kapağını çıkarın. Bu, iğnenin çıkmasını sağlar. 4. İlacı Uygulama: Bacağın dışına uygulayın: Çocuğun bacağının dış üst kısmına (uyluğun ortasına) oto-enjektörün iğneli ucunu yerleştirin. Giysilerin üzerinden uygulanabilir, bacağı açmaya gerek yoktur. Cihazı sertçe bastırın: Oto-enjektörü hızlı ve sert bir şekilde çocuğun bacağına bastırın. Cihaz otomatik olarak iğneyi batırır ve adrenalini enjekte eder. 10 saniye tutun: İğneyi çocuğun bacağında sabit tutarak 10 saniye bekleyin. Bu süre, ilacın tamamen enjekte edilmesi için yeterlidir. 5. Cihazı Çıkarın: Oto-enjektörü bacağından çıkarın: 10 saniye sonra cihazı bacaklarından çıkarın. Enjektörün iğne ucu, otomatik... --- ### Hava Temizleme Cihazı Astıma İyi Gelir mi? > Hava temizleme cihazı, özellikle astım ve alerji hastalarının yaşam kalitesini artırmak için önerilen cihazlar arasında yer alır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-06 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-ve-hava-temizleyicileri - Kategoriler: Astım Hava temizleme cihazı, özellikle astım ve alerji hastalarının yaşam kalitesini artırmak için önerilen cihazlar arasında yer alır. Bu cihazlar, kapalı ortamlardaki hava kalitesini artırarak astımı tetikleyen partikülleri ve alerjenleri filtreler. Ancak hava temizleme cihazlarının astıma etkisi hakkında bilgi sahibi olmak, doğru cihazı seçmek ve astım belirtilerini hafifletmede etkili bir kullanım sağlamak önemlidir. Hava Temizleme Cihazları Nasıl Çalışır? Hava temizleme cihazı, havadaki toz, polen, duman, bakteri ve virüs gibi zararlı partikülleri temizlemek için tasarlanmıştır. Bu cihazlar genellikle HEPA (High-Efficiency Particulate Air) filtreleri ve karbon filtreleri gibi özel filtrelerle donatılmıştır. HEPA filtreleri, havadaki 0. 3 mikron büyüklüğündeki partiküllerin %99,97’sini filtreleyerek alerjenlerin ortadan kaldırılmasında etkilidir. Bu da astım semptomlarının tetiklenme riskini azaltabilir. Astımı Tetikleyen Alerjenler ve Hava Temizleme Cihazlarının Rolü Astım semptomları, çevredeki toz, polen, küf sporları, evcil hayvan tüyleri ve duman gibi faktörlerle tetiklenebilir. Bu maddeler, hava temizleme cihazları sayesinde ortamdan uzaklaştırılarak solunum yollarının maruz kaldığı alerjen miktarı azaltılabilir. Özellikle HEPA filtreli hava temizleyiciler, polen ve toz akarları gibi astımı tetikleyen alerjenleri etkili bir şekilde filtreleyebilir. Hava Temizleme Cihazlarının Astım Üzerindeki Faydaları Alerjenleri Azaltma: Hava temizleme cihazları, ev ortamındaki alerjenleri azaltarak astım belirtilerini hafifletmeye yardımcı olur. Polen, küf sporları ve toz akarları gibi partiküllerin ortamdan uzaklaştırılması, astım ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltabilir. Havayı Temizleyerek Solunumu Kolaylaştırma: Hava temizleyiciler, temiz bir hava sağlayarak astım hastalarının daha rahat nefes almasına olanak tanır. Solunum yolları daha az tahriş olur ve nefes darlığı riski azalır. Küf ve Bakterileri Ortadan Kaldırma: Özellikle nemli bölgelerde yaşayan kişilerde küf, astımı tetikleyebilir. Hava temizleme cihazları, ortamdaki küf sporlarını ve bakterileri... --- ### Bebek ve Çocuklarda El Ayak Deri Soyulması Neden Olur? > Bebek ve çocuklarda el ve ayak derisinin soyulması, ebeveynler için kaygı verici bir durum olabilir. Çoğunlukla zararsız nedenlere - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-kawasaki-hastaligi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebek ve çocuklarda el ve ayak derisinin soyulması, ebeveynler için kaygı verici bir durum olabilir. Çoğunlukla zararsız nedenlere bağlı olsa da, bazen altta yatan bir sağlık sorununa işaret edebilir. Deri soyulması, derinin üst tabakasının (epidermis) dökülmesi veya kabuklanması şeklinde ortaya çıkar. Bu durum, çevresel faktörlerden alerjik reaksiyonlara, cilt hastalıklarından enfeksiyonlara kadar geniş bir yelpazede nedenlerden kaynaklanabilir. El Ayak Deri Soyulmasının Nedenleri Bebek ve çocuklarda el ayak deri soyulmasının nedenleri genellikle birkaç ana kategoriye ayrılabilir: çevresel faktörler, enfeksiyonlar, alerjik reaksiyonlar ve dermatolojik hastalıklar. 1. Çevresel Faktörler Çocukların cildi hassas olduğu için dış etkenlere karşı daha duyarlıdır. Kuru Hava: Özellikle kış aylarında nemin azalması, ciltte kuruluğa ve soyulmaya neden olabilir. Sık Sabun veya Kimyasal Maruziyeti: Bebeklerde ve çocuklarda sık sabun kullanımı, cildin doğal yağ tabakasını kaybetmesine yol açarak soyulmaya neden olabilir. Sıcak ve Soğuk Hava Değişimleri: Ani sıcaklık değişimleri cildin nem dengesini bozabilir. 2. Enfeksiyonlar Bazı enfeksiyonlar, deri soyulmasına neden olabilir. Mantar Enfeksiyonları: Özellikle ayaklarda görülen mantar enfeksiyonları, kaşıntı ve soyulma ile karakterizedir. Bakteriyel Enfeksiyonlar: Streptokok gibi bakteriler deri soyulmasına yol açabilir. Örneğin, çocuklarda sıklıkla görülen kızıl hastalığı, deri soyulmasıyla kendini gösterir. Viral Enfeksiyonlar: El, ayak ve ağız hastalığı (HFMD) gibi bazı viral enfeksiyonlar deri soyulmasına neden olabilir. 3. Alerjik Reaksiyonlar Çocuklarda alerjik reaksiyonlar, el ve ayaklarda deri soyulmasının sık görülen nedenlerindendir. Egzama (Atopik Dermatit): Kronik bir deri hastalığı olan egzama, kızarıklık, kaşıntı ve soyulma ile kendini gösterebilir. Kontakt Dermatit: Sabunlar, deterjanlar, veya oyuncak boyaları gibi maddelere temas alerjik reaksiyona yol açabilir. Gıda Alerjileri: Bazı gıdalara karşı alerjik reaksiyonlar ciltte soyulma ile... --- ### Bebek Davranışlarının: Anlamları, Gelişim Süreci ve Öneriler > Bu yazıda, bebek davranışlarının nedenleri, farklı yaş dönemlerinde görülen davranışlar ve ebeveynlerin bu davranışları yönetme yolları - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-15 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebek-davranisini-ve-farkindaligini-anlama - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerin davranışları, onların dünyayı keşfetme ve iletişim kurma yollarıdır. İlk aylardan itibaren sergiledikleri davranışlar, hem fiziksel hem de zihinsel gelişimlerini yansıtır. Bebeklerin davranışlarını anlamak, ebeveynlerin onların ihtiyaçlarını daha iyi karşılamasına ve sağlıklı bir bağ kurmasına yardımcı olur. Bu yazıda, bebek davranışlarının nedenleri, farklı yaş dönemlerinde görülen davranışlar ve ebeveynlerin bu davranışları yönetme yolları detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Bebek Davranışlarının Anlamları Bebeklerin sergilediği davranışlar, çoğu zaman onların ihtiyaçlarını ve duygusal durumlarını ifade eder. Ağlama, gülümseme, emme, el hareketleri gibi davranışlar, bebeğin çevresiyle iletişim kurma yollarıdır. İşte sık rastlanan bebek davranışlarının anlamları: 1. Ağlama Bebeklerin iletişim kurmanın ilk yolu ağlamaktır. Açlık, rahatsızlık, yorgunluk, yalnızlık gibi durumlarda ağlayarak ihtiyaçlarını ifade ederler. Ağlama, bir problem olduğunu değil, bebeğin bir ihtiyacının karşılanması gerektiğini gösterir. 2. Gülümseme ve Kahkaha Bebekler yaklaşık 6-8 haftalık olduklarında bilinçli olarak gülümsemeye başlarlar. Gülümseme, bebeğin mutluluğunu ifade ettiği gibi sosyal bağların gelişiminin de bir göstergesidir. Kahkaha ise genellikle 3-4 aylıkken ortaya çıkar. 3. El ve Ayak Hareketleri Bebekler hareket ederek dünyayı keşfeder. Yenidoğan dönemde refleks hareketler yaygınken, ilerleyen aylarda bu hareketler bilinçli hale gelir. Elleriyle oyuncaklara uzanma veya ayaklarıyla tekme atma gibi davranışlar motor becerilerinin geliştiğini gösterir. 4. Emme ve Çiğneme Davranışları Bebeklerde emme refleksi doğuştan vardır ve bu davranış onların kendilerini sakinleştirmelerine yardımcı olur. Diş çıkarma dönemine yaklaşıldığında ise çiğneme ve ısırma davranışları sıklaşır. 5. İlgisiz Görünme veya Dikkat Çekme Bazen bebekler çevresine ilgisiz görünebilir, bazen ise dikkat çekmek için çeşitli sesler çıkarabilir veya hareketler yapabilir. Bu davranışlar, onların duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını yansıtır. Yaşa Göre Bebek Davranışları Bebeklerin... --- ### Besin Alerjisi Pişik Yapar Mı? > Bebeklerde pişik oldukça sık görülen problemlerin başındadır. Bu hususta bebeklerde oluşan pişik nedeninin besin alerjisine bağlı olup - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/besin-alerjisi-pisik-yapar-mi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde pişik oldukça sık görülen problemlerin başındadır. Bu hususta bebeklerde oluşan pişik nedeninin besin alerjisine bağlı olup olmadığı merak edilen başlıca soruların başındadır. Pişik yoğun olarak 9-12 ay aralığında görülen ve bebek bezinin temas ettiği durumlarda ortaya çıkan durumdur. Temas ettiği bölgede tahrişe bağlı ortaya çıkar ve özellikle bez bölgesinde, bezin nemli olmasıyla birlikte meydana gelen bir durumdur. Kakaya ve idrar bağlı olarak, bez bölgesinin cilt bariyerinin bozulması sonucu ciltte temasa, bölgedeki irritasyona bağlı reaksiyonlar gözlenir ve pişik tablosu ortaya çıkar. Bazı durumlarda pişiğin üzerine bakteri ya da mantar eklenebilir. Besin alerjisi özellikle bebeklik yaşında 10 çocuktan 1’inde görülebilir. Öte yandan besin alerjisi belirtilerine bakıldığında ise besin alerjilerinin kurdeşen, egzama, kabızlık, ishal, kakada sümüklenme ya da kan, gaz ağrıları belirtileriyle kendini gösteren bir alerjik durum olduğu ortaya çıkmıştır. Pişik Besin Alerjisinden mi Kaynaklanıyor? Bebek pişik olduğunda bu reaksiyonların görülmesi halinde besin alerjisinden şüphelenilmelidir; Çocuklar besin alerjisi olduğunda özellikle bağırsaktaki florada bozulma meydana gelir. Florada bozulma olması nedeniyle söz edilen bölgede faydalı mikropların yerine zararlı olan mikroorganizmalar ortaya çıkar. Besin alerjisi olan çocuklarda kakanın PH değeri daha yüksek olabilir ve cilt bariyerinde bozulmalar meydana gelebilir. Sümüklü kaka, kanlı kaka; cilt bölgesinde irritasyona daha fazla sebebiyet verebilmektedirler. Bu sebeplerden dolayı bebeklerde bez bölgesine bağlı pişik görülebilmesinin yanında besin alerjisine bağlı olduğunun ip uçları şöyledir; çoklu besin alerjisine sahip bebeklerin pişik olma ihtimali daha yüksektir. 6 aydan daha az anne sütü alanlarda pişik görülme ihtimali daha yüksektir. Pişik, besin alerjisine bağlı kişilerde sadece bezin temas ettiği yerle bağlı kalmaz ve daha geniş alandan... --- ### Bebeklerde Salya Akması > Tükürük, bir kişinin ağzından istemeden dışarı aktığında, salya akması olarak bilinir. Tükürük üreten altı tane tükürük - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-salya-akmasi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Tükürük, bir kişinin ağzından istemeden dışarı aktığında, salya akması olarak bilinir. Tükürük üreten altı tane tükürük bezi vardır ve fazla tükürük üretildiğinde salya akıtma eğilimi meydana gelir. Salya akması bebeklerde sık görülen bir durumdur. Bebekler yaklaşık 3 aylıkken salyaları akmaya başlar. Bazı bebeklerin salyası biraz akarken bazı bebeklerin salyası ise daha fazla akar. Bebeğinizin salyasının aşırı aktığını görürseniz, bunun nedeni ağzındaki az gelişmiş kaslar veya aşırı tükürük üretimi olabilir. Ancak salya akması fiziksel gelişiminin bir parçası olduğu için endişelenecek bir şey yoktur. Bebeklerde Salya Akması Yaygın Mı? Bebeklerin salyalarının akması yaygın bir durumdur ve bir bebeğin hayatının ilk iki yılında salyası akabilir. Bir bebek yutma işlevini ve ağız kaslarını tam olarak kontrol edemediğinden, uyurken bile salyaları akabilir. Bebeğinizin salyası akmaya başladıysa, bu durumun 18 ila 24 aylık olana kadar devam etmesini bekleyebilirsiniz. Diş çıkarma döneminde salya akması oldukça yaygındır. Ancak bir çocuk dört yaşından sonra bile salya akıtıyorsa bu normal değildir. 1-24 Aylık Bebeklerde Salya AkmasıBebeklerde salya akması normaldir ve hatta gelişimlerine yardımcı olur. Bir bebek, yaşamının farklı evrelerinde ve büyüdükçe hafiften aşırıya salya akıtabilir. 3 Aylık  Bir bebek 1 ila 3 aylıkken salyası hiç akmayabilir. Bebek sırtüstü pozisyonda olduğundan salya akması bu aylarda nadirdir. Dolayısıyla bu süre zarfında ve hatta sonrasında salyası akmayabilir. Ancak bazı bebeklerin salyaları 3 aylıkken akmaya başlar. . 6 AylıkBu zamana kadar salya akışı biraz daha kontrollü hale gelir ancak bebek oyuncakları ağzına götürdüğünde devam eder. Genellikle bebekler bu dönemde diş çıkarmaya başlar, dolayısıyla salyaları akar. 9 AylıkBu aşamada bebekler yuvarlanmaya ve emeklemeye başlar. Hala diş... --- ### Yetişkinlerde Ellipta Kullanma Yöntemi > Ellipta, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarında kullanılan, kuru toz içeren bir inhaler cihazdır. Kullanımı oldukça basittir ve - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-10-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-ellipta-kullanma-yontemi - Kategoriler: Yetişkinlerde Astım İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video Ellipta, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarında kullanılan, kuru toz içeren bir inhaler cihazdır. Kullanımı oldukça basittir ve doğru kullanım, ilacın etkili olabilmesi için çok önemlidir. İşte yetişkinlerde Ellipta inhaler cihazının nasıl kullanılacağına dair adım adım rehber: Ellipta Nasıl Kullanılır? 1. Cihazın Hazırlanması: Koruyucu kapağı açın: Ellipta inhalerin kapağını aşağıya kaydırarak açın. Bu işlem aynı zamanda ilacı kullanım için hazırlar. Kapak açıldığında bir "klik" sesi duyacaksınız, bu ilacın hazır olduğunu gösterir. Doz yüklenir: Kapağı açarken otomatik olarak bir doz ilacı inhalasyon için hazır hale getirirsiniz. Birden fazla kez kapağı açıp kapatmayın, çünkü bu, fazla doz kaybına neden olabilir. 2. İnhalasyon (Soluma): Tamamen nefes verin: Cihazı ağzınıza götürmeden önce mümkün olduğunca derin bir nefes verin, ancak cihazın içine üflememeye dikkat edin. Ağızlığı yerleştirin: Cihazın ağızlığını dudaklarınızın arasına yerleştirin ve dişlerinizle hafifçe kavrayın. Dudaklarınızı ağızlık etrafında sıkıca kapatın. Derin ve güçlü nefes alın: İlacı ciğerlerinize çekmek için cihazdan güçlü ve derin bir nefes alın. Bu sırada hızlı ve güçlü bir soluma yapmanız ilacın etkinliğini artıracaktır. 3. Nefesinizi Tutun: Nefesinizi tutun: İlacı içeri çektikten sonra yaklaşık 5-10 saniye nefesinizi tutun. Bu, ilacın akciğerlerinize tam olarak ulaşmasını sağlar. 4. Nefes Verin: Nefesinizi verin: Nefesinizi yavaşça cihazdan uzak bir şekilde dışarı verin. 5. Cihazı Kapatın: Kapağı kapatın: Cihazın koruyucu kapağını tekrar yukarı kaydırarak kapatın. Bu işlem, cihazı korur ve sonraki doz için hazır hale getirir. 6. Temizlik: Temizlik işlemi: Ellipta inhalerin ağızlığı zaman zaman kuru bir bezle silinmelidir. Cihazı suya batırmamalısınız, çünkü bu, ilacın etkisini bozabilir. Önemli Notlar: Cihazın içine nefes vermeyin: İlacı hazırladıktan... --- ### Bebeklerde Ağız Köpürmesi ve Tükürük Neden Olur? > Bebeklerde ağız köpürmesi ve tükürük genellikle normal bir gelişimsel süreçtir ve endişe edilmesi gerekmez. Ancak, bu durumun sürekli - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerin-agzi-neden-kopurur - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde ağızdan köpüklü tükürük çıkması ya da aşırı tükürük üretimi, genellikle normal bir durumdur ve bebeklerin gelişim sürecinin bir parçasıdır. Ancak bazı durumlarda bu belirtiler, bir sağlık sorununun habercisi olabilir. Tükürük üretimi, bebeklerin ağız ve sindirim sistemlerinin işlevlerini geliştirmeye başlamasının doğal bir sonucudur. Ağız köpürmesi ve tükürük artışı genellikle 2-6 aylık dönemde daha sık görülür. Bebeklerde Ağız Köpürmesi ve Tükürük Nedenleri 1. Diş Çıkarma Bebeklerde tükürük artışının en yaygın nedenlerinden biri diş çıkarma dönemidir. Diş etleri hassaslaşır ve bu süreçte bebeğin ağzında daha fazla tükürük üretilir. Tükürük, diş etlerini rahatlatıcı bir etkiye sahiptir. 2. Tükürük Bezlerinin Aktifleşmesi Bebeklerde tükürük bezleri, doğumdan birkaç hafta sonra aktif hale gelir. Özellikle 2-3 aylık bebeklerde, tükürük üretimi önemli ölçüde artar. Bu durum, bebeğin sindirim sisteminin gelişiminin bir parçasıdır. 3. Yutkunma Becerisinin Olgunlaşmaması Yeni doğan bebeklerin yutkunma becerisi tam olarak gelişmemiştir. Tükürük bezleri aktifleştiğinde, fazla tükürük birikir ve bebeğin ağzından dışarı akabilir. 4. Reflü Bazı bebeklerde mide asidinin yemek borusuna geri kaçması, yani reflü, ağız köpürmesine neden olabilir. Bu durum genellikle huzursuzluk, kusma ve beslenme sırasında rahatsızlık ile birlikte görülür. 5. Tükürük ile Oyuncak veya El Teması Bebekler çevrelerini keşfetmeye başladıkça ellerini ya da oyuncaklarını ağızlarına götürürler. Bu, tükürük üretimini artırarak ağız köpürmesine yol açabilir. 6. Nörolojik Gelişim Bebeklerin sinir sistemi gelişirken ağız hareketlerini kontrol etmekte zorlanabilirler. Bu da ağız köpürmesine veya tükürüğün dışarı sızmasına neden olabilir. 7. Hastalık veya Enfeksiyon Bazı durumlarda, ağız köpürmesi ve aşırı tükürük üretimi enfeksiyonların belirtisi olabilir. Özellikle solunum yolu enfeksiyonları ya da ağız içi mantar enfeksiyonları (pamukçuk) tükürük artışına... --- ### Çocuklar İçin Vitamin Takviyeleri Nelerdir? > Çocuklara vitamin takviyesi verirken dikkatli olmak, doğru dozu uygulamak ve doktor önerisi almak önemlidir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuk-beslenmesinde-vitaminlerin-onemi - Kategoriler: Çocuk Beslenmesi Çocukların büyüme ve gelişim dönemlerinde yeterli vitamin ve mineral alımı, sağlıklı bir geleceğe adım atmaları için büyük önem taşır. Ancak her çocuk, günlük beslenmesinden ihtiyacı olan tüm vitaminleri almayabilir. Bu durumda vitamin takviyesi, çocukların sağlıklı gelişimini desteklemek için önemli bir seçenek olabilir. Bu içerikte, çocuklar için vitamin takviyelerinin faydaları, hangi vitaminlerin gerekli olduğu ve güvenli kullanımı hakkında kapsamlı bilgiler bulabilirsiniz. Vitamin Takviyesinin Çocuklar İçin Önemi Vitaminler, çocukların vücudunda birçok hayati işlevi yerine getirir. Büyüme, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, enerji üretimi ve kemik sağlığı gibi alanlarda vitaminler önemli rol oynar. Ancak her çocuk aynı miktarda vitamin ihtiyacına sahip değildir ve bu ihtiyaçlar yaşa, cinsiyete, sağlık durumuna ve günlük beslenme düzenine göre değişiklik gösterebilir. Enerji ve Dayanıklılık: Vitaminler, çocukların enerjik ve dayanıklı olmasını sağlar, özellikle aktif çocuklarda enerji üretimine katkı sunar. Bağışıklık Desteği: A, C ve D vitaminleri gibi bağışıklık sistemini destekleyen vitaminler, çocukların hastalıklara karşı daha dirençli olmasına yardımcı olur. Büyüme ve Gelişme: B vitaminleri, protein sentezini destekleyerek kas ve doku gelişimini destekler. Kemik Sağlığı: D vitamini ve kalsiyum, kemiklerin sağlıklı bir şekilde gelişmesi için gereklidir. Çocuklar İçin Önemli Vitaminler ve Faydaları Çocukların sağlıklı büyümeleri ve gelişmeleri için bazı vitaminlerin günlük olarak alınması gereklidir. İşte çocuklar için gerekli temel vitaminler ve faydaları: 1. A Vitamini A vitamini, bağışıklık sistemi, göz sağlığı ve hücre büyümesi için önemlidir. Çocukların hastalıklara karşı direnç kazanmasını ve sağlıklı bir cilt yapısına sahip olmalarını destekler. Kaynaklar: Havuç, tatlı patates, ıspanak, yumurta sarısı. Faydaları: Bağışıklık sistemini güçlendirir, göz sağlığını korur ve cilt sağlığına katkıda bulunur. 2. C Vitamini C... --- ### Astım Yorgunluğa Neden Olur Mu? > Yorgunluk genellikle astımın bir belirtisi olmasa da astıma sahip olmak yorgunluğa neden olabilir. Astım yorgunluğa neden olabilir mi - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-yorgunluga-neden-olur-mu - Kategoriler: Astım Yorgunluk genellikle astımın bir belirtisi olmasa da astıma sahip olmak yorgunluğa neden olabilir. Hırıltı ve öksürük gibi astım belirtileri, insanları daha yorgun hissettirebilir veya kişinin uyku kalitesini etkileyebilir. Şiddetli astım veya astım atakları da vücut için çok yorucu olabilir.  Astımı olan birçok kişi, uyanma saatlerinde uyku hali ve enerji eksikliği de dahil olmak üzere yorgunluk hissettiğini bildirmektedir. Uyumaya çalışırken nefes alma güçlüğü, kronik öksürük veya astım semptomları yaşamak yorgunluğa katkıda bulunabilir. Bu yazımızda astım ve yorgunluğa neden olur mu sorusunu ve astım ve yorgunluk arasındaki bağı, yapılan araştırmalara dayanarak sizler için yazdık. Yorgunluk ve astım arasındaki bağlantı nedir? 2018’de yapılan bir çalışma, astımı olan kişilerin sıklıkla yorgunluk bildirdiğini buldu. Hırıltı, öksürük ve nefes darlığı gibi yaygın astım semptomlarının yanı sıra, çalışma katılımcıları yorgunluk, enerji eksikliği ve gündüz uyku hali bildirdiler. Çalışmayı yapan araştırmacılar, birçok faktörün yorgunluğa neden olabileceği, ancak yorgunluk ve nefes alma güçlükleri, kötü kontrol edilen astım ve astımla ilişkili yaşam kalitesi arasında bir bağlantı olabileceği sonucuna varmıştır. İnsanlar, özellikle de bunları sık sık yaşıyorlarsa, astım belirtileri olduğunda yorgunluk hissedebilirler. Gece astımı yorgunluğa neden olabilir ve astım alevlenmesinden sonra insanlar daha yorgun hissedebilir. Araştırma aynı zamanda uyku süresi ile kötüleşen astım arasında bir bağlantı buldu. 1. 389 yetişkini kapsayan 2020 tarihli bir araştırma, uyku süresi ile astım arasındaki bağlantıya baktı. Tüm katılımcılar 20 yaşın üzerindeydi ve kendilerini astım olarak tanımladılar. 5 saat veya daha az uyuyan katılımcılar, 6-8 saat uyuyanlara kıyasla astım atakları, öksürük ve gece boyunca hastaneye yatış oranlarında artış gösterdi. 9 saat veya daha fazla uyuyan katılımcılar,... --- ### Akut Astım Hakkında Bilinmesi Gerekenler > Akut astım olan kişiler, akciğerleri tahriş eden bir şeye maruz kaldıktan sonra nefes almada zorluk yaşarlar. Bu tahriş edici maddeler - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/akut-astim-hakkinda-bilinmesi-gerekenler - Kategoriler: Astım Akut astımı olan kişiler, akciğerleri tahriş eden bir şeye maruz kaldıktan sonra nefes almada zorluk yaşarlar. Bu tahriş edici maddeler, alerjenler, stres veya aşırı hava koşullarını içerebilir. Astımlı kişilerde göğüste sıkışma, nefes darlığı, öksürük veya hırıltılı solunum olabilir. Akut astım krizi tedavisi, hava yollarını açan hızlı etkili ilaçları içerir. Bununla birlikte, belirtileriniz çok şiddetli ise derhal tıbbi yardım almanız gerekir.  Akut Astım Nedir? Astım, akciğerlere hava girmesine ve çıkmasına izin veren bronş tüplerinin iltihaplanmasını ve tıkanmasını içerir. Akut astım, bronş tüplerini çevreleyen kaslar gerildiğinde ortaya çıkan ve hava akışını kısıtlayan belirtilerdeki artışı ifade eder. Ayrıca astım krizi veya akut astım alevlenmesi olarak da bilinir.  Astım krizi sırasında mukus üretimi artar ve solunum yollarını tıkayarak nefes almayı zorlaştırabilir. Saldırı şiddeti ve süresi değişebilir. Hafif ataklar birkaç dakika sürebilirken, şiddetli ataklar saatlerden günlere kadar sürebilir. Akut Astım Alevlenmesine Ne Sebep Olur? Akut astım alevlenmesi için tetikleyiciler arasında yaygın alerjenler, tahriş edici maddeler, belirli sağlık koşulları ve çevresel faktörler bulunur. Yaygın alerjenler şunları içerir: Çimen, ağaç veya yabani ot poleni, Evcil hayvan tüyü, Toz akarları, Hamamböceği. Yaygın hava tahriş edicileri şunları içerir: Kimyasal dumanlar, Sigara dumanı, Parfüm gibi güçlü kokular. Sağlık durumu tetikleyicileri şunları içerir: Sinüzit, Nezle, Hafif üst solunum yolu enfeksiyonları. Çeşitli tetikleyiciler şunları içerir: Zor hava koşulları, Yorucu egzersiz, Normal solunum modellerini etkileyen güçlü duygular. Akut Astım Atak Belirtileri Nelerdir? Astım krizinin belirtileri birden fazladır ve genel olarak şunları içerir: Öksürme, Göğüste sıkışma, Nefes darlığı, Hırıltı. Yukarıdaki belirtiler astım krizi sırasında gelişebilir veya kötüleşebilir. Saldırı şiddetliyse şunları içerebilir: Düz yatamama, Hava... --- ### Çocuklarda Tonsilit > Tonsillit bademciklerin bir enfeksiyonudur. Bademcikler, boğazın arkasının her iki tarafında bulunan ve bağışıklık sisteminin vücudu - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-tonsilit - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Tonsillit bademciklerin bir enfeksiyonudur. Bademcikler, boğazın arkasının her iki tarafında bulunan ve bağışıklık sisteminin vücudu enfeksiyonlardan korumasına yardımcı olan doku yığınlarıdır. İltihaplı bademcikler kızarır, şişer ve boğaz ağrısına neden olabilir. Tonsillit Belirtileri Nelerdir? İltihaplı bademcikler kırmızı ve şişmiş görünür, sarı veya beyazımsı bir kaplama veya lekeler ile kaplanabilir. Bademcik iltihabı olan bir çocukta şunlar olabilir: Boğaz ağrısı, Ateş, Ağız kokusu, Boyunda şişmiş bezler (lenf düğümleri), Yutma güçlüğü, Karın ağrısı, Baş ağrısı.  Bademcik iltihabına ne sebep olur? Tonsillite genellikle aşağıdaki gibi virüsler neden olur: Adenovirüs, Grip, Epstein-Barr virüsü (mono). Bakteriler de buna neden olabilir, en yaygın olarak A grubu streptokok (strep boğaz) bakterileri bu duruma neden olur. Nadiren bademcik iltihabına enfeksiyondan başka bir şey neden olabilir. Tonsillit Kimlerde Görülür? Her yaşta herkes bademcik iltihabı geçirebilir. Strep boğaz en çok 5 ila 15 yaş arasındaki çocuklarda ve gençlerde görülür. Tonsillit Nasıl Teşhis Edilir? Çocuğunuzun doktoru, belirtiler hakkında soru soracak ve bir muayene yapacaktır. Ağzın içini, boğazın arkasını ve boynu kontrol edecekler. Doktorunuz, bademciklerden ve boğazın arkasından nazikçe bir örnek almak için yumuşak bir pamuklu çubuk kullanabilir. Bu yöntem ile doktorunuz şunları test edebilir: Dakikalar içinde cevap veren hızlı bir strep testi, Birkaç gün süren boğaz kültürü için laboratuvar testi. Tonsillit Nasıl Tedavi Edilir? Tedavi bademcik iltihabının nedenine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Bu duruma neden olan bir virüsse, bu durumda vücut enfeksiyonla kendi başına savaşır. Duruma neden olan bakteri ise antibiyotik çocuğunuzun antibiyotik kullanması gerekebilir. Çocuğunuzun antibiyotiği aynen belirtildiği şekilde aldığından emin olmanız gerekir. Bu, semptomların hızla iyileşmesine yardımcı olur ve enfeksiyonun başkalarına yayılmasını önler.... --- ### Bebeklerde Diş Çıkarma Belirtileri Nelerdir? > Bebeklerde diş çıkarma, büyüme ve gelişim sürecinin doğal bir parçasıdır. Bu süreç genellikle bebeğin 4-7 aylıkken başlamasıyla ilk - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-15 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebek-disleri-hakkinda-merak-edilenler - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde diş çıkarma, büyüme ve gelişim sürecinin doğal bir parçasıdır. Bu süreç genellikle bebeğin 4-7 aylıkken başlamasıyla ilk belirtilerini gösterir ve 2,5-3 yaşına kadar devam eder. Diş çıkarma süreci, bazı bebeklerde hafif semptomlarla geçerken bazı bebeklerde huzursuzluk, ağrı ve uyku bozuklukları gibi sorunlara yol açabilir. Bu yazıda, bebeklerde diş çıkarma sürecini, belirtilerini, diş çıkarma takvimini ve bu dönemi kolaylaştırıcı yöntemleri detaylı bir şekilde ele alıyoruz. Bebeklerde Diş Çıkarma Süreci Ne Zaman Başlar? Bebeklerde diş çıkarma süreci genellikle 4-7 aylık dönemde başlar, ancak bazı bebeklerde bu süre daha erken ya da geç olabilir. İlk çıkan dişler genellikle alt ön dişlerdir (alt kesici dişler). Çıkan diş sayısı, bebeğin genetik yapısına ve gelişim hızına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Diş çıkarma süreci genellikle şu sırayla ilerler: 6-10 ay: Alt orta kesici dişler 8-12 ay: Üst orta kesici dişler 9-13 ay: Üst yan kesici dişler 10-16 ay: Alt yan kesici dişler 13-19 ay: İlk azı dişleri (üst ve alt) 16-22 ay: Köpek dişleri (üst ve alt) 25-33 ay: İkinci azı dişleri (üst ve alt) Bebeklerin 3 yaşına geldiğinde 20 süt dişine sahip olması beklenir. Ancak, her bebeğin diş çıkarma süreci kendine özgüdür ve bu takvimde küçük farklılıklar olabilir. Bebeklerde Diş Çıkarma Belirtileri Diş çıkarma sürecinde bebeklerde çeşitli belirtiler görülebilir. Bu belirtiler her bebekte aynı yoğunlukta olmayabilir, ancak sık rastlanan belirtiler şunlardır: 1. Artan Salya Akışı Diş çıkarma döneminde bebeklerin salya miktarında artış olur. Bu durum, bebeğin çenesinde ve boyun bölgesinde cilt tahrişine yol açabilir. 2. Diş Etlerinde Şişlik ve Hassasiyet Dişler çıkarken diş etlerinde şişlik... --- ### Yazın Solar Ürtiker Tehlikesi > Güneş ışınlarının yol açabileceği sağlık problemlerinden bir tanesi de Solar Ürtiker (Güneşe bağlı ürtiker) olarak adlandırılan - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yazin-solar-urtiker-tehlikesi - Kategoriler: Ürtiker Bireyler gerek D vitamini için gerekse sağlıklı bir bedene sahip olmak amacıyla güneş ışığına ihtiyaç duyar. Ancak bazı bireylerde ve spesifik hastalıkların görünür olmasıyla beraber güneş ışınları vücutta beklenmedik negatif sonuçların oluşmasına neden olabilmektedir. Güneş ışınlarının yol açabileceği sağlık problemlerinden bir tanesi de Solar Ürtiker (Güneşe bağlı ürtiker) olarak adlandırılan bir deri hastalığıdır. Çocuk Alerji, Göğüs Hastalıkları Uzmanı, Alerji Astım Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akçay, güneşe bağlı meydana gelen cilt problemlerinin genel anlamda teşhis ve tedavisi noktasında yanlışlıklar oluşabileceğini ve bu tanıların doğru yapılması halinde ise tedavilerin daha iyi sonuçlar getirebileceğini ifade etmiş olup, solar ürtiker konusu odağından detaylı bilgiler vermiştir. Ürtikeri TanıyınHalk dilinde ‘kurdeşen’ olarak da bilinen ürtiker, temelde kızarma, kabarma, ödem, kaşıntı bulgularıyla kendini gösteren bir hastalıktır. Vücutta gösterdiği lezyonların renkleri kırmızı ya da pembemsi olabileceği gibi derinin kendi renginde de gözlemlenebilir. Prof. Dr. Ahmet Akçay, ürtiker hastalığının 6 haftadan kısa sürdüğü takdirde akut ürtiker, 6 haftadan fazla sürdüğünde ise kronik ürtiker şeklinde tanımlandığını belirtmiştir. ‘Akut ürtiker genellikle stres kaynaklı olarak meydana gelmektedir. Kullanılan ilaçlar, alınan gıdalar ya da enfeksiyonların tetiklediği alerjik reaksiyonlara bağlı olarak gözlemlenir. Bunun yanı sıra ürtiker; titreşim, basınç, egzersiz, su, güneş ışığı, soğuk veya sıcak havalar gibi fiziksel etkenlere bağlı olarak da şekillenen bir deri hastalığıdır’. Bu Belirtiler Varsa Solar Ürtikeriniz Var! Prof. Dr. Ahmet Akçay: ‘Güneş ışınlarına maruz kaldıktan 5-15 dakika içerisinde cilt yüzeyinde bir ürtiker atağı gelişebilir. Güneşe bağlı kurdeşen atakları kabarıklık, kaşıntı, kızarıklık ya da plaklar biçiminde ortaya çıkar. Bahsedilen plaklar çok büyük boyutlarda olmamakla birlikte üzerine bastırıldığı anda geri... --- ### Bebeklerde Tiroid Yüksekliği (Hipertiroidi) > Bebeklerde tiroid yüksekliği diğer adıyla hipertiroidizm, bir çocuğun tiroid bezi ihtiyaç duyduğundan daha fazla tiroid - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-tiroid-yuksekligi-hipertiroidi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde tiroid yüksekliği diğer adıyla hipertiroidizm, bir çocuğun tiroid bezi ihtiyaç duyduğundan daha fazla tiroid hormonu ürettiğinde ortaya çıkar. Tiroid bezi kelebek şeklindedir ve boyunda yer alır. Görevi, vücudun kalp atış hızını, sıcaklığını ve metabolizmasını kontrol etmek için tiroid hormonunu kana salmaktır. Aşırı aktif bir tiroid bezi büyüyebilir ve özellikle çocuk yutkunduğunda boğazda bir yumru gibi görünebilir ve hissedilebilir. Tiroid bezi çok fazla hormon salgıladığında bu, çocuğun metabolizmasını hızlandırır. Kaygı, kilo kaybı ve titreme gibi sorunlara neden olur. Ayrıca büyümelerini ve gelişmelerini de etkileyebilir. Bununla birlikte, pediatrik hipertiroidizm tedavi edilebilir ve hipotiroidizm ile karşılaştırıldığında nadirdir. Hipotiroidizm, tiroid bezi yeterli tiroid hormonu üretmediğinde ortaya çıkar. Tedavi önemlidir çünkü hipertiroidizm 3 yaşın altındaki çocuklarda bilişsel gecikmeye neden olabilir, bu da onların düşünme ve öğrenme yeteneklerini etkiler. Yenidoğanlarda, doğumdan hemen sonra teşhis edilmezse yaşamı tehdit edebilir. Tedavi edilmeyen hipertiroidizm de çocukların ilk başta hızlı büyümelerine ve daha sonra erken büyümelerinin durmasına neden olabilir. Bu boy kısalığına neden olabilir. Bebeklerde Tiroid Yüksekliği Neden Olur? Bebeklerde ve çocuklarda tiroid yüksekliğinin ana nedenleri arasında şunlar yer alır: Yenidoğan Graves hastalığı, yenidoğanlarda hipertiroidizmin en yaygın nedenidir. Bu durum, Graves hastalığı olan bir annenin tiroid uyarıcı antikorlarını çocuğuna geçirmesinden sonra olur ve bebeğin geçici bir hipertiroidizm vakasına sahip olmasına neden olur. Neonatal Graves hastalığı, genellikle birkaç hafta sonra, annenin antikorları bebeğin kan dolaşımından temizlendiğinde ortadan kalkar. Graves hastalığı, çocuklarda ve ergenlerde hipertiroidizmin en yaygın nedenidir. Bu, vücudun tiroid bezini çok fazla tiroid hormonu üretmesi için uyaran tiroid uyarıcı antikorlar ürettiği bir otoimmün bozukluktur. Otonom tiroid nodülleri (toksik veya sıcak... --- ### Yetişkinlerde Sanohaler Kullanma Yöntemi > Sanohaler, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Kullanımı basit olup, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-10-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-sanohaler-kullanma-yontemi - Kategoriler: Yetişkinlerde Astım İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video Sanohaler, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Kullanımı basit olup, doğru bir kullanım ile ilacın etkinliği artırılabilir. Aşağıda yetişkinlerde Sanohaler’in nasıl kullanılacağına dair adım adım bir rehber bulabilirsiniz: Sanohaler Nasıl Kullanılır? 1. Cihazın Hazırlanması: Koruyucu kapağı açın: Sanohaler'in koruyucu kapağını dikkatlice çıkarın. Bu, ağızlık kısmını açar ve cihazı kullanıma hazır hale getirir. Dozu hazırlayın: Sanohaler’in özel bir doz yükleme mekanizması olabilir. Cihazı kullandıktan sonra her dozun düzgün bir şekilde yüklendiğinden emin olun. Genellikle bir "klik" sesi duyulursa, bu, cihazın bir doz ilacı hazırladığını gösterir. 2. Solunum Hazırlığı: Tamamen nefes verin: İlacı kullanmadan önce ciğerlerinizi boşaltın. Cihazın içine nefes vermemeye dikkat edin; sadece dışarı doğru derin bir nefes verin. 3. İnhalasyon (Soluma): Ağızlığı yerleştirin: Sanohaler’in ağızlığını dudaklarınızın arasına yerleştirin ve dişlerinizle hafifçe kavrayın. Dudaklarınız cihazın etrafında sıkıca kapalı olmalıdır. Derin ve güçlü nefes alın: İlacı ciğerlerinize çekmek için cihazdan hızlı ve güçlü bir nefes alın. Nefes alırken ilacın akciğerlerinize doğru bir şekilde ulaşmasını sağlamak için kesintisiz ve derin bir nefes almalısınız. 4. Nefesinizi Tutun: Nefesinizi tutun: İlacı ciğerlerinize çektikten sonra 5-10 saniye nefesinizi tutun. Bu, ilacın akciğerlerinize yerleşmesi için yeterli zamanı sağlar. 5. Nefes Verin: Nefesinizi verin: Nefesinizi yavaşça dışarı verin, ancak cihazın içine doğru nefes vermemeye özen gösterin. 6. Cihazı Kapatın: Kapağı kapatın: Cihazın kapağını yerine takın. Bu, cihazın toz ve kirlerden korunmasını sağlar. 7. Temizlik: Ağızlığı temizleyin: Cihazın ağızlığını düzenli olarak temiz ve kuru bir bezle silin. Sanohaler’i suya sokmayın, çünkü su cihazın içindeki tozu etkileyebilir. Önemli Noktalar: Cihazın içine nefes... --- ### Bebeklerde Sivilce Neden Olur? > Bebeklerde sivilce, tıbbi adıyla yenidoğan aknesi, doğumdan sonra ilk birkaç hafta içinde ortaya çıkan ve genellikle birkaç ay içinde - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-sivilce-neden-olur - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde sivilce, tıbbi adıyla yenidoğan aknesi, doğumdan sonra ilk birkaç hafta içinde ortaya çıkan ve genellikle birkaç ay içinde kendiliğinden geçen bir cilt durumudur. Küçük, kırmızı veya beyaz kabarcıklar şeklinde görülen sivilceler genellikle yüz, alın, yanaklar ve bazen sırt ve göğüste bulunur. Bu durum, hormonal değişikliklerden kaynaklanır ve genellikle zararsızdır. Yenidoğan sivilcesi birçok ebeveyn için endişe verici olabilir, ancak bu durum bebeğin sağlığını tehdit etmez ve özel bir tedavi gerektirmez. Bu yazıda, bebeklerde sivilcenin nedenlerini, belirtilerini, nasıl yönetileceğini ve ne zaman doktora başvurulması gerektiğini detaylı bir şekilde ele alacağız. Bebeklerde Sivilce Sebepleri? Bebeklerde sivilce oluşumunun birkaç ana nedeni bulunmaktadır: 1. Anne Hormonları Doğumdan önce anneden bebeğe geçen hormonlar, bebeğin cildinde yağ bezlerini uyararak sivilce oluşumuna neden olabilir. Bu hormonlar doğumdan sonra birkaç hafta boyunca etkisini sürdürebilir. 2. Yağ Bezlerinin Olgunlaşmaması Bebeklerin cilt yapısı yetişkinlerden farklıdır. Cilt üzerindeki yağ bezleri henüz tam olarak olgunlaşmamış olduğundan, bu bezlerin aşırı yağ üretimi sivilcelere yol açabilir. 3. Cilt Tahrişi Bebeklerin hassas cildi, tükürük, süt, ter veya kullanılan bebek ürünlerine maruz kaldığında tahriş olabilir ve bu durum sivilce oluşumunu tetikleyebilir. 4. Malassezia Mantarı Bazı durumlarda, ciltte doğal olarak bulunan mantarlar, ciltteki yağ bezleriyle etkileşime girerek sivilce oluşumuna neden olabilir. 5. Genetik Yatkınlık Bazı bebeklerde, ailede sivilceye yatkınlık varsa, bu durum yenidoğan döneminde de görülebilir. Bebeklerde Sivilcenin Belirtileri Nelerdir? Bebeklerde sivilce, genellikle aşağıdaki belirtilerle kendini gösterir: Küçük Kırmızı veya Beyaz Kabarcıklar: Yanaklar, alın, çene ve bazen sırt ve göğüste bulunur. Cildin Hafif Kabarık Görünümü: Bazı durumlarda sivilceler cildin yüzeyinde hafif bir kabarıklık oluşturur. Ciltte Tahriş ve... --- ### Çocuklar İçin Sağlıklı Atıştırmalıklar: Besleyici ve Lezzetli Öneriler > Ara öğünlerde sağlıklı atıştırmalıklar, çocukların beslenme düzenini dengelemek ve enerji seviyelerini korumak için önemlidir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklar-icin-saglikli-atistirmaliklar - Kategoriler: Çocuk Beslenmesi Çocukların enerji ihtiyacı, hareketli yaşam tarzları nedeniyle yüksek olabilir. Ara öğünlerde sağlıklı atıştırmalıklar, çocukların beslenme düzenini dengelemek ve enerji seviyelerini korumak için önemlidir. Çocukların bağışıklık sistemini destekleyen, büyüme ve gelişimlerine katkı sağlayan sağlıklı atıştırmalık seçeneklerini keşfedin. Çocuklar İçin Sağlıklı Atıştırmalıkların Faydaları Sağlıklı atıştırmalıklar, çocukların gelişim süreçlerinde önemli faydalar sağlar: Enerji Sağlar: Hareketli çocukların gün boyu ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlar. Dengeli Beslenmeyi Destekler: Çeşitli vitamin, mineral ve protein kaynaklarını sunarak çocukların günlük ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı olur. Bağışıklığı Güçlendirir: Doğal ve besleyici atıştırmalıklar, çocukların bağışıklık sistemini destekler. Sağlıklı Beslenme Alışkanlıkları Geliştirir: Erken yaşta sağlıklı atıştırmalıklarla tanışmak, ilerleyen yaşlarda beslenme alışkanlıklarını olumlu yönde etkiler. Çocuklar İçin Sağlıklı Atıştırmalık Önerileri İşte çocukların hem lezzetli bulacağı hem de sağlık açısından fayda sağlayan atıştırmalık önerileri: 1. Taze Meyve ve Sebzeler Meyve ve sebzeler, doğal tatlılıkları ve vitamin içerikleri sayesinde çocukların severek tükettiği sağlıklı atıştırmalıklardır. Örnekler: Elma dilimleri, muz, üzüm, çilek, havuç çubukları, salatalık dilimleri. Servis Önerisi: Elma dilimlerinin üzerine fıstık veya badem ezmesi sürerek lezzetli bir atıştırmalık hazırlayabilirsiniz. 2. Yoğurtlu Meyveli Parfe Yoğurt, çocukların kalsiyum ihtiyacını karşılamaya yardımcı olur. Yoğurtla hazırlanan meyveli parfe, çocukların hem tatlı ihtiyacını karşılar hem de probiyotik alımını destekler. Nasıl Hazırlanır? : Bir kase yoğurdun içine dilimlenmiş meyveler ve yulaf ekleyin. Üzerine biraz bal gezdirerek lezzet katabilirsiniz. Alternatifler: Çilek, muz veya yaban mersini gibi meyvelerle daha renkli ve besleyici hale getirebilirsiniz. 3. Kuruyemiş ve Kuru Meyve Karışımları Kuruyemişler, sağlıklı yağlar ve protein açısından zengindir. Kuru meyveler ise doğal tatlılıkları ile çocukların ilgisini çeker. Örnekler: Ceviz, badem, fındık gibi kuruyemişler; kuru kayısı, kuru... --- ### Egzama Cilt Rengi Değişikliği Nedir? > Egzama, kaşıntılı, kuru ve tahriş olmuş lezyonlara neden olan yaygın bir cilt rahatsızlığıdır. Bazı durumlarda cilt rengi değişikliği - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-cilt-rengi-degisikligi-nedir - Kategoriler: Egzama Egzama, kaşıntılı, kuru ve tahriş olmuş lezyonlara neden olan yaygın bir cilt rahatsızlığıdır. Lezyonları kaşımak, hem hipopigmentasyon hem de hiperpigmentasyon dahil olmak üzere ciltte değişikliklere neden olabilir. Bazı durumlarda cilt rengi değişikliği görülebilir. Egzama ciltte kaşıntılı ve kuru lezyonlara neden olur. Birçok insan, tahrişi daha da kötüleştirebilecek etkilenen cildi kaşıma dürtüsü hisseder. Egzamanın vücudun diğer bölgelerine yayılmasına, renk değiştirmesine ve enfeksiyon kapmasına neden olabilir. Renkteki değişiklik, renk kaybı olan hipopigmentasyon veya renkte koyulaşma olan hiperpigmentasyon olabilir. Hipo ve hiperpigmentasyon Atopik dermatit olarak da adlandırılan egzama lezyonları kaşıntılı ve rahatsız edici olabilir. Kaşıma egzaması yaygın bir davranıştır, ancak cildin görünümünde ve dokusunda değişiklikleri teşvik edebilir. Egzama iki tür pigmenter cilt değişikliğine neden olabilir; hipopigmentasyon ve hiperpigmentasyon. Hipopigmentasyon, genellikle bir kişinin cilt tonundan daha açık olan yamalar halinde ortaya çıkan bir pigment veya renk kaybıdır. Hiperpigmentasyon, onları çevreleyen deriden daha koyu hale gelen cilt lekelerini ifade eder. Hem hipo hem de hiperpigmentasyon, koyu ten tonlarında daha belirgindir. Ancak, herhangi bir cilt tonunda görünebilirler. Egzamalı kişiler cilt görünümündeki değişikliği rahatsız edici bulabilir ve yaşam kalitelerini etkileyebilir. Egzama tedavisinden sonra bile cilt eski rengine dönemeyebilir. Egzama ve cilt pigmentasyonu arasındaki bağlantı Egzama alevlenmesi sırasında vücut sitokinleri serbest bırakır. Vücudu korumak için iltihaplanmaya neden olurlar. Sitokinler, melanositlerin salınımını tetikler. Bu hücreler ciltte ve saç köklerinde yaşar ve bir cilt pigmenti olan melanin üretir. Bu reaksiyon artan pigment üretimine yol açar. Bir kişinin cildi ne kadar koyuysa, sahip olduğu melanin miktarı o kadar fazladır. Sonuç olarak, daha koyu tenli insanlar reaksiyon meydana geldiğinde daha fazla pigment... --- ### Bebeklerde Astım Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Bebeklerde astım, solunum yollarının kronik bir iltihaplanması sonucu gelişen ve solunum zorluğu, öksürük, hırıltı gibi belirtilerle - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-astim - Kategoriler: Astım Bebeklerde astım, solunum yollarının kronik bir iltihaplanması sonucu gelişen ve solunum zorluğu, öksürük, hırıltı gibi belirtilerle kendini gösteren bir durumdur. Bu rahatsızlık, solunum yollarında daralmaya yol açarak bebeğin nefes almasını zorlaştırır. Bebeklerde astımın teşhisi yetişkinlere göre daha zor olabilir, çünkü belirtiler diğer solunum yolu enfeksiyonları ile karıştırılabilir. Bebeklerde Astımın Belirtileri Bebeklerde astım belirtileri genellikle hafif semptomlarla başlar ve zamanla şiddetlenebilir. Yaygın belirtiler arasında şunlar bulunur: Hırıltılı Solunum: Bebeklerde astımın en belirgin işaretlerinden biri, nefes alırken duyulan hırıltılı sestir. Bu, özellikle bebek ağlarken veya nefes alırken daha belirgin hale gelir. Kronik Öksürük: Özellikle gece veya sabahları artan, uzun süreli geçmeyen öksürük astım belirtisi olabilir. Solunum Zorluğu: Bebekler astım atağı sırasında zor nefes alır, göğüs kafesi çekilir ve burun kanatları açılıp kapanır. Göğüste Sıkışma Hissi: Bebekler konuşamadığı için bu his tam olarak anlaşılamaz, ancak sık nefes alıp verme veya rahatsız hareketler bu durumu işaret edebilir. Beslenme ve Uyku Sorunları: Nefes almakta zorlanan bebeklerin emme ve uyku düzenleri bozulabilir. Bebeklerde Astıma Neden Olan Faktörler Astımın kesin nedeni bilinmemekle birlikte, bazı faktörlerin bebeklerde astım riskini artırdığı düşünülmektedir. Bu faktörler arasında şunlar yer alır: Genetik Yatkınlık: Ailesinde astım veya alerjik hastalık geçmişi olan bebeklerin astım riski daha yüksektir. Çevresel Faktörler: Sigara dumanı, hava kirliliği, evdeki toz akarları ve evcil hayvan tüyleri gibi çevresel faktörler astımı tetikleyebilir. Solunum Yolu Enfeksiyonları: Özellikle ilk yaşlarda geçirilen bronşit gibi solunum yolu enfeksiyonları astım gelişme riskini artırabilir. Alerjenler: Polen, küf, toz ve evcil hayvan gibi alerjenlere maruz kalmak astımı tetikleyebilir. Bebeklerde Astımın Tanısı Nasıl Konur? Bebeklerde astım teşhisi koymak, solunum... --- ### Çocuklarda Kistik Fibrozis > Kistik fibrozis (KF), dünya genelinde sık rastlanan genetik hastalıklardan biridir ve vücudun mukus, ter ve sindirim sıvıları gibi - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-kistik-fibrozis - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kistik fibrozis (KF), dünya genelinde sık rastlanan genetik hastalıklardan biridir ve vücudun mukus, ter ve sindirim sıvıları gibi salgılarının anormal şekilde üretilmesine yol açar. Mukusun yoğun ve yapışkan bir kıvama gelmesi, akciğerlerde solunum yollarını tıkayarak ciddi enfeksiyonlara neden olabilirken, pankreas gibi organlarda sindirimi zorlaştırır. Bu, hem solunum sistemi hem de sindirim sistemi üzerinde derin etkiler yaratır. Kistik fibrozis genellikle çocukluk döneminde teşhis edilir, ancak belirtilerin şiddeti kişiden kişiye değişebilir. Bazı bireylerde erken çocukluk döneminde semptomlar ağır bir şekilde görülürken, diğerlerinde belirtiler daha geç yaşlarda ortaya çıkabilir. Kistik Fibrozisin Genetik Temeli Bu hastalığın temel nedeni, CFTR (Cystic Fibrosis Transmembrane Conductance Regulator) genindeki mutasyonlardır. CFTR geni, vücutta klor ve sodyum iyonlarının taşınmasını düzenler. Bu mekanizmanın bozulması, salgıların kıvamını ve akışkanlığını etkiler. Şu ana kadar CFTR geninde 2000’den fazla mutasyon tespit edilmiştir. Ancak en yaygın görüleni ΔF508 mutasyonudur. Kistik fibrozis otozomal resesif bir şekilde kalıtılır. Bu, hastalık için kişinin her iki ebeveyninden de mutasyona uğramış bir gen alması gerektiği anlamına gelir. Eğer yalnızca bir ebeveynden gen alırsa birey taşıyıcı olur, ancak hastalık belirtileri göstermez. Kistik Fibrozisin Belirtileri Kistik fibrozis belirtileri, solunum ve sindirim sistemi başta olmak üzere birçok organı etkileyebilir. Bazı belirtiler şunlardır: Solunum Sistemi Belirtileri Kronik Öksürük: Kalıcı ve genellikle balgamlıdır. Tekrarlayan Akciğer Enfeksiyonları: Zatürre ve bronşit gibi enfeksiyonlar sık görülür. Nefes Darlığı: Solunum yollarının mukusla tıkanması nedeniyle ortaya çıkar. Hırıltılı Solunum: Akciğerlerde hava akışının engellenmesi sonucu duyulur. Sindirim Sistemi Belirtileri Beslenme Sorunları: Yağ ve proteinlerin sindirilememesi nedeniyle büyüme geriliği. Yağlı ve Kötü Kokulu Dışkı: Pankreas enzimlerinin eksikliği bu duruma yol açar.... --- ### Çocukluk Çağı Hastalıkları Belirtileri ve Korunma Yolları > Çocukluk çağı hastalıkları, çocukların bağışıklık sistemi gelişmekte olduğu için daha sık karşılaşılan sağlık sorunlarıdır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ciddi-cocukluk-hastaliklari - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocukluk çağı hastalıkları, çocukların bağışıklık sistemi gelişmekte olduğu için daha sık karşılaşılan sağlık sorunlarıdır. Bu hastalıklar, bağışıklık sisteminin güçlenmesiyle zamanla azalma eğilimi gösterir. Ancak çocukluk döneminde ortaya çıkan bazı hastalıklar ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir ve erken teşhis, doğru tedavi ile yönetilmesi önemlidir. Bu yazıda, çocukluk çağı hastalıklarını, bu hastalıkların belirtilerini, korunma yollarını ve tedavi seçeneklerini ayrıntılı olarak ele alacağız. Çocukluk Çağı Hastalıkları Nelerdir? Çocukluk çağında yaygın olarak görülen bazı hastalıklar vardır. Bunlar genellikle virüs veya bakteri kaynaklı olup çocuklar arasında kolayca yayılabilir. İşte en sık karşılaşılan çocukluk çağı hastalıkları: Su Çiçeği (Varicella) Su çiçeği, varicella-zoster virüsü nedeniyle oluşan, döküntülerle karakterize bir enfeksiyondur. Genellikle hafif seyreden bir hastalık olmasına rağmen, bazı çocuklarda komplikasyonlara yol açabilir. Döküntüler tüm vücutta görülür ve kaşıntı eşlik eder. Kızamık Kızamık, yüksek ateş, öksürük, burun akıntısı ve döküntü ile kendini gösteren bir virüs kaynaklı hastalıktır. Kızamık oldukça bulaşıcıdır ve ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Aşı ile önlenebilir. Kızamıkçık (Rubella) Rubella virüsü tarafından oluşturulan kızamıkçık hastalığı, hafif ateş, döküntü ve lenf bezi şişlikleriyle kendini gösterir. Hamile kadınlarda geçiş yaparsa bebeğe zarar verebilir. Kabakulak Kabakulak, tükürük bezlerinin iltihaplanmasıyla karakterize bir viral enfeksiyondur. Kulakların önündeki bezlerin şişmesi, ateş ve baş ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterir. Kabakulak, bazı vakalarda menenjit veya pankreatit gibi komplikasyonlara yol açabilir. Boğmaca (Pertussis) Boğmaca, bakteriyel bir enfeksiyon olup şiddetli öksürük nöbetleriyle tanınır. Özellikle bebeklerde ciddi solunum problemlerine yol açabilir ve hastaneye yatış gerektirebilir. Beşinci Hastalık Parvovirüs B19’un neden olduğu beşinci hastalık, yüzde görülen kırmızı döküntüler ve hafif ateş ile karakterizedir. Genellikle hafif seyreder ancak bağışıklık sistemi... --- ### Nipah Virüsü Alarmı > Koronavirüs salgınının etkisi dünya üzerinde hala devam ederken Hindistan’da 10 yaşlarında bir bireyin Nipah Virüsü sebebiyle hayatını - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/nipah-virusu-alarmi - Kategoriler: Genel, Koronavirüs Koronavirüs salgınının etkisi dünya üzerinde hala devam ederken Hindistan’da 10 yaşlarında bir bireyin Nipah Virüsü sebebiyle hayatını kaybettiği haberi tüm dünyanın gündemine oturdu. Yapılan çalışmalar sonucu ölümcül boyutlara sahip virüsler arasında bulunduğu saptanan Nipah virüsü, uzun kuluçka özelliğiyle hastalığın hızla yayılması için uygun ortamı hazırlamaya devam ediyor. Nipah virüsünün tedavisi noktasında henüz bir aşı ya da ilaç bulunamadığını belirten Çocuk Alerji, Göğüs Hastalıkları Uzmanı, Besin Alerjisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akçay: “Daha makro bir mercekle baktığımızda; kentleşme, iklimsel değişiklikler, habitat tahribatı, çevre kirliliği gibi sebepler, potansiyel bir pandemi alarmını ve yeni virüslerin ortaya çıkma olanağını arttırmaktadır. Nipah virüsünden kaynaklanan ölüm oranına baktığımızda %75’leri görüyoruz. Yapılan araştırmaların incelenmesiyle Güneydoğu Asya bölgesinde yer aldığı saptanan Nipah virüsünün ileriki senelerde global yeni bir salgın yaratma potansiyeli mevcuttur” ifadelerini kullandı. Nipah Virüsünün Kaynağı Koronavirüs etkilerinin en derin hissedildiği Hindistan’da yarasalar üzerinde ölümcül Nipah virüsü belirtilerinin olması durumunun büyük endişeye yol açmasının yanı sıra meyve yarasalarının Nipah virüsünün doğal konağı olduğu yapılan çalışmalarda belirtilmiştir. İlk defa Malezya’nın Nipah bölgesinde bir salgın ile başlayan ve bulaş gösteren bu virüsün Bangladeş, Singapur ve Hindistan bölgelerinde meyve yarasaları aracılığıyla taşındığını açıklayan Prof. Dr. Ahmet Akçay, Nipah virüsünün halk sağlığı odağından acil durumlara yol açabilecek, yayılım gösterebilecek hastalıklar arasında, ilk 10’da bulunduğunun altını çizdi. Nipah Virüsünün Belirtileri Nelerdir? Birey üzerinde gözlemlenen enfeksiyonlar; hafif ya da şiddetli akut solunum yolu enfeksiyonu, asemptomatik enfeksiyon ve ölümcül ensefalitten olarak temelde üç başlık altında isimlendirilebilir. Prof. Dr. Ahmet Akçay uyuşukluk, akut ensefaliti içeren bazı nörolojik işaretler ve bilinç kaybı semptomlarının da Nipah... --- ### Bebeklerde Uyku Apnesi > Uyku apnesi, kişinin uyku sırasında nefes almayı bırakmasıdır. Genellikle bir şey üst solunum yolunu tıkadığı veya bloke - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-uyku-apnesi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uyku apnesi, kişinin uyku sırasında nefes almayı bırakmasıdır. Genellikle bir şey üst solunum yolunu tıkadığı veya bloke ettiği için olur. Buna obstrüktif uyku apnesi denir. Bu durum, uyku sırasında üst solunum yolunun daralması veya tıkanmasından kaynaklanır. Uyku apnesi olan bir bebek uyurken nefes almada duraklamalar yaşar. Uyku apnesi olan bazı bebekler uyku sırasında 20 saniye veya daha uzun süre nefes almayı bırakır. Diğerleri daha kısa süreler için nefes almayı bırakır ve yavaş kalp atış hızına veya düşük oksijen seviyesine sahiptir.  Obstrüktif uyku apnesi uykuyu böler ve vücudun oksijen seviyelerinin düşmesine veya karbondioksit seviyelerinin yükselmesine neden olabilir. Bu, çocukların sağlıklı ve dinlendirici uyku uyumalarına engel olabilir. Tedavi edilmeyen uyku apnesi; öğrenme, davranış, büyüme ve kalp problemleri gibi bir dizi soruna neden olabilir.  Obstrüktif Uyku Apnesine Ne Sebep Olur? Uyuduğumuzda kaslarımız gevşer. Bu, boğazın arkasındaki hava yolunu açık tutmaya yardımcı olan kasları içerir. Obstrüktif uyku apnesinde bu kaslar çok fazla gevşeyebilir ve hava yolunu tıkayarak nefes almayı zorlaştırabilir. Özellikle uyku sırasında hava yolunu tıkayabilen büyük bademcikler veya geniz eti varsa bu durum geçerlidir. Çocuğunuzun uyku apnesi riskini artıran faktörler şunlardır: Ailede uyku apnesi öyküsü olması, Aşırı kilolu olmak, Down sendromu veya serebral palsi gibi tıbbi durumlar, Hava yolunu daraltan ağız, çene veya boğaz problemleri, Uyku sırasında geriye düşebilen ve hava yolunu tıkayabilen büyük bir dil, Kafatası veya yüzdeki anormallikler, Orak hücre hastalığı, Nöromüsküler hastalık, Düşük doğum ağırlığı öyküsü. KomplikasyonlarPediatrik obstrüktif uyku apnesinden kaynaklanan bazı olumsuz durumlar meydana gelebilir. Bebeklerde uyku apnesi aşağıdakiler dahil ciddi komplikasyonlara neden olabilir:Büyüme geriliği,Kalp sorunları,Ölüm. Uyku Apnesinin Belirtileri... --- ### Yetişkinlerde Diskus Kullanma Yöntemi > Diskus, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir kuru toz inhalasyon cihazıdır. Kullanımı oldukça - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-10-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-diskus-kullanma-yontemi - Kategoriler: Yetişkinlerde Astım İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video Diskus, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir kuru toz inhalasyon cihazıdır. Kullanımı oldukça basittir ve doğru şekilde kullanılması ilacın etkinliğini artırır. İşte yetişkinlerde Diskus inhaler cihazının nasıl kullanılacağına dair adım adım rehber: Diskus Nasıl Kullanılır? 1. Cihazın Hazırlanması: Cihazı açın: Diskus cihazını yatay tutun. Başparmağınızı Diskus'un üzerindeki başparmak koyma yerine yerleştirin ve cihazı "klik" sesi duyulana kadar çevirin. Bu işlem hem cihazı açar hem de ilacı kullanıma hazır hale getirir. 2. Doz Hazırlama: Doz kolunu çekin: Diskus'ta ilacın inhalasyona hazır hale gelmesi için yan tarafında bulunan kolu çekmeniz gerekir. Bu, bir doz ilacın kullanım için hazır olduğunu gösterir. Doz kolunu aşağıya doğru çektiğinizde bir "klik" sesi duyacaksınız. 3. İnhalasyon (İlacı Soluma): Tamamen nefes verin: Diskus'u ağızınıza götürmeden önce derin bir nefes verin. Ancak, cihazın içine üflememeye dikkat edin. Ağızlığı yerleştirin: Diskus'un ağızlığını dudaklarınızın arasına yerleştirin ve sıkıca kapatın. Derin ve güçlü nefes alın: Cihazın içindeki tozu soluyabilmek için hızlı ve derin bir nefes alın. Nefes alırken ilaç ciğerlerinize çekilmelidir. 4. Nefesinizi Tutun: Nefesinizi tutun: İnhalasyon işleminden sonra nefesinizi 5-10 saniye tutun. Bu süre, ilacın akciğerlerinize yerleşmesini sağlar. 5. Nefes Verin: Yavaşça nefes verin: Nefesinizi yavaşça dışarı verin. Diskus’tan uzağa nefes verin ve cihazın içine nefes üflememeye dikkat edin. 6. Cihazı Kapatın: Kapatma işlemi: Diskus'un başparmak kısmını başlangıç pozisyonuna geri kaydırarak cihazı kapatın. Diskus kapandığında yeni bir doz kullanıma hazır hale gelmez; her kullanımda yeni bir doz hazırlamak için tekrar açmanız gerekir. 7. Temizlik: Ağızlık temizliği: Diskus'un ağızlığını düzenli olarak kuru bir bezle silin. Cihazı suya batırmayın,... --- ### Bebeklerde Laktoz İntoleransı > Bebeklerde laktoz intoleransı, genellikle yönetilebilir bir durumdur ve doğru yaklaşımla bebeğinizin konforu sağlanabilir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-laktoz-intoleransi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Laktoz intoleransı, süt ve süt ürünlerinde bulunan doğal bir şeker olan laktozun sindirilememesi durumudur. Bu durum, bağırsaklarda laktozu parçalayan laktaz enziminin yetersizliği nedeniyle ortaya çıkar. Bebeklerde laktoz intoleransı, sindirim sorunlarına ve rahatsızlığa neden olabilir, ancak genellikle ciddi bir sağlık sorunu oluşturmaz. Laktoz intoleransı, bebeklerin sindirim sistemini etkileyerek gaz, şişkinlik, ishal ve huzursuzluk gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Bu durum, doğuştan gelebileceği gibi, sonradan da gelişebilir. Bebeklerde laktoz intoleransını anlamak ve yönetmek, hem bebeklerin hem de ebeveynlerin yaşam kalitesini artırmak için önemlidir. Bebeklerde Laktoz İntoleransının Türleri Laktoz intoleransı, altta yatan nedenlere bağlı olarak üç ana türe ayrılır: 1. Primer Laktoz İntoleransı Doğal olarak düşük laktaz enzimi seviyelerinden kaynaklanır. Genellikle genetik bir durumdur ve bebeklikten ziyade çocukluk veya yetişkinlik döneminde daha yaygındır. 2. Sekonder Laktoz İntoleransı Bağırsak duvarında hasar olduğunda ortaya çıkar. Enfeksiyonlar, alerjiler veya iltihaplı bağırsak hastalıkları gibi durumlar laktaz üretimini geçici olarak azaltabilir. 3. Konjenital Laktoz İntoleransı Oldukça nadir görülen bu durum, doğumda tamamen laktaz eksikliği ile ilişkilidir. Bu bebekler, anne sütünü bile sindiremez ve özel bir beslenme planına ihtiyaç duyar. Bebeklerde Laktoz İntoleransının Belirtileri Laktoz intoleransı olan bebeklerde, süt veya süt ürünleri tüketiminden kısa bir süre sonra sindirim sistemi sorunları ortaya çıkabilir. Belirtiler, laktaz eksikliğinin şiddetine bağlı olarak değişir ve şunları içerebilir: Gaz ve Şişkinlik: Bebeklerin karnında şişlik veya huzursuzluk fark edilebilir. Sulu ve Asidik İshal: Laktozun sindirilememesi nedeniyle bağırsaklarda su tutulumu artar, bu da ishale neden olabilir. Huzursuzluk ve Ağlama: Sindirim rahatsızlığı nedeniyle bebekler sık sık ağlayabilir. Kötü Kokulu Gaz veya Dışkı: Sindirilmeyen laktoz, bağırsaklarda bakteriler tarafından fermente edilir... --- ### Çocuklara Balık Yağı Ne Zaman Verilir? > Omega 3 sağlığa oldukça yararlıdır ve günlük diyete eklenmesi faydalı olacaktır. Çocukların balık yağı ihtiyacı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklara-ne-zaman-balik-yagi-verilir-faydalari-nelerdir - Kategoriler: Çocuk Beslenmesi Balık yağı, çocukların gelişiminde önemli rol oynayan omega-3 yağ asitlerini içerir ve beyin, göz sağlığı ile bağışıklık sistemini destekler. Çocukların büyüme ve gelişme döneminde ihtiyacı olan bazı besin öğelerini sağlayarak sağlıklı bir gelişim süreci sunar. Bu içerikte, çocuklara balık yağı ne zaman verilmeli, hangi faydaları sağladığı ve kullanım önerileri hakkında kapsamlı bilgi bulabilirsiniz. Çocuklara Balık Yağı Ne Zaman Verilmeli? Balık yağı, çocukların beslenme düzenine belirli bir yaşa geldikten sonra eklenmelidir. Çocuklarda balık yağı kullanımına dair ideal yaş ve tüketim önerileri şöyledir: 1 Yaş Öncesi: 1 yaşın altındaki bebeklerde balık yağı kullanımı önerilmez. Bu yaş grubundaki bebekler, anne sütü veya formül sütle gerekli besinleri alır. 1-3 Yaş: 1 yaşından itibaren doktor önerisi ile balık yağı kullanılabilir. Bu yaş grubundaki çocuklar balık tüketmeye başladıkları için besinlerden omega-3 alımı sağlanır, bu nedenle sadece doktor tavsiyesiyle ek balık yağı verilmelidir. 3 Yaş ve Üzeri: 3 yaşından itibaren çocuklara balık yağı verilmeye başlanabilir. Bu dönemde çocukların bağışıklık sistemi, beyin gelişimi ve odaklanma becerileri için omega-3 yağ asitlerine olan ihtiyaç artar. Balık yağı takviyesinin miktarı ve sıklığı çocuğun yaşına, kilosuna ve genel sağlık durumuna göre belirlenmelidir. Her durumda en doğru öneri için çocuk doktoruna danışılmalıdır. Balık Yağının Çocuklar İçin Faydaları Balık yağı, özellikle DHA (Dokosaheksaenoik Asit) ve EPA (Eikosapentaenoik Asit) adı verilen omega-3 yağ asitlerini içerir. Bu yağ asitleri, çocukların gelişim sürecinde çeşitli faydalar sağlar: 1. Beyin Gelişimini Destekler Omega-3 yağ asitleri, beyin hücrelerinin sağlıklı çalışmasını sağlar. Özellikle çocukluk döneminde beyin gelişimi hızlı olduğundan, DHA içeriği yüksek balık yağı takviyesi beyin fonksiyonlarını güçlendirir ve öğrenme kapasitesini... --- ### Egzama Vücuda Yayılır Mı? > Egzama, uygun şekilde yönetilmediğinde vücudun daha geniş bölgelerine yayılabilir. Yayılmanın önlenmesi için cilt bariyerinin - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-20 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-nasil-yayilir - Kategoriler: Egzama Egzama, genellikle kaşıntı, kızarıklık ve ciltte kuruluk gibi belirtilerle kendini gösteren kronik bir cilt hastalığıdır. Bu rahatsızlık, belirli bölgelerde başlasa da tedavi edilmediği veya uygun şekilde yönetilmediği durumlarda vücuda yayılabilir. Egzamanın yayılma süreci, altta yatan nedenlere, çevresel faktörlere ve bireyin bağışıklık sistemine bağlıdır. Peki, egzama neden vücuda yayılır ve bunu önlemek için neler yapılabilir? İşte bu soruların detaylı cevapları. Egzamanın Vücuda Yayılma Süreci Egzama, ilk olarak genellikle eller, yüz, dirsek içleri, diz arkaları veya boyun gibi belirli bölgelerde ortaya çıkar. Ancak uygun şekilde kontrol edilmediğinde, şu mekanizmalarla vücuda yayılabilir: 1. Kaşıntı-Kaşıma Döngüsü Egzamanın en belirgin özelliği olan kaşıntı, cildin tahriş olmasına yol açar. Kaşınan bölge tahriş oldukça egzama belirtileri şiddetlenir ve komşu cilt bölgelerine yayılabilir. Kaşıntı-kaşıma döngüsü, egzamanın vücudun daha geniş alanlarına yayılmasına neden olan en önemli faktörlerden biridir. 2. Cilt Bariyerinin Zayıflaması Egzamalı bireylerde cilt bariyeri genellikle zayıftır. Bu durum, cildin nem tutma kapasitesini azaltır ve dış etkenlere karşı savunmasız hale getirir. Tahriş edici maddelere veya alerjenlere maruz kalma, egzamanın cildin diğer bölgelerine yayılmasını kolaylaştırır. 3. Enfeksiyon Riski Kaşıma, cildin bütünlüğünü bozarak enfeksiyon riskini artırır. Enfekte egzama (örneğin impetiginize egzama), belirtilerin hızla yayılmasına yol açabilir. 4. Tetikleyici Faktörlerin Sürekliliği Egzamanın tetikleyicileri (örneğin alerjenler, kimyasal maddeler, stres) sürekli olarak devrede olduğunda, egzama belirtileri kontrol altına alınamaz ve vücudun farklı bölgelerine yayılabilir. Egzamanın Yayılma Nedenleri Egzamanın yayılmasına neden olabilecek başlıca faktörler şunlardır: 1. Tedavi Eksikliği veya Yanlış Tedavi Egzamanın tedavisinde gecikilmesi veya yanlış ürünlerin kullanılması, belirtilerin daha da kötüleşmesine neden olabilir. Örneğin, steroid içeren kremlerin yanlış dozda kullanımı egzamanın kontrolünü zorlaştırabilir.... --- ### Egzama Neden Kaşınır? > Egzama, çoğu insanın kaşımamakta zorlandığı kaşıntılı, ağrılı lezyonlara neden olan yaygın bir cilt hastalığıdır. Egzamanın etkilediği deriyi - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-neden-kasinir - Kategoriler: Egzama Egzama, çoğu insanın kaşımamakta zorlandığı kaşıntılı, ağrılı lezyonlara neden olan yaygın bir cilt hastalığıdır. Egzamanın etkilediği deriyi kaşırsanız; kalınlaşabilir, kırmızı ve ağrılı hale gelebilir. Kaşıma ayrıca enfeksiyona ve yara izine neden olabilir. Egzamanın nedeninin çevresel tetikleyiciler ve genetik olduğu belirtilmektedir. Vücudun içindeki ve dışındaki faktörler, egzamanın aşırı aktif bağışıklık sistemine sahip kişileri tetikleyerek iltihaplanmaya neden olur. Enflamasyon, insanların egzama ile ilişkilendirdiği kaşıntılı döküntülerden sorumludur. Bu yazımızda egzama kaşıntıları ve egzamayla ilgili bilgilere yer verdik.  Egzama Nedir? Egzama, genellikle çocukluk döneminde başlayan alerjik bir deri hastalığıdır. Bu durum çok sayıda kişiyi etkiler. Egzamanın tipik belirtileri arasında kırmızı ve ağrılı olabilen kuru, kaşıntılı cilt lekeleri bulunur. Etkilenen bölgeyi kaşırsanız ve çizerseniz o bölge pullu olabilir ve cilt kalınlaşabilir. Bazı faktörler egzama gelişmesinde rol oynayabilir. Bu faktörler şunlardır:  Ailede egzama, alerji veya astım öyküsü, Filagrin adı verilen spesifik bir proteinin eksikliği, Kişinin yaşadığı ve çalıştığı çevre, Bir kişinin kirliliğe, strese, dumana veya kimyasallara maruz kalıp kalmadığı. Orta ila şiddetli egzaması olan tüm insanların yaklaşık yarısında saman nezlesi, gıda alerjileri ve astım da vardır. Neden Kaşınıyor? Egzaması olan herkes bir dereceye kadar kaşıntı yaşayacaktır. Egzamanın kaşıntıya neden olmasının çeşitli nedenleri vardır. Bu nedenler şunları içerir:AlevlenmelerBir kişide egzama alevlenmesi olduğunda, bir şey bağışıklık sistemi, sinir sistemi ve cilt arasındaki etkileşimli ağı tetikler. Cilt ağrır, kızarır ve kaşıntıya neden olan iltihaplanma meydana gelir. Bir nöropeptid olan P maddesi de dahil olmak üzere çeşitli kimyasal aracılar iltihabı etkiler. İltihap, bir kişinin kan akışını arttırır ve bu da kaşıntıya katkıda bulunur. Cilt bariyerindeki değişikliklerEgzamalı kişilerde epidermisin en üst... --- ### Menenjit Nedir? > Menenjit Nedir? beyni ve omuriliği kaplayan meninks adı verilen hassas zarları etkileyen nadir bir enfeksiyondur. Menenjitin - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/menenjit-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Menenjit, beyni ve omuriliği kaplayan meninks adı verilen hassas zarları etkileyen nadir bir enfeksiyondur. Menenjitin bazı türleri vardır: Bakteriyel menenjit nedir? Son derece ciddi bir hastalıktır. Böyle bir durumda çocuğunuzun acil tıbbi yardım alması gerekir. Hızlı tedavi edilmeyen bakteriyel menenjit hayati tehlike oluşturabilir ve beyin hasarına neden olabilir. Birkaç bakteri türü bakteriyel menenjite neden olabilir. Bu bakterilerden bazıları şunlardır: Streptococcus pneumoniae (pnömokok), Neisseria meningitidis (meningokok), Listeria monocytogenes (yaşlı kişilerde, hamile kadınlarda veya bağışıklık sistemi sorunları olanlarda), Haemophilus influenzae tip b (Hib) adı verilen bir bakteri. Çoğu durumda bakteriyel menenjit, bakteriler sinüslerinizden, kulaklarınızdan veya boğazınızdan kan dolaşımınıza girdiğinde başlar. Bakteriler kan dolaşımınızdan beyninize gider. Menenjite neden olan bakteriler, enfekte olan kişiler öksürdüğünde veya hapşırdığında yayılabilir. Siz veya çocuğunuz bakteriyel menenjiti olan birinin yanında bulunduysanız, bu durumu kapabilirsiniz.  Viral menenjit Nedir? Viral menenjit, bakteriyel formdan daha yaygındır ve genellikle, ancak her zaman değil, daha az ciddidir. İshale neden olabilen birkaç virüs de dahil olmak üzere bir dizi virüs hastalığı tetikleyebilir. Mantar menenjit Nedir? Fungal menenjit, bakteriyel veya viral formlardan çok daha az yaygındır. Sağlıklı insanlar nadiren alır. AIDS gibi bağışıklık sisteminizle ilgili bir sorununuz varsa, bu menenjite yakalanma olasılığınız daha yüksektir. Parazit menenjitParaziter menenjit de nadirdir. Genellikle hayvanları etkileyen parazitlerden kaynaklanır. Salyangoz, sümüklü böcek, yılan, balık veya kümes hayvanları gibi parazitler veya yumurtaları ile enfekte olan hayvanları veya parazit yumurtaları içeren ürünleri yiyerek alabilirsiniz. Çiğ veya az pişmiş gıdalarda risk daha yüksektir. Bu tip menenjit bulaşıcı değildir.  Amip menenjitAmipli menenjit, Naegleria fowleri adı verilen tek hücreli bir böceğin neden olduğu nadir, genellikle ölümcül... --- ### Bebekler Neden Ağlar? Bebek Ağlamasının Nedenleri > Bebekler Neden Ağlar? Ağlamanın Yaygın Nedenleri Bebeklerin ağlamasının birçok farklı nedeni vardır. En yaygın nedenleri detaylandırıyoruz: - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-aglama-bebekler-neden-aglar - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerin ağlaması, ebeveynler için endişe verici bir durum olabilir, ancak bebekler için ağlama, iletişim kurmanın doğal ve sağlıklı bir yoludur. Bebekler ihtiyaçlarını ve rahatsızlıklarını ifade etmek için ağlarlar, çünkü başka bir şekilde kendilerini ifade edemezler. Bu yazıda, bebeklerin ağlamasının nedenlerini, ağlama türlerini ve bebeğinizi sakinleştirme yöntemlerini detaylı bir şekilde ele alacağız. Bebekler Neden Ağlar? Ağlamanın Yaygın Nedenleri Bebeklerin ağlamasının birçok farklı nedeni vardır. Aşağıda, en yaygın nedenleri detaylandırıyoruz: 1. Açlık Bebeklerde en sık görülen ağlama sebeplerinden biri açlıktır. Bebeklerin mide kapasiteleri küçük olduğu için sık sık beslenmeye ihtiyaç duyarlar. Açlık, doğumdan itibaren en temel ihtiyaçlardan biridir ve bebek, açlığını ifade etmek için ağlayabilir. Bebek aç olduğunda genellikle ağzını açarak veya emme hareketleri yaparak bu durumu ifade eder. 2. Altının Kirli Olması Bezleri kirlenmiş veya ıslanmış bebekler rahatsız olur ve bu durum onları huzursuz eder. Kirli veya ıslak bir bez bebeğin cildini tahriş edebilir ve bu da bebeği ağlatabilir. Altını değiştirmek bebeği rahatlatacak ve huzurlu hissettirecektir. 3. Uyku İhtiyacı Bebekler uykuları geldiğinde huzursuz olabilirler. Yorgun bebekler genellikle uykuya geçiş yapmakta zorlanır ve bu durumda ağlayarak tepkilerini gösterebilirler. Özellikle aşırı uyarıldıklarında ya da çok yorulduklarında uykuya dalmakta zorlanabilirler. 4. Gaz Sorunu Gaz sancısı, özellikle yeni doğan bebeklerde sıkça rastlanan bir sorundur. Bebekler, emzirme veya mama ile beslenme sırasında hava yutabilirler ve bu hava sindirim sisteminde birikerek gaz sancısına yol açabilir. Gaz sancısı çeken bebekler genellikle bacaklarını karınlarına çeker ve ağlamaya başlar. 5. Kolik Ağlamaları Kolik, belirli bir sağlık sorunu olmadan, bebeğin günde birkaç saat süren ve haftada birkaç kez tekrarlayan şiddetli ağlamalarıdır.... --- ### Gül Hastalığı > Gül hastalığı, kişinin yüzünde kan damarlarının görünmesine ve kızarıklığın oluşmasına sebep olan ender bir deri hastalığıdır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/gul-hastaligi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Deri hastalıkları insanların en sık karşılaştığı sağlık sorunları arasındadır. Ortaya çıkardığı sağlık problemlerinin haricinde, tehlikeli boyutlarda klinik durumlara sebebiyet verebilen deri problemleri hayat kalitesini olumsuz seyirde etkileyebilmektedir. Deri üzerinde görülebilen klinik belirtiler spesifik deri hastalıklarının habercisi olabilir. Bu sebeple cilt üzerinde gözlemlenen semptomların bir uzman tarafından değerlendirilmesi ve uygun teşhisin konulması tedavi öyküsünün başarıya ulaşması açısından önem taşır. Gündelik hayatta sıklıkla karşılaşılan deri hastalıklarından bir tanesi olarak tanımlanan, diğer bir adı roza hastalığı olan gül hastalığı; cilt üzerinde sivilce benzeri kabartılar, iltihaplı kızarıklıklar ve vücutta her yerde çıkabilse de özellikle burun ve yüz çevresinde görünür olan bir hastalıktır. Gül Hastalığı Nedir? Kişinin yüzünde kan damarlarının görünmesine ve kızarıklığın oluşmasına sebep olan ender bir deri hastalığıdır. Gül hastalığı bazı durumlarda içi irin dolu küçük, kırmızı şişliklere de neden olabilir. Bu semptomlar haftalar bazen aylar boyu tekrarlanarak çoğalabilir ve daha sonrasında kısa bir zaman aralığı için ortadan kaybolabilirler. Gül Hastalığı Kimlerde Görülür? Gül hastalığı toplumdaki tüm yaş grubundan her iki cinsiyeti de etkileyebilir. Fakat en fazla orta yaşlı, açık tenli kadınlarda görüldüğü tespit edilmiştir. Gül hastalığının net bir tedavisi bulunmamaktadır fakat uygulanan tedaviler sayesinde semptomlar kontrol altına alınıp hafifletilebilir.  Gül Hastalığı Neden Oluşur? Gül hastalığının sebepleri net bir şekilde bilinmese dahi bazı etkenler hastalığın görünür olmasında belirleyici noktada bulunur. Deri akarları, mantar hastalıkları, deri altındaki dokuların hasar görmesi ve psikolojik sorunlar bu etkenlerin bir kısmıdır. Bunların yanı sıra; kozmetik ürünler, baharatlı gıdalar, fiziksel aktivite, aşırı sıcak, toz akarları, kaygı ve alkol tüketimi gibi faktörler de gül hastalığının meydana gelmesinde etkili olabilmektedir. Gül... --- ### Bebeklere Yumurta Ne Zaman Verilir? > Bebeklere yumurta vermek için önerilen zaman genellikle 6-12 ay arasıdır. Ancak, yumurtanın farklı bölümleri (beyaz ve sarısı) - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-11 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklere-yumurta-ne-zaman-verilir - Kategoriler: Çocuk Beslenmesi Yumurta, bebeklerin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için gerekli protein, vitamin ve mineraller açısından zengin bir besindir. Ancak alerjik reaksiyon riski nedeniyle birçok ebeveyn, yumurtanın bebek beslenmesine ne zaman dahil edileceği konusunda tereddüt yaşayabilir. Bebeklere yumurta vermek için doğru zamanı bilmek, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının temellerini atmak için önemlidir. Yumurta Bebekler İçin Neden Önemlidir? Yumurta, yüksek kaliteli protein ve sağlıklı yağ asitleri içerir. Bebeklerin büyümesi için ihtiyaç duyduğu birçok besin maddesi açısından zengindir: Protein: Bebeklerin büyüme ve kas gelişimi için gerekli olan temel proteinleri sağlar. Kolesterol: Beyin gelişimi için gereklidir. Yumurtada doğal olarak bulunur. D Vitamini: Yumurtada doğal olarak bulunan birkaç gıdadan biridir. Kemik sağlığı ve bağışıklık sistemi için önemlidir. B12 ve Folik Asit: Sinir sistemi gelişimini destekler ve hücre üretiminde önemli bir rol oynar. Demir: Kan sağlığı ve oksijen taşıma kapasitesi için gereklidir. Bebeklere Yumurta Vermek İçin En Uygun Zaman Ne Zaman? Bebeklere yumurta vermek için önerilen zaman genellikle 6-12 ay arasıdır. Ancak, yumurtanın farklı bölümleri (beyaz ve sarısı) alerji riskine göre farklı zamanlarda tanıtılabilir. 6-8 Ay Arası Bu dönemde yumurtanın sarısı küçük miktarlarda verilmeye başlanabilir. Yumurtanın beyazı ise 8-12 ay arası verilmesi önerilir çünkü yumurta beyazı alerjik reaksiyon riskini artırabilir. İlk kez yumurta verirken, alerji belirtisi olup olmadığını gözlemlemek için tek başına ve küçük miktarda verilmeli, ardından 3-5 gün beklenmelidir. 9-12 Ay Arası Bu dönemde bebek yumurtanın hem sarısını hem de beyazını yemeye başlayabilir. Yumurta ilk kez verildiğinde pişmiş ve iyice ezilmiş olmalıdır. Bu şekilde, hem alerji riski azalır hem de bebeklerin yumurtayı kolayca sindirmesi sağlanır. Yumurta Bebeklere Nasıl Hazırlamalı?... --- ### Yetişkinlerde İnhaler Kullanma Tekniği > İnhaler cihazları, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarında yaygın olarak kullanılan bir tedavi yöntemidir. İlaçların doğrudan - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-10-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-inhaler-kullanma-teknigi - Kategoriler: Yetişkinlerde Astım İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video  İnhaler cihazları, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarında yaygın olarak kullanılan bir tedavi yöntemidir. İlaçların doğrudan akciğerlere ulaşmasını sağlayarak hızlı bir etki gösterir. İnhaler kullanımı genellikle basit olsa da, doğru kullanım, ilacın etkinliğini artırır. Aşağıda yetişkinlerde inhaler kullanımına dair adım adım bir rehber bulabilirsiniz: İnhaler Nasıl Kullanılır? 1. Cihazın Hazırlanması: Kapağı çıkarın: İnhaler cihazınızın kapağını çıkararak ağızlığı açın. Cihazı iyice çalkalayın: İnhalerinizi kullanmadan önce ilacın homojen dağılması için 5-10 saniye boyunca iyice çalkalayın (özellikle aerosol inhalerlerde bu adım önemlidir). 2. İnhalasyon Hazırlığı: Tamamen nefes verin: Ağızlığı ağzınıza götürmeden önce derin bir nefes verin, bu sırada nefesinizi cihazın içine üflememeye dikkat edin. 3. Cihazı Ağızınıza Yerleştirin: Ağızlığı yerleştirin: Ağızlığı dişlerinizin arasına yerleştirin ve dudaklarınızı sıkıca kapatın. Cihazın ağızlığının etrafında hava kaçmayacak şekilde yerleştiğinden emin olun. 4. İnhalasyonu Gerçekleştirin: Nefes alırken cihaza basın: Derin ve yavaş bir nefes alırken aynı anda cihazın üst kısmına basın. Bu işlem, ilacın ciğerlerinize doğru çekilmesini sağlar. Nefesinizi tutun: İnhalasyonu gerçekleştirdikten sonra nefesinizi 5-10 saniye tutun. Bu süre zarfında ilacın akciğerlerinize nüfuz etmesi sağlanır. 5. Nefes Verin: Nefesinizi yavaşça verin: Cihazdan uzaklaşarak yavaş bir şekilde nefesinizi dışarı verin. 6. Tekrar Gerekirse: İkinci bir doz gerekiyorsa: Doktorunuzun önerisi doğrultusunda ikinci bir inhalasyon gerekiyorsa, cihazı tekrar çalkalayın ve yukarıdaki adımları tekrarlayın. 7. Temizlik ve Kapatma: Kapağı kapatın: Kullanım işlemi bittikten sonra cihazın kapağını kapatın. Ağız temizliği (özellikle kortikosteroid kullanıyorsanız): Eğer kortikosteroid içerikli bir ilaç kullanıyorsanız, inhalasyon sonrasında ağızınızı suyla çalkalayıp tükürün. Bu işlem, ağızda mantar enfeksiyonlarını önlemeye yardımcı olur. Önemli İpuçları: İnhalasyon sırasında yavaş nefes alın: İlacı... --- ### Bebeklerde Aşı Takvimi Hangi Aşı Ne Zaman Yapılır? > Doğumdan itibaren başlayan aşı takvimi, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen ulusal aşı programına göre - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-asi-takvimi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Aşılar, bebeklerin bağışıklık sistemini güçlendiren ve onları ciddi enfeksiyon hastalıklarından koruyan en etkili sağlık önlemlerinden biridir. Doğumdan itibaren başlayan aşı takvimi, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen ulusal aşı programına göre uygulanır. Aşılar, bebeklerin sağlıklı bir yaşam sürmesi için hayati öneme sahiptir. Bu yazıda, Türkiye'deki bebek aşı takvimi ve hangi aşının ne zaman yapılması gerektiği hakkında detaylı bilgiler bulabilirsiniz. Aşıların Önemi Nedir? Aşılar, vücudu hastalıklara karşı korumak için bağışıklık sistemini güçlendirir. Aşıların sağladığı başlıca faydalar şunlardır: Hastalıkları Önler: Difteri, tetanoz, kızamık ve hepatit B gibi ciddi hastalıkları önler. Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: Aşılar, vücudu hastalıklara karşı hazırlayarak bağışıklık sistemini güçlendirir. Toplum Bağışıklığını Artırır: Aşılama, sadece bireyi değil, aynı zamanda toplumu da koruyarak bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önler. Ciddi Komplikasyonları Azaltır: Aşılar, hastalıklardan kaynaklanan kalıcı hasar ve ölüm riskini büyük ölçüde azaltır. Türkiye'de Bebek Aşı Takvimi Türkiye'deki aşı takvimi, Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmiş olup, bebeklerin ilk iki yılındaki bağışıklık sistemi gelişimini desteklemeye yönelik olarak planlanmıştır. İşte Türkiye’deki bebek aşı takvimi ve detayları: Doğumda Yapılan Aşılar Hepatit B Aşısı (1. Doz) Neden Yapılır? Hepatit B virüsüne karşı bağışıklık sağlar ve karaciğer enfeksiyonlarını önler. Ne Zaman? Doğumdan hemen sonra, hastanede yapılır. 1. Ayda Yapılan Aşılar Hepatit B Aşısı (2. Doz) Neden Yapılır? İlk dozun etkisini güçlendirmek için yapılır. Ne Zaman? Bebek 1 aylık olduğunda. 2. Ayda Yapılan Aşılar Beşli Karma Aşı (DTaP-IPV-Hib) Neden Yapılır? Difteri, tetanoz, boğmaca, çocuk felci ve Haemophilus influenzae tip B enfeksiyonlarına karşı koruma sağlar. Ne Zaman? Bebek 2 aylık olduğunda. Pnömokok Aşısı (KPA, 1. Doz) Neden Yapılır? Zatürre,... --- ### Bebek ve Çocuklara Şeker Ne Zaman Verilir? > Bebek ve çocuklarda şeker tüketimi, ebeveynlerin dikkat etmesi gereken önemli bir konudur. Şekerin fazlası çocuklarda çeşitli sağlık - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-11 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklara-seker-ne-zaman-verilmeli - Kategoriler: Çocuk Beslenmesi Bebek ve çocuklarda şeker tüketimi, ebeveynlerin dikkat etmesi gereken önemli bir konudur. Şekerin fazlası çocuklarda çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilirken, erken yaşta şekerle tanışmak sağlıklı beslenme alışkanlıklarını olumsuz etkileyebilir. Bu rehberde, bebek ve çocuklara şekerin ne zaman verilebileceği, hangi tür şekerlerin uygun olduğu ve sağlıklı alternatifler hakkında bilgi vereceğiz. Şekerin Çocukların Sağlığı Üzerindeki Etkileri Şeker, hızlı enerji kaynağı sağlar ancak fazla tüketimi çocukların sağlığı üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir: Diş Çürümeleri: Şeker, ağız içinde bakterilerin asit üretmesine neden olur ve bu asit diş minesine zarar vererek çürümelere yol açar. Aşırı Kilo ve Obezite: Fazla şeker tüketimi, gereksiz kalori alımına yol açarak kilo artışına sebep olabilir. Bağışıklık Sistemine Zarar: Şekerin fazlası bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve çocukları hastalıklara daha açık hale getirebilir. Davranış Bozuklukları ve Hiperaktivite: Şeker, çocukların davranışlarında geçici değişimlere, dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite gibi sorunlara yol açabilir. Bu gibi etkiler nedeniyle bebeklerin ilk yaşlarında şekerden uzak tutulmaları önerilir. Bebeklere Şeker Ne Zaman Verilmeli? Bebeklere ilk 2 yıl boyunca rafine şeker, şekerli gıdalar veya işlenmiş tatlılar verilmemesi en doğrusudur. Uzmanlar, bebeklerin doğal besinlerle tanışmalarını ve mümkün olduğunca şekerden uzak durmalarını tavsiye ederler. İlk 6 Ay: Bebekler ilk 6 ay boyunca sadece anne sütü veya doktor önerisiyle formül süt tüketmelidir. Bu dönemde hiçbir şekilde şeker veya şekerli gıda verilmemelidir. Ek Gıdaya Geçiş (6-12 Ay): Ek gıdaya geçiş döneminde bebeklere doğal ve besleyici gıdalar tanıtılmalıdır. Meyvelerden gelen doğal şeker dışında şeker eklenmemesi önerilir. 1-2 Yaş: Bebeklerin damak tadı bu dönemde gelişmeye devam eder. Bu dönemde rafine şeker verilmemesi, sağlıklı bir tat alışkanlığı geliştirmeleri... --- ### Egzama Genetik Mi? Genetik ve Çevresel Faktörlerle İlişkisi > Egzama, cilt tahrişine ve iltihaplanmaya neden olan bir grup durumu ifade eder. Egzama ve genetik arasında bağlantı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-20 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-ve-genetik-hakkinda-bilinmesi-gerekenler - Kategoriler: Egzama Egzama, tıbbi literatürde atopik dermatit olarak da bilinen, kronik ve iltihaplı bir cilt hastalığıdır. Bu hastalık, genetik yatkınlık ile çevresel faktörlerin bir kombinasyonu sonucu ortaya çıkabilir. Egzama, kaşıntı, kızarıklık ve ciltte kuruluk gibi belirtilerle karakterize edilir. Peki, egzama genetik bir hastalık mıdır? Yoksa tamamen çevresel faktörlerden mi kaynaklanır? Bu soruya yanıt bulabilmek için egzamanın genetik kökenleri, çevresel tetikleyicileri ve iki faktörün etkileşimini derinlemesine incelemek gerekir. Egzama ve Genetik Yatkınlık Araştırmalar, egzamanın genetik bir yatkınlığa sahip olduğunu göstermektedir. Özellikle atopik egzama vakalarında, aile öyküsü önemli bir risk faktörüdür. Eğer bir bireyin ailesinde egzama, astım veya alerjik rinit (saman nezlesi) gibi atopik hastalıklar varsa, bu bireyin egzama geliştirme olasılığı daha yüksektir. İşte genetik yatkınlık ile ilgili önemli bulgular: 1. Filaggrin (FLG) Gen Mutasyonu Filaggrin proteini, cilt bariyerinin sağlıklı bir şekilde işlev görmesinde kritik bir rol oynar. Bu protein, cildin su tutmasını sağlar ve dış etkenlere karşı koruma sağlar. Filaggrin genindeki mutasyonlar, cilt bariyerinin zayıflamasına yol açar. Bu durum, cildin kurumasına ve tahrişe açık hale gelmesine neden olur. Filaggrin mutasyonu taşıyan bireylerde egzama gelişme riski önemli ölçüde artar. 2. Aile Öyküsü ve Genetik Bağlantılar Egzamalı bireylerin yaklaşık %70'inde aile öyküsü bulunur. Bu durum, genetik yatkınlığın güçlü bir göstergesidir. Özellikle ebeveynlerden biri atopik bir hastalığa sahipse, çocuğun egzama geliştirme olasılığı %30-50 arasında değişir. Her iki ebeveyn de atopik ise bu oran %60-80’e kadar çıkabilir. 3. Bağışıklık Sistemi ve Genetik Yatkınlık Egzama, bağışıklık sisteminin anormal bir şekilde aşırı tepki vermesiyle ilişkilidir. Genetik yatkınlık, bağışıklık sisteminin aşırı hassasiyetini artırabilir ve egzama semptomlarını tetikleyebilir. Egzama ve Çevresel... --- ### Astım İçin Oksijen Tedavisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler > Astım İçin Oksijen Tedavisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler, Oksijen tedavisi, vücuda ek oksijen sağlayan bir tedavi şeklidir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-icin-oksijen-tedavisi-hakkinda-bilinmesi-gerekenler - Kategoriler: Astım Oksijen tedavisi, vücuda ek oksijen sağlayan bir tedavi şeklidir. Şiddetli astım atakları da dahil olmak üzere çeşitli durumların tedavisinde kullanır. Oksijen tedavisi, insanların şiddetli astım ataklarını tedavi etmek için kullanabileceği bir tedavidir. Astım tedavisi olarak oksijen tedavisi, oksijen tedavisinin risklerini ve yararlarını bu yazımızda sizler için yazdık.  Oksijen Tedavisi Nedir? Oksijen, bir kişinin soluduğu havanın yaklaşık %21'ini oluşturan bir gazdır. Vücut, çeşitli işlemler için enerji sağlamak için oksijen kullanır. Bir kişinin kan oksijen seviyesi düşükse, nefes darlığı veya şaşkınlık hissedebilir. Düşük kan oksijeni de vücuda zarar verebilir. Oksijen tedavisi, kan oksijen seviyesi düşük olan kişilere ekstra oksijen sağlar. Doktorlar, aşağıdakiler gibi belirli koşullar nedeniyle ek oksijene ihtiyaç duyan kişileri tedavi etmek için oksijen tedavisini kullanabilir: Kronik obstrüktif akciğer hastalığı, Pulmoner fibroz, Zatürre, Şiddetli astım krizi, Kistik fibroz, Uyku apnesi. Oksijen Tedavisi Nasıl Çalışır? Astım krizi geçirdiğinizde, bronş tüplerini çevreleyen kaslar daralır. Bronş tüpleri, havanın bir kişinin ciğerlerine girip çıkmasını sağlayan geçitlerdir. Bronş tüpleriniz daralırsa, nefes almak son derece zor hale gelir ve yeterli oksijen alamazsınız. Oksijen tedavisi, seviyeler düşük olduğunda akciğerlere ek oksijen sağlayarak çalışır. Oksijen tedavisi, yüz maskesi aracılığıyla veya bir kişinin burun deliklerine giren tüpler yoluyla verilir. Türler Nelerdir? Oksijen tedavisi sağlarken doktorunuzun kullanabileceği iki farklı oksijen seviyesi vardır. Durumunuzun ciddiyetine bağlı olarak farklı oksijen seviyelerine ihtiyaç duyabilirsiniz.  Düşük akışlı oksijen dağıtım sistemleriDaha az oksijene ihtiyaç duyduğunuzda, düşük akışlı oksijen dağıtım sistemleri kullanılmaktadır. Bu sistemler, odadaki hava ile az miktarda ekstra oksijeni seyreltir. Düşük akışlı oksijen dağıtım sistemlerinde, bir kişinin aldığı ekstra oksijen miktarı, her nefeste ne kadar... --- ### Çocuklarda Kemik İltihabı (Osteomiyelit) Nedir? > Osteomiyelit, bir kemikte iltihaplanma için kullanılan tıbbi terimdir. Genellikle bakteriyel bir enfeksiyondan kaynaklanır. Sıklıkla kolların - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-kemik-iltihabi-osteomiyelit-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Osteomiyelit, bir kemikte iltihaplanma için kullanılan tıbbi terimdir. Genellikle bakteriyel bir enfeksiyondan kaynaklanır. Sıklıkla kolların ve bacakların uzun kemiklerini etkiler, ancak herhangi bir kemikte de olabilir. Osteomiyelitin Belirtileri Nelerdir? Osteomiyelitli çocuklar genellikle enfekte kemikte ağrı hissederler. Ayrıca şu belirtiler de meydana gelebilir:  Ateş ve titreme, Yorgunluk, Mide bulantısı, Genel bir iyi hissetmeme hali,  Enfekte kemiğin üzerinde ağrılı, kırmızı ve şişmiş bir cilde sahip olmak. Çok küçük çocuklar, enfekte uzuv kullanmayı bırakabilir ve dokunulmasını engelleyebilir. Ayrıca telaşlı olabilirler veya daha az yiyebilirler. Gençler bir kaza veya yaralanmadan sonra osteomiyelit alma eğilimindedir. Yaralı bölge iyileştikten sonra tekrar acımaya başlayabilir. Osteomiyelite Ne Sebep Olur? Bakteriler kemikleri birkaç şekilde enfekte edebilir. Örneğin:Bakteriler, vücuttaki diğer enfekte bölgelerden kan dolaşımı yoluyla kemiğe geçebilir. Buna hematojen osteomiyelit denir. Çocukların kemik enfeksiyonlarına yakalanmasının en yaygın yolu budur. Bakteri bir yaraya girdiğinde ve kemiğe gittiğinde (bir yaralanma veya ameliyattan sonra olduğu gibi) doğrudan bir enfeksiyon meydana gelebilir. Açık kırıklar, en sık osteomiyelit gelişen yaralanmalardır. Bazen bakteriler yakındaki bir enfeksiyondan yayılabilir. Örneğin ciltte veya eklemde tedavi edilmeyen bir enfeksiyon kemiğe yayılabilir. Kemik İltihabı Kimlerde Görülür? Kemik iltihabı en çok 5 yaşın altındaki çocuklarda görülür. Ancak her yaşta meydana gelebilir. Erkekler, kızlardan neredeyse iki kat daha fazla bu durumdan etkilenir. Kemik İltihabı Bulaşıcı Mı? Hayır, kemik enfeksiyonları bulaşıcı değildir. Ancak osteomiyelite neden olan mikroplar bazen bir kişiden diğerine geçebilir. Osteomiyelit Nasıl Teşhis Edilir? Çocuğunuzun ateşi ve kemik ağrısı varsa hemen doktora gidin. Osteomiyelit saatler veya günler içinde kötüleşebilir ve tedavisi çok daha zor hale gelebilir. Doktorunuz fizik muayene yapacak ve ağrılı... --- ### Asperger Sendromu Nedir? > Asperger Sendromu, Otizm Spektrum Bozukluğu’nun (OSB) hafif formlarından biri olarak kabul edilen nörogelişimsel bir durumdur. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/asperger-sendromu-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Asperger Sendromu, Otizm Spektrum Bozukluğu’nun (OSB) hafif formlarından biri olarak kabul edilen nörogelişimsel bir durumdur. Sosyal etkileşimde zorluklar, sınırlı ilgi alanları ve tekrarlayan davranışlar Asperger Sendromu’nun en belirgin özelliklerindendir. Bu sendrom, genellikle erken çocukluk döneminde fark edilse de bazı bireylerde yetişkinlik dönemine kadar teşhis edilemeyebilir. Bu yazıda, Asperger Sendromu’nun belirtileri, nedenleri, tanı ve tedavi yöntemleri hakkında kapsamlı bilgi sunacağız. Asperger Sendromu Nedir? Asperger Sendromu, İsveçli psikiyatrist Hans Asperger tarafından tanımlanmış ve otizm spektrumunun daha hafif bir formu olarak kabul edilmiştir. Asperger Sendromu olan bireyler, çoğu zaman zihinsel veya dil gelişimi açısından yaşıtlarından geri kalmazlar. Bununla birlikte, sosyal etkileşim, duygusal farkındalık ve iletişimde yaşanan zorluklar belirgindir. Asperger Sendromu, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1992 yılında resmi olarak tanınmış olsa da 2013 yılında yapılan sınıflandırma değişikliği ile Otizm Spektrum Bozukluğu çatısı altında ele alınmaktadır. Asperger Sendromunun Belirtileri Nelerdir? Asperger Sendromu’nun belirtileri bireyler arasında farklılık gösterebilir, ancak genel olarak aşağıdaki belirtiler Asperger Sendromu olan bireylerde yaygındır: Sosyal Etkileşimde Zorluk: Asperger Sendromu olan bireyler, diğer insanlarla doğal bir şekilde etkileşim kurmakta zorlanabilir. Göz teması kurmaktan kaçınabilir ve beden dili gibi sosyal ipuçlarını anlamakta zorlanabilirler. Tekrarlayan Davranışlar: Belirli bir rutin veya düzene sıkı sıkıya bağlı kalmak Asperger Sendromu’nun önemli belirtilerindendir. Bu bireyler değişikliklere uyum sağlamakta zorlanabilirler. Sınırlı İlgi Alanları: Asperger Sendromu olan kişiler, genellikle belirli bir alanda yoğun ilgi ve bilgi sahibi olabilir. Bu ilgi alanları üzerine detaylı bilgi sahibi olabilir ve bu konuda sürekli konuşmak isteyebilirler. İletişim Sorunları: Asperger Sendromu olan bireyler, sözel ve sözel olmayan iletişimde zorluk yaşayabilirler. Mizah, ironi veya mecaz ifadeleri anlamakta... --- ### Zona Hastalığı > Halk dilinde ‘gece yanığı’ olarak da bilinen zona; genel anlamda ağrı ve ağrıdan birkaç gün sonrasında ortaya çıkan deri döküntüleriyle - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/zona-hastaligi - Kategoriler: Genel Halk dilinde ‘gece yanığı’ olarak da bilinen zona; genel anlamda ağrı ve ağrıdan birkaç gün sonrasında ortaya çıkan deri döküntüleriyle kendisini gösterir. Uzmanlar, zona hastalığının başlıca sebeplerini; bireylerin yaşlanması sonucunda bağışıklık sistemlerinin baskılanması ve bağışıklık sistemini zedeleyen kronik rahatsızlıkların ortaya çıkması olarak açıklamıştır. Zona hastalığında erken tanı, hastalığın ilerlemesinin önlenmesinde oldukça etkilidir. Göz çevresinde oluşan zonanın tedavi edilmemesi sonucunda kalıcı göz hasarları dahi oluşabilmektedir.  Zona Nedir? Ağrılı döküntüler ile kendisini gösteren viral bir enfeksiyondur. Bireyin bağışıklık sisteminin zayıflaması ya da yoğun stres ve depresyona bağlı sinir köklerindeki virüsün aktive olması halinde zona hastalığı ortaya çıkmaktadır. Virüs, bireyin vücuduna bir kez girdiğinde inaktif bir biçimde vücudunda bulunmaya devam edebilir ya da virüs aktif hale gelip hastalığın bireyin vücudunda çeşitli semptomlarla ortaya çıkmasına neden olabilir. Aktif hale gelmiş zona virüsü çoğunlukla vücudun; karın, yüz, sırt ve pelvis gibi spesifik bir noktasında tutulum gösterir. Bunun yanı sıra zona, genellikle bireyin gövdesinin sağ ya da sol bölgesini saran tekli kabarcık şeridi formunda ortaya çıkan bir deri hastalığıdır. Semptomlar arasında deri döküntüleri, şiddetli kaşıntı hissi ve ağrılı kabarcıklar görülür. Daha evvelinde suçiçeği hastalığını geçirmiş bireylerde görülme ihtimali daha yüksek olan zona hastalığı, genellikle 50 yaşının üstünde kişilerde ortaya çıkabilmektedir.  Zona Belirtileri Nelerdir? Çoğu vakada zona hastalığının belirtilerine bakıldığında, kişinin vücudunun tek bir bölümünde semptomların ortaya çıktığı görülür. Virüsün kişinin vücudundaki semptomları ele alındığında öncelikli olarak yanma, uyuşma, ağrı, kırmızı renkli döküntüler, karıncalanma, dokunmaya karşı hassasiyet, patladıktan sonra kabuklanan içi sıvı dolu kabarcıklar gözlemlenmektedir. Ender olarak birtakım vakalarda bu belirtilere ek olarak ışığa karşı duyarlılık, ateş,... --- ### Bulaşıcı Çocuk Hastalıkları > Bu yazımızda bulaşıcı çocuk hastalıkları ile ilgili merak edilen bazı hastalıkları sizler için yazdık. Çocuğunuzun hasta olmasına neden - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bulasici-cocuk-hastaliklari - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuğunuzun hasta olmasına neden olabilecek pek çok şey vardır. Buna bakteriler, virüsler ve parazitler dahildir. Ve her ebeveyn, bazı hastalıkların çocuktan çocuğa çok hızlı bir şekilde yayıldığını bilir. Çocuklar genellikle nesneleri ağızlarına götürürler. Ayrıca mikrop taşıyabilecek şeylere dokunduktan sonra ellerini yıkamazlar. Çocuklar ayrıca enfeksiyonlarla yetişkinler kadar iyi savaşamazlar; bu nedenle sık sık hastalanabilirler. Bu yazımızda bulaşıcı çocuk hastalıkları ile ilgili merak edilen bazı hastalıkları sizler için yazdık. Soğuk algınlığıÇocuklar soğuk algınlığına diğer bulaşıcı hastalıklardan daha fazla yakalanırlar. 200'den fazla virüs soğuk algınlığına veya üst solunum yolu enfeksiyonuna neden olabilir. Altı yaş ve daha küçük çocukların çoğu her yıl 6 ila 10 kez nezle olur. Daha büyük çocuklar genellikle daha az nezle olur. Çocuklar, hasta bir çocukla doğrudan temas yoluyla; birinin öksürmesi veya hapşırması nedeniyle nezle olabilir. Semptomlar yaklaşık iki gün içinde gelişir ve yaklaşık bir hafta içinde sona erer. Mide GribiBirçok virüs mide gribine veya viral gastroenterite neden olur. Ana semptomlar ishal, kusma, karın ağrısı ve ateştir. Mide gribi, beş yaşından küçük çocuklarda ishalin en yaygın nedenidir. Semptomların başlaması yaklaşık iki gün sürer ve yaklaşık 10 gün devam eder. Mide gribi olan çocuklar hızla susuz kalabilir. Bu nedenle çocuğunuzun doktoru ile irtibatta olmanız yararlı olacaktır. Mide gribi, mide gribi olan biriyle yakın temas halinde olunarak veya kontamine yiyecek ve içeceklerden yayılır. Bunu önlemenin en iyi yolu sık sık el yıkamadır. Pembe GözPembe göz veya konjonktivit, gözün iltihaplı kan damarlarının pembe görünmesine neden olur. Göz kaşınabilir, yanabilir, kabuklanabilir ve gözyaşı olabilir. Virüsler ve bakteriler pembe göze neden olur ve çocuktan çocuğa... --- ### Hazne Yıkama Tekniği > Çocuklarda kullanılan hazne (spacer) cihazının düzenli olarak temizlenmesi, cihazın hijyenik kalmasını sağlamak ve ilacın etkinliğini - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-10-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hazne-yikama-teknigi - Kategoriler: Çocuklarda Astım Alerji İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video  Çocuklarda kullanılan hazne (spacer) cihazının düzenli olarak temizlenmesi, cihazın hijyenik kalmasını sağlamak ve ilacın etkinliğini artırmak için önemlidir. Haznede biriken ilaç kalıntıları veya mikroorganizmalar, zamanla ilacın etkisini azaltabilir ve enfeksiyon riskini artırabilir. Aşağıda, çocuklarda hazne yıkama tekniğini adım adım açıklıyorum: Çocuklarda Hazne Yıkama Tekniği: 1. Cihazı Parçalarına Ayırın: Hazneyi sökün: Haznenin parçalarını birbirinden ayırın. Genellikle hazne, ağızlık veya maske ve hazne gövdesi gibi birkaç parçadan oluşur. İnhaleri ayırın: İnhaler cihazını hazneden çıkarın. İnhalerin kendisini suya daldırmamalısınız. 2. Ilık Sabunlu Su Hazırlayın: Yumuşak bir sabun kullanın: Bir kapta ılık su ve yumuşak bir bulaşık deterjanı kullanarak sabunlu su hazırlayın. Aşındırıcı veya kimyasal içeren temizlik maddeleri kullanmaktan kaçının. Su sıcaklığını kontrol edin: Suyun sıcak olmadığından emin olun, ılık su kullanımı yeterlidir. 3. Hazneyi Yıkayın: Hazneyi sabunlu suya batırın: Haznenin tüm parçalarını (maske, ağızlık ve hazne gövdesi) sabunlu suya daldırın. Ağızlık ve maskede birikmiş kalıntıları dikkatlice temizleyin. Yumuşak bir sünger veya bez kullanın: Eğer parçaların üzerinde görünür bir kir varsa, yumuşak bir sünger veya bez yardımıyla nazikçe temizleyin. Fırça veya sert bir temizleme aracı kullanmaktan kaçının, çünkü bu cihazın yüzeyine zarar verebilir. 4. Bol Su ile Durulayın: Tüm parçaları iyice durulayın: Haznedeki sabun kalıntılarını tamamen çıkarmak için tüm parçaları bol suyla durulayın. Sabun kalıntıları, ilacın hazne içinde düzgün şekilde dağılmasını engelleyebilir. 5. Doğal Yolla Kurutun: Parçaları havada kurutun: Tüm parçaları temiz bir havluya serin ve havada kurumalarını sağlayın. Haznenin iç kısmını havluyla kurulamayın, çünkü bu cihazın yüzeyine zarar verebilir veya statik elektrik oluşumuna neden olabilir. Tamamen kuru olduğundan emin olun: Parçalar tamamen... --- ### Bebeklerde Konak Neden Olur ve Nasıl Geçer? > Bebeklerde konak, genellikle zararsız bir durumdur ve ilk aylarda kendiliğinden geçer. Doğru bakım ve nazik temizlikle, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebeklerde-konak - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Konak, tıbbi adıyla seboreik dermatit, bebeklerin saç derisinde, bazen de kaşlar, alın, kulak arkası ve vücudun diğer bölgelerinde görülen sarımsı, kabuklu, yağlı bir deri döküntüsüdür. Yenidoğan ve küçük bebeklerde yaygın olan konak, genellikle ilk birkaç ay içinde ortaya çıkar ve zararsızdır. Konak, cildin aşırı yağ üretmesi sonucu oluşur ve bulaşıcı ya da alerjik bir durum değildir. Bebeklerde Konak Neden Olur? Konak, bebeklerde genellikle zararsız bir cilt durumudur. Ancak nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı faktörlerin bu durumu tetiklediği düşünülmektedir. İşte bebeklerde konağın oluşmasının başlıca nedenleri: 1. Anne Hormonlarının Etkisi Doğumdan sonra, annenin hormonlarının etkisi bebekte devam edebilir. Bu hormonlar, bebeğin yağ bezlerini uyararak fazla miktarda yağ (sebum) üretimine neden olabilir. Fazla yağ, ölü deri hücreleriyle birleşerek konağa yol açar. 2. Cildin Yağlanması Bebeklerin cildi hassas ve yağ bezleri henüz tam olarak olgunlaşmamıştır. Bu durum, ciltte aşırı yağlanma ve kabuklanmaya yol açabilir. 3. Malassezia Mantarı Ciltte doğal olarak bulunan bir mantar türü olan Malassezia, yağlı ortamda büyüyebilir ve konağa neden olabilir. Ancak bu mantar genellikle zararsızdır ve bağışıklık sistemi ile ilgili bir sorun oluşturmaz. 4. Genetik Faktörler Bazı bebeklerde genetik yatkınlık nedeniyle cilt daha yağlı olabilir ve bu durum konağın ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. 5. Dış Etkenler Bazı bebeklerde konak, cilt bakımı ürünlerine veya hava koşullarına duyarlılık nedeniyle de oluşabilir. Özellikle nemli veya soğuk hava, konağın belirginleşmesine yol açabilir. Bebeklerde Konak Belirtileri Nelerdir? Konağın belirtileri genellikle kolayca fark edilir ve hafif ile orta şiddet arasında değişebilir. İşte bebeklerde konağın yaygın belirtileri: Yağlı ve Kabuklu Deri: Saç derisinde sarımsı veya beyaz, kalın kabuklar... --- ### Çocuklarda Bağışıklığı Güçlendirmek İçin Öneriler > Çocuklarda güçlü bir bağışıklık sistemi, enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı koruma sağlar. Özellikle okul döneminde çocuklar kalabalık - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-11 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-bagisikligi-guclendirmek-icin-oneriler - Kategoriler: Çocuk Beslenmesi Çocuklarda güçlü bir bağışıklık sistemi, enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı koruma sağlar. Özellikle okul döneminde çocuklar kalabalık ortamlarda daha sık bulunur, bu da hastalıklara yakalanma riskini artırır. Çocukların sağlıklı bir bağışıklık sistemine sahip olması, onların sağlıklı büyüme ve gelişmelerini destekler. Bu rehberde, çocukların bağışıklığını güçlendirmek için doğal yollar ve sağlıklı öneriler üzerinde duracağız. 1. Dengeli ve Besleyici Bir Diyet Bağışıklık sisteminin güçlenmesi için temel ihtiyaç, dengeli ve zengin bir beslenmedir. Çocukların günlük diyetinde, bağışıklığı destekleyen vitamin ve minerallerin bulunması önemlidir. C Vitamini Kaynakları: Portakal, çilek, kivi, biber ve brokoli gibi yiyecekler bağışıklık sistemini güçlendiren C vitamini açısından zengindir. A Vitamini Kaynakları: Havuç, tatlı patates ve yeşil yapraklı sebzeler gibi A vitamini içeren besinler, bağışıklık hücrelerinin gelişimini destekler. E Vitamini Kaynakları: Badem, ceviz, fındık gibi kuruyemişler, antioksidan özellikleri ile vücut direncini artırır. Demir ve Çinko: Demir ve çinko, bağışıklık sisteminin fonksiyonlarında önemli role sahiptir. Kırmızı et, baklagiller ve tam tahıllar bu mineralleri içerir. Çocukların öğünlerinin protein, lif, vitamin ve mineraller bakımından zengin olması sağlanmalıdır. Fast food ve işlenmiş gıdalardan uzak durmak, bağışıklık için faydalıdır. 2. Düzenli Uyku Düzeni Uyku, bağışıklık sistemini güçlendiren önemli bir faktördür. Yetersiz uyku, bağışıklık hücrelerinin aktivitesini azaltarak çocukların enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale gelmesine yol açabilir. Çocuklar için önerilen uyku süreleri: Bebekler (0-1 yaş): 14-17 saat Okul öncesi çocuklar (3-5 yaş): 10-13 saat Okul çağındaki çocuklar (6-12 yaş): 9-11 saat Çocukların uyku düzenine dikkat ederek sağlıklı bir bağışıklık sistemini desteklemek mümkündür. 3. Egzersiz ve Fiziksel Aktivite Düzenli egzersiz, çocukların bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur. Egzersiz, kan dolaşımını artırarak... --- ### Strese Bağlı Egzama Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Strese bağlı egzama, modern yaşamın giderek artan bir sorunu haline gelmiştir. Günlük hayatta karşılaşılan stres - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/egzama-ve-stres-arasindaki-baglanti-nedir - Kategoriler: Egzama Strese bağlı egzama, modern yaşamın giderek artan bir sorunu haline gelmiştir. Günlük hayatta karşılaşılan stres faktörleri, cilt üzerinde olumsuz etkiler yaratarak egzama semptomlarını tetikleyebilir veya mevcut egzama durumunu kötüleştirebilir. Stresin cilt sağlığı üzerindeki etkileri hakkında farkındalık yaratmak, bu rahatsızlığın önlenmesi ve tedavi edilmesi açısından kritik öneme sahiptir. İşte strese bağlı egzama hakkında kapsamlı bir rehber. Strese Bağlı Egzama Nedir? Egzama, cildin iltihaplanmasıyla karakterize edilen bir deri hastalığıdır. Genellikle kaşıntı, kızarıklık ve cilt kuruluğu gibi belirtilerle kendini gösterir. Stresin, bağışıklık sistemi ve cilt bariyeri üzerindeki etkileri nedeniyle egzama semptomlarını tetikleyebildiği bilinmektedir. Strese bağlı egzama, özellikle atopik dermatit, kontakt dermatit veya nörodermatit gibi egzama türlerinde daha sık görülür. Strese Bağlı Egzamanın Belirtileri Strese bağlı egzama, genellikle diğer egzama türleriyle benzer semptomlara sahiptir. Ancak bu belirtiler, stresin yoğun olduğu dönemlerde daha belirgin hale gelir. Yaygın belirtiler şu şekilde sıralanabilir: 1. Yoğun Kaşıntı Strese bağlı egzamanın en yaygın belirtisi kaşıntıdır. Stres, cildin hassasiyetini artırarak kaşıntının daha yoğun ve dayanılmaz hale gelmesine neden olabilir. Kaşıma, ciltte tahrişe ve hatta yaralara yol açabilir. 2. Kızarıklık ve Şişlik Egzama genellikle ciltte kızarıklık ve hafif şişlikle başlar. Stresin etkisiyle bu kızarıklıklar belirginleşebilir ve ciltte hassasiyet artabilir. 3. Kuru ve Pullanan Cilt Ciltteki kuruluk ve pullanma, stresin cilt bariyerini zayıflatmasıyla şiddetlenir. Bu durum, cildin nem tutma kapasitesini azaltarak çatlakların oluşmasına neden olabilir. 4. Ciltte Kabarcıklar ve Sızıntı Bazı durumlarda egzama bölgelerinde sıvı dolu küçük kabarcıklar oluşur. Bu kabarcıklar patladığında, ciltte sızıntı ve enfeksiyon riski ortaya çıkabilir. 5. Cilt Kalınlaşması Uzun süreli kaşıma, ciltte kalınlaşma ve sertleşmeye (likenifikasyon) yol açabilir.... --- ### Astım Krizi Ölümcül Olabilir Mi? > Astım Krizi Ölümcül Olabilir Mi? Astım, hava yollarını etkileyen uzun süreli bir solunum rahatsızlığıdır. Astımı olan kişilerde - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-krizi-olumcul-olabilir-mi - Kategoriler: Astım Astım, hava yollarını etkileyen uzun süreli bir solunum rahatsızlığıdır. Astımı olan kişilerde, bir atak sırasında daralıp sıkılaşan iltihaplı hava yolları vardır. Bu, akciğerlere ulaşabilen oksijen miktarını kısıtlayarak nefes almayı çok zor ve bazen imkansız hale getirir. Astım atakları ölümcül olabilir. Bununla birlikte, astımı olan çoğu insan, ciddi hastalık veya ölümden kaçınmak için durumlarını yönetebilir. Geçmişte astım krizi geçiren kişilerin daha fazla atak geçirme olasılığı daha yüksektir. Bir astım atağını önlemenin en iyi yolu, astım yönetim programına bağlı kalmak ve bir ataktan önce gelebilecek uyarı işaretlerinin farkında olmaktır. Astım atakları ölümcül olabilir mi? Bazı durumlarda astım atakları ölümcül olabilir. Hava yolları ciddi şekilde iltihaplanıp daraldığında, akciğerlere yeterli oksijen sağlayamazlar. Mukus ve balgam da solunum yollarını doldurarak nefes almayı daha da kısıtlayabilir. Astımlı çoğu insan, tetikleyicilerden kaçınarak, astımlarını kontrol altına almak için ilaç alarak ve astım semptomları kötüleştiğinde ilaç alarak durumlarını kontrol altında tutabilir. Astım krizi belirtileri nelerdir? Astım krizinin ana belirtileri şunlardır: Artan hırıltı ve öksürük Göğüste sıkışma hissi,  Nefes darlığı ve kolayca yorulma hissi, Daha hızlı nefes alma veya yeterince hava alamama hissi, Her 4 saatte bir hızlı bir rahatlama inhaleri kullanmaya ihtiyaç duyma. Bir kişi astım krizi geçirirken tüm bu semptomlara sahip olmayabilir. Hafif astım ataklarını tedavi etmek için, bir kişi bir kurtarma inhalerinden ilaç alabilir ve ataklarını dakikalar içinde kontrol altına alabilir. Daha şiddetli ataklar için kurtarma ilaçları çalışmayabilir veya mevcut semptomlara yardımcı olmak için yeterli olmayabilir. Bu durumlarda hastalar derhal tıbbi tedaviye başvurmalıdır. Ne zaman acil yardım almalıyım? Astımı olan biri aşağıdaki durumlarda acil tıbbi tedavi almalıdır:... --- ### Bebeklerde Bağırsak Düğümlenmesi (İnvajinasyon) Nedir? > Bebeklerde bağırsak düğümlenmesi, tıp dilinde "invajinasyon" olarak adlandırılan ciddi bir bağırsak rahatsızlığıdır. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-15 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-bagirsak-dugumlenmesi-invajinasyon-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde bağırsak düğümlenmesi, tıp dilinde "invajinasyon" olarak adlandırılan ciddi bir bağırsak rahatsızlığıdır. Bu durum, bir bağırsak segmentinin diğer bir segmentin içine teleskop gibi girmesiyle oluşur. Bebeklerde görülen bağırsak düğümlenmesi, acil müdahale gerektiren bir durumdur ve genellikle 6 ay ila 2 yaş arasındaki çocuklarda daha sık görülür. Bu yazıda, invajinasyonun belirtilerini, nedenlerini, teşhis ve tedavi yöntemlerini detaylı bir şekilde ele alacağız. Bağırsak Düğümlenmesi (İnvajinasyon) Nedir? İnvajinasyon, bir bağırsak segmentinin kendisinden sonraki bağırsak segmentinin içine girmesiyle oluşur. Bu durum, bağırsaklarda tıkanıklığa neden olur ve kan dolaşımını etkileyerek ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bağırsak düğümlenmesi genellikle ince bağırsak ile kalın bağırsak birleşiminde meydana gelir. Bu tıkanıklık, sindirim sistemi işlevlerini bozar ve tedavi edilmezse ciddi komplikasyonlara neden olabilir. İnvajinasyonun Nedenleri Bebeklerde invajinasyonun kesin nedeni her zaman belirlenemeyebilir. Ancak, aşağıdaki faktörlerin bu duruma yol açabileceği düşünülmektedir: Viral Enfeksiyonlar: Özellikle solunum yolu enfeksiyonları, bağırsakların lenf dokusunu etkileyerek düğümlenme riskini artırabilir. Lenfatik Doku Büyümesi: Bağırsaklardaki lenf düğümlerinin büyümesi, bağırsak hareketlerini etkileyerek invajinasyona neden olabilir. Doğumsal Anomaliler: Bazı bebeklerde bağırsak yapısındaki doğuştan gelen anormallikler invajinasyon riskini artırabilir. Polipler veya Tümörler: Nadiren de olsa, bağırsakta bulunan polipler veya tümörler düğümlenmeye yol açabilir. Beslenme Geçişleri: Anne sütünden ek gıdalara geçiş sırasında bağırsak hareketlerinde meydana gelen değişiklikler de bir risk faktörü olabilir. İnvajinasyonun Belirtileri Bağırsak düğümlenmesi belirtileri genellikle aniden başlar ve oldukça şiddetlidir. Aşağıdaki belirtiler invajinasyona işaret edebilir: Karın Ağrısı: Bebeğinizin aniden başlayan ve aralıklarla gelen şiddetli karın ağrısı çektiğini fark edebilirsiniz. Bebek, ağrı sırasında bacaklarını karnına çekebilir. Kusma: Bebeğinizde sürekli veya aralıklı kusma görülebilir. Kusmuk genellikle safralı (yeşil veya sarı)... --- ### Liken Planus Nedir? Belirtileri ve Tedavisi > Liken planus, cilt ve mukozal yüzeyleri etkileyen kronik, inflamatuar bir deri hastalığıdır. Genellikle kaşıntılı, morumsu renkli, düz - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/liken-planus-nedir-belirtileri-ve-tedavisi-nasil-yapilir - Kategoriler: Çocuk Alerji Hastalıkları Liken planus, cilt ve mukozal yüzeyleri etkileyen kronik, inflamatuar bir deri hastalığıdır. Genellikle kaşıntılı, morumsu renkli, düz yüzeyli döküntülerle karakterizedir. Hastalık, bağışıklık sisteminin cilt hücrelerine saldırması sonucu ortaya çıkar ve vücudun farklı bölgelerinde görülebilir. Liken planus, bulaşıcı değildir ve her yaşta ortaya çıkabilir, ancak yetişkinlerde daha sık görülür. Liken Planusun Nedenleri Liken planusun kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir, ancak bağışıklık sisteminin yanlışlıkla sağlıklı cilt hücrelerine saldırmasıyla oluştuğu düşünülmektedir. Bazı tetikleyici faktörler şunlardır: Bağışıklık Sistemi Bozuklukları: Otoimmün bir reaksiyon sonucu bağışıklık sistemi cilt hücrelerine zarar verir. Genetik Yatkınlık: Ailede liken planus öyküsü olan kişilerde risk artabilir. Viral Enfeksiyonlar: Hepatit C gibi bazı viral enfeksiyonlar hastalığı tetikleyebilir. İlaçlar: Bazı ilaçlar (tansiyon ilaçları, altın tuzları, antimalaryal ilaçlar) liken planus benzeri döküntülere neden olabilir. Alerjenler ve Kimyasallar: Cilt bakım ürünleri veya kimyasallara maruz kalma hastalığı başlatabilir. Liken Planusun Belirtileri Liken planusun belirtileri, etkilenen bölgeye ve hastalığın şiddetine göre değişebilir: Cilt Belirtileri Morumsu Döküntüler: Özellikle bilekler, ayak bilekleri, alt sırt ve genital bölgede görülür. Kaşıntı: Döküntüler genellikle yoğun kaşıntıya neden olur. Düz ve Parlak Lezyonlar: Lezyonlar genellikle düz yüzeyli ve parlaktır. Kabarcıklar: Nadiren sıvı dolu kabarcıklar oluşabilir. Ağız İçi Belirtileri (Oral Liken Planus) Beyaz Dantelimsi Lekeler: Yanakların iç kısmında, dilde ve diş etlerinde beyaz, ağrısız lezyonlar. Ağrılı Yaralar: Bazı durumlarda ağız içinde ağrılı yaralar ve yanma hissi oluşabilir. Tat Değişiklikleri: Tat alma duyusunda değişiklikler görülebilir. Saçlı Deri Belirtileri Saç Dökülmesi: Saçlı derideki inflamasyon saç kaybına yol açabilir. Kızarıklık ve Pullanma: Saç derisinde kızarıklık ve kepeklenme olabilir. Tırnak Belirtileri Tırnaklarda İncelme ve Çatlama: Tırnak yapısında bozulmalar.... --- ### Strep A Enfeksiyonu Nedir? Belirtileri Nelerdir? > Strep A enfeksiyonu, halk arasında "boğaz enfeksiyonu" olarak bilinen, A grubu streptokok bakterilerinin (Streptococcus pyogenes) neden olduğu - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/strep-a-enfeksiyonu-nedir-belirtileri-nelerdir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Strep A enfeksiyonu, halk arasında "boğaz enfeksiyonu" olarak bilinen, A grubu streptokok bakterilerinin (Streptococcus pyogenes) neden olduğu bir bakteriyel enfeksiyondur. Bu bakteri, boğaz enfeksiyonlarının yanı sıra cilt enfeksiyonlarına ve daha ciddi komplikasyonlara yol açabilen farklı enfeksiyon türlerine de neden olabilir. Özellikle çocuklar ve gençlerde sıkça görülen Strep A enfeksiyonu, bulaşıcı bir hastalıktır ve erken teşhis edilip tedavi edilmezse ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu yazıda, Strep A enfeksiyonunun belirtilerini, nedenlerini, teşhis ve tedavi yöntemlerini detaylı olarak inceleyeceğiz. Strep A Enfeksiyonu Nedir? Strep A enfeksiyonu, Streptococcus pyogenes adlı bakterinin neden olduğu bir enfeksiyondur. Bu enfeksiyon türü genellikle boğaz enfeksiyonu olarak ortaya çıkar ve "strep boğazı" olarak da adlandırılır. Bununla birlikte, cilt enfeksiyonları, impetigo (bir tür deri enfeksiyonu), erizipel ve hatta kızıl hastalığı gibi farklı sağlık sorunlarına da yol açabilir. A grubu streptokok bakterileri, boğaz ağrısı, bademcik iltihabı ve diğer solunum yolu enfeksiyonlarıyla kendini gösterir. Bu bakteri, damlacık yoluyla (öksürük veya hapşırma) kolayca yayılır ve özellikle kalabalık ortamlarda hızla bulaşabilir. Strep A Enfeksiyonunun Nedenleri Strep A enfeksiyonunun ana nedeni, Streptococcus pyogenes bakterisinin vücuda girmesidir. Bakteri, enfekte bir kişinin öksürmesi veya hapşırması yoluyla çevreye yayılır. Ortak kullanılan nesneler (bardak, kaşık, oyuncak) veya yüzeylerle temas ederek de bulaşabilir. Aşağıdaki durumlar Strep A enfeksiyonu riskini artırabilir: Kalabalık Ortamlar: Okullar, bakım evleri ve toplu yaşam alanları gibi kalabalık ortamlarda hastalık daha kolay yayılır. Zayıflamış Bağışıklık Sistemi: Bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler, bu bakteriye karşı daha hassas olabilir. Hijyen Eksikliği: Ellerin sık yıkanmaması, enfekte yüzeylere temas gibi hijyen eksikliği hastalığın yayılma riskini artırır. Strep A Enfeksiyonunun Belirtileri... --- ### Çocuklarda Antibiyotik Kullanımı ve Yan Etkileri > Bu içerikte, çocuklarda antibiyotik kullanımı doğru şekilde yapılması, olası yan etkiler, antibiyotik direnci ve dikkat edilmesi gereken - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-antibiyotik-kullanimi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Antibiyotikler, bakteriyel enfeksiyonlarla savaşmak için kullanılan ilaçlardır ve çocuk sağlığında önemli bir yere sahiptir. Ancak, antibiyotiklerin yanlış veya gereksiz kullanımı, çocuklarda ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu içerikte, çocuklarda antibiyotik kullanımı doğru şekilde yapılması, olası yan etkiler, antibiyotik direnci ve dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi vereceğiz. Antibiyotik Nedir ve Nasıl Çalışır? Antibiyotikler, bakterilerin çoğalmasını engelleyen veya yok eden ilaçlardır. Virüs kaynaklı enfeksiyonlarda etkili olmayan antibiyotikler, yalnızca bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde kullanılır. Çocuklarda boğaz enfeksiyonu, kulak iltihabı, sinüzit veya zatürre gibi bakteriyel hastalıkların tedavisinde antibiyotikler sıkça kullanılır. Antibiyotiklerin doğru şekilde kullanılması, enfeksiyonun hızla iyileşmesine ve komplikasyonların önlenmesine yardımcı olur. Çocuklarda Antibiyotik Kullanımının Sık Görülen Nedenleri Çocuklarda antibiyotik kullanımı yaygın olarak aşağıdaki durumlarda önerilir: Orta Kulak İltihabı (Otitis Media): Kulak ağrısı, ateş ve işitme kaybına yol açan kulak iltihabı, bakteriyel olduğunda antibiyotik tedavisi gerektirebilir. Bakteriyel Boğaz Enfeksiyonu (Strep Boğazı): Beta hemolitik streptokok bakterisinin neden olduğu boğaz enfeksiyonlarında antibiyotik kullanımı yaygındır. Sinüzit: Sinüslerde bakteriyel enfeksiyon olduğunda antibiyotik tedavisi gerekebilir. Zatürre: Bakteriyel kaynaklı zatürre, çocuklarda ciddi bir sağlık sorunudur ve antibiyotik tedavisi gerektirir. Bu gibi durumlarda doktor, enfeksiyonun nedenini belirlemek için testler yapar ve antibiyotik kullanımının gerekli olup olmadığına karar verir. Çocuklarda Antibiyotik Kullanımı Hangi Durumlarda Gerekli Değildir? Çoğu solunum yolu enfeksiyonu, grip veya soğuk algınlığı gibi hastalıklar virüslerden kaynaklanır ve antibiyotik tedavisi gerektirmez. Antibiyotiklerin bu hastalıklarda etkili olmaması nedeniyle gereksiz kullanımı zararlıdır. Antibiyotiklerin gereksiz yere kullanılması şu durumlarda önerilmez: Grip ve Soğuk Algınlığı: Bu hastalıklar virüs kaynaklı olduğu için antibiyotiklerle tedavi edilemez. Viral Enfeksiyonlar: Çocuklarda sıklıkla görülen bazı bağırsak enfeksiyonları ve üst solunum... --- ### Yetişkinlerde Adrenalin Oto-Enjektörü Kullanma Tekniği > Adrenalin oto-enjektörü, özellikle ciddi alerjik reaksiyonlarda (anafilaksi) acil tedavi olarak kullanılan bir cihazdır. Yetişkinlerde - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-10-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-adrenalin-oto-enjektor-kullanma-teknigi - Kategoriler: Yetişkinlerde Astım İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video Adrenalin oto-enjektörü, özellikle ciddi alerjik reaksiyonlarda (anafilaksi) acil tedavi olarak kullanılan bir cihazdır. Yetişkinlerde adrenalin oto-enjektörünün nasıl kullanılacağını adım adım açıklıyoruz: Adrenalin Oto-Enjektör Kullanımı Adımları: 1. Hazırlık: Durumun ciddiyetini değerlendirin: Adrenalin oto-enjektörü, ciddi bir alerjik reaksiyon (anafilaksi) belirtisi olan nefes darlığı, hırıltılı solunum, boğazda şişme, ciltte kızarma, kaşıntı, mide bulantısı, tansiyon düşüklüğü gibi durumlar karşısında kullanılmalıdır. Cihazı çıkarın: Oto-enjektörü koruyucu kılıfından çıkarın. 2. Cihazı Tutma: Oto-enjektörü doğru şekilde tutun: Enjektörün ucu (iğne çıkacak olan taraf) aşağıya bakacak şekilde cihazı sıkıca kavrayın. Baş parmağınız ve diğer parmaklarınızla ortasından tutun, iğnenin çıkacağı uca dokunmayın. Kapakları çıkarın: Cihazın genellikle bir ya da iki ucunda koruyucu kapak bulunur. Bu kapakları çıkararak oto-enjektörü kullanıma hazırlayın. 3. Uygulama: Bacak kasına yerleştirin: Oto-enjektörün iğne ucunu uyluk kasının dış kısmına (üst bacak) yerleştirin. Giysilerin üzerinden de uygulanabilir, bacağı açmanıza gerek yoktur. İğneyi batırın: Oto-enjektörü dik tutarak güçlü bir şekilde bacağın dış kısmına bastırın. Cihaz otomatik olarak iğneyi deriye batırır ve adrenalini enjekte eder. 10 saniye bekleyin: İğnenin içeri girmesinden sonra oto-enjektörü sabit tutun ve ilacın tamamen enjekte edilmesi için 10 saniye kadar bekleyin. 4. Cihazı Çıkarma: Enjektörü çıkarın: İğneyi bacağınızdan çıkarın. Enjektörün ucu otomatik olarak kapanacaktır (bazı oto-enjektörlerde bu işlem kendiliğinden gerçekleşir, bazıları manuel olarak yapılır). Masaj yapın: İlacın daha iyi emilmesi için uygulama yaptığınız bölgeye hafifçe masaj yapabilirsiniz. 5. Tıbbi Yardım Alın: Acil servisi arayın: Adrenalin oto-enjektörü geçici bir tedavi sağlar, bu nedenle hemen 112’yi arayın veya en yakın acil servise gidin. Oto-enjektör uygulamasından sonra tıbbi müdahale şarttır. İkinci doz: Eğer belirtiler düzelmezse ve 5-10 dakika içinde... --- ### Bebeklerin Elleri Neden Soğuk Olur? > Bebeklerin ellerinin soğuk olması genellikle geçici bir durumdur ve bebek büyüdükçe dolaşım sistemi geliştiği için bu durum düzelir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerin-elleri-neden-soguk-olur - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde soğuk eller, ebeveynler için genellikle endişe kaynağı olsa da, bu durum çoğu zaman normal ve zararsızdır. Yenidoğanların ve bebeklerin dolaşım sistemleri tam anlamıyla olgunlaşmadığı için elleri ve ayakları diğer vücut bölgelerine göre daha soğuk olabilir. Bu, bebeğin vücut sıcaklığını düzenlemeyi öğrenmesinin bir parçasıdır. Bebeklerin ellerinin soğuk olması genellikle geçici bir durumdur ve bebek büyüdükçe dolaşım sistemi geliştiği için bu durum düzelir. Ancak, nadir durumlarda, soğuk eller bir sağlık sorununun işareti olabilir. Bu yazıda, bebeklerde soğuk ellerin nedenlerini, ne zaman endişelenmeniz gerektiğini ve bu durumla nasıl başa çıkacağınızı ele alacağız. Bebeklerde Soğuk Ellerin Yaygın Nedenleri 1. Olgunlaşmamış Dolaşım Sistemi Bebeklerin dolaşım sistemi doğumdan hemen sonra tam anlamıyla olgunlaşmaz. Bu durum, bebeğin vücudunun merkezi bölgelerine kan akışını önceliklendirdiği anlamına gelir. Bu nedenle, eller ve ayaklar gibi uç noktalara yeterince kan gitmeyebilir ve bu bölgeler daha soğuk hissedilebilir. 2. Ortam Sıcaklığı Bebeğinizin bulunduğu ortamın sıcaklığı, ellerinin sıcaklığı üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olabilir. Özellikle soğuk havalarda, eller daha soğuk hissedilebilir. Bebeklerin termoregülasyon (vücut sıcaklığını düzenleme) mekanizmaları yetişkinlere göre daha az gelişmiştir, bu yüzden soğuk ortamdan daha fazla etkilenirler. 3. Uyku Sırasında Düşük Aktivite Bebekler uyurken, vücutları daha az hareket eder ve metabolizma hızı düşer. Bu durum, kan dolaşımını yavaşlatabilir ve ellerin soğumasına neden olabilir. Uyku sırasında soğuk eller genellikle normal bir durumdur. 4. Kan Akışı Önceliği Bebeğin vücudu, hayati organların sıcaklığını korumak için kan akışını önceliklendirir. Bu nedenle, eller ve ayaklar gibi uç bölgelerde kan dolaşımı azalabilir ve bu bölgeler daha soğuk hissedilebilir. Bebeklerde Soğuk Ellerin Normal Olduğunu Gösteren İşaretler Bebeklerde soğuk... --- ### Bebek ve Çocuklarda Demir Eksikliğine Ne İyi Gelir? > Demir eksikliği, özellikle bebeklik ve çocukluk döneminde sık karşılaşılan bir durum olup, dikkat eksikliği - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-demir-eksikligine-iyi-gelen-gidalar - Kategoriler: Çocuk Beslenmesi Demir, bebeklerin ve çocukların sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için kritik bir mineraldir. Vücutta oksijen taşınmasında önemli rol oynar ve bağışıklık sistemini destekler. Demir eksikliği, özellikle bebeklik ve çocukluk döneminde sık karşılaşılan bir durum olup, dikkat eksikliği, halsizlik, soluk cilt gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Bu içerikte, bebek ve çocuklarda demir eksikliğini önlemek ve gidermek için sağlıklı yöntemler ve demir açısından zengin besinler hakkında bilgi vereceğiz. Demir Eksikliği Nedir? Demir eksikliği, vücutta yeterli miktarda demirin bulunmadığı bir durumdur. Bu durum hemoglobin üretimini azaltır, bu da kanın oksijen taşıma kapasitesini düşürür. Bebeklerde ve çocuklarda demir eksikliği, fiziksel ve zihinsel gelişim üzerinde olumsuz etkiler yapabilir. Ayrıca bağışıklık sistemi zayıflayarak enfeksiyonlara karşı hassasiyet artabilir. Bebek ve Çocuklarda Demir Eksikliğinin Belirtileri Sürekli halsizlik ve yorgunluk Soluk cilt İştahsızlık Konsantrasyon güçlüğü Gelişim gerilikleri Sık sık hastalanma Tırnaklarda zayıflık Bu belirtiler görüldüğünde doktora başvurulmalı ve gerekli testlerle demir eksikliği teşhisi konulmalıdır. Bebek ve Çocuklarda Demir Eksikliğine İyi Gelen Besinler Demir eksikliği durumunda, demir açısından zengin besinlerin tüketilmesi önemlidir. İşte bebek ve çocuklarda demir eksikliğine iyi gelen bazı besinler: 1. Kırmızı Et Kırmızı et, demir açısından en zengin besin kaynaklarından biridir. Özellikle karaciğer, yoğun miktarda demir içerir ve çocukların ihtiyacını karşılamada oldukça etkilidir. Ancak karaciğer gibi sakatatlar haftada bir tüketilmeli, aşırı tüketilmemelidir. Nasıl Verilir? : Kırmızı et, püre halinde bebeklere verilebilir, daha büyük çocuklara ızgara veya fırında hazırlanarak sunulabilir. 2. Yeşil Yapraklı Sebzeler Ispanak, pazı ve roka gibi yeşil yapraklı sebzeler, bitkisel demir kaynağıdır. Ancak bu tür sebzelerde bulunan demirin vücut tarafından emilimi, hayvansal kaynaklı demire göre daha düşüktür.... --- ### Astım Hırıltısı Nedir? Hırıltılı Solunum > Astım hırıltısı, bir kişi akciğerlerdeki daralmış hava yollarından nefes aldığında meydana gelen ıslık sesidir. Hava yolu astarının - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-hiriltisi-nedir - Kategoriler: Astım Astım hırıltısı, astım hastalarının nefes alıp verirken duyduğu yüksek frekanslı, ince bir sestir. Bu hırıltı, solunum yollarının daralması ve hava akışının zorlaşması nedeniyle oluşur. Genellikle astım krizi sırasında veya solunum yolu iltihaplandığında ortaya çıkar. Hırıltı, astımın en yaygın belirtilerinden biri olup, astım tanısında ve tedavi sürecinde önemli bir yer tutar. Astım hırıltısını ve bu durumu hafifletme yollarını öğrenmek, hastaların nefes almasını kolaylaştırabilir ve yaşam kalitesini artırabilir. Astım Hırıltısı Nedir? Astım hırıltısı, nefes alırken veya verirken duyulan ince ve tiz bir sestir. Solunum yollarındaki iltihaplanma veya daralma sonucunda ortaya çıkar. Hava yolları daraldığında, akciğerlere girip çıkan hava sıkışır ve bu durumda hırıltılı bir ses oluşur. Hırıltı genellikle göğsün derinliklerinden veya akciğerlerden gelir ve çoğunlukla nefes verirken duyulur. Hırıltının şiddeti astım atağının yoğunluğuna göre değişebilir ve astım hastaları bu sesi kendileri de fark edebilir. Astım Hırıltısının Belirtileri Astım hırıltısı ile birlikte diğer astım belirtileri de görülebilir. Hırıltı ile ortaya çıkan bazı yaygın belirtiler şunlardır: Göğüs Sıkışması: Astım hırıltısı sırasında göğüste bir baskı hissedilebilir. Nefes Darlığı: Hırıltı, solunum yollarının daralmasıyla oluştuğundan nefes almak zorlaşır. Kuru Öksürük: Hırıltıya sıklıkla kuru öksürük eşlik eder. Bu öksürük, özellikle gece artış gösterebilir. Nefes Almada Güçlük: Hava akışının zorlaşması nedeniyle nefes almak zorlaşır ve hırıltı bu durumda daha belirgin hale gelir. Bu belirtiler, astım hırıltısının yaygın göstergelerindendir. Eğer bu semptomları sık yaşıyorsanız, bir uzman hekime başvurarak astım değerlendirmesi yaptırmanız faydalı olabilir. Hırıltılı Solunumun Nedenleri Nelerdir? Hırıltılı solunumun birçok nedeni olabilir. Astım, hırıltılı solunumun en yaygın nedenlerinden biri olsa da, diğer bazı faktörler de bu duruma yol açabilir: Alerjik... --- ### Astım İlaçları Hakkında Bilinmesi Gerekenler > Astım ilaçları herkesin vereceği tepki değişebilir. Bu nedenle size en uygun tedaviyi belirlemek için doktorunuzla görüşmeniz gerekir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/astim-ilaclari-hakkinda-bilinmesi-gerekenler - Kategoriler: Astım Astım, solunum yollarında daralmaya ve iltihaplanmaya neden olan kronik bir hastalıktır. Astım hastaları için ilaç tedavisi, solunum yollarını rahatlatmak ve astım krizlerini önlemek amacıyla hayati önem taşır. Astım ilaçları hakkında doğru bilgiye sahip olmak, tedavi sürecinin etkinliğini artırmak açısından önemlidir. Bu yazıda astım ilaçlarının türlerini, kullanım özelliklerini ve olası yan etkilerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Ayrıca, astım spreyi kullanımı ve alerjik astım ilaçları hakkında sıkça sorulan sorulara yanıt vereceğiz. Astım Spreyleri ve Zararları – Gerçekten Zararlı mı? Astım spreyleri, özellikle hızlı etkisi nedeniyle astım tedavisinde yaygın olarak kullanılır. Bu spreyler, hastanın nefes almasını kolaylaştırmak için solunum yollarını açarak rahatlama sağlar. Astım spreyleri, doğru kullanıldığında güvenli ve etkili bir tedavi yöntemidir. Ancak uzun süre ve yüksek dozda kontrolsüz kullanıldığında bazı yan etkiler ortaya çıkabilir. Astım spreylerinin olası yan etkileri şunlardır: Ağızda mantar enfeksiyonu (özellikle kortikosteroid içeren spreylerde) Boğazda kuruluk ve tahriş Ses kısıklığı Bazı hastalarda kalp çarpıntısı Uzun süre yüksek doz kullanımı durumunda kortikosteroidlerin sistemik etkileri Bu yan etkilerden korunmak için astım spreylerinin doğru dozda ve doktor tavsiyesine uygun şekilde kullanılması önemlidir. Ayrıca, sprey kullanımından sonra ağızın su ile çalkalanması, ağızda mantar oluşumunu önlemeye yardımcı olabilir. Alerjik Astım İlaçları Listesi – Hangi İlaçlar Kullanılır? Alerjik astım hastalarının tedavisinde kullanılan ilaçlar, hastalığın belirtilerini hafifletmek ve krizleri önlemek amacıyla farklı türlere ayrılır. İşte yaygın olarak kullanılan alerjik astım ilaçları listesi: İnhaler Kortikosteroidler: Bu ilaçlar, solunum yollarındaki iltihaplanmayı azaltarak astım belirtilerini hafifletir. Flutikazon, budesonid ve beclometazon gibi maddeler içeren bu ilaçlar, astım tedavisinde temel ilaçlar olarak kabul edilir. Bronkodilatörler: Solunum yollarını genişleten bu ilaçlar,... --- ### Yenidoğan Bebek Bakımı Nasıl Yapılır? > Yenidoğan bebek bakımı, ebeveynlerin özen ve sabırla yaklaşması gereken bir süreçtir. Bu dönemde bebeğinizin hem fiziksel hem de duygusal - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-15 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yenidogan-bebek-bakimi-nasil-yapilir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Yenidoğan bebek bakımı, ebeveynlerin özen ve sabırla yaklaşması gereken bir süreçtir. Bu dönemde bebeğinizin hem fiziksel hem de duygusal gelişimini desteklemek için doğru bakım yöntemlerini bilmek önemlidir. Yenidoğan dönemi, bebeğin dış dünyaya adapte olduğu, bağışıklık sisteminin geliştiği ve temel alışkanlıkların oluştuğu bir süreçtir. Bu yazıda yenidoğan bebek bakımında dikkat edilmesi gereken noktaları detaylı bir şekilde ele alıyoruz. Yenidoğan Bebek Bakımının Önemi Yenidoğanlar, hassas ciltleri ve bağışıklık sistemlerinin tam gelişmemiş olması nedeniyle enfeksiyonlara ve dış etkenlere karşı oldukça savunmasızdır. Bu yüzden doğru bakım uygulamaları, hem sağlıklarını korumak hem de gelişimlerini desteklemek açısından kritik bir rol oynar. Ayrıca, doğru bakım sayesinde ebeveyn ve bebek arasında güçlü bir bağ kurulur. Banyo Bakımı Yenidoğan bebeğin ilk banyosu göbek bağı düştükten sonra yapılmalıdır. Bu süreçte göbek bağı enfeksiyonu riskini azaltmak için bölgenin kuru kalmasına dikkat edilmelidir. İlk banyo sırasında kullanılan suyun sıcaklığı 36-37°C olmalıdır. Sabunsuz, pH dengeli ve yenidoğanlar için özel olarak formüle edilmiş ürünler tercih edilmelidir. Banyodan sonra bebeğin cildi nazikçe kurulanmalı ve kıvrım bölgelerinin tamamen kuru olduğundan emin olunmalıdır. Nemlendirme için bebeklere özel doğal içerikli kremler kullanılabilir. Alt Değiştirme ve Hijyen Yenidoğanların bezleri sık sık değiştirilmelidir. Her alt değiştirme sırasında, bölgeyi temizlemek için pamuk ve su ya da bebeklere özel hassas ıslak mendiller kullanılabilir. Cildin tahriş olmaması için bölge nazikçe kurulanmalı ve gerekiyorsa pişik önleyici kremler uygulanmalıdır. Alt değiştirme sırasında cildin bir süre havalandırılması da faydalıdır. Böylece cilt daha sağlıklı kalır ve pişik oluşumu önlenir. Göbek Bağı Bakımı Göbek bağı düşene kadar bölgenin temiz ve kuru tutulması gereklidir. Her bez değişiminde steril bir... --- ### Bebeklerde Gaz Sancısı Nedir? Nedenleri ve Belirtileri > Bebeklerde gaz sancısı, ilk birkaç ay içinde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Yeni doğan bebeklerin sindirim sistemi tam olarak - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-14 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-gaz-sancisi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerde gaz sancısı, ilk birkaç ay içinde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Yeni doğan bebeklerin sindirim sistemi tam olarak gelişmediği için, gaz birikimi ve buna bağlı olarak gaz sancısı meydana gelir. Bu durum hem bebekler hem de aileler için oldukça zorlu bir süreç olabilir. Bu yazıda, bebeklerde gaz sancısının nedenleri, belirtileri, çözüm yolları ve bu süreçte ebeveynlerin yapabilecekleri hakkında detaylı bilgi sunacağız. Bebeklerde Gaz Sancısı Nedir? Gaz sancısı, bebeğin bağırsaklarında gaz birikmesi sonucu oluşan ve bebeğe rahatsızlık veren bir durumdur. Bebeklerin sindirim sistemleri tam gelişmediği için gaz, bağırsaklarda sıkışabilir ve bu da ağrılara yol açabilir. Gaz sancısı, bebeklerin huysuzlanmasına, ağlamasına ve uyku düzenlerinin bozulmasına neden olabilir. Genellikle bebeğin ilk 3-4 ayında görülür ve 6 ay sonrasında azalır. Bebeklerde Gaz Sancısı Neden Olur? Gaz sancısının birçok nedeni vardır. Bunlardan bazıları doğal gelişim sürecine bağlıyken, bazıları da dış faktörlerle ilgilidir. İşte bebeklerde gaz sancısına neden olan başlıca faktörler: Sindirim Sisteminin Gelişmemiş Olması: Yeni doğan bebeklerin sindirim sistemi henüz tam anlamıyla gelişmediği için gazı dışarı atmakta zorlanabilirler. Yutulan Hava: Bebeğin emme esnasında ya da ağlarken hava yutması, gaz birikmesine yol açabilir. Anne Sütü veya Mama İçeriği: Annenin tükettiği bazı besinler veya mamaların içeriği, bebeklerde gaz sorununa yol açabilir. Laktaz Enzimi Eksikliği: Bebeklerde laktoz sindirimi için gerekli olan laktaz enzimi yetersiz olabilir, bu da gaz birikimine neden olabilir. Duygusal Durum: Bebeklerin duygusal durumları ve huzursuzlukları da gaz sancılarını artırabilir. Bu faktörler, bebeklerin gaz sancısını artıran başlıca nedenlerdir ve bu süreçte ebeveynlerin bilinçli bir şekilde hareket etmesi önemlidir. Bebeklerde Gaz Sancısının Belirtileri Nelerdir? Gaz sancısı yaşayan... --- ### Hangi İlaçlar Alerji Yapar? > İlaç alerjisi, bağışıklık sisteminin bazı ilaçlara karşı aşırı tepki göstermesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-20 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/ilaclar-alerji-mi-yan-etki-mi-yapiyor - Kategoriler: Genel İlaç alerjisi, bağışıklık sisteminin bir ilaca karşı aşırı reaksiyon göstermesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. İlaçlar, vücuda fayda sağlamak için kullanılsa da bazı kişilerde ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bu reaksiyonlar hafif cilt döküntülerinden hayatı tehdit edebilecek anafilaksiye kadar değişen şiddette olabilir. Peki, hangi ilaçlar alerji yapar, belirtileri nelerdir ve bu durum nasıl yönetilir? İşte ilaç alerjisi hakkında bilmeniz gereken her şey. İlaç Alerjisi Nedir? İlaç alerjisi, bağışıklık sisteminin bir ilacı tehdit olarak algılaması sonucu ortaya çıkar. Bağışıklık sistemi, alerjene karşı antikorlar üretir ve bu, histamin gibi kimyasalların salınımına yol açar. Bunun sonucunda, alerjik reaksiyon belirtileri ortaya çıkar. İlaç alerjisi, bir ilaca karşı gelişen diğer yan etkilerden (örneğin mide bulantısı veya baş dönmesi) farklıdır. Yan etkiler ilacın farmakolojik etkilerinden kaynaklanırken, alerji bağışıklık sistemi ile ilişkilidir. Hangi İlaçlar Alerji Yapar? Bazı ilaçlar, diğerlerine göre daha sık alerjik reaksiyona neden olabilir. İşte alerjiye yol açabilecek en yaygın ilaçlar: 1. Penisilin ve Diğer Beta-Laktam Antibiyotikler Penisilin, ilaç alerjisinin en yaygın nedenlerinden biridir. Bu grup şu ilaçları içerir: Amoksisilin Ampisilin Sefalosporinler (örneğin seftriakson, sefuroksim) Reaksiyonlar: Cilt döküntüsü, kaşıntı, kurdeşen, anafilaksi. 2. NSAID'ler (Non-Steroid Antiinflamatuar İlaçlar) Ağrı kesici ve iltihap giderici olarak kullanılan NSAID'ler de alerjik reaksiyonlara neden olabilir: Aspirin İbuprofen Naproksen Diklofenak Reaksiyonlar: Astım semptomlarının kötüleşmesi, burun tıkanıklığı, kurdeşen, şiddetli cilt döküntüleri. 3. Sulfonamid İçeren İlaçlar Sulfa grubu ilaçlar, bazı kişilerde ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilir: Sülfametoksazol (antibiyotik) Sulfasalazin (romatoid artrit ve inflamatuar bağırsak hastalıklarında kullanılır) Reaksiyonlar: Ciltte döküntü, kurdeşen, Stevens-Johnson sendromu gibi ciddi cilt reaksiyonları. 4. Anestezik İlaçlar Lokal veya genel anestezikler, bazı... --- ### Çocuklarda Migren Belirtileri > Bu yazımızda çocuklarda migren belirtilerini, nedenlerini tedavilerini sizler için yazdık. Her yaştan insan migren yaşar ve çocuklardaki - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-migren-belirtileri - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Her yaştan insan migren yaşar ve çocuklardaki belirtiler de yetişkinlerdekine benzer. Orta ila şiddetli baş ağrısı, mide bulantısı, kusma, ışığa ve sese duyarlılık migrenin tipik belirtileri arasındadır. Çocuklarda migrenin altında yatan mekanizmalar net değildir, ancak genetik bu durumun oluşmasında rol oynayabilir. Bu yazımızda çocuklarda migren belirtilerini, nedenlerini tedavilerini sizler için yazdık.  Belirtiler Nelerdir? Migrenli çocuklar, yetişkinlerle aynı belirtilerin çoğunu yaşarlar. Bu belirtiler şunları içerebilir: 2-72 saat süren bir baş ağrısı, Başın bir tarafında yoğunlaşan ağrı,  Orta ila şiddetli ağrı, Fiziksel aktivite ile kötüleşen ağrı, Işığa veya sese duyarlılık, Mide bulantısı ya da kusma. Yapılan bazı araştırmalara göre; çocukların yetişkinlerle karşılaştırıldığında birden fazla yerde veya başın tamamında ağrı yaşama olasılığı daha yüksektir. Küçük çocuklar belirtilerini aktarmakta zorlanırlar. Bu nedenle küçük çocuklarda migreni anlamak zordur.  Çocuklarda Migren Neden Olur? Bazı çocuklarda neden migren olup bazılarında olmadığının nedeni tam olarak bilinmiyor. Bununla birlikte genetik faktörün migren oluşmasında rol oynadığı düşünülmektedir. Bazı genetik mutasyonların da çocukları bazı migren türlerine yatkın hale getirdiği bilinmektedir. Migreni olan kişiler genellikle belirli yiyeceklerin, durumların veya çevresel faktörlerin migren ataklarını tetiklediğini fark eder. Bu tetikleyicileri belirlemek genellikle migren ataklarının önlenmesine yardımcı olabilir. Ancak, tetikleyicileri belirlemek zaman alabilir ve her zaman kolay olmayabilir.   Ancak dikkate alınması gereken bazı tetikleyiciler vardır. Bu tetikleyiciler şunlardır: Uyku düzenindeki değişiklikler:Bir çocuk çok fazla veya çok az uyursa epizod olabilir. Çocuğunuz için düzenli bir uyku programı oluşturmanız faydalı olacaktır. Dehidrasyon:Bir çocuğun özellikle fiziksel aktiviteden sonra yeterince su içmesini sağlamak migren belirtilerini azaltmaya yardımcı olabilir. Yiyecekler ve içecekler:Belirli yiyecekler semptomları tetikleyebilir ve bu nedenle çocuğunuz çok... --- ### Yetişkinlerde Modulite Kullanma Tekniği > Modulite, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir aerosol inhaler türüdür. Doğru kullanımı, ilacın - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-10-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/yetiskinlerde-modulite-kullanma-teknigi - Kategoriler: Yetişkinlerde Astım İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video  Modulite, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir aerosol inhaler türüdür. Doğru kullanımı, ilacın akciğerlere etkin şekilde ulaşmasını sağlamak için çok önemlidir. Aşağıda yetişkinlerde Modulite inhaler kullanımına dair adım adım rehber bulabilirsiniz: Modulite Nasıl Kullanılır? 1. Cihazın Hazırlanması: Kapağı çıkarın: Modulite inhaler’in kapağını çıkararak ağızlığı açın. Cihazı çalkalayın: Modulite inhaleri kullanmadan önce 5-10 saniye boyunca iyice çalkalayın. Bu, ilacın homojen bir şekilde dağılmasını sağlar. 2. Solunum Hazırlığı: Tamamen nefes verin: İnhaleri ağzınıza götürmeden önce derin bir nefes verin. Cihazın içine nefes vermemeye dikkat edin. 3. Cihazı Ağızınıza Yerleştirin: Ağızlığı yerleştirin: Ağızlığı dudaklarınızın arasına yerleştirin ve sıkıca kapatın. Dişlerinizin arasında olmalı ve dudaklarınızın hava kaçırmadığından emin olun. 4. İnhalasyon (Soluma): Cihaza basarken nefes alın: Derin ve yavaş bir nefes alırken aynı anda cihazın üst kısmına basın. Bu hareket, ilacı ciğerlerinize doğru yönlendirir. Nefesinizi tutun: İlacı ciğerlerinize çektikten sonra 5-10 saniye kadar nefesinizi tutun. Bu, ilacın akciğerlerinizde etkin şekilde dağılmasını sağlar. 5. Nefes Verin: Nefesinizi yavaşça verin: Cihazdan uzaklaşarak nefesinizi yavaşça dışarı verin. 6. İkinci Doz Gerekirse: Tekrar çalkalayın ve inhalasyonu tekrarlayın: Eğer ikinci bir doz gerekiyorsa, inhaleri tekrar çalkalayın ve aynı adımları izleyerek ikinci bir doz alın. 7. Kapatma ve Temizlik: Cihazı kapatın: Modulite’in kapağını kapatın. Temizlik: Ağızlığı düzenli olarak kuru bir bezle silin. Ağızlık kısmını suya batırmayın, çünkü bu, cihazın etkinliğini azaltabilir. Kortikosteroid içerikli inhaler kullanıyorsanız gargara yapın: Eğer inhaler kortikosteroid içeriyorsa, inhalasyondan sonra ağızda mantar oluşumunu önlemek için ağzınızı su ile çalkalayın ve tükürün. Önemli İpuçları: Yavaş ve derin nefes alın: İlacı ciğerlerinize çekmek için... --- ### Çocuklarda Sanohaler Kullanımı > Sanohaler, astım ve solunum yolu hastalıklarında kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Çocuklar için bu cihazın doğru kullanımı, - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-10-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-sanohaler-kullanimi - Kategoriler: Çocuklarda Astım Alerji İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video Sanohaler, astım ve solunum yolu hastalıklarında kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Çocuklar için bu cihazın doğru kullanımı, ilacın etkin bir şekilde akciğerlere ulaşmasını sağlar. Aşağıda, çocuklarda Sanohaler kullanımına dair adım adım rehber bulabilirsiniz: Çocuklarda Sanohaler Nasıl Kullanılır? 1. Cihazı Hazırlayın: Koruyucu kapağı çıkarın: Sanohaler’in koruyucu kapağını çıkararak ağızlığı açın. Ağızlığı ve cihazın temiz olduğundan emin olun. Cihazı dik tutun: Sanohaler’i dik tutarak ilacın hazneye doğru şekilde yerleşmesini sağlayın. Bu sırada hazneyi ve inhaler mekanizmasını kontrol edin. 2. Dozu Hazırlayın: Doz ayarını yapın: Cihazın ilacı kullanım için hazırladığından emin olun. Sanohaler genellikle bir doz haznesi ve ayar mekanizması içerir. Çocuğunuza dozu ayarlarken talimatlara uygun şekilde ilacı hazırladığınızdan emin olun. 3. Çocuğunuzu Hazırlayın: Nefes verdirin: Çocuğunuzdan cihazı kullanmadan önce derin bir nefes verip ciğerlerini tamamen boşaltmasını isteyin. Bu işlemi cihazdan uzak bir şekilde yapmalıdır, cihazın içine nefes verilmemesi önemlidir. Ağızlığı yerleştirin: Sanohaler’in ağızlığını çocuğun dişlerinin arasına yerleştirin ve dudaklarını sıkıca kapatmasını sağlayın. Ağızlığın etrafından hava kaçmadığından emin olun. 4. İnhalasyon (Soluma): Derin ve güçlü nefes aldırın: Çocuğunuzdan hızlı ve derin bir nefes almasını isteyin. İlacı tam olarak akciğerlerine çekmesi için bu nefesin güçlü olması gerekir. Nefesini tutmasını sağlayın: Çocuğunuz nefes aldıktan sonra 5-10 saniye kadar nefesini tutmasını isteyin. Bu, ilacın akciğerlerde daha iyi dağılmasına yardımcı olur. 5. Nefes Verme: Nefesi verdirin: Çocuğunuz nefesini tutmayı bitirdikten sonra cihazdan uzak bir şekilde yavaşça nefes vermesini sağlayın. Cihazın içine nefes verilmemesi gerektiğini hatırlatın. 6. Cihazı Kapatma: Kapağı kapatın: İnhalasyon işlemi tamamlandıktan sonra cihazın koruyucu kapağını tekrar yerine takın. Bu, cihazın hijyenik kalmasını sağlar ve... --- ### Bebekler Neden Peynir Gibi Kusar? > Bebeklerde peynir gibi kusmanın nedenlerini, olası sağlık sorunlarını, ne zaman doktora başvurulması gerektiğini ve bu durumla nasıl - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebekler-neden-peynir-gibi-kusar - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerin peynir kıvamında bir madde kusması, yeni doğan döneminde sık karşılaşılan bir durumdur ve genellikle endişe verici değildir. Bu kusma, sindirim sisteminin henüz tam gelişmemiş olmasından kaynaklanabilir. Bebeklerin midelerinde bulunan süt, mide asidi ile karıştığında, pıhtılaşarak peynir kıvamında bir hal alabilir. Bu durum, özellikle anne sütü veya mama ile beslenen bebeklerde yaygındır ve genellikle "fizyolojik reflü" olarak adlandırılır. Bununla birlikte, bazı durumlarda peynir gibi kusma, altta yatan başka bir sağlık sorununun belirtisi olabilir. Bu yazıda, bebeklerde peynir gibi kusmanın nedenlerini, olası sağlık sorunlarını, ne zaman doktora başvurulması gerektiğini ve bu durumla nasıl başa çıkılabileceğini ele alacağız. Bebeklerde Peynir Gibi Kusmanın Yaygın Nedenleri 1. Fizyolojik Reflü Bebeklerin sindirim sistemi tam anlamıyla olgunlaşmadığından, yemek borusunu mideye bağlayan kaslar (alt özofagus sfinkteri) zayıf olabilir. Bu durum, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasına neden olur. Bu geri kaçış sırasında, mide asidi ile karışmış süt, pıhtılaşarak peynir gibi bir kıvam alabilir. 2. Aşırı Beslenme Bebeklerin mideleri küçüktür ve fazla miktarda süt veya mama aldıklarında, midenin kapasitesini aşabilir. Bu da mide içeriğinin dışarı atılmasına yol açar. Aşırı beslenme, özellikle hızlı yemek yiyen bebeklerde yaygındır. 3. Hava Yutma Bebekler beslenme sırasında hava yutabilirler. Bu hava, mide basıncını artırarak kusmaya neden olabilir. Bu durum, biberonla beslenen bebeklerde veya emzirme sırasında uygun emme pozisyonu sağlanmadığında daha sık görülür. 4. Hassas Sindirim Sistemi Yeni doğan bebeklerin sindirim sistemi henüz gelişim aşamasında olduğundan, süt veya mamanın sindirimi sırasında mide içeriği daha kolay şekilde dışarı atılabilir. 5. Beslenme Sonrası Uygun Pozisyonda Olmama Beslenme sonrasında bebeğin hemen yatay pozisyonda yatırılması, mide içeriğinin yemek... --- ### Bebekler ve Çocuklarda İshale Ne İyi Gelir? > Bebek ve çocukların ishali hafifletmek için bazı hatalı uygulamalar da olabilir. İshale iyi geldiği düşünülen bazı yöntemler - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-ishale-iyi-gelen-yiyecekler - Kategoriler: Çocuk Beslenmesi İshal, bebekler ve çocuklar için sıkça görülen ve rahatsızlık veren bir sağlık sorunudur. Bağırsakların normalden daha hızlı çalışması nedeniyle dışkının sıvı hale gelmesi, su ve mineral kaybına yol açabilir. Bebekler ve çocuklarda ishal, özellikle küçük yaş gruplarında daha hassas ve dikkatle yönetilmesi gereken bir durumdur. Bu rehberde, ishali hafifletmeye yardımcı olacak doğal yöntemler ve ebeveynlerin dikkat etmesi gereken noktalar üzerinde duracağız. Bebek ve Çocuklarda İshalin Nedenleri Nelerdir? Bebeklerde ve çocuklarda ishalin birçok farklı nedeni olabilir: Virüs Enfeksiyonları: Özellikle rotavirüs gibi virüsler, bebeklerde ve çocuklarda ishale en sık yol açan etkenlerdir. Bakteriyel Enfeksiyonlar: Besin zehirlenmeleri veya kontamine yiyecekler bakteriyel ishale neden olabilir. Gıda Alerjileri: Süt, gluten gibi bazı gıdalara alerjik reaksiyon, ishal şeklinde kendini gösterebilir. Antibiyotik Kullanımı: Antibiyotikler bağırsak florasını etkileyerek ishal riskini artırabilir. Yeni Besinlerin Tanıtılması: Bebeklerde ek gıdaya geçiş döneminde yeni besinlere verilen reaksiyonlar ishal olarak ortaya çıkabilir. İshale İyi Gelen Yöntemler ve Besinler İshalin tedavisinde öncelikle su ve elektrolit kaybını telafi etmek esastır. Bebekler ve çocuklar, ishal nedeniyle hızla sıvı kaybedebilir, bu nedenle aşağıdaki doğal ve güvenilir yöntemlerle bu kaybı telafi etmek mümkündür. 1. Bol Sıvı Tüketimi İshalde su kaybı ciddi bir risk oluşturduğundan, bebek ve çocuklara yeterli miktarda sıvı verilmesi çok önemlidir. Anne Sütü: Eğer bebek anne sütü alıyorsa, ishal döneminde emzirme sıklığı artırılmalıdır. Anne sütü, bebek için en güvenli ve besleyici sıvı kaynağıdır. Oral Rehidrasyon Solüsyonu (ORS): Sıvı kaybını telafi etmek için eczanelerden temin edilebilen bu çözeltiler ishal durumunda etkili bir seçenektir. Tuz, şeker ve mineraller içerir. Su: Çocuklarda yeterli miktarda su verilmelidir ancak bebeklerde su... --- ### Dövme Alerjisi: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Dövme alerjisi, bağışıklık sisteminin dövme mürekkebindeki veya kullanılan diğer maddelerdeki belirli kimyasallara karşı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/dovme-alerjisi - Kategoriler: Yetişkin Alerji Hastalıkları Dövme, vücuda estetik bir görünüm kazandırmanın ve bireysel ifadeyi yansıtmanın popüler bir yolu olmuştur. Ancak, dövme yaptırırken kullanılan mürekkepler ve diğer malzemeler bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Dövme alerjisi, genellikle kullanılan boyaların içeriğindeki kimyasal maddelere karşı bağışıklık sisteminin verdiği aşırı bir tepki olarak tanımlanır. Dövme Alerjisi Nedir? Dövme alerjisi, bağışıklık sisteminin dövme mürekkebindeki veya kullanılan diğer maddelerdeki belirli kimyasallara karşı aşırı bir tepki göstermesi sonucu ortaya çıkar. Bu durum genellikle ciltte kaşıntı, kızarıklık, şişlik ve hatta döküntülerle kendini gösterir. Bazı durumlarda, reaksiyonlar dövme yapıldıktan hemen sonra ortaya çıkarken, bazen de haftalar, aylar veya yıllar sonra gelişebilir. Dövme Alerjisinin Nedenleri 1. Dövme Mürekkebi İçeriği Dövme mürekkebi, alerjik reaksiyonların en yaygın nedenidir. Mürekkep pigmentleri ve katkı maddeleri, alerjiye neden olabilecek çeşitli kimyasallar içerebilir: Kırmızı Mürekkep: Cıva sülfür (sinober) içerir ve alerjik reaksiyonlara en sık neden olan pigmenttir. Mavi ve Yeşil Mürekkep: Kobalt bazlı pigmentler içerebilir. Siyah Mürekkep: Karbon ve paraphenylenediamine (PPD) içerir. PPD, özellikle geç reaksiyonlara neden olabilir. Sarı Mürekkep: Kadmiyum sülfür içerir ve güneşe maruz kalma ile alerjik reaksiyonları artırabilir. 2. Kullanılan Diğer Malzemeler Dövme iğnesindeki nikel veya diğer metaller alerjik reaksiyonları tetikleyebilir. Dövme sırasında kullanılan dezenfektanlar veya temizlik ürünleri de alerjilere neden olabilir. 3. Güneşe Maruz Kalma Bazı pigmentler, UV ışınlarına maruz kaldığında fotodermatit (güneş alerjisi) şeklinde reaksiyonlara neden olabilir. 4. Geçmişteki Alerjiler Daha önce dövme veya kozmetik ürünlere alerji geliştirmiş bireyler, dövme alerjisine daha yatkındır. Atopik dermatit veya egzama geçmişi olan kişilerde dövme sonrası reaksiyon riski artar. Dövme Alerjisinin Belirtileri Dövme alerjisinin belirtileri hafif tahrişten ciddi reaksiyonlara kadar... --- ### Astım Hastası Grip Olursa Ne Yapmalı? > Astım hastaları için grip gibi solunum yolu enfeksiyonları özellikle risklidir. Grip, astım semptomlarını kötüleştirerek daha sık nefes - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/grip-ve-astim-arasindaki-baglanti-nedir - Kategoriler: Astım Astım hastaları için grip gibi solunum yolu enfeksiyonları özellikle risklidir. Grip, astım semptomlarını kötüleştirerek daha sık nefes darlığı, hırıltı ve öksürük gibi krizleri tetikleyebilir. Bu nedenle astım hastalarının grip döneminde nasıl önlemler alması gerektiğini bilmesi çok önemlidir. Bu yazıda, astım hastalarının grip döneminde dikkat etmesi gerekenleri, grip ilaçları kullanımını, grip ve soğuk algınlığının astım üzerindeki etkilerini ve grip aşısının faydalarını ele alacağız. Grip Astımı Tetikler mi? Evet, grip ve diğer solunum yolu enfeksiyonları astımı tetikleyebilir. Grip virüsü, solunum yollarında iltihaplanma ve daralmaya neden olarak astım krizlerine yol açabilir. Grip nedeniyle bağışıklık sistemi zayıfladığında, astım hastaları daha şiddetli astım belirtileri yaşayabilir ve bu belirtiler daha uzun süre devam edebilir. Bu nedenle astım hastaları grip mevsiminde ekstra özen göstermeli, hijyen kurallarına dikkat etmeli ve kalabalık ortamlardan kaçınmalıdır. Astım Hastaları Grip Aşısı Olabilir mi? Astım hastalarının gripten korunmak için grip aşısı yaptırmaları önerilir. Grip aşısı, grip virüslerine karşı bağışıklık kazandırarak hastalığın şiddetini azaltabilir ve grip kaynaklı astım krizlerini önleyebilir. Özellikle astımı kontrol altında olmayan veya sık sık kriz yaşayan hastalar için grip aşısı ciddi bir koruma sağlar. Ancak grip aşısı olmadan önce doktorunuza danışmanız önemlidir; böylece aşı ile ilgili herhangi bir alerjik reaksiyon riskine karşı önlemler alınabilir. Astım Hastalarının Kullanabileceği Grip İlaçları Astım hastalarının grip sırasında kullanabileceği ilaçlar özenle seçilmelidir. Bazı grip ilaçları solunum yollarını etkileyebilir veya astım semptomlarını kötüleştirebilir. İşte astım hastaları için önerilen bazı güvenli grip tedavi yöntemleri: Parasetamol İçeren Ağrı Kesiciler: Ateş düşürücü ve ağrı kesici olarak parasetamol içeren ilaçlar astım hastaları için daha güvenlidir. Parasetamol, solunum yollarını etkilemeden ateşi... --- ### Bebekler İçin Hangi Islak Mendil Kullanılmalı? > Islak mendil, bebek bakımında en sık kullanılan ürünlerden biridir. Ancak, doğru ıslak mendil seçimi yapılmadığında cilt tahrişi, alerjik - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-15 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebekler-icin-islak-mendil-secimi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerin hassas cildi, kullanılan ürünlerin seçiminde ekstra özen gerektirir. Islak mendiller, bebek bakımında en sık kullanılan ürünlerden biridir. Ancak, doğru ıslak mendil seçimi yapılmadığında cilt tahrişi, alerjik reaksiyonlar ve diğer cilt sorunlarıyla karşılaşmak mümkündür. Bu nedenle bebekler için uygun bir ıslak mendil seçimi, bebeğin sağlığı ve konforu için oldukça önemlidir. İşte bebekler için ıslak mendil seçerken dikkat edilmesi gereken tüm detaylar. 1. Bebekler İçin Neden Özel Islak Mendil Kullanılmalı? Bebeklerin cilt yapısı yetişkinlere göre çok daha ince ve hassastır. Bebek cildi, dış etkenlere karşı doğal bariyer işlevini tam olarak yerine getiremeyecek kadar narin olduğundan, kullanılan ürünlerin içeriği büyük önem taşır. Yetişkinler için üretilen ıslak mendiller, bebeklerin cildine uygun olmayan kimyasallar içerebilir. Bu durum, tahrişe ve kızarıklığa neden olabilir. Bu nedenle, bebeklere özel olarak formüle edilmiş ıslak mendillerin tercih edilmesi gereklidir. 2. İçerik Listesini İnceleyin Islak mendil seçerken ürünün içeriği ilk dikkat edilmesi gereken noktadır. Bebeklerin cildi için en uygun mendiller, temiz içerikli ve doğal maddelerle formüle edilmiş olanlardır. İçerik listesinde şu maddelere dikkat edilmelidir: Kaçınılması Gereken Maddeler Paraben: Koruyucu olarak kullanılan bu madde, bebek cildine zarar verebilir ve alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Alkol: Cildi kurutan ve tahrişe yol açan alkol, ıslak mendillerde kesinlikle bulunmamalıdır. Parfüm ve Esans: Yapay kokular, bebek cildinde kızarıklık ve kaşıntıya yol açabilir. Fenoksietanol: Koruyucu bir madde olan fenoksietanol, hassas ciltlerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Olması Gereken Maddeler Doğal Özler: Aloe vera, papatya ve calendula gibi doğal bitki özleri cildi yatıştırır ve nemlendirir. Saf Su: Su bazlı ıslak mendiller, cildi temizlerken nazik bir bakım sunar. 3. Hipoalerjenik... --- ### Çarpık Ayak (Pes Ekinovarus) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi > Çarpık ayak ya da tıbbi adıyla Pes Ekinovarus, doğuştan gelen bir ayak deformitesidir. Bu durumda ayak içe doğru dönerek adeta bir çarpıklık - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-14 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/carpik-ayak-sendromu-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çarpık ayak ya da tıbbi adıyla Pes Ekinovarus, doğuştan gelen bir ayak deformitesidir. Bu durumda ayak içe doğru dönerek adeta bir çarpıklık gösterir ve genellikle her iki ayağı da etkiler. Çarpık ayak, yeni doğanlarda en sık görülen ortopedik anomalilerden biridir ve uygun tedavi ile düzeltilebilir. Bu makalede, çarpık ayak (pes ekinovarus) nedir, belirtileri nelerdir, nedenleri, tedavi yöntemleri ve ailelerin bilmesi gereken diğer önemli detayları ele alacağız. Çarpık Ayak (Pes Ekinovarus) Nedir? Çarpık ayak, ayak ve ayak bileğinin anormal bir pozisyonda olması durumudur. Bu rahatsızlıkta ayak aşağı ve içe doğru eğilmiş şekilde bulunur. Ayak kemikleri, tendonlar ve kaslar bu anormal duruma uyum sağlar ve bu da ayak yapısında kalıcı bir çarpıklığa neden olur. Tedavi edilmediğinde, çarpık ayak kişinin yürüme ve hareket kabiliyetini önemli ölçüde kısıtlayabilir. Çarpık Ayak Belirtileri Nelerdir? Çarpık ayak rahatsızlığında belirtiler, doğumdan itibaren gözle görülür şekilde ortaya çıkar. En yaygın belirtiler şunlardır: Ayağın İçe ve Aşağı Dönmesi: Ayak topuğu yukarıya doğru bakarken, ayak parmakları aşağı ve içe doğru dönük olur. Ayak Bileğinin Sertliği: Çarpık ayakta bilek hareketleri kısıtlıdır ve serttir. Ayak ve Baldır Arasındaki Farklılıklar: Etkilenen ayak diğer ayağa göre daha küçük olabilir. Baldır kasları da zayıf kalabilir. Ayak Kemiğinde Şekil Bozukluğu: Ayak kemiklerinin şekli de etkilenir ve zamanla ayak yapısı daha belirgin şekilde çarpık bir hal alır. Bu belirtiler çocuğun yürüme çağında daha belirgin hale gelebilir ve günlük hareket kabiliyetini kısıtlayabilir. Çarpık Ayak Neden Olur? Risk Faktörleri Nelerdir? Çarpık ayak, çoğu durumda doğuştan gelen bir deformite olarak karşımıza çıkar. Çarpık ayağın kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte bazı... --- ### Rota Virüsü Nedir? Rota Virüs Aşısı Ne Zaman Yapılır? > Rota virüsü, 5 yaşın altındaki çocuklarda oldukça sık görülen bir enfeksiyon türüdür. Bu virüs çok bulaşıcı olmakla birlikte sıklıkla küçük - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/rota-virusu-nedir-rota-virus-asisi-ne-zaman-yapilir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Rota virüs, 5 yaşın altındaki çocuklarda oldukça sık görülen bir enfeksiyon türüdür. Bu virüs çok bulaşıcı olmakla birlikte sıklıkla küçük çocuklarda görülür. Ancak yetişkinler de bu virüsten etkilenir; yetişkinlerde hastalık daha az şiddetli olma eğilimindedir. Rota virüsü doğrudan tedavi edecek bir ilaç mevcut değildir.   Genellikle zamanla kendi kendine düzelir. Bununla birlikte, dehidrasyon ciddi bir endişe kaynağıdır. Bu nedenle hastalığın seyri ve yakından takibi önemlidir. Hastalıktan kaynaklı komplikasyonları bilmek ve erken müdahale etmek önemlidir. Hastalığın önüne geçmek ve hastalıktan korunmak için aşı yapılması gerekir. Rota Virüsünün BelirtileriRota virüsün belirtileri genellikle virüse maruz kaldıktan iki gün sonra ortaya çıkar. Hastalığın belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ancak şiddetli ishal bu hastalığın en yaygın belirtisidir. Bunun yanı sıra çocuklarda görülen diğer belirtiler aşağıdaki durumları içerebilir: Kusma, Şiddetli yorgunluk, Yüksek ateş, Sinirlilik, Dehidrasyon, Karın ağrısı. Çocuklarda en büyük endişe kaynağı dehidrasyondur. Küçük yaş ve düşük vücut ağırlığı sebebi ile çocuklar kusma ve ishal yoluyla sıvı kaybına karşı daha savunmasızdır. Dolayısıyla çocuğunuzu dehidrasyon belirtileri açısından dikkatle izlemeniz gerekir. Dehidrasyon belirtileri şunları içerir: Kuru ağız, Soğuk cilt, Ağlarken gözyaşı eksikliği, Daha az idrara çıkma veya bebeklerde daha az ıslak bez. Rota Virüs Neden Olur? Rota virüs mikropları enfekte olan kişinin dışkısında bulunur ve banyoyu kullandıktan veya bebek bezini değiştirdikten sonra yıkanmamış ellerle diğer yüzeylere temas etme sonucu yayılabilir. Rota virüs, enfekte bir kişinin dışkısında; belirtiler ortaya çıkmadan iki gün önce ve belirtilerin azalmasından sonra 10 güne kadar bulunur. Virüs, bu süre boyunca, enfekte kişide belirti olmasa bile, elden ağza temas yoluyla kolayca yayılır. Sizde rota virüs... --- ### SMA Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi Nasıldır? > Spinal müsküler atrofi (SMA), kasın zayıflığına ve atrofiye (kaslar küçüldüğünde) neden olan genetik bir durumdur. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sma-hastaligi-nedir-belirtileri-ve-tedavisi-nasildir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Spinal müsküler atrofi (SMA), kasın zayıflığına ve atrofiye (kaslar küçüldüğünde) neden olan genetik bir durumdur. Spinal müsküler atrofi (SMA), gönüllü kas hareketini kontrol eden sinir hücreleri olan motor nöronları etkileyen bir hastalıktır. Bu hücreler omurilikte bulunur. Kaslar sinirlerden gelen sinyallere yanıt veremediği için hareketsizlikten körelir, zayıflar ve küçülür. Küçük çocukları etkileyen en yaygın genetik bozukluklardan biridir ve bebeklik döneminde önemli bir ölüm nedenidir. SMA her yaştaki çocuğu etkileyebilir. Bebeklik ve erken çocukluk dönemindeki SMA daha kötü sonuçlarla ilişkilendirilirken, daha geç çocukluk veya ergenlik döneminde semptomlar geliştiren hastalar genellikle daha olumlu bir prognoza sahiptir. SMA, duyusal sinirleri veya zekayı etkilemez, ancak SMA'lı birçok hastanın oldukça zeki olduğu gözlemlenmiştir. SMA'da Ne Olur? SMA'da kas gücü ve hareketini kontrol eden sinirler bozulur. Bu sinirler (motor nöronlar olarak adlandırılır) omurilikte ve beynin alt kısmındadır. Hareketi yürütmek için beyinden kaslara sinyal gönderemezler. Kasları hareket etmedikleri için küçülürler. SMA'nın Belirtileri Nelerdir? Spinal kas atrofisi semptomları değişiklik gösterir ve hafif veya sakatlayıcı olabilir, ancak hareketi kontrol eden kasların zayıflığını içerir. Kalp, kan damarları ve sindirim sistemindekiler gibi istemsiz kaslar etkilenmez. SMA, omuzlar, kalçalar, uyluklar ve sırtın üst kısmı dahil olmak üzere vücudun merkezine en yakın kasları zayıflatır. Etkilenen çocuk, sırt kaslarının boyut ve güç kaybına bağlı olarak omurgada bir eğrilik (skolyoz) geliştirebilir. SMA'nın ilerlemesi nefes almayı ve yutkunmayı da etkileyerek hastanın hayatını tehdit edebilir. SMA Nedenleri ve Risk FaktörleriSpinal kas atrofisi genetik bir bozukluktur. Çoğu SMA formu, beşinci kromozom üzerindeki hayatta kalma motor nöron 1 geninin (SMN1) mutasyonlarından kaynaklanır ve bu da SMN proteininin yetersiz ekspresyon seviyelerine... --- ### Çocuklarda Diskus Kullanımı > Diskus, astım ve diğer solunum yolu hastalıklarında kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Çocuklar için doğru kullanılması, ilacın - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-10-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-diskus-nasil-kullanilir - Kategoriler: Çocuklarda Astım Alerji İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video  Diskus, astım ve diğer solunum yolu hastalıklarında kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Çocuklar için doğru kullanılması, ilacın etkili olabilmesi açısından çok önemlidir. Aşağıda, çocuklarda Diskus kullanımına dair adım adım rehber bulabilirsiniz: Çocuklarda Diskus Nasıl Kullanılır? 1. Cihazın Hazırlanması: Diskus'u açın: Diskus cihazını yatay tutun. Başparmağınızı cihazın altındaki başparmak koyma yerine yerleştirin ve cihazı "klik" sesi duyana kadar çevirin. Bu hareket ilacın hazır hale gelmesini sağlar. 2. Doz Hazırlama: Doz kolunu çekin: Diskus’un yan tarafındaki kolu çekerek bir doz ilacı hazneye hazırlayın. Bu işlemi yaparken bir "klik" sesi duyacaksınız. Bu, ilacın solunmaya hazır olduğunu gösterir. 3. Çocuğun Hazırlanması: Tamamen nefes vermesini sağlayın: Diskus’u ağzına yerleştirmeden önce, çocuğunuzun ciğerlerindeki havayı tamamen boşaltmasını isteyin. Ancak, cihazın içine nefes verilmemesi gerektiğini unutmayın. Ağızlığı yerleştirin: Diskus’un ağızlığını çocuğun dişlerinin arasına yerleştirin ve dudaklarını ağızlığın etrafına sıkıca kapatmasını sağlayın. 4. İnhalasyon (Soluma): Derin ve güçlü nefes aldırın: Çocuğunuzdan hızlı ve derin bir nefes almasını isteyin. İlacın ciğerlerine ulaşması için güçlü bir şekilde nefes alması önemlidir. Nefesini tutmasını sağlayın: Çocuğunuz nefes aldıktan sonra, 5-10 saniye boyunca nefesini tutmasını sağlayın. Bu, ilacın akciğerlerde daha iyi dağılmasına yardımcı olur. 5. Nefes Verme: Nefesini verdirin: Çocuğunuzun yavaşça nefesini vermesini sağlayın. Bu işlemi cihazdan uzakta yapmalıdır. 6. Cihazı Kapatın: Cihazı kapatın: Diskus’un başparmak yerini başlangıç pozisyonuna geri kaydırarak cihazı kapatın. Bu işlem cihazı bir sonraki kullanıma hazır hale getirir. 7. Temizlik: Ağızlığı temizleyin: Diskus’un ağızlığını düzenli olarak kuru bir bezle temizleyin. Cihazı suyla yıkamayın. Ağız temizliği: Eğer Diskus kortikosteroid içeriyorsa, çocuğunuz inhalasyondan sonra ağzını suyla çalkalayıp tükürmelidir. Bu, ağız... --- ### Çocuklarda Ellipta Kullanımı > Ellipta, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarında kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Çocuklarda doğru şekilde - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-10-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-ellipta-kullanimi - Kategoriler: Çocuklarda Astım Alerji İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video Ellipta, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalıklarında kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Çocuklarda doğru şekilde kullanılması, ilacın etkili olabilmesi için çok önemlidir. Aşağıda, çocuklarda Ellipta kullanımına dair adım adım bir rehber bulabilirsiniz: Çocuklarda Ellipta Nasıl Kullanılır? 1. Cihazı Hazırlayın: Koruyucu kapağı açın: Ellipta’nın kapağını aşağı doğru kaydırarak açın. Bu işlem, aynı zamanda cihazın bir dozunu inhalasyon için hazır hale getirir. İlacın hazır olduğunu kontrol edin: Kapak açıldığında bir "klik" sesi duyacaksınız. Bu, ilacın kullanım için hazır olduğunu gösterir. Cihazı birden fazla kez açıp kapatmayın, çünkü bu, ilacın boşa harcanmasına neden olabilir. 2. Çocuğu Hazırlayın: Tamamen nefes vermesini sağlayın: Cihazı kullanmadan önce çocuğunuzun derin bir nefes verip ciğerlerini boşaltmasını isteyin. Ancak, cihazın içine nefes vermemesine dikkat edin. Ağızlığı yerleştirin: Ağızlığı çocuğun dişlerinin arasına yerleştirin ve dudaklarını sıkıca kapatmasını sağlayın. Dudakların ağızlık etrafında tamamen kapanması önemlidir. 3. İnhalasyon (Soluma): Derin ve yavaş nefes aldırın: Çocuğunuzdan yavaş ve derin bir nefes almasını isteyin. Bu, ilacın akciğerlerine ulaşmasını sağlar. Nefesini tutmasını sağlayın: Nefes aldıktan sonra çocuğunuzun nefesini 5-10 saniye tutmasını sağlayın. Bu, ilacın akciğerlerde daha etkili bir şekilde dağılmasına yardımcı olur. 4. Nefes Verme: Nefesi yavaşça verdirin: Çocuğunuzun cihazdan uzak bir şekilde nefesini yavaşça dışarı vermesini sağlayın. Cihazın içine nefes vermediğinden emin olun. 5. Cihazı Kapatma: Cihazı kapatın: Kullanım tamamlandıktan sonra Ellipta’nın kapağını tekrar kapatın. Bu işlem, cihazı korur ve bir sonraki kullanıma hazır hale getirir. 6. Temizlik: Ağızlığı temizleyin: Cihazı her kullanımdan sonra kuru bir bezle temizleyin. Cihazın içine su girmemesine dikkat edin. Ağız temizliği: Eğer çocuğunuz Ellipta ile kortikosteroid içerikli... --- ### Beyaz Gürültü Nedir? > Beyaz gürültü, geniş bir frekans aralığındaki seslerin birleşiminden oluşan, sürekli ve sabit bir sesdir. Elektrik süpürgesi, rüzgarın - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/beyaz-gurultu-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Beyaz gürültü, geniş bir frekans aralığındaki seslerin birleşiminden oluşan, sürekli ve sabit bir sesdir. Elektrik süpürgesi, rüzgarın uğultusu, deniz dalgalarının sesi veya klima sesi gibi günlük hayatta karşılaştığımız birçok ses beyaz gürültüye örnek olarak gösterilebilir. Beyaz gürültü, özellikle uyku, konsantrasyon ve sakinleşme amacıyla kullanılır. Bu ses, dikkat dağıtıcı çevresel gürültüleri maskeleyerek sakinleştirici bir ortam yaratır. Beyaz gürültü, yalnızca yetişkinler için değil, aynı zamanda bebekler ve çocuklar için de popüler bir rahatlatıcı araç haline gelmiştir. Bebeklerin rahat uyumasına yardımcı olma, kolik sancılarını hafifletme ve huzursuzluğu azaltma gibi etkileriyle öne çıkar. Beyaz Gürültü Nasıl Çalışır? Beyaz gürültü, duyma sistemimizi yatıştırarak dış sesleri baskılar. Bu ses, insan kulağına sabit ve tekdüze bir tını olarak gelir, bu da beyni sakinleştirir ve dış gürültülerin etkisini azaltır. Beyaz gürültü, beyin için bir "doldurucu" görevi görür, çünkü sürekli olarak aynı frekans aralığında çalışır ve bu durum beyni rahatsız edici seslere karşı daha az hassas hale getirir. Bebeklerde beyaz gürültünün etkisi daha belirgindir. Yeni doğan bebekler, anne karnındaki ritmik seslere alışkındır ve beyaz gürültü, bu tanıdık ortamı yeniden yaratır. Bu nedenle, beyaz gürültü bebeklerin kendilerini güvende hissetmelerine ve daha kolay uyumalarına yardımcı olabilir. Beyaz Gürültünün Faydaları Nelerdir? Beyaz gürültü, hem yetişkinler hem de bebekler için birçok fayda sağlar. İşte beyaz gürültünün başlıca faydaları: 1. Uyku Kalitesini Artırır Beyaz gürültü, uykuya geçişi kolaylaştırır ve gece boyunca uykunun devamlılığını sağlar. Çevreden gelen dikkat dağıtıcı sesleri maskeleyerek huzurlu bir uyku ortamı yaratır. 2. Bebeklerin Daha Rahat Uyumasına Yardımcı Olur Beyaz gürültü, bebeklerin kolik sancıları veya huzursuzluk dönemlerinde daha sakin hissetmelerine yardımcı... --- ### Bebek ve Çocuklar İçin Proteinli Besinler > Çocukların enerji seviyelerini korumaları ve sağlıklı bir şekilde büyümeleri için yeterli miktarda protein almaları gerekir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-11 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-protein-agirlikli-beslenmeyle-ilgili-bilinmesi-gerekenler - Kategoriler: Çocuk Beslenmesi Bebek ve çocukların büyüme dönemlerinde protein, sağlıklı gelişimleri için en önemli besin öğelerinden biridir. Protein, kas ve doku gelişiminden bağışıklık sisteminin güçlenmesine kadar birçok alanda etkilidir. Çocukların enerji seviyelerini korumaları ve sağlıklı bir şekilde büyümeleri için yeterli miktarda protein almaları gerekir. Bu içerikte, bebek ve çocukların diyetinde yer alması gereken protein açısından zengin besinleri inceleyeceğiz. Protein Neden Önemlidir? Protein, vücut için temel yapı taşlarından biridir ve çocukların hızlı büyüme döneminde gereklidir. Protein alımı, sağlıklı kemik ve kas gelişimini destekler, bağışıklık sistemini güçlendirir ve vücudun onarım mekanizmalarına yardımcı olur. Özellikle bebeklik ve çocukluk dönemlerinde protein ihtiyacı daha fazladır çünkü bu dönemler, büyüme ve gelişimin hızlı olduğu dönemlerdir. Bebekler İçin Protein Kaynakları Bebeklerin protein ihtiyacı, anne sütü veya formül süt ile sağlanır. Ancak 6. aydan sonra ek gıdaya geçildiğinde protein kaynakları çeşitlendirilebilir. İşte bebeklerin ek gıda döneminde tüketebileceği protein açısından zengin besinler: Yoğurt Bebeklere yoğurt vermek, protein alımını artırmanın yanı sıra kalsiyum da sağlar. Yoğurt, sindirimi kolay olan bir protein kaynağıdır ve bebeklerin bağırsak sağlığını destekler. Ne Zaman Verilir? : Bebeklere 6. aydan itibaren yoğurt verilebilir. Yumurta Sarısı Yumurta, protein, demir ve çeşitli vitaminler açısından zengin bir besindir. Özellikle yumurta sarısı, bebeklerin beslenmesinde önemli bir yere sahiptir. Ne Zaman Verilir? : Yumurta sarısı, bebeklerin ek gıdaya başladığı dönemde, yani 6-8 aydan itibaren küçük miktarlarda verilebilir. Yumurta beyazı ise 1 yaşından sonra alerji riskine karşı verilmelidir. Et ve Tavuk Püresi Kırmızı et ve tavuk eti, protein, demir ve çinko gibi mineraller açısından oldukça zengindir. Bebeklerin kas gelişimini destekler ve demir ihtiyacını karşılamaya yardımcı... --- ### Polyester Alerjisi > Polyester alerjisi, tekstil dermatiti olarak da adlandırılan bir tür kumaş alerjisidir. Belirli giysiler veya diğer kumaşlarla temas ettikten - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/polyester-alerjisi - Kategoriler: Yetişkin Alerji Hastalıkları Alerji, bağışıklık sisteminizin tipik olarak zararlı olmayan ve alerjen olarak da adlandırılan bir maddeye verdiği aşırı tepkidir. Alerjiye neden olan çok sayıda alerjen madde vardır. Yaygın alerjenler arasında besinler, çimen, polen ve toz bulunurken, bazı kişilerin polyester gibi belirli kumaşlara alerjisi olabilir. Alerjiler oldukça yaygındır ve bu durumun ortaya çıkmasında genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Her iki ebeveyninizin de alerjisi varsa, sizde de olma ihtimali yüksektir. Alerjisi olan kişiler genellikle birden fazla belirti gösterirler. Alerjik reaksiyon belirtileri genel olarak şunları içerir: Hapşırma, Kızarıklık, Kaşıntı, Şişme. Daha ciddi vakalarda, yaşamı tehdit edebilecek şiddetli bir reaksiyon olan anafilaksi yaşayabilirsiniz. Polyester Alerjisi Nedir? Polyester alerjisi, tekstil dermatiti olarak da adlandırılan bir tür kumaş alerjisidir. Belirli giysiler veya diğer kumaşlarla temas ettikten sonra cildinizin tepki vermesiyle oluşur. Tekstil lifleri veya kumaş, cilt tahrişine veya daha yaygın olarak kumaşı işlemek için kullanılan kimyasal katkı maddelerine karşı bir temas alerjisine neden olabilir. Bu, çamaşır deterjanı ve tekstil üreticilerinin kullandığı boyayı içerebilir. Kumaşın dokuma lifleri arasına sıkışan ter veya hayvan tüyleri de cilt reaksiyonuna neden olabilir. Polyester Alerjisinin Belirtileri Nelerdir? Polyester alerjisinin semptomları, çoğu temas alerjisi gibi, ağırlıklı olarak deride görülür. Polyestere alerjiniz varsa aşağıdaki belirtilerden bir ya da daha fazlasını yaşayabilirsiniz: Polyester ile temas eden bölgelerdeki döküntüler, Cilt hassasiyeti, Cildinizde anormal derecede sıcak bir his, Bacaklarda kırmızı izler, Üst vücut çevresinde kurdeşen, Ellerde parlak kırmızı bir görünüm, Hafif ila şiddetli kaşıntı. Cilt reaksiyonları dışında kumaş alerjileri şunlara neden olabilir: Göğüste sıkışma veya ağrı, Nefes alma zorlukları, Şişme. Kumaş alerjisi belirtileri şu şekilde daha da... --- ### Çocuklarda Göz Tembelliği > Göz tembelliği veya ambliyopi; göz ve beyninin olması gerektiği gibi birlikte çalışmadığı bir durumdur. Buna sahip olan çocuklar, bir gözünde - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-goz-tembelligi - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Göz tembelliği veya ambliyopi; göz ve beyninin olması gerektiği gibi birlikte çalışmadığı bir durumdur. Buna sahip olan çocuklar, bir gözünde iyi görme, diğerinde zayıf görme geliştirir. Çocuklar genellikle bu görme sorununa alışırlar ve bundan anne babalarına bahsetmeyebilirler. Sonuç olarak, göz tembelliği aylarca hatta yıllarca teşhis edilemeyebilirken, ebeveynler düşük notları veya beceriksizliği bir çocuğun akademik veya atletik olarak yetenekli olmamasına bağlayabilir. Ancak göz doktorunda gitmek ve göz tembelliğini tedavi etmek kolaydır. Göz tembelliğinin tedavisi, durumu düzeltebilir ve görüşü güçlendirebilir. Erken tedavi önemlidir; beklemek veya uygun bir teşhis almamak daha sonra kalıcı görme kaybına neden olabilir. Göz Tembelliğinde Ne Olur? Doğumdan yaklaşık 8 yaşına kadar, bir çocuğun gözleri ve beyni hayati bağlantılar oluşturur. Bir veya iki gözde görüşü engelleyen veya bulanıklaştıran herhangi bir şey bu bağlantıları yavaşlatabilir veya önleyebilir. Bu olursa, beyin bir veya iki gözün gördüğü görüntüleri tam olarak tanımayabilir. Daha sonra beyin, sağlıklı gözün gördüğü görüntüleri görmezden gelmeye başlar, göz zayıflar ve görme gücünü (keskinliğini) kaybeder. Bu durum göz tembelliği olarak adlandırılır. Göz Tembelliğine Ne Sebep Olur? Bir dizi şey normal beyin-göz bağlantılarına müdahale edebilir ve göz tembelliğine yol açabilir. En yaygın sorunlardan biri şaşılıktır. Bu durumda, bir veya iki göz içeri, dışarı, yukarı veya aşağı kayar. Gözler birlikte hizalanmadığında, düz veya daha düz göz daha baskın hale gelir. Düz gözün görme gücü normal kalır çünkü göz ve beyinle olan bağlantısı normal çalışır. Yanlış hizalanmış veya zayıf göz, düzgün odaklanmaz ve beyin sinyalini görmezden gelir ve sonunda ambliyopiye yol açar. Ambliyopinin diğer nedenleri şiddetli uzağı görememe (hipermetrop), uzağı görememe (miyopi)... --- ### En İyi Bebek Şampuanı Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler > Bebek şampuanı seçerken içerik listesini incelemek önemlidir. Şampuanın formülünde yer alan maddeler, bebeğinizin hassas cildine zarar - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-15 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebek-sampuani-secerken-dikkat-edilmesi-gerekenler - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bebeklerin hassas cildi ve saç yapısı, kullanılan ürünlerin seçiminde özel bir özen gerektirir. Bebek şampuanları, hem temizlik sağlamak hem de cilt ve saç sağlığını desteklemek için özel olarak formüle edilir. Ancak piyasada çok çeşitli bebek şampuanları bulunduğu için doğru ürünü seçmek zor olabilir. Bu rehberde, bebek şampuanı seçerken dikkat edilmesi gereken tüm noktaları detaylı bir şekilde ele alacağız. En İyi Bebek Şampuanı Özellikleri Bebeklerin cilt yapısı yetişkinlere göre çok daha ince ve hassastır. Bununla birlikte bebeklerin saç derisi de sebum (yağ) üretimi açısından farklıdır. Bebek şampuanlarının formülü, bu özellikler göz önünde bulundurularak geliştirilir. Yanlış bir ürün kullanıldığında cilt kuruluğu, kızarıklık, tahriş ve hatta alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle bir bebek şampuanı satın alırken şu unsurlar göz önünde bulundurulmalıdır: 1. İçeriğe Dikkat Edin Bebek şampuanı seçerken içerik listesini incelemek önemlidir. Şampuanın formülünde yer alan maddeler, bebeğinizin hassas cildine zarar vermemeli ve alerjiye neden olmamalıdır. İşte içerik seçimi yaparken dikkat edilmesi gereken noktalar: Zararlı Maddelerden Kaçının Paraben: Koruyucu olarak kullanılan paraben, uzun vadede cilt sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Parabensiz ürünleri tercih etmek güvenli bir seçenektir. Sülfat: Köpük oluşumunu sağlayan sülfatlar, cilt bariyerine zarar verebilir. Sülfatsız ürünler daha hassas bir temizlik sunar. Parfüm ve Renklendiriciler: Yapay koku ve renk maddeleri alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Parfümsüz ve renklendiricisiz şampuanlar daha güvenlidir. Alkol: Cildi kurutabilen ve tahrişe neden olabilen alkol içeren şampuanlardan kaçının. Doğal ve Organik İçerikler Tercih Edin Bebeğinizin cilt sağlığını korumak için doğal bitki özleri ve organik sertifikalı içerikler içeren şampuanları tercih edebilirsiniz. Aloe vera, papatya özü, hindistancevizi yağı gibi doğal... --- ### Çocuklarda Uyku Düzeni > Çocuklarda uyku, büyüme ve gelişim sürecinde büyük bir öneme sahiptir. Sağlıklı bir uyku düzeni oluşturarak çocuğun hem fiziksel hem de - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-14 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-saglikli-uyku-aliskanliklari - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuklarda sağlıklı uyku alışkanlıkları, fiziksel büyüme ve zihinsel gelişim açısından kritik bir rol oynar. Uyku, çocukların bağışıklık sistemini güçlendiren, beyin fonksiyonlarını destekleyen ve duygusal dengeyi sağlayan önemli bir süreçtir. Çocukların doğru ve yeterli uyku almaları için ebeveynlerin uyku düzeni konusunda bilinçli olması gerekir. Bu rehberde, çocukların uyku ihtiyaçları, uyku düzeni oluşturma yolları, uyku ortamı ve uyku hijyeninin önemi gibi pek çok konuyu ele alacağız. Yaş Gruplarına Göre Çocuklarda Uyku İhtiyaçları Her yaş grubundaki çocukların uyku ihtiyacı farklıdır. Büyüme dönemlerinde uyku süresine dikkat edilmesi, çocuğun sağlıklı gelişimini desteklemek için önemlidir. 0-3 Ay: Yeni doğan bebekler günün büyük kısmını, yaklaşık 14-17 saat uyuyarak geçirirler. Bu süre, büyüme hormonu salgılanmasını ve beyin gelişimini destekler. 4-11 Ay: Bebeklerin bu dönemde günlük uyku ihtiyacı 12-15 saattir. 1-2 Yaş: Uyku süresi 11-14 saate düşer. Bu yaş grubunda gündüz uykuları da gelişim için önemlidir. 3-5 Yaş: Çocuklar 10-13 saat arası uykuya ihtiyaç duyar. 6-12 Yaş: Okul çağı çocuklarının 9-11 saat arası uykuya ihtiyacı vardır. 13-18 Yaş: Ergenlik dönemindeki gençlerin 8-10 saat uykuya ihtiyacı bulunur. Çocuğun yaşına uygun uyku süresi, sağlıklı büyüme ve gelişim için temel bir gereksinimdir. Uyku saatlerinin düzenli olması, çocuğun biyolojik saatini düzenler ve uyku kalitesini artırır. Çocuklarda Sağlıklı Uyku Düzeni Nasıl Oluşturulur? Sağlıklı bir uyku düzeni oluşturmak, uyku süresinin yanı sıra uyku kalitesini de artırır. İşte uyku düzeni oluşturmak için öneriler: Düzenli Uyku Saati Belirleme: Her gün aynı saatte uyumaya ve uyanmaya özen göstermek, biyolojik saati düzenler. Uyku Öncesi Rutinleri: Kitap okumak, sakinleştirici bir müzik dinlemek gibi aktiviteler çocukların uykuya geçişini kolaylaştırır. Ekran Sürelerini... --- ### Kemoterapi Alerji Yapar mı? > Kemoterapi ilaçları, kanser tedavisinde etkili araçlar olsa da, bazı hastalarda alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Bu reaksiyonlar hafif - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-11-22 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/kemoterapi-terapi-surecinde-ilac-alerjisi - Kategoriler: Yetişkin Alerji Hastalıkları Kemoterapi, kanser tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir ve güçlü kimyasal ilaçlar aracılığıyla kanser hücrelerini yok etmeyi amaçlar. Ancak, kemoterapi ilaçları bazen bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir ve bu da alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Kemoterapinin Bağışıklık Sistemi Üzerindeki Etkisi Kemoterapi ilaçları, hızlı büyüyen kanser hücrelerini hedef alır. Ancak bu ilaçlar, sağlıklı hücrelere de zarar verebilir ve bağışıklık sistemini baskılayabilir. Bu durum, vücudu enfeksiyonlara ve alerjik reaksiyonlara karşı daha savunmasız hale getirebilir. Bağışıklık Sisteminin Zayıflaması: Kemoterapi, bağışıklık sisteminin enfeksiyonlarla ve alerjenlerle savaşma yeteneğini azaltabilir. İmmünolojik Tepkiler: Bazı kemoterapi ilaçları, bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesine neden olabilir ve bu da alerjik reaksiyonlarla sonuçlanabilir. Kemoterapinin Alerjiye Neden Olma Mekanizması Kemoterapi sırasında alerjik reaksiyonlar genellikle bağışıklık sisteminin yanlışlıkla kemoterapi ilacını bir tehdit olarak algılamasından kaynaklanır. Bu tür reaksiyonlar iki ana şekilde ortaya çıkar: 1. Doğrudan Alerjik Reaksiyonlar İlaçların bileşenlerine karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesiyle ortaya çıkar. Bu tür reaksiyonlar, genellikle histamin salınımı ile ilişkilidir ve semptomlar hızla gelişebilir. 2. İlaç Aşırı Duyarlılığı Kemoterapi ilaçlarına bağlı olarak gelişen aşırı duyarlılık reaksiyonları, doğrudan alerjik bir mekanizma içermeyebilir. Semptomlar alerjik reaksiyonlara benzeyebilir, ancak bu durum bağışıklık sisteminin karmaşık bir yanıtından kaynaklanır. Kemoterapi İlaçlarının Alerjik Potansiyeli Bazı kemoterapi ilaçlarının alerjik reaksiyonlara neden olma olasılığı daha yüksektir. Bu ilaçlar şunlardır: 1. Platin Bazlı İlaçlar Sisplatin, Karboplatin ve Oksaliplatin En sık alerjik reaksiyona neden olan kemoterapi ilaçları arasındadır. Reaksiyonlar, genellikle birkaç kür sonrasında ortaya çıkar (gecikmiş duyarlılık). 2. Taxanlar Paklitaksel ve Dosetaksel Alerjik reaksiyonlar genellikle ilacın kendisine veya içinde bulunan çözücü maddelere (ör. polisorbate 80) bağlıdır. 3. Antrasiklinler... --- ### Bebeklerde ve Çocuklarda Dil Bağı Nedir? > Ankyloglossia olarak da bilinen dil bağı, bir kişinin dilinin ağzının tabanına yapışık kaldığı bir durumdur. Bu, lingual frenulum - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-ve-cocuklarda-dil-bagi-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ankyloglossia olarak da bilinen dil bağı, bir kişinin dilinin ağzının tabanına yapışık kaldığı bir durumdur. Bu, lingual frenulum (dilinizi ve ağzınızın tabanını birbirine bağlayan ince bir doku şeridi) normalden daha kısa olduğunda ortaya çıkar. Kısa bir frenulum, dilinizin hareketini kısıtlayabilir. Dil bağı, en çok yenidoğanlarda ve küçük çocuklarda görülür, ancak yetişkinlerde de olabilir. Emzirme zorlukları ve konuşma sorunları ile ilişkilidir. Dil bağı doğuştan gelen bir durumdur. Ön dil bağı ile arka dil bağı arasındaki fark nedir? Ön dil bağı, çocuğunuzun ağzının önünde, dilinin ucuna yakın bir yerde, alt dişlerinin ve diş etlerinin hemen arkasındadır. Genellikle ince bir ağ gibi görünür. Arka dil bağı (bazen "gizli" dil bağı olarak adlandırılır), daha arkada, ağız tabanının dille birleştiği yerdedir ve görmeyi zorlaştırır. Dil bağı kimleri etkiler? Herkeste dil bağı geliştirebilir. Bazı durumlarda, dil bağı kalıtsaldır. Dil bağı çoğunlukla yeni doğanları ve küçük çocukları etkiler. Ancak daha büyük çocukların ve yetişkinlerin bu duruma sahip olması mümkündür. Bu durum genel olarak yenidoğanların %10'unda ortaya çıkabilir. Dil bağı geçer mi? Bazı durumlarda, çocuklar büyüdükçe dil bağına alışmayı öğrenirler. Ancak dil bağı sorunlara neden oluyorsa, bazı belirtiler yaşla birlikte kötüleştiğinden erken tedavi etmek en iyisidir. Dil bağının belirtileri nelerdir? Dil bağının belirtileri hafif ila şiddetli arasında değişir. Çocuğunuzun dili kalp şeklinde görünebilir veya içinde bir çentik olabilir. Çoğu durumda, dil bağı belirtileri, günlük yaşamı etkilemeyecek kadar hafiftir. Yenidoğan dil bağı şunlara neden olabilir: Emzirirken kavrama zorluğu, Uzun süre emzirmek, Sürekli açlık, Kilo almada sorun. Çocuğunuz emerken gelen bir tık sesi. Küçük çocuklarda dil bağı belirtileri şunları içerebilir:Çocuğunuzun... --- ### Çocuklarda Turbuhaler Kullanımı > Turbuhaler, astım ve diğer solunum yolu rahatsızlıklarında kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Çocuklar için doğru bir şekilde - Published: 2023-05-01 - Modified: 2024-10-18 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-turbuhaler-nasil-kullanilir - Kategoriler: Çocuklarda Astım Alerji İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video Turbuhaler, astım ve diğer solunum yolu rahatsızlıklarında kullanılan bir kuru toz inhaler cihazıdır. Çocuklar için doğru bir şekilde kullanılması, ilacın akciğerlere etkin şekilde ulaşmasını sağlar. Aşağıda, çocuklarda Turbuhaler kullanımına dair adım adım bir rehber bulabilirsiniz: Çocuklarda Turbuhaler Nasıl Kullanılır? 1. Cihazın Hazırlanması: Kapak açılır: Turbuhaler’in kapağını saat yönünün tersine çevirerek çıkarın. Ağızlığı kontrol edin ve temiz olduğundan emin olun. Dozu hazırlayın: Cihaz dik tutulmalı. Alt kısmındaki doz ayar düğmesini bir yöne çevirin, ardından geri döndürün (bu işlem ilacın hazneye ulaşmasını sağlar). Doz yüklendiğinde bir "klik" sesi duyulacaktır. Eğer ses duyulmazsa, işlemi tekrarlayın. 2. Çocuğu Hazırlayın: Nefes almasını hatırlatın: Çocuğunuzun cihaza nefes vermemesini sağlayın. Nefesini tamamen boşaltmasını (ciğerlerindeki havayı dışarı vermesini) isteyin, ama cihazdan uzakta yapmalıdır. Ağızlığı yerleştirin: Turbuhaler’in ağızlığını çocuğun dişlerinin arasına yerleştirin. Dudaklarının ağızlığı tamamen kavradığından emin olun, böylece hava kaçmaz. 3. İnhalasyon (Soluma): Derin nefes aldırın: Çocuğunuzdan ağızlık aracılığıyla hızlı ve derin bir nefes almasını isteyin. Bu nefes, ilacın akciğerlere ulaşmasını sağlar. Nefes alma işlemi sırasında cihaz dik konumda olmalıdır. Nefesini tutturun: Çocuğunuz nefes aldıktan sonra, ilacın akciğerlerine tam ulaşması için 5-10 saniye nefesini tutmasını isteyin. Bu süre, ilacın akciğerlere ulaşmasına yardımcı olur. 4. Nefes Verme: Nefes verdirin: Nefes tutma işlemi tamamlandıktan sonra, çocuğunuzun cihazdan uzak bir şekilde yavaşça nefes vermesini sağlayın. Cihazın içine nefes verilmemesine dikkat edin. 5. Cihazı Kapatma: Kapağı kapatın: İnhalasyon işlemi bittikten sonra cihazın kapağını tekrar yerine takın. 6. Temizlik: Ağızlığı temizleyin: Cihazı kullanımdan sonra kuru bir bezle temizleyin. Cihazın suyla temas etmesini engelleyin, çünkü su cihazdaki tozu etkileyebilir. Ağız temizliği: Eğer Turbuhaler kortikosteroid... --- ### Çocuklarda Jet İnhaler Kullanımı > Jet inhaler kullanımı için cihazı 30 saniye aşağı yukarı sallayınız.2. Cihazın kahverengi kapağını açınız.3. Cihazı dikey bir şekilde tutunuz - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-08-02 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-jet-inhaler-kullanimi - Kategoriler: Çocuklarda Astım Alerji İlaçları Nasıl Kullanılır - Biçimler: Video Jet İnhaler Kullanımı 1. Jet inhaler kullanımı için cihazı 30 saniye aşağı yukarı sallayınız. 2. Cihazın kahverengi kapağını açınız. 3. Cihazı dikey bir şekilde tutunuz. 4. Dik bir pozisyonda oturunuz veya ayağa kalkınız. Başınız dik pozisyonda tutun ve hafifçe başınızı arkaya alınız, cihazı yatay pozisyonda tutunuz. 5. Cihazdan uzak bir şekilde akciğerler boşalıncaya kadar nefesinizi dışarıya veriniz. 6. Cihazın ağzını dişlerinizin arasına yerleştiriniz ve dudaklarınızla cihazı sıkıca kavrayınız. 7. İnhaleri sıkarken eş zamanlı DERİN ve YAVAŞ nefes alınız. 8. Nefesinizi 10 saniye tutunuz. Nefesinizi tutarken cihazı ağzınızdan uzaklaştırıp ağzınızı kapatınız. 10 saniye nefesinizi tutup sonrasına nefesinizi burnunuzdan verebilirsiniz. - Cihazın içindeki ilacı daha iyi çekebilmek için doz yüklemeden 1 kez daha DERİN ve YAVAŞ nefes alınıp 10 saniye nefes tutulabilir. 9. İkinci bir doz uygulanacaksa 1 dakika beklendikten sonra aynı işlemleri madde 1’den başlayarak tekrarlayınız. 10. Cihazın kapağını kapatınız. 11. Uygulama sonrası ağız içinde pamukçuk oluşmaması ve öksürük oluşmaması için bol su ile ağız ve boğazınızı gargara ediniz. SUYU YUTMAYINIZ. Suyla gargara yerine dişlerinizi fırçalayabilirsiniz. Dikkat Edilmesi Gerekenler: - Kesinlikle buzdolabında saklamayınız. Oda ısısında saklayabilirsiniz. - Son kullanma tarihine kadar kullanabilirsiniz. İlacınız bozulmaz. Son kullanma tarihi geçmişse kullanmayınız. - İlacınızı doktorunuzun önerdiği doz ve sürede kullanınız. - Ağızlığın temizliği için haftada bir kuru bir bezle ağızlığın dışını temizleyebilirsiniz. Su veya başka sıvı ile silmeyiniz. - Beklenmeyen bir etki gördüğünüzde doktorunuza başvurunuz. - Akciğer sağlığınız için ilacınızı doğru teknikle ve düzenli kullanınız. - Lütfen doktor kontrollerinizi aksatmayınız. --- ### Bebeklerde Karın Guruldaması Neden Olur? > Yenidoğan bebeklerde görülen karın guruldaması da merak uyandıran konulardan biri. Bebeğinizin karın gurultusu genel olarak sindirim sistemi - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-karin-guruldamasi-neden-olur - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ebeveynler, yenidioğan bebeklerinin her hareketini ilgi çekici bulur ve bazı durumlarda endişelenir. Örneğin bebeklerin ağzının köpürmesi ya da kusmuklarının kesik süt gibi olması durumları bazı ebeveynleri endişelendirebilir. Yenidoğan bebeklerde görülen karın guruldaması da merak uyandıran konulardan biri. Bebeğinizin karın gurultusu genel olarak sindirim sistemi ile alakalıdır. Bebeğiniz, anne sütüne veya mamaya alışıyorken midesinde gaz ve basınç olabilir. Bu gaz ve basınç da karın guruldamasına neden olur. Bebeğinizin karnında meydana gelen guruldamaya neden olur. Bebeklerde gaz olması son derece normaldir. Ancak bu gaz belli bir miktarın üzerinde olursa normal kabul edilmez ve bebeğinizde sancıya neden olabilir.  Yenidoğan homurdamasının nedeniBebeğiniz homurdandığında, genellikle bağırsak hareketi yapmayı öğreniyor demektir. Bebeğiniz, dışkı ve gazı hareket ettirmek için karın basıncını kullanırken pelvik tabanı nasıl gevşeteceğini henüz bilmiyor. Karın kasları zayıftır ve diyaframları kapalı gırtlaklarına (glottis) karşı bastırmak zorundadırlar. Bu, bir hırıltı sesine yol açar.  Bebeklerde Gaz Sancısının Belirtileri Nelerdir? Bebeğiniz bazı durumlarda huysuz görünebilir; açken, uykusuzken ya da altını kirletmişken. Bunlarla birlikte gaz sancısından dolayı bebeğinizin huysuzlanması da oldukça olasıdır. Karın guruldamalarına neden olan gaz sancıları birçok belirti gösterir. Bu belirtilerden bazıları şunlardır: Sıklıkla geğirme, Hıçkırık, Tükürme, Sert ve şişkin bir karın, Ağlama,  Huzursuzluk hali. Bu belirtiler bebeğinizin gaz sancısı yaşadığı anlamına gelir ve bebeğinizin karnında guruldamalar olabilir. Bebeklerde oluşan gazlarda annenin diyeti de önemli bir rol oynar. Annenin gaz yapan yiyeceklerden uzak durması, bebeklerde de gaz oluşumunu azaltacaktır.  Bebeklerde Karın Guruldaması Diğer NedenleriBebeklerde karın guruldamasına neden olabilecek bazı farklı durumlar da olabilir. Örneğin bebeğinizin memeyi iyi kavrayamaması, beslenirken hava yutmasına neden olur ve bu durum... --- ### Bebek ve Çocukların Uzak Durması Gereken Gıdalar > Bebek ve çocukların sağlıklı gelişimi için beslenme büyük önem taşır. Ancak bazı gıdalar, bebeklerin hassas sindirim sistemine zarar verebilir - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklari-uzak-tutmaniz-gereken-yiyecekler - Kategoriler: Çocuk Beslenmesi Bebek ve çocukların sağlıklı gelişimi için beslenme büyük önem taşır. Ancak bazı gıdalar, bebeklerin hassas sindirim sistemine zarar verebilir veya çocuklarda istenmeyen sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu yüzden ebeveynlerin dikkatli olması gereken bazı yiyecekler vardır. Bu içerikte, bebek ve çocukların uzak durması gereken gıdaları ve sağlıklı alternatifleri bulabilirsiniz. Bebeklerin Uzak Durması Gereken Gıdalar Bebeklerin özellikle ilk 1-2 yıllık dönemde beslenme hassasiyetleri oldukça yüksektir. Bu nedenle bazı yiyecekler bebeklere verilmemelidir. 1. Bal Bal, bebekler için potansiyel bir risk taşır. İlk 12 ay boyunca bebeklere bal verilmemelidir. Balda bulunan Clostridium botulinum bakterisinin sporları, bebeklerin sindirim sisteminde botulizm adı verilen ciddi bir gıda zehirlenmesine yol açabilir. Bu nedenle bebek 1 yaşını doldurana kadar bal kesinlikle önerilmez. 2. İnek Sütü Bebeklerin sindirim sistemi, ilk 1 yıl boyunca inek sütünü sindirecek olgunluğa erişmez. İnek sütü yüksek miktarda protein içerir ve bebeklerin bağırsakları bu proteini işleyemez. Ayrıca inek sütü demir eksikliği anemisi riskini artırabilir ve alerjik reaksiyonlara yol açabilir. İlk 1 yıl boyunca bebeklere sadece anne sütü veya doktor önerisiyle formül süt verilmelidir. 3. İşlenmiş Gıdalar İşlenmiş gıdalar, katkı maddeleri, koruyucular ve fazla miktarda tuz ve şeker içerebilir. Bu bileşenler bebeklerin sindirim sistemine zarar verebilir ve böbreklerine aşırı yük bindirebilir. Ayrıca işlenmiş gıdalar, besin değeri düşük olup sağlıksız bir beslenme alışkanlığına yol açabilir. Bebeklere doğal ve taze besinler sunmak en doğrusudur. 4. Şeker ve Tatlandırıcılar Bebeklerin beslenme düzeninde şeker olmamalıdır. Şeker, hem kilo sorunlarına yol açabilir hem de diş çürümelerine sebep olabilir. Ayrıca bebeklerin tat alma alışkanlıklarını şekillendirir. Şeker yerine bebeklere doğal meyve püreleri veya meyveler... --- ### Saç Boyası Alerjisi Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri > aç boyası alerjisi, özellikle PPD gibi kimyasal maddelere karşı hassasiyeti olan bireylerde yaygın görülen bir durumdur. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/sac-boyasi-alerjisi - Kategoriler: Yetişkin Alerji Hastalıkları Saç boyası, dünya genelinde hem kadınlar hem de erkekler tarafından sıklıkla kullanılan bir kozmetik üründür. Ancak saç boyasının içeriğindeki bazı kimyasal maddeler, alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Saç boyası alerjisi, kaşıntı, kızarıklık ve hatta ciddi cilt problemlerine yol açabilecek bir durumdur. Saç Boyası Alerjisi Nedir? Saç boyası alerjisi, bağışıklık sisteminin saç boyasındaki bazı maddelere karşı aşırı tepki göstermesiyle ortaya çıkan bir durumdur. Bu durum, genellikle saç derisinde, yüz çevresinde ve boyun bölgesinde tahriş, kaşıntı ve kızarıklık gibi belirtilerle kendini gösterir. Bazı durumlarda, ciddi alerjik reaksiyonlar (anafilaksi gibi) görülebilir. Saç Boyası Alerjisinin Nedenleri Saç boyası alerjisine neden olan başlıca faktörler şunlardır: 1. Parafenilendiamin (PPD) PPD, saç boyalarında en sık alerjik reaksiyona neden olan kimyasal maddedir. Özellikle koyu renk saç boyalarında yoğun olarak bulunur. PPD, saç boyasının renginin uzun süre dayanmasını sağlar ancak aynı zamanda ciltte alerjik reaksiyonlara neden olabilir. 2. Diğer Kimyasal Maddeler Amonyak: Boyanın saç tellerine nüfuz etmesini kolaylaştıran bir kimyasaldır. Tahrişe neden olabilir. Resorsinol: Saç boyalarının renk stabilitesini artıran bir maddedir ve alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Hidrojen Peroksit: Boya işlemi sırasında saç rengini açmak için kullanılan bir kimyasaldır. Cildi tahriş edebilir. 3. Daha Önceki Kimyasal Maruziyet Sık sık saç boyası kullanan kişilerde, kimyasallara karşı duyarlılık zamanla artabilir. 4. Genetik Yatkınlık Alerjiye genetik yatkınlığı olan bireyler, saç boyası alerjisi geliştirmeye daha eğilimlidir. Saç Boyası Alerjisinin Belirtileri Saç boyası alerjisinin belirtileri, hafif tahrişten ciddi reaksiyonlara kadar değişebilir. Belirtiler genellikle boyanın uygulanmasından sonraki birkaç saat ile 48 saat içinde ortaya çıkar. Hafif Belirtiler Kaşıntı Hafif kızarıklık Saç derisinde tahriş Orta Şiddette Belirtiler Saç... --- ### Çocuklarda Duruş Bozukluğunu Önlemenin Yolları > Çocuklarda duruş bozukluğu, genellikle kötü oturma alışkanlıkları, ağır sırt çantaları veya fiziksel aktivite eksikliği gibi nedenlerle - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-durus-bozuklugunu-onlemenin-yollari - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Duruş bozukluğu, vücudun doğal hizasının bozulması ve omurga, kaslar, eklemler ve bağ dokuları üzerinde gereksiz stres oluşması durumudur. Çocuklarda duruş bozukluğu, genellikle kötü oturma alışkanlıkları, ağır sırt çantaları veya fiziksel aktivite eksikliği gibi nedenlerle ortaya çıkar. Duruş bozukluğu, hem fiziksel rahatsızlıklara hem de estetik kaygılara yol açabilir. Erken teşhis ve müdahale, duruş bozukluğunun ilerlemesini önlemek için önemlidir. Duruş bozukluğu, omurganın doğal eğriliğini etkileyebilir ve skolyoz, kifoz veya lordoz gibi omurga deformasyonlarına neden olabilir. Ayrıca, uzun vadede kas dengesizlikleri, sırt ağrıları ve genel yaşam kalitesinde düşüş gibi sorunlara yol açabilir. Çocuklarda Duruş Bozukluğu Türleri Duruş bozukluğu, farklı şekillerde ortaya çıkabilir ve her türünün kendine özgü nedenleri ve belirtileri vardır. Çocuklarda yaygın görülen duruş bozukluğu türleri şunlardır: 1. Kifoz (Kamburluk) Kifoz, omurganın üst kısmının aşırı derecede öne eğilmesi durumudur. Bu durum, çocuğun sırtının yuvarlak bir görünüm almasına neden olabilir. Genellikle ağır sırt çantaları taşımak veya uzun süre kötü oturma pozisyonunda kalmak kifozun yaygın nedenleridir. 2. Lordoz Lordoz, omurganın alt kısmında aşırı bir içe eğrilik oluşmasıdır. Çocukların bel bölgeleri belirgin bir şekilde içe kıvrılmış görünür. Bu durum genellikle zayıf karın kasları veya aşırı kilo ile ilişkilidir. 3. Skolyoz Skolyoz, omurganın yana doğru eğrilmesi durumudur. Omurga bir "S" veya "C" şekli alabilir. Skolyoz genellikle çocukluk döneminde fark edilir ve erken teşhis edilmezse ilerleyebilir. 4. Düz Sırt (Flat Back) Düz sırt, omurganın doğal eğriliğinin azalması veya tamamen kaybolması durumudur. Bu bozukluk, sırt kaslarının zayıflığı veya sürekli yanlış duruş nedeniyle oluşabilir. Çocuklarda Duruş Bozukluğunun Nedenleri Çocuklarda duruş bozukluğu, birden fazla faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıkabilir.... --- ### Bebeklerde Pnömotoraks > Pnömotoraks (hava kaçağı), akciğer ve göğüs duvarı arasındaki boşlukta anormal hava toplanmasıdır. Akciğerde küçük bir zayıflık alanı - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/bebeklerde-pnomotoraks - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Pnömotoraks (hava kaçağı), akciğer ve göğüs duvarı arasındaki boşlukta anormal hava toplanmasıdır. Akciğerde küçük bir zayıflık alanı nedeniyle başka akciğer sorunu olmayan çocuklarda ortaya çıkabilir. Bu alan açılarak havanın akciğer dışındaki boşluğa girmesine izin verebilir. Bu hava akciğeri iter ve onu çökertebilir. Belirtiler Nelerdir? Semptomların fiziksel aktivite sırasında olduğundan daha fazla istirahatte gelişmesi daha olasıdır ve şunları içerebilir: Zamanla düzelen akut göğüs ağrısı, Nefes darlığı, Sırt ve omuz ağrısı. Bazen kalp etkilenir. Buna tansiyon pnömotoraks denir. Bunun işaretleri şunlardır: Yürüme, hatta nefes almada güçlükle ayakta durma, Nefes almada zorluk ve göğüs ağrısı, Sığ nefes alıp vermek, Terlemeli veya terlemesiz beyaz, gri veya mavi ten rengi. Nedenler nelerdir? Akciğerlerdeki oksijen ve karbondioksitin değiş tokuş edildiği küçük hava keseleri olan alveoller patladığında bir pnömotoraks veya başka bir hava kaçağı gelişir. Alveoller patladığında hava kaçar ve hava sızıntısına neden olur. Bebeklerin akciğerleri çok kırılgandır ve birçok şey bebeğin pnömotoraks veya diğer hava sızıntısı riskini artırabilir. Bazı bebekler diğerlerinden daha fazla risk altında olsa da, doğumdan sonra akciğerleri genişledikçe herhangi bir yenidoğan pnömoni geliştirebilir. Bebeğinize pnömo geliştirme şansı veren risk faktörleri şunları içerir:Erken doğum:Prematürelerin akciğer dokusu çok kırılgandır ve alveolleri kolayca yırtılır. Doğumda 1500 g'dan daha hafif olan bebekler en büyük risk altındadır. Doğumda nefes almaya yardımcı olma:Bebekler doğumdan hemen sonra nefes almadığında, canlandırma ekibi bebek nefes almaya başlayana kadar manuel nefes vermek için bir ambu torbası veya başka bir cihaz kullanacaktır. Gerekli olmasına rağmen, bu yardım solunumu pnömoya neden olabilir. Mekanik ventilasyon:Ventilatörden veya CPAP'den uzun süreli yardıma ihtiyaç duyan bebeklerde pnömoni riski daha... --- ### Down Sendromu Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri > Down sendromu, bebeklerde görülen en yaygın genetik farklılıklardan biridir ve her 700 doğumdan birinde ortaya çıkar. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/down-sendromu - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Down sendromu, bebeklerde görülen en yaygın genetik farklılıklardan biridir ve her 700 doğumdan birinde ortaya çıkar. Down sendromu, bireyde fiziksel ve zihinsel gelişim farklılıklarına yol açan bir durumdur. Kromozom 21’in fazladan bir kopyasının bulunmasıyla oluşan bu sendrom, bireylerin yaşam kalitesini etkileyebilir ancak uygun eğitim ve destekle oldukça aktif ve bağımsız bir yaşam sürdürebilirler. Bu içerikte, Down sendromunun nedenleri, belirtileri, tanı yöntemleri ve tedavi süreçlerini ayrıntılı bir şekilde ele alacağız. Down Sendromu Nedir? Down sendromu, vücutta normalde iki adet bulunması gereken 21. kromozomun üç kopya olarak bulunması sonucu ortaya çıkan genetik bir durumdur. Trizomi 21 olarak da bilinen Down sendromu, genetik bir hata sonucu oluşur ve bireylerde zihinsel gelişim, öğrenme ve fiziksel özelliklerde farklılıklara neden olur. Bu durum kalıtsal değildir, yani aileden geçiş göstermez. Down sendromu olan bireyler, çeşitli sağlık sorunlarına yatkın olabilir ancak bu durum yaşam kalitelerini uygun bakım ve eğitimle artırmak mümkündür. Down Sendromunun Nedenleri Down sendromu, hamilelik sırasında bebeğin kromozomlarının yanlış bir şekilde ayrılması sonucu ortaya çıkar. Normalde her insan 23 çift kromozoma sahiptir. Ancak Down sendromlu bireylerde, 21. kromozomda üç kopya bulunur, bu da toplamda 47 kromozom olması anlamına gelir. Down sendromunun nedenleri tam olarak bilinmese de, bazı risk faktörleri tanımlanmıştır: Anne Yaşı: Anne yaşının ilerlemesi, Down sendromu riskini artıran en önemli faktördür. Özellikle 35 yaş ve üzerindeki annelerde risk artar. Ailede Down Sendromu Geçmişi: Çok nadir durumlarda, ebeveynlerde Down sendromu taşıyıcılığı olabilir. Ancak bu, genel vakaların çok azını oluşturur. Down sendromunun üç farklı türü bulunur: Trizomi 21: En yaygın tür olup, bireydeki tüm hücrelerde 21. kromozomun... --- ### Hidrosefali (Beyinde Sıvı Birikmesi) Nedir? > Beyinde sıvı birikmesi olarak da adlandırılan hidrosefali, beynin boşluklarında (ventriküller) anormal bir BOS (beyin omurilik sıvısı) - Published: 2023-05-01 - Modified: 2025-02-04 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/hidrosefali-beyinde-sivi-birikmesi-nedir - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Beyinde sıvı birikmesi olarak da adlandırılan hidrosefali, beynin boşluklarında (ventriküller) anormal bir BOS (beyin omurilik sıvısı) birikiminin olduğu bir durumdur. Birikmeye genellikle uygun sıvı drenajını önleyen bir tıkanıklık neden olur. Hidrosefalide, BOS'un birikmesi, çevredeki beyin dokusunu ezen kafatasının içindeki basıncı artırabilir. Bazı durumlarda bu, başın sürekli olarak büyümesine, kasılmalara ve beyin hasarına neden olabilir. Tedavi edilmediği takdirde ölümcül olabilir. Bu nedenle hidrosefalinin acilen tedavi edilmesi gereklidir. Baş ağrısı, kusma, bulanık görme, bilişsel problemler ve yürüme güçlüğü hidrosefalinin belirtilerindendir. Beyin BOS ile çevrilidir ve BOS’un hayati üç işlevi vardır. Bu işlevler şunlardır: Sinir sistemini korur, Atıkları giderir, Beyni besler. Beyin her gün yaklaşık 1 litre BOS üretir ve eski BOS kan damarları tarafından emilir. BOS üretme ve çıkarma işlemi bozulursa, BOS birikerek hidrosefaliye neden olabilir. Hidrosefali TürleriHidrosefalinin birkaç türü vardır. Konjenital (doğumsal) hidrosefaliAnnede hamilelik sırasında kızamıkçık veya kabakulak gibi bir enfeksiyon veya spina bifida gibi bir doğum kusurundan kaynaklanabilir. Konjenital hidrosefali; Down sendromu veya sağırlıktan daha yaygın olan gelişimsel engellerden biridir. Edinilmiş hidrosefaliBu durum, doğumdan sonra, genellikle inme, beyin tümörü, menenjit veya ciddi bir kafa travması sonucu gelişir. Normal basınçlı hidrosefaliBu sadece 50 yaş ve üstü insanları etkiler. Felç, yaralanma, enfeksiyon, ameliyat veya kanama sonrası gelişebilir. Ancak çoğu durumda neden tam olarak bilinmemektedir.  Hidrosefali Belirtileri Nelerdir? Konjenital (doğumsal) hidrosefali belirtileri şunları içerir:  Nefes alma zorlukları yaşanabilir.   Kol ve bacak kasları sert ve kasılmaya eğilimli olabilir. Oturma veya emekleme gibi bazı gelişim evreleri gecikebilir. Başın üst kısmındaki yumuşak nokta olan fontanel gergindir ve dışa doğru şişkindir Sinirlilik, uyuşukluk veya her iki... --- ### Çocuklarda Skolyoz Belirtileri > Skolyoz genel olarak ağrıya neden olmayan bir hastalıktır. Bu nedenle belirtiler hemen fark edilmeyebilir. - Published: 2023-05-01 - Modified: 2023-05-01 - URL: https://istanbulalerjimerkezi.com.tr/cocuklarda-skolyoz-belirtileri - Kategoriler: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bir çocuğun omurgasının normal olmayan bir biçimde yana doğru kıvrılması ya da dönmesi çocuklarda skolyoz durumunu meydana getirir. Skolyozun şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bazı çocuklarda durum hafiftir ve belirli aralıklarla takip edilmesi yeterlidir. Ancak şiddetli skolyozu olan kişilerde ameliyat gerekli olabilir.  Skolyoz genel olarak ağrıya neden olmayan bir hastalıktır. Bu nedenle belirtiler hemen fark edilmeyebilir. Çocuklara skolyoz belirtileri şunları içerir:  Omuzlarda eşitsizlik, Sürekli bir tarafa eğilmek, Bacak uzunluklarında eşitsizlik,  Belirgin omuzlar, Düzensiz bir bel, Yükselmiş kalçalar. Bu belirtilerden herhangi birini çocuğunuzda fark ederseniz, çocuğunuzun doktoru ile iletişime geçmeniz faydalı olacaktır.  Skolyoz Kimlerde Görülür? Skolyoz her yaştan kişiyi etkileyebilmekle birlikte sıklıkla ergenlerde görülür. Omurgadaki küçük kemikler olan omurların düz olmak yerine kavisli olması skolyozu oluşturur. Bu durum beraberinde sağlık sorunlarını da getirir. Omurga; omur adı verilen, elastik doku ile birbirine bağlanan çok sayıda küçük kemikten oluşmuştur. Bunlar, insanlara esneme, yürüme, eğilme gibi esneklikleri verir. Küçük eğriler genel olarak sorun yaratmazken kötüleşen eğriler sağlığı olumsuz etkiler.  Skolyoz Çeşitleri Nelerdir? Skolyozun bazı tipleri vardır ve kişinin sahip olduğu skolyoz tipine göre tedavisi belirlenir. Skolyoz çeşitleri aşağıdakileri içerir:İdiyopatik skolyozİdiyopatik skolyoz en yaygın olan skolyoz türüdür. İdiyopatik", sebebin bilinmediği anlamına gelir, ancak ailelerde görülme eğilimi olduğu için genetik yani kalıtsal temeli vardır. Çocuklar her yaşta bu hastalığa yakalanabilir, ancak çoğu zaman bir çocuk büyüme atağı geçirdiğinde, ergenlik civarında olur. Doğuştan skolyozKonjenital skolyoz, doğumda tespit edilen oldukça nadir bir omurga anomalisidir. Bu tür bir skolyoz, bebek doğmadan önce bazı omurların gelişme biçiminde bir şeyler ters gittiğinde meydana gelir. Bir çocuk, genellikle 2 yaş civarında veya... ---